Ömer Seyfettin, (11 Mart ; Gönen, Balıkesir - 6 Mart , İstanbul), Türk yazar, asker ve öğretmendir.
Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Türkiye kısa hikâyeciliğinin kurucu ismidir. Ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından olup, Türkçede sadeleşmenin savunucusudur.
11 Mart tarihinde Balıkesir'in Gönen ilçesinde doğan Ömer Seyfettin, Yüzbaşı Ömer Şevki Bey ve Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan biridir. Seyfettin, öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Babasının tayini nedeniyle önce İnebolu ve Ayancık'a ardından İstanbul'a geldi.
Seyfettin, burada Mekteb-i Osmani'ye başladı. Daha sonra Askeri Baytar Rüştiyesi'nin subay çocukları için açılmış özel sınıfına kaydedildi. Bu okulu yılında tamamlayarak Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı.
Sonrasında Edirne Askeri İdadi'sine nakil olarak eğitimine arkadaşı Enis Avni ile birlikte devam etti. Bu dönemde ilk edebi çalışmaları olan şiirlerini yazdı.
senesinde idadiyi bitirerek İstanbul'a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şahane'ye başladı. İstanbul'da Mecmua-i Edebiye dergisinde şiirlerinin yayımlanmasıyla yayın dünyasına girdi. senesinde Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla okulundan imtihansız mezun oldu.
Ömer Seyfettin, mezuniyetinin ardından piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. senesinde İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu dönemde bazı önemli kişilerle tanışma fırsatı buldu.
Seyfettin senesinde Selanik Üçüncü Ordu'da vazifelendirildi. Manastır, Pirlepe, Köprülü, Cuma-yı Bala kasaba ve köylerinde görev aldı. Razlık kasabasının Yakorit köyünde bölük komutanlığı yaptı.
Bu dönemde Balkan çetelerinin Türk düşmanlığını dile getirdiği 'Bomba', 'Beyaz Lale', 'Tuhaf Bir Zulüm' isimli hikayeleri bu görevleri sırasında edindiği izlenimler sonucu yazdı. Yazıları İstanbul'da ve Selanik'te çıkan çeşitli dergilerde takma isimlerle yayımlandı. Ali Canip'e yazdığı meşhur mektubu da bu sırada Yakorit'te yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin'in dil konusunda görüşlerini özetleyen bu mektup, Yeni Lisan hareketinin başlamasına sebep olmuştur.
senesinde Ziya Gökalp'in de önerisi ile tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrıldı. Hayatını yazar ve öğretmen olarak sürdürmek için Selanik'e yerleşti. Burada çıkarılan Hüsün ve Şiir dergisinin adı, Akil Koyuncu'nun isteği üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan adlı ilk baş yazısı imzasız olarak yayınlandı.
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Yeniden orduya çağrılan Ömer Seyfettin, Yanya Kuşatması'nda esir düştü. Atina yakınlarındaki Nafliyon kasabasında on ay süren esareti sırasında sürekli okudu. Mehdi, Hürriyet Bayrakları gibi öykülerini bu dönemde yazdı. Öyküleri Türk Yurdu'nda yayımlandı.
Ömer Seyfettin, senesinde esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 'te Enver Paşa'nın organize ettiği Bab-ı Ali Baskını'na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrılarak yazarlık ve öğretmenlik yapmaya başladı. Türk Sözü dergisinin baş yazarlığına getirilen Seyfettin burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı.
senesinde Kabataş Sultanisi'nde öğretmenliğe başladı. Bu vazifesini hayatının sonuna kadar sürdürdü. senesinde İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım ile evlendi. Bu evlilikten Fahire Güner adlı bir kız çocuğu oldu. Ömer Seyfettin senesinde eşinden boşandı. Daha sonra Anadolu'da uzun seyahatlere çıkarak çeşitli eserler kaleme aldı.
Ömer Seyfettin ölüm tarihi olan 6 Mart 'ye kadar geçen zamanda pek çok eser kaleme aldı. Bu dönemde 10 kitap yazan yazar de hikaye yazdı. Hikaye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Seyfettin, bir yandan da öğretmenlik görevini sürdürdü.
Ömer Seyfettin'in hastalığı 25 Şubat 'de artınca 4 Mart'ta hastaneye kaldırıldı. Ünlü yazar, 6 Mart 'de Haydarpaşa Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Önceden teşhis edilememiş olmakla beraber, yapılan otopsi sonucunda hastalığının "diyabet" olduğu anlaşılmıştır. Ünlü yazarı hastanede kimse tanımıyordu. Bu yüzden sahipsiz olduğu düşünülüp bedeni kadavra olarak kullanılmak istendi. Tıp öğrencilerinin etrafında toplandığı ceset kadavra yapılmak üzere kesildi. Daha sonra gazetede yayınlanan fotoğrafı görenlerin bir kısmı Seyfettin'i tanıyıp hastaneye koştu.
Cenazesi önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı'na defnedildi. Daha sonra buradan yol geçeceği veya araba garajı yapılacağı gerekçesiyle mezarı 23 Ağustos 'da Zincirlikuyu Mezarlığı'na nakledildi.
Ömer Seyfettin Eserleri
Romanları
Ashâb-ı Kehfimiz ()
Efruz Bey ()
Yalnız Efe ()
Risale
Yarınki Turan Devleti
Öyküleri
Acaba Ne İdi?
Acıklı Bir Hikâye
Aleko
And
Kaşağı
Aşk Dalgası
Aşk ve Ayak Parmakları
Apandisit
At
Ayın Takdiri
Ay Sonunda
Baharın Tesiri
Bahar ve Kelebekler
Balkon
Başını Vermeyen Şehit
Bekarlık Sultanlıktır
Beyaz Lale
Beynamaz
Birdenbire
Binecek Şey
Bir Hatıra
Bir Hayır
Bir Kayışın Tesiri
Bir Temiz Havlu Uğruna
Bir Vasiyetname
Bit
Bomba
Büyücü
Cesaret
Çanakkale'den Sonra
Çakmak
Çirkinliğin Esrarı
Dama Taşları
Devletin Menfaait Uğruna
Diyet
Dünyanın Düzeni
Düşünme Zamanı
Eleğimsağma
Elma
Efruz Bey
Falaka
Ferman
Fon Sadriştayn’ın Karısı
Fon Sadriştayn’ın Oğlu
Forsa
Gizli Mâbed
Gürültü
Havyar
Hafiften Bir Seda
Horoz
Hürriyet Bayrakları
İffet
İki Mebus
İlk Cinayet
İlk Düşen Ak
İlk Namaz
İnsanlık ve Köpek
İrtica Haberi
Kaç Yerinde
Kaşağı
Kerâmet
Kıskançlık
Kızıl Elma Neresi?
Koleksiyon
Korkunç Bir Ceza
Kumrular
Kurbağa Duası
Kurumuş Ağaçlar
Külah
Kütük
Lokanta Esrarı
Makul Bir Dönüş
Mehdi
Mehmaemken
Memlekete Mektup
Mermer Tezgâh
Miras
Muayene
Muhteri
Müjde
Nakarat
Namus
Nasıl Kurtarmış?
Nadan
Nezle
Niçin Zengin Olmamış?
Nişanlılar
Nokta
Öpücüğün İlkel Bİçimi
Pamuk İpliği
Pembe İncili Kaftan
Perili Köşk
Pireler
Primo Türk Çocuğu
Ruzname
Rüşvet
Rütbe
Sivrisinek
Şefkate İman
Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
Tavuklar
Teke Tek
Terakki
Teselli
Topuz
Tos
Tuhaf Bir Zulüm
Tuğra
Türbe
Türkçe Reçete
Uçurumun Kenarında
Uzun Ömer
Üç Nasihat
Velinimet
Vire
Yalnız Efe
Yeni Bir Hediye
Yemin
Yuf Borusu Seni Bekliyor
Yüksek Ökçeler
Yüzakı
Zeytin Ekmek
Akşam Sefası
Yiğit Çocuk
Okul Çocuğu
Bir Çocuk Aleko Tüm yazarlar için tıklayınız
Ünlü Yazarlar Kısaca / Bilim İnsanları Hayatı Kısaca / Bilim Kadınları / Aforizmalar / Bilim İnsanları Capsleri / Bilim İnsanı Sözleri
Bilim İnsanları / Ünlü Yazarlar / Ünlü Ressamlar / Ünlü Müzisyenler / Türk Büyükleri / Türk Bilim İnsanları / Ünlü Matematikçiler / Ünlü Fizikçiler
Ömer Seyfettin (d Mart , Gönen/Balıkesir 6 Mart , İstanbul)
11 Mart te Gönende doğdu. 6 Mart de İstanbulda henüz 36 yaşındayken yaşamını yitirdi. Çağdaş Türk öykücülüğünün ve Milli Edebiyat Akımının kurucularındandır.
Kafkas göçmenlerinden Yüzbaşı Ömer Şevki Beyin oğlu. Öğrenimine Gönende başladı. Babasının görevi nedeniyle sürekli yer değiştirmemeleri için annesiyle bilikte İstanbula gönderildi. de Aksaraydaki Mekteb-i Osmaniyeye yazdırıldı. da Eyüpteki Baytar Rüşdiyesini bitirdi. Edirne Askeri İdadisinden sonra te İstanbulda Mekteb-i Harbiyeden mezun oldu. Mülazim (teğmen) rütbesiyle orduya katıldı. İzmir Zabitan ve Efrat Mektebinde bir süre öğretmenlik yaptı. de merkezi Selanikte olan 3üncü Orduda görevlendirildi. da ordudan ayrıldı. Ama Balkan Savaşı çıkınca tekrar askere alındı. Sırp ve Yunan cephelerinde savaştı. Yanya Kalesinin savunması sırasında Yunanlılara esir düştü. Bir yıl süren tutsaklıktan sonra İstanbula döndü. Kısa bir süre Türk Sözü dergisinin başyazarlığını yaptı. te Kabataş Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandı. Ölümüne dek bu görevi sürdürdü.
Yazmaya Edirnedeki öğrenciliği sırasında başladı. İlk şiiri Hiss-i Müncemid Ömer imzasıyla de Mecmua-i Edebiyede yayınlandı. İlk öyküsü İhtiyarın Tenezzühü de Sabah gazetesinde yer aldı. İzmir ve Makedonyada görevliyken yazdığı şiir, öykü ve makaleler çeşitli dergilerde çıktı. Askerliğe ara verdiği dönemde ise yazıları Rumeli gazetesi ve çeşitli dergilerde yayınlandı.
Selanikte yayınlanan Genç Kalemler dergisindeki yazılarıyla ünlendi. Derginin ikinci dizisinin ilk sayısında Nisan de yayınlanan Yeni Lisan başlıklı yazısı Milli Edebiyat akımının başlangıç bildirgesidir.
Yazılarında, yalın, halkın konuştuğu ve anladığı bir dil kullanmak gerektiğini savundu. Türkçenin kendi kurallarına uygun yazılmasını, Arapça ve Farsça sözcüklerden arındırılmasını istedi. Milli Edebiyat akımının öncülüğünü Ziya Gökalp ve Ali Canip Yöntemle birlikte sürdürdü.
1inci Dünya Savaşı yıllarında Yeni Mecmuada yayınlanan öyküleriyle ününü iyice yaygınlaştırdı. Öykülerini kişisel deneyimlerine, tarihsel olaylara ve halk geleneklerine dayandırdı. Günlük konuşma dilini kullanması, öykülerine canlı ve etkileyici bir özellik verdi. Çok değişik konular işledi. Bunları anlatırken yergiye, polemiğe, komik durumlara ve toplumsal yorumlara da yer verdi.
Ömer Seyfettin, olay ya da Maupassant tarzı öykücülüğün kurucu ismidir. Öykülerinde büyük oranda realizm etkisinde olduğu görülmektedir. Öykülerindeki kahramanlar için çok yönlü ve derin bir psikolojik çözümleme yapmamıştır. Öykülerinde anlatımı daha etkili kılmak için efsanelerden, atasözlerinden, deyimlerden ve halk hikayelerinden sık sık faydalanır. Öyküleri genellikle sürpriz bir sonla bitmektedir.
Ölümünden sonra da öykülerini önce Ali Canip Yöntem derledi. Ardından Ahmet Halit Kitabevi da bir derleme yaptı. den sonra Şerif Hulusi, öykülerini yeniden gözden geçirip 10 cilt halinde yayınladı. Rafet Zaimler Yayınevi de 30 öykü daha ekleyerek 11 ciltlik bir külliyat halinde yayınladı. Son olarak Bilgi Yayınevi, Bütün Eserleri adıyla tüm öykülerini 16 kitapta topladı. Kahramanlar, Bomba, Yüksek Ökçeler, Yüzakı, Yalnız Efe, Falaka, Aşk Dalgası, Beyaz Lale, Gizli Mabet bu dizideki öykü kitaplarından bir bölümü.
İnceleme kitaplarında Tarhan, Ayın Sin rumuzlarını kullandı.
Ömer Seyfettinin Eserlerine İlişkin Değerlendirmeler
Bahar ve Kelebekler: Genç Kalemlerde yayımlanan öykülerinden biridir. Yeni Lisân makalesinde ortaya koyduğu hususları örnekleyen kullanımlar içermesi açısından önemlidir. Yani yeni lisan konusunda dile getirdiği teorinin pratiğe dönüşmüş halidir.
At:de yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin öykücülüğünün ana hususları ihtiva eden karakteristik metinlerden biridir.
Ömer Seyfettinin öykülerindeki ana hususlar:
Öyküleri şu alt başlıklar etrafında ele alınabilir:
Tarihî hikâyeler
Peçevi Tarihi başta olmak üzere Ömer Seyfettin bir dizi konusunu tarihten alan hikâye yazmıştır. Bu hikâyelerin amacı, Türk devletinin güçlü yönlerini öne çıkarmaktır. Devlet adamları, askerler bu öykülerin ana kadrosunu oluşturmaktadır.
Balkanlar ile İlgili Hikâyeler
Balkanları iyi bilen Ömer Seyfettin, bir kısmı da kendi başından geçen hikâyeler kaleme almıştır. Ömer Seyfettin, Balkan Savaşı sırasında orduya çağrılmış, o günlerde kısa kısa yazdığı günlükleriyle o günlerin iç burkan acı şartlarını ortaya koymuştur. En acı olayları; keskin ve kısa ifadelerle anlatan bu rûz-nâme, Balkan Savaşı hakkındaki önemli belgelerden biridir. Yunanlılara esir düşen Ömer Seyfettin, Nafliyon kasabasında 10 ay kadar kalmış ve 15 Kasım te esaretten kurtulmuştur.
Çanakkale Savaşı ile İlgili Öyküler
Çocukluk ve Gençlik Hatıralarından Yola Çıkarak Yazdığı Öyküler
Masal ve Fanteziler
Türkçülük Düşüncesini Telkin Etmek Üzere Yazmış Olduğu Öyküler
Önemli Açıklama
Ömer Seyfettinin Efruz Bey ve Ashab-ı Kehfimiz adlı eserleri kimi kaynaklarda roman, kimi kaynaklarda ise uzun hikâye olarak adlandırılmaktadır. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre bu eserler Batı edebiyatında örnekleri görülen novella bağlamında değerlendirilmelidir.
Efruz Bey
Ömer Seyfettin Efruz Bey tipiyle, arasında ülkenin düşünce ve siyaset alanında öne çıkan, biraz gösteriş budalası, yarı aydın ve kendilerini soylu sanan birtakım tanınmış kişileri karikatürize etmiştir.
Diğer Eserleri
Ayrıca bakınız ⇒Ömer Seyfettinin Hikayeciliği
Şiir:
Roman:
Öykü:
İnceleme:
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Ömer Seyfettin, eserleriyle genç nesle ulaşmaya devam ediyor. Hayatını öğretmenliğe ve yazılarına ayıran Ömer Seyfettin, Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarları arasında yer alıyor. İşte, Ömer Seyfettin'in biyografisi ve eserleri
11 Mart tarihinde Balıkesir'de dünyaya geldi. Yüzbaşı Ömer Şevki Bey'le, Fatma Hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan biridir. Öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Bey'in görevinin nakli dolayısıyla Gönen'den ayrılan aile, İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi.
Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanî'ye, ders yılı başında Askerî Baytar Rüştiyesi'nin subay çocukları için açılmış özel sınıfına kaydedildi. Bu okulu 'da tamamlayarak Kuleli Askeri İdadisi'ne yazıldı. Daha sonra Edirne Askerî İdadîsi'ne naklolarak eğitimine, arkadaşı Enis Avni ile birlikte burada devam etti. İlk edebi çalışmaları olan şiirlerini Edirne’deki öğrenciliği sırasında yazdı.
'de İdadî'yi bitirerek İstanbul'a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye başladı. İstanbul’da Mecmua-i Edebiye dergisinde şiirlerinin yayımlanmasıyla yayın dünyasına girdi. yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla okulundan imtihansız mezun oldu.
Ömer Seyfettin, mezuniyetten sonra piyade asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. 'da İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu vesileyle İzmir'deki fikrî ve edebî faaliyetleri ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışma fırsatı buldu. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik gördü; Necip Türkçü'den ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda fikirler edindi.
SELANİK YILLARI
Ömer Seyfettin Ocak 'da Selanik Üçüncü Ordu'da görevlendirildi. Manastır, Pirlepe, Köprülü, Cumâ-yı Bâlâ kasaba ve köylerinde görev yaptı.[1] Razlık (günümüzde Bulgaristan'da) kasabasının Yakorit köyünde bölük komutanlığı yaptı. Balkan çetecilerinin Türk düşmanlığını dile getirdiği Bomba, Beyaz Lâle, Tuhaf Bir Zulüm adlı hikâyeleri bu görevleri sırasında edindiği izlenimler sonucu yazdı. Yazıları ve hikâyeleri İstanbul’da ve Selanik’te çıkan çeşitli dergilerde takma isimlerle yayımlandı. Ali Canip’e yazdığı meşhur mektubu da bu sırada Yakorit’te yayımlanmıştır. Ömer Seyfettin’in dil konusunda görüşlerini özetleyen bu mektup, Yeni Lisan hareketinin başlamasına vesile olmuştur.
yılında Ziya Gökalp’in de arzu ve tavsiyesi ile tazminatını ödeyip askerlik görevinden ayrıldı. Hayatını yazar ve öğretmen olarak sürdürmek üzere Selanik’e yerleşti. Rumeli’nin tek Türk bilim ve edebiyat dergisi olarak Selanik'te çıkarılan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi, Akil Koyuncu'nun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 'de Ömer Seyfettin'in Yeni Lisan isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayınlandı.
BALKAN SAVAŞI VE ESARET
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar, Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı. Ömer Seyfettin’in sivil hayatı bir yıl kadar sürmüştü. Yeniden Ordu'ya çağrılan yazar, Yanya Kuşatması'nda esir düştü.
Atina yakınlarındaki Nafliyon kasabasında geçen on aylık esareti sırasında sürekli okudu. Mehdi, Hürriyet Bayrakları gibi hikâyelerini bu dönemde yazdı. Hikâyeleri Türk Yurdu'nda yayımlandı. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yazarak, yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazandı.
İSTANBUL YILLARI
Ömer Seyfettin, 'te esareti bitince İstanbul'a döndü. 23 Ocak 'te Enver Paşa'nın organize ettiği Bâb-ı Âli Baskını'na katıldı. Daha sonra askerlikten ayrılarak, yazarlık ve öğretmenlikle hayatını kazanmaya başladı. Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirildi ve burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazdı.
yılında Kabataş Sultanisi'nde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü.
'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım'la evlenmiştir. Bu evlilik Fahire Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen, 'de bozulunca tekrar yalnızlığına döndü. Gerek bozulan evliliği gerekse I. Dünya Savaşı yenilgisini görmesi onu etkiledi. Anadolu’da uzun seyahatlere çıkarak bu olumsuz havadan kurtulmaya ve her hafta en az bir hikâye yazmaya çalıştı.
SON YILLARI
'den ölüm tarihi olan 6 Mart 'ye kadar geçen zamanda, birçok olumsuz duruma rağmen verimli bir hikâyecilik döneminin içinde olmuştur. Bu dönemde 10 kitap dolduran yazar, pek çok hikâye yazdı. Hikâye ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken ve Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Bir yandan da öğretmenlik görevini sürdürdü.