metin altıok kavaklar hikayesi / One moment, please

Metin Altıok Kavaklar Hikayesi

metin altıok kavaklar hikayesi

sezen aksunun muhtesemlerinden sadece birisi..
sadece dedimse hafife almayin..
dinledikce daha bir sevilenlerden..

sözler metin altıok müzik onno tunç'a monash.pw başka alemlere daldırır.

Ah kavaklar ah kavaklar
Bedenim üşür yüreğim sızlar

Beni hoyrat bir makasla
Ah eski bir fotoğraftan oydular
Orda kaldı yanağımın yarısı
Kendini boşlukla tamamlar
Ah omuzumda bir kesik el ki
Hala hala durmadan kanar

Ah kavaklar ah kavaklar
Acı düştü peşime

Ah kavaklar ah kavaklar
Ardımdan ıslık çalar

fatih akın ın kısa ve acısız filminde kullandığı en vurucu sezen aksu şarkısı.

sözleri insanı derinden yaralar,unuttuğunuzu sandığınız olayları bütün canlılığıyla ilk günki gibi getirir gözlerinizin önüne.o hoyrat makas sizi sadece fotoğraftan değil,onun hayatından da oyup çıkarmıştır.şarkı da bahsedildiği gibi sizin yanağınızın bir parçası hep o fotoğrafta kalır,omuzunuzdaki kesik elin kanları ise Allah'ın her günü içinize akar,hiç ama hiç unutulmaz

metin altıok'un sezen aksuya sattıktan sonra kazandığı parayla evine buzdolabı alabildiği şiirdir.

metin altıok sonra da sivasta yakılmıştır.

insanı tarifsiz duygulara salan bir sezen aksu parçası. sözleri metin altıoka aittir. beste ise onno tunç' undur.

parçalara ayrılan insanları çok da iyi anlatır. her zaman ardında birilerini bırakmak yeterince zordur. bir de bu birilerinin zoruyla oluyorsa daha da bir zordur. ardında kalanlar kanar senin peşini acı hiç mi hiç bırakmaz.

fazla meşhur olmamış, dillerde sakız olmamış, gizli bir hazine gibi; bulunduğunda insanı kendine kilitleyen şarkı.
şiirinin sahibine benzer şarkı, git gide benzer.
ne fazla meşhur olmuştur şiir de şair de,
ne de etkilemediği bir insan olmuştur farkına varıldığında, hikayesi öğrenildiğinde.

artık şans mı denir sadece sezen aksu'nun seslendirmiş, onno tunç'un bestelemiş olması.
böylesi usta eller işlemiş böylesi, usta bir elden yazılmış şiirin büyük hüznünü, fazla dokunulmamış.

(bkz: evde yoklar)

sözlerden mi, sezen aksu'nun yürek titreten yorumundan mı yoksa sivas'ta katledilen metin altıok'dan mı oluyor bilmiyorum ama bu şarkı çok üzüyor insanı, çok.

tartışmak yersiz, aksu'nun en iyi parçası.. yazanın, besteleyenin ve söyleyenin ellerinden tek tek öpüyorum.

işinin erbabı üç elin nesi var? kavaklar

homegrown istanbul albümünde mutlaka sabahat akkiraz'la erkan ogur'un düetinin dinlenmesi gereken parca. kanimca sezen aksu'dan bile güzel bir yorum katmislar.

sabahat akkiraz ın söylemediği, yüreğinden akıttığı parça

yapma be sabahat abla bize bunu

ağlatma ya

Sezen Aksu'nun ve tüm zamanların en iyi şarkılarından biri.

en güzel sezen akşu şarkısı. türk şiirinin doruk noktalarından biri olan metin altıok'un öndeyiş isimli şiirinin bestelenmiş hali kıyıda köşede kalmış gizli bir hazinedir adeta.

Denizli ilinin Baklan ilçesine bağlı bir köy.

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: Baklan)

Ah, kavaklar!

Sözleri dinlenirse, deresinden sonra kavağını da yitirmiş, öksüz bir semtin adı olacakmış "Kavaklıdere"Bunu duyduğumda, Metin Altıok'un "Kavaklar"ını anımsadım:"Ah kavaklar, ah kavaklar/Beni hoyrat bir makasla/ eski bir fotoğraftan oydular/Orda kaldı yanağımın yarısı/ kendini boşlukla tamamlar/Omzumda bir kesik el,/ ki hala durmadan kanar/Ah kavaklar, kavaklar!"* * *Sonradan öğrendim ki "Kavaklar"ı Onno Tunç besteleyip Sezen Aksu söylediğinde Altıok, Bingöl Lisesi'nde felsefe öğretmeniymiş. Bestenin telif geliriyle bir buzdolabı almış evineBizim kuşak onu Ankara'da Ahmet Say'la çıkardığı "Türkiye Yazıları"ndan tanır.O yıllarda Ahmet Say, ilkokuldaki oğlu Fazıl'ı ara sıra Altıok'un Kavaklıdere'deki evine götürürmüş.Yazgıya bakın:Yıllar geçti aradan; Metin Altıok, Sivas'ta bir yobaz yangınında ateşe monash.pw Ankara'da sevdiği küçük çocuk, büyüyüp onun anısına bir oratoryo besteledi.* * * Fazıl Say, Türk şiirinin mayınlı tarlalarında gezinmeye devam monash.pwğumunun yılında bir oratoryo ile andığı Nâzım'dan sonra, ölümünün yılında Metin Altıok'un şiirini notaya dökümonash.pw bir "Sivas ağıtı" değil buMadımak'ta katledilmesinin Metin Altıok'un şairliğini gölgeleyen bir trajedi olduğunu düşünüyor Fazıl Ondan, sadece "Sivas'ta yakılan ozan" diye söz edilmesini, "Türkiye'nin dâhi şairi"ne haksızlık sayıyor.O yüzden ajitasyona pek elverişli bu konuyu, şiirin dilini müziğinkine bulayarak ve Altıok'un Kafka'yı andıran derin ruhsal dünyasına seslerle dalarak işliyor; Altıok içtenliği, yalınlığı ve çelebiliğiyle -ve yine onun gibi "slogan ucuzluğuna kapılmadan"* * *İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın siparişiyle giriştiği bu proje için 9 ay çalışmış FazılBiz önceki gece "doğum"a tanık monash.pwt konser salonunda eserin CD kaydı vardı.Sahnede Fazıl piyano çalıyor, yanı başında Zuhal Olcay müzikçiliğini tiyatroculuğuna ekleyerek Altıok şiirleri okuyordu. Bu proje için bir araya gelmiş oda orkestrasının arkasında İbrahim Yazıcı yönetimindeki Kültür Bakanlığı korosu yer alıyordu. Eserin son dakikalarında Madımak kıyımının alevi, bir belgeselden perdeye yansımonash.pw iktidarında, bakanlık korosunun böyle bir esere katkı vermesinin büyük anlamı var.Şiirin müziğe, sahnenin sinemaya karıştığı bu epik eser, temmuzda, katliamın yıldönümünde İstanbul Festivali'nde dünya prömiyeri yapacak. Sonra turneye çıkacak. Belki yolu Sivas'a da düşecek. Metin Altıok, 40'ında yakıldığı kente, 50'sinde notaların sırtında dönecek.* * *O gece, 36 kez vurdu metronomMetin Altıok'u temsilen sahnede yer alan daktilo tıkırdadı. Şaryo, acılı bir ıslık gibi kaydı; satır sonunda çanı çınladı."Yıkıcılar geldiler ve yıktılar" diye gürledi Zuhal OlcayDışarıda bahar, pamuktan karlarla monash.pwen nem kapanlar, deresiz ve ozansız kalmış Kavaklıdere'yi kavaksız koyma çabasındaydı.Yüreğimizde, hoyrat bir makasın eski bir fotoğraftan oyduğu, filozof bir şairin ağıtı vardı:"Ah kavaklar, kavaklar!/Acı düştü peşime/ ardımdan ıslık çalar". [email protected] Polen mevsimi geldi ya Ankara'da ağaçların pamuklu yaz tipisinden nem kapanlar "Kavaklar kesilsin" diyesiymiş.

Ah kavaklar ah kavaklar

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Haberin Devamı

Ah kavaklar ah kavaklar
ESKİDEN hemen her su kıyısında, yol boylarında omuz omuza, yemyeşil uzayıp giden kavak ağaçları olurdu.
Şehirdeki kavak ağaçları da köyü, kırı getirirdi bana
Yaprakları rüzgarda titrediği için bazı türlerine “titrek kavak” denildiğini öğrenmiştik mahallemizin Haymanalı manavından
Baharda, güzde esince rüzgarlar, duyardık “titrek kavak”ın sesini.
Severdik kavakları, zaten hep severdik de
Ne zaman ki o şiiri, “Bedenim üşür, yüreğim sızlar /Ah kavaklar, kavaklar /Beni hoyrat bir makasla /Eski bir fotoğraftan oydular /Ah kavaklar, kavaklar /Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar” dizelerini okudum.
Sonra, bu dizelerin şairinin, ilk eşi Füsun Akatlı ile Kavaklıdere’de küçücük bir evde oturduğunu öğrendim.
Ve ne zaman ki, o eve giden Yavuz Gökmen’den pikapta çalan şarkıda geçen Yunanca “Kaymos” kelimesinin anlamını Altıok’tan öğrenişini dinledim. Kaymos’un “acı” anlamına geldiğini, ama daha da öteye “endişe, umutsuzluk, kayıp ve daha birçok şeyi’’ içeren bir sözcük olduğunu
Kavakları daha bir sever, sanki daha bir anlar, hisseder oldum.

* * *

Haberin Devamı

Kavakları usulca bir “ah” ile yad eden şairi, Metin Altıok’u 19 yıl önce Sivas’ta Madımak katliamında öldürdüler.
Ağırdı durumu, Ankara’ya GATA’ya getirdiler
Bir hafta mücadele etti. 9 Temmuz Cuma günü veda etti hayata.
Ardında, “Ben tekinsizim size göre /İbret için yakılması gereken” dizesini bıraktı.

* * *

Şimdi ismi Dikmen’deki parkta da yaşayacak.
Çankaya Belediyesi, Metin Altıok Parkı’nı yarın açıyor.
Ve yine aklıma düşüyor, “kavaklar”
“Acaba” diyorum içimden, “O parkta bir de kavak ağacı var mıdır?”
Hep “tekinsiz” görülen, manzarayı kapattığı, -tıbbın kabul etmemesine rağmen- alerjiyi azdırdığı, tehlike yarattığı bahaneleriyle her fırsatta “ibret için kesilen” kavak ağacı, yani
Yoksa Ve oluruna, uyarına gelirse, bir de kavak ağacı olsa parkın kuytu bir yerinde.
Üzerinde, önünde, bir küçük plakette de belki Altıok’un “Kavaklar” şiiri
Varsın ömrü az olsun, varsın “şehir ağacı” sayılmasın.
Korunur, yinelenir, yenisi dikilir gerekirse.
Ama yakışır sanki o güzelim parka, her esintide titreyişi
Ve parkta gezerken, “ardımızdan ıslık çalar”.

Haberin Devamı

GÖNÜLDEN TEŞEKKÜR: (Başta Başkan Bülent Tanık olmak üzere Metin Altıok Parkı'na fikriyle/fiiliyle emeği geçen herkese içten teşekkürümdür)

DAHA yazımın mürekkebi kurumadan Başkan Bülent Tanık aradı.
Yazımla ilgili zarif paylaşımını, yarın Dikmen'de Metin Altıok Parkı'na "kavaklar"ın simgesi bir ağaç dikerek de gösteriyor.
Başkan Tanık'tan öğrendim, Valilik Genelgesi ile şehre kavak dikimi yasaklandığı için kavağa akraba "Akçaağaç" ile de yaşayacak Altıok'un o dizeleri
Ki, "Akçakavak" diye geçen türleri de var literatürde. Onun da yaprakları "titriyor" elbet, rüzgarda
O da o parkı gezen, orada soluklanan, orada acısıyla, umuduyla dolaşanların ardından usulca "ıslık çalacak"
* * *
Ötesi o Akçaağaç sadece Altıok'un değil, Madımak katliamında 32 aydın ile birlikte gencecik yaşında hayata veda eden Gülender Akça'nın da, "İç titreten" hatırası oluyor aslında.
Ve sözün bittiği yerde, Altıok getiriyor gerisini:
"Yüreğinde bir ağaç gürültüyle devrilirken,
Aksayarak yürüyen umudun arkasından
Gülün kanayan hüznünü gördün"

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Metin Altıok: Madımak&#;ın yakamadığı şair

Metin Alt&#;ok’un () 14 Mart do&#;um günüydü. Bence &#;imdi kaç ya&#;&#;nda oldu&#;u önemli de&#;il. Çünkü o katledildi&#;i günkü ya&#;&#;nda bir &#;air. Çünkü ya&#;lanmaz &#;eriat ate&#;iyle yak&#;lan &#;airler… Katledildi&#;inde kaç ya&#;&#;nda m&#;yd&#;? &#;iir okuru, &#;iir dostu olan yüre&#;imizde &#;iirleriyle ses verdi&#;i ya&#;ta…

Pir Sultan Abdal &#;enli&#;i için gitti&#;i Sivas’ta 2 Temmuz günü &#;slamc&#; &#;eriatç&#;lar&#;n sald&#;r&#;s&#;na u&#;rayan ve kundaklanarak yak&#;lan Mad&#;mak Oteli’nden a&#;&#;r yaral&#; olarak kurtulduysa da 9 Temmuz günü ya&#;am&#;n&#; yitirdi Metin Alt&#;ok.

“Gezgin” () ad&#;yla yay&#;mlanan ilk kitab&#; ve oradaki, ilk sayfada yer alan “Öndeyi&#;” &#;iiriyle ba&#;lar onun dilimizde ses veren &#;airli&#;i…

“Yeni bir ülke yoktur,

Diyor o ünlü &#;air;

Ne de yeni denizler.

Nereye gitsen bu kent,

Seni pe&#;inden izler.

Ama gitmektir benim

Yenilmezli&#;im dünyada.

Ve ben durmaz giderim,

Bu can tende durdukça.”

Metin Alt&#;ok ilk kitab&#;ndan önce &#;air olarak görünmez. Yani dergilerde yay&#;mlad&#;&#;&#; &#;iirlerle okurlar&#;n&#; haz&#;rlam&#;&#; bir &#;air de&#;ildir… Resimler, heykeller yapar. Sergi açar. Sanat çevrelerinde de daha çok açt&#;&#;&#; sergilerle tan&#;n&#;r, bilinir. Birlikte sergi açt&#;&#;&#; isimlerden biri de Devrim Erbil’dir.

&#;lk kitab&#;n&#;n yay&#;mlanmas&#;ndan iki y&#;l sonra ikinci kitab&#; “Yerle&#;ik Yabanc&#;” yay&#;mlan&#;r. “Ç&#;rakl&#;&#;&#; olmayan &#;air” sözü, onun &#;iir çevrelerinde nas&#;l kar&#;&#;land&#;&#;&#;n&#; aç&#;k ve yal&#;n bir dille ifade eder. metin-altiok

Duygusu, dü&#;üncesi ve duyarl&#;l&#;&#;&#;; her &#;eyin buharla&#;t&#;&#;&#;, ama bu buharla&#;man&#;n yeni olu&#;umlara yol açmad&#;&#;&#; postmodern zamanlar&#;n öncesinde olu&#;mu&#; bir &#;airdir Metin Alt&#;ok…

Hangi &#;iirinden isterseniz oradan ba&#;layabilirsiniz okumaya. &#;&#;te ikinci kitab&#; “Yerle&#;ik Yabanc&#;” () kitab&#;ndan “Masa” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirinin ilk beti&#;i:

“Ne zaman bir masaya otursak

Seninle kar&#;&#; kar&#;&#;ya,

Masa durmadan uzuyor aram&#;zda.

Tozlu bir yol oluyor giderek

Ve ben ba&#;l&#;yorum ko&#;maya.”

Cemal Süreya’n&#;n Turgut Uyar’&#;n &#;iiriyle ilgili bir sözü vard&#;r. “Hep bir &#;iirin ortas&#;n&#; yazd&#;” der. Bu sözü biraz de&#;i&#;tirerek söylersek Metin Alt&#;ok için de geçerliymi&#; gibi geliyor bana. Alt&#;ok, Türkçe &#;iir birikiminin tam ortas&#;ndan tam ortas&#;na yazan bir &#;air olmu&#;tur. &#;öyle aç&#;klayabilirim: Metin Alt&#;ok &#;iirin hem geleneksel, hem modern, hem tarihsel birikimden hem güncel prati&#;inden yararlanm&#;&#;t&#;r. Ancak ortalaman&#;n üstünde bir &#;air olmu&#;tur.

Metin Alt&#;ok’un üçüncü kitab&#; “Kendinin Avc&#;s&#;” () hem bir son, hem bir ba&#;lang&#;ç kitab&#; gibidir. Kitapta “Sonludur A&#;k da” &#;iirinin ilk beti&#;ini okuyal&#;m:

“Güzel an&#;lar biriktirdim senden,

Duda&#;&#;ma solgun gülücükler getiren.

Özenle saklad&#;m belle&#;imde,

Bir y&#;&#;&#;n oldu daha &#;imdiden.

Nas&#;l olsa bir sonu olacakt&#; bu a&#;k&#;n,

Bir gün apans&#;z gerçekle&#;iveren.”

“Sözcüklere bürünüp &#;iir diye görünen &#;ey ya&#;am&#;n ta kendisidir” diyor “&#;iirin Kayna&#;&#;” (&#;iirin &#;lk Atlas&#; shf. 22, YKY) ba&#;l&#;kl&#; yaz&#;s&#;nda. Ya&#;am&#;n ta kendisini söyleyerek “bütünle&#;me”, “tamamlanma”, “payla&#;ma” aray&#;&#;&#;ndad&#;r. Söylemek, söyleyerek eksi&#;ini gidermek… san&#;r&#;m onun &#;iirinin kilometre ta&#;lar&#; bu edimler. &#;iirin söylenen bir dil prati&#;i oldu&#;u sav&#;n&#; modern Türkçe &#;iirde en çok onun yap&#;tlar&#;yla savunmak mümkün diye dü&#;ünüyorum.

“Kendinin Avc&#;s&#;” kitab&#;n&#;n oldu&#;u kadar &#;airin de en çok okunan, bilinen yap&#;t&#; olan “Evde Yoklar” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirini ba&#;ka aç&#;lardan oldu&#;u gibi bu ba&#;lamda hat&#;rlamak yerinde olabilir:

“Durmadan avuçlar&#;m terliyor,

&#;nildiyor ard&#;mdan

Girdi&#;im ç&#;kt&#;&#;&#;m kap&#;lar.

Trenim gecikmeli, yüre&#;im bungun,

Bir bir uzakla&#;&#;yor sevdi&#;im insanlar.

Ne zaman bir dosta gitsem,

Evde yoklar.

Dolan&#;p duruyorum ortal&#;kta.

Kedim h&#;mb&#;l, yaprak döküyor çiçe&#;im,

Rak&#;m bir türlü beyazla&#;m&#;yor.

Anahtar&#;m güç dönüyor kilidinde,

Nemli ald&#;&#;&#;m sigaralar.

Ne zaman bir dosta gitsem

Evde yoklar.

Kimi zaman çocu&#;um,

Bir müzik kutusu ba&#;ucumda

Ve ay&#;m&#;n gözleri saydam.

Kimi zaman garday&#;m

Yan&#;mda bavulum, y&#;lg&#;n ve ihtiyar.

Ne zaman bir dosta gitsem,

Evde yoklar.

Bekliyorum bir kap&#;n&#;n önünde,

Cebimde yaz&#;lmam&#;&#; bir mektupla.

Bana kar&#;&#; ben vard&#;m

Çald&#;&#;&#;m kap&#;lar&#;n ard&#;nda,

Ben açt&#;m, ben girdim

Selamla&#;t&#;k ilk defa.”

Ankara’dan ayr&#;l&#;p felsefe ö&#;retmeni olarak Bingöl’e gittikten üç y&#;l sonra dördüncü kitab&#; “Küçük Tragedyalar” () yay&#;mlan&#;r. Birço&#;unun “Kavaklar” adl&#; &#;ark&#; olarak bildi&#;i bu kitab&#;n “Öndeyi&#;” ba&#;l&#;kl&#; &#;iiri, &#;airin ayn&#; zamanda içinde oldu&#;u duruma ve ko&#;ullara i&#;aret eder. Bozk&#;r&#;n ortas&#;nda bir kavak a&#;ac&#;d&#;r sanki, rüzgarda usul usul sallan&#;rken içindeki ac&#;y&#; m&#;r&#;ldanan…

“Bedenim ü&#;ür, yüre&#;im s&#;zlar.

Ah kavaklar, kavaklar

Beni hoyrat bir makasla

Eski bir foto&#;raftan oydular.

Orda kald&#; yana&#;&#;m&#;n yar&#;s&#;,

Kendini bo&#;lukla tamamlar.

Omuzumda bir kesik el,

Ki durmadan kanar.

Ah kavaklar, kavaklar

Ac&#; dü&#;tü pe&#;ime ard&#;mdan &#;sl&#;k çalar.”

Metin Alt&#;ok resim yaparken &#;iir söylemeye yönelmi&#;, sanki ondan sonra hep &#;iir söylemi&#;… O zamanda kendini söylemi&#;, kendinden söylemi&#;… Çarpm&#;&#; dünyaya, çarpm&#;&#; hayata, çarpt&#;&#;&#; yeri söylemi&#;, çarpt&#;&#;&#; yere söylemi&#;… Usul söylemi&#;, a&#;&#;r söylemi&#;… &#;çe söylemi&#;… Öte söylemi&#;…

12 Mart cuntas&#;n&#;n katliamlar&#;n&#;n, idamlar&#;n&#;n ac&#;s&#;na 12 Eylül’ün postallar&#;yla ezdi&#;i hayat&#;n ac&#;s&#; kat&#;lm&#;&#; bir dünyaya, onun neden oldu&#;u kedere, yürek yang&#;n&#;na katlanmay&#; sorumluluk saym&#;&#;, ya&#;amay&#; direnmek olarak kabul etmi&#;tir. Ona göre &#;air gerçeklerden, hayattan kaçarak de&#;il, tarihsel ak&#;&#;&#;n yalpalamalar&#;n&#;n neden oldu&#;u derin yaralar&#; ancak kanatarak teselli bulabilir.

“&#;pek ve K&#;labtan () &#;airin be&#;inci kitab&#; olarak yay&#;mlan&#;r. (“K&#;labtan” sözcü&#;ünün do&#;ru yaz&#;l&#;&#;&#; “k&#;laptan”d&#;r ve s&#;rma kat&#;larak e&#;rilmi&#; iplik anlam&#;na gelmektedir.) Alt&#;ok’un bu yap&#;t&#;ndaki &#;iirler için da&#;lara dönük balkonu olan evde, dü&#;ünceli dü&#;ünceli “hançerin sap&#;”yla oynayan &#;airin sesi diye de tan&#;mlayabilirmi&#;iz gibi geliyor bana. Belki de &#;airin kendine çarpa çarpa söyledi&#;i &#;iirler tan&#;m&#; en çok da bu kitaptakiler için geçerli. Kitaptaki “Hançerin Sap&#;” ba&#;l&#;kl&#; ilk &#;iirden küçük bir bölüm:

“Sabah&#;n bu&#;usu

Gözlerimi ya&#;art&#;yor,

Boynuma dolan&#;yor

Ak&#;am&#;n zinciri.

Da&#;lard&#;r beni avutan.”

“Gerçe&#;in Öteyakas&#;” () &#;airin “Ben”i, “Sevda”y&#; ve “Dünya”y&#; art arda üç nokta olarak s&#;ralay&#;p önü ve arkas&#;ndaki bo&#;lu&#;a yava&#; yava&#; yayd&#;&#;&#; alt&#;nc&#; kitab&#;d&#;r. (Kitab&#;n ilk bask&#;s&#;nda olmayan, ancak sonraki metin1bask&#;s&#;nda eklenen “Tarih” bölümü de yer alacakt&#;r.) Kitapta her bölümde üçer dizeli otuz betik bulunur. &#;airin sesi, biçimi, biçemi dizeleri nas&#;l yazarsa yazs&#;n asl&#;nda ilk &#;iirlerinden beri ayn&#;d&#;r. Çünkü ona göre “&#;iir diye bir &#;ey yoktur, ozanlar vard&#;r.” “&#;iirin varl&#;&#;&#; daima bir &#;air ki&#;ili&#;inin imzas&#;n&#; ta&#;&#;r.” O yüzden belki de &#;air sesini, sözünü ço&#;alt&#;r…

Ancak yine de ayn&#; y&#;l içinde yay&#;mlanan bir sonraki kitab&#; “Dörtlükler ve Desenler” () öncekilerden içindeki kendi çizdi&#;i desenlerle farkl&#;la&#;&#;r. &#;lk defa &#;iirleriyle birlikte desenlerini de bir kitab&#;nda okurun ilgisine sunmu&#; olur. Kitapta k&#;rk dörtlük bir de üçüncü dörtlükten sonra gelen numaralanmam&#;&#; üç dörtlü&#;ün oldu&#;u bir &#;iir yer al&#;r. Al&#;nt&#;lad&#;&#;&#;m dörtlük kitab&#;n üçüncü dörtlü&#;ü.

“Ömrümce kendimi hep sözde buldum;

Söz cehennemdi yan&#;p kavruldum.

Yeniden do&#;dum kendi külümden,

Ben Anka'yd&#;m konu&#;uldum.”

Metin Alt&#;ok, bir duygu &#;airidir denebilir. Bunu kendisi de kabul eder. Ona göre &#;airin yapt&#;&#;&#; i&#;, gerçe&#;i imgesel olarak duygu üzerinden okura aktarmakt&#;r. Buna “&#;iirsel duygu” der. &#;iirsel duyguyu, içinde moral bir ö&#;e ta&#;&#;yan ve insandan al&#;p insana veren amaçl&#; bir duygu olarak tan&#;mlar. Asl&#;nda onun “&#;iirsel duygu” tan&#;m&#; ve bu tan&#;ma uygun tutumu, duygusall&#;&#;&#; abartmam&#;&#;, &#;iirin dengesini bozmam&#;&#; olmas&#;n&#; nas&#;l gerçekle&#;tirdi&#;ini de aç&#;klamaktad&#;r. Onun için duyguyu sahici k&#;lmak önemli olmu&#;tur. Bununla birlikte imgenin terazisine koymadan &#;iire dönü&#;türmedi&#;i sözü yoktur. &#;iirdeki sözünü ayn&#; zamanda zembere&#;i bo&#;alm&#;&#; traji&#;in imbi&#;inden geçirdi&#;ini de belirtmeliyiz.

&#;airin “Ben Gül ve Zakkum” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirinde yürek dökümü yaparak ba&#;layan sekizinci kitab&#; “Süveydâ”n&#;n (), Sar&#;l bana ba&#;l&#;kl&#; &#;iirden birkaç dize:

“&#;nsan&#;n bir yan&#; nedense hep eksik

Ve o eksi&#;i tamaml&#;yay&#;m derken,

Var olan a&#;m&#;yor azar azar zamanla.”

“Süveyda”, &#;airin Cemal Süreya’n&#;n &#;iirleriyle konu&#;tu&#;u, onu resmetti&#;i &#;iirlerle de dikkat çeker. Kitaptaki “&#;apka” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirden bir dörtlük okuyal&#;m:

“Cemal'in imzas&#;ndaki fotör

Bazen ba&#;&#;nda da olurdu

Yaln&#;z biraz amatör

Biraz da mahçup dururdu.”

&#;lk &#;iirlerinden itibaren &#;iirlerinde görülen ve &#;airli&#;inin önüne geçmeyen bir felsefeci ustal&#;&#;&#;ndan da söz etmek gerekir. “Azalan Ömre Gazel” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirinden bir beyit:

“Yetti art&#;k alt&#;ok metin, sürdü&#;ün &#;u p&#;trakl&#; zor ömür

Tuzak ol bir ölüme, denizler gibi, var git ço&#;ala ço&#;ala”

“Alaturka &#;iirler” () kitab&#;n&#;n ilk bölümünde yer alan &#;iirler “alaturka &#;ark&#;lar” gibi de okunabilir. Hatta dinlenebilir. Sanki bu bölümdeki &#;iirler &#;iir de&#;il de bir uzunçalar&#;n parçalar&#;d&#;r pikaba konulmu&#;… &#;airin can&#; alaturka &#;ark&#; dinlemek istemi&#;, oturmu&#; &#;iir yazm&#;&#; sanki… &#;iirlerin adlar&#; da alaturka &#;ark&#;lar&#;n makam adlar&#;yla ayn&#; olunca ister istemez bu dü&#;ünceler olu&#;uyor. Ama elbette bir beis yok bunda. Çünkü yine yerli yerinde, Metin Alt&#;ok’un biçim ve biçem tutumunu sürdürdü&#;ü &#;iirler var kitab&#;n bu bölümünde…

Onun &#;iirlerinde ilk sapma biçimsel olarak bu kitab&#;nda görülür. &#;lk defa dizeleri alt alta de&#;il de basamak yaparak yazd&#;&#;&#; &#;iirler yer al&#;r kitab&#;n “Fermuar” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirinde. Asl&#;nda &#;iiri biçimsel olarak görselle&#;tirir. Dizelerin s&#;ralan&#;&#;&#; kapal&#; bir fermuara benzer. Metin Alt&#;ok’un &#;iir tutumunda, biçimsel de olsa önemli bir de&#;i&#;ikliktir bu. Sözcükler, dizeler arac&#;l&#;&#;&#;yla &#;iirin içeri&#;ini biçimiyle bütünle&#;tirmeye yönelmi&#;tir.

Bu &#;iirden sonra gelen ölümün sular&#;nda ba&#;l&#;kl&#; bölüm vefay&#;, sayg&#;y&#; öne ç&#;kard&#;&#;&#; &#;iirler içerir. Kitapta Turgut Uyar’la, onun “Büyük Saati”yle söyle&#;ir, Edip Cansever’i ve &#;iirlerini içtenlikle selamlar. Metin Elo&#;lu’yla “Metin usta, can&#;m usta, / Bu soyad&#; sana haram” dizeleriyle konu&#;ur. Onlar&#;n sesine yaslan&#;r, onlar&#;n sesini hat&#;rlatmak ister okura… Ruhi Su’yu, sesini, türkülerini de unutmaz:

“Günlerin savrulan

Köpü&#;ünden geldiler,

Ruhi ve Ruhi'ler.

Türkülerin Ruhi'si,

Sevdalar&#;n Ruhi'si

Birbirine el verdiler.”

Kitab&#;n bu bölümündeki di&#;er &#;iirlerinde de abi dedi&#;i Celal Atik, Nusret H&#;z&#;r gibi isimlerin ad&#; geçer. Metin Alt&#;ok’un biçemsel olarak de&#;il ama biçim olarak okurunu esasl&#; bir &#;a&#;k&#;nl&#;&#;a u&#;ratt&#;&#;&#; ilk kitab&#; “Hesap &#;&#;i &#;iirler” () olur. Daha önce “Fermuar” ba&#;l&#;kl&#; &#;iirde denedi&#;i &#;iirin biçimsel olarak görselle&#;tirilmesi ve &#;iire kat&#;lmas&#;n&#; bu kitab&#;ndaki bütün &#;iirlerde uygular. &#;iirlerin ad&#;na uygun biçimsel formlar olu&#;turulur. Kimi &#;iirinde kadeh kimi &#;iirinde sürahi biçimini al&#;r dizeler.

Büyük bir çarp&#; i&#;areti olarak görselle&#;mi&#; olan iki dizeli “bir uyumsuz rastla&#;ma” adl&#; &#;iiri ayn&#; zamanda &#;airin sezgisel gücünü de sergiler…

&#;iirin bir dizesi &#;öyledir:

“Yang&#;nlardan geliyorum dedi adam ve yang&#;nlara gitti yan&#;k”

&#;airlerin sezgisel gücü bilicili&#;i kehanetleri yaln&#;zca antik zamanlarda de&#;il modern zamanlarda da dikkat çeker. Türkçe &#;iirde sezgisel gücü en yüksek &#;iirlerin &#;airidir Metin Alt&#;ok… Bunu poetik olarak da hem metin2savunur hem de içselle&#;tirmi&#;tir. &#;airin sezgisel gücünün ne anlama geldi&#;ini ve önemini &#;u sözlerle savunur: “Her iyi &#;air dünün yorumcusu ve gelece&#;in imgesel yorumcusudur. &#;uras&#; unutulmamal&#;d&#;r ki dünü yorumlay&#;p gelece&#;i okumada hep &#;airler hakl&#; ç&#;km&#;&#;t&#;r.” (“&#;iirin &#;lk Atlas&#;” shf)

“Hesap &#;&#;i &#;irler” hem hayat&#;n&#;n trajik biçimde sonunu sezdi&#;i &#;iirinin yer ald&#;&#;&#; hem de ya&#;arken yay&#;mlanan son kitab&#; olur.

“Ne zaman bir dosta gitsem evde yoklar” diyor bir &#;iirinde. Belki de o nedenle, kimseyi evinde bulamay&#;nca, söyleyecek, söyle&#;ecek kimseyi bulamay&#;p kendisiyle söyle&#;mi&#; bir &#;airdir Metin Alt&#;ok…

Ancak elli iki ya&#;&#;nda Ankara’dan otobüse binip davet edildi&#;i halk &#;enli&#;ine kat&#;lmay&#;, o &#;enlikteki etkinlikte yer almay&#; da önemseyecek ve kendini bunun için sorumlu hissedecek bir &#;airdir. Yani onun “ne zaman bir dosta gitsem evde yoklar” dedi&#;i ve bundan duydu&#;u keder, çevresinde dostlar&#;n&#;n olmamas&#;ndan, sosyal olarak yabanc&#;la&#;m&#;&#;l&#;&#;&#;ndan, tek ba&#;&#;na kalm&#;&#;l&#;&#;&#;ndan de&#;ildir asl&#;nda… Belki de dostlar&#;n&#; buluyordu da onlar&#;, evde bulam&#;yordu.

Zaten kendisi de kendisini “yerle&#;ik yabanc&#;” ya da “gezgin” olarak dolay&#;s&#;yla göçebe yani yersiz yurtsuz olarak tan&#;mlam&#;yor muydu?

Ya&#;am&#;n&#; yitirdikten sonra bir kitab&#; daha yay&#;mlan&#;r, “Soneler” (). Kitapta ad&#;n&#;n ça&#;r&#;&#;t&#;rd&#;&#;&#; gibi soneler de yer al&#;r ama ba&#;ka &#;iirler vard&#;r. Kitab&#;n son &#;iiri olan “Kimliksiz Ölüler” Metin Alt&#;ok’un hem &#;iir anlay&#;&#;&#;n&#;, hem duyarl&#;l&#;&#;&#;n&#; hem de &#;air tavr&#;n&#; aç&#;k ve yal&#;n biçimde sergilemektedir.

1.

öyle ak, öyle ak ki teni;

ipekten biçilmi&#; sanki.

duyulmam&#;&#; bu yüzden

üstünü örtmek gere&#;i.

ç&#;r&#;lç&#;plak, incecik

sedyede bir k&#;z cesedi.

on parma&#;&#; boyal&#;;

bula&#;m&#;&#; &#;stampa mürekkebi.

bir k&#;z&#;m sa&#;sa e&#;er;

bir k&#;z&#;m morgda &#;imdi.

2.

gö&#;sü kana belenmi&#;,

gözlerinde menevi&#;.

genç yüzünde b&#;y&#;klar&#;,

daha yeni terlemi&#;.

sab&#;ka kay&#;tlar&#;na ad&#;

ya&#;arken hiç geçmemi&#;.

iyi hal ka&#;&#;d&#; bile

al&#;rm&#;&#; isteseymi&#;.

ak&#;l al&#;r da dostum;

yürek almaz bir tuhaf i&#;.

3.

çoktan so&#;umu&#; gövdesi;

ama elleri hala diri

sa&#; avucundan geçmi&#;

mermilerden biri

gören bir göz olmu&#;

sanki o mermi deli&#;i

bak&#;yor avucundan

k&#;sac&#;k ya&#;am eme&#;i.

sevmeyi deneseydiniz;

bu yolu seçmezdi belki!

4.

açacak yine baharda

da&#;larda, koyaklarda

ad&#; yok bir çiçektir

zulmün kara topra&#;&#;nda.

onun da bir sözü vard&#;.

bu gök kubbe alt&#;nda.

i&#;te o öldü art&#;k;

bir yas b&#;rakt&#; arkas&#;nda.

ve ça&#; d&#;&#;&#; bir korku

h&#;sma, akrabaya.

5.

yan&#;nda da&#;&#;lm&#;&#; ka&#;&#;tlar

ve tütün tabakas&#; var.

bir bez parças&#;yla

a&#;z&#;n&#; t&#;kam&#;&#;lar.

cesedi s&#;rtüstü

boyunca uzatm&#;&#;lar.

bir deniz kabu&#;unda

dalgalar&#; duyanlar;

bo&#; bir mermi kovan&#;

sizce nas&#;l u&#;uldar!

Bu &#;iirin, &#;airin kendi anlat&#;m&#;yla bir de öyküsü vard&#;r. Okuyal&#;m; “Bingöl’de ö&#;retmen iken devlet hastanesine gitmi&#;, kalabal&#;k avluda bekliyordum. Birdenbire kalabal&#;kta büyük bir dalgalanma oldu. Bakt&#;m, bir askeri cemse girmi&#; avluya. &#;çinden bir yüzba&#;&#; ve bir manga kadar asker yere atlad&#;. Yüzba&#;&#; o kadar kas&#;nt&#; ve ma&#;rurdu ki anlatamam. Askerler hemen bir çember olu&#;turdular ve birkaç asker de araçtan üzeri metin-altioktan-zeynepe-mektuplarbattaniyeyle örtülü bir sedye indirdiler. Sedyeyi yere koyup battaniyeyi üzerinden çektiler. Gencecik bir k&#;z cesediydi, ç&#;r&#;lç&#;plakt&#;. Yani hiçbir &#;ey yoktu üstünde. &#;nsanlar deh&#;etle yüzlerini çevirip uzakla&#;maya çal&#;&#;t&#;. Kimi de gözlerini kapad&#;. Yüzba&#;&#; herkesi toplay&#;p ç&#;plak cesede bakmalar&#;n&#; emretti: ‘Yüzünüzü çevirmeyin. Bak&#;n bakay&#;m bunu tan&#;yor musunuz’ diye ba&#;&#;rmaya ba&#;lad&#;. Çok i&#;renç bir durumdu.

Ben hem yabanc&#;, hem Türk oldu&#;uma hem de düzgün Türkçeme güvenerek yüzba&#;&#;ya yakla&#;t&#;m ve yumu&#;ak bir edayla: ‘Komutan lütfen böyle yapmay&#;n’, ondan yanaym&#;&#; gözükmeye çal&#;&#;arak, ‘terörist de olsa, o art&#;k bir cesettir ve cesede böyle davranmak ne töremizde ne de herhangi bir inançta vard&#;r. Bari mahrem yererini örtün’ dedim. Çiviye basm&#;&#; gibi hoplad&#; ve ba&#;&#;rmaya ba&#;lad&#;: ‘Ne diyorsun sen? Kimsenin bunu tan&#;mas&#;na gerek olmad&#;&#;&#;n&#; bilmiyor muyuz? Bizim maksad&#;m&#;z bize ba&#;kald&#;ranlar&#;n namuslar&#;n&#;n ne hale gelece&#;ini göstermektir. Senin akl&#;n ermez bu i&#;lere, dayanam&#;yorsan çeker gidersin buradan’ dedi. Hiçbir &#;ey demeden h&#;zla uzakla&#;t&#;m oradan. Eve giderken bir yandan k&#;z&#;m&#; dü&#;ünüyordum. Onun ya&#;lar&#;ndayd&#;. Bir yandan da &#;iirin sat&#;rlar&#; diziliyordu kafamda.”

Metin Alt&#;ok &#;air olarak kendini içinde oldu&#;u dönemi iyi okumak ve de&#;erlendirmek için sorumlu görmü&#; ve bundan kaç&#;nmam&#;&#;t&#;r. &#;airin &#;iirsel duyarl&#;l&#;&#;&#;n&#; besleyen kayna&#;&#;n güncelden do&#;du&#;unu savunmu&#; ve bu dü&#;üncesini &#;iirlerine yans&#;tm&#;&#;t&#;r. “kimliksiz ölüler” &#;iiri bu aç&#;dan da önemlidir.

&#;iiri ça&#;&#;na tan&#;kl&#;k eden ve ça&#;&#;na tan&#;kl&#;k için kendini sorumlu sayan &#;air, zaman&#;n kar&#;&#;s&#;nda ölümsüzle&#;iyor bunu kan&#;tlayanlardan biri de Metin Alt&#;ok olmu&#;tur. Metin Alt&#;ok’un &#;iir anlay&#;&#;&#;n&#; betimlemek için altm&#;&#; sekizli ve Türkiye &#;&#;çi Partisi’nden yana oldu&#;unu belirtmemiz gerekir. Politik bir ki&#;iliktir, ama ayn&#; zamanda ba&#;&#;ms&#;z bir &#;air duru&#;unu da temsil eder &#;iirlerinde. Felsefe bilgisini siyasi tutumunu dilin imbi&#;inden geçirerek &#;iirle&#;tirmi&#;tir. &#;iirinde cumhuriyet sonras&#;n&#;n “Hececi”, “Yedi Me&#;aleci” &#;airlerinin, “toplumcu ku&#;a&#;&#;n” “&#;kinci Yeni” dalgas&#;n&#;n sesini kendi sesine yedirmi&#;tir. Ahmet Muhip Dranas’tan da Behçet Neçatigil’den de Cemal Süreya’dan da Turgut Uyar, Edip Cansever’den de etkilenmi&#;tir.

Ama etkilendi&#;i hiçbir &#;airin arkas&#;nda kalmam&#;&#;t&#;r. Etkilerin alt&#;nda ezilmemi&#;tir. Hem güncel, hem toplumsal duyarl&#;l&#;&#;&#; yüksek &#;iirler yazm&#;&#;t&#;r. Yetmi&#;li y&#;llar&#;n &#;iir anlay&#;&#;&#; içerisinde özgün ve özerk söylemiyle ayr&#;labilmi&#;tir. Kendisinden önceki &#;iir birikimini ki&#;iselle&#;tirmek bak&#;m&#;ndan önemli bir örnek olu&#;turur. Unutmad&#;k! Sayg&#;yla selaml&#;yoruz…

SÖYLE&#;&#;… ETK&#;NL&#;K…

Dünya &#;iir günü

21 Mart Dünya &#;iir Günü, &#;airlerin kat&#;ld&#;&#;&#; çe&#;itli etkinliklerle kutland&#;. Gün dolay&#;s&#;yla &#;stanbul da PEN Türkiye Merkezi ve Türkiye Yazarlar Sendikas&#;’n&#;n düzenledi&#;i etkinlikler gerçekle&#;tirildi. PEN Türkiye Merkezi’nin etkinli&#;inde, y&#;l&#; &#;iir ödülü belirlenen &#;aire verildi. Ödülün Egemen Berköz’e verilece&#;i daha önce duyurulmu&#;tu. Etkinli&#;inde ödülünü alan Berköz, ayn&#; zamanda dünya &#;iir günü bildirisin de okudu.

Türkiye Yazarlar Sendikas&#; da her y&#;l oldu&#;u gibi &#;airlerin kat&#;ld&#;&#;&#; &#;stanbul Kad&#;köy’deki etkinlikte kutlad&#; dünya &#;iir gününü. &#;iir günü dolay&#;s&#;yla &#;zmir’de, Çanakkale’de ve daha birçok ilde &#;airlerin kat&#;ld&#;&#;&#; etkinlikler düzenlendi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır