ölüm korkusu duası / One moment, please...

Ölüm Korkusu Duası

ölüm korkusu duası

Korku Duası: Korkarken Ve Endişeliyken Okunacak Dualar Nelerdir?

Haberin Devamı

Öneri:
Ayetel Kürsi

Korku Duası Oku

 İnsanların genel olarak korktuklarında Allah'a sığınma, dua etme gibi bir mekanizmaları vardır. Bunun yanı sıra insanlar koltuklarında okuyabilecekleri bir duada vardır. Çok çeşitli dualar olmasının yanı sıra bu dua genel de tercih edilir: Euzü bi-kelimatillahi't-tammeti min gadabihî ve ikâbihî ve şerri ibâdihî ve min hemezati'ş-şeyetîni en yahdûrun. Anlamı ise: Allah'ın gazabına uğramaktan, O'nun cezasından, kullarının şerrinden ve bana gelmelerinden Allah'ın tam kelimelerine sığınırım.

Korkarken ve Endişeliyken Okunacak Dualar Nelerdir?

 Korkarken veya endişeliyken insanlar kendilerini kötü hissederler. Bu duygudan kurtulmanın yollarını ararlar. Bunun başında, bu duygudan arınmanın en temelinde dua etmek ve Allah'a sığınmak gelir. İnsanlar dua ederek bu korkularını hafifletebilirler. Bu dualara örnek Nas suresi, Felak suresi, Fatiha suresi verilebilir. İnsanlar özellikle gece korkuyorsa uyumadan Felak ve Nas suresini okuyup uyumaları, uykuda korkmamalarını sağlar.

Haberin Devamı

Her Türlü Tehlikeye Karşı Okunacak Dua

Okunuşu

'Bismillahillezi la yedurru me'asmihi şey'un fi'l-ardı ve la fis-sema'i ve huves-semiul-alim.''

Anlamı

İsminin anılması ile birlikte, ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın adıyla. O, hakkıyla her şeyi işiten ve kemaliyle bilendir.

Ayetel Kürsi Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim

Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm,

lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih,

ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm,

velâ yü-hîtûne bi'şey'in min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard,

velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim.

Nas Suresi Okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm.

Kul e'ûzü birabbinnâs

Melikinnâs

İlâhinnâs

Min şerrilvesvâsilhannâs

Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi

Minelcinneti vennâs

Felak Suresi Okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm.

Kul e'ûzü birabbil felak

Min şerri mâ halak

Ve min şerri ğasikın izâ vekab

Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad

Ve min şerri hâsidin izâ hased

Ankara, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti, Ankara ilinin merkezi, Türkiye'nin en kalabalık ikinci ve dünyanın en kalabalık otuz sekizinci kenti. Topraklarının büyük bölümü İç Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Sakarya bölümünde yer alır. Türkiye'nin coğrafi merkezine yakın olduğu için, hem konum hem de işlev itibariyle Türkiye'nin kalbi benzetmesi yapılır.

Ankara, doğuda Kırşehir ve Kırıkkale; batıda Eskişehir; kuzeyde Çankırı; kuzeybatıda Bolu ve güneyde Konya ve Aksaray illeri ile çevrilidir.

Ankara, Orta Anadolu' nun kuzeybatısında bulunan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin kollarının oluşturduğu ovalarla kaplı bir bölgedir. Bu bölgede orman alanları ile step ve bozkır alanlarını bir arada görmek mümkündür.

Akarsu boylarında sıralar halinde görülen iğde, söğüt ve kavak ağaçları step içerisinde yer alır. Ankara çevresinde plato üzerinde yükselen münferit dağlar ile kuzeydeki dağlık sahada ise yağışlardaki artış yüzünden orman örtüsü kendini belli etmeye başlar.

Eski Ankara mutfağı evin en büyük kısmını meydana getirir. Bir tarafta ocak ve tandır, bir tarafta kışlık erzakın muhafaza edildiği kiler bulunurdu. Ankara yemekleri oldukça çeşitlidir. Çorbalar; aş, dutmaç, keşkek, miyane, sütlü, tarhana ve toyga çorbaları, et yemekleri; Ankara tavası, alabörtme, calla, çoban kavuması, ilişkik, kapama, orman kebabı, patlıcanlı et, sızgıç, siyel, siper, pilavlar; bici, bulgur pilavı, oğmaç aşı, pıt pıt pilavı, dolmalar; efelek dolması, mantı, şirden dolması (humbar), yalancı dolma, börekler- çörekler; alt-üst böreği, ay böreği, bohça, entekke böreği, hamman, kaha, kol böreği, papaç, Pazar böreği, tandır böreği ve yalkı yemeklerden bazılarıdır.

https://isbh.tmgrup.com.tr/sbh/2017/10/01/ankara-1506863429956.jpg

Başkent Ankara'ya geldiğinizde ilk ziyaret etmeniz gereken yerdir Anıtkabir. Şehre tepeden bakan ve bozkırı kucaklayan bir manzarası olan Anıtkabir, Türk milletinin kalbinin attığı yerdir. 9 yılda tamamlanmıştır ve süslemelerinden heykellerine, kabartmalarından kulelerine kadar pek çok anlam yüklüdür her detayında.
Geçmişten bugüne gelebilen birçok tarihi esere en güzel şekilde ev sahipliği yapar başkent Ankara ve çevresi. Bu eserlerden en bilinenleri ve en sık ziyaret eidlenleri; Ankara Kalesi, Hitit Güneş Kursu Anıtı, Camlı Köşk, Zafer Anıtı, Başköy Kalesi, Augustus Tapınağı, Kayabaşı Mozaiği, Zağfiran Hanı ve Güvenpark Anıtıdır.
Ankara'da o kadar çok müze vardır ki, gezerken başınız dönebilir ve gezmeye hangisinden başlayacağınıza şaşırabilirsiniz. Türk Hava Kurumu Müzesi, Ankara Oyuncak Müzesi, ODTÜ Müzesi, Meteoroloji Müzesi, Mehmet Akif Ersoy Müzesi, Kurtuluş Savaşı Müzesi, Ankara Etnografya Müzesi ve Ankara Tabiat Tarihi Müzesi'ni gezi listenize ekleyip, en yakın olduğunuzdan başlayabilirsiniz gezmeye.
Devamı
SON DAKİKA

Ölüm korkusu nedir ve ölümden korkan kişi ne yapmalı? Ölüm anı ile ilgili ayet ve hadisler

Ölüm korkusu nedir ve ölümden korkan kişi ne yapmalı? Ölüm anı ile ilgili ayet ve hadisler

"Yeryüzündeki her canlı yok olacak." (Rahman, 55/26) ayeti, ölümün er ya da geç muhakkak bize uğrayacağını hatırlatmaktadır. Bizde ölümün her an bizi yakalayabileceği düşüncesi içerisinde olup kendimizi ona göre ahirete hazırlamalıyız. Peki ölüm hak iken ölüm korkusu yaşamamız normal mi? Sekerat-ü'l Mevt ile Tefekkür-ü Mevt nedir? Ölüm anı ile ilgili hadis ve ayetler ile ölüm anı..

İster beklenen bir şey olsun ister yakın kişilerden birdenbire gelen ölüm haberi, hem bedensel hem de psikolojik anlamda insanı yıkan durumlardan biridir. Ölümün değil gerçekleşmesi, konuşulması bile oldukça rahatsız edicidir. Özellikle de ölümcül koronavirüs gibi salgın hastalıkların kol gezdiği toplum içerisinde bu ve benzeri hastalıkların yaygınlaşması beraberinde gelebilme ihtimali olan ölüm psikolojisi ise kişinin ruhsal durumunu oldukça negatif etkilemektedir. Ölümle ilgili kendimizi kötü hissetmemizin altında yatan temel etkenin, ölüm korkusu olduğu ve buna bağlı olarak da ölümle ilgili düşüncelerin bastırıldığı düşünülür. Kimine göre doğru kimine göre yanlış olan bu durumda ölüm kaygısının 'normal' denilebilecek boyutu var mıdır? Ölüm acısını herkes duyar mı? Ölüm anı neler yaşanır? Ölüm ile ilgili hadis ve ayetler..

İslamiyette baş gösteren hastalıklar! Salgın ve bulaşıcı hastalıktan korunma duasıİLİŞKİLİ HABERİslamiyette baş gösteren hastalıklar! Salgın ve bulaşıcı hastalıktan korunma duası

HERKESTE VAR OLAN BİR DUYGU: ÖLÜM KORKUSU

Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgilere göre, hayatın bitmesinden çok ölüm esnasında hissedilecek acı ve tek başına kalma hissi insanı ölümle ilgili daha çok korkutmaktadır. Toplum içerisine baktığımızda 'Ölümden korkmuyorum' şeklinde kurulan heybetli cümlelerde bile kişi aslında, korkusunu kendisine ya da başkalarına açıklamaktan çekindiği ya da dillendiremediği için söyleyemez ve bu şekilde kendi kendini bastırmaya çalışır.

''BHUTAN'IN İNSANLARI HER GÜN 5 DEFA ÖLÜMÜ DÜŞÜNÜYOR''

Hastalık için en etkili mucize dualar! Hastanın şifa bulması için hangi dua okunur? İLİŞKİLİ HABERHastalık için en etkili mucize dualar! Hastanın şifa bulması için hangi dua okunur?

SEKERATÜ-L MEVT  VE TEFEKKÜR-İ MEVT NEDİR?

Dini kaynaklara baktığımızda "Sekeratü'l-Mevt" teriminin kelime anlamı 'ölüme delalet eden ölüm baygınlığı' anlamına gelmektedir. Her canlı ölümü tadacağından dolayı bazı kimseler müstesna olup ölüm acısı olan sekerat-ü'l mevt'i de yaşayacaktır. Peygamber Efendimiz (SAV), bile ölüm anında yaşanan sekerat- mevt için yardım istemiş ve şöyle dua etmiştir: "Allahım, sekerat-ı mevtte (ölüm zahmeti ve baygınlığında) bana yardım et." (İbn Mace, Cenaiz, 64; Tirmizi, Cenaiz, 8)

Rivayetlere göre Hz. Aişe (r.a), "Rasulullah (asm), benim midemle boğaz çukurum arasında (göğsümde) olduğu hâlde vefat etti. Rasulullah (asm)'den gördüğüm şeyden sonra, ölümün şiddetini kimse için çirkin saymam." (Nesai, Cenaiz, 6) demiştir.

Bazı alimler Sekerat-ü'l Mevt acısı için şu görüşlerde bulunmuşlardır:

1- Manevi anlamda derecenin daha yukarılara çıkması için Allah (c.c), ızdırabı ölüm esnasında çektirebilir. Peygamberlerin ve ihlaslı kullarının bile sekerat-ı mevtlerinin şiddetli olması bu durumdan kaynaklanıyor olabilir. 

2- Allah (c.c), günahlarını bağışlamak istediği kullarının çektiği acı günahlarına kefaret olsun diye sekerat-ı mevtlerini şiddetli edebilir. Ölüm sırasında duyulan acı ve ıstırapların, günahlara kefaret olacağını idrak eden Ömer b. Abdulaziz (v. 101/720) de şöyle diyor:

ölüm acısı

ölüm acısı

"Bana ölüm sekeratının kolaylaştırılmasını istemem, arzu etmem. Çünkü o, mü'minin günahlarını örten ve derecesini yükselten son kefarettir." (İbn Hacer, Fetfu’l-bari, 11/365) 

Tefekkür-ü Mevt ise, ölüm anı gelmeden ölümün bilincinde olmaktır, hatırlamaktır. Ölümün er yada geç geleceğinin şuuru ile Allah (c.c) yolunda ilerlemeye çalışmak ve onun huzuruna hazırlanmaktır.

Tövbe duası nasıl okunur? En etkili tevbe istiğfar duaları! Günahların affına tövbe duasıİLİŞKİLİ HABERTövbe duası nasıl okunur? En etkili tevbe istiğfar duaları! Günahların affına tövbe duası

ÖLÜMLE İLGİLİ AYET VE HADİS-İ ŞERİFLER

Bir sahabi Peygamber Efendimiz (SAV)'e şöyle sorar: “Hangi mümin daha akıllıdır yâ Rasulallah?” diye sordu. Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu: “Ölümü sıkça hatırlayıp, ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir. İşte gerçek akıllı insanlar onlardır…” (İbn-i Mâce, Zühd, 31)

“Zevkleri bıçak gibi keseni -ölümü- çok hatırlayın!” (Tirmizî, Zühd, 4)

sekerat-ü

sekerat-ü

“Ölümü ve öldükten sonra ceset ve kemiklerin çürümesini hatırlayın. Âhiret hayatını isteyen, dünya hayatının süsünü terk eder.” (Tirmizî, Kıyâmet, 24

 “Ben yaptığım hiçbir şeyde, kulumun canını alırken gösterdiğim tereddüt kadar tereddüt göstermedim. Çünkü o ölümden hoşlanmaz; ben de onun hoşlanmadığı bir iş yapmayı sevmem.” (Buhari, Rikak, 38)

De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O size (bütün) yaptıklarınızı haber verecektir. (CUM'A/8)

“Hele can boğaza dayandığı zaman, o vakit siz bakar durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.” (el-Vâkıa, 83-85)

Cenaze namazı sevabı! Cenaze namazı nasıl kılınır, hangi dua okunur? Ölünün arkasından ağlamak

İLİŞKİLİ HABER

Cenaze namazı sevabı! Cenaze namazı nasıl kılınır, hangi dua okunur? Ölünün arkasından ağlamakÖlmeden önce ahirete hazırlık için ne yapmalıyız? Ölüme nasıl hazırlanılır?

İLİŞKİLİ HABER

Ölmeden önce ahirete hazırlık için ne yapmalıyız? Ölüme nasıl hazırlanılır? Cenazenin yüzünü açıp bakmak caiz mi? Ölünün yüzüne kimler bakamaz? Ölen eşe bakılır mı

İLİŞKİLİ HABER

Cenazenin yüzünü açıp bakmak caiz mi? Ölünün yüzüne kimler bakamaz? Ölen eşe bakılır mı

Ölüm Korkusundan Nasıl Kurtuluruz?

Ölümün soğuk ürpertilerinden kurtulmanın yegâne çâresi, ancak sâlihâne bir ömür yaşamaya gayret etmektir. Çünkü ölüme hazırlıklı olanlar, ölümden korku duymak yerine onu ebedî bir vuslat vesîlesi olarak telakkî ederler. Bunlar, “ölümü güzelleştirebilme”nin huzûruna ermiş mes’ud kullardır.

Bu cihan, bir imtihan dershanesidir. Dîni yaşamak, fedakârlık ister.

Âyet-i kerîmelerde buyrulduğu üzere:

“Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.” (el-İnşirah, 5-6)

Bu fânî cihanda ham nefsin bitip tükenmek bilmeyen arzu ve ihtiraslarına direnmek îcâb eder.

Unutmayalım ki dünyaya bir mülkle gelmediğimiz gibi, dünyadan da bir mülkle ayrılmayacağız. Kabrimize amellerimizle gireceğiz. İnfaklarımızla, ibadetlerimizle, kulluğumuzla sonsuzluğun seyyâhı olacağız. Bu itibarla, tefekküründe yoğunlaşacağımız asıl istikbâl; son nefesimiz ve ötesi olmalıdır…

ÖLÜM, HER AN PUSUDA BEKLİYOR

İnsanoğlu aslında her gece ve gündüz, farkında olarak veya olmaksızın, sayısız ölüm sebepleri ile karşı karşıyadır. Ölüm, insanı her an pusuda beklemektedir.

Hazret-i Mevlânâ Mesnevî’sinde şöyle buyurur:

“Aslında her an, canının bir cüz’ü ölüm hâlindedir. Her an, can verme zamanıdır ve her an, ömrün tükenmektedir.” 

Gerçekten her gün şu fânî hayattan bir gün daha uzaklaşırken kabre bir adım daha yaklaşmıyor muyuz? Hergün ömür takvimimizden bir sayfa kopmakta değil midir?

ÖLÜMÜ DÜŞÜNÜP DÜNYA HAYATIMIZI ONA GÖRE TANZİM ETMELİYİZ

Ölüm sessizliğine bürünmüş her mezar taşı, lisân-ı hâl ile konuşan ateşli bir nasihatçidir. Kabristanların şehir içlerinde, yol kenarlarında ve câmî avlularında tesis edilmiş olması, bir nevî fiilî tefekkür-i mevt yâni ölümü düşünüp dünyayı ona göre tanzim etmek içindir. Ölümün ürkütücü ağırlığını kelimelerin zayıf omuzları taşıyamaz! Ölüm karşısında bütün iktidarlar sona erer ve erir.

ÖLMEDEN EVVEL UYANMAK

Ölüm, kişinin husûsî kıyâmetidir. Kıyâmetimizden evvel uyanalım ki, nedâmete uğrayanlardan olmayalım. Zîrâ her fânînin meçhûl bir zaman ve mekânda Azrâil’le karşılaşacağı muhakkaktır. Ölümden kaçılacak hiçbir mekân yoktur. O hâlde insan, vakit kaybetmeden « فَفِرُّوا إِلَى للهِ »“Allâh’a koşun...” (ez-Zâriyât, 50) hitâbından nasîb alarak, rahmet-i ilâhiyyeyi yegâne sığınak ve barınak kabul etmelidir.

ÖLÜMÜN ÜRPERTİSİNDEN NASIL KURTULUNUR?

Peygamberlerin dışında hiçbir kul, îmân hususunda ayak kayması tehlikesinden kesin olarak selâmette değildir. Bu sebeple her bir mü’min, kendisine lutfedilmiş olan ömür nîmetini lâyıkıyla değerlendirmeye gayret etmelidir. Ölümün soğuk ürpertilerinden kurtulmanın yegâne çâresi, ancak sâlihâne bir ömür yaşamaya gayret etmektir. Çünkü ölüme hazırlıklı olanlar, ölümden korku duymak yerine onu ebedî bir vuslat vesîlesi olarak telakkî ederler. Bunlar, “ölümü güzelleştirebilme”nin huzûruna ermiş mes’ud kullardır. Fakat gâfilâne bir hayat yaşayarak âhiretini mahvedenler ise, ölümün korkunç ve karanlık girdabı karşısında soğuk ürpertiler duymaktan kurtulamazlar.

HERKESİN ÖLÜMÜ KENDİ RENGİNDENDİR

Hazret-i Mevlânâ ne güzel söyler:

“Oğul, herkesin ölümü kendi rengindedir, insanı Allâh’a kavuşturduğunu düşünmeden ölümden nefret edenlere, ölüme düşman olanlara, ölüm korkunç bir düşman gibi görünür. Ölüme dost olanların karşısına da dost gibi çıkar.”

KUR'ÂN-I KERİM VE SÜNNET-İ SENİYYE'DEN AYRILMAYALIM

Hakîkaten, son nefes, buğusuz, pürüzsüz ve lekesiz bir ayna gibidir. Her insan bu aynada, güzellikleri ve çirkinlikleriyle bütün ömrünü net bir şekilde seyreder. O an, gözlere ve kulaklara hiçbir îtiraz ve gaflet perdesi inmez. Bilâkis bütün perdeler kalkar ve her türlü îtiraf; aklı ve vicdânı pişmanlık iklîmine sokar. Dolayısıyla, hayâtımızı pişmanlıkla seyrettiğimiz ayna, son nefes olmasın! Bu ayna, Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye hâlinde henüz yaşarken hayâtımıza girsin. Zîrâ gerçek bahtiyarlar, ölümle tanışmadan önce kendisini tanıyabilenlerdir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Son Nefes, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır