memede malign bulgu nedir / Meme Kanserinin Belirtileri ve Tanısı | monash.pw

Memede Malign Bulgu Nedir

memede malign bulgu nedir

Meme Hastalıklarının Tanısında Mamografi

 * Asist.; SB Ankara Eğit. ve Araş. Hast. Radyoloji Bölümü
** Başasistan; SB Ankara Eğit. ve Araş. Hast. Radyoloji Bölümü
*** Klinik Şefi; SB Ankara Eğit. ve Araş. Hast. Radyoloji Bölümü

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen meme patolojisidir. Kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır. Mamografik tarama ile sağlanan erken tanı mortaliteyi % oranında azaltmaktadır. Bu nedenle mamografi meme kanserinin tanısında "altın standart" olarak kabul edilir. Tarama amaçlı mamografinin yaşlar arasında yılda bir, daha sonra yılda bir uygulanması önerilir.  Bu nedenle mamografinin meme kanserinin erken tanısındaki yeri konusunda bilinçli olunması ve meme patolojilerine yönelik algoritm içerisinde diğer inceleme yöntemlerinin tamamlayıcı nitelikte olduğunun bilinmesi önemlidir.

            Meme kanseri kadınlarda memeyi etkileyen en önemli patolojidir. ABD'de 54 yaş altındaki kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni meme kanseridir. Ülkemizde yapılan istatistiklerde kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı meme kanseri almaktadır. ABD'de her sekiz kadından birinin yaşamı sırasında meme kanserine yakalanacağı, her otuz kadından birinin meme kanseri nedeniyle öleceği tahmin edilmektedir. Yine ABD'de 40 yaşından büyük kadınlarda yılda bir kez yapılan mamografi her yıl meme kanserine bağlı ölümü önleyebileceği bildirilmiştir. Meme kanseriyle ilgili tanımlanan risk faktörleri etiyolojiyi aydınlatmakta yetersizdir ve korunma henüz olanaklı değildir. Bunun yanında meme kanserinde hastanın on yıl yaşama şansı metastaz yapmamış küçük tümörlerde daha yüksek orandadır. Bu nedenle meme kanserinde erken tanı çok önemlidir.

            Mamografik tarama ile sağlanan erken tanının mortaliteyi % oranında azalttığı bildirilmiştir. Bütün bu nedenlerden ötürü tüm hekimlerin mamografinin meme kanserinin erken tanısındaki yeri konusunda bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

             Meme hastalıklarının araştırılmasına yönelik yaklaşım içerisinde mamografi en etkin radyolojik yöntemdir. Diğer tanı yöntemleri, gerektiğinde mamografiyi tamamlayıcı olarak kullanılmalıdır. Mamografi kullanımı tanı ve tarama amacına yöneliktir. Otuz yaşından büyük, belirtileri olan kadınlarda meme muayenesinden sonra tanı amaçlı bilateral mamografi yapılmalıdır. Palpasyonda malign kitle bulguları olan ve bu nedenle biyopsi planlanan hastalarda da palpe edilen bölgenin kitleden ayrı bir kistik patoloji bulunma olasılığı nedeniyle mamografik inceleme önerilir. Tarama amaçlı mamografi ise meme kanserine ilişkin yakınması ya da bulgusu olmayan kadınlarda uygulanan, klinik olarak gizli kalmış meme kanserinin tam ya da yüksek bir iyileşme olasılığının olduğu bir dönemde tedavi edilebilme şansının araştırılmasını amaçlayan ve erken tanıda yararı gösterilmiş tek görüntüleme yöntemidir. Ancak meme muayenesi olmadan yapılan mamografik değerlendirmede duyarlılığın % oranında azaldığı hesaplanmıştır. Tarama amaçlı mamografik incelemeye başlama yaşı konusunda farklı görüşler olmakla birlikte genel olarak 40 yaşında başlanması, yaş arasında   yılda bir, daha sonra yılda bir uygulanması önerilmektedir.

            1. Mamografi Tekniği

            Mamografik taramanın benimsenmesi konusunda inceleme sırasında meme dokusunun yüksek doz radyasyona maruz kaldığı inancı önemli bir sorun oluşturmaktadır. Ancak henüz mamografi nedeniyle kanser olan kadın bulunmamaktadır. Mamografi tekniğinin gelişmesine paralel olarak meme dokusunun inceleme sırasında maruz kaldığı doz azalmaktadır. Mamografinin klasik röntgenden en önemli farkı düşük dozda daha yüksek görüntü kalitesi elde etmesidir. Teknik olarak kaliteli bir mamografide memenin tümü ya da olabildiğince fazla meme alanı yüksek kontrast ve optimum görüntü ayrıntısı ile görüntülenmelidir. İnceleme sırasında en önemli nokta memenin yeterince sıkışırılmasıdır. Bu, kimi zaman hastalarda rahatsızlık yaratabilir, ancak yeterli sıkıştırma ile memenin alacağı radyasyon dozu azalır. Aynı zamanda meme dokusunun üst üste gelen kısımlarının ayrılmasıyla var olan bir kitle gözden kaçırılmamış olur ve yalancı kitle görünümleri kaybolur.

            Rutin mamografi incelemesi için meme sıkıştırılarak mediolateral oblik (MLO) ve kraniokaudal (KK) grafiler alınır. Uygun alınan bir MLO grafide pektoral kas yaklaşık meme başı düzeyine kadar üçgen şeklinde görüntülenmelidir. Bu grafi iki temel pozisyondan en çok meme dokusu içeren ve en önemli olanıdır. Ayrıca memede en sık karşılaşılan kanser yerleşim yeri olan üst dış kadran ve aksiller kuyruk diğer pozisyonlara göre daha iyi görüntülenir. KK grafide subareolar bölge, santral ve medial meme dokusu daha iyi görüntülenir. Her iki grafide ince, lineer çizgiler keskin olmalı, küçük radyoopasiteler ve mikrokalsifikasyonlar görülebilmelidir. Hastaya uygun pozisyon verilmesi önemlidir ve meme başının opasitesi tam profilden görüntülenmemişse meme dokusuyla çakışarak yalancı kitle görüntüsü verebilir. Standart grafilerin alınmasından sonra tek bir projeksiyonda alınan dansitelerin gerçek olup olmadığının anlaşılması amacıyla ek projeksiyonlarda grafiler alınabilir. Teknik olarak yeterli olduğuna karar verildikten sonra mamografide lezyon olup olmadığı araştırılmalıdır. Genellikle bilateral meme dokusunun dağılımı simetriktir. Bu nedenle asimetrik görünümün algılanabilmesi için iki tarafın yan yana asılarak her iki memenin simetrik olarak değerlendirilmesi gerekir. Grafilerin -eğer varsa- daha önce alınan grafilerle karşılaştırılması, olası benign ya da malign patolojilerin stabilitesinin değerlendirilmesi bakımından önemlidir.

            2. Mamografi ve Normal Meme

            Memede yer alan üç temel dokudan yağ dokusu radyolüsen, bağ dokusu doğrusal bantlar şeklinde radyodens, glandüler doku ise orta derecede opasiteler şeklinde izlenir. Genellikle parankim dokusunun fizyolojik dağılımına bağlı olarak üst dış kadranlarda opasite artışı izlenir. Meme derisi düzgün olup ortalama mm'yi geçmeyen ince bir bant olarak izlenir. Deri opasitesinin hemen altında ise deri altı yağ dokusuna ilişkin düzgün radyolüsen görünüm vardır. Meme dokusu miktar, bileşim ve dağılım açısından bireyden bireye ve aynı bireyin yaşamı boyunca dönemler arasında farklılıklar gösterebilir. Bu durum "normal" olarak değerlendirilebilecek meme dokusunun farklılıklar göstermesine neden olmuştur. Memede temel dokuların birbirlerine oranları meme paternini ve meme dansitesindeki artış ya da azalmayı belirler. Genç kadınlarda hemen hemen tüm memeyi kaplayan glandüler doku nedeniyle adeta homojen bir opasite sözkonusudur. Böyle dens memelerde değerlendirme yapmak daha zordur. Kırk yaşına doğru memenin iç yarısından başlayan ve daha sonra hızlanma gösteren involüsyonda glandüler dokunun yerini yağ dokusu almaktadır. Bu nedenle menopozda ve postmenopozal dönemde memede hipodens ağırlıklı bir görünüm ortaya çıkar. İnvolüsyon memede değerlendirme yapmayı kolaylaştırır ve tam olarak involüsyona uğramış yağlı bir memede mamografinin duyarlılığı %'e yaklaşır.

            Mamografilerin değerlendirilmesinde yağ dokusu ve fibroglandüler dokunın oranlarına dayalı olarak meme parankim paternleri tanımlanmıştır. Son kabul gören sınıflandırmaya göre Patern 1'de hemen hemen tüm doku görünümdedir. Yağ dokusu içerisinde dağınık yerleşimli fibroglandüler dansitelerin oluşturduğu görünüm Patern 2'yi oluşturur. Patern 3'de ise fibroglandüler dansitelerin oranı %25'in üzerindedir. Başlıca yüksek yüzdede fibröz bağ dokusundan oluşan ileri derecede dens memeler ise Patern 4 olarak  tanımlanmıştır. Dens memelerin yüksek kanser riski taşıdığını bildiren çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca dens memelerde küçük kanser odaklarının ayırt edilme güçlüğünden söz edilmektedir. Normal memede zaman içerisinde dansite artışı görülmesi seyrektir. En çarpıcı patern değişiklikleri kilo değişiklikleri nedeniyle oluşur. Dansite artışı ikinci neden hormon replasman tedavisidir.

