oruç tutmamanın kefareti 2021 / Oruç fidyesi nasıl ödenir? : Din İşleri Yüksek Kurulu : Dini Bilgilendirme Platformu

Oruç Tutmamanın Kefareti 2021

oruç tutmamanın kefareti 2021

Oru&#; tutmayan kişi ne kadar para vermeli? fitre miktarı Diyanet a&#;ıklaması

Güncelleme Tarihi:

Fotoğraf: iStock

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07,

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Sağlık sorunları ya da çeşitli nedenlerle Ramazan ayında oruç tutamayan kişiler, Oruç tutmayan kişi ne kadar para vermeli? Sorusuna yanıt arıyor. fitre miktarını merak eden vatandaşlara Diyanet bu yıl Ramazan ayı boyunca her gün sayısına verilmesi gereken fitre miktarını belirledi. İşte fitre miktarı Diyanet açıklaması.

1/6Oruç tutmayan kişi ne kadar para vermeli fitre miktarı Diyanet açıklaması
2/6FİTRE NEDİR
3/6 FİTRE MİKTARI NE KADAR DİYANET AÇIKLAMASI
4/6FİTRE NASIL HESAPLANIR
5/6FİTRE KİMLERE VERİLİR
6/6FİTRE NE ZAMAN VERİLİR

Fidye (Oruç kefareti) kaç lira? Oruç tutamayan günlük ne kadar para verecek ?

Diyanet İşleri Başkanlığı, yılı için fitre ve Fidye miktarını açıkladı. Buna göre oruç tutulmayan biri, Diyanet tarafından belirlenen fitre/fidye miktarını oruç tutamadığı gün sayısı ile çarpınca ne kadar para vereceği ortaya çıkar. Bununla birlikte her bir mükellef (fitre veren kişi) bir günlük kendi gıda harcamasına denk düşecek meblağı ya da daha fazlasını fitre/fidye olarak da verebilir. Peki Oruç tutamayan günlük ne kadar para verecek ? Fidye (Oruç kefareti) kaç lira?

ORUÇ KEFARETİ KAÇ LİRA? (FİDYE MİKTARI)

Oruç fidyesinin tutarı fıtır sadakası kadardır. yılı için fitre miktarı 28,00 TL olarak belirlendi. Belirlenen bu miktar aynı zamanda, günlük fidye miktarıdır.

ORUÇ TUTAMAYAN GÜNLÜK KAÇ PARA VERECEK ?

Din İşleri Yüksek Kurulu, yılı Ramazan ayı için fitre miktarının 28 TL olarak belirlendiğini açıkladı.

Diyanet tarafından fidye (oruç kefareti) bedeli de fitre miktarı kadardır. Yani Oruç tutamayan biri, günlük 28,00 TL para verecek. Oruç tutamadığı gün sayısıyla 28 sayısı çarpılarak verilecek para miktarı ortaya çıkar.

Oruç tutamayan birinin yılı için fidye amacıyla bir ihtiyaç sahibine ödeyeceği günlük para 28 liradır. Kişi 30 gün oruç tutamayacaksa ödenecek fidye miktarı TL'dir.

FİDYE (ORUÇ KEFARETİ) KİMLERE VERİLMEZ

Oruç fidyesi, fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini üst soy ve alt soyuna veremez.

ORUÇ TUTMAMAYI MÜBAH KILAN MANZERETLER NELERDİR?

İslam dini, ilke olarak kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucu ibadetini belli şartlara bağlı olarak erteleme konusunda bazı ruhsatlar getirilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur:

"Ey inananlar! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, size de sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa, o iyilik kendisinedir. Eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha iyidir." (Bakara, 2/)

İslam âlimleri bu ayet-i kerime ve ilgili hadislere dayanarak Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan mazeretleri şöylece sıralamışlardır:

a) Yolculuk: Ramazan'da sefer mesafesi (en az doksan km.) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Sefer bir mazeret olduğu için, eğer orucunu seferîliği başladıktan sonra bozarsa kendisine keffâret gerekmez, sadece kaza gerekir (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III, ).

b) Hastalık: Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişiler için, iyileştikten sonra kaza etmek üzere Ramazan ayında oruç tutmamalarına ruhsat tanınmıştır. Oruç tutması hâlinde hasta olacağı doktor tarafından bildirilen kimse de hasta hükmündedir.

c) Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç tutmayıp yerine fidye verebilirler. Bakara sûresinin âyetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.

d) İleri derecede açlık, susuzluk: Açlık veya susuzluk sebebi ile beden ve ruh sağlığının ciddi derecede zarar görmesi söz konusu olan kimse orucunu bozabilir. Sağlık şartları düzelmesi hâlinde bozulan oruç Ramazan'dan sonra kaza edilir.

Böyle bir kimsenin orucuna devam etmesi ölümüne sebep olacak nitelikte ise, orucunu açmaması yani oruca devam etmesi haram olur.

e) Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak: Esas itibarıyla bir insanın ibadetlerini normal bir şekilde yapmasını engelleyecek zor ve ağır işlerde çalışması veya çalıştırılması doğru değildir. Ancak kişisel veya toplumsal zorunluluklar, bazılarının böyle işlerde çalışmalarını gerektirebilmektedir. Böyle durumda bulunan bir kişi, oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkuyorsa, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izin günlerinde veya müsait zamanlarda tutamadıkları oruçlarını kaza etmelidirler.

f) Gebe ve emzikli olmak: Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun zarar görmesi muhtemel olan gebe veya emzikli kadınlar da, sağlık durumu oruç tutmak için elverişli olmayanlar arasında değerlendirilmiştir. Bu durumda olanlar da oruç tutmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali kuvvetli ise tutmamaları gerekir. Durumları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kazâ ederler (Sahnûn, el-Müdevvene, I, ; Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, ; İbn Kudâme, el-Kâfî, I, ; Kâsânî, Bedâî', II, 97).

Fakihler oruç tutmama ruhsatını Kur'an ve Sünnet'te zikredilen sebeplerle sınırlı tutmayı tercih etmiş, bunların ortak özelliği meşakkat olsa bile, her meşakkatli durumda oruç tutulmayabileceğini söylemekte temkinli davranmışlardır (İbn Kudâme, el-Kâfî, I, ).

Ruhsata gerekçe olan hâl ortadan kalkınca tutulamayan oruçlar kaza edilir. İyileşmesi mümkün olmayacak şekilde hasta olmak, ya da aşırı yaşlı bulunmak gibi oruç tutmaya sürekli bir engelin bulunması hâlinde tutulamayan her oruç için bir fidye verilir. Bir oruç fidyesi bir fıtır sadakası miktarıdır. Bir fıtır sadakası ise, bir kimseyi orta hâllisi ile bir gün doyurabilecek yiyecek miktarı veya bunun parasal karşılığıdır.

Oruç tutamayanlar ne kadar, kaç TL fidye verecek?

Sağlığı iyi olan, yaşı ve durumu el veren her müslümana farz olan Ramazan orucunu bazı nedenlerden dolayı tutamayanların kaza etmeleri veya fidye vermeleri gerekiyor. Ramazan ayına sayılı gün kala fidye miktarı araştırılıyor. İşte Bu seneki fidye miktarı

ORUÇ TUTAMAYANLARIN VERECEĞİ FİDYE NE KADAR?

Oruç tutamayanlar, her gün için fidye öderler. Bu fidye miktarı da fitrenin miktarı kadardır. Bu sene fitre miktarı Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 40 TL olarak belirlendi. Oruç tutamayan kişi, kaç lira fitre veriyorsa, oruç tutmadığı gün için o miktarda bir fidye vermek zorundadır.

ORUÇ KİMLERE FARZDIR?

İslam dininin temel ibadetlerinden olan oruç, Müslüman olan, ergenlik çağına girmiş veya aklı eren ve oruç tutması için herhangi bir engeli olmayan her Müslümana farzdır. Oruç tutacak olan bir kişinin Müslümanlığı kabul etmesi gerekmektedir. Müslüman olmayan bir kimseye, oruç tutması farz değildir ve o kişi oruç tutması için zorlanamaz. Öte yandan ibadetlerin bir kişiye farz olması için o kişinin ergenlik çağında olması ve akli dengesinin yerinde olması gerekmektedir. Akli dengesi yerinde olmayan engelli kimseler, oruç tutmaya zorlanamaz. Aynı zamanda henüz ergenlik yaşına gelmemiş bir kimse oruç ibadetinden muaf tutulmaktadırlar.

Uzman bir doktorun, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta, Ramazan’da oruç tutmayabilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, ). Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir. Konuyla ilgili âyet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse), o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” (Bakara, 2/). Fidye verecek gücü olmayanlar ise bu imkânı buluncaya kadar dinen sorumlu olmazlar (İbn Kudâme, el-Muğnî, IV, ).

FİDYE KİMLERE VERİLİR?

Oruç fidyesi, tıpkı fıtır sadakasında olduğu gibi onları verecek kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir.

Fitre ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esas. Aynı zamanda zekât için de aynı kural geçerli.

Kişi, annesine, babasına, büyükbabasına, büyükannesine, çocuklarına, torunlarına, eşine, zengine, babası zengin olan ergen olmamış çocuğa fıtır sadakası veremiyor. Fitreler, bir fakire de verilebilirken birkaç fakire de dağıtılabiliyor. Ancak bir kişiye verilen miktar bir fitreden az olmamalı.

Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine fitre verilebiliyor

HASTALIK NEDENİYLE ORUÇ TUTAMAYAN NE YAPMALI?

Hastaların oruç tutması ve tutmaması meselesi Ramazan ayında sıklıkla tartışılan bir konudur. Bu konuda sağlıklarının ne şekilde etkilendiğine ilişkin tespit önem kazanmaktadır.

Eğer uzman bir doktor, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağına dair bir hastaya teşhis koyuyorsa bu kişi Ramazan'da oruç tutmayabilir.

İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III,

Eğer bu kişinin hastalığı geçici ise tutmadığı günlerin oruçlarını iyileşince kaza etmelidir. Hastalığı kalıcıysa tutamadığı oruçların gün sayısı kadar fidye vermelidir.

ORUÇ FİDYESİ NASIL VERİLİR?

Bir kişinin kalıcı bir hastalık nedeniyle Ramazan orucunu tutamaması ve kaza edememesi durumunda oruç fidyesi vermesi gerekir.

Bu konu hakkında Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur:

"Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse), o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır."

Bakara suresinin ayetlerinin tefsiri

Fidye verecek imkânı olmayanlar, bu olanağı buluncaya kadar dinen sorumlu olmazlar.

ORUÇ FİDYESİ NE KADAR?

Diyanet'in açıkladığı bilgilere göre bu yıl, yılı Ramazan ayının başlangıcından yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan süre için fitre bedeli 28 TL'dir.

Bu miktarın belirlenmesinde İslam kaynaklarında zikredilen hususlar ve günümüzün şartlarında bir kişinin günlük gıda ihtiyacının giderleri dikkate alınmıştır.

Fitre bedeli aynı zamanda günlük fidye miktarıdır. Tutulmayan oruç günü kadar fidye vermek gerekir. Fidye bir fakire topluca verilebileceği gibi, ayrı ayrı fakirlere de verilebilir.

Eğer oruç tutmaya gücü yetmeyen kişi, ileride tutabilecek duruma gelirse Hanefilere göre fidyelerini vermiş olsalar dahi tutmadıkları oruçları kaza ederler. Verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz ve bunlar nafile sadaka sayılır.

KİMLER ORUÇ TUTAMAZ?

İslam, her bireyi gücü nispetinde sorumlu tutmuş; güçlerini aşan ya da sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir.

İslam'ın beş şartından biri olan Ramazan orucu ibadetini gerçekleştiremeyecek olan Müslümanlar için bazı ruhsatlar getirilmiştir:

Yolculuk: Ramazan'da sefer mesafesi (en az 90 km.) bir yere gitmek için yola çıkacak olan kimse, geceden oruca niyet etmeyebilir. Fakat niyet ettikten sonra gündüzün yolculuğa çıksa bu yolculuk esnasında meşru başka bir mazereti bulunmazsa orucunu bozmamalıdır. Başlanan bir ibadetin mazeret yoksa tamamlanması gerekir. Sefer bir mazeret olduğu için, eğer orucunu seferîliği başladıktan sonra bozarsa kendisine kefâret gerekmez, sadece kaza gerekir.

İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, III,

Hastalık: Oruç tuttuğu zaman, hastalığının artmasından veya uzamasından endişe edilen kimse ile hastalığı sebebiyle oruç tutmakta zorlanan kişiler için, iyileştikten sonra kaza etmek üzere Ramazan ayında oruç tutmamalarına ruhsat tanınmıştır. Oruç tutması hâlinde hasta olacağı doktor tarafından bildirilen kimse de hasta hükmündedir.

Yaşlılık: Oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimseler, oruç tutmayıp yerine fidye verebilirler. Bakara suresinin ayetinde, bu şekilde olup da oruca güç yetiremeyenlerin, oruç tutmayıp fidye vermeleri gerektiği hükme bağlanmıştır. İyileşme umudu olmayan hastalar da aynı hükme tabidir.

İleri derecede açlık, susuzluk: Açlık veya susuzluk sebebi ile beden ve ruh sağlığının ciddi derecede zarar görmesi söz konusu olan kimse orucunu bozabilir. Sağlık şartları düzelmesi hâlinde bozulan oruç Ramazan'dan sonra kaza edilir. Böyle bir kimsenin orucuna devam etmesi ölümüne sebep olacak nitelikte ise, orucunu açmaması yani oruca devam etmesi haram olur.

Zor ve meşakkatli işlerde çalışmak: Esas itibarıyla bir insanın ibadetlerini normal bir şekilde yapmasını engelleyecek zor ve ağır işlerde çalışması veya çalıştırılması doğru değildir. Ancak kişisel veya toplumsal zorunluluklar, bazılarının böyle işlerde çalışmalarını gerektirebilmektedir. Böyle durumda bulunan bir kişi, oruç tuttuğu takdirde sağlığına bir zarar gelmesinden korkuyorsa, orucunu tutmayabilir. Bu durumda olanlar, izin günlerinde veya müsait zamanlarda tutamadıkları oruçlarını kaza etmelidirler.

Gebe ve emzikli olmak: Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun zarar görmesi muhtemel olan gebe veya emzikli kadınlar da, sağlık durumu oruç tutmak için elverişli olmayanlar arasında değerlendirilmiştir. Bu durumda olanlar da oruç tutmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali kuvvetli ise tutmamaları gerekir. Durumları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kazâ ederler.

Sahnûn, el-Müdevvene, I, ; Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, ; İbn Kudâme, el-Kâfî, I, ; Kâsânî, Bedâî', II, 97

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır