montrö boğazlar sözleşmesi ilber ortaylı / Montrö yeniden dünya gündeminde | Fulya Soybaş Köşe Yazısı - Hürriyet Haberler

Montrö Boğazlar Sözleşmesi Ilber Ortaylı

montrö boğazlar sözleşmesi ilber ortaylı

İlber Ortaylı'dan Rusya ve Montrö çıkışı: Emekli amiraller hepimizin söylediklerini söylüyor

Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik kapsamlı askeri operasyon düzenlemesiyle birlikte, Türk boğazları üzerinden Karadeniz’e gemi geçişlerini düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle ilgili başlayan tartışmalara tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da dahil oldu.

İlber Ortaylı, Habertük TV'de katıldığı canlı yayında "Montrö çok önemli birşey. Katiyen taviz veremeyiz, itaatsizlik yapamayız. Çünkü doğrudan doğruya yıkılan imparatorlukta, işgal edilen imparatorlukta boğazların düştüğü aşağılık durumdan çıkışın hikayesidir" dedi.

"Ezbere konuşmaya gerek yok, Montrö açık. Bilhassa madde Savaş hali var, savaşmama hali var veya savaşan taraflardan biri olmak var. Bir savaş halinde Türkiye'nin Montrö'de hakimiyeti var. Burada açabilir veya kapatabilir. Savaşan tarafın içindeyse zaten o zaman kendisinindir, mesele yok" ifadelerini kullanan Ortaylı, "Karadeniz ülkeleri, kendi limanlarına dönmek şartıyla çıkar, girer. Buna deniz kuvvetleri de dahil. Binaaleyh bizim boğazları kapatma gibi bir statü yok. Bu mümkün değil. Buna itaatsizlik halinde biz Montrö'yü ciddi bir şekilde kendimiz ihlal etmiş oluruz" ifadelerini kullandı.

Montrö tartışmaları ve 'cüppeli amiral'e ilişkin açıklamaları nedeniyle hedef alınan emekli amiralleri de hatırlatan Ortaylı, "Şu anda yargılanıyorlar bu yüzden. Dediğimiz dibi adalete güvenimiz tamdır ama bu budur. Bugün bizim hepimizin söylediği şeyi söylüyorlar. Nihayet Dışişleri Bakanımız da aynı şeyi söyledi. Biz Montrö'yü burada kullanamayız, kimsenin geçişini engelleyemeyiz. Bu çok açık ve net" diye konuştu.


‘Bu işin şakası olmaz’ demişti İlber Ortaylı’dan yeni ‘Montrö’ hatırlatması

Tarihçi yazar İlber Ortaylı yaptığı paylaşımda “Tarih yine haklı çıkardı. Montrö Boğazlar Sözleşmesi geçerliliğini koruyan ve önemi artan bir antlaşma.” ifadelerini kullandı.

İlber Ortaylı, emekli amiralin Montrö Boğazlar Sözleşmesi bildirisine ilişkin tartışmalara dahil olmuş "Bu işin şakası olmaz. Yunanistan’la karasuları problemi bile işin içine girer. Gerilimi arttırır.” demişti.

Ortaylı, "Montrö Boğazlar Sözleşmesi bize Lozan’da elde edemediğimiz haklar verdi. Lozan’da Boğazlar’ın kontrolü tam bizim elimizde değildi. Boğazlar milletlerarası su yoludur ve bunun şakası olmaz." ifadelerini kullanmıştı.

"Bir de işin askeri yönü var" diyen Ortaylı, şöyle konuşmuştu:

"Başkalarının gemileri izin alacak, içeride bir süre dahilinde kalabilecek Bunu değiştirmek kolay değil. Neden mi? İstersen çıkarsın, çekilebilirsin.
Her beş senede bir otomatik uzuyor. Uzatmazsan derhal bir araya gelirler ve sana daha berbat şartlar sunarlar. Yunanistan’la karasuları problemi bile işin içine girer. Gerilimi arttırır."

Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedir?

Montrö Sözleşmesi, kısaca İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçiş yönetimi ve boğazların güvenliği ile ilgili bir sözleşmedir. 22 Haziran tarihinde, İsviçre’nin Montrö şehrinde boğazlar sorununu ele almak için Fransa, Bulgaristan, İngiltere, Yunanistan, Romanya, Avustralya, Japonya, Yugoslavya, Sovyetler Birliği ve Türkiye arasında görüşülen konular, bu ülkeler tarafından 20 Temmuz tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre Türkiye’nin daha önce kısıtlanmış olan hakları geri verilmiş ve boğazların egemenliği tamamen Türkiye’ye geçmiştir.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi maddeleri

- Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar''dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

- Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar''dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

- Savaş zamanında Türkiye savaşta ise, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla Boğazlar''da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar''a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

- Türkiye''nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, Boğazlar''dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin Boğazlar''a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

SAVAŞ ZAMANINDA UYGULANACAK MADDELER

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar''da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

- Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye''yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar''dan geçmesi yasak olacaktır.

- Karadeniz’e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

- Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar''da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

- Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

- Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye''nin aldığı önlemleri 3''te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

BARIŞ ZAMANINDA UYGULANACAK MADDELER

- Karadeniz''e kıyısı olan devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye''ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar''dan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye''ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar''dan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar''dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

- Savaş gemilerinin Boğazlar''dan geçmesi için, Türk Hükûmeti''ne diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

- Boğazlar''dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı tonu aşmayacaktır.

- Herhangi bir anda, Karadeniz''in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok tona varıncaya değin arttırabilirler. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükûmetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz''deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükûmeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır.

- Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda tonu aşamaz.

- Karadeniz''de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

İlgili Haberler

İlber Hoca da Kanal İstanbul dedi

İstanbul Boğazı'nda geçen cumartesi günü, Malta Bayraklı “VITASPIRIT” adlı geminin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'nda ağır maddi hasar meydana gelmişti. Tarihçi yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, kaza sonrası incelemelerin sürdüğü tarihi yalı ve yaşanan kazayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'nın İstanbul'un en önemli yalılarından olduğunu söyleyen Ortaylı, kazayla İstanbul Boğazı'nın büyük bir değerini kaybettiğini ifade etti.

"EL DEĞİŞTİRMEYEN YALILARDAN BİRİYDİ"

Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Yalıya gelip biri çarpacak dediğim zaman aklıma hep Hekimbaşı Salih Efendi geliyordu. Çünkü eski ve çok orijinal bir yalı. İçinde de bir hayli kıymetli eşyalar varmış. Eski yalılar çok sahip değiştirmiştir, bu öyle değil. Eski bir aile, çünkü mütemadiyen el değiştirmeyen yalılardan biri, gün geçirmişlerin elinde. Bunun gibi ibretlik bir örnek de Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı. Tamir edilen çok güzel yalılar var ama hep aklıma bunlar geliyor. Tedbir almak lazım insanlar yaşıyor orada” diye konuştu.

"HÜKÜMET VE UZMANLAR VATANDAŞI BİLGİLENDİRMELİ"

“Mühim olan İstanbul ve İstanbullunun hayatı” diyen Prof. Dr. Ortaylı, yaşanan bu tür olaylar karşısında ikinci bir kanalın gerekli olduğuna dikkat çekti. Hükümetin ve konunun uzmanlarının vatandaşı bu konuda bilgilendirmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ortaylı, şöyle devam etti:

“Boğaz geçişini hükümet söyledi diye bazıları alerji duyuyor. Ben bunu anlamıyorum. Bu lazım mı değil mi, olur mu, olmaz mı? Bunun raporu verilsin. Böyle bir ikinci kanalın lazım olduğu görülüyor. Türkiye ve dünya jeolojisini çok iyi bilen Prof. Dr. Celal Şengör buna taraftar. Bu projeye karşı ciddi bir şey yazılması lazım. İlmi şeylerle dolu değil, sadece halka açık anlatılabilir bir rapor gerekiyor. Böyle bir şey yazılmıyor, sözlü bir edebiyattır gidiyor. Yok sular karışır, yok bilmem ne olur. Peki, o zaman bir yazın. Mesela kanal çok geniş tutuluyor. Hakikaten neden geniş tutuluyor? Onu bir sorgulasınlar. Artık iş yalıdan çıktı. Bundan sonra boğazda seyr-ü sefa halinde işine gücüne gidip gelen insanlar, çoluk-çocuk var. Bu kadar lakayt kalıp sonra ‘su kirlenir’ diyorlar. Kirlenecekse onu da lütfen izah etsinler. Bu işte görevli uzmanlar ve hükümet bence kamuoyunu bilgilendirmiyor. Bazı meslek grupları maalesef 17 Ağustos depreminden beri çok iyi imtihan vermediler. İçlerinde konuşan, uyaran ve rapor verenler olduğu gibi bunu ticaret vasıtası haline getirenler de oldu. Bütün ilgili odaları göreve davet etmek hakkımız.”

"MONTRÖ'YÜ DEĞİŞTİRMEK KOLAY DEĞİL"

Transit gemi geçişlerinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden kaynaklanan sorunlar olduğunu belirten Ortaylı, Montrö'yü değiştirmenin kolay olmadığını vurguladı.

Faciaların yaşanmasını bekleyecek değiliz diyen Ortaylı, "Akdeniz'de bir sürü ucuz şirketin elinde sayısız gemi var. Bunlar takip edilemiyor. Biz boğazlardayız ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre boğazdan geçen gemilerin kılavuz alma mecburiyeti bile yok. Oysa bunlar çok kontrole muhtaç geçişler. Mesela bu gemide anlaşılan hiçbir şekilde teknik donanım, teknisyen donanımı falan yok. İki yakada 20 milyona yakın insan yaşıyor ve kıtalar arası gidip geliyor. İstanbullular denizi kullanmak zorundalar artık ve gittikçe yoğunlukla kullanıyorlar. Beykoz, Yeniköy gibi bir sürü hat çıktı. Bu nedenle artık küçük gemilerin hayatı bunlar yüzünden tehlikede. Bunlar son derece başıboş, dikkatsiz ve personeli üzerine hiç iyi şeyler düşünemeyeceğimiz gemiler. Sintine bırakıyorlar ve çöp döküyorlar. Boğazın ekolojisini değiştiriyorlar. İstanbul'un yakın gelecekte bunlarla baş etmesi mümkün değil. İlla felaket beklemeyelim” ifadelerini kullandı.

monash.pw

İlber Ortaylı&#x;dan emekli amiralleri haklı çıkaran sözler

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, emekli amiralin yayımladığı ortak açıklama sonrası tartışılan Montrö Sözleşmesi hakkında konuştu.

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Hürriyet’e verdiği röportajda “Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle ilgili tartışmalar var” hatırlatması üzerine, şunları söyledi:

“İstanbul Boğazı’ndan geçişle ilgili birtakım problemler olacağı açık. Artık çok kalabalık bir dünya var. Başta Rusya olmak üzere Karadeniz ülkeleri çok okkalı ama bir o kadar problemli devletler. Bir de bir halt ettik, Yunanistan’ı Karadeniz Birliği’ne biz dahil ettik. Olmayacak iş! Montrö Boğazlar Sözleşmesi bize Lozan’da elde edemediğimiz haklar verdi. Lozan’da Boğazlar’ın kontrolü tam bizim elimizde değildi. Boğazlar milletlerarası su yoludur ve bunun şakası olmaz.”

“BİR DE İŞİN ASKERİ YÖNÜ VAR”

“Bir de işin askeri yönü var” diyen Ortaylı, şöyle devam etti:

“Başkalarının gemileri izin alacak, içeride bir süre dahilinde kalabilecek Bunu değiştirmek kolay değil. Neden mi? İstersen çıkarsın, çekilebilirsin. Her beş senede bir otomatik uzuyor. Uzatmazsan derhal bir araya gelirler ve sana daha berbat şartlar sunarlar. Yunanistan’la karasuları problemi bile işin içine girer. Gerilimi arttırır.”

NE OLMUŞTU

emekli amiralin imzasını taşıyan açıklama 4 Nisan’da yayımlanmıştı.

emekli amiralin Montrö Sözleşmesi hakkında yayımladığı ortak açıklamanın ardından, 14 emekli amirale yönelik soruşturma başlatılmış ve 10 emekli amiral gözaltına alınmıştı. Emekli amirallerin adli kontrol şartıyla serbest bırakılması kararı verilmişti.

Soruşturma kapsamında, iki gün önce ise 6 emekli amiral ve bir emekli general ifadeye çağırılmıştı. Yapılan tebligatta ise 7 emekli askerden, 22 Nisan Perşembe günü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifade vermeleri istenmişti.

monash.pw

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır