memenin kahverengi kısmının büyümesi / Memenin Kahverengi Kısmının Büyük Olması - Sağlıklı Bireyler

Memenin Kahverengi Kısmının Büyümesi

memenin kahverengi kısmının büyümesi

Hamilelikte memede meydana gelen değişiklikler

Siz daha hamile olduğunuzu öğrenmeden memelerde emzirme hazırlıkları başlamıştır bile! Hamilelik boyunca meme dokuları ve süt kanalları gelişerek doğuma kadar süt üretmeye ve bebeği beslemeye hazır hale gelir. Hamileliğin farklı evrelerinde memelerde çeşitli değişiklikler gözlemlemek mümkündür.


Memenin tamamında ya da meme ucunda hassasiyet görülmesi, hamileliğin ilk belirtilerinden biri olarak kabul edilir. Gebeliğin oluşması ile birlikte kadınlık hormonları yükselmeye başlar ve kan dolaşımında da genel bir artış görülür. İlk aylardaki bu değişimler, öncelikle memelerde gözlemlenebilir hale gelir. Meme yüzeyindeki damarlar belirginleşir, daha koyu renkli ve görülür hale gelirler. Tıpkı adet öncesi dönemde hissedilen hassasiyete benzer bir hassasiyet oluşabilir. İlk aylarda aynı zamanda meme ucu da değişmeye başlar; areola, yani meme ucunun çevresindeki kahverengi alan koyulaşabilir ve genişleyebilir. Meme ucunun çevresinde küçük kabarcıklar görülmesi de normaldir. Antibakteriyel bir yağ üreten bu minik kabarcıklar meme ucunu nemli tutmaya ve enfeksiyonlardan korumaya yardımcıdır.


Hamileliğin ikinci üç ayı olarak adlandırılan ikinci trimester, memelerdeki değişimlerin daha da gözle görülür hale geldiği bir zamandır. Üçüncü ayı tamamladıktan sonra, memeler belirgin şekilde irileşmeye başlar. Süt kanallarının gelişmeye ve büyümeye, hatta süt üretmeye başlaması, memelerin genişlemesine neden olur. Bu süreçte normalde kullandığınızdan daha büyük beden sütyen kullanmaya başlamanız gerekebilir. Hatta doğumdan sonra kullanacağınız emzirme sütyenlerini denemeye başlamak için de iyi bir zaman olabilir!



Son trimesterda memeler artık iyice dolgunlaşmış, büyümüş ve emzirmeye hazır hale gelmiş olur. Hatta bu hızlı büyümeye bağlı olarak deride gerilmeler meydana gelir ve bu da bazen alt ve yan kısımlarda çatlak izlerinin oluşmasına neden olabilir. Son haftalarda meme ucundan çok az miktarda kolostrum (sarımtrak ilk süt) geldiği de görülebilir.


Memelerde salgılanan ilk süte kolostrum adı verilir. Kolostrum, besleyiciliği ve yoğunluğu yüksek, sarımtrak renkte bir süttür ve ilk günlerde gerçekten de çok az miktarlarda salgılanır. Henüz küçücük olan bebeğinizin midesini doldurmak için de bu miktarlar yeterlidir. Doğumun hemen ardından memelerden hızla süt boşalması beklenmemelidir, kolostrumun düzenli bir şekilde gelmesi bazen bir iki günü bile bulabilir.


Az miktarda süt salgılıyor olsalar bile, doğumdan sonra memeler bir miktar küçülmeye başlarlar. Hamilelikte yükselen östrojen ve progesteron hormonları azalmaya başlarken, prolaktin adı verilen süt üretme hormonu seviyesi artmaya başlar. Bu da memelerin yapısını ve görüntüsünü etkileyen bir değişimdir.


  • Doğru sütyeni kullandığınızdan emin olun. İlk üç ayda hala sütyenlerinize sığdığınızı düşünüyor olsanız bile farklı ve daha geniş sütyenler kullanmaya başlamanız gerekebilir. Aynı şekilde çok dar ve kan dolaşımını etkileyen kıyafetler giymekten de kaçınmalısınız.

  • Derideki gerilimi azaltmak için nemlendirici kullanabilirsiniz. Memede oluşan çatlakları önlemek için ne yazık ki etkili bir yöntem mevcut değil ancak kaşıntı ve yanma hissi varsa, nemlendirmek iyi bir çözüm olacaktır.

  • Duşta ılık su ile memelere masaj yapmak, oluşan ağrı ve gerginliği azaltmaya yardımcı olacaktır. Kan dolaşımını artırarak aşırı dolgunluk hissi yüzünden oluşan ağrı ve gerginliği azaltmak mümkün.

Memenin Paget hastalığı nedir?

Memenin Paget hastalığı nedir?

Memenin Paget hastalığı (Bundan sonra "MPH" olarak anılacaktır), adını 1874 yılında meme başı değişiklikleri ile meme kanseri arasında bir ilişki olduğunu belirten İngiliz Doktor Sir James Paget'ten almıştır. 

MPH, meme başı (meme ucu) derisini ve genellikle "areola" adı verilen koyu kahverengi renkteki ve daire şeklindeki meme başı çevresini içeren nadir bir kanser türüdür. Meme kanseri vakalarının %1'i ilâ %4’ünü içerir. *50 yaş üzeri kadınlarda daha sık görülüp ortalama yaş 57’dir, nadiren erkeklerde de görülebilir.

Bu hastalık için bilinen risk faktörleri diğer meme kanseri türleri için tanımlananlarla aynıdır. İleri yaş, aynı kişide daha önce meme kanseri gelişmiş olması, anne, kız kardeş ya da kız çocukta meme veya over kanseri olması, bazı genetik değişikliklerin saptanması, çocukluk ya da ergenlik döneminde göğüs duvarına radyasyon tedavisi uygulanmış olması, kilonun yaşa ve boya göre idealin üzerinde olması, yağdan zengin beslenme, alkol kullanımı, özellikle menopoz sonrası dönemde kilo artışı, ilk adet görme yaşının 12'nin altında, menopoz yaşının 55'in üzerinde olması, uzun süre östrojen tedavisi kullanılması risk faktörleri arasındadır. Bir ya da daha fazla risk faktörünün taşınması mutlaka meme kanseri oluşacağı anlamını taşımadığı gibi hiçbir risk faktörü olmayan kişilerde de meme kanseri görülebilir.

MPH olan bir kadının şikayetlerinin başladığı tarih ile doktora başvurduğu tarih arasında geçen süre ortalama altı ile sekiz aydır. ***Meme ucunda veya etrafında; kaşıntı, karıncalanma, kızarıklık, soyulma, dökülme, kabuklanma, pullanma, kalınlaşmış cilt, düzleşmiş ya da içeri çökmüş bir meme ucu ve meme başından sarımsı veya kanlı akıntı gibi belirtiler, MPH ile meme başının diğer iyi huylu hastalıklarının (dermatit, egzema) karışmasına sebep olabilir. ***Bir kural olarak, meme başı ya da çevresindeki kronik dermatozlar, özellikle üç haftalık topikal (bölgesel) tedaviye rağmen halen varlığını sürdürüyor ise mutlaka biyopsi ile histolojik olarak değerlendirilmelidir. Eğer meme başından akıntı varsa akıntıdan da örnekleme yapılabilir. Patologlar bu örnekleri mikroskop altında inceleyerek kanser hücresi olup olmadığını değerlendirirler. Uzamış topikal kortikosteroidli tedaviler tanıda gecikmeye sebep olabilmektedir.

***MPH, teşhis edilen vakaların hemen hemen hepsi (%92-100) altta yatan bir meme kanseri ile ilişkilidir. Tümör, süt kanalını (duktal) aşmamış (insitu) ya da aşmış (invaziv) olabilir. ***Ancak memenin Paget hastalığı ile ilgili çalışmalarda hastaların %40 kadarında tümörün ele gelmediği, hatta radyolojik incelemelerde de saptanamadığı belirtilmektedir. Klinik olarak herhangi bir patoloji görülmeyen bu olguların yalnızca %10-28’inde mastektomiden sonra meme dokusunun histopatolojik incelemesiyle meme kanseri tespit edilebilmektedir. ***%30-60 olguda meme başı ve çevresinde ya da daha uzakta elle hissedilebilen bir kitle ile ortaya çıkabileceği gibi, görüntüleme yöntemleriyle de (mamografi, ultrasonografi, manyetik rezonans vb.) ortaya koyulabilir. Genellikle meme başı ve çevresinde yakınında yerleşir ve sıklıkla birden fazla odakta görülebilme eğilimindedir. Koltuk altı lenf düğümü tutulumu, palpe edilebilen tümörü olan olgularda daha sıktır.

Son yıllarda palpasyonla, meme ultrasonografi ve mamografisinde saptanamayan olgularda MR incelemesi ile gizli tümörlerin tespit edilebileceği ile ilgili yayınlar bildirilmektedir. Bir çalışmada; memenin Paget hastalığı tespit edilen bir olguda klinik muayene, mamografi ve meme ultrasonografisi ile meme kanseri saptanmamış, ancak memenin MR incelemesinde kanser şüpheli alanlar görülerek, total mastektomi (memenin tümüyle çıkarılması) sonucunda olguda duktal karsinoma insitu saptanmıştır. ***MPH saptanan olgularda, mamografi ve meme ultrasonografisinde patoloji tespit edilemediğinde, herhangi bir engel durum (kalp pili, protez vb.) bulunmuyorsa, mastektomi öncesi meme MR incelemesinin de yapılması meme kanseri tespit edilmesini sağlayabilmektedir. Çok nadir olarak tüm araştırmalara rağmen altta yatan bir tümör bulunamayabilir. Bu olgular Evre 0 MPH olarak kabul edilirler.

Uzun yıllar boyunca, koltuk altındaki lenf düğümlerinin çıkarılmasıyla beraber *mastektomi uygulanması (memenin tümüyle çıkartılması), MPH için standart cerrahi olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte araştırmalar, sadece memeucunun ve çevresinin çıkarılmasını içeren *meme koruyucu ameliyatın ardından radyoterapi (radyasyon tedavisi) uygulanması seçeneği de memede elle hissedilebilir kitle bulunmayan MPH olan kişiler için güvenli bir seçenek olduğunu göstermiştir.

Dr. Kayıhan ÇAĞLAR

Memenin Kahverengi Kısmının Büyük Olması yazımız ile karşınızdayız. Areola Nedir?Areola Küçültme Ameliyatı Fiyat gibi tüm bu konulara değineceğiz. Belirli nedenlere bağlı olan bu durumun uzmanlar tarafından açıklanan çeşitli açıklamaları vardır. Sizlere memenin kahverengi olması ile alakalı da bilgiler vereceğimiz makalemize çok geçmeden başlayalım. Başlamadan evvel eğer genel sağlık ile alakalı merak ettiğiniz hususlar var ise bağlantıdan bakabilirsiniz.

Memenin Kahverengi Kısmının Büyük Olması

Kalıtsal olarak genlerle aktarılan bu durum bazen kişiden kişiye göre farklılık göstermektedir. Özellikle kadınların adet dönemlerinde, hamilelik zamanlarında, emzirme dönemlerinde ve ergenlikten sonra yaş ilerledikçe areola adı verilen bu Memenin Kahverengi Kısmının Büyük Olması olasıdır. Dönemsel olarak büyüme ve küçülme hemen hemen herkeste görülmektedir.

Areola nedir?

Areola nedirPin

Hem kadın hem de erkeklerde bulunan meme ucunun çevresindeki kahverengi tabakaya Areola adı verilmektedir. Bu yapının alt kısmında süt bezeleri ve tomurcuklar bulunmaktadır. Zaman zaman büyüme ve küçülme görmek de olası bir durumdur. Özellikle kadınların belirli dönemlerinde ( adet dönemi, emzirme evresi ve hamilelik zamanlarında) büyüme görmek çok normaldir.

Areola Neden Büyür?

Meme ucunun çevresindeki kahverengi tabaka yani diğer bir adıyla areolanın büyüme nedenlerini aşağıdaki maddeler ile özetleyebiliriz. Aşırı bir büyüme veya renk değişimi konularında doktorunuza danışmalısınız. Ve bu durumun kalıtsal sebepleri olduğunu ve kişiden kişiye değiştiğini unutmamalısınız. İşte Areola Neden Büyür? Cevapları şu şekildedir:

  • Adet dönemlerinde büyüme gözlemlenir.
  • Erkek ve kadınlarda ergenlik sonrası yaş ilerledikçe görülmektedir.
  • Hamilelik döneminde areola büyümesi görülmektedir.
  • Emzirme dönemlerinde, bebek doğduktan sonra yaklaşık 1 yıl bu durum gözlemlenmektedir.

İçerik önerisi: Meme ucunda beyaz kabarcıklar

Göğüs Halkalarının Büyümesi

Göğüs halkalarında büyümeler görülmesi çok normal bir durumdur. Özellikle kadınların belirli dönem ve evrelerde areola büyümesi ile karşılaşması son derece sık rastlanmaktadır. Genellikle anne ve babadan aktarılan genlerle göğüs bölgesi şekillenmektedir. Fakat bu özel dönemlerde ve çevresel etmenlerle de ekstra haller görülmektedir. Aşırı bir Göğüs Halkalarının Büyümesi durumunda doktora danışmak en doğru karar olacaktır.

Meme Uçları Neden Büyür?

Meme Uçları Neden BüyürPin

Genellikle yeni doğum yapmış annelerin Meme Uçları Neden Büyür? Sorusunu çok sorduğunu gözlemlemekteyiz. Bu durum emzirme döneminde olan annelerin süt tomurcuklarının hareketli olması ve artmasından kaynaklanmaktadır. Bu durum geçicidir. Fakat emzirdiğiniz süre boyunca büyük olması da normaldir. Ayrıca regl dönemleri ve yaş ilerlemesi ile oluşan areola büyümeleri de görülmektedir. Erkeklerde de bazı durumlarda görülmektedir. Genetik hallerin de etkili olması Memenin Kahverengi Kısmının Büyük Olması için önemli bir farktördür.

Memenin Kahverengi Kısmının Büyük Olması ile alakalı sıkça sorulan soru ve cevaplar da aşağıda sizlerle:

Areola neden büyük olur?

Yaşınız ilerledikçe özellikle de hamile olduktan sonra östrojen hormonu artmaya başlar. Bu sebeple de süt kanalları genişler. Ayrıca areola adını verdiğimiz bu yapılar da tomurcuklanarak büyür.

Meme ucu çevresi neden büyür?

Kadınlarda adet dönemi, hamilelik evresi ve emzirme dönemlerinde hormonal olarak artış gözlemlendiğinden ötürü göğüslerde ve areola çevresinde büyüme yaşanmaktadır.

Göğüs Halkalarının Büyümesi ile alakalı bulduğumuz bilgilendirici videoya da aşağıdan ulaşabilirsiniz:

YouTube video

Meme Uçları Neden Büyür? Yazımızın sonuna geldik. Okuduğunuz ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.

Ayrıca Sağlıklı Bireyler adresinden de ana sayfamıza erişebilirsiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.