mide duvarı kalınlaşması gastrit / Mide kanserinde erken tanı şansı - Sağlık Haberleri

Mide Duvarı Kalınlaşması Gastrit

mide duvarı kalınlaşması gastrit

Mide kanserinde erken tanı şansı

Endoskopi cihazının uç kısmına bağlı ultrasonofrafik prop ile mideden hem endoskopik hem ultrasonografik görüntü hem de lezyonun arkasındaki mide duvarından biyopsi alınabiliyor. Bu, hekime mide kanserinde erken tanı koyma imkânı veriyor.

Endoskopik Ultrasonografi ile erken mide kanserlerinde görüntülemede yüzde 85 oranında doğru bilgi elde ediliyor. Biyopsi ile doğruluk payı yüzde 95'lere ulaşıyor.

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, mide kanserinin sinsi gelişen ve kesin tanı konulması zor bir hastalık olduğunu söyledi. Mide kanserinin, mide içinde çok küçük lezyonlar halinde başladığını ifade eden Cindoruk, lezyonun zaman içinde kendini belli etmeden kansere dönüşebildiğine dikkati çekti. Cindoruk, ''Endoskopide bazen o lezyonu görsek dahi, yüzeyinden biyopsi alındığı için, patolojide temiz çıkması halinde hastaya günlük yaşantısına dönebileceğini söylüyoruz'' dedi.

Mide kanserinde mevcut endoskopik yöntemlerle erken evrede tanı konulmasının mümkün olmadığını vurgulayan Cindoruk, başta mide olmak üzere on iki parmak bağırsağı, pankreas ya da yemek borusundaki tüm lezyon ve tümörlerin tespitinde ''Endoskopik Ultrasonografi (Endosonografi)'' yöntemi ile daha kapsamlı bir inceleme yapılabildiğini ve erken evrede tanı konulabildiğini söyledi.

Cindoruk, endoskopi cihazının uç kısmına bağlı bir ultrasonofrafik prop bulunduğunu, bununla yapılan uygulamada hem endoskopik hem ultrasonografik görüntü alınabildiğini hem de lezyonun arkasındaki mide duvarından biyopsi alınabildiğini belirtti. Bu sayede, daha kapsamlı inceleme yapılabildiğini ifade eden Cindoruk, ''Yöntem, bize kanser açısından daha kesin bilgiler verirken, erken evrede tanı konulmasına da olanak sağlıyor'' diye konuştu.

Bu cihaz ile yapılan uygulamada, lezyonun arka kısmında neler olduğunun çok net biçimde görüntülenebildiğini vurgulayan Cindoruk, şunları kaydetti:

''Endoskopinin ucuna takılan ultrasonoğrafi probu ile lezyonun bulunduğu mide duvarı incelenebiliyor. Midede ya da sindirim sistemindeki çok küçük lezyonlar ortaya çıkıyor. Bu lezyonların mide duvarına zarar verip vermediği, kalınlaşmaya yol açıp açmadığı belirlenebiliyor. Lezyonun arkasına bakılarak mide duvarı incelendiğinde, orada da bir lezyon bulunması halinde, mide duvarından biyopsi alınıyor. Bu da bize, mide kanserinde erken tanı imkânı sağlıyor. Diğer yöntemlerle mide duvarı ile ilişkisi görülemediğinden sadece ilgili lezyondan biyopsi alınabiliyordu. Bu da tümörün nereye kadar ilerlediğini, mide duvarına tutunup tutunmadığını göstermiyordu.''

DİĞER ENDOSKOPİK YÖNTEMLERLE TESPİT EDİLEMİYOR
Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, bazen midenin kendisi normalken, duvar kalınlığında artış olduğunun tespit edilebildiğini anlatarak, mide duvarındaki kalınlaşmanın mide kanseri bulgusu olduğuna işaret etti. Bunların ''Endosonografi'' dışındaki endoskopik yöntemlerle tespit edilemeyeceğini vurgulayan Cindoruk, ''Bunu, normal endoskopik yöntemlerle göremeyiz. Bazen tomografide görülebilir, ancak her hastaya tomografi yüksek radyasyon riski ve maliyet içerdiğinden yapılamaz. Ama midesinde ağrı, yanma şikâyeti olan bir hastaya endoskopi yapılırken duvar kalınlığına bakılarak, tanı konulabilir'' diye konuştu.

Endosonografi ile tanı oranlarında başarının yüksek olduğunu vurgulayan Cindoruk, ''Endoskopik Ultrasonografi ile erken mide kanserlerinde görüntülemede yüzde 85 oranında doğru bilgi elde ediliyor. Biyopsi ile doğruluk payı yüzde 95'lere ulaşıyor. Bu değerler, yemek borusu kanseri tanısında da geçerli''dedi.

TARAMA YÖNTEMİ OLARAK KULLANILMIYOR
Cindoruk, bunun tarama yöntemi olarak kullanılamayacağını, muhakkak bir ön tanı sonrasında yapılmasının uygun olduğunu da dile getirerek, hazımsızlık, bulantı, kusma, yemek borusu tahribatında endoskopi ile değerlendirildikten sonra Endosonografi'nin yapılmasının doğru olduğunu belirtti. Bu yöntemle, gereksiz ameliyatların önlendiğini, erken evre kanser tanısı konulduğu için hastanın yaşam süresinin uzayabildiğini, kimi zaman erken müdahale ile yaşamının kurtulabildiğini ifade eden Cindoruk, elde edilen bilgilerin cerrahlara yön verebildiğini ve onkologların tedavi protokolüne yardımcı olabildiğini söyledi.

MR'DA GÖRÜNTÜLENEMEYEN LEZYONLAR TESPİT EDİLEBİLİYOR
Cindoruk, pankreas lezyonlarında ve pankreastaki çok küçük kistik tümörlerin de endoskopik ultrasonografi ile tespit edilebildiğini vurgulayarak, ''Pankerasta MR'da dahi görüntülenemeyen lezyonlar, bu yolla tespit edilebiliyor'' dedi.

Bazı çok az rastlanan, ancak görülme sıklığı artan nöroendokrin tümörlerin de bu yolla saptanabildiğini belirten Cindoruk, ''Yöntem, bu tür tümörlerde tomografi ya da MR'a göre daha üstünlük sağlıyor'' diye konuştu.

PANKREASTAKİ KİSTLER DE TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Söz konusu yöntemle, mideden girilerek karaciğerin görüntüsünün de alınabildiğini, karaciğerdeki lezyonlara biyopsi yapılabildiğini, 12 parmak bağırsağından girilerek pankreastan biyopsi alınabildiğini dile getiren Cindoruk, uygulamanın ''kapalı'' teknikle yapılmasına olanak tanıdığını söyledi.

Cindoruk, kapalı cerrahiye imkân sağlayan endoskopik ultarasonografi ile operasyon sonrası yaranın iyileşme süresinin azaldığını, enfeksiyon ve komplikasyon riskinin düşürüldüğünü belirterek, ''Pankreastaki kistlerin tedavisinde uygulanan yöntemle mide içine girilerek pankreastaki kistler mide içine boşaltılabiliyor. Dolayısıyla, bu tür kistlerin cerrahi yöntemle alınması halinde, hasta günlerce hastanede yatıyor ve operasyon sonra ölüm oranı çok yüksek oluyor. Hasta, bir günlük bir yatışın ardından taburcu oluyor'' dedi.

Cindoruk, pankreasta lezyon bulunması halinde, endoskopik ultarasonografi yapılmadan cerrahi müdahale ya da tedaviye başlanılmaması gerektiği uyarısında bulundu.

UYGULAMA NASIL YAPILIYOR?
Endoskopi ile ön tanı almış olan hastaya, Endoskopik Ultrasonografi uygulamasında ilk olarak ağrı hissetmemesi için damardan anestezi (sedasyon) uygulanıyor. Hasta, sedyeye yatırılıyor. Sonra, ucu özel bir proplu olan endoskopi cihazı, hastanın ağzına sokularak, lezyonun olduğu yere kadar ilerletiliyor.

Görüntü ekrandan takip edilerek, lezyona ulaşıldıktan sonra lezyon üstüne cihaz dayatılıyor. Lezyonun endoskopik görüntüsünün alınmasından sonra ultrasonoğrafik görüntüsü alınıyor. Duvarda bir kalınlaşma yaptığı tespit edildiğinde de propun içinden bir iğne sokarak söz konusu bölgeden biyopsi yapılıyor. Biyopsi yapılan hasta bir gün hastanede gözetim altında tutulduktan sonra taburcu ediliyor.

Mideniz de iltihaplanabilir!

Mideniz iltihaplanmış olabilir… Son zamanlarda mideniz çok sık ağrıyor ve ağrı giderek şiddetleniyor mu? O zaman dikkat! 

Gastrit nedir?

Gastriti mide iltihabı olarak tanımlayabiliriz. Hasara bağlı olarak kandaki beyaz küre hücrelerin mide duvarında toplanması söz konusudur. Ancak gastrit midede ülser veya kanser olduğu anlamına gelmez.

Gastritin nedenleri nelerdir?

Helikobakter Pilori Mikrobu

Helikobakter Pilori Mikrobu (HP) midede kalın mukus tabakasında bulunan bir bakteridir. Bulunduğu dokuyu direkt olarak enfekte etmese de akut veya kronik iltihaplanmaya yol açar. HP erken çocukluk döneminden itibaren midede bulunmaya başlar ve eğer tedavi edilmezse hayat boyu kalabilir. Bu enfeksiyon ülsere, hatta bazı hastalarda kansere de yol açabilir.

Otoimmun gastrit-pernisyöz anemi

Bağışıklık sistemimiz, antikor denen maddeler yaparak vücutta enfeksiyona yol açabilecek ajanlara karşı koruma fonksiyonu sağlar. Bazı durumlarda bağışıklık sistemi yanlışlıkla kendi hücrelerine veya organlarına karşı antikorlar yapar ve onları tahrip edebilir. Midenin iç kısmını döşeyen hücrelere karşı bağışıklık sistemi antikor üretirse mide hücreleri de hasar görebilir. Bu durumda midede akut veya kronik inflamasyon yani gastrit oluşur. Kan yapımında kullanılan B12 vitaminin emilmesinde etkili olan ve mideden salınan bir faktör bu iltihaplanma ile yok olursa B12 vitamin eksikliğine bağlı olarak pernisyöz anemi oluşur. Bu hastalarda uzun süre içinde kanser gelişebilir.

Ağrı kesiciler

Özellikle yaşlı hastalar gerek kemik gerekse eklem ağrıları için sık sık ağrı kesiciler kullanmaktadırlar. Uzun süre kullanımda mideyi koruyucu bir madde olan prostaglandin miktarı azalarak ve midede gastrit, hatta ülser oluşabilir.

Alkol

Alkol ve diğer kimyasal ajanlar midede iltihap ve hasara yol açabilirler. Alkol mide asit salınımını artırarak mideye zarar verir. Alkole bağlı gastrit doza bağımlıdır, yani ancak fazla miktarda alındığında gastrit oluşturur.

Hipertrofik gastrit

Zaman içinde iltihaplanmaya bağlı olarak mide içindeki katlantılar büyür ve şişer. Nedeni bilinmeyen bu durumda eğer mide içindeki katlantılar dev gibi olursa buna kronik gastritin bir şekli olan Menetrier hastalığı oluşur. Bu hastalarda aşırı protein kaybı olabilir.

Nasıl tedavi edilir?

Gastrit tedavisi nedene bağlıdır. Çoğu gastrit tipinde mide asidinin azaltılması yararlı olur. Bunun yanında spesifik bir tanı da konmalıdır. Enfeksiyon durumunda antibiyotikler verilebilir. Ağrı kesiciler ve alkol gastrit oluşumundan sorumlu ise bunlar kesilmelidir. Genel anlamda gastrit tek başına ciddi bir problem değildir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır