montro anlaşması nedir / Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi | Kanal İstanbul

Montro Anlaşması Nedir

montro anlaşması nedir

Montrö Anlaşması nedir, Türkiye için ne anlama geliyor?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936 yılında Bulgarlar, Fransa, İngiltere, İrlanda ve Denizaşırı Britanya Ülkeleri, Hindistan İmparatorluğu, Elenler Krallığı, Japonya İmparatorluğu, Romanya Krallığı, SSCB, Yugoslavya Krallığı ve Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanmıştır.

20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan Montrö Sözleşmesi ile Boğaz geçiş düzeni Türkiye'nin güvenliği dikkate alınarak yeniden ele alınmıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre Karadeniz’e kıyıdaş devletler bu deniz dışında yaptırdıkları veya satın aldıkları denizaltılarını, yeterli süre öncesinde Türkiye’yi bilgilendirmek koşuluyla, üslerine intikal ettirmek için boğazları kullanma hakkına sahiptir. Ayrıca, kıyıdaş devletler denizaltılarını Karadeniz dışındaki tersanelerinde onarmak için boğazları geçiş maksadıyla kullanabilmeleri de sözleşme ile kayıt altına alınmıştır.

Soğuk Savaş dönemi süresince Sovyetler'in Karadeniz donanmasında bulunan denizaltılar, boğazları geçiş maksadıyla kullanmadı. 1991 yılından sonra ilk denizaltı geçişi, 2011 yılında RFS B-871 Alrosa adlı denizaltı tarafından yapıldı. Söz konusu denizaltı boğazları geçerek onarım için Petersburg’a intikal edip, 2012 yılı Eylül ayında tekrar ana limanına döndü.

Rusya Federasyonu 2017 yılında 4 tanesi Sivastopol-Karadeniz, 2 tanesi Tartus-Doğu Akdeniz olmak üzere 6 adet dizel elektrikli denizaltının konuşlandırma faaliyetini tamamladı. Özellikle Doğu Akdeniz’de konuşlandırılan Velikiy Novgorad ve Kolpino denizaltılarının bakım ve onarım faaliyetlerinin nasıl yapılacağı konusu gündeme geldi ve üç seçenek tartışılmaya başlandı. Bunlar, denizaltıların Güney Kıbrıs veya Mısır’da havuzlanması, onarım için Petersburg’a intikal ettirilmesi veya Tartus üssüne yüzer havuz imkanının kazandırılması olarak öne çıktı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddelerinin değiştirilmesi tartışmaları

Bu tartışmalar devam ederken, NATO Daimi Deniz Görev Grubu gemileri ve ABD gemilerinin Ukrayna krizi nedeniyle, Karadeniz’i sıklıkla kullanmaları ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre Karadeniz’de 21 gün süre ile kalma hakkına sahip olmaları bir diğer tartışmanın fitilini ateşledi. Rus kamuoyu Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi durumunda neler olabileceğini tartışmaya başladı. Yapılan tartışmalar sonucunda Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesinin Rusya’nın aleyhine olabileceği, bunun yerine Rusya ile birlikte hareket ederek sözleşme maddelerini Rusya’nın hassasiyetlerine göre yorumlayacak bir Türkiye’nin kontrolünde, mevcut durumun devam ettirilmesinin en uygun hal tarzı olacağı konusunda fikir birliğine varıldı.

Aslına bakılacak olursa askeri gemilerinin geçişi konusunda daha önce Türkiye tarafından verilen bazı kararlar ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin 24. maddesi Rusların bu hal tarzını desteleyecek argümanlara sahiptir. Bu maddeye göre Türk Hükumeti, boğazlardan geçiş ile ilgili istatistiki bilgileri toplamak ve savaş gemilerinin geçişlerine ilişkin hükümlerin uygulanmasını denetlemekle yükümlüdür. Türkiye, geçiş için yapılan ön bildirilere sözleşme hükümlerine göre cevap verme hakkına da sahiptir.

Türkiye'nin yorumlama hakkını Rusya lehine kullandığı olaylar

Türkiye tarihi süreç içerisinde askeri gemilerinin geçişine ilişkin nezaret etme ve sözleşme maddelerini yorumlama hakkını siyasi olarak birkaç defa Rusya lehine kullandı. Bunlardan ilki 1976 yılında KIEV adlı uçak gemisinin geçişine izin verilmesidir. Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre uçak gemilerinin boğazları kullanması yasaktır. SSCB yaptığı ön bildirimde KIEV gemisini “denizaltı savar kruvazör” olarak belirtmişti. Gemi NATO tanımlamalarına göre uçak gemisi olarak sınıflandırıldığı için, NATO Genel Kurulu geminin geçişine izin verilmemesi çağrısında bulundu. Ancak, Türk hükumeti bayrak devletinin beyanının esas alınması ve kendisinin bu konudaki zımni takdir yetkisini kullanarak siyasi bir kararla geminin geçişine izin verdi.

İkinci olay ise 1981 yılında Amiral KUZNETSOV uçak gemisinin geçişine izin verilmesidir. SSCB bu geçiş için de daha yaptığı gibi KUZNETSOV gemisini ön bildirim de “uçak taşıyan ağır muharebe kruvazörü” olarak belirtmişti. Türkiye benzer mantıkla bu geminin de geçişine izin verdi. Ancak her iki geçişte de dikkat çekici olan bir diğer nokta ise geçişler için yapılan ön bildirimler sözleşme gereğince anlaşmaya taraf devletlerinin Ankara’daki temsilciliklerine bildirilmesine rağmen, söz konusu devletler tarafından geçişlerin sözleşmeye uygun olmadığına veya engellenmesi gerektiğine dair herhangi bir girişimde bunulmamıştır.

Denizaltıların geçişi sözleşmeye uymuyor

Rusya Federasyonu son 40 gün içerisinde yaşanan, daha önce denenen ve başarılı olduğu tescillenen hal tarzının uygulayarak 2017 yılından itibaren Doğu Akdeniz’de bulunan ve onarım zamanı gelen Velikiy Novgorad ve Kolpino denizaltılarını Karadeniz’e intikal ettirmiş ve Karadeniz’de bulunan Krasnodar ve Starty Oskol denizaltılarını Doğu Akdeniz’e intikal ettirmiştir. Söz konusu geçişler, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin denizaltıların geçişini düzenleyen 12. maddesine göre sözleşmeye uygun değildir.

12. maddede, ”Karadeniz'e kıyıdaş devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere boğazlardan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Sözü edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de boğazlardan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve boğazlardan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.” ifadelerine yer verilmektedir.

Daha önce yapılan tartışmalardan anlaşılacağı üzere, Tartus üssüne denizaltıların havuzlanması için yüzer havuz alındığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle Karadeniz’den gelen denizaltıların Tartus’ta onarılması gibi durum söz konusu değildir. Doğu Akdeniz’e gelen Krasnodar ve Starty Oskol denizaltıları da onarım süresi gelinceye kadar görev yapacak ve daha sonra Petersburg’a intikal edecektir.

Muhtemelen Ruslar yaptıkları ön bildirimde 2017 yılından itibaren doğu Akdeniz’de Velikiy Novgorad ve Kolpino denizaltılarının Karadeniz’e çıkışını ilk defa Sivastopol üssüne intikal olarak değerlendirmiş ve bu yönde talep yapmış olabilirler. Nihayetinde Amiral Gorshkov’un KUZNETSOV uçak gemisinin geçişinden sonra dediği gibi Ruslar bazı yorumları ile sözleşmeyi tuzağa düşürmüş ve denizaltılarını boğazlardan geçirmiş, askeri tabirle 2.5 yıldır görevde olan denizaltılarını rotasyonla değiştirmiştir.

Ukrayna'dan geçişler hakkında itiraz

Türkiye son dönemde Rusya ile yaşadığı politik yakınlaşmanın doğal sonucu olarak denizaltıların geçişi için yapılan talepte bayrak devletinin beyanını esas kabul ederek siyasi olarak geçişe izin vermiştir. Ancak daha önceki geçişlerden farklı olarak bu defa Ukrayna, ABD nezdinde denizaltı geçişlerinin Montrö’ye aykırı olduğunu ifade etmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla sadece diplomatik olarak kayıt altına alınması için yapılan bu girişim, olası bir Rus-Ukrayna krizinde NATO veya ABD gemilerinin bölgeye intikalinde süre ve tonaj kısıtlamalarının aşılmasında Türkiye’nin Rusya için uyguladığı bayrak devletinin beyanı esastır prensibinin, söz konusu ülkeler için de uygulanmasını talep etmeye yöneliktir.

Zira Türkiye 2008 yılında Gürcistan krizi esnasında insani yardım taşıyan toplam tonajları 140 bin tonu bulan "USN Comfort" ve "USN Mercy" isimli iki hastane gemisinin geçişine sözleşmede yer alan tonaj kısıtlamaları aşıldığı için izi vermemiş Rusya ile yaşanabilecek olası bir krizin önünü almıştı.

Rusya Federasyonu Kırım’ın ilhakından sonra Sivastopol üssünde oluşturduğu modern deniz gücünü hem Karadeniz’de hem de Doğu Akdeniz’de jeopolitik ve jeoekonomik dengeleri kendi lehine değiştirmek için kullanmaktadır. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, boğazlardan geçişi düzenlediği gibi, Türkiye başta olmak üzere Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerini güvenlik kaygılarını da giderecek hususlar içermektedir. Bir denge üzerine kurulu söz konusu koşulların zaman zaman Rusya lehine olacak şekilde yorumlanması, başta Türkiye’nin menfaatine aykırıdır. Kimse bugün iyi ilişkiler içerisinde olan Türkiye-Rusya ilişkilerinin yarın bozulmayacağını garanti edemez. Rus Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un dediği gibi, Türkiye artık Karadeniz’in hâkim deniz gücü değildir. Askeri stratejide her ihtimalin hesaba katılması ana prensiptir.

Türkiye için Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Lozan Antlaşması'ndan sonra korunması gereken en önemli hukuki metindir. Rusya’nın Doğu Akdeniz’de bulundurduğu fırkateyn, korvet ve denizaltılardan oluşan karaya stratejik taarruz yapma kabiliyetine sahip daimi görev grubu, Tartus deniz üssü ve Güney Kıbrıs’ta üs edinme faaliyetleri orta ve uzun vadede Türkiye’nin aleyhinedir. Suriye ve S-400 konusunda yaşanan politik sıkışıklıkları aşmak için denizaltı geçişlerinde verilen tavizler ileride hukuki anlamda içtihat olarak Türkiye’nin karşısına çıkabilir ve telafisi mümkün olmayan hatalara neden olabilir. Hele bu zaman dilimi ABD kamuoyunda Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin tartışıldığı bir zaman dilimine denk geliyorsa, daha fazla dikkat ve özen göstermek gerektiği her türlü izahtan varestedir.

*Yorum sayfamızda yayınlanan makaleler, Euronews'in editoryal görüşünü yansıtmaz.

Kanal İstanbul ve Montrö Sözleşmesi

KANAL İSTANBUL PROJESİ MONTRÖ SÖZLEŞMESİ'NE HALEL GETİRMEZ

1936 tarihli Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1923 yılında Lozan’da yapılan boğazlara ilişkin sözleşmenin yerini almıştır.  Montrö Sözleşmesi, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı için “Türk Boğazları” tabirini kullanmakta ve Ege Denizi ile Karadeniz arasındaki deniz ulaşımına ilişkin hukuki düzenleme yapmaktadır. Montrö Sözleşmesi, ticari gemiler ile savaş gemileri ve savaş gemilerinin kendi içinde, Karadeniz’e kıyısı olan devletlerle olmayan devletler arasında, savaş zamanı ile barış ve savaş tehlikesi durumları arasında ayrım yaparak geçiş rejimini detaylı olarak düzenlemektedir. Özetle belirtmek gerekirse, ticaret gemileri için geçiş serbestisi ilkesi benimsenirken, savaş gemileri için bir takım sınırlamalar bulunmaktadır. En önemli sayılabilecek sınırlama olarak da Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin Karadeniz’de bulundurabilecekleri savaş gemilerinin toplam tonajının 45 binden fazla olmaması, 21 günden fazla Karadeniz'de kalamamaları ve boğazlardan 15 bin tondan büyük gemi geçirememeleri gösterilebilir. Ayrıca Karadeniz’e kıyısı olan bir devlete ait bile olsa, bazı savaş gemilerinin geçişini sınırlamakta yada yasaklamaktadır.

Uluslararası deniz hukukuna göre bu boğazlar, “uluslararası seyrüsefere açık boğaz” tanımına girmektedir. 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi uluslararası seyrüsefere açık boğazlardan geçiş için “transit geçiş” ilkesini öngörmüştür. Sözleşme, transit geçişin “boğazdan devamlı ve hızlı bir geçiş amacıyla seyrüsefer ve bu saha üzerinde uçuş serbestisi” anlamına geleceğini belirtmiştir. Transit geçiş ilkesinin henüz teamül hukuku kuralı haline gelip gelmediği, yani adı geçen Sözleşme’ye taraf olmayan devletleri de bağlayıp bağlamadığı tartışmalı olmakla birlikte, devletler genelde uygulamada bu ilkeyi benimsemektedirler. Bununla birlikte 1982 tarihli Deniz Hukuku Sözleşmesi, transit geçişi öngören düzenlemeyi içeren hükümlerin “geçişin tamamen veya kısmen, uzun süreden beri yürürlükte bulunan ve özellikle bu boğazlara ilişkin olan antlaşmalarla düzenlendiği boğazların hukuki rejimini” etkilemeyeceğini belirtmektedir. Dolayısıyla özel bir uluslararası antlaşma ile rejimi belirlenen boğazlardaki geçiş, transit geçiş değil o özel antlaşmanın öngördüğü geçiş rejimi olacaktır. Türk Boğazları’ndan geçişi düzenleyen özel bir antlaşma olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi mevcut şartlar altında Türkiye’nin lehine hükümler içerdiğinden, sona erdirme hakkı olmasına rağmen Türkiye bunu tercih etmemiştir.

Boğazlardan farklı olarak uluslararası hukukta “kanal” kavramı iki deniz alanını birleştiren ve insan yapımı su yolunu ifade etmek için kullanılır. Kanallar, devletin kara ülkesinin (topraklarının) kazılarak açılması sonucu oluştuğundan kanal üzerinde devletin yetkileri tamdır. Bununla birlikte, Kanal İstanbul projesinin inşası, Türk Boğazları’ndan geçişi tamamen ortadan kaldıracak şekilde değil, sadece İstanbul Boğazı kısmı by-pass edilmek suretiyle planlandığından, Montrö Sözleşmesi’nce öngörülen kurallar uygulanmaya devam edecektir. Nitekim Kanal İstanbul’a ulaşma öncesi veya sonrasında Türk Boğazları’na girmek ve oradan geçiş yapmak gerekecektir. Ayrıca hatırlatmak gerekir ki, Montrö Sözleşmesi sadece boğazlardan geçişi değil, Karadeniz’e kıyısı olmayan devletler için Karadeniz’de kalışı da süre ve tonaj bakımından sınırlamaktadır. Türk Boğazları ve Kanal İstanbul kullanılmak suretiyle yapılan geçişte de bu sınırlamalar varlıklarını devam ettirecektir.

Sonuç olarak, Kanal İstanbul projesinin Montrö Sözleşmesi’ne halel getirmeyeceği, mevcut şartlarda Montrö’nün öngördüğü rejimin Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin ve Türkiye’nin lehine olduğu ve Türkiye  titizlikle ve şeffaflıkla uygulamaya devam ettiği müddetçe bu Sözleşme’nin geçerli olacağı belirtilebilir.

kaynağı değiştir]

Türkiye'nin antlaşmaları

Ankara Hükûmeti dönemi
Cumhuriyet dönemi
  • Bulgaristan-Türkiye Dostluk Antlaşması
  • Sovyetler Birliği-Türkiye Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması
  • Türkiye-İran Dostluk ve Güvenlik Antlaşması
  • Fransa-Türkiye Dostluk ve İyi Komşuluk Sözleşmesi
  • Ankara Antlaşması
  • ABD-Türkiye nota verişimi
  • Türkiye-Afganistan Dostluk Antlaşması
  • İtalya-Türkiye Tarafsızlık, Uzlaşma ve Adli Çözüm Antlaşması
  • Bulgaristan-Türkiye Tarafsızlık Antlaşması
  • Fransa-Türkiye Dostluk, Uzlaşma ve Hakemlik Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Dostluk, Tarafsızlık, Uzlaşma ve Hakemlik Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan İkamet, Ticaret ve Deniz Taşımacılığı Sözleşmesi
  • İran-Türkiye Dostluk Antlaşması
  • Londra Sözleşmeleri
  • Türkiye-Yunanistan İçten Anlaşma Paktı
  • Romanya-Türkiye Dostluk, Saldırmazlık, Hakemlik ve Uzlaşma Antlaşması
  • Türkiye-Yugoslavya Dostluk, Saldırmazlık, Hakemlik ve Uzlaşma Antlaşması
  • Türk-Rum Ahali Değişimi Karma Komisyonunun Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme
  • Türkiye-Yunanistan Takas Anlaşması
  • Balkan Antantı
  • Saavedra Lamas Paktı
  • Türkiye-Yunanistan Kliring Anlaşması
  • Montrö Boğazlar Sözleşmesi
  • Türkiye-Yunanistan Kaçakçılığın Men ve İzlenmesi Sözleşmesi
  • Sadabat Paktı
  • Nyon Anlaşması
  • Mısır-Türkiye Dostluk Antlaşması
  • Sancak'ın Toprak Bütünlüğü Güvence Antlaşması
  • Suriye-Türkiye Sınırının Güvence Altına Alınmasına İlişkin Antlaşma
  • Suriye İle Türkiye Arasında Toprak Sorununun Kesin Şekille Çözümüne İlişkin Antlaşma
  • Türkiye-Yunanistan Antlaşması
  • Fransa, İngiltere ve Türkiye Karşılıklı Yardım Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Ticaret ve Ödemeler Anlaşması
  • Fransa-Türkiye Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması
  • Bulgaristan-Türkiye Saldırmazlık Paktı
  • Türk-Alman Saldırmazlık Paktı
  • Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye Askerî Yardım Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Hava Taşımacılığı Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Ticaret Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Kültür Anlaşması
  • Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan Dostluk ve İşbirliği Antlaşması
  • Bled Antlaşması
  • Bağdat Paktı
  • Zürih Antlaşması
  • Londra Antlaşması
  • Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye İşbirliği Antlaşması
  • Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kuruluşuna İlişkin Temel Antlaşma
  • Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği Antlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Uluslararası Karayolu Ulaşımı Anlaşması
  • Cenevre Antlaşması
  • Bern Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması
  • Boğaziçi Açıklaması
  • Bükreş Sözleşmesi
  • Barselona Sözleşmesi
  • Türkiye-Yunanistan Yatırımların Karşılıklı Olarak Teşviki ve Korunması Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Suç, Terör, Organize Suçlar, Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Yasadışı Göçle Savaş Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Kültürel İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Bilim ve Teknoloji Alanında İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Ekonomik İşbirliği Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Deniz Ulaştırma Anlaşması
  • Türkiye-Yunanistan Gümrük İdareleri Arasında İşbirliği ve Yardımlaşma Anlaşması
  • Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması
  • Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır