mustafa kemal atatürk ne zaman cumhurbaşkanı oldu / Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi - Vikipedi

Mustafa Kemal Atatürk Ne Zaman Cumhurbaşkanı Oldu

mustafa kemal atatürk ne zaman cumhurbaşkanı oldu

Ondan sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi için Meclis&#;te oylamaya geçildi. Toplanan oyların sonucunu, Başkanlık kürsüsünde oturan İsmet Bey (Paşa) Genel Kurul&#;a şu şekilde bildirdi:

«Türkiye Cumhurbaşkanlığı için yapılan oylamaya yüz elli sekiz kişi katılmış ve Cumhurbaşkanlığına yüz elli sekiz üye, oybirliği ile Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa Hazretleri&#;ni seçmişlerdir.»

Efendiler, seçimin hemen arkasından Meclis&#;te yaptığım konuşmayı tutanaklarda okumuşsunuzdur. Ancak, tarihî bir hatıranın canlandırılması için, müsaade ederseniz, o konuşmamı burada aynen tekrar edeyim:

«Saygıdeğer arkadaşlar, dünya çapında önemli ve olağanüstü olaylar karşısında, saygıdeğer milletimizin gerçek uyanıklığına ve şuurluluğuna değerli bir belge olan Teşkilât-ı Esasiye Kanunu&#;nun bazı maddelerini açıklığa kavuşturmak için kurulmuş olan özel komisyon tarafından yüksek hey&#;etinize teklif edilen kanun tasarısının kabûlü dolayısıyla, Türkiye Devleti&#;nin zaten bütün dünyaca bilinen, bilinmesi gereken mahiyeti, milletlerarası adıyla adlandırıldı.

Bunun tabii bir gereği olmak üzere bugüne kadar doğrudan doğruya Meclis Başkanlığı&#;nda bulundurduğunuz arkadaşınıza, yaptırdığınız bu görevi, Cumhurbaşkanı ünvanıyla yine aynı arkadaşınız, bu âciz arkadaşınıza tevcih ediyorsunuz.

Bu münasebetle, şimdiye kadar hakkımda gösterdiğiniz sevgi, samimiyet ve güveni bir defa daha göstermekle, yüksek değerbilirliğinizi ispat etmiş oluyorsunuz. Bundan dolayı yüce hey&#;etinize gönlümün bütün samimiyeti ile teşekkürlerimi arz ederim.»

«Efendiler, asırlardan beri Doğuda haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu.»

Son yıllarda milletimizin fiilî olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükûmetin yeni adıyla, medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.»

«Arkadaşlar, bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada lâyık olmak için, pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce hey&#;etinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır.

Ancak bu sayede ve Tanrı&#;nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.»

«Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimî ve sıkı bir şekilde yapışarak, kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti mes&#;ut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.» Efendiler, Meclis&#;çe Cumhuriyet kararı 29/30 Ekim gecesi saat &#;da verildi. On beş dakika sonra, yani &#;te Cumhurbaşkanı seçildi. Durum, aynı gece bütün memlekete bildirildi ve her tarafta gece yarısından sonra yüz bir pâre top atılarak ilân edildi.

İlk kabinenin İsmet Paşa tarafından kurulduğunu ve Meclis Başkanlığı&#;na Fethi Bey&#;in seçildiğini biliyorsunuz.

Mustafa Kemal Paşa’nın rahatsızlığının şiddetlenip yatağa düşmesi ülkedeki en önemli gündem maddesine dönüşmüştü.

Radyoda mütemadiyen Paşa’nın sağlık durumuyla ilgili bilgiler veriliyordu.

Yurdun dört bir yanından tabipler tedavi önerilerini ilgili mercilere iletirken Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk’ün 21 Ekim tarihinde komadan çıkarak gözlerini açması ülkede büyük sevinç yaratmıştı.

Mustafa Kemal’in gözlerini açması büyük bir mutluluğa sebep olmuşsa da bu durum fazla uzun sürmedi. Paşa tekrar komaya girmişti ve bu kez durumu daha da ağırdı.

10 Kasım tarihinde haber önce kulaktan kulağa yayıldı, sonra resmi makamlarca duyuruldu.

19 Mayıs yılında Selanik’te dünyaya gelen Ali Rıza oğlu Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım yılı sabah saat sularında hayata veda etmişti. 

Celal Bayar’ın zor günleri

Mustafa Kemal, hayata gözlerini yumduktan sonra o sırada Başvekil (Başbakan) olan Celal Bayar için idare etmesi gereken iki zorlu süreç başladı:

İlki Cumhurbaşkanlığı seçim süreci, ikincisi de Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının kaldırılarak namazının nasıl kılınacağı konularıydı. 

Bu zorlu görevleri üstlenmek zorunda kalan Celal Bayar siyasete İttihat ve Terakki’de başlamıştı.

Millî Mücadele döneminde ‘Galip Hoca’ ismiyle Ege bölgesinde Yunanlılara karşı güçlü bir mücadele yürütmüştü.

Gösterdiği yararlılıklar Ankara’da Mustafa Kemal’in dikkatini çekti. Mustafa Kemal, kısa bir süre sonra Bayar’ı Ankara’ya davet etti.

Bayar, Ankara’ya geldiği ilk günlerden itibaren Millî Mücadele’nin lideri Mustafa Kemal’in güvenini kazanmayı başardı. 

Siyasi maceranın dışında Celal Bayar, bankacılık alanında yetişmiş sayılı isimlerden birisiydi; bu yüzden, Mustafa Kemal’in kişisel servetinin de sermaye olarak kullanıldığı İş Bankası projesinin başına Celal Bayar getirildi.

iş bankası kuruluş.jpg

İş Bankası kuruluşundan Mustafa Kemal Atatürk ve Celal Bayar ve İş Bankası ekibi ile birlikte / Fotoğraf: BYEGM


İlerleyen süreçte iktisadi politikalarda daha radikal değişikliklere gitmek isteyen Mustafa Kemal’in, başta “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu” olmak üzere birçok meselede başvurduğu en kritik isim yine Bayar’dı. 

Mustafa Kemal sırasıyla önce mebus sonrasında bakan yaptığı Bayar’ı nihayetinde İsmet İnönü’nün yerine Başvekili olarak atamıştı.

Üstelik her konuda Bayar’a büyük bir güven duyuyor, Ankara’daki pek çok meseleye karışmayarak Bayar aracılığıyla hallediyordu. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu denli güvendiği isim olan Celal Bayar’ın önünde kritik saatler bulunuyordu.

Bayar, bir yandan CHP grubunu toplayarak Cumhurbaşkanının kim olacağını belirleyecekti, diğer taraftan da Mustafa Kemal Paşa’ya son görevini yerine getirecekti. 

Zaten Mustafa Kemal’in ölüm haberi duyulduğunda kulisler hemen hareketlenmişti. Cumhurbaşkanlığı için İsmet İnönü, Fevzi Çakmak Paşa ve Celal Bayar gibi isimler zikrediliyordu.

Kazım Karabekir’in ismi adaylar arasında neden geçmedi?

Kurtuluş Savaşı’nın önemli ismi olan Kazım Karabekir Paşa’nın Mustafa Kemal ile yolları erken ayrılmıştı.

Kazım Paşa 17 Kasım yılında yanına Adnan (İstanbul), Rauf (İstanbul), İsmail Canbolat (İstanbul), Sabit (Erzincan), Halet (Erzurum), Halis Turgut (Sivas), Feridun Fikri (Dersim), Faik (Ordu) Beyler, Ziyaettin Efendi (Erzurum), Refet (İstanbul) ve Rüştü Paşalar (Erzurum) gibi kritik isimleri alarak kurucusu olduğu CHP’ye karşı bir muhalefet partisi kurmuştu. 

Atatürk - monash.pw

Mustafa Kemal Atatürk ile KAzım Karabekir Paşa (Mustafa Kemal Paşa'nın solunda) / Fotoğraf: Wikipedia


Mustafa Kemal Atatürk, bu partinin kurulmasını en sert bir biçimde eleştirenlerin başında geliyordu.

Mustafa Kemal’in, içinde Kazım ve Ali Fuat Paşa gibi birçok silah arkadaşının bulunduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını kökü dışarda olan bir ihanet hareketi olarak yorumlaması dahi Kazım Karabekir’i yeni bir parti kurma fikrinden geri çeviremedi.

Genel Başkanlığını Kazım Karabekir’in yaptığı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yılında baskılar sonucu kapandı; ama Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir arasında derin bir ayrılığın yaşanmasına neden oldu. 

yılında İzmir Suikastı teşebbüsü ile İttihat ve Terakki’nin son kalıntıları olarak görülen Kara Kemal ve Cavid Bey gibi isimler tasfiye edilirken soruşturmanın ucu meclis içindeki muhaliflere kadar uzandı.

Bu süreçte Kazım Karabekir Paşa tutuklanarak İstiklal Mahkemesi’ne çıkartıldı. Mahkeme sonucunda Kazım Karabekir aklanmıştı; ama bu süreç Karabekir Paşa’nın siyaseten ağırlığını ve gücünü kaybetmesine neden oldu.

Bu durum Mustafa Kemal Paşa’nın ölümünden sonra da sürdü. Bu yüzden Millî Mücadele’nin en önemli isimlerinden Kazım Karabekir Paşa’nın Cumhurbaşkanı adaylığı söz konusu değildi.

Celal Bayar nezaket gösterdi

Atatürk’ün vefatından sonra Celal Bayar, elindeki Başvekillik gücünü kullanarak durumu kendi lehine çevirecek güce sahipti, bir yandan Mustafa Kemal’in na’şı ile ilgilenirken bir gözü ve kulağı Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeydi.

Kulislerde İsmet İnönü’nün ismi öne çıkıyordu ve CHP grubunda yapılan oylamada oyların neredeyse tamamının İnönü lehine çıktığını görünce Celal Bayar siyasi ahlakla bağdaşmayacak bir tutum içine girmedi. 

Nitekim İsmet İnönü, Celal Bayar’ın bu duruşunu takdir etmiş ve Başvekillik makamını yeniden Bayar’a tevdi etmişti; ama bu ikili aralarındaki yılları deviren soğukluk sebebiyle birlikte uzun süre çalışamadılar.

Nitekim Bayar, 12 yıl sonra İsmet İnönü’yü bu makamdan indirerek Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacaktı.

İsmet İnönü ve Celal Bayar arasındaki rekabetin her daim nezaket sınırları içinde kalması, Atatürk sonrası bir Cumhurbaşkanlığı krizinin çıkmasını engelledi.

Bu durum çok partili siyasi hayata geçişte İnönü koltuğu Bayar’a bırakırken bir siyasi kriz yaşanmasını da engelledi.

Sadakati istismar edilen Paşa: Fevzi Çakmak

Mareşal Fevzi Çakmak Paşa, Cumhurbaşkanlığı için ismi geçen isimlerden biriydi. Şahsına münhasır bir yaşam şekli bulunan Fevzi Çakmak Paşa, Mustafa Kemal’in ordu içinde en güvendiği isimdi.

Fevzi Paşa; Mustafa Kemal’in, aldığı birçok kararda “Bir de Paşa’ya (Fevzi Çakmak) soralım” diyerek her zaman istişare halinde olduğu bir isimdi.

Fevzi Çakmak Paşa, yılında yaş haddinden emekliye sevk edilene kadar Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığındaki en etkili isimdi.  

Abdestsiz tek bir evraka imza atmayan Fevzi Paşa mütedeyyin kimliği ile biliniyordu. Muhafazakâr kimliğine rağmen devrimlerin korunmasında Mustafa Kemal Paşa’nın en büyük dayanağıydı.

atatürk fevzi çmonash.pw

Atatürk ile Fevzi Çakmak Paşa / Fotoğraf: monash.pw


Cumhurbaşkanlığı sürecinde Mustafa Kemal’e gösterdiği bağlılığı aynı biçimde İsmet İnönü’ye de sunmaya karar vererek herhangi bir teşebbüste bulunmadı; ama Fevzi Çakmak Paşa, Mustafa Kemal ile çalışırken sağladığı uyumu İsmet İnönü ile gösteremedi ve ciddi fikir ayrılıkları meydana geldi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde askeri gücü elinde bulunduran Fevzi Çakmak Paşa’nın aday olması durumunda karşısına çıkacak rakiplerinden hiçbirinin ciddi bir şansı yoktu, fakat o aday olmamayı tercih etmişti.

Fevzi Paşa bu karardan yıllar sonra derin bir pişmanlık duymuş olacak ki önce Demokrat Parti’yi destekledi, daha sonra da kendi partisini kurarak siyasete atıldı; ama Paşa aktif siyasette umduğunu bulamadı.

Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü çekişmesi

Mustafa Kemal’in vefatından sonra CHP grubunda yapılan oylamada adaylık için İsmet İnönü’nün ismi ön plana çıktı.

İnönü Atatürk’ün vefatından sadece bir gün sonra Cumhurbaşkanı, 26 Aralık yılında da CHP Genel Başkanı seçildi.

inönü.jpg

İsmet İnönü / Fotoğraf: İnönü Vakfı


İsmet İnönü, Mustafa Kemal hayattayken Başvekillikten uzaklaştırılmıştı. Bu yüzden İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçilmesi zaman zaman tartışmalara sebep olmuştu. 

Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’yü karşı karşıya getiren birçok konu vardı; ama Hatay Krizi, Bira Fabrikası tartışmaları, Dersim sorunu ve Mustafa Kemal’in kabineye müdahaleleri ikili arasında kırgınlıklara sebep olmuştu. 

Hatay krizi

Mustafa Kemal ile İsmet İnönü’yü karşı karşıya getiren meselelerin başında Hatay krizi gelmekteydi.

Mustafa Kemal, gerekirse silah kullanarak Hatay’ın anavatana katılım sürecinin hızlandırılması gerektiğini düşünürken İsmet İnönü savaş konusunda istekli değildi.

atatürk - inönü.jpg


Mustafa Kemal Paşa bu konudaki kararlılığını göstermek adına hastalığına aldırmaksızın Adana ve Mersin bölgelerine bir ziyaret dahi gerçekleştirmişti.

İsmet İnönü konuyla alakalı fikirlerini yıllar sonra “Hatıralar” isimli eserinde şu şekilde açıklayacaktı;

Atatürk’le Hatay konusunda, İstiklal Savaşında değil, ’de çok münakaşa ettik.

Uzun sürdü ve belki o zaman bir askerî harekât yapsaydık, daha isabetli olurdu, daha iyi olurdu fikri onda kalmış olacaktır.

Ama bunun işaretini, izini hiçbir zaman göstermedi. Hatay meselesindeki fikir ayrılığımız kısa süre sonra sona erdi.


Atatürk Orman Çiftliği ve Bira Fabrikası krizi

Mustafa Kemal ve İsmet İnönü arasında ciddi tartışmalara sebep olan bir başka tartışma Atatürk Orman Çiftliği ve Bira Fabrikası kriziydi.

İsmet İnönü bu krizleri de şöyle açıklayacaktı; 

Yugoslavya’dan dönüşümde AOÇ’nin ziraat vekâleti tarafından satın alınması meselesinin Ankara kulislerinde konuşulduğunu öğrendim.

Ben de Atatürk’e çiftliği yetiştirmek için çok uğraştığını ama hükümet de bir örnek göstermek için gösterdiğininiz gayreti kolaylaştırmak üzere çok emek sarf ettiğini, büyük ölçüde hükmet yardımı ile hazine yardımı ile meydana gelmiş bir eseri hazineye satmanın doğru olmayacağını söyledim.

Ve Atatürk’e; Ne olacak, bunu alacaklar bir gün! Yolunu devlet yapar, suyunu devlet getirir, ağacını devlet diker, sonra eser meydana gelince bunu değerlendirir, satarsın. Özel bir maldır diye yürür gider, bırakmazlar. Hepimiz gideriz gitmeyiz ama ondan sonra bunu alırlar.

Atatürk de bana; Ne yapalım, vereyim öyleyse, nereye vereyim, dedi.

Ben de o zaman hazineye ver doğrudan doğruya, dedim.


Atatürk Orman Çiftliği krizi İsmet İnönü karşıtları tarafından köpürtülerek büyütülmüş ve ikili arasında derin bir ayrılığa götürmüştü.

Şevket Süreyya Aydemir ise bu krizi şöyle anlatacaktı;

Atatürk, Çankaya Köşkü’ndeki sofrada konuyu, gündüz gezip bakımsız gördüğü AOÇ’ye getirerek ziraat işlerini eleştirmektedir.

İnönü, bu sözlerin altında bira fabrikası işlerinin etkisini görmektedir.

Atatürk, 'En ziyade ehemmiyet verdiğimiz bu işler maalesef iyi gitmiyor. Ziraat işlerinde bir keşmekeş var. Ziraat Vekâleti, aczi içindedir. Buna bir çare bulmak lazımdır' demektedir.

Sonra konuşmalarını, Ziraat Vekili Muhlis Erkmen’i tenkide getirmektedir. Ondan memnun olmadığını söylemektedir.

İşte o anda İnönü birdenbire isyankâr bir hal alır ve atılır: Yani, Ziraat Vekilinin çekilmesi isteniyor.

Tıpkı bundan evvel diğer bazı vekiller hakkında yapıldığı gibi, benim fikrim alınmaya gerek görülmeden, vekillerim istifaya icbar ediliyor.

Emrivakiler karşısında bulunduruluyorum. İleri sürdüğüm sebeplere itimat edilmeyerek, başkalarından tahkik ediliyor.

En mühim memleket davaları, alakadar olmayanlarla görüşülerek, hep sofra başında kararlaştırılıyor. Bu vaziyetten korkuyorum.


Bu ve benzeri krizler İsmet İnönü ve Mustafa Kemal arasındaki krizi giderek derinleştirmişti.

Sonrasında Mustafa kemal İsmet İnönü’yü görevden alarak yerine Celal Bayar’ı getirmeye karar verdi.

İnönü bu durumu da şöyle kaleme alacaktı; 

Atatürk, ertesi gün İstanbul’a gidiyordu. Ben de kendisiyle gidecektim. Programı bozmadık. Beraber trene bindik. Trene girer girmez Atatürk beni, yalnız yanına aldı.

Akşam vukuu bulan çekişmelere, hadiselere, tartışmalara kısaca işaret ederek, şimdiye kadar beraber çalıştığımız zamanda pek çok defa kavga etmişizdir, dedi.

Ama bu kadar açıktan, bu kadar serti olmamıştır. Bu sebeple sizin çalışmanıza biraz ara vermek doğru olacaktır, dedi.

Ben, onun bu sözünün çok isabetli olacağını söyleyerek atılgan bir tavırla, samimi bir tavırla karşıladım.

Çok müteşekkir olurum, dedim. Hakikaten yorgun ve çalışamaz bir hale gelmişimdir. Bana izin verirseniz size çok müteşekkir kalacağım, dedim.

Onun üzerine benim yerime getirmek istediği zatın ismini söyledi. Celal Bayar’ı getireceğim, dedi. Pek münasip olacağını, isabetli olacağını söyledim.

Gerçek şudur ki; samimi kanaatimi söylüyordum. O günkü mevzubahis olacak insanlar arasında uzun müddetten beri teessüs etmiş olan beraber çalışma devrinde, en iyi seçmenin bu olacağını samimi olarak söyledim.


Elbette Mustafa kemal Atatürk ve İnönü fikirsel ayrılıklar yaşasa da ikili arasında her zaman duygusal bir yakınlık bulunuyordu.

Öyle ki Mustafa Kemal Atatürk vasiyetinde İsmet İnönü’nün çocuklarının eğitim giderlerinin karşılanmasını vasiyet etmişti; 

İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.

* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

YAŞAM ÖYKÜSÜNDEKİ OLAYLAR DİZİNİ ()


19 Mayıs - Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım'ın "MUSTAFA" adını verdikleri çocukları, Selanik Kasımiye Mahallesi, Islahane Caddesi'ndeki evde, bugün müze olarak kullanılan iki katlı pembe evde dünyaya geldi.

- Mustafa çok kısa bir süre Mahalle Okulu'nda okuduktan sonra, modern eğitim yapan Şemsi Efendi İlkokulu'nu bitirdi. Babası ölünce, annesiyle dayısının çalıştığı çiftliğe gitti. Orada tarla bekledi, daha sonra annesiyle Selanik'te oturan teyzesinin yanına döndü. Burada kısa bir süre Mülkiye Hazırlık Okulu'na devam etti.

- Küçük Mustafa, Selanik Askeri Okulu'na (rüştiye'ye) girdi. Sınıfta aynı adı taşıyan Matematik Öğretmeni Mustafa, sınıf birincisi olan küçük Mustafa'nın adını "Mustafa Kemal" olarak değiştirdi.

- Mustafa Kemal, Manastır Askeri Okulu'na (idadiye) girdi.

13 Mart - Mustafa Kemal, İstanbul'da Harp Okulu'na girdi.

10 Şubat - Mustafa Kemal, Harp Okulu'ndan mezun oldu. Kurmay Okulu'nda öğrenci iken tarihsel konulara ilgi duydu. Bu sıralarda kimi arkadaşlarıyla el yazısı bir dergi çıkardı.

11 Ocak - Mustafa Kemal, Harp Akademisi'nden Kurmay Yüzbaşı rütbesi ile mezun oldu. Merkezi Şam'da bulunan 5. ordu emrine verildi.

- Mustafa Kemal, arkadaşlarıyla Şam'da "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni" kurdu.

- Mustafa Kemal, gizlice Selânik'e giderek, bu cemiyetin orada bir şubesini açtı.



13 Nisan - Mustafa Kemal, Selanik'te bulunduğu sırada, İstanbul'da, 31 Mart Olayı oldu. Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu, Selanik'ten İstanbul'a yürümeye başladı. Mustafa Kemal, bu ordunun kurmaybaşkanı idi.

22 Eylül - Mustafa Kemal, Selanik'te toplanan İttihat ve Terakki Kongresi'ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada: "Devletin iç ve dış tehlikelere karşı koyabilmesi için güçlü bir orduya ve partiye ihtiyacı bulunduğunu, fakat bunların ayn ayrı çalışması gerektiğini" söyledi. Bu görüşünden dolayı ittihatçılarla arası açıldı.



- Mustafa Kemal, Arnavutluk isyanının bastırılmasında kurmay başkanı olarak görev yaptı. Aynı yıl içinde, Fransız ordularının manevralarını " izlemek üzere bir askerî heyetle Fransa'ya gitti.

13 Eylül
- Mustafa Kemal, İstanbul'daki Genelkurmay Karargâhı'nda görevlendirildi.

5 Ekim - Mustafa Kemal, Tobruk'ta ve Derne'de italyanlara karşı savunma savaşlarına katıldı.

27 Kasım - Mustafa Kemal, Trablusgarp'ta bulunduğu sırada
binbaşılığa terfi etti.



9 Ocak - Mustafa Kemal, Trablus-İtalyan-Osmanlı Savaşı'nda Tobruk saldırısını başarıyla yürüttü.

8 Ekim - Mustafa Kemal, Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine anavatana dönerek, Bolayır'da kurulan kolordunun harekât şubesi müdürlğüne getirildi.

25 Kasım - Mustafa Kemal, Çanakkale Boğazı Kuvayı Birlikleri Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne atandı.

- Mustafa Kemal, Kolordu Kurmay Başkanı olarak Edirne'nin kurtarılmasına katıldı.



1 Mart - Mustafa Kemal, yarbaylığa terfi etti.

2 Şubat - Mustafa Kemal Eceabat (Maydos)'ta bulunan Tümen Komutanlığı'na atandı,

18 Mart - İngiliz ve Fransızların büyük bir donanma ile Çanakkale Boğazı'nı zorlamaları üzerine. Mustafa Kemal, burada düşman birliklerini denize dökerek Çanakkale Deniz Zaferi'ni kazandı.

25 Nisan - Mustafa Kemal komutasındaki Türk birlikleri, Arıburnu'nda çıkarma yapan ingiliz ve Anzaklar'ın saldırılarını durdurdu.

1 Haziran - Mustafa Kemal, Albaylığa terfi etti.

8/9 Ağustos - Mustafa Kemal, Anafartalar Komutanlığı'na atandı. 10 Ağustos'ta düşmanı yenilgiye uğratü.

17 Ağustos
- Mustafa Kemal, Kireçtepe Zaferi'ni
kazandı.

21 Ağustos
- Mustafa Kemal, ikinci Anafartalar Zaferi'ni kazandı.

19 Aralık - Düşmanlar sayısız ölü bırakarak, bir daha dönmemek üzere gittiler.



14 Ocak - Mustafa Kemal, Edirne'de bulunan Kolordu Komutanlığı'na atandı.

1 Nisan - Mustafa Kemal, Tuğgeneralliğe terfi etti.

6/7 Ağustos
- Mustafa Kemal. 7. Ordu Komutanı iken, 18 Martta 2. Ordu Komutanhğı'na getirildi.

5 Temmuz
- Mustafa Kemal, 7. Ordu Komutanhğı'na atandı.

20 Eylül - Mustafa Kemal, 7. Ordu Komutanı iken memleketin ve ordunun durumunu açıklayan tarihsel bir rapor hazırladı.

15 Aralık - Mustafa Kemal, Veliaht Vahdettin'le Almanya'ya gönderildi.

5 Ocak - Mustafa Kemal, Almanya'dan geri döndü.

16 Ağustos - Mustafa Kemal, yeniden 7. Ordu Komutanhğı'na getirildi. Düşmana karşı Halep'in kuzeyinde bir savunma hattı kurdu.

26 Ekim - Halep yakınlarında düşman saldırısını durdurdu.

31 Ekim
- Mustafa Kemal, Limon Fon Sanders'ten Yıldırım Orduları Komutanhğı'nı teslim aldı.

13 Kasım - Mustafa Kemal, İstanbul'a döndü.

21 Kasım - Mustafa Kemal, Fethi Bey'le (Okyar) İstanbul'da Mimber Gazetesi'ni çıkarttı.


20 Nisan - Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişliği'ne atandı.

30 Nisan
- Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu'ya tayin edildi.

15 Mayıs
- Mustafa Kemal, Vahdettin'le görüştü.

16 Mayıs
- Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru'yla İstanbul'dan Samsun'a hareket etti.

19 Mayıs
- Mustafa Kemal, Salı günü sabah saat sekizde Samsun'a çıktı.

28 Mayıs - Mustafa Kemal Paşa, Havza'da yayınla dığı genelge ile Kurtuluş Savaşı'm başlattı.

21/22 Haziran - Mustafa Kemal Paşa, Amasya'da millî mücadeleyi başlatan, "Amasya Genelgesi"ni yayınladı.

25 Haziran - Mustafa Kemal Paşa, Amasya'dan Sivas yoluyla Erzurum'a hareket etti.

3 Temmuz - Mustafa Kemal Paşa, "Doğu İlleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" toplantısına katılmak üzere Erzurum'a geldi.

8 Temmuz - Mustafa Kemal Paşa, çok sevdiği askerlik mesleğinden istifa etti. Türk ulusunun bir kişisi olarak vatanı ve ulusu kurtarmak için çalış malara başladığını açıkladı.

23 Temmuz - Mustafa Kemal Paşa, Erzurum Kongresi'nde, Temsil Heyeti Başkanlığı'na seçildi. Bu toplantıda, "Misak-ı Millî Kararları" kabul edildi.

4 Eylül - Mustafa Kemal Paşa, Sivas Kongresi Başkanlığı'na seçildi.

11 Eylül - Mustafa Kemal, Anadolu ve Rumeli Müdaffa-i Hukuk Cemiyeti Temsil Heyeti Başkanlığı'na seçildi.

12 Eylül
- Mustafa Kemal, illere ve komutanlıklara, İstanbul Hükümeti ile her türlü haberleşmenin kesildiğini bildirdi.

20/22 Ekim - Mustafa Kemal Paşa'nın Amasya'da İstanbul Hükümeti temsilcileri ile görüştü ve Amasya Protokolü'nü imzaladı.

7 Kasım - Mustafa Kemal, Erzurum'dan milletvekili seçildi.

27 Aralık - Mustafa Kemal Paşa, Temsil Heyeti ile Sivas üzerinden Ankara'ya geldi.

28 Aralık - Mustafa Kemal Paşa'nın Ankara'lılarla yaptığı konuşmada: "Vatanı düşman istilâsından mutlaka kurtaracağız. Fakat vazifemiz bununla bitmeyecektir. Medenî milletler arasında yerimizi alacağız." diyordu.



10 Ocak - "Hâkimiyet-i Milliye" Gazetesi Ankara'da kuruldu.

12 Ocak - Meclis-i Mebusan İstanbul'da toplandı.

28 Ocak - "Misak-ı Millî", Meclis-i Mebusan'ın İstanbul'da yaptığı gizli toplantıda kabul edildi.

16 Mart - Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'un İtilâf Devletleri tarafından işgalini. İstanbul Hükümeti'ne ve bütün devletlere gönderdiği bir yazı ile protesto etti.

19 Mayıs - Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya geçen Osmanlı milletvekillerine bir çağrıda bulunarak, olağanüstü yetkilere sahip ve ulusun gerçek iradesini temsil edecek bir meclisin Ankara'da toplanmasını istedi.

23 Nisan - Mustafa Kemal Paşa, Ankara'da Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açtı.

24 Nisan - Mustafa Kemal Paşa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçildi.

11 Mayıs - Mustafa Kemal Paşa, istanbul'da toplanan bir Divan-ı Harp tarafından idam cezasına varptınldı. Bu karar, 24 Nisan günü padişah tarafından onaylandı.

10 Ağustos
- istanbul Hükümeti ile itilâf Devletleri arasında, Türkiye'yi parçalayan ve bağımsızlığımızı sona erdiren SEVR ANTLAŞMASI imzalandı.

13 Eylül - Halkçılık programı, Mustafa Kemal Paşa tarafından TBMM'sinde okundu.

29 Eylül - TBMM'si kuvvetleri, Sarıkamış'ı düşman istilâsından kurtardı.

30 Ekim - TBMM'si kuvvetleri, Kars'ı düşman işgalinden kurtardı.

8/9 Aralık - Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Moskova Büyükelçiliğine; Genelkurmay Başkanı İsmet Bey (İnönü) de Batı Cephesi Komutanlığı'na atandı.

2/3 Aralık - Türkiye-Ermenistan arasındaki sınırı çizen belge, TBMM'si ile Rusya arasında yapılan Gümrü Antlaşmasıyla tespit edildi.

5 Aralık - Mustafa Kemal Paşa, istanbul'dan gelen Osmanlı delgeleıi ile (izzet ve Salih Paşalar) Bilecik Tren fstasyonu'nda görüştü.

25 Aralık - Mustafa Kemal Paşa; "Hiçbir kimse, hiçbir neden ve sebeple Ankara'daki Hükümet'in bilgisi olmadan kuvvet toplamaya yetkili değildir, "bildirisini yayınladı.

29 Aralık - Kuva-i Seyyare Komutanı Çerkez Ethem ve arkadaşlarının ulusal otoriteye karşı oldukları anlaşıldı.

10 Ocak - Yunanlılarla yapılan Birinci inönü Savaşı'nda, Mustafa Kemal Paşa, inönü'ye çektiği bir telgrafta: " Bu başarının kutsal topraklarımızı düşman istilâsından tamamiyle kurtaracak olan kesin zafere bir hayırlı başlangıç olmasını Allah'dan dilerim., "diyordu.

20 Ocak - Yeni Türk Devleti'nin ilk Anayasası kabul edildi.

12 Mart - Mehmet Akif'in yazdığı İstiklâl Marşı, TBMM'si tarafından millî marş olarak kabul edildi.

16 Mart - TBMM'si ile Rusya arasında "Moskova Antlaşması" imzalandı.

1Nisan - Yunanlılara karşı İkinci İnönü Zaferi kazanıldı. Mustafa Kemal Paşa, ismet İnönü'ye çektiği telgrafta: "Siz orada yalnız düşmanı değil, ulusun makûs talihini de yendiniz." diyordu.

10 Mayıs
- Mustafa Kemal Paşa'nın önerisiyle, TBMM'sinde "Anadolu ve Rumeli Mûdafaa-i Hukuk Grubu" kuruldu; Mustafa Kemal, bu grubun
başkanlığına seçildi.

21 Haziran - Mustafa Kemal Paşa. Fransız elçisi F. Boullion ile Ankara'da görüştü.

5 Ağustos
- TBMM'si tarafından-geniş yetkilere dayalı üç aylık süre ile Mustafa Kemal Paşa'ya Başkomutanlık yetkisi verildi. Bunun üzerine
kürsüye gelen Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Efendiler., düşmanı kesinlikle yeneceğimize dair olan güvenim bir dakika olsun sarsılmamıştır. Bu dakikada, bu gönül dolusu güvenimi, yüksek
heyetinize karşı, bütün millete karşı ve bütün âleme karşı ilân ederim".

23 Ağustos
- Bu tarihte 22 gün ve 22 gece süren Sakarya Meydan Savaşı başladı. Başkomutan, or-duya yayınladığı bir emirde: "Müdafaa hattı yoktur; müdaffa sathı vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." diyordu.

19 Eylül - Mustafa Kemal Paşa'ya TBMM tarafından "Mareşallik ve Gazi" unvanı verlidi.

20 Ekim - Fransa Hükümeti'nin Ankara Hükümeti'ni tanıması ve Fransa, Türkiye arasında Ankara Antlaşması'mn imzalanması.

5 Ocak - Fransızların çekilmesiyle Türk Ordusu'nun Adana'ya girişi.

26 Ağustos - Mustafa Kemal Paşa, Büyük Taarruz'u, Kocatepe'den saat 'da topçu ateşiyle başlattı.

30 Ağustos - Mustafa Kemal Paşa, Dumlupınar'da Yunan ordusunu kesin yenilgiye uğrattı. Başkomutanlık Meydan Savaşı'nı kazandı.

30/31 Ağustos - Kütahya kurtuldu. Belediyeye Türk Bayrağı çekildi.
1 Eylül - Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutanlık emri: "Ordular! İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri!"

2 Eylül - Yunan askeri birlikleri komutanı General Trikopis ile Digenis esir alındı. Ertesi günü Mustafa Kemal'in huzuruna getirildiler.

9 Eylül - Türk ordusu İzmir'e girdi. Türk Bayrağı Kadife Kale'ye çekildi.

10 Eylül - Başkomutan Gazi Mustafa Kemal İzmir'e geldi. Aynı gün Türk Ordusu, Bursa'yı düşmandan geri aldı.

3 Ekim - Mudanya Konferansı toplandı. Bu tarihte Batı Cephesi Komutanı ismet Paşa, İngiltere delegesi General Harrington, Fransız delegesi General Charpy ile İtalyan delegesi General Monbelli bir araya geldiler.

11 Ekim - Mudanya Ateşkesi imza edildi.

1 Kasım - Mustafa Kemal'in emriyle, TBMM'si tarafından saltanat kaldırıldı.

17 Kasım - Vahdettin, İngiliz savaş gemisi Malaya ile İstanbul'dan ayrıldı.

20 Kasım - Lozan'da barış görüşmelerinin başlaması.

25 Kasım - Edirne'deki düşman yönetiminin TBMM'si Hükümetine geçmesi.

26 Kasım - Çanakkale'deki yönetimin TBMM'si Hükümeti'ne geçmesi.

2 Aralık - Anadolu'daki yenilgileri nedeniyle Yunan hükümet üyeleri ile Yunan orduları başkomutanı Hacıanesti Atina'da idam edildi.


-

14 Ocak - Mustafa Kemal Paşa'nın annesi Zübeyde Hanım, İzmir'de öldü.

20 Ocak - Mustafa Kemal Paşa, Lâtife Hanım'la evlendi. 5 Ağustos günü boşanarak ayrıldılar.

4 Şubat - Lozan Konferansı, önemli görüş ayrılıkları nedeniyle kesildi.

17 Şubat - Mustafa Kemal Paşa'mn emriyle İzmir'de ik kez "Türkiye İktisat Kongresi" toplandı.

23 Nisan - 4 Şubat'ta kesilen Lozan Konferansı'nın yeniden başlaması.

24 Temmuz - Lozan Barış Antlaşması imzalandı.

13 Ekim - Çıkarılan bir yasayla Ankara, Hükümet merkezi yapıldı.

29 Ekim - Anayasa değişikliği yapılarak Cumhuriyet ilân edildi. Gazi Mustafa Kemal, meclisin gizli oylamasında, oybirliği ile Cumhurbaşkanlığına seçildi.

3 Mart - Eğitimi birleştiren yasa kabul edildi. Halifelik kaldırıldı. Osmanlı hanedanı Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışına çıkartıldı.

20 Nisan
- Yeni Anayasa (Teşkilât-ı Esasiye Kanunu) kabul edildi).



13 Şubat - Doğu'da Şeyh Sait isyanı başladı. 13 Mayıs tarihinde bu isyan kesin olarak bastırıldı.

27 Ağustos - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, şapka ile inebolu Türk Ocağı'na geldi. Kastamonu gezisi boyunca giysi yeniliği hakkında konferanslar verdi, toplantılar yaptı.

2 Eylül - Tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı. Din görevlileri hakkında giysi değişikliği ile ilgili kararname çıkarıldı.

25 Kasım - Şapka Kanunu onaylanarak yürürlüğe girdi.

30 Kasım - Tekke, zaviye ve türbelerde çalışan kişilerin tüm unvanları bir yasa çıkartılarak yasaklandı.

26 Aralık - Bir yasa çıkartılarak uluslararası saat ve takvim kabul edildi.

17 Şubat - Medenî Kanun kabul edildi. Türk kadını medenî haklara kavuştu. Çok evlilik yasaklandı. Hukuk düzenimiz çağdaşlaştınldı.

20 Mayıs - İlkokul öğretmenleri hakkında yasa çıkartıldı.

5 Haziran - Türkiye, ingiltere ve Irak arasında, Türk-Irak sınırını belirten antlaşma imzalandı.

15/6 Haziran - Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya izmir'de suikast düzenlendi. Eylemi düzenleyenler yakalanarak idam edildi. Bu üzücü olaydan sonra Gazi Mustafa Kemal, Türk Ulusu'na yayınladığı bir duyuruda şöyle diyordu: "Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak o lacaktır; fakat, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır".

3 Ekim
- Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'in ilk heykeli, İstanbul Sarayburnu'na dikildi.



15/20 Ekim - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Büyük Söylev'ini okudu.

1Kasım - Gazi Mustafa Kemal Paşa, ikinci kez Cumhurbaşkanı seçildi.

4 Kasım - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ikinci heykeli, Ankara Etnografya Müzesi önüne dikildi.

28 Ekim - Türkiye'de ilk kez nüfus sayımı yapıldı. O tarihteki nüfusumuzun 13 milyon olduğu belirlendi.

10 Nisan - Anayasa değişikliği yapılarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Lâik bir devlet haline getirildi.

24 Mayıs - Uluslararası rakamların kullanılmasıyla ilgili yasa çıkartıldı.

28 Mayıs - "Millet Mektepleri" açıldı. Türk vatandaşlığı yasası çıkartıldı.

1 Kasım - Yeni Türk Harfleri'nin kabul ve uygulanmasıyla ilgili yasa TBMM'si tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.



5 Ocak - TBMM'sinden çıkartılan bir yasa ile Anadolu-Bağdat, Mersin, Tarsus, Adana demir yolları ile Haydarpaşa Limanı satın alındı.

3 Nisan - Menemen'de Cumhuriyete karşı ayaklanma yapıldı. Öğretmen yedeksubay Kubilây bu olayda şehit edildi.

12 Nisan - Atatürk'ün emriyle Türk Tarih Kurumu kuruldu.

15 Nisan - Gazi Mustafa Kemal, üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçildi.

25 Ekim - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Balkan Konferansı'nın Ankara'da yapılan kapanış toplantısında: " Balkan milletleri kardeştir . İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlık dışıdır", diyordu.



12 Temmuz - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'in emriyle Türk Dil Kurumu kuruldu.

4 Ekim - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Diyarbakır gazetesi sahibine verdiği bir demeçte: "Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, istanbullu, Trakyalı, Makedonyalı, hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin damarlarıdır", diyordu.

26 Ekim - Türk kadınlarına köy ihtiyar heyetlerine seçilme ve seçme hakkı tanındı.

29 Ekim - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü törenlerinde "ONUNCU YIL SÖYLEVl'ni okudu. Bu söylevinin bir
yerinde şöyle diyordu:".. Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti bundan sonraki inkişafıyla, geleceğin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.. Ne mutlu Türk'üm diyene!"



21 Haziran - Soyadı Yasası kabul edildi. Bütün Türk yurttaşlarının öz adından başka bir soyadı taşımaları zorunlu hale getirildi.

24 Kasım - Gazi Mustafa Kemal'e, TBMM'sinin çıkardığı bir yasa ile 'ATATÜRK' soyadı verildi.

3 Aralık - Hangi dinden olursa olsun, ülkemizde din adamlarının mâbet ve âyinler dışında dinsel giysi kullanmaları yasaklandı.

5 Aralık - Anayasa değişikliği yapılarak, Türk kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi.

14 Haziran - Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin kuruluş yasası mecliste onaylanarak kabul edildi.

11 Aralık - Atatürk, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan törene gönderdiği kutlama yazısında şöyle diyordu: "Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur, işte parola budur!"



20 Temmuz - Montreux Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Boğazlar tamamiyle Türk egemenliğine geçti. Türk askeri, "gayri askeri" adı verilen yerlere girdi.

9 Ekim -Türk Hükümeti, Fransız Hükümeti'ne bir nota vererek Antakya ve İskenderun sancağına bağımsızlık verilmesini istedi.

27 Ocak - Hatay'ın Bağımsızlığı, Milletler Cemiyeti tarafından kabul edildi.

5 Şubat - TBMM'sinin aldığı bir kararla, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'na: "Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, lâiklik, devrimcilik" ilkeleri kondu.

9 Haziran - Ankara Tıp Fakültesi'nin kurulması için yasa çıkartıldı.

11 Haziran - Atatürk, Trabzon'dan, Cumhuriyet Hükümeti'ne, bütün çiftliklerini ve mallarını Türk Ulusuna bağışladığını bildirdi.

25 Ekim - İnönü Başbakanlıktan çekildi. Başbakanlığa Celâl Bayar atandı.

28/29 Ekim - Atatürk, son kez Ankara'da Cumhuriyet Bayramı törenlerine katıldı.


14 Ocak - Türkiye, Irak, Iran, Afganistan arasında kurulan "Sâdâbat Paktı", TBMM'si tarafından onaylandı.

19 Mayıs - Atatürk, son kez 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gösterilerini izledi. Rahatsız olmasına karşın Hatay sorunuyla ilgili güney gezisine çıktı.

20 Mayıs - Atatürk, Mersin'de askeri geçit törenini izledi.

24 Mayıs - Atatürk, Adana'da askeri geçit törenini izledi.

3 Temmuz - Antakya'da Türk ve Fransız askeri heyetleri arasında, Hatay'la ilgili bir antlaşma imzalandı.

4 Temmuz - Hatay bunalımı nedeniyle feshedilen Türk Fransız Dostluk Anlaşması Ankara'da yeniden imzalandı.

5 Temmuz - Türk askeri birlikleri, coşkun sevgi gösterileri içinde Hatay ve İskenderun'a girdi. Anlaşmada öngörülen yerlerde göreve başladı.

2 Eylül - Hatay Millet Meclisi toplandı; Tayfun Sökmen'i Devlet Başkanı seçti.

7 Eylül - Hatay Millet Meclisi Başkanı A. Melek, Hükümet Programı'nı sunuşunda şöyle diyordu: ".. Programımızın ruhu ve esası KEMALiZM rejimi ve bütün icabatıdır.."

17 Ekim - Atatürk, yakalandığı hastalıktan kurtulamayarak ilk komaya girdi.

29 Ekim - Atatürk'ün bulunamadığı Cumhuriyet Bayramı büyük bir üzüntü içinde kutlandı. Cumhuriyetin yıl dönümü nedeniyle Atatürk'ün hasta yatağından Türk Ordusu'na yayınladığı son bildiride şöyle diyordu:
" Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet ışıklarını taşıyan Kahraman Türk Ordusu Türk vatanının ve Türklük dünyasının şan ve şerefini, iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumaktan iba-ret olan görevini her an yapmaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük milletimizin tam bir inan itimatlınız vardır".

8 Kasım - Atatürk'ün hastalığının ağırlaştığını bildiren bir rapor yeniden yayınlandı.

10 Kasım - Saat dokuzu beş geçe, Türk Ulusu'nun yetiştirdiği bu en büyük Türk, son nefesini vererek hayattan ayrıldı.

21 Kasım - Atamızın tabutu, geçici olarak Etnografya Müzesi'ne kondu.

10 Kasım - Atamızın tabutu, yapılan büyük bir törenle bugünkü Anıt-Kabre kaldırıldı.

Geri

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır