Mykonos Denizi
Mykonos (37° 26' K/25° 21' D)
| Pzt, 19.06. | Sa, 20.06. | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Yerel Saat: | 12 | 15 | 18 | 21 | 00 | 03 | 06 | 09 | 12 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Sıcaklık (°C) | 24 | 26 | 25 | 24 | 24 | 24 | 24 | 23 | 26 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Bağıl Nem (%) | 65 | 55 | 55 | 60 | 65 | 65 | 65 | 65 | 55 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Rüzgar yönü |  |  | | | | | | | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| ortalama rüzgar şiddeti (km/sa) | 28 | 28 | 22 | 19 | 21 | 22 | 22 | 24 | 24 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Yerel Saat: |  | 12-15 | 15-18 | 18-21 | 21-00 | 00-03 | 03-06 | 06-09 | 09-12 | | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Hava | |  | | |  | | | | | | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Yağış (mm) | | | | | | | | | | | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | 0,0 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Yağış Olasılığı (%) | | 5 | 5 | 5 | 5 | 5 | 5 | 5 | 5 | | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| En yük. Rüzgarlar (km/sa) | | 55 | 40 | 35 | 40 | 40 | 40 | 45 | 45 | | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Güneşlilik Süresi (saatler) | |  | | | | | | | | | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| 2.5 | 2.5 | 2.5 | 0.0 | 0.0 | 0.0 | 2.5 | 2.5 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Son güncelleme: Pzt, 19 Haz., 12:20 EET
Wind data for guidance only, actually gusts may be considerably higher than those shown.
Mikonos Havalimanı, Mikonos kasabasının 4 kilometre güneydoğusunda yer alır ve yaz aylarında uluslararası uçuşlarla hizmet verir. Atina'dan Mikonos'a uçuşlar 25 dakika sürer.[4]
Köyler[değiştir YUNANİSTAN'IN MEŞHUR MYKONOS ADASI
Dilerseniz bu yazımda size biraz Mykonos Adası’nın hoş sürprizlerinden ve oraya olan yolculuğumuzdan söz edeyim.
Aylardan Temmuz, tam bir yaz günü ve bir gemi seyahati ile bazı Yunan Adaları’na gitmeyi planlıyoruz. Fakat seyahatin en güzel kısımlarından birisi aslında seyahatin başlangıç noktası. Çünkü gemi seyahatimiz güzel şehrimiz İstanbul’dan başlıyor . Çok heyecanlıyız gemi seyahatlerini çok seviyoruz ama bu geminin İstanbul’dan hareket ediyor olması bize çok ayrı bir heyecan katıyor. Gemimiz Topkapı Sarayın önünde Sarayburnu’nda bizi bekliyor ve akşamüstü elimizde bavullarımız ile bu bembeyaz gemimize binip küçücük kamaralarımıza yerleşiyoruz.
Bir müddet sonra gemi hareket ediyor ve Topkapı Sarayın yanından Kız Kulesi’ne , Haydarpaşa’ya, Prens Adaları’na el sallayarak ve Marmara Denizi’nden süzülerek güneye doğru yol alıyoruz . Gece pırıl pırıl parlayan yıldızların altında püfür püfür esen rüzgarla Çanakkale Boğazı’ndan geçip Kuşadası’na ve ordan Atina’ya Pire Limanı’na varıyoruz. Atina’yı gezdikten sonra esas hedefimiz olan Mykonos Adası’ na hareket ediyoruz .
Sabah saatlerinde Mykonos’ta gemiden iner inmez Chora veya diğer ismiyle Mykonos Town’a gidiyoruz. Sabah saatlerinde bizi tatlı bir ev sahibi karşılıyor.
Güzel kasabanın limanında, begonvillerin harika renkleriyle bembeyaz duvarlarını sardığı kübik evlerin, minik şapellerin ve kafelerin bulunduğu merkezde sokakta bir ahşap sandalyenin yanına, yerde önce tanımlayamadığımız , bir hayvan kıvrılıp yatmış uyuyor ancak bizim sesimize uyanmış olmalı ki, bir anda iki dev kanat ve kocaman bir gaga ortaya çıkıyor .
Karşımızda duran aslında oldukça büyük tatlı mı tatlı uçuk pembe renginde Mykonos’a has bir pelikan kuşu. Hayvancık gerinip bir anda kanatlarını açıp limanda sabahın bu serinliğinde ve sessizliğinde günün ilk uçuşunu yapıyor ve bize sanki ‘’hoşgeldiniz ‘’diyor .
Mykonos, Yunan bayrağından almış olduğu beyaz ve mavi renklerin hakim olduğu, son derece romantik , muhteşem manzaralara sahip, sokakları, havası ve denizi mis gibi çok bakımlı bir ada . Sokaklarında kaybolmak istersiniz, şahane butik dükkanlar, muazzam gurme ve Grek tarzında çok şık restoranlar ve bahçeler , harika çiçeklerle ve ağaçlarla özenle süslenmiş teraslar sizi büyüler. Evlerin bembeyaz merdiven basamaklarında bile rengarenk çiçek kutuları görürsünüz . Gözünüzü rahatsız edecek hiç bir unsura denk gelmezsiniz. Ada müthiş güzel bir harmoni ve sadelik içinde dekore edilmiş. En güzeli elbette direkt deniz kenarında bulunan yel değirmen ve gün batımı manzaralı ahşap geleneksel sandalye ve masaların bulunduğu , Grek müziğin tatlı tatlı çaldığı ve olağanüstü lezzetlerde mezelerin ve yemeklerin servis edildiği meyhanelerdir .
Sabahın erken saatlerinde henüz pek kimse buralara gelmemişken deniz kenarındaki kafelerde güzel bir soğuk Grek kahvesi içmek ve Mykonosun uyanışını beklemek efsanedir gerçekten .
Gündüz Mykonos’ta plaja gidilir. En uygun plajlar aslında güney sahilindedir çünkü deniz burada biraz daha sakin fakat plajlar kalabalıktır. Kuzeyde ise koylar bazen daha rüzgarlı olabilir fakat plajlar daha az kalabalık olur . Platis Gialos , Ornos , Psarou, Paraga , Elia , Paradise , Super Paradise, Agios Ionnanis ve Agrari Beach gibi Mykonos şehrine üstelik oldukça yakın , tertemiz plajlar ve harika bir deniz var. Plajlardaki barların bir çoğunda gün boyunca DJ’ler müzik çalıyor , akşamüstü itibaren ise kısmen canlı müzik ve çılgın partiler başlıyor. Ada eşcinsel müşterileri ile çok meşhur .
Eğer buralarda deniz, kum ve güneşin haricinde ayrıca tarihe karşı merakınız varsa Mykonos’a tekne ile yarım saatlik uzaklıktaki Delos Adası’na da gidebilirsiniz. Delos yüzyıllar evvel özellikle Roma İmparatorluğu döneminde Atina, Olimpia ve Delphi’nin yanı başında bölgenin en önemli büyük liman kentlerinden biri sayılıyordu. Gün boyunca buradaki büyük antik kentin kalıntılarını gezebilirsiniz .
Akşamüstü ise çok şık giyinerek Mykonos Town’ a inmek ,dükkanları ve sanat galerilerini gezmek, Grek sanatçıların özel tasarımlarını incelemek ve gecenin geç saatine kadar buralarda eğlenmek ve dünyaca bilinen “Little Venice” diye adlandırdıkları Mykonos koyundaki meyhanelerden birinde harika bir akşam yemeği yemek eşsiz bir keyif.
Gün batımındaki gök yüzündeki kızıl tonların ve denizin üstündeki mavi tonların birbirine harmanlanarak oluşturdukları renk cümbüşü adanın sesleri ve müzikleri ile karışıp son derece keyifli bir ambiyans oluşuyor. Bazı ziyaretçiler gün batımını Mykonos için ikonik Kiklad Adalarına has Kato Mili Yeldeğirmenlerin altında seyretmeyi tercih eder. Hava ise şerbet gibidir . Meltem denizden usul usul eser ve o güzel esinti yaz akşamları muhteşemdir. Bu ambiyans bana her zaman Grek mitolojisindeki hikayeleri ve kahramanları aklıma getirir .
Zeuslar , Heralar , Athenalar, Apollonlar , Hermesler , Poseidonlar , Dionysoslar , Pegasuslar , su ve ilham perileri , mitolojik figürlerin hepsi buraya ne çok yakışır.
Mykonos’a geldiğiniz vakit burdan hic ayrılmak istemezsiniz . Uçsuz bucaksız denize ve ufuğa baktığınızda dünyadan ve dünya dertlerinden kendinizi kopmuş ve antik dönemde yaşıyor gibi hissedersiniz. Bu güzel Ege havzası sizi hafiflemiş ve çok mutlu hissettirir.
Gelecek haftaki yazımda ise size gemi seyahatimizin bir sonraki durağı olan ve Mykonos kadar meşhur ama Mykonos’tan çok farklı bir yapıya sahip olan büyüleyici Santorini Adası’nı anlatacagım.
nest...
YUNANİSTAN'IN MEŞHUR MYKONOS ADASI
Dilerseniz bu yazımda size biraz Mykonos Adası’nın hoş sürprizlerinden ve oraya olan yolculuğumuzdan söz edeyim.
Aylardan Temmuz, tam bir yaz günü ve bir gemi seyahati ile bazı Yunan Adaları’na gitmeyi planlıyoruz. Fakat seyahatin en güzel kısımlarından birisi aslında seyahatin başlangıç noktası. Çünkü gemi seyahatimiz güzel şehrimiz İstanbul’dan başlıyor . Çok heyecanlıyız gemi seyahatlerini çok seviyoruz ama bu geminin İstanbul’dan hareket ediyor olması bize çok ayrı bir heyecan katıyor. Gemimiz Topkapı Sarayın önünde Sarayburnu’nda bizi bekliyor ve akşamüstü elimizde bavullarımız ile bu bembeyaz gemimize binip küçücük kamaralarımıza yerleşiyoruz.
Bir müddet sonra gemi hareket ediyor ve Topkapı Sarayın yanından Kız Kulesi’ne , Haydarpaşa’ya, Prens Adaları’na el sallayarak ve Marmara Denizi’nden süzülerek güneye doğru yol alıyoruz . Gece pırıl pırıl parlayan yıldızların altında püfür püfür esen rüzgarla Çanakkale Boğazı’ndan geçip Kuşadası’na ve ordan Atina’ya Pire Limanı’na varıyoruz. Atina’yı gezdikten sonra esas hedefimiz olan Mykonos Adası’ na hareket ediyoruz .
Sabah saatlerinde Mykonos’ta gemiden iner inmez Chora veya diğer ismiyle Mykonos Town’a gidiyoruz. Sabah saatlerinde bizi tatlı bir ev sahibi karşılıyor.
Güzel kasabanın limanında, begonvillerin harika renkleriyle bembeyaz duvarlarını sardığı kübik evlerin, minik şapellerin ve kafelerin bulunduğu merkezde sokakta bir ahşap sandalyenin yanına, yerde önce tanımlayamadığımız , bir hayvan kıvrılıp yatmış uyuyor ancak bizim sesimize uyanmış olmalı ki, bir anda iki dev kanat ve kocaman bir gaga ortaya çıkıyor .
Karşımızda duran aslında oldukça büyük tatlı mı tatlı uçuk pembe renginde Mykonos’a has bir pelikan kuşu. Hayvancık gerinip bir anda kanatlarını açıp limanda sabahın bu serinliğinde ve sessizliğinde günün ilk uçuşunu yapıyor ve bize sanki ‘’hoşgeldiniz ‘’diyor .
Mykonos, Yunan bayrağından almış olduğu beyaz ve mavi renklerin hakim olduğu, son derece romantik , muhteşem manzaralara sahip, sokakları, havası ve denizi mis gibi çok bakımlı bir ada . Sokaklarında kaybolmak istersiniz, şahane butik dükkanlar, muazzam gurme ve Grek tarzında çok şık restoranlar ve bahçeler , harika çiçeklerle ve ağaçlarla özenle süslenmiş teraslar sizi büyüler. Evlerin bembeyaz merdiven basamaklarında bile rengarenk çiçek kutuları görürsünüz . Gözünüzü rahatsız edecek hiç bir unsura denk gelmezsiniz. Ada müthiş güzel bir harmoni ve sadelik içinde dekore edilmiş. En güzeli elbette direkt deniz kenarında bulunan yel değirmen ve gün batımı manzaralı ahşap geleneksel sandalye ve masaların bulunduğu , Grek müziğin tatlı tatlı çaldığı ve olağanüstü lezzetlerde mezelerin ve yemeklerin servis edildiği meyhanelerdir .
Sabahın erken saatlerinde henüz pek kimse buralara gelmemişken deniz kenarındaki kafelerde güzel bir soğuk Grek kahvesi içmek ve Mykonosun uyanışını beklemek efsanedir gerçekten .
Gündüz Mykonos’ta plaja gidilir. En uygun plajlar aslında güney sahilindedir çünkü deniz burada biraz daha sakin fakat plajlar kalabalıktır. Kuzeyde ise koylar bazen daha rüzgarlı olabilir fakat plajlar daha az kalabalık olur . Platis Gialos , Ornos , Psarou, Paraga , Elia , Paradise , Super Paradise, Agios Ionnanis ve Agrari Beach gibi Mykonos şehrine üstelik oldukça yakın , tertemiz plajlar ve harika bir deniz var. Plajlardaki barların bir çoğunda gün boyunca DJ’ler müzik çalıyor , akşamüstü itibaren ise kısmen canlı müzik ve çılgın partiler başlıyor. Ada eşcinsel müşterileri ile çok meşhur .
Eğer buralarda deniz, kum ve güneşin haricinde ayrıca tarihe karşı merakınız varsa Mykonos’a tekne ile yarım saatlik uzaklıktaki Delos Adası’na da gidebilirsiniz. Delos yüzyıllar evvel özellikle Roma İmparatorluğu döneminde Atina, Olimpia ve Delphi’nin yanı başında bölgenin en önemli büyük liman kentlerinden biri sayılıyordu. Gün boyunca buradaki büyük antik kentin kalıntılarını gezebilirsiniz .
Akşamüstü ise çok şık giyinerek Mykonos Town’ a inmek ,dükkanları ve sanat galerilerini gezmek, Grek sanatçıların özel tasarımlarını incelemek ve gecenin geç saatine kadar buralarda eğlenmek ve dünyaca bilinen “Little Venice” diye adlandırdıkları Mykonos koyundaki meyhanelerden birinde harika bir akşam yemeği yemek eşsiz bir keyif.
Gün batımındaki gök yüzündeki kızıl tonların ve denizin üstündeki mavi tonların birbirine harmanlanarak oluşturdukları renk cümbüşü adanın sesleri ve müzikleri ile karışıp son derece keyifli bir ambiyans oluşuyor. Bazı ziyaretçiler gün batımını Mykonos için ikonik Kiklad Adalarına has Kato Mili Yeldeğirmenlerin altında seyretmeyi tercih eder. Hava ise şerbet gibidir . Meltem denizden usul usul eser ve o güzel esinti yaz akşamları muhteşemdir. Bu ambiyans bana her zaman Grek mitolojisindeki hikayeleri ve kahramanları aklıma getirir .
Zeuslar , Heralar , Athenalar, Apollonlar , Hermesler , Poseidonlar , Dionysoslar , Pegasuslar , su ve ilham perileri , mitolojik figürlerin hepsi buraya ne çok yakışır.
Mykonos’a geldiğiniz vakit burdan hic ayrılmak istemezsiniz . Uçsuz bucaksız denize ve ufuğa baktığınızda dünyadan ve dünya dertlerinden kendinizi kopmuş ve antik dönemde yaşıyor gibi hissedersiniz. Bu güzel Ege havzası sizi hafiflemiş ve çok mutlu hissettirir.
Gelecek haftaki yazımda ise size gemi seyahatimizin bir sonraki durağı olan ve Mykonos kadar meşhur ama Mykonos’tan çok farklı bir yapıya sahip olan büyüleyici Santorini Adası’nı anlatacagım.