metabolizma bozukluğu bulmaca / One moment, please...

Metabolizma Bozukluğu Bulmaca

metabolizma bozukluğu bulmaca

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

Yaklaşımımız

Endokrinoloji bölümümüz; iç salgı bezleri, bu bezlerin fonksiyonları, salgıladıkları hormonlar ve metabolizma hastalıklar ile ilgilenmektedir. Endokrin sistem organları olan iç salgı bezlerinin salgıladıkları hormonların azlığı, fazlalığı ve bu bezlerin tümörleri endokrinolojinin konularıdır.

Ayrıca; diyabet, obezite, beslenme ve diyet, kolesterol ve trigliserid (kan yağları) yüksekliği, ürik asit yüksekliği, metabolik sendrom, vitaminler ve minerallerin metabolizması ve osteoporoz gibi metabolizma hastalıklar ile endokrinoloji ilgilenmektedir. Konusunda uzman doktorlarımız, bilim dalındaki yenilikleri yakından takip ederek, son teknolojik cihazlarla tanı ve tedavi yapmaktadır.

1.Hipofiz bezi hastalıkları

  • Hipofiz bezi yetersizliği
  • Prolaktin (süt hormonu) hormon fazlalığı
  • Kortizol hormon fazlalığı
  • Büyüme hormonu fazlalığı
  • Büyüme hormonu eksikliği ve kısa boy (daha çok pediatrik endokrinoloji konusu olmakla birlikte bazen erişkinde de görülebilir)
  • Şekersiz şeker hastalığı

2.Tiroit bezi hastalıkları

  • Guatr
  • Tiroit bezi fazla çalışması
  • Tiroit bezi az çalışması
  • Nodüllü tiroit hastalıkları
  • Tiroit bezi iltihabi hastalıkları
  • Hashimoto hastalığı
  • Tiroit kanserleri

3.Paratiroid bezi hastalıkları

  • Paratiroid hormon fazlalığı
  • Paratiroid hormon eksikliği

4.Böbrek üstü bezi hastalıkları

  • Kortizol hormon fazlalığı
  • Kortizol hormon eksikliği
  • Aldosterone hormon fazlalığı
  • Adrenalin hormon fazlalığı

5.Yumurtalıklar ve hastalıkları

  • Kadınlarda cinsel hormon eksiklikleri
  • Polikistik over sendromu (adet görmeme, kilo alma ve kıllanma)
  • Tüylenme

6.Testis ve hormon hastalıkları

  • Testosterone hormon eksikliği
  • Erkekte meme büyümesi
  • Ereksiyon sorunları ve impotans
  • Testis ve penis gelişmemesi ile sakal çıkmaması

Tedavi hizmeti sunulan hastalıklar nelerdir?

  • Diyabet
  • Obezite
  • Tiroid hastalıkları
  • Metabolizma ile ilgili sorunlar
  • Büyüme hormonu ile ilgili sorunlar
  • Böbrek üstü bezi hastalıkları
  • Kalıtsal hastalıklar
  • Osteoporoz
Topuk Kanı Taraması Nedir?
Topuk Kanı Taraması Nedir?

Yeni doğan bebeğin topuğundan alınan birkaç damla kan, doğumsal hastalıkların araştırılmasına yardımcı olur. Bu test topuk kanı taraması olarak bilinir.

Devamı

Hipotermi Nedir? Neden Olur?
Hipotermi Nedir? Neden Olur?

Vücudun faaliyet gösterebilmesi için ürettiği ısıyı; ürettiğinden daha hızlı kaybetmesi sonrasında gelişir. Vücut ısısının tehlikeli bir şekilde düşmesine yol açan bu durum hayati önem taşır.

Devamı

Cushing Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Cushing Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Cushing sendromu, vücudun aşırı miktarda kortizol hormonu üretmesi sonucunda ortaya çıkar. Böbrek üstü bezleri tarafından salgılanan kortizol hormunu, yaşam için gereklidir ve hastalığın getirdiği strese yanı vermeyi sağlar. Hemen hemen, tüm vücut dokularına etkisi vardır. Ancak, kortizolun çok fazla üretimi Cushing sendromu olarak isimlendirilir.

Devamı

Cushing Sendromu Nedir?
Cushing Sendromu Nedir?

Cushing sendromu, vücutta çok fazla kortizol üretimi ile oluşan bir hastalıktır. Kortizol yani stres hormonu böbrek üstü bezleri tarafından oluşan bir hormondur. Bu hormon tehdit altında oluşan bir hormondur. Bu vücudumuzun kendini tehditlere karşı koruma olarak verdiği bir yanıt olarak gösterilebilir. Kortizol oranı genelde vücut tarafından düzenlenir. Fakat yüksek ses, stres bu seviyeyi çıkarabilir.

Devamı

İnflamasyon Nedir?
İnflamasyon Nedir?

İnflamasyon, vücudun herhangi bir hasara karşı verdiği koruyucu bir cevaptır. Akyuvarların insan vücudunu bakteri ya da virüs gibi dış etkenlerden koruması anlamındadır.

Devamı

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Sizinle iletişime geçmemiz için lütfen formu doldurun.

Beni Arayın

Lütfen telefonunuzu bırakın,
çağrı merkezimiz sizi telefonla arasın.

Beni Arayın

Lütfen telefonunuzu bırakın,
çağrı merkezimiz sizi telefonla arasın.

Sorun Bildir

Özgeçmiş Güncelleme Modülü ile ilgili bize iletmek istediğiniz bir şey varsa lütfen bu formu kullanın.

Bölüm, Doktor, Hastalık

Aradığınız kelimenin birkaç harfini yazmanız yeterli.

Bir problem mi yaşıyorsunuz? Sizi arayalım.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Borderline kişilik bozukluğu, kişinin; benlik duygusunu, duygu ve davranışlarını kısaca yaşamını olumsuz etkileyen ve tedavi edilmesi gereken bir ruhsal rahatsızlıktır.

Benlik duygusunda olumsuz değişimler, tekrarlayan intihar düşünceleri veya teşebbüsü, şüphecilik, kontrolsüz öfke ve saldırganlık, duygularda ani değişimler, boşlukta hissetme, güven sorunu, mantıksız para harcama, aşırı hızlı araba kullanma gibi dürtüsel hareketler borderline kişilik bozukluğu belirtileri arasında gösterilmektedir.

Peki, borderline kişilik bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Güven Hastanesi Psikiyatri Bölümü Uzmanları, borderline kişilik bozukluğu hakkında bilgi verdi.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

İçindekiler

Borderline (Sınırda) kişilik bozukluğu nedir?

Borderline (Sınırda) kişilik bozukluğu, erken erişkinlikte başlayarak insan ilişkilerinde, benlik imgesinde, duygulanımda kararsızlık ve dürtüsellik olarak kendini gösteren yani davranışlarının sonuçlarını düşünmeden hareket ederek, duygu ve davranışlarının patlamalarını kontrol etmekte güçlük yaşayan kişilik örüntüsünü ifade etmektedir.

Sınırda kişilik bozukluğu, genel nüfus içinde yüzde 2-3 oranında görülmektedir. Araştırmalara göre hastanede yatanlar arasında yüzde 19, ayaktan tedaviyi sürdürenler arasında yüzde 11 oranında olduğu gözlenmiştir. Borderline kişilik bozukluğunun cinsiyet acısından görülme sıklığına bakıldığında kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görüldüğü bildirilmiştir.

Borderline kişilik bozukluğunun belirtileri nelerdir?

Borderline kişilik bozukluğunun başlıca belirtileri şunlardır:

  • Benlik duygusunda olumsuz değişimler,
  • Tekrarlayan intihar düşünceleri veya teşebbüsü,
  • Diğerlerinden sebepsiz yere şüphe duyma,
  • Kontrolsüz öfke ve saldırganlık,
  • Aile, arkadaş ve sosyal ilişkilerde aniden değişen uç duygulara (nefret, sevgi ve aşk gibi) sahip olma,
  • Terk edilme korkusu sebebiyle yakınlık kurmada zorluk,
  • Kendilerini sürekli boşlukta hissetme,
  • Diğerlerine karşı güven sorunu,
  • Dikkatsiz araba sürme, aşırı ve mantıksız para harcama, madde kullanımı, çok fazla yemek yeme, aşırı cinsel davranışlarda bulunma, kumar oynama gibi tehlikeli ve dürtüsel hareketler,
  • Birkaç saat ile birkaç gün arasında süren ani ve yoğun duygudurum değişimleridir.

Not: Borderline kişilik bozukluğu yaşayan herkes bu semptomların tamamını yaşamayabilir. Bazı bireylerde sadece birkaç semptom görülürken, bazılarında çok sayıda semptom görülebilir. Semptomlar sıradan olaylar tarafından da tetiklenebilir.

Borderline kişilik bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Borderline kişilik bozukluğunun tam olarak neden kaynaklandığı bilinmemekle birlikte olumsuz çevresel ve genetik faktörlerin büyük rol oynadığı görülmektedir.

Borderline kişilik bozukluğunun başlıca nedenleri şunlardır:

  • Genetik Faktörler: Ebeveyn ya da yakın aile üyeleri arasında bu bozukluğun olduğu bireylerde borderline görülme olasılığı 5 kat daha fazladır.
  • Psikososyal Faktörler: Araştırmalar borderline kişilik bozukluğu olan bireylerin yüzde 75’inde çocukluk dönemlerinde taciz ve cinsel istismar gibi travmatik olayların etkili olduğunu bulmuştur.
  • Biyolojik Faktörler: Çalışmalar, borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin, beyinde özellikle implusları ve duygusal düzenlemeleri kontrol eden alanlarda yapısal ve fonksiyonel değişkenlikler olduğunu göstermiştir.

Borderline kişilik bozukluğunun risk faktörleri şunlardır:

  • Genetik yatkınlık (ailede BKB öyküsü),
  • Aile içi şiddet ve aile üyelerinde kriminal bir öykünün varlığı,
  • Uygunsuz ebeveyn davranışı ve tutumları,
  • Doğumdaki risk faktörleri (doğum döneminde anne ya da babanın 35 yaşından büyük olması, düşük doğum ağırlığı, perinatal komplikasyonlar vb.)
  • Birinci dereceden akrabalarda psikiyatrik bozuklukların (kaygı bozuklukları, depresyon ve intihar eğilimi) bulunması,
  • Çocukluk dönemi ihmal ve istismarlar.

Ancak unutulmamalıdır ki bu değişikliklerin hiçbirinin, teşhis öncesinde risk faktörü olup olmadığı veya bozukluğun bu değişikliklere sebep olup olmadığı kesin değildir. Bu faktörler kişide riski artırsa da borderline kişilik bozukluğu geliştireceği anlamına gelmez.

Borderline kişilik bozukluğu ne gibi problemlere yol açar?

Borderline kişilik bozukluğu olan kişiler, günlük hayatlarında ciddi problemlerle karşılaşabilirler.

Bireyin;

  • Rahatsızlığı konusundaki farkındalığının azlığı,
  • Tedaviyi reddetmesi,
  • Aile veya arkadaşlarından destek alamaması
  • Profesyonel yardım yerine farklı madde veya kişilerden beklenti içinde olması hastalığın seyrini kötüleştirebilmektedir.

Borderline kişilik bozukluğu olan hastalar yaşamları içerisinde bazı problemlerle karışılabilir.

Boderline kişilik bozukluğu nedeniyle karşılaşılan problemler şöyle belirtilebilir:

  • İntihar düşünceleri, girişimleri veya intihar ortaya çıkabilir,
  • Kendine zarar verme davranışları görülebilir,
  • Kişinin kendini toplumdan kısmi veya tamamen uzaklaştırmasına neden olabilir,
  • Aile çatışmaları, ilişki zorlukları, iş veya okul problemlerine yol açabilir.
  • Dürtüsel davranışlar sebebiyle kavgaya karışma, alkol ve madde kullanımına yönelim, istenmeyen gebelik, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, trafik kazası gibi sonuçlarla karşılaşılabilir.

Borderline kişilik bozukluğu tanısı nasıl konur?

Borderline kişilik bozukluğu için belirlenmiş bazı tanı kriterleri olmakla beraber doğru tanı ancak bir ruh sağlığı profesyoneli tarafından konulabilir. Aşağıdaki dokuz tanı ölçütlerinden en az beşi (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan bir örüntüdür.

  1. Gerçek ya da imgesel bir ayrılıp gidilmeden, terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çaba gösterme,
  2. Gözünde aşırı büyütme (göklere çıkarma) ve yerin dibine sokma uçları arasında gelip giden tutarsız tepkiler,
  3. Kimlik karmaşası; belirgin ve sürekli tutarsız bir benlik algısı,
  4. Kendine kötülüğü dokunabilecek en az iki alanda dürtüsellik (Örneğin: para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, güvensiz araba kullanımı, tıkınırcasına yeme),
  5. Yineleyici intihar davranışları, girişimleri ya da göz korkutmaları,
  6. Duygu durumda belirgin bir tepkiselliğin olmasına bağlı olarak, duygulanımda tutarsızlık (Örneğin; yoğun dönemsel disfori (kendini iyi veya mutlu hissedememe), kolay kızma ya da genellikle birkaç saat süren bunaltı),
  7. Süreğen bir boşluk duygusu,
  8. Uygunsuz, yoğun bir öfke ya da öfkesini denetlemekte güçlük çekme (örneğin; sık sık kızgınlık gösterme ve kavgaya karışma, sürekli öfkeli olma),
  9. Gelip geçici kuşkucu düşünceler ya da ağır çözülme belirtileri.

Ruh sağlığı uzmanı tarafından konulan doğru tanı, başarılı tedavinin ilk adımını oluşturur. Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'na göre hastanın belirtileri değerlendirilir ve bu tanı netleştirilerek tedavi planı belirlenir.

Borderline kişilik bozukluğu nasıl tedavi edilir? Tedavi yöntemleri nelerdir?

Borderline, bir profesyonel tarafından teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi gereken kişilik bozukluğudur.

Borderline kişilik bozukluğu tedavisi, hastanın durumu ve hastalığın düzeyine göre belirlenir. Diğer kişilik bozukluklarında olduğu gibi, tedavi uzun sürelidir. Genellikle haftada iki ya da daha fazla aralıklarla düzenlenen psikoterapi yapılandırılması faydalıdır.

Borderline kişilik bozukluğunda uygulanabilecek en etkin tedavi yöntemi psikoterapidir. Semptomları hafifletmek için psikoterapi ilk basamak olarak görülür. Bu bağlamda Diyalektik Davranışçı Terapi (DBT), Şema Odaklı Terapi, Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Psikodinamik Terapi gibi çeşitli psikoterapilerin etkili olduğu görülmüştür.

Borderline kişilik bozukluğunun belirtileri kısa süreli olmaktan ziyade yaşam boyu sürme eğiliminde olduğu için de tedavisi zorlu bir süreçtir. Tedavide erken çocukluk dönemi, travmatik anılar, aile ilişkileri iyi incelenmelidir.

Borderline kişilik bozukluğu olanlara nasıl yaklaşılmalı? Nelere dikkat edilmeli?

  • Duygularını ifade etmesine izin verin: İfade edilmeyen duygular bir süre sonra öfke patlamalarına ve duygusal iniş çıkışlara neden olur. Bu hem depresifleşip toplumdan uzaklaşmalarına ve içlerine kapanmalarına hem de öfkelenmelerine neden olabilir. Öfkelenmeleri öfkelendiren kişi ve hasta için tehlikeli olabilir.
  • Hassas ve dikkatli davranın: Borderline kişilik bozukluğuna sahip olan kişilere daha hassas ve dikkatli davranılması gerekir. Çünkü bu rahatsızlığı olan kişilerin çoğunun travmatik ve yaralayıcı bir geçmişi vardır. Bu nedenle mümkün olduğunca incitmemek ve yargılamamak gerekir.
  • Duygularınızı açık şekilde ifade edin: Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiyle ilişki kurmak zordur. Özellikle partner ilişkileri her iki taraf için de yıpratıcı olabilir. Etrafındaki kişiler bu kişilerin manipülatif olduğunu, karşısındaki kişiyi üzmeye çalıştığını, kasıtlı, bilerek ve isteyerek böyle davrandığını düşünebilir. Bu konuda uzman bir profesyonelden destek almak gerekir.
  • Davranışlarını kasıtlı olarak yaptığını düşünmeyin: Borderline kişilik bozukluğuna sahip olan kişiler, yaptıkları davranışların çoğunlukla farkında olmazlar. Bu bozukluğa sahip olan kişiler içgüdüsel davranır. Bu nedenle arkadaş, sevgili ya da partner ilişkilerinde duygu iniş çıkışları olabilir.
  • Uzaklık korkutucu, yakınlık ise bunaltıcıdır: Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler için uzaklık oldukça korkutucudur. Ancak kaybetme korkusunu da üst düzey yaşarlar. Bununla beraber panik, kaygı gibi duyguları üst düzey yaşarlar. Çok fazla yakınlık duygusu ise bu hastalar için baş etmesi oldukça zor bir duygudur. Kişiler kendilerini boğulmuş, köşeye sıkışmış, sınırları işgal edilmiş olarak hissedebilirler. Yakınlığınızdan rahatsızlık duyduğunu hissettiğiniz durumda kendinizi geri çekmeniz kişiyi rahatlatacaktır.
  •  Tedavi için zorlamayın: Tedaviye yönlendirmek için zorlamak, tartışmak, hiçbir kazanım sağlamaz. Bu kişiler bilinçsiz kişiler değillerdir. Gerçeklik algıları normaldir. Birçoğu durumunu farkındandır ve zaten depresif duygularından kurtulmak için tedavi almaya meyilli olacaktır. Yardım etmek istemeniz anlaşılır olsa da bu kişileri zorla tedavi ve kontrol altında tutamayacağınızı bilin ve kendinizi suçlamayın. 
  • Hasta yakınının da desteğe ihtiyacı olabileceğini unutmayın: Hasta yakınlarının da desteğe ihtiyacı olmakla beraber psikolojik rahatsızlığı bulunan biriyle aynı evde yaşamak, aynı ortamda bulunmak sağlıklı bireyin de yaşamsal ve ruhsal faaliyetlerini bozacaktır.
  •  Dikkat edilmesi gerekenler: İntihar tehditlerini görmezden gelmeyin, kötü davranışlarını tolere etmeyin, tehdit içerikli konuşmalardan kaçının.

Borderline kişilik bozukluğu ile bipolar bozukluk arasındaki farklar nelerdir?

Değişikliklerinin nedenleri ve zamanı açısından farklılık:

  • Borderline: Diğer insanlarla ve dünyayla ilişkilerde yaşanan zorluk, adolesan (ergenlik) dönemde veya daha önce gelişmeye başlar. Bu faktör borderlineların temel kişilik özelliği olarak görülür.
  • Bipolar: Duygusal ve davranışsal örneklemler kişilik özelliği olarak görülmez.

Zamanlama ve semptomlarının biçimi açısından farklılık:

  • Borderline: Duygu durum değişiklikleri dakikadan dakikaya saatten saate değişebilir. Duygudurum bozulmalarının sebebi genellikle bir uyarıcı veya bir durum tarafından tetiklenir (Örn. öfke, reddedilme, terkedilme).
  • Bipolar: Duygudurum değişiklikleri günler, haftalar, aylar sürebilir; saatten saate dakikadan dakikaya değişmez. Daha uzun periyotları vardır ve herhangi bir tetikleyici olmadan duygudurum arasında geçiş yaşanabilir.

Dürtüsellik açısından farklılık:

  • Borderline: Davranışı kontrol etme ve düzenlemede yaşanan zorluklar günlük hayatlarının bir parçasıdır.
  • Bipolar: Dürtüsellik manik veya hipomanik dönemlerde ortaya çıkar.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 01-05-2023

Hormonlar ve görevleri

Hormonlar, metabolizmaların bünyedeki bazı faaliyetleri denetim altında tutmak için ürettikleri salgılardır. 'İç salgı' olarak da adlandırılırlar. Vücudumuzun salgıladığı farklı hormonların farklı etkileri vardır. İşte hormonlardan bazıları ve işlevleri…


Tiroit hormonu nedir?

Boyundaki tiroit bezi tarafından salgılanan iki türlü tiroit hormonu vardır. T3 ve T4 hormonlarının en önemli görevi vücutta harcanan kaloriyi ayarlamak ve enerji üretimini sağlamaktır. Vücudun ısısını ayarlar. Tiroit bezinin az çalışması durumunda vücut ısısı düşer ve üşürüz. Metabolizmanın yavaşlaması ile beraber kalpte yavaşlama, kilo alma, uyku hali, bağırsak sisteminin yavaşlaması, kabızlık gibi bulgular ortaya çıkar. Kan yağları fazla yakılamaz, kolesterol ve trigliserid yükselir. Öte yandan fazla salgılanması kan yağlarının yakılmasını artırır ve kan düzeyleri düşer. Kalp hızlanır, aşırı terleme, zayıflama, titreme, sık dışkılama ortaya çıkar. Çocuklarda sağlıklı büyüme için yeterli olması gerekir. Az salgılanması durumunda çocuklarda büyümede gerilik, boy kısalığı, zeka geriliği gelişebilir.

Östrojen hormonu nedir?

Östrojen, yumurtalıklardan salgılanan, kadınların adet döngüsünde, cinsel fonksiyonlarda ve doğurganlıkta önemli rol oynayan bir grup steroid hormondur. Hem erkek, hem kadınlarda bulunmakla beraber, üreme çağında kadınlarda seviyeleri çok daha yüksektir ve menopozda düşer. Hipofizden salgılanan folikül uyarıcı hormon (FSH) ve lüteinizan hormon (LH), yumurtlayan kadınlarda östrojen üretimini düzenlerler.

Östrojen görevleri

Ergenlik çağında hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH, genç kızlarda yumurtalıkları uyararak östrojen salgısını başlatır. Ergen kızlarda boy uzaması ve ergen erkeklere nazaran erken başlar, hızlı olur ve daha çabuk biter. Östrojenin etkisi ile genital bölgede kıllanma, kalça bölgesinde yağlanma, memelerde büyüme görülür. Kadınlarda ergenlik adet kanaması ile sonlanır ve bununla beraber boy büyümesi durur. Östrojen, progesteron dediğimiz diğer bir hormonla belirli bir düzen içinde çalışır. Adetin ilk iki haftasında östrojen salgılanıp, rahmi büyütür ve yumurtanın oluşmasında rol oynar. Adet döneminin son iki haftasında progesteron salgılanarak rahmi hamileliğe hazırlar, gebelik oluşmaz ise progesteron adet kanamasına yol açar. Östrojenin geçici düşmesi cinsel isteksizliğe, kalıcı düşmesi menopoza, sıcak basmaları, gece terlemelerine yol açar.

Östrojen fazlalığında ne olur?

Östrojen fazlalığı yumurtalık faaliyetlerinin bozulması sonucu gelişir. Polikistik over hastalığı dediğimiz sendromda yumurtlama aksar ve kısırlık gelişebilir. Overler östrojeni fazla salgılarsa armut tipi şişmanlık ortaya çıkar, yani kalçalarda yağ birikir, selülit artışı olur. Östrojen düzeyinin kanda yüksek olması rahim ve meme kanseri için risk faktörüdür. Östrojen fazlalığı yağ dokusunun miktarını arttırır. Artan yağ dokusunda daha fazla testosteron östrojene çevrilir, bu da yağ dokusu miktarını daha da artırır. Sonuçta bir kısır döngü oluşur. Östrojen fazlalığı vücudun su ve tuz tutmasına neden olur. Yüz yuvarlaklaşır, el ve ayaklarda şişlik ve ödem gelişir. Östrojen fazlalığı pıhtılaşma eğilimine ve buna bağlı damar tıkanmalarına, tansiyonda artışa da yol açabilir.

Progesteron hormonu nedir?

Progesteron, adet döngüsü ve gebelikte rol oynayan, her ay rahmi hamilelik için hazırlayan bir kadınlık hormonudur. Ayın ikinci yarısında progesteron seviyesi yükselir ve ardından adet kanamasıyla birlikte düşer. Doğum kontrol hapları progesteronun sentetik formlarıdır. Progesteron başlıca etkilerini kadın cinsel organlarında gösterir. Östrojenin etkilerini bastırır ve östrojenle birlikte bazı değişimlere yol açar.

Serotonin hormonu nedir?

Serotonin vücudun ürettiği, temelde iyi hissetmeyi sağlayan mutluluk hormondur. Ruh halini, uyku düzenini, iştahı, hafızayı ve bazı kas işlevlerini düzenler. Serotonin dengesizliğinde, beyin-ruh halini ve stres seviyesini düzenlemek için yeterli hormon salgılanamaz. Serotonin seviyesinin düşük olması depresyona yol açabilir. Migren, kilo alma, panik ataklar, karbonhidrat açlığı ve uykusuzluk da eksiklikte ortaya çıkar. Serotonin seviyesinin aşırı yüksek olması da çok ciddi bir sorundur ve ajitasyona, kafa karışıklığına, uyuşmaya ve libidonun düşmesine neden olabilir.

İnsülin ve glukagon hormonu nedir?

Pankreas, salgıladığı insülin ve glukagon hormonları ile vücudun şeker, yağ ve protein metabolizmasını düzenler. İnsülin vücudun temel yakıtı olan glukozun kullanılmasını, enerjiye dönüştürülmesini sağlar. Bu sayede hücre ve organlar görevlerini yerine getirir. Bu hormonun eksikliği veya görev yapmaması (insülin direnci) durumunda kanda glukoz yükselirken, enerjinin tam olarak kullanılamadığı organlarda fonksiyon bozukluğu ortaya çıkar ve bu tablo diyabet olarak tanımlanır. Glukagon ise kanda glukozun belli bir düzeyin altına inmesini engeller, insülin etkilerini dengeler.

Adrenalin hormonu nedir?

Stres, korku ve şok gibi durumlarda böbreküstü bezlerinden salgılanan adrenalin ve noradrenalin vücudun direncini artırır. Kan basıncının artması, kalp hızının artması, göz bebeklerinin büyümesi ve kan şekerinin yükselmesi, adrenalin salgılandığında oluşan olaylardır. Bu hormonlar, salgılandığında organizma tehlikelere karşı dirençli bir hale gelir. Ancak adrenalin uzun süreler yüksek kalması vücudu ve damarları yıpratır, hipertansiyona yol açar.

Denge sağlayan hormonlar

Vücut dengesinin sağlanmasında birçok hormon görev alır. Bu hormonlar ve temel görevleri şunlardır:

  • Tiroit: Genelde vücut metabolizmasını kontrol eder. Birçok organ ve dokunun işleyiş hızını ayarlar.
  • Kortizol: Böbreküstü bezden salgılanarak vücudun strese karşı koymasında rol oynar. Birçok hormonun etkisini de kolaylaştırır.
  • Paratiroid: Kemik ve böbreği etkileyerek kalsiyum ve fosfor dengesini sağlar.
  • Vazopressin: Böbrekleri etkileyerek vücut su dengesini sağlar.
  • Aldosteron: Böbreklere etki ederek vücut sıvı miktarı ve serum elektrolitlerini (Na ve K) kontrol ederler.
  • İnsülin: Açlık ve tokluk kan şekerinin normal olmasını sağlar.

Vücuttaki su ve mineral dengesini hangi hormon dengeler?

Vücudun su ve mineralini dengesini başlıca kortizol, aldosteron ve vazopressin sağlar. Kandaki su oranı artınca hipotalamusta bulunan algılayıcılar, su tutucu vazopressinin salgılanmasını yavaşlatır. Vazopressin azalınca idrar sıvısı artar ve kandaki su miktarı normal düzeyine indirilir. Sıvı ve mineral dengesini aldosteron da kontrol eder. Aldosteron, böbreküstü bezlerinden salgılanıp, böbreklere etki ederek sodyum ve potasyum elektrolitlerinin emilimini düzenler. Sıcak havalarda, su kaybını en aza indirmek amacıyla aldosteron salınımı artar. Salgılanan aldosteron böbrekten su ve sodyumun atılmasını azaltıp geri emilmesini artırır.

Kadınlarda hormon bozukluğunun belirtileri nelerdir?

Genel belirtiler, adet düzensizliği (sık ya da seyrek kanama olabilir), adet dışı kanama, tüylenmede artış, sivilcelenme, ödem ve buna bağlı kilo değişimi olabilir. Tiroit hormonları da üreme fonksiyonlarını etkiler; bozukluğunda hipotirodizm ya da hipertiroidizm bulguları olabilir. Bunlar hipotiroidizm durumunda üşüme, halsizlik, uyku hali, depresyon, kuru cilt gibi bulgular iken, tam tersi bulgular hipertiroidizm halinde görülür. Ancak her iki durum da üreme ve adet döngülerini etkiler.

Hormon bozuklukları aşırı kıllanma yapar mı?

Hormon bozuklukları aşırı kıllanma yapar. Fazla salgılanan androjen (erkeklik hormonu) nedeniyle sık görülen bir durumdur. Ayrıca hormonları kanda taşıyan protein olan SHBG (seks hormon bağlayıcı globulin/SHBG;Testesteron-Estradiol-Binding Globulin) azalmasında da artış olur. Tiroit hastalıkları SHBG düzeylerini değiştirir. Androjen kaynağı sadece yumurtalıklar değil, böbreküstü bezleri de olabilir. Bu nedenle tüylenme ile gelen hastalarda tam bir endokrinolojik inceleme yapılmalıdır.

Fazla androjen salgısı: Polikistik over sendromu

Polikistik over sendromu hormonal düzensizliklere neden olan bir durumdur. Kökeninde yumurtalıkların daha fazla androjen hormonu salgılaması vardır; ama bu durumun neden mi yoksa sonuç mu olduğu net değildir. Fazla salgılanan androjen yumurtlama bozukluğu, kısırlık, tüylenme ve sivilcelenme yapar. Bu hastalarda diyabete eğilim de görülür. FSH/LH oranı normal bir kadında 2-3 civarında iken polikistik over sendromlu kadınlarda LH yükselişi vardır ve bu oran ters dönmüştür. Adet döngüsünün ikinci yarısında (luteal faz) bakılan progesteron değerleri düşük çıkar ve yumurtlama olmadığını gösterir.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır