ordu fındık yevmiyesi 2018 / Fındık işçisinin yevmiyesi belirlendi

Ordu Fındık Yevmiyesi 2018

ordu fındık yevmiyesi 2018

Fındık işçisinin yevmiyesi asgari 70 TL olacak

Giresun Valiliği, 2018 yılı fındık hasadı işçi ve patoz ücretlerini belirledi. Fındık toplama işinde çalışacak işçilere asgari 70 lira yevmiye ödenecek.

Giresun Valiliği’nden yapılan açıklamada, 2018 yılı fındık hasadının yaklaşması nedeniyle, fındık toplama işlerinde çalışacak (İşçi, aşçı, çuvalcı, katırcı ve patozcu) tarım işçilerine ödenecek ücretlerin tespit edilmesi amacıyla oluşturulan komisyonun, Vali Yardımcısı Recep Uzal başkanlığında toplandığı belirtildi.

16 yaşından küçük çocukları çalıştıranlara ceza var

Valiliğin açıklamasına göre, fındık toplama işlerinde 16 yaş ve altı çocuklar ile çalışamayacak kadar yaşlı ve hasta işçiler çalıştırılamayacak. 16 yaşından küçük çocukları çalıştıran bahçe sahibi ve çocukların velilerine 5326 sayılı Kabahatler Kanunu gereğince, çalıştırıldığı tespit edilen her çocuk için 259 TL idari para cezası uygulanacak.

2018 yılı fındık toplama sezonunda; ilgili kamu kurumlarının, iş aracılarının (Dayıbaşı), işverenlerin ve mevsimlik işçilerin Mevsimlik Tarım İşçileri konulu 2017/6 sayılı Başbakanlık Genelgesi hükümlerine titizlikle uymaları hususunda dikkatleri çekilecek.

Fındık hasadında çalışacak işçilerin ücretleri

Komisyon tarafından belirlenen ücretlere göre, 2018 yılı hasat döneminde fındık toplama işlerinde çalışabilme kriterlerine uygun olanlara, yaş ve cinsiyet ayrımı yapılmaksızın; yemek işverene (Bahçe sahibine) ait olursa günlük 70 TL, yemek işçilere ait olursa günlük 77 TL,

Toplanan fındıkların taşınması işinde çalışacak çuvalcılara; yemek işverene ait olursa 80 TL, yemek işçiye ait olursa 87 TL, hasat döneminde çalışacak aşçılara 77 TL net ücret ödenecek.

Patoz ücretleri

Patoz Çekim Ücreti olarak Ton/Saat Başı 160 TL, Kg Başına 0,16 TL ödenecek.

Kilo hesabıyla yerden fındık toplayan işçilere, kilo başına 0,50 TL, Katırcıya (Katırı ile birlikte) 172 TL ücret ödenmesi kararlaştırıldı.

Fındık Patozlarında; patoz sahipleri fındığın kırılmasını önleyici tedbir alacak, fazla fındık kıran patozlar çalıştırılmayacak, patozla fındık çekimi işlemi sonunda ortaya çıkan zurufun yol üzerinde bırakılmayacak, bırakanlar hakkında kamu malına zarar vermeden ve çevre kirliliğine sebebiyetten yasal işlem yapılacak. Bu konuda belediyeler ve köy muhtarları gerekli denetimleri yapacak.

İşçiler uygun araçlarla taşınacak

Fındık hasadı için Giresun’a gelen işçilerin yerleşecekleri konaklama yerinden bahçelere nakilleri, yolcu taşınmasına uygun araçlarla (Otobüs, minibüs, otomobil vb.) yapılacak.

İşçi ücretleri, işin bitmesine müteakip geciktirilmeden işçinin kendisine ödenecek, tarım işçisi getiren tarım aracılarına, bahçe sahipleri tarafından alınan işçi karşılığı yol parası adı altında herhangi bir ödeme yapılmayacak.

Köy muhtarları ile işverenler (bahçe sahipleri), İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili gerekli tedbirleri alacaklar ve sağlık problemi olan işçileri en yakın sağlık kuruluşuna bildirecekler.

İşverenler çalıştırdıkları işçilerin kimlik bilgilerini 1774 sayılı Kimlik Bildirme kanunu esaslarına göre Muhtarlıklar aracılığı ile Tarım Müdürlükleri, İşkur İl Müdürlüğü, Ziraat Odaları ve en yakın güvenlik birimlerine bildirecekler, kimliği bulunmayanlara iş verilmeyecek. Muhtarlıklarca, fındık toplama işçisi olarak dışarıdan gelenlerin Yabancılar Kayıt Defterine kaydı yapılacak. İşverenler ve köy muhtarlıkları emniyet bakımından huzur bozucu olaylara anında müdahale ederek durumu en yakın güvenlik birimine bildirecekler.

Gürcü uyruklular çalışabilecek

6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu çerçevesinde Karadeniz Bölgesinde (Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin İllerinde) Gürcü uyruklular mevsimlik tarım işçisi olarak çalışabilecekler. Gürcü uyruklu işçiler, Kaymakamlıklar tarafından verilecek olan muafiyet belgesi ile 90 günü aşmayacak şekilde izinli olarak çalışabilecek.

#fındık, Giresun

FIDIK ÜRETĐMĐDE ÇALIŞMA ĐLĐŞKĐLERĐ VE MEVSĐMLĐK ĐŞÇĐLER: PERŞEMBE ÖREĞĐ Umut Ulukan* Nihan Ciğerci Ulukan** GĐRĐŞ Türkiye’de başta Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinden olmak üzere çeşitli bölgelerden gelen mevsimlik tarım işçilerinin aileleriyle birlikte farklı ürünlerin ekimi, dikimi ve hasadı için Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yılın neredeyse tamamını geçirdikleri gözlemlenmektedir. Uzun süredir Türkiyenin önemli bir toplumsal sorunu haline gelen bu olgu çeşitli medya organlarında kötü ulaşım ve çalışma koşulları nedeniyle yaşanan ölümlü kazalar ya da gittikleri yerlerde kalınacak mekan nedeniyle çıkan çatışmalarla gündeme gelmektedir. Akademik ilgi ise mevsimlik tarım işçileri üzerine gerçekleştirilen az sayıdaki alan araştırmaları ile sınırlıdır ve bu çalışmalarda daha çok çalışma ve yaşam koşullarının yoksunluğu üzerine odaklanılmaktadır. Araştırmaların ve tartışmaların daha çok sonuçlar üzerine odaklandığını dikkate alırsak konunun farklı boyutlarının, ortaya çıkardığı dinamiklerin ve sosyal ilişkilerin derinlemesine ve bütünlüklü bir incelemesine ihtiyaç olduğu açıktır. Bu çalışma da böyle bir anlayışla Doğu Karadeniz bölgesinin önemli bir ürünü olan fındığın toplama işleminde çalışan mevsimlik tarım işçileri merkezde olmak üzere bu süreçteki çalışma ilişkilerini ve mevcut dinamikleri/dönüşümleri anlama çabası olarak ortaya çıkmıştır. Çalışma, 2009 yılı Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleştirilen Ordu ili Perşembe ilçesinde gerçekleştirilen alan araştırmasına dayanmaktadır.1 Bölgede yürütülen * Yrd. Doç. Dr. Ordu Üniversitesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri Đlişkileri Bölümü ** Yrd. Doç. Dr. Ordu Üniversitesi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri Đlişkileri Bölümü 1 Bu araştırma Ordu ili sahil kesiminde yere alan Ünye, Fatsa, Perşembe ve Ordu Merkez’i kapsaması planlanan “fındık üretiminde çalışma ilişkileri” konulu geniş çaplı bir araştırma projesinin ön araştırmasının bulgularından oluşmaktadır. 1 araştırma esnasında fındık üretim sürecinde yer alan aktörler geniş bir yelpazede ele alınmaya çalışılmıştır. Bu amaçla bahçe sahipleri, aracılar, dayıbaşları, mevsimlik işçiler ile gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler dışında, Fındık Üreticileri Sendikası (Fındıksen), Ordu Ziraat Odası, Perşembe Ziraat Odası, Ordu Đl Tarım Müdürlüğü ve Perşembe Fiskobirlik yetkilileri ile de derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Alan araştırması bulgularına göre bölgede çalışan mevsimlik tarım işçileri yerli, Gürcü ve Kürt işçilerden oluşması nedeniyle her bir gruptan 10’ar işçiyle; tarım işçilerinin dışında 8 aracı (elçi) ve 6 bahçe sahibi ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca bölgede hasat zamanı olan Ağustos ayında katılımcı olmayan gözlem yoluyla bilgiler elde edilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın birinci kısmında araştırmanın temel kavramları hakkında bilgi verilecek ve Türkiye’de mevsimlik tarım işçiliğinin ele alınış biçimleri söz konusu literatür çerçevesinde kısaca incelenecektir. Çalışmanın ikinci kısmında ise Ordu Đli’nin Perşembe ilçesinde gerçekleştirilen alan araştırmasının bulguları çerçevesinde fındık üretiminde emek süreci hakkında bilgiler verilecek ardından çalışma ilişkilerinin farklı boyutları ve dinamikleri bu sürecin aktörleri çerçevesinde tartışılacaktır. Son olarak çalışmanın ulaştığı özgün sonuçlar üzerinde durulacaktır. TÜRKĐYE’DE MEVSĐMLĐK TARIM ĐŞÇĐLĐĞĐ Tarım işçiliğinin farklı boyutları ile ilgili çalışmalarda “mevsimlik”, “gezici”, “gezici ve geçici”, “günübirlik”, “geçici”, “yöre içi/dışı” vb. bir çok kavramın kullanıldığı göze çarpmaktadır. Bu çalışmada ise “mevsimlik tarım işçiliği” kavramı tercih edilmektedir. Bu kısımda kavramsal tartışma kısaca özetlenmeye çalışılacak ardından çalışmanın neden “mevsimlik tarım işçiliği” kavramını tercih ettiği açıklanacaktır. 2 Tarım işçisi kavramı en genel tanımıyla, hiç toprağı olmayan veya yetersiz toprağa sahip olan ve başkasının işletmesinde çalışarak emeği karşısında belirli bir ücret alanları kapsamaktadır. Tarım işçiliğini sadece topraksız köylü aileleriyle sınırlandırmak, küçük toprak sahibi aile üyeleriyle tarım işçiliği arasındaki ilişkiyi göz ardı etmek, son derecede yanıltıcı olacaktır.2 TUĐK 2001 tarım sayımında topraksız hanehalkının sayısı 54.523 olarak belirlenmiştir. 2001 yılı hane halkı işgücü anketi sonuçlarına göre tarımsal istihdam içinde yevmiyeli ve ücretli işgücü 335 bin seviyelerindedir. Sadece topraksız ailelerin tarım işçisi olduğunu varsaydığımızda her aileden yaklaşık 6 kişinin tarım işçiliği yapması gerekmektedir. Bu mümkün olmadığına göre topraksız ailelerin yanı sıra küçük topraklara sahip hane üyelerinin de tarım işçiliğine yöneldiği söylenebilir. Ancak Türkiye’de özellikle tarımsal istatistikler konusunda güvenilirlik sorunu yaşandığından tarım işçilerinin sayısı konusunda net bir rakam vermek son derece güçtür. TÜĐK Hanehalkı Đşgücü Anketi 2003 sonuçlarına göre 400 bin seviyesinde olan bu grup, aynı veriler kullanılarak yapılan bir başka çalışmada tarım işçileri/topraksız-az topraklı köylülerin toplam nüfusun %12’ini temsil eden yaklaşık 8.5 milyonluk bir kesim olduğu ileri sürülmektedir.3 Bir diğer önemli nokta tarım işçilerinin nasıl sınıflandırılması gerektiğidir. Tarım işçisi kavramı literatürde daha genel ve kapsayıcı bir tanımlamayı içermektedir. Oysa tarım işçilerinin homojen bir grup olarak ele alınması doğru değildir. Tarımsal üretimin yılın belirli mevsim ve aylarında yoğunlaşması tarım işçilerinin de işin süresine göre farklılaşmasına yol açmaktadır. Bir üretim dönemi veya yılı tarımsal işletmelerde 2 Ahmet Makal, ''Türkiye'de 1950-1965 Döneminde Tarım Kesiminde Đşgücü ve Ücretli Emeğe Đlişkin Gelişmeler'', Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 3, (Temmuz-Ağustos- Eylül 2001), s.109. 3 Ercan Dansuk, Mehmet Özmen ve Güzin Erdoğan, “Türkiye’de Bölgesel Düzeyde Yoksulluk ve Sosyal Tabakalaşma” , TÜRK-ĐŞ Dergisi, Sayı 381, (Eylül-Ekim 2009) s.28. 3 çalışanlar sürekli tarım işçisi iken, yılın belirli dönemlerinde özellikle tarımsal faaliyetin en yoğun olduğu dönemlerde tarımsal işletmelerde çalışan işçiler ise geçici işçi olarak ele alınmaktadır.4 Sürekli tarım işçileri genellikle büyük ve orta çiftçiler tarafından istihdam edilirler. Ayrıca devletin sahip olduğu tarımsal işletmelerde de çalışan sürekli tarım işçileri de bu kategoride yer almaktadır. Geçici işçiler ise bir işletmede tarımsal üretimin yoğun olduğu ve fazladan emek gücüne ihtiyaç duyulan ekim/dikim, sulama, çapa ve hasat dönemlerinde belirli bir süre çalışırlar. Özellikle pamuk, fındık, çay, tütün, üzüm, havuç, şekerpancarı, meyve ve sebze tarımının yapıldığı Çukurova, Karadeniz, Ege, Akdeniz ve Đç Anadolu Bölgelerinde çapalama ve hasat dönemlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Orta Anadolu bölgelerinden yüz binlerce tarım işçisi aileleriyle birlikte çalışmaktadır. Geçici tarım işçileri, işin niteliğine göre mevsimlik işçi, gündelikçi, aylıkçı olarak çalışmaktadır.5 Tarım işçiliği olgusuna yönelik literatürdeki çalışmalara bakmak istersek öncelikle sosyal bilimler alanındaki tartışmaları tarihsel bir süreçte ele almak gerekecektir. 1960’lı ve 1970’li yıllar, kapitalist gelişmenin tarım kesiminde ne gibi sonuçlar doğuracağını, kırsal alandaki yapının ve köylülüğün nasıl bir dönüşüm içerisine gireceği yönünde tartışmaları kapsayan, “tarım ve köylülük sorunu” analizlerinin yoğunlaştığı bir dönemi işaret etmektedir. Bu dönemde Türkiye’de de sosyal bilimler alanında “tarım sorunu” üzerine odaklanan eleştirel çalışmalarda önemli bir artış görülmektedir. Bu araştırmaların önemli bir kısmı saha araştırmalarını içermektedir. Tarım işçiliği de bu dönemde köylülüğün sürüp gitmesi, çözülmesi tartışmaları ve tarımsal yapı analizleri 4 Muzaffer Sencer, Türkiye’de Köylülüğün Maddi Temelleri, (Đstanbul: Ant Yayınları, 1971), s.166. 5 Nurettin Yıldırak ve diğerleri, Türkiye’de Gezici ve Geçici Kadın Tarım Đşçilerinin Çalışma ve Yaşam Koşulları ve Sorunları, (Ankara: Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye Temsilciliği, 2002), s.10. 4 içerisinde bir toplumsal tabaka/sınıf kategorisi olarak ele alınmıştır. Son yirmi otuz yıllık süreçte ise Türkiye’de köylülük, tarım sorunu, kapitalizm ve tarım gibi konuların sosyal bilimler alanında özelikle saha araştırmaları çerçevesinde 1960-1980 dönemine oranla gözden düştüğünü söylemek mümkündür. Bu süreci içeren ulusal tez taraması yapıldığında sosyal bilimler alanında yapılmış tezler arasında genel olarak tarım konusunun ele alan çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Benzer şekilde çalışmamızın ana eksenini oluşturan mevsimlik tarım işçiliği olgusu ile ilgili sayıca az olan çalışmaların da daha çok ziraat fakültelerinin tarım ekonomisi bölümleri tarafından yapıldığı saptanmıştır. 1960-1980 dönemindeki çalışmalara baktığımızda geçici tarım işçiliği konusunda çeşitli kavramlar görülmektedir. Sencer, geçici tarım işçilerini gündelikçi ve mevsimlik tarım işçileri olmak üzere ikiye ayırmaktadır: Gündelikçi işçiler işlerin yoğun olduğu dönemlerde özellikle orta büyüklükteki işletmelerce kullanılan ve günübirliğine veya daha uzun süre çalışan işçilerdir. Mevsimlik işçiler ise yerel ve göçmen olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yerel mevsimlik işçiler yakın çevrelerden gelenlerden oluşurken göçmen mevsimlik işçiler bölgeden bölgeye belli mevsimlerde bekar veya ailesi ile birlikte göçen tarım işçilerinden oluşmaktadır.6 Erkul, “mevsim işçileri” ve “çiftçi-ziraat işçisi” tanımlarını kullanmaktadır. “Çiftçi-ziraat işçisi” tanımı, tarım işçisinin hem kendi topraklarında tarımsal faaliyette bulunması (çiftçi) hem de başkasının toprağında ücret karşılığı çalışması gerçeğinden hareketle ileri sürülmektedir.7 Şeker ise Çukurova 6 Sencer, s.167. 7 Đhsan Erkul, Türkiye’de Ziraat Đşçileri ve Bunlara Đlişkin Çalışma Hukuku, (Eskişehir Đ.Đ. Đlimler Akademisi Yayınları , 1967), s.43. 5 bölgesinde tarım işçileri üzerine yapmış olduğu çalışmada “mevsimlik tarım işçileri” kavramını kullanmaktadır.8 Son dönem çalışmalarda “Mevsimlik” kavramı “gezici” kavramı ile beraber kullanılmaktadır. 2002 yılında Yıldırak ve diğerleri’nin yapmış olduğu kadın tarım işçilerini konu alan geniş kapsamlı çalışmada farklı illerden gelen işçiler “gezici” (mevsimlik), aynı ilde var olan işçiler ise geçici (günübirlik) olarak tanımlanmaktadır.9 Gezici tarım işçileri yılda 3-4 bölge ve iş değiştirebilirler. Örneğin Mart-Nisan aylarında pamuk çapası, Mayıs Haziran aylarında sera ve tarla sebzeleri hasadı, Temmuz ayında kayısı hasadı, Ağustosta fındık hasadı, Eylül-Ekim aylarında pamuk hasadı gibi.10 Pamuk, fındık, çay, tütün vb. ürünlerin özellikle hasat dönemlerinde yoğun olarak karşımıza çıkan gezici tarım işçileri, genellikle tüm aile fertleri, erzakları, araç gereçleriyle birlikte çalışacakları bölgeye gelmektedir. Son yıllarda ortaya çıkan bir başka mevsimlik tarım işçiliği ise yabancı işçilerden oluşmaktadır.11 Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde Sarp sınır kapısından giriş yapan çay ve fındık tarımında çalışan Gürcü işçilerin varlığı dikkat çekici ölçüdedir. Tarım işçiliği bugünkü toplumsal ilişkiler bütününde oldukça kompleks bir yapı özelliğindedir. Sürekli tarım işçilerini bir yana bırakırsak çalışmanın odak noktası olan tarım işçileri; yabancı işçileri, tarımsal faaliyetin yapıldığı bölge içinden veya bu bölgenin dışından gelen işçileri, günlük çalışan gündelikçiler veya daha uzun süreli (tarımsal işin başından sonuna kadar) çalışan işçileri kapsamaktadır. Tüm bu farklı işçi gruplarını birleştiren ana unsurun tarımsal faaliyetin “mevsimlik” olma özelliğidir. Bu 8 Murat Şeker, Türkiye'de Tarım Đşçilerinin Toplumsal Bütünleşmesi, (Ankara: Değişim Yayınları, 1986), s.98. 9 Yıldırak ve diğerleri, s.5. 10 Nihat Akbıyık, “Türkiye’de Tarım Kesiminde Đşgücü Piyasalarının Yapısı”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 8, No 24,. (Bahar 2008), s.231. 11 ÇSGB, Kayıtdışı Đstihdam ve Yabancı Kaçak Đşçi Đstihdamı, (Ankara: ÇSGB Yayın No: 116, 2004) 6 nedenle bu farklı işçi gruplarını “mevsimlik tarım işçisi” kavramı ile ele alınabileceğini düşünüyoruz. FIDIK ÜRETĐMĐDE ÇALIŞMA ĐLĐŞKĐLERĐ Türkiye’de fındık üretimi Karadeniz sahillerinde ve sahilden içeriye doğru kırk kilometreyi geçmeyen alanlarda yapılmaktadır. Batı Karadeniz’de Zonguldak’tan başlayarak doğuya doğru tüm Karadeniz boyunca Gürcistan sınırına kadar uzanmaktadır. Özelikle Doğu Karadeniz sahil şeridinin Ünye’den başlayan ve Artvin’e kadar uzanan ve kuzey-güney doğrultusunda yirmibeş - kırk km derinliğe sahip bölümü Türkiye ve dünyanın en eski ve en önemli fındık üretim alanıdır.12 Bu bölgede yer alan Ordu ve Giresun illeri ise, TÜĐK’in 1988 yılından itibaren düzenli olarak yayınlamaya başladığı bitkisel üretim istatistikleri incelendiğinde son 20 yıllık süreçte (1988-2008) Türkiyenin fındık üretiminde ilk iki sırayı paylaşması ve iki ilin toplam fındık üretimi içinde %40-45’lik paya sahip olmasıyla, bölgenin en önemli fındık üretim alanı olarak dikkat çekmektedir. Araştırmamızın yapıldığı yıl olan 2009’da Türkiye’de yaklaşık 550-650 bin hektar alan üzerinde fındık üretimi yapılırken yaklaşık 260 bin kayıtlı fındık üreticisi bulunmaktadır. Bu üreticilerin üçte biri Ordu ilinde bulunmaktadır. Fındık üretimi büyük çiftliklerde değil küçük işletmelerde gerçekleşmektedir. 2007- 2008 yıllarına ait Ordu ili ÇKS’ye kayıtlı fındık alanlarının dağılımına baktığımızda işletmelerin % 47’sinin yirmi dekarın altında toprağı işlemekte olduğunu, % 92’sinin de elli dekardan daha az toprağı işlediği ortaya çıkmaktadır. Ortalama toprak büyüklüğü ise Ordu ili örneğinde yirmidört dekar olarak belirlenmiştir. Fındık üretiminde emek gereksinimi üretim döneminde farklı aşamalarda ortaya çıkabilir. Bu aşamaları bakım 12 Abdulkerim Sönmez, “Fındık Üretiminde Toprak Ağalığı ve Kırsal Dönüşüm”, Toplum ve Bilim, Sayı 88, (Bahar 2001), s.69. 7 (budama, belleme-çapalama, ilaçlama, gübreleme, ocak alt bakımı/dip sürgün alımı), hasat ve harmanlama olarak sıralayabiliriz. Bakım süreci her fındık üreticisinin mutlaka uyguladığı bir süreç değildir. Ancak yüksek verim almak isteyen orta ve büyük üreticiler genellikle bakım sürecinin her aşamasını gerçekleştirir. Tablo 1 Önemli İller Bazında Fındık Üretimi 2005 2006 2007 2008 ton % ton % ton % Ton % Türkiye 530.000 100 661.000 100 530.000 100 800.000 100 Ordu 158.605 29,93 188.060 28,45 140.300 26,47 215.649 26,32 Giresun 83.821 15,82 86.723 13,12 64.131 12,10 136.183 17,47 Samsun 73.463 13,86 79.412 12,01 37.714 7,12 115.706 14,46 Sakarya 62.190 11,73 113.988 17,24 88.295 16,66 115.262 14,41 Düzce 57.473 10,84 78.493 11,87 71.213 13,44 90.792 11,35 Trabzon 47.862 9,03 55.006 8,32 42.491 8,02 74.307 9,29 Zonguldak 22.880 4,32 23.109 3,50 21.457 4,05 24.736 3,09 Diğer iller 23.706 4,47 36.209 5,48 64.399 12,15 28.850 3,61 Kaynak: TUĐK, “Bitkisel Üretim Đstatistikleri”, http:\\www.tuik.gov.tr Fındık üretiminde harmanlama aşamasında ayıklama-savurma işleminin yapılması sırasında kullanılan patoz makinesi dışında, fındık üretiminin diğer aşamaları insan gücü ile gerçekleşmektedir. Fındık üretim süreci içerisinde en yoğun emek gücüne ihtiyaç duyulan dönem hasat zamanıdır. Kısa sürede tamamlanması gereken hasat- harman döneminde hane emeğinin yanı sıra yabancı emek kullanımı da gerekmektedir. 8 Karadeniz bölgesi iç ve dış göçün yoğun olarak yaşandığı bir bölge olması nedeniyle yabancı emeğin fındık üretiminde kullanılmasını hızlandırmıştır. Tablo 2 2007 Yılı Ordu İli ÇKS'ye Kayıtlı Fındık Alanlarının Dağılımı Toprak Toplam Alana Büyüklüğü İşlenen Alan (da) İşletme Sayısı Oranı (%) 0-5 7.344 2.099 0,37 5-10 67.969 9.088 3,46 10-15 157.714 13.229 8,04 15-20 225.560 13.466 11,50 20-50 1.060.095 36.206 54,03 50-100 372.988 5.873 19,01 100+ 70.292 546 3,58 Toplam 1.961.962 80.507 100,00 Kaynak: Ordu Đl Tarım Müdürlüğü, “ÇKS istatistikleri”, 2009. Fındık Üretiminde Çalışan Mevsimlik Tarım Đşçilerinin Farklılaşması Ordu ili Perşembe ilçesinde 2009 yılında gerçekleştirmiş olduğumuz araştırmada yaptığımız gözlemler ve derinlemesine görüşmelerin sonucunda fındık üretiminde çalışan mevsimlik tarım işçilerinin 3 farklı grup oluşturduğunu saptadık. Fındık üretim sürecinin bakım/bahçe işleri ve hasat döneminde emek kullanımı olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bakım/bahçe işçiliğinde uzmanlık gerektiği için fındık üretiminde tecrübeli olan yerli işçiler tercih edilmektedir, küçük üreticilerde ise bakım işlerini hanehalkı üstlenir. Yabancı emeğin en yoğun olarak kullanıldığı fındığın hasat döneminde ise 3 farklı tarım işçileri gözlemlenmektedir. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden gelen mevsimlik tarım işçileri bu grubun sayıca en fazlasını oluşturmaktadır. Đkinci 9 grubu aynı veya çevre köylerden veya bölge içindeki farklı ilçelerden gelen yerli işçiler oluşturmaktadır. Özellikle yüksek rakımlı kesimlerde hasat dönemi daha geç olduğundan bu bölgelerde yaşayanlar daha düşük rakımlı kesimlerde fındık hasadında çalışarak hane gelirlerini artırma çabası içerisindedir. Son grup ise yabancı işçilerden oluşmaktadır. Bu grupta yer alan işçiler genellikle Sarp sınırından geçiş yapan Gürcü işçilerden oluşmaktadır. Derinlemesine görüşme yaptığımız bahçe sahipleri/fındık üreticileri, hasat zamanında hangi işçi grubunun tercih edileceği kararının alınmasında en önemli unsurun ücret olduğunu belirtmişlerdir. Ücretin dışında ikinci önemli unsur ise işgücünün uzmanlığıdır. En ucuz işçileri Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen işçiler oluşturduğundan tercih sırasında ilk sıraya yerleşmektedir. Yerli işçilerin fındık üretiminde deneyimli olmalarının yanı sıra sayıca az olmaları ücret seviyelerini yüksek tutmaktadır. Yerli işçilerin sayıca az olmalarının önemli bir nedeni işçilerin göç veren bölgelerde yaşıyor olmalarıdır. Gerçekleştirdiğimiz derinlemesine görüşmelerde sıkça ifade edildiği gibi 1980’li yıllara kadar Ordu’nın yüksek kesimleri olan Gölköy, Akkuş, Aybastı, Gürgentepe gibi ilçelerden yoğun olarak mevsimlik tarım işçisi geldiği, ancak bu bölgelerin yüksek oranlarda göç vermesiyle işçi sayısında azalma meydana gelmiştir. Bu işçilerin azalmasına paralel olarak bölgede Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen işçiler artması tesadüf değildir. Derinlemesine görüşme gerçekleştiridiğimiz iki bahçe sahibi bu süreci şöyle aktarmaktadır: “Yüksek ilçelerde çok göç var, genç işçi kalmadı oralarda Eskiden Gölköy Aybastı Akkuştan çok amele gelirdi hiç işçi sıkıntısı çekilmezdi. Şimdi ise Doğudan işçi gelmezse bizim fındığı toplama imkanımız yok. ” “40 dönüm arazim var, 1990’lı yıllara kadar Ordu’nun Kumru ilçesinden gelen yerli işçilerle çalıştım. Ama daha sonra buradan işçi bulamadım. Önceleri çalıştığım işçilerin hepsi büyük şehirlere göç etmiş. Bu sefer güneydoğulu işçilere yöneldim.” 10 Gürcü işçiler ise Güney ve Doğu illerinden gelen işçilerin ücret seviyesine yakın olmaları, coğrafi yakınlık, fındık üretimi konusunda bilgili olmaları gibi unsurlar nedeniyle tercih edilmektedir. Buradaki en temel engel Gürcü işçilerin çalışma izinlerinin bulunmamasıdır. Zaman zaman fındık bahçelerine yapılan baskınlarda Gürcü işçilerin yakalandığı ve sınır dışı edildiği haberleri basına da yansımaktadır. Fındık üreticilerinin çalıştırmak istediği işçilere ulaşımı iki farklı yolla gerçekleşmektedir. Bu yollardan birincisi üreticinin işçilere kendi imkanlarını kullanarak ulaşmasıdır. Üretici bir önceki dönemlerde çalıştırdığı işçilerle iletişimi var ise yeni dönem için iletişime geçerek işçi teminini sağlayabilir. Diğer bir yol ise “aracı” kullanmaktır. Yerli işçilere genellikle yakın köylerden kimi zaman da aynı köyden ulaşıldığı için bu grup işçiler için yaygınlaşmış bir aracılık söz konusu değildir. Ancak Güneydoğu ve Doğu illerinden gelen işçiler ve Gürcü işçiler açısından durum tam tersidir. Doğu ve Güneydoğu illerinden gelen işçileri “elçi” adı verilen aracılar bölgeye getirirken aynı duruma Gürcü işçilerin temininde de rastlanmaktadır. Aracıların (elçi) temin ettiği işgücü genellikle 10-16 kişilik çalışma ekiplerinden oluşmakta ve bu ekibin içinde fındık bahçesinde işçilerin denetimini sağlayan ve bahçe sahibi ile doğrudan ilişki içinde olan ekip başları (dayıbaşı) bulunmaktadır. Üreticiler aracılara işçi bulma hizmeti için bir ücret ödemediği için bu yol yaygınlaşmıştır. Aracıların tercih edilmesinin bir diğer sebebi ise işgücünün denetiminin sağlanmasıdır. Derinlemesine görüşme yaptığımız bahçe sahipleri kendileri işçi temin ettiği taktirde bu işçilere işi anlatmaları gerektiği, sürekli işçilerin başında bulunup onları denetleme ihtiyacı bulunduğunu belirtmişlerdir. Ancak aracının getirdiği işçilerde denetimin aracının ve 11 dayıbaşları ile gerçekleştiği ve bir sorun olduğunda karşılarında bir muhatap olduğunu ileri sürmüşlerdir. Aracılar (Elçi-dayıbaşı) Fındık hasadında işçi sağlayan aracıları temel olarak Gürcü işçi getiren aracılar ve Güneydoğu/Doğu Anadoludan işçi getiren aracılar olarak ikiye ayırmak gerekir. Perşembe’de yaptığımız araştırmada bölgede Gürcü işçi getiren dört aracı olduğunu saptadık. Bu aracılardan ikisi ile görüşme gerçekleştirebilirken diğer ikisi ise görüşmeden kaçınmıştır. Bu aracılarla yaptığımız derinlemesine görüşmelerde aracılık işlerinin en az 10 yıldır devam ettiğini saptadık. Dolayısıyla bu uzun sürede oldukça geniş bir ilişki ağı kurmuş olmaları onları işçi bulma sıkıntısından uzak tutmaktadır. Keza kendileri de yaptıkları aracılık işinde en önemli unsurun telefon rehberlerine kayıtlı insan sayısı olduğunu belirtmişlerdir. Görüşme gerçekleştirdiğimiz Gürcü işçi getiren aracının sözleri bu durumu özetlemektedir: “Aracılık fındık işinde çok önemli ama bu işi iyi yapmak lazım. Burada benim gibi Gürcü işçi getiren belki 7-8 aracı vardır ama profesyonelce yapan en fazla 2-3 kişiyiz. Bu işte en önemli şey doğru kişilere ulaşmak ve iletişim. Benim sermayem bu telefonun içinde saklı. Fındık toplama zamanından 1-2 ay önce bahçe sahipleri beni arar ve ne kadar işçiye ihtiyacı olduğunu söyler bende telefonlarıma başlarım. Benim Gürcistan’da iletişimde olduğum bir kişi var benim için anahtar kişi. Bir bakıma benim dayıbaşım diyebiliriz. Onu arıyorum o da bir ekip ayarlıyor sonra minübüsümle gidip onları Sarp sınırından alıp buraya fındık toplamaya getiriyorum.” Bir hasat döneminde yaklaşık 80-120 arası gürcü işçi getirdiklerini belirten aracılar, işçi başına yaklaşık günde 2 TL komisyon almaktadır. Bahçe sahipleri iş bitiminde işçilerin ücretini aracıya ödemekte, aracılar da kendi komisyonlarını kestikten sonra kalan miktarı işçilere vermektedir. Görüşme yaptığımız aracılardan biri işçileri sınırdan kendi aracıyla (minibüs) aldığını ve kendi evinde konaklattığını belirtmiş ancak diğer 12 aracı işçilerin ulaşımına karışmadığını ancak kalacak yer konusunda yardımcı olduğunu belirtmiştir. Güneydoğu/Doğu illerinden işçi getiren aracılar da (elçi) çoğunlukla işçilerle aynı illerde ikamet etmektedir. Bölgede derinlemesine görüşme yaptığımız 4 aracıdan ikisi Urfa’da diğer ikisi Batman ve Adıyaman’da ikamet ediyordu. Elçiler hasat zamanının 1- 2 ay öncesinde Haziran Temmuz aylarında bölgeyi ziyaret ederek, üreticilerle görüşüp o dönemin işçi taleplerini almaktadır. Talepler belli olduktan sonra yeniden ikamet ettikleri ve işçi getirecekleri Güneydoğu/Doğu illerine geri dönüp elde ettikleri talebe göre işçi ekiplerini hazırlamaktadır. Bir ekip genelde 10-15 kişiden oluşuyor. Bazı elçiler bu ekiplerin oluşturulmasını bizzat kendileri yaparken bir çoğu daha önceden çalıştıkları, irtibatta oldukları ekipbaşlarını (dayıbaşı) arayarak ekiplerin oluşturulmasını sağlatır. Yaptığımız derinlemesine görüşmelerde düşük sayıda işçi getiren aracıların ekipleri kendilerinin oluşturduğunu ve bu ekipler içinde sözü dinlenen, anlayışlı, Türkçesi iyi kişileri dayıbaşı yaptıkları ortaya çıkarılmıştır. Ekipler genellikle 1-3 aileden oluştuğu için dayıbaşları genellikle nüfusu en kalabalık ailenin reisi olarak belirlenmektedir. Ancak yüksek sayıda işçi getiren elçiler ekip oluşturma işini bağlantıda oldukları ekipbaşlarına yaptırmaktadır. Elçiler işçi temin etmede zorlukla karşılaşmadıklarını ve çoğunlukla dayıbaşların önceden kendilerini arayarak iş istediklerini belirtmişlerdir. Üreticilerle iş bağlantıları yapıldıktan sonra elçiler dayıbaşlarını arayarak gidecekleri zamanı ve kime gideceklerini bildiriyor. Dayıbaşları elçilerin çalışma yerindeki temsilcisi olrak görülebilir. Elçiler hasat zamanında büyük bir sorun çıkmaz ise bahçe sahipleriyle temasa geçmezler bu iş dayıbaşlarına bırakılmıştır. Bahçe sahibi ile doğrudan ilişkide olan ve işçilerden sorumlu olan dayıbaşlarıdır. Bahçe sahibi isteklerini veya 13 şikayetlerini dayıbaşına yapar. Dayıbaşları da işin organizasyonunu sağlamaktadır. Ancak dayıbaşları da diğer işçiler gibi fındık toplama işini gerçekleştirir. Elçiler kendi aralarında homojen bir grup oluşturmuyor. Getirdikleri işçi sayısına göre elçiler de kendi aralarına ayrımlaşıyor. Derinlemesine görüşme yaptığımız elçilerden biri binbeşyüz işçiye kadar işçi temin ederken bir diğeri yalnıza yüzelli - ikiyüz işçi getirebilmektedir. Büyük çapta işçi getiren elçilerin yaşadıkları yerde en az elli dönüm toprakları olduğu saptanmıştır. Bu elçilerin hasat zamanında otellerde ikamet ettiği ve çoğu zaman kendi araçları veya uçakla bölgeye ulaşımlarını sağladığı ortaya çıkarılmıştır. Ancak düşük sayılarda işçi getiren elçilerin az topraklı veya topraksız olduğu hatta yaşadıkları yerlerde geçimlerini tarım işçiliği yaparak kazandığı saptanmıştır. Bu elçilerin oluşturdukları ekipler çoğu zaman kendi yakın çevresi ve aile üyelerinden oluşmaktadır. Görüşme gerçekleştirdiğimiz bir elçinin kendi eşi, kardeşi, babası ve diğer akrabalarından oluşturduğu bir ekibi bulunmaktaydı. Đşçi-elçi olarak tanımlayabileceğimiz bu elçiler konaklamalarını diğer işçiler gibi çadırlarda sağlamaktadır. Görüşme yaptığımız Urfalı bir elçi yaşadıkları süreci şu şekilde aktarmaktadır: “Urfa Viranşehir’den geliyoruz. Bu sefer 160 işçi getirdim bir çoğu akrabam, komşum. Bakmayın bugün burda elçiyim ama bir ay sonra Urfada pamuk hamalıyım. Bu iş iyi bu iş kötü diye ayrım yapmam, her işi yapıyorum. Evimizden uzakta 8 ay geçiriyoruz hep yollardayız genelde ucuz olduğu için kamyonla seyahat ediyoruz. Gittiğimiz bir çok yerde burası gibi bize terör gözüyle bakıyorlar, hor görüyorlar. Biz de gelmek istemeyiz evimizden bu kadar uzağa, keşke geçinecek bir toprağımız veya işimiz olsa da gelmesek. ” Gürcü işçi getiren aracılarda olduğu gibi Güneydoğu ve Doğu illerinden işçi getiren aracılarda da telefon en önemli iş aracı olarak kullanılmaktadır. Çoğu elçide en az 2 adet farklı operatör numaralarına sahip telefon bulunmaktadır. Elçiler, işçinin günlük ücretinin %10 ‘una el koymaktadır. Araştırma yaptığımız dönemde 14 Güneydoğu/Doğu illerinden gelen işçiler için ücret seviyesi 23-25 TL arasında olduğu düşünüldüğünde işçi başına günlük 2.5 TL almaktadırlar. Mevsimlik Tarım Đşçileri Güneydoğu ve Doğu illerinden gelen işçiler bölgedeki fındık hasadında çalışan işçilerin en büyük kesimini oluşturuyor. Sayılarını tespit etmek için ciddi bir çalışma yapılmadığı için kesin bir rakam vermek son derece zor. Ancak yaptığımız derinlemesine görüşmelerde fındık hasadında çalışan mevsimlik tarım işçilerinin en az %60-%70’ini Güneydoğu/Doğu illerinden gelen işçilerin oluşturduğu belirtilmiştir. Bu illerin en çok Urfa, Adıyaman, Diyarbakır ve Mardin olarak yoğunlaştığını tespit ettik. Bu gruptaki mevsimlik tarım işçilerinin fındık hasadında çalışma amacıyla bölgeye gelmeleri iki farklı yolla gerçekleşmektedir. Bir kısmı dayıbaşları ve/veya elçiler ile iletişime geçerek bir aracıya bağlı olarak gelenlerden oluşurken bir diğer kısmı ise herhangi bir aracıdan bağımsız olarak ya doğrudan bahçe sahipleri ile iletişime geçerek ya da önceden iş bağlantısı kurmadan doğrudan bölgeye kendi imkanları ile gelenlerden oluşmaktadır. Bir elçi aracılığı ile gelenler genellikle doğrudan önceden iş bağlantısı yapılan bahçelere gitmektedir. Bağımsız gelenler ise il yönetimince gösterilen dere kenarları, stadyum çevresi, okul bahçesi gibi alanlarda çadırlar kurarak konaklamakta ve iş beklemektedir. Đş bulunduğunda çalışmak için gidilen bahçelerde kimi zaman bahçe sahibinin iznine bağlı olarak bahçenin yakınında bir alana veya serender13lerde veya var ise işçi evlerine konaklama yapılmaktadır. Ancak yaptığımız derinlemesine görüşmelerde Güney ve Doğu illerinden gelen işçilerin daha çok çadırlarda konakladığı 13 Serender veya serendi, Orta ve Doğu Karadeniz bölgesinde insan ve hayvan yiyeceklerinin korunması, depolanması için tamamen ahşaptan yapılan bir kulubedir. 15 görülmüştür. Görüşme yaptığımız işçilerin sadece %15’i bahçe sahibinin göstermiş olduğu işçi evi veya serenderlerde konaklamaktadır. Çadır konaklamalarında en büyük sorun su ve elektriğin olmaması ve kötü hava şartları olarak sıralanabilir. Gözlemlerimiz ve derinlemesine görüşmelerden çıkardığımız sonuçlar ışığında Güneydoğu/Doğu illerinden gelen işçilerin fındık hasadının bir günündeki emek sürecini aşağıdaki gibi özetlemek mümkün olacaktır: 06:00 Kalkış. 06:00-06:30 Kahvaltı 06:30 Çalışılacak bahçeye gidiş. 07:00 Đş başı. 10:00-10:15 Mola 12:30-13:30 Öğle yemeği molası 13:30 Đşbaşı 16:00-16:15 Mola 18:00 Paydos Fındık hasadı için 10-15 kişilik bir ekip kurulduğunu daha önce belirtmiştik. Bu ekipler genellikle 2 aileden oluşmaktadır. Kimi zaman tek bir aile ile veya üç aile ile bu rakama ulaşılabilir. 10-15 kişilik bir ekipte, bir ekip başı (dayıbaşı) ve bir aşçı bulunmaktadır. Bahçe sahibi işçiler arasında köprü görevini ekip başı üstlenir. Fındık bahçelerinde fındık ocakları sıra sıra dizilidir. Ekipbaşları hasadın düzenli yürümesi için bu sıralara göre toplama işleminin gerçekleştirilmesini sağlayacak düzeni yapmakla görevlidir. Bunun için genellikle 3’er kişilik sıralar oluşturur. Ekipbaşları da diğer işçiler gibi toplama işini gerçekleştirir. Ama aynı zamanda işin organizasyonu ve denetiminden de sorumlu olduğu için çoğunlukla çift veya bir buçuk yevmiye alır. 16 Aşçılar ise fındık toplama işlemine katılmaz konaklanılan yerlerde (genellikle çadırlarda) yemekleri hazırlar. Aşçılar bir buçuk yevmiye almaktadır. Eğer bahçe sahibinin harman alanı yani fındığın serilip kurutulacağı yer ile fındık bahçesinin arası uzak ise veya fındık bahçesine araç giremiyorsa toplanan fındıkların çuvallara doldurularak harman yerine taşınması gerekir. Bu işi yapan işçilere ise “çuvalcı” adı verilir ve bu işçiler de çift yevmiye alır. 2009 yılı için günlük ücret miktarı (tek yevmiye) 23 – 25 TL arası olduğu saptanmıştır. Đşçilerin en büyük sorunu iş bulma olarak tanımlanabilir. Ulaşım, yiyecek vb masraflarını karşılayabilmeleri için 10-12 günlük bir çalışma yapmaları gerektiğini 10-12 günün üstüne çıktıklarında ancak o paranın kendilerine kaldığını belirtmişlerdir. Bu nedenle en az 20-25 gün çalışma arzusundadırlar. Ekip içindeki kadınlar daha ağır şartlarda çalışmaktadır. Sabahları yarım saat daha erken uyanıp kahvaltı hazırlanmasında aşçıya yardım ederler. Ayrıca bulaşıklar ve çamaşırların yıkanması, kaldıkları yerlerin temizliği ve var ise çocukların bakımı da kadınlara ait olmaktadır. Görüşme yaptığımız kadın mevsimlik tarım işçilerinden birisinin sözleri kadın işçilerin çalışma şartlarını özetlemektedir: “Sabah 5:30’da herkesten önce uyanıyorum. Kahvaltıyı hazırlamam gerekiyor bahçeye aç giderseniz çalışamazsınız. 6’da diğerlerini uyandırıyorum kahvaltı ettikten sonra 6:30 gibi bizi bahçeye götürmek üzere bahçe sahibinin ayarladığı araba geliyor ve bahçeye gidiyoruz. 7’de işbaşı yapıyoruz. Öğle yemeğinde iş yine bana düşüyor. 6 ‘da paydos edip çadırımıza döndüğümüzde akşam yemeğini hazırlıyorum, ardından bulaşıklar ve çamaşırları yıkıyorum, çadırı temizliyorum. Su ve elektirik olmadığı için bütün bunları yapmak çok zor dereden su alıyorum. Çocuklara bakacak vaktim bile kalmıyor kendi kendilerine bakıyorlar..” Derinlemesine görüşme yaptığımız işçilerin %92’sinin geldikleri yerlerde hiç toprağı yok, kalan kısmın ise geçimlerine yetmeyecek kadar küçük toprakları var. Bu 17 işçiler fındık hasadı dışında yılın diğer aylarında da başka yerlerde de mevsimlik işçilik yapmaktadır. Çoğu işçi yılın 8 ayı gezici durumda olduğunu belirtmiştir: “3. Ayda yola çıkıyoruz. Önce Adana Mersin’de karpuz ve seracılık işçinde çalışıyoruz. Ekiyoruz çapalıyoruz, biz yetiştiriyoruz ama tadına bakamadan geri geliyoruz. Sonra baharda Şeker pancarı, mercimek ve nohut ekiğm ve çapalama işi için Konya böçlgesine geçiyoruz. Oradaki işler bittiğinde Ordu’ya ghelip fındık topluoruz. Fındık bittiğinde de Eylül- Ekim aylarında Urfa’ya dönüp pamuk hasadında çalışıyoruz. Bazılarımız bir daha çıkmıyor. Ama bir çoğumuz Kasım ayında pancar hasadı için yeniden yollara düşüyor. Yani nerden baksanız 8-9 ay yollardayız.” Bölgede fındık hasadında çalışan işçi gruplarının bir diğerini de Gürcü işçiler oluşturmaktadır. Gürcü işçiler Türkiye ile Gürcistan arasında yapılan anlaşma ile doksan günlük vizesiz geçiş hakkını kullanarak Sarp sınır kapısından Türkiyeye giriş yapmakta ve çeşitli işlerde çalıştıkları bilinmektedir. Ancak bugünkü koşullarda çalışma izinleri olmadığı için kayıt dışı çalışmaktadırlar. Gürcü işçiler tarım işçiliği dışında inşaat işleri, tezgahtarlık vb. işlerde de çalışmaktadırlar.14 Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan gürcü işçiler daha çok Karadeniz bölgesinde çay ve fındık tarımında çalışmaktadır. Derinlemesine görüşme yaptığımız bir Gürcü işçi çalışma sürecini şöyle aktarmaktadır: “Türkiye’ye Ağustos ayında Sarp sınırından giriş yapıyorum. Đlk olarak gördüğünüz gibi buraya Perşembe’ye gelip, fındık topluyoruz fındık toplama sezonu bittiğinde Kemalpaşa’da 2 ay kadar bir giyim dükkanında çalışıyorum orada ticaret çok olduğundan hem Gürcüce hem de Türkçe bilen birisine ihtiyaç oluyor. 3 ay vizesiz bulunma hakkım olduğundan bu süre dolduğunda Gürcistana giriş-çıkış yapıp bu sefer Rize’ye çay işine gidiyorum. Böyle 4-5 aylık yorucu bir çalışmadan sonra az da olsa aileme para götürebiliyorum.” Fındık tarımında çalışan Gürcü işçiler ile Güneydoğu ve Doğu illerinden gelen işçiler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Öncelikle Güneydoğu bölgelerinden gelen işçiler sadece fındık hasadında toplama işçiliği yaparken, Gürcü işçiler Temmuz ayında 14 ÇSGB, s.16. 18 bahçe bakım/temizlik işlerinde de çalışmaktadır. Gürcülerin toplam mevsimlik tarım işçileri içindeki oranı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Kayıt dışı çalışmaları edeniyle resmi kayıtlarda da böyle bir istatistiğe rastlamak pek mümkün değil. Ancak yapmış olduğumuz derinlemesine görüşmeler ve gözlemlerimiz ışığında bölgedeki fındık tarımında çalışan işçiler içerisindeki oranlarının kabaca %10-%20 arasında olduğunu söylemek mümkün olabilir. Gürcülerin hemen hepsi aracılar yoluyla bölgeye gelmekte ve işleri genellikle bu aracılar sayesinde bulmaktadırlar. Gürcü işçilerin de günlük yevmiyelerinin %10’luk kesimine aracı el koymaktadır. Gürcü işçilerin günlük ücreti Güneydoğu/Doğu illerinden gelen işçilerin ücretlerinden çok az da olsa yüksektir. Genellikle ücret seviyesi 25-30 TL arası değişmektedir. Gürcü işçiler çadırlarda konaklamıyor bu nedenle genellikle sadece işçi evleri veya serenderi olan bahçe sahipleri tarafından tercih ediliyor. Ancak kimi zaman aracıların sağladığı evlerde kaldıkları ve eğer çok uzak mesafede değilse çalışma yerlerine gidip geldikleri de görülmektedir. Gürcü işçilerin hemen hepsi Batum ile Türkiye sınırı arasındaki bölgede yaşamaktadır. Bir çoğu çiftçilik ve fındık tarımı konusunda tecrübeli. Gürcü işçiler de 10-15 kişilik ekipler oluşturmakta ve bu ekibin başında bahçe sahibiyle iletişimi sağlayacak Türkçe bilen bir ekip başı bulunur. Günde 10 saat çalışan gürcü işçiler Türkiyede çalışmayı neden tercih ettiklerine yönelik soruya kendi memleketlerinde geçimlerini sağlayabilecek ölçüde para kazanamadıkları ve Türkiye’nin yakın olması dolayısıyla fazla masraf gerektirmediği için tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Fındık tarımında çalışan işçilerin son grubunu yerli işçiler oluşturmaktadır. Bölgede genellikle yerli işçiler “gündelikçi” adı ile anılmaktadır. Yerli işçilerin işçi grupları içinde en dikkat çeken özelliği ücretlerindeki yüksekliktir. Yerli işçiler 35-40 TL 19 arasında günlük ücret ile çalışmaktadır. Fındık toplama ücreti arasındaki bu farklılık yerli işçilerin sayıca az olmaları, fındık toplama konusundaki tecrübeleri nedeniyle oldukça verimli çalışmaları ve genellikle bu işçilerin büyük topraklara sahip fındık üreticileri tarafından tercih edilmeleri olarak sıralanabilir. Ordu ili içinde yer alan büyük üreticilerin o sene çalıştırdıkları yerli işçilere verdiği ücret bölgede yerli işçilerin piyasa ücreti olarak kabul edilmektedir. Ücret konusunda yerli işçiler ile diğer işçiler arasında çelişkili bir durum ortaya çıkmaktadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden gelen işçilerin günlük ücretleri, Valilik tarafından toplanan bir komisyon15 aracılığı ile belirlenen “fındık hasadında çalışacak işçilerin günlük asgari ücreti” üzerinden belirlenmektedir. Bu ücret ise yürürlükte olan brüt asgari ücretin günlük miktarı ile aynı olmaktadır. Güneydoğu/Doğu Anadolu illerinden gelen işçilerin ücretleri asgari miktar üzerinden verilirken yerli işçiler için ise bu asgari ücretin yaklaşık % 65 fazlasını almaktadır. Bir diğer farklılık gösteren nokta ise çalışma süreleri ile ilgilidir. Yerli işçiler sabah 08:00 akşam 17:00 arası toplam 8 saat çalışırken, Güneydoğu/Doğu illerinden gelen işçiler ve Gürcü işçiler 10-11 saat çalışmaktadır. Yerli işçiler genellikle yakın bölgelerde ikamet etmektedir. Fındık hasadının kendine ait özelliği olan alçak rakımlı yerlerde daha önce hasat gerçekleşmesi ve rakım yükseldikçe hasadın da gecikmesi nedeniyle bu rakım farkı bu bölgelerde yaşayan üreticiler için çalışma fırsatı sunmaktadır. Yerli işçiler böylece örneğin yüksek rakımda yaşıyorsa kendi hasadından önce düşük rakımlı bölgelerde fındık hasadında çalışmakta ve daha sonra kendi hasadını 15 Bu komisyonda Ordu Valisi veya vekili, Ordu Ziraat Odası Başkanı, Đlçe Ziraat Odaları Başkanları, Đşkur Müdürü veya vekili, SGK Đl Müdürü, TÜRKĐŞ ve FĐSKOBĐRLĐK temsilcileri yer almaktadır. 20 gerçekleştirmektedir. Yerli işçilerin çoğunluğunu sadece tarımsal üretim ile geçimini sağlayan küçük üreticiler oluşturmaktadır. Yerli işçiler sadece fındık hasadında çalışmazlar ayrıca fındık üretim sürecinde yer alan ve emek ihtiyacı duyulan her dönemde istihdam edilir. Özellikle bakım işleri kapsamına giren budama işini, iş bilgisi ve hüner gerektirdiği için yalnızca yerli işçiler yapmaktadır. Yerli işçilerin bir kısmının Bafra, Çarşamba gibi Perşembe’nin batısından geldiği gibi bir kısmının da Ordu’nun ilçelerinden (yoğunlukla Gölköy, Aybastı, Çatalpınar ilçeleri) geldiği saptanmıştır. SOUÇ YERĐE Araştırmamızda tarımsal yapıda mevsimlik işçiler dışında diğer aktörler olan aracılar, ziraat odaları, Fındık-Sen gibi tarımsal örgütler ve üreticilerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirerek bütün resmi genel hatları ile vermeye çalıştık. Mevsimlik işçilerin Güneydoğu/Doğu illerinden gelen çoğunluğu Kürt kökenli işçiler, Gürcü işçiler ve bölge içinden yerli işçilerden oluşan üç farklı gruptan oluştuğunu saptadık. Mevsimlik işçilerin farklı gruplardan oluşması ve sayılarının artması yerli işçiler dışında ücretler üzerinde baskı kurmaktadır. Bu bağlamda görüşme yaptığımız üreticilerden birinin “bu kadar farklı ve sayıca fazla işçinin olması bizim yararımıza hem seçim yapma şansımız oluyor hem de ücretleri düşürüyor” ifadesi yaşanan durumu özetlemektedir. Fındık toplama işinde yerli işçi, Gürcü işçi, Güneydoğu’dan ve Doğu Anadolu’dan gelen çoğunluğu Kürt işçilerin yer aldığı ama aralarında ücret ve çalışma koşulları bakımından belirgin farklılaşmalar olduğu ortaya çıkarılan diğer önemli bulgudur. Buna göre Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinden gelen işçiler diğer işçi gruplarına göre en düşük ücrete çalışmaktadır. Gözlemlerimiz ve gerçekleştirdiğimiz görüşmelerden ortaya 21 çıkan etnik ayrımcılığın ücretlerin düşürülmesinde önemli bir faktör olduğudur. Kürt kimliğine yönelik önyargılar ve klişelerin Gürcü işçilerin çalışma izinleri olmamasına rağmen bazı üreticiler tarafından tercih edilmesini de beraberinde getirmektedir. Diğer yandan Gürcü işçilerin yabancı olarak çalışma izinlerinin bulunmamasına rağmen Doğu ve Güneydoğulu işçilerden (%10-%20) daha yüksek ücret almaktadır. Araştırmamızdaki bulgulardan biri de aracılarda görülen farklılaşma idi. Bildiğimiz anlamda aracılar diğer bir deyişle kitlesel olarak mevsimlik işçi getiren onların her ihtiyaçları ile ilgilenen gerekirse borç veren elçiler dışında “işçi/elçi” diyebileceğimiz yeni aracılarla karşılaşılmıştır. Bu elçiler kendi enformel ağlarını kullanarak diğer elçilere oranla sayıca daha az, genellikle akraba ve tanıdık çevresinden işçiler toplamakta ve bölgeye çalıştırmak üzere getirmektedir. Bu elçilere “işçi/elçi” olarak tanımlamamızın nedeni, yılın farklı zamanlarında örneğin fındık hasadı döneminde elçi kimliği ile öne çıkarken fındık hasadı bittiğinde elçi kimliği ortadan kalkabilmekte ve pamuk işçisi olarak geçimini sürdürebilmelerinden ötürüdür. Buraya kadar aktarılanların ışığında fındık üretiminde çalışan mevsimlik tarım işçilerinin ve aracıların kendi aralarındaki farklılıklarıyla ele alacak ancak bütünleştirici özellikleriyle değerlendirecek bir örgütlenme yapısına ihtiyaç olduğu düşünülmektedir. Bir çok araştırmada ortaya konan tarım işçilerinin sosyal güvenlik sorunları ve çalışma koşullarının zorlukları tek taraflı bir sürecin işlemesiyle düzelmesi pek mümkün gözükmemektedir. Elbette mevsimlik tarım işçilerinin sendikal örgütlenmesinin önündeki zorlukların farkındayız. Ancak mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşulları, ücret, sosyal haklarının iyileştirilmesine yönelik taleplerin -masanın diğer tarafında bu haklar için mücadele edebilecek bir sendikal örgütlenmenin bulunmaması nedeniyle- gerçekleşmesini düşünmek fazlaca iyimserlik olacaktır. 22

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır