nefes alırken gogsun ağrıması / Göğüs ağrısı neden olur | Anadolu Sağlık Merkezi

Nefes Alırken Gogsun Ağrıması

nefes alırken gogsun ağrıması

Göğüs Ağrısı Neden Olur?

Göğüs ağrısı; farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan, genellikle ciddi bir problemden kaynaklanmamakla beraber bazı durumlarda acil müdahale edilmesi gereken sorunların habercisi olabilen bir belirtidir. Göğüs ağrısının tipi, şiddeti, yeri ve süresi ağrının nedenini belirlemede önemli rol oynar.

Göğüs Ağrısı Belirtileri Nelerdir?

Göğüs ağrısına neden olan durumları kalple ilgili ve diğer nedenlere bağlı olarak ikiye ayırabiliriz. Kalple ilgili göğüs ağrısının tipik özellikleri vardır ve acil müdahale gerektiren durumlara bağlı ortaya çıkar. 

  • Kalple ilgili göğüs ağrısı: Bu tip göğüs ağrısında, hastalarda göğüste rahatsızlık hissi olur. Göğüste baskı, yanma, sıkışma tarzında ağrıya yol açar. Ağrı; çeneye, kola, omuzlara ve sırta yayılabilir. Kalple ilgili göğüs ağrısı birkaç dakikadan uzun sürer ve zaman zaman artıp azalan karakterde olabilir. Hareketle, aktiviteyle ağrının şiddeti artar, dinlenmeyle azalır. Göğüs ağrısına; nefes darlığı, soğuk terleme, yorgunluk, bitkinlik, bulantı ve kusma eşlik edebilir. Kalple ilgili bu tipik özellikleri içeren göğüs ağrısına anjina adı verilir.
  • Diğer nedenlere bağlı göğüs ağrısı: Kalple ya da diğer nedenlere bağlı göğüs ağrısını ayırt etmek her zaman mümkün olmayabilir. Ancak ağızda ekşi tat, yenilen besinlerin ağza geri geliyormuş hissi, yutmada zorluk, vücudun pozisyonuna göre ağrının şiddetinin değişmesi, öksürmeyle ve derin nefes almayla kötüleşen ağrı, ağrının uzun süredir var olması, noktasal ağrılar, gibi ağrı çeşitleri kalple ilgili olmaktan çok diğer problemleri işaret eder. 

Göğüs Ağrısı Neden Olur?

Göğüs ağrısına sebep olan pek çok farklı problem vardır. Farklı sebeplerden kaynaklanan göğüs ağrısının birbirinden ayrılan karakteristik özellikleri bulunur. 

Kalple ilgili nedenler:

  • Kalp krizi: Kalbi besleyen koroner arterlerin tamamen tıkanmasıyla oluşur. Kalbe olan kan akımı durur, kalp beslenemez ve oksijenlenemez. Buna bağlı olarak kalp kasındaki hücreler işlevlerini gerçekleştiremez, ölür. Kalp krizinde erken müdahale ile kalp kası hücrelerinin ölmeden kurtarılması amaçlanır. Kalp durduktan sonra özellikle beyin gibi oksijen azlığından çabuk etkilenen dokular zarar görebilir. Kalp krizi geçirdiği anlaşılan hastaların hemen fark edilip, acil müdahalede bulunulması kritik öneme sahiptir. 
  • Anjina: Kalbin beslenmesini sağlayan koroner arterlerin ve  dallarının kritik ölçüde daralması veya geçici olarak tıkanmasına bağlı olarak meydana gelir. Tıkanan damarın çapı azaldığından bu damarın içindeki kan akımı azalmıştır. Özellikle egzersiz sırasında, kalbin artmış oksijen ihtiyacının azalmış kan akımına bağlı olarak karşılanamaması ağrıya neden olur. Damarın daha çok tıkanmasını önleyecek veya damarları genişletici tedaviler ya da tıkalı yada daralmış damarın açılmasını sağlayacak anjiyoplasti gibi işlemler yapılmazsa anjina, kalp krizine doğru ilerleyebilir.
  • Aort diseksiyonu (yırtılması): Kanın, kalpten vücuda dağıtılmasını sağlayan ana damar olan aortun diseksiyonu hayatı tehdit eden ciddi bir durumdur. Bazı sebeplerden damar duvarını oluşturan yapıların birbirinden ayrılması, ayrılan bölgelere kanın dolarak damarı yırtması nedeniyle meydana gelir. Göğüste ve sırtta bıçak saplanırmış gibi bir ağrıya sebep olur.
  • Perikardit: Kalbi saran perikard adlı yapının inflamasyonu (iltihaplanması) sonucu oluşur. Nefes almayla ya da uzanmayla şiddetlenen keskin bir göğüs ağrısına yol açar. 

Göğüs ağrısı sindirim sistemiyle alakalı rahatsızlıklara bağlı olarak da ortaya çıkabilir:

  • Mide ekşimesi, reflü: Göğüs kafesinin arkasında hissedilen yanma tarzında ağrıdır. Midenin asitli içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşur. Kahve, gazlı içecek, ekşili yiyecekler gibi besinlerin tüketilmesi reflünün neden olduğu yanma hissinin artmasına neden olur.
  • Yutma bozuklukları: Genellikle yemek borusuyla ilgili problemlere bağlı olarak meydana gelen yutma bozukluklarında, hastalar yutkunurken zorluk çeker, ağrı hisseder.
  • Safra kesesi ve pankreas rahatsızlıkları: Safra kesesi ve pankreasta meydana gelen inflamasyon (iltihaplanma) göğse doğru yayılan karın ağrısına yol açabilir.

Kas ve kemikle ilgili problemler göğüs ağrısı nedeni olabilir:

  • Kostokondrit: Göğüs kafesindeki kıkırdağın iltihaplanmasına bağlıdır. 
  • Ağrılı kaslar: Kronik ve yaygın ağrıya sebep olan fibromiyalji gibi rahatsızlıklar göğüs kaslarını da içeren kasların sürekli ağrımasına yol açabilirler.
  • Kaburga hasarları: Kaburga kemiklerinde meydana gelen çatlak, kırık, ezilme gibi durumlarda göğüs ağrısı gözlenebilir.

Akciğerle ilgili hastalıklarda göğüs ağrısı bir belirti olabilir:

  • Pulmoner embolizm: Damarlarda kanın aşırı pıhtılaşması sonucu meydana gelen pıhtılar, akciğeri besleyen damarları tıkayarak akciğerin kanlanmasının durmasına neden olur. Bu durum göğüs ağrısına yol açabilir.
  • Plörezi: Akciğer saran zarın inflamasyonuna (iltihaplanmasına) bağlı olarak ortaya çıkar. Perikarditte olduğu gibi nefes almayla, öksürmeyle kötüleşen ağrıya sebep olur.
  • Akciğerkollapsı (iflası): Akciğer içindeki havanın akciğer ve kaburga arasına sızması sonucu oluşur. Ani başlayan ve birkaç saat süren, genellikle nefes darlığının eşlik ettiği bir göğüs ağrına yol açar.
  • Pulmonerhipertansiyon: Akciğerlere kanı götüren kan damarlarında kan basıncının yükselmesi sonucu oluşan bu durumun belirtilerinden biri göğüs ağrısı olabilir.

Göğüs ağrısına sebep olabilecek diğer nedenler:

  • Panikatak: Göğüs ağrısı; kalp atışının hızlanması, aşırı terleme, mide bulantısı ile birliktelik gösterdiğinde olası sebeplerden birisi de panik ataktır.
  • Zona hastalığı: Su çiçeğine neden olan virüsün, vücutta uzun yıllar inaktif kalıp, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi vücudun direncini düşüren durumlarda yeniden aktif hale geçmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Yüz, sırt ve kalçada içi suyla dolu kabarcıkların oluşmasına ve ateş, baş ağrısı, mide bulantısı gibi belirtilere yol açabilir. 

Göğüs Ağrısının Tanı ve Tedavisi Nasıldır?

Göğüs ağrısının aniden ortaya çıktığı ve kalp krizini düşündüren tipteki ağrıda hasta, acil olarak en yakın sağlık merkezine başvurmalıdır. Kalple ilgili göğüs ağrısının hayatı tehdit edebilecek ve acil müdahalenin gerektiği bir problemden kaynaklanması yüksek ihtimaldir. Doktorun ağrının başlangıcı, tipi, şiddeti ve süresiyle ilgili sorduğu sorulara verilecek cevaplar göğüs ağrısının sebebini bulmada önem teşkil eder. 

Kalbin elektriksel aktivitesini gösteren EKG (elektrokardiyogram), kan testleri, göğüs filmi, kalp fonksiyonlarının belirlenmesine yarayan görüntüleme yöntemi olan ekokardiyogram, kalbi ve aortun yapılarını gösteren MR, kalp fonksiyonlarının egzersiz sırasında nasıl olduğunu belirleyen stres testi, tıkalı damarları gösteren anjiyogram gibi yöntemler göğüs ağrısının nedenini belirlemede kullanılabilir.

Göğüs ağrısının tedavisi, ağrıya sebep olan duruma göre değişkenlik gösterir. Kalbi besleyen koroner arterlerin tıkalı olmasına bağlı meydana gelen durumlarda; tıkalı damarın ilaçlarla açılması, pıhtı çözücü ilaçlar ve pıhtılaşmayı engelleyen kan sulandırıcılar kullanabilir. Tıkanıklığın daha ileri seviyede olduğu durumlarda anjiyo ile tespit edilen damara  girişim ile  hastanın kalp damarlarına stent koyulur ve tıkanıklık giderilir. Tıkanıklığın çok sayıda damarı etkilediği hastalarda ise arterlerin vücuttaki başka damarlar kullanılarak cerrahi yöntemle tamir edilmesi (bypass) gündeme gelebilir. 

Göğüs ağrısının kalp dışı nedenlere bağlı olduğu durumlarda örneğin reflüde; antiasit ilaçlar, mide koruyucular kullanılabilir.

Panik atağın yol açtığı göğüs ağrısı antianksiyete ilaçlarıyla tedavi edilebilir.

Göğüs ağrısı, ciddi bir rahatsızlığın göstergesi olabilir. Göğüs ağrısı yaşayan kişiler mutlaka en yakın sağlık merkezine başvurarak kontrollerini yaptırmalıdır. Göğüs ağrısına neden olan durumun belirlenmesi ve gereken tedavinin yapılması hem göğüs ağrısının tekrarlanmasının önüne geçer hem de göğüs ağrısından daha ciddi sorunların ortaya çıkması engellenmiş olur. Özellikle ileri yaş, diyabet, tansiyon, yüksek kolesterol gibi durumların kalp krizi riskini artırdığı unutulmamalıdır. Bu risk faktörlerinden birine ya da birkaçına sahip kişilerin göğüs ağrısı geçirdiklerinde en yakın acil merkeze başvurması tavsiye edilir

Sol Göğsün Altında Bıçak Saplanır Gibi Ağrı Neden Olur? Nefes Alırken Göğsün Sol Tarafında Batma Sebepleri Neler?

Sol göğsün altında bıçak saplanır gibi ağrı neden olur, tehlikeli mi diye merak edenlerdenseniz içeriğimiz tam size göre. Göğüs ağrısı farklı şekillerde olabildiği gibi ağrının sebepleri de farklılık gösterir. Nefes alırken göğsün sol tarafında batma hissi yaşıyorsanız, sol göğüs kafesi ağrısı için hangi doktora gidilir diye araştırmaya başlayabilirsiniz. İçeriğimizin devamında sol göğsün altında bıçak saplanır gibi ağrı neden olur araştırmamızın sonuçlarını başlıklar halinde sunacağız.

Sol Göğsün Altında Bıçak Saplanır Gibi Ağrı Neden Olur?

Göğüs ağrısı değişik formlarda kendini gösterebilir. Bıçak saplanması yada iğne batması gibi, yanma şeklinde , göğsüne taş oturmuş gibi, baskı şeklinde, sıkışma tarzında vs. Ağrının sebebi değişik etkenlerden olabilir. Fakat göğüs, kalbe yakın bir yerde olduğundan dolayı çoğu insan endişelenir ve ağrının sebebini öğrenmek ister. Genelde bu tarz ağrılara göğsün-sırtın üşütüldüğü, rüzgara maruz kalındığı durumlarda veya o bölge kaslarının kişi için sıra dışı şekilde zorlanıp zedelendiği durumlarda rastlanılır. Bunlar genellikle bir tarafa dönmek, bir taraf üzerine yatmak, derin soluk almakla, kolu arkaya germekle oluşan veya daha çoğalan ağrılardır. Aynı zamanda yorgunluk-strese bağlı kulunç ağrıları, boyun fıtıkları, soğuk algınlıkları, mide sıkıntıları, mide reflüsü ve ağır spor yapmak göğüs ağrılarına sebebi olabilir. Bunun yanı sıra yaşanılan göğüs ağrısı kalp ile alakalı bir hastalığı gösterebildiği gibi akciğer, sindirim sistemi, kas ve kemik problemlerinden de kaynaklı olabilir. Önemli olan böyle bir durumda sağlıklı bir sonuç almak adına doktora başvurup ağrının kaynağını öğrenmek ve gerekirse tıbbi müdahalede bulunmaktır.

Sol Göğsün Altında Bıçak Saplanır Gibi Ağrı Tehlikeli Mi?

Göğüs ağrısı şu durumlarda tehlikeli olabilir;

-Sırta, çeneye, kollara vuran göğüs ağrısı

-Baş dönmesi, kollarda uyuşma, terleme ille beraber 20 dakikadan uzun süren göğüs ağrıları

-Göğüs ağrısıyla beraber tansiyonun yükselmesi ya da düşmesi

-Daha önce kalp krizi geçiren kişilerin o dönemlerde yaşadığı ağrıya benzer olan göğüs ağrısı

Tabi ki kesin bir sonuç için hastanelerin Göğüs Hastalıkları bölümünden randevunuzu alıp uzman bir hekime görünmeniz gerekmektedir. Bu şekilde ağrılarınızın kesin sebebini öğrenip uygun tedaviye başlayabilirsiniz.

Göğüs Ağrınız Olduğunda Ne Yapmalısınız?

Ani göğüs ağrısı ile karşılaştığınız anlar çoğu zaman olmuştur. Nefes problemlerinden kaynaklanan bu durum nefes alma, nefes darlığı gibi konularla ilişkili olsa da, ağrılarınızın yoğunluğuna göre bir uzmana görünmeniz gerekebilir. Acil bir müdahale gerektiren bir durumla karşılaşabilir, göğüs ağrınızdan kaynaklanan durum daha ciddi bir sorunu işaret edebilir.

Göğüs Ağrısının Tanısı

Sırtınızda yayılan güçlü bir ağrı hissi varsa uzman teşhisi gerektiren bir durum olabilir. Hipertansiyon hastaları böyle durumlarda daha dikkatli olmalıdır. Çünkü bu tip durumlarda hipertansiyon hastalarında risk seviyesi yüksektir.

Eğer göğüs bölgenizde bıçak saplanır gibi bir ağrı hissediliyorsa muhtemel olarak kas ağrısıdır. Derin nefes aldığınızda veya duruş pozisyonunuzu değiştirdiğinizde ağrı seviyenizde artış varsa kas ağrısı olma ihtimali yüksektir. Yine bir uzman kontrolünde doğru teşhis sağlanarak uygun tedavi sağlanacaktır.

Ağrı yaygın olarak hissediliyorsa ve dik oturma pozisyonunda kendinizi daha iyi hissettiğinizi düşünüyorsanız kalbi saran tabaka etrafında iltihaplanma olabilir. Bu durumda burunda tıkanıklık ve vücut bölgesinin bir kısmında ağrı olur. Doktor görüşüne başvurmanızda fayda olabilir.

Ağrı Çeşitlerini Birbirinden Ayırabilir miyim?

Bıçak Saplanır Tarzda Ağrı

Bu ağrı tipi çoğu kişide ağır egzersizler ve güç uygulama durumlarında gerçekleşir. Bu durum kaslarda iltihaplanmaya yol açacağı için pozisyon değiştirdiğinizde veya derin nefes alma durumunda ağrıyı daha çok hissedebilirsiniz. Ağrıdan kurtulmak için doktor kontrolünde ilaç kullanımına başlayabilirsiniz.

Göğüste Yanma Hissi

En çok karşılaşılan ağrı tipidir. Asitli içecekler, yağlı veya baharatlı gıdalar rahatsızlığa sebebiyet verebilir.

Göğüs ağrısı olduğunda daha farklı durumlara yol açmadan gerekli sağlık önlemini almanız gerekir. Sağlıklı bir yaşam için gerekli önlemleri almak ve erken tanı doğru tercihdir.

Kalp hastalıkları gelişmiş tetkik ve tedavi yöntemlerine rağmen halen ölüm nedenleri arasında ilk sırayı almaya devam etmektedir . Bunu değiştirebilmek için tıp dünyasının  olanca gücüyle gelişmeye, ilerlemeye çalıştığını da belirtmekte fayda görüyorum. Kendi deneyimlerime dayanarak  bu durumun açıklanmasında genetik yapı, ailesel ve çevresel faktörleri gibi elimizde olmayan sebeplerin yanı sıra ,kalp hastalıklarından kaynaklanan yakınmaların başka nedenlere dayandırılarak görmezlikten gelinmesi , ihmal edilmesi , sonraya ertelenmesi , sosyal sebeplerin bazen sağlıkla ilgili sorunlarımızın önüne geçmesi de önemli bir yer tutmaktadır.

Göğüs  ağrılarını ve diğer belirtileri dikkate almalıyız!. Kalp krizi riski taşıdığını unutmamalıyız.

Vücudumuza gerekli oksijen ve besin maddelerini sağlayan kalbimiz, çeşitli nedenlerle bu görevini yerine getiremediğinde, bizzat kendinde veya diğer organlarda birtakım bozukluklara sebep olur .Bunlar da hastalık belirtileri olarak, hastaların şikayetlerini oluşturur.

Genel olarak hastalarda görünen kalp hastalıkları belirtileri nelerdir :

    Ağrı (göğüs , kol , alt çene)

    Nefes darlığı (nefes darlığı nedeniyle sırt üstü yatamama, )

    Yorgunluk ve halsizlik

    Çarpıntı

    Bacaklarda ve karında şişme(ödem ve asit)

    Öksürük

    Bayılma(senkop)

    Hazımsızlık, hıçkırık ve yutma güçlüğü

    Baş ve ense ağrıları

    Morarma, olarak sıralanabilir.

Ağrı

Kalp hastalıklarının belirtileri nelerdir dediğimizde, en önemli ve en sık rastlanan belirtilerinden biridir. Koroner arter hastalığı(yani kalbi besleyen damarların daralması veya tıkanması) nedeniyle yeterince oksijen alamayan kalp kası, bunu ağrı ile gösterir.Ancak, göğüste hissedilen ağrıların hepsi kalp kaynaklı olmayabilir. Kas, kaburga, omurga, yemek borusuna ait ağrılar da göğüste hissedilebilir.

Ağrı yorulunca veya heyecanlanınca oluyor, dinlenince geçiyorsa koroner damarlarla ilgili olma ihtimali çok fazladır. Aort stenozu, hipertrofik obstruktif kardiyomiyopati, ciddi hipertansiyon, aort yetersizliği, ciddi anemi, hipoksi gibi nedenler göğüste iskemik(yani kanın az gelmesi) kökenli ağrılara neden olur.Aort disseksiyonu(ana damarın yırtılması), perikardit(kalp zarı iltihabı), mitral kapak prolapsusu da iskemik kökenli olmayan ağrılara yol açar.

Özofagus spazmı, özofajial reflü, özofagus yırtılması, peptik ulkus ta gastroentestinal kökenli göğüs ağrılarına yol açar. Anksiyete, depresyon, kardiyak psikoz, kişisel çıkar amaçlı psikojenik nedenlerle de oluşan göğüs ağrıları vardır. Toraks çıkış sendromu, servikal-torasik omurda dejeneratif eklem hastalığı, kostokondrit, herpes zoster(zona), göğüs duvarı ağrı ve hassasiyeti gibi nörojenik, kas-iskelet sistemine bağlı sebepler de göğüs ağrılarını oluşturabilir.

Akciğer kaynaklı, akciğer enfarktüsü ile beraber olan veya olmayan akciğer embolisi, pnömotoraks, plevrayı da(akciğer zarını) kapsayan pnömoni(zatürree) de göğüs ağrısına neden olur. Plörezi(akciğer zarının iltihabı, su toplaması) daha ziyade yan ağrısıyla kendini gösterir.

Angina pektoris dediğimiz, koroner damarların daralması veya tıkanması sonucu oluşan göğüs ağrısı, sıklıkla ağır bir yemekten sonra veya heyecanlı, sinirli, üzüntülü bir durumdayken, bazen de yorucu bir iş, yürüyüşle meydana gelir.

Angina pektoris, genellikle yavaş yavaş artar ve yayılır. Batıcı veya saplanıcı tarzda, ani olarak maksimum şiddette oluşan ağrılar, genellikle kalple ilgisi olmayan, kas-iskelet veya sinir kökenli ağrılardır.

Anginal ağrı, genellikle retrosternal(iman tahtasının arkasında) veya orta hattın hafif solunda, sternumun altında hissedilir. Nadir olarak sol meme altında olabilir.

Miyokard iskemisi ağrısı, her iki taraftan göğüse ve kollara(daha çok sol kol), boyuna ve alt çeneye yayılma eğilimindedir. Bazen arkaya ve enseye doğru da yayılabilir.

Perikardit, yani kalp zarı iltihabı durumunda oluşan ağrı süreklidir. Nefes alıp vermekle, göğüs hareketleriyle artar. Sırt üstü yatınca artar, öne doğru eğilince hafifler. Genellikle ateş, nefes darlığı, çarpıntıyla birlikte görülür.

Akciğer zarı hastalıklarında(plörezi) da benzer tipte ağrı vardır.

Ana atar damar yırtılmasında(aort disseksiyonu) çok şiddetli bir ağrı duyulur. Hasta damar yırtılmasını, yırtılma şeklindeki ağrıyı net olarak hissedebilir. Ağrıyla birlikte hastada terleme, morarma, tansiyon düşmesi, fenalık hissi, baygınlık olur; kol ve bacaklar morarır.

Ana akciğer damarı ve dallarının pıhtıyla tıkanmasında göğsün ortasında şiddetli bir ağrı olur. Aynı zamanda öksürük, kanlı balgam, çarpıntı ve morarma vardır.

Nefes darlığı

Nefes darlığı, kişinin zorlu ve yorucu, güçlükle nefes alıp vermesi demektir. Birçok nedeni vardır.

Kronik nefes darlığı, kalp yetersizliği, kronik akciğer hastalığı veya fiziksel kondisyon eksikliğine bağlı olarak(yaşlılar, şişmanlar veya daha çok oturarak iş yapan kişiler) gelişebilir.

Nefes darlığının ani artışı akciğerden çok kalp hastalığını düşündürür. Diğer yandan, hem akciğer, hem de kalp hastalığı olanlarda nefes darlığına hangisinin daha çok sebep olduğunu ayırt etmek oldukça güçleşebilir.

Yatar pozisyondayken gelişen nefes darlığı daha çok sol kalp yetersizliği veya mitral kapak hastalığı olan kişilerde görülür. Beraberinde öksürük de vardır.

Gece yattıktan 2-3 saat sonra gelişen nefes darlığı, genellikle kalkıp oturularak düzelir. Ataklar hafif olabildiği gibi, hırıltılı solunum, öksürük, şiddetli nefes darlığı ve beraberinde panikle de görülebilir. Bazen akciğer ödemine kadar gidebilir. Sol kalp yetersizliği olan kişilerde, gece yatınca merkezi kan hacminin artmasına bağlı olarak gelişir. Bacaklarda göllenmiş olan kan da gece merkezi kan sistemine eklenince, zaten sınırda çalışan kalp, yetersizliğe girer.

Eforla veya istirahatte gelen kuru, gıcık şeklindeki öksürük, kalp yetersizliğine bağlı akciğer ödemiyle ilgili olabilir. Nefes darlığı genel olarak bulunsa da, öksürük şikayeti daha ön plana geçebilir.

Akut akciğer ödemine bağlı olan öksürükte pembe, köpüklü balgam görülürken; kronik bronşitin balgamı genellikle beyaz ve sümüksüdür.

Nefes darlığıyla birlikte duyulan düdük sesi(wheezing) akciğer veya kalp hastalıklarına bağlı olabilir.Nefes darlığı, kalp hastalıklarında olduğu gibi, çok çeşitli solunum sistemi hastalıklarında, kansızlıklarda, sinir sistemi hastalıklarında da görülebilir.

Yorgunluk ve Halsizlik

Pek çok nedene bağlı olarak gelişebilir. En sık anksiyete ve depresyona bağlı olarak görülür.

Anemi, hipertiroidi ve diğer kronik hastalıklar yorgunluk ve halsizliğe neden olabilir.

Kalp yetersizliği olan hastalarda, verilen idrar sökücü ilaçlar ve kalp yetersizliğinin giderek artması, halsizlik ve yorgunluğa neden olur.

Koroner arterlerinde yaygın daralmalar olan hastalarda da, yaygın kalp kası iskemisine bağlı olarak eforla ciddi yorgunluk hissi olur.

Çarpıntı

Kalp atımları normalden daha hızlıysa veya rahatsızlık verici bir şekilde hissediliyorsa, çarpıntı hissi oluşur. Çarpıntı, sıklıkla hiçbir ciddi kalp hastalığı olmadan gelişen selim bir belirtidir; fakat bazen yaşamı tehdit edici bir durum da gösterebilir.

Bazen basit ekstrasistoller(erken atımlar) göğüste "uçuşma" veya "gümleme" hissi verebilir.

Bazen çarpıntılar krizler halinde gelir. Krizler kendiliğinden geçebildiği gibi, çok uzun sürebilir ve tedavi gerektirebilir. Çarpıntı hisseden kişi veya yakını o sırada nabzı sayabilir, düzenli olup olmadığına dikkat edebilirse, tanı koymaya çok yardımcı olur.

Nabzı el bileğinin iç kısmında, baş parmak hizasında kolayca bulabiliriz.

Bazen, çarpıntıya bağlı fenalık hissi, baygınlık olabilir. Bazen de, altta yatan ciddi bir kalp hastalığı varlığında gelişen ciddi bir ventrikül taşikardisi, genel durumu bozmayabilir.

Bacaklarda ve karında şişme (ödem ve asit)

Bacaklarda şişme(ödem), sağ veya sol kalp yetersizliğinin sık görülen bir bulgusudur.

Kalp kökenli ödem, nadiren yüz ve kolları tutar. Yatan hastalarda, kuyruk sokumu üstünde ödem görülür.

By-pass ameliyatı sonrası, damar alınan bacakta ödem oluşabilir.

Bazı ilaçları alanlarda da(kalsiyum antagonisti) ayak ve ayak bileği ödemi görülebilir.

Varis, şişmanlık, sıkı korse, böbrek yetersizliği ve hipoproteinemik siroz gibi hastalıklarda da bacaklarda şişme, ödem oluşur.

Karın çevresinin genişlemesi, karın şişmesi, asit dediğimiz karın içi sıvı gelişimiyle ilgilidir.

Konjestif kalp yetersizliğine bağlı ciddi ödemi olan hastalarda da asit gelişir.

Konstriktif perikarditte(kalp zarının sertleşip, kalbi sıkıştırması durumu) asit oldukça sıktır.

Siroz, böbrek hastalıkları, tümör gibi nedenlerle de asit gelişebilir.

Öksürük

Kalp hastalıklarında görülen öksürük, yorulmakla ilişkili ve kesik kesiktir. Hırıltılı solunum, çarpıntı ve nefes darlığı da birlikte olabilir. Öksürük kuru veya balgamla olabilir. Balgam köpük şeklinde ve pembe ise, akut akciğer ödemini düşündürür.

Geceleri uykudan uyandıran ve kalkıp oturmakla geçen öksürük, kalp yetersizliği belirtisidir.

Bazı ilaçların sebep olduğu(ACE inhibitörleri) kuru öksürük te mevcuttur.

Akciğer hastalıklarının hemen tümünde öksürük vardır. Bunlarda balgam beyaz, sarı, yeşil, sümüksüdür. Akciğere pıhtı attığı durumlarda göğüs ağrısı, öksürük, kanlı balgam birliktedir.

Bayılma(Senkop)

Kalp hastalıklarının belirtileri nelerdir sorusunun önemli karşılığından biri de, Kardiyak senkop(bayılma), kalp debisindeki(atım hacmi) ani düşüşe bağlı olarak gelişen yetersiz beyin kan akımına bağlı geçici şuur kaybı olarak tanımlanır. Presenkop ise, hastanın fenalık hissi ve zayıflık hissedip, postürünün bozulma noktasına gelmesine rağmen, şuurunu kaybetmemesiyle karakterize edilir.

Atak sırasında yaralanma, ani bayılıp düşme ile olan daha ciddi bir durumu gösterir. Kardiyak ritm bozukluğuyla gelişen senkopta, kısa süreli kasılma gözlenebilir.

Kardiyojenik şokta hasta idrar kaçırabilir; ritm düzelince şuur ani olarak açılır. Nörolojik olanda, uykulu hal devam eder.

Sık görülen tipteki bayılma(vazovagal senkop); fazla vagal uyarıdan kaynaklanan nabız ve tansiyon düşmesi nedeniyle gelişir. Çoğunlukla, sıcak bir odada, ağır bir yemek gibi uyarıcı faktörler vardır. Bulantı, terleme, esneme, bazen görme ve duyma bozukluğu gibi ön belirtiler olur. Atak sonrasında hasta soluk, terli olabilir ve kalp hızı yavaştır. Herhangi bir gastroentestinal bulgu eşliğinde gelişen baygınlık genellikle vazovagaldir.

Boyundaki karotis sinüsünün aşırı hassasiyeti nabzı yavaşlatıp baygınlığa yol açabilir. Traş sırasında, sıkı kravat takıldığında, baş aşırı çevrildiğinde gelişebilir. Sık rastlanan bir durum değildir.

Genellikle altta yatan akciğer hastalığına bağlı öksürük nöbetleri senkopa yol açabilir.

Çok hızlı veya yavaş aritmiler hafif baş dönmesinden baygınlığa kadar şuur değişikliği yapabilir. Geçici tam kalp bloğu, kalp duraklaması, ventrikül taşikardisi, baygınlığa yol açabilir. Ön belirti olmadan ani şuur kaybı olur ve ritm düzelince kişi hemen normale döner.

Aort stenozu veya hipertrofik kardiyomiyopatisi olanlarda, eforla gelen şuur kaybı olabilir.

Kalp boşluğu içindeki tümör veya pıhtı tarafından kalp kapağının geçici tıkanması, hastanın pozisyonuna bağlı olarak senkopa neden olabilen nadir bir durumdur.

Çoğu normal hastada hızlı pozisyon değişikliğine bağlı geçici baş dönmesi olabilir. Yaşlılarda daha fazla görülür. Postüral hipotansiyon, hasta uzanmışken ve genelde yatar veya oturur pozisyondan ani kalkışlarda gerçekleşen bayılma veya baş dönmesinin sık nedenlerindendir. Buna da sebep sıklıkla periferik nöropati, otonom fonksiyon bozukluğu, sıvı kaybı veya ilaç yan etkisidir.

Hazımsızlık, hıçkırık ve yutma güçlüğü

Koroner yetersizliğine bağlı angina pektorisi olan pek çok hasta, yakınmalarını hazımsızlık ve yanma ile karıştırır. Aksine, özofajiyel reflüsü veya spazmı olan hastalar da yakınlamalarının angina pektoris olduğunu düşünebilir.

Hıçkırık, enfarktüslü hastalarda nadiren gelişir; kalp cerrahisi sonrası ise sık görülür.

Yutma güçlüğü, sistemik sklerozlu, aortik arkus anomalisi olan veya aşırı geniş sol atriumlu(kulakçıklı) hastalarda gelişebilir.

Baş ve ense ağrıları

Arter basıncının çok yükselmesinde veya çok düşmesinde baş ve ense ağrısına sıklıkla rastlanır. Ani yükselmelerde, baş ağrısıyla birlikte bulantı da olur.

Morarma (siyanoz)

Kanın iyi oksijenlenmediği veya kalp veya büyük damarlar seviyesinde kirli kanın temiz kana karışmasıyla oluşur. Kalp kaynaklı morarmalar santral tipte siyanoza sebep olur, yani mukozalar(örneğin ağız içi) da morarır.

Doğumsal kalp hastalıklarında ve kalp yetersizliklerinde görülür.

Periferik tipteki morarmada, mukus membranlar(örneğin ağız içi) morarmaz. Dolaşım yetersizliği, şok, periferik vazospazmda görülür.

 Hastaneye  ,   doktora geç kalınması ,  tanı ve tedavinin gecikmesine  ve  daha basit ve kolay tedavilerin daha zor ve kompleks hale gelmesine sebep olmaktadır  .

Şekil 1

 

Her hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da erken teşhis ve tedavi büyük önem taşımaktadır . Çevremizde hiç şikayeti olmadığı halde önemli sağlık sorunları ile karşılaşan insanların olduğunu duymuşuzdur . Kalp hastalıklarında bazen ilk şikayetin ölüm olabileceği de akıldan çıkarılmamalıdır .

Kalp hastalıkları denilince koroner damar hastalıkları ilk sırada yer almaktadır. Koroner damar hastalığı, kalpte yer alan ve kalbe bağlı olan atar damarların daralması sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Bunu yanı sıra kalbin işleyişini ve aynı zamanda yapısını etkileyen birçok kalp hastalığı bulunmaktadır. Bu kalp hastalıkları, , kalp ritim bozukluğu, kalp kapağı hastalıkları, doğuştan gelen kalp hastalıkları, kalp yetmezliği, kardiyomiyopatiler , perikard hastalıkları, aort hastalıkları ve aynı zamanda periferik damar hastalıklarıdır.

Bu hastalıkların büyük bir bölümünün noninvazif dediğimiz kolayca yapılan , operasyon veya girişim gerektirmeyen testlerle kolayca tesbit edilebilmesi büyük rahatlık sağlar .EKG, ekokardiyografi ,transözafagial ekokardiyografi , kontrast ekokardiyografi , efor testi , ritm holteri , ambulatuar kan basıncı monitörizasyonu (tansyon holteri) , miyokard perfüzyon sintigrafisi , BT (veya CT) koroner anjiografi gibi noninvazif tanı yöntemleriyle hizmet vermekteyiz .

BT  koroner anjigrafi ile Koroner anjigrafiye en yakın değerlerde damar anatomisini darlıklarını değerlendirebilmekte , ve bunu hastanın koluna veya kasığına herhangi bir girişim yapmadan gerçekleştirilebilmektedir. Daha güzel günleri birlikte yaşayabilmek umuduyla sağlıklı günler dilerim

 

Halk arasında sanal anjigrafi olarak da geçen BT (CT) koroner anjiografi

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır