noterden istifa edince ihbar süresi / İhtarname Nedir ve İhtarname Avantajları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler

Noterden Istifa Edince Ihbar Süresi

noterden istifa edince ihbar süresi

İstifa Nedir, İstifa Ederken Bilmeniz Gerekenler

İstifa, bir iş yerinde çalışan kişinin kendi isteği dahilinde süreli ya da süresiz olarak işten ayrılmasıdır. İstifa etmek çalışanın temel haklarından birdir. Ancak istifa ederken de dikkat edilmesi ve uyulması gereken bir süreç söz konusudur. Bu sürecin takip edilmesi, çalışanın haklıyken haksız duruma düşmemesi açısından önemlidir.

Nasıl İstifa Edilir?

İşinden ayrılmaya yani istifa etmeye karar veren kişi öncelikle bu kararından emin olmalıdır. Sonrasında da çalıştığı şirketin İK departmanına ya da doğrudan bağlı olduğu yönetici ile durumu paylaşmalıdır. Her şirketin bu konuda farklı prosedürleri olacağından dolayı, önce sözlü iletişime geçmek daha doğru olacaktır. Sonrasında ise istifa için gerekli olan dilekçenin tamamlanarak sunulması gereklidir.

İstifa Dilekçesi Nasıl Yazılır?

İstifa dilekçesi kaleme alınması en kolay olan dilekçelerden biridir. İstifa için dilekçe yazılacağı zaman İK birimine hitaben yazılmalıdır. Dilekçede işe başlanılan tarih ve çalışma süresi belirtildikten sonra kişinin kendi isteği ile o günün tarihini belirterek istifa etmek istediği belirtilmelidir. İnternet üzerinden daha önceden yazılmış olan istifa dilekçesi örnekleri bu konuda kişilere yardımcı olabilir.

İhbar Süresi ile İlgili Bilmeniz Gerekenler

İstifa işleminin ardından kişiden boşalacak pozisyonda sıkıntı olmaması adına, çalışan istifa edeceğini belirli bir süre öncesinden bildirmekle yükümlüdür. Buna ihbar süresi denilmektedir. Çalışma süreleri 6 ayı geçmemiş olan kişiler 2 hafta önceden; 6 ay ve 1.5 yıl arasında çalışan kişiler 4 hafta önceden; 1,5 ve 3 yıl arasında çalışanlar 6 hafta önceden; 3 yıldan çok çalışanlar ise 8 hafta önceden istifalarını bildirmek zorundadır.

İş Arama Süresi Nedir?

İş arama süresi, İş Kanunu ile güvence altına alınmış bir haktır. Çalışanın başka bir iş aramak için günlük 2 saat iş yerinden ayrılmasını ifade etmektedir. İşverenin bu duruma izin vermemesi suç teşkil etmektedir. Günlük 2 saat olan iş arama süresi, işin durumuna bağlı olarak günün herhangi bir saatinde kullanılabilir. 

İstifalarda 2 Ay Süresi Nedir?

Bir işe girildikten sonra ilk 2 ay içerisinde istifa edilmek isteniliyorsa, bu durumda herhangi bir ihbar süresi geçerli değildir. İlk 2 ay hem işverenin hem de çalışanın deneme süresidir. Bu yüzden de ilk 2 ayda istifa etmenin herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Çalışan dilekçesini vererek doğrudan ayrılabilir.

Tazminat ile İlgili Bilmeniz Gerekenler

İşten kendi isteği ile ayrılan yani istifa eden kişiler kıdem tazminatı alamazlar. Ancak bu durumun bir istisnası söz konusudur. Eğer çalışan 3600 prim gününü doldurmuşsa, tazminat almaya hak kazanır. Bu çalışma günlerinin tamamını bir şirkette tamamlamış olmaya da gerek yoktur. 3600 günü dolduran kişiler, son şirketlerinde çalıştığı gün kadar tazminat alırlar.

Haklı İstifa Sebepleri Nelerdir?

İş Kanunu, haklı gerekçelerle istifa eden birisi için kıdem tazminatı hakkı vermiş ve ihbar süresini de kaldırmıştır. İstifa etmek için haklı sebepler; sağlık nedenleri, genel ahlaka uymayan davranışların sergilenmesi ve zorlayıcı nedenler olmak üzere üç başlık altında incelenmektedir.

Evlilik Sebebi ile İstifa

İş Kanunu, yeni evlenen kadınlara evliliklerinin ilk 1 yılında istifa etmeleri hakkını da tanımaktadır. Evlilik nedeni ile istifa etmek isteyen kişiler, yazacakları bir dilekçe ile bunu işverenlerine bildirmelidir. Daha sonra çalışanın kıdem tazminatı da alarak işten ayrılabilmesi söz konusudur. Ancak bu durumda ihbar tazminatı almak mümkün değildir.

Askerlik Sebebi ile İstifa

Askere gitmek için işinden ayrılacaklara da İş Kanunu kolaylıklar sağlamıştır. Bu amaçla istifa etmek isteyen kişiler de durumu bir dilekçe ile bildirmek zorundadır. Sonrasında ise içeride birikmiş olan tüm haklarını ve kıdem tazminatlarını alarak işlerinden ayrılabilirler. Ancak evlilik istifalarında olduğu gibi, askerlik istifalarında da ihbar tazminatı almak mümkün değildir.

Referans İsteği

İstifa eden çalışanın hakları İş Kanunu ile belirtilmiştir. Kişi istifa yolu ile işinden ayrıldığı zaman, işvereninden kendisine daha sonraki iş yerlerinde referans olması için istekte bulunabilir. Ancak bu referansın verilip verilmeyeceği tamamen iş yeri ile alakalı bir durumdur. İyi ve sorunsuz bir şekilde iş yerinden ayrılan kişiler, ayrıldıkları iş yerini referans olarak bir sonraki işlerinde de kullanabilmektedir.

İşçinin Çalışmakta Olduğu İşyerinden İstifasının Değerlendirilmesi

I- Giriş

Malum olduğu üzere, işçilerin çalışmakta oldukları işyerlerinden “istifa” etmek suretiyle işyerlerinden ayrıldıkları/ayrılmak zorunda kaldıkları bilinen bir gerçektir. “İstifa” hali; evlilik, askerlik, emeklilik, SGK’ dan aldıkları kıdem tazminatı yazısı, iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’inci maddesinde yazılı olan geçerli fesih nedenleri, 24’üncü maddesinde yazılı olan haklı fesih nedenleri gibi gerekçelerle olabileceği gibi iş ortamında beklenen faydayı sağlayamaması, ailevi nedenler, işyerinden kaynaklanmayan sağlık nedenleri, işyerinde mobbing de dahil belki de hiçbir gerekçeye dayanmayan hususlar olarak karşımıza çıkabilmektedir. Bu noktada “istifa” ettiğini yazılı ve/veya sözlü beyan eden işçinin istifasını işveren kabul etmek zorunda mıdır, istifa tek taraflı bir işlem midir, bir onaydan geçirilip kararın alınması zorunlu mudur, gerçek bir istifanın iş hukukundaki sonuçları nelerdir, sorularının cevabı bu çalışmada ortaya konulacaktır.

II- “İstifa” Kavramı

Türk Dil Kurumuna göre “istifa” kavramının sözlük anlamı kendi isteğiyle işten veya bir hizmetten ayrılma: işten ayrılma isteğini bildiren dilekçe, istifaname olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Dil Kurumuna göre “istifa etmek” kavramının sözlük anlamı ise işinden çekilmek olarak karşımıza çıkmaktadır.

İş mevzuatındaki karşılığı ise, belirlenmiş bir tanımına yer verilmemiş olup, işçinin işyerinde özel veya genel gerekçelerle işyerindeki çalışmasını tek taraflı irade beyanıyla (kendi isteğiyle) sona erdirmesi olarak tanımlayabiliriz. Başka bir ifadeyle istifa, işçinin mevcut görevinden kendi özgür istek ve iradesiyle, baskı olmaksızın ayrılması halidir.

III- 4857 Sayılı Kanunda İstifa

4857 sayılı Kanunda “ istifa” hali düzenlenmemiştir. Kıdem tazminatını düzenleyen mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükte bulunan 14’üncü maddesinde de “istifa” kavramına yer verilmemiştir. Ancak, işçinin 4857 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinde sayılan haklı nedenlerle, emeklilik nedeniyle, SGK’ dan kıdem tazminatını almak suretiyle, kadın işçinin evlenmesi nedeniyle kendi istek ve arzusu ile işyerinden ayrılması hususlarına yer verilmiştir.

IV- İstifanın Yapılma Şekli

İstifa, yazılı bir şekilde “istifa dilekçesi” ile yapılmalıdır. Yazılı yapılmaması durumunda örneğin, “işyerindeki işimden, görevimden istifa ediyorum” şeklindeki sözlü istifanın işçi tarafından yazılı dilekçeye veya başka bir şekilde (e-posta, whatsapp vb.) yazılı belge olarak belirtilmemesi halinde buna şahit olan işyerindeki diğer çalışanlar tarafından düzenlenecek bir tutanağa bağlanmalıdır. Gerekirse durum işçinin tebligatına elverişli adresine bildirilmeli, işe devam etmesi çağrısında bulunulmalı ve/veya yazılı olarak istifa dilekçesinin gönderilmesi sağlanmalıdır.

İşçinin bizzat kendi el yazısı ile kaleme alıp işyerinden ayrıldığına dair işverene ulaştırdığı dilekçe uygulamada da “istifa dilekçesi” olarak değerlendirilir ve işleme alınır.

Yazılı olmayan sözlü olan “istifa” ve buna ilişkin düzenlenen tutanağın “istifa dilekçesi” olarak değerlendirilmesi kabul edilemez.

V- İstifa İradesinin İşverene Ulaşması Halinde İş Sözleşmesi Sona Erme(Me)Si

İşçi tarafından istifa kararına ilişkin iradesinin işverene yazılı ve/veya sözlü olarak ulaşmasıyla iş sözleşmesi sona ermiş sayılır. Aslında, işçinin 4857 sayılı Kanunun 18 ve 25’inci maddelerinde yer alan geçerli ve haklı nedene dayanmadan iş sözleşmesini feshetmesi olayının “istifa” olarak değerlendirilmesi gerekir.

İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer ([1]).

Somut olayda davalı işçi, 09.02.2007 tarihli dilekçe ile istifa ettiğini bildirmiş, aynı gün istifası kabul edilmiştir. Tek taraflı irade beyanını içeren istifa kabule bağlı değildir ([2]).

VI. İşverene Ulaşan İstifa Dilekçesinin İşveren Tarafından Kabul Edilme(Me)Si

İstifa aslında tek taraflı fesih beyanı olup, anında hüküm ve sonuç doğurur. Ancak, uygulamada söz konusu istifa dilekçelerinin işverenler tarafından işleme alınmadığı gibi durumlarla karşılaşılmaktadır. İşverenler işçi ile görüşüp söz konusu dilekçesini yazılı olarak geri çekmesini isteyebileceği gibi, verilen istifa dilekçesinin işleme alınmadığının gerekçeleriyle birlikte yazılı olarak işçiye bildirilebilmektedir. İşçi bu durumda söz konusu istifasının kabul edilmediğine dair yazıya tekrar herhangi bir şekilde ihtirazi bir kayıt ileri sürmedikçe işyerindeki çalışmasına devam edebilecektir.

İstifa işveren tarafından kabul edilmek zorunlu değildir. İşveren tarafından kabul edilmeyen istifa ile işçinin aynı işverenin işinde çalışmaya devam etmesi ortada bir istifa olgusunun olmadığını gösterir. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir ([3]).

VII- Şarta Bağlı İstifa

Şarta bağlı istifa kural olarak geçerli değildir. Uygulamada en çok karşılaşılan şekliyle, işçinin ihbar ve kıdem tazminatı haklarının ödenmesi şartıyla ayrılma talebi istifa olarak değil, ikale (bozma sözleşmesi) yapma yönünde bir icap olarak değerlendirilmelidir ([4]).

VIII- E-Posta Yoluyla Gönderilen İstifa Dilekçesine İtibar Edilme(Me)Si

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin kullandığı davalı şirket uzantılı e- mail hattından...e gönderdiği; “istifa” konulu 27.11.2014 tarihi itibariyle kendi isteği ile istifa ettiğini detaylı şekilde belirtir mail yazısı olup, Mahkemece davacı tarafa gösterilerek diyeceklerinin sorulması, irade fesadı hali olup olmadığının tespiti ile yapılacak araştırma ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir ([5]).

IX- İşine Devamsızlık Yapan İşçinin İstifa Etmiş Kabul Edilme(Me)Si

 “Devamsızlık işçinin istifası olarak değerlendirilebilir mi?” Bu soruya aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi durumunda “evet” cevabını vermek mümkün olacaktır. Peki bu koşullar nelerdir? ([6])

- Devamsızlığın yapıldığı gün veya günler yazılı tutanak ile belgelendikten sonra devamsızlık nedeninin ve devamsızlığın haklı bir nedene dayanıp dayanmadığının belirlenmesi için işçiye noter aracılığıyla ihtarname gönderilir ve savunması bağlamında makul bir süre tanınır.

- Gönderilen ihtarnamede verilen süre içinde devamsızlık nedenini beyan etmek ve söz konusu nedeni ispatlayıcı belgeleri ibraz etmek üzere işçinin işverenliğe başvurması istenir. Yine ihtarnamede söz konusu süre içinde başvurulmaması halinde iş akdinin işçi tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilmiş “istifa etmiş” sayılacağı ve işverenliğin 4857 sayılı Kanunun 17. maddesine göre yasal ihbar tazminatı talep etme hakkının doğacağı yönünde düzenlemeye yer verilir.

- Kendine gönderilen ihtarname doğrultusunda devamsızlık yapan işçi verilen süre içinde sözlü veya yazılı olarak savunmasını vermemiş ise iş akdi işçi tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedilmiş, diğer bir anlatımla işçi haklı bir nedeni olmaksızın istifa etmiştir. Bu durumda işverenliğin işçinin iş akdini 4857 sayılı Kanunun 25/I-a veya 25/II-g bendine göre feshetmesine gerek yoktur. Zira iş akdi işçi tarafından devamsızlığın başladığı gün itibariyle işçinin “istifası” ile sona ermiştir. Bu durumda işveren işçiden 4857 sayılı Kanunun 17. maddesine göre yasal ihbar tazminatı talep edebilecektir.

- Kendine gönderilen ihtarname doğrultusunda devamsızlık yapan işçi verilen süre içinde sözlü veya yazılı olarak savunmasını vermiş, varsa devamsızlık ile ilgili kayıt ve belgelerini ibraz etmiş ise işçinin beyanı ile sunulan kayıt ve belgeler işverenlikçe Medeni Yasa’nın 2. maddesi doğrultusunda objektif olarak değerlendirilecek ve karar verilecektir. Verilecek karar işçinin iş akdini devam etmesi veya 4857 sayılı Kanunun 25/I-a veya 25/II-g bendine göre bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshi şeklinde olacaktır. Bu durumda devamsızlığın işçinin istifası olarak değerlendirilmesi mümkün olmayacaktır.

X- Baskı Sonucu Verilen İstifa Dilekçesine İtibar Edilme(Me)Si, İşçinin İradesinin Fesada Uğratılarak İstifa Ettirilmesine Değer Verilme(Me)Si, İşe Başlamadan Önce Alınan İstifa Dilekçesinin Değerlendirilmesi

İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez. Dairemizce bu gibi hallerde feshin işverence gerçekleştirildiği, bununla birlikte işveren feshinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir ([7]).

İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermek ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta, dosyaya sunulan, el ile yazılı, davalının imzasını havi ve davalı tarafından imza inkarında bulunulmayan 13.01.2014 tarihli istifa dilekçesinde haklı bir nedene dayanılmamış, içeriğinde davalının şahsi gerekçeler ile kendi isteğiyle işten ayrıldığının yazılı olduğu görülmüştür. Davalı işçi cevap dilekçesinde, işveren ile çalışanlar arasında yaşanan huzursuzluklar ve davacı işverenin son zamanlarda tüm çalışanlar üzerindeki baskıcı tavırları sebebiyle işyerinde huzurlu çalışma ortamının kaybolduğunu, bu sebeple davalının davacı şirkette daha fazla çalışmama kararı aldığını savunmuştur. Davalı işçinin ispat bakımından dinlettiği tanıkların somut görgüye dayalı olmayan nakli beyanlarda bulundukları anlaşılmıştır. Dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle, davalı işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun ihbar öneli tanımadan sona erdirdiği, istifa dilekçesinin hile, tehdit veya ikrah yoluyla imzalatıldığının da davalı tarafından ispat edilemediği, yargılama sırasında davalının ileri sürdüğü sebeplerin soyut istifayı haklı çıkarmaya yönelik olduğu anlaşıldığından, davalının istifa iradesine değer verilerek davacı işverenin ihbar tazminatı talep etmekte haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Buna göre davacının ihbar tazminatı talebinin kabulü yerine, yerinde olmayan gerekçelerle reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir ([8]).

İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da ihtimal dâhilindedir. İşverenin sosyal ve ekonomik üstünlüğünü kullanarak, tazminatları ödeme koşulu, benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir ([9]).

XI- Sonuç

İşçinin gerçek irade beyanıyla yaptığı istifa (yazılı olmalıdır) hukuki değerliliğe sahip olup, işveren tarafından yasal ve hukuken kabul etmeme durumu söz konusu olamaz. Kaldı ki, işveren tarafından işçinin istifasının kabul edilmemesi halinde, işçi gerekirse istifa ettiğini noter kanalıyla işverene ulaştırmalıdır. İstifa aslında tek taraflı fesih beyanı olup, anında hüküm ve sonuç doğurur.

İşverenin baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine değer verilemez. İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması durumunda da gerçek bir istifadan bahsedilemez. Burada önemli olan, işçinin istifa dilekçesinin işverene ulaşması, işverenin de bu istifa dilekçesinin işçi tarafından düzenlenip düzenlenmediğini, imzasının işçiye ait olup olmadığını, istifa dilekçesinin e-posta yoluyla gönderilmesi halinde söz konusu e-posta adresinin işçiye ait olmadığının ortaya konulması gibi yönler araştırılarak sonuca gitmesi gerekir. Yoksa gerçek bir istifa olduğunun anlaşılması durumunda işverenin bu duruma herhangi bir itirazı söz konusu olamaz. İstifa iki tarafın onayına bağlı değildir, işçinin tek taraflı işten ayrıldığını beyan etmesi, istifa etmesi halinde anında hüküm doğuracaktır. Burada, işverenin işçinin ihbar öneline uymadığını tespit etmesi halinde işçiden ihbar tazminatını talep etmeleri de söz konusu olabilecektir.

 

[1] Yrg. 7. HD., E.2013/16406, K.2013/12573

[2] Yrg. 9. HD., T.04.11.2020, E.2008/37853, K.2010/31569

[3] Yrg. 9. HD., E. 2011/5298, K. 2013/13032

[4] Yrg. 7. HD., E. 2013/24078 K. 2014/6933 

[5] Yrg. 9 .HD., T.05.12.2016 , E. 2016/473, K. 2016/21458

[6] GÜNER Erol, Devamsızlığın İşçinin İstifası Olarak Değerlendirilmesi, E-Yaklaşım, Ocak 2017

[7] Yrg. 9. HD., T.03.07.2007, E.2007/14407, K.2007/21552

[8] Yrg. 9. HD., T.01.03.2018, E.2018/1780, K.2018/4730

[9] Yrg. 9. HD., T.18.02.2008, E.2007/24595, K.2008/193


İhbar süresi nedir? İstifa eden işçinin ihbar süresi ne zaman başlar? İhbar süresi boyunca maaş alınır mı?

Haberin Devamı

 İşveren de kendi bünyesinde çalışan işçinin iş akdini geçerli nedenlere dayandırarak sonlandırmamışsa sözleşmeyi feshetmek isteyen tarafın diğer tarafa belirli bir süre öncesinde bu durumu yazılı olarak bildirmesi sürecine ihbar süresi denir. Bu sürenin ne kadar olacağı ise, kişinin iş yerindeki kıdemine göre belirlenir.

İstifa Eden İşçinin İhbar Süresi Ne Zaman Başlar?

Hizmet süresi 6 aydan az süren işçiler için ihbar süresi, 2 hafta (14 gün) olarak belirlenmiştir.

Hizmet süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar olan bir işçi ihbar süresi, 4 Hafta (28 gün) olarak belirlenmiştir.

Hizmet süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar olan işçiler için ihbar süresi ise, 6 Hafta (42 gün) olarak belirlenmiştir.

Hizmet süresi 3 yıldan fazla süren işçiler için ihbar süresi, 8 Hafta (56 gün) olarak belirlenmiştir.

Kanunlar tarafından belirtilmiş olan bu sürelere uymak istemeyen taraflar ise, bu sürenin ücretini “ihbar tazminatı” şeklinde karşı tarafa ödemekle yükümlüdür.

Haberin Devamı

İhbar Tazminatı Nasıl Hesaplanır?

6 aydan az ve 2 haftadan çoksa 2 haftalık ücret,

6 aydan çok, 1,5 yıldan az olduğu zaman 4 hafta 4 haftalık ücret,

1,5 yıldan çok ve 3 yıldan az olduğu zaman 6 hafta ve 6 haftalık ücret

3 yıldan daha fazla ve 8 hafta 8 haftalık ücret olarak belirlenir.

İhbar Süresi Boyunca Maaş Alınır mı?

 İhbar tazminatı işçi ve işvereni bağlayan en önemli konular arasında yer alır. Bir işçi çalıştığı iş yerinden ayrılmak istediğinde bunu istifa dilekçesi vererek insan kaynaklarına bildirmesi gerekir. İşçinin bildirim yaptıktan sonra ihbar süresi, tazminatı başlar. İşveren bu durumda işçinin ihbar tazminatı alma şartlarına uyup uyumadığını inceler. Bunu ise, en kısa süre içinde işçiye bildirmek zorundadır.

Haberin Devamı

 İhbar tazminatı konusu, işçi ve işveren arasında pek çok sorunun yaşandığı bir konu olduğundan dolayı hesaplamanın iş kanununa göre doğru bir şekilde yapılması gerekir. İş kanuna göre belirlenmiş olan ihbar sürelerine göre işçinin belirli bir süre çalışmak zorunda olduğunu bilmesi gerekir.

 İşveren de işten ayrılmak isteyen işçilerine ihbar tazminatını iş kanuna göre hesaplayarak vermesi gerekir. İşveren, işten çıkaracağı işçiye bunu önceden bildirmek zorundadır. Bildirim süresinde ise, işçiye günlük olarak 2 saat iş arama izni verilmesi gerekir. İş arama izni verilmeyen işçiye de, çalıştığı süreler için normal çalışma ücretine ek olarak yüzde 100 zamlı bir şekilde ücret ödenmesi gerekir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır