Nasimi (Ben Bu Cihana Sığmazam) Azerbaycan Türkçesi ve Türkçe sözlerine haberimizden ulaşabilirsiniz. Parçanın sözleri Azeri divan şairi İmadeddin Nesimî'ye aittir.
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
Tir m?n?m, kaman m?n?m, pir m?n?m, cavan m?n?m
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
Z?rr? m?n?m, gün?ş m?n?m, çar il? p?ncü şeş m?n?m
Sur?ti gör b?yan il?, çünki b?yana sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
Nara yanan ş?c?r m?n?m, ç?rx? çıxan h?c?r m?n?m
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
Z?rr? m?n?m, gün?ş m?n?m, çar il? p?ncü şeş m?n?m
Sur?ti gör b?yan il?, çünki b?yana sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
?rşl? f?rşü kafü nun m?nd? bulundu cüml? çün
S?n bu nişanla bil m?ni, bil ki, nişana sığmazam
Tir m?n?m, kaman m?n?m, pir m?n?m, cavan m?n?m
Dövl?ti-cavidan m?n?m, ayin?dana sığmazam
G?rçi bu gün N?simiy?m, haşimiy?m, qureyşiy?m
Tir m?n?m, kaman m?n?m, pir m?n?m, cavan m?n?m
Dövl?ti-cavidan m?n?m
G?rçi bu gün N?simiy?m, haşimiy?m, qureyşiy?m
M?nd?n uludur ay?tim, ay?t?, şana sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Tir m?n?m, kaman m?n?m, pir m?n?m, cavan m?n?m
Dövl?ti-cavidan m?n?m, ayin?dana sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Kövni-m?kandır ay?tim
Zatidürür biday?tim
S?n bu nişanla bil m?ni, bil ki, nişana sığmazam
Sığmazam, sığmazam, sığmazam
Sığmazam m?n, sığmazam m?n, sığmazam
Sığmazam m?n, sığmazam m?n, sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
Z?rr? m?n?m, gün?ş m?n?m, çar il? p?ncü şeş m?n?m
Sur?ti gör b?yan il?, çünki b?yana sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
G?nci-nihan m?n?m m?n uş
Eyni-?yan m?n?m, m?n uş
Gövh?ri-kan m?n?m, m?n uş
B?hr?vü kana sığmazam
Tir m?n?m, kaman m?n?m, pir m?n?m, cavan m?n?m
Dövl?ti-cavidan m?n?m, ayin?dana sığmazam
G?rçi bu gün N?simiy?m, haşimiy?m, qureyşiy?m
M?nd?n uludur ay?tim, ay?t?, şana sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
Sığmazam
H?m s?d?f?m, h?m inciy?m, h?şrü sirat ?sinciy?m
Bunca qumaşü r?xt il? m?n bu dükana sığmazam
Ş?hd il? h?m ş?k?r m?n?m, ş?ms m?n?m, q?m?r m?n?m
Ruhi-r?van bağışlaram, ruhi-r?vana sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
M?nd? sığar iki cahan, m?n bu cahana sığmazam
Gövh?ri-lam?kan m?n?m, kövnü m?kana sığmazam
M?n bu cahana sığmazam
M?n bu cahana sığmazam
M?n bu cahana sığmazam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher* benim, kainata, mekana sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
***
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Zerre benim, güneş benim, dört ile beş, altı benim
Yüzümü gör ve anlat, çünkü ifadeye sığmam
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
***
Ateşle yanan ağaç benim, çarka çıkan taş benim
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
***
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
***
Zerre benim, güneş benim, dört ile beş, altı benim
Yüzümü gör ve anlat, çünkü ifadeye sığmam
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
***
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim, aynaya sığmam
Gerçi bugün Nesimi'yim, Haşimiyim, Kureyşliyim**
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
***
Ebedi devlet benim
Gerçi bugün Nesimi'yim, Haşimiyim, Kureyşliyim
Benden büyüktür işaretim, işaretlere sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
***
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim, aynaya sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
***
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
***
Zerre benim, güneş benim, dört ile beş, altı benim
Yüzümü gör ve anlat, çünkü ifadeye sığmam
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
***
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim, aynaya sığmam
***
Gerçi bugün Nesimi'yim, Haşimiyim, Kureyşliyim
Benden büyüktür işaretim, işaretlere sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
***
Hem sedefim, hem inciyim,
Bunca eşya ve elbiseyle ben bu dükkana sığmam
***
Bal benim, şeker benim, güneş benim, ay benim
Ruh bağışlarım moral veririm, ruhuma sığmam
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
***
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Ben bu dünyaya sığmam
Ben bu dünyaya sığmam
Ben bu dünyaya sığmam
Şairler şehri olan Kahramanmaraş aynı zamanda birçok sırrı da sinesinde barındırıyor. Belki bir çoğunuzun ilk kez duyacağı bir konuyu gündeme getirmek istedim.
UNESCO Edebiyat Şehri olmayı çoktan hak eden Kahramanmaraş bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin Özellikle Hayrettin Güngör’ün bu konudaki çalışmalarının yoğunlaştığını takip etmekteyiz.
İnşallah yakın zamanda Kahramanmaraş UNESCO Edebiyat Şehri sıfatını tescilletecektir.
Fakat 7 güzel adamdan, Mahsuni’lerden, Karakoç’lardan, Kısakürek’lerden bahsederiz de sinemizde yatan, sözlerinin bedelini can vererek ödeyen Seyyid Nesimi’yi pek bilmeyiz.
Seyyid Nesimi Azerbaycanlı şairlerin en meşhurlarındandır. Azerbaycan Türkçesinin yıldızlarındandır. Hatta tüm Türk edebiyatını derinden etkilemiştir.
Çağatay sahasında Ali Şir Nevai, Nesimi’yi övmüştür. Kanuni Sultan Süleyman O’nun şiirlerine cevap veren şiirler kaleme almıştır.
Azerbaycan'da Azerbaycan Türkçesi ile uğraşan en yüksek akademik kurum olan dilcilik enstitüsüne Nesimi’nin ismi verilmiştir; ‘Azərbaycan Nəsimi Dilçilik İnstitutu’. Nesimî Dilcilik Enstitüsü, Türkiye'de kurulu bulunan TDK karşılığı bir işlev yürütmektedir. Bakü'nün merkezi meydanlarının birinde de Nesimî heykeli ve "Nesimî" metro istasyonu bulunmaktadır.
Murat Bardakçı Nesimi Hakkında;
Nesimi, o zamanlarda bir garip bakılan ve ‘‘dinden çıkma’’ kabul edilen ‘‘Hurufî’’ inançlarına bağlıydı… kâinatın ve insanın esasının ruh değil madde olduğunu, herşeyin temelinde ‘‘ses’’in bulunduğunu ve ölünün dirilmeyeceğini, ahıretin olmadığını söylüyordu. Aynı görüşler şiirlerine de aksetmişti. Derken hakkında fetva verildi ve Halep'te 'de diri diri derisi yüzüldü.
O sırada bile şiir söylemekten geri durmadı: ‘‘Sırr-ı selhinden Nesîmî'ye suâl ettim dedi / Reh-neverd-i Kâbe-i ışkız budur ihrâmımız’’ yani ‘‘Nesîmî'ye derisinin yüzülmesindeki sırrı sordum; cevabı aşk kâbesinin yolcularıyız, kâbeyi tavaf ederken ihram niyetine derimizi giyeriz oldu’’ dedi ve bu mısralar Türk Edebiyatı'nın en muhteşem ifadelerinden biri olarak kaldı Demiştir.
PEKİ NESİMİ İLE KAHRAMANMARAŞ’IN İLGİSİ NEDİR?
Nesimi görüşleriyle yaşadığı çağı sarsmış hatta Mısırdaki Memlüklüler ile Dulkadiroğlu Beyliği arasında gerilime sebep olmuştur.
Nesiminin fikirlerinden halkın yanı sıra Dulkadiroğlu Beyleri Şehsüvaroğlu Ali Bey ile kardeşleri Nâsırüddin ve Karayülük Osman gibi devlet adamları da etkilenmiştir.
Nesimî şairlik gücünü fikirlerini yaymak için kullanmıştır. “Tanrı’nın insan yüzünde tecelli etmesi” ve “vücudun bütün organlarını harflerle izah” gibi fikirleri dönemin dini yetkililerince tepkiyle karşılanmıştır.
Bir süre sonra Memlüklülere bağlı olan Halep uleması, Nesimi’nin görüşlerinin İslam’a aykırı olduğunu ileri sürerek öldürülmesi için fetva vermiştir. Mısır’ın Çerkes kölemen hükümdarı Muavyed Şeyh'in onayını alan saltanat naibi Emir Yeşbek tarafından boynu vurulup derisi yüzülmek suretiyle yılında öldürülmüştür.
Cesedi Halep’te 7 gün teşhir edilmiş, sonrasında vücudu parçalanarak birer parçası inançlarını bozduğu düşünülen Şehsüvaroğlu Ali Bey ile kardeşleri Nâsırüddin ve Kara Yülük Osman Bey’e gönderilmiştir.
Sonuç itibarıyla Nesimi’nin dünyanın birçok yerinde temsili kabirleri bulunsa asıl istirahatgahı Kahramanmaraş’tır. Denebilir.
Bir şair düşünün ki sözlerinin bedeli derisinin yüzülmesi olsun. Onu destekleyen tek devlet ise Şairler diyarı olarak bilinen Kahramanmaraş’ın başkent olduğu Dulkadiroğlu Beyliği olsun. Bu duruma pek de şaşılmaz çünkü Kahramanmaraş’ta iki kapıdan birinden şair çıkar. Şairlik Kahramanmaraşlının mizacının bir parçası haline gelmiştir. Denebilir.
Nesimi’nin Sığmazam şiiri;
Esas Metin:
Bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam
Cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam
Kevn ü mekândır âyetim zâta gider bidâyetim
Sen bu nişân ile beni bil ki nişâne sığmazam
Kimse gümân ü zann ile olmadı Hakk ile biliş
Hakkı bilen bilir ki ben zann ü gümâna sığmazam
Sûrete bak vü ma’nîyi sûret içinde tanı kim
Cism ile cân benim velî cism ile câna sığmazam
Hem sadefim hem inciyim haşr ü sırât
Bunca kumâş ü raht ile ben bu dükâna sığmazam
Genc-i nihân benim ben uş ayn-ı ayân benim ben uş
Gevher-i kân benim ben uş bahr ile kâna sığmazam
Arş ile ferş ü kâf ü nûn bende bulundu cümle çün
Kes sözünü uzatma kim şerh u beyâna sığmazam
Gerçi muhît-i a’zâmım adım âdem durur âdemim
Dâr ile kün fekân benim ben mu mekâna sığmazam
Cân ile hem cihân benim dehr ile hem zamân benim
Gör bu latifeyi ki ben dehr ü zamâna sığmazam
Encüm ile felek benim vahy ile melek benim
Çek dilini vü epsem ol ben bu lisâna sığmazam
Zerre benim güneş benim çâr ile penc ü şeş benim
Sûreti gör beyân ile çünkü beyâna sığmazam
Zât ileyim sıfât ile Kadr ileyim Berât ile
Gül-şekerim nebât ile piste-dehâna sığmazam
Şehd ile hem şeker hem şems benim kamer benim
Rûh-ı revân bağışlarım rûh-ı revâna sığmazam
Tîr benim kemân benim pîr benim civân benim
Devlet-i câvidan benim îne vü âna sığmazam
Yer ü gökü düzen benim geri dönüp bozan benim
Cümle yazı yazan benim ben bu dîvâna sığmazam
Nâra yanan şecer benim çarha çıkar hacer benim
Gör bu odun zebânesin ben bu zebâne sığmazam
Gerçi bugün Nesîmîyim Hâşîmîyim Kureyşîyim
Bundan uludur âyetim âyet ü şâna sığmazam
Günümüz Türkçesi;
Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam
Yersiz, yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığmazam
Hem sedefim hem inciyim, Sırat’tan da geçiciyim
Bunca atlas kumaş ile ben bu dükkana sığmazam
Gizli hazine benim işte, göz önünde olan da ben
Maddenin cevheri benim, dağa, ummana sığmazam
Can ile cihan benim, dünya ile zaman menem
Ama ne dünyaya, ne zamana sığmazam
Yıldızlara felek benim, vahiy ile melek benim
Çek dilini dilsiz kesil, ben bu lisana sığmazam
Zerre benim güneş benim; çar penc û şeş sırlar benim
Her şey açık ve meydanda, ben bu meydana sığmazam
Ateşteki ağaç benim, dönüp duran şu taş benim
Bak şu ateş yalımına, ben bu yanana sığmazam
Şeker benim, bal da benim. Güneş benim ay da benim
Herkese can bağışlarım, ama ben cana sığmazam
Gerçi bugün Nesimi’yim, Haşimi’yim Kureyşî’yim
Bundan uludur ayetim; ayete şana sığmazam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher* benim, kainata, mekana sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Zerre benim, güneş benim, dört ile beş, altı benim
Yüzümü gör ve anlat, çünkü ifadeye sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Ateşle yanan ağaç benim, çarka çıkan taş benim
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Zerre benim, güneş benim, dört ile beş, altı benim
Yüzümü gör ve anlat, çünkü ifadeye sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim, aynaya sığmam
Gerçi bugün Nesimi'yim, Haşimiyim, Kureyşliyim**
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim
Gerçi bugün Nesimi'yim, Haşimiyim, Kureyşliyim
Benden büyüktür işaretim, işaretlere sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim, aynaya sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Zerre benim, güneş benim, dört ile beş, altı benim
Yüzümü gör ve anlat, çünkü ifadeye sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Ok benim, yay benim, yaşlı benim, genç benim
Ebedi devlet benim, aynaya sığmam
Gerçi bugün Nesimi'yim, Haşimiyim, Kureyşliyim
Benden büyüktür işaretim, işaretlere sığmam
Sığmam, sığmam, sığmam, sığmam
Hem sedefim, hem inciyim,
Bunca eşya ve elbiseyle ben bu dükkana sığmam
Bal benim, şeker benim, güneş benim, ay benim
Ruh bağışlarım moral veririm, ruhuma sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
İki dünya bende sığar, ben bu dünyaya sığmam
Yersiz yurtsuz cevher benim, kainata, mekana sığmam
Ben bu dünyaya sığmam
Ben bu dünyaya sığmam
Ben bu dünyaya sığmam
Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi, gâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni.
Gerçi bugün Nesimi’yim, Haşimi’yim, Kureyşi’yim. Bundan uludur ayetim, ayate şana sığmazam.
Sabır gerek, yahut sefer.
Zamanın hüzn-ü derdinden gönül bulmaz safâ.
Kalbim defter, dilim kalem, yazarım, hakikat emrini duyaldan beri, yitirdim Leylâ’mı gurbet gezerim, Mecnun gibi aşka uyaldan beri.
Par içinde biten gonca güle minnet eylemem.
Kelp rakip böyle diyormuş. Güzel sevmek pek günah. Ben severim sevdiğimi, günah benim kime ne. Nesimi’ye sordular, yarin ile hoş musun, hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne.
Felek benim senden bir sualim var.
Cümlenin rızkını veren ol gani serdar iken, yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem.
Gah giderim medreseye ders okurum. Hak için, gah giderim meyhaneye dem çekerim kime ne?
Eyle perhiz, sakın dilden her hata dilden çıkar cahile verme sırrını, sır elden çıkar.
Gitti bugünkü gün, dün ele girmez.
Müddeîler arasında dediler mey haram. Sâkî-i dilcû elinden ben içerim kime ne.
Ey gönül el aynasına bakmanın faydası ne. Sermayenden zararın var, satmanın faydası ne.
Bu yolda can yoktur, canan isterler. Gönül kabesinde erkan isterler.
Vahdet kaynağından dolu içenler, kanm lştır bâdeye şarab istemez. Hakîkat sırrına candan erenler, ermiştir mahbuba mihrab istemez.
Kendin kadrin bilmeyen ne bilir dostun kıymetin. Merkebin boynuna cevahir takmanın faydası ne.
Kolay mı gerçeğe ermek, dost bağında güller dermek, orada kalsın değer vermek, yeter ucuza satmasın.
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına, rızkımı veren Hüda’dır, kula minnet eylemem.
Ben bana tek yâr olayım yâre yoktur minnetim.
Taramış zülfünü gerdana atmış. Beyaz ellerine al kına yakmış. Dedim öpüşelim dedi ki yok yok.
Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam, yersiz, yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığmazam.
Bir can gördüm diri yiyor yılanı, emanete hıyanet ettiği çün.
Söyledim daim “Enelhak” zülfünü can düşeli, tâ beni Mansur gibi berdâr etti uş.
Elif Allah dost eyleyen meylide güzel yar güzel yar aşıklarıda mest eyleyen huyuda güzel yar güzel yar.
Sofular haram demişler bu aşkın şarabına. Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne!
Yanmaktır bizim kârımız. Harcedelim hep varımız. Pervâneler yaranımız. Gelsün bir hoşça yanalım.
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem.
Nesimi’yim vay başıma, kanlar karıştı yaşıma, yağın gerekmez aşıma, yeter zehirin katmasın.
Yanarım yoktur dumanım, gönlümde yoktur gümanım, al malım bağışla canım, varım meydanda meydanda.