çok sıkıldım bu hayattan atıcam kendimi çekyattan / rifki meyoz (@x.rifki_meyoz.x) • Instagram photos and videos

Çok Sıkıldım Bu Hayattan Atıcam Kendimi Çekyattan

çok sıkıldım bu hayattan atıcam kendimi çekyattan

çok sıkıldım hayattan atıcam kendimi çekyattan asdfghdfghjdfg

About Sururi Talha Can:

Sururi Talha Can photo gallery:

Nothing to show here at this time

Latest answers from Sururi Talha Can

0 (hiç değil) ila 10 (çok) üzerindeki ölçek üzerinde, ne kadar kıskançsın?

ya varya bu soruyu sorarken böyle %85 falan dudak dersin diye düşünmüştüm instagramda takip ettiğin kızlardan ötürü asdfghsdfghasdfgh

fşakjsd erkeğim kızım ben hepsi ilgimi çekiyor ama öncelik olarak gözler ve dudaklar

kaç yaşındasın

göt mü meme mi dudak mı

Göt sanırım yada meme yada dudak ayırt etmiyorum aslında şlskja

akıllı ama çirkin kız mı? salak ama güzel kız mı ?

Akıllı ve gideri olan kız aşlsdkaj

oha rsmn içndki spğı ortya ckrdı .s.s.s ast5hygtr

Öyle oldu biraz şasdlkjad

baya baya hemde :D

üff şimdi bi alavara markarnası olucaktı... neyse gidiyom ben açıktım galba :DASFGF

Bende açım memeye açım memeye ulam

ahahahahahahah aşk işte naparsın :P

sen hadi inşallah seti falan diye fotoğraf atarsında ben dikkatli izlemezmiyim

Baya baya takip ediyorsun yani :D

Language: English

Selaam^^ Yepyeni ve uzun bir bölüm. İyi Okumalar!

Multi: Emir Erat ve Oğuz Çelik.

Soru sorarcasına Bora'nın yüzüne bakıyordum. Beni bulmuştu ve en önemlisi ne yapacaktı! Kapının pervazına tutunup başımı kaldırdım. Bora elindeki beyaz bezle gülümsedi. Ne yapacağını düşünürken beni aniden kendisine çekti ve bezi burnuma bastırdı. Beni kaçıracaktı! Kahretsin!

Nefes almamaya çaba göstererek çırpındım. Yaptığım tüm hareketler boşluğa denk geliyordu. Nefesimi daha fazla tutamadığım an derin bir nefes almak zorunda kaldım. Bilincim kapanırken Bora beni yavaşça kucağına aldı.

Fatma'Dan

Yatağımda rahatça gerinip gözlerimi açtım. Bugün okul yoktu. Yaşasın haftasonu! Yatağımdan çıkıp üzerime siyah hırkamı giydim. Bugün kızlara güzel bir kahvaltı hazırlayabilirdim. Aha buldum! Oğuz'u, Emir'i ve Buğra'yıda çağırabilirdim. İçimdeki melek görünümlü şeytan gülümsedi.

Mutfağa gidip ne yapabileceğimi düşündüm. Omlet, sosis, salam ve diğer tüm kahvaltık malzemeler. Bence bunlar yeterliydi. Fatma'dan bahsediyoruz bunlar bile fazla! Dolaptan gerekli malzemeleri çıkarıp ellerimi yıkadım.

Geniş bir kabın içine beş tane yumurta kırdım. Dilimlediğim sosisleride içine atıp güzelce çırptım. Isınmış olan tavanın içine karışımımı döktüm. Isıtıcıya sıcak su koyup çaydanlığı çıkardım. İçine üç kaşık çay koydum. Diğer kahvaltıklarıda masaya koyup çayı demledim. Telefonumu çıkarıp Oğuz'a mesaj attım.

Gönderilen: Espiritör

"Kahvaltıya sizi bekliyoruz. Beş dakikaya bizde olursanız sevinirim. Konumu whatsaptan atarım."

Whatsapa girip konumu attım ve mesajımın cevabını bekledim. Üç dakika içinde mesaj geldi.

Gönderen: Espiritör

"Tamam hazırlanıp geliyoruz."

Gülümseyip Livanur'un odasına çıktım. O mu yatakta yatıyordu yatak mı onda çözememiştim doğrusu.

"Kalk kız bak kahvaltı hazır. Emirciğin de geliyor ay ne kadar güzel değil mi? Teşekkür etmene gerek yok çok iyi bir arkadaş olduğumu biliyorum." Diyip Livanur'a döndüm.

Yatakta oturmuş kuş yuvasına dönmüş saçlarıyla bana bakıyordu. "Tabii canım çok düşüncelisin. Emirciğimmiş! Yok canım ne Emirciği bebeğimin babası o tövbe yarappi!" Diyip yataktan kalktı. Ne?! Livanur Emir'den hamile mi?!

"İnanamıyorum siz, sen Emir Oha! Yattınız ve sen ne ara hamile kaldın. Oy başımıza gelenler uyan Asya uyan teyze oluyoruz!" Diye şaşkınlıkla bağırdım.

"He ikiz hemde hediyemi şimdiden isterim. Allah'ım yardım et! Mal mısın Fatoş sadece şaka yaptım! Kapı çalıyor sen bak ben bi lavaboya gidiyim." Dedi ve esneyerek odadan çıktı.

Kapının önünde saçlarımı düzeltip kapıyı açtım. "Selam, hoşgeldiniz!"

"Günaydın ve hoşbulduk!" Dedi Buğra. Elindeki -sanırım ekmek- poşeti bana uzattı. Poşeti alıp kapıyı biraz daha açarak içeri girmelerine izin verdim. Onları direk mutfağa aldım.

Emir masaya bakıp otuz iki diş gülümsedi. "Yemek!!!" Diye haykırdığında yerimden sıçradım.

Oğuz Emir'in saçlarını okşayıp, "Sakin ol oğlum bak kızı ürküttün şimdi uslu bir köpecik ol." Dediğinde kahkaha attım.

"Köpek seviyor sanki mal! Dokanma bana dokanma!" Dedi Emir ve masaya oturdu.

"Dokanma değil Emir dokunma." Diyerek onu uyardım. "Ben Asya'yı uyandırıp geliyorum." Diyerek mutfaktan çıktım.

Asya'nın odasına girdiğimde yatağında yoktu. Balkonuna ilerleyip balkona baktım ama oradada yoktu. Odasına geri döndüğümde yerdeki kağıt dikkatimi çekti.

"Selam kızlar. Bora ben Bora Özkara. Asya'nın nişanlısı terk ettiği nişanlısı! Şuan bunu okuyan kişi ne kadar üzülmüşsündür ama kıyamam! Siz çok büyük bir hata yaptınız! Eğer onu gelip almak isterseniz Karacabey çiftliğinde sizi bekliyor olacağız!"

Okuduğum yazı tir titrememe sebep olmuştu. Elimdeki kağıt parçasıyla mutfağa koştum. "Bora Asya'nın evleneceği çocuk burada! Asya'yı kaçırmış bakın bu mektubu bırakmış şerefsiz!" Diye bağırdığımda tüm gözler şaşkınlıkla bana döndü.

Livanur yüksek sesle mektubu okuduğunda ağlamaya başladı. "Lan Bora! LAN BORA! O çiftliğe gitmemiz lazım hemde hemen!" Dedi.

"Emir arabayı çalıştır. Kızlar sizde sakin olun bulucaz Asya'yı o Bora denen piçin yanınada bunu bırakmıcaz!" Dedi Buğra.

Livanur'la beraber ağlayarak arabaya bindik. Umarım Asya'ya bişey olmaz umarım!

Asya'dan.

Gözlerimi açtığımda baş ucumda uyuya kalmış Bora'yı gördüm. Beni kaçırdığı aklıma geldiğinde gözlerim yavaşça dolmuştu. Ellerimi ve ayaklarımı hareket ettirdiğimde yatağa bağlı olduğumu anladım. Hadi ama bunlar sadece film ve kitaplarda olur!

"Yardım edin, imdaat!" Diye avaz avaz bağırdığımda Bora sıçrayarak uyandı.

"Sakin ol ama sevgilim. Hem istediğin kadar bağır çiftlik evindeyiz burada kimse seni duyamaz. Ses tellerine yazık ediyorsun!" Diyip gür bir kahkaha attı.

"Bora bırak beni bak ne olursun! Ben ne yaptım sana ya ne yaptım?!" Diyip burnumu çektim. Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmıştı.

"Ben ne kadar rezil oldum sen biliyor musun ha biliyor musun?! Heryer bizi konuştu be insanlar bana acıyan gözlerle baktı. Herkez arkamdan 'Duydunuz mu Bora Özkara'nın nişanlısı evlenmemek için kaçmış!' Dediler. Şerefimi haysiyetimi beş paralık ettin sen!" Diye kükredi. Gözyaşlarım daha fazla akıyordu.

"Be...benden ne istiyorsun?" Diyip hıçkırdım. Korkuyordum. Karşımda duran bu gözleri dönmüş çocuktan korkuyordum!

"Seni! Benim olduktan sonra belki benimle evlenmeye razı gelirsin! Güzel fikir değil mi?!" Diyip yine o kulaklarıma çınlama gibi gelen kahkahasını attı.

Duyduklarım karşısında bedenim irkilmişti. Tüylerim diken diken olmuştu! Bu spastik herif bana tecavüz edecekti! Tecavüz!

"Yoo hayır! Sen bunu yapamazsın. Sana spastik demekte haklıydım! Sen manyağın tekisin gözün dönmüş senin! Kendine gel Bora kendine!" Sonlara doğru sesim kısılmıştı. Korku dalgası vücudumun heryerine yayılıyordu.

"Kes sesini! Bugün burada benim olacaksın ve tüm konu kapanacak! Herkes susacak!" Diyip yatakta üzerime çıktı.

Çığlık atmaya devam ederek kafamı durmaksızın oynattım. Kapıdan bir gürültü koptuğunda o tarafa döndüm. Buğra, Emir, Livanur, Oğuz ve Fatma tam karşımda duruyolardı. Kurtuldum!

"Lan sen naptığını sanıyorsun karaktersiz piç!" Dedi Buğra ve Bora'nın yakasından tuttuğu gibi duvara yapıştırdı.

"Yardım edin kurtarın beni ne olursunuz." Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Livanur ayağımdaki ipleri çözerken Fatma da ellerimi çözdü. Yatakta doğrulup sıkıca Livanur'a sarıldım. Fatma'da arkamdan sarıldı. Üçümüzde hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk.

"Heeeyt amına koyarım senin ha putperest pezevenk!" Diyerek Bora'ya girişen Oğuz'a gülmemek elde değildi. Livanur ayağa kalkıp kollarını sıvadı.

"Livanur ciddi misin?" Dedi Fatma ağlamaktan kısılan sesiyle. Oğuz Buğra'yı tutup kenarı çekti. Emir arkadan Bora'nın kollarını tutarak hareket etmesini engelledi.

Livanur Bora'nın yüzüne sert bir yumruk atıp gülümsedi. "Seni orospu çocuğu!"

Bir yumruk daha atıp bacak arasına tekmeyi geçirdi. Bora kasıklarını tutarak yere çöktü.

"Şunuda videoya çek baksana panda gibi yerde yuvarlanıyor enayi! Üzgünüm Bora Özkara pandalar kadar tatlı değilsin. Bir kızdan dayak yedin bu senin olmayan şerefine çok ağır gelir!" Diyerek bir kahkaha patlattı Oğuz.

Buğra olanları videoya almıştı. Buğra telefonu Oğuz'a verip yerde yatan Bora'ya ilerledi. Saçından tutup başını kaldırdı.

"Asya ile ilgili ailesine hiçbirşey bahsetmeyeceksin! Yerinide söylemeyeceksin yoksa Livanur'un seni dövdüğü videoyu her yerde yayarım! Anladın mı beni?" Dedi Buğra.

Bora başını sallayınca Buğra saçını çekti. "Ahh!" Diye acıyla inledi Bora. "Duyamadım ne?" Dedi Buğra.

"Tamam yemin ederim bu konu yaşanmamış gibi olacak!" Dedi Bora. Buğra ayağa kalkıp Bora'nın karnına tekme attı. "Aferim sevimsiz pandacık!"

**
"Çok sıkıldım bu hayattan atıcam kendimi çekyattan." Dedi Oğuz ve koltuktan kendini yere attı. Gözlerimi çıkarmak istercesine devirdim. Livanur ile Emir yukarı ki odada pes oynuyorlardı.

Fatma, Oğuz, Buğra ve ben oturma odasında oturuyorduk. Öğrendiğim kadarıyla bu ev hem Oğuz'un hem Emir'in hemde Buğra'nındı. Yani onlarda biz gibi yalnız başlarına yaşıyorlardı ama ailelerinin haberi vardı ve onlara her ay yeterli miktarda para yolluyordu.

"Off." Diyerek derin bir iç çektim. İş hala daha bulamamıştık. Hayatımız zora gidiyordu.

Buğra, "Birşey mi oldu?" Dedi koltukta bana dönerken. Huzursuzca evet manasında başımı salladım.

"İş yani iş bulmamız gerekiyor! Bildiğiniz bir yer var mı? Bu konuda bize yardımcı olabilirsiniz bence." Diyip gülümsedim. Bu iyi fikirdi bize iş bulmakta yardım edebilirlerdi.

"Takma kafana onu hallederiz merak etme." Dedi Buğra ve ayağa kalktı. "Kahve?" Dedi sorarcasına.

"Hepimiz içiyoruz yani üç şekerli." Dedi Oğuz. Fatma ile beraber onu onayladık. Hala daha korkuyordum. Bora aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyordu! Sağolsun ki bu beş iyi kalpli insanlar yanımdaydı ve kendimi güvende hissediyordum.

Bu sabah yaşananları bi kenara bırakmalıyım sanırım çünkü o evden çıkalı saatler olmuştu ve kimse o konuyu açmıyordu. En iyisi yaşanılmamış gibi davranmaktı. Buğra'nın uzattığı kahve ile irkildim. Teşekkür edip elinden aldım.

Kahveden büyük bir yudum alıp içimi ısıtmasını bekledim. "Eee Oğuz çok sakinsin hayırdır espirilerin mi tükendi?"

"Konuşurum sus dersiniz susarım iii iğiz ispirilirin mi tikinti al işte." Dedi ve gözlerini devirdi.

"Ayy dışarıda kar yağıyor! Ne kadar da güzel. Bence dışarı çıkıp eğlenmeliyiz burda saf gibi oturmaktansa..." dedi Fatma ve hevesle gülümsedi.

"Üzerimde pijamalarım var Fatoş hem üşürüm hemde bilmiyorum neyse." Diyip dil çıkardım. Neden yaptıysam artık.

Fatma yüzünü astı ve ellerini bağlayıp arkasını döndü. Çocuk ruhlu arkadaşım benim!

"Benim kıyafetlerimden giy ceket felan veririm ben Fatma haklı eğlenceli olabilir." Dedi Buğra ve gülümsedi. Gamzelere bak gamzelere!

"Tamam o zaman." Diyip bende gülümsedim. Fatma ellerini çırpıp "Yaşasın biz Oğuzla bahçeye çıkıyoruz sizde çabuk gelin." Dedi.

Buğra bana kıyafet getirmek için yukarı çıktığında bende ayağa kalkıp cama doğru ilerledim. Buğulanmış cama ince parmaklarımla rastgele şekiller çizmeye başladım.

"Bunları giyebilirsin. Ben mutfakta seni bekliyorum." Dedi Buğra ve gülümsedi. Kapıyı kapatıp çıktığında bende hızlıca üzerimi giyindim. Açıkçası biraz yada dur biraz değil fazlasıyla delilere benzemiştim.
Bu tipimden utana sıkıla Buğra'nın yanına ilerledim. Buğra beni gördüğünde gülmemek için kendini sıktı. Yüzü kıpkırmızı olmuştu resmen.

"Sıkma kendini gülebilirsin." Diyip gözlerimi devirdim. Buğra içten bir kahkahayla gülerken dayanamayıp bende ona katıldım.

Beraber dışarı çıktığımızda Oğuz ile Fatma bildiğimiz yerde yuvarlanıyorlardı. İkiside çocuk ruhluydu bunların. Gülümseyip onları izlerken Oğuz bizi fark edip başını kardan kaldırıp beni süzdü.

"Vurur yüze ifadesi şu tipe bak bitanesi." Diyip Fatma ile beraber gülmeye başladılar. Yerden karı avuçlayıp Oğuz'un yüzüne fırlattım.

"Bence şöyle yapalım. Oğuz ile Fatma bir grup senlede ben bir grup olalım ve savaşalım. Pes eden takım kaybetmiş olsun." Dedi Buğra. Bu fikri hepimiz kabul edince yerlerimizi aldık.

Buğra ile karşı tarafa kar topu atmaya başladık. Yaklaşık bir yirmi dakika sonra Fatma bizim olduğumuz tarafa koşmaya başladı.

"Ta ta ta ta öldün çık." Dedi Oğuz ve Fatma'ya oldukça büyük bir kar topu attı. Fatma inleyerek yere düştü.

"Geri zekalı! Ben senin takımındanım beni niye vuruyosun!" Dedi Fatma ve ayak bileğini tuttu. "Sanırım yürüyemiyeceğim."

"Bence bu kadar yeter hasta olacağız içeri geçelim hem Livanur ile Emir ne halde acaba?" Diyip kıkırdadım. Fatma yürüyemeyince Oğuz onu kucağında içeri taşıdı.

Buğra ile üst kata çıkıp Livanurların olduğu odanın kapısını açtık. Emir yerde Livanur üstündeydi. Oha!

"Sanırım uygunsuz bi zamanda geldik." Dedi Buğra ve beni dürttü. Gülmemek için alt dudağımı dişliyordum.

"Yoo çok uygun bir zamanda geldiniz bakın ben şimdi Emir'i nasıl dövücem." Dedi Livanur ve Emir'e yumruk atmak için elini kaldırdı. Emir Livanur'un elini havada yakaladı.

"Yok ya ben Livanur'a Funkuyu öğretiyodum aman ne funkusu be kung fu işte!" Dedi Emir. Daha fazla kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

Emir ile Livanur'da birbirlerine bakıp bulundukları duruma güldüler. Arada kaçamak olaylar dışında herşey mükemmel ilerliyordu. İşte bulursak tam olacaktı!

Okuyucu kitlemiz artmış. İnanın buna çok sevindim♡ vote ve yorumda yapsanız tam olacak. Lütfen elinizi vicdanınıza koyup bi oy ve birde yorum yapın jsjxjxjdhd. Bir dahaki bölüme görüşürüz^^

En güzel maniler:

Çok sıkıldım hayattan
Atıcam kendimi çekyattan
Bu ne bicim hayattır
Gözüküyor mezar ufaktan

Cicekci ekledi

Benzer Maniler

vur hançeri kalbime
kalbim kana bulansın
fazla derine gitme
çünkü orada sen varsın
addsinem kılınç

Sepet sepet yumurta
Sakın beni unutma
Unutursan küserim
Mektubunu keserim
addsema nur elibol

Günler geçer birer
Kuşlar kışın gider
bizim evin kızı
alıp başını gider
addmurat

Kuş konmuş pencereye
taş düşmüş tencereye
ben senden vazgeçmem
gel girelim gerdeğe
addZenci

elmalar dalda
bizimki balkonda
yazın giyer elbise
kışın giyer pantolon
addayşe

Çobanın gocukları
Boynumun boncukları
Yaşım küçüktür ama
Yakarım ocakları
addDöğerli c.m

Hançeri batır kalbime
Hançer kana bulansın
Fazla derine inme
Orda sende varsın
adddoğan taş

evi tuğlalı
kendisi muğlalı
aslen urfalı
birini seviyorüm
addERAY KİRENCİ

Ağrı ağrı içinde
Ağrı dağlar içinde
Ağrıya dokunmayın
Köyün oğlanları içinde
addBüşra

Elin elime değince
seni sevdim kendimce
hatırlarım eskileri
seni her görüşümde
addilknur

çıktım mezar taşına
baktım hilal kaşına
vereceksen beste ver
taş atarım başına.
addesmer kız

bahcede batlıcan
kız şükran ben seni kacıracam
eger baban seni bana vermezse
roketle saldıracam
addmesut

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır