Nabız, (kalp atış hızı) kalbinizin bir dakika içinde kaç kere çarptığını gösteren değerdir. Kalbin kanı pompalamak için damar duvarına uyguladığı basınç, dışardan nabız olarak ölçülür, kişinin sağlık durumu ile ilgili önemli bir göstergedir. Parmaklar ve bir saat yardımıyla kolayca ölçülebilen nabız değeri egzersiz, kaygı, heyecan, korku, vücut ısısı gibi değişkenler nedeniyle gün boyunca değişebilir. Bununla birlikte, eğer nabzınız olması gereken aralığın çok üzerinde veya altında ise, sık tekrarlayan kalp çarpıntıları, bayılma, baş dönmesi yaşıyor ve kendinizi halsiz hissediyorsanız, bir kardiyoloji uzmanına görünmeniz faydalı olacaktır.
Nabız, kalbin dakikadaki atış sayısıdır ve kalbin devamlı çalışması sırasında kasılıp gevşeyerek damarlara uyguladığı kuvveti ifade eder. Yaş, cinsiyet, fiziksel yapı gibi etkenlere bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösteren kalp atış hızı ölçülürken, çeşitli faktörler nedeniyle değişiklik gösterebilir.
Örneğin istirahat halindeyken kalp atış hızınızda düşme yaşanırken egzersiz sırasında vücudunuz oksijen bakımından zengin kana daha fazla ihtiyaç duyacağından kalp atış hızınızda artış gözlenir.
Koroner arter hastalığı nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Fiziksel aktivite seviyesi, kalp-damar hastalıkları, yüksek kolesterol veya diyabet rahatsızlığı nabız atış hızını etkileyen en temel faktörlerdir. Bunlar dışında:
Dinlenme esnasında ölçülen nabız değerinin düşük olması, yüksek değere oranla daha sağlıklı kabul edilir. Bu, genellikle kalp kasınızın iyi durumda olduğu ve düzenli atımı sürdürmek için çok çalışmak zorunda olmadığı anlamına gelir.
Yapılan araştırmalar, dinlenme nabızındaki yüksekliğin, fiziksel form düşüklüğü, yüksek kan basıncı ve vücut ağırlığı ile bağlantılı olduğunu göstermektedir.
Dinlenme kalp atış hızınız, sakince otururken veya uzanırken ölçülen nabzınızdır. Yaşlı yetişkinler de dahil olmak üzere 10 yaşın üzerindeki herkes için normal dinlenme kalp atış hızı, dakikada 60 – 100 atış (bpm) arasındadır. Dinlenirken, kalbiniz vücudunuzun ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlamak için minimum miktarlarda kan pompalar.
Ateroskleroz (damar sertliği) nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Dinlenirken kalp atışlarını fark etmek bir sağlık sorunu habercisi olabilir. Sporcular, bazen dakikada 40 atışa ulaşarak normal değerin altında bir dinlenme nabzına sahip olabilir.
Düzenli ve ritmik olması beklenen nabız değerleri yaşa ve cinsiyete göre de değişiklikler gösterir. Yetişkinler için normal nabız değeri ortalama 80 olarak gösterilse de her yaş grubu için ideal nabız değerleri farklı aralıklara sahiptir. Çocukluk döneminden ergenliğe doğru ilerlerken kalp atış hızı giderek yavaşlar. ABD Ulusal Sağlık Enstitülerinin listesine göre farklı yaşlara göre dinlenmiş normal sayılan nabız aralıkları şöyledir:
Yaş | Normal kalp atış hızı (bpm*) |
1 aya kadar | 70 – 190 |
1 – 11 ay arası | 80 – 160 |
1 ila 2 yıl | 80 ila 130 |
3 ila 4 yıl | 80 ila 120 |
5 – 6 yıl | 75 – 115 |
7 – 9 yıl | 70 – 110 |
10 yıldan fazla | 60 – 100 |
*dakikada
Egzersiz yaparken kalbiniz vücudunuzun oksijen ve enerji ihtiyacını karşılamak için daha hızlı çalışır ve nabzınız maksimum değerlere yükselir. Maksimum kalp atış hızınız, tüketebileceğiniz oksijen kapasitenizi ayarlamada önemli bir role sahiptir.
Bu yüzden egzersiz yaparken yaşınıza uygun maksimum kalp atış hızını dikkate almanız faydalı olacaktır. Maksimum kalp atış hızınız 220’den yaşınızın çıkarılması sayesinde hesaplanır. Her bireyin vücudu egzersizlere farklı tepki göstereceğinden ideal kalp atış hızı değeri belirli bir aralık olarak sunulur.
Yaş | Hedef Nabız Aralığı (bpm*) | Ortalama Maksimum Nabız |
20 yaş | 100-170 bpm | 200 bpm |
30 yaş | 95-162 bpm | 190 bpm |
35 yaş | 93-157 bpm | 185 bpm |
40 yaş | 90-153 bpm | 180 bpm |
45 yaş | 88-149 bpm | 175 bpm |
50 yaş | 85-145 bpm | 170 bpm |
55 yaş | 83-140 bpm | 165 bpm |
60 yaş | 80-136 bpm | 160 bpm |
65 yaş | 78-132 bpm | 155 bpm |
70 yaş | 75-128 bpm | 150 bpm |
Nabzınızı ölçmeye başlamadan en az 5 dakika önce dinlemiş ve sakin olmanız gerekir. İyi bir gece uykusunun ardından, sabah yataktan çıkmadan önce nabzınızı ölçmek, dinlenme nabzınızı bulmak için iyidir.
Nabzınızı bulabileceğiniz en uygun yerler: Bilekler, boyun, dirsek içi, kasık, şakak ve ayağın üst kısmıdır. Nabzınızı bulduğunuzda 60 saniye boyunca hissettiğiniz vuruş sayısını sayın. Bu, size kalp atış hızı sayısını verir. Bunu tansiyon aletiyle de yapabilirsiniz.
Ekokardiyografi nedir? Neden ve nasıl yapılır? EKO testi ne işe yarar?
İşaret ve orta parmağınızı çenenizin hemen altına, boynunuzun ve nefes borunuzun yanına bastırın. Baş parmağınızın kendine ait bir nabzı olduğu için onu nabız ölçümünde kullanmayın. Nabzınızı hissetmek için cildinize hafifçe bastırın. Bulamazsanız parmaklarınızı hareket ettirin ya da baskıyı biraz daha artırın.
Avucunuz yukarı bakacak şekilde ellerinizden birisini tutun. Elinizin işaret ve orta parmağını bileğinizin iç tarafına yani tutuğunuz elin baş parmağının altına doğru bastırın. Nabzınızı ölçmek için baş parmağınızı kullanmayın. Nabzınızı hissedene kadar cildinize hafifçe bastırın, bulamazsanız biraz daha bastırmayı veya parmaklarınızı hafifçe hareket ettirmeyi deneyin.
Kalbinizin atış hızını 30 saniye boyunca takip ederek nabzınızın düzenli olup oladığını da kontrol edebilirsiniz. Sayımdan kaçırılan kalp atışları olduğu gibi ara sıra düzensiz kalp atışlarınızın bulunması da oldukça yaygın bir durumdur. Her durumda nabzınızı belli bir ritmde ve dolgun olarak hissetmeniz önemlidir. Nabız kontrolünüzün belli aralıklarla yapılması pek çok hastalığın erken teşhisinde hayati veriler sunar.
İskemi nedir? İskemik atak neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Kalp atışınızın çok hızlı olmasına taşikardi denir. Taşikardinin olası bazı nedenleri şunlardır:
Taşikardi nedir? Neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Nabız yüksekliği genellikle bir sağlık sorunu göstergesidir. Yüksek nabız kalp kapaklarında bir bozulma, kalp kaslarında ortaya çıkan bir sorun, kalp damarlarında bir tıkanma, kansızlık, akciğer sorunları, enfeksiyon, hipertroid gibi sağlık sorunları ile ilişkilendirilebilir.
Yapılan araştırmalar, altta yatan hiçbir sağlık sorunu olmasa dahi bazı insanların kalp hızlarının diğerlerine göre yüksek değere sahip olduğu ve bu durumun sağlık açısından risk teşkil ettiği sonucuna varmıştır.
120’lere varan yüksek nabız değerleri bayılma, kalp rahatsızlıkları ve inmeriski doğurabilir. Yapılan araştırmalarda neden-sonuç ilişkisi çok net ortaya konmasa da yüksek nabza sahip olan kişilerin kalp problemleri yaşama ve ani kalp durmasına bağlı ölüm olasılığının daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
Çarpıntı veya aritmiden endişe duyan kişiler, kalp atış hızını ve ritmini değerlendirmek üzere elektrokardiyogram (EKG) yapabilen bir sağlık kuruluşuna danışmalıdır.
EKG nedir, nasıl yapılır? Elektrokardiyografi testi ne işe yarar?
Yüksek nabız, kalp krizi riskini artıran faktörlerden biri olarak değerlendirilmektedir. Yapılan araştırmalarda dinlenme nabzı yüksek olan kişilerin kardiyovasküler hastalıklara ve kısmen de anjin ve kalp hastalıklarına bağlı ölüm riskleri daha yüksek bulunmuştur.
Öncelikle nabız yüksekliğine hangi sağlık sorununun neden olduğunu teşhis etmek gerekir. Bunun için ekokardiyogram, CT taraması, MRI taraması ve laboratuvar testleri gibi yöntemlerden yararlanılır. Ardından teşhis edilen sağlık sorununa göre uygun tedaviye başlanır.
Vagal manevra beyninizden karnınıza uzanan uzun bir sinir olan vagus sinirini etkileyen manevralardır. Vagus siniri kalp atış hızınız üzerinde etkilidir.
Ekokardiyografi nedir? Neden ve nasıl yapılır? EKO testi ne işe yarar?
Aritmi (kalp ritim bozukluğu) neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Vagal manevralar nabzı düşürmezse anti-aritmik ilaç enjeksiyonu gerekebilir. Bu prosedür hastanede uygulanmalıdır. Ayrıca bu ilaçların hap formları da kullanılabilir. Kalsiyum kanal blokerleri ve beta blokerleri gibi diğer ilaç türleri, anti-aritmik ilaçlara alternatif olarak veya bunlarla kombinasyon halinde verilebilir.
Bu prosedürde, otomatik bir harici defibrilatör (AED) veya göğsünüze yerleştirilen elektrotlar yardımıyla kalbinize elektrik şoku gönderilir. Akım, kalbinizdeki elektriksel darbeleri etkiler ve ritmin normale dönmesini sağlar.
Anjiyo nedir? Nasıl yapılır, ne işe yarar? Riskleri nelerdir?
Bu prosedür, nabız artışından kalpteki elektriksel bir sorun sorumluysa uygulanır. Doktor kasıklara, kola veya boyuna yerleştirdiği kateterleri kalbe yönlendirir. Kateter uçlarındaki elektrotlar aşırı soğuk veya radyo frekansı enerjisi uygulayarak taşikardiye neden olan kısmı etkisiz hale getirirler.
Bazı taşikardi türleri, cildin altına cerrahi yöntemle yerleştirilen kalp pili ile tedavi edilebilir. Cihaz anormal bir kalp atışı algıladığında, nabzı normale çevirmek için elektriksel bir darbe yayar.
Daha ciddi taşikardi vakalarında sorunun kaynağına göre takılabilir kardiyoverter (bir tür defibrilatör) ya da cerrahi müdahale gerekebilir.
Kalp oksijen bakımından zengin kanı vücuda yeterli miktarda pompalayamıyorsa bradikardi ciddi bir sorun teşkil edebilir. Beyin ve diğer organlara yeterli miktarda oksijen gitmemesi sonucu hafif baygınlık ya da bayılma, baş dönmesi, halsizlik, yorgunluk, nefes problemi, göğüste ağrı, hafıza problemi ve fiziksel aktivitelerde çabuk yorulma gibi sorunlar gelişebilir.
Bradikardinin tedavisinde geçici veya kalıcı, kalp üzerine veya deri altına yerleştirilen kalp pili işlemi uygulanabilir. Tıbbi müdahaleye ek olarak kalbi zinde tutmak ve güçlendirmek için kolesterol düzeyine dikkat etmek, sigara tüketiminden ve ağır yağlı beslenme alışkanlıklarından uzak durmak gerekir.
Yine yüksek tansiyonu kontrol atlında tutmak, tuzsuz ve düşük kalorili bir diyet uygulamak, yaş ve genel sağlık durumuna uygun egzersizler yapmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile destekleyici uygulamalardan yararlanılabilir.
Yüksek tansiyon neden olur, nasıl düşürülür? Belirtileri nedir?
Tansiyon (kan basıncı), kanın kan damarlarında hareket ederken uyguladığı kuvvettir. Nabız ise kalp atış hızı yani kalbin dakikada attığı sayıdır. Bunlar birbirine çok yakın görünse de iki ayrı ölçüdür ve sağlığınız hakkında çok farklı bilgiler verir.
Tansiyon ve nabız her zaman bağlantılı hareket etmez. Kalp atış hızınızın artması tansiyonunuzun da artacağı anlamına gelmez. Örneğin egzersiz yaparken, kalp hızlanır ve daha fazla kan kaslara ulaşabilir.
Kalp atış hızının ikiye katlanmasına rağmen kan basıncı (tansiyon) sadece önemsiz bir miktar artar. Diğer taraftan ani korku durumunda tansiyon ve nabız aynı anda artabilir.
Ancak yine de nabız ve tansiyonun uzun süre birbirinden bağımsız hareket etmesi bir sağlık sorunu olduğu anlamına gelebilir. Bir kardiyolojiuzmanına görünmek faydalı olacaktır. Bazı araştırma sonuçlarına göre dinlenme nabız sayısının yüksekliği, yüksek tansiyon gelişimi açısından bir risk faktörüdür. Yapılan rutin muayenelerde taşikardi saptanan bireylerde ilerleyen dönemlerde yüksek tansiyon gelişimi de gözlenmektedir.
Kardiyoloji nedir? Kardiyolog ne iş yapar? En riskli kalp hastalıkları
Nabzınızı normal değerlerde tutmak için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı ve dengeli bir beslenme programını takip etmenin yanında önerilen bazı koruyucu pratikler şöyle sıralanabilir:
Normal basıncını (KB) ölçmek basit bir işlem gibi görünse de, doğru ölçme için tekniğini iyi bilmek gerekir. Ölçüm değerini etkileyen çeşitli faktörler de vardır.
Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Hastayla ilgili: Nabız sesinin hafif olması, felçli koldan ölçme yapılması, ruhsal durum, ağrılı durumda ölçme, yeni yemek yemiş olma, mesane gerginliği, yeni sigara içmiş olma, yeni kafeinli içki veya alkol içmiş olma, heyecanlı konuşma, beyaz önlük reaksiyonu, ritm bozukluğu, şişmanlık, gebelik, ileri yaşlılık
Ortamla ilgili: Gürültülü ortam, soğuk ortam.
Donanım ve ölçme tekniği ile ilgili:Manşon veya tüplerin hava kaçırması, tüplerde tıkanıklık, bozuk cihaz, çok dar manşon kullanımı, elbise üzerine manşon sarılması, dirseğin çok yukarda tutulması, ölçerken çok hızlı hava kaçırılması, hasta kolunun ve sırtının desteksiz olması, ölçmeden önce çok kısa dinlenme veya çok uzun dinlenme dönemi (20-30 dk).
Ölçen kişi ile ilgili: Önyargılı yaklaşım, İşitme bozukluğu.
KB ölçümleri farklı zamanlarda, benzer pozisyonda yapılmalıdır. İlk ölçümde iki koldan da ölçülmeli, iki kol arasında fark varsa, sonraki ölçümler yüksek taraftan yapılmalıdır. 30 yaşından genç hastalarda KB yüksek bulunursa bacaktan da KB ölçülmelidir. Normal kişilerde iki kol KB arasında 5-10 mmHg bir fark bulunabilir. KB sınırda veya hafif yüksek çıkan kişilerde 3-4 hafta süre ile haftada 1-2 kez, değişik zamanlarda KB ölçümü yapılarak, KB'nın sürekli yüksek olup olmadığına karar verilir.
Bazen hekim veya hastane ortamı KB'nda geçici yükselmelere neden olabilir. Halbuki bu kişilerin evdeki ölçümleri genellikle normaldir. Bu duruma 'beyaz önlük hipertansiyonu" denir. Yüksek tansiyon saptanan hastaların yaklaşık %15-20'sinde bu durum bulunabilir.
KB ölçmeden önce, hasta en az 30 dk. öncesi kafeinli içki (demli çay, kahve, kola) veya sigara içmemiş, en az 5 dk dinlenmiş olmalıdır. Hasta sırtı dayalı durumda sakin oturmalı, kol destekli olmalıdır. Ölçen kişi de rahat durumda ve sakin olarak ölçüm yapmalıdır. Ortamın sessiz ve ılıman olması da önemlidir. Hastanın "antigripal" diye bilinen bazı ilaçları içiyor olması, KB'nı yükseltebilir.
KB ölçümü pratikte, hasta oturur durumda iken yapılır. Bazen hekim gerek görürse yatarken veya ayakta iken de KB ölçebilir (ileri yaşlılık, diyabetik hastalar, tansiyon düşürücü ilaç alıyor olmak). Pratikte KB ölçülmesi, sfigmomanometre denilen tansiyon aleti ile yapılır. Bu alei cıvalı, anaeroid (ibreli) ve otomatik olarak 3 tiptir.
Cıvalı aletler en güvenilirdir ve genellikle kliniklerde kullanılır. Aneroid veya otomatik olanlar hastane dışında daha çok kullanılırlar. Bunların güvenilirliği 6 ayda bir cıvalı aletlerle kontrol edilmelidir. Otomatik elektronik aletler hastanın kendi kendine KB'nı ölçmesi için daha uygundur.
Anaeroid ve cıvalı tansiyon aletleri havayı, kola sarılan lastik keseye pompalayan lastik bir puvar, bunun boyun kısmında hava kaçırmayı sağlayan kontrol vidası, havayı ileten lastik tüpler ve uygulanan hava basıncını gösteren bir manometreden oluşmuştur. Lastik kesenin dışı, dayanıklı bezden yapılmış kola sarılan bir kılıfla kaplanmıştır. Buna manşon denir. Manşon boyutları küçük çocuklar ve erişkinlerin kol çevresine göre standart ölçülerde farklılık gösterir. Örneğin erişkinlerde hava kesesi çapları 12x24 cm, bacaktan Ölçmek için 12x40 cm, çocuklarda 12x18 cm, küçük çocuklarda 4-8x12 cm olmalıdır. Çocuk manşonu ile erişkinde KB ölçülürse değer yüksek. erişkin manşonu küçük çocukta kullanılırsa KB değeri düşük çıkabilir.
Kan Basıncı nasıl ölçülür?
Önce manşon, hava kesesi önde olacak şekilde kola sıkıca sarılır. Manşonun alt kenarını dirsek çukuru, kıvrımının 2.5-3 cm üstünde olacak şekilde sarılması önemlidir. Ölçerken sık yapılan hatalardan biri, steteskop'un (dinleme aleti) yanlış yerleştirilmesidir. Steteskop kesinlikle manşonun altına sokulmamalıdır. Manşon tüpleri steteskop yerleştirilecek bölgenin dışında olacak şekilde manşon sarılmalıdır,
İlk ölçüm el bileğindeki atardamar (radial arter) nabzı parmakla hissedilerek yapılır. Sol el 2. ve 3. parmaklarımızla bilek atardamarı hissedilirken, havakesesi bu nabzın kaybolduğu düzeyin üzerine çıkacak şekilde şişirilir ve kese havası yavaş yavaş puvar vidası gevşetilerek kaçırılır. Nabzın tekrar hissedildiği basınç düzeyi yaklaşık olarak sistolik basınçtır. Diyastolik KB bu yöntemle ölçülemez, dinleme (oskültasyon) yöntemi ile ölçülür.
Dinleme yöntemi ile KB'nı Ölçmek için önce, dirsek kıvrımından geçen atardamar (brakial arter) bulunmalıdır. Bu atardamar genellikle dirsek kıvrımının 1/3 iç kısmından geçer ve kol açık durumda iken el parmağıyla hissedilir. Kol kası gelişmiş olanlarda ortada, çok yaşlı olanlarda daha da iç yanda bulunabilir. Bu nabzın yerinin saptanması, steteskop üzerine konacağı için önemlidir (Bazı elektronik cihazlarda nabız algılayıcı kısmı varsa, bu bölge atardamar üzerine gelecek şekilde manşon yerleştirilmelidir). Sonra steteskopun diyafram kısmı bu atardamar üzerine orta sıkılıkta konur. Hava kesesi Önceki ölçümde tespit edilen sistolik KB değerinin 20-30 mmHg üzerinde olacak şekilde süratle puvar vasıtasıyla şişirilir. Şüphesiz bu sırada hava kaçırma vidası kapalı olmalıdır (Bir elimizle steteskopu tutarken, diğer elimizle havayı pompalamaktayız). Sonra kese basıncı saniyede 2-3 mmHg hızda, yavaş yavaş vida gevşetilerek düşürülür. Nabız sesinin hafif olarak duyulduğu an, sistolik KB'm gösterir. Hava kaçırmaya devam edilirken sesler giderek kuvvetlenir ve tekrar hafiflemeye başlar. Seslerin kaybolduğu nokta diyastolîk KB'nı gösterir. Eğer ölçüm değerlerinde bir tereddüt olmuşsa, ikinci defa ölçmeden önce hava kesesi tamamen boşaltılır ve kese yeniden şişirilir. Yarı boşalmış bir kese tekrar şişirilirse KB yanlış olarak yüksek çıkabilir.
Kendikendine (evde) KB Ölçümü: Hastaların KB'larını kendilerinin ölçmesi için elektronik cihazlar geliştirilmiştir, Bunlar manşonu üst kola yerleştirilenler, el bileğine sarılanlar veya parmaktan ölçenler olarak 3 tiptir. İlk ikisi daha sık kullanılmaktadır. Bu ölçümler şu amaçlar için yararlıdırlar: Beyaz önlük hipertansiyonunu saptamak, KB'da başlangıçta kısa süreli yükselmeleri saptamak, tedaviye cevabı saptamak ve hastanın tedaviye aktif olarak katılması ve uyumunu artırmak. Sağlıklı cihazlarla yapılan ev ölçüm değerleri, gerek hipertansiyon tanısının teyidinde gerekse tedavinin düzenlenmesinde hekime yararlı olur.
Ölçülen KB'nı yazarken daha yüksek olan sistolik basınç yukarı yazılır ve bir/ işaretiyle diyastolik basınç alta ya/ılır. Örneğin KB 120/80 mmHg diye yazıldığında-ki bunu okurken 120'ye 80 şeklinde okumalıyız- sistolik basınç 120, diyastolik basınç 80 mmHg (milimetre cıva)'dır. Eğer ölçü birimini cm (santimetre) Hg olarak söyleyeceksek 12/8 cmHg demeliyiz.
Nabız; kanın sol karıncıktan büyük atardamarlara pompalanması esnasında, uç noktalardaki atardamarlarda oluşturduğu dalgalanmadır. Kalp atışının uçtaki atardamarlardan hissedilmesine nabız denir.
Nabız, kalbin 1 dakika içinde kaç kere kasıldığını yani kalbin hızını yansıtır. Kalp her kasılmasıyla bir miktar kanı atardamarlara (aort ve daha sonra bundan ayrılan dallara) fırlatır ve damarların esneyebilme özelliğinden dolayı atardamarlarda buna bağlı bir genişleme olur. Damar duvarı bu genişlemenin ardından elastik olduğundan dolayı eski durumuna döner, ardından bir sonraki atım ile yeni bir basınç dalgası ile tekrar genişler ve bu böyle devam eder gider. İşte bu genişleme, damarların yüzeysel seyrettiği yerlerde (el bileği, dirsek içi, kasık, şakak, ayak bileği gibi) nabız dalgası olarak hissedilir. Ayrıca hastalar ameliyat olduktan sonra nabız ölçen bir alete bağlı olurlar. Bu alet, nabzın dakikada kaç kere attığını ve nasıl attığını gösterir. Hastada bir sorun olmadığında ise bu alet çıkarılır.
Pulse oksimetreler, dakikadaki kalp atış hızını ve kandaki oksijen seviyesini kolay ve hızlı şekilde ölçebilen, gerektiğinde kayıt altına alabilen cihazlardır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte 1970’li yıllarda üretilmiş ve hastanelerde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle anestezi ve yoğun bakım ünitelerinde vazgeçilmez tıbbi cihazlardan biri olmuştur. Doğrudan parmaktan ölçüm yapan cihazlar olduğu gibi alından veya kulaktan ölçebilen cihazlar da vardır. Kandaki oksijeni ölçerken kullanılan çalışma prensibi “dokudan geçen ışıktan faydalanarak oksijen oranını tespit etme” prensibidir. Hastadan kan almaya gerek kalmadan kullanılabilen güvenli, ağrısız ve çabuk sonuç veren cihazlardır. Cebe sığabilecek boyutlarda üretilen modelleri de mevcuttur. Sadece ölçüm yapan cihazlar olduğu gibi ölçüm verilerini kayıt altına alabilen cihazlar da vardır. Kayıtlar, cihazın kendi ekranından veya bir bilgisayarla bağlantı yapılarak haricen incelenebilir. İnternete bağlanabilen pulse oksimetreler ise ölçüm verilerini bir sunucu üzerine kayıt edebilir. Böylece tüm kayıtlara her zaman ve her yerden ulaşmak mümkün olabilir. Pulse oksimetreler günümüzde sağlık kuruluşlarının neredeyse her biriminde kullanılır. Hastaların evde bakım sürecinde de en gerekli cihazlardan biridir.
Detaylı Bilgi İste »
Cihazlar, dokulardan geçen ışıktan faydalanarak ölçüm yapar. Genel çalışma prensibi budur. Cihazların üzerinde ışık kaynağı ve algılayıcıdan oluşan sensörler bulunur. Sensör aparatının arasına parmak veya kulak memesi gibi organlar yerleştirilerek ölçüm sağlanır.
Pulse oksimetreler, alyuvarların içinde bulunan hemoglobinin oksijen tutup tutmamasına göre renk analizi yaparak çalışır. Sensörler, oksijen oranını saptamak için kanın rengini kullanır. Alyuvarların oksijen taşıma miktarına bağlı olarak kanın renk tonunda değişiklik olur. Cihaz bir taraftan kırmızı ve kızılötesi ışık gönderir, diğer tarafta bulunan algılayıcı sayesinde de ölçümü sağlar. Bol oksijenli kan, parlak kırmızı renktedir ve pulse oksimetreden gönderilen ışığın çoğunu absorbe eder. Karşı tarafa ulaşan ışık miktarının ölçümü sayesinde de kandaki oksijen saturasyonu tespit edilir.
Pulse oksimetre kullanılarak elde edilen oksijen saturasyonu değeri, arteriyel kan gazı analiziyle elde edilen değere oldukça yakın olsa da arteriyel kan gazı analiziyle elde edilen veriler daha doğru kabul edilir. Arteriyel kan gazı analiziyle oksijen saturasyonu parametresi (SpO2) ölçülebildiği gibi parsiyel oksijen basıncı (paO2) parametresi de ölçülebilir. Oksijen saturasyonu (SpO2) ile parsiyel oksijen basıncı (paO2) birbirleriyle karıştırılabilir. Bu iki parametre oksijenle ilgili olsa da farklı değerleri ifade eder. Pulse oksimetreler oksijen saturasyonunu (SpO2) ölçer. Parsiyel oksijen basıncı (paO2) ölçümü için ise arteriyel kan gazı analizi gerekir.
Kandaki oksijen saturasyonu ile birlikte dakikadaki kalp atış hızı da pulse oksimetreler sayesinde ölçülebilir. Cihazda bulunan sensörler atardamarların dakikadaki atış sayısını belirler. Böylece hastanın nabzı da görüntülenebilir. Sensörün kalitesi yükseldikçe ölçüm doğruluğu artacaktır. Özellikle çocuk hastalarda daha kaliteli cihazlar tercih edilmelidir. Aksi halde hatalı sonuçlarla karşılaşılabilir.
Pulse oksimetreler yaşamsal parametreleri gösteren tıbbi cihazlardır. Bu nedenle hastaya uygun olan pulse oksimetre modelinin kullanılması gerekir.
Pulse oksimetreler özelliklerine göre çeşitlenir. Pil veya batarya ile mobil olarak kullanılabilen çeşitleri mevcuttur. Bazı cihazlarda alarm özelliği vardır. Hasta için kritik olan yaşamsal parametre limitleri cihaza kaydedilir ve cihaz bu limitlerin dışında ölçüm yaptığında sesli ve görsel şekilde alarm verir. Bu özellik, acil durumlar için bir uyarı sistemidir. Pulse oksimetreler kullanım şekline göre 4’e ayrılır:
Tüm pulse oksimetreler benzer metotlarla ölçüm yapar. Cihazlardaki fark, sensör kalitesi, batarya ve alarmlar gibi özelliklerdir. Bu cihazların kullanımını etkileyen bazı dış koşullar da vardır. Bunlardan en az şekilde etkilenmek için ihtiyaca uygun kaliteli pulse oksimetreler tercih edilmelidir. Ölçümlerin yanlış olması, ihtiyacı yokken hastaya gereksiz müdahaleye veya riskli bir durum söz konusuyken müdahale edilmemesine sebebiyet verebilir. Böyle durumlarda hastanın yaşamı tehlikeye girebilir.
Parmak tipi pulse oksimetreler piyasada çok uygun fiyatlara bulunabilir. Kullanımı da oldukça basittir. 50-60 gram ağırlığında olan bu ürünler genellikle pille çalışmaktadır. Bazı cihazlar pilin gücü azaldığında ekranında düşük güç uyarısı verir. Pilin ömrünü korumak için, yaklaşık 7-8 saniye kullanılmadığında, kendini otomatik olarak kapatan cihazlar da vardır.
El tipi, bilek tipi ve konsol tipi olanlar genellikle bataryalıdır. Bu tip ürünlerin bazı modelleri ise pilli olabilir. Hatta hem pille hem de bataryayla çalışan cihazlar da vardır. Genellikle ekranları büyüktür ve alarmları mevcuttur. Bazı pulse oksimetrelerin tansiyon veya ateş ölçer gibi özellikleri de mevcuttur. Bu özellikler genellikle konsol tipi cihazlarda bulunur.
El tipi pulse oksimetreler avuç içinde tutulabilecek ölçülerdedir. Ayrıca masa üzerinde veya serum askılığına asılarak da kullanılabilir. Parmak tipi olan cihazlara göre daha büyüktür ve sensörü bir kablo vasıtasıyla haricen bağlanır. Bilek tipi pulse oksimetreler ise kol saatinden biraz daha büyük ölçülerdedir ve kol saati gibi bileğe bağlanarak kullanılır. Hastanın bileğine sabitlendiği için cihazın yere düşme riski yoktur. El tipi olan modellerde olduğu gibi sensör cihaza bir kablo vasıtasıyla haricen bağlanır.
Konsol tipi pulse oksimetreler diğerlerine göre oldukça büyüktür. Kasası büyük olduğu için diğer modellere göre daha büyük bataryası ve ekranı olabilir. Böylece, elektrik kesintilerinde daha uzun süre kullanım sağlayabilir. Ekranın büyük olması da parametrelerin daha uzaktan kontrol edilebilmesine olanak tanır. Masa veya sehpa üzerinde kullanılabilir. Konsol tipi cihazların da sensörü bir kablo vasıtasıyla haricen bağlanır.
Acil durumlarda da kullanılabildiği için çarpmaya ve sıvı temasına dayanıklı pulse oksimetre modelleri üretilmiştir. Ayrıca MR odasında kullanılabilen özellikte cihazlar da vardır. Uygulama esnasında kullanılabilir ve MR görüntüsünde herhangi bir artefakt oluşmasına sebep olmaz.
Pulse oksimetrelerde kullanılan ve ölçme işlemini yerine getiren algılayıcılara “pulse oksimetre probu” denir. Bunlar konsol tipi, bilek tipi ve el tipi cihazlara haricen eklenerek kullanılır. Parmak tipi cihazlarda ise ayrıca bir sensöre ihtiyaç yoktur, sensör cihazın üzerinde bütünleşik olarak yer alır.
Pulse oksimetre problarının disposable (tek kullanımlık) veya reusable (çok kullanımlık) modelleri vardır. Reusable olanlar silikondan üretilmiştir ve otoklav ile steril edilebilir. Disposable olanlar ise tek kullanımlıktır ve steril edilip tekrar kullanılamaz. Disposable pulse oksimetre probları dikkatli şekilde kullanılırsa yaklaşık 1-2 hafta süre boyunca doğru ölçüm yapar. Sonrasında yenisiyle değiştirilmesi gerekir. Reusable problar ise genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında kullanılabilir. Bunlar, pulse oksimetre cihazlarıyla birlikte kullanılan aksesuarlardır, farklı özelliklerde çeşitleri vardır ve hangi çeşidin kullanılacağı hastanın durumuna göre belirlenir.
Yenidoğan, çocuk ve yetişkin olmak üzere üç boy prob üretilmektedir. Doğru ölçüm sonuçlarını alabilmek için hastanın kilosuna uygun olan boy seçilmelidir. Genellikle bebeklerde disposable (tek kullanımlık) olanlar kullanılır. Bunlar yapışkanlı olduğu için bebek hareketli olsa dahi sensör sabit durur ve cihaz sorunsuz şekilde ölçüm yapmaya devam edebilir. Çok hareketli yetişkin hastalarda reusable prob kullanıldığında da ölçüm sorunu yaşanabilir.
Piyasada farklı marka cihazlara uygun problar mevcuttur. Pulse oksimetrenin sensör soketinin takılma yerine uygun prob seçilmelidir. Piyasada çoğunlukla “Nellcor” ve “Masimo” markalarının teknolojileri kullanılır. Bu nedenle probların çoğu bu markalara uyumludur. Cihaza uygun olmayan sensör kullanıldığında ölçüm sonuçları yanlış olabilir. Bu durum hayati risk oluşturabileceği için hastaya ve cihaza uygun probların tercih edilmesi gerekir.