mirac gecesi anlamı / Miraç Kandili'nin önemi nedir? Miraç kandili anlamı ne demektir?

Mirac Gecesi Anlamı

mirac gecesi anlamı

Miraç kandili nedir; değerlendirilmesi hakkında bilgi verir misiniz? Kandil geceleri nasıl değerlendirilmeli, hangi ibadetler yapılmalıdır?

MİR'ÂC KANDİLİ

Allah’ın emriyle Peygamber Efendimiz (sas)’in rûhen ve bedenen, Burak(1) isimli semavî bir binite binerek Cebrail ile birlikte Mekke’deki Mescid–i Haram’dan Kudüs’teki Mescid–i Aksa’ya (Beytü’l–Makdis) kadar yapmış olduğu gece yolculuğuna –ki buna İsradenilir–, oradan da bir mi’râcla (manevî asansör) yedi kat göklere yükselip tâ Sidretü’l–Müntehâ’ya ulaşması, burada Cebrail’i arkada bırakıp Refrefdenilen ledünnî binitle Allah’ın huzuruna varıp O’nun Zât–ı Akdes’ini yakînen müşahede etmesi ve zaman–mekân üstü konuşması olaylarına mi’râc denilir.

İki aşamalı bu gökler ötesi yolculuk, peygamberliğin yılında, hicretten on sekiz ay önce, mübarek üç ayların ilki olan Recep ayının gecesinde (Regâib gecesinden yirmi küsur gün sonra) gerçekleşmiştir. Kadir Gecesi'nin de Ramazan’ın gecesi olması ile aralarında çok gizemli bir tevafuk vardır. Bediüzzaman Hazretleri: “Mi’rac gecesi ikinci bir Kadir Gecesi hükmündedir.”(2) sözleriyle, bu gecenin Kadir Gecesi'nden sonra en kutsal bir gece olduğunu belirtmişlerdir. Ebu Talip’in ve Hatice (ra) validemizin vefatı ile çok hüzünlenen, müşriklerin üç yıl süren ablukası ve Tâiflilerin saldırıları karşısında daralan Allah Rasûlü (sas) (ve mü’minler), bu mi’rac olayı ile çok muhteşem bir teselliye ve ihsan–ı İlâhîye ve nail olmuştur. Üç ayların ilk kandili Regaip Gecesi, ikincisi mi’rac gecesidir. Regaib Gecesi, Zât–ı Ahmediye’nin terakki hayatının başlangıcının ünvanıdır. Mi’rac gecesi de Zât–ı Ahmediyenin terakki hayatının zirve noktasının ünvanıdır.(3)

Kur'ân–ı Kerim’de İsrâ suresi (17/1) bu İsrâ olayını anlatır. Necm suresi de İsrâ’nın devamı olan Mi’râc hadisesini anlatır.(4) Âyetlerde biraz da kapalı olarak anlatılan bu esrarengiz yolculuğu, Peygamberimiz (sas) bir çok hadîslerinde detaylarıyla anlatmışlardır.(5)

Bir gece Kâbe–i Muazzama’nın Hatîm mevkiinde yatarken, Cebrail (as) gelip mübarek göğüslerini yardı, kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içini iman ve hikmetle doldurup eski hâline koydu. Sonra beyaz bir binek Burak ile (normalde bir aylık mesafedeki) Mescid–i Aksa’ya uçtular. Orada bütün peygamberlerin ruhlarına imam olup namaz kıldırdı. Bu, onların şeriatlerinin asıllarına mutlak varis olduğunu ifade ediyordu.(6) Bir de kendisine su, şarap ve süt takdim edildi. O, fıtrî ve tabiî olan sütü içti. Bu ise ümmetinin doğru yola iletildiğini ifade ediyordu. Ardından yüceliklere yükseltici bir mi’rac (manevî asansör) ile göklere çıkartılıp yedi kat semaları bir bir dolaştırılmıştır.

1. kat semada: Hz. Adem’le, 2. katta Hz. İsa ve Hz. Yahya, 3. katta Hz. Yusuf, 4. katta Hz. İdris, 5. katta Hz. Harun, 6. katta Hz. Musa ve 7. katta Hz. İbrahim ile görüştü.

Melekleri, cennet ve cehenneme kadar bütünüyle ahiret hayatını müşahede etti. Bütün mülk ve melekût âlemlerini dolaştı.(7) Cebrail daha sonra Peygamberimiz (sas)’i daha da yükseklere çıkardı, öyle bir fezaya vardılar ki kaderleri yazan kalemlerin cızırtıları duyuluyordu. Nihayet varlıklar âleminin son sınırı olan sidretü’l–müntehâya ulaştılar. Cebrail: “İşte burası sidretü’l–müntehâdır. Ben buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam, yanarım.” dedi. Peygamberimiz (sas)’e Sidre’de dört kutsal nehir ve her gün yetmiş bin meleğin ziyaret ettiği Beyt–i Ma’mûr gösterildi. Sonra kendisine şarap, süt ve bal dolu üç bardak sunuldu. O, yine sütü tercih etti. İçtiği süt, onun ve ümmetinin fıtratı, yani hilkat–i İslâmiyesiydi.

Ayrıca şehitlerin ve muttakilerin cenneti olan Cennetü’l–Me’vâ’yı temaşa etti. Cebrail’i geride bırakan Zât–ı Ahmediye aleyhisselatü vesselam, burada Refref’e binerek Arş–ı A’lâ’ya urûç etti ve tâ kâbe kavseyn olarak belirtilen “imkân dairesinin bitiş, vücûb dairesinin başlama sınırına” ulaştı. Huzûr–u Kibriya’da Zât–ı Akdes’e ok yayının iki ucu kadar, hattâ daha fazla yaklaştı.(8) Cemâlullah’ı perdesiz ve vasıtasız olarak müşahede etti, Onunla zaman ve mekândan münezzeh olarak bîkem u keyf konuştu. Daha sonra tekrar Refref’le Sidre’ye geri döndü. Orada Cebrail’i asıl hüviyetiyle –tıpkı ilk defa Hira’da gördüğü şekliyle– gördü.(9) Müteakiben de yine Cebrail ile birlikte göz kırpması kadar kısa bir zaman parçasında dünyaya nüzûl eylediler.(10)

“Ben mi’racdan daha güzel bir şey görmüş değilim.”(11)

diyen Peygamberler Sultanı (sas), mi’rac yüceliklerinden –âdeta bir vefa duygusuyla– geri dönerken yanında ümmetine çok büyük hediyeler getirmiştir.

Birincisi:Beş vakit farz namazı getirmiştir. İhsan şuuruyla kılınan namazlar, ümmetin mi’rac asansörleri olacaktır.

İkincisi: “Âmenerrasûlü” diye bilinen âyetleri getirmiştir.(Bakara, 2/–)

Üçüncüsü: İsra Suresi’nin 22– âyetlerinde(12) bahsedilen on iki adet İslâm prensibini getirmiştir.(13)

Dördüncüsü: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölen kimselerin günahlarının affedileceği ve cennete girecekleri müjdesini getirmiştir.

Beşincisi: İyi amele niyetlenen kişiye –onu yapamasa bile– bir sevap; eğer yaparsa on sevap yazılacağı; fakat kötü amele niyetlenen kişiye –onu yapmadığı müddetçe– hiçbir günahın yazılmayacağı; ancak işlediği zaman da sadece bir günah yazılacağı müjdesini getirdi.

Bir diğer hediye de mi’rac gecesi Allah ile karşılıklı selâmlaşma ve sohbetlerinden bazı sözleri getirmiştir ki et–Tahiyyâtüdiye meşhur olan bu sözler, bütün namazlarda teşehhütte otururken okunmakla mi’racda Allah ile Habibi (sas) arasındaki o kutsî sohbeti hatırlatmakta ve benzerî bir mükâlemeye namaz kılanı mazhar etmektedir.(14)

Evet, Zât–ı Ahmediye, bütün velayetlerin üstünde bir külliyet ve ulviyetle tezahür eden velayetinin bir neticesi olarak İlâhî kemal mertebelerinde seyrü sülûk olan mi’rac(15) ile huzur–u kibriyaya uzanan yolu açmıştır. Kapıyı da açık bırakmıştır ki, arkasındaki evliyayı ümmet, ruh ve kalp ile o nuranî caddede, Mi’râc–ı Nebevî’nin gölgesinde seyrü sülûk edip istidatlarına göre yüce makamlara çıkıyorlar.(16) Mi’rac'ta farz kılınan beş vakit namaz, mü’minin mi’racıdır;(17) ve mi’rac–ı ekberin(Efendimiz’in Mi’racı) cilvesine mazhar(18) olan bir mi’rac–ı asgar (küçük mi’rac'tır).(19) Bu mi’racın zirvesi ise secde hâlinde yaşanır,(20) kulun Allah’a en yakın olduğu anda. Her mü’min, namazın fiil ve rükünlerine fikrini bindirip, bir nevi mi’rac ile kâinatı arkasına atıp huzura kadar gider.(21)

Bediüzzaman Hazretleri:

“Leyle–i Mi’rac, ikinci bir Leyle–i Kadir hükmündedir. Bu gece mümkün oldukça çalışmakla kazanç birden bine çıkar. Şirket–i maneviye sırrıyla, inşâallah her biriniz kırk bin dil ile tesbih eden bazı melekler gibi, kırk bin lisan ile bu kıymetdar gecede ve sevabı çok bu çilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz ve hakkımızda gelen fırtınada binden bir zarar olmamasına mukabil, bu gecedeki ibadet ile şükredersiniz.”(22)

sözleriyle bu gecenin manevî bir fırsat bilinip değenlendirilmesi gerektiğine dikkat çekmişlerdir.(23)

“Fıkıh kitaplarında bir Mi’rac Gecesi namazından bahsedilmektedir ki, kılınması müstahsen görülmüştür: 12 rek’attir. Her rek’atında Fatiha suresiyle beraber herhangi bir sure okunarak iki rek’atte bir selâm verilir. Sonra da kere 'Sübhânellâhi velhamdü lillahi vela ilahe illallâhü vellâhü ekber.' denilmelidir. Müteakiben ise kere tövbe ve istiğfar edilip, kere de Efendimiz (sas)’e salât ü selâm getirilmelidir. Gündüzünde de oruçlu bulunmalıdır; zira bu hâlde günaha dair olmaksızın yapılacak her duanın kabul edileceği inayet–i İlâhîden umulur.(24)Ayrıca bütün mü’minlere dua etmeyi de unutmamalıdır."

Nasıl ki Efendimiz’in (sas) Mevlid kandillerinde, Onun kutlu doğumunu anlatan Mevlidler okunur; öyle de Mi’rac kandillerinde, bu semavî seyehati anlatan Mi’râciyeler okunur. (25) Mevlid–i Nebi şairi Süleyman Çelebi’nin “Söyleşirken Cebrail ile kelâm / Geldi Refref önüne, verdi selâm.” beytiyle başlayan mi’raciyesi meşhurdur. Bu kandil gecesi, Mi’rac olayını anlatan hadîsler ve kitaplar yeniden okunmalı, toplantılar düzenleyip mi’raciyeler okutulmalıdır. Gönüller ilâhilerle coşmalı, ilmî–manevî sohbetlerle kendinden geçmelidir. Kur'ân’dan özellikle (İsra, 17/1, 22– âyetleri, Necm 53/1–18; Bakara, 2/–) âyetleri ve tefsirleri okunabilir. Eğer kişi, Kur’ân’ın dilinden kalp kulağıyla iman derslerini dinleyip başını kaldırıp vahdete tam yönelse, “kulluğun mi’racı”yla kemalat arşına çıkabilir.(26) Mi’rac'ta iman hakikatleri gözle görüldüğü için, bu kandil gecesi imanî konuları ve o konular içinde Mi’rac'a ait meseleleri derinlemesine okuyup mütalâa etmek lâzımdır.(27) “Mi’rac–ı imânî”(28) ile âdeta İlâhî mükâlemeye nail olmalıdır.

Camilerde cemaatle kılınan akşam ve yatsı namazları ve okunan Kur'ân’larla kıvamını bulan ruhlar, daha sonra evlerine çekilmeli, evlerindeki mescid–i haram mesabesindeki odalarından seccade burak’ına binerek ilham cebrail’i eşliğinde ihlas mescid–i aksa’sına varmalı; orada gözyaşıyla karışık bir kâse mânâ sütü içtikten sonra secdelerin mi’racıyla yükselip âyetlerin kanatlarında ruhunun mülk ve melekût semalarına yelken açmalı, her rek’atta âdeta bir kat yukarılarına doğru yücelmeli, bir noktadan sonra binit değiştirip ihsan (29) refref’ine binerek kendi kemal sidre–i müntehalarında pervaz etmeli, nihayet insanda arş–ı azam mesabesindeki kalbin derece–i ufkuna urûç ile tâ kâbı kavseyne ulaşıp “et–tahiyyâtü”nün sırrıyla huzur–u kibriya’da sünûhât ve ilhâmât ötesi bir nevi mükâleme–i İlâhiye ve müşahede–i Rabbâniyeye mazhar olmalıdırlar.

* * *

KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli birtakım af ve mağfirete nail olma, ecir ve sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza-i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:

1. Kur'ân-ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah'a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

2. Peygamber Efendimiz (sas)'e salât ve selâmlar getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

4. Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir?" gibi konular başta olmak üzere, hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.

6. Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.

7. Bol bol zikir, evrad ve ezkarda bulunulmalı.

8. Mü'minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.

Kişi kendine ve diğer mü'min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.

Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlarziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.

O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.

Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; vaaz ve nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.

Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.

Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Cenab-ı Hakk'a niyazda bulunulmalı.

Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.

Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.

Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.

"Mübarek gecelerin ihyası ile ilgili hususi bir ibadet mevcut değildir. Namaz, tilavet-i Kur'ân, dua gibi bütün ibadet çeşitleri ile gece ihya edilebilir Mübarek gecelerde kılınan bazı hususi namazlar sünnette mevcut değildir; muteber bir rivayete de istinad etmezler. Bu, 'O gecelerde namaz kılmak mekruhtur.' anlamına gelmez. Teheccüd ve nafile namazları teşvik eden rivayetler çoktur. Bunların mübarek gecelerde yapılması elbette daha faziletlidir." (bk. Canan, Kütüb-ü Sitte, 3/).

Kandil gecelerine ait olduğu kaydedilen namazları da ayrıca kılmakta bir beis yoktur; sevaptan hâli değildir.

Dipnotlar:

1) Merkepten büyük, attan küçük bu göksel binit beyaz renklidir ve Cennet’ten getirilmiştir. (Nursi, Mektubat, s, Envar Neşriyat, İstanbul, ).
2) Nursi, Şualar, s; Tarihçe–i Hayat, s
3) Nursi, Sikke–i Tasdik–i Gaybî, s
4) Necm, 53/1–
5) Buhari, Bed’ü’l–Halk, 6; Enbiya, 22, 43; Müslim, İman, , ; Tirmizi, Tefsîr'u–İnşirâh, 33–34; Ahmed b. Hanbel, 1/; Musannef, 14/; İbn Hişâm, Sîretü’n–Nebî, 2/44, İhyâü’t–Türâsi’l–Arabî, Beyrut, Beyrut.
6) Nursi, Sözler, s
7) Nursi, Sözler, s
8) Necm, 53/9.
9) Necm, 53/
10) Nursi, Sözler, s. , Mi’rac olayının “bast–ı zaman gibi” çok kısa bir sürede olduğuna dair bkz. Nursi, Mesnevi–yi Nuriye, s; Nursi, Lem’alar, s
11) Buhari, Salât, 1; Hacc, 76, Enbiya, 5, Tevhid, 37, Menâkıb, 24; Müslim, İman, ; Ahmed b. Hanbel, 3/, , 5/ Mi’rac: Semavî asansördür ki, ölülerin ruhları gökyüzüne onunla yükseltilir. Bu yüzdendir ki ölülerin gözleri yukarılara gökyüzüne doğru bakar.

12) “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin. Ana–babanıza da iyi davranın. Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını verin. Gereksiz yere de saçıp savurarak israfçı ve cimri olmayın. Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Zinaya yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Ahdinizi yerine getirerek verdiğiniz sözü tutun. Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma.” (İsra, 17/22–39).

13) Müslim, İman,
14) Nursi, Şualar, s–
15) Nursi, Sözler, s,
16) Nursi, Sözler, s. ; Nursi, Mektubat, s
17) Kaynaklarda bu mânâyı gösterir şekilde bazı hadîsler bulunmaktadır: “Sizden biriniz namaza durduğunda Rabbiyle münacat edip konuşur.” “Cenab–ı Hakk’ın namaz kılan kula teveccühü ve ikbali devam eder, tâ ki kul namazdan çıkıncaya kadar (ya da kul sağına–soluna dönünceye kadar).” Buhari, Salât, 39; Müslim, Mesâcid, 54; Salât, , ; Müsned–i Ahmed, 2/26, 34, 36,
18) Nursi, Şualar, s. 92,
19) Nursi, Şualar, s
20) Nursi, Mesnevi–yi Nuriye, s; Nursi, Sözler, s
21) Nursi, Sözler, s Ümmet de insilâh–ı küllî denilen bir haletle bir nevi mi’rac yapmaktadır. İnsilâh–ı küllî: Kulun (mutasavvıfın) unsurlardan mürekkep olan kesif madde bedeninden çıkarak, bütün unsurları bırakıp âlem–i gaybdan olan latif cesediyle semalara urûc etmesi olayına denir. Bkz. Yazır, Muhammed Hamdi, 5/, Eser Neş.İstanbul.
22) Nursi, Şualar, s; Tarihçe–i Hayat, s, Envar Neşriyat, İstanbul,
23) Bediüzzaman Hazretleri bazen kandil gecelerini iki gece olarak değerlendirirdi. Örneğin bir defasında Mi’rac gecesini iki gece olarak kutladığını kendisi belirtmektedir. [Nursi, Emirdağ Lahikası, 2/65].
24) 
Bilmen, a.g.e., s
25) Nursi, Mektubat, s
26) Nursi, Sözler, s
27) Bu meyanda Risale–i Nur Tefsirlerinden uygun bahisler okunabilir. Zira “Risalei–Nur, hakikat–ı Kur’ân ve mi’rac–ı îmandır.” [Nursi, Sikke–i Tasdik–i Gaybî, s].
28) Mi’rac–ı İmânî için bk. Nursi, Tarihçe–i Hayat, s; Asa–yı Musa, s
29) İhsan: Allah’ı görüyor gibi veya O’nun gördüğü şuuruyla ibadet ve kulluk yapmaktır.

Recep ayının gecesinde idrak edilen ve üç ayların ikinci kandili olan Miraç Kandili için geri sayım başladı. yılında 17 Şubat Cuma gününe denk gelen Miraç Kandili hakkında arama motorlarında 'Miraç Kandili önemi nedir? Miraç Gecesi neden kandil, anlamı, önemi ve faziletleri nelerdir?' sorularının cevabı araştırılıyor. İşte detaylar

MİRAÇ GECESİ NEDEN KANDİL?

Miraç, İslam dininde ve mitolojik anlatımlarında, Hz. Muhammed'in göğe yükselip, Allah ve öte âlemleri ile görüp geriye döndüğürivayetlerine verilen isimdir. Rivayetler; İslam dini peygamberi Hz. Muhammed'in kalbinin temizlenmesi, Burak ve Cebrail eşliğinde Mescid-i Aksa'ya gidiş (isra), Burak'ı bağlayıp peygamberlere namaz kıldırma, muallak taşından göğe yükselme, Allah ile konuşmalar, gök katlarında diğer peygamberler ile diyaloglar, cennet ve cehennemi görme ve geri dönme gibi bölümlerden oluşur.

MİRAÇ KANDİLİ'NİN ANLAMI NEDİR?

"Kendisiyle yukarı çıkılan şey, merdiven" anlamına gelen kelime, Türkçeye "yükseğe çıkma" şeklinde çevrilir ve uruc (yükselme) kökünden gelir. İsra, Arapçada gece yolculuğuna verilen isimdir.Hz. Muhammed'in geceleyin Mescid-i Haram'dan Burak adı verilen binek üzerinde Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürülmesini ifade eder. Birlikte isra ve miraç olarak anılır.

İslam inancına göre, Hazreti Muhammed, Miraç gecesi, Allah'ın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselam'ın rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükseldi. Hazreti Muhammed, yolculuğunda "Burak" adlı binekle seyahat etti.

MİRAÇ KANDİLİ'NİN ÖNEMİ NEDiR?

Beş vakit namaz, miraç gecesinde farz kılındı, Allah'a şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesi verildi ve Miraç gecesinde "Amenerrasulü" diye başlayan Bakara Suresi'nin son üç ayeti indirildi.

Ayrıca bu gece Allah, Hazreti Muhammed'e insanın yaşama hakkını, şeref ve haysiyetini korumayı, toplumun huzur ve güvenini sağlamayı amaçlayan on iki emir vahyetti.

Bu makamda Peygamberimize üç ilahi ihsanda bulunulduğu hadis-i şeriflerde belirtilmektedir. Bunlar:

a) Beş vakit namaz. (Bu sebeple namaza mü'minin miracı denmiştir.)
b) Allah'a ortak koşmayanların bağışlanacağı müjdesi.
c) Bakara suresinin sonundaki üç ayet.

MİRAÇ KANDİLİ FAZİLETLERİ NELERDİR DİYANET?

Allah'ın sevgili elçisi, son peygamberi, Mekke müşriklerinin haince saldırıları ve dayanılmaz eziyetlerine göğüs gererek yüce dinimiz İslâm'ı tebliğ görevini ifa ediyordu. Bu esnada kısa bir zaman içinde kendisine yardım eden, onu büyütüp himaye eden amcası Ebu Talip ve ilk iman eden, malıyla, canıyla ona bütün varını veren Hz. Hatice validemizi kaybetti. Aynı zamanda Taife giden Peygamberimizin orada taşlanması ve ayaklarının kan içerisinde kalarak tekrar Mekke'ye dönmesi kendisini çok üzmüştü. Bu olaylardan dolayı bu yıla "gam ve hüzün yılı" adı verilmiştir.

İşte bütün bu hadiselerden çok sıkılan, bu olaylardan dolayı oldukça müteessir olan Hz. Muhammed'i Cenab-ı Hak (c.c.) teselli etmek, üzüntüsünü gidermek, O'na hiçbir beşer gücünün görmediği, duymadığı bir takım ayetlerini ilahi sırlarını, âli derecelerini göstermek için O'nu katına çıkarttı. Aradaki vasıtaları kaldırarak, O'nu ilahi vahye muhatap kıldı. Bu sırlı olay kameri takvime göre, Recep ayının yirmi altısını yirmi yedisine bağlayan gece meydana gelmiştir ki, bu geceye Miraç Gecesi denilmektedir.

Hicretten bir buçuk yıl kadar önce bir gece vakti, büyük meleklerden Cebrail Hz. Mu- hammed'i mahiyetini bilemediğimiz "Burak" ismi verilen manevî binitle Mekke'deki Mescid-i Haram'dan alıp Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürdü. Bu durum Kur'an-ı Kerim'in İsra suresinin 1. ayetinde şöyle anlatılmaktadır: "Kulu Muhammedi bir gece Mescid-i Haram'dan, kendisine birtakım ayetlerimizi göstermek için çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.""

Mescid-i Aksa'dan sonraki Miraç yolculuğu hakkında bilgilerimiz Peygamberimizin hadisi şeriflerine dayanmaktadır: Bu konudaki hadislerde bu olay şöyle anlatılmaktadır: Hz. Muhammed (s.a.s.) Cebrail'in refakatinde, hiçbir insana nasip olmayacak bir şekilde, zaman ve mekan mefhumlarını aşarak göklere yükseltilmiş, pek çok manevi makam ve mevkiler kendilerine gösterilmiş, varlık ufuklarının üzerine çıkarılarak Yüce Allah'ın huzuruna varmıştır. Bu olay hadislerde uzunca anlatılmaktadır.

Süleyman Çelebi Mevlid'de bunu şöyle anlatmaktadır.

"Söyleşirken Cebrail ile kelam
Geldi refref önüne verdi selâm
Aldı ol şahı cihanı ol zaman
Sidreden gitti ve götürdü heman"

Miracın esrar dolu ulvî sahneleri Necm suresinde de şöyle dile getirilmektedir.

"Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti. Muhammed'in gözünün gördüğünü gönül yalanlamadı.
Ey inkarcılar, onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışıyor musunuz? An- dolsun ki, Muhammed Cebrail'i sınırın sonunda (Sidretü'l-Münteha'da) başka bir inişte de görmüştür."

Bu makamda Peygamberimize üç ilahi ihsanda bulunulduğu hadis-i şeriflerde belirtilmektedir. Bunlar:

a) Beş vakit namaz. (Bu sebeple namaza mü'minin miracı denmiştir.)
b) Allah'a ortak koşmayanların bağışlanacağı müjdesi.
c) Bakara suresinin sonundaki üç ayet.

Bu büyük olaydan bahseden ve aynı adı taşıyan İsra suresinde Yüce Allah, bütün insanlığa ihtiyaç duydukları düsturları bildirmektedir. Bunlara uyulduğunda huzur ve mutluluğa kavuşulacağı muhakkaktır. Bu düsturlar:

"Rabbin yalnız kendisine kulluk etmenizi, ana-babaya iyi davranmayı emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında kalırsa, yaşlanırsa, onlara karşı öf bile deme, onları azarlama, ikisine de güzel söz söyle", "Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver. Elindekileri saçıp savurma", "Saçıp savuranlar şeytanın dostlarıdırlar. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür."

"Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın", "Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Biz onlara da size de rızık veririz. Onları öldürmek şüphesiz büyük bir günahtır.", "Sakın zinaya yaklaşmayın, doğrusu bu çirkindir. Kötü bir yoldur.", "Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın", "Yetimin malına ergin çağına ulaşana kadar, en güzel şeklin dışında yaklaşmayın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin, çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir", "Bir şeyi ölçtüğünüzde tas tamam ölçün, doğru terazi ile tartın, böyle yapmak sonuç itibariyle daha güzel ve daha iyidir.", "Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.", "Bunların hepsi Rabbi'nin katında beğenilmeyen kötü şeylerdir.'"

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır