Prostat, erkek üreme sisteminin parçası olan bir salgı bezidir. Asıl işlevi spermleri koruyan ve kalitesini artıran meninin sıvı kısmını üretmektir. Bu salgının içinde bulunan maddeler özellikle spermlerin vajinal ortamda hayatta kalmasını sağlar. Böylece spermin dölleme kapasitesini artırır. İdrar torbasının hemen altında yer alır. Tabanı yukarıda, tepesi aşağıda, idrar yolunu çepeçevre saran, kestane şeklindedir. Normal ağırlığı 20 gram civarındadır. İçerisinden geçerek idrarın dışarıya atılmasını sağlayan idrar kanalına (üretra) ayrıca meni kanalı açılmaktadır. Cinsel boşalma sırasında prostatı çevreleyen kaslar meni sıvısının idrar kanalından atılmasını sağlar. Prostat ergenlik yaşına kadar aktif değildir. Ergenlikle birlikte testosteronun etkisi ile işlev görmeye ve yaş ilerledikçe büyümeye başlar. Prostatın yaptığı salgılar arasında, meninin sıvılaşmasını sağlayan prostat spesifik antijen (PSA) prostatın iyi huylu büyümeleri yanında, daha fazla oranda olmak üzere kanserlerinde artar. Ayrıca enfeksiyonlar, prostat boyutu artışı, idrar sondası takılması gibi sebepler de PSA değerlerini yükseltebilir.
Prostat küçük boyutuna karşın vücutta en sık hastalanan organlardan birisidir. En sık iyi huylu prostat büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi), prostat kanseri ve prostat iltihabı (prostatit) gözlenir. Hastaların en sık başvuru nedeni ise iyi huylu prostat büyümesinin oluşturduğu yakınmalardır.
Yaş ilerledikçe ve özellikle 45 yaşlarında prostatta büyüme başlar. Prostat büyümesi çoğu zaman iyi huylu prostat büyümesi olarak gerçekleşmektedir. Bu büyüme yaşamın sonuna kadar değişen hızlarda devam etmektedir. 50 yaş üzerindeki erkeklerin %50'sinde, yaş arasında %65'inde, 80 yaş üzerinde %90'nında iyi huylu prostat büyümesi gelişmektedir. Prostat büyümelerinin bir kısmı ise habis büyüme şeklindedir ve prostat kanseri olarak tanımlanır. İyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanseri bir arada bulunabilen ancak birbirinden kaynaklanmayan ve tamamen ayrı iki ayrı hastalıktır.
İyi huylu prostat büyümesi genellikle hücre sayısının anormal artışı (hiperplazi) nedeniyledir. Yaşlanmayla birlikte idrar kanalının etrafındaki bezlerde sayı artışı olur. Bu artan bezler gerçek prostat dokusunu dışa doğru iterek yassılaştırır. Prostat bezi idrar yolu, mesane ve rektuma doğru büyür. Özellikle idrar yolunu sıkıştırmaya ve idrarın akışını engellemeye başlar. Bu tıkanma mesane, böbreklerden mesaneye idrarı taşıyan kanallar (üreter) ve böbreklerde değişikliklere neden olur. Prostatın böbrekten mesaneye açılan idrar yollarına yapmış olduğu baskı sonucu, böbrekte ve idrar yollarında genişleme ortaya çıkabilir. Bu bazen ileri dönemlerde kanda üre ve kreatinin yükselmesiyle kendini gösteren böbrek yetmezliği tablosunu oluşturabilir. Prostat büyümesi sık görülmekle birlikte her büyümenin sorun oluşturması ve tedavi gerektirmesi söz konusu değildir. Prostat yalnızca büyümüş olduğu için değil, şikâyetlere neden olursa veya vücuda zarar verirse tedavi edilmektedir.
İyi huylu prostat büyümesinin neden olduğu tıkanıklığa karşı mesane idrarı atmak için daha güçlü kasılır. Böylece mesanenin kas tabakası yani duvarı kalınlaşır ve kuvvetlenir. Ayrıca iç duvarında gelişen ödem sayesinde de aşırı hassas bir özelliğe kavuşur. İçerisinde çok az idrar birikse dahi onu atmaya, kasılmaya çalışarak hastada sık idrar hissi oluşmasına sebep olur. Ancak zamanla bu kasılmalar da mesaneyi tamamen boşaltmaya yetmez ve idrar yaptıktan sonra her defasında içerisinde artık idrar kalır. Bu da enfeksiyon ve taş oluşumuna neden olabilir.
Prostat büyümesinin ilk belirtileri, idrar çapında azalma ve idrar akımı yavaşlamasıdır. İdrar yaparken hasta artık gençliğinde olduğu gibi ileriye doğru idrarını yapamaz. Sık idrara gitmeye başlar. İdrar kesik gelir. İdrara başlamada zorlanma ve gecikme belirtileri ortaya çıkar. İdrar yapma yavaşladığı için tuvalette geçirilen zaman uzar. Tam boşaltamama hissi oluşur. İdrarın yaptıktan sonra damlama tarzında idrar gelebilir. Normalde gece ya idrara çıkılmaz veya bir defa kalkılabilir. Özellikle gece boyunca idrara çıkmak için uykudan kalkmak kişinin sosyal yaşantısında uykusuz kalma, yorgunluk belirtileri göstermesine neden olur. Gündüz sık idrara çıkma ise gitmek istediği yerde tuvalet arayışı gibi sosyal sorunlara neden olmaktadır. İdrarda kanama meydana gelebilir. İdrarın tam boşalmaması sonucu böbreklere idrarın geri kaçması ve genişleme sonucunda bele vuran ağrılar meydana gelir. İleri dönemlerde hiç idrar yapamama gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Kanda üre yükselirse bulantı, kusma, uyku hali, kilo kaybı olur. İdrar kesesi çok şişecek olursa karın alt tarafında şişkin olarak ele gelir. Taşma tarzında idrar kaçırması olur.
Yapılacak tedavinin seçimi; şikâyetlerin ciddiyeti, hastada var olan diğer problemler nedeni ile ek risk durumu, anestezi riski, kan sulandırıcı ilaçların kullanılıp kullanılmadığı gibi durumlar yanında hasta ve cerrahın tercihine bağlıdır. Şikâyetleri hafif derecede olanlarda tedavi uygulamadan dikkatli izlem yapılabilir. İdrar yapma problemleri hafif veya orta derecede olanlarda ilaç tedavisi tercih edilebilir. Burada hastanın yaşam kalitesinin ne kadar etkilendiği tedavi kararının verilmesinde önem taşır. Prostatın büyüklüğü tedavi seçiminde çok önemli değildir. Önemli olan tıkanıklık bulguları ve verdiği zarardır. Bazen 30 gram hacmindeki bir prostat için ameliyat kararı verilirken gram kadar büyük bir prostat hiç bir belirti vermeyebilir. Ayrıca 50’li yaşlardaki bir hastaya önerilecek tedavi modeli 80 yaşındaki bir erkek için geçerli olmayabilir.
İlaç tedavi alternatifleri alfablokerler, fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleri, bitkisel kaynaklı ilaçlar, 5-alfa redüktaz inhibitörleridir. Etkinliği en kanıtlanmış olanları alfabloker ve fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleridir. Alfablokerler prostat ve mesane boynundaki düz kasları gevşeterek idrar akımını rahatlatırlar. Ancak sanılanın aksine prostat boyutlarını küçültmezler ve kalıcı bir tedavi olmayıp kullanıldığı sürece etkili olurlar. İlacı kesince idrar yapma sorunları eski haline döner. Aslında bu tüm ilaç tedavileri için geçerli bir problem olup kalıcı tedavi için uygun hastalarda cerrahi yöntemler tercih edilmektedir. Yan etkileri arasında baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi en sık görülenleridir. Son zamanlarda hem hafif idrar yapma zorluğu hem de ereksiyon problemi olan hastalarda fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleri ile olan tedavi gündeme gelmiştir. Bitkisel kaynaklı ilaçların tedavi edici güçleri ve etki mekanizmaları açısından bilimsel veriler yetersizdir. Bu gruptan en bilinen örnekler olarak serenoa repens (Saw Palmetto), pygeum africanum, hypoxis rooperi ve brokoli sayılabilir.
Cerrahi gerektiren hasta grubunu idrar yapamama nedeni ile sonda takılmak zorunda kalınan ve bunun tekrarladığı hastalar, prostat büyümesinin neden olduğu tekrarlayan enfeksiyonlar, mesane taşının varlığı, prostat büyümesine bağlı kanamalar, mesanede yapısal bozuklukların ortaya çıkması, böbrek fonksiyonlarında bozulma olan hastalar oluşturur. Verilere göre iyi huylu prostat büyümesi hastalığı olan erkeklerin %30’unun ameliyat olduğu görülmektedir.
Hastanın yaşam kalitesini arttırmak amacıyla çeşitli minimal invaziv tedavi yöntemleri (transüretral mikrodalga termoterapisi, elektrovaporizasyon, radyofrekans ile iğne ablasyonu, transüretral insizyon, botulinum enjeksiyonları, prostatik stent) varsa da uzun dönemde sonuçları ve etkinlik açısından en etkin yöntemler; transüretral prostat rezeksiyonu (TURP), plazma kinetik transüretral prostat rezeksiyonu ve lazer prostatektomi girişimleridir.
TURP ve plazmakinetik uzun yıllardır uygulanan ve elde edilen iyi sonuçlar ile kendini kanıtlamış kapalı bir ameliyat yöntemleridir. İdrar kanalından girilip monopolar veya bipolar elektrik enerjisi ile prostatın kesilerek çıkarılması temeline dayanır. Her ikisinde de sonrasında en sık görülen komplikasyonlardan (yan etki) bazıları kanama, idrar yolunda daralma, idrar yaparken yanma (irritasyon) ve cinsel ilişki sırasında meninin geri kaçmasıdır. Bu yöntemlerde komplikasyon oranlarının nispeten fazla oluşu, etkinliğinin yüksek olmasına karşılık daha az yan etki oluşturacak yeni tekniklerin arayışına yol açmaktadır.
Büyümüş prostat dokusunun minimal invaziv olarak tedavi edilmesinde kullanılan enerjilerden bir tanesi de lazer enerjisidir. Lazer kullanılarak yapılan ameliyatlar kapalı, diğer bir ifade ile endoskopik, TURP yöntemine göre daha ince aletler kullanılarak uygulanan girişimlerdir. Bunun için çeşitli dalga boylarında lazerler kullanılmaktadır. Yöntem tanımları kullanılan lazer enerjisi türüne göre farklılık göstermektedir. Daha az kanamaya ve irritasyona yol açması, iyileşme süresinin kısa olması, buna bağlı sonda ve hastanede yatış süresinin kısalığı ve büyük prostatlara da uygulanabilmesi avantajlarıdır. Bu teknoloji, iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde yüksek başarı ile düşük yan etkiyi bir araya getirir. Ancak tedavi için kullanılan lazerin dalga boyuna bağlı olarak değişen sürelerde idrar yakınmaları görülebilir. İyileşme sürecinde vücuttaki yanık dokuların atılması söz konusudur. Lazer ile buharlaştırma sonrası prostatın tamamen uçup gittiğini genellikle hastalar arasında yanlış bilinen bir konu olup, burada amaç hastanın rahat idrar yapmasını sağlamak için yeterli bir kanal oluşturmaktır. Geride mutlaka prostat dokusu kalır ve bu hastalarda ameliyat sonrası her erkek gibi yıllık kontrollerine devam etmek durumundadırlar. Buharlaştırma ameliyatı ileride gelişebilecek prostat kanseri riskini ortadan kaldırmaz.
Lazer teknolojisindeki son gelişmeler sonucunda, HoLEP ameliyatı tüm dünyada, özellikle büyük prostatlarda, ilk tercih olarak önerilmekte ve prostat tedavisinde yeni altın standart olarak görülmektedir.
HoLEP lazer teknolojisinin diğerlerine göre avantajları nedir?
Girişim hastanın idrar yaptığı kanaldan girilerek, kapalı olarak yapılır. Prostat dokusu kapsülünden lazer enerjisi ile sıyırılarak, aynen açık ameliyatta olduğu gibi, büyüyen prostatın tamamı çıkarılır. Lazer kullanıldığı için kanama olmaz. İdrar kesesine itilen prostat dokusu özel bir aletle (morselatör) kıyma haline getirilir. Çıkarılan bu prostat dokusunun patolojik incelemeye gönderilebilmesi ile iyi huylu prostat büyümesi veya prostat kanseri olup olmadığı da anlaşılabilmesi bir başka avantajıdır.
Holmium Lazerin doku derinliği 0,4 milimetre olduğundan erkeklikle ilgili sinirlere hasar verme riski yoktur. HoLEP yöntemi her büyüklükteki prostata uygulanabilmektedir. Bunun yanında, yöntemin kapalı olarak yapılması; hastanın hemen ertesi gün evine gidebilmesi, rahat idrar yapması ve erkeklik üzerine zararının olmaması gibi avantajlar sağlar. HoLEP tekniğinde ameliyat işeme deliğinden girilerek kamera ile yapılır. Lazer atışları ile prostat dokusu kapsülden tam olarak sıyrılır. İşlem prostat dokusunun büyüklüğüne bağlı olarak dakika arasında değişmektedir. Bu işlem hastaya belden iğne ile (spinal anestezi) uyuşturularak da yapılabilir, böylece genel anestezi hali olmaksızın ameliyat ile tedavi prosedürü tamamlanabilir. Yöntemin en büyük avantajı hızlı iyileşme sürecinin olması, operasyon esnasında yok denecek kadar az kanama meydana gelmesi ve prostatın tamamının laserle çıkarılabilmesidir. Doku tamamen çıkarıldığında tekrar büyüme riski oldukta düşüktür. Ancak prostat dokunun etrafını saran sert tabaka çıkarılmadığı için yaşamınız boyunca prostat kanseri için yıllık kontroller şarttır.
Kullanılan lazer enerjisi, tam yerine isabet etmekte ve enerjinin derin dokulara nüfuz etmesini önleyecek şekilde su tarafından yüksek oranda emilmesi de bir diğer avantajlarıdır. Bu sayede operasyon sonrası diğer lazerlerde olduğu gibi uzun süren ölü prostat doku döküntüsü olmayıp, idrarda yanma gibi şikayetler daha az gözlenmektedir.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH), yaşlanmaya bağlı olarak erkeklerde ortaya çıkabilen bir rahatsızlıktır. İyi huylu prostat büyümesi yaşayan bir erkekte, idrarla ilgili çeşitli problemler yaşanabilir. Büyüyen prostat, genellikle idrarın dışarı akışına baskı yaparak engel olur. Bununla beraber idrar yolları ve böbrek problemleri de ortaya çıkabilir.
BPHnin ilaç, laparoskopik cerrahi ve açık cerrahi olmak üzere çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Bunlardan hangisinin uygulanması gerektiğine doktorlar, hastanın genel sağlık durumuna, semptomlarına ve prostatın boyutuna göre karar verir. Prostatta nodül tespit edilmesi halinde, tedavinin geciktirilmemesi gerekmektedir. Avicenna Ataşehir Hastanesi Üroloji bölümü uzman hekimleri, iyi huylu prostat büyümesi (BPH) hakkında tüm merak edilenleri anlattılar.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH), sıklıkla yaşı ilerleyen erkeklerde ortaya çıkmaktadır. Özellikle idrar yollarında ortaya çıkan rahatsız edici belirtilerle kendisini göstermektedir. Oldukça sık karşılaşılan bu durum, erkeklerde ortaya çıkan hormonal değişikliklerle bağlantılıdır. Hastaların idrar yapış tarzında değişikliklere neden olan bu rahatsızlık, yaşam kalitesinin düşmesine sebep olsa da, prostat kanseri ile alakasız olduğu unutulmamalıdır. Rahatsızlığın tedavi edilmemesi halinde zamanla prostat kanserine dönüşmediği bilinmektedir. Ancak prostat kanseri olan bir hastada, BPH hastalığı da kansere eşlik edebilir. Bu rahatsızlığa yakalanan erkeklerin, kafalarındaki soru işaretlerini gidermeleri için iyi bir üroloji muayenesinden geçmeleri şarttır.
BPH semptomları, hastadan hastaya farklılık gösterse de, zamanla artış gösterdiği bilinmektedir. BPH belirtileri ve semptomları genel olarak aşağıdakilerden oluşmaktadır:
Belirtilerin şiddetiyle, prostatin olculeri arasında orantı bulunmamaktadır. Prostatı çok az büyümüş olan birind ciddi semptomlar ortaya çıkabilirken, prostatı bir hayli büyümüş bir erkekte basit üriner belirtiler az seviyelerde kendisini gösterebilir. Aynı şekilde bazı erkeklerde semptomların zaman içerisinde stabil hale geldiği ve hatta kendi kendine iyileşme yaşanabildiği de bilinmektedir.
Öte yandan aşağıda yer alan hastalıklar, iyi huylu prostat büyümesi belirtilerine benzer belirtiler gösterebilmektedir:
İdrar problemleri yaşayan her erkeğin, mutlaka uzman bir ürolog tarafından muayene edilmesi gerekmektedir. Semptomlar hastayı fazla rahatsız etmese bile, bu semptomların ortaya çıkma nedenleri araştırılmalı ve bulunmalıdır. Tedavi edilmeyen idrar yolu problemlerinin ilerleyebileceği unutulmamalıdır.
Prostat bezi mesanenin hem altında yer almaktadır. İdrarın mesaneden ve penisten çıkmasını sağlayan tüp, prostat bezinin merkezinden geçmektedir. Bu da prostatın büyümesi halinde idrar akışının engellenmeye başlamasına neden olmaktadır. Erkeklerde prostat büyümesi normal karşılanması gereken bir durumdur. Ancak idrar akşını ciddi seviyede etkileyecek kadar büyümeler, mutlaka tedavi edilmelidir. Prostatın hangi nedenlere bağlı olarak büyüdüğü, net olarak bilinmemektedir. Ancak yaşlanmaya bağlı olarak testosteron hormonu değişimlerinin, prostat büyüklüğünü etkilediği düşünülür.
İyi huylu prostat büyümesi ve diğer prostat hastalıkları için risk faktörleri aşağıdakilerden oluşmaktadır:
Büyümüş ve tedavisi geciktirilmiş bir prostatın vücuda zararları aşağıdakilerden oluşmaktadır:
İyi huylu prostat büyümesi olan erkeklerin büyük bölümünde, yukarıda yer alan zararlar oluşmamaktadır. Ancak bazı hastalarda yukarıdaki zararların oluşması, prostat büyümesinin ciddiye alınması gerektiğini göstermektedir. Ancak prostat büyümesine bağlı olarak, prostat kanseri geliştirme riskinin arttığına da inanılır.
BPH teşhisinde doktorlar, hastalarına belirtiler hakkında sorular sorarlar ve fizik muayene yaparlar. Hasta, ilk muayenesinin ardından, aşağıda yer alan süreçlerden geçer:
Prostat Spesifik Antjien yani PSA, prostat dokusunda ve menide yoğun seviyelerde bulunmaktadır. Ancak PSA, kana çok az karışır. Bu yüzden BPH gibi durumlarda kandaki PSA değerleri artış gösterir. Ancak bu artış çok yüksek seviyelerde olmaz. Yüksek PSA değerleri, daha ziyade aşağıdaki hastalıkların ve durumların yaşanmasında görülür:
Peki, PSA değerleri kaç olmalıdır? Özünde PSA değerlerine göre BPH ya da kanser teşhisi koymak ya da koymamak mümkün değildir. PSA değerleri fikir vericidir. PSA değerleri 1 ng/mlnin altında olup da, aslında kanser olan vakalar bile bulunmaktadır. Bununla beraber PSA değerleri yükseldikçe, kanser teşhisi koyulma ihtimali de artış gösterir. PSA değerlerinin 3 ile 4 ng/ml aralığında olduğu hastalarda, yüzde 25 ihtimalle prostat kanseriyle karşılaşılır. Ancak sadece PSA değerlerine bakarak, kanser teşhisi koymak mümkün değildir. Prostat kanseri ya da iyi huylu prostat büyümesi teşhisi için en doğru sonuçları, prostat biyopsisi verir.
Yukarıdaki testlerden sonra doktorlar, eğer iyi huylu prostat büyümesinden şüphelenmişlerse, aşağıda yer alan testlerin de yapılmasını isteyebilirler:
Hastanın durumunun daha da karışık olduğu durumlarda doktorlar, aşağıda yer alan tanı yöntemlerinden faydalanmak isteyebilirler:
Avicenna Ataşehir Hastanesi uzman hekimleri, iyi huylu prostat büyümesi ile ilgili karmaşık sorunları kolaylıkla teşhis edebilme tecrübesine sahiptir.
Prostatın boyutunu göz önüne getirebilmek için, büyük bir cevizi hayal etmek yeterli olacaktır. Prostat normal büyüklüğü hacimsel olarak 15 ile 25 milimetre aralığındadır. Fakat zamanla büyümeye eğilimlidir. İdrar kanalı prostat bezinin içerisinden geçer. Bu yüzden yaşlanmaya bağlı olarak büyüme gösteren prostat, beraberinde idrar problemlerini getirir.
Prostat, yalnızca erkeklerde var olan bir organdır. Üremeye yardımcı olmakla görevli bir bez olarak da tanımlanabilir. Normal bir prostatın ağırlığının 10 ile 20 gram aralığında olması gerekir. İdrar torbasının tam altında yer alması ve idrar kanalını tamamen sarmış olması, büyümesi halinde çeşitli problemlerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH), yaşlanmayla orantılı olarak karşılaşma sıklığı artan bir rahatsızlıktır. Bu duruma örnek vermek gerekirse, 40lı yaşlarını geçmiş birisinde BPH görülme sıklığı yüzde 8 olurken, bu rakam 60lardan itibaren yüzde 50ye fırlamaktadır. 90 yaş üstü erkekler arasında yapılan araştırmada, prostat büyümesi problemi ile karşılaşma oranı yüzde 80i geçmiştir. Buradan çıkarılacak sonuç, yaş ile prostat büyümesi arasında doğru orantı olduğudur. Prostatın büyüklüğünün artması, idrar yolunun daha da daralmasına ve hatta tıkanmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden yaşlılarda sık tuvalete çıkma ihtiyacı gözlemlenmektedir. Herhangi bir prostat problemi olmayan sağlıklı yaşlılarda prostat normal büyüklüğü 25 milimetreyi geçmemektedir.
İyi huylu prostat büyümesi tedavisi, minimal invaziv, ilaç tedavileri ve cerrahi tedavilerle yapılabilmektedir. Ancak hasta için en iyi tedavinin belirlenmesinde, aşağıda yer alan faktörler etkili olmaktadır:
Semptomların fazla rahatsızlık vermediği hastalarda, tedavi ertelenebilir ve semptomlar izlemeye alınabilir. Öte yandan bazı erkeklerde rahatsızlık veren semptomlar, zaman içerisinde kendi kendisine iyileşebilmektedir.
Prostat büyümesinin az ve orta seviyelerdeki belirtilerini ortadan kaldırmak için yaygın olarak ilaçlar tercih edilir. İlaç tedavileri için seçenekler aşağıdakilerden oluşmaktadır:
Doktorlar, aşağıdaki durumların hastada bulunması halinde, iyi huylu prostat ameliyatı yapmak isteyebilirler:
Ancak aşağıda yer alan durumların oluşması halinde, hastanın ameliyata alınması pek mümkün olmayabilir:
Hastaya uygulanan cerrahi tedaviye göre farklılık gösterebilecek şekilde, BPH ameliyatı olan bir hastada aşağıda yer alan komplikasyonlar oluşabilir:
Tedavisi yapılmayan N40 benign prostat hiperplazisi, idara problemlerinin devam etmesine neden olur. Bununla beraber, ilerlemesi halinde zamanla idrar yolu enfeksiyonlarına, böbrek problemlerine, mesane taşlarına ve kanlı idrara sebebiyet verebilir. Hatta bazı hastalarda oluşan mesane taşlarından kaynaklı olarak, mesanede kronik irritasyonlar oluşabilir. Bu kronik irritasyonla da bir süre sonra mesane kanseri gelişimine sebebiyet verebilir. Bu yüzden hastaların, tedaviyi aksatmamaları çok önemlidir. Doktorlar, büyümenin zamanla kendi kendisine geçebileceğini düşünseler de, hastalarını rutin aralıklarla kontrol etmek isterler. Bu yüzden doktorun planladığı kontrol takvimini aksatmamak gerekir.
Cerrahi tedavi gerektiren hastalar için, aşağıda yer alan tedavi yöntemleri kullanılmaktadır:
Yüksek seviyede enerjiden oluşan bir lazer, büyümüş prostat dokusunu yok ederek, ortadan kaldırır. Lazer tedavisinin genellikle hastadaki semptomları hızlıca giderdiği ve lazer kullanılmayan cerrahilere göre çok daha az yan etkiye sahip olduğu görülmektedir.
Hastanın idrar akışını artırmak adına, prostatın idrar yoluna baskı yapan bölgeleri sıkıştırılır. Böylece alt idrar yolu semptomları giderilebilir. Daha çok tedavi yöntemlerinin cinsel yaşam üzerindeki etkisinden şüphe duyan ve çekinen hastalara uygulanır. Prostatın Transüretral Rezeksiyonu gibi işlemlere nazaran daha basit ve yan etkisiz bir işlemdir.
Oldukça yeni ve deneysel bir operasyondur. Protata giden kan akışını kesmek, temel prosedürdür. Prostata giden kan akışını keserek, prostatın küçülmesi hedeflenir. Ancak bu işlemin ne kadar etkiliği olduğuna yönelik bilimsel çalışma sayısı bir hayli azdır.
Prostatektomi açık ya da laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Açık yapılan prostatektomilerde cerrahlar, karnın alt kısmına kesi atarlar. Eğer prostat fazlasıyla büyümüş haldeyse, mesaneye hasar vermemek adına açık ameliyat yapılması daha doğrudur. Prostat dokusu hastadan alındıktan sonra, hastanın 1 gün kadar hastanede kalması yeterlidir.
Kanser, genellikle prostat bezinin dış bölümünde bulunan zar bölümünde oluşmaktadır. İyi huylu prostat büyümesi ise, idrar yolunu tümüyle saran dokunun, bir bütün olarak büyümesidir. Prostat kanseri, diğer tüm kanserlerde olduğu gibi çevre dokulara ve farklı organlara sıçrama yapabilir. BPHde ise böyle bir yayılım gösterme hali bulunmamaktadır. Prostat kanserinin ilerlemesiyle birlikte PSA değerleri ün üstüne çıkabilir. Aynı şekilde kandaki ALP oranı da bir hayli artabilir. İyi huylu prostat büyümesi PSA değerleri her ne kadar yüksek çıksa da, kanserdeki gibi aşırı yüksek çıkmaz. Bununla beraber, ALP değerlerinde herhangi bir değişiklik gözlemlenmez.
Peki, iyi huylu prostat büyümesi kansere çevirir mi? Hastaların genel olarak en merak ettiği soru budur. Prostat büyümesinin, prostat kanserine dönüşüp, dönüşemeyeceği hakkında net bir cevap verilebilir. İyi huylu prostat büyümesi asla ve katiyen prostat kanserine dönüşmez. Bunlar birbirlerinden farklı olan ve oluşum kaynakları da birbirleriyle bağlantısız hastalıklardır. Elbette prostat büyümesi olan birisinde, bir süre sonra prostat kanseri oluşabilir. Ancak bunun nedeni prostat büyümesi değildir. Bir başka deyişle, BPHsi bulunan biriyle, bulunmayan biri arasında, prostat kanseri olma riski aynıdır. Öte yandan hiçbir zaman prostat büyümesi yaşamayan birisinde, prostat kanseri oluşabilmektedir. Ancak bir parantez açmak gerekirse, iyi huylu prostat büyümesinin tedavi edilmediği ve doktor kontrollerinin aksatıldığı durumlarda, mesane içerisinde zamanla oluşmaya başlayacak olan mesane irritasyonu yüzünden, bir süre sonra hastada mesane kanseri meydana gelebilir.
BPH semptomlarını kontrol atlında tutabilmek amacıyla aşağıda yer alan öneriler, gündelik yaşamda uygulanabilir:
Üroloji Bölümü doktor listemiz aşağıda yer almaktadır:
İyi huylu prostat büyümesi kansere çevirir mi?
İyi huylu prostat büyümesi, prostat kanserine dönüşmemektedir. Kanser oluşumu için kötü huylu tümörlerin varlığı gerekmekte olup, iyi huylu büyümelerde kanser görülmemektedir.
Prostat büyümesinin belirtileri nelerdir?
Prostat büyümesi durumunda; sıklıkla idrara çıkma, idrarın zayıf gelmesi,idrar yolu enfeksiyonu, idrara çıkamama gözlemlenebilir.
Prostat muayenesi hangi bölüm bakmaktadır?
Prostat muayenesi için üroloji hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.
Üroloji bölümü doktor listesi aşağıda yer almaktadır: