namaz kılınamayacak vakitler / Hangi vakitlerde namaz kılınmaz? Kerahat vakitleri hangileridir?

Namaz Kılınamayacak Vakitler

namaz kılınamayacak vakitler

Hangi vakitlerde kaza ve nafile kılınmaz?

Kerahet vakitlerinde bazı ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır. Bu bilgi ışığında bireyler hangi vakitlerde kaza ve nafile namazı kılınmaz? sorusunun cevabını araştırıyor. Bu konuda güneşin doğmasının ardından geçen süre oldukça önemlidir.

Bazı vakitlerde bir kısım ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır. Bu vakitlere kerahet vakitleri denilir. Ukbe b. Amir el-Cüheni'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Rasulüllah (s.a.s.) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar" (Müslim, Müsafirin, ; Ebu Davud, Cenaiz 51; Tirmizi, Cenaiz, 41).

Bu hadiste belirtilen üç vakitte hiçbir namaz kılınamaz. Bu vakitlerin başlama ve bitiş zamanları şöyledir:

a. Güneşin doğmasından itibaren, dakika sonrasına kadar.

b. Güneşin, başımızın üzerinde, tam dik bulunduğu vakit. (Öğle vaktinin girmesine yaklaşık 10 dakika kalmasından öğle vaktinin girmesine kadarki süre)

c. Güneş batmazdan önce, gözleri kamaştırmaz hale gelmesinden, batmasına kadar olan vakit. (Güneşin batmasına dakika kalmasından itibaren akşam namazı vakti girinceye kadar olan zaman) (Merğinani, el-Hidaye, I, 40).

Bu üç kerahet vaktinde ne kazaya kalmış farz namazlar, ne vitir gibi vacip namaz, ne de daha önce hazırlanmış bulunan bir cenaze namazı kılınamadığı gibi, daha önce okunmuş bir secde ayetinden dolayı "tilavet secdesi" de yapılamaz. Bununla birlikte kerahet vaktinde okunan secde ayetinin secdesi, daha sonraya bırakmak efdal olsa da bu vakitte de yapılabilir. Yine bu vakitlerde hazırlanan cenazenin namazı da kılınabilir.
Güneşin batmasından önceki kerahet vaktinde, sadece o günün ikindi namazının farzı kılınabilir. Fakat mazeretsiz olarak ikindi namazını bu vakte kadar geciktirmek mekruhtur.

Bunların dışında şu vakitlerde de sadece nafile namaz kılmak mekruhtur:

a) Sabah namazının sünneti hariç olmak üzere imsak vakti girdikten sonra, güneş doğuncaya kadar olan sürede,

b) İkindi namazını kıldıktan sonra güneş batıncaya kadar olan sürede,

c) Akşam namazı vakti girdiğinde farz kılınmadan önce,

d) Cuma günü hatibin minbere çıkmasından sonra (Merğinani, el-Hidaye, I, ).

Ebu Said el-Hudri'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Rasulüllah (s.a.s.)'i şöyle derken işittim: Sabah namazı kılındıktan sonra, güneş doğuncaya kadar başka namaz yoktur. İkindi namazından sonra, güneş batıncaya kadar başka namaz yoktur" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 19, II, 42, III, 7, 95).

Kerahat Vakti ne zaman? Kerahat Vakti’nde neden namaz kılınmaz?

Güneşin doğuş, batış ve tam tepede bulunduğu vakti ifade eden Kerahat Vakti, bugün yoğun araştırılan soruların başında geliyor. Peki, Kerahat Vakti ne zaman? İşte yanıtı. Namaz kılınması mekruh olan vakitlere verilen Kerahat Vakti, kendi içinde ikiye ayrılıyor. Birincisi farz ya da nafile namazlarının mekruh olduğu zamanlar, ikincisi de nafile namazının kılınmasının mekruh olduğu zamanlardır. İslam dinine göre kerahat vakitlerinden namaz kılınması mekruhtur, yani günah değil ama yapılmaması istenilen bir durumdur.

KERAHAT VAKTİ NE ZAMAN?

Güneşin doğuşundan itibaren ışınları gözleri kamaştırır hâle gelinceye kadarki sabah vakti, kerahat zamanıdır. Bu vakit, güneşin doğuşundan sonraki takriben dakikalık bir zamandır.

Bazı vakitlerde bir kısım ibadetlerin yapılması yasaklanmıştır. Bu vakitlere kerâhet vakitleri denilir. Ukbe b. Âmir el-Cühenî’den şöyle nakledilmiştir: “Resûlullah (s.a.s.) bize üç vakitte namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı: Güneşin doğmasından itibaren bir veya iki mızrak boyu yükselmesine kadar, güneşin gökyüzünde tam dik oluşundan batıya yönelmesine kadar ve güneşin sararmasından itibaren batmasına kadar.” (Müslim, Müsâfirîn, ; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 55; Tirmizî, Cenâiz, 41)

Bu hadiste belirtilen üç vakitte hiçbir namaz kılınamaz. Bu vakitlerin başlama ve bitiş zamanları şöyledir:

a) Güneşin doğmasından itibaren, dakika sonrasına kadar,

b) Güneşin, tam tepede bulunduğu vakit (Öğle vaktinin girmesine yaklaşık 10 dakika kalmasından öğle vaktinin girmesine kadar),

c) Güneş batmazdan önce, gözleri kamaştırmaz hâle gelmesinden, batmasına kadar olan vakit (Güneşin batmasına dakika kalmasından itibaren akşam namazı vakti girinceye kadar olan zaman) (Merğînânî, el-Hidâye, I, ).

Bu sayılan kerâhet vakitlerinde kaza namazı, vitir gibi vacip namaz kılınamadığı gibi kerahat vaktinden önce hazırlanmış bulunan cenazenin namazı da kılınamaz. Bu vakitlerde hazırlanmış cenazenin namazı ise kılınabilir. Daha önce okunmuş bir secde ayetinden dolayı “tilâvet secdesi” yapılamaz. Ancak kerâhet vaktinde okunan secde âyetinin secdesi, daha sonraya bırakmak efdal olsa da bu vakitte yapılabilir.

Güneşin batmasından önceki kerâhet vaktinde, sadece o günün ikindi namazının farzı kılınabilir. Fakat mazeretsiz olarak ikindi namazını bu vakte kadar geciktirmek mekruhtur.

KERAHAT VAKTİ NEDEN NAMAZ KILINMAZ?

Hanefi mezhebine göre, Kerahat Vakti namaz kılmak faziletli değildir. Namaz esnasında güneş doğarsa , ya da tam tersi batarsa Hanefi inancına göre namaz bozulmaktadır.

Bozulan namazın kazasının kılınması için ise, ya güneşin doğuşunu ya da gün için en tepe çıkışını ya da batmasını beklemek gerekmektedir.

Güneşe tapanlar, Kerahat Vakti ibadet ettiklerinden, onlara benzememek adına güneşin doğuşu, batışı ve tepede bulunduğu vakitlerde namaz kılmazlar.

Bir vaktin çıkmasına ne kadar kala namaz kılınabilir?

Değerli kardeşimiz,

Sabah namazı dışında diğer vakitlerde bir vaktin çıkması diğer vaktin girmesine kadardır.

Namaz Vakitleri

1. Sabah namazının vakti:

Fecr-i sadıkla başlar, güneşin doğuşuna kadar devam eder. Fecr-i sadık ufuktaki genişliğine yayılan bir beyazlıktır. Bunun karşıtı fecer-i kâzib olup, gökyüzünün ortasında yükseğe doğru uzunlamasına kurt kuyruğuna benzer şekilde uzayan bir beyazlıktır. Bu beyazlıktan sonra yine karanlık geldiği için buna"fecr-i kâzib (yalancı fecir)"adı verilmiştir.

Vakitle ilgili hükümler fecr-i sadığa bağlanır. Orucun başlaması, sabah namazı vaktinin girmesi, yatsı vaktinin çıkması gibi. Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

"Tan yerinin ağarması ikidir. Birisi yemek yemeyi haram kılan ve namaz kılmayı helal kılan vakittir. Diğerinde ise, sabah namazını kılmak haram, yemek yemek ise helaldir."(es-San'ânî, Sübülüs's-Selam, I/).

Bu hadiste sözü edilen birinci vakit fecr-i sadık, ikinci vakit ise fecr-i kâzibtir. Müslim'de rivâyet edilen Abdullah b. Amr hadisinde ise sabah namazının vaktinin fecrin doğmasından başlayıp, güneşin doğmasına kadar devam ettiğini belirtir. Güneş doğduktan sonra, öğle namazına kadar geçen süre, farz namazların kılınamayacağı mühmel bir vakit olarak kabul edilir.

2. Öğle namazının vakti:

Öğle vakti, güneşin en yüksek noktaya ermesinden her şeyin gölgesinin bir misli uzamasına kadar devam eden vakittir. Ancak gölge veya fey-i zeval hariçtir. Bu görüş Ebû Yusuf ve İmam Muhammed ile üç mezhep imamının görüşüdür. Ebû Hanîfe'ye göre ise öğle vaktinin sonu, her şeyin gölgesi iki misli uzayıncaya kadardır. Bu vaktin ikindi vakti olduğunda ise görüş birliği vardır. Namaz bu vakitten önce kılınmalıdır.

Güneşin gökyüzünde çıktığı en yüksek noktadan batıya doğru meyletmesine "zeval vakti" denir. Güneşin gökyüzünûn ortasına yani tam tepe noktasına ulaşması haline ise "istivâ vakti" denir. Güneş bu noktadan batıya doğru inmeye başlayınca "zeval vakti" meydana gelir.

Çoğunluk fakihlere göre, öğle vakti her şeyin gölgesinin uzunlukça bir misli olduğu zaman sona erer. Buna istiva vaktinin fey'i yani fey-i zeval de eklenir. Yani, bu cisimlerin zeval vaktinde sahip olduğu gölge, uzunluğu itibar etmede uzayan gölgeye eklenir. Delil şu hadistir:

"Cebrail (a.s), Hz. Peygamber (asm)'e ikinci gün her şeyin gölgesi bir misli olduğu zaman öğle namazını kıldırmıştır."

Ebu Hanîfe ise, gölgenin iki misli olmasına kadar öğle vaktinin devam ettiğini söylerken şu hadise dayanmıştır:

"Öğle namazını hava serinlediği vakit kılınız. Çünkü öğle vaktindeki sıcaklığın şiddeti cehennemin hareketini andırmaktadır."(Buhârî, Mevâkît, 9, 10, Bed'ü'l Halk, 10; Ebû Dâvud Salât, 4; Tirmizî, Salât, 5; Nesâî, Mevâkîl, 5; İbn Mâce, Salât, 4).

Arabistan'da güneşin hararetinin en şiddetli olduğu zaman, her şeyin gölgesinin bir misli olduğu zamandır.

Öğle namazı vaktinin başlangıcı ile ilgili olarak dayanılan delili şu âyetdir:

 "Güneşin zevali vaktinde namaz kıl."(İsrâ', 17/78)

3. İkindi namazının vakti:

İkindi vakti, öğle vaktinin çıktığı andan itibaren başlar ve güneşin batması ile son monash.pw çoğunluk fakihlere göre, cisimlerin gölgesi fey-i zeval dışında bir misline, Ebû Hanîfe'ye göre ise iki misline ulaşınca ikindi vakti girer. Hadiste şöyle buyurulur:

"Güneş batmadan önce ikindi namazından bir rek'ata yetişen kimse ikindi namazına yetişmiştir."(Zeylaî, Nasbu'r-Râye, I/).

Ancak çoğunluğa göre güneşin sararma vaktinde ikindi namazını kılmak mekruhtur. Çünkü Hz. Peygamber (asm), münafıkların ikindi namazını geciktirerek, sonunda acele bir şekilde kıldıklarını bildirmiştir. (eş-Şevkânî, Neylü'l-Evtâr, I/).

4. Akşam namazının vakti:

Akşam vakti, güneşin tam olarak ufukta batmasıyla başlar ve şafağın kaybolma zamanına kadar devam eder. Delil şu hadistir:

"Akşam vakti şafak kayboluncaya kadardır." (es-San'ânî, Sübülüs's-Selam, I/).

Ebû Yûsuf, İmam Muhammed, Hanbelî ve Şâfiîlerin yeni görüşüne göre, şafak batı ufkunda görülen kırmızılıktır. Çünkü Abdullah b. Ömer "Şafak kırmızılıktır" (es-San'ânî, Sübülüs's-Selam, I/) demiştir.

Ebu Hanîfe'ye göre, şafak âdette kırmızılıktan sonra ufukta devam eden beyazlıktır. Bu beyazlıktan sonra sürekli devam edecek olan beyazlık ortaya çıkar, dayandığı delil, "Akşam, vaktinin sonu ufuk karardığı zamandır." (Zeylaî, a.g.e., I/) hadisidir.

5. Yatsı namazının vakti:

Yatsı vakti, Hanefîlerde fetvaya esas olan görüşe ve diğer mezheplere göre, batı ufkunda kırmızı şafağın kaybolduğu andan itibaren başlar ve fecr-i sadığın doğmasından biraz önceki zamana kadar devam eder. Delil Abdullah b. Ömer'den nakledilen şu hadistir:

"Şafak kırmızılıktır. Şafak kaybolunca yatsı namazını kılmak farzolur." (es-San'ânî, a.g.e., I/).

Diğer yandan yatsı namazı için tercih edilen vakit, gecenin üçte biri veya yarısı geçinceye kadar devam eder. Çünkü Allah elçisi şöyle buyurmuştur:

"Ümmetime zorluk vermesem, yatsı namazını gecenin üçte birine veya yarısına kadar geciktirmelerini onlara emrederdim."(eş-Şevkânî, a.g.e., II/11).

Enes (r.a), Hz. Peygamber (asm)'in yatsı namazını gecenin yarısına kadar geciktirip, sonra kıldığını bildirmiştir (eş-Şevkânî, a.g.e., II/12). Hz. Aişe (monash.pwâ)'den de şöyle dediği nakledilmiştir.

" Hz. Peygamber bir gece yatsı namazını geciktirdi. O kadar ki mescidde bulununlar uyumuştu. Sonra çıkıp namaz kıldı ve şöyle buyurdu:

'Eğer ümmetime zorluk vermesem, bu vakit yatsı namazının vaktidir."(Buhârî, Mevâkît, 24; eş-Şevkânî, a.g.e., I/12).

Vitir namazının başlangıcı yatsı namazından sonradır, vaktinin sonu ise, sabah vakti girmeden hemen öncesine kadar olan zamandır.

(bk. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm İlmihali, İstanbul , vd.).

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır