kaynağı değiştir]
Bu dönemin bazı romancıları konu bakımından ilk kez İstanbul dışına çıkmışlardır.Yazarlar genel olarak konuşma dilini kullanarak toplumsal konular işlemişlerdir. Ayrıca bu dönem şiirinde olduğu gibi roman anlayışında da milliyetçilik teması sık işlenmiştir. Bu dönem romanlarında realizm ve natüralizm akımlarının etkisi görülür.
Dönem romancılarından Halide Edip Adıvar millî mücadeleye katılmış,savaşlarda gösterilen kahramanlıklar ve direnişlerden yapıtlarında bahsetmiştir.Yazarın Ateşten Gömlek ve Vurun Kahpeye adlı romanları millî mücadeleden izler taşır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu eserlerinde ülke gerçeklerine eleştirel bir üslupla yaklaşmış, Yaban romanında Kurtuluş Savaşı dönemlerinden bahsetmiştir.
Ömer Seyfettin ise Efruz Bey romanında dönemin sahte aydınlarını eleştirmiştir.[4]
Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün gelişebilmesi için edebiyat konusunda uzman kişilere gereksinim duyulmaktadır. |
Millî Edebiyat DönemiII. Meşrutiyet ile Cumhuriyet’in ilk yılları arasında faaliyet gösteren edebiyat akımıdır. Genellikle Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in Genç Kalemler dergisinde savundukları Yeni Lisan Hareketi ile başlatılır. Dilde sadeleşme, şiirde aruzun yerine hece vezni, içerikte halkın sorunları ve yerli yaşam Millî Edebiyat Döneminin temelini oluşturur. Bu dönemde Türk edebiyatı Doğu ve Batı taklitçiliğinden kurtarılmaya çalışılmış, yalın bir anlatım benimsenmiştir. Ayrıca Türk kültürü ve tarihi, incelenmemiş bir hazine olarak kabul edilmiştir.
XX. yüzyıl Türk edebiyatında en çok bahsi geçen bir akım olmakla beraber belli kuruluş zamanı ve beyannamesi bulunmadığı, hatta mensuplarını tek bir grup olarak düşünmek kolay olmadığı için millî edebiyatın ne olduğu hususunda tartışmalar daha o zamanlar başlamış, Cumhuriyet’ten sonraki yıllarda da devam etmiştir. Bu sebeple Millî Edebiyat Dönemini, şahsiyetlerini ve eserlerini sıralamakta birtakım ayrılıklar bulunmaktadır. Millî edebiyat kavramının tarifi de bu akımın gelişme süreci içinde az çok değişikliğe uğramıştır. Fikir olarak çok defa aynı yılların Türkçülük ideolojisinin etkisiyle millî edebiyat ile milliyetçi edebiyatın birbirine karıştırıldığı da görülmüştür.[1]