Prof.Dr.Ahmet Dobrucalı
Eozinofilik özofajit (EÖ) yemek borusunda (özofagus) eozinofil* olarak adlandırılan kan hücrelerinin artışı ve buna bağlı ortaya çıkan klinik bulgularla karakterize bir hastalıktır EÖ in nedeni halen daha tam olarak bilinmemekte, genetik yatkınlık zemininde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Hastalık ilk kez 1977 yılında çocuk hastalarda tanımlanmış ancak daha sonra erişkinlerde de giderek artan bir sıklıkta teşhis edilmeye başlanmıştır.
(*) Eozinofil; Vücutta allerjik hastalıkların varlığında artan bir akyuvar cinsi).
Epidemiyoloji
Gastroenterologların EÖ hakkında bilgi sahibi olmaları ve reflü semptomları olduğu halde standart reflü tedavisine cevap vermeyen, veya yutma güçlüğü tanımladığı halde bir sebep gösterilemeyen hastalarda endoskopi sırasında özofagus mukoza biyopsisi almaya başlamaları hastalığın giderek artan bir sıklıkta görülmesini sağlamıştır. Hastalık prevalansının çocuklarda 1/2500, erişkinlerde ise 1/4000 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bir klinik araştırmada katı gıdalarla yutma güçlüğü tanımlayan ve endoskopik olarak bir patoloji saptanmayan hastalar arasında EÖ görülme sıklığının %10 civarında olduğu görülmüştür. Hastaların büyük çoğunluğu (%95) beyaz ırka mensuptur. Erkeklerde daha sık görülür. Hastalık erişkinlerde genellikle 30-40 yaşlarında teşhis edilir. Genetik yatkınlık olabilir. EÖ in coğrafik olarak bir bölgede daha sık görüldüğüne dair bir bilgi yoktur.
Klinik bulgular
EÖ de özofagus mukozasında yoğun eozinofil infiltrasyonunun oluşturduğu kronik iltihabi cevap hastalığın klinik bulgularının ortaya çıkmasına yol açan yapısal ve fonksiyonel değişikler oluşturur. Klinik bulgular hastalığın görüldüğü yaş gurubuna göre farklılık gösterir. Çocuklarda beslenme bozukluğuna bağlı bulgular, kusma, karın ağrısı ve gastroözofagial reflü semptomları daha sık görülür. 12 yaş üzerindeki çocuklarda ve erişkinlerde en sık görülen belirtiler uzun süreden beri var olan aralıklı yutma güçlüğü (%90) veya yutma sırasında gıdaların takılması hissidir (%60). Yutma güçlüğü genellikle belirgin kilo kaybına yol açmaz. Hastaların küçük bir bölümünde göğüste yanma hissi, yutulan gıdaların ağıza geri gelmesi ve göğüs ağrısı gibi reflü benzeri semptomlar görülebilir. Vakaların ¼ inde pH monitorizasyonu ile (Bkz. 24 saatlik pH monitorizasyonu) ile gösterilebilen gastroözofagial reflü bulunur. Hastaların çoğunda allerjik rinit, astma, egzema, anormal deri testleri ve kanda eozinofili şeklinde kendini gösterebilen bir atopik yapı (allerjiye yatkınlık) görülür.
Değişik yaş guruplarında eozinoflik özofajitin klinik bulguları
Yaş Semptom
<2 Beslenme bozukluğu, büyüme yetersizliği
3-12 Kusma, karın ağrısı, reflü semptomları
>12 Yutma güçlüğü, yutma sırasında gıda takılma hissi
Teşhis
Endoskopik incelemede özofagus normal olabilir veya bazı değişiklikler görülebilir. EÖ de görülebilecek tipik endoskopik bulgular ince halka şeklinde darlıklar, mukozada kırışıklıklar ve inci beyazı renginde milimetrik kabarıklılar ve frajilitedir (Frajilite; Kolay hasarlanabilme). Hastalığa ait tipik endoskopik bulgular EÖ li hastaların 1/3 inde bulunurken endoskopide tipik bulgulardan biri bulunan hastaların ancak yarısında hastalığın histopatolojik bulguları gösterilebilmektedir. EÖ deki endoskopik bulgular hastalığa spesifik olmayıp gastroözofagial reflü hastalığı, enfeksiyöz özofajit, akalazya ve diğer motor fonksiyon bozukluklarında da görülebilir.
Hastalığın kesin teşhisi özofagus epitelinde eozinofilik lökosit infiltrasyonunun gösterilmesi ile koyulur. EÖ teşhisi için özofagusun epitelinde her büyük büyütme alanında (BBA) (x400) en az 15 veya daha fazla sayıda eozinofil görülmesi gerekir. EÖ de özofagus mukozasındaki eozinofilik infiltrasyon homojen dağılım göstermediğinden teşhis için farklı bölgelerden en az 5 doku örneği alınması tavsiye edilir. Gastrointestinal sistemin diğer kısımlarında olduğundan farklı olarak fizyolojik şartlarda özofagusda eozinofil bulunmaz ve özofagus mukozasında herhangi bir miktarda eozinofil saptanması patolojik bir durumun göstergesidir. Özofagus dışında sindirim sisteminin diğer kısımlarındaki mukozada değişik yoğunluklarda eozinofil bulunur. Örneğin onikiparmak bağırsağı (duodenum) mukozasında bir BBA daki eozinofil sayısı 10 civarındayken (10/BBA) kör bağırsakta (çekum) bu sayı 40 a ulaşabilmektedir. Asit veya non-asit gastroözofagial reflü, infeksiyöz özofajit, eozinofilik gastroenterit, antiromatizmal ilaç kullanımı, ilaç duyarlılığı, çölyak hastalığı, bağ dokusu doku hastalıkları, akalazya gibi özofagus lümeninde gıda retansiyonuna yol açan motor fonksiyon bozuklukları ve periferik kanda eozinofil artışı ile giden hastalıklar (hipereozinofilik sendrom vb.) özofagus mukozasında eozinofil birikimi ile birlikte olabilir. Özofagus mukozasında eozinofili her zaman bir yakınma oluşturmamakla birlikte semptomatik bir hastada özofagusta ve gastrointestinal sistemin diğer kısımlarında eozinofili saptandığında ayırıcı tanı için gerekli incelemelerin yapılması gerekir. Aşağıdaki tabloda sindirim sistemi mukozasında eozinofil infiltrasyonu oluşturabilecek hastalıklar görülmektedir.
Özofagus mukozasında eozinofil birikimine yol açabilecek durumlar.
Eozinofilik özofajitte; A: Özofagus mukozasında eozinofilik infiltrasyon, B: Endoskopide mukozada inci beyazı renginde milimetrik kabarıklıklar.
Eozinofilik özofajit ve gastroözofagial reflü hastalığı
Gastroözofagial reflü hastalığında (GÖRH) özofagus mukozasında eozinofil artışı hastalığın en erken ve sık görülen bulgusudur. GÖRH özofagus mukozasının geçirgenliğini artırmak suretiyle mukozaya antijen girişini kolaylaştırarak genetik olarak duyarlı kişilerde EÖ gelişimine yatkınlık yaratabilir. Mide asit salgısını baskılayıcı tedavi sonrasında (Bkz. gastroözofagial reflü hastalığı) eozinofilinin kaybolması altta yatan nedenin GÖRH olduğunu düşündürmelidir. Primer eozinofilik özofajit, allerjik eozinofilik özofajit veya idyopatik eozinofilik özofajit olarak da adlandırılan EÖ GÖRH na benzer bir klinik gösterebilir ancak mukozadaki eozinofilik infiltrasyon PPI tedavisine rağmen devam eder. EÖ ve GÖRH nın birlikte bulunabileceğini belirten vaka bildirileri de mevcuttur. Bu hastalarda reflü semptomlarının yanında EÖ in tipik endoskopik ve patolojik bulguları saptanır ve genellikle sadece asit salınımını baskılayıcı tedavi ile hem histolojik hem de klinik bulgularda düzelme görülür. EÖ semptomlarına sahip ve EÖ olduğu histolojik olarak gösterilmiş olan hastaların bir kısmında PPI tedavisine cevap alınabilmektedir.
Tedavi
Eliminasyon diyetleri
Gıda ile alınan allerjenler EÖ in ortaya çıkışında güçlü uyaranlar olduklarından eliminasyon diyetleri hastalığın tedavisinde uzun süreden beri kullanıla gelmiştir. Pediatrik hastalarda gıda kısıtlamasına uyum erişkinlerden daha iyi olduğundan bu yaş gurubundaki hastalarda gıda allerji testlerinin yapılması ve tedaviye bir eliminasyon diyetiyle başlanması tavsiye edilir. En çok allerji oluşturabilecek altı çeşit gıdanın (süt proteini, soya, yer fıstığı/ceviz, yumurta, buğday ve deniz ürünleri) elimine edilmesiyle uygulanan ampirik eliminasyon diyetiyle (SFED- six food elimination diet) çocuk hastaların 3/4 ünde anlamlı histolojik düzelme sağlandığı bildirilmiştir.
Elementer diyetle çocuklarda iyi sonuçlar alınmasına rağmen erişkinlerde bu tür diyetlerin kullanımı uygulama güçlüğü nedeniyle pratikte sınırlıdır. Ampirik eliminasyon diyetinin erişkin EÖ li hastalarda da etkili olabileceğini düşündüren yayınlar mevcuttur. Gıda alerji testlerine göre uygulanacak gıda eliminasyon diyetleri elementel diyet uygulamalarına göre daha iyi tolere edildiğinden pratikte tercih edilir. EÖ de olayın başlamasını tetikleyen gıda ve/veya çevresel faktörlerin belirlenmesi maliyetli olabilir. Bu hastalar sıklıkla çok sayıda allerjene karşı allerjik olduklarından geniş spektrumlu gıda kısıtlaması hasta uyumunu güçleştirebilir ve yaşam kalitesini belirgin şekilde bozabilir.
Kortikosteroidler
Sistemik veya lokal (topikal) kortikosteroidlerin EÖ tedavisinde etkili oldukları gösterilmiştir. Sistemik kortikosteroidler EÖ de kısa sürede semptomatik ve histolojik düzelme sağlarlar. Sistemik kortikosteroid tedavisinde methylprednisolone (1mg/gün) 4 haftalık bir tedavi sonrasında tama yakın semptomatik ve histolojik düzelme sağlayabilmekte ancak tedavinin kesilmesiyle hastaların çoğunda semptomlar tekrarlamakta ve ilacın tekrar kullanılmasına gerek duyulmaktadır. Uzun süreli sistemik steroid tedavisine bağlı yan etkiler nedeniyle dikkatler topikal kortikosteroid tedavisi üzerinde yoğunlaşmıştır. Yapılan çalışmalarda sistemik kortikosteroid tedavisinin semptomatik ve histopatolojik düzelme elde edilmesinde topikal tedaviye belirgin bir üstünlük sağlamadığı gösterildiğinden günümüzde EÖ tedavisine topikal steroid tedavisi ile başlanması tavsiye edilmektedir. Topikal tedavi amacıyla kullanılan kortikosteroidler fluticason ve budesonid’dir. Bu ilaçlar genellikle spray şeklinde ambalajlanmış olduğundan özofagus mukozası ile temasının sağlanması için adaptör kullanılmadan ağza püskürtülerek çok az miktarda su ile yutulmalı ve ilacın kullanımından sonra 2 saat süreyle ağız yoluyla bir şey yenip içilmemelidir. Hastaların büyük bir kısmında tedavinin ilk haftası içinde semptomatik düzelme görülmeye başlar. Erken cevap alınan vakalarda topikal kortikosteroid tedavisinin 6 hafta sürdürülmesi ve semptomları tekrarlayan hastalarda aynı tedavinin 12 hafta gibi daha uzun bir süre uygulanması tavsiye edilir. Topikal steroidler tedavisinde tedavinin kesilmesinden sonra hastaların çoğunda 3-6 ay içinde semptomatik ve histolojik nüks görülmekte ve bu nedenle genellikle düşük dozlarda uzun süreli idame tedavisine ihtiyaç duyulmaktadır. Özofagusta mantar enfeksiyonu gelişimi (candidiasis) topikal kortikosteroid tedavisinin en sık görülen yan etkisidir. Topikal kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımda sistemik steroid tedavisinde görülen yan etkiler ortaya çıkabilir. Topikal kortikosteroid tedavisine cevap vermeyen vakalarda sistemik steroid tedavisine geçilmelidir
Montelukast
Montelukast bir selektif leucotriene-D4 reseptör inhibitörüdür ve bronşial asthma tedavisinde kullanılan bir ajandır. Özofagusun astımı olarak kabul edilen EÖ in tedavisinde montelukast kullanımı araştırılmıştır. İlaca 10mg/gün dozunda başlanıp tolere eden hastalarda 100mg/gün e kadar doz artırılarak tedavi sürdürülür. Bir çalışmada montelukast ile tedavi edilen hastalarda bir yıl sonunda hastaların %80 inde tam semptomatik düzelme sağlandığı bildirilmiştir. Semtomatik düzelme sağlandıktan sonra tedavi sonlandırıldığında semtomlar tekrarlayabildiğinden idame tedavisi önerilir. İlaç mukozadaki eozinofil yoğunluğunu azaltmadığından tedavi sonrasında alınan biyopsilerde dokudaki eozinofil miktarı azalmamış olabilir. Myalji, baş ağrısı ve bulantı en sık görülen yan etkilerdir. EÖ de montelukast kullanımı ile ilgili çalışmalar yetersiz olduğundan doz ve tedavi süresi ile ilgili kesin tavsiyelerde bulunmak için yeterli veri yoktur.
Biyolojik tedavi (Mepolizumab)
Mepolizumab IL-5 i selektif olarak bağlayarak inaktive eden IgG yapısında bir humanize monoklonal antikordur. IL-5 eozinofili ile giden hastalıkların patogenezinde önemli rol oynayan bir sitokin olduğundan IL-5 in antagonize edilmesinin tedavide fayda sağlayabileceği düşünülmüştür. İlaç hem periferik hem de doku eozionofil sayısında anlamlı azalma sağlamaktadır. Mepolizumabın sistemik kortikosteroid tedavisine cevap vermeyen EÖ li hastalardaki etkisini değerlendiren 11 hastalık bir pilot çalışmada ilacın hem periferik kandaki hem de mukozadaki eozinofil seviyesinde anlamlı azalma sağladığı görülmüştür. Mepolizumabın spesifik olarak EÖ de kullanımı ile ilgili bir çalışma olmadığından tedavi süresi ve güvenilirlik konusundaki bilgiler yetersizdir.
Endoskopik tedavi (Endoskopik dilatasyon)
EÖ de yemek borusunda oluşan darlıklara bağlı yutma güçlüğü ilaç tedavisine yanıt vermediğinde endoskopik dilatasyon (genişletme tedavisi) uygulanabilir. Endoskopik dilatasyon uzun süreli bir semptomatik düzelme sağlayabilir. EÖ de tıbbi tedavinin dilatasyon ihtiyacını azalttığı gösterilmiştir. Bu hastalarda özofagus dilatasyonu sırasında perforasyon (delinme, yırtılma) riski yüksektir. Bu nedenle özofagusta darlık gelişen EÖ li hastalarda, eğer mümkünse, dilatasyon öncesinde medikal tedavinin sonucu beklenmeli, ancak medikal tedaviye yanıt vermeyen hastalarda tecrübeli gastroenterologlar tarafından dilatasyon uygulanmalıdır.
Tedavi edilmeyen EÖ li hastalarda yutma güçlüğü ve kilo kaybı devam eder. Özofagusta aşırı eozinofil birikiminin uzun dönemdeki diğer sonuçları bilinmemektedir. Çocuk hastaların bir kısmı erişkin yaşa kadar semptomatik kalabilmektedir. Başarılı bir tedavi sonrasında tedavinin kesilmesiyle hastaların 1/4-1/2 sinde semptomlar tekrarlamaktadır. EÖ li hastalarda özofagusta kanser gelişimi bildirilmemiştir.
Kaynaklar
Dobrucalı A, Çağlar E. Eozinofilik özofajit. Türkiye Klinikleri Gastroenterohepatoloji. 2011;4(2):62-69.
Özofajit, yemek borusunun inflamasyonudur (iltihabi reaksiyon). Özofajitin birçok nedeni olabilir ancak özofajit denince ilk akla gelen, reflü özofajitidir (Gastroözofageal reflüde (mide asiti))(1,2).
Aslında fizyolojik olarak bir miktar reflü olması normaldir. Fizyolojik reflü yemekten sonra olur, kısa sürer, asemptomatiktir (yanmaya neden olmaz) ve gece olmaz. Patolojik olan reflüde ise yanma-ağrı ve diğer şikayetler vardır, özofagus mukozasında hasar oluşmuştur ve gece de reflü (ve doğal olarak semptomlar görülür).
"Gastroözofageal reflü (hastalığı, GERD, GÖRH)" ile "reflü özofajiti" terimleri arasındaki fark şudur: Gastroözofageal reflü (hastalığı), reflü semptomlarının olduğu hastalar için kullanılır (yanma, özellikle çikolata-alkol-acı biber-yağlı gıdalardan sonra semptomlarda artış, gece yanma-faranjit-regürjitasyon vb). Gastroözofageal reflü hastalığında özofajit olabilir - olmayabilir. Reflü özofajit ise, gastroözofageak reflü hastalarında bir alt gruptur, endoskopik olarak özofageal inflamasyon bulguları vardır. Diğer bir deyişle, reflü özofajiti, gastroözofageal reflü hastalığının bir komplikasyonudur.
Özofagusta normalde eozinofiller bulunmaz. Eskiden özofagusta eozinofillerinin bulunması, gastroözofageal reflü hastalığının bir işareti olduğu düşünülürdü. Günümüzde ve özofagusta eozinofil birikiminin bulunması ile birlikte özofageal semptomların bulunması, eozinofilik özofajit olarak adlandırılır. Eozinofilik özofajit hem erişkinlerde hem de çocuklarda görülebilir (3, 4).
Eozinofilik özofajite allerjinin neden olduğu düşünülmektedir (Gıda allerjisi, çevresel alerjenler, astım ve atopik dermatitle olan birliktelik). Çünkü eozinofilik özofajiti olanların (erişkin ya da çocuk), önemli bir kısmında başka bir allerjik hastalık daha vardır.
Lenfositik özofajit adından da anlaşılacağı gibi, epitel içinde (özofagus mukozasında) bolca lenfosit bulunmasıyla karakterize patolojik bir tanımlamadır. Lenfositler özellikle peripapiller alanda toplanmıştır. Lenfositik özofajit yeni bir tanımlamadır; ilk olarak Rubio (İsveçli patolog) ve arkadaşları tarafından, 2006 yılında kronik özofajitin bir alt tipi olarak tanımlanmıştır (1).
Histopatolojik olarak son zamanlarda daha sık tanınmakla birlikte, ayrı bir klinik hastalık olup olmadığı henüz bilinmiyor (endoskopik özofagus biyopsilerinin binde birinde saptanıyor). Normal özofageal biyopsiler ile karşılaştırıldığında; daha yaşlılarda görülüyor (55’e karşı 63 yaş) ve disfaji daha sık görülüyor (%33’e karşı %53), reflü ise daha az görülüyor (%38’e karşı %19) (5-7).
Tek bir başlık olsa da ilaçlar çok farklı mekanizmalarla özofajite neden olabilir. (1, 8, 9)
TABLET VE KAPSÜLLERİN BOL SUYLA İÇİLMESİ ÖNEMLİDİR
Bazı ilaçların susuz yutulması, yemek borusunda hasara neden olabilir. İlaca Bağlı Özofajit, Drug - Medication Induced Esophagitis de denir (Özofajit, özofagusta ülser, özofagus darlığı). Bu yüzden oral (ağızdan alınan) ilaçların bol suyla içilmesi önemlidir.
Hangi ilaçlar diye merak ederseniz
Özofagustaki dokularda bakteri, viral veya mantar enfeksiyonu, özofajit oluşturabilir. Enfeksiyöz özofajit nadirdir ve HIV / AIDS'li veya kanserli kişiler gibi zayıf bağışıklık sistemine sahip olan kişilerde sık görülür.
Candida albicans adı verilen (ağızda normalde bulunan bir mantar) enfeksiyoz özofajitin yaygın bir nedenidir. Bu tür enfeksiyonlar genellikle zayıf bağışıklık sistemi, diyabet, kanser, steroid ve antibiyotik kullanımına bağlıdır.
Özofajit ağrılı, zor yutma (disfaji) ve göğüs ağrısına neden olabilir.
Özofajit tedavisi altta yatan nedene ve doku hasarının ciddiyetine bağlıdır. Tedavi edilmediği takdirde, özofajit yemek borusunun mukozasına zarar verebilir, özofagusta daralmaya, kısalmaya neden olabilir ve gıdalardan ve sıvılardan mideye geçişini zorlaştırabilir (10).
1. Esophagitis. Mayo Clinic Staff, mayoclinic.org, 23 Ekim 2019.
2. Esophagitis. Michele Cho-Dorado, Ann Pietrangelo, healthline.com, 11 Aralık 2017.
3. Clinical manifestations and diagnosis of eosinophilic esophagitis. Peter A L Bonis, uptodate.com, 13 Mayıs 2019.
4. Treatment of eosinophilic esophagitis. Peter A L Bonis, uptodate.com, 17 Ekim 2019.
5. Rubio CA, Sjödahl K, Lagergren J. Lymphocytic esophagitis: a histologic subset of chronic esophagitis. Am J Clin Pathol. 2006 Mar;125(3):432-7. PubMed PMID: 16613348.
6. Rouphael C, Gordon IO, Thota PN. Lymphocytic esophagitis: Still an enigma a decade later. World J Gastroenterol. 2017 Feb 14;23(6):949-956. doi: 10.3748/wjg.v23.i6.949. Review. PubMed PMID: 28246468; PubMed Central PMCID: PMC5311104.
7. Approach to the evaluation of dysphagia in adults. Ronnie Fass, uptodate.com, 29 Mayıs 2019.
8. Medication-induced esophagitis. Donald O Castell, MD, uptodate.com, 22 Ekim 2018.
9. Bifosfonat kullanan hastalarda çenelerde osteonekrozun önlenmesi, tanınması ve ve alınması gereken önlemler. Prof. Dr. Gökhan ALPASLAN, Dr. Serdar, Prof. Dr. Tayfun ALAÇAM ve arkadaşları, Türk diş hekimleri birliği eğitim dizisi:20, 2015.
10. Approach to the evaluation of dysphagia in adults, Ronnie Fass, uptodate.com, 29 Mayıs 2019.
Gastro özofajial reflü, alınan gıdaların ve/veya mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Bu kaçışın özellikle yatar pozisyonda ve yemeklerden hemen sonra mide içi basıncın artmasıyla günde 10 defaya kadar olması ve dört dakikadan kısa sürmesi normal kabul edilebilir. Fakat günde 10 defadan fazla ve dört dakikadan uzun olursa veya bu kaçışa bağlı yemek borusunda hasar meydana gelirse buna gastro özofajial reflü hastalığı (GÖRH) denir. Sık (toplumun yaklaşık %20’sinde) görülen bir klinik tablo olup kalp kökenli olmayan göğüs ağrılarının en sık nedenidir.
GÖRH Nasıl Oluşur ?
Normalde mide içeriğinin ve safranın yemek borusuna geri kaçmaması bir miktar kaçış olduğunda ise bunların bertaraf edilmesi için vücudumuzda bazı savunma mekanizmaları vardır:
Bu yukarıda sayılan faktörlerden bir veya birkaçı bozuk olursa veya gebelik, şişmanlık, karın içinde yerleşen tümörler, karaciğer sirozu ve asit gibi mide basıncını arttıran faktörler varsa o zaman GÖRH oluşur.
GÖRH’nın Belirtileri Nelerdir ?
Teşhis Yöntemleri
Hastanın GÖRH’nı düşündürecek belirtileri varsa hastalığın var olup olmadığını ve verdiği hasarı saptamak için aşağıdaki tetkiklerden bir veya birkaçını yapmak gerekli olabilir;
GÖRH’nın Yan Etkileri;
GÖRH Tedavisi
Tedaviyi üç ana başlıkta incelemek gerekir.
1. Diyet ve önlemler:
2. İlaç Tedavisi:
Mide hareketlerini arttırarak midenin boşalmasını kolaylaştıran ve böylece mide içi basıncın düşük kalmasını sağlayan ilaçlara ilave olarak mide asiditesini azaltan ve böylece mide içeriği yemek borusuna kaçsa da oluşacak hasarı azaltan hatta önleyen ilaçlar kullanılır. Öncelikle 4 haftalık bir ilaç tedavisi başlanır. Sonrasında belirtiler tekrarlarsa ilaç tedavisine devam edilebilir. Hastalığın ciddiyetine göre ilaç kullanım sıklığı ve dozu ayarlanabilir. Şikayetler ilaç tedavisine rağmen devam ederse veya tedavi kesilir kesilmez tekrar ederse endoskopi ile teyid etmek gerekir.
3. Cerrahi Tedavi :
İzmir Özel Sada Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinden Randevu Almak için Bizimle İletişime Geçebilirsiniz.
(0232) 832 99 00
Yemeklerden sonra başlayan göğüste yanma, ağrı, boyunda gıcık, yutkunma zorluğu yemek borusu iltihabının bir göstergesi olabilir mi?!
Yemek borusunun iltihabına Özofajit denir. Bu iltihap akut ya da kronik (müzmin) olabilir. Bu hastalıkta adını Latincede özofagus (esophagus) ve –itis ekinden almaktadır. İngilizcesi esophagitis.
İlgili Makale
Göbek Deliği ağrısı hakkında bilinmesi gerekenler
Toplumda en yaygın görülen sebep mide asididir. Buna — Reflü Özofajit —denir (GÖRH — gastroözofageal reflü hastalığı). Bu durum yemek borusu ve mide arasında kapağın yetersiz olmasına bağlıdır (bkz: LES Gevşekliği).
Dinreç sistemi zayıf olan hastalarda bakteri, mantar veya virüs enfeksiyonu olabilir (özofageal kandidiyasis, Herpes özofajit). Yakıcı maddeler örneğin asit veya alkali içildiğinde yemek borusunu tahriş edebilir. Bu durum genelde çocuklarda, akli dengesi bozuk hastalar veya intihar girişimlerinde görülür. Ayrıca yemek borusu ışın tedavisi (radyoterapi), burundan hortum takılması (nazogastrik sonda) veya endoskopi gibi işlemler esnasında iltihaplanabilir. Bazı yiyecek ve içeceklere karşı alerji durumu yemek borusunu etkileyebilir (bkz: özinofilik özofajit, makalenin devamında).
Yemek borusu ilrihabı bazı hastalıkların sadece bir parçası olabilir mesela Crohn hastalığı.
Yemek borusunun büyük kısmı göğüs kafesinde yer alır. Dolayısıyla iltihap durumlarında mide ve göğüste yanma, ekşime, bulantı ve ağrı görülebilir. Ayrıca boyunda gıcık, yutma zorlu — disfaji — ve ağrılı yutkunma — odinofaji— eşlik edebilir. Bu şikayetler özellikle — yemeklerden sonra — artış gösterebilir.
Tanıya yönelik önce Endoskopi yapılabilir (bkz: Endoskopi nasıl yapılır?). Endoskopide iltihabın derecesi ve şiddeti — Los Angeles (LA) — sınıflamasına göre yapılabilir.
Özofajitin LA Sınıflanması
Tedavi nedenlere göre yapılır. Asit reflüsüne bağlı iltihap durumlarında mide asidini azaltan çeşitli ilaçlar verilebilir. Enfeksiyon durumlarında antibiyotikler başlatılır.
Erken tanı çok önemlidir. Tedavi edilmediği takdirde yemek borusunda ciddi hasar oluşur. Bu hasara bağlı bazen darlıklar bazen de doku değişimi görülebilir (displazi, metaplazi, Barrett özofagusu).
İlerleyen ve tedavi edilmeyen olgularda ise yemek borusu kanserinin gelişme olasılığı vardır (Özofagus CA). Cerrahi tedavide ise çeşitli anti-reflü ameliyatlar uygulanabilir.
LES Gevşekliği durumunda midede bulunan asit yemek borusuna doğru ilerler ve orada tahriş ve yara oluşmasına neden olur (Reflü Özofajit). Bu durum Gastro-Özofageal Reflü Hastalığı (GÖRH) olarak da bilinir. LES Gevşeklği hakkında daha fazla bilgi için: KÖS ne demek? LES Gevşekliği Nedir?
Bu durumda beyaz kan hücreleri (eozinofil) yemek borusunda birikir. Kronik bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bu konu hakkında daha fazla bilgi için: Eozinofilik Özofajit belirtileri nelerdir?
Bu durumda yemek borusunu kaplayan örtü değişime uğrar ve barsak astarını andıran dokuya dönüşür. Barrett’s özofagusunu yemek borusu kanseri (Özofagus CA) riskini arttırır. Barrett özofagusun hakkında daha fazla bilgi için: Barrett Özofagusu nedir?
Odinofaji ağrılı yutkunma demektir. Odinofaji hakkında detaylı bilgi için: Odinofaji: Sebepleri, tanı ve tedavi yöntemi
Anahtar kelimeler: özofagus, özofajit, kös yetmezliği, les gevşekliği, GÖRH, endoskopi, barrett özofagusu, odinofaji, fundoplikasyon