İnsanda beyin ne ise, millette de milli şuur odur.
Milli şuur, milletin hafızası demektir.
Milli ise; milletle ilgili, millete özgü, ulusal anlamına gelir.
Bir milletin geleceğe bakışı milli değerlerine bağlıdır.
Kişinin yeni bilgiler edinmesi, öğrendiklerinden ve deneyimlerinden ders çıkarmasını sağlayan akli melekeye 'ŞUUR' denir. Yaptıklarının sonucunu düşünmeden hareket eden kişiler şuursuzdur. Bedeli büyüktür
Milli şuur sahibi olmak bu yüzden çok önemlidir.
"Milli şuurumuzun küçük göstererilip alay konusu edilmesinin sebebi korkulmasıdır.
Milli şuura sahip bir millet ilerleme ve medeniyet yolunda hız kesmeden ilerleyecektir.
Milli şuur uyanık olunca başı bozuktan kurmay, vatan haininden profesör, hekimden dilci, cahilden tarihçi, yabancıdan vekil çıkmaz."
Demiş, monash.pwız.
Milli şuur, bir ışıktır. Karanlıkta kalmış tüm köşeleri aydınlatır.
Milli şuur, bir miletin kendini ifadesi, hayat kaynağı ve en kuvvetli silahıdır.
Son zamanlardaki milli şuurun eksikliğinden kaygılanmamak elde değil.
Milli şuurun uyuşuk ve uyanık olması bir milletin geleceğini belirler.
Uyanık olduğu yerlerde, yabancı unsurların borusu ötmez.
Tarih, yalnız milli şan ve şeref bakımından ele alınır. Geçmişe sövülmez.
Bir milletin geleceğe güvenle bakabilmesi onun milli tarih bilincine bağlıdır.
Bu bilinç bireylerin ve milletlerin tarihlerine, geçmişlerine bağlılıkları ile alakalıdır.
Tarihlerinde ki övülecek olayları ve şahsiyetleri ile gurur duymaları, onlardan cesaret almaları ile de
Milli gurur ve şuur bu sayede güçlenir ve gelişir.
Ortak tarih bilinci toplumun birlikteliğini destekler.
Ve en önemli değerlerden biridir. Çünkü bizi bir arada tutan bağdır.
Hafızamızdır.
Milletlerin tarihinde, tarihi bilgi ve şuuru önemlidir. Tarihini bilmeyen ve küçümseyen miletler hafıza ve idraklerini kaybetmiş demektir. Şuursuz şaşkın mankurtlara benzerler.
Milli şuuru olmayan milletler yıkılmaya mahkumdur.
Milli şuurumuz uyanik olunca neler mi olur?
Geçmişi, ahlâkı, aileyi, seciyeyi, erdemi, kahramanlığı, milliyetçiliği açıktan açığa veya sinsice baltalayan yazılara, eserlere, filmlere, piyeslere, konfe-ranslara izin verilmez.
Millete hitap eden kurumların başına iktidarlı, ahlaklı ve zeki insanlar getirilir.
Tarihi şahsiyetlere gerçek değeri verilir. Ne ufacık kusurları yüzünden dev gibi adamlar küçültülür, ne de gerçeğe dayanmayan büyüklükler dolayısıyla ahlaksız insanlar devleştirilir.
Milli şuur
uyanık olmak, etrafında olanları okumak demek
Dünü yarına bağlayan milli şuuru, kavramak zorundayız.
Turgut Özal, eğitim konusunda da Japon pedagoglara bir araştırma yaptırmak ister ve onları ülkemize davet eder. Eğitim konusunda uzman bir heyet, ülkemize gelirler. Ülkemizin değişik yerlerinde görüşmelerde ve temaslarda bulunurlar Sonuçlarını açıklamak üzere başbakanımız Turgut Özal'ın
yanına çıkarlar. monash.pwı da oradadır.
Heyetin vardığı netice gayet açık ve kısadır.
-Sizin gençlerinizde 'Milli Şuur' yok!
Yöneticilerimiz aldıkları bu üzücü cevap karşısında hayretler içerisinde kalır ve hemen sorarlar.
-Peki siz Japon gençlerine milli şuur verme adına neler yapıyorsunuz?
-Biz gençlerimize, daha ilkokula başlamadan, şok testler uygularız. Mesela, uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Sonra robotlarla çalışan büyük fabrikalarımıza götürür, gezdiririz. Çocuklarımız teknolojinin baş döndürücü neticesini görerek şoke olurlar. Bu şoktan sonra onları Hiroşima'ya, Nagazaki'ye götürürüz. İkinci Dünya Savaşı sırasında atom bombasıyla müthiş surette tahrip olan bu bölgeleri biz aynen koruyoruz. Oraları da çocuklarımıza bilgiler vererek gösteririz. Hiçbir canlının ve bitkinin hayat bulmasına imkan vermeyen atom bombasının bugüne uzanan etkilerini hayretle seyrederler. Çocukların bütün görüp dinledikleri, masum ve temiz ruhlarında derin ve etkili izler bırakır. Bütün bunların ardından da onlara deriz ki:
-Eğer sizler çalışmaz, sizden öncekileri geçmezseniz, vatanınızı, işte böyle düşmanlar bombalar, yakar, yıkar ve hiçbir canlının yaşayamayacağı hale getirir; sonra da çeker giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni araçlar yaparsınız. Daha da gelişmiş fabrikalar kurarsınız. Üstelik hiçbir düşman size saldırmaya cesaret edemez. Ülkeniz, milletiniz yücelir, yükselir, daima bütün insanların saygı duyduğu ve özendiği bir konumda kalır. Şimdi artık, çalışkan olup olmama kararını kendiniz veriniz. Çalışmak ve ülkenizi sevmek zorunda değil misiniz? Artık bunu siz düşünün ve kararınızı verin!
-Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar. Ve bu şoklarla iyi bir Japon olmaya doğru güçlü bir adım atmış olurlar.
-Peki biz, Türk gençlerine milli şuur kazandırma adına ne yapmalıyız?
-Bildiğimiz kadarıyla, sizin, gençleriniz için birçok Nagazaki'niz ve Hiroşima'nız var. Bizimkinden çok daha önemli bunlar. En önemlisi de Çanakkale Savaşlarının geçtiği bölgedir. Birinci Dünya Savaşı'nın bu bölümü, gençlerinizin şoke olması için yeter de artar bile Bir metrekare toprağa altı bin merminin düştüğü yerdir Çanakkale Böyle bir savaştan Türkler her şeye rağmen galip çıkıyor, olmazı olur hale getiriyorlar. En gelişmiş teknolojiye ve donanıma meydan okuyarak, "İMAN"
nın galip geldiğinin ispatını yapıyorlar. Üstelik karşılarında tek bir düşman değil, birleşmiş güçler, sizin tabirinizle yetmiş iki buçuk millet vardır. İşte bu tablo ve bu bölge, gençlerinizin milli şuurunun pekişmesine fazlasıyla yeter. Bunun için gençlerinizi gruplar halinde Çanakkale'ye götürmelisiniz. Her Türk genci Çanakkale Savaşlarının olduğu bölgeyi mutlaka gezmeli, görmeli ve öğrenmelidir. Ve bu gençlere denmelidir ki : "Sizler çalışmazsanız, birlik içinde olmazsanız, düşmanlar Çanakkale'ye geldikleri gibi bu defa da başka şartlar altında başka şekilde gelirler, size yaşamayı haram ederler. Çalışır, birlik içinde olursanız, teknolojiyi yakalarsınız; barışa katkıda bulunur, vatanınızı refah bir hale koyarsınız.
Milli şuur sahibi miyiz?
Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarında, unvan kelimesi sonda ise gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: Abidinpaşa, Bayrampaşa, Davutpaşa, Gazi Osmanpaşa (mahalle); Ertuğrulgazi (ilçe), Kemalpaşa (ilçe); Mustafabey (cadde), Necatibey (cadde) vb.
TDK Açıklamasına göre millet nedir? 1. isim Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan
Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: çayhane, dershane, kahvehane, yazıhane; beyanname, kanunname, seyahatname, siyasetname; amcazade, dayızade, teyzezade vb.
6. Uluslararası Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı
ç. Alet ve eşya adları: balıkgözü (halka), deveboynu (boru), domuztırnağı (kanca), horozayağı (burgu), kargaburnu (alet), kedigözü (lamba), leylekgagası (alet), sıçankuyruğu (törpü), gagaburun (gemi), kancabaş (kayık), adayavrusu (tekne) vb.
9. Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı (gözetim), şuuraltı; akşamüstü, ayaküstü, bayramüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, olağanüstü, öğleüstü, öğleüzeri, suçüstü, yüzüstü; akşamüzeri, ayaküzeri vb.
b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki başı sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları: aşçıbaşı, binbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, yüzbaşı vb.
g. Gök cisimlerinin adları: Altıkardeş (yıldız kümesi), Arıkovanı (yıldız kümesi), Büyükayı (yıldız kümesi), Demirkazık (yıldız), Küçükayı (yıldız kümesi), Kervankıran (yıldız), Samanyolu (yıldız kümesi), Yedikardeş (yıldız kümesi) vb.
Arapça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: aliyyülâlâ, ceffelkalem, darülaceze, darülfünun, daüssıla, fevkalade, fevkalbeşer, hıfzıssıhha, hüvelbaki, şeyhülislam, tahtelbahir, tahteşşuur; aleykümselam, Allahualem, bismillah, fenafillah, fisebilillah, hafazanallah, inşallah, maşallah, velhasıl vb.
İki veya daha çok kelimeden oluşmuş il, ilçe, semt vb. yer adları bitişik yazılır: Çanakkale, Gümüşhane; Acıpayam, Pınarbaşı, Şebinkarahisar; Beşiktaş, Kabataş vb.
Belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, isnat grupları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış çekimli fiillerden oluşan ifadeler yeni bir kavramı karşıladıklarında birleşik kelime olurlar. Birleşik kelimeler belirli kurallar çerçevesinde bitişik veya ayrı olarak yazılır.
Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik yazılır: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi, Gaziosmanpaşa Üniversitesi vb.
6. Uluslararası Ağız Araştırmaları Çalıştayı Hakkında Duyuru
Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır: akağaç, alacamenekşe, karadut, sarıçiçek; alabalık, beyazsinek, bozayı; aksu, akbasma, mavihastalık, maviküf vb.
TDK'nin yapmış olduğu bilgilendirmelere göre, Türk milleti yazarken her iki kelime birbirinden ayrı yazılmalıdır. Ayrıca milleti kelimesinin baş harfi de bu ifade içerisinde küçük olmalıdır.
3. Kelimelerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır.
a. Baş sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları: başağırlık, başbakan, başbayan, başçavuş, başeser, başfiyat, başhekim, başhemşire, başkahraman, başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen, başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, başyazar vb.
UYARI: Bir sıfatla oluşturulan usul adlarında sıfat ayrı yazılır: ağır aksak, yürük aksak, yürük semai vb.
Konuksever bir milletiz. Diğer Nasıl Yazılır Kelimeleri İçin Tıklayınız. Zıt Anlamlı Kelimeler İçin Tıklayınız. Terimler Sözlüğü İçin Tıklayınız. Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız. Deyimlerin Anlamı ve Cümle İçinde Kullanımları İçin Tıklayınız.
e. Yiyecek adları: hanımgöbeği (tatlı), kadınbudu (köfte), kedidili (bisküvi), dilberdudağı (tatlı), tavukgöğsü (tatlı), vezirparmağı (tatlı), bülbülyuvası (tatlı), kuşlokumu (kurabiye), alinazik (kebap) vb.
7. İkinci kelimesi -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) kalıplaşmış belirli geçmiş zaman ekleriyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: albastı, ciğerdeldi, çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gecekondu, gündöndü, hünkârbeğendi, imambayıldı, karyağdı, külbastı, mirasyedi, papazkaçtı, serdengeçti, şıpsevdi, zıpçıktı vb.
Mevzu bahis nasıl yazılır tdk. Bunların hepsinden daha vahim olanı, Türkçenin bir bilim dili olarak ilerlemesini ve gelişmesini engelleyen yabancı dilde eğitim
8. Her iki kelimesi de -dı (-di / -du / -dü, -tı / -ti / -tu / -tü) belirli geçmiş zaman veya -r /-ar /-er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır: dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, uçtuuçtu; biçerbağlar, biçerdöver, göçerkonar, kazaratar, konargöçer, okuryazar, uyurgezer, yanardöner, yüzergezer vb.
Millet nedir, ne demektir, kısaca anlamı · 1. Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan
Bu kelime genellikle Türkmilleti şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı Türk milleti şeklinde olmalıdır. Doğru yazımı: Türkmilleti (Yanlış kullanım) Türk milleti (Doğru kullanım) Cümle içinde örnek kullanım: “Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal fikrinin layemut abidesidir.” – Atatürk Diğer Doğru Yazımlar
5. Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır: albeni, ateşkes, çalçene, çalyaka, dönbaba, gelberi, incitmebeni, sallabaş, sallasırt, unutmabeni; batçık, çekyat, geçgeç, kaçgöç, kapkaç, örtbas, seçal, tutkal, veryansın, yapboz, yazboz vb.
Türk Milleti diye yazılır. Çünkü; burada zaten bir millet ismi vermiş. Yani oradaki tek bir milletten, Türk Milletinden bahsetmiştir. Doğru yazımı; Türk Milleti şeklinde olmalıdır. bir kaç tane millet isimleri; ABD (Amerika Birleşik Devletleri) Rus milleti Alman Milleti Türk Milleti Millet ve Ulus eş anlamlı kelimelerdir. Özel isim ne demektir?
4. -a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf-fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek ve yazmak fiilleriyle yapılan tasvirî fiiller bitişik yazılır: düşünebilmek, sevebilmek; alıvermek, gülüvermek; uyuyakalmak; gidedurmak, yazadurmak; çıkagelmek, süregelmek; düşeyazmak, öleyazmak vb.
6. -an/-en, -r/-ar/-er/-ır/-ir, -maz/-mez ve -mış/-miş sıfat-fiil ekleriyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır: alaybozan, cankurtaran, çöpçatan, dalgakıran, demirkapan, gökdelen, yelkesen; akımtoplar, altıpatlar, barışsever, basınçölçer, özezer, pürüzalır; baştanımaz, değerbilmez, etyemez, hacıyatmaz, kadirbilmez, karıncaezmez, kuşkonmaz, külyutmaz, tanrıtanımaz, varyemez; çokbilmiş, güngörmüş vb.
b. Hayvan adları: danaburnu (böcek), akbaş (kuş), alabacak (at), bağrıkara (kuş), beşparmak (deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), kababurun (balık), kamçıkuyruk (koyun), kamışkulak (at), karagöz (balık), karafatma (böcek), kızılkanat (balık), sarıkuyruk (balık), yeşilbaş (ördek), sazkayası (balık), sırtıkara (balık), şeytaniğnesi, yalıçapkını (kuş), bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan), karadul (örümcek) vb.
Milletle ilgili, millete özgü, ulusal anlamına gelen ‘millî’ kelimesi de cümle içinde farklı kullanılan kelimelerdendir. Bu kelime genellikle milli şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı millî şeklinde olmalıdır. Doğru yazımı: milli (Yanlış kullanım) millî (Doğru kullanım) Cümle içinde örnek kullanım:
Birleşik kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik yazılırlar:
h. Oğlu, kızı sözleri: çapanoğlu, eloğlu, hinoğluhin, elkızı vb.
1. Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır: birbiri (< biri biri), kaynana (< kayın ana), kaynata (< kayın ata), nasıl (< ne asıl), niçin (< ne için), pazartesi (< pazar ertesi), sütlaç (< sütlü aş) vb.
UYARI: Bir sıfatla oluşturulan usul adlarında sıfat ayrı yazılır: ağır aksak, yürük aksak, yürük semai vb. Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik yazılır: İçişleri, Dışişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim Kurulu, Açıköğretim Fakültesi, Gaziosmanpaşa
ğ. Renk adları: baklaçiçeği, balköpüğü, camgöbeği, devetüyü, fildişi, gülkurusu, kavuniçi, narçiçeği, ördekbaşı, ördekgagası, tavşanağzı, tavşankanı, turnagözü, vapurdumanı, vişneçürüğü, yavruağzı vb.
Farsça kurala göre oluşturulan sözler bitişik yazılır: âlemşümul, cihanşümul; darıdünya, ehlibeyit, ehvenişer, erkânıharp, gayrimenkul, gayrimeşru, Kuvayımilliye, Misakımillî, suikast; cürmümeşhut, hamdüsena, hercümerç, hüsnükuruntu, hüsnüniyet vb.
-zede ile oluşturulmuş birleşik kelimeler bitişik yazılır: depremzede, afetzede, selzede, kazazede vb.
a. Bitki adları: aslanağzı, civanperçemi, keçiboynuzu, kuşburnu, turnagagası, açıkağız, akkuyruk (çay), alabaş, altınbaş (kavun), altıparmak (palamut), beşbıyık (muşmula), çobançantası, karnıkara (börülce), katırtırnağı, kuşyemi, şeytanarabası, yılanyastığı, akşamsefası, camgüzeli, çadıruşağı, ayşekadın (fasulye), hafızali (üzüm), havvaanaeli, meryemanaeldiveni vb.
Ev kelimesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: aşevi, bakımevi, basımevi, doğumevi, gözlemevi, huzurevi, kahveevi, konukevi, orduevi, öğretmenevi, polisevi, yayınevi vb.
Kurucumuzun orta yolu yolumuzdur. Milletiz nasıl yazılır. Doğru kullanımı millî şeklinde olmalıdır. Doğru yazımı: milli (Yanlış kullanım) millî (Doğru kullanım)
Şehir, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su, çay vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır: Akşehir, Eskişehir, Suşehri, Yenişehir; Atakent, Batıkent, Konutkent, Korukent; Çengelköy; Yenimahalle; Karadağ, Uludağ; Kocatepe, Tınaztepe; Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz; Acıgöl; Kızılırmak, Yeşilırmak; İncesu, Karasu, Sarısu; Akçay vb.
Bu kelime genellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne şeklinde yanlış yazılıyor. Doğru kullanımı Türkiye Büyük Millet Meclisine şeklinde olmalıdır. Türkiye Büyük
monash.pw;
ATEŞLE OYNAMAK YA DA MİLLİ EŞCİNSEL
TDK sözlüğe göre Milli: Milletle ilgili, millete özgü, ulusal gibi anlamları içerir.
“millî değer, millî dil, millî eğitim, , millî marş, millî mücadele, millî savunma, millî takım, ” vb. Birleşik kelimeler ve kavramlar ile okunduğunda bize ait olan ve olmasını isteyeceğimiz “şeyleri” ifade ettiği açıktır. Dolayısıyla bütün bir milletin değerleri ile çelişen, çatışan onlara ters olan herhangi bir şeyin “Milli” sıfatı ile tavsif edilmesi mümkün değildir.
O zaman başlık ne?
Yani sapkın bir cinsel davranış olan eşcinselliğin “Milli” diye nitelendirilmesi yahut eşcinsel bir sapkının milleti temsil etmesi mümkün müdür? Elbette değil. Hatta böylesi bir nitelemeye herkesin karşı çıkması gerekir. İtiraz edilmelidir.
Neden?
Nedene dair söyleyeceklerimiz ilginizi çekerse buyurun;
Doğru ile yanlışın, temiz ile kirlinin mücadelesi insanlık kadar eskidir. Yeryüzünde insan nesli var olmaya devam ettiği müddetçe devam edecektir. Bu mücadelede tarafsız kalmak diye bir şey mümkün değildir. Zira tarafsızlık mutlaka taraf anlamına gelir. İyinin ve doğrunun yanında yer almamak demek; kötünün, çirkinin ve batılın yanında yer almak demektir.
Son yıllarda bu sapkınlığa karşı yanlış diyebilmemizi engellemeye çalışan pervasız bir eşcinsel zorbalıkla karşı karşıyayız. Bu zorbalığı ise eşcinsellik lobisi üzerinden yürütülen bir küresel saptırma gücü ile yapıyorlar.
Kısaca Nedir Eşcinsellik?
Eşcinsellik (Homoseksüalite), cinsel isteklerini kendi cinsinden kimselerle yatıştırmak huyunda olan kimselerin yaptığı sapkınlıktır.
Anlaşıldığı üzere; cinselliğini hemcinsinden tatmin etmek ve Allah’ın yaratılışta belirlediği cinsiyetinden memnun olmama gibi bir sapmadan bahsediyoruz. Bunun doğal (fıtri) olduğunu söyleyebilmek elbette mümkün değildir.
Peki sebep?
Eşcinsellik genetik değil çevre faktörlerinin etkisiyle kazanılan yanlış bir cinsel kimlik sapmasıdır.
Eşcinsellik Tercih midir?
Yapılan bütün araştırmalarda “eşcinsellik geni” olarak ifade edilebilecek bir gen bulunamamıştır. Çünkü yoktur.
Dolayısıyla, İnsanı doğuştan eşcinsel yapan bir gen yoktur. Allah insanı bir kadın ve erkekten yine kadın ya da erkek olarak yaratmıştır. (Hucurat) Öyle de yaratmaya devam etmektedir. Eşcinselliğin doğuştan genetik olarak gelen bir durum olmadığı bilimsel olarak ortadadır. Peki, geriye ne kaldı?
Kişisel tercih.
Doğrusu modern çağın en katı ve tartışmasız putu bence“kişisel tercih putudur”. Bu öyle bir puttur ki; muhatabınız herhangi bir konuda“kişisel tercihim”dedikten sonra neredeyse artık hiçbir dini, ahlaki ya da ilmi argüman ileri süremezsiniz.
Bu durum eşcinsellik için de geçerlidir. Genetik olarak bir çıkış bulamayan eşcinsellik lobisi kişisel tercih putuna sığınmaktadır.
Lut kavminin torunuyuz”ile başlayıp,“benim bedenim”ile devam eden cümleleri hatırlıyoruzdur herhalde. Hatta,“velevki….”Diye başlayıp buraya yazmaya utanacağım şeylerle devam eden cümleler çok bilindik hale geldi maalesef. Yine, ahlaksızım, namussuzum, cenabetim şeklinde etik ve psiko-sosyal açıdan kirliliği ifade eden kelimelerle övünen sapkınlıklar da çok sık görülür oldu. Bütün bunların perdelenmesinde “Kişisel tercih” putunun tartışmasız görev üstlendiği de ortadadır sanırım.
Kanaatimizce eşcinsellik tercih bağlamında dahi değerlendirilecek olursa, en yalın hali ile“Allah’a kafa tutmaktır”.Yani Allah’a; “benim için seçtiğin ve beni yarattığın cinsiyeti kabul etmiyorum” demektir. “Benim bedenim, benim tercihim” diye slogan atmanın anlamlarından birisi de budur.
Ateşle oynamak kısmı;
Kişisel tercih kutsamasının zirvede olduğu bu çağda çok fazla şey eleştirilemez oldu. Hem de fikir özgürlüğü yaygarasının çakma ekran görüntüsüne rağmen. Mesela maddelersek şöyle bir tablo çıkmakta;
Sporcuların giyim kuşamları üzerinden söz söylemek milli davaya ihanet ve gericilik olarak görülüyor.
Erkek ve kadın Spor branşlarında nedense erkeklerin giyimi vücudun daha fazla yerini kapatıyor.
Her hangi bir spor dalında uluslararası başarı yakalamak kutsal bir zirve olarak görülmektedir.
Kızlarımıza örnek olarak gösterilen bayan voleybolculardan birisi hemcinsi ile cinsel arkadaşlık yapıyormuş. Yani eşcinsel sapıkmış. Şimdi bu durum da kızlarımız için örnek olsun mu? Allah korusun.
Yarın erkek ya da başka bir ödüllü sporcu eşcinsel sevgilisi ile karşınıza çıktığında bunu da hoş göreceksiniz denebilir mi? Tabi bu olaydan yola çıkarak
Olur mu öyle diyorlarsa; benim neye sevineceğime Dinim ve inancım karar verir diyen neden linç edildi..
Bu arada ben bayan cimnastik, voleybol vb sporları izlemeyi tercih etmiyorum. Zira erotikten bile öte görüntülerden yüzüm kızarıyor.
Bahsi kapatırken
Eşcinsel sapkınlığını hayasız ve pervasızca afişe eden, kızlarımızı buna teşvik eden bu ve benzeri ahlaksızların ülkemizi temsil imkanı ellerinden alınmalıdır. Aksi takdirde eşcinselliğe karşıyız diye ortalıkta gezinmenin siyasal ve sosyal açıdan hiç bir inandırıcılığı olmayacaktır.
Sportif ve akademik başarıyı yakaladığınızda istediğiniz sapkınlığı yapabilirsiniz mesajının apaçık ortada olduğunu görmemek mümkün değildir. Bilmem anlatabildim mi? Rabb'im çoluğumuzu çocuğumuzu korusun.
Bir ateşle oynama seansı olsa da birileri kral çıplak demeliydi. Ben onu yapmaya çalıştım.
Vesselam
Not: Eşcinsellik ve bağlı konulara dair daha detaylı bilgilere yazı “Gençlik Flört Sınavında” isimli kitabımızdan ulaşılabilir.
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN
monash.pw
Millî kelimesi günümüzde sklkla kullanlmaya devam eden kelimelerden bir tanesidir. Millî kelimesi köken olarak pek çok kelimede olduu gibi Arapçadr. Arapçada "millete mensup" anlamna gelen "mill" kelimesinden alntdr. Dilimize "millî" olarak geçen kelimede bulunan -î nispet eki, "milletle ilgili" anlamn karlar. Millî kelimesinin Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük'e göre anlam "Milletle ilgili, millete özgü, ulusal" eklindedir. Millî kelimesinin cümle içerisinde kullanmn örnek vermemiz gerekirse u ekilde bir kaç cümle kurabiliriz:
Türkçedeki çou kelimede olduu gibi millî sözcüünün de e anlamls vardr. Millî e anlamls olan sözcüü cümle içerisinde millî yerine kullanmamzda bir saknca yoktur. Cümlede millînin e anlamls kelimeleri kullanmak erhangi bir anlatm bozukluu oluturmayacaktr. Millî kelimesinin e anlam olan kelime:
Ulusal kelimesi Türkçe kökenlidir. "Ulus" kelimesine "+Al" ekinin eklenmesiyle türemitir. Ulusal kelimesi de gündelik hayatmzda tpk millî kelimesi gibi sklkla kullanlr. E anlaml kelimeleri bilmek hem anlatlmak isteneni anlamamzda hemde kendimizi daha iyi ifade edebilmemiz için önemlidir.
Millî kelimesinin e anlam olan ulusal ile örnek cümleler oluturmamz gerekirse u ekilde birkaç örnek türetilebilir:
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