            3. Meme Patolojilerinde Karşılaşılan         Mamografik Bulgular:

            a. Kitle,

            b. Yapısal distorsiyon,

            c. Asimetrik dansite,

            d. Kalsifikasyon,

            e. Deri, meme başı ve trabekülasyonda izlenen değişiklikler,

            f. Aksiller lenf nodu patolojileri.

            Kitle lezyonları meme kanserlerinin en sık görülme şeklidir. Kitle komşu meme parankiminden bir sınırla ayrılan ve iki farklı projeksiyonda yer kaplayan lezyon olarak tanımlanmıştır. Lezyon tek bir projeksiyonda izleniyorsa dansite olarak tanımlanmalıdır. Kitlenin morfolojisi tanısal yaklaşımda önem taşır. Kitlenin malignite kuşkusunun değerlendirilmesinde şekil, kenar yapısı ve dansite özellikleri birinci derecede önemlidir. Kitleler şekil bakımından yuvarlak, oval, lobüler, irregüler olarak sınıflandırılabilir. Lobülasyon kenar yapısındaki ondülasyonlarla belirtilir.  Mikrolobüle ya da irregüler şekilli kitlelerin malignite olasılığı fazladır. Kitlenin çevre dokuyla arasındaki kenar keskinse iyi sınırlı olarak tanımlanır. Kitle kenarından çevreye ışınsal tarzda uzanımlar izleniyorsa spiküler tanımı kullanılır. Kitlenin çevre dokuyla üst üste gelmesi durumunda örtülmüş kenar yapısı ortaya çıkar. Kapsül ve iyi sınırlı kitleleri çevreleyen 1 mm kalınlığındaki radyolüsen alan olarak belirtilen halo işareti genellikle benign lezyonlarda saptanır. Kitlenin x-ışını geçirgenliği dansite olarak belirtilir. Radyolüsen lezyonlar hemen hiçbir zaman malign değildir ve ileri değerlendirme gerektirmeksizin benign kabul edilir. Düşük dansitede radyoopak lezyonlar fibroadenom ve kisttir. Yüksek dansitede radyopak lezyonlarda malignite olasılığı akla getirilmelidir. Daha önce alınan mamografilerde saptanan ve izleme alınan iyi sınırlı nodüler lezyonlarda morfoloji ve boyut değişikliği gözlenirse malignite riski yüksek olduğundan ileri inceleme gereklidir. Lezyon sayısı ayırıcı tanı yönünden iyi bir kriter olmamakla birlikte benzer morfolojik özellikler sahip lezyonların çok sayıda ve bilateral olması malignite riskini azaltır.

 

Resim 1. Memede fibroglandüler doku içerisinde yuvarlak, düzgün sınırlı, homojen dansite izlenmektedir (KK grafi). Yapılan US incelemede tanımlanan lezyonun kist ile uyumlu olduğu saptanmıştır.

 Mamografide en sık saptanan iyi sınırlı kitle lezyonları kist ve fibroadenomdur. Kistler genellikle kırklı yaşlardan sonra görülür. Menopozla birlikte gerileme gösterebilir. Mamografik olarak oval ya da yuvarlak, iyi sınırlı lezyonlardır (Resim 1). Sıklıkla bilateral ve multipl olup boyutları değişkendir. Kistlerde yumurta kabuğu biçiminde çevresel kalsifikasyonlar izlenebilir. Kistlerin ayırıcı tanısında Ultrasound’un rolü büyüktür. Fibroadenom memede en sık karşılaşılan solid, benign tümördür. Genellikle otuz yaşından önce ortaya çıkar ve yuvarlak, oval ya da lobüle kenar yapısı gösterir. Hormonal etkenler bağlı olarak morfolojik değişim izlenebilir; menopoz sonrasında dejeneresyona bağlı olarak "patlamış mısır" tarzında kaba kalsifikasyonlar saptanabilir (Resim 2).

Resim 2. Memede göğüs ön duvarına yakın yerleşimli, tipik kaba kalsifikasyonlar içeren, oval dansite (fibroadenom).

Benign intramamarian lenf nodları tüm mamografilerin %5'inde izlenebilir. Genellikle memenin üst dış kadranında yerleşim gösterir ve orta kesimde karakteristik radyolüsen görünüm ya da periferal çentik saptanabilir.

            Meme kanserlerinde komşu dokulara infiltrasyon nedeniyle kenar yapısı net olarak izlenemeyebilir. Erken dönemde meme kanserinin tipik spiküler görünüm yerine belirsiz ve bulanık kenar yapısı gösterdiği bildirilmiştir. Meme kanserlerinde kitlenin dansitesi çevre fibroglandüler dokuya göre daha fazladır ve lezyonun ortasına doğru artış gösterir. Spiküler lezyonlar lezyon kenarından çevreye ışınsal tarzda uzanan ince opasitelerle karakterizedir (Resim 3).

Resim 3. Yağ dokusu ağırlıklı meme parankiminde kolaylıkla seçilen ve yüksek oranda malignite kuşku taşıyan spiküler lezyon.

 Yağlı meme parankiminde kitle kolaylıkla ayırt edilir. Spiküler lezyonlar meme kanseri yanında postoperatif skar, yağ nekrozu ve radial skar gibi benign patolojilerde de izlenebilir. Meme kanserinde görülen spiküler lezyonda orta kesimdeki kitle görünümü daha belirgin olup spiküler uzanımlar daha kısadır. Kesin tanı için mamografi tek başına yeterli değildir ve biyopsi gerekir.

            Yapısal distorsiyon meme kanserine eşlik edebilen önemli bir bulgudur. Normalde meme başına yönelim gösteren parankim yapısında değişiklik olması olarak tanımlanmıştır.

            Asimetri sık karşılaşılan fokal mamografik bulgulardandır. Normalde iki meme arasında boyut farklılığı görülebilmekle birlikte iç yapıları arasında belirgin bir simetri vardır. Asimetri pozisyon ya da sıkıştırmadaki farklılıktan da kaynaklanabilir. Gerçek asimetriler üç boyutludur ve farklı pozisyonlarda alınan grafilerde izlenir. Asimetri simetrik olmayan meme dokusuna bağlı olabileceği gibi kitle nedeniyle oluşmuş olabilir. Asimetrik dansite içerisinde yağ dansitesi izlenmesi normal asimetrik meme dokusunun kitleden ayırt edilmesinde yardımcıdır. Kuşkulu asimetrik dansitede alan meme dokusundan daha küçük ve yuvarlaktır ve dansitesi ortasına doğru artış gösterir. Ayırıcı tanı için ek pozisyonlarda alınmış özel grafiler gerekebilir.

            Memede kalsifikasyonlar sıkça saptanır. Enflamasyon, travma gibi benign nedenlerle oluşabileceği gibi meme kanserine de eşlik edebilir. Lüsen merkezli deri kalsifikasyonları, vasküler kalsifikasyonlar, fibroadenomlarda görülen kaba kalfikasyonlar, yağ nekrozu ya da kistlerde görülebilen çevresel kalsifikasyonlar benign tiptedir. Erken dönem kanseri haber veren küme yapmış kalsifikasyonlar araştırılmalıdır. Kitle görülmeksizin meme dokusunda küçük bir bölgeyi (1 cm3) kaplayan, irregüler, heterojen morfoloji gösteren, genellikle mm'nin altındaki, sayıca dörtten fazla, küme yapmış kalsifikasyonlar kuşku uyandırmalıdır.

            Memede ödeme neden olan enfeksiyon, enflamasyon, tümör infiltrasyonu gibi nedenlerle dermal lenfatiklerin tıkanması sonucu deride ve parankim trabekülasyonunda değişiklikler gözlenebilir. Meme başı ve deride çekilme ise meme kanserinin geç döneminde saptanabilir.

            Normalde 2 cm'nin altında ve ortası lüsen görünümde olan aksiller lenf nodları yağ replasmanında ileri derecede büyürler. cm'den büyük, ortasında lüsen alan izlenen lenf nodları reaktif hiperplazi nedeniyle oluşabileceği gibi meme kanserinin geç döneminde metastaza bağlı da görülebilir ve araştırılması gereklidir.

Dene - Yanılma

1. Kadınlarda kanserden ölüm nedenleri arasında hangisi akciğer kanserinden sonra gelir?

            a) Meme kanseri           b) Over kanseri

            c) Endometrium kanseri           d) Lenfoma

            e) Hiçbiri

2. Meme kanserinin tanısında "altın standart" olarak kabul edilen inceleme yöntemi hangisidir?

            a) Mamografi                               b) Ultrasonografi

            c) Bilgisayarlı Tomografi           d) Manyetik Rezonans  

             e) Hiçbiri

3. Kistik kitlelerin tanısında en değerli inceleme yöntemi hangisidir?

            a) Mamografi                              b) Ultrasonografi

            c) Bilgisayarlı Tomografi          d) Manyetik Rezonans   

            e) Hiçbiri

4- Memede en sık karşılaşılan kanser lokalizasyonu hangisidir?

            a) Alt - iç kadran                        b) Üst - dış kadran

            c) Subareolar bölge                  d) Üst - iç kadran            

            e) Hiçbiri

5- Hangi meme parankim paterninde mamografik değerlendirme daha zordur?

            a) Patern 1                     b) Patern 2

            c) Patern 3                      d) Patern 4                       

            e) Hiçbiri

 

            1- Demirkazık FB; Mamografi ve Meme Görüntülemenin Temel İlkeleri. Hacettepe Tıp Dergisi , 28(1):

            2-        Kopans DB; Breast İmaging. Lippincott-Raven. Philadelphia.     

            3- Memiş A; Meme Lezyonlarında Mamografik Değerlendirme. Türkiye Klinikleri Radyoloji , 1(1):

            4- Sevinç E; Meme Patolojilerinin Tanı ve Tedavisinde Gelişmeler. Mine Ofset. Ankara

            5- Üstün E; Tarama Mamografisinde Son Yaklaşımlar. Türkiye Klinikleri Radyoloji. , 1(1):

            6- Üstün E; Meme Radyolojisi. Ege Üniversitesi Basımevi. İzmir.

MAMOGRAFİDE BIRADS NEDİR?

Mamografilerde kitle, yapısal bozulma, mikrokalsfikasyon denen kireçlenme odakları ya da asimetri şeklinde bulgular saptanabilir. Bu bulgular hem iyi huylu tümörlerde hem de kanserlerde saptanabilecek bulgular olduğundan meme radyolojisi konusunda deneyimli bir radyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekir. 

Radyoloji uzmanları değerlendirme sonrasında bulgularını ve önerilerini kesin ve net olarak diğer meslektaşlarına aktarabilmek ve kendi takiplerinde kolaylık olması amacıyla memenin durumunu bazı rakamlar ile sınıflandırırlar. Meme görüntülemesi raporlarında BIRADS ( Breast Imaging Reporting and Data System) adı verilen bir sınıflama kullanılır.

BIRADS Sınıflandırması:

  • Kategori 0: Ek görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç var
  • Kategori 1: Normal bulgular
  • Kategori 2: Kesinlikle iyi huylu bulgular
  • Kategori 3: Muhtemelen iyi huylu bulgular
  • Kategori 4: Şüpheli bulgular
  • Kategori 5: Yüksek olasılıkla kötü huylu bulgular
  • Kategori 6: Biyopsiyle meme kanseri saptanmış olan hastalar

Eğer raporunuzda,

BIRADS Kategori 0 yazılmış ise tetkiki yapan radyoloji uzmanı bir karara varamamış ve ek tetkik istiyor demektir. 

BIRADS Kategori 1 ve BIRADS Kategori 2 yazılmış ise raporunuza; kötü bir şey yok, düzenli olarak her normal kadın gibi yıllık kontrollerinize gelmeniz yeterli demektir. BIRADS Kategori 1, tamamen normal anlamına gelirken, BIRADS Kategori 2, bazı bulguların var olduğu ancak hepsinin iyi huylu lezyonlara ait olduğu anlamına gelmektedir.

BIRADS Kategori 3 yazılmış ise raporunuza, %95 in üstünde bir ihtimal ile korkulacak bir şey yok demektir. Ama % 5 den az da olsa, küçük bir ihtimal ile bir risk olduğundan, radyoloji uzmanınız sizi 6 ay sonra tekrar kontrol etmek istiyor demektir. Bu kontrolü es geçmemelisiniz, mutlaka 2 yıl boyunca 6 ayda bir mümkünse aynı radyoloji uzmanına kontrole gitmenizi öneririm. 

BIRADS Kategori 4 yazılmış ise durum biraz daha kritik, ortalama % ihtimal ile kanser riskiniz var demektir. Mutlaka uygun bir şekilde biyopsi (parça alınması) yapılmalı hatta gerekli ise biyopsi öncesinde meme MR (MANYETİK Rezonans) incelemesi yapılmalıdır. Burada –invaziv işlem - dediğimiz vücuda uygulanacak girişimsel bir işlem yapılacağından eğer içiniz rahat değil ise biyopsi öncesinde meme radyolojisi konusunda deneyimli bir radyoloji uzmanına tetkikleriniz ile başvurabilir ikinci bir görüş alabilirsiniz. Bunu özellikle belirtmemin sebebi kliniğimize biyopsi önerildiği halde ikinci bir görüş almak üzere başvuran birçok hastamızda gereksiz yere biyopsi önerildiğine şahit oluyoruz. Bunun genel olarak sebebi, deneyim yetersizliği nedeni ve bir şeyleri atlama korkusu olabiliyor. Bazen de radyolog ve cerrah arasındaki iletişimsizlik nedeni ile daha önceki bir operasyon izi gibi bir görüntüye gereksiz yere biyopsi önerildiğine şahit oluyoruz. Gereksiz biyopsilere maruz kalmak istemiyorsanız, takiplerinizi yaptırdığınız merkezin cihaz alt yapısını, bilgilerinizi dijital ortamda saklanıp kontrollerinizde hemen ulaşabiliyor olmasına ve en önemlisi gittiğiniz radyoloji uzmanının meme radyolojisi konusunda deneyimli olmasına özen göstermelisiniz.

BIRADS Kategori 5, %90 nın üzerinde bir ihtimal ile kanser olduğunuz anlamına geliyor. Hemen iki memenize yönelik MR incelemeniz ve sonrasında vakit kaybetmeden biyopsiniz yapılmalıdır. MR incelemesi, mamografi ve ultrasonografi ile saptanamayan bazı lezyonları ve koltuk altının değerlendirmesi açısından yol gösterici olmaktadır. Ameliyat öncesi çekilen MR incelemesinin % 20 ye yakın bir oranda hastaya uygulanacak cerrahi tedaviyi değiştirdiği bilimsel çalışmalarda gösterilmiştir. Ben de yılında teslim ettiğim uzmanlık tezimde bu konuyu incelemiştim. Ancak biyopsi sonrası bazen yanlış anlamlara neden olabilecek sinyaller oluşacağından BIRADS Kategori 5 lezyonlarda biyopsi öncesi Meme MR incelemesi yapılması önerilmektedir. Zaten meme konusunda uzmanlaşmış merkezlerde çalışan deneyimli cerrahlar mutlaka ameliyat edeceği hastanın MR tetkikinin yapılmasını ve hesapta olmayan bir başka odağın olmadığından emin olmak isterler. Ancak bazı cerrahlar MR inceleme ile vakit kaybetmek istememektedirler. Bunun sebebi olarak da; birçok merkezde çekilen MR ın kalitesi ya da MR ı yorumlayan radyoloğun deneyimi yeterli olmadığından çekilen MR lar gereksiz yere şüpheli odaklar belirterek tedavi sürecini uzatabildiğini öne sürerler. Ancak şunu bilmeliyiz ki, işin en doğrusu ameliyat öncesi kaliteli bir meme MR’ ının çekilmesi ve deneyimli bir meme radyoloğunun bunu değerlendirmesidir. Bu sayede erken dönemde kanser tekrarlamalarının büyük ölçüde önüne geçilmiş olmakta ve % 5 ihtimal ile diğer yöntemler ile fark edilmemiş olan başka bir odağın da aynı seansta tedavi edilmesi mümkün olmaktadır.

BIRADS Kategori 6 ise, malign (kötü huylu) tanısı almış hastalar için kullanılan bir sınıflamadır.

 

Biyopsi Sonucu Bildirilen Patoloji Raporların Değerlendirilmesi

Memede saptanan bir oluşumun tam olarak teşhisinin konulabilmesi için mutlaka parça alınması ve bunun patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir. Bu inceleme önce gözle yapılır, daha sonra ince kesitler alınarak mikroskop altında yapılır. Bazı durumlarda alınan ince kesitleri, çeşitli boya, kimyasal ve immünokimyasal maddeler ile muameleye tabi tutularak mikroskop altında incelenmek gerekir.
Patoloji raporunuzda makroskopik (gözle yapılan inceleme) inceleme ve mikroskopik (mikroskop altında yapılan inceleme) inceleme adı altında 2 başlık vardır.

 

Raporunuzun altında ise teşhis vardır ve çeşitli tıbbı terimler kullanılır.

 

Eğer memede iyi huylu bir oluşum varsa bunun adı yazılır. Bunlar;

 

Memede İyi Huylu Oluşumlar

 

Memenin iyi huylu tümörleri ile ilgili bilgiler memenin kanser olmayan tümörleri bölümünde ayrıntılı olarak verilmiştir. Aşağıda sıralanmıştır.

 

Fibrokistik değişiklik
Enfeksiyon bulguları
Fibroadenom
Filloid tümör
Radial Skar
Yağ nekrozu
Tüberküloz
sklerozan adenozis
İntraduktal papilloma
Atipi (Bazı durumlarda oluşumda atipi bulunması özel bir durum ortaya koyar ve bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekir)

 

Meme Kanseri Saptanmış İse

 

Raporun sonunda bazen Malignite bulgusuna rastlanmadı şeklinde bir yazı olabilir. Bu inceleme sonucu kanser ile ilgili hiçbir bulgunun görülmediği anlamını taşır.

 

Eğer memede patoloji incelemesi sonucu kanser ile ilgili bir bulgu var ise bu malignite var demektir. Kanserin tıbbi adı karsinomadır ve patoloji raporunda karsinoma şeklinde bildirilir.

 

Eğer memede kanser saptanmış ise kanserin durumu ve yapısını belirten bazı terimler raporunuzda yer alır.
Normal bir süt kanalı kesiti
Süt kanalı içindeki hücreler kansere dönüşerek aşırı çoğalmaya başlıyorlar.
Kanser hücreleri kanalın içini doldurmuş ama kanalın dışına çıkmamış (Duktal karsinoma in situ DCIS)
Kanser hücreleri süt kanılının dışına taşmış (invaziv duktal karsinoma)

 

Duktal karsinoma

 

Kanser süt kanalından kaynaklanıyorsa duktal karsinoma olarak adlandırılıyor. Kanalın dışına çıkıp çıkmamasına göre 2 gruba ayrılır

 

Duktal karsinoma in situ (İntraduktal karsinoma) (DCIS)

 

Süt kanallarını döşeyen hücreler, kontrolsüz olarak çoğalmaya başladıkları zaman ilk önce kanalı dolduruyorlar. Henüz kanal dışına taşmayan bu safhaya duktal karsinoma in situ (DCIS) adı veriliyor. Bu safha meme kanserinin en erken safhası. Kanser hücreleri henüz kanal dışına çıkmadığı için, vücudun her hangi bir yerine atlamamış durumda. Sadece bu bölgenin çıkartılması ile kanser tam olarak tedavi edilebiliyor.

Duktal karsinoma in situ safhasında, tümör boyutu genellikle elle muayene ile fark edilemeyecek kadar küçüktür. Bu safhada kanser daha çok mamografi ile tespit edilebiliyor. Bu nedenle kanserin erken teşhis edilebilmesi için 40 yaşını geçen her kadının, her yıl mamografi filmini çektirmesi öneriliyor. Toplu meme kanseri taramalarının yapıldığı gelişmiş ülkelerde, meme kanserlerinin bu safhada yakalanma oranı % 25 lere kadar yükseliyor Bu taramaların yapılmadığı ülkelerde ise, kanserin bu safhada yakalanma oranı % 2 civarında

 

İnvaziv duktal karsinoma (İnfiltratif duktal karsinoma)

 

Bir süre sonra kanser hücreleri kanal dışına çıkıyorlar; bu safha invaziv (infiltratif) safha, yani kanserin memeyi istila safhası. Meme kanserleri içinde en sık invaziv duktal karsinomayı görüyoruz. Yani sütü, süt bezinden meme başına taşıyan kanalları döşeyen hücrelerden kaynaklanan ve kanal dışına çıkmış kanser.

 

Lobuler karsinoma

 

Kanser süt bezinden kaynaklanıyorsa lobuler karsinoma olarak adlandırılıyor. Süt bezinin dışına çıkıp çıkmamasına göre 2 gruba ayrılır.

 

Lobuler Karsinoma In Situ(LCIS)

 

Süt bezlerini hücrelerden kaynaklanan ve bez dışına taşmamış anlamına gelen Lobuler Karsinoma in Situ, adına rağmen kanser kabul edilmiyor. Çünkü lobuler karsinoma in situ, invaziv lobuler karsinoma’ ya dönüşmüyor, yani süt bezinin dışına çıkıp yayılmıyor. Bu nedenle kanser kabul edilmiyor; bize sadece bu memede kanser gelişme riskinin arttığını ve dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor.

 

İnvaziv lobüler karsinoma (İnfiltratif lobüler karsinoma)

 

Memede ikinci sıklıkta İnvaziv lobuler karsinoma’ yı görüyoruz. Bu da süt bezlerinden kaynaklanmış ve bez dışına çıkmış anlamına geliyor.

 

Medullar karsinoma ve Müsinöz karsinoma

 

Bunlar diğer meme kanseri tipleridir. Bunlar invaziv duktal karsinoma ve invaziv lobular karsinomadan daha iyi seyrediyorlar.

 

Tübüler karsinoma

 

Tübüler karsinoma meme kanserleri arasında en iyi seyredeni. Meme kanserlerinin % 2 sini oluşturuyorlar.

 

Enflamatuar meme kanseri

 

Enflamatuar meme kanseri, meme derisinde kızarıklık, ısı artışı ve kalınlaşma gibi bulgularla kendisini gösteriyor. Burada bir enfeksiyon söz konusu değil. Sıcak ve kızarık görüntü, kanser hücrelerinin meme derisi lenf kanallarına yayılmasıyla ortaya çıkıyor. İlk çıktığı andan itibaren ileri safha (Evre IIIB) kabul ediliyor. Enflamatuar meme kanseri terimi, kanserin hücresel kaynağı veya yapısını değil, klinik görünümüne göre yapılan bir evrelemeyi işaret etmektedir ve yukarıda bahsedilen gruplandırmanın dışında kalmaktadır.

 

Tümörünün diğer özellikleri

 

Yukarıda adı geçen terimler kanserin yapısını belirtirler. Bunun yanı sıra bazı bilgiler de verilir.

 

Tümörün çapı

 

Tümörün büyüklüğü tedavinin planlanmasında önemli bir kriter olarak kabul ediliyor. Tümörün boyutu ne kadar küçükse hastalık o kadar iyi seyirli kabul ediliyor. Günümüzde erken tanı yöntemi olan mamorafi taramaları ve toplumun meme kanseri konusunda bilgilendirilmesi sonucu hastalık, tümör çapı küçükken yakalanıyor.

 

Lenf bezlerine metastaz

 

Memede süt bezi veya süt kanalı dışına çıkan kanser, ilk önce koltuk altında bulunan lenf düğümlerine geliyor. Ameliyat ile koltuk altındaki lenf düğümleri çıkartılarak inceleniyor. Kanserin kaç tane koltuk altındaki lenf düğümüne sıçramış olduğu önemli bir gösterge. Bir lenf düğümüne bile sıçrama varsa ve başka bir engel yoksa yardımcı ilaç tedavisi (adjuvant kemoterapi) uygulanması gerekiyor. Eğer koltuk altındaki lenf düğümleri, metastaz sonrası birbirlerine veya çevredeki dokulara yapışmış ise, ameliyattan önce ilaç tedavisi (neoadjuvant kemoterapi) uygulanması gerekiyor.

 

Hücresel grade (sellüler grade)

 

Hücrelerin bazı özelliklerine bakılarak bu derecelendirme yapılıyor. Patoloji raporunda hücresel ve nükleer “grade” şeklinde rapor ediliyor. Grade I en iyi derece grade III ise en kötü derece kabul ediliyor. Grade II ise bunların arasında kalıyor.

 

Tümörün Kanser dışı bilgileri

 

Genel olarak bir patoloji raporunda bu bilgiler yer alır, fakat kanserle ilgili daha fazla bilgiye sahip olabilmek için ek testler istenir.

 

ER ,PR (Östrojen ve Progesteron reseptörleri)
Memedeki süt bezleri ve kanalları döşeyen hücreler, östrojen (ER) ve progesteron (PR) denilen kadınlık hormonlarına duyarlı. Bu hormonlar, hücreler üzerindeki özel noktalara bağlanarak bu hücrelere etki ediyorlar. İşte bu özel noktalara reseptör (algılayıcı) deniyor. Bazı meme kanseri hücrelerinde de bu östrojen veya progesteron reseptörleri bulunuyor. Patoloji raporlarında yazan ER (+) , PR (+) anlamı, kanser hücrelerinin östrojen ve progesteron reseptörlerini taşıdığı anlamına geliyor. Bu reseptörlerin varlığı kanserin nispeten daha iyi huylu olduğunu ve daha iyi seyredeceğini gösteriyor. Genelde yaş ilerledikçe, kanserde östrojen ve progesteron reseptörü varlığı oranı artıyor. Bu reseptörlerin bulunması, hastanın tedavisinin planlanmasında da önem taşıyor.

 

HER2/neu (c-ErbB2)

 

Bazı kanser tiplerinde farklı genetik yapı ve buna bağlı bazı özel proteinlerde artış söz konusudur. Tümörde HER-2/neu (c-erbB-2) proteini artışının saptanması
(pozitif olarak bildirilir), hastalığın biraz daha saldırgan olduğunu gösteriyor.: Ayrıca ilaç tedavisinde kullanılacak ilaçlarda da değişiklik yapmayı gerektirebiliyor.

 

Ekstensiv İntraduktal Komponent

 

Tümörün süt kanalı içi boyunca yayılmış olması (ekstensiv intraduktal komponent), meme koruyucu ameliyat yapılması açısından önemli. Eğer bir tümörde intraduktal komponent, tümör kitlesinin % 25 inden fazla kısmını oluşturuyor ise, memenin tümünün alınması öneriliyor.

 

Lenfatik invazyon

 

Kanserin, çevredeki lenf damarlarını (lenfatik invazyon) işgal etmesidir. Pozitif olması, kanserin saldırgan bir karakterde olduğu yönünde bir belirtidir.

 

Vasküler invazyon

 

Kanserin, çecresindeki kan damarlarını (vasküler invazyon) işgal etmesidir. Pozitif olması, kanserin saldırgan bir karakterde olduğu yönünde bir belirtidir.

 

Tümör Nekrozu

 

Tümörü oluşturan hücrelerin bir kısmının beslenmesinin bozularak ölmesidir ( tümör nekrozu). Tümörün hızlı büyüdüğünün göstergesidir ve
Pozitif olması, kanserin saldırgan bir karakterde olduğu yönünde bir belirtidir.
Cerrahi sınırlar
Çıkartılan kanserli dokunun çevresinde bir miktar da normal doku alınır. Bu sayede geride kanserli doku bırakılmaz. Cerrahi sınırların temiz olması geride kanserli doku kalmadığını gösterir, eğer temiz değil ise geride kanserli doku kalmış demektir ve ameliyat ile yeniden kalan kanserli dokunun çıkartılması gerekir

 

Özet olarak bir patoloji raporunda bulunması gereken sonuçlar

 

Tümörün yapısı (Duktal veya Lobüler)
Tümörün kanal veya süt bezinin dışına çıkıp çıkmadığını gösteren bilgi (intraduktal) veya invaziv(infiltratif), intralobüler veya invaziv lobüler
Hücresel grade
Nekroz durumu
Tümörün çapı
lenfatik ve vasküler invazyon durumu
Farklı bir yapıda ise bilgi( tübüler karsinoma, müsinöz,karsinoma, medüller karsinoma)
Cerrahi sınırlar
ER ve PR reseptörleri
HER2/neu (c-ErbB2) durumu

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır