mudanya ateşkes antlaşması / PTT'den Mudanya Ateşkes Antlaşması'nın yılı konulu anma pulu

Mudanya Ateşkes Antlaşması

mudanya ateşkes antlaşması

11 Ekim Mudanya Ateşkes Antlaşması ve tarihi zafer

Son dönemde adı siyasi tartışmalarda kullanılan İsmet İnönü, bundan tam 96 yıl önce adını Cumhuriyet tarihine altın harflerle yazdırıyordu. İsmet Paşa, Kurtuluş Savaşı'nın sonunda; İstanbul, Boğazlar ve Doğu Trakya'nın savaşsız kurtarılmasını sağlayan, TBMM Hükümeti'nin ilk siyasi zaferi Mudanya Mütarekesi'ni 11 Ekim 'de imzaladı.

monash.pw

Yayınlanma: - 11 Ekim Güncellenme:

11 Ekim Mudanya Ateşkes Antlaşması ve tarihi zafer

Büyük Taarruz’un zaferle sona ermesinin ardından İtilaf Devletleri, TBMM’ye mütareke çağrısında bulundu ve görüşmeler, 3 Ekim tarihinde Mudanya’da başladı. Görüşmelere, TBMM Hükümeti adına İsmet İnönü, İngilizleri temsilen General Harrington, Fransa adına General Charpy, İtalya adına General Mombelli katıldı. Görüşmeler, Doğu Trakya’nın ve Boğazlar’ın boşaltılması, Türkiye’ye geri verilmesi konularındaki görüş ayrılıkları nedeniyle sık sık kesildi. Zaman zaman gergin anların yaşandığı, hatta Türk ordusunun yeniden harekât hazırlıklarına giriştiği mütareke görüşmeleri, 11 Ekim ’de uzlaşmayla sonuçlandı. Mudanya Mütarekesi, 11 Ekim sabah saat ’da Türkiye ile 3 İtilaf Devleti İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalandı. Mütareke, imzalandıktan 3 gün sonra yürürlüğe girdi.

mudanya-muze-dha-2

FOTO: DHA / TARİHİ ANTLASMANIN İMZALANDIĞI MÜZE EVİ HER YIL BİNLERCE KİŞİ ZİYARET EDİYOR

Antlaşmayla Ankara Hükümeti istediğini elde ederek ve tek kurşun atmadan İstanbul, Boğazlar ve Doğu Trakya’yı işgalden kurtardı. Tarihi antlaşmayla, Milli Mücadele’nin askeri safhası sona erdi. Askeri zaferin ardından TBMM siyasi bir zafer de kazanmış oldu.

İşte tarihimizin en önemli dönüm noktalarından olan 8 günlük o süreç;

Mudanya Ateşkes Antlaşması ( Ekim )

Mustafa Kemal Paşa, itilaf devletlerine ateşkes için görüşmelerin Mudanya’da başlanılmasını önermişti. Bu arada başkomutanlık namına olağanüstü yetkilere sahip olmak üzere Garp cephesi orduları Komutanı İsmet Paşa’yı temsilci olarak seçtiğini de bildirmişti. Mütarekenin amacı askeri hareketin durdurulması ve özellikle işgal kuvvetleri ile Türk birlikleri arasında olası bir çatışmanın önüne geçilmesiydi. Türkiye için ise esas dâva, Yunanlıların en kısa zamanda Türk topraklarını boşaltarak, Meriç’e kadar bütün Trakya’nın bize teslim edilmesiydi. Bundan sonra asıl barışa gidecek yol açılabilirdi. İsmet Paşa başkanlığındaki Türk Heyeti Batı Cephesi Kurmaybaşkanı Asım Gündüz, Yrb. Tevfik Bıyıklıoğlu, Bnb. Seyfi Düzgören ve Kızılay ikinci başkanı Hamit Bey’le iki yazmandan oluşuyordu. Genelkurmay başkanı Fevzi Paşa ile Refet Bele’nin de Mudanya’da kalmaları uygun görülmüştü. İngilizleri General Harrington, Fransa’yı General Charpy, İtalya’yı da General Monbelli temsil ediyordu. Yunanistan General Mazarakis ile Sarıyanis’i delege olarak atamıştı. Fakat bunlar Mudanya’ya kadar gelmiş olmakla birlikte görüşmelere katılmamışlardı.
mudanya-muze-dha-4

Görüşmelere 3 Ekim Salı günü saat ’te başlandı. Ayrı ayrı gelen müttefik generalleri ev sahibi olarak İsmet Paşa teker teker karşılamış ve toplantının yöneticisi gibi bir tavır takınmıştı. Franklin Bouillon da gözlemci olarak salonun bir köşesine alınmıştı. İlk konuşmayı da İsmet Paşa’nın kendisi yapmıştı. Fakat ateşkesin sağlanması sanıldığı kadar kolay olmadı. Öyle ki Şevket Süreyya Aydemir, “Mudanya Konferansına Mudanya Savaşı demek hatalı olmasa gerektir” diyerek görüşmelerin çok gergin bir hava içinde geçtiğini vurgulamıştır. Özellikle müttefiklerin Trakya’nın teslimine yanaşmamaları bu gerginliğin temel nedeni olarak görülmektedir.

İnönü, anılarında Konferansın havasını şöyle açıklamaktadır:

“Mudanya Konferansının ilk üç günü Trakya meselesinin müzakeresi ile geçmiştir. İlk müzakere açılır açılmaz benim ortaya koyduğunu, dikkatlerini çektiğim mesele budur. Biz muharebe halindeydik, karşımızda düşman vardı. Düşmanı yendik ve takip ettik. Anadolu’dan çıkardık. Mudanya Konferansının toplanması ile askeri hareket durmuştur. Bu hal uzun müddet devam edemez. Böyle bekleyerek, karşımızdaki hasım kuvvetlerin yeniden zaman ve hazırlık kazanmasına fırsat veremeyiz. Onun için bir an evvel bütün memleketin tahliyesi işini halletmek lazımdır. Ben, tezimi bu şekilde izah ettim. Münakaşalar oluyor: Diğer meseleler hallolunduktan sonra bu da hallolunur. Diğer meselelerle beraber hallolunur…”
mudanya-muze-dha-3

YENİ BİR SAVAŞ TEHLİKESİ

Oldukça tartışmalı geçen görüşmeler zaman zaman tıkanır gibi oluyordu. Hatta 5 Ekim’den 9 Ekim’e geçen süre içinde yeniden bir savaş tehlikesi bile belirdi. Çünkü 5 Ekim’de Fransızlar, Trakya’nın Türklere teslimini kabul ettikleri halde İngiliz ve İtalyan temsilcileri yetkileri olmadığını ileri sürerek, hükümetlerinden yönerge almak için toplantıyı ertesi güne bıraktırdılar. Onların bu tutumu Mustafa Kemal Paşa’yı derhal harekete geçirdi. Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine 6 Ekim’de Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya da şu telgrafı çekti:

“Ekimin 6.günü için kararlaştırılan içtimaınızda Trakya’nın İzmir’de kararlaştırılan esaslar dahilinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetine iadesini kabul etmedikleri takdirde tasavvur buyrulduğu gibi Ekim’de derhal İstanbul üzerine harekete geçiniz.”

Türkiye yeni bir savaşın eşiğinde gibi görünüyordu. Şevket Süreyya’nın belirttiği gibi, “İsmet Paşa’nın Mudanya’da ve 6 Ekim’de olduğu kadar, belki hiç kimse, harple sulhun kıskaç arasında böylesine sıkışıp kalmamıştır.” Durum, Türkiye Büyük millet Meclisinde de dikkatle yakından izleniyordu. Mustafa Kemal Paşa cepheye gitme olasılığından söz etmiş ve Bakanlar Kurulunun meclisi aydınlatmasını istemişti. Milletvekilleri düşüncelerini ve eleştirilerini özgürce dile getirmişlerdir. Durak Bey, hükümetin uyumlu politikasını sürdürerek savaşa yol açacak girişimlerden kaçınmasını, savaş yeniden başlasa İngilizlerle savaşmanın kaçınılmaz olacağını, İngilizlerin Trakya’ya kaçan Yunan askerlerini örgütleyebileceğini dile getirmiş, savaşın en son çare olduğunu vurgulamıştır. Emin Bey, konferansın uzamasının Türkiye’nin lehine olmadığını, bu bakımdan konferansın kısa sürede bitirilmesinin zorunlu olduğu üzerinde durmuştu. Kimi milletvekilleri Misak-ı Milliden ayrılmaması gerektiğini özellikle dile getirmişlerdir.

İsmet Paşa’nın telgrafı mecliste görüşülürken Mustafa Kemal Paşa da İsmet Paşa’ya gizli bir emir göndererek şunların sağlanmasını istiyordu:

Yunan kuvvetlerinin 15 gün içinde Trakya’dan çekilmeleri.

Boşaltılan yerlerin TBMM hükümeti temsilcilerine teslim edilmesi.

Trakya’da kalacak itilaf devlet ve komisyonlarının TBMM yönetimini denetleme ya da işgalci bir amaç taşımaması.

Trakya’nın Türkiye’ye verildiğinin açıkça belirtilmesi.

Karaağaç’ın Edirne’nin sınırları içinde olduğunun kabul ettirilmediği takdirde burasının itilaf devletlerinin işgali altına sokulması.

Trakya’ya gönderilecek jandarma sayısının sınırlandırılmaması…

Bunun dışında Boğazlarda itilaf devletleri askerlerinin sayısının arttırılmaması, işgal bölgelerinin genişletilmemesi gibi konular da yer alıyordu. İtilaf devletleri özellikle İstanbul’un boşaltılmasına yanaşmıyordu. Çünkü bu onların “yenilgilerini itiraf” anlamına gelecekti.

Bu yazıda İsmet Paşa, 7 Ekim akşamı bir bildiri yayınlayarak durumu halka açıkladı. Ertesi günü yani 8 Ekim’de toplantı olmadı. İsmet Paşa bunalıma bir çözüm bulmak için uğraşıyordu.

9 Ekim akşamı yapılan toplantıda hava yumuşadı. General Harrington’a göre İsmet Paşa daha munis idi. Müttefiklerin hazırladığı proje okunduğu zaman İsmet Paşa J’accepte! (Kabul ediyorum) dedi ve bunu hükümetine bildireceğini ekledi ve Konferansın 10 Ekim öğleden sonraya ertelenmesini istedi. Onun bu önerisi kabul edildi. Hükümetin onayı alındı. Ancak 10 Ekim’de Konferans toplanamadı. Buna Yunan delegesi ile yapılan görüşmelerin uzaması neden olmuştu. Sonunda 11 Ekim sabahı saat 6’da Mudanya Askeri Sözleşmesi imzalanmış, Ekim ’den başlamak üzere yürürlüğe girmesi kabul edilmişti.

Mudanya Askeri Sözleşmesi (Convention Militaire) 14 maddeden oluşuyordu. Bu sözleşme ile Türk-Yunan kuvvetleri arasındaki çatışma son buluyordu. Yunanlılar, Trakya’yı 15 gün içinde boşaltacaklardı. Türk jandarması, mülki memurlarla birlikte Trakya’ya el koyacaktı. Yönetimin Türklere devri 30 günde tamamlanacaktı. Boşaltma ve devir işlerini denetlemek üzere 7 taburluk bir müttefik birliği görevlendirilecekti. Teslim işlemi bittikten 30 gün sonra bunlar bölgeden ayrılacaktı. Meriç’in sağ kıyısı ve Karaağaç, antlaşma yapılıncaya kadar itilaf devletlerinin işgali altında kalacaktı. İstanbul ve Boğazlar da mülki idaremize teslim olacaktı, ancak İstanbul’da ve Boğazlarda bulunan itilaf kuvvetleri, barışa kadar arttırılmaksızın kalabileceklerdi. Barışın yapılmasına kadar Türk kuvvetleri Çanakkale Boğazı ile İzmir yöresinde belirlenen çizgiyi geçemeyecek, Trakya’ya da silahlı kuvvet geçirmeyecekti. Yunan temsilcisi de sözleşmeye katılmayı zorunlu görmüştü. Mütarekenin imzalanması üzerine Mustafa Kemal Paşa, General Harrington’a teşekkür; Müdafaa-i Hukuk örgütlerine ve belediyelere kutlama telgrafları çekti.

Prof. Şerafettin Turan’ın vurguladığı gibi Mudanya Ateşkes Anlaşması ’den bu yana süregelen savaş haline son vermiş, ülkeyi istiladan kurtarmış ve işgal altındaki İstanbul’un da barış antlaşması ile birlikte Türk yönetimine geri verilmesini sağlamıştı. Kabul etmek gerekir ki Mudanya yalnızca basit bir ateşkes anlaşması olarak görülmemelidir. Siyasal nitelikte bir takım öğeleri de taşıdığı için uluslararası bir önem taşımaktadır.

10ekimmudanyagraf2

Bir Diplomatın Doğuşu

Şevket Süreyya, İsmet Paşa’nın Mudanya ile birlikte yepyeni bir kimlik kazandığını belirterek şöyle der: “Mudanya’nın ardından İsmet Paşa, memleketin hayatında bir siyasi şahsiyet olarak belirecekti. Nitekim Mudanya’dan sonra askerlik ve kumandanlık artık arkada kaldı ve İsmet Paşa Türkiye’nin kaderine bir siyasi şahsiyet ve bir İkinci Adam olarak karıştı.” Mudanya, bu açıdan bakıldığında, yeni bir diplomatın doğuşuna da ortam hazırlamıştır, demek yanlış olmaz. Gerçi İsmet Paşa’nın diplomasi alanında kimi deneyimleri olmamış değildi. Sözgelimi ’de, Edirne garnizonunda hizmet gören yüzbaşı İsmet Efendi bir sınır olayı nedeniyle askeri komisyonda görev alır. Bir Bulgar binbaşısıyla anlaşmazlığa düşer. Bundan ötürü görüştüğü Bulgar komisyonu başkanı general kendisine şöyle der: “…Yüzbaşı Efendi bir gün vatanınız sizinle iftihar edecektir.” Yüzbaşı İsmet, hayretle Bulgar generalinin yüzüne bakar ve ayrılırlar. yıllarında Yemen’de, Ahmet İzzet Paşa’nın komutanlığında çalışan kurmay binbaşı İsmet Bey, imam Yahya’nın ayaklanmasının bastırılmasında, askerlik ve siyaset günlerinden önemli hizmetlerde bulunmuştu. Birinci Dünya Savaşının ilk yıllarında çalıştığı Osmanlı karargâhında Alman subaylarıyla kurduğu iletişim, hiç değilse İsmet Beyin, diplomasi dilini kavramasına yardımcı olmuştur. Hatta bu subaylardan birine sorduğu sorularla, Almanya’nın Türkiye üzerindeki gerçek niyetlerini de sezebilmişti. O anlamıştı ki Almanlar, Türkiye’ye gitmek üzere gelmemişlerdi. Enver Paşa’nın bir aralık onu genelkurmay başkanlığına getirmeyi düşünmesi bir raslantı değildir.

Mustafa Kemal Paşa’nın Albay İsmet hakkında verdiği sicil (20 Mayıs ), onun bir diplomatta bulunması gereken niteliklere sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır: “Ciddi, faal, düşüncesi gayet açık ve yüksek fikirli. Maiyyetine ve savaş döneminin durumuna ve ruhsal değişkenliklerine hakim. İyi bir görüş yeteneğine ve olayları süratle algılamaya sahip…” Bütün bunların yanında albay İsmet, çevresinin emniyet, güven ve sevgisini kazanmış dürüst bir kişidir. Bu kişilik özelliklerinin bir diplomat için yeterli olduğuna şüphe yoktur.

Mustafa Kemal Paşa’nın, İsmet Paşa’ya Mudanya görüşmeleri için olağanüstü yetkiler vererek görevlendirmesi de şüphesiz uygun bir seçimdi. Bu, başkomutanın Garp Cephesi Komutanına duyduğu güvenin bir kanıtıdır. İsmet Paşa’nın, daha toplantının ilk gününde ev sahibi; aynı zamanda galip bir ordunun komutanı olarak girişimi eline alması da ayrıca üzerinde durulması gerekir. Nitekim, onun Lozan Konferansında da başdelege olarak yine Mustafa Kemal Paşa tarafından görevlendirilmesinde, Mudanya’daki başarısı belirleyici bir rol oynamıştır. Enver Ziya Karal, Mudanya mütarekesinin İsmet İnönü’nün “çelik iradesi” ile kazanıldığını özellikle vurgulamıştır.

Harrington’un, mütareke görüşmeleri sırasında İsmet Paşa üzerindeki gözlemleri büyük bir değer taşımaktadır. Başlangıçta, İsmet Paşa generalin gözünü doldurmamış fakat kısa süre sonra onun ne kadar çetin bir ceviz olduğunu kabul etmişti. Şevket Süreyya’nın yayınladığı Harrington’un mektubundan aldığımız kimi bölümler bu konuda önemli bir fikir vermektedir:

“İsmet Paşa’yı ilk gördüğüm vakit, o benim üzerimde büyük bir etki ve intiba bırakmadı. Görünürde gösterişsiz, ufak tefek bir insandı. Az konuşuyordu. Bundan başka -bir eksiklik mi, yoksa bazı hallerde bir meziyet mi bilinmez- çok da ağır işitiyordu.

Öyle sanıyorum ki aşağı yukarı 42 yaşlarındadır. Bizimle münasebetlerinde ilkin çok inatçı görünüyordu. Onun güldüğünü hemen hemen hiç görmedim. Yalnız “nasılsınız?” veya “Allahaısmarladık” derken biraz gülümsüyordu. Elbetteki Ankara’dan aldığı kesin talimata göre hareket ediyordu. Ama teferruat hususunda bir Üstat’tı…

Her satırı gayet dikkatle tetkik eder ve baştan sona kadar okur, notlarını süratle alır ve satırların altında gizli bir mana bulunmadığına kanaat getirmedikçe fikrini söylemez. Ama daima nazik davranır…”

İsmet Paşa, diplomasideki ilk sınavını Mudanya Konferansında verdi. Uluslararası, geniş kapsamlı Lozan’da da çok daha büyük bir diplomasi sınavı verecektir.

11ekimmudanyagraf

AlmanyaAltınaskerlikçatışmaEmniyetEnver PaşaFransaGenelkurmayGenelkurmay Başkanıİngiltereİsmet İnönüistanbulİtalyaLozanMustafa KemalTBMMTürkiyeYemenYunanistan


Belgelerle Mudanya Mütarekesi'nin bilinmeyen yönleri / The unknown aspests of Mudanya Armistice
Yazar:HACI KAYABAL
Danışman: YRD. DOÇ. DR. NECATİ AKSANYAR
Yer Bilgisi: Dumlupınar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı
Konu:Tarih = History ; Türk İnkılap Tarihi = History of Turkish Revolution
Dizin:Dünya Savaşı I = World War I ; Milli Mücadele = National Struggle ; Mudanya Mütarekesi = Mudanya Armistice Onaylandı
Yüksek Lisans
Türkçe

s.
Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Türk ulusu, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve Doğu da Ermeni saldırılarıyla kendini bir anda yeni bir savaşın içinde bulmuştur. İtilaf Devletleri ve bu devletlerin desteklediği Yunanlılar ve Ermeniler Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak Anadolu'nun değişik bölgelerini işgal ederek Türkleri yeni bir savaşın içine çekmişlerdir. Yunanlılarla yapılan Birinci ve İkinci İnönü muharebeleri ile Sakarya ve Büyük Taarruz Meydan Savaşını Türk ordusu kazanmış akabinde İtilaf Devletleri'nin 23 Eylül tarihin de verdikleri nota üzerine Mudanya da ateşkes görüşmeleri başlamıştır. Mudanya da Yunanlılarla Türkler arasında yapılan savaşı bitirmek amacıyla 8 oturum yapılmış bu oturumlar sonunda 11 Ekim tarihinde Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır. Bu Antlaşma 14 Ekim tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu antlaşmaya göre Yunanlılar Doğu Trakya'yı 15 gün içerisinde boşaltacak ve boşaltılan bölgeler İtilaf Devletlerine teslim edilecek, İtilaf Devletleri de en geç 30 gün içerisinde Doğu Trakya'yı TBMM'ne teslim monash.pwa Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra Mudanya Ateşkes Antlaşması'na aykırı bir takım olaylar gelişmiştir. Bu olaylar daha çok Yunanistan, İngiltere ve Ermenistan tarafından yapılmıştır. Yunanlılar Ege sahillerine Ayvalık Kuşadası kısımlarına sürekli kendi topraklarından korsanlar göndererek bu bölgede yaşayan halkın malına canına kast etmiş bölgede yaşayan kadınların bir kısmını kaçırarak ırzına geçmiş bölge halkının evlerini yıkarak hayvanlarının bir kısmını çalmıştır. Yunan savaş gemileri Türk karasularında Türklere ait olan gemileri durdurmuş gemiler içinde aramalar yapmıştır. Yunanlıların yapmış oldukları bu korsan faaliyetlere İtilaf Devletleri kayıtsız kalmış karakol gemisi olarak tamir edilmek istenen İstanbul'da bulunan gemilerin onarılıp ege sahillerinde karakol vazifesi olarak görev yapmasına izin vermemiştir. İngiltere Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandıktan sonra Kayseri yetimhanesi tarafından İstanbul yetimhanesine gönderilen yetimleri eline geçirerek Ermeni patrikhanesine teslim etmiş Ermenilerde bu çocukları yakın doğu yardım kuruluşunun korumalarıyla yurt dışına çıkarmışlardır. Ermenilerin yapmış olduğu bu faaliyetten haberi olan yetkililer bu çocukların kurtarılması için Refet Paşa'ya gerekli talimatları vererek bu çocukların kurtarılması için çalışmaların başlatılmasını istemiştir. Refet Paşa'da gerekli çalışmaları yaparak bu çocukların bir kısmını kurtarmıştır. Bu gelişmeler ışığında Mudanya Ateşkes Antlaşması Lozan Antlaşması'na giden bir yol haritası olmuşmonash.pwr Kelimeler: Mudanya Ateşkes Antlaşması, Mudanya Görüşmeleri, Mudanya Beldesi, Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa.
After being defeated in the World War I, Turkish Nation found itself in a new war by the attack of England, France, Italy, Greece and Armenian attack from the east. Entente States and Greece and Armenians supported by Entente States started to occupy different parts of Anatolia on the ground of Mondros Ceasefire Agreement and engulf Turkish people in a new war. Against Greek attack, First and Second İnönü Wars, and Sakarya and BüyükTaarruz Pitched Battles were won by Turkish army. After that, Entente States telegraphed to inform Grand National Assembly of Turkey about Mudanya Ceasefire negotiations and at September 23, , negotiations monash.pw order to cease the fight between Turks and Greeks, negotiations last 8 sessions and after these sessions Mudanya Ceasefire Agreement was signed at October 11, This agreement entered into force at October 14, According to this agreement, Greeks evacuate Eastern Thrace in 15 days, evacuated area will be given to Entente states, Entente states will give Eastern Thrace to Grand National Assembly of Turkey at the latest within 30 monash.pw signing of Mudanya Ceasefire Agreement, some incidents happened and violated the agreement. These incidents were mostly made by Greece, England and Armenia. Greeks sent pirates to the Aegean coasts, to Ayvalık and Kuşadası and intended to kill the people of the region, raped women, plundered houses and stole animals. Greek warships stopped Turkish ships and in Turkish territorial water and made searches in Turkish ships. Entente states were unmindful of these pirate activities of Greeks and did not allow patrol boats replaced in İstanbul to be repaired and exercise patrol duties in Aegean coasts. After signing of Mudanya Ceasefire Agreement, England captured orphan children who are carried from Kayseri to İstanbul and give them to Armenian Church. Armenians sent these children abroad with the protection of the Near East Charity. Authorities who heard about these incidents of Armenians gave the necessary instructions to Refet Pasha and requested from him to start working for saving these children. Refet Pasha saved some of the children by doing the necessary work. In light of these developments, Mudanya Ceasefire Agreement was become a road map to Lozan monash.pw Words: Mudanya Armıstice, Mudanya Talks, Mudanya Provınce, Mustafa Kemal Pascha, İsmet Pascha.

Mudanya Antlaşması ne zaman ve hangi şehirde imzalandı?

Mudanya Ateşkes Antlaşması Maddeleri

Öne çıkan Mudanya Ateşkes Antlaşması maddeleri şunlardır:

  • Türk – Yunan savaşı, antlaşma yürürlüğe girdiği an sona erecektir.
  • Doğu Trakya Meriç Nehri’ne kadar boşaltılacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne teslim edilecektir.
  • Barış yapılana kadar olası karışıklıkların önlenmesi adına Meriç’in sağ kıyısına İtilaf güçleri yerleştirilecektir.
  • Doğu Trakya’nın Yunanlar tarafından boşaltılmasına başlanacak ve bu süreç 15 gün içinde tamamlanacaktır.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne devredilen yerlerin güvenliği için jandarma güçleri bölgeye gönderilecek ve sayısı olacaktır.
  • Barış antlaşması yapılıncaya kadar TBMM, Doğu Trakya’ya asker geçirmeyecektir.
  • TBMM güçleri barış konferansına kadar Çanakkale ve Kocaeli bölgesinde belirlenen bir çizgide bekleyeceklerdir.
  • İtilaf Devletleri barış yapılana kadar, bulundukları yerlerde kalmaya devam edeceklerdir.
  • Ateşkes antlaşması 15 Ekim gece yarısı yürürlüğe girecektir.

İmzalanan ateşkesi kabul etmek istemeyen Yunan hükümeti, beklediği desteği bulamayınca 14 Ekim’de şartları kabul etmek zorunda kalmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Doğu Trakya’yı teslim alması için Refet Paşa görevlendirilmiştir.

Mudanya Ateşkes Antlaşması Sonuçları

  • İtilaf Devletleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni siyasi olarak tanımışlardır.
  • Doğu Trakya savaş yapılmadan TBMM kontrolü altına girmiştir. Bu durum da bize Mudanya Ateşkes Antlaşması ile savaş yapılmadan alınan yerler neresidir sorusunun cevabının Doğu Trakya olduğunu göstermektedir.
  • İngiltere’de Loyd George hükümeti düşmüştür.
  • İleride imzalanacak olan Lozan Barış Antlaşmaları için önemli bir zemin oluşturulmuştur.

Mudanya Ateşkes Antlaşması Önemi

Kurtuluş Savaşı’nı sona erdiren Mudanya Ateşkes Antlaşması önemi şu şekilde listelenebilir:

  • İtilaf Devletleri tarafından TBMM’nin tanınıp muhatap alınması, artık Osmanlı Devleti’nin yok sayıldığını göstermektedir.
  • Mondros Ateşkes Antlaşması geçerli bir belge olmaktan çıkmış ve Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Türk milleti egemenlik hakkını geri kazanmıştır.
  • İleride kurulacak olan bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik alandaki ilk büyük adımı atılmıştır.
  • Yunanların Megali İdea (Büyük Fikir) projesi ortadan kaldırılmıştır.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır