ömer seyfettin edebi kişiliği ve eserleri / Ömer Seyfettin - Vikipedi

Ömer Seyfettin Edebi Kişiliği Ve Eserleri

ömer seyfettin edebi kişiliği ve eserleri

Ömer Seyfettin edebi kişiliği eserleri maddeler halinde

Ömer Seyfettin edebi kişiliği eserleri maddeler halinde

Bu yazımızda Ömer Seyfettin Edebi Kişiliği Eserleri Maddeler Halinde bilgiler vereceğiz



ÖMER SEYFETTİN ( – )

  • Maupassant (klasik vak'a öyküsü-olay öyküsü) tarzı olay hikâyeciliğinin bizdeki en büyük ismidir.
  • Hikâyeciliği meslek olarak gören ilk sanatçıdır.
  • Genç Kalemler dergisinde yayımlanan “Yeni Lisan” maka­lesiyle dilin sadeleştirilmesi gerektiğini savunmuştur.
  • Uzun cümlelerden, söz oyunlarından, yabancı sözcük ve tamlamalardan kaçınmış, konuşma ve yazı dili arasında bir uyum kurmaya çalışmıştır.
  • “Toplum için sanat” anlayışıyla milli değerlere yönelmenin önderliğini yapmıştır.
  • Realizm akımının etkisi altındadır.
  • Hikâyelerinde milli’ bilinci uyandırma ve güçlendirme amacı taşımıştır.
  • Mizahtan da yararlanarak toplumdaki aksayan yönleri eleştirmiştir; bu bakımdan hikâyeleri toplumsal hiciv ka­rakteri taşır.
  • Konuşma dilini yazı diline uygulamayı amaçlamıştır.
  • Hikâyeleri teknik açıdan zayıftır, tasvirlere, psikolojik tah­lillere önem vermez, daha çok olayı ön plana çıkarır.
  • Hikayelerinin konularını 
  • Milli tarih (daha çok Osmanlı tarihi)
  • Çocukluk anıları
  • Askerlik anıları ve günlük hayat oluşturur.
  • Kısa cümlelere dayanan okurun dikkat ve heyecanını canlı tutan bir anlatımı vardır.
  • Hikâyelerinde menkıbe, efsane, destan, halk fıkraları ve tarihten yararlanmıştır.
  • Kitaplaştırmadığı az sayıda şiiri de vardır.
  • Efruz Bey ve Yalnız Efe adlı eserleri “uzun hikâye”, “roman” olarak da değerlendirilmektedir.
  • CİVARINDA ÖYKÜSÜ VARDIR.

Ömer Seyfettin Eserleri

Şiirleri

Ömer Seyfettin'in Şiirleri (, Fevziye Abdullah Tansel derlemesi)

Romanları

  • Ashâb-ı Kehfimiz ()
  • Efruz Bey ()
  • Foya (Yarım kalan roman denemesi)
  • Sultanlığın Sonu (Yarım kalan roman denemesi)
  • Yalnız Efe (, )

Öyküleri

  • Acaba Ne idi?
  • Acıklı Bir Hikaye
  • Aleko
  • And
  • Antiseptik
  • Aşk Dalgası
  • Aşk ve Ayak Parmakları
  • Apandisit
  • At
  • Ay Sonunda
  • Baharın Tesiri
  • Bahar ve Kelebekler
  • Balkon
  • Başını Vermeyen Şehit
  • Bekarlık Sultanlıktır
  • Beyaz Lale
  • Birdenbire
  • Binecek Şey
  • Bir Hatıra
  • Bir Hayır
  • Bir Kayışın Tesiri
  • Bir Temiz Havlu Uğruna
  • Bir Vasiyetname
  • Bit
  • Bomba
  • Büyücü
  • Cesaret
  • Çanakkale'den Sonra
  • Çakmak
  • Çirkinliğin Esrarı
  • Dama Taşları
  • Devletin Menfaait Uğruna
  • Diyet
  • Dünyanın Düzeni
  • Düşünme Zamanı
  • Eleğimsağma
  • Elma
  • Falaka
  • Ferman
  • Fon Sadriştayn'ın Karısı
  • Fon Sadriştayn'ın Oğlu
  • Forsa
  • Gizli Mâbed
  • Gürültü
  • Havyar
  • Hafiften Bir Seda
  • Horoz
  • Hürriyet Bayrakları
  • İffet
  • İki Mebus
  • İlk Cinayet
  • İlk Düşen Ak
  • İlk Namaz
  • İnsanlık ve Köpek
  • İrtica Haberi
  • Kaç Yerinde
  • Kaşağı
  • Kerâmet
  • Kıskançlık
  • Kızıl Elma Neresi?
  • Koleksiyon
  • Korkunç Bir Ceza
  • Kumrular
  • Kurbağa Duası
  • Kurumuş Ağaçlar
  • Külah
  • Kütük
  • Lokanta Esrarı
  • Makul Bir Dönüş
  • Mehdi
  • Mehmaemken
  • Memlekete Mektup
  • Mermer Tezgah
  • Miras
  • Muayene
  • Muhteri
  • Müjde
  • Nakarat
  • Namus
  • Nasıl Kurtarmış?
  • Nâdan
  • Nezle
  • Niçin Zengin Olmamış?
  • Nişanlılar
  • Nokta
  • Öpücüğün İlkel Biçimi
  • Pamuk İpliği
  • Pembe İncili Kaftan
  • Perili Köşk
  • Piç
  • Pireler
  • Primo Türk Çocuğu
  • Ruzname
  • Rüşvet
  • Rütbe
  • Şefkate İman
  • Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
  • Tavuklar
  • Teke Tek
  • Terakki
  • Teselli
  • Topuz
  • Tos
  • Tuhaf Bir Zulüm
  • Tuğra
  • Türbe
  • Türkçe Reçete
  • Uzun Ömer
  • Üç Öğüt
  • Velinimet
  • Vire
  • Yalnız Efe
  • Yeni Bir Hediye
  • Yemin
  • Yuf Borusu Seni Bekliyor
  • Yüksek Ökçeler
  • Yüzakı
  • Zeytin Ekmek 

İnceleme

  • Milli Tecrübelerden Çıkarılmış Ameli Siyaset ()
  • Yarınki Turan Devleti ()
  • Türklük Mefkuresi ()
  • Türklük Ülküsü (ilk 3 kitap birarada ölümünden sonra, )
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

👏

👎

😍









◁ GÜNÜN HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ ▷ Önemli not: Habere dosya, resim ve video ekleme özelliği geçici olarak devre dışı bırakılmıştır. Yorum ve düşüncelerinizin bizim için çok değerli olduğunu biliyor musunuz? Yorumlarınızla soru cevaplarımıza katkıda bulunabilirsiniz.
Sitemizde yer alan tüm hizmet ve içerikler eğitim ve öğretim amaçlı olarak öğrencilerin kullanımına sunulmaktadır.

▼ SIRADAKİ HABER ▼

kaynağı değiştir]

Ruşen Eşref Ünaydın'ın 'de yayımlanan "Diyorlar ki" adlı kitabında bulunan mülakatında Ömer Seyfettin, kendisini etkileyen edebiyatçılardan şöyle bahsetti:

"Şinasi'den sonraki edebiyata gelince, Kemal Bey'i (Namık Kemal) çok sevdim. 'Evrâk-ı Perîşân'dan sayfalar ezberledim. Bana hayatiyet veren; beni iyiye, doğruya, güzele samimiyetle alakadar eden Kemal'dir sanıyorum. Ne yalan söyleyeyim, Hâmid'i (Abdülhak Hamit Tarhan) pek o kadar anlayamıyorum. Ekrem Bey'e (Recaizade Mahmud Ekrem) gelince, Nijad'ı için yazdığı şeylere hâlâ bayılırım. Ne müessir şeylerdir.Fikret!.. (Tevfik Fikret) İşte bana 'mükemmellik' iştiyakını veren! İdadiye mektebinde iken hep 'Rübab'ı okuyordum. Halid Ziya, bizim ilk üstadımızdır. Ben bir gece hiç uyumamış, sabaha kadar 'Bir Ölünün Defteri'ni okumuştum. Onun yalnız lisanı skolastiktir. Yoksa tekniği öyle kuvvetlidir ki Avrupa'nın cenûb-ı şarkîsinde; mesela Romanya'da, Sırbistan'da, Bulgaristan'da, Yunanistan'da o kuvvette bir romancı yoktur."

Seyfettin, kendini tanımlayıp dönemin edebiyatının eleştirisini yaparken ise şu ifadeleri kullandı:

"Bana gelince, ortaya esaslı bir eser koymadan sanatkârlık hülyasına kapılmam bile! Edebiyatımızın şiarı, 'Çok laf, az eser!'dir. Ben şimdilik bu şiarı bozmaya çalışıyorum. Ağustos böceği gibi öterek yan gelmekten ise karınca gibi çalışmak daha iyi değil mi? Şimdiye kadar öttüğümüz elverdi. Biraz da iş yapalım ki çorak edebiyatımız şenlensin. Değil mi?"

Eserleri[değiştir kaynağı değiştir]

Seyfettin'in, Gizli Mâbet kitabındaki bir diğer öyküsü olan ve özellikle Darwin sonrası maddi dünya algısını bir şekilde içeren akılcı Batı tıbbı karşısında eski usul hekimliğin yerildiği, "Pireler" adlı öyküsünden bir kesit şu şekildedir;

“Siz istersiniz muska…siz istersiniz üfürük…Siz istersiniz ilâç! Halbuki hastalıkların evvelâ sebeplerini bulmak lazım! Bu sebep bulununca şifâ bulundu demektir! Senin köpek hasta, niçin?…Allah dünyada hiçbir hayvanı, hiçbir âzâyı vazifesiz yaratmadı. En fena hayvanların, en muzır mikropların bile vazifeleri vardır. Dört ayaklı hayvanlar çok tembeldirler. Allah bunların üzerine pireleri koydu. Niçin? Uyandıkları zaman rahatsız olup tekrar uyumamaları için…Bu pirelerin ısırmalarından kaşınarak hareket, yani jimnastik yapmak için…Siz ne yaptınız? Bu köpeği yıkadınız. Üzerine kolonya sürdünüz. Vücudunda hiç pire kalmadı. Rahat uyumağa başladı. Uyandı tekrar uyudu. Uyandıktan sonra onu uyutturmayacak hayvanlar üzerinde yoktu. Uyuya uyuya iştahı kapandı. Midesi bozuldu. Yemedi, içmedi, hareket etmedi. Vücudu toksin doldu. Hastalandı. Bir ay daha üzerine pire koymaya idiniz, açlıktan halsizlikten ölecekti!…”

“…sonra sineklere, farelere, vızvızlara, kedilere geçti. Küçük buzağıları koşturmak için tabiat, burunlarının dokunamayacağı bir yere, meselâ kuyruklarının dibine bir takım muacciz (taciz eden) sokucu sinekler musallat ediyordu. Darwin’in hakikatlarını dinliyordum…”

Ömer Seyfettin, "Pireler" öyküsünde bahsettiği, Osmanlı’ya dek akseden, “Darwin’in hakikatları” olarak tanımladığı bu kavramsal çerçeve, aslında döneminde Darwin’e de çok yabancı olmayan; evrimsel biyolojinin işleve ilişkin açıklama biçimlerine önemli bir süre egemen olan uyarlanma (adaptasyon) kavramına karşılık gelmektedir. Bu görüşe göre her canlının, canlıdaki her bir organın bir işlevi bulunur. Bu işlevi tanımlayan ise, canlıların içine doğdukları, onların biyolojisinden bağımsız çevrelerin oluşturdukları çözülmesi gereken sorunlardır.

Türk edebiyatı[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır