Sintigrafi, nükleer tıpta uygulanan tanısal bir görüntüleme yöntemidir. Sintigrafide vücuda düşük düzeyde radyoaktif madde ve bunlara bağlanan kimyasal ilaçlar (radyofarmasötikler) verilerek organ ve dokuların görüntülenmesi sağlanır. Hemen her organ sistemiyle ilgili fonksiyon görüntülemesi sağlayan sintigrafik taramalar, genel olarak ağrısız, invaziv olmayan, yan etki ve alerji riski düşük, güvenilir tetkiklerdir. Hastalıkların erken tanısında ve tedaviye verdikleri yanıtın değerlendirilmesinde kullanılır. Hem görüntüleme için kullanılan yöntem hem de elde edilen görüntü bakımından sintigrafik ve radyolojik tetkikler birbirinden farklıdır.
Sintigrafi, eser düzeyde radyoaktif bir maddenin enjeksiyon, ağız veya nefes yoluyla vücuda verilmesinin ardından, gama kamera aracılığıyla belirli bir doku veya organın işlevsel durumunun görüntülenmesidir. Gama taraması veya gama sintigrafisi olarak da bilinen sintigrafik görüntülemede kullanılan kameralar, vücuttan yayılan radyoaktif enerjiyi algılayıp görüntüye dönüştürür.
Kalp sintigrafisi nedir? Neden ve nasıl çekilir? Faydaları ve zararları
Bilgisayarda işlenen bu görüntüler sayesinde organların kanlanması, işlevleri ve yapısı görsel ve rakamsal olarak değerlendirilir. Sintigrafi görüntüler 2 veya 3 boyutlu olabilir.
Sintigrafi, çoğu zaman diğer görüntüleme teknikleriyle elde edilemeyen, vücut yapılarının işlevi ve anatomisi hakkında detaylı bilgi almak için kullanılır. Nükleer görüntüleme, çeşitli kanser türlerinde, nörolojik bozukluklarda ve kardiyovasküler, gastrointestinal ve endokrinal hastalıkların teşhisinde fayda sağlar. Hodgkin olmayan lenfoma ve tiroid kanseri gibi bazı kanserleri radyoimmünoterapi ile tedavi etmek için de kullanılabilir.
Tiroid kanseri neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Tiroid sintigrafisi ile guatr tanı ve tedavi takibi yapılır, nodüller izlenebilir, Paratiroid sintigrafi paratiroid bezlerindeki büyümeleri göstererek cerraha yardımcı olur. Lezyonların tespitinde ve kanda yükselen kalsiyum seviyelerini kontrol etmek için kullanılır. Yumruların, kistlerin, şişliklerin ve diğer büyümelerin izlenmesinde, enfeksiyon, hipertiroidi, hipotiroidi veya tiroid kanseri teşhisinde kullanılır. (1)
Vücuttaki gizli enfeksiyon odaklarının tespitinde yardımcıdır.
Karaciğer dalak sintigrafisi ile abdominal ağrı, fonksiyon bozuklukları; iltihabi durumlar, ameliyat sonrası komplikasyonlar, mevcut lezyonlar incelenir. (2)
Böbrek sintigrafileri ile böbreklerin kanlanması ve süzme fonksiyonları değerlendirilir. İdrar yollarında tıkanıklıklar, böbreklere idrar kaçışı olup olmadığı, böbrek enfeksiyonlarının araştırılması gibi böbrek fonksiyon bozuklukları kontrol edilebilir. Her bir böbreğin işlevini yerine getirme yüzdesi hesaplanabilir. İdrar yolu enfeksiyonlarında enfeksiyonun böbrekte olup olmadığı hakkında önemli bilgiler verir. Böbrek nakillerinde hasta takibi için kullanılır. (3)
Böbrek ağrısı neden olur? Ne iyi gelir? Belirtileri ve tedavisi
Miyokard perfüzyon sintigrafisi (talyum testi), kalp kasının kanlanmasını göstererek koroner arter hastalığının (KAH) tanısı ve şiddeti hakında önemli bilgiler verir. Kalp kası canlılığı, kalp yetmezliği, tıkalı olan kalp damarının kalp kasına verdiği zarar, kalp hastalığının yaygınlığı, kalp krizi sonrası PTCS / Stent cerrahisinden hastanın ne derece yararlanacağı saptanabilir. By-pass operasyonu geçirenlerin değerlendirilmesi ve bazı hipertansiyon hastalarında hastalığın nedeninin araştırılmasında kullanılır. (4)
Kemik sintigrafileri ile primer veya metastazdaki kanserin kemiklere yayılım derecesi saptanabilir, ağrı nedenleri araştırılabilir. Spor yaralanmalarının ayırıcı tanısına, kemikteki gizli enfeksiyon ve kırıkların tespitine yardım eder.
Akciğer sintigrafisi kan akışındaki ve havayolundaki tıkanıklığı tespit etmede, akciğer embolisi teşhisi olasılık tayininde ve akciğer kanseri operasyonu öncesinde akciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılır. (5)
Akciğer (pulmoner) embolisi nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Beyin perfüzyon sintigrafisi ile epilepsi, tümörler, kan dolaşım yetmezliği ve bunama tespit edilebilir. Alzheimerriski olan vakalarda klinik bulguların gelişmesinden de önce teşhise imkan veren hassas bir tetkiktir.
Lenfosintigrafi, lenfatik drenajın ve lenf yollarındaki tıkanıklığın nedenlerinin araştırılması, ayrıca meme, prostat ve cilt kanserlerinde bekçi lenf düğümlerinin tespiti ve işaretlenmesi için kullanılır. Kanserli odaklar ile kanserin gerek kemiğe gerekse diğer organlara sıçraması sintigrafik yöntemlerle değerlendirilebilir. Kanserli kemiklerdeki ağrının tedavisinde de kullanılır. (6)
Onkoloji nedir? Onkolog ne iş yapar? En önemli onkolojik hastalıklar
İyot nedir, ne işe yarar? İyot eksikliği belirtileri ve tedavisi
Tiroid taramaları genellikle bir hastanenin nükleer tıp bölümünde ayaktan tedavi uygulaması olarak yapılır. Bir nükleer tıp uzmanı tarafından yönetilir.
Hipertiroidi (zehirli guatr) nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Kalp kasına ulaşan kan miktarı değerlendirilerek koroner arter hastalığının (KAH) arandığı bir görüntüleme yöntemidir. Talyum testi de denen kalp sintigrafisi, kalp kasına giden kan akışının durumunu stres sonrası ve istirahat sırasında karşılaştırmak üzere iki kısımlı uygulanır. (8)
Kalp sintigrafisi nedir? Neden ve nasıl çekilir? Faydaları ve zararları
Fiziksel muayenede veya laboratuvar testinde saptanan anormalliklerin değerlendirilmesi için tiroid sintigrafisi kullanılabilir. Tiroid sintigrafisi radyoaktif iyot kullanarak tiroidin çalışma biçimini araştırır.
Kemik sintigrafisi kemiklerdeki anormal metabolik aktiviteyi görüntüler ve belgeler. Farklı bir kanserin kemiklere yayılıp yayılmadığını belirlemek için de kemik sintigrafisinden yararlanılır. (7)
Böbrek sintigrafisi, böbrek işlevlerini değerlendirir, hem yapısal hem de fonksiyonel anormallikleri gösterebilir. Renal sintigrafinin çekim süresi taramanın nedenlerine bağlı olarak 45 dakika ile 3 saat arasında değişebilir. (9)
Çoğunlukla pulmoner embolinin teşhisinde kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Akciğerlerin havalanması ve kanlanmasını görmek için iki ayrı çekim uygulanır. Yaklaşık 30 dakika sürer. (5)
Nükleer tıp alanında özel olarak eğitilmiş bir radyolog veya doktor, görüntüleri yorumlar ve sevk eden doktora yazılı bir rapor gönderir. Sonuçlar genellikle işlemden birkaç saat sonra ya da aynı gün içinde hastaya bildirilir.
Radyoloji nedir? Radyolog kimdir, hangi hastalıklara bakar?
Sintigrafik görüntülerde çeşitli radyoaktivite kalıpları vardır ve her biri farklı bir anlama gelir. Kemik sintigrafisinde kemiklerde daha koyu (sıcak) veya daha açık (soğuk) noktaları gösterdiğinde sonuçlar anormal kabul edilir. Tiroid sintigrafisinde tiroidin yeşil renktedir. Görüntüdeki kırmızı lekeler tiroidde anormal bir büyüme olduğunu gösterir. Anormal ölçümler tiroid bezinin çok fazla veya çok az radyoaktif madde topladığını gösterebilir. Miyokard perfüzyon sintigrafisinde (MPS, istirahati ve stresi takiben bölgesel kalp kasındaki kan akışında bir fark olup olmadığına bakılır.
Sintigrafi yönteminde hastalara çeşitli yollarla (enjeksiyon veya ağızdan) çok düşük miktarda radyoaktif (radyasyon yayan) ilaç verilir ve daha sonra gama kamera denilen cihaz ile organların 2 veya 3 boyutlu görüntüleri alınarak gerçekleştirilir.
Sintigrafi Nedir?
Nükleer Tıp bölümünde yapılan görüntüleme işlemine verilen isimdir. Bu işlem için, hastalara çeşitli yollarla (enjeksiyon veya ağızdan) çok düşük miktarda radyoaktif (radyasyon yayan) ilaç verilir ve daha sonra gama kamera denilen cihaz ile organların 2 veya 3 boyutlu görüntüleri alınır. Görüntüler, özel bilgisayar programları yardımıyla işlenerek organların kanlanması, işlevi, yapısı hem görsel hem de rakamsal olarak değerlendirilir. Böylelikle, hastalıkların erken dönemde tanısı, süreci ve tedaviye yanıtının değerlendirilmesi kolayca, güvenilir, ağrısız olarak gerçekleştirilmiş olur.
Sintigrafi işlemi için hastalara verilen radyoaktif ilaç dozu çok düşüktür ve bu dozlardaki radyasyonun insanda herhangi bir hastalık veya radyasyona bağlı bir hasar oluşturmadığı bilinmektedir.
Kalp Damar (Koroner Arter) Hastalığı Nedir?
Kalbimizin büyük bölümü kaslardan oluşmaktadır. Kalbin, diğer organlara temiz kan pompalama görevini yeterli ve sağlıklı olarak yapabilmesi için kalp kaslarının da yeterli miktarda temiz kanla beslenmesi gerekir. Kalbi besleyen atardamarlara koroner arter denilmektedir. Kalpte, direkt olarak aortadan çıkan, biri sağ, diğeri de sol olmak üzere iki ana koroner arter mevcuttur. Her bir ana dal, daha küçük yan dallara bölünerek, belirli bir kalp kası bölgesinin beslenmesini üstlenir.
Koroner arterlerin iç yüzeyleri normalde pürüzsüzdür ve kan akışı damar içerisinde sorunsuz seyreder. Ancak, bu damarların içerisinde, zamanla, bazı madde ve hücrelerin birikimi sonucunda, kan akışını azaltacak/engelleyecek şekilde plaklar oluşur (ateroskleroz-damar sertliği). Plakların, damarın içini daraltması neticesinde, o damarın beslediği kalp kası bölümüne giden kan miktarı azalır ve kalbin ritmik çalışmasında ve kasılmasında bozukluklar ortaya çıkar. Koroner damarlarda görülen bu rahatsızlık, koroner arter hastalığı (kalp damar hastalığı) olarak isimlendirilir. Damarlarda meydana gelen daralmanın derecesine bağlı olarak hastalarda bazı yakınmalar görülür. Bunlardan en tipik olanı fiziksel zorlanma neticesinde ortaya çıkan göğüs ağrısı şikayetidir. Bunun dışında çarpıntı, nabız düzensizliği, nefes darlığı, çabuk yorulma gibi şikayetler de oluşabilir. Zamanında fark edilip gerekli önlemler alınmazsa, koroner arterdeki darlık ilerleyip, damarın tamamen tıkanmasına neden olur (kalp krizi), ve bunun sonucunda, kalbin o damar tarafından beslenen kaslarında geriye dönüşsüz harabiyet gelişir. Kaslar kasılma görevini yapamaz, ritim bozuklukları ve ölüme kadar gidebilen ciddi problemler ortaya çıkar.
Koroner Arter Hastalığının Tanısında Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
Koroner arter hastalığının damarlarda henüz tıkanmanın oluşmadığı erken dönemde tanısı, hastaların yaşam kalitesini ve sağkalım oranını artıracağından, büyük önem taşır. Kesin tanı koroner anjiyografi ile konur. Bu yöntemde, kasık veya kol atardamarı kullanılarak, koroner damarların içine özel bir ilaç verilip röntgen ışınları yardımıyla damarların iç yüzlerinin görüntüleri alınır. Böylelikle, damarlarda darlık ve/veya tıkanıklık olup olmadığı saptanır. Ancak, koroner anjiyografi girişimsel bir işlemdir ve her girişimsel işlemde olduğu gibi koroner anjiyografi sırasında veya hemen sonrasında, nadir olmakla birlikte, işlemle ilgili sorun ve istenmeyen olaylarla karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle, koroner arter hastalığı şüphesi olan her hastaya anjiyografi ilk planda uygulanmaz. Olgularda, öncelikle, EKG, EKO, efor testi gibi daha basit tanı yöntemleri kullanılarak tanıya ulaşılmaya çalışılır. Ancak, çoğu hastada bu yöntemler tanı için yetersiz kalır. Bu durumda, uygulanması kolay, tanı için yüksek hassasiyet ve güvenilirliğe sahip olan sintigrafi yöntemlerine başvurulur.
Nükleer Tıp’ta koroner arter hastalığı tanısı için en çok kullandığımız sintigrafik yöntem “miyokard perfüzyon sintigrafisi” (MPS) dir. Bu yöntemde, hastaya damar yolu ile düşük doz radyoaktif ilaç verilerek kalp kaslarının kanlanması görüntülenir. Verilen radyoaktif ilacın kalp kaslarındaki tutulum derecesi, kasların kanlanma miktarı ile doğru orantılıdır. İyi kanlanan bölgelerde radyoaktif ilacın tutulum oranı fazlayken, az kanlanan bölgelerde düşüktür. Kanlanmayan bölgelerde ise verilen radyoaktif maddenin hiç tutulmadığı gözlenir. Böylelikle o bölgeleri besleyen koroner damarların durumu hakkında %90’ın üstünde doğruluk oranıyla, kolaylıkla bilgi sahibi olunur. Yapılan MPS’nin sonucunun normal olması durumda, bu olgularda koroner arterlerde ciddi darlık/tıkanıklık olmadığı düşünülür ve çoğu kez ileri tetkik (anjiyografi) ve tedavi uygulanmasına gerek kalmaz. Ancak, MPS sonucunda bir veya birkaç bölgede kalp kaslarının kanlanmasında bozukluk, yani o bölgeyi besleyen damarların önemli derecede darlığını/tıkanıklığını düşündürür sintigrafik bulgu saptanmışsa, bu durumda hastaya ileri tetkik ve tedavi uygulanması planlanır.
MPS Nasıl Uygulanır?
Miyokard perfüzyon sintigrafisi başlıca 3 şekilde uygulanır: eforlu, efor yapamayacak olan hastalarda damar genişletici veya kalp hızını artırıcı ilaç verilerek veya sadece istirahat sırasında yapılabilir.
Eforlu inceleme yapılacaksa hasta yürüme bandına alınır. Bu bandın eğimi ve hızı her 3 dakikada bir artar. Hasta, kalp hızı yaşına göre belirlenmiş olan hedef kalp hızının %85 ve fazlasına ulaşılıncaya kadar, kan basıncı ve EKG kontrolünde yürütülür, kalp hızı istenen rakama ulaşınca sintigrafi için gerekli radyoaktif ilaç hastaya damar yolundan verilir. Hasta 1 dakika daha yürütüldükten sonra efor sonlandırılır.
Eğer hasta efor yapamayacak durumdaysa (ortopedik problem, artirit, nörolojik hastalık, efor kapasitesi sınırlılığı) ağızdan veya damar yolundan damar genişletici veya kalp hızını artırıcı ilaç verilir, daha sonra radyoaktif ilaç enjeksiyonu yapılır.
Tüm bu işlemler sonrası hasta görüntüleme masasına sırtüstü pozisyonda yatırılır, gama kamera cihazıyla yaklaşık dakika süresince, cihaz hastanın göğüs kafesi etrafında döndürülerek, kalbin 3 boyutlu yorgunluk görüntüsü alınır. Bundan yaklaşık 3 saat sonra, kalbin istirahatteki görüntüleri kamera ile aynı şekilde kayıt edilir. Yorgunluk ve istirahat görüntüleri özel bir bilgisayar programı yardımıyla işlenir ve nükleer tıp uzmanları tarafından değerlendirilir.
Sadece istirahat çekimi yapılacak ise, hasta dinlenme halindeyken düşük doz radyoaktif ilaç damar yoluyla verilir, takiben hasta çekim masasına alınarak görüntüleme yapılır. Bu işlem genellikle kalp krizi geçirmiş vakalarda canlı kas dokusu tespitinde uygulanır.
Son yıllarda, kalbin kanlanma görüntüleri ile eş zamanlı olarak, özel bir teknik kullanılarak (Gated yöntemi), istirahat ve yorgunluk sırasında kalbin kanı pompalama gücü, bu gücün bölgesel dağılımı ve kalp kaslarının kasılıp gevşeme hareketlerinin görüntülenmesi ve değerlendirilmesi de sintigrafi yöntemiyle kolaylıkla gerçekleştirilmektedir.
MPS Öncesi Hasta Hazırlığı Nasıl Olmalıdır?
Hastaların 6 saatlik açlıkla sintigrafi randevusuna gelmesi gerekmektedir. Eğer eforlu veya kalp hızını artırıcı ilaç ile sintigrafi yapılacaksa, kalp hızının artışını önleyecek beta bloker ilaçların 48 saat, kalsiyum kanal blokeri ilaçların 24 saat öncesinden kesilmesi gerekir. Ancak, işlem damar genişletici ilaçla yapılacaksa veya istirahatte çekim yapılacaksa bu ilaçların kesilmesine gerek yoktur. Damar genişletici ilaçla sintigrafi yapılacak olan hastaların 24 saat öncesinden itibaren kafein içeren çay, kahve, kola içmemeleri, çikolata yememeleri önerilir. Şeker hastalığı olan kişiler aç olarak gelecekleri için doktorlarına danışmak suretiyle test sabahı şeker ilacı ve insülin almamalıdır.
MPS Hangi Hastalara Uygulanmaz?
Hamilelere zorunlu kalınmadıkça uygulanmamalıdır. Emzirme dönemindeki annelere sintigrafi yapılabilir, ancak, verilen ilacın anne sütüne geçtiği düşünülerek işlem sonrası 24 saat süresince bebeklerini anne sütü ile beslememeleri önerilir.
Bunun dışında, eğer hasta son birkaç gün içerisinde kalp krizi geçirmişse, şiddetli hipertansiyonu, tedavi edilmemiş hayatı tehdit eden boyutta ritm bozukluğu, ileri derecede kalp yetmezliği, akut kalp kası iltihabı, ciddi kalp kapak darlığı varsa eforlu ve kalp hızı artırıcı ilaçla uygulama yapılmamalıdır. Hastada ciddi boyutta akciğer hastalığı (özellikle astım), hipotansiyon, ileri derecede kalp iletim sistemi bozukluğu varsa damar genişletici ilaç verilmemelidir.
MPS’nin Yan Etkisi Var Mıdır?
Görülebilecek yan etkiler verdiğimiz radyoaktif ilaçlar ile ilgili değildir, çünkü bu ilaçların hiçbir toksik, allerjik etkisi bulunmamaktadır. Yapılan efor testi veya kalp hızı artırıcı/damar genişletici ilaçların etkisi ile bazı hastalarda yan etkiler görülebilir. Eforlu olarak veya kalp hızı artırıcı ilaç verilerek işlem yapılmışsa, kalbin yorulması neticesinde, hastada bulunan kalp hastalığının ciddiyetine, genel egzersiz kapasitesine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak çarpıntı, nefes darlığı, 1/ kişide göğüs ağrısı görülebilir. Bu şikayetler genellikle dinlenmekle geçer. Eğer damar genişletici ilaçla inceleme yapıldıysa, bazı hastalarda baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi gibi yan etkiler oluşabilir. Bunlar, genellikle ilaç verilmesini gerektirmeyecek kadar hafif şiddettedir ve birkaç dakika içinde düzelir.
Koroner Arter Hastalığı Tanısında MPS Dışında Hangi Nükleer Tıp Yöntemleri Kullanılır?
Tanıda kalbin fonksiyonlarının incelenmesine yönelik ilk geçiş radyonüklid anjiyokardiografi ve MUGA tetkiklerinden yararlanılabilir. İlk geçiş sintigrafisinde, radyoaktif ilaç hızla damar yolu ile verilir ve bu maddenin toplar damarlardan, sağ kalbe, akciğerlere ve sol kalbe geçişi kamera ile takip edilerek bilgisayar yardımı ile analiz edilir. MUGA yönteminde ise kırmızı kan hücreleri vücut içinde radyoaktif ilaç ile işaretlenir ve bu şekilde kalp boşluları, içlerinde bulunan işaretli kan hücreleri vasıtasıyla görüntülenir. Bu yöntemlerle, kalbin pompalama gücü ve kalp duvar hareketleri kolaylıkla değerlendirilir. Ayrıca, bu tetkiklerle kalp kapak hastalıklarının ciddiyeti ve operasyon gerekliliği, doğumsal kalp anomalileri hakkında da objektif ve rakamsal bilgiler elde edilir.
Son yıllarda PET/CT isimli cihazla da koroner arter hastaları değerlendirilmektedir. PET/CT, pozitron emisyon tomografisi ve bilgisayarlı tomografinin birleşmesinden oluşan hibrid bir cihazdır. Bu cihaz sayesinde, incelenen organın hem işlevi, metabolizması hem yapısı aynı anda görüntülenebilmektedir. Kardiyak PET/CT, kalp krizi geçiren ve bypass cerrahisi adayı olan kalp hastalarında, kalpte canlı kas dokusunun olup olmadığını ve hastanın bypass cerrahisinden faydalanıp faydalanmayacağını öngörmede oldukça başarılı bir yöntemdir.
Sonuç olarak, başta MPS olmak üzere sintigrafik inceleme yöntemleri, koroner arter hastalığının tanısında ve takibinde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uzun yıllardır uygulanmakta olan, hasta için ciddi bir risk içermeyen, sonuçlarının güvenilirliği defalarca kanıtlanmış, tercih edilmesi gereken görüntüleme yöntemlerdir.
Mps nin kullanım alanları
•Koroner balon anjiyoplasti/ koroner bypass ameliyatı öncesi ve sonrasında uygulamanın gerekliliğinin ve
faydasının belirlenmesinde
•Göğüs ağrısı şikayetinin kalp hastalığı ile ilgili olup olmadığının tespitinde
•Koroner arter hastalığının
tanısında, hastalığın yaygınlığının ve şiddetinin tespitinde
•Kalp krizi sonrası etkilenen
kalp kasının canlılığının
incelenmesinde
•Kalp damar hastalığı yönünden risk faktörleri bulunan hastalarda, tarama testinde
•İlaç tedavisi sonrasında tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde
•Hastaların kalp krizi geçirip geçirmediklerinin saptanmasında, geçirilen krizin yaygınlığının ve ciddiyetinin belirlenmesinde
•Daha önceden kalp krizi geçirmiş veya kalp damar hastalığı açısından risk taşıyan kişiler başka nedenlerle operasyon geçireceklerse, operasyon öncesinde kalp açısından risk değerlendirilmesinde
Özofagus hastalklarnda tan koymak için öncelikle, baryumlu grafiler, üst GS endoskopisi ve bilgisayarl tomografi (BT) yaplr (yapsal anomali - anatomik bozukluk tespiti).
Eer anatomik bir sorun saptanmazsa, özofagus manometrisi uygulanr ( disfaji, aklalazya, difüz özofageal spazm, nutcracker özofagus deerlendirmesinde altn standart olarak kabul edilir). Özofagus manometrisi invaziv bir tekniktir ve ekipman yetersizlii nedeniyle ülkemizde her merkezde yaplamamaktadr.
Özofagus transit sintigrafisi primer endikasyonu, özofagus dismotilitesi olan hastalarda, özofagus boalmasn ve reflüyü deerlendirmektir . Özofagus transit sintigrafisi, hzl, noninvaziv, gerçekletirmesi kolay ve az radyasyon ile uygulanabilir bir testtir. Ancak, en önemli sorun özofagus transit sintigrafisinin nasl yaplacann standart olmamasdr (Örnein radyoaktif madde; sv, yar kat ya da katlara m kartrlacak?).
Özofagus sintigrafisi; en az 3 saat (veya geceden) aç kaldktan sonras yaplr. Hasta, radyoaktif sv - yar sv maddeyi içer. Bir gama kamera vastasyla görüntüler kaydedilir (Yatar ya da dik pozisyonda).
Özofagus sintigrafisi, gdann özofagustan geçi zamanlarnn kantitatif ölçümünü salar. Ara ara alnan görüntüler ile özofagusta retansiyon (bekleme), boalma, reflü, aspirasyon monash.pwki en önemli görevi uzak metastaz taramasdr. PET / BT de en sk görülen (ancak BT'de sklkla kaçrlan) uzak metastaz bölgeleri kemikler ve karacierdir .
Kemik Sintigrafisi, kemiğin kan akımı, metabolizması ve hücre turnover’ı gibi önemli fizyolojik bilgileri elde etmeye olanak veren, noninvazif bir görüntüleme yöntemidir. Sensitivitesinin (duyarlılık) yüksek olması ve ek bir radyasyon maruziyetine gerek kalmadan tüm vücut kemiklerinin tek bir çekimde görüntülenebilmesine olanak vermesi klinik uygulamada büyük avantaj sağlamaktadır. Metastatik hastalıkların değerlendirilmesinde, Tüm Vücut Tarama Kemik Sintigrafisi çekimi yapılmaktadır.
Onkoloji Hastalarında Kemik Sintigrafisi
Onkoloji hastalarında kemik sintigrafisi, primer malignitenin iskelet sistemine metastazlarının tespitinde, primer kemik tümörlerinin lokasyonunun ve yaygınlığının saptanması, evreleme ve tedaviye cevabın değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.
Onkoloji hastalarının %30'una yakın kısmında, kemik metastazı gelişmekte ve bu durum kemik sintigrafisinin en sık kullanım endikasyonunu oluşturmaktadır. Kemik metastazlarını tespit etmede, sintigrafik uygulamadan daha hızlı ve maliyeti daha düşük bir yöntem yoktur. Kemik Sintigrafisi, kolay uygulanan, ön hazırlık gerektirmeyen, kontraendikasyon ve yan etkisi bulunmayan, duyarlılığı yüksek bir görüntüleme yöntemidir.
Kemik Sintigrafisinin En Sık Kullanıldığı Kanser Türleri
Kemik Sintigrafisi'nin sık kullanıldığı başlıca kanserler, Prostat Ca, Meme Ca, Akciğer Ca ile Osteosarkom, Ewing Sarkom, Osteoid Osteoma gibi primer kemik tümörleridir.
Kemik Sintigrafisi Nasıl Yapılır?
Kemik Sintigrafisi için bir ön hazırlık gerekmemektedir. Hastanın aç-tok olması önemli değildir. Kemiklerin görüntülenmesini sağlayan radyofarmasötik madde hastaya damar yolundan (i.v) enjekte edildikten sonra, ilacın vücuda dağılması ve kemiklere yerleşmesi için en az 2 saat beklenmekte ve ardından tüm vücudu baştan ayağa kadar tarayan ve yaklaşık 30 dk süren görüntüleme yapılmaktadır. Enjeksiyon sonrası iki saatlik bekleme süresi içerisinde, iyi bir hidrasyon sağlanması amacıyla hastanın litre su içerek ara-ara idrara çıkması istenmekte ve bu sayede görüntü kalitesi artmaktadır.