milli mücadele hangi ilimizde başlamıştır / Kurtuluş yolu, 1919’un 100. yılına hazır | Türkiye Cumhuriyeti | İletişim Başkanlığı

Milli Mücadele Hangi Ilimizde Başlamıştır

milli mücadele hangi ilimizde başlamıştır

kaynağı değiştir]

Ana madde: Kuvâ-yi Milliye

Ayrıca bakınız: Bergama Baskını, Malgaç Baskını, Erbeyli Baskını, Erikli Baskını, Tellidede muharebeleri ve Akbaş Cephaneliği Baskını

İttihat ve Terakki yönetiminin, gizli bir teşkilat olan Teşkilat-ı Mahsusa vasıtasıyla Anadolu ve Rumeli'de savaş sonrası bir direniş hareketi örgütlediği anlaşıldı. Direnişin amacı, doğu illerinin Ermenilere, Ege bölgesinde bazı yerlerin Yunanlara ve Adana yöresinin Fransa kontrolündeki Suriye'ye verilmesini öngören girişimlere karşı mücadele etmekti. Yanı sıra, savaş yıllarında çeşitli yöntemlerle önemli servete ve yerel iktidara kavuşan İttihat ve Terakki yanlısı zümrelerin konumlarının korunması, savaş sırasında sürülen gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının geri dönmesinin önlenmesi, bundan dolayı çıkabilecek karışıklıklar nedeniyle İtilaf Devletleri'nin olası müdahalesine karşı konulması amaçlanmaktaydı.[kaynak belirtilmeli]

1919 başlarından itibaren Kuvâ-yi Milliye (millî kuvvetler) adıyla silahlanan bazı gruplar, Ege ve Karadeniz bölgesinde Rumlara, Güneydoğu'da ise Ermenilere karşı çatışmalara girdiler. Bu grupların çoğu 50 ila 200 kişilik düzensiz kuvvetlerden oluşmakta ve Teşkilat-ı Mahsusa üyesi olduğu bilinen kişilerce yönetilmekteydi.[kaynak belirtilmeli]

1919 Şubat ayında İtilaf İşgal Kuvvetleri Yüksek Komutanı Edmund Allenby, Anadolu'da asayişi sağlamak ve henüz teslim olmamış olan Ali Fuat Paşa komutasında Ankara'daki 20. ve Kâzım Karabekir Paşa komutasında Erzurum'daki 15. kolorduların teslim olmalarına ikna edilmeleri amacıyla, Birleşik Krallık ordusunun Suriye cephesinde Türk kuvvetlerini kısa sürede nasıl yendiğini bilen üst düzey bir Türk komutanının özel yetkilerle donatılarak Anadolu'ya gönderilmesini önerdi. 15 Mayıs 1919'da "Anafartalar Kahramanı" ve "Yaver-i Fahri Hazret-i Şehriyari (Padişahın Onursal Yaveri)" MirlivaMustafa Kemal Paşa, 9. Ordu komutanı ve Anadolu Genel Müfettişi sıfatıyla, padişah VI. Mehmet Vahdettin tarafından Anadolu'ya gönderildi.[kaynak belirtilmeli]

İzmir'in işgali, Mayıs 1919[değiştir kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız: I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri

I. Dünya Savaşı'na Almanya ile birlikte giren Osmanlı Devleti, Çanakkale Savaşı'ndaki başarılı savunmaya, Irak'ta Kût'ül-Amâre'de Britanya ordusunu kuşatıp esir almasına ve savaşın son aylarında Kafkasya Cephesi'ndeki başarılara rağmen savaşın son günlerinde Filistin Cephesi'nde Edmund Allenby komutasındaki Birleşik Krallık ordularına karşı Nablus Hezimeti'ne uğramıştı. Yıldırım Orduları Grubunun 18 Eylül 1918'deki bu bozgundan sonra Liman von Sanders komutanlıktan istifa etmiş ve yerine Padişah tarafından kendisine Yaver-i Fahri Hazret-i Şehriyarı unvanı da verilen Mustafa Kemal Paşa atanmıştı. Bununla birlikte 1 Ekim 1918'de Şam, 16 Ekim 1918'de Hama ve Humus, 25 Ekim 1918'de de Halep kaybedildi.[71][sayfa belirt]

Suriye cephesinin çöküşü üzerine İttihat ve Terakki hükûmeti 8 Ekim 1918'de istifa etti. Hükûmet ileri gelenlerinden Talat, Enver ve Cemal Paşalar yurt dışına kaçtılar. Genel af ilan edilerek, sürgün ve hapisteki muhaliflerin İstanbul'a dönüşüne izin verildi. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı hükûmeti yenilgiyi kabul etti.[72]

Mondros Mütarekesi gereğince İtilaf Devletleri'ne güvenlikleri gereği istedikleri yerleri işgal etme yetkisi tanınıyordu. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandığında Musul ve çevresi henüz Ali İhsan Sabis Paşa komutasındaki Türk birliklerinin idaresindeydi. Ateşkesten sonra Britanyalılar, Musul ve Zaho'daki sivil Hristiyanların topluca öldürüldüğünü iddia ederek Türk birliklerinin Musul'u terk etmesini istediler. Ali İhsan Sabis Paşa, bu isteği reddetti ancak Suriye ve Şam cephesinde Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Yıldırım Orduları grubu daha fazla kayıp vermemek için Adana'ya kadar çekilmesi neticesinde demiryolu ikmal hatlarının kesilmesi üzerine ve İstanbul hükûmetinin de bu yolda emir vermesinden sonra Musul'u bırakıp Nusaybin'e kadar çekildi. Britanya askerleri hiçbir direnişle karşılaşmadan Musul'a girdiler. İstanbul'dan benzer bir emir Mustafa Kemal Paşa'ya da Çukurova bölgesini terk etmesi için gelmişse de Mustafa Kemal Paşa, Adana'yı boşaltmamış ve Harbiye Nezaretiyle yaptığı telgraflaşmalarda emrin kanunsuz olduğunu söyleyerek emre direnmişti. Harbiye Nezareti, kendisini görevden alıp karargaha çağırdığında ordunun bir kısım silahlarını halka dağıtarak düşman eline geçmesine mani olmuştu. Bazı silahlar ise, Anadolu'da bir düşman direnişinde kullanılmak üzere Teşkilat-ı Mahsusa elemanları tarafından daha güvenli olan Doğu Cephesi'ne taşınmıştı. Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'a dönmesinden sonra Ali Fuat Paşa, emrindeki 20. Kolordu'yu teçhizatıyla birlikte önce Konya'ya sonra da Ankara'ya getirerek İstiklal Savaşı hazırlıklarına başladı. Bu sırada Kâzım Karabekir Paşa da emrindeki 15. Kolordu'yu terhis etmemiş ve Erzurum'da savaşa hazır tutmaktaydı.

İstanbul'un işgali, Kasım 1918[değiştir

Kurtuluş Savaşı hangi olay ile başlamıştır? Kurtuluş Savaşı'na resmi olarak son veren antlaşma nedir?

Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde gerçekleşmiş ve ilk kez 19 Mayıs 1919 'da Samsun'a çıkması ile başlamıştır. 3 yıl süren büyük kayıplar ve uğraşlar ile Türk milleti bağımsızlığının sembolü olan bu zafere ulaşmıştır. Kurtuluş Savaşı aynı zamanda Türk Devleti'nin ilk kez İtilaf Devletleri tarafından tanınmasını ve resmi olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI KRONOLOJİSİ

O yıllarda Anadolu toprakları İtilaf Devletleri tarafından işgal altına alınmış ve dönemin hükümeti olan İstanbul Hükümeti yönetimde aktif ve söz sahibi değildir. Bu durum içerisinde Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin tam bağımsızlığına kavuşması için halkı ve düzenli orduları göreve çağırmıştır. İlk adımda Mustafa Kemal Atatürk Samsun'a çıkarak tam bağımsızlığın meşalesini yakmıştır. Bu adımı takiben Amasya ve Havza genelgeleri yayınlanarak milli bilincin halk ve ordu arasında da yaygınlaşması amaçlanmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın neden olması gerektiği, amacı ve kazanmak için ihtiyaç duyulan yöntemler Amasya Genelgesi'nde detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Amasya Genelgesi'nin ardından da hem Erzurum'da hem de Sivas'ta bizzat Atatürk'ün katılımıyla kongreler yapılmıştır.

KURTULUŞ SAVAŞI HANGİ OLAY İLE BAŞLAMIŞTIR?

Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı ordusu güç kaybetmiş ve İtilaf Devletleri tarafından işgaller başlamıştır. İstanbul Hükümeti'nin de yönetimde yetersiz kalması bir kurtuluş mücadelesini zorunlu kılmıştır. 15 Mayıs 1919 yılında İzmir'in Yunanlıların işgali altına girmesi ise milli bağımsızlık düşüncesinin kaçınılmaz olduğunu göstermiş ve bu olay Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Ancak kimi kaynaklarda Kurtuluş Savaşı'nı başlatan olay Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıkması olarak kabul edilir. Kurtuluş Savaşı 11 Ekim 1922'de sona ermiş, Türk milleti ve ordusu 3 yıl süren savaş sonunca tam bağımsızlığına kavuşmuştur.

KURTULUŞ SAVAŞI OLAYLARI OLUŞ SIRASI

İzmir'in 15 Mayıs 1919 yılında Yunanlılar tarafından işgal edilmesiyle birlikte Kurtuluş mücadelesi düşüncesi ortaya atılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu ve İstanbul Hükümeti'nin de görevini yerine getirmediği beyanları ile 3 cephede Kurtuluş Savaşı'nı başlatma kararı almıştır. 19 Mayıs 1919 yılında Samsun'a çıkan Atatürk, böylece kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştır. Mustafa Kemal Atatürk ve Türk ordusu Doğu'da Ermenilerle; Güney'de Fransızlar ve Ermenilerle; Batı'da ise Yunanlılarla mücadele etmiştir. İzmir'in işgali ile açılan Batı cephesinde Kuva-i Milliye birlikleri ile savaştaki en önemli başarılar elde edilmiştir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında Amasya ve Havza genelgeleri ile savaşın nedenlerini anlatmış,

Sivas ve Erzurum kongreleriyle de Türk milletinde bağımsızlık ve milli bilincin oluşması için çalışmalar yapmıştır. 23 Nisan 1920'de Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı Mebusan Meclisi'nin çalışmalarına son vererek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını gerçekleştirmiştir. Ardından Kars, Sarıkamış geri alınarak Gümrü Anlaşması imzalanmıştır. Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile düşman orduları yenilgi almaya devam ederken, Sakarya Meydan Savaşı ile Sakarya'nın doğusu Yunanlılardan temizlenmişti. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Savaşı ile zayıflayan Yunan ordusu 9 Eylül'de İzmir'de mağlup edilmiş ve İzmir tam bağımsızlığına kavuştu. Alınan bu askeri başarılar sonucunda 11 Ekim 1922 tarihinde Mudanya Mütarekesi imzalandı. Savaşın bitişinin resmi olarak kabul edildiği anlaşma ise Lozan Antlaşması olarak kayıtlara geçti.

Kurtuluş Savaşı Kahramanları, Kurtuluş Savaşı Tarihi, Cepheleri, Sebepleri ve Sonuçları

Milli Mücadele'nin ilk adımı 101. yılında

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, milli mücadele planlarıyla, 19 Mayıs 1919'da ilk adımı attığı Samsun, 101. yılında da ulusal kurtuluş mücadelesindeki rolünün ve Büyük Önder'in izlerini gururla taşıyor.

AA muhabirinin tarihi kaynaklardan derlediği bilgilere göre, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında, 30 Ekim 1918 akşamı Mondros Mütarekesi imzalanır. Çanakkale'de Türk askerinin destan yazmasına rağmen, düşman gemileri Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a demirler, 15 Mayıs 1919'da İzmir İşgal edilir.

                    

Karadeniz Bölgesi ise işgal güçlerinin iştahını kabartmaktadır. İngiltere, Yunanistan'ın Karadeniz kıyılarında bir Pontus Rum devleti kurma isteğine destek vermektedir. Mondros Ateşkes Antlaşması'nın, "İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır." maddesi Rum çetelerine güç verir.

Samsun ve çevresindeki Rumlar, 17-18 Mart 1919 tarihinde Samsun'a asker çıkaran İngilizleri de arkalarına alıp, yaptıkları çete baskınlarıyla kargaşa çıkararak bölgeyi İtilaf Devletleri'nin işgaline açmak istemektedir.

1919 yılının mart ve nisan aylarında Rum çetelerinin saldırıları artmaya başlar ve Türk çetelerinin kargaşa çıkardığı iddia edilerek İngilizler, Osmanlı hükümetine 21 Nisan 1919'da bölgede asayişin sağlanması için nota verir. "Eğer siz asayişi sağlayamazsanız biz Samsun'a çıkıp bölgeyi işgal edeceğiz" anlamı taşıyan notanın ardından Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilir.

İstanbul Şişli'deki evinden 16 Mayıs'ta annesi ve kardeşi ile vedalaşarak ayrılan Mustafa Kemal Atatürk'e, vapura binmeden, "Bandırma Vapuru'nun Karadeniz'de batırılacağı" istihbaratı iletilir.

Atatürk, o gün yaşadıklarını şöyle anlatır:

"Bir an yalnız kaldım ve düşündüm. Bu dakikada düşmanların elinde idim. Bana her istediklerini yapamazlar mıydı? Beynimden bir şimşek geçti. Tutabilirler, sürebilirler, fakat öldürmek! Bunun için beni Karadeniz'in coşkun dalgaları arasında yakalamak lazımdır. Bu ihtimal mantıklı idi. Ancak benim için artık yakalanmak, tutuklanmak, sürülmek, düşüncelerimi yapmaktan alıkonmak hepsi ölmekle denk idi. Hemen karar verdim, otomobile atlayarak Galata rıhtımına geldim."

Büyük Önder, zihnindeki kurtuluş mücadelesi planlarıyla, Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan yola çıkar. Bandırma Vapuru, Kız Kulesi önünde durdurulur. İtilaf devletleri askerleri vapurda denetim yaptıktan sonra Bandırma Vapuru yoluna devam eder. Mustafa Kemal, kaptan İsmail Hakkı Durusu'ya, sahile yakın bir rota çizmesini söyler.

Bandırma Vapuru, üç gün sonra Sinop'a varır. Mustafa Kemal Sinop'ta karaya çıkar. Samsun'a kara yoluyla gitmek için yolun durumunu ve araç sorar. Ancak ne yol ne araç vardır. Aldığı bu yanıtla Mustafa Kemal ve beraberindekiler tekrar vapura binerler.

Samsun'a varış

19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Bandırma Vapuru Samsun sahiline demir atar. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, ilk olarak Havuzlu İsmail'in kullandığı sandalla Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey karşılar.

Birinci Dünya Savaşı'nda Ruslar tarafından kentin bütün iskeleleri bombalanmış ancak bir tek kentte sigara üreten Fransızlara ait Reji İskelesi sağlam kalmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları, Samsun'a ilk adımlarını, diğer adı Reji İskelesi olan Tütün İskelesi'nden atar.

Karakaş Mustafa lakaplı kayıkçının karaya çıkardığı Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun'da küçük bir grup karşılar. Karşılamada Samsun Mutasarrıfı İbrahim Ethem Bey bulunmamaktadır. Mutasarrıf rahatsız olduğunu belirterek yerine Muhasebe Müdürü Osman Bey'den heyeti karşılamasını ve ağırlama işleriyle ilgilenmesini istemiştir.

"Dokuzuncu Ordu Kıtaları Müfettişi ve Padişahın Fahri Yaveri Mirliva Mustafa Kemal Paşa" unvanı ile Mustafa Kemal, "Saat 08.00'de Samsun'a ulaşarak görevine başladığına" dair İstanbul'a telgraf gönderir.

Mustafa Kemal ve arkadaşları kalabalık oldukları için tek otele yerleştirilemezler. Atatürk ve maiyetindekilerden bir kısmı, Jean İonnis Mantika'ya ait olan ''Mantika Palas''a yerleştirilir, diğerleri ise bugünkü Samsun Ticaret ve Sanayi Odasının yerinde bulunan o zamanki Karadeniz Oteli'nde kalır.

Havza'ya geçiş

Atatürk Samsun'da 6 gün kalır, 25 Mayıs'ta Havza'ya geçer. İngilizleri şüphelendirmemek için Atatürk, böbrek sancılarının artttığını ve Havza'nın kaplıcalarının kendisine iyi geleceğini belirterek kentten ayrılır.

Atatürk ve arkadaşları, eski bir araçla Havza'ya doğru yola çıkar. Yollar bozuktur ve araç birkaç kez arızalanır. Araçtan inen Atatürk ve arkadaşları, doğanın güzelliğine kendilerini kaptırarak bir süre "Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar, güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar" marşını söyleyerek yol alır.

Mustafa Kemal, Havza'da Mesudiye Oteli'nde, beraberindekiler ise Ali Osman Ağa'nın konağında ağırlanır.

Atatürk, Havza'da Milli Mücadele'yi örgütlemek için uygun ortamı bulur. İlk Müdafa-i Hukuk Cemiyeti, Havza'da kurulur. Teşkilat, ilk toplantısını "Taş Mektep" yani şimdiki Merkez İlköğretim Okulunda yapar. İlk miting Havza'da yapılır. Mustafa Kemal Paşa'nın talimatıyla gerçekleştirilen mitingde, İzmir'in işgali protesto edilir. İlk genelge yine Havza'da yayımlanır, 28 Mayıs'ta yayımlanan Havza Genelgesi, tüm valilikler, kolordu komutanlıkları ve bağımsız mutasarrıflıklara gönderilir.

Havza Genelgesi, Atatürk'ün Samsun'a çıktıktan sonra ilk resmi tepkisi olması dolayısıyla tarihte büyük öneme sahiptir. Atatürk, bu genelgeyle halkın işgallere tepki göstererek milli bilincin uyandırılmasını amaçlamıştır. Bir sonraki durağı Amasya olacak Mustafa Kemal, 18 gün boyunca Havza'da Milli Mücadele için önemli adımlar atar.

Havza'daki hareketlilikten haberdar olan İngilizlerin yaptığı baskı ile Atatürk, Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevinden alınır. İlk adımları teker teker atarak yoluna devam eden Atatürk, Havzalılara sivil olarak veda eder.

Atatürk, 24 Eylül 1924'te Havza'ya ikinci gelişinde, Havzalılara şöyle seslenecektir:

"Sizinle en elemli, en yeisli günlerde tanıştım. Aranızda günlerce kaldım. Bana mazinin hatırasını tekrarlatan şu daire içinde kıymetkar mesai ve muavenetinizden pek müstefit oldum. Eğer Havzalıların o samimi ve metin hüsnükabulleri olmasa ve eğer Havza'nın nafi şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhiyem üzerinde müspet bir tesir bırakmasaydı, emin olunuz ki, inkılap için çalışamayacaktım. Bundan dolayıdır ki Havza ve Havzalılara çok şey borçluyum. Kalbi rabıtam ebediyen saklayacak ve sizi hiç unutmayacağım. İlk cüreti, ilk cesareti gösteren sizlersiniz. İnkılap ve Cumhuriyet tarihinde kahraman Havza'nın ve Havzalıların büyük bir yeri vardır."

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı ve Kurtuluş Mücadelesi'ni başlatışı, Cumhuriyet'in ilanından sonra 1938 tarihine kadar ''Gazi Günü'' adıyla Samsun'da yerel olarak kutlanır.

Daha sonra ise Atatürk'ün Milli Mücadele'yi başlatmak üzere 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basması, 20 Haziran 1938'de çıkarılan bir kanunla milli bayram olarak kabul edilir.

Milli Mücadele'nin ve Mustafa Kemal'in Samsun'daki izleri

Milli Mücadele'yi başlatan kişileri Anadolu'ya taşıyan Bandırma Vapuru'nun orijinal planları kullanılarak inşa edilen birebir kopyası, Samsun sahilinde müze gemi olarak ziyarete açık tutuluyor.

Doğu Park'ta düzenlenen alanda ziyarete açılan müze gemi Bandırma Vapuru, özellikle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla kente gelen ziyaretçilerden büyük ilgi görüyor.

Bu yıl koronavirüs salgını nedeni ile müze gemi ilk kez 19 Mayıs'ta ziyarete kapalı olacak.

Günümüzde, Atatürk'ün ilk adımı attığı nokta, artık dolgu sahası. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından önceki yıllarda dolgu sahasına "Kurtuluş Yolu" yapılarak, Tütün İskelesi yeniden inşa edildi. Tütün İskelesi'nde ilk adımı temsilen Atatürk ve silah arkadaşlarının ve onları karşılayanların bal mumu heykelleri yer alıyor.

Tütün İskelesi'nden başlayan "Kurtuluş Yolu" ise Atatürk'ün Havza'ya geçiş güzergahını takip ediyor.

Atatürk'ün Samsun'a gelişinde kaldığı Mantika Palas, uzun yıllar ''Mıntıka Palas'' olarak adlandırıldı ve bugün Atatürk'ün eşyalarının sergilendiği Gazi Müzesi olarak o güne ait izleri canlı tutuyor.

Mustafa Kemal Paşa'nın Havza ilçesinde 25 Mayıs-13 Haziran 1919 tarihlerinde karargah olarak kullandığı ve Milli Mücadele'nin ilk karargahı sayılan ev ise günümüzde "Havza Atatürk Evi" olarak tarihin izlerini yansıtıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır