milli mücadelede güney cephesi hangi antlaşma ile kapanmıştır / Millî Mücadele'de Güney Cephesi - Atatürk Ansiklopedisi

Milli Mücadelede Güney Cephesi Hangi Antlaşma Ile Kapanmıştır

milli mücadelede güney cephesi hangi antlaşma ile kapanmıştır

kaynağı değiştir]

Ana madde: Antep Kuşatması

Antep'te bir Fransız subay ile beş Türk esir. Subayın sağında Fransız koloni güçlerinden bir asker, solunda Fransız Ermeni Lejyonu'ndan apoletli bir yardımcı var. ()

Fransızlar 1 Nisan 'da Antep'i işgal ettiler. yılının nisan ayı başında Türk milli kuvvetleri kentte bir ayaklanma başlatarak Fransızlara karşı direnişe geçmiştir. On ay kadar süren direniş esnasında Fransızların kente mermi attığı ve Türk tarafında kişinin öldüğü anlatılır. Fransızlar, kenti yoğun olarak top ateşine tutmuş, Suriye'de bulunan birliklerinden destek almışlar fakat Antep'e girme konusunda askerî bir başarı gösterememişlerdir.

30 Mayıs 'de Fransızlarla bir ateşkes imzalanmış ise de 17 Haziran'da çatışmalar tekrar başlamış ve aralıklarla sonuna dek sürmüştür.

yılında, I. Dünya Savaşı başladığı zaman Gaziantep 83 bin nüfuslu bir liva merkezi idi. 30 Ekim 'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile İtilaf Devletleri paylaştıkları topraklara sahip olmak amacıyla harekete geçerken, 17 Aralık 'de İngilizler Antep'e girmiştir. Bir yıl süren bu işgale Fransızlar tepki göstermiş, eylülünde İngilizlerin Musul üzerindeki “nezaret hakkı”ndan vazgeçmeleri ile önce Suriye daha sonra Antep, Urfa ve Maraş boşaltılmıştır. Bunun ardından Fransızlar 29 Ekim 'da Kilis'i, 5 Kasım 'da Antep'i işgal ettiler.

yılının başında ise ünlü Antep Savunması başlamış oldu. 1 Nisan 'de başlayan Antep savunması 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ermiştir. Savunma süresince Fransızlar şehre mermi atmış, Antepli ölmüştür. Konstantin'in Kasım 'de Yunan tahtına dönüşü ile Fransa, Türkiye'yi destekleme ve barış yaparak bölgeden çekilme kararı almıştır. Bölgedeki savunma sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi 6 Şubat tarihli toplantısında Antep'e "Gazi" unvanını vermiştir. Türk ve Fransız tarafları bunun üzerine mutabakata varmak üzere pazarlık yapmaya koyulmuş ve 9 Mart 'de Bekir Sami-Briand Anlaşması hazırlanmıştır. Ancak bu anlaşmanın TBMM tarafından imzalanmaması üzerine 15 Mart tarihinde Londra'da Türk Dışişleri Bakanı ve Fransız delegasyonu Antep, Adana ve çevrelerinin Türklere geri verilmesi hususunda yeni bir mutabakat sağlamıştır. Nitekim bu antlaşma 20 Ekim 'de imzalanan Ankara Antlaşması ile son şeklini almış ve 25 Aralık 'de son Fransız askerî Antep'ten ayrılmıştır.

Ankara Antlaşmasını imzalayan Henry Franklin-Bouillon: "Biz Türklerle antlaşma yaparken onlar özellikle İngilizlerle ve İtalyanlarla da benzer bir anlaşma yapma sürecindeydiler. Fransa'yı tercih etmeleri, bize duydukları aşk için değil, bizim daha uzlaşmacı davranmamız sebebiyle oldu. Böylece Fransa'nın ahlaki ve ekonomik etkisi, belirli bir bölgeye uygulanmak yerine tüm ülkeye yayılacaktır. Ve eğer bugün Ankara'da bir tehlike varsa, onu yaratan sizsiniz(Müttefikler/İtilâf). Bu sadece Yunanların İzmir'e gönderilmeleriyle veya Müttefiklerin (İngilizlerin) Anadolu'da son derece kararsız ve zayıf bir politika takip etmeleriyle değil, aynı zamanda Müttefiklerin, Rusların ve Amerikan şirketlerinin doğudaki çıkarlarını uyumlu hale getirmenin imkansızlığı içinde Kemalistlere verdikleri maddi ve manevi yardımlarla onlara gerçek bir güç olma fırsatı sağlamalarıyla oldu." Franklin Boullion'a göre, Türkiye, Enver ve Talat'ın işlediği suçlardan sorumlu değildi. Türk halkı istemeden savaşa girmişti. Asıl suçlu Türkleri Almanya ile birlikte ittifak yapmaya zorlayan Müttefikler yani İngilizlerdi.[9] Öte yandan Fransa, baş düşmanı olan kral Konstantin'in Kasım seçimleri sonucu Yunan tahtına geri dönmesiyle Yunanistan'a yapılan tüm kredileri ve desteği durdurmuş, Türkiye'ye karşı politikasını değiştirmiş ve Yunanistan'a karşı Türkiye'yi destekleme kararı almış, ayrıca Mart Londra Konferansı'nda da Trakya ve İzmir'in Türklere verilmesi gerektiğini savunmuş, milli mücadele yanlısı bir tutum sergilemiştir.[10][11][12][13][14][15][16]

Dışişleri Bakanı, Yusuf Kemal Tengirşenk:

«&#;Fransa Yunanlılara karşı, bilhassa Konstantin döndükten sonra (Kasım ) daima onlara düşman ve bizim lehimize hareket etti. Bu son konferans esnasında, Paris'te toplanan konferansta malumu âliniz İngilizler Boğazların muhafazasını Yunanlılara terketmek istiyorlardı. Bundan maksatları, biz bu külfetten kurtulalım, Yunanlılara bırakalım diyerek bir teklif etmişler. İtalya ve Fransa reddetmişler, mâhirâne bir surette reddetmişler. Demişler bu meseleyi ehli hibreye (askerlere) havale edelim. Askerler Boğazların muhafazası için az askerle bu işin mümkün olacağını söylemişler. O sırada Fransa başbakanı Mösyö Aristide Briand; "Eğer Yunanlılar İstanbul'a ve Boğazlara girecek olursa Suriye'de bulunan askerler dahi Türkiye ordusuna katılıp onlarla beraber Yunanlılara karşı müdafaa edeceklerdir." Bu sözler müzakere icra etmekte olduğumuz bir zatın bize söylemiş olduğu sözleridir.[17]&#;»

Urfa[değiştir

Güney Cephesinde kimlerle savaşıldı? Güney Cephesinde hangi ülkeler vardı?

Güney Cephesinde kimlerle savaşıldı? Güney Cephesinde hangi ülkeler vardı? Soruları sıkça araştırılmaya başlandı. Kurtuluş Savaşı, ülkemizin milli bağımsızlığa ulaşmak amacı ile verdiği büyük bir savaştır. Kurtuluş Savaşı ile yılları arasında gerçekleşmiş olup, 3 temel cepheden oluşmaktadır. Kurtuluş Savaşı Cephleri; Doğu Cephesi, Güney Cephesi ve Batı Cephesidir. Peki, Güney Cephesinde kimlerle savaşıldı? Güney Cephesinde hangi ülkeler vardı? İşte Kurtuluş Savaşı cephelerine dair merak edilen tüm soruların yanıtları

GÜNEY CEPHESİNDE HANGİ ÜLKELER VARDI?

Güney Cephesinde mücadele, Fransızlara ve Ermenilere karşı yapılmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması neticesinde güney bölgesi başta İngilizlere, daha sonra ise Fransızlara bırakılmıştır.

GÜNEY CEPHESİNDE KİMLERLE SAVAŞILDI?

Güney Cephesinde mücadele, Fransızlara ve Ermenilere karşı yapılmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması neticesinde güney bölgesi başta İngilizlere, daha sonra ise Fransızlara bırakılmıştır. Lakin Fransızların bölgede bulunan halka kötü muamelelerde bulunması, ayrımcılık yapması ve Ermeniler ile olan iş birliği neticesinde güney cephesi kurulmak zorunda kalmıştır. Güney bölgesinde yaşayan halkın direnişleri neticesinde önce 11 Şubat tarihinde Maraş, 10 Nisan 'de ise Urfa şehirleri Fransız işgalinden kurtarılmıştır. Güney cephesinde ise ayrıca Antep şehri büyük bir direniş göstermiştir. 9 Şubat tarihinde Antep ili de yaklaşık kişiyi ve Üsteğmen Mehmed Said Bey'i de şehit vererek, düşman işgalinden kurtulmuştur. Zira bu yüzden günümüzde bu iller Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Gaziantep olarak bilinmektedir. Bu başarıların ardından ise Sakarya zaferi ile birlikte 20 Ekim tarihinde Fransızlar ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır.

Ankara Antlaşması ile Hatay ve İskenderun dışında kalan güney illerinden Fransızlar çekilmiştir. Böylece güney cephesi de kapanmıştır. Ankara Antlaşması, İtilaf Devletleri üyelerinden biri ile yapılan ilk antlaşmadır. Bu nedenle de oldukça önemli bir role sahiptir. Zira bu antlaşma ile birlikte Fransa, Misak-ı Milli'yi ve TBMM'yi tanıyan ilk İtilaf Devleti olmuştur. Böylece İtilaf Devletleri bloğu ilk defa parçalanmıştır.

Güney cephesinin en önemli özelliği, bu cephenin yöre halkının seferberliği neticesinde kazanılmış olmasıdır. Zira güney cephesi, diğer cephelerin aksine, düzenli ordunun katkısı olmadan kazanılmıştır. Yani güney cephesi Kuva-i Milliye'nin en etkili olduğu cephedir. Güney cephesinin kapanması ile birlikte, buradaki birlikler de batıya kaydırılmıştır.

#Güney Cephesi, Kurtuluş Savaşı

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır