öğle namazına kaç dakika kala namaz kılınmaz / İkindi vaktinin girmesine beş dakika kala öğle namazı kılınabilir mi? | Sorularla İslamiyet

Öğle Namazına Kaç Dakika Kala Namaz Kılınmaz

öğle namazına kaç dakika kala namaz kılınmaz


1- Sabâh nemâzının vakti

“Sabâh Nemâzının Vakti” için tıklayınız.

2- Sabâh nemâzı ne zamana kadar kılınır?

 Süâl: Bazı kimseler, sabâh nemâzının vakti, öğleye kadar diyerek, müslimânların nemâzlarını kazâya bırakıp harâm işlemelerine sebeb oluyor. Sabâh nemâzının vakti ne zemâna kadardır? Sabâh nemâzı ne zamana kadar kılınır ?

CEVÂB:

Sabâh nemâzının vakti güneşin doğduğu görülünceye kadardır.Doğru nemâz vakitlerini bildiren takvîmlerde, “Güneş” diye bildirilen vakte kadardır.

Bir mahalde, (Sabâh nemâzının vakti), dört mezhebde de, (şer’î gece)nin sonunda başlar. Yani, (Fecr-i sâdık) (imsâk)denilen beyâzlığın şarkdaki (doğudaki) ufk-ı zâhirî (görünen ufuk) hattının bir noktasında görülmesi ile başlar. Sabâh nemâzının vakti, güneşin ön [üst] kenârının, o mahaldeki (yerdeki), ufk-ı zâhirî (görünen ufuk) hattından doğduğu görülünceye kadardır.

Sabâh nemâzını kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu nemâz sahîh olmaz.  Sabâh nemâzında, güneş doğmadan önce sola selâm vererek nemâzı bitirmek şarttır.

Güneş doğarsa, sabâh nemâzı, sabâh kerâhet vakti çıkınca, yani takvîmlerde “İşrak” diye bildirilen vakit girince,  o günkü öğle kerâhet vaktinden önceye kadar (Türkiyede  doğru takvîmlere göre olan öğle nemâzından 20 dakîka kadar önce) sabâh nemâzının farzı, sünneti ile birlikte kazâ edilir.  

3- Güneş doğana kadar

 Süâl: Sabâh nemâzını güneş doğuncaya kadar kılmak câiz mi? (Güneşin doğmasına 15 dakîka kalınca kılmak mekrûh olur) diyenler vardır. Böyle bir şey var mı?

CEVÂB:

Sabâh nemâzını güneş doğuncaya kadar kılmak câizdir.  Güneşin doğmasına 15 dakîka kalınca kılmak mekrûh olur, sözü yanlıştır. Yani mekrûh olmaz. Sabâh nemâzını her mevsimde (İsfâr) etmek, yani ortalık aydınlanınca kılmak müstehabdır. Evinde yalnız kılan, her nemâzını vakti girer girmez kılmalıdır.  Sabâh nemâzını Türkiyede, Türkiye takvîminde yazılı imsâk vaktinden 15-20 dakîka sonra kılmak ihtiyâtlı olur.

Sabâh nemâzını kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu nemâz sahîh olmaz.  Sabâh nemâzında, güneş doğmadan önce sola selâm vererek nemâzı bitirmek şarttır.

4-Ezânı beklemek gerekmez

Süâl: Sabâh nemâzı ezân okununca mı başlar? Sabâh ezânı okununca nemâzımı kılıp yatıyorum; fakat ben yattıktan sonra başka câmi’lerin ezânı okunuyor. Yeniden mi kılmam gerekir?

CEVÂB:

Nemâz kılmak için ezânın okunması değil, vaktin girmesi şarttır. Vakit girmişse, ezân okunmasa da, nemâz kılınır.Bu sebeble yeniden kılmanız gerekmez.

(Sabâh nemâzının vakti), dört mezhebde de, (şer’î gece)nin sonunda başlar. Yani, (Fecr-i sâdık) (imsâk)denilen beyâzlığın şarkdaki (doğudaki) ufk-ı zâhirî (görünen ufuk) hattının bir noktasında görülmesi ile başlar. Sabâh nemâzını, Türkiye takvîminde yazılı imsâk vaktinden 15-20 dakîka sonra kılmak ihtiyâtlı olur.

Ezân bu vakitte okunmasa da, sabâh nemâzının evvel vakti başlar. Sabâh nemâzının vakti, güneşin ön [üst] kenârının, o mahaldeki (yerdeki), ufk-ı zâhirî (görünen ufuk) hattından doğduğu görülünceye kadardır.

5-Güneş doğmadan önce

Süâl: Güneşin doğmasına 2–3 dakîka kalsa, bir kimse, nasıl abdest alır ve nasıl nemâz kılar?

CEVÂB:

Abdest sür’atle alınır, Sünnet kılınmaz. Farzını kılarken, Fâtiha-i şerîfe ile Kevser ve İhlâs sûreleri gibi, kısa zamm-ı sûreler okunur, Rükû’ ve secdelerde tesbihler üçer defa okunur. Teşehhüdde sadece ettehiyyatü okunup, selâm verilir.

6-İmsâk vaktinden  önce

Süâl: Sabâh nemâzını imsâktan önce kılmak câiz midir?

CEVÂB:

İmsâktan önce sabâh nemâzını kılmak câiz değildir.

Çünkü sabâh nemâzının vakti girmemiştir. Bir nemâz, vakti girmeden önce kılınırsa, sahîh olmaz. Hem de, büyük günâh olur. Namâzları vaktlerinden önce ve sonra kılmak harâmdır.

İbni Nüceym Zeyn-ül-Âbidîn, (Kebâir ve segâir) kitâbında buyuruyor ki, (Farz nemâzları [yanlış vakitleri bildiren takvîmlere uyarak] vakti girmeden önce kılmak ve vakti çıkdıkdan sonra kılmak büyük günâhdır.) Sabâh nemâzını, Türkiyede, Türkiye takvîminde  yazılı imsâk vaktinden 15-20 dakîka sonra kılmak ihtiyâtlı olur.

7-İmsâk vaktinde

Süâl: Sabâh nemâzı, Türkiye Takvîmi’nde bildirilen imsâk vaktinde kılınabilir mi?

CEVÂB:

Evet kılınabilir.

Türkiyede, Türkiye takvîminde yazılı imsâk vaktinden, 15-20 dakîka kadar sonra sabâh nemâzını kılmak ihtiyâtlı olur.

8-Nemâzı geciktirmek

Süâl: İşe erken giden kimse, sabâh ezânları geç okunduğu için, vakit girer girmez nemâzını kılabilir mi?

CEVÂB:

Evet kılabilir.

9-Sabâh nemâzının şâhitleri

Süâl: İsrâ sûresinin 78. âyetinde sabâh nemâzı için, (Şâhidli nemâz) ifâdesi geçiyor. Neden şâhidli nemâzdır?

CEVÂB:

Gece melekleriyle gündüz melekleri sabâh nemâzına şâhid olurlar. Yani sabâh nemâzında imâmın arkasında ictimâ ederler, hâzır olurlar. İmâm nemâzını bitirince, gece melekleri oradan ayrılırlar, gündüz melekleri kalır. Gece melekleri Allahü teâlâya, “Yâ Rabbî, biz kullarını sabâh nemâz kılarken bırakdık [onlardan ayrıldığımızda nemâz kılıyorlardı]” derler. Gündüz  melekleri  de,  “Yâ Rabbî, biz senin kullarının yanına vardığımızda onlar nemâz kılıyorlardı.” derler. Allahü teâlâ onlara: Şâhid olunuz ki, ben onları afv ve magfiret etdim, buyurur (Beydâvî ve onun Şeyhzâde hâşiyesi). Bundan dolayı sabâh nemâzı için (Şâhidli nemâz) ifâdesi kullanılıyor.

10-Kazâ edilir.

 Süâl: Sabâh güneşin doğmasına 10 dakîka kala uyanan birisi, hemen abdest alıp sabâh nemâzını kılsa, sonra çamaşırında meni lekesi görse ve ihtilâm olduğuna kanâ’at getirse, sabâh nemâzı borcundan kurtulmuş olur mu?

CEVÂB:

Hayır. Yıkanır, kerâhet vakti çıkınca, nemâzını kazâ eder.
Güneş doğarsa, sabâh nemâzı, sabâh kerâhet vakti çıkınca, yani takvîmlerde “İşrak” diye bildirilen vakit girince,  o günkü öğle kerâhet vaktinden önceye kadar (Türkiyede  doğru takvîmlere göre olan öğle nemâzından 20 dakîka kadar önce) sabâh nemâzının farzı, sünneti ile birlikte kazâ edilir.  

11- Sabâhın farzını üç kılmak.

 Süâl: Dört rek’atlı nemâzlarda yanılıp beşinci rek’atı da kılanın bir rek’at kılması her nemâz için geçerli midir? Meselâ bir kimse, sabâh farzını iki rek’at kılıp, oturdukdan sonra, unutarak üçüncü rek’ata kalksa ve secdeleri de yapsa bir rek’at dahâ mı kılar?

CEVÂB:

Evet bir rek’at daha kılıp nemâzını dört rek’ata tamamlar.

İbni Âbidîn secde-i sehv bâbında, “O kimse bu nâfileye kasden başlamamışdır.” şeklinde buyurulmakdadır.

(Dürr-ül-muhtâr)da, “Sabâh nemâzında dördüncüyü ilâve eder, fetvâ böyledir.”  buyurulmakdadır.

12-Sabâh nemâzını evde cemâ’atle kılmak.

 Süâl: Beyim işe gideceği için sabâh nemâzını imsâktan yirmi dakîka sonra berâber kılıyoruz, mahzûru var mı, beyim ezân okusa olur mu?

CEVÂB:

Mahzûru yoktur. Beyiniz ezân okursa iyi olur.

13-Şâfi’î mezhebinde sabâh nemâzı.

Süâl: Şâfi’î mezhebinde sabâh nemâzı ne zemân kılınır?

CEVÂB:

Evvel vaktinde kılınır.

(El-fıkh-u alel-mezâhib-il erbe’a) kitâbında şöyle bildirilmektedir. “Şâfî’îlerde  “Fazîlet vakti”,  vaktin evvelinden üç çeyrek mikdârı (45 dakîka)  geçmesine kadardır. Bu vaktin bu şekilde adlandırılması, nemâzın bu vakitte kılınmasının, bundan sonra kılınacak olan nemâzdan efdal olmasına binâendir. Bu kısm “Fazilet Vakti”, beş vakit nemâzın hepsinde bulunur.”

14-Sabâh  nemâzına kalkmak.

Süâl: Ba’zen  sabâh nemâzına kalkamıyorum, çok üzülüyorum, Sabâh nemâzına kalkmak için ne yapmak lâzımdır?

CEVÂB:

Sabâh nemâzlarına uyanmak isteyen,yatsıyı kılınca hemen yatmalıdır ve gece, boş şeylerle uykusuz kalmamalıdır.

Bir kimse yatacağı vakit, (İnnâ a’taynâ) sûresini okusa ve sonra, (Yâ Rabbî! Beni sabâh nemâzına vaktiyle uyandır) derse, Biiznillâhi teâlâ, o kimse, sabâh nemâzına, vaktiyle uyanır.

Mâide sûresinde Allahü teâlânın yaratması için, vesîleye, ya’nî sebeblere yapışmak emr olunmakdadır. Te’sîri kat’î olan sebeblere yapışmak farzdır. Sebeblere yapışmak, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” sünneti ve âlimlerimizin âdetidir. İnsan, istediği şeyin sebebine yapışarak, ona kavuşur.

Sabâh nemâzına kalkmak için de sebeblere yapışılmalıdır. Meselâ; çalar sâat kurulmalı, cep telefonu  alarmı ayârlanmalı, gece o vakitte uyanık olduğu bilinen birisine, telefon ederek, kendisinin uyandırılması için tenbîh edilmelidir.  Sabâh nemâzına kalkmak niyetiyle,  çalar sâat dâhil,  bu gibi sebeblere yapışmak da  ibâdetdir.

15-Sabâhın sünnetini evde kılmak.

 Süâl: Babam, dahâ ezân okunmadan  sabâhın sünnetini evde kılıp, câmi’de de farzını cemâ’atle kılabilir mi?

Sabâh nemâzının sünnetini, imsâk vakti girdikten 15-20 dakîka sonra  evde kılıp, farzını câmi’de cemâ’atle kılabilir.

Bir nemâz vaktinin başlaması için mühim olan, o nemâzın vaktinin girmesidir. Vakit girdi ise nemâz kılınabilir. Ezânı beklemeye gerek yoktur.

Peygamberimiz “aleyhissalâtü vesselâm” buyurdu ki, (Benim câmi’mde [Medînedeki] iki rek’at nemâz kılmak, başka câmi’lerde bin rek’at nemâzdan dahâ hayrlıdır.) Yine buyurdu ki: (Her kim sabâh nemâzının sünnetini evinde kılsa, benim câmi’mde kılmakdan efdaldir.)

16- Sabâh nemâzının farzından sonra sünnetini kılmak.

 Süâl: Bazı kimseler, imâmla sabâh nemâzının farzını kıldıktan sonra, kılamadılar ise, o günkü sabâh nemâzının sünnetini kılıyorlar. Bu doğru mudur?

CEVÂB:

Doğru değildir.

Sabâh nemâzının farzından sonra, nâfile nemâzı kılınmadığı gibi, sabâh nemâzının sünneti de kılınmaz.

Yalnız nâfile kılmak mekrûh olan iki vakt vardır.

Birincisi, sabâh Fecr-i sâdık [tan yeri] ağardıkdan, güneş doğuncaya kadar, sabâh nemâzının sünnetinden başka nâfile kılınmaz.

İkincisi, ikindiyi kıldıkdan sonra, akşam nemâzından önce nâfile kılmak tahrîmen mekrûhdur.

 

TÜRKİYE TAKVİMİ
VAKİT HESÂBLAMA HEY’ETİ BAŞKANLIĞI
E-posta adresimiz: [email protected]

Sual: S. Ebediyye’de, (Sabah namazının farzından sonra, güneş doğuncaya kadar nafile kılmak, tahrimen mekruhtur. Sabah namazının sünnetini farzdan önce kılmamışsa, bunu da farzdan sonra kılması mekruhtur, fakat kaza kılmak mekruh olmaz) deniyor. Farzı kaza etmek mekruh olmadığına göre, vacib olan vitrin kazası, sabahın farzından sonra kılınabilir mi? Mesela, vitir unutulup sabahın vakti girmişse, önce vitir kaza edilemez mi?
CEVAP
Tertip sahibi olanın, önce vitri kaza etmesi lazımdır. Kaza etmezse sabah namazı sahih olmaz. Sabah namazına başlamadan veya namaz arasında iken, vitri kılmadığını hatırlayan kimsenin, sabah namazı sahih olmaz. Güneş doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu hâlde sabah sahih olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı da kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur. Vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar. Vaktin namazına başlarken veya namaz içindeyken, kazası olduğunu unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namazı sahih olur. Çünkü unutmak özürdür. (Seâdet-i Ebediyye)

Sabah namazının son vakti
Sual: Sabah namazının son vaktinin, güneş doğana kadar olduğunu biliyoruz. Ama babaannem güneşin doğup doğmadığına bakmadan, ne zaman uyanırsa, o zaman sabah namazını kılar. Babaannem gibi böyle yanlış kılan kimseler de vardır. Geçen, Afrika’dan gelen, Mâlikî mezhebinde olduğunu söyleyen bir gençle görüştüm. (Bizde herkes, güneş doğsa bile uyanınca kılar) dedi. Ona, (Demek siz de babaannem gibi sabah namazının son vaktini bilmiyorsunuz) dedim. Dört mezhepte de, sabah namazının son vakti güneş doğana kadar değil midir?
CEVAP
Evet, Mizan-ül kübra, El-fıkh-ü alel-mezahib-il-erbea, Redd-ül-muhtar, Hindiyye ve diğerbütün fıkıh kitaplarında böyle bildirilmektedir. Güneş doğana kadar kılınmazsa artık kazaya kalmış olur. Mekruh vakit çıktıktan sonra kaza edilir.

Öğle kerahat vakti
Sual: Öğle namazına kaç dakika kalana kadar kaza veya nâfile namaz kılınır?
CEVAP
Öğleye yaklaşık 20 dakika kalana kadar kaza ve nâfile namaz kılınır. Bu süre, mevsimlere ve şehirlere göre değişir. www.turktakvim.comsitesinde her şehir için mevcuttur. Tam İlmihal’de deniyor ki:
Güneşin zevalde olması, semadaki şer’i zeval mahalli olan dairenin içinde bulunmasıdır. Yani hakiki zeval vaktinden temkin zamanı evvel ve sonra olan iki vakit arasındaki zamandır. Bu zaman, öğle namazı vaktinden İstanbul için, 20 dakika evvel başlamaktadır. (S. Ebediyye)

Mekruh vakitte
Sual: İkindi namazını kerahat vaktine geciktirmek tahrimen mekruhtur. Böyle tahrimen mekruh olarak kılınan namazın kazası lazım mıdır?
CEVAP
İkindi namazını kerahat vaktinde kılmak değil, o vakte bırakmak günahtır. Kerahat vakti de olsa kılmak farzdır. Kerahat vaktinde de kılınsa, namaz kılınmış olur, kazası gerekmez.

Sual: Cuma günü, camiye gelenlerin, vakit girmeden önce herhangi bir namazı kılmasının mahzuru var mıdır?
Cevap:
Güneş tepede iken, yani öğle namazının vaktinden evvel olan zaman içinde, her namazı kılmak haramdır. Bu zamanda, her namazı kılmanın, cuma günleri de haram olduğu sözü daha kuvvetlidir.

Sual: Namaz kılması mekruh olan vakitlerde, tilavet secdesi yapılmaz mı, cenaze namazı da kılınmaz mı?
Cevap:
Güneş batarken, yalnız o günün ikindi namazının farzı kılınır. İmâm-ı Ebû Yusuf'a göre, Cuma günü güneş tepede iken, nafile kılmak mekruh olmaz ise de, bu kavil zayıftır. Namaz kılması mekruh olan üç vakitte önceden hazırlanmış cenazenin namazı, secde-i tilavet ve secde-i sehiv de caiz değildir. Hazırlanması bu vakitlerde biten cenazenin namazını, bu vakitlerde kılmak caiz olur.

Sual: Nafile namazlar her vakitte kılınabilir mi yoksa nafile namazın kılınmadığı vakitler de var mıdır?
Cevap:
Yalnız nafile kılmanın mekruh olduğu iki vakit vardır. Birincisi, sabah tan yeri ağardıktan, güneş doğuncaya kadar, sabah namazının sünnetinden başka nafile kılınmaz. İkincisi ise; ikindiyi kıldıktan sonra, akşam namazından önce nafile kılmak mekruhtur. Cuma günü imam hutbe okumak için minbere çıkınca ve müezzin ikamet okurken, diğer namazlarda imam namazda iken nafileye, yani sünnete başlamak mekruhtur. Yalnız sabah sünnetine başlamak mekruh değildir. Bunu da saftan uzak veya direk arkasında kılmalıdır. Cuma günü imam hutbe okumak için minbere çıkmadan önce başlanan sünneti tamamlamalı denildi.

Namaz kılması mekruh olan vakitler
Sual: Her türlü namazın kılınmasının mekruh olduğu vakitler var mıdır, varsa bunlar hangi vakitlerdir?
Cevap:
Hanefi mezhebinde namaz kılınması tahrimen mekruh olan üç vakit vardır. Bu üç vakit; güneş doğarken, batarken ve zeval vaktinde yani gündüz ortasında ikendir. Bu üç vakte, Kerahet zamanı denir. Bu üç vakitte başlanan farzlar sahih olmaz. Nafileler sahih olursa da, tahrimen mekruh olur. Bu üç vakitte başlanan nafileleri bozmalı, başka zamanlarda kaza etmelidir.

Güneşin doğması, üst kenarının zahiri ufuk hattından görünmeye başlayıp, bakamayacak kadar parlamasına yani Duha vaktine kadar olan zamandır. Duha vakti, güneşin tuluundan takriben 40 dakika sonradır. Bu iki vakit arasındaki zaman, yani tulu ve duha vakitleri arasındaki zaman, Kerahet zamanıdır. Duha vakti olunca, iki rekat İşrak namazı kılmak sünnettir. Bu namaza Kuşluk namazı da denir. Bayram namazı da, bu vakitte kılınır.

Güneşin batması da, tozsuz, dumansız, berrak bir havada, ziyanın geldiği yerlerin veya kendisinin bakacak kadar sararmaya başladığı vakitten batıncaya kadar olan zaman demektir. Bu vakte İsfirâr-ı şems zamanı denir.

Namaz kılması tahrimen mekruh olan vakitlerde, Kur’ân-ı kerim okunabilir, tesbih çekilebilir ve dua yapılabilir. Yalnız tilavet secdesi yapılmaz. İkindi namazının vaktinden sonra gelen mekruh vakitte, o günkü ikindi namazı, o vakte kadar kılınamamış ise, sadece o günkü ikindinin farzı kılınabilir.

Sual: Güneş batmak üzere iken, o günkü ikindiyi kılamayan bir kimse, ikindinin farzını bu vakitte kılabilir mi?
Cevap:
Güneş batarken, yalnız o günün ikindi namazının farzı kılınır. İmâm-ı Ebû Yûsuf hazretlerine göre, cuma günü güneş tepede iken, nafile namaz kılmak mekruh olmaz ise de, bu kavil zayıftır. Namaz kılması mekruh olan üç vakitte önceden hazırlanmış cenazenin namazı, secde-i tilavet ve secde-i sehiv de caiz değildir. Hazırlanması mekruh olan bu vakitlerde biten cenazenin namazını, bu vakitlerde kılmak caiz olur.

İkindi namazına on dakika kala, öğle namazı kılınabilir mi?

Evet, ikindi namazına on dakika kala, öğle namazı kılınabilir.

Bu kısa cevaptan sonra, soruda geçen konulara cevap vermeye çalışalım:

Cevap 1:

Şafii mezhebine göre, herhangi bir namazın bir rekatın tamamı vakit içinde kılınırsa, o namaz sahihtir ve (kaza değil) edadır. Ancak bir rekattan sonra

namaz vakti çıkarsa, kişi -namazın tamamını kazaya bırakmaktan daha az- günahkâr olur. (bk. Nevevi, el-Mecmu,3/62;  el-Cezeri, el-fıkhu ala’l-mezahibi’l-erbaa, 1/166)

- Bir namazı, örneğin öğle namazını dört rekatı da vaktin içinde kılmak mümkün olduğu zamana kadar tehir dilmesi ittifakla caizdir. (bk. el-Mecmu, a.g.y)

- Şafii alimlerinin çoğuna göre, öğle namazının üç vakti vardır:

a) Fazilet vakti: (güneşin zevalinden itibaren başlayan) namazın ilk vakti.

b)İhtiyar vakti: Vaktin sonuna (ikindi namazına) kadar.

c)Mazeret vakti: Seferi veya yağmurda öğle vaktini ikindi namazına tehir etmek/cem-i tehir yapmak. (bk. el-Mecmu, 3/24;  Şerhu’r-Ravda’t-talib, 1/115-116)

- Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, öğle namazının tamamını eda edecek şekilde bir vakit kalıncaya kadar bu namazı tehir etmek -fazilet sevabı kaybolsa da-caizdir.

Buna göre ikindi namazına 10 dakika kalıncaya kadar öğle namazını kılmak caizdir. Kaynaklarda bunun mekruh olduğuna dair bir kayda rastlayamadık.

Cevap 2:

Şafii mezhebinde bir kimse Fatiha'da şaşırdığı zaman, ilgili ayeti tekrar okuması yeterlidir.

- Bir kimse Fatiha suresini "En'amte aleyhim"e kadar okuduktan sonra,

(bir yanlış yaptığını düşünerek) dönüp tekrar "Maliki yevmiddin"den başlayıp surenin sonuna kadar okursa namazı bozulmadığı gibi, kıraati de geçerlidir. Fakat, eğer "Maliki yevmiddin" ayetini tekrar ettikten sonra diğer ayetleri (daha önce okuduğu için) bırakıp "En'amte aleyhim" den devam etse, namazı bozulmaz, fakat Fatiha'yı yeninden okuması gerekir. (bk. Nevevi, el-Mecmu', 3/358)

- Bir kimse Fatiha suresinden bir kelimeyi şaşırıp -manayı bozacak şekilde- okursa, selam vermeden önce yanlışlığını fark edip bu kelimeyi doğru olarak okuyup sehiv secdesini yaparsa, namazı bozulmaz. "En'amte" kelimesini "En'amtu" şeklinde okumak gibi..

Eğer bir kelimeyi manayı bozacak şekilde kasten/bilerek yanlış okursa, fasık olur, hatta dinden çıkar, namazı zaten batıl olur. Çünkü bu kişi Allah’ın kitabı ile alay etmektedir.

- Şayet  manayı bozmayacak bir hata yapılırsa, mesela "İhdina""Ehdina" ; "Nesteinu"yu "nesteini" şeklinde okursa namazı bozulmaz, sehiv secdesi de gerekmez. (bk. Maverdi, el-Havi, 2/324)

- Şunu da belirtelim ki, Şafii mezhebinde -gerektiği yerde yapılan- sehiv secdesi de vacip değil, sünnettir. Bu bakımdan sehiv secdesini yapmayanın da namazı bozulmaz. (bk. Esna’l-Metalib, 1/187)

Cevap 3:

Şafii mezhebinde Akşam, Yatsı, Sabah namazlarında sesli; öğle, ikindi namazlarında sessiz  okumak müstehab/sünnettir. Sesli yerlerde sessiz; sessiz yerlerde sesli okumak, namazı bozmaz, sehiv secdesi de gerekmez. Ancak bunu bilerek yapmak mekruhtur. (Nevevi, el-Mecmu', 3/390-391)

- Başka kimselerin olduğu yerde hafif bir şekilde sesli okumak kişiyi mekruh işlemekten kurtarır.

- Bir sünneti işleyen kimsenin uygun bir sevap kazanması söz konusu olduğu gibi, bir sünneti terk eden kimsenin de bu sevaptan mahrum kalmasından daha tabii bir şey olamaz.

- Bununla beraber, Hz. Peygamberin gece namazlarında hem sesli, hem sessiz okuduğuna dair sahih hadis rivayetleri vardır. (bk.Nevevi, a.g.e, 3/391-92)

Cevap 4:

Tesbihatın hadislerle sabit olan kısmı, Şafilerle Hanefilerin ortak olduğu bir konudur.

Yani;  Tahmid, Tesbih ve Tekbirleri 33’er defa yapmak ve ardından da dua etmek sahih hadislerle sabit olan bir husustur.

- Şafiilerin farklı bölgelerinde –bu bilinen tesbihlerin dışında- farklı usullerle fazladan bazı tesbihler yapılır. Örneğin, bazı yerlerde  yalnız sabah- akşam onar defa “la ilahe illallahu vahdehu…” tesbihi yapılırken, diğer bazı yörelerde ikindi namazından sonra da bu tesbih yapılır.

Ayrıca Şafiilerde “..bi adedi külli dain..” şeklindeki salavat-ı şerife getirilir.

Kelime-i tevhidin ve salavatın aslı da sünnette vardır.

Bir Şafi alimi olan Bediüzzaman hazretleri de ayrıca tesbih ve tevhidle ilgili bir iki duayı da yapmış ve tavsiye etmiştir. Bu konuda fazla detaylara girmeden sorunuza şöyle cevap verebiliriz:

- Hanefilerin namazdan sonra yaptıkları tesbihlerle yetinmekte bir sakınca yoktur. Zaten resmi camilerde bu tesbihat yapılır. Cami cemaatinin daha uzun tesbihatı yapmaya zamanı da yoktur, mecali de yoktur.

- Şafiilerde kısa tesbih dedikleri, camilerde yapılan tesbihtir. Uzun dedikleri ise, yukarıda kısaca belirttiğimiz şeklidir.

Özellikle işi-gücü olan kimselerin kısa tesbihatı yapması, bunu terk etmemesi önemlidir. Hatta camide veya namaz kıldığı yerde olmazsa bile dışarıda yürürken bunu yapmaktan kaçınılmamalıdır. Çünkü bu tesbihat Hz. Peygamberin evradıdır. Hz. Peygamberin velayet kanadı en büyük velilerin velayetinden ne kadar büyükse, onun tesbihat gibi evradının fazileti de tarikat ehlinin çektiği evraddan o derece büyüktür..        

Cevap 5:

Şafii mezhebinde bu konuda iki ayrı görüş vardır:

a) Bedenin açık menfezlerinden içeri giren her şey orucu bozar.

Bu görüşe göre, erkek veya kadın olsun, bir kimsenin ön veya arkasından sıvı veya katı bir maddenin girmesi -barsak veya mesaneye ulaşmasa da- orucu bozar. En sahih olan görüş budur.

b) Bu ikinci görüşe göre, orucu bozması için bir şeyin bedenin açık menfezlerinden “cevf=iç” denilen bir yere girmesi yetmez. Ayrıca girdiği yerin gelen maddeleri istihale etmesi gerekir.

Bu görüşe göre barsak veya mesaneye varmayan, tenasül organın sadece ucundan içeri giren pamuk gibi şeyler orucu bozmaz. (bk. Ravdatu’t-talibin, 2/356-57; Muğni’l-muhtaç, 1/155-156)

Sorularla İslamiyet

Öğle namazı ne zaman ve saat kaça kadar kılınır?

Haberin Devamı

Öğlen namazı kılınması farz bir namaz olmasından dolayı, pek çok inan insanın merakla araştırmaya yöneldiği ve hakkında bilgi sahibi olmak istediği bir konu olma özelliği barındırmaktadır.

Öğle Namazı Ne Zaman Kılınır?

 Öğle namazı 4 Rek'ât Sünnet, 4 rek'ât farz, 2 rek'ât son sünnet olması itibariyle toplamda 10 rek'ât olan bir namazdır. Öğlen namazı ile alakalı olarak insanların en fazla merak etmekte olduğu konu öğlen namazının ne zaman kılındığı olmaktadır. Her farz namazda olduğu gibi öğlen namazının da kılınabileceği bir vaktin varlığı söz konusudur.

 Buna göre güneş gökyüzündeki konumu itibari ile tam ortadan geçtikten sonra kılınan bir farz namazdır. Güneşin tam gökyüzünün ortasında bulunduğu vakitte ise hiç bir vakit namazın kılınması caiz değildir. Öğle namazı, çoğunlukla sabah namazından 7-8 saatlik bir zamanın sonrasında kılınır. Kimi zaman sabah vakti ile öğle vaktinin arası, öğle ile yatsı arasından fazla olabilmektedir.

Haberin Devamı

Öğle Namazı Saat Kaça Kadar Kılınır?

 Öğle namazı ile alakalı olarak çok sık sorulan sorulardan biri de öğle namazı saat kaça kadar kılınır sorusu olmaktadır. Bu bakımdan öğle namazının saat kaça kadar kılınabileceğinin cevabı çok önemlidir. Çünkü bu soruya cevap arayanların büyük bir çoğunluğu internetten yararlanmaktadır. Bu anlamda konu ile ilgili olarak doğru ve anlaşılır bir bilgi verilmesi önemli bir konudur.

Öğle Namazı vakti güneş gökyüzünün tam ortasında bulunmakta olduğu konumu bir miktar geçtiğinde başlar. Öğlen namazının kılınabileceği zaman dilimi ise öğlen namazı vaktinin girmesinden ikindi vaktinin girmesine kadar olan zaman aralığıdır. Bu kapsamda öğlen namazını kılacak olan bir kişi ikindi vakti girinceye kadar öğlen namazını kılabilir. İkindi namazı vakti girdiğinde ise öğlen namazı vakti sona ermiş olmaktadır. Bu yüzden ikindi namazı vakti girmeden öğlen namazının kılınmış olması gerekmektedir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır