Öksürük vücutta bazı sistemlerde zorluklar yaratabilir. Bunlardan biri de baş ağrısı yapmasıdır. Hangi nedenle öksürük olursa olsun, öksürme esnasında vücuda gerekli oksijenin alınamamasından dolayı baş ağrısı gelişebilir.
Akciğerlerdeki havanın, beyinden gelen öksürme refleksi ile uyarılarak ani dışarı atılması öksürük olarak tanımlanır. Akciğer hastalıkları, akciğer solunum yolları tıkanmaları, üst solunum yolu enfeksiyonları öksürük yapabilir. Alt ve üst solunum enfeksiyon hastalıklarında öksürük belirtisine eşlik eden ateş ve/veya dönem dönem yüksek ateş baş ağrısı yapar. Kişiler, öksürük sonrasında baş zonklaması şeklinde ağrısı olduğunu ifade eder.
İçindekiler
Öksürük fizyolojisi incelendiğinde; kişinin solunum yollarındaki var olan yabancı maddeyi dışarı atmak için beyinden gelen refleks uyarıyla, akciğerlerdeki havayı yabancı maddeyle dışarıya atması olarak tanımlanabilir. Akciğerlerdeki havanın dışarıya çıkarken ses tellerine çarpması ile öksürük sesi ortaya çıkar ki bu da hastalığın ayrıcı tanısında kullanılabilir.
Öksürük ile akciğerlerdeki havanın dışarı atılacağı için, öksürüğün şiddetli ve uzun sürmesi vücudun oksijensiz kalmasına neden olacaktır. Özellikle beyin için önemli olan oksijen, kan yoluyla organlara taşınamaz ve dokulardaki oksijen açlığı nedeniyle baş ağrısı görülür.
Hücrelerin temel besin kaynaklarından biri oksijendir. Oksijen alamayan hücreler ölür. Beyin ve sinir hücrelerinin herhangi bir nedenle oksijensiz kalması ise sinir sistemi üzerinde hasarlara neden olur. Öksürdükten sonra kişiler bu nedenle kendilerinde tüm vücutta halsizlik ve yorgunluk hissederler.
Baş ağrıları incelendiğinde primer (birincil) ve sekonder (ikincil) baş ağrıları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Birincil baş ağrıları grubuna giren öksürüğe bağlı baş ağrılarında, kişilerin oksijen açlığına bağlı baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk gibi tüm belirtileri gösterdiği tespit edilmiştir. Bu hasta gruplarında temiz havaya çıkmak iyi gelecektir. Öksürük şiddetli ve krizler halinde geliyorsa hastaya ”Antitusif” yani öksürük baskılayıcı ilaçlar verilebilir.
Antitusif ilaçlar geçici çözümdür. Alt ve üst solunum yollarındaki vücuda yabancı cismin atılamaması daha büyük sağlık sorunlarına sürükleyebilir. Bu nedenle hastanın öksürük altında yatan neden araştırılmalı ona göre yol izlenmelidir.
Öksürük nedeni balgam ise, kişiye balgam söktürücüler verilerek balgamı daha kısa sürede atması sağlanabilir. Bunun yanı sıra, günlük en az 2-2,5 litre ılık su tüketilmelidir. Bitki çayları, ballı ılık süt, toz zencefil-bal karışımı, kara turp-bal kürü de öksürük için iyi gelen çareler arasındadır. Balgam atılması için beyin öksürük merkezini devreye sokacaktır. Bu nedenle balgam söktürücü tıbbi tedavi veya bitkisel tedavi kullanan kişilerin öksürüklerini baskılamaması gerekir.
Kuvvetli bir öksürük, öksürük krizinden koruyabilir. Kriz anında akciğerlere iki öksürük arasında fazla bir hava alınamadığı için aslında çok da etkili değildir. Bu nedenle solunum egzersizleri yapılarak, akciğerlerin gelişmesi için nefes egzersizleri uygulayarak, akciğer kapasitesi arttırılır ve kriz anında kuvvetli öksürüklerle yabancı maddenin daha kolay çıkması sağlanır.
Öksürüğün seslerine göre hastalığın hangi sisteme ait olduğu anlaşılabilir. Yani diğer bir tabirle ‘Ciğerden öksürüyor’ denilmesinin sebebi akciğer hava akımının ses tellerine çarpması ve çıkan sestir. Daha tok ve kalın çıkan seslerde akciğer kaynaklı olduğu söylenmektedir.
Kriz halinde gelen öksürükte kişinin açık havaya çıkarılması, sıkan kıyafeti varsa rahatlatılması, herhangi bronş daralmasına bağlı solunum yolu hastalığı var ise bronş genişletici ilacının kullandırılması sağlanmalıdır. Kişide şiddetli ve aralıksız süren krizlerde, morarma, halsizlik, yorgunluk görülür ve bazen hasta baygınlık geçirebilir. Bu tamamen beynin oksijensiz kalmasına bağlıdır.
Öksürük sonrası baş ağrısı için, şakak bölgesine masaj uygulaması, beyin kan damarlarındaki kan akımını hızlandıracağından daha hızlı oksijen taşır ve baş ağrısı rahatlamış olur. Bu masaj rahat bir ortamda gözler kapalı şekilde 3-4 dakika kadar uygulandığında daha etkili olacaktır. Saçlı deriye yapılan 5 dakikalık el parmakları ile masaj da yine kan akımını arttıracaktır.
Bu dönemde alınan ağrı kesici ilaçlar, baş ağrısının hafiflemesini sağlayabilir. Ancak içerisinde Sodyum iyonu bulunduran analjezik grubu ilaçlar, vücutta su tutulumuna neden olabileceği için balgamın atılmasında içilen suyu tutabilir.
Derin bir nefes aldığınızda keskin bir göğüs ağrısı ile kendini belli edebilen plörezi nedir? Belirtileri ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç Dr. Fidan Yıldız, sizler için anlattı.
Plörezi nedir?
Plörezi, akciğer zarında sıvı birikmesi anlamına gelir. Sağlıklı bir bireyin akciğerlerinin dış kısmında parietal plevra ve iç duvar kısmındaysa visseral plevra olmak üzere 2 farklı zar tabakası bulunur. Bu zarlar arasında bulunan kaygan sıvı, solunum yaparken akciğerlerin sorunsuz bir şekilde şişip sönmesini sağlar. Bu sıvının salgılandığı yer akciğerin dış zarıdır ve akciğerlerin dışını örten iç zar tarafından emilir. Yaklaşık miktarı 20 ml’dir. Plevra boşluğu dediğimiz 2 zar arasında daima bir hareket halinde olup, miktar düzeyi sabittir. Bazı akciğer hastalıkları, bu sıvının artmasına veya emilimin sağlanamamasına yol açabilir. Bunun sonucunda ise sıvı miktarında artma meydana gelir.
Plörezi neden olur?
Göğüs duvarını ve akciğeri sarmalayan zar tabakaları arasında bulunan sıvı miktarı artışı olarak tanımlanan plörezinin sıklıkla görülen nedenleri; akciğer kanser, akciğer zarı kanseri, akciğer apsesi, verem ve pulmoner emboli olabilir. Bakteri ve virüslerin akciğer dokusunun iltihaplanmasına neden olması olarak tanımlanan zatürre de, plöreziye neden olan önemli bir akciğer hastalığıdır. Bu sıvı miktarındaki artışa neden olan rahatsızlıkların birçoğu aşağıda sıralanmıştır:
Plörezi belirtileri nelerdir?
Plörezi hastalığında; öksürük ve göğüs ağrısı gibi şikayetler ön plandadır. Orta veya yüksek şiddette görülen ağrı sebebiyle, solunum yapmak güç bir hale gelir. Hissedilen nefes darlığı yüzünden; kişi, sırt üstü yatmayı istemez. Ateş, titreme, terleme, üşüme, yorgunluk ve iştah kaybı ise rastlanılan diğer bulgular arasındadır. Hastalığın seyri ilerledikçe; var olan kuru öksürük, yerini çok daha şiddetli ve vücüdu sarsacak öksürüğe bırakabilir. Her öksürükte, sanki sırta bıçak saplanıyor gibidir. Bazı durumlarda bu ağrı, omuz ve karın bölgesine kadar duyulabilir.
Plörezi nasıl tedavi edilir?
Göğüs Hastalıkları uzmanının tanısını netleştirmesini takiben, plöreziye neden olan rahatsızlık da tespit edilir. Çünkü plörezi için uygulanacak tedavi, altında yatan sebebe bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Örneğin: