murisin banka hesaplarının tespiti / Mevduat / Katılım Fonu Hesabı Bulunan Banka Sorgulama (Mirasçısı Olduğunuz Kişi Adına)

Murisin Banka Hesaplarının Tespiti

murisin banka hesaplarının tespiti

Mirasın ve Terekenin Tespiti Davası

BDDK web sitesine hoş geldiniz.
Bu siteyi kullandığınız takdirde aşağıdaki koşulları kabul etmiş sayılacaksınız.

BDDK web sitesinin yayınlanması, hiçbir kişi ve/veya kuruluşa herhangi bir konuda herhangi bir taahhüdü içermemektedir. Sitede yer alan bilgiler, kişi ve kuruluşlara yönelik talimat verilmesi, hukuken onların herhangi bir doğrultuya yönlendirmesi amaçlarını ve tebligat niteliğini taşımamaktadır.

Web sitemizde yayınlanan çalışmalardan, kaynak gösterilmek suretiyle kısmen alıntı yapılabilir ancak bu bilgilerin ticari amaçlarla kullanımı BDDK'nın yazılı iznine tabidir.

BDDK, web sitesinde yayınlanan bilgilerin güncel ve doğru bilgilerle yayınlanmasını temin etmek amacıyla elinden gelen çabayı göstermekle birlikte, BDDK'nın bu bilgilerin doğruluğu ve tamlığı konusunda açık veya zımni şekilde kefalet veya garanti verdiği yolunda hiçbir taahhüdü bulunmamaktadır. Kullanıcılar sisteme girmeleri ile birlikte; BDDK tarafından yayınlanan bilgilerin kullanımı sonucunda doğrudan veya dolaylı bir kayıp veya zarar doğması halinde, bu durumun BDDK'na hiçbir borç, sorumluluk veya mükellefiyet yüklemeyeceğini açık olarak kabul etmiş sayılırlar.

Sitede yer alan bütün metinler ve/veya hizmetler, önceden kullanıcılara bildirimde bulunmaksızın BDDK tarafından değiştirilebilir. BDDK web sitesi ön bilgi verilmeden kullanım dışı bırakılabilir. BDDK web sitesinde yayınlanmış bilgiler, ya da bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden veya siteye ulaşılamamasından doğan veya doğacak zarar ve/veya kayıplardan dolayı sorumluluk kabul etmez.

Site özenle hazırlanılmış olmasına rağmen, site ziyaretçileri; sitedeki bilgilerin, konuyla ilgili profesyonel danışmanlığın yerini alacağını düşünmemelidirler. Bu nedenle, sitede yer alan bilgileri herhangi bir şekil ve surette kullanmadan önce, konuyla ilgili profesyonel danışmanınızla görüşmenizi tavsiye ederiz.

İnsan hataları, teknik veya diğer faktörler nedeniyle hata veya bilgi eksikliği/yanlışlığının veya güncellik yitirmesinin vuku bulabileceği tabiidir. BDDK, sistemde yer alan bilgilerdeki hata ve eksikliklerden hiçbir şekilde sorumlu bulunmamaktadır.

Bu site BDDK'na ait olup site içerisindeki bilgilerin bir kısmı Kurum, bir kısmı da diğer kaynaklardan sağlanarak Kurum tarafından yayınlanmaktadır. Sitemizden bağlantı yapılarak ulaşılan diğer sitelerdeki bilgiler, ilgili kuruluşlar tarafından yayınlanmakta olup, BDDK'nu bağlamamaktadır.

Kurumumuz web sitesi Temmuz 2018 itibarıyla güncellenmiştir. Bu tarihten öncesine ait duyurularda güncel olmayan linkler yer alabilir. Bu konuda sorun yaşanması durumunda kullanıcılarımız Kurumumuz ile iletişime geçebilirler.

Şartları ve Dilekçesi

Terekenin tespiti davası, miras bırakanın mal varlığının tam olarak tespit edilmediği durumlarda, ne kadar mirası kaldığının anlaşılması için açılan bir dava türüdür. Bunun dışında ölüme bağlı tasarruflarda (mirasçı atama, belirli mal bırakma, yedek mirasçı atama, artmirasçı atama, vakıf ve miras sözleşmesi) bir adaletsizliğe sebebiyet verilip verilmediğinin anlaşılmasını da sağlamaktadır. Terekenin tespiti davası, mirasçıların miras bırakanın tüm malvarlığının tam ve doğru bir şekilde tespit edilmesi amacıyla açtığı delil tespiti niteliğindeki davadır. Mirasçılar bu davayı terekeye ilişkin herhangi bir hak kaybına uğramamak için açar.

Terekenin tespiti davası diğer bir tanımla; miras bırakan kişinin ölümü sonrasında bırakmış olduğu aktifler ve pasiflerin tespitidir. Aktif mallar; menkul, gayrimenkul, para iken, pasifleri murisin borçları ve masraflarıdır. Miras bırakanın aktifi ve pasifi tespit edildikten sonra pasifler aktiflerden çıkararak denkleştirme işlemi gerçekleştirilecek, denkleştirme sonucunda çıkan değer ise terekeyi oluşturmaktadır.

Hukukumuzda mirasçılar, miras bırakanın ölümüyle miras bırakanın ayni haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar. Külli intikal de denilen bu kurala göre miras bırakanın mirasçılara geçişi mümkün olan hak ve borçları ayrıca bir işlem yapılmaksızın kendiliğinden mirasçılara geçer. Ancak bazı durumlarda mirasçılar, miras bırakanın tüm hak ve borçlarını bilemeyebilmektedir. Miras bırakanın tüm hak ve borçlarının tespiti amacıyla da yazımızın konusu olan terekenin tespiti davası açılmaktadır.

terekenin tespiti davasi nedir

Tereke Nedir?

Tereke, ölenin ölüm tarihi itibarıyla sahip olduğu ve mirasçılarına intikal edebilen mal, hak, alacak ve borçların tümüdür. Tereke aktif ve pasif olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Miras bırakanın alacakları, hakları aktif kısmı oluştururken borçları pasif kısmı oluşturmaktadır. Kural olarak miras bırakanın tüm hak ve borçları terekeye dahil edilir. Ancak bazı malvarlığı değerleri özellikleri gereği terekeye dâhil edilmezler. Tereke, kişilerin öldükten sonra geride bıraktığı;

  • Para,
  • Araç,
  • Alacak hakkı,
  • İşletme,
  • Gayrimenkul gibi maddi mal varlığı değerleri
  • Borçların bütününe verilen isimdir.

Bir diğer anlatımla, tereke, miras bırakanın sağlığında edinmiş olduğu devir ve intikal edebilen tüm özel hukuk ilişkilerini kapsamaktadır. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar miras bırakanın ölümüyle sona ermektedir. Bu bakımdan tereke, miras bırakanın sağlığında edindiği mallara eşit olmayabilir. Bu tür durumlarda terekenin varlığı ve varlığı halinde neleri kapsadığının belirlenmesi zordur. Dolayısıyla, mirasçılar terekenin tespiti davası açarak mahkemeden terekenin tespit edilmesini talep edebilirler.

Terekenin Tespiti Davası Nedir?

Terekenin aktif ve pasifinin tespiti amacıyla taraf beyanları ve taraflarca gösterilen deliller dikkate alınarak, ilgili yerlere müzekkere yazılarak bilgi ve belgelerin dosyaya getirilmesiyle, keşif yapılması gereken hallerde keşif yapılarak miras bırakanın terekesinin tümüyle mahkeme tarafından hesaplanmasını sağlayan davadır. Ayrıca tereke tespiti davalar ı delil tespiti niteliğinde olup istihkak davası niteliğinde değildir.  Terekenin tespiti davası, miras bırakanın ölümü sonrası mirasçılar tarafından terekenin aktif ve pasifinin belirlenmesi için açılan ve usulü olarak tespit davası niteliği taşıyan bir dava türüdür. Terekenin tespiti davası iki sebepten dolayı açılır:

  • İlk sebep; mirasçıların ölenin ne kadar malvarlığı olduğunu tam olarak bilememesidir. Zira mirasçılar miras bırakanın malvarlığı ve borçlarına ilişkin kapsamlı bilgiye sahip olamadıklarından, mirası kabul ettikleri takdirde zarara uğrayıp uğramayacaklarını da bilemezler. Bu gibi durumlar için Türk Medeni Kanunu (TMK) mirasçıların menfaatini korumak için mirasçılara terekenin defterinin tutulmasını talep etme hakkı tanımıştır.
  • İkinci sebep ise; terekenin korunmasının talep edilmesi sebebiyledir. Örneğin tereke mirasçılar arasında paylaştırılana kadar bazı mirasçıların terekeden mal kaçırma durumu söz konusu ise diğer mirasçılar Mahkemeye başvurarak terekenin mühürlenmesini ve tereke defterinin tutulmasını talep edebilir.

Terekenin tespiti davası ile, mirasçıların biri veya hepsinin talebi üzerine mahkemece yahut Sulh Hukuk Mahkemesi hâkimi tarafından, terekeye konu malların ve hakların devlet eliyle korunması için gerekli bütün önlemler re’ sen alınır. Bu önlemler;

  • Terekede bulunan mal ve hakların yazımına,
  • Terekenin mühürlenmesine,
  • Terekenin resmen yönetilmesine,
  • Vasiyetnamenin açılmasına ilişkindir.

Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hakimin re’ sen karar verdiği hallerde Devlet tarafından karşılanır. (TMK m. 589)

Terekeye Eklenmesi Mümkün Olmayan Haklar ile İstisnalar Nelerdir?

Her durumda mirasçıların, miras bırakanın tüm hak ve borçlarını bilmesi beklenemez. Bu durumlarda mirasçılar, miras bırakanın tüm hak ve borçlarının, terekenin tespiti için dava açarak mahkeme tarafından gerekli bilgi ve belgelerin toplanmasıyla bu dava ile terekenin tespitini sağlamaktadır. Bazı malvarlığı değerleri özellikleri gereği terekeye dâhil edilmezler. Bunlar;

  • Kişilik hakkı
  • Aile hukukundan kaynaklanan haklar
  • Sözleşme ilişkisinde tarafların kişiliklerinin önemli olduğu sözleşmeler (vekalet, hizmet, eser sözleşmeleri gibi)
  • Üst hakkı ve kaynak hakkı hariç, kişisel irtifak hakları (intifa hakkı, sükna (oturma) hakkı)
  • Destekten yoksun kalma tazminatı
  • Kıdem tazminatı
  • Ölüm tazminatı
  • Emeklilik ikramiyesi

Terekenin Tespiti Davasını Kimler Dava Açabilir?

Terekenin tespiti davası, miras bırakanın mirasçılarından herhangi biri tarafından veya tüm mirasçılar adına tereke temsilcisi tarafından da açılabilir. Mirasçılardan yalnızca birinin terekenin tespiti davası açması durumunda diğer mirasçıların ayrıca dava açması gerekmemekte olup dava sonucunda tereke tüm mirasçılar için geçerli olacak şekilde tespit edilir. Ayrıca tereke tespiti davası çekişmesiz yargı işlerinden olduğu için hasımsız olarak açılmaktadır.

Yani mirasçılardan her biri terekenin tespiti için dava açabilir. Her bir mirasçının açmaya yetkisi olduğu gibi tüm mirasçılar birlikte de dava açabilir. Bununla birlikte, diğer miras davalarının yargılaması devam ettiği sırada da, terekenin tespiti davası talep edilebilir.

Terekenin Tespiti Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Terekenin tespitine ilişkin davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Miras bırakanın son yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi ise yetkili mahkemedir. Terekenin tespiti davasında görevli mahkeme, tereke tespit davası çekişmesiz yargı işlerinden olduğu için HMK md. 383 uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir.

Terekenin tespiti davasının ne kadar süreceği tamamen davanın açıldığı adliye ve mahkemenin iş yoğunluğuna bağlıdır. Bu nedenle de bu konuda herhangi bir süre garanti edilemez. Mahkemenin yoğunluğunun yanı sıra temelsiz ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde açılan davalar ve terekeye dair yürütülen tüm işlemler davanın gereksiz bir şekilde uzamasına neden olur. Bu nedenle de hukuki dayanakların olması, dava süresini önemli ölçüde kısaltır.

Terekenin Tespiti Davasında Tereke Nasıl Tespit Edilir?

Mahkeme tarafından, tarafların beyanları ve sunmuş oldukları deliller doğrultusunda ilgili kurum ve kuruluşlara (örneğin Tapu Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye Bankalar Birliği ve sair) müzekkereler yazılarak miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle sahip olduğu hak ve borçları ile ilgili bilgi ve belgeler toplanır. Mahkeme tarafından gerekli görülmesi halinde keşif işlemi yapılır. Sonuç olarak mahkeme ilgili kurum ve kuruluşlardan gelen müzekkere cevaplarına göre, keşif sonucunda elde ettiği bilgi ve belgeler doğrultusunda miras bırakanın terekesinin tespitini gerçekleştirir.

Her durumda mirasçıların, miras bırakanın tüm hak ve borçlarını bilmesi beklenemez. Bu durumlarda mirasçılar, miras bırakanın tüm hak ve borçlarının, terekenin tespiti için dava açarak mahkeme tarafından gerekli bilgi ve belgelerin toplanmasıyla bu dava ile terekenin tespitini sağlamaktadır.

Terekenin Tespitinde Hangi Tarihteki Değerler Esas Alınır?

TMK md. 575 e göre “Miras, miras bırakanın ölümüyle açılır. Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir.” ve ilgili Kanun’un 507/1 maddesine göre de “Tasarruf edilebilir kısım, terekenin miras bırakanın ölümü günündeki durumuna göre hesaplanır.” Kanun maddeleri gereğince terekedeki malvarlığı ve hakların miras bırakanın ölüm tarihindeki piyasa değerleri dikkate alınır.

Terekenin Tespiti Davasında Hak Düşürücü Süre

Terekenin tespiti davası açılabilmesi için kanunumuzda herhangi bir zamanaşımı yahut hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Bu bakımdan davanın açılmasında hukuki yararın devam ediyor olması şartıyla terekenin tespiti davası ilgili kişiler tarafından her zaman açılabilir.

Terekenin tespiti davası süreci, mahkemenin iş yoğunluğu, duruşma günü, yargılama aşamasında adli tatile girilmesi, delillerin toplanması, tarafların mazeretli olup olması gibi tüm hususlar davanın ne kadar zamanda sona ereceğini de etkilemektedir. Tüm bu gerekçeyle dava sürecinin ne kadar zamanda sona ereceğine dair kesin bir tarih söylemek mümkün değildir. Ortalama bir süre vermek gerekirse yaklaşık 1-2 yıl kadar sürmektedir. Ancak konusunda uzman avukattan vekillik hizmeti almanız halinde dava süreci hızlanacak, tebligat takibi, dosyaya gelen giden evrakları kontrol etme ve talepte bulunarak dava sürecini hızlandıracaktır.

terekenin tespiti davasi dilekcesi ornegi

Terekenin Tespiti Davasında Yargılama

Terekenin Tespiti davasına ilk olarak mirasçıların beyanlarıyla başlanır. Mirasçılar, miras bırakanın malvarlıkları bildikleri kadarıyla mahkemeye bildirirler. Bununla birlikte mahkeme gerekli gördüğü kurum ve kuruluşlara müzekkere yazarak miras bırakanın malvarlığını tespit etmeye devam eder. Öte yandan mahkeme, miras bırakanın malvarlığını daha kolay bir şekilde tespit edebilmek için miras bırakanın borçlularını ve alacaklılarını da tespit eder.

Mahkeme huzurunda bulunan beyanlar ve müzekkere cevapları bir araya getirildikten sonra mahkeme miras hukukunda uzman olan bir bilirkişi tayin eder ve dosya kapsamında rapor düzenlemesi için bu bilirkişiye dosyayı gönderir. Bilirkişi raporunda belirtilen hususlar kapsamında ve tüm toplanan diğer bilgiler neticesinde mahkeme yeterince araştırma yaptığına kanaat getirdikten sonra ölenin borçları, mahkeme masrafları, cenaze giderleri gibi pasif malvarlığı değerleri aktif malvarlığı değerlerinden çıkarılarak terekenin değeri belirlenir.  Tereke malvarlığı hesaplanırken mirasın açıldığı tarihteki değerleri esas alınır.

Terekenin Tespiti Davası Harç ve Masrafları

Terekenin tespiti davası maktu harca tabi dava türlerindendir. Dolasıyla ödenecek dava açılırken ödenecek tutar davanın değerine göre değişmez. Ancak yargılamanın ilerleyen safhalarında yapılacak tebligat, keşif ve bilirkişi giderleri için de ayrıca avans ödenmesi gerekebilir. Bu masrafları davayı açan mirasçı tarafından ödenir. Ancak dava neticelendikten sonra yapılan masraflar, terekenin tespiti davasını açan mirasçıya öncelikli olarak ödenir.

2022 yılı için tespit davası açma ücreti 1000 TL civarıdır.

Terekenin Tespiti Davası Örnek Dava Dilekçesi

Ankara Nöbetçi (   ) Sulh Hukuk Mahkemesi’ Ne

Tedbir taleplidir.

Talepte Bulunan

Mirasçılar : İsim Soyisim TC Adres

Vekili          :Av. Umur Yıldırım

Diğer Mirasçılar: İsim Soyisim TC Adres

                                      İsim Soyisim TC Adres

Dava Konusu      : Murise ait terekenin tespit edilerek bu terekeye temsilci atanması ve tedbir konulması taleplerimizden ibarettir.

Açıklamalar

İşbu dilekçe ile Mahkemenizden terekenin tespiti talebinde bulunan müvekkiller A….. B….. ve  D….. B….. kardeş olup, babaları muris C….B…. (murise ait kimlik bilgileri dilekçe ekinde sunulmuştur Ek-1) , ../../…. Tarihinde vefat etmiştir. Dilekçe ekinde sunmuş olduğumuz veraset ilamından (Ek-2) da anlaşılacağı üzere, istemde bulunan müvekkiller ile müvekkillerin dışındaki diğer iki kişi murisin mirasçılarıdır.

Murisin bırakmış olduğu bilinen bir vasiyetnamesi yoktur. Her ne kadar murisin malvarlığının bir kısmı tarafımızca bilinmekte ise de bilinmeyen kısmının tespit edilebilmesi için taleplerimizi aşağıdaki şekilde Mahkemenize sunuyoruz.

Murisin müvekkiller tarafından bilinen malvarlıkları (Ek-3) şu şekildedir:

Murisin müvekkiller tarafından bilinmeyen malvarlığının tespit edilebilmesi için şu hususların belirlenmesini talep ediyoruz:

  1. Murise ait banka hesap kayıtları sorgulatılarak, ortak veya tek başına sahip olduğu hesap kayıtları ve hesap hareketleri, araç ve banka mevduatları ve aktif ve pasiflerinin belirlenmesi
  2. SGK’ya yazılacak müzekkere ile murisin resmî kurumlardan hak edişlerinin belirlenmesi
  3. TAKBİS üzerinden murise ait tapu kayıtlarının devir işlemleri de dahil olmak üzere aktif ve pasiflerinin sorgulatılarak belirlenmesi
  4. Gelir İdaresi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak murise ait vergi kayıtlarının sorgulatılarak belirlenmesi
  5. Murise ait motorlu taşıtların aktif ve pasiflerin sorgulatılarak belirlenmesini talep ediyoruz.
  6. Davacı müvekkiller ve murisin diğer iki yasal mirasçıları arasında mirastan doğan bir husumet olduğundan; var olan terekenin yanında Mahkemenizce belirlenecek terekenin de ortaya çıkmasıyla müvekkiller açısından hak kaybı oluşturacak durumlar ortaya çıkabileceği düşünülmektedir. Bu sebeple mirasçıların hak kaybına uğramalarının önlenmesi ve terekenin bütünlüğünün korunabilmesi adına öncelikle hali hazırda bilinen ve Mahkemenizce belirlenecek tereke üzerine tedbir konulmasını ve belirlenen hususların zarar görmemesi için defter tutulması da gerektiğinden Mahkemenizden söz konusu terekeye bir temsilci atanmasını talep ediyoruz.

Hukuki Sebepler   : TMK, HMK, Avukatlık Kanunu ve sair ilgili mevzuat

Deliller          : Murise nüfus kayıt bilgileri, veraset ilamı, tapu kayıtları, bilirkişi raporu, sair tüm deliller.

Sonuç ve Talep  :Yukarıda açıklanan ve Mahkemenizce re’ sen dikkate alınacak tüm nedenler ile:

  1. Öncelikle yukarıda sıraladığımız taleplerimizi içeren davamızın kabulüne,
  2. Hali hazırda bilinen ve Mahkemenizce belirlenecek terekeye temsilci atanmasına,
  3. Bu doğrultuda yukarıda belirtilen ilgili makamlara müzekkereler yazılarak murise ait terekedeki malvarlıklarının tespitine
  4. Mirasçıların hak kaybına uğramalarının önlenmesi ve terekenin bütünlüğünün korunabilmesi adına hali hazırda bilinen ve Mahkemenizce belirlenecek tereke üzerine tedbir konulmasına,
  5. Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı yana yükletilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. 08/12/2021

           Talep Edenler Vekili

          Avukat Umur Yıldırım

Terekenin Tespiti Davası Yargıtay Kararları

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 15.09.2022 Tarih, 2022/2422E. 2022/1852K. sayılı kararı;

“Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1-2 maddesi). Önlem alma isteğinin yetki yahut başka bir sebeple reddedilmesi tereke mallarının kaybına sebep olabileceği gibi hak sahiplerine intikal etmemesi sonucunu da doğurur.

Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara “onay” vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez. Mirasçılar, terekenin tespitine rağmen, birbirlerine yahut üçüncü kişilere karşı tespit edilmiş veya edilmemiş (deftere yazılmış veya yazılmamış) olanları ihtilaf konusu yapabilirler. “Koruma önlemi” olarak tutulan defter (terekenin yazımı), sonradan gündeme gelebilecek mirasın bölüştürülmesine yahut başka bir özel hukuk ilişkisine de esas olmaz. Sonradan başka bilgilerin çıkması ve bu kapsamda mevcut kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde defter içeriği her zaman değiştirilebilir.

Öte yandan; terekenin resmen yönetilmesi kanunda belirtilen sebeplerin bulunması halinde korunması ve hak sahiplerine sağlıklı bir şekilde geçebilmesi için terekenin yetkili hâkim yahut onun atadığı kimse tarafından mirasçıların iradelerinden bağımsız bir şekilde geçici bir dönem yönetilmesidir. Tereke sadece kanunda belirtilen sebeplerle resen yönetilebilir. Bazı hallerde mirasçılar kendilerini temsil edebilecek bir temsilci tayin edebilecekleri gibi birinin talebi üzerine hakim de terekenin yönetilmesi için temsilci tayin edebilir (TMK.nun 640. maddesi). Burada mirasçıların iradesi önemlidir. TMK.nun 592. maddesinde ise, istisnai durumlar dışında mirasçıların iradelerinden bağımsız olarak terekenin yetkili mahkeme veya belirleyeceği resmi memur tarafından resmen yönetilmesi söz konusudur.”

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/715 E., 2021/2143 K. sayılı kararı;

“Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir.”

 Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/3091 E. 2021/1501 K. sayılı kararı;

“İstek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 589 ve devamı maddeleri gereğince terekenin tedbir niteliğinde tespiti, defterinin tutulması ve hak sahiplerine intikal etmesini sağlamak için alınması gereken tedbirlere ilişkindir. Hak sahiplerinin alacak davası açmaları her zaman imkân dâhilindedir. Tereke tespiti, delil tespiti niteliğinde olduğundan, bu davaya asli veya feri müdahalede bulunulması da söz konusu olamaz. Miras bırakandan alacaklı olduğunu iddia eden Maliye Hazinesi vekili talep ettiği vergi borcunun ödenmesi konusuyla ilgili, mirasçılara karşı tespit niteliğindeki bu davadan sonra dava açması da mümkün bulunduğuna göre, temyiz edeninin taraf sıfatı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.”

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır