Çocuğunuzun bitmek bilmeyen mızmızlarından, sızlanmasından bıktınız mı? Eminim ki bazen dişlerinizi sıkıyorsunuz ya da sinirlenmenin dışında bağırıyorsunuzdur. 2-4 yaş arası genelde çocukların sürekli sızlanma, mızmızlanma dönemleridir. Çoğu aile bunu çok sinir bozucu bulmakta ve sakin kalmada zorlanmaktadır.
"Çocuğunuzla geçirdiğiniz her ana kıymet vermelisiniz,çünkü çok yakında kendi kendine yürümeye başlayacaktır"
Çocuklar çok zekidir ve sizden istediği şeyi almasını çok iyi bilir. Bu kulak tırmalayan mızmızlanma, ağlama ve bağırma genelde sizi zora sokar. Bu makalede çocuklarda mızmızlanmayı ve inatçılığı bitirme yöntemleriyle karşılaşacaksınız.
Okula başlangıç çocuklar için hayatlarının dönüm noktalarından biridir… Böyle bakıldığında bu önemli başlangıç, elbette beraberinde birçok farklı duygu, düşünce ve davranışların eşlik ettiği uyum sürecini gerektiriyor. Okul başlangıcı ve çocuğun okula uyum süreci bazı çocuklarda rahatlıkla ve sağlıklı bir şekilde atlatılırken, bazı çocuklarda bu süreç uzar, aksamalar olur ve bu durum çocuğun yaşantısında sıkıntıya yol açar. Okulların açılmasının üzerinden yaklaşık 1 ay geçmiş olmasına rağmen çocuk hala okula gitmek istemiyorsa bu durumun değerlendirilmesi gerekir. Normal şartlarda bu süre içerisinde okula başlangıç ve alışma sürecinin tamamlanmış olması beklenir. Çocuğun okula gitmek istememesini etkileyen pek çok faktör olabilir.
Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı Klinik Psikolog Emel Güler, anlattı.
Öncelikle Çocuğun Neden Okula Gitmek İstemediği Anlaşılmalıdır!
Yukarıda sayılan tüm etkenler çocuğun okula gitmek istememesine neden olabilecek faktörlerdir. Tüm bunların yanı sıra;
En sık görülen çocukluk çağı problemlerinden olan ‘ayrılık kaygısı bozukluğu’ ve buna bağlı okul reddi nedeniyle çocuklar okula gitmek istemeyebilir.
Ayrılık Kaygısı Bozukluğu Olan Çocuklarda;
Okula gitmek istememe, devamsızlık, okula sürekli geç kalmak, anneden ayrılmak istememe, yalnız kalmak istememe, ağlama, konsantre olmakta zorluk, arkadaşlarından kaçınma, sosyal becerilerde düşüş gibi davranışsal belirtiler; çekingenlik, utangaçlık, huysuzluk, hırçınlık gibi duygusal belirtiler; karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma gibi fizyolojik belirtilerdir. Bunların yanı sıra “annemi bir daha göremeyeceğim”, “kaybolacağım”, “kaçırılacağım” gibi düşüncelerin eşlik ettiği bilişsel belirtiler sıklıkla görülür.
Aile Çocuğa Nasıl Davranmalı?
Çocukta ayrılık kaygısı bozukluğu olup olmadığı mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Eğer; ayrılık kaygısı bozukluğu varsa ve bu nedenle okula gitmek istemiyorsa, profesyonel destek alınmalıdır.
Öğretmen ve Veli İlişkisi İşbirliğine Dayalı Olmalıdır!
Okulda öğretmenler, çocukla ilgili gözlemlerini mutlaka aile ve terapist ile paylaşmalıdır.