Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Figen Temelli Akın, hamilelik sonrası yaşanan vücuttaki değişimleri anlatıyor.
Kadınlarda lohusalık olarak bilinen evre, doğumdan sonra başlayan ve yaklaşık 40 süren bir dönemi kapsamaktadır. Doğum sonrası göbek hizasında olan rahim yaklaşık 4-6 hafta sonra normal boyutuna döner. Karın duvarı ve leğen kemiğinde bulunan bağ dokusu ligamentleri gebelik boyunca yumuşak ve elastik bir hal alır. Bu yumuşaklık ve elastikiyet yaklaşık 4-5 ay sonra gerçek sağlamlığına ulaşır. Bu bölgelerin kas dokusu, elastik büyümeye bağlı hafif aralıklı durumda olabilir. Doğum sonrası uygun olmayan hareketler, bu bölgelerin yaralanmasına sebep olabilir. Leğen kemiğini oluşturan dokular yaklaşık 6 kilo yükle yani (bebek ve anne dokularının kilo artışı) taşımaya bağlı olarak zayıflar.
Gebelik boyunca bu bölge doğumda hassasiyet kazanır. Doğumdan sonra yapılacak kegel egzersizleri, leğen kemiğinin kaslarını kuvvetlendirir. Ayrıca ağrıyı ve oluşan ödemi azaltarak dolaşımı artırır, kas zayıflığını önler. İleride oluşabilecek idrar ve gaita kaçırması da engellenmiş olur. Yapılan egzersizlerle dış genital organda gelişebilecek hemaroid (basur) ve hematom (kan toplanması) rahatsızlıkları engellenebilir. Bu bölgeye yapılacak buz uygulaması tedavisiyle doğum sonrası oluşan ağrılarda giderilmiş olur.
Doğum sonrası sırt ve bel bölgesinde meydana gelebilecek ağrılar için istirahat edilmeli ve gerektiğinde ağrı kesici desteğiyle ağrı oluşması engellenmelidir. Eğer normal doğumda anneye epidural yöntem uygulanmış ise, bu bölgede yüzeysel ağrılar gelişebilir. Böyle bir durumla karşılaşılırsa, nemli sıcak kompres veya buz uygulaması yapılması tavsiye edilir. Göğüs bölgesinde oluşan ağrılar genellikle hatalı emzirme sonucu oluşmaktadır. Yeni doğan hemşiresi tarafından, anneye doğru şekil öğretilmeli, hatalı duruş pozisyonlarına dikkat etmesi sağlanmalıdır. Emzirme yapılırken bel ve sırt bölgesi yastıkla desteklenmelidir. Bebek kucağa alınırken gövdenin aşırı öne eğilmemesi gerekmektedir.
Sezeryan doğumda yapılan genel anestezi; öksürük, omuz ağrısı, boğaz ağrısı sorunları yaratabilir. Solunum egzersizleri yapılarak bu şikayetler giderilebilir. Gereken durumlarda ağrı kesiciler kullanılabilir. Bağırsağa ait şikayetlerde, gaz problemine yönelik erken zamanda sıvı alımı ve yürüyüş yapılmalıdır. Eğer spinal anestezi yapılmışsa baş ağrısı problemi ile karşılaşılabilir. Bol sıvı alımı desteklenerek, ağrı kesiciler alınmalıdır.
Eğer zor bir doğum gerçekleşmiş ise, şiddetin derecesine bağlı olarak pelvik ve bacak bölgelerinde varis problemi olabilir. Lohusalık döneminden sonra devam eden varislere karşı uygulanacak tedavi, damar cerrahisi tarafından yapılmalıdır. Yüzeysel varisler; varis çorabı, düzenli yürüyüş ve soğuk uygulamalarla kaybolabilir. Doğum sonrası alt bacakta ve ayak bileği bölgelerinde ödem nedeniyle şişlikler oluşabilir. Bu durumda hasta bacaklarını aşağı sarkıtmamalı, bol sıvı alarak proteinli gıdalar tüketmelidir. Doğum öncesi ya da sonrasında hemaroid problemi yaşanabilir. Bol su tüketimi ve lifli gıdalarla birlikte, gerektiğinde hemaroid giderici ilaçlar kullanılabilir. İdrar kesesi doğum esnasında aşırı gerileceğinden doğumdan sonra idrar yapamama zorluğu yaşanabilir. Bebeğin iri olması, zor ve ağrılı bir doğum, bu rahatsızlığa neden olabilir. Doğum sonrası mesane eğitimi verilerek bu sorun çözülebilir.
Sütün gelmesi, ilk 24-72 saat içinde başlar ve emzirme sağlandıkça miktarı artar. Destek amaçlı süt arttırıcı çaylar içilebilir. Doğum sonrası memelerde aşırı büyüme, hassasiyet meydana gelmektedir. Emzirme ile bu sorun çözülmediğinde, pompa ile süt boşaltılması sağlanmalı, buz uygulaması ve ilaç tedavisi yapılmalıdır.
Doğum sonrası kilo verme hızı ve zamanı gebelik süresince alınan kilolara bağlı olmaktadır. Hızlı kilo kaybı için yapılan düşük kalorili diyetler annenin süt verimini olumsuz yönde etkileyip, sütü azaltmaktadır. İlk 4 ay, aylık 1 kg zayıflama normal görülmektedir. Anne çok şişmansa, ayda 2 kg kayıp da gözlenebilir. Ancak ayda 2 kg'ın üzerinde zayıflamak, emziren anne için sakıncalıdır. Doktor izniyle hafif yürüyüşler ve düzenli egzersizler yapmak kilo vermeyi çabuklaştıracaktır. Her gün mutlaka et, tavuk veya balıktan biri tüketilmelidir. Günlük 3 litreden fazla su tüketmenin sütü artırıcı bir etkisi olmadığı gibi, şekerli içeceklerden de uzak durulmalıdır. Protein ve kalsiyum açısından süt, yoğurt, peynir ve yumurta gibi besinler tüketilmelidir.
Doğum sonrası anne kendini iyi hissetse de, yatarak dinlenmesi önerilir. Sık sık idrar yapılması yararlıdır ve idrar yolları enfeksiyonu riskini azaltır. Ayakta alınan ve kese yapılmayan duş vücut için faydalıdır. Yeni anne, 2 hafta sonra sokağa çıkabilir, 3 hafta sonra ev işlerini yapmaya başlayabilir. Ancak ağır eşyaların kaldırılması ve yorucu temizlikler yapılması sakıncalıdır.
Bir kadının bebek sahibi olduktan sonra hem doğum sürecinin hem de iyileşme sürecinin oluşturduğu ve doğumun tamamlanması ile artan şişkinlik yaşadığı durumdur. Doğum sonrası gaz yaygındır ve genellikle kendiliğinden geçer, ancak altta yatan sağlık durumunun bir işareti olabilir. Bu nedenle genel olarak durumu doktorunuz mutlaka değerlendirmeli ve takip etmelidir.
Doğumdan sonra yapılan müdahale ve hava girişi ile gaz ve şişkinliğin olması mümkündür. Ayrıca, ne zaman doktora gidileceğini ve evde nasıl müdahale edilebileceği gibi birçok sorunun cevabını alacağız.
Doğum yaptıktan veya doğum sonrası, bir kişinin bağırsak hareketleri değişir. Bu değişimleri fark etmesi normaldir.
Bu şikayetler için normal doğum veya sezaryen doğum yapıp yapmadığına bakılabilir.
Doğum sonrası gaz belirtileri şunlardır:
Pelvik taban hasarı, kabızlık, ishal, idrar bozuklukları, yanlış beslenme gibi nedenler normal doğumdan sonra gaz problemine neden olabilir. Sezaryen doğumda ise bağırsaklar bir süre dışarı çıkarılır ve burada havaya maruz kalır. Bu da ciddi bir gaz oluşumuna sebep olur.
Bu gaz sancılarının giderilmesi için öncelikle dikkat etmek gereken beslenme şekli. Kesinlikle lifli gıdaları tüketmemeli, kurubaklagillerden kesinlikle kaçınmalı ve hatta kişi kendi vücudunu ve sistemini bildiği için her insan da gaz yapıcı besinler aynı olmadığı gibi bu nedenle farklı bir yiyecek veya içecek grubunu tüketmemelidir. Bağırsaklarını çalıştırabilecek küçük egzersizler, yürüyüşler kesinlikle faydalı olacaktır. Bu arada soğuk içecekler de gaz oluşumuna etki eder dolapta soğutulmuş ya da buzlu içecekler yerine oda sıcaklığında tüketmeye dikkat edin.
Tüketildiğinde mutlaka gaz oluşturan belirlenmiş yemekler arasında fasulye, bezelye ve kepekli tahıllar bulunur.Sağlıklı olsada bu sürede mutlaka gaz şikayeti ile karşılaşacağınız bazı gıdalarda bulunmaktadır. Bunlar brokoli, kuşkonmaz, lahana ve Brüksel lahanasıdır. Bu noktada yapılması gereken diyetinizi izlemek ve artan gaz ile ne yediğiniz arasında bir ilişki kurmaktır.
Yemeğinizi iyice çiğnemek, gazı azaltmanın en iyi yollarından biridir. Çoğu gaz, kalın bağırsaktaki bakteriler tarafından, midede bulunan enzimler tarafından iyice sindirilmeyen yiyecekleri parçalamak için çalışır. Gaz da kabızlık ile ilgilidir, bu yüzden yeme düzeni ve bol su sizi bu düzene karşı da korumaktadır.
Doğumdan sonra kabızlık, anne adaylarında sık rastlanan bir durumdur. Birçok hamile kadın, bu dönemde az bağırsak hareketleri nedeniyle, gebelik süreci ve sonrasında kabızlık problemi yaşar. Bu rahatsızlık, doğumdan sonra da devam edebilir, doğum sonrası ilk kez de ortaya çıkabilir. Genel anlamda bu problem, bağırsak hareketlerinin, herhangi bir nedenden ötürü, yavaş olmasından dolayı, dışkının bağırsaklarda uzun süre kalması ve kuru hale gelmesidir. Böyle bir durumda, tuvalete çıkma normale göre daha zor bir hale gelir. Doğum sonrasında, iyileşmeye ve toparlanmaya çalışan vücudun, kabızlık sorunuyla karşılaşması gerçekten çok rahatsız edici bir durumdur.
Anal kanalın üst bölümünde genişlemiş olan damar yumaklarına verilen addır. Bu rahatsızlık, halk arasında mayasıl ya da basur olarak bilinir. Genelde gebeliğin son 3 aylık döneminde görülebilen bu damar yumakları, makattan dışarı sarkabilir, kanama ya da kaşıntıya neden olabilir. Hemoroit probleminin en önemli nedeni kabızlıktır.
Hafif hemoroit durumlarında, evde uygulanabilecek basit yöntemlerle ve doktorunuzun vereceği ilaçlarla tedavisi yapılabilir. Bununla beraber, bu rahatsızlığın iyileşebilmesi için öncelikle kabızlık sorununun düzelmesi gerekir.
Doğumdan sonra kabızlık problemi, normalde birkaç gün ila 1 hafta içerisinde geçer. Tabi bu zaman içerisinde kendinize de biraz izin vermelisiniz. Sezaryen ya da normal doğum yapan anneler, tuvalete çıkmada zorluk yaşayacakları düşüncesiyle, bu ihtiyacı erteleyebiliyorlar. Bu da kabızlık sorununun kronik hale gelmesine sebep olabilmektedir. Peki doğum sonrası kabızlıkla nasıl başa çıkılır? İşte size evde uygulayabileceğiniz tavsiyeler:
Doğum sonrası kabızlık çoğu kadında yaygın bir durumdur. Evde yapılacak basit birkaç uygulamayla çözümlenebilmektedir. Ancak, kabızsanız ve aşağıdaki gibi belirtileriniz varsa doktorunuzla iletişime geçmeniz tavsiye olunur:
Doğum sonrası kabızlık, çoğu kadında, kendi kendine iyileşir. Evde yapılabilen doğal tedavi çözümleri, günlük sağlıklı beslenme ve hafif egzersizler bu durumun iyileşmesinde yardımcı olabilmektedir. Daha ciddi kabızlık durumlarında, doktorunuz verdiği bazı ilaçları kesebilir ya da değiştirebilir.
Deneyimlerinizi ve sorularınızı yorum olarak bizimle paylaşabilirsiniz!
Sağlıklı günler diliyoruz.