oruçlu iken birlikte olmak / Karı koca oruçluyken cinsel ilişkiye girebilir mi oruç bozulur mu? - Internet Haber

Oruçlu Iken Birlikte Olmak

oruçlu iken birlikte olmak

Oruçluyken cinsel ilişkiye girilir mi?

Oruçluyken cinsel ilişkiye girilir mi?

11 ayın sultanı Ramazan'ı karşılamamıza çok az bir süre kaldı. Sofraların berekinin arttırdığı bu ay, kalpleri de sıcak yapıyor.

Uzun ve geniş sofralarda toplanan kalabalıklar, Ramazan sayesinde bir arada olmanın önemini anlıyor.

Yardımların arttığı bu ayda Müslümanlar, Ramazan Bayramı'na ulaşmak için de gün sayıyor.

Oldukça değerli bir ay olan Ramazan'da bazı kurallar var. Bu kurallara uymak ve orucu riske atmamak gerekiyor.

Oruç tutarken kafaları karıştıran bazı sorular da var. Bunlardan birisi ise cinsel ilişki konusu...

Çiftler Ramazan ayı gelmeden, "Oruçluyken cinsel ilişkiye girilir mi?" sorusuna cevap arıyor.

Peki, Oruçluyken cinsel ilişkiye girilir mi? İşte yanıtı...

Oruçluyken cinsel ilişkiye girilir mi?

Oruçlu olan kimse orucu bozacak şeylerden kaçındığı gibi orucun sevabını azaltacak şüpheli durumlardan da kaçınmalıdır.

Ramazanda oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur, hem kaza ve hem de keffâret gerekir (Buhârî, Savm, 30). Eşlerin birbirlerini öpmeleri veya sarılmalarıyla oruçları bozulmaz. Ancak bu durumda boşalma meydana gelirse oruç bozulur ve güne gün kaza gerekir (Merğınânî, el-Hidâye, II, 256).

Ramazan'da cinsel ilişki nasıl olmalı?

Oruç, imsak (fecr-i sâdık) vaktinden güneşin batımına kadarki süre içinde yeme, içme ve cinsel ilişkiden, ibadet niyetiyle uzak durmaktır. Yani oruç gündüz tutulur. Ramazan geceleri için yeme, içme ve cinsel ilişki yasağı söz konusu değildir.

Dolayısıyla iftar ile imsak arasında yemek, içmek ve eşlerin cinsel ilişkide bulunmasında bir sakınca yoktur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı.” (Bakara, 2/187).

Cünüplüyken oruç tutulur mu?

Cünüplük oruç tutmaya engel değildir. İster cünüp olmayı gerektiren hâl, oruca başlanmadan gerçekleşmiş olsun, ister ihtilam olma gibi orucu bozmayan bir sebeple oruçlu iken gerçekleşmiş olsun fark etmez.

Ancak cünüp olan kişi, bir an önce yıkanıp temizlenmelidir. Cünüp iken üzerinden bir namaz vakti geçmemelidir. Guslün bir namaz vaktinden daha fazla süreyle ertelenmesi günahtır. Çünkü geciktirilirse namaz terk edilmiş olur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 372).

İslamMüslümancinsel sağlıkRamazancinsellik

Google News ile Takip Et

SAHİH-İ BUHARİ

Bablar-Konular-Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 918>>

باب: إذا جامع في رمضان.

29- Ramazan Da Oruçlu İken Cinsel İlişkiye Girmek

-ويذكر عن أبي هريرة رفعه: (من أفطر يوما من رمضان، من غير عذر ولا مرض، لم يقضه صيام الدهر وإن صامه). وبه قال ابن مسعود. وقال سعيد بن المسيب والشعبي وابن جبير وإبراهيم وقتادة وحماد: يقضي يوما مكانه.

EbuHureyre'ninmerfu olarak şöyle bir rivayet naklettiği zikredilmiştir: "Herhangi bir zorunlu sebep ve hastalık olmadığı halde Ramazan'da bir gün oruç tutmayan kişi ömrü boyunca oruç tutsa o günün orucunu kaza etmiş olmaz." Abdullah İbnMes'ud da bu görüştedir. Saîdİbnü'I-Müseyyeb, Şa'bî, İbnCübeyrf İbrahim en-Nehaî, Katade ve Hammad ise, tutulmayan orucun kaza edileceğini söylemişlerdir.

:

إن رجلا أتى النبي صلى الله عليه وسلم فقال: إنه احترق. قال: (مالك). قال: أصبت أهلي في رمضان. فأتي النبي صلى الله عليه وسلم بمكتل يدعى العرق، فقال: (أين المحترق). قال: أنا، قال: (تصدق بهذا).

[-1935-] Aişe (r.anha)'dan nakledildiğine göre yandığını söyleyen bir sahabî Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi. ResulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ne oldu sana?!" diye sorunca, o sahabi; "Ben Ramazan'da eşimle cima ettim" dedi. Bu sırada Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir sele hurma getirildi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Nerede o yanan adam?" deyince, o zat: "Buradayım" diyerek ortaya çıktı. ResulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem de ona: "Bunu sadaka olarak dağıt!" buyurdu.

Diğer tahric: EbuDavudsavm; Müslîm, savm; Tirmizî, savm; Ahmet b. Hanbel, II, 208, 241, 281, 516; Muvatta, sıyâm 28, 29; Dârimî, savm 19

AÇIKLAMA:İmam Buharî bu başlık altında kendi isteğiyle ve şuurlu olarak Ramazan ayında oruçlu iken cinsel ilişkiye giren kişinin keffaretle yükümlü olacağını ele almaktadır. İbn Battal şöyle demiştir: "İmam Buharî, bu hadisi naklederek, Ra­mazan'da bilerek yemenin veya içmenin de cinsel ilişkiye kıyasla keffareti gerek­tirdiğine işaret etmiştir. Burada cinsel ilişki ile yeme veya içme arasındaki ortak nokta, kasıtlı olarak orucu bozan yollarla Ramazan ayının saygınlığını çiğnemek­tir."

Zeynüddinİbnü'l-Müneyyir'in konuyla ilgili açıklamaları da aynı doğrultu­dadır: "İmam Buharî başlıkta sadece cinsel ilişkiye değinmiştir. Çünkü keffaretle ilgili olarak nakledilen müsned rivayetlerde söz konusu edilen cinsel ilişkidir. Fakat İmam Buharî başlık altında genel olarak orucu bozmayı ele alan rivayetle­re değinmek suretiyle yeme ve cinsel ilişki yoluyla orucu bozmanın aynı kap­samda değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmiştir."

Ancak bana kalırsa İmam Buharî başlık altındaki rivayetleri nakletmekle, orucun bozulması durumunda orucu kaza etmenin vacip olup olmadığı konu­sunda selef-i salihin arasında görüş ayrılıklarının bulunduğuna ve cinsel ilişkinin kesinlikle keffareti gerektirdiğine İşaret etmiştir.

İbnü'l-Müneyyir konu hakkında özetle şu değerlendirmeyi yapmıştır; "...Ömrü boyunca oruç tutsa o günün orucunu kaza etmiş olmaz." Bu ifa­de, Ramazan'da oruç tutmayan kişinin, orucun vaktinde eda edilmesi dolayısıyla elde edilen sevap ve fazileti kaza yoluyla asla elde edemeyeceği anlamına gelir. Bu konunun özel yönüdür. Fakat genel anlamda baktığımızda tutulmayan oruç­lar kaza edilir. Bu ifadeye bakarak orucu kaza etmenin asla olmayacağı söyle­nemez." Ibnü'l-Müneyyir'in bu değerlendirmesinin zorlama bir yorum olduğu açıktır.

EbuHureyre'nin naklettiği rivayette yandığını söyleyen adamın: "Tükendim, bittim!" dediği kayıtlıdır. Buna göre, Hz. Aişe rivayetinde geçen yanmak ifadesi, EbuHureyre rivayetindeki "Tükendim, bittim!" sözünü açıklamaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla bu sahabi, herhangi bir günah İşleyen kişinin cehennemde azap göreceğine inandığı için yaptığı iş dolayısıyla yandığını söylemiştir. Zaten Hz. Nebi (s.a.v) de: "Nerede o yanan adam?" diye sorarak yanma vasfını ona isnat etmiştir. Bu da söz konusu kişinin böyle bir fiilde ısrar ederse gerçekten de yanma cezasını hak edeceğine İşaret etmektedir. Ayrıca bu ifade olayın kahra­manı olan sahabinin ileride açıklanacağı gibi kendi isteğiyle ve bilinçli olarak cinsel ilişkiye girdiğini göstermektedir.

باب: إذا جامع في رمضان، ولم يكن له شيء، فتصدق عليه فليكفر.

30- Ramazanda Cinsel İlişkiye Girdiği Halde Keffareti Ödemek İçin Hiçbir Şeyi Olmayan Birisinin Kendisine Verilen Sadakayı Keffareti Ödemek İçin Kullanması

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري قال: أخبرني حميد بن عبد الرحمن: أن أبا هريرة رضي الله عنه قال:

بينما نحن جلوس عند النبي صلى الله عليه وسلم، إذ جاءه رجل فقال: يا رسول الله، هلكت. قال: (مالك). قال: وقعت على امرأتي وأنا صائم، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (هل تجد رقبة تعتقها). قال: لا. قال: (فهل تستطيع أن تصوم شهرين متتابعين). قال: لا. فقال: (فهل تجد إطعام ستين مسكينا). قال: لا. قال: فمكث النبي صلى الله عليه وسلم. فبينا نحن على ذلك أتي النبي صلى الله عليه وسلم بعرق فيه تمر، والعرق المكتل، قال: (أين السائل). فقال: أنا. قال: (خذ هذا فتصدق به). فقال الرجل: أعلى أفقر مني يا رسول الله؟. فوالله ما بين لابتيها، يريد الحرتين، أهل بيت أفقر من أهل بيتي. فضحك النبي صلى الله عليه وسلم حتى بدت أنيابه ثم قال: (أطعمه أهلك).

[-1936-] EbuHureyre'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Biz ResulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem'İn huzurunda otururken bir adam çıkageldi ve: "Ey Allah'ın Resulü, ben tükendim, bittim!" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ne oldu sana?!" diye sorunca adam: "Ben oruçlu iken eşimle cinsel ilişki kurdum!" diyerek karşılık verdikten sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile aralarında şu konuşma geçti: Azat edebileceğin bir köle bulabilir misin? Hayır! Peki iki ay hiç ara vermeden oruç tutabilir misin? - Hayır! - Altmış yoksulu doyurma imkanın var mı? - Hayır!

Bundan sonra ResulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem bir süre bekledi. Biz de orada iken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir sele dolusu hurma getirildi. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Soruyu soran adam nerede?" deyince adam: "Buradayım" diyerek ortaya çıktı. ResulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem de ona: "Bunu al ve sadaka olarak dağıt!" buyurdu. Adam: "Benden daha fakir olanlara mı ey Allah'ın Resulü?! Allah'a yemin ederim ki, Medine'nin şu iki kara tepesi arasında benim ailemden daha fakir ve yoksul bir aile bulamazsın!" deyince Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem dişleri görünecek kadar güldü ve ardından: İyi öyleyse, bunu ailene yedir!" buyurdu."

AÇIKLAMA:İmam Buharî'nin konu başlığında kullandığı ifade, bu bölümde kişinin bi­linçli ve iradeli olarak Ramazan'da cinsel ilişkiye girmesinin ele alınacağını gös­termektedir. Bu başlıkta ayrıca keffareti ödeme imkanına sahip olmayan kimse­lere, bu keffareti karşılayacak kadar sadaka verilmesi durumunda bunun keffareti ödemek için kullanılması gerektiği belirtilmektedir. İmam Buharî'nin başlıkta kullandığı ifade, kişi kefareti ödeme imkanından yoksun olsa bile bu sorumluluğun zimmetinden düşmeyeceğini göstermektedir.

EbuHureyre'nin naklettiği rivayete göre olayın kahramanı olan sahabî, daha önce geçen Hz. Aişe rivayetindeki "yandım" lafı yerine "tükendim, bittim" demiştir. İbnEbuHafsa rivayetinde ise bu sahabinin sözü: "Ben kendimi tükenip bitmiş biri olarak görüyordum" demiştir. Bu ifadeler göz önünde bulundurularak söz konusu sahabinin şuurlu ve iradeli olarak cinsel ilişkiye girdiği sonucuna varılmış­tır. Çünkü yanmak (ihtirak) ve bitip tükenmek (helak) kelimeleri, sonuç itibariyle yanmaya ve helak olmaya götüren İsyan anlamında kullanılan mecazi ifadelerdir. Burada bu ifadeleri kullanan sahabî, adeta olması beklenen sonucu olmuş, ger­çekleşmiş gibi anlatmış ve konu üzerine daha fazla vurgu yapmak maksadıyla geçmiş zaman kipi kullanmıştır. Bu durum açıkça göstermektedir ki, bu hadis unu­tarak cinsel ilişkiye giren kimseye keffaret gerekmeyeceğini söyleyen alimlere karşı bir delil olarak kullanılamaz. Alimlerin çoğunluğuna ve İmam Malik'in konuyla ilgili yaygın olarak bilinen kanaatine göre unutarak cinsel ilişkiye giren kimseye keffaret gerekmezken, AhmedİbnHanbel ile bazı Malikîler keffaret gerektiği görüşün ka­bul etmişlerdir. Keffaret gerektiğini söyleyen alimler, konuyla ilgili olarak nakledi­len rivayetlerde kişinin iradeli olarak veya unutarak bu fiili gerçekleştirdiğine dair herhangi bir açıklama yapılmamış olmasını gösterirler. Bilinen kaide gereğince hakkında ayrıntılı açıklama yapılmayan herhangi bir fiil, genel hüküm (umum) ifade eden sözlü bir ifade gibi değerlendirilir.

Fakat bu görüşe şöyle karşılık vermek mümkündür: "Olayın kahramanının, tükendim - bittim, yandım demesi onun durumunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu da onun bu işi iradeli ve bilinçli olarak yaptığını ayrıca böyle bir fiilin oruçlu­ya haram olduğuna dair bilgisinin var olduğunu göstermektedir."

Bu rivayet, herhangi bir günah işledikten sonra bunun hükmünü sormak üzere gelen kişiye ta'zir cezası uygulanmayacağını gösterir. Nitekim Hz. Nebi (s.a.v), söz konusu kişi işlediği günahı itiraf ettiği halde ona ceza uygu­lanmasını emretmemiştir. Zaten İmam Buharî bu rivayete had cezalarını ele aldığı bölümde de yer vererek buna İşaret etmiştir.

Ebu Sevr ve İbnü'l-Münzir'in de aralarında bulunduğu alimlerin çoğunlu­ğuna göre cinsel ilişki durumunda kadın da keffaretle yükümlü olur. Bununla birlikte kadının hür veya cariye olması ile isteyerek cinsel ilişkiye girmesi veya cinsel ilişkiye zorlanması arasında kadına keffaretin gerekip gerekmediği konu­sunda alimler arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Şafiîler, Ramazan'da cinsel ilişkiye giren kadının keffaretle yükümlü olmadığını kabul etmişlerdir. On­lar bu görüşlerine delil olarak, bu rivayette Hz. Nebi'in (s.a.v), konu hak­kında ayrıntılı açıklamaya ihtiyaç bulunmasına rağmen kadının keffaretle yü­kümlü olduğuna dair bir açıklama yapmamasını gösterirler.

Rivayetin kahramanı olan sahabinin: "Benden daha fakir olanlara mı ey Al­lah'ın Resulü?!" demesi, "bu sadakayı benden daha fakir olanlara mı dağıtayım ey Allah'ın Resulü?!" anlamına gelir. Bu da söz konusu sahabinin, Hz. Nebi'in(s.a.v) hurmaların sadaka olarak damıtılmasıyla ilgili emrini, fakir olanlara dağıt­mak şeklinde anladığını gösterir.

Hz. Nebi'in (s.a.v) dişleri görünecek kadar güldüğünü ifade eden bu rivayet, O'nun (s.a.v) gülmesinin kahkaha değil, tebessüm ve gülümseme şeklin­de olduğunu vurgulayan rivayetlerle birlikte değerlendirilmelidir. Dolayısıyla burada da Resulullah'ın (s.a.v) gülmesini tebessüm etmek / gülümsemek şeklin­de anlamak gerekir. Bununla birlikte Resul-İ Ekrem'in (s.a.v) gülmesiyle ilgili olarak şu açıklamalar da yapılmıştır:

1- Hz. Nebi (s.a.v) ahiretle ilgili bir mesele söz konusu ise güler, fakat dünya hakkındaki meselelerde tebessümün ötesine geçmezdi.

2- Olayın kahramanı olan şahıs, Hz. Nebi'in (s.a.v) huzuruna gelirken işlemiş olduğu fiile verilecek cezanın korkusu yanında imkan ölçüsünde kendisi­ni bu durumdan kurtaracak bir çözüm yolunun bulunması ümidini taşıyordu. Resulullah (s.a.v) ona kolaylık sağlayacak farklı çözüm yolları Önerdikçe keffaret olarak dağıtılması için verilen hurmalara da göz dikti. İşte Resul-i Ekrem (s.a.v) onun durumundaki bu değişikliği görünce güldü.

3- Hz. Nebi {s.a.v), adamın olayı çok güzel ve esprili bir üslupla an­latması, maksadına ulaşmak için etkili yöntemlere başvurması karşısında gülümsemekten kendisini alamamıştır.

(Resulullah (s.a.v): "İyi öyleyse, bunu ailene yedir!" buyurdu.) Bu konuyla İlgili olarak İbnDakîki'l-îyd şu açıklamaları yapmıştır: "Oruç keffareti hakkındaki bu olay esas alınarak farklı görüşler ileri sürülmüştür:

1- Bu rivayet, keffaretin, ödenmesinin neredeyse imkansız olması duru­munda düşeceğini göstermektedir. Çünkü kişi keffareti kendisi ve ailesi yararına kullanamaz; kendisine ve ailesine bunları harcayamaz. Zaten bu rivayette Hz. Nebi (s.a.v), söz konusu kişiye keffareti yerine getirme imkanına kavuştu­ğu zaman bu yükümlülüğü ifa etmesi, o ana kadar bu yükümlülüğün bir zimmet borcu olarak kalacağı yönünde bir açıklama yapmamıştır. Şafiîlerden nakledilen görüşlerden biri bu doğrultudadır. Malikîlerden İsa İbn Dinar da kesin bir ifade le bu görüşü dile getirmiştir.

2- Evzaî'ye göre böyle bir durumla karşı karşıya kalan oruçlu Allah'tan af, nağfiret diler ve bir daha böyle bir işe kalkışmaz.

3- Alimlerin çoğunluğu ise keffaretin bir yükümlülük olarak devam edeceği­mi ve ifa imkanının güçleşmesi halinde dahi düşmeyeceğini kabul etmişlerdir, burada Hz. Nebi (s.a.v) söz konusu kişiye hurmaları verirken bunları keffaret olarak ailesine yedirmesini öğütlememiştir.

Ancak bu görüşün ardından ayrıntılarda görüş ayrılıkları olmuştur:

1- Zührî'ye göre bu hüküm rivayette sözü geçen kişiye hastır. İmamü'l-Harameyn de bu görüşe meyletmiştir. Fakat "Aslolan hükümlerin kişiye has olmamasıdır" kaidesi gereğince bu görüş kabul edilmemiştir.

2- Bazı bilginlere göre bu rivayet neshedilmiştir. Fakat bunlar bu rivayeti nesheden delili açıklamamışlardır.

3- Hz. Nebi (s.a.v): "İyi öyleyse, bunu ailene yedir!" derken, kişinin nafakasını karşılamakla yükümlü olmadığı yakınlarını kasdetmiştir. Şafiîlerden bir kısmı da bu görüşü kabul etmiştir."

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

1- Kişi, dinin emirlerine aykırı davrandığı zaman bunun hükmünü sorup öğ­renmelidir.

2- Herhangi bir konu hakkında bilgi öğrenmek üzere gelenlere yumuşak davranmak, konuyu öğretirken ve anlatırken kaba davranmamak ve bu kimsele­re dini sevdirecek bir yöntem geliştirmek gerekir.

3- İşlenen günahlar için pişmanlık duymak ve günahlar dolayısıyla korkup ürpermek güzel bir haslettir.

4- Mescitte ilim öğrenmek, Allah'ı zikretmek gibi namaz dışındaki bazı dînî İşler İçin oturulabilir.

5- Gülmeyi gerektiren bir sebep varsa mescitte gülmek mümkündür.

6- Eğer gerekli İse kişinin ailesi ile olan özel durumunu anlatması mümkün­dür.

7- Kişi, söylediği sözün muhatap nezdinde kuvvet kazanması için yemin edebilir.

8- Başka yollarla öğrenme imkanı yoksa kişinin kendisi hakkında verdiği bilgilere itibar edilir. Zira Hz. Nebi (s.a.v), kendisine soru sormaya gelen sahabinin herkesten fakir olduğunu ifade eden haberine dayanarak: "İyi öyleyse, bunu ailene yedir!" buyurmuştur. Bununla birlikte söz konusu kişinin gerçekten doğru söylediğine dair bazı karineler de bulunmuş olabilir.

9- İbadet konusunda insanlara yardımcı olmak ve müslümanı zor durum­dan kurtarmak için çalışmak iyi bir davranıştır.

10- Kişi ihtiyaç fazlasını dağıtabilir.

11- Ödenecek keffaretler tek bir aileye verilebilir.

12- Zor durumda olan bir kimse, elinde bulunan malzemenin veya gıdanın tamamını veya bir kısmını zor durumda olan başka birisine vermekle yükümlü değildir.

باب: المجامع في رمضان، هل يطعم أهله من الكفارة إذا كانوا محاويج.

31- Ramazanda Cinsel İlişkiye Giren Bir Kimse Keffareti Muhtaç Olan Ailesine Yedirebilir Mi?

حدثنا عثمان بن أبي شيبة: حدثنا جرير، عن منصور، عن الزهري، عن حميد بن عبد الرحمن، عن أبي هريرة رضي الله عنه:

جاء رجل إلى النبي صلى الله عليه وسلم فقال: إن الآخر وقع على امرأته في رمضان. فقال: (أتجد ما تحرر رقبة). قال: لا. قال: (فتستطيع أن تصوم شهرين متتابعين). قال: لا. قال: (أفتجد ما تطعم به ستين مسكينا). قال: لا. قال: فأتي النبي صلى الله عليه وسلم بعرق فيه تمر، وهو الزبيل، قال: (أطعم هذا عنك). قال: على أحوج منا، ما بين لابتيها أهل بيت أحوج منا. قال: (فأطعمه أهلك).

[-1937-] EbuHureyre (r.a.)'in şöyle dediği nakledilmiştir: "ResulullahSallallahu Aleyhi ve Sellem'inhuzuruna bir adam geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü, işe yaramaz bir adam Ramazanda eşiyle cinsel ilişkiye girdi!" dedi ve sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile aralarında şu konuşma geçti: - Bir köleyi hürriyetine kavuşturma imkanı bulabilir misin? - Hayır! - Peki iki ay hiç ara vermeden oruç tutmaya gücün yeter mi? - Hayır! - Altmış yoksulu doyurma imkanın var mı? - Hayır!

Bu sırada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir sele dolusu hurma getirildi. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem: ona: "Bunu al ve kendi adına muhtaçlara yedir!" buyurdu. Adam: "Bizden daha muhtaç olanlara mı ?! Medine'nin şu iki kara tepesi arasında biz­den daha yoksul olanı yok ki!" deyince Resul-i Ekrem: "İyi öyleyse, bunu ailene yedir!" buyurdu."

Oruçluyken ilişkiye girmek orucu bozar mı, cinsel ilişki orucu bozar mı?

Oruçluyken ilişkiye girmek oruç bozar mı sorusunun yanıtını araştıranlar bu habere dikkat! Ramazan ayında oruç tutmak isteyenler Google'da 'Oruçluıyken ilişkiye girince oruç bozulur mu sorusunun yanıtını merakla araştırıyor. İşte orucu bozan durumlar ve daha fazlası...

2023 RAMAZAN AYI NE ZAMAN BAŞLIYOR?

2023'te Ramazan ayı 23 Mart'ta başlayacak. İlk oruç 23 Mart Perşembe günü tutulacak. 2023'te son oruç 20 Nisan'da tutulacak.
Oruçlu olan kimse orucu bozacak şeylerden kaçındığı gibi orucun sevabını azaltacak şüpheli durumlardan da kaçınmalıdır. Ramazanda oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur, hem kaza ve hem de keffaret gerekir (Buhari, Savm, 30). Eşlerin birbirlerini öpmeleri veya sarılmalarıyla oruçları bozulmaz. Ancak bu durumda boşalma meydana gelirse oruç bozulur ve güne gün kaza gerekir (Merğınani, el-Hidaye, II, 256).
Keffaret orucu kaç gün? Orucu kasten bozmanın hükmü nedir? Orucu kasten, yani mazereti olmadığı halde bilerek bozmak, Ramazan'ın hürmetine saygısızlıktır ve büyük günahtır. Hz. Peygamber (s.a.s), orucunu bu şekilde bozanların keffaret ile yükümlü olacaklarını belirtmiştir (Buhari, Savm, 30; Hibe 20; Nafakat, 13; Keffaratü'l-eyman, 2-4; Müslim, Sıyam, 81). Oruç keffareti, iki kamerî ay veya 60 gün ara vermeksizin oruç tutmaktır. Buna da gücü yetmeyen kişi, 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün doyurur. Bu keffaretin yanında ayrıca, tövbe edilmesi ve bozulan orucun da kazası gerekir (Merğinani, el-Hidaye, II, 261-262).



ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER NELERDİR ?

1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek,

2- Ağza gelen kusuntunun geri gitmesi,

İFTARA NE KADAR KALDI?

3- Oksijen tüpüyle ilaçsız suni hava vermek,


4- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak,

5- İstemeyerek ağız dolusu kusmak,

6- İsteyerek, zorlayarak biraz kusmak,

7- Sahurda tokluk veren ilaçlar kullanmak,

8- Göze katı veya sıvı ilaç koymak veya ıslak lens takmak,

9- Gıybet etmek,

10- Rüyada ihtilam olmak,

11- Diş çukuruna ilaç koymak,

12- Çiçek, kolonya veya parfüm koklamak,

13- Morfinsiz, iğnesiz diş çektirmek,

14- Yutmadan yemeğin tadına bakmak,

15- Sakındığı halde toz ve dumanın boğazdan veya burundan içeri girmesi,

16- Diş çektirince gelen tükürükten az kanı yutmak,

17- Ağzını yıkadıktan sonra kalan yaşlığı tükürükle yutmak,

18- Dişler arasında kalan, nohuttan küçük olan şeyi yutmak,

19- Hacamat olmak, kan aldırmak, akupunktur kullanmak,

20- Kulağa su kaçması,

21- Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak (Macunlu fırçalamakla da oruç bozulmaz fakat mekruh olur. Macun yutulursa oruç bozulur, kaza gerekir.),

22- Gusletmek, banyo yapmak,

23- İdrar yoluna pamuk koymak (Ş,fiî'de bozar.),

24- Sağlam deriye ilaç, krem sürmek, her çeşit yakı, sigara bandı, tokluk bandı koymak,

25- Yaraya imsak vaktinden önce konan sıvı ilacın, imsak vaktinden sonra emilmesi,

26- Yaradan çıkan kan, irin ve benzerlerinin tekrar içeri girmesi,

27- Arı sokması,

28- Dudaktaki yaşlığı yutmak,

29- Banyoda oluşan su buharını teneffüs etmek,

30- Ele iğne batıp kırığının içinde kalması,

31- Kulağa pamuklu çubuk sokmak (Ş,fiî'de bozar.),

32- Kanayan yere, kanın durması için kan taşı sürmek,

33- Ağza gelen yemeği, balgamı, kusmuğu veya baştan buruna gelen akıntıyı yutmak,

34- Bel soğukluğu hastalığından dolayı akıntı gelmesi,

35- Evi haşere için ilaçlayan, ister istemez ilacı teneffüs etse de orucu bozulmuş olmaz; çünkü sakınmak zordur,

36- Kulağa sabunlu su kaçırması,

37- Ağza su alıp çalkalamak veya ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürükle yutmak,

38- Hanımını öpenin orucu, meni gelse de bozulmaz. Öperken şehvetlenip cünüp olursa bozulur (Cünüp olma ihtimali varsa, hanımını öpmesi mekruh olur. Orucu bozacak derecede çok öperse haram işlemiş olur. Çünkü orucu mazeretsiz bozmak haramdır. Ama öperek cünüp olunca kaza gerekir, kefaret gerekmez.),

39- Akupunktur kullanmak orucu bozmaz. Akupunkturun sadece iğnesi giriyor, vücudun içine bir şey zerk edilmiyor,

40- Çatlak dudağa veya eldeki yarığa krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek (Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye'de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez.),

41- İğneli epilasyon yaptırmak orucu bozmaz. İçeriye ilaç gibi bir şey girmedikçe, vücuda iğne batırmak orucu bozmaz. İğneli epilasyonda içeriye ilaç girmiyor. Sadece iğne, kıl folikülüne sokularak akım veriliyor,

42- Kaş, bıyık aldırmak, etek tıraşı olmak ve epilasyon orucu bozmaz,

43- Oruçlunun ağzına gözyaşı veya ter girerse, bir iki damla gibi azsa, orucunu bozmaz, çünkü bundan korunmak zordur. Çok olur da tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozulmaz,



MAKYAJ YAPMAK, RUJ SÜRMEK ORUCU BOZAR MI? 

Nihat Hatipoğlu'na genç bir kadın makyajlı halde abdest alınıp alınamayacğını sordu. Nihat Hatipoğlu'nun bu soruya cevabı şöyle oldu: "Abdest alırken makyajı silmek lazım. Abdest suyunun her taraf iyi ulaşması lazım. Bu bir engelse abdesti makyaja kurban etmeyelim. Makyajı abdeste kurban edelim. Allahın huzuruna daha temiz gidelim."

EL KESİLMESİ, BURUN KANAMASI ORUCU BOZUYOR MU?

"Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. (Herkesin) kazandığı (iyilik) lehine ve işlediği (kötülük) ise aleyhinedir! Rabbimiz, eğer unuttuk veya hata yaptıysak, bizi hesaba çekme."(Bakara Sûresi: 286) Ancak, kanın boğaza kaçmadan ağızdan dışarı atılması gibi bir durum mümkünse ve bu durum bilinçli olarak uygulanmamışsa, oruç bozulabilir. Mideye kan gitmesi durumu orucu bozabilmektedir. İç huzursuzluk yaşanması durumunda Ramazan'ın hemen ardından kaza orucu tutulabilir.

SAHURA NE KADAR KALDI?

İĞNE YAPTIRINCA ORUÇ BOZULUR MU?

İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir.

Oruç; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur. Bu sebeple, besin değeri taşımayan aşılar orucu bozmaz.
Dinimiz, tedavi sürecinde olan hastaların oruç tutmamalarına ruhsat vermektedir. Bu nedenle, tedavisi devam eden hastalar, sağlıklarına kavuşup, tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyor ve oruç tutmalarına da başka bir engel yoksa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imk,na sahip olmayanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptırmak, damardan serum ve kan verilenlerin orucu bozulur. Daha sonra bu oruç kaza edilir.
Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan maddelerden herhangi bir şeyin yutulması ise, orucu bozar.

KAN VERMEK ORUÇ BOZAR MI?

Kan vermenin orucu bozup bozmayacağı konusunda, Hz. Peygamber'den rivayet edilen "Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur" (Ebû D,vûd, "Sıyam", 28) hadisinden hareketle bazı İsl,m bilginleri kan vermekle orucun bozulacağını söylemişlerdir. Din bilginlerinin çoğunluğu ise, Hz. Peygamber'in oruçlu iken hacamat olduğuna dair rivayeti (Buh,rî, "Savm", 32; Ebû D,vûd, "Sıyam", 29) esas alarak kan vermenin orucu bozmayacağını söylemişlerdir. Bu iki hadis ve diğer rivayetler birlikte değerlendirildiğinde, "Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur" hadisinin "hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulma tehlikesiyle karşı karşıyadır." eklinde anlaşılmalıdır. Zira hacamat yapan kişi emerek kanı aldığı için boğazına kan kaçma ihtimali, hacamat yaptıranın ise zayıf düşeceğinden yeme içme zorunda kalma ihtimali bulunmaktadır. Nitekim Enes b. Malik de, hacamat yaptırmanın oruçluyu zayıf düşüreceğinden dolay hoş karşılanmadığını söylemiştir. (Buh,rî, "Savm", 32) Bu itibarla, oruçlu iken kan vermek orucu bozmaz

Bazı kesimlerin "kan bağışının orucu bozduğu'' yönünde yanlış bilgi sahibi olduğunu, bu nedenle kan bankalarındaki stokların azaldığını ve bazı kan gruplarının temininde güçlük yaşanabildiğini ifade edenTrabzon Müftüsü Veysel Çakı, "Kan vermek orucu bozmaz, acil durumlarda iftar beklenmeden kan verilebilir. Acil durum olmasa bile kan vermek isteyen vatandaşlarımız oruçluyken ilgili merkezlere kan bağışında bulunabilirler. Bunun dinen bir sakıncası bulunmamaktadır'' diye konuştu. Orucun vücuda "kan veya dışarıdan besleyici, güçlendirici herhangi bir madde verildiğinde" bozulabileceğini dile getiren Çakı, "Kan, makine yardımıyla trombosit ya da çeşitli hücreleri alınıp tekrar alınan kişiye geri veriliyorsa o zaman oruç bozulur'' dedi.

Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber, ihramlı iken ve oruçlu bulunduğu sırada kan aldırmıştır (Buharî, "Tıb", 11, "Sayd", 11, "Savm", 22). Ayrıca Hz. Peygamber: "Üç şey vardır orucu bozmaz: Kan aldırmak, kusmak, ihtilam olmak" (Tirmizi, "Savm", 24) buyurmuştur

ORUCU NELER BOZAR?

Dinde reformcular, (Kolaylaştırın, güçleştirmeyin) hadisini, (Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz) şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi?



Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. (Redd-ül-muhtar)

Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, (Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum) demek çok yanlıştır.

Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Ş,fiî'de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur.

Şafii'de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi'deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur.

Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, (Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez) diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Taht,vi, Mebsut, Bedayi gibi, Ş,fiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Env,r, Kummesr,, B,curi, Şerh-i İbni B,curi gibi muteber eserlerden alınmıştır.]

Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. (El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa)

Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. (Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye)

Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz.

PARFÜM SÜRMEK ORUCU BOZAR MI?

Oruç tutanların deodorant, parfüm veya kolonya kullanmaları, bunları koklamaları caizdir. Bunlar yemek ve içmek sınıfına d,hil olmadığı için orucu bozmazlar.

Üzerinize bunlardan sürdükten sonra, onların etkisi devam ederken namaz kılmanızda ise bir sakınca yoktur.

Diyanet İşleri Başkanlığı kaynaklarına göre parfüm veya kolonya kullanmak orucu bozmaz.

Oruç tutanların deodorant, parfüm veya kolonya kullanmaları, bunları koklamaları caizdir. Bunlar yemek ve içmek sınıfına d,hil olmadığı için orucu bozmazlar.

Üzerinize bunlardan sürdükten sonra, onların etkisi devam ederken namaz kılmanızda ise bir sakınca yoktur.

DİŞ FIRÇALAMAK ORUCU BOZAR MI?

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden yapılan resmi açıklamaya göre;  Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması h,linde oruç bozulur ve kazası gerekir. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsaktan önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun olur.' ifadeleri kullanıldı




ORUCU BOZAN DURUMLAR NELERDİR?

Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz.

Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz.

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Gündem

Karı koca oruçluyken cinsel ilişkiye girebilir mi oruç bozulur mu?

Oruçluyken cinsel ilişkiye girmek kefaret gerektirir. Orucu bozan şeyler arasında uykudayken boşalıp cünüp olmak yer almaz. Peki karı-koca oruçluyken cinsel ilişkiye girilir mi, oruç bozulur mu?

Abone ol

Uykudayken sabah olsun sahurdan sonra olsun hangi vakit olursa olsun rüya ile cünüp olan kişinin orucu bozulmaz. Peki orucu bozan ve bozmayan diğer şeyler nelerdir? Diyanet işleri başkanlığı orucu bozan şeyler ve bozmayan durumlar hakkında fetvalar verdi. Orucu bozan ve bozmayan durumlar ince çizgilerle birbirinden ayrılıyor. Öpüşmek ya da eşinize sarılmak şayet nefsinize hakimseniz orucu bozmuyor. Ancak bekarların sevgilisine sarılıp öpmesi yada elini tutması orucun bozulmasına sebep oluyor. İşte Diyanete sorulan konulardaki fetvalar;

Cünüp olmak orucu bozar mı? : Uykudayken ister sabah olsun ister sahurdan sonra, hangi vakit olursa olsun rüya ile cünüp olan kişinin orucu bozulmaz. Fecir doğmadan önce herhangi bir sebeple cünüp olmak ve bu vaziyette sabahlamakta -oruçtan yana- bir sakınca yoktur. Rüyada cünüp olan kişi kalktığında banyosunu yapıp gusul abdesti olarak orucuna devam edebilir.

İmsaktan sonra cinsel ilişki orucu bozar mı: Rüyada boşalmak orucu bozmazken kişi eğer imsaktan sonra eşi ile cinsel ilişkiye girerse orucu bozulur. Yani Sahurdan sonra eşi ile cinsi münasebet orucu bozar.

Mastürbasyon orucu bozar mı: Elle boşalma, Ramazan ayında oruçlu iken yapıldığında orucu bozar. Bu bir şehvet ile boşalma durumudur. Bunu yapanın orucu bozulur. Mastürbasyon (istimna) sebebiyle orucu bozulan kişi o günü kaza etmelidir. İlave bir cezası (kefaret orucu gibi) yoktur.

Eşini öpmek orucu bozar mı : Kişinin hanımını öpmek, elle tutmak, okşamak gibi durumları orucu bozmaz. Bu durumda meni gelmedikçe oruç bozulmaz. Nefsine güvenemeyen kimsenin hanımını öpüp okşaması da mekruhtur. Zira meni gelerek orucun bozulma ihtimali vardır. Fâhiş olmamak ve kendinden emin bulunmak şartı ile, hanımını öpüp kucaklamakta kerâhet yoktur. Karı ile kocanın çıplak halde birbirlerine sarılmaları, nefislerinden emîn bile olsalar, mekruhtur. Buna fâhiş mübâşeret denir. Erkeğin hanımının dudaklarını emmesi de mekruhtur.

Sevgiliyi öpmek orucu bozar mı: CEVAP : Sevdiği bir kimsenin tükrüğünü, ağız suyunu yutmak, dolayısıyla öpüşmek orucu direkt olarak bozar. Zaten İslam'da tensel temasa dayalı bir flört doğru değildir. Dolayısıyla el ele tutuşmak da Oruç ve ramazanın ruhuyla bağdaşmaz. Öpmek veya öpüşmekte de bedenin tedâvisi veya tegaddîsi (gıdalanması ve beslenmesi) veyahut telezzüzü (zevk ve lezzet alması) vardır. Bu sebeble kazâ ile beraber keffâreti de (61 günlük orucu) gerektirir

Cinsel ilişki kefaret gerektirir mi : Oruç kefareti , Ramazan orucunun, mazeretsiz olarak bozulması sebebi ile bir ceza olarak, Ramazan dışında iki kameri ay veya altmış gün oruç tutmaktır. Meşru bir mazeret bulunmaksızın yemek içmek , cinsel ilişkide bulunmak orucu bozar ve bu şekilde bozulan orucun kaza edilmesi gerekir. Eğer bu şekilde bozulan oruç Ramazan orucuysa kefaret orucu tutmayı gerektirir. Kefaret orucu tutmayan kişi bunun yerine 60 fakiri bir gün ya da bir fakiri 60 gün boyunca doyurmalıdır.

Kefaret orucu sırasında adet gören kadırlar oruca ara verirler. Adet dönemi biter bitmez ise kefaret orucuna devam ederek 60 günü tamamlamalıdırlar.

Şafii mezhebine göre mazeretsiz olarak Ramazan orucunun yeme-içme ile bozulması durumunda kefaret değil, sadece kaza gerekir.

cinsel ilişkikefaretoruçdiyanet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır