monosit oranı nedir / Mon (Monosit) Nedir? Mon Kaç Olmalı? Yüksekliği Ve Düşüklüğü Nedenleri - Sağlık Haberleri

Monosit Oranı Nedir

monosit oranı nedir

Monosit (Mon) Nedir? Monosit Y&#;ksekliği Ve D&#;ş&#;kl&#;ğ&#; Neden Olur, Nasıl Ge&#;er?Monosit (Mon) Nedir? Monosit Y&#;ksekliği Ve D&#;ş&#;kl&#;ğ&#; Neden Olur, Nasıl Ge&#;er?

Monosit (MON) Nedir?

Monositler, vücutta olan en büyük beyaz kan hücresi türü olup beyaz kan hücrelerinin yaklaşık olarak %2 ila 'unu oluşturmaktadır. Monositler, aynı zamanda kemik iliği tarafından üretilen akyuvarlardır. Bağışıklık sistemi hücreleri olarak da bilinen monositler; bahsedildiği üzere viral, bakteriyel, fungal ve protozoal enfeksiyonlara karşı koruma sağlamaktadır. Bu bağışıklık hücreleri, makrofajlar ya da dendritik hücreler haline geldikleri dokulara girmeden önce birkaç gün kanda dolaşırlar.   

Monosit Yüksekliği Neden Olur?   

Monosit yüksekliği, monositoz olarak adlandırılmaktadır. Monosit yüksekliği; vücudun enfeksiyon, iltihap ve kanser gibi anormal sorunlar ile mücadele ettiğine işaret edebilmektedir. Diğer bir ihtimal monositlerin bazı problemler yüzünden beklenilen düzeyde verimle ya da tam fonksiyonlu olarak çalışamadığıdır. 

Monosit yüksekliğinin başlıca nedenleri:   
- Maya enfeksiyonları 
- Bakteriyel enfeksiyonları 
- Parazit enfeksiyonları 
- Koroner kalp hastalığı 
- Romatizma bozuklukları 
- Tüberküloz 
- Obezite 
- Romatoid artrit 
- Huzursuz bağırsak sendromu 
- Akciğer hastalıkları ve enfeksiyonları 
- Kardiyovasküler hastalık 
- Lenfoma 
- Hodgkin hastalığı    

Monosit Düşüklüğü Neden Olur?   

Monosit (MON) sayısı sağlıklı bir insanda da düşük olabilmektedir. Bu sebeple her zaman bir probleme işaret sayılmaz. Monosit düşüklüğü, üretildiği yer olan kemik iliğinde bazı problemler olduğu manasına gelebilir. Bağışıklık sistemini baskılayabilecek tedaviler ve durumlarda söz konusu olabilir. Monosit düşüklüğü tıbben monositopeni olarak adlandırılır.   

Monosit düşüklüğünün başlıca nedenleri:  

- Stres - Lupus - Romatoid artrit - Lösemi - Tüberküloz - Akut viral enfeksiyonlar - B12 eksikliği  - Anemi  

Monosit Yüksekliği ve Düşüklüğü Nasıl Geçer?   

Monosit yüksekliği bir hastalık değildir. Monosit yüksekliği, herhangi bir hastalığın varlığında gözlenebilen klinik bir durumdur. Kan tahlili neticesinde teşhis edilir. Monosit oranının düşürülmesi için kişide var olan hastalık tespit öncelikle tespit edilmeli ve uygun bir tedavi yöntemi doktor gözetiminde uygulanmalıdır.  Tedavi sürecinde hastaların uyku düzenine özen gösterilmeli ve düzenli uykuya önem verilmelidir. Sağlıklı beslenmede dikkat edilmesi gereken hususların başında geliyor. Hastaların yaş, sağlık ve beden durumlarına uygun bir beslenme programı belirlenmelidir. Bu tarz bir rahatsızlığı olan kişilerin düzenli egzersiz yapmalarının önemli faydaları vardır.   Monosit değerinin düşük olması neticesinde sık sık enfeksiyon, solunum yetersizliği ve baygınlık gibi problemler ortaya çıkmaktadır. Uzman hekimler tarafından monosit değerinin düşüklüğüne neden olan etkenler tespit edilmekte ve buna bağlı olarak tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Tedavi için çoğunlukla mantar önleyici ilaçlarla ve antibiyotikler kullanılmaktadır. Yorucu egzersizler, sauna, uzun süren soğuk algınlığı, sinir sistemi tetiklenmesi, büyüme hormonları, testosteron, menopoz, leptin hormonunun çalışması, B12, C ve D vitaminleri monosit değerlerinin yükselmesini sağlamaktadır.   

Normal Monosit Değeri Kaç Olmalı?   

Normal MON değeri, % aralığında kabul edilmektedir. Bu aralık dışında olan MON değerleri, uzman doktor değerlendirmesi neticesinde farklı biçimde yorumlanabilmektedir. Bu sebeple uzman doktorlara mutlaka konuya dair danışılmalıdır.   Hamilelerde Monosit Yüksekliği  Hamilelik döneminde monosit yüksekliği sıklıkla gözlenen bir durum değildir. Gebelerin ağır enfeksiyonlara maruz kalması, alerjik ve otoimmun hastalıklar yaşanması neticesinde monosit yüksekliği meydana gelebilmektedir. Hastaların yaptırdığı kan tahlilinde monosit değerinin ve üzerinde seyretmesi ciddi bir duruma işaret eder. Bu durumda hastaların muayene olmaları gerekir. Hamile kişiler stresten uzak durmalı ve uygun şekilde egzersiz yapmalıdırlar. 

Özet:

Amaç: Lenfosit sayısının monosit sayısına bölünmesi ile elde edilen lenfosit/ monosit oranı(LMO) inflamasyonu göstermede yeni bir belirteç olarak kabul edilmektedir. Son çalışmalar, LMO düzeyleri ile akut iskemik inme (Aİİ) sonrası 3 aylık fonksiyonel iyileşme arasında ters bir ilişki olduğunu saptamıştır. Bu çalışmadaki amacımız LMO’nun Aİİ hastalarının kısa dönem mortalitesini göstermedeki rolünü saptamaktır. Yöntem: Çalışmamız tek merkezli retrospektif bir çalışmadır. Ocak Aralık yılları arasında kliniğimizde Aİİ tanısı ile izlenmiş hasta ile benzer yaş ve cinsiyete sahip kontrol çalışmamıza dahil edildi. Bulgular: Monosit sayısı hasta grubunda yüksekken lenfosit sayısı ve LMO düzeyleri kontrol grubunda yüksek saptandı. Hasta grubu daha sonra 30 günlük mortaliteye göre iki alt gruba ayrıldı. İlk grupta hayatta kalan hastalar varken(n=) ikinci gruptaki hastalar Aİİ sonrası 30 gün içinde exitus olmuştu(n=). Bu iki grup kıyaslandığında; ikinci grupta lenfosit sayısı ve LMO düzeyleri düşükken, monosit sayısı yüksekti ( p < ). Aİİ sonrası 30 günlük mortalite ile ilişkili risk faktörlerini belirlemek için yapılan lojistik regresyon analizi ürik asit, CRP ve LMO’nun mortalite gelişimi için bağımsız değişkenler olduğunu ortaya koydu. Ayrıca işlem karakteristiği eğrisi analizi ile LMO için ’in altındaki değerlerin Aİİ'ye bağlı 30 günlük mortaliteyi saptamada kullanılabileceği gösterildi (EAA, %95 GA ,duyarlılık:%,seçicilik:%). Sonuç: Sonuçlarımıza dayanarak Aİİ’li hastalardaki düşük LMO düzeylerinin kısa dönem mortalite ile ilişkili olduğu söylenebilir. 

Anahtar Kelimeler:

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır