Halk dilinde mide üşütmesi olarak isimlendirilen gastroenterit, bakteri, virüs ve parazitler nedeniyle oluşabilen mide bağırsak hastalığıdır. Yetişkinler gibi çocuklarda da görülebilir. Mide üşütmesi sadece soğuk yiyecek ve içecek tüketmekten ya da karın bölgesini üşütmekten kaynaklanmaz. Gastroenterit, mideden çok bağırsaklar üzerinde etkili olan bir hastalıktır. Bu rahatsızlığı yaşayanlar tabii ki hemen mide üşütmesi en çabuk nasıl geçer diye düşünerek cevaplara ulaşmaya çalışırlar. Neyse ki genellikle çözümler basittir.
Mide ağrısı, bulantısı, ishal ve kusma gibi belirtileri olan mide üşütmesi, günlerce yataktan kalkamamanıza neden olabilir. Gastroenterit hakkında bilmek isteyeceğiniz tüm ayrıntıları bu yazıda bulabilirsiniz.
Sağlıkta en doğru tedavi yöntemleri ve kesin sonuçlar için mutlaka alanında uzman bir doktora başvurunuz. Tavsiyelerimiz hafif şiddetteki rahatsızlıklar için evde geçici bitkisel öneriler içerir. Sağlıklı günler dileriz…
Ciddi rahatsızlıklar veren mide üşütmesi sorunu yaşadığınızda öncelikle bir doktora başvurmanız gerekir. Çünkü ishal ve kusmanın eşlik ettiği mide üşütmesi önemsenecek bir durumdur. Doktorunuzun verdiği tedavinin yanı sıra onun da görüşünü alarak mide üşütmesi bitkisel tedavi formülleri uygulayabilirsiniz.
Mideyi rahatlatmak için ne yapmak lazım dendiği zaman doğanın şifalı bitkilerinden yararlanılabileceğini hemen hemen hepimiz biliriz. İshal ve mide üşütmesine ne iyi gelir diye düşünülüyorsa özellikle vücudun su kaybını yerine koymak gerektiğini de hatırlatalım.
Mide üşütmesine ne iyi gelir evde neler yapabilirim derseniz aşağıdaki maddeleri dikkatlice okuyabilirsiniz.
Nane Limon Çayının Her Derde Deva 10 Faydası
Mercanköşk Nedir? Faydaları ve Zararları Nelerdir? Nerelerde Kullanılır?
Karabiber Ağacı Nerede Yetişir? Faydaları Nelerdir?
Tarif için: Terbiyeli Tavuk Çorbası
Zencefil Bal Karışımının 13 Faydası, Neye İyi Gelir?
Karanfilin Faydaları Nelerdir? Antidiyabetik, Gaz Giderici, Ağrı Kesici
Balın Az Bilinen 14 Faydası: Şifa Kaynağı!
Kuru Soğanın Faydaları Nelerdir?
Keten Tohumu Faydaları Nelerdir? Ne İşe Yarar? Zayıflatır Mı?
Yoğurdun Faydaları, Suyunun Faydaları, Yoğurt Yemenin Faydaları
Mide üşütmesinin belirtileri içinde ishal ve mide bulantısı ilk sırada gelir. Bu sorunlara bazen yüksek ateş de ilave olabilir. Mide üşütmesi halsizlik yaparak kendini gösterir ve diğer belirtiler ardı sıra gelişir. Mide üşütme belirtileri nelerdir sorusunun cevapları herkes için aynı değildir, kişiden kişiyi de farklılık gösterir, her belirti her insanda görülmeyebilir. En önemli belirtilerini şöyle sıralamak mümkündür:
Mide Bulantısına Ne İyi Gelir?
Gastrit Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Reflü Nedir? Yaygın Belirtileri Nelerdir?
Mide Yanmasına İyi Gelen Yiyecek ve İçecekler
Mide Ağrısına Ne İyi Gelir? Evde Doğal Çözümler, Uzman Tavsiyeleri
Gıdalar birçok enfeksiyon hastalığının bulaşmasında aracı rol oynayabilirler. Gıda zehirlenmesi herhangi bir yiyecek ya da içeceğin tüketimi sonucu meydana gelen enfeksiyon veya intoksikasyon durumuna verilen genel isimdir. Yaz aylarının gelmesi ve hava sıcaklığının yükselmesi ile gıda zehirlenmelerinin görülme sıklığı artar. Tüketilecek olan gıdaların sıcak ortamda unutulması, uygun ortamda saklanmaması sonucunda zararlı bakteriler ve bakterilerin salgıladığı toksinler ile enfeksiyöz durumlar daha sık meydana gelir. Özellikle protein içeriği fazla olan et ve süt ürünleri, deniz mahsülleri, yumurta, mayonez gibi gıdalar risk altındadır. Patates, pirinç ve konservelerde saklanan gıdalarda zehirlenmelere neden olabilir.
Bakteriler geniş bir sıcaklık aralığında canlı kalmalarını sürdürebilmekle beraber, en iyi 5-60 ?C’de çoğalırlar. Uygun nem, oksijen, pH değerlerinde yeterli zaman geçirmeleri gerekmektedir. Yaz ayları bu koşulları kolaylıkla sağlar.
Genellikle hafif seyirli ve kısa süreli hastalıklardır, fakat zehirlenmeye yol açan besinler ve kişiyle ilişkili bazı faktörler (etkilenen kişinin bağışıklık sisteminin zayıf olması veya yaşlı, gebe, bebek olması gibi) hastalığın zaman zaman daha ağır seyretmesine hatta ölümcül olmasına yol açabilir. Hastalığa neden olan bakteri veya toksinin özelliği, besinin ne oranda bakteri veya diğer ajanlar ile kirlendiği, tüketilen miktar ve kişinin bakteriye karşı gösterdiği duyarlılığa göre klinik tablo değişiklik gösterebilir. Aynı kontamine besini tükettikten sonra oluşan belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Kiminde hiç belirti görülmezken, kiminde de belirtiler çok ağır seyredebilir. Belirtiler sıklıkla kontamine olmuş gıda tüketiminden 30 dakika ile 72 saat sonra aniden başlar. Bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, karında kramp, mide yanması gibi sindirim sistemini ilgilendiren belirtilerin yanı sıra ateş, üşüme, titreme, sıcak basması, halsizlik gibi yakınmalar da gözlenebilir.
Kusma ve ishal vücudun zararlı bileşenleri uzaklaştırmak için gösterdiği tepkilerdendir. Bu nedenle klinik tablo aydınlanana kadar bulantı ve ishali önleyici ilaçlar kullanılmamalıdır. İshal ve kusmayı arttıracak düşüncesiyle hiçbir şey yememek yanlış bir davranıştır. İshal tedavisinin en iyi şekli dinlenmek ve bol miktarda sıvı ( temiz içme suyu, ayran, maden suyu, şekersiz çay vb.) tüketmektir. İshal geçene kadar yoğurt, pirinç lapası, haşlanmış patates gibi besinler tüketilmeli, bağırsak hareketliliğini arttıran çiğ sebze, erik, kayısı, incir, üzüm, karpuz gibi meyveler tüketilmemelidir. Meyveler iyice yıkandıktan ve kabuğu soyulduktan sonra tüketilmelidir. Kanlı ishal, boyun sertliği, şiddetli baş ağrısı, ateş varlığında ve şikayetlerin 2 günden fazla devam etmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Norovirüs daha önceleri “Norwalk-like virus” olarak bilinen ve calicivirus olarak adlandırılan bir virüs grubunun üyesidir. Norovirüsler, dünya genelindeki akut bakteriyal olmayan gastroenteritlerin en yaygın nedenlerindendir. Bu virüsle enfeksiyon, mide ve bağırsakları etkileyerek, halk arasında mide gribi adı verilen gastroenterit hastalığına yol açar.
Öncelikle büyük çocuklar ve erişkinler olmak üzere her yaştan insanı etkileyen bulaşıcılığı yüksek bir virüstür. Norovirüs’ün aslında grip ile bir ilgisi yoktur ve bu tabir tamamen yanlıştır. Etkili ve bulaşıcı bir virüs olan norovirüsün ishal ve kusmanın bir arada olduğu gastroenterit rahatsızlığının ana nedenlerinden biri olduğu düşünülmektedir.
Çok sayıda türü bulunan norovirüs nedeniyle pek çok insan birçok kez bu virüsle karşılaşır ve yaşadığı etkilerin başında kusma ve ishal gelir.
Virüsün birçok türü olduğu için hastalığa karşı bağışıklık gelişmesi pek kolay değildir. Yani bir kez norovirüs ile hastalandıktan sonra başka norovirüs türleriyle temas ettiğinizde yeniden hastalanabilirsiniz. Daha önce karşılaştığınız norovirüs türlerine karşı bağışıklık geliştirmeniz mümkündür ancak bu bağışıklığın ne kadar süreceği de belirsizdir. Bir kişinin norovirüse karşı duyarlı olup olmadığını ise kısmen gen yapısı belirler.
Nörovirüse yakalanma ihtimali tüm yıl yayılsa da kış aylarında daha sık görülür.
Norovirüsün belirtileri virüsün insana bulaşmasıyla hemen başlamaz. 12-48 saat sonra virüsün etkileri başlar ve bu başlangıç ani şekilde de başlayabilir. En sık bulgular karında kramp, bulantı, kusma ve sulu-kansız ishaldir. Bu bulgular aniden ya da dereceli olarak gelişmekte, yetişkin bireylerde mukussuz ve kansız bir ishal, çocuklarda ise karın ağrısı, bulantı ve kusma daha sık görülmektedir. 1-3 gün boyunca etkili olan belirtiler arasında şunlar bulunur:
• Mide bulantısı,
• Kusma,
• İshal,
• Mide ağrısı ve kasılması,
• Yüzde50 oranında ateş,
• Kaslarda ağrı,
• Baş ağrısı,
• Titreme.
Bir diğer dikkat etmeniz gereken nokta ise norovirüs sırasında sık sık ishal ve kusma nedeniyle su kaybı yaşayabilirsiniz ve bu durum dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon yaşanması ihtimali yaşlılar ve çocuklarda daha yüksektir. Bu nedenle dehidrasyon belirtilerine karşı da dikkatli olmalısınız.
Bu belirtiler şöyle sıralanır;
• İdrara az çıkmak,
• Boğazda ve ağızda kuruluk,
• Özellikle ayağa kalkma sırasında hissedilen baş dönmesi,
• Çocuklarda uykulu bir hal ve huzursuzluk.
Dehidrasyon sorunu yaşıyorsanız, ishaliniz 3 günden sonra geçmezse, dışkınızda kan görürürseniz, kusmanız çok şiddetliyse zaman kaybetmeden doktora gitmeniz önerilir.
Özellikle küçük çocuklarda, yaşlılarda, düşkünlerde ve vücut direncinin düşük olduğu; kalp hastalığı, akciğer hastalığı, şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı gibi hastalıkları bulunanlarda şiddetli seyredebilmektedir.
Norovirüsün ardından iyileştikten sonra birkaç hafta daha bulaşıcılık devam edebilir. Bu nedenle bu süre boyunca virüsü başkalarına bulaştırmamak için dikkatli davranmalısınız.
Öte yandan norovirüs enfeksiyonu olan bazı kişiler hiçbir belirti veya semptom göstermeyebilir. Ancak yine de bulaşıcıdırlar ve virüsü başkalarına bulaştırabilirler.
Norovirüs birçok şekilde bulaşabilir. Salgına yol açmasının nedeni de bu özelliğinden kaynaklanır. Ülkemizde de 2008 yılında Aksaray ilinde 13.800 kişilik bir salgına neden olmuştur. Sıklıkla yiyecekler, su ve daha önce bulaştığı yüzeyler üzerinden temas nedeniyle yaygınlaşır. Hastalığın yakın temas sırasında bir kişiden diğerine bulaşması da yaygın bir durumdur. Virüs, etkinliğini kalabalık ve kapalı alanlarda daha da artırır. Bu nedenle hastaneler, sinema ve tiyatro salonları, okullar, toplu taşıma araçları risk içeren alanlardır.
Norovirüs salgınlarının büyük bölümü yemek servisi yapılan restoran, yemekhane, kafe gibi yerlerden yayılır. Norovirüs taşıyan mutfak çalışanları virüsü, meyve ve sebze gibi çiğ gıdalara dokunarak bu yiyeceklere bulaştırır. Müşterilerin bu yiyecekleri yemesiyle virüs onlara da bulaşır.
Virüsle enfekte olmuş bir kişi etrafına çok miktarda norovirus parçacığı saçarak hastalığı yayabilir. Bu nedenle hastalığa yakalandıysanız toplum içine çıkmamaya gayret etmelisiniz. Norovirüsün temas ettiğiniz yüzeylerde günlerce kalabileceğini unutmayın. Bu nedenle;
Tüm bunların yanı sıra iyileştikten sonraki 2 hafta boyunca da virüs yayma ihtimaliniz olduğu için tedbiri elden bırakmamaya çalışmalısınız.
Doktorunuz, muayene sırasında kendisine anlattığınız belirtileri dinleyerek norovirüs nedeniyle hastalanıp hastalanmadığınızı anlayabilir. Kendisini şüpheye düşürecek başka etkenlerin olması halinde dışkı örneğinizle hastalığı test edebilir.
Norovirüsün bir tedavisi yoktur ancak ilaçlar ve alınacak tedbirler ile hastalığı daha rahat atlatabilirsiniz.
Antibiyotik kullanımı konusunda doktorunuza ısrar etmeyin çünkü antibiyotikler bakterilerle ilgili sağlık sorunlarının tedavisine yardımcı olur. Virüsler üzerinde etkili değillerdir.
Norovirüs çoğunlukla 1-3 gün içerisinde kendiliğinden geçer. İyileşme sürecinde kişinin bağışıklık sisteminin ne derece güçlü olduğu da önemli bir etkendir.
Hastalıkla daha rahat mücadele edebilmek için bu tedbirleri alabilirsiniz:
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Mide bulantısı hemen hemen herkesin yaşadığı bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık günlük ve geçici olabileceği gibi kimi zaman da bazı hastalıkların habercisi olabilir. Kusma, halsizlik, baş dönmesi ve bilinç kaybı gibi diğer ciddi belirtilerle beraber gelen mide bulantısının ise altında yatan nedeni bulmak ve tanıya göre tedavi olmak önemlidir. Ancak ciddi rahatsızlıkların yanı sıra hamilelikte, alkol alımı sonrasında, araç tutmasında ya da havasız yerlerde de hissedilebilen mide bulantısından kurtulmak için basit yöntemler bulunmaktadır.
Çocuklardan yetişkinlere kadar herkesin hayatında sıkça karşılaştığı mide bulantısı, geçici bir durum olabileceği gibi kimi zaman bazı hastalıkların da habercisi niteliğindedir. Mide bulantısı genellikle ağrılı bir rahatsızlık olmasa da kimi zaman kusmanın yanı sıra baş dönmesi, terleme, ishal, karın ağrısı, ağız kuruluğu gibi bazı semptomlarla beraber yaşanabilir.
Kusma, midenin refleks ile içerisindekileri yemek borusu ve ağız yolu ile dışarı atmasıdır. Her mide bulantısında kusma eylemi gerçekleşmeyebilir, ancak bazı durumlarda kişi kendiliğinden gelen kusma isteği ile mide bulantısını hafifletebilmektedir.
Mide bulantısının çeşitli tipleri bulunmaktadır. Bu tipler; santral, periferik, fizyolojik, psikojenik, akut ve kroniktir. Santral tip mide bulantısında ani bir hareket ya da kötü bir yemeği görmek bulantıyı tetiklemektedir. Sindirim sistemi ve diğer organlardan kaynaklı kusma tipi periferik iken, midenin boşalmasının gecikmesi ile meydana gelen ve vücudun işlevsel cevabı niteliğinde olan mide bulantısı ve kusma çeşidi ise fizyolojik tiptir. Kaygı bozukluğu gibi durumlarda meydana çıkan ve beraberinde kusma da görülebilen mide bulantısı tipi de psikojeniktir. Bir haftadan az süren mide bulantısı ve kusma tipi akut olarak adlandırılırken, kronik mide bulantısı ise bir haftadan uzun süren durumlar için geçerlidir.
Mide bulantısı nedenleri sadece mide rahatsızlıklarına bağlı olmayabilir. Bazı yiyecekler ve susuz kalmak mide bulantısına neden olabileceği gibi psikolojik sebepler bunlar arasında yer almaktadır. Mide bulantısının farklı nedenleri arasında şunlar gösterilebilir:
Mide bulantısı geçirme yollarından biri ilaç kullanmak olabileceği gibi evde pratik çözümler ile de bulantının önüne geçmek mümkündür. Ancak bunun için öncelikle mide bulantısına sebep olan nedeni bulmak gerekmektedir. Halk arasında mide bulantısını şıp diye kesen ilaç önerilerine başvurmadan önce mutlaka hekimlere görünülmelidir. Sürekli tekrar eden mide bulantısı durumunda doktora başvurulmalıdır. Mide bulantısı anında şu yöntemler uygulanabilir:
Mide bulantısını önlemek için de aşağıda belirtilen yolları izleyebilirsiniz:
Gebeliğin ilk üç ayında vücutta meydana gelen hormon değişikliği sebebiyle mide bulantısı yaşanabilmektedir. Hamilelikte mide bulantısı genellikle sabahları ortaya çıkmakta ve kadınların %50’sinden fazlasında görülmektedir. Bazı hamilelerde bu bulantı kusma ile görülebileceği gibi bazılarında sadece sabahları mide bulantısı belirir. Bunun için hamilelere uyandıklarında ekmek ve kraker gibi hafif yiyecekler tüketmesi önerilmektedir. Genellikle bu bulantılar 3. ayın sonundan itibaren görülmez, ancak bulantı ve kusmalar devam ediyorsa, bebeğe zarar verecek bir durum ile karşılaşmamak için doktora başvurmak gerekir. Gebeliğin ilk 3 ayı içinde görülen mide bulantısının bebeğe herhangi bir zararı bulunmayacaktır.
Mide bulantısı başka bir rahatsızlığın habercisi değilse evde yapılacak basit yöntemler ile bu rahatsızlıktan kurtulmak mümkündür. Evde bulunabilecek bitkisel ürünler ve gıdalar ile mide bulantısı hafifletilebilir.
Şiddetli baş ağrısı mide bulantısını beraberinde getirebilir. Bu durumu migreni olan kişiler sıklıkla yaşamaktadır. Migreni olan ve baş ağrısıyla beraber düzenli olarak mide bulantısı yaşayan kişiler bazı yöntemler ile bulantının önüne geçebilir. Bu durumda ağrı kesici almak baş ağrısını geçirebileceği gibi mide bulantısını da hafifletecektir. Sessiz ve karanlık bir ortamda dinlenmek ve temiz hava almak bu durumda da bulantılar için etkilidir. Kafein ve sigara alımını azaltmak, bol su içmek, yiyecek ve içeceklere dikkat etmek mide bulantısı ve baş ağrısı durumunda yapılması gerekenler arasındadır.
Ancak mide bulantısı ve şiddetli baş ağrısı sadece kısa süren bir an ya da migren belirtisi olabileceği gibi bazı hastalıkların da semptomları olabilmektedir. Mide bulantısı; beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, göz hastalıkları, beyin tümörleri, sinüzit ve menenjit rahatsızlıklarının da belirtilerinden biri olabilir. Bu sebeple, sürekli mide bulantısı hissi ile buna bağlı konuşma bozukluğu yaşayan, boyun tutulması olan, bilinç kaybı ve bulanık görüşü bulunan, bir günden uzun süre boyunca kusan veya ateşi olan kişilerin bu uyarıları dikkate alması ve en kısa zamanda doktora başvurması erken teşhis için oldukça önemlidir.
Fazla alkol tüketimi, birçok günlük rahatsızlığın yanında mide bulantısını da beraberinde getirebilir. Alkol sonrası mide bulantısı genellikle kandaki alkol seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkar. Yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, susuzluk, konsantre eksikliği, uyku hali, sinirlilik ve kalp atışının hızlanması da beraberinde görülebileceği alkol sonrası mide bulantısı için basit yöntemler uygulanabilir.
Alkol, asidik yapısı ile kandaki PH dengesini düzenlemek için hücrelerden su çeker. Bu yüzden de susuzluktan da kaynaklanan mide bulantısı için alkol tüketimi sırasında ve ertesi günü sıvı tüketimi oldukça önemlidir. Suyun yanı sıra taze sıkılmış meyve suları vücuttaki toksinleri atabileceği gibi midenin rahatlamasını da sağlayacaktır. Ancak tüketilecek meyve sularında portakal ve greyfurt gibi asidi fazla olan meyveleri tercih etmemek gerekir. Sodanın içine koyulan limon ve tuz ise mide bulantısını önlemede en sık kullanılan metotlardan biridir. Yağlı ve baharatlı yemeklerin yerine daha hafif yemeklerden az az yemek de alkolden dolayı oluşan mide bulantısını hafifletecektir. Özellikle aşırı alkol tüketiminden sonra ortaya çıkan mide bulantısının önemli tedavi yöntemlerinden biri de dinlenmektir. Gün boyu aralıklarla uzanmak sadece mideyi değil vücudu da dinlendirecek ve alkolün etkisini azaltacaktır.
Mide bulantısı ishal ile beraber görüldüğünde farklı rahatsızlıkların habercisi olabilir. Bulantıya sebep olabilecek rahatsızlıklardan biri de bağırsak enfeksiyonudur. Tüketilen yiyecekler ile oluşabilecek bu enfeksiyonda ishal ve mide bulantısının yanı sıra karın ağrısı da görülebilmektedir. Bağırsak hareketlerinden dolayı meydana gelen bu rahatsızlık yaşandığında doktora başvurmak gereklidir; tedavi olunarak enfeksiyonun önüne geçilebilir.
Virüslerden kaynaklanan bir diğer enfeksiyon hastalığı ise mide üşütmesidir. Mide üşütmesinde de sadece mide bulantısı değil ishal durumu da görülmektedir. Mide üşütmesi sadece yiyecek ve içeceklerden değil, havlu ve mutfak eşyalarını paylaşmaktan dolayı geçecek virüsler sebebiyle de görülür. 1-2 gün içerisinde atlatılabilecek bu rahatsızlık eğer daha uzun süre devam ediyorsa ve devamında ateş, dışkıda kan, kan kusma, ciddi halsizlik ve koyu renkte idrar gözleniyorsa doktora başvurmak gerekir. Bu durum sadece yetişkinlerde değil, çocuklarda da görülebilmektedir. Yetişkinler için geçerli olan belirtileri göstermenin yanı sıra, altı saate kadar bezini ıslatmayan ve uzun süre tepkisiz kalan çocukların doktor kontrolünden geçmesi faydalıdır.
Laktozu sindirmek için yeteri kadar laktoz enzimi üretemeyen kişilerde de ishal ve mide bulantısı görülebilir. Laktoz intoleransı olan kişilerin süt ürünleri kullanımına dikkat etmesi ve sindirim sistemini koruması gerekmektedir.
Glütenli yemek yiyemeyenlerin hastalığı olan çölyak hastalığında da en sık rastlanan semptomlar mide bulantısı, kusma ve ishaldir. Doğuştan da olabilen bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin yediklerine dikkat etmesi gerekmektedir.
Bakteri, virüs ve parazit gibi organizmaların bulaştığı yemeklerin yenmesi ile meydana gelen gıda zehirlenmesinin belirtileri arasında ishal ve mide bulantısına sıkça rastlanmaktadır. Bu durum geçici olabileceği gibi bazı kişilerde ağır semptomlar da görülmektedir. Hafiflemeyen ve geçmeyen ishal ve mide bulantısı için hastaneye yatarak tedavi olmak gerekir. Bazı gıda zehirlenmelerinde gözetim altında istirahat uygulanabilirken bazılarında ise midenin yıkanması söz konusu olabilir.
Her hastalıkta olduğu gibi mide bulantısı ve ishalde de stres önemli bir faktördür. Bu durumu psikolojik mide bulantısı olarak adlandırmak mümkündür. Kaygı bozuklukları ve stres altında kalmak vücutta mide bulantısı gibi belirtiler gösterebilir, bunun sonucunda sindirim sisteminin etkilenmesi ile kimi zaman ishal de devamında gelebilir.