Rabbimiz! Sen sevgili Peygamberin Hazreti Muhammed Mustafa sav'e, Ademoğlunun yaptığı her amelin karşılığı vardır. Ancak oruç müstesna, onun karşılığını ancak ben veririm diyorsun. Bizler de oruç tuttuk ya rabbi, bu orucun sevabı olarak bizleri Cennetine kavuştur. Sevgili Peygamberimize bizleri komşu eyle ya rabbi.
Evveli rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluş olan Mübarek Ramazan-ı Şerifi tamamladığımız şu bayram sabahında, sıcak yataklarından kalkarak, sana el açan bu mü'min kulların sana iltica ediyor, yalnızca Senden yardım diliyor, dualarımızı kabul eyle.
Mukabelesiyle, sahuruyla, iftarıyla, fitresiyle zekatıyla, orucuyla teravihi ile, Ramazan ayında yapmış olduğumuz bütün ibadetleri kabul eyle.
Tutmuş olduğumuz oruçları, kılmış olduğumuz namazları, teravihleri, yapmış olduğumuz hayır ve iyilikleri sen dergahı izzetinde makbul eyle.
Ya ilahel alemin! Senin sevgili peygamberin, Oruç tutanlar için bir cennetten bahsetti bizlere, O öyle bir cennet ki, sadece oraya oruçlular girecek. Bizler de oruç tuttuk. Bu bayram sabahı bayram namazını kılarak, bayram yapmaya hak kazandık. Bizleri vad ettiğin Reyyan ismindeki cennetine girenlerden eyle.
Bu bayram sabahı rahmetin sağnak sağnak yağdığı bu sabah senin kapına, boyun bükerek, duayı müminin en samimi ibadeti bilerek, sığınılacak tek kapının "Senin kapın" olduğunu bilerek geldim Y,rab!
"Eğer duanız olmasaydı Rabbim size ne diye değer versindi" (Furkan 77) Ayet-i Kerimesine sığınarak, Vahyinin, senin kulun ile konuşman olduğunu bilerek, ellerimi açtım Rahmetine Y,rab! Huzurunda boynumu büküyor, aczimi yüreğimde hissediyor, Sen Rab, ben ise kulunum diyorum!
"İyy, kena'büdü ve iyy, kenestaîn!"
Yalnız sana inanıyor ve yalnız senden yardım diliyorum! Yanı başımdasın Rabbim! Tek sığınağımsın! Ve sen bana şah damarımdan daha yakınsın!
Sen "SEM'İ"sin, duamı işitensin!
Sen "BASİR"sin, beni gören ve gözetensin!
Kapına geldim bu bayram sabahı! Bu bayram sabahı camileri dolduran mü'minlerle birlikte el açtım, dualarımın kabulu için vesile kıldım, taptığım inandığım TEK kapıma geldim, bu aciz elleri kudretinle tut Rabbim, geri çevirme!
Sen "Rab"sin ben "Kul" olanım. Eksiğim günahım çok. Ama senin "kulun" olmakta şeref duyan, bahtiyar olanım Yarab.
Sen, bu elleri, bu bayram sabahı camileri doldurarak, bayram yapmak için camilere gelip ellerini sana açıp yalvaran, sana uzanan milyonlarca güzel el arasına kat, onların arasında, duası Kabul olanların yüzü suyu hürmetine bu aciz kulunun dualarını da kabul eyle Yarabbi!
Bu bayram sabahında Kabe'de, tavafta olup, gönlü seninle olanların, Mültezemde yaşlı gözlerle sana sığınanların, Ravza'da Yeşil Kubbe önünde sevgilinin huzurunda sana el açanların dualarına kat bu acizin dualarını!
Ve kabul eyle Yarabbi!
Kabul eyle Yarabbi!
Sana amellerimle gelmeye yüzüm yok… Allahım, tek sermayem SENİ SEVEN YÜREĞİM. Sevgine, VEDÛD ismine sığınarak geldim huzuruna,
Sen "sevdalılar" arasına kat bu aciz yüreği de Yarabbi. Sen SEVGİNİN ESAS KAYNAĞI olan Rabbim!
Biz ahir zaman ümmetiyiz. Örneksiziz, yetimiz, öksüzüz Y,rab. Yüreğimiz yangınlar dolu, ancak öğrendiklerimizle o gül Nebiyi hiç göremeden, ona ümmet olmaya ve yolunda yürümeye çalışıyoruz.
Habibini, sevgilini hiç görmedik Allahım.
O'nun sahabelerine olan sevgisini ve onların da o gül nebiye (s.a.v.) olan sevgilerine şahit olamadık. Asr-i saadetteki "AŞK" atmosferinden fersah fersah uzaklarda, asırlar ötesinde, sevgisizlikten çöle dönmüş gönüllerimizle yol almaya çalışıyoruz Allahım!
Sen sinelerimizi sevgine ve sevgiline, VEDÛD isminin tecellileriyle aç Allah'ım!
Allah'ım, insancıkların senin cenneti kazanmaları için açtığın yollardan habersizler.
Dünyada tattıklari azıcık bir keyfi ahirete tercih ediyorlar!
Ebedi zevklerden habersiz yaşıyorlar Allah'ım.
Sen sineleri sevgine aç Allah'ım!
Aç Allah'ım aç da, seninle yaşamanın, "senin için" yaşamanın, bu geçici dünyayı, uhraya basamak yapmanın ne demek olduğunu anlasınlar Allah'ım!
Sevginle bak bize Rabbim!
Sevginle yol göster Rabbim!
Ya rabbi, kim inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutarsa, kim teravih namazını kılarsa, kim kadir gecesini ibadetle ihya ederse geçmiş günahları affedilir diyor Peygamberimiz, Bizler de inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan orucumuzu tuttuk, teravih namazımızı kıldık, Kadir gecesini ihya etmeye çalıştık. Bizlerin de geçmiş günahlarını affeyle ya rabbi
Allahım! Lutfettiğin bayramda ve sonrasında Bizi her türlü bela, musibet bütün tehlikelerden koru..
Hasta kullarına şifalar, borçlu kullarına borçlarını ödeme kolaylığı nasib eyle
Rabbimiz bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellikler ihsan eyle. Bizleri ateş azabından muhafaza eyle.
Bizi, annemizi, babamızı ve bütün mü'minleri hesap gününde bağışla. Şüphesiz sen işiten ve dualarımızı kabul edensin.
Sevgili peygamberimiz senden neyi istemişse biz de onları istiyoruz, hangi şeylerden sığınmışsa biz onlardan sana sığınıyoruz.
Yapmış olduğumuz duaları kabetullahta, arafatta, müzdelifede, ravzai mutahharada yapılan ve kabul olan dualara ilhak eyle..
Amin! bi hürmeti taha ve yasin ve selamün alel mürselin. Vel hamdü lillahi rabbil alemin.
Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Genel Haber
Gündem
Oruç tutmaya başlamadan önce yapılan sahur yemekleri bütün gün biraz da olsa tok kalmamızı sağladığı gibi dinen de önemli bir yere sahiptir. Ancak sahur yemeğinin ne zamana kadar yapılıp, ne zaman sonlandırılması gerektiği konusunda çeşitli sorgulamalar yapılır. İşte, Diyanet bilgisi ile sahur yemeği ne zamana, kaça kadar yenir sorusunun yanıtı
sahur yemeği NE ZAMANA KADAR YENİR?
Oruca ne zaman başlanıp ne zaman bitirileceği Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde açıklanmıştır: “(Ramazan gecelerinde) şafağın aydınlığını gecenin karanlığından ayırt edinceye (tan yeri ağarıncaya/fecr-i sâdığa) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar (yiyip içmeden, cinsel ilişkide bulunmadan) orucu tamamlayın.” (Bakara, 2/)
Takvimlerde gösterilen “imsak”, oruca başlama vaktini ifade eder. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona erdiği, yatsı namazı vaktinin çıkıp sabah namazı vaktinin girdiği andır. Ezan da imsak vaktinin başlaması ile okunmaktadır. Bu sebeple ezanın başlaması ile yemeyi içmeyi terk etmek gerekir. Ezan başladığı sırada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında bir sakınca yoktur.
Sahur, imsak vaktine göre mi? sorusu gündemde On bir ayın sultanı Ramazan ayının başlangıcına kısa bir süre kala imsak saatleri sorgulanıyor. Buna göre; Ramazan ayı, 23 Mart günü başlayacak ve son oruç 20 Nisan günü tutulacak. 21 Nisan ise Ramazan Bayramı'nın 1. günü olarak idrak edilecek.
İmsak nedir?
İmsak Ramazan ayında oruç tutacak Müslümanların sahur sonrasında sabah ezanı ile birlikte başlayan yeme ve içmeyi bırakma zamanıdır. Kelime manası, kendini tutmak, bir şeyden el çekmektir. Takvimlerde, imsak'ın günlere ve illere göre başlama saatleri belirtilir.
Sözlükte “kendini tutmak, engellemek, el çekmek, geri durmak” anlamlarına gelen imsak, dinî bir kavram olarak, fecr-i sâdıktan, iftar vaktine kadar yemeden, içmeden, cinsel ilişki ve diğer orucu bozan şeylerden uzak durmak, el çekmek demektir. İmsakın zıttı iftardır.
Halk arasında ise “imsak” oruç tutmaya başlanan fecr-i sadığın oluştuğu vakit anlamında kullanılır. Bu manada imsak, oruca başlama vakti demektir.
Oruca ne zaman başlanıp ne zaman bitirileceği Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde açıklanmıştır: “(Ramazan gecelerinde) şafağın aydınlığını gecenin karanlığından ayırt edinceye (tan yeri ağarıncaya/fecr-i sâdığa) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar (yiyip içmeden, cinsel ilişkide bulunmadan) orucu tamamlayın.” (Bakara, 2/)
Takvimlerde gösterilen “imsak”, oruca başlama vaktini ifade eder. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona erdiği, yatsı namazı vaktinin çıkıp sabah namazı vaktinin girdiği andır. Ezan da imsak vaktinin başlaması ile okunmaktadır. Bu sebeple ezanın başlaması ile yemeyi içmeyi terk etmek gerekir. Ezan başladığı sırada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında bir sakınca yoktur.
Sahur İmsak'a göre mi?
Ramazan gecelerinde sahur hazırlıkları imsak vaktine kadar devam etmektedir. Sabaha karşı, gün doğmaya yakın saatlerde bu hazırlıklar ve yemek yeme bitmelidir. Niyet edilip tutulan oruç imsak vakti ile başlar, akşam ezanı ile son bulur.
Sabah ezanı ve imsak aynı mı?
Sabah ezanı imsakla beraber okunmaz. İmsak sabah ezanı ve güneş farklı saatlerdir. İmsak ile sabah ezanı arasındaki zaman dilimi saat farkına ve mevsimlere göre değişir. Sabah ezanı genelde imsak vaktinden 30 ila 45 dakika sonra olunmaktadır.
Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz.
Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.
Orucu bozan şeyler
Dinde reformcular, (Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) hadisini, (Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz) şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi?
Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. (Redd-ül-muhtar)
Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, (Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum) demek çok yanlıştır.
Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Ş,fiî'de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.
Şafii'de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi'deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.
Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Taht,vi, Mebsut, Bedayi gibi, Ş,fiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Env,r, Kummesr,, B,curi, Şerh-i İbni B,curi gibi muteber eserlerden alınmıştır.]
Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. (El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa)
Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. (Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye)
Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz.
Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Gündem