Piaget’e göre Bilişsel Gelişimin Temel Kavramları
Piaget[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]’e Göre Bilişsel Gelişim Süreci 4 Öğeyle Gerçekleşir
PİAGET’İN BİLİŞSEL GELİŞİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR
1-) Zekâ: Çevreye uyum sağlayabilme yeteneğidir.
2-) Şema: Çevreyle etkileşim sonucu oluşan, yeni gelen bilgilerin yerleştirileceği bir zihinsel çerçeve veya kalıptır. Bu şemalar örgütlenmiş davranış ve düşünce kalıplarıdır. İnsanların sahip oldukları ilk şemalar emme ve yakalama refleksleridir. Bu şemaları insan doğuştan getirir. Çeşitli yaşantıları sonucunda insanlar yeni şemalar edinir ve bu durum insanın tüm hayatı boyunca devam eder.
3-) Uyum sağlama (Adaptasyon): Bireyin çevresiyle etkileşerek, çevresine ve çevresindeki değişikliklere uyum sağlamasıdır. Bu iki türlü gerçekleşir: Özümleme ve uyumsama
Özümleme (asimilasyon): Bireyin yeni karşılaştığı durumları önceden var olan şemaların içerisine yerleştirmesi ve açıklamasıdır. Birey yeni karşılaştığı bu durumları daha önceki benzer şemalara yerleştirerek bir genelleme yaparak açıklamaya çalışır. Yani özümleme şema içinde bir değişikliğe neden olmaz. Bu nedenle şemanın ürettiği şemaya ait davranış ve düşüncede değişiklik de olmaz. Mesela; Hayatında ilk kez leopar gören bir çocuk daha önce edindiği kedi şemasına leoparı yerleştirerek, leoparı kedi olarak tanımlayacaktır ve kedilere yaptıklarını (sevme, dokunma gibi) yapmaya çalışacaktır.
2013 KPSS: Televizyon kumandasını mikrofon olarak kullanan Defne’nin davranışı özümlemedir.
Günlük yaşantımızda ilk kez karşılaştığımız şeyleri, bilinen şeylere benzeterek açıklama davranışımız bu özümleme davranışına örnektir. Mesela; kedinin dört ayaklı bir hayvan olduğunu bilen yani kedi ile ilgili bir şemaya sahip olan bir çocuk, ilk defa gördüğü bütün dört ayaklı hayvanlara (köpek, at, aslan, leopar) kedi der (genelleme), yani özümler.
Uyumsama (Akodomasyon/yerleştirme): Mevcut şemayı yeni durumlara göre yeniden biçimlendirme süreci veya yeni şemaların oluşturulması sürecidir. Uyumsama da yeni şemalar oluşturulur veya daha önceki şemaların kapsamı ve nitelikleri değiştirilir.
Uyumsama, karşılaşılan bir durumda eski şema işe yaramadığında ortaya çıkmaktadır ve böylece yeni şemalar zorunlu olarak oluşturulmaktadır. Mesela; köpeklere kedilere davrandığı gibi davranan çocuk, köpeğe yemesi için süt verir, ancak onun havladığını, kemik yediğini görünce (ayırt etme) köpeği kedi şemasından çıkarır, ayrı bir köpek şeması oluşturur.
|
4-) Dengeleme: Birey, karşılaştığı yeni bir durum dengesini bozduğunda özümleme veya uyumsama yaparak yeni duruma uyum sağlayıp tekrar dengesini bulur. Özümleme ve uyumsama ile bu yeni durum açıklanamıyorsa yok sayma (görmezden gelme) ile denge durumu sağlanır. Çocuk için yeni olan her şey dengeyi bozar, özümleme ve uyumsama ile denge yeniden sağlanır.
5-) Örgütleme: Zihindeki düşünce ve bilgi parçacıklarını sistematik ve tutarlı hale getirmek için birleştirme/ilişkilendirme eğilimidir. Birey birbirinden bağımsız olarak öğrendiği bilgileri, birbirleriyle ilişkilendirip yeni bir bilgiye ulaşır. Mesela; küçük bir çocuk önceleri sadece araba şemasına sahipken, deneyimleri sonrasında kamyon, otobüs, tren, traktör, dozer, tır, uçak gördükçe bunları kendi içinde gruplara ayırarak organize eder; iş araçları (dozer, traktör), yük taşıtları (kamyon, tır), toplu taşıma araçları (otobüs, uçak, tren) gibi gruplara ayırır.
Piaget, zihinsel gelişimle sistemli ve bilimsel olarak ilgilenen ilk araştırmacılardandır. Piaget bilişsel gelişimin beynin ve sinir sisteminin olgunlaşması ve bireyin çevreye uyum sağlaması sonunda ortaya çıktığını belirtmektedir. Piaget, zekayı, çevreye uyum sağlama becerisi olarak tanımlar ve ona göre “zeki insan”, içinde yaşadığı çevreye en iyi uyum sağlayan insandır.
Piaget çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalar sonrasında çocukların yetişkinlerden farklı, kendilerine özgü bir bilişsel yapı içinde olduklarını gözlemlemiş ve kuramını oluşturmuştur. Piaget bu görüşünü ifade ettiği zamanlarda, çocukların minyatür yetişkinler olduğu düşünülmekte, onlardan yetişkinlerin yapabildiği her şeyi yapmaları beklenmekteydi.
Piaget’in bilişsel gelişim kuramın en önemli kavramları, şema, uyum sağlama (adaptasyon), özümseme (asimilasyon), uyum kurma (akomodasyon), dengeleme ve örgütlemedir. Bu kavramlar aşağıda özetlenmiştir.
Şemalar en temel zihinsel yapılardır. Şema, çevreyle etkileşim sonucunda oluşan, organize olmuş, kolaylıkla tekrar edilebilen davranış ve düşünce kalıbı olarak tanımlanabilir. Şemalar balık tutmak gibi davranışsal veya balık tutmayı bilmek gibi bilişsel olabilir.
Bebeklerin doğuştan sahip oldukları emme ve yakalama refleksleri ilk şemalarıdır. Bebekler bu şemalarını kullanarak yeni şemalar oluştururlar. Bebek bu şemayı kullanarak annesinin memesini, biberonu, emziği, kendi parmağını emer. Bu deneyimleri sonrasında farklı şemalar geliştirir, onlara verdiği tepkileri değiştirir. Bebeklerin yaşam deneyimleri artıkça refleks düzeyindeki basit şemaların yerini karmaşık şemalar alır. Örneğin; yeni doğan bir çocuk acıktığında annesinin parmağını uzun süre emerken, üç aylık bir çocuk süt gelmediğini fark ettiğinde parmağını ağzından çıkararak yeni bir şey arar.
Şema bir çerçevedir, şema bilgisayarda kayıtlı bir dosyaya benzetilebilir. Birey deneyimler kazandıkça şemalarının içine yeni bilgiler eklenir. Şema içindeki bilgiler birbiri ile tutarlı bir bütün oluşturur. Örneğin; küçük bir çocuk için “top” şeması, yuvarlak olan ve zıplayan nesneleri içerir, futbol topu, basketbol topu, pinpon topu hepsi bu şema içindedir. “Top” şemasına sahip bir çocuk ilk kez yumurta gördüğünde ona da “top” der ve zıplaması için yere atar. Yumurta kırıldığında çocuk şaşırır, şemaya uygun olmayan bir durumla karşılaşmış olur. Bu yeni durumu çözmek için özümseme ya da uyma yaparak yeni duruma uyum sağlar.
Adaptasyon veya uyum sağlama, organizmanın içinde yaşadığı ortamla daha etkin ve olumlu bir ilişkiye girmesi yani o ortama ayak uydurması, uyum sağlamasıdır. Adaptasyon süreci birbirini tamamlayan iki farklı süreç olan; özümleme (asimilasyon veya özümseme) ve uyma (akomodasyon) süreçlerinden oluşur.
Özümleme (asimilasyon ya da özümseme), bir nesnenin veya bir olgunun var olan zihinsel şema / kategoriler içerisine yerleştirilmesi bu yolla sınıflanması ve daha sonra da kullanılması olarak tanımlanır.
Her çocuk yeni bir nesneyle karşılaştığında ve onu kullanmaya başladığında, (bir gıdanın sindiriminde olduğu gibi) o nesneyi özümler, yani sindirip kendinden bir parça haline getirir. Çocuk yeni bir nesne ya da durumla karşılaştığında bu nesne ya da durumu daha önce kendisinde var olan şemalarla anlamaya, açıklamaya çalışır. Yukarıdaki örnekte kırılan yumurtayı gören çocuk, yumurtaya “kırılan top” diyerek onu top şeması içine aldığında özümseme yapmış olur.
Kedinin dört ayaklı bir hayvan olduğunu bilen yani kedi ile ilgili bir şemaya sahip olan bir çocuk ilk defa gördüğü bütün dört ayaklı hayvanlara (köpek, at gibi) kedi der, yani özümler. Kısacası onları da eski şemalarının içine yerleştirerek sindirmeye, anlamlandırmaya çalışır.
Günlük yaşamda ilk kez karşılaşılan şeyleri, bilinen bir şeye benzeterek açıklama davranışı özümseme örneğidir. İlk kez künefe yiyen birisi, künefeyi “peynirli kadayıf diye özümser. Künefeyi kadayıf şeması içine alır. İlk karşılaştığında devekuşuna iri tavuk, kaplana büyük kedi demek de özümsemedir. Özümseme şema içinde bir değişikliğe neden olmadığı için şemanın ürettiği davranış veya düşüncede değişiklik olmaz. Kaplan’a büyük kedi diyen çocuk, kediye yaptıklarını kaplana da (sevme dokunma) yapmaya çalışır.
Uyma (uyumsama, uyum kurma ya da akomodasyon), veya bir başka deyişle kendine uydurma; deneyimler sonrasında yeni şemalar yaratarak ya da önceden var olan şemaların kapsam ve niteliklerini değiştirerek, yeni edinilen deneyimlerin gereklerine uygun davranmaktır. Bir başka ifadeyle uyma, karşılaşılan bir olayda eski şemalar işe yaramadığında, yeni duruma uygun şemalar yaratmaktır.
Yukarıdaki örnekteki çocuk yumurtayı “top” şemasından çıkararak, yumurta diye, “yuvarlak ama zıplamayan, kırılan” şeklinde yeni bir şema oluşturur. Yukarıdaki diğer örnekte köpeklere kediye davrandığı gibi davranan çocuk, köpeğe yemesi için süt verir, onun havladığını, kemik yediğini görünce kedi şeması içinden çıkarır, ayrı bir köpek şemasını oluşturur. Benzer yaşantıları at için de yapar. Kedi, köpek ve at için ayrı şemaları olan çocuk kedi, köpek ve ata farklı şekilde davranır.
Piaget’e göre, bilişsel gelişimin temelindeki itici güç dengelemedir. Piaget‘e göre insan nasıl ki her dengesini kaybedip düştüğünde ayağa kalkıp yeniden denge kurmak istiyorsa, zihinsel açıdan da dengede olmak ister. Yani bilgilerinin birbiri ile tutarlı olmasını, aralarında çelişki olmamasını ister. Dengelenme ile, çocuğun yeni karşılaştığı bir durumla, kendisinde önceden var olan bilgi ve deneyimleri arasında denge kurmak için yaptığı zihinsel işlemler kast edilmektedir Çocuk, karşılaştığı yeni bir durum dengesini bozduğunda özümseme ya da uyumsama yaparak yeni duruma uyum sağlayarak tekrar dengesini bulur.
Piaget, zihindeki düşünce ya da bilgi parçalarının birbirinden bağımsız halde bırakılmayarak çocuk tarafından sürekli olarak ilişkilendirilmeye, bütünleştirilmeye çalışıldığını varsayar. Piaget bu mekanizmaya örgütleme demektedir. Örgütleme yoluyla çocuk giderek daha üst düzeyde, daha dengeli zihinsel yapılar kurar. Örneğin; bir çocuk dedesini tanıyabilir ve onun babasının babası olduğunu öğrenebilir.
Bu bilgiden bağımsız olarak, amcasını tanıdığında ve onun babasının kardeşi olduğunu öğrendiğinde, bir başkası demese dahi amcasının dedesinin oğlu olduğunu anlaması mümkündür. Çocuk birbirinden bağımsız olarak öğrendiği bilgileri, birbirlerinden bağımsız bütünler olarak bırakmadan, onları birbirleri ile ilişkilendirip yeni bir bilgiyle ulaşır. Küçük bir çocuk önceleri sadece araba şemasına sahipken, deneyimleri sonrasında kamyon, otobüs, tren, minibüs, dozer, traktör ve tır gördükçe bunları kendi içinde gruplara ayırarak organize eder; yük taşıtları, toplu taşıma araçları, iş araçları gibi çeşitli gruplara ayırır.
Piaget, adaptasyon (uyum sağlama) ve örgütlemenin doğuştan getirildiğini ve tüm yaşam boyunca işlev gördüklerini belirterek bu iki kavrama değişmez işlevler adını verir.
İsviçreli psikolog Piaget, 20. Yüzyılın en ses getiren kuramlarından biri olan Bilişsel Gelişim Kuramı’nı ortaya atmıştır. “Bilgi nasıl gelişir ve değişir?” sorusuna cevap arayan Piaget, kuramını kendi üç çocuğunu gözlemleyerek şekillendirmiştir. Piaget’yegöre çocuk, aktif öğrenendir. Doğuştan meraklı ve ilgilidir. Kendisine aktarılan bilginin pasif alıcısı değildir. Aktif bir şekilde, insanlarla ve nesnelerle iletişim kurarak bilgiyi kendi kendine edinir. Piaget’e göre bilişsel gelişim özümleme ve uyumsama işlemlerine bağlıdır. Piaget, çocukların oyununu ciddiye alan ve gelişime olan etkisine vurgu yapan ilk kuramcılardandır. 1962 yılında yazdığı, “Oyun, Düşler ve Taklit” isimli çalışması oyun ve bilişsel gelişim arasındaki ilişkiyi titizlikle analiz etmektedir. Piaget’nin kuramında oyun, çocuğun sadece bilişsel gelişimini yansıtmaz, onu aynı zamanda destekler. Çocuklar oyun sırasında yeni beceriler kazanmaz, ancak varolan becerilerini tekrarlar ve pekiştirirler. Bu tekrar ve pekiştirme süreci çok önemlidir, çünkü bu süreç olmazsa edinilen beceriler kaybedilebilir. Piaget’yegöreoyun “kendi içinde bir bütündür, doğaçlamadır, eğlenceli bir etkinliktir, belli bir sıra ve mantık gerektirmez, çatışmalardan uzak, özgür bir ortamdır, içten güdümlüdür”. Oyun, çevredeki nesneleri ve olayları keşfetme, araştırma ve deneme etkinliğidir. Piaget, bilişsel gelişimde olduğu gibi, oyun gelişimini de belirli evreler altında sunmuştur:
Kaynak: Erden, F.(2016). Oyun Kuramları. Ören, M. (Ed.). Çocuk Ve Oyun içinde (Ünite 2). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Hata Bildir