merdiven çıkarken nefes nefese kalmak neden olur / monash.pw Necmi Değer / Kalp yetmezliği nedir? / Kalp yetmezliği nedir?

Merdiven Çıkarken Nefes Nefese Kalmak Neden Olur

merdiven çıkarken nefes nefese kalmak neden olur

Kalp hastalarında nefes darlığı

Nefes darlığı neyin belirtisi olabilir?


Nefes darlığı belirtilerinin altında, çoğu zaman kalbe bağlı hastalıklar yatar. Bu hastalıklar arasında en sık rastlananı ise kalp yetmezliği. Kalp damarlarının tıkanması, tıkanan damarın işlevini yitirmesi, kalp kasının iyi kasılamaması sonucunda kalp yetmezliği ve buna bağlı olarak nefes darlığı ortaya çıkıyor.  

Hipertansiyon hastaları nefes darlığına karşı daha dikkatli olmalı  


Türkiye’de nüfusun üçte biri hipertansiyon hastası. Yolda yürürken, merdiven çıkarken görülen nefes darlığı kalp hastalıklarına işaret ediyor olabilir. Bu nedenle kalp yetmezliği, hipertansiyon ve damar tıkanıklığı gibi nedenler araştırılmalı. Ayrıca kalp kapakçıkları ile ilgili hastalıklar da ileri evrelerde nefes darlığına neden olabiliyor. Kan basıncının neden olduğu iki tür nefes darlığı var: “Birinde kalbi büyüterek kalp yetmezliği yapıyor; diğerinde ise kalbin esnekliğini azaltıp, kalp duvarlarını kalınlaştırarak aynı sorunlara neden oluyor. Nefes darlığı şikayeti ile kardiyoloji bölümüne başvuran hastaya; öncelikle hipertansiyon, ailede veya kendisinde kalp krizi hikayesi ve damar tıkanıklığı olup olmadığı soruluyor. Rahatsızlıkta sigara kullanımı da akciğerlerin yanı sıra damar tıkanıklığına neden olabiliyor.  

Nefes darlığı neden olur?  


Hekimler, kapakçıkla ilgili sorunları kalbi dinleme aşamasında fark edebiliyor. Geçirilmiş bir kalp krizi nefes darlığına neden olabiliyor. Bu EKG (Elektrokardiyogram) ile görülebiliyor.  Efor testi ile bandın üzerinde yürüyen hastada nefes darlığı hangi koşullarda, kaçıncı dakikada, kaç metre yürümeyle ortaya çıkıyor, yürürken kan basıncı yükseliyor mu öğrenilebiliyor. Nefes darlığının kalpten kaynaklanıp kaynaklanmadığı teşhisini koyduran test ise şüphesiz ekokardiyografi. Bu test ile kalbin gücü, büyüklüğü, fonksiyonları, kas kalınlığı, kapakçıklar ve yapısal bozukluklar rahatlıkla ortaya koyulabiliyor. Bu testlerden elde edilen veriler sonucunda, nefes darlığının kalbe ait olup olmadığı yüzde 90 oranında belirlenebiliyor. 

Bu işaretleri ciddiye alın  


Nefes darlığı şikayeti başlayan kişilerin,

  • Ailelerinde erken yaşta kalp hastalığı hikayesi varsa,
  • Sigara içiyorlarsa, 
  • İleri derecede şişmanlarsa, 
  • Aşırı stresli yaşıyorlarsa,
  • Yüksek tuz tüketimi varsa, 
En kısa sürede bir kardiyoloji uzmanı ile görüşmeleri öneriliyor.

Merdiven Çıkarken ve Yürürken Nefes Nefese Kalıyorsanız…

Kardiyoloji

Toplumda sık görülen kalp problemlerinden biri olan damar tıkanıkları kalbi zorluyor ve kalp krizi riskini artırıyor. Ani bir kalp krizi olasılığına karşı tıkanan damarın zaman kaybedilmeden açılması kalp sağlığı için büyük önem taşıyor. Bu amaçla kullanılan yöntemlerden biri olan stent uygulaması modern teknikler sayesinde hastalara önemli konfor sağlıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanları, damar tıkanıklığı ve damara yerleştirilen stentler hakkında bilgi verdi.

Damar tıkanıklığında ağrı şanstır

Stres, yüksek tansiyon ve sigara kullanımı gibi etkenlere bağlı olarak, damar plakasının aniden yırtılması, pıhtı hücrelerinin orada birikmesine ve damar tıkanıklığına neden olabilmektedir. Damarda yaşanan bu tıkanma, kalbin beslenememesine ve yorulmasına yol açmaktadır. Bazı hastalar ağrı şikayetleri ile hekime başvururken, bazı hastalar ise yıllarca hiçbir şey hissetmeden, ani bir kalp krizi sonucu bu rahatsızlıklarından haberdar olabilmektedir. Damar tıkanıklığının en önemli sinyalleri, göbek bölgesinin üst kısmı ile alt çene arasında zaman zaman uyuşma ve ağrı, merdiven çıkarken ya da yolda yürürken nefes nefese kalma gibi durulardır. Bu tür şikayetleri olan hastaların zaman kaybetmeden doktora başvurmaları önemlidir.

Stent sağlıklı kan akışının önündeki engeli ortadan kaldırıyor

Damar tıkanıklığı şüphesi olan hastalar için bir takım kardiyolojk testler uygulanmaktadır. Elektrokardiyografi ve efor testleri anjiyoya gerek duyulduğu sonucunu verdiği taktirde, hasta anjiyoya alınmaktadır. Anjiyoda küçük bir hortumla el bileğinden veya kasıktan kalbi besleyen damarın içine girip ilaç vererek, damarların filmi çekilmektedir. Anjiyo öncesinde konuşulup, onayı alınan hastanın damarı tıkalıysa anjiyo esnasında bu bölgeye stent yerleştirilmektedir. Stent o bölgede damarın açık kalmasını ve kalbin rahat geçişini sağlamaktadır. Yaklaşık 2 saat süren işlem sonrasında hasta, 1 gün hastanede kalarak, normal yaşantısına kısa sürede dönebilmektedir.

Eriyen stentler damar sağlığını koruyor

Metal stentlerin yarattığı yan etkileri ortadan kaldırmak amacıyla ortaya geliştirilen eriyen stentler, damarın içinde 6 aydan sonra erimeye başlayıp, 2 yıl sonrasında ise tamamen damardan atılmaktadır. Kalp damar hastalığını tedavi edebilecek dayanıklılıkta tasarlanmış olan eriyen stentler, üzerinde kaplı olan ilaç sayesinde, damarın açık kalmasını slayabilmektedir. Ayrıca kullanılan bu stentler görevini tamamladıktan sonra eridikleri için, damarın yapısını bozmamakta ve kan sulandırıcıların kullanım süresini azaltmaktadır.

Stentle sağlıklı bir yaşam için…

  • Doktorun önerdiği ilaçlar düzenli alınmalıdır.
  • Kontrol programları aksatılmamalıdır.
  • Kalp damar sağlığını korumak için sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Doymamış yağ oranı düşük, meyve ve sebzelerden oluşan bir diyet tarzı benimsenmelidir.
  • Bol yürüyüş yapılarak kan dolaşımına katkı sağlamalıdır. Fiziksel aktivitelerin sürdürülmesi kalp damar sağlığı için çok önemlidir.
  • Hastalar herhangi bir şikayetleri olduğunda vakit kaybetmeden uzmana başvurmalıdır.

Merdiven çıkarken yoruluyorsanız dikkat! Sebebi bakın neymiş?

İç Hastalıkları (Dâhiliye) Uzmanı Prof. Dr. Serap Yavuzer, anemi (kansızlık) hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu.

DÜNYA NÜFUSUNUN YAKLAŞIK DÖRTTE BİRİNİ ETKİLİYOR

Aneminin ya da halk arasında bilinen adıyla kansızlığın, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte birini etkilediği için önemli bir küresel sağlık sorunu olduğunu dikkat çeken Prof. Dr. Serap Yavuzer, "Gelişmiş ülkelerde herhangi bir nedenle hastaneye başvuran hastaların yüzde 30'undan fazlasında anemi saptanırken, bu oranın gelişmekte olan ülkelerde daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Tüm kan hastalıkları içinde en sık görülen hastalık anemidir" diye konuştu.

ANEMİ KRONİK HASTALIKLARI TETİKLİYOR

Aneminin nasıl oluştuğundan bahseden Prof. Dr. Yavuzer, "Anemi, kanda kırmızı kan hücresi olarak bilinen alyuvarların çeşitli nedenlerle sayılarının azalması (kemik iliğinde üretimde azalma, yıkıma bağlı azalma, kan kaybı ve ya sıvı yüklenmesi) veya bu hücrelerin içinde bulunan hemoglobin miktarının azalması/anormal yapımı sonucu yıkımı ile ortaya çıkmaktadır. Kemik iliğindeki alyuvar üretimi; hem lösemi, lenfoma gibi kan hastalıklarının kemik iliğini doğrudan etkilemesi hem de romatizmal hastalıklardan iltihabi bağırsak hastalıklarına kadar birçok kronik hastalığın dolaylı etkilemesi sonucu azalabilmektedir" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Yavuzer, "Yıkım artışının nedeni otoimmun olabileceği gibi herediter sferositoz ve orak hücreli anemi gibi bozuk hücre yapımına bağlı yıkımın arttığı hastalıklarla da olabilir. Özellikle Akdeniz bölgesinde ortaya çıkan kalıtsal hastalık Akdeniz anemisi (talasemi) de genetik bir bozukluk ile normal hemoglobin üretemediğinden anemiye sebep olur. Alyuvarların kemik iliğinde doğru üretimi için demir, B12 vitamini ve folik asit gibi vitamin ve minerallerin de yeterli alımı ve emilimi gerekmektedir. Bunların eksikliğinde de anemi gelişir. Aneminin altında birçok neden olabileceğinden anemi tanısından sonra altta yatan nedeni bulmak tedaviyi planlamak için oldukça önemlidir" diye konuştu.

DEMİR EKSİKLİĞİ EN ÖNEMLİ NEDENİ

Dünyada anemiler içinde en sık nedenin demir eksikliği olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yavuzer, şu bilgileri paylaştı:

"Anemi, kadınlarda erkeklerden daha fazla görülmektedir. Demir eksikliğinin nedenleri sıklıkla çocuklar ve gençlerde beslenme yetersizliği, kadınlarda yoğun görülen adet kanamaları, ileri yaş kişilerde kanserler ve her yaş gurubunda kan sulandırıcılar, ağrı kesicilerin kullanımına bağlı mide-bağırsak gibi sindirim sistemi kanamalarıdır. Hemoglobin alyuvarlar içinde demir taşıyan önemli bir protein olup ana görevi oksijeni akciğerlerden tüm dokulara taşımaktır. Hemoglobin normal değeri yaş ve cinsiyete göre değişmektedir. Dünya Sağlık örgütü (WHO); yetişkinlerde hemoglobin seviyesinin kadınlarda 12 gram/desilitre, erkeklerde 13 gram/desilitre ve hamileler için 12 gram/desilitre altında olmasını anemi olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla hemoglobin bu seviyelerin altında iken tüm organ ve dokulara giden oksijen azalacağından, anemi derecesi ile orantılı olarak birçok klinik duruma neden olacaktır."

KONSANTRASYON GÜÇLÜĞÜ VE UNUTKANLIK GİBİ ŞİKÂYETLERE DİKKAT

Anemisi olan hastada hastalığın nedenlerinden bağımsız olarak birçok şikâyetin benzer olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yavuzer, "Hastalar sıklıkla çabuk yorulma, merdiven çıkmada zorluk, eforla gelen çarpıntı ve nefes darlığı, ciltte solukluk, baş dönmesi, kramplar, uyku problemleri, saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma ve şekil değişikliği, konsantrasyon güçlüğü ve unutkanlık gibi şikayetlerle başvurmaktadır. Daha az sıklıkta da toprak ve buz yeme isteği, şiş ve kırmız dil, dudak kenarında çatlaklar, cilt ve gözlerde sararma, el-ayaklarda uyuşma, duyu kusuru, tüm eklemelerde ağrı ve sinirlilik ile başvurabilirler. Hatta hastalar ağır anemilerin neden olduğu kalp krizi tablosu ile de karşımıza gelebilirler" açıklamasında bulundu.

ANEMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK

Anemi tedavisinin her zaman nedene yönelik olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yavuzer "Hayati tehlikesi olan anemi hastalarında hızlı kan transferleri, demir eksikliği olanlarda ağızdan hap ve ya damardan serum şeklinde demir destek tedavileri tercih edilebilir. B12 ve folat eksikliğinde ek vitamin tedavileri, kronik böbrek yetmezliğinde kemik iliğinde alyuvar yapımını uyarıcı eritropoetin hormon tedavisi, otoimmun ve kemik iliğini tutan hastalıklarda hastalıkların tedavisi ile anemiler tedavi edilebilir. Ancak altta yatan nedene yönelik araştırmaların yapılmaması, uygunsuz tedavilerin verilmesi, hasta uyumsuzluğu (tedaviyi yan etkiden veya süre uzunluğu gibi nedenlerle eksik bırakması) gibi etmenler anemiyi tedavisi zor bir halk sağlığı sorunu haline getirmektedir" diyerek sözlerini noktaladı.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır