osmanlı tarihi ders notları pdf / ORHAN AYDIN - OSMANLI TARİHİ DERS NOTLARI

Osmanlı Tarihi Ders Notları Pdf

osmanlı tarihi ders notları pdf

TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun I.ÜNİTE: BEYLİKTEN DEVLETE (1300-1453) Pelekanon (Maltepe) Savaşı (1329) 1.KONU: OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU (1300-1453) -Bu savaştan sonra hem Bizans hem de Anadolu’daki Türk beylikleri Osmanlıların faaliyetlerini daha yakından izlemeye başladılar. 1.XIV. Yüzyıl Başlarında Yakın Doğu ve Avrupa -Avrupa devletleri siyasi birliklerini tamamlayamamış durumdaydılar. İznik (1331) ve İzmit’in Fethi (1337) -Bizans topraklarını önemli ölçüde kaybetmişti. -Maltepe savaşından sonra kentler Osmanlıya direnmeyerek elde edildiler. -Anadolu’da Selçuklu devleti beyliklerle ve Bizans ile mücadele halindeydi. -Balkanlarda Sırplar ile Bulgarlar mücadele halindeydi. Karesioğulları Beyliği’nin Osmanlı topraklarına Katılması (1345) -Ortodoks ve Katolik kiliseleri arasında mücadele yaşanıyordu. -Osmanlı Devletine katılan ilk beylik Karesioğulları oldu. -Anadolu’da, Memluk ve İlhanlı devletlerinin etkileri bulunmaktaydı. -Siyasi birlik için ilk adım atıldı. -Karesi donanması Osmanlıların eline geçmesi ile Rumeli’ye geçildi. 2.Kayıların Anadolu’ya Gelişi ve Yerleşmesi 3.Balkanlardaki Fetihler a.Kayılar Anadolu’da -Kayılar Söğüt’ü kışlak, Domaniç’i ise yaylak olarak kullanmışlardır. a.Çimpe Kalesinin Alınması (1353) -Bizans'ın Batı devletleriyle bağlantısı kesildi. b.Beylikten Devlete -Osmanlılar ilk kez Rumeli'ye geçtiler. -1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra Anadolu Türk birliği bozuldu. -Türk beylikleri arasında mücadele başladı. b.Edirne’nin Fethi (1363) -Osmanlılar ilk yıllarda bu mücadeleye karışmayarak Bizans’a doğru genişlemeye başladılar. -Sazlıdere Savaşı ile Bizans ve Bulgar birleşik orduları yenilerek Edirne Osmanlıların eline geçti. -Osmanlılar izledikleri politikada Ahilerin Gaziyanırum adı verilen Türkmenlerin desteğini -Edirne, devletin başkenti yapıldı. alıyordu. -Bizans valileri olan tekfurlarında halka baskı yapması Osmanlının yayılma politikasında olumlu c.Sırpsındığı Savaşı (1364) durum yaratıyordu. -Savaşı Osmanlılar kazanarak, -1281 yılında beyliğin başına geçen Osman Bey ilk olarak Karacahisar’ı alarak burayı merkez -Edirne ve Batı Trakya daha güvenli duruma geldi. yaptı. d.Çirmen Savaşı (1371) c.İlk Osmanlı Fetihleri -savaşı Osmanlılar kazanarak, -Osman Bey 1289’da Yarhisar ve Bilecik’i aldı. -Makedonya’nın fethi kolaylaştı. -1299 yılında ise bağımsızlığını ilan etti. -Osman Bey törelere uygun olarak “fetheden fethettiği yerin sahibidir” anlayışına dayanarak e.I.Kosova Savaşı (1389) elde edilen yerleri kardeşi, oğulları ve silah arkadaşlarına dirlik olarak verdi. -Savaşı Osmanlılar kazanarak, -Sırplar yeniden Osmanlı üstünlüğünü kabul ettiler. Koyunhisar Savaşı (1302) f.İstanbul’un Kuşatılması -ilk Osmanlı-Bizans savaşıdır. -Yıldırım Beyazıt döneminde iki kez kuşatma olmuştur. -Kuşatma için Anadoluhisarı yapılmıştır. Bursa’nın fethi (1326) -II. kuşatma sonrası yapılan anlaşmaya göre, -Orhan Bey döneminde alındı. -İstanbul’da bir Türk Mahallesi kurulacak ve bir cami yapılacak -İpek üretim ve ticaret merkezi olan Bursa, Osmanlı Devleti’nin başkenti yapıldı. -Bizans’ta Türklerin davalarına bakmak için bir kadı atanacak -Bizans, Osmanlı Devletine her yıl vergi verecek TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun g.Niğbolu Savaşı (1396) -Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu. -yapılan savaşı Osmanlılar kazandı ve sonucunda, -Anadolu’daki sosyal ve ekonomik düzen bozuldu. -Halife, Yıldırım Beyazıt’a Sultanıiklimirum (Anadolu sultanı) unvanını verdi. -Uzun süredir kuşatma altında olan İstanbul un alınması gecikti. -Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması kolaylaştı. -11 yıl süren ve Fetret adı verilen taht mücadeleleri başladı. İskân Politikası -Anadolu’nun doğusunda bulunan Akkoyunlu Devleti Osmanlıları tehdit etmeye başladı. -Rumeli’de uygulanan iskân politikasının temel amacı; b.Fetret Devri -Bölgenin Türkleşmesi -Ankara Savaşı sonrası Timur Osmanlı topraklarını Yıldırım Beyazıt’ın oğulları Süleyman Çelebi, -Bölgenin elde tutulması İsa Çelebi, Mehmet ve Musa çelebi arasında paylaştırdı. -Mehmet çelebi 1413 yılında diğer kardeşlerini ortadan kaldırarak tahta oturdu. -İskân iki biçimde oluyordu -Devleti yıkılmaktan kurtardığı için ikinci kurucu unvanı da bulunmaktadır. -Sürgün 6.Anadolu’da Siyasi Birliğin Yeniden Sağlanması -Kendiliğinden gelme -Mehmet Çelebi Aydınoğullarından İzmir’i, Karamanoğullarından Akşehir, Beyşehir ve -İskânda dikkat edilen özellikler; Seydişehir’i aldı. -Menteşeoğulları ve Tekeoğulları Osmanlılara bağlandı. -Yerleştirilen halk göçebelerden seçiliyordu. -Şeyh Bedrettin ayaklanması bastırıldı. -Yerleştirilen halk yakın bölgelerden alınıyordu. -Mustafa Çelebi ayaklanması çıktı.(II. Murat döneminde bastırıldı) -II. Murat döneminde Şehzade Mustafa ayaklanması bastırıldı. -Göçmen alınan bölgenin üretim düzeninin bozulmamasına dikkat ediliyordu. -Aralarında sorun olan ailelerden biri alınıyordu. 7.Balkanlarda Osmanlı Egemenliğinin Güçlenmesi -Yerleştirilen halktan bir süre vergi alınmıyordu. a.Edirne-Segedin Antlaşması (1444) -Yerleştirilen halk, yerleştiği bölgeyi terk edemiyordu. -Karamanoğullarının ayaklanması ve Balkanlarda Haçlı birliğinin kurulması üzerine II. Murat barış yapmak zorunda kaldı. Antlaşmaya göre, Not: Ele geçirilen bölgenin yerli halkı da sorun çıkarırsa, aynı uygulama onlar içinde yapılıyordu. -Sırp Krallığı yeniden kurulacak ve Osmanlı Devletine vergi verecek Not: İskân, süreç içinde yavaş yavaş yapılıyordu. -Eflak Osmanlılara vergi vermek koşuluyla Macaristan egemenliğinde kalacak -Antlaşma 10 yıl sürecek 4.Anadolu’da Siyasi birliği Sağlama Eylemleri b.Varna Savaşı (1444) -Yapılan savaşı Osmanlılar kazandı. -Orhan Bey döneminde Karesioğullarının alınması ile başladı. -I.Murat döneminde Kütahya, Emet, Tavşanlı çeyiz olarak alındı. c.II. Kosova Savaşı (1448) -I.Murat döneminde Akşehir, Beyşehir ve çevresi Hamitoğullarından para karşılığı alındı. -Savaşı Osmanlıların kazanması ile Balkanlardaki egemenliği kesinleşti. -Yıldırım Beyazıt döneminde, saruhanoğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Germiyanoğulları, Karamanoğulları, Hamitoğulları, Eretna Beyliği ve Candaroğullarının II. ÜNİTE: DÜNYA GÜCÜ: OSMANLI DEVLETİ (1453-1600) Kastamonu kolu ele geçirildi. 1.KONU: İSTANBULUN FETHİ 5.Ankara Savaşı ve Fetret Devri 1.İstanbul ‘un Fethi a.Ankara Savaşı -Bizans’ın Osmanlı şehzadelerini kışkırtması -Timur Devleti ile Osmanlı Devleti arasındaki savaşı Timur kazanmıştır. -Bizans’ın Haçlı seferlerine zemin hazırlaması Ankara Savaşı sonunda, TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -Anadolu ve Rumeli toprakları arasındaki bağlantının sağlanabilmesi 3.Askeri ve Siyasi Gelişmeler (1454-1480) -Bölge ticaret yollarının ve kazançlarının ele geçirilmek istenmesi -Eski bir kültür yerleşim merkezinin olması -Sırbistan Seferi: Sırbistan ele geçirildi. Fetih İçin Osmanlının yaptığı Hazırlıklar -Mora’nın Alınması -Rumelihisarı yapıldı. -Büyük toplar döküldü. -Eflak Seferi: Osmanlı Devletine bağlı bir eyalet haline getirildi. -Balkanlardan gelebilecek tehlikeler için anlaşmalar yapıldı. -400 parça donanma hazırlandı. -Amasra’nın Alınması: Cenevizlilerden alındı. -Karamanoğlu beyliği ile anlaşma imzalandı. -Tekerlekli kuleler yapıldı. -Sinop ve Trabzon’un Alınması: Sinop İsfendiyar beyliğinden, Trabzon ise Rum Pontus -Aşırtma gülleler atacak havan topları yapıldı. devletinden alındı. -Silivri ve Vize kaleleri alındı. Not: Trabzon’un alınması ile Bizans’ın yeniden kurulma ümidi sona erdi. -Bosna-Hersek Seferi Bizans’ın Aldığı Önlemler -Surlar güçlendirildi. -Akkoyunlu Devleti ile İlişkiler ve Otlukbeli Savaşı: Osmanlı Devleti bu savaş ile Doğu -Grejuva denilen suda yanan ateş geliştirildi. Anadolu’nun güvenliği sağlamıştır. -Katolik ve Ortodoks kiliseleri birleştirilmeye çalışıldı. -Boğdan’ın Alınması -Haliç’in girişine zincir gerildi. -Venedik ile Savaş: Yapılan barış ile, 2.İstanbul ‘un Fethinin Sonuçları -Venedik savaş tazminatı ödedi. -Venedik, İstanbul’da balyos (elçi) bulunduracaktı. Türk Tarihi Açısından sonuçları -Venedik tüccarlarına ticaret yapma hakkı verildi.(İlk Kapitülasyonlar) -Anadolu ve Rumeli toprakları birleşti -İpek Yolu ve Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan ticaret yollarının denetini Osmanlıların eline geçti. -Karamanoğulları ile Mücadele: Türk birliği için mücadele edildi. Topraklarının bir kısmı -İstanbul, Osmanlı Devletinin başkenti oldu. II. Mehmet Fatih unvanını aldı. Osmanlılara katıldı. -Osmanlı Devleti yükselme dönemine girdi. -Fener patrikhanesinin Osmanlı Devletine bağlanmasıyla Osmanlı padişahları Ortodoks halkın -Kırım’ın Fethi: Karadeniz Türk gölü oldu, İpek Yolunun kuzey kısımları denetim altına alındı. koruyucusu durumuna geldi. -Arnavutluk Seferi: Arnavutluk Osmanlı topraklarına katıldı. Dünya Tarihi Açısından sonuçları -Ateşli silahların surlar üzerindeki etkisi anlaşıldı, böylece Avrupa’da derebeylikler yıkılış -Yunan Adalarının Alınması sürecine girdi. -Bizanslı bilim adamları İstanbul’dan ayrılarak İtalya’da Rönesans hareketlerinin başlamasında -İtalya seferi etkili oldular. Not: Fatih’in ölümünden sonra tahta II. Beyazıt geçti. Kardeşi Cem taht için ayaklandı. Cem -Ticaret yollarının Osmanlı Devlet’inin denetimine girmesiyle yeni yollar bulmak amacıyla Sultan başarısız olunca önce Memluklulara daha sonra Saint Jean şövalyelerine sığındı.1495 coğrafi keşifler başladı. yılına kadar Papa ve Fransa’nın yanında tutulan Cem sultan bir suikast sonucu öldü. Osmanlı -Ortaçağ sona erdi, Yeniçağ başladı. Devletinin bir iç sorunu olan bu olay Avrupa’ya götürülmesi ile dış sorun haline geldi. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 2.KONU: AVRUPADAKİ GELİŞMELER Rönesans’ın İtalya’da Başlamasının Nedenleri -Feodalite, toprak egemenliğine dayalı federal bir yönetim sistemiydi. -İtalya’nın İslam uygarlıklarıyla yakın ilişkide olması -Avrupa’daki göç hareketleri ve savaşlardaki ölümler nedeniyle feodalite güç yitirmeye başladı. -İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya giden bilginlerin Latin eserleri çevirmeleri -Haçlı seferlerinde ölen senyörlerin topraklarına kral el koydu. -Zengin şehir devletlerine sahip olan İtalya’da bilimsel ve kültürel çalışmaların desteklenmesi -Fransa’da XI. Lüi yüzyıl savaşlarından sonra feodal rejime son verdi. -İtalya’nın ticaret merkezi olması değişik uygarlıklarla sürekli bir etkileşim içinde olması -İngiltere’de ise çifte Gül savaşı sonrası feodal sistem zayıfladı, mutlak rejimler güçlenmeye başladı. Rönesans’ın Nedenleri -Bu siyasi gelişmeler papanın çıkarına uygun değildi. -Haçlı Seferleri ile Müslüman dünyasından öğrendikleri matbaayı geliştirmeleri -Krallar güçlerini arttırmak için keşifleri ve bilimsel gelişmeleri desteklediler. -Coğrafi Keşiflerle zenginleşen Avrupa’da sanatı ve sanatçıyı koruyan Mesen sınıfının oluşması -haçlı seferleri sonucu Avrupa’ya getirilen matbaa, kâğıt, barut ve pusula daha da geliştirildi. -Kiliseye duyulan güvenin azalması ve skolâstik düşüncenin önemini yitirmesi -Yetenekli sanatçı ve bilim adamlarının yetişmesi 1.Coğrafi Keşifler -Eski Yunan, Roma (antikite) ve İslam uygarlığına ait eserlerin incelenmesiyle akılcı düşüncenin ortaya çıkması a.Coğrafi Keşiflerin Nedenleri -Doğunun (Asya’nın) zenginliklerine ilk elden ulaşmak için, Rönesans’ın Ülkelere Göre gelişimi -teknolojik gelişmelerle pusula daha pratik hale getirildi. İtalya: Sanat alanında ortaya çıkmıştır. Başlıca temsilcileri; Leonardo da Vinci, Michelangelo ve -coğrafya bilgisi gelişti. Rafael’dir. -dayanıklı ve hızlı gemiler yapıldı. Almanya: Din alanında ortaya çıkmıştır. Başlıca temsilcileri Erasmus, Röklen ve Luther’dir. -Hıristiyanlığı geniş alanlara yaymak istemeleri İngiltere: Edebiyat alanında ortaya çıkmıştır. Alanın tek temsilcisi Shakspeare’dir. Fransa: Birçok alanda etkisi görülmektedir. Başlıca temsilcisi Montaigne’dir. b.Coğrafi Keşiflerin Sonuçları Polonya: Bilim alanında ortaya çıkmıştır. Alanın en önemli temsilcisi Kopernik’tir. -Yeni ülkeler, uygarlıklar, bitki ve hayvan çeşitlerinin varlığı öğrenildi. -Avrupa ülkeleri yeni pazarlar buldu. Rönesans’ın Sonuçları -Sömürge imparatorlukları kuruldu. -Resim, heykel, edebiyat ve mimaride önemli gelişmeler ortaya çıktı. -Ticaret yolları değişti. Akdeniz limanları önem kaybederken, Atlas okyanusu kıyıları önem -İncil, Latinceden Avrupa dillerine çevrilerek okunduğu için kiliseye ve din adamlarına güven kazandı. azaldı. -Keşfedilen yerlere Avrupa’dan göçler başladı, Hıristiyanlık yayılma alanı buldu. -Skolâstik düşünce yıkılarak yerini deney ve gözleme dayalı pozitif düşünceye bıraktı. -Zenginlik ölçüsü topraktan değerli madenlere (altın-gümüş) dönüşmeye başladı. Not: Osmanlı Devleti, XV ve XVI. yüzyıllarda bilim, teknik ve mimari alanda Avrupa’nın ilerisinde -Asiller eski ayrıcalıklarını kaybederken ticaretle uğraşan burjuvalar zenginleşti. olduğu için Rönesans’tan etkilenmemiştir. -Krallar güçlendi, kilisenin etkisi azaldı. -Sanat ve bilime değer veren mesen adlı sınıf oluştu. 3.KONU: I.SELİM (YAVUZ) DÖNEMİ (1512-1520) -Kiliseye duyulan güven azaldı. -Avrupa’nın bilim, düşünce ve dini yaşamında değişmeler başladı. 1.Osmanlı-Safevi İlişkileri -Safevi seferi ile İpek Yolu’nun Van-Tebriz hattının ele geçirilmesi amaçlanmıştır. 2.Rönesans -İki devlet arasında yapılan çaldıran Savaşı’nı (1514) Osmanlı devleti kazandı. -Kelime anlamı yeniden doğuştur. -Bu savaş ile Safevi’lerin Doğu Anadolu’daki etkisi kırıldı. -XV ve XVI. yüzyıllarda Avrupa ülkelerinde görülen bilim, güzel sanatlar ve edebiyat alanındaki -Sefer dönüşü Turnadağ Savaşı İle Dulkadiroğlu beyliği alınarak Anadolu Türk siyasi birliği tam gelişmelerin tümünü ifade eder. anlamıyla sağlanmış oldu. -Hümanizm: Orta çağ Avrupa’sının baskıcı skolâstik düşüncesine karşı çıkarak insan ve doğa sevgisini temel alan düşünce sistemidir. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 2.Osmanlı-Memluk İlişkileri Almanya Seferi ve İstanbul Antlaşması -İlk olarak Yıldırım Beyazıt döneminde başlayan, Fatih döneminde devam eden ve II. Beyazıt -Antlaşma ile Avusturya kralı Osmanlı Sadrazamına eşit tutularak siyasi üstünlük elde edildi. döneminde de savaşa dönüşen Memluk ilişkilerinde taraflar birbirine üstünlük sağlayamamıştı. -Mercidabık (1516) ve Ridaniye Savaşları (1517) ile Memluk Devleti yıkıldı. 3.Doğudaki Gelişmeler -Mısır seferinin sonucunda, Osmanlı-İran İlişkileri ve Amasya Antlaşması (1555) -Suriye, Filistin, Lübnan ve Mısır Osmanlı Devletine katıldı. -İran üzerine dört büyük sefer düzenlendi. -Venedik Cumhuriyetinin Kıbrıs için Memluklulara ödediği vergi, Osmanlılara ödenmeye -Amasya Antlaşması imzalandı.(iki devlet arasında imzalanan ilk resmi antlaşma) başladı. -Halifelik Osmanlıların eline geçti. 4.Kanuni Dönemindeki Denizlerdeki Gelişmeler -Kahire ve Mekke’de bulunan kutsal emanetler İstanbul’a getirildi. a.Osmanlı Deniz Gücü -Doğu Akdeniz’den geçen Baharat Yolu Osmanlıların eline geçti. -XV. yüzyılın son çeyreğinde Akdeniz de Osmanlı Devleti ve İspanya gibi iki yeni güç ortaya çıkmıştı. 4.KONU: KANUNİ DÖNEMİNDEKİ SİYASİ OLAYLAR b.Rodos’un Fethi (1521) -Saint Jean şövalyelerinden alındı. 1.XVI. yüzyılda Avrupa c.Cezayir’in Osmanlıya Katılması -Kanuni, Yavuz Sultan Selim’den ekonomik, siyasi, askeri ve idari açıdan güçlü bir devlet d.Preveze Deniz Savaşı (1538) devralmıştı. -Bu savaş ile Akdeniz de üstünlük Osmanlı Devletinin eline geçti. -Avrupa devletleri bir taraftan coğrafi keşifler ve Rönesans’ın etkisiyle kalkınma mücadelesi e.Trablusgarp’ın Fethi (1551) verirken diğer taraftan ise Reform hareketinin etkisiyle dini ve siyasi karışıklık içine girmişti. f.Cerbe Deniz Savaşı (1560) -Roma-Germen imparatoru Şarlken; Almanya, Hollanda, Avusturya, Macaristan ve İspanya -Haçlı donanması bozguna uğratılarak Kuzey Afrika’daki Türk üstünlüğü kesinleşmiş oldu. devletleriyle akrabalık bağlarına dayalı bağlaşık oluşturarak Avrupa’nın en güçlü devleti haline g.Malta Kuşatması (1565) gelmişti. -Başarısız oldu. -İngiltere ve Fransa yüzyıl savaşları nedeniyle güç kaybetmişlerdi. h.Sakız Adasının Fethi (1566) -Şarlken, Osmanlı Devletine karşı doğuda İran ile ittifak yapma yoluna gitmiştir. ı.Hint Deniz Seferleri -Portekiz coğrafi keşifleri gerçekleştirerek Hindistan’a ulaşmış; Osmanlı denetiminde olan -Düzenlenen dört sefer başarısız olmuştur. Nedenleri ise, baharat ticaretini engellemeye çalışarak Osmanlı-Portekiz mücadelesine neden olmuştur. -Hint deniz seferlerine gereken önemin verilmemesi -Osmanlı donanmasının okyanuslara uygun olmaması 2.Batıdaki Gelişmeler -Portekiz donanmasının güçlü olması -Hint Denizinin Osmanlı gemicileri tarafından iyi tanınmaması a.Osmanlı-Macar İlişkileri -Gücerat sultanlarının Osmanlı donanmasına yardım etmemesi -Macaristan kralı II. Layoş, Şarlken’e güvenerek Osmanlı Devletine karşı geliyor ve Balkan devletlerini Osmanlıya karşı kışkırtıyordu. 5.Fransa’ya Verilen Kapitülasyonlar (1535) Belgrad’ın Fethi (1521) -Fransa’ya ticari ve hukuki ayrıcalıkların verilmesidir. Önemli koşulları ise, -Belgrad alınarak, Orta Avrupa’da yapılacak fetihler için üs yapıldı. -Her iki ülke gemileri karşılıklı olarak ticaret yapmakta serbest olacaktı. Mohaç Meydan savaşı (1526) -Fransızların aralarındaki hukuki anlaşmazlıklara İstanbul’a gelecek olan Fransız yargıç -Bu savaş ile Osmanlıları Orta Avrupa egemenliği güçlenirken Osmanlı-Avusturya mücadelesi bakacaktı. başlamış oldu. -Türk tüccarları da aynı haklardan yararlanacaktı. -Bu antlaşma, hükümdarların hayatta kaldığı sürece geçerli olacaktı. b.Osmanlı-Avusturya İlişkileri -Osmanlı Devleti verdiği kapitülasyonlar ile coğrafi keşiflerin etkisi ile zayıflayan Akdeniz I.Viyana Kuşatması (1529) ticaretini canlandırmayı ve Avrupa’nın siyasi birliğini parçalamayı amaçlamıştır. -Kuşatılmasına karşın başarılı olunamadı. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 5.KONU: REFORM HAREKETLERİ -Katolik Kilisesinin otoritesi sarsıldı. -Papa krallar üzerindeki etkisini kaybetti. 1.Reformun Nedenleri -Kilise topraklarını büyük ölçüde kaybetti. -Papalar, inananlar üzerinde aşırı bir denetim mekanizması oluşturarak bir din adamından çok -Eğitim ve öğretim kilisenin elinden alınarak laik eğitim sistemi kuruldu. bir imparator gibi hareket ediyorlardı. -Kültürel bilimsel gelişmelerde kilise etkisinin azalmasıyla daha serbest bir ortam oluştu. -Avrupa toprakların büyük bölümü denetimlerindeydi. 4.Reformun Osmanlı Devletine Etkileri -Halk yoksulluk içinde bulunuyordu. -Avrupa Hıristiyan birliğinin parçalanması Osmanlı devletinin önem verdiği bir konuydu. -Papalar, endüljans adlı belge karşılığı Tanrı adına insanları bağışlıyordu. -Bu nedenle Kanuni, Luther’in faaliyetlerini destekledi. -Kilise uygulamalarına karşı çıkanlara ise aforoz ve enterdi cezasını veriyorlardı. -Reform hareketleri Osmanlı Devletindeki gayrimüslimler arasında yaşanmadı. Çünkü Hıristiyan -Krallara taç giydirerek siyasi güç elde etmişlerdi. halkın geniş hakları bulunuyordu. 2.Reformun Gelişimi III. ÜNİTE: ARAYIŞ YILLARI (XVII. YÜZYIL) -Reform, Rönesans ile başlayan özgür düşüncenin ortaya çıkardığı doğal bir süreçtir. -Reform gereksinimi XVI. yüzyıldan önce de bazı din adamları tarafından dile getirilmişti. 1.KONU: XVII. YÜZYILDA ASYA VE AVRUPA -XVI. yüzyılın başında hümanist bilgin Erasmus’da ahlaki yozlaşmaya ve boş inançlara karşı Katolik Kilisesinde liberal bir reformun gerekliliğini savunmuş ve Hz. İsa’nın örnek alınmasını 1.XVII. Yüzyılda Avrupa, Asya ve Osmanlı Devletinin Durumu önermişti. -Luther’in başlattığı reform hareketlerinin başarıya ulaşmasında Alman prenslerinin desteği ve a.Avrupa’nın Genel Durumu Rönesans ile birlikte ortaya çıkan özgür düşünce ortamının etkisi olmuştur. -XVII. yüzyılda Avrupa devletlerinde mutlak monarşi yönetimleri görülmektedir. -Luther,1517’de Wittenberg Kilisesi’nin kapısına doksan beş maddeden oluşan bildiri astı. -Coğrafi keşiflerin etkisiyle zenginleşen Avrupa devletleri sömürge yarışına girdiler. - Yayınladığı bildiri ile Tanrı ve kul arasına kimsenin giremeyeceğini ve endüljans karşılığı -Uzak Doğu ve Hindistan bölgesi ile Atlas Okyanusu limanları paylaşım bölgeleri olmuştur. cennetten yer satan din adamlarının suç işlediğini açıkladı. -Luther’in bu düşünceleri halk arasında büyük destek buldu. b.Asya’nın Genel Durumu -Papa Luther’i aforoz etti. Luther’in yakılarak öldürülmesine karar verdi. -XVII. yüzyılda Rusya, Asya’da güçlü bir devlet olarak ortaya çıktı. -Bu karar üzerine saksonya dükü Frederik, Luther’i şatosunda sakladı. -Altın Orda devletinin dağılmasıyla bu topraklarda Özbekler güçlenmiştir. -Bu durum Avrupa’da dini bölünmenin yanında siyasi bölünmeyi de başlattı. -Babür devleti Orta Asya ve Hindistan’da bir güç olmuştur. -Luther bu sırada İncil’i Almancaya çevirerek Protestanlığın Almanya içerisinde ve Avrupa’da c.Osmanlı Devletinin Genel Durumu yaygınlaşmasına neden oldu. -XVII. yüzyıldaki ayaklanmalarda özellikle merkezi otoritenin zayıflamasının etkileri -Papalık ve Katolikliği savunan Roma-Cermen imparatorluğuyla Luther’i savunan Alman görülmektedir. prenslikleri arasında yaşanan çatışmalar sonunda Katolikler Augsburg (Ogsburg) Antlaşması’yla -Merkezi otoritede zayıflamanın en önemli nedenlerinden biri de veraset sisteminde yaşanan (1555) Protestan mezhebinin varlığını resmen kabul ettiler. değişimdir.(Ekber ve Erşed) -Fransa’da reform hareketleri kanlı çatışmalara neden oldu. Kalven’in başlattığı Kalvenizm Nant -Şehzadeler yaşamlarını Topkapı sarayında geçirmeye başladıkları için hem halkı tanımıyor hem Fermanı ile resmen tanındı. de yönetim deneyimi kazanamıyorlardı. -Reform’u İngiltere’de Kral VIII. Henri başlattı. Anglikan Kilisesini kurarak Katolik Roma -Saray kadınları ve bazı devlet adamlarının yönetimdeki etkileri artmaya başlamıştı. Kilisesi’yle bağlarını kopardı. -İskoçya’da Presbiteryenlik, İsveç, Norveç, Danimarka’da Protestanlık mezhebi kabul edildi. 2.XVII. Yüzyılda Osmanlı-Avusturya ve Osmanlı-İran İlişkileri 3.Reformun Sonuçları a.Osmanlı-Avusturya İlişkileri -Avrupa’da mezhep birliği parçalandı. Katolikliğin yanında Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm -III. Mehmet döneminde 1596’da Avusturya’ya karşı Haçova savaşı kazanıldı.1606 yılında gibi yeni mezhepler ortaya çıktı. imzalanan Zitvatorok Antlaşması’na göre; -Papaların ve din adamlarının saygınlığı azaldı. -Avusturya, Osmanlı Devleti’ne savaş tazminatı ödeyecek TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -Avusturya arşidükü bundan böyle Osmanlı padişahına eşit sayılacaktır. -Topraklar tahrip edildiği için üretim azaldı. -Avusturya ile yapılan savaşlarda başarılı olunmasına karşın diplomaside başarılı olunamamıştır. -Vergiler düzenli toplanamadığından devlet ekonomisi daha da zayıfladı. Nedeni ise celali ayaklanmaları ve İran savaşlarıdır. -Ayaklanmalarla uğraşıldığı için Avusturya ve İran savaşlarına önem verilemedi ve devlet siyasi olarak zayıfladı. b.1555 Sonrası Osmanlı-İran İlişkileri -1603-1612 yılları arasındaki savaşlar Nasuh Paşa Antlaşması,1614-1618 savaşları Serav c.Eyalet Ayaklanmaları Antlaşması,1635-1639 yılları arasındaki savaşlar ise Kasr-ı şirin Antlaşmasıyla sona ermiştir. -XVII. yüzyılda merkezi otoritenin zayıflaması sonucunda merkezden uzak eyaletlerde çıkan -Osmanlı Devletinin İran ve Avusturya ile yaptığı savaşlar ülkede askeri yapının ve ekonomik ayaklanmalardır. düzenin bozulmasına neden olmuştur. 4.Avrupa’nın Gelişimine Seyirci Kalan Osmanlı 3.İç İsyanlar -İç ayaklanmalar ve dış savaşlar nedeniyle gelişmelere ilgisiz kalmıştır. -Bunlar; Rönesans ve coğrafi keşiflerdir. Rönesans’ı izleyememesi nedeniyle bilimde geri kalmış, İç İsyanların Genel Nedenleri coğrafi keşifler ile de ipek ve baharat yolu önemini kaybetmiş bu da Osmanlının ekonomik kaybı -Veraset sistemindeki değişiklikler (Ekber ve Erşed sistemi) demektir. -Yönetimde Valide sultanların etkisi -Rüşvet ve adam kayırmanın artması a.Coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devletine Etkileri -Merkezi Otoritenin Bozulması -Akdeniz limanları önemini yitirdi. -Yeniçeri Ocağının bozulması -Avrupalı devletler sömürgelerden elde ettikleri altın ve gümüşü Osmanlı pazarlarında Tımar sisteminin bozulması kullanmaya başlamaları sonucu pahalılık ve enflasyon yaşanmaya başlamıştır. -Tarımsal üretimin azalması -Ekonominin Bozulması b.Avrupa’ya Tavizler Verilmesi -Ordunun bozulması -Avrupalı devletlerin ekonomik olarak güçlenmesi sonucu Osmanlı Devleti ticaret gelirlerini -Savaşların uzun sürmesi ve masrafların artması arttırmak amacıyla batılı devletlere ayrıcalıklar tanımaya başlamıştır. a.İstanbul Ayaklanmaları c.Yeni ekonomik Model: Merkantilizm -Temel neden merkezi otoritenin bozulmasıdır. -XVII. yüzyıl Avrupa’sında bir ülke ne kadar çok madene ve paraya sahipse o kadar zengin -Yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılmıştır. sayılıyordu. -Ayaklanmaların nedeni ise maaşlarının düşük ayarlı paralarla verilmesi ya da zamanında -Avrupa’daki bu yeni ekonomik modelle amaç, uluslar arası piyasada daha etkin olmaktı. verilmemesidir. -Osmanlı Devletindeki ekonomi anlayışı ise piyasada halkın gereksinimlerini karşılamaktı. -Cülus bahşişi almak için sık padişah değişikliğine gitmeleri -Osmanlı Devleti gelirini arttırma yolu olarak ele geçirilen ülke topraklarından gelecek vergileri -Kapıkulu Ocağına yasalara aykırı asker alınması tercih ediyordu. -Ayaklanmalara bazı devlet adamları ve halkın desteklediği de görülmüştür. -İstanbul ayaklanmaları sonucunda güçlerini arttıran yeniçeriler, başkentte güven ortamının 2.KONU: XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI bozulmasına ve devlet otoritesinin bozulmasına neden olmuşlardır. 1.II. Osman (Genç Osman) dönemi ve Islahatları b.Celali Ayaklanmaları -Islahat hareketlerine girişen ilk padişah II. Osman’dır. -Ayaklanmaların temel nedeni ekonominin bozulmasıdır. -Şeyhülislam ve ilmiye sınıfının yetkilerini kısıtlamıştır. -İran ve Avusturya savaşlarının uzaması sonucu halka yeni vergilerin getirilmesi -Başkenti İstanbul dışına taşımayı düşünmüştür. -İltizam sisteminin yaygınlaşması ve yasalara aykırı vergi toplanması -Yeniçeri Ocağını kaldırmayı düşünmüştür. -Celali ayaklanmaları baskı ve şiddet ile bastırılmıştır. -Ayaklanmaların sonucunda Anadolu’da güven ve huzur ortamı bozuldu. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 2.IV. Murat Dönemi (Siyasi Olaylar-Islahatlar) Savaşın sonunda, -IV. Murat devletin olumsuz durumu için raporlar hazırlattı.(Koçi Bey ve Kâtip Çelebi) -İspanya güç kaybetmiştir. -Yeniçeri zorbalarını ortadan kaldırdı. -Fransa’da mutlak monarşi kurulmuştur. -Maliyeyi düzenledi. -İngiltere savaşa katılmamasına karşın Kraliçe I.Elizabeth mutlak otoriteyi arttıran uygulamalar -İstanbul’ un güvenliğini sağladı. yaptıysa da 1640’da çıkan ayaklanmalar sonucu Parlamenter rejime geçti. Meşrutiyet -Gece sokağa çıkma yasağı ile içki, tütün içme yasağı getirdi. yönetiminin başladığı İngiltere, cumhuriyete geçişin de ilk adımlarını atmış oldu. -Anadolu ve eyalet ayaklanmalarını bastırdı. -Hollanda, İsviçre ile birlikte bağımsızlığını ilan etti. -İran seferine çıktı ve Kasrı Şirin Antlaşması’nı imzaladı. Antlaşmaya göre, -Rusya, I.Petro ile güçlü bir devlet olma yolunda ilerlemeye başladı. -Bağdat Osmanlılarda kaldı. -Günümüz Türk-İran sınırı yaklaşık olarak çizildi. 4.XVII. Yüzyılda Avrupa’da Bilim ve Teknik Alandaki Gelişmeler Copernicus (Kopernik) Tımar Sisteminin Bozulması -Polonyalı astronom ve matematikçidir. -Tımar sistemi XVII. yüzyılda bozulmaya başladı. -Dünyanın ve diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını açıklamıştır. -Tımar hak edenlere değil de rüşvet il dağıtılmaya başlandı. Galileo (Galile) -Tımarlarını kaybeden pek çok dirlik sahibi ayaklandı. -Modern fiziğin ve teleskopik astronominin kurucusudur. -Tımar sisteminin bozulması ile, -Ticari anlamda kullanılan pusula, ilkel bir termometre, kalp atışı için bir sarkaç ve teleskopu icat -üretim azaldı. etti. -azalan üretim sonucu vergi gelirleri de azaldı. -Çalışmalarını İki Kâinat Sistemi Üzerine Konuşmalar adlı kitabında topladı. -halka ağır vergiler getirildi. Bacon (Beykın) -köylüler toprağını terk ederek şehirlere göç başladı. -İngiliz filozof ve devlet adamıdır. -şehirlerde iş bulamayanlar eşkıyalığa başladı. -Bilimsel çalışmalarda deney ve gözlemi ön plana çıkarmıştır. -askeri yapıda bozuldu. -Doğayı deney ve gözlemle kavramaya çalışmıştır. -sipahinin azalması ile devlet ücretli asker almak zorunda kaldı. -Denemeler, Bilimin İlerlemesi, Yeni Atlantis, Büyük Yeni Düzen kitaplarını yazmıştır. -Anadolu’da güvenlik sorun olmaya başladı. Kepler -Alman gök bilimci, fizikçi ve matematikçidir. İltizam ve Mukataa -Rudolf Cetvelleri adlı kitabında gezegenlerin temel tablolarını yayınladı. -Fatih Sultan Mehmet döneminde tımar dışında kalan bölgelerin vergilerini toplamak için Pascal (Paskal) getirilen bir düzendir. -Fransız matematikçi v,fizikçi ve düşünürdür. -İhale ile belirlenen sistemde vergi kaynağı araziye mukataa, ihale sistemine iltizam, bu işi -1642’de hesap makinesini icat etti. yapan kişilere de mültezim denirdi. -Paskal üçgeni olarak bilinen karakteristik üçgeni buldu. -Sistemin bozulması ile mültezimler verdiği miktarın kat kat fazlasını halktan almaya çalışmışlar, -Sıvıların kararsızlığı üzerine kitapçık yazdı. halk ağır vergileri veremediği için toprağını terk etmek zorunda kalmış bu da üretimin -Bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu buldu. düşmesine neden olmuştur. Newton (Nivtın) -İngiliz fizikçi, matematikçi ve astronomdur. 3.XVII. Yüzyılda Avrupa’da Siyasi Durum -Diferansiyel ve integral hesabını bulmuştur. -Bilim tarihine en büyük katkısı ise yer çekim yasasıdır. Otuz Yıl Savaşları (1618-1648) -Kutsal Roma- Germen imparatorluğu içindeki Katolik ve Protestan prensliklerin savaşıdır. -Savaşı Kutsal Roma-germen imparatorluğu kaybetmiştir. Savaşın sonunda imzalanan Vestfalya Antlaşması ile, -Avrupa halkına mezhep seçme özgürlüğü verildi. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 3.KONU: IV. MEHMET DÖNEMİ (1648-1688) -Kuşatmanın bu kadar uzun sürmesi hem Osmanlı maliyesini hem de donanmayı olumsuz etkiledi. 1.IV. Mehmet dönemi ve Islahat Çalışmaları -Donamanın da eski gücünde olmadığı görüldü. -IV. Mehmet yönetimi tam anlamıyla ele geçirdikten sonra güvendiği kişileri göreve getirdi. b.Osmanlı-Avusturya İlişkileri Tarhuncu Ahmet Paşa -1662’de başlayan savaşlarda Köprülü fazıl Ahmet Paşa Uyvar Kalesini ele geçirdi. -Maliye alanında ıslahatlar yapmıştır. -1664’de Vasvar Antlaşması imzalandı. -Has ve zeamet gelirlerini doğrudan hazineye aktardı. -Saray masraflarını kıstı. c.Osmanlı-Lehistan İlişkileri -Modern anlamda ilk kez bütçe yaptı. -Osmanlı-Lehistan arasında 1672’de Bucaş Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre, -Hazineye borçlu olanlardan tahsilât yaptı. -Podolya, Osmanlılara bırakıldı. -Bucaş Antlaşması ile Osmanlılar batıdaki en geniş sınırlara ulaştılar. Köprülü Mehmet Paşa -Padişaha koşullarını kabul ettirerek sadrazam oldu. d.Osmanlı-Rusya İlişkileri -Orduyu disiplin altına aldı. -Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Çehrin Kalesini aldı.(1678) -Yetersiz devlet adamlarını uzaklaştırdı. -Ruslarla Bahçesaray (Çehrin) Antlaşması imzalandı. -Donanmayı düzenledi. -Bahçesaray Osmanlı-Rusya arasında imzalanan ilk antlaşmadır. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa e.II. Viyana Kuşatması -Ekonomik ve askeri alandaki yeniliklere ağırlık verdi. -Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Viyana’yı kuşattı.(1683) -Bütçe açığını azalttı. -İki ay süren kuşatma sonunda Osmanlı ordusu yenildi. -Orduyu yeniden düzenledi. -Çemberlitaş kütüphanesini kurdurdu. XVII. Yüzyıl Islahatlarının Genel Özellikleri f.Kutsal İttifak -Kişilere bağlı kaldığı için başarılı olamamıştır. -II. Viyana Kuşatmasında Osmanlı ordusu bozguna uğraması üzerine Avusturya, Venedik, -Nedenleri araştırılmadan sorunlara çözüm arandığı için kalıcı başarılar sağlanamamıştır. Lehistan ve Rusya arasında Kutsal İttifak kuruldu. -Avrupa’daki gelişmeler izlenememiştir. -Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. -Askeri alanda ıslahatlar yapılmıştır. -Islahatlara bazı çıkar grupları engel olmak istemişlerdir. g.Karlofça Antlaşması -Baskı ve şiddet yolu ile ıslahat yapılmak istendiği için halk tarafından benimsenmemiştir. -İngiltere ve Hollanda aracılığı ile Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları imzalandı. Karlofça Antlaşmasına göre, 2.IV. Mehmet Dönemi Siyasi Olayları -Mora ve Dalmaçya, Venedik’e bırakıldı. -IV. Mehmet döneminde içeride ıslahat çalışmaları yapılırken dışarıda ise Avrupa devletleri ile -Podolya ve Ukrayna, Lehistan’a bırakıldı. mücadeleler devam etmekteydi. -Macaristan ve Erdel, Avusturya’ya bırakıldı. -Antlaşma 25 yıl sürecekti. a.Osmanlı-Venedik İlişkileri -Antlaşma, Avusturya’nın kefilliğinde olacaktı. -Girit Adasını elinde bulunduran Venedikliler her fırsatta Osmanlı gemilerine saldırıyorlardı. Karlofça Antlaşması’nın Sonuçları, -1645’te Girit kuşatıldı. Kuşatma 24 yıl sürdü. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa döneminde ada -Osmanlı Devletinin batıda büyük ölçüde toprak kaybettiği ilk antlaşmadır. alındı.(1669) -Avrupa, Osmanlıya karşı saldırıya geçti. -Türklerin Avrupa’da ilerleyişi durdu ve geri çekilme başladı.(1921 Sakarya Savaşına kadar) TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -XVIII. yüzyılda Avrupa’da mutlakıyet yönetimine dayalı merkezi krallıklar ve prenslikler h.İstanbul Antlaşması bulunmaktaydı. -Rus delegesinin Karlofça’da imza yetkisi olmadığı için bir yıl sonra 1700 yılında İstanbul -XVIII. yüzyıl Avrupa’sında dini birliktelikler ve devletlerin milli çıkarları belirleyici olmuştur. Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre, -Makyavelizm olarak bilinen “amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu” -Azak kalesi Rusya’ya verilecekti. anlayışıyla hareket etmişlerdir. -Rusya, İstanbul’da sürekli elçi bulunduracaktı. -Bu yüzyılda veraset savaşları yaşanmıştır. -İstanbul Antlaşması ile Ruslar Azak Kalesini alarak Karadeniz’e inme politikasında ilk adımı atmış oldular. 2.Osmanlı Devleti ve Avrupa devletlerinin Dış Politikası 3.XVII. Yüzyılda Osmanlı Devletinde Kültür, Bilim, Sanat ve Mimari III. Selim (Osmanlı Devleti) -Üç kıtada büyük bir ülkeyi yönetiyorum. Evliya Çelebi -Ülkem Avrupa devletleri karşısında siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal açıdan gerileme -XVII. yüzyılda yaşamış Türk gezginidir. içerisinde. -Seyahatname adlı eserinde gördüğü ülkelerin coğrafyası, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi -Avusturya ve Rusya ile yaptığım savaşlar sonunda ülkem ağır kayıplar verdi. verir. -Eski dostumuz olan Fransa topraklarımıza saldırdı. Kâtip Çelebi Nizamı Cedit ıslahatlarını yapmaya çalışıyorum. -Tarih, coğrafya, felsefe alanında çalışmalar yapmıştır. En önemli eseri cihannüma’dır. Napolyon (Fransa) Nabi -Büyük bir imparatorluk kurmaya çalışıyorum. -Toplum ve sosyal yaşamla ilgili şiirler yazmıştır. -Yedi yıl savaşıyla birlikte birçok sömürgemi İngiltere’ye bırakmak zorunda kaldım -Şiirlerinde toplumsal sorunlara çözümler sunmaya çalışmıştır. -Avrupa ve Akdeniz’e egemen olmak istiyorum -Haydarabad ve Tuhfetü’l Harameyn önemli eserlerindendir. -Ülkemin çıkarı söz konusu olduğu için Mısır’a saldırdım. Naima -Osmanlı Devleti aleyhine Rusya ile gizli Tilsit Antlaşması yaptım. -Osmanlı Devletinin ilk resmi tarihçisidir.(vakanüvis) Kral William Pitt (İngiltere) -Yaşadığı dönemi anlatan Naima Tarihi adlı eseri bulunmaktadır. -Ülkem dünyanın ve Avrupa’nın büyük imparatorluklardan biridir. Nef’i -Güçlü donanmamız ve diplomasiden anlayan devlet adamlarımız sayesinde üzerinde güneş -Türk edebiyatının en önemli hiciv şairlerindendir. batmayan bir imparatorluk kurmak istiyorum. -Siham-ı Kaza önemli eseridir. -Ruslar sıcak denize iner ve Fransa Akdeniz ve Mısır’da egemenlik kurarsa sömürgelerime zarar -Döneminde sadrazamları ve devlet adamlarına yönelik eleştirel şiirler yazmıştır. verebilirler. Bu nedenle Osmanlı devletin toprak bütünlüğünü sağlamalıyım. Itri İmparator II. Josef (Avusturya) -Türk müziğine önemli katkılar yapmış bestekârdır. -Ülkem çok uluslu yapıya sahiptir. -Nevakar makamını bulmuştur. -Osmanlı Devleti ile Orta Avrupa ve Balkan egemenliği için savaştım. -Rusların ve Fransızların milliyetçi propagandaları beni rahatsız ediyor. Karacaoğlan Çar I.Petro (Rusya) -Aşk, gurbet, doğa, sıla özlemi ve ölüm üzerine şiirler yazmış halk ozanıdır. -Ülkem için büyük hayallerim var. -Şiirlerini hece ölçüsü ve yaşadığı bölgenin konuşma diliyle yazmıştır. -Reformlar gerçekleştirerek ülkemi kalkındırdım ve önüme hedefler koydum. -Hedeflerim arasında sıcak denizlere ulaşmak ve Baltık Denizine egemen olmak var. IV. ÜNİTE: XVIII. YÜZYILDA DEĞİŞİM VE DİPLOMASİ -En önemli hedefim, Osmanlılardan Kırım’ı alıp Karadeniz’e ulaşmaktır. Daha sonra ise Balkanları ve Boğazları alarak Ege ve Akdeniz’e inerek dünyada söz sahibi olmak istiyorum. 1.KONU: XVIII. YÜZYILDA AVRUPA VE OSMANLI DEVLETİNİN GENEL DURUMU -Ülkem, Kafkasya ve Orta Asya’da genişlemeyi de ihmal etmemelidir. 1.Avrupa Devletlerinin Genel Durumu TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 2.KONU: III. AHMET DÖNEMİ -Viyana, Paris, Varşova, Moskova gibi başkentlere ilk kez geçici elçilikler açılmıştır. Paris elçisi yirmi sekiz Mehmet Çelebi Efendi’nin yazdığı Sefaretname adlı eseri Osmanlının 1.III Ahmet Dönemi batıya açılan ilk penceresi olarak kabul edilir. -İlk olarak iç güvenliği sağlamaya önem vererek devletin ekonomik yapısını ve savunma -İlk Türk matbaası, Sait Efendi ve İbrahim Mütefferika tarafından İstanbul’da açılmıştır.(1727) sistemini güçlendirmeye çalıştı. -Doğu ve Batı klasiklerin çevirisi yapılarak matbaada çoğaltılmıştır. -Karlofça ile kaybettiği yerleri geri alabilmek için Rusya, Venedik ve Avusturya ile savaştı. -Matbaa sayesinde kitap ve XIX. yüzyılda gazeteler halkın eline daha ucuz geçmeye başlamıştır. -Kaybedilen yerler geri alınamadığı gibi yeni yerler kaybedildi. -Lale Devrinde bunların yanı sıra, -Kütüphaneler açıldı a.Osmanlı-Rus İlişkileri -İtfaiye Ocağı kuruldu -İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın Poltova Savaşında Rus Çarı I.Petro’ya yenilerek Osmanlı Devletine -İlk kez çiçek aşısı uygulandı sığınması ve Rusların İsveç Kralını takip bahanesiyle Osmanlı topraklarını tahrip etmeleri üzerine -İlk kâğıt fabrikası açıldı. savaş başladı. -Lale Devri Patrona Halil ayaklanması ile sona erdi.(1730) -1711 yılında yapılan savaşı Rusya kaybetti ve Prut Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre, -Kaybedilen Azak Kalesi geri alındı. 3.KONU: AVRUPADA DÜŞÜNCE VE EKONOMİ ALANINDA GELİŞMELER -Rusya, İstanbul’da elçi bulundurmayacaktı. -Rusya, Lehistan içişlerine karışmayacaktı. 1.Avrupa’da Düşünce Alanındaki Gelişmeler -Demirbaş Şarl ülkesine serbestçe dönecekti. -Avrupa’da Skolâstik düşünce3 yıkıldı. -Prut Antlaşması ile kaybedilen toprakların geri alınma ümidi doğdu. -XVII. yüzyılda Akıl Çağı, XVIII. yüzyılda ise Aydınlanma adı verilen düşünce akımı ortaya çıktı. -Bilgiye ulaşmada akıl, deney ve gözlem yöntemi ortaya çıktı. b.Osmanlı-Venedik İlişkileri -Karlofça ile Venedik’e verilen topraklar için savaş açıldı. Sonunda Mora yarımadası geri John Locke (1632-1704) alındı.(1715) İngiltere ve Avrupa’da aydınlanma felsefesini yarattı. O’na göre bilgi ancak deneyle kazanılır. İnsanın düşüncesi özgür davranışları akla uygun olmalıdır. Kültür tüm alanlarda tam anlamıyla c.Osmanlı-Avusturya İlişkileri özgür olmalıdır. -1716’da Avusturya ile yapılan Petevaradin savaşını Osmanlılar kaybetti. -İngiltere ve Hollanda aracılığı ile Pasarofça Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre, Jean J. Rousseau (1712-1778) -Mora yarımadası Osmanlılara bırakıldı. Ruso’ya göre insan önce insan olmalı, ondan sonra herhangi bir mesleğin insanı olmalıdır. -Dalmaçya kıyıları Venediklilere bırakıldı. Eğitimde sadece çocuğun aklına hitap edilmemeli, deney ve yaşantılarla da desteklenmelidir. -Belgrad, Banat, Avusturya’ya bırakıldı. -Aydınlanmacı düşünürler, insan ile ilgili ne varsa; doğa, akıl, din, tanrı, bilim gibi kavramları akıl, deney ve gözlem yoluyla yeniden tanımlama yoluna gittiler. d.Osmanlı-İran İlişkileri -Bazı aydınlanmacılar Hıristiyanlık öğretisine bağlı kalırken bazıları da evrendeki her şeyin -Çar I.Petro, İran’a doğru genişleme politikası izlemesi üzerine, Osmanlı Devleti İran seferine maddeye dayaklı olduğunu savunan materyalizmi benimsediler. çıktı. -Aydınlanmacı düşünürlerin yazıları halkın toplumsal ve siyasi konularda biçimlenmesine ve -Fransa’nın arabuluculuğu sonucu Rusya ile Dostluk antlaşması olan İstanbul Antlaşması Avrupa’da ayaklanmaların çıkmasına neden oldu. imzalandı.(1724).Antlaşmaya göre Rusya ve Osmanlı, İran’ı aralarında paylaşmışlardı. -Avrupa’da mutlakıyet yönetimleri yıkıldı. Meşrutiyet ve demokrasiye dayalı yönetim biçimleri -Antlaşmaya karşı çıkan İran ile Osmanlı arasında seri savaşlar başladı.1639 yılında imzalana ortaya çıktı. Kasr-ı Şirin Antlaşması ile savaşlar sona erdi. -Laiklik anlayışı gelişti. -Bilimsel alandaki gelişmeler, kol gücüne dayalı üretimden makine gücüne dayalı üretim e.III. Ahmet Dönemi Islahatları biçimine geçmesine neden oldu. -1718-1730 yılları arasına Lale Devri denir. -Sanayi, Devrimi adı verilen üretim alanındaki değişim, Avrupa işçi sınıfı ve işçi hakları -Bu dönemde diplomasi, bilim sanat ve eğitim alanında gelişmeler yaşanmıştır. kavramlarının ortaya çıkmasına neden oldu. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -Aydınlanmacı düşünürler tarafından kapitalizm, liberalizm, sosyalizm ve komünizm gibi ekonomik ve siyasi akımlar ortaya çıktı. a.Rusya-Avusturya İttifakı İle Osmanlı Devleti Arasındaki savaşlar (1736-1739) -Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi üzerine Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş açtı. 2.Avrupa’da Sanayi Devrimi -Avusturya ve Rusya savaşta birlikte hareket etti. -Sanayi Devrimi XVIII. yüzyılda İngiltere’de başladı. -Fransa’nın arabuluculuğu ile Avusturya ve Rusya ile ayrı ayrı Belgrad Antlaşması -Bu anlamda ilk olarak İplik ve örgü makinesi yapıldı. imzalandı.(1739) -XVII. yüzyılın başlarında hava ve su buharı arasındaki farkın anlaşılmasıyla yoğunlaştırma Belgrad Antlaşması’na göre, mekanizması tanımlandı. -Avusturya, Pasarofça Antlaşması ile aldığı Belgrad’ı geri verdi. -XVII. yüzyılın sonunda ise Denis Papin birçok deneme sonunda ilk buhar makinesini yapmayı -Azak Kalesi yıkılmak koşuluyla Rusya’ya bırakıldı. başardı. -Rusya, Karadeniz’de ticaret ve savaş gemisi bulundurmayacak, savaşta aldığı yerleri geri -James Watt’ın ateşli pompa sistemini bulması makineyi hızlandırdı. verecekti. Sanayi Devriminin sonucunda, -Belgrat Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin Batı’da imzaladığı son kazançlı antlaşmadır. Belgrad’ın -Demiryolları kuruldu ve buharlı gemilerle ulaşım başladı. alınması ile Avrupa’ya açılan kapısı yeniden ele geçirilmiştir. Karadeniz’in Osmanlıya ait oğlunu -Büyük sermayeli şirketler ve bankalar kuruldu. belirten en son antlaşmadır. -Ekonomide tarımın yerini sanayi alması iç göçe neden oldu. Şehirlerin nüfusu arttı. -İşçi sınıfı ve işçi hakları kavramı ortaya çıktı. 1740 Kapitülasyonları Sanayi Devriminin Osmanlıya Etkileri ise, Belgrat Antlaşmasında barışa arabuluculuk eden Fransa, Osmanlı Devleti’nden yeni ayrıcalıklar -Osmanlı ekonomisi bozuldu. elde etti. Kapitülasyonlar 1740’da sürekli hale geldi. -İngiltere’nin fabrikalarda işlediği dokumaların, Osmanlı pazarına girmesiyle Osmanlı dokuma b.Lehistan Sorunu ve Osmanlı-Rus Savaşı (1768-1774) tezgâhları kapandı. -Rusya’nın Balkanlara ulaşabilmesi için öncelikli olarak Lehistan’ı ele geçirmesi gerekiyordu. -Osmanlı toprakları batının açık pazarı haline geldi. -Rus-Leh ilişkisinde, Lehliler Osmanlı Devletine sığındılar. -Avrupa’da Sömürgeciliğin Gelişimi -Bu gerginlik ortamında Osmanlı-Rus savaşı başladı.(1768) -Büyük devletlerin, gelişmemiş ülkeleri ve ulusları ekonomik olarak korumalarına almaları ile bu -Mora’dan ayrılan Rus donanması, İzmir’in Çeşme Limanı’na ani baskın yaparak Osmanlı bölgelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarını istedikleri gibi kullanmalarına sömürgecilik denir. donanmasını yaktı.(1770) -Sömürgecilik önce Avrupa devletlerinin Uzak Doğ zenginliklerini Avrupa’ya taşımalarıyla -1774’te Rusya ile Osmanlı arasında Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. başladı. -XIX. yüzyılda Avrupa’da hammadde, Pazar ve işgücü gereksinimi arttı. Küçük Kaynarca Antlaşması -Bu durum yeni sömürgecilik faaliyetlerinin başlamasına ve dünyada yaygınlaşmasına neden -Kırım’a bağımsızlık verilecek ve dini bakımdan Osmanlı halifesine bağlı olacaktı. oldu. -Azak Kalesi ve çevresi Ruslara bırakılacaktı. -Rus Hıristiyanları ve rahipleri, kutsal yerleri serbestçe ziyaret edebileceklerdi. 4.KONU: GENİŞLEME POLİTİKASI VE OSMANLI-RUS İLİŞKİLERİ -Rusya, Karadeniz’de ve Akdeniz’deki Türk sularında serbest ticaret yapabilecek ve Fransa ile İngiltere’ye tanınan kapitülasyonlardan yararlanacaktı. 1.Rusya’nın genişleme Politikası ve Osmanlı-Rus İlişkileri -Rusya, Balkanlarda istediği yerde konsolosluk açabilecek ve İstanbul’da devamlı elçi -Çar I.Petro’nun hedefi Rusya’yı bir Avrupa devleti haline getirmekti. bulundurabilecekti. -Slavları ve Ortodoksları birleştirme düşüncesi bu ideallere ulaşmak için bir araç olarak -Ruslar Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra Kırım’ı ele geçirmek için propaganda başlattı. İki kullanıyordu. devlet arasında savaş çıkmasını Fransa önledi.1779’da Aynalıkavak Tenkihnamesi (sözleşme) -Rusya’nın sıcak denizlere kısa yoldan ulaşması için Osmanlı Devletinin elindeki Kırım’a, imzalandı. Bu sözleşme ile Rusya, Kırım’daki güçlerini geri çekti.1783 yılında ise Rusya, Kırım’ı Lehistan’a, Balkanlara hatta İstanbul Boğazı’na sahip olması gerekiyordu. kendi topraklarına kattığını dünyaya duyurdu. -Kırım’ı ele geçirmek Rusya’nı gelişimi için çok önemliydi. Grek ve Dakya Projeleri -Osmanlı Devleti ise özellikle İstanbul’un kapısı durumundaki Kırım’ı kaybetmemek için Osmanlı-Rus savaşı sırasında Prens Potemkin, Doğu Sisteminin Büyük Planı adıyla Osmanlı savaşmaktan çekinmemiştir. Devleti’ni yıkma projesini hazırladı. Projeye göre Türkler Avrupa’dan atılacak, İstanbul merkezli TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun ve bir Rus prensin yönetiminde Grek Devleti kurulacaktı. II. Katerina,1779’da doğan torununa Bizans İmparatorluğu’nun kurucusu Konstantin adını vermişti. Dakya projesi ise Rusya ve b.Devrimin Başlaması ve Genişlemesi Avusturya arasında Osmanlı topraklarını paylaşmak amacıyla hazırlanmıştır. Projeye göre Eflak- -14 Temmuz 1789’da Bastil Hapishanesi’nin ele geçirilmesi ile başlayan ayaklanma tüm Boğdan ve Besarabya yani Dinyester ve Tuna Nehirleri arasında Dakya adıyla Rusya ve Fransa’ya yayıldı. Avusturya’ya bağımlı bir devlet kurulacaktı. -Kurucu Meclis, soyluların ve rahiplerin tüm ayrıcalıklarına son vererek İnsan ve Vatandaş Hakları Bildirisi’ni ilan etti. 5.KONU: AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNİN KURULMASI VE FRANSIZ DEVRİMİ c.Fransız Devriminin Sonuçları 1.Amerika Birleşik Devletlerinin Kurulması -Fransa’da feodalite yıkıldı. Vatandaşlar arası eşitlik ilkesi kabul edildi. -Amerikan kolonileri, İngilizlerin kendilerine sömürge gibi davranmasına tepki gösteriyordu. -Ulus egemenliği düşüncesi yaygınlaşarak mutlak krallıkların yıkılacağı anlaşıldı. -Koloniler, Amerika’yı yeni vatanları olarak kabul ediyorlardı. -İnsan hakları, demokrasi, kardeşlik ve milliyetçilik kavramları tüm dünyaya yayıldı. Yedi Yıl savaşları ve Amerika’nın Bağımsızlık Mücadelesi -Milliyetçilik akımının etkisiyle çok uluslu devletlerde bağımsızlık hareketleri sonucunda İngiltere, yedi yıl savaşlarından üstün çıkmasına karşın ekonomisi bozuldu. Bunu üzerine imparatorluklar yıkıldı, milli devletler kuruldu. İngiltere sömürgelerine yeni vergi getirdi. Amerika’daki İngiliz kolonileri de bu duruma tepki -Fransız İ-Devrimi, getirdiği değişikliklerle, Yakın Çağın başlangıcı olarak kabul edilir. gösterdi. Yedi yıl savaşlarında başarılı olamayan Fransa’da Amerikan kolonilerine silah ve para yardımı yaptı. d.Fransız Devriminin Osmanlı Devrimine Etkileri -İngiltere’nin istediği vergileri vermek istemeyen koloniler, İngiliz mallarını denize döktüler. -Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti’ndeki azınlıklar milliyetçilik akımının etkisiyle -Böylece Amerika’da ayaklanma başladı. Koloni temsilcileri 1774’te Filedelfiya’da toplandılar. ayaklandılar. -Filedelfiya Kongresi sonucunda, İngiltere’nin kolonilerin onayı alınmadan ve ticareti engelleyici -İnsan hakları, eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğü gibi düşünceler Osmanlı aydınlarını yasalar konulmamasına karar verdiler. etkileyerek Tanzimat Fermanı’na ve meşrutiyetin ilanın zemin hazırladılar. -İsteklerinin reddedilmesi sonucu ikinci kez toplanan kongrede İngiltere’ye savaş ilan ettiler. -Ayrıca kongrede İnsan Hakları Bildirisi ilan edildi. e.Fransız Devriminin Avrupa ve Dünya Devletlerine Etkileri -Ordu komutanlığına George Washington getirildi. -Avusturya, Prusya, İngiltere ve İspanya gibi devletler Fransız Devriminin getirdiği düşünceleri -İngiltere’ye karşı savaşta koloniler başarı sağladılar. ülkeleri için tehlikeli gördüler. -1783 yılında imzalana Versay Antlaşması ile Amerika kolonileri bağımsızlıklarını elde ettiler. -Fransa arasında 1793-1815 yılları arasında ihtilal savaşları adı verilen savaşlar yaşandı. -Viyana’da Avusturya arşidükü Meternik başkanlığında bir kongre toplandı.(1815) Bağımsızlık sonucunda, Meternik Sistemi adı verilen bir politika oluşturdular. -Yeni anaysa ile federal bir cumhuriyet kuruldu. -Bu sisteme göre Avrupa’nın herhangi bir yerinde ayaklanma çıkması durumunda birlikte -Avrupa’dan, Amerika’ya yapılan göçler sonucunda Avrupa’da işsizlik azaldı. hareket edecekler ve Fransız Devriminin getirdiği bu ayaklanmaları bastıracaklardı. -Amerika Birleşik Devletleri, dünya tarihini etkileyerek yeni bir denge unsuru oldu. -Aldıkları bu kararları Osmanlı Devletinde Yunan ayaklanması çıkınca uygulamadılar ve Yunan Türk-Amerikan İlişkilerinin Başlaması ayaklanmasını desteklediler. -ABD-Osmanlı ilişkileri Akdeniz’de söz sahibi olan Cezayir Beyliği aracılığı ile olmuştur. ABD ticaret karşılığı Cezayir Beylerbeyliğine vergi ödemiştir. 6.KONU: III. SELİM DÖNEMİ 2.Fransız Devrimi -III. SELİM DÖNEMİ -III. Selim’in tahta çıktığı dönemde Osmanlı Devleti üç kıtada değişik toplulukları bünyesinde a.Fransız Devrimini Hazırlayan Nedenler barındıran dünyanın sayılı devletlerinden biriydi. -Fransa’nın yedi Yıl Savaşları’ndan yenilgiyle çıkışının ve Amerikan bağımsızlık mücadelesine -Buna karşın Osmanlı Devleti’ni de askeri, siyasi, ekonomik ve eğitim sistemi bozulmuştu. verilen desteğin ekonomik faturası halka ağır vergi olarak yansıtılıyordu. -III. Selim bir yandan devletin dış dünyada itibarını yükseltmeye çalışırken diğer yandan da -İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki demokrasi yönündeki gelişmeler, Aydınlanmacı özellikle ordunun yapısını çağın gereklerine göre düzenlemeye çabası içine girdi. düşünürlerin özgürlük, demokrasi, eşitlik ve yönetime dair görüşleri Fransız halkını etkilemişti. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -Donanmasını kaybeden Napolyon, Osmanlı Devleti ini barışa zorlamak amacıyla Suriye üzerine a-Osmanlı-Rus ve Osmanlı-Avusturya Savaşları (1787-1792) yürüdü. Akka Kalesini kuşattı. Osmanlı Devleti, Avusturya ve Rusya ile savaş durumu içindeydi. -Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizamıcedit askerleri karşısında ilk yenilgisini aldı. -Fransız Devrimi’nden etkilenen ve zor durumda kalan Avusturya savaştan çekildi. -Fransa 1801’de El Ariş Antlaşması ile Mısır’dan çekildi. -1791 yılında yapılan Ziştovi Antlaşması ile Avusturya savaş öncesi sınırlarına çekildi. -Osmanlı-Fransız Savaşı ise 1802’de imzalanan Paris Antlaşması ile sona erdi. -Bu antlaşmadan sonra Osmanlı Devleti, Avusturya ile savaş yaşamadı. -Rusya ile 1792’de yapılan Yaş Antlaşmasına göre ise, -Kırım’ın Rusya’ya ait olduğu kabul edildi. 7.KONU: XVIII. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİNDEKİ DEĞİŞİM VE ISLAHATLAR -Osmanlı Devletinin Kırım üzerindeki bütün haklarını kaybetmemsi ile Ruslar, Karedeniz yoluyla İstanbul ve boğazları tehdit edebilecek güce ulaştı. 1.Osmanlı Devletindeki Değişim ve Islahatlar b-III. Selim Dönemi Islahatları a.Osmanlı Devletindeki Değişim ve Islahatlar -Türk ve yabancı uzmanlara hazırlattığı layihalar adı verilen raporları incelemiş ve devletin - Osmanlı Devleti idari alanda yapılan ıslahatlarda çoğunlukla Fransa'yı örnek almıştı. yeniden yapılanması için Meclisimeşveret (danışma meclisi) oluşturarak ıslahat yapma kararı - Osmanlı Devleti, Avrupa devletleri gibi bürokratik yapıya sahipti. almıştır. -Osmanlı Devleti'nin XIX. yüzyıldaki bürokratik yapısı ıslahat yapmak isteyen devlet adamlarının -Yapılan yeniliklerde daha çok Fransa örnek alınmıştır. önünde en büyük engel hâline geldi. -Bu dönemde ordu başta olmak üzere ekonomi ve yönetim alanında köklü değişiklikler yapıldı. - Babıali'nin Osmanlı yönetiminde etkili hâle gelmesiyle birlikte Nişancı'ya bağlı olarak çalışan -III. Selim döneminde yapılan yeniliklerin tümüne ve bu dönemde kurulan orduya Nizamıcedit Reisülküttap'ın önemi artmıştır. adı verildi. - Reisülküttap Osmanlı Devleti'nin dış ilişkilerini yürütmeye başlamıştır. -Avrupa devletlerinin önemli başkentlerinde (Londra, Paris, Viyana ve Berlin) devamlı elçilikler - Divanıhümayun, Osmanlı devlet mekanizmasının temeliydi. açıldı. - Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren padişahlar, Divanıhümayun başkanlığını fiilen -Yabancı dil eğitimine önem verilerek, Avrupa’da meydana getirilen eserler Türkçeye çevrildi. veziriazamlara bıraktılar. -Batı tarzı Nizamıcedit ordusu kuruldu. - XVI. yüzyılın sonlarında Sokullu Mehmet Paşa'dan itibaren veziriazamlar devlet yönetiminde -Ordunun masrafları için İradıcedit hazinesi kuruldu. birinci derece etkili olmaya başladılar. -Selimiye ve Levent kışlaları oluşturuldu. -Divanıhümayun toplantıları XVI. yüzyılda haftada dört güne, XVII. yüzyılda haftada iki güne -Kara ve Deniz Mühendishaneler, tersanecilik ve hafif topçu ocağı geliştirildi. indirilmiştir. -Yeni ordunun eğitimi için Avrupa’dan subaylar getirildi. -Bu yeni ordu, Napolyon’un Mısır’ı işgali sırasında Akka Kalesi önlerinde Fransız ordusunu Babıali'nin Oluşumu yenilgiye uğrattı. -XVIII. yüzyılda ise Divanıhümayun toplantıları üç ayda bir yapılmaya başlanarak eski önemini -Vergi düzenlemesi yapılarak halkın gıda gereksiniminin karşılanması amacıyla önlemler alınmış,kaybetti. yerli malı kullanımı özendirilmiştir. - Divanıhümayun sisteminin kaldırılması ile divan toplantıları veziriazamların ve şeyhülislamların oturduğu konaklarda yapılmaya başlandı c-Osmanlı-Fransız Savaşı (1798-1801) - Veziriazam konakları Babıali (yüksek kapı) adını alarak devlet yönetiminin merkezi hâline geldi. -Osmanlı Devleti ile sınır komşusu olan Fransa, Osmanlı topraklarından pay almak ve Akdeniz de - Kalemiye sınıfı Hademei Babıali (Babıali çalışanları) adını alarak Osmanlı Devleti'nin söz sahibi olmak istiyordu. bürokrasisini oluşturdular. Fransa’nın amacı Osmanlı toprağı olan Mısır’ı ele geçirmek ve İngiliz sömürgelerine giden yolu - XIX. yüzyılda Babıali'nin yapısında değişikliğe gidilerek veziriazamlık başvekâlet'e denetlemekti. dönüştürüldü. -Osmanlı-Fransız savaşı Napolyon’un Mısır’a asker çıkartarak Kahire’yi ele geçirmesi ile başladı.(1798) b.Taşra Teşkilatı -Bu olay İngiltere ve Rusya’nın tepkisine yol açtı. Her iki devlet Osmanlıyı destekledi. -Osmanlı Devleti'nde tımar sistemi ordu, güvenlik ve ekonomi ile doğrudan bağlantılıydı. -İngiliz donaması Fransız donanmasını Ebukır önünde yaktı. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun - XVIII. yüzyıla kadar devlet, tımar dışında kalan toprakların gelirlerini açık artırma yoluyla - Avrupa'ya gönderilen öğrenciler ve Avrupa ile ticari ilişkileri bulunan Rum ve Ermeni aileleri mültezim denen kişilere kiralıyordu. Batı kültürünü Osmanlı toplumuna taşıdılar. - Bu yüzyıldan itibaren iltizam uygulamasından vazgeçilerek vergi kaynaklarının yaşam boyu - Bu dönemde Osmanlı Devleti'nde minyatür ve şiir alanında da büyük gelişme görüldü. kiralandığı Malikâne sistemine geçilmiştir. Minyatür alanında Levni, şiir alanında ise Şeyh Galip ve Nedim gibi büyük şairler yetişmiştir. - Malikâne sistemiyle mukataa topraklar, muaccele denen satış bedeli karşılığında, hayatı süresince olmak şartıyla kiralanıyordu b.Islahatlar ve Osmanlı Eğitim Sistemi - Ayanlar zamanla malikâneleri ele geçirdiler. Daha sonra mütesellimlik, voyvodalık, -XVIII. yüzyılda Avrupa'dan askerî alanda eğitimci ve danışman getirtildi. muhassıllık gibi resmi görevlere yükselerek Osmanlı Devleti'nin merkez, taşra ve ordu -Matbaanın açılması, kütüphanelerin ülke geneline yaygınlaştırılmaya çalışılması, Avrupa'ya sisteminde etkili duruma geldiler. öğrenci gönderilmesi, yabancı dil eğitimine ve Avrupa'da yayımlanan eserlerin Türkçeye - XVIII. yüzyıl boyunca yapılan savaşların uzun sürmesi ve başarısızlıkla neticelenmesi Osmanlı tercüme edilmesine önem verilmesi eğitim alanında yapılan yeniliklerdir. Devleti'nin ekonomisinin daha da bozulmasına neden oldu. - Günümüz İstanbul Teknik Üniversitesinin yanında Kara ve Deniz Harp Okullarının da temeli -Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyılda devlet bütçesinde oluşan açığı kapatmak amacıyla günümüz sayılan Mühendishanelerde, askerî eğitim ve mühendislik derslerinin yanında İnşa (güzel yazı), hazine bonosuna benzer bir şekilde esham adıyla iç borçlanmaya gitmiştir. Fransızca, Arapça, kozmografya(astronomi), hendese (matematik) gibi dersler de okutuluyordu. Ayanlık c.XVIII. Yüzyılda Islahatlar ve Osmanlı Sanatı -Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren Osmanlı Devleti'nde şehirlerde ve taşrada ayan - Paris'e elçi olarak giden Yirmi Sekiz Çelebi Mehmet Efendi, rokoko üslubuyla yapılmış ve eşraf denen itibarlı bir zümre bulunuyordu. saraylardan övgüyle bahsetmiş, Versay Sarayı'nın maketini III. Ahmet'e sunmuştur. - XVIII. yüzyılda güçlenen ayanlar, İran ve Rusya ile yapılan savaşlarda devlete para ve asker - XVIII. yüzyılda Avrupa mimarisi Türk mimarisini etkilerken aynı dönemde Türk müziği de yardımında bulunarak siyasi alanda da güç kazandılar. Avrupa'yı etkilemeye başlamıştır. - Ayanlar, Rumeli, Anadolu ve Arap eyaletlerinde hanedanlık kurmuşlardı. - Yeniçeri askerlerinin Avrupa'daki savaşçılık etkisi kadar onları savaşa motive eden mehter de -1787'de Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşları'nda ayanların yardımına ihtiyaç duyuldu. geniş yankı bırakmıştır, İtalyan ressam Agostino Tassi'nin Mehterbaşı ve Beş Türk Çalgıcısı adlı - II. Mahmut 1808 yılında yaptığı senediittifak'la ayanların varlığını resmen tanımak zorunda tabloları ünlüdür. kaldı. -Ayanların siyasi ve toplumsal hayatımızdaki etkisi Tanzimat dönemine kadar devam etti. - Mozart'ın 5 numaralı konçertosu Türk konçertosu olarak tanınmaktadır. Beethoven Atina Harabeleri adlı eserinde Türk Marşı yer almaktadır. 2.XVIII. Yüzyıl Islahatlarının Amacı ve Özellikleri a.XVIII. Yüzyıl Islahatlarının Osmanlı Toplumu ve Kültürüne Etkileri - XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti, Avrupa başkentlerinde geçici ve daimî büyükelçilikler açma yoluna gitti. V.ÜNİTE: EN UZUN YÜZYIL (1800-1922) - XVIII. yüzyılda Avrupa'dan askerî ve teknoloji alanında danışmanlar getirtildi. -Askerî alanda eğitim veren Mühendishane-i berri hümayun ve Mühendishane-i bahri 1.KONU: XIX. YÜZYIL BAŞLARINDA ASYA VE AFRİKA hümayun okulları açıldı. -Yine askerî alanda sürat topçuları ocağı ve Humbaracı ocakları açılarak Avrupa'nın savaş 1.Asya ve Afrika’daki Devletlerin Genel Durumu teknolojisi takip edildi. XIX. yüzyılda dünya politikalarına yön veren devletlerin genel politikaları -Nizamıcedit ordusu kurularak ordu sisteminin Avrupa tarzında yapılanması sağlanmaya çalışıldı. İngiltere Kralı IV. George -Önceleri askerî alanda başlayan Avrupa etkisi sonraki dönemlerde toplum, kültür, sanat ve İngiltere’de aralılarla açılıp kapanan parlamento, yeniden açılmış ve 1689’da insan hakları eğitim alanlarında da etkisini göstermeye başlamıştır. bildirisi kabul edilmişti. XIX. yüzyılın en güçlü devleti olan, İngiltere, büyük bir sömürge - Karşılıklı olarak açılan büyükelçiliklerin ve Avrupa'dan getirilen danışmanların aracılığıyla Batı imparatorluğu kurmasına karşın Fransa ile birlikte milliyetçilik düşüncesine olumlu kültürü, özellikle Osmanlı yöneticilerinde yaygınlaştı. bakmaktaydı. Çok uluslu devletlerin parçalanmasının sömürgelerindeki egemenliğine hizmet edeceğini düşünüyordu. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun Fransa Kralı XVIII. Louis Phillippe d.Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Islahatlar Fransa, sömürgecilikte İngiltere kadar başarılı bir sonuç alamamasına karşın gücünü koruyor ve -Medrese eğitiminin yanında yeni anlayışla eğitim yapan okullar açıldı. özellikle Osmanlı topraklarına yönelmek amacıyla bağlaşıklar kuruyordu.1848 ayaklanması -İstanbul’da kız ve erkek çocukların ilköğretimi zorunlu duruma getirildi. sonrasında Fransa’da ikinci cumhuriyet ilan edilmiş ve herkese oy verme hakkı tanınmıştı. -Enderun’un yerine devlet adamı yetiştirmek amacıyla Mektebinaarifiadliye açıldı. Avusturya Başbakanı Meternik -Tercüme odaları açıldı. Avusturya, Osmanlı Devleti gibi çok uluslu yapı taşıdığından Fransız Devriminin sonuçlarını bir -İlk defa yurt dışına öğrenci gönderildi. tehdit olarak görüyordu. Orta Avrupa’nın en etkin gücü olan Avusturya ile Rusya arasında -Mektebi Tıbbiye (Tıp Fakültesi) açıldı. Balkan toprakları üzerinde üstünlük mücadelesi başladı. Yine XIX. yüzyılın ikinci yarısında -Mektebi Harbiye (Harp Okulu) açıldı. Avusturya, Alman birliğinin sağlanmasında Prusya ile mücadeleye girmişti. -Mızıkayıhumayun (Bando ve Mızıka Okulu) açıldı. Rus Çarı I.Alexander -Mektebiulumuedebiye ve Rüştiye adlı orta dereceli okullar açıldı. XVIII. yüzyılda Rusya, sıcak denizlere ulaşmak için bir yandan Osmanlı Devleti üzerindeki politikalarına ağırlık verirken diğer yandan da Orta Asya’ya yayılma politikasını hızlandırdı. e.Ekonomik Alanda Yapılan Islahatlar Akdeniz çevresinde yetiştirilen pamuğun İngiltere ve Fransa’nın kullanımında olduğunu gören -Yerli malı kullanımı teşvik edildi. Rusya, Orta Asya pamuğunu ele geçirmek ve sömürgeler kurmak için işgallere başladı. -Ordunun fes gereksinimi karşılamak için feshane kuruldu. Osmanlı Padişahı II. Mahmut -Osmanlı tüccarlarının Avrupalı tüccarlarla rekabet edebilmeleri için gümrük vergilerinde Osmanlı Devleti, XVIII. yüzyıldan itibaren iç ve dış sorunlarını kendi başına çözemiyordu. Osmanlı kolaylık sağlandı. toprakları Sanayi Devriminin ardından hızlanan sömürgecilik faaliyetlerine başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletlerinin iştahını kabartıyordu. İstanbul'a Vize Uygulaması II.Mahmut,Anadolu'dan İstanbul'a gelecek olanlardan Mürur Tezkeresi (geçiş belgesi) alma 2.II. Mahmut Dönemi Islahatları zorunluluğu getirmiştir.Günümüzde dahili pasaport da diyebileceğimiz geçiş belgesi İstanbul'a giriş ve yerleşme için bir zorunluluk haline getirilmiştir. a.Senedi İttifak -Anadolu ve Rumeli’deki ayanların hayli güçlendiğini ve başına buyruk hareket ettiğini düşünen 2.KONU: II. MAHMUT DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI II. Mahmut bu duruma son vermek istedi. Ayanlarla görüşerek Senedi ittifak’ı imzaladı.(1808) -Bu belge ile ilk kez padişahın mutlak otoritesi sınırlandırılmış, ayanların hakları ve varlığı 1.Milliyetçilik Hareketleri ve Ayaklanmalar tanınmıştır. Rus Çarı I.Alexander “Devletimizin çıkarları gereği Ortodoksları koruyalım. Hatta Osmanlı yönetiminden b.Yönetim alanında Yapılan Islahatlar kurtulmalıyım.” -Divanıhümayun kaldırıldı yerine bakanlıklar kuruldu. İngiltere Başbakanı Gladstone -Devlet memurlukları iç ve dış işleri diye ikiye ayrıldı. Memurlara pantolon ceket giyme “Bizim başlangıçtan beri savuna geldiğimiz Osmanlı Devletine bağlı Hıristiyan ulusların zorunluluğu getirildi ve memurlar maaşa bağlandı. kalıcılığıdır.” -Köy ve mahallelerde muhtarlıklar oluşturuldu. Avusturya Başbakanı Meternik -Polis ve posta örgütleri kuruldu. “Rusya’nın Balkan Slavlarını kışkırtması Avusturya sınırları içinde yaşayan Slavları da -Askeri amaçlı ilk nüfus sayımı yapıldı. etkilemektedir. Bu kabul edilemez. Doğmakta olan Sırbistan, Rusya ile Avusturya arasında bir -Yurt dışına çıkışlarda pasaport uygulaması getirildi. oyuncaktan başka bir şey değildir. Böyle olmaktansa Sırbistan’ın Osmanlı’da kalması daha -Takvimi Vakayi adlı ilk resmi gazete yayınlandı. hayırlıdır.” -Devletin kişilerin malların el koyma (müsadere) yöntemine son verildi. Tarihçi ve Devlet adamı Ahmet Cevdet Paşa “İstanbul’daki Fransızlar cumhuriyet sembolü olarak kokart takıyorlardı. Özgürlük ağacı c.Askeri Alanda Yapılan Islahatlar etrafında şenlik yapıyorlardı. Dünya bunlardan kuşkulanıyor ama biz soğukkanlı, kendimizden -Yeniçeri Ocağı kaldırılarak yerine Asakiri Mansure-i Muhammediye ordusu kuruldu. emin bir durumda aldırış bile etmiyorduk. Çünkü devrimin ortaya attığı düşüncelerin anlamını ve TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun doğuracağı tehlikeyi bilmiyor, göremiyorduk. Hâlbuki bu düşünceler Avrupa ile beraber bizi de -Prusya aracılığıyla Ruslarla 1829’da Edirne Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre, temelden sarsarak yıkılmamızı hızlandıracaktı.” -Yunanistan bağımsız olacaktı. -Osmanlı Devleti, Fransız Devrimini, Fransa’nın iç sorunu olarak değerlendirmiş hatta bu rejimi -Rus ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçebilecekti. tanıyarak Fransa ile iyi ilişkilerini sürdürmüştü. -Eflak, Boğdan ve Sırbistan’a özerklik verilecek. -Rusya sıcak denizlere Balkanlar üzerinden inebilmek için milliyetçilik düşüncesini kullanarak -Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek. Osmanlıya bağlı Balkan uluslarını kışkırtıp Osmanlıdan ayırmak ve daha sonra kendi etkisine -Yunanistan, Osmanlı Devletinden bağımsızlık kazanan ilk azınlıktır. alarak Akdeniz’e inmek istiyordu. -Edirne Antlaşması, Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra imzalanan en ağır antlaşmadır. -Mora’nın elden çıkması, Osmanlı Devletinde Mehmet Ali Paşa sorununu çıkardı. a.Sırp Ayaklanması Donanma Baskınları Nedenleri, Osmanlı donanması tarihte dört kez yakılmıştır. -milliyetçilik ve özgürlük ilkelerinin Sırplar üzerindeki etkileri -İnebahtı Baskını-Haçlılar (1571) -Avusturya ve Rusya’nın, Sırpları ayaklandırmaları -Çeşme Baskını-Rusya (1770) -bölgedeki yeniçerilerin halka kötü davranmaları -Navarin Baskını-Rusya, İngiltere ve Fransa (1827) -Ayaklanma 1804 yılından 1878 yılına kadar sürmüştür. -Sinop Baskını-Rusya (1853) -Bu süreç içinde Sırplar Bükreş Antlaşması (1812) ile ayrıcalık, Edirne Antlaşması (1829) ile Pontus İddiaları ve Gerçeği özerklik ve Berlin Antlaşması (1878) ile de bağımsızlıklarını elde etmişlerdir. Selanik'te Sözde Soykırım Anıtı -Milliyetçi ayaklanma sonrasında Osmanlı Devletinden ayrıcalık elde eden ilk ulus Sırplar -Yunanistan'ın Selanik kentindeki Kordelyu Belediyesi tarafından bir sözde Pontus Rum soykırım olmuştur. anıtı açıldı. -Yunanistan parlamentosu,1994 yılında aldığı bir kararla 19 Mayıs gününü Pontus Rum b.Yunan Ayaklanması soykırımı anma günü ilan etmişti. -Fransız Devrimi etkileri ile Sırplardan sonra ikinci ayaklanma da Rumlar tarafından çıkarıldı. -Pontus, eski Grek ve Latin kaynaklarında Karadeniz'e verilen isimdir. Nedenleri, - Pontus, Grekçe'de deniz anlamına gelirken Euxinos ise Pers diline göre karanlık anlamına -Milliyetçiliğin etkisi geliyordu. Zaten Türklerde daha sonra bu adlandırmadan etkilenerek bölgeye Karadeniz adını -Ruslar ve Yunanlıların eski Bizans’ı yeniden kurmak istemeleri (megali idea) vermişlerdi. -Avrupalı devletlerin kışkırtması -Doğu Karadeniz antik çağda Perslilerin bir satraplığı durumundaydı. -Rum aydınların çalışmaları -Dördüncü Haçlı Seferi sırasında Latinler İstanbul'u kuşatıp işgal edince buradan kaçan Bizans -Etnikieterya cemiyetinin çalışmaları imparatorluk ailesinden Aleksios Komnenos Trabzon'a gelerek Trabzon devletini kurdu (1204- -Fener Rum Patrikhanesinin Rumları ayaklanmaya çağırması 1461). -Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın ayaklanması -1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon'u ele geçirmesiyle bölgede Bizans'ın son -Yunan ayaklanmasını kendi çabaları ile bastıramayan II. Mahmut, Mısır Valisi Mehmet Ali kalıntıları da ortadan kaldırılmış oldu. . Paşa’dan yardım istedi. -Girit ve Mora valiliklerini kendisine verilmesi koşuluyla yardım isteğini kabul etti. Yunanistan'ın Anadolu'da Yayılmacı Emelleri -Oğlu İbrahim Paşa komutasındaki donanma Mora’ya gelerek ayaklanmayı bastırdı. Ama Yunan İngiltere, Fransa ve Rusya'nın desteğini alan Yunanistan; eski Bizans İmparatorluğu'nu sorunu bitmedi. canlandırmak istiyordu. -İngiltere, Fransa ve Rusya kendi çıkarları doğrultusunda Osmanlı Devletinden Yunanistan’a I. Dünya Savaşı Öncesi: özerklik verilmesini istediler. - Bölgede yaşayan Rumların nüfusunu artırmak için Yunanistan'dan bölgeye sistemli göçler -İngiltere, Fransa ve Rusya isteklerini zorla kabul ettirmek için Osmanlı Devletine savaş açtılar. yaptırdı. -1827’de Osmanlı donanmasını Navarin’ de yaktılar. I. Dünya Savaşı Yılları: -Osmanlı Devleti Yeniçeri Ocağını kaldırmış yerine yeni bir ordu kurmuştu. Ama bu yeni ordu - I. Dünya Savaşı'nda Rus ordularının Trabzon'u işgal etmeleri ile Yunanistan'ın Pontus devleti hazır değildi. Donanması da Navarin’ de yakılmıştı. Bu durumdan yararlanan Rusya batıda kurma çabaları daha da hızlandı. Edirne’yi, doğuda da Kars ve Erzurum’u işgal edip Trabzon’a doğru ilerledi. -Osmanlı Devleti'nin seferberlik emrine karşı çıkan bölgedeki Rumlar yeni çeteler oluşturdular. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -1917 yılında Rusya'da çıkan Bolşevik İhtilalı'ndan sonra Rus birlikleri bölgeden çekildi. Bundan -Mehmet Ali Paşada bunun yerine Suriye valiliğini istedi. Bu durumu II. Mahmut kabul etmedi sonra bir süre sessiz kalan Rumlar Paris Konferansı sırasında yeniden eylemlere başladılar. Rum ve taraflar arasında savaş başladı. çetelerinin Türklere saldırıları Avrupa kamuoyuna Türklerin Rumlara saldırısı olarak yansıtıldı. -Mehmet Ali Paşa başarılı bir biçimde Kütahya önerline kadar gelince, Osmanlı Devleti de - İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı Devleti'ni parçalamak ve topraklarından pay almak üzere Rusya’dan yardım istedi. geliştirdikleri doğu politikası gereği Yunanistan'ın Pontus iddialarını desteklediler. -Rusya yardım karşılığında donanmasını İstanbul’a gönderdi. -Mondros Ateşkes Antlaşması ile Rumlar saldırılarını Karadeniz'de yoğunlaştırdılar. -Bu durumdan çekinen İngiltere, Fransa ve Avusturya olaya karıştı. -Yunanistan 15 Mayıs 1919'da İzmir'i işgal etti. Sevr Antlaşması ile bu durum Türklere kabul -İngiltere’nin baskısıyla taraflar arasında Kütahya Antlaşması (1833) imzalandı. Antlaşmaya ettirilmek istendi. TBMM'nin açılması ile Rum ayaklanmalarına karşı önlemler alındı. göre, -Samsun ve çevresindeki metropolit ve papazlar isyana katıldıkları için istiklal Mahkemelerinde -Mehmet Ali Paşaya Girit ve Mısır valiliklerinin yanı sıra Suriye valiliği verildi. yargılandı. Millî mücadelede en uzun süren Pontus ayaklanması 1923'te tamamen sona -Oğlu İbrahim Paşaya da Cidde valiliğin yanı sıra Adana valiliği verildi. erdirildi. Bölgede kalan Rumların [çoğu Yunanistan'a göç etti. -Osmanlı Devleti İngiltere ve Fransa’ya güvenmediği için Rusya ile Hünkâr İskelesi (1833) Antlaşmasını imzaladı. Antlaşmaya göre, 2.Değişen Koşullara Göre Avrupa Devletlerinin Avrupa Devletlerinin Osmanlı Politikaları -Osmanlı Devleti saldırıya uğrarsa Rusya yardım edecek a.Viyana Kongresi -Rusya bir saldırıya uğrarsa Osmanlı Devleti boğazları kapatacak, Rus gemilerinin boğazlardan -Napolyon’un değiştirdiği Avrupa haritasını yeniden çizmek ve Avrupa’nın geleceğini belirlemek geçişine izin verilecekti. amacıyla Viyana’da bir kongre toplandı. -Osmanlı Devleti Mısır sorununun çözümünde İngiltere’nin desteğini sağlamak için İngilizlerle -İngiltere, Avusturya, Rusya, Prusya’nın katıldığı konferansta Avusturya Başbakanı Meternik Balta Limanı Ticaret Antlaşmasını (1838) imzaladı. başkanlık etti. -Kütahya Antlaşması taraflar arasındaki sorunu çözememesi üzerine savaşa yine başladı. -Meternik Sistemi adıyla anılan bir politika oluştu. Buna göre, kurulan düzenin devam etmesi ve -Avrupa devletlerinin baskısı ile taraflar arasında Londra Antlaşması (1840) imzalanarak sorun Fransız Devriminin etkilerinden kendilerini korumak için Avrupa’nın neresinde bir ayaklanma sona erdi. çıkarsa çıksın, hep birlikte davranacaklar ve ayaklanmaları bastıracaklardır. Balta Limanı Ticaret Antlaşması -Viyana Kongresi’nde (1815) Avrupa devletlerinin sınırları yeniden çizildi. Ancak sınırlar -İngiliz tüccarlar hiçbir kısıtlama olmadan Osmanlı Pazarına girebileceklerdir. çizilerken ırk, dil, din unsurları göze alınmadığı için istenen barış ortamı uzun sürmedi. -İngiliz tüccarlar iç ticarette yerli tüccarlardan fazla vergi ödemeyeceklerdir. -1815-1827 yıllarına Restorasyon Dönemi olarak adlandırıldı. -Antlaşma sürekli olacak ve bundan diğer Avrupa devletleri de yararlanacaktır. b.Şark Meselesi (doğu sorunu) 4.Boğazlar Sorunu -XIX. yüzyılın başlarında Osmanlı Hıristiyanların durumlarının iyileştirilmesi için Osmanlının iç -1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı. Sözleşmeye göre, işlerine karışılıyordu. -Boğazlar, Osmanlı egemenliğinde kalacak -Şark meselesi ise XIX. yüzyılın ikinci yarısında itibaren Osmanlı Devletini Avrupa topraklarından -Boğazlar barış döneminde bütün savaş gemilerine kapatılacak, ticaret gemilerine açık çıkarma ve Bizans’ı yeniden canlandırma politikası haline geldi. olacaktı. -1876 yılında İngiltere’nin isteği ile İstanbul’da bir konferans (Tersane Konferansı) düzenlendi. -Sözleşme ile Boğazlar ilk kez uluslararası bir durum kazanmış oldu. -Konferansta Avrupa devletleri Osmanlı Devletinden, Sırbistan ve Karadağ’dan askerlerini çıkarması, Bosna, Hersek ve Bulgaristan’a özerklik verilmesi ve Balkanlarda ıslahat yapılmasını 5.Sanayi Devriminin Osmanlı Devletine Etkisi istediler. -Kapitülasyon ve aynı nitelikte antlaşmalarla batılı devletlere ayrıcalık verilmişti. -Osmanlı Devleti bu istekleri içişlerine karışma olarak değerlendirdiği için kabul etmedi. -Özellikle Balta Limanı Ticaret Anlaşması ile yerli tüccardan %12 vergi alınırken yabancı tüccarlardan %3 vergi alınmaya başlanmıştı. 3.Mısır Sorunu ve Mehmet Ali Paşa Ayaklanması -Avrupa’da kurulan büyük fabrikalarda seri ve ucuz üretim yapılıyordu. -Osmanlı Devleti Yunan ayaklanmasını bastırması karşılığında Mehmet Ali Paşa’ya Mora ve Girit -Bu durum karşısında yerli atölyeler kapanmaya başladı. valiliklerini vermeyi vaat etmişti. -Ülkede işsizlik ve iç göç başladı. -Ancak Yunanistan’ın bağımsız olması ile Mora, Osmanlı Devletinin elinden çıkmıştı. -Ülke batının açık pazarı durumuna geldi ve kaynaklar dışarıya gitmesiyle bağımlı devlet durumuna geldi. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun Osmanlı Ekonomisini Etkileyen Gelişmeler -XIX. yüzyılda da Avrupa devletleri arsındaki çıkar çatışmalarından yararlanarak varlığını devam -Osmanlının İpek ve Baharat yollarının denetimini ele geçirmesi ettirmeye çalışmıştır. -Coğrafi Keşifler ve Akdeniz ticaretinin önemini yitirmesi -Büyük toprak kayıplarının yaşanmasıyla birlikte Avrupa devletleriyle zaman zaman ittifaklar -1535'de Fransa'ya Kapitülasyonların verilmesi kurma yoluna gitmiştir. -Kapitülasyonların sürekli duruma gelmesi (1740) ve Avrupa'da Sanayi Devriminin başlaması -1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması ile Osmanlı topraklarının İngiltere'nin açık pazarı olması 2.Kırım Savaşı (1853-1856) -1854'te Kırım Savaşı'nda ilk kez dış borçlanmaya gidilmesi -Rusya, Hünkâr İskelesi Antlaşması ile elde ettiği hakları Londra Boğazlar Sözleşmesi ile -1875'te Osmanlı maliyesinin iflas etmesi kaybetmişti. Bu ayrıcalıkları yeniden kazanmak için Kutsal Yerler sorununu ortaya çıkardı. -Osmanlıda üretimin çökmesi -Osmanlı Devletinin Rusya isteklerini kabul etmemesi üzerine iki taraf arasında savaş başladı. -1881'de Duyun-u Umumiye İdaresinin kurulması ve Osmanlı gelirlerine el konulması -Balkanlarda Rus ilerleyişinden rahatsız olan Avusturya, Osmanlı Devletinin yanında savaşa katıldı. 3.KONU: TANZİMATTAN MEŞRUTİYETE -;İngiltere, Fransa donanmaları Osmanlı Devletine destek olmak amacıyla İstanbul’a geldi. -Rusya, Boğazlar Sözleşmesinin ihlal edildiğini öne sürerek Sinop’ta bulunan Osmanlı 1.Tanzimat Fermanı (3 Kasım 18389) donanmasını yaktı. Temel Koşulları -Bu gelişme üzerine İngiltere ve Fransa’ya ait donanma Karadeniz’e çıktı. -Müslüman ve Hıristiyan bütün halkın namus, can ve mal güvenliği devletin güvencesi altında -Prusya’nın tarafsız kaldığı bu savaşta Piyemento (Sardinya Krallığı) de Osmanlının yanında yer olacaktır. aldı. -Mahkemeler açık olarak yapılacak ve hiç kimse yargılanmadan cezalandırılmayacaktır. -Savaş sonunda İngiltere, Fransa, Rusya, Piyemento, Avusturya, Prusya ve Osmanlı Devleti’nin -Askerlik tüm Osmanlı halkı için geçerli olacak ve belli bir süreye bağlanacaktır. katılımı ile Paris’te bir konferans toplandı ve sonunda Paris Antlaşması imzalandı.(1856) -Vergiler herkesin gelirine göre düzenlenecektir. -I.Abdülmecit döneminde, Dışişleri Bakanı Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanan Tanzimat Paris Antlaşmasının Önemli Koşulları Fermanı 3 Kasım 1838 yılında ilan edildi. -Osmanlı Devleti Avrupa devleti sayılacak, Avrupa hukukundan yararlanacak ve toprak Osmanlı Devletinin siyasi, sosyal ve ekonomik beklentileri göz önüne alınarak ilan edilen bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisinde olacak. Tanzimat Fermanı ile ulaşılmak istenen amaç ise: -Karadeniz tarafsız duruma getirilecek, tüm devletlerin ticaret gemilerine açık, ama savaş -1840 Londra Konferansında azınlık sorununun gündeme gelmesine engel olmak gemilerine kapalı tutulacaktır. -Mehmet Ali Paşa ayaklanmasında Osmanlı Devleti lehine karar verilmesinin sağlamak -Boğazlar,1841 Londra Boğazlar Sözleşmesine göre yönetilecek, bütün devletlerin savaş -Böylece azınlıkları koruma bahanesiyle Avrupa devletlerinin Osmanlının iç işlerine karışmasının gemilerine kapatılacaktır. önü kesilecek ve Rusya’nın Balkanlardaki etkisi kırılmış o0lacaktı. -Osmanlı Devleti ve Rusya, Karedeniz kıyılarında tersane ve donanma bulundurmayacaktır. -Osmanlı Devletinin konferans öncesinde ilan ettiği Islahat Fermanı, antlaşmayı imzalayan Tanzimat Fermanı’nın Önemi devletlerce dikkate alınacak; ama bu devletler fermanın uygulanmasına ve Osmanlı’nın iç -Osmanlı Devleti’nin anayasal düzene geçişin ilk aşamasını oluşturur. işlerine karışmayacaktır. -Osmanlı Padişahı, Tanzimat Fermanı ile ilk kez kendi gücünün üstünde yasa gücünü olduğunu -Bu savaş Osmanlı ekonomisini olumsuz etkiledi ve il kez İngiltere’den dış borç alındı. kabul etmiştir. -Osmanlı Devleti zamanla bu borçların faizlerini dahi ödeyemez duruma geldi. -İnsan hakları konusunda getirdiği yenilikler nedeniyle öncekilerden de değişiktir. -Sonunda 1881 Muharrem Kararnamesi ile dış borçların ödenmesinde yeni koşullar belirlendi. -Ferman bir halk hareketi sonucu değil Osmanlı padişahın kendi isteği ile ilan ettiği fermandır. -Avrupa devletleri alacaklarını kendileri tahsil etmek için Duyunuumumiye (genel borçlar) -Edebiyat alanında makale, tiyatro, roman, hikâye, anı ve eleştiri gibi yazı türleri görülmeye idaresini kurdular. Osmanlı Devletinin gelir getiren kaynaklarına el koydular. başladı. Not: Kırım Savaşında yaralıları tedavi etmek için İstanbul’a gelen gönüllü hasta bakıcı Florance Osmanlı Denge Politikası Nightingale, dünyada hemşireciliğin kurucusu olarak adlandırılmıştır. -Osmanlı Devleti ilk kez Mısır’ı işgal eden Fransa’ya karşı İngiltere ve Rusya’nın desteğini alarak denge politikası uygulamıştır. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 3.Islahat Fermanı (1856) Mithat Paşa -Osmanlı Devleti, Tanzimat Fermanı ile başlayan yenileşme hareketlerinin devamı olarak İnsan hakları, eşitlik, özgürlük ve hukukun üstünlüğü Osmanlı Devleti’nde hayata geçirilmelidir. değerlendirdiği Islahat Fermanı ile dıştan gelen bu baskıları engellemek istedi. Paris Şinasi Konferansının devam ettiği sırada Avrupa devletlerinin istekleri doğrultusunda ilan edilen -Avrupa'da eğitim gören Fransız İhtilali'nin yaydığı fikirlerden etkilenen bu sınıf Jön Türkler Islahat Fermanı ile konferansta Osmanlı lehine karar alınmasını sağlamak istedi. (Genç Osmanlılar) olarak adlandırılır. Islahat Fermanı ile Getirilen Düzenlemeler -Jön Türklere göre Osmanlı Devleti'ni dağılmaktan kurtarmak için bir anayasanın hazırlanması -Müslüman olmayan halka din ve vicdan özgürlüğü sağlanacaktır. Kilise, okul ve hastane gibi ve meclisin açılması gerekli idi. binalar tamir edilecek veya yeniden inşa edilecektir. - Genç Osmanlılar, meşrutiyeti ilan etmeye yanaşmayan Sultan Abdülaziz'i tahtan indirerek V. -Gayrimüslimlere küçük düşürücü deyimler kullanılmayacaktır. Murat'ı padişah yaptılar. Ancak V. Murat'ın akli dengesinin bozukluğu anlaşılınca şeyhülislamın -Gayrimüslimler devlet memuru olabileceklerdir. fetvası ile tahttan indirildi. Aralarında Mithat Paşa, Ziya Paşa, Ali Suavi, Namık Kemal ve -Vergiler herkesin gelirine göre toplanacak, cizye vergisi ile iltizam kaldırılacaktır. Şinasi'nin de bulunduğu devlet adamları ve aydınlar meşrutiyeti ilan edeceğine söz veren II. -gayrimüslimler belediye ve il meclislerine üye olabileceklerdir. Abdülhamit'i tahta geçirdiler. -Gayrimüslimler bedel ödeyerek askerlikten muaf olabilecektir. -Osmanlı Devleti, Balkanlardaki isyanları önlemek ve Avrupa devletlerinin İstanbul -Yabancılar Osmanlı toprakları üzerinde mülk edinebileceklerdir. Konferansı'nda Osmanlı aleyhinde karar almalarını engellemek düşüncesi ile 23 Aralık 1876'da Tarım ve ticaret işleri düzenlenecek herkes şirket ve banka gibi ticari nitelikli kurumlar İstanbul Tersane Konferansı'nın toplandığı gün Kanunuesasi'yi ilan etti. açabilecektir. Kanunuesasî’nin Önemli Koşulları -Gayrimüslimler kendi okul ve hastanelerini açabileceklerdir. - Herkes kanun ve devlet karşısında eşit haklara sahiptir. -Müslüman halk Islahat Fermanı ile gayrimüslimlere daha fazla hak tanınmasından rahatsızlık -Herkese eğitim-öğretim, mülkiyet hakkı, basın, yayın ve din özgürlüğü verilmiştir. duydu. Gayrimüslimler ise Tanzimat ve Islahat Fermanı ile tanınan hakları yeterli bulmuyordu. -Yasama yetkisi Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisi'ne aittir. Çünkü onlar Müslümanlarla eşit olmayı değil bağımsız olmayı istiyordu. -Ayan Meclisi üyeleri padişah tarafından ölünceye kadar kalma kaydıyla tayin edilecektir. -Osmanlı Devleti Islahat Fermanı ile Avrupa devletlerinin iç işlerine karışmasını önleyemedi. -Mebusan Meclisi'nin üyeleri dört yılda bir yapılan seçimle erkeklerin seçeceği -Fermanları yayınlayan I.Abdülmecit 1861’de ölünce yerine Abdülaziz padişah oldu. milletvekillerinden oluşacaktır. -Sultan Abdülaziz Avrupa’ya giden ilk Osmanlı padişahıdır. Bu dönemde, -Yürütme yetkisi padişahın bulunduğu bakanlar kuruluna aittir. -Osmanlı donanması yenilenerek dünyanın 3. Büyük filosu haline getirildi. -Hükümetin kurulması ve görevden alınması yetkisi padişaha aittir. -Beylerbeyi ve Çırağan sarayları yapıldı. - Hükümet padişaha karşı sorumludur. -Meclisi açma ve kapama yetkisi padişaha aittir. 4.KONU: OSMANLI DEVLETİ'NDE ANAYASAL DÜZENE GEÇİŞ VE SİYASİ GELİŞMELER -Kanun teklifini yalnızca hükümet yapabilecek ve kanunlar padişahın onayından sonra yürürlüğe 1.Meşrutiyetin İlanı girecektir. Eski toplumsal yapıya uygarlığı oturtmanın yolu anayasa ve eğitimle gerçekleşir. Meşveret ve - İlk Mebusan Meclisi'nde 69 Müslüman, 46 gayrimüslim toplam 115 milletvekili bulunuyordu. maarif uygarlık kapısını açacaktır. Eğitimle bireyler aydınlanacaktır. Anayasanın ilan edilmesi ise Ayan Meclisi üyelerinin sayısı ise 26 idi. devlet çarkının halk yararına arızasız dönmesini ve bütün işlerin düzelmesini Mecelle Namık Kemal Tanzimat Fermanı'nın ilanından sonra adli ve hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyuldu. Batı tarzı yenilikler yapmalıyız. Bu zamana kadar yapılan yenilikler Osmanlı Devleti'ni kurtarmak Başkanlığını Ahmet Cevdet Paşa'nın yaptığı bir heyet tarafından hazırlanarak 1868'de yürürlüğe için yeterli olamadı. Balkanlardaki isyanların sona ermesi için Osmanlıcılık düşüncesi etrafından giren Mecelle 1926'ya kadar uygulanmıştır. birleşme sağlanmalı. Ziya Paşa Mecelle, kaynağını İslam hukukundan almıştır. Medeni kanun özelliği taşıyan Mecelle; hukuk Yıkılmaya yüz tutmuş bir imparatorluğu kurtarmak için mutlakiyet yerine meşrutiyet ilan muhakemeleri usulü, borçlar hukuku ve ayni haklar konusunda ilk yasa olması bakımından edilmelidir. Osmanlı kurumları Batı örneğine göre yeniden düzenlenmeli hatta din ve devlet önemlidir. Ancak Mecelle'de kişi, aile ve miras hukuku kurallarına yer verilmemiştir. işleri birbirine karıştırılmamalıdır. 2.1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) Ali Suavi -İstanbul Konferansı kararlarını Osmanlı Devleti kabul etmeyince Londra’da bir konferans daha Bir an önce Kanunuesasi hazırlanmalı toplumun her kesiminin yer aldığı bir meclis düzenlendi. oluşturulmalıdır. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -Avusturya, Almanya, İngiltere, Rusya ve İtalya’nın katıldığı bu konferansta “Osmanlı Devleti, Osmanlı millet sistemi içinde Gregoryen milleti olarak bilinen Ermeniler XIX. yüzyıl başlarında Hıristiyan halk için söz verdiği reformları yerine getirecek, protokolü imzalayan devletlerin Milletisadıka olarak adlandırılıyordu. elçileri, reformları denetleyecektir” kararı çıktı. - Osmanlı Devleti'nde önemli görevlere getirilmişler, bakanlık ve elçilik yapanlar bile olmuştu. -Osmanlı Devleti, katılmadığı bu konferansın onur kırıcı kararlarını kabul etmeyince Rusya, Ermenilerin Kışkırtılması ve Örgütlenmeleri Osmanlı Devletine savaş açtı. -Rusya, XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kafkaslardan Akdeniz'e ulaşabilmek için Doğu -İngiltere ilk kez bu savaş sırasında Rusya’ya karşı Osmanlı toprak bütünlüğünü koruma Anadolu'da yaşayan Ermenileri kışkırtmaya başladı. politikasından vazgeçti. -1860'tan itibaren ilk örgütler Ermeni yardım dernekleri adıyla ortaya çıktı. 1887'de Ermeni -Osmanlı Devleti’nde ilk kez, bu savaş sırasında Ruslar tarafından kışkırtılan, Ermeniler de isyan ayaklanmalarını örgütlemek için İsviçre'de Hınçak Cemiyeti ve 1889'da Rusya'da Taşnak Ermeni ettiler. Cemiyeti kuruldu. -Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devleti Rusya’ya ateşkes önerisinde bulundu. Ayastefanos Osmanlı Devleti'ne karşı teşkilatlanan Ermeniler ilk kez 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda isyan (Yeşilköy) Antlaşması imzalandı.(3 Mart 1878) ettiler. Ayastefanos Antlaşmasına göre, - Berlin Antlaşması'nın 61. maddelerinde yer alan "Doğu Anadolu'da Ermenilerin yaşadıkları -Büyük bir Bulgaristan krallığı kurulacaktı. bölgelerde ıslahat yapılacaktır." ibareleri ile Ermeni meselesi uluslararası antlaşmalara girmiş -Sırbistan, Romanya ve Karadağ bağımsız olacaktı. oldu. -Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya’ya bırakılacaktı. -Bosna Hersek’e özerklik verilecekti. Ermenilerin Çıkardığı Olaylar -Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecekti. -Ermeni komiteleri ilk defa 1890'da Erzurum ve Adana'da isyan çıkardılar. -Girit ve Ermenilerin bulunduğu yerlerde ıslahat yapılacaktı. 1893'te Merzifon'da güvenlik kuvvetlerine ateş açarak yirmi beş askerimizi öldürdüler. -93 Harbi sırasında hem Kafkasya’daki Rus ve Ermenilerin baskıları hem de Balkanlardaki Bulgar -1894'te İstanbul'da bir yürüyüş yaptılar. Osmanlı hükümetinin bulunduğu Babıali'ye baskın ve Rus askerlerinin saldırıları bu bölgelerden Anadolu’ya bir milyon Türk’ün göç etmesine yol düzenlediler. açtı. Böylece ilk kez Balkanlardan Anadolu’ya geri göçler başlamış oldu. -Ermeni olaylarının en şiddetlisi Sason'da meydana geldi (1894). Buradaki Ermeni halk devlete Not: Bulgar Krallığının kurulmasına karşı çıkan Avrupalı devletler antlaşmaya karşı çıkarak vergi vermemeye ve Müslümanları yok etmeye çağrıldı, isyanın büyümesi üzerine Osmanlı yenilenmesini sağlamışlar ve Ayastefanos Antlaşması yürürlüğü girmeden Berlin Antlaşması Devleti bölgeye asker sevk ederek isyanı bastırdı. imzalandı - Ermenilerce Kayseri, Yozgat, Çorum, Zeytun ve Kahramanmaraş'ta ayaklanmalar çıkartıldı. Berlin Antlaşması (1878) -1896'da İstanbul Beyoğlu'ndaki Osmanlı Bankası'nı ele geçirip olay çıkardılar. Osmanlı padişahı -Bulgaristan Krallığı Osmanlı Devleti’ne bağlı bir prenslik durumuna getirildi. II. Abdülhamit'e suikast düzenlediler. -Bosna Hersek Osmanlıya bağlı kalacak ama yönetimi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nda olacaktır. c. Kıbrıs'ın İngiltere Yönetimine Bırakılması -Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş tazminatı ödedi. -İngiltere, Kıbrıs'ın yönetiminin kendisine verilmesi karşılığında Ayastefanos Antlaşması'nın -Kars, Ardahan, Batum Rusya’da kalacak ama Doğu Beyazıt Osmanlılara geri verilecektir. maddelerinin hafifleteceği vaadinde bulunmuştu. İngilizlerle 4 Haziran 1878'de bir antlaşma -Karadağ, Sırbistan ve Romanya bağımsız olacaktır. yaptı. Bu antlaşmaya göre: -Ermenilerin yaşadığı yörelerde ıslahat yapılacaktır. -Kıbrıs yasal olarak Osmanlı Devleti'nin olacak Türk bayrağı çekilmek kaydıyla yönetimi İngiltere'ye bırakılacaktı. b. Ermeni Sorununun Ortaya Çıkışı -Rusya işgal ettiği Kars, Ardahan ve Batum'dan çekilirse İngiltere adanın yönetimini Osmanlı -Orhan Bey Ermenilerin Bizans baskısından kurtulmaları için ruhani merkezlerini Kütahya'dan Devleti'ne geri verecekti. Bursa'ya taşıttı. -İstanbul'un fethinden sonra da Fatih Sultan Mehmet Bursa'daki dinî Ermeni liderini İstanbul'a d.Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgali getirterek Ermeni Patrikhanesini kurdurdu. Çıkardığı bir fermanla da dinlerini yaşamalarını ve -Fransa 1830 yılında Cezayir'i işgal etmişti.1881 'de Tunus'u işgal etti. ibadetlerini serbestçe yapmalarını güvence altına aldı. - Yavuz Sultan Selim, Kudüs Gregoryen Ermeni patriğine bir ferman vererek tanıdığı ayrıcalıkları belirledi. Fatih ile başlayan bu uygulama XIX. yüzyıla kadar devam etti. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun e. Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgali b.31 Mart Olayı Süveyş Kanalı'nın Açılmasının İngiltere Politikasına Yansımaları - Balkanlardaki siyasi bunalımlar sürerken içteki karışıklıklar da önlenememişti. -Mısır hidivi (vali), İsmail Paşa'nın gayretleri ve Fransa'nın desteğiyle 1869'da Kızıldeniz ile -Ülkede rejime karşı gösteriler başladı. Akdeniz'i birleştiren Süveyş Kanalı açıldı. Böylece coğrafi keşiflerle önemini yitiren Mısır ve - İttihat ve Terakki Fırkası Mahmut Şevket Paşa'nın komutasındaki hareket ordusunu İstanbul'a Akdeniz ticareti yeniden canlandı. gönderdi. -Berlin Konferansı sırasında Osmanlı çıkarlarını destekleme karşılığı Kıbrıs'ın yönetimi -31 Mart olayıyla fırsatı değerlendiren İttihat ve Terakki liderleri II. Abdülhamit'i tahttan İngiltere'ye bırakıldı (1878). İngiltere böylece Süveyş Kanalı'nı kontrol etme imkânını elde etti. indirmek için harekete geçtiler. -İngiltere kanalın açılmasıyla önemi daha da artan Mısır'ı işgal etti (1882). -Meclis toplanarak II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesine ve yerine kardeşi V. Mehmet Reşat'ın -Böylece Uzak Doğu'daki sömürgelerine giden yolların tam güvenliğini sağlayabilecekti. geçirilmesine karar verdi. Ayrıca Mebusan Meclisi, Kanunuesasi'nin bazı maddelerini de değiştirdi. -Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesi ile İngiltere, Kıbrıs'ı topraklarına kattığını açıkladı (1914). Bu sayede Akdeniz ve Mısır'daki egemenliğini pekiştirdiği gibi petrolün değerinin II. Meşrutiyet’ten Sonra 1909'da Getirilen Yenilikler anlaşılmasıyla ulaşmak istediği Orta Doğu'ya giden deniz yolunun denetimini de - Basın üzerindeki sansür kaldırıldı. sağlayabilecekti. -Padişahın sürgün yetkisi elinden alındı. -Süveyş Kanalı'nın açılması Akdeniz limanlarının yeniden canlanmasına yol açarken Mısır'ın - Hükümet, padişaha karşı değil meclise karşı sorumlu hâle getirildi. stratejik önemini de arttırmıştı. - ittihat ve Terakki, Hürriyet ve itilaf ve Ahrar fırkaları kurularak çok partili yaşama geçildi. -Bu dönemde aşırı harcamalar nedeniyle Mısır, İngiltere ve Fransa'ya borçlanmıştı. -Padişahın veto hakkı sınırlandırıldı. - Mısır maliyesi borçlarını ödeyemez duruma geldi. II.Wilhelm ve Alman Politikası -İngiltere Süveyş Kanalı hisselerini koruma gerekçesini öne sürerek Mısır'ı işgal etti (1882). 1888'de İmparator olan II. Wilhelm Osmanlı Devleti ile yakın ilişkiler kurdu. Amacı, Osmanlı Devleti'nin Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'na kadar uzanan toprakları ile İngiltere'nin sömürge 3.II. Meşrutiyet ve Siyasi Gelişmeler imparatorluğunun yolunu kesmekti. Bunun için de Berlin-Bağdat demiryolu projesini ortaya atmıştı. Berlin'den başlayarak Boğazları geçen ve Bağdat'a kadar uzanan bir demiryolu yaparak a.II. Meşrutiyetin İlanı (3 B projesi) Basra Körfezi'ne çıkmak istemiştir. - İttihat ve Terakki (Birleşme ve ilerleme) Cemiyeti'nin çatısı altında toplanan aydınlar II. Osmanlıda Nüfuz Mücadelesi ve Demiryolu Savaşları Abdülhamit yönetimine karşı harekete geçtiler. -Avrupa devletleri Osmanlı topraklarında nüfuz bölgeleri kurmak ve daha sonra da bu bölgeleri - Kolağası Niyazi Bey'in Resne'de, Enver Bey'in Selanik'te birlikleri ile başlattıkları isyan kısa sömürge imparatorluklarına katmak amacıyla Osmanlı'da demiryolu yapımına önem verdiler. sürede yayıldı. Almanya, Anadolu'da demiryolu imtiyazları elde etti. -Osmanlı Devleti bu isyanı bastıramadı. II. Abdülhamit ayaklanmanın bütün ülkeye -1889'da Anadolu Osmanlı şimendifer kumpanyası kuruldu. yayılmasından çekinerek anayasayı yeniden yürürlüğe koyup II. Meşrutiyeti ilan etti (24 - Haydarpaşa-İzmit hattı Ankara'ya bağlandı. 1896 da Eskişehir-Konya demiryolu tamamlandı. Temmuz 1908). - Bundan sonra İngiltere ve Fransa'dan yapılan ithalat azalırken Almanya ve Avusturya'nın Osmanlı'ya daha fazla mal sattığı görüldü. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun 4.Dilde Türkçülük ancak Avrupalıların izlediği yol ile ulaşılabilir. Temel tekrar başarılı olabilir. çatı altında toplanması ile olabilir. parolasıyla hareket ederek Türk tarihini, uygarlığını geliştirip dünyaya duyurmak Ziya Paşa Mithat Paşa Namık Mehmet Akif Said Halim Paşa Ahmet Hamdi Ziya Gökalp Mehmet Emin Yurdakul Yusuf Akçura Tevfik Fikret Celal Nuri Temsilcileri Kemal Akseki Ömer Seyfettin Milliyetçilik akımını etkisiyle I. Dünya Savaşı sırasında halifenin cihat Bilim ve teknikte Batı'nın örnek alınması, kültürel Batı'nın sadece bilim ve tekniğinin alınması Balkan milletlerinin isyan çağrısına rağmen Müslüman Arapların yapının korunması düşüncesiyle Yeni Türk gerektiğini savunan anlayış Yeni Türk Dev- Geçerliliği ederek Osmanlı'dan İngilizlerle birlikte hareket etmeleri ile Devleti'nin kurulmasında Mustafa Kemal leti'nin temel taşlarından birini oluşturmuştur. ayrılmasıyla geçerliliğini geçerliliğini kaybetmiştir. Atatürk'ün ortaya koyduğu milliyetçilik ilkesinin kaybetmiştir. oluşmasında etkili olmuştur. -XIX. yüzyılda, Osmanlı Devleti'nde şehirleşmenin hız kazandığı dönemler oldu. Tren ve buharlı 5.KONU: XIX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ'NDEKİ KÜLTÜREL DEĞİŞİKLİKLER gemiler ulaşımda kullanılmaya başlandı. Yeni rıhtımlar, limanlar, tren istasyonları kuruldu. Yabancı sermayenin Osmanlı'ya gelmesi ile bankalar, oteller, iş hanları, postaneler açıldı. 1.XIX. Yüzyılda Osmanlı Toplum Yapısında meydana Gelen Değişmeler İstanbul'da elektrik şebekesi kurularak İstanbullular elektrik kullanmaya başladılar. Elektrikli -XIX. yüzyılda Osmanlı toplum yapısı incelendiğinde dikkati çeken ilk özellik nüfus yapısındaki tramvay ve otomobil ile tanıştılar. Telefon ve telgraf kullanılmaya başlandı. Demiryolları yapımı değişimdir. hız kazanarak Anadolu ile bağlantıları sağlandı. Yeni hastaneler açıldı. - Bir yanda kaybedilen topraklarla birlikte genel nüfus azalırken diğer yandan da kaybedilen -Türk-İslam yapısına uygun olarak yerleşmiş görgü kuralları ve mahallî kültür değişmeye başladı. toprakların Müslüman halkı Anadolu'ya göç ettiği için şehir ve kasabalarda nüfus artışı yaşandı Önceden Müslüman ve gayrimüslimler ayrı mahallelerde yaşarken artık aynı mahallelerde - Avrupa'da 1848 ihtilali yaşanırken Avusturya sınırları içinde yaşayan Macarlar isyan etmişlerdi. yaşamaya başladılar. Macarlar ve onlara yardımcı olan Lehliler, Osmanlı'ya sığındılar. Osmanlı Devleti mülteci olarak - Avrupalı hükümdarlar gibi giyinen II. Mahmut din adamı dışındaki memurlarına fes, pantolon, gelen bu grupları da Doğu Anadolu ve Çukurova'ya yerleştirerek toprak verdi. ceket giyme zorunluluğu getirdi. Böylece şehirlerde insanların kıyafet tarzı değişmeye başladı. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun - Yabancı dil bilmek önem kazandı. Yönetici ve zenginlerin oluşturduğu üst kesimin eğlence -Yurt dışına gönderilen öğrenciler yurda dönünce askerlik, mühendislik, güzel sanatlar, tıp ve anlayışında da Batı tarzı değişiklikler başladı. Beyoğlu ve Pera İstanbul'un gözde eğlence merkezi edebiyat alanında yeniliklere öncülük ettiler. hâline geldi. Tanzimat döneminde yeni ders araç ve gereçlerinin kullanılmasına, genel ve özel yeni öğretim metotlarının denenmesine başlandı. . OSMANLI DEVLETİ'NDE BASIN-YAYIN HAYATINDAKİ GELİŞMELER - Ahmet Cevdet Paşa'nın önderliğinde Encümenidaniş kuruldu. Encümenidaniş, fen dersleri ile - II. Mahmut Türkçe ve Fransızca olarak Takvimivakayi adında ilk resmî gazeteyi çıkardı. ilgili çevirilerin yapılmasına ve ders kitaplarının seçimine karar veren kurum özelliği taşıyordu. - I. Abdülmecit döneminde Cerideihavadis adlı resmî gazete çıkarıldı. -1856'da kurulan Maarifiumumiye Nezareti bugünkü Millî Eğitim Bakanlığı'nın görevlerini -Türkler tarafından çıkarılan ilk özel gazete Tercümanıahval'dir. Şinasi sonra da Tasviriefkâr adlı yerine getiren kurum olarak faaliyete geçti. 1861 'de harbiye, tıbbiye ve bahriye dışındaki gazeteyi çıkardı. okullar bu kuruma bağlandı. -İlk Türk dergisi ise 1850'de yayımlanan Vekayıtıbbıye'dir. Maarifiumumiye Nezareti daha sonra Maarifiumumiye Nizamnamesi'ni yayımladı (1869). Bu - 1862'de Münif Paşa tarafından Mecmuaifünun yayınlanmaya başlamış, ilk mizah dergisi ise nizamnameye göre her köy ve mahalleye Sıbyan Mektebi kurulacaktı. Ayrıca eğitimin 1872'de Teodor Kasap'ın çıkardığı Diyojen olmuştur. aşamalarını da belirleyen bu nizamname sıbyan mektebi, rüştiye, idadi, sultani, darülfünunun -Osmanlı basın yaşamının hareketlenmesi ve yönetime karşı eleştirilerin artması üzerine açılmasını hükme bağlamıştı. hükümet tedbir almakta gecikmedi. Osmanlı Devleti bu amaçla 1864'te Matbuat Nizamnamesi -Yapılan çalışmalar sonunda 1868'de Galatasaray Sultanisi açıldı. çıkardı. Bu nizamname ile gazete kapama, para ve hapis cezaları uygulaması başladı. -Osmanlı Devleti'nde darülfünun 1870 yılında açıldı. Bu okulda fen bilimleri, matematik, -I. Meşrutiyet'in sona ermesi üzerine Avrupa'ya giden Ali Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Agâh edebiyat, felsefe ve hukuk bölümleri yer alıyordu. 1900 yılında bugünkü İstanbul Efendi gittikleri yerlerde "Muhbir, Ulum, Hürriyet, İttihat" adında gazeteler çıkararak Babıali Üniversitesi'nin yerinde Darülfununuşahane adıyla yeniden açıldı. aleyhine yazılar yazdılar -Eğitim alanındaki gelişmelere II. Abdülhamit döneminde de devam edildi. Yeni okulların -II. Meşrutiyet'in İlanı'ndan sonra yayın hayatında yeniden canlanma başladı. Tevfik Fikret, yapılması için bütçeden ödenek ayrıldı. Çeşitli meslek ve sanat okullarının açılması sağlandı. Hüseyin Cahit, Hüseyin Kâzım, Tanin gazetesini çıkardılar. İttihat ve Terakki yönetimine karşı (Baytar Mektebi, Orman ve Maden Mektebi, Telgraf Mektebi, Kadastro Mektebi, Dişçi Mektebi olanlarda Volkan gazetesi etrafında toplandılar. vb....) -Osmanlı'da basın-yayın hayatı içerisinde kadınlar da yer aldı. Bu kadın yazarlardan bazıları -II. Abdülhamit döneminde meşrutiyetin ikinci kez ilanından sonra eğitim alanındaki gelişmeler Fatma Aliye, Emine Semiye, Şair Nigar, Fatma Fahrünnisa, Fatma Kevser ve Gülistan İsmet'tir. daha da hızlandı. Hem İstanbul'da hem de taşrada kızlara ait okulların sayısında artış görüldü. -Osmanlı Devlet'inde ilk kadın dergisi 1869'da çıkan Terakkii-muhadderat (Kadınların Yükselişi) Örneğin İstanbul'da 1877'de dokuz tane kız rüştiyesi varken bu sayı 1908'de seksen beşe dergisidir yükselmişti. Sultanilerin sayısı da aynı oranda artmıştı. -1886 yılında ise sahibi kadın olan ve yazı kadrosunun tamamı kadınlardan oluşan Şükufezar (Çiçek Bahçesi) dergisi yayımlanmıştır. 1895'te en uzun soluklu Hanımlara Mahsus Gazete yayın 4. AZINLIKLAR VE YABANCI OKULLAR hayatına başlamıştır. Bu gazetede Fatma Aliye, kadın sorunları, kadınların çalışma ve toplumsal - Osmanlı Devleti'nde XIX. yüzyıl öncesinde de kapitülasyonlar nedeniyle açılmış yabancı okullar yaşama katılımı ve eğitim konularını ele almıştır. mevcuttu. -1908'de yayın hayatına başlayan Demet adlı dergide Halide Edip, ismet Hakkı, Fatma Müzehher -Avrupa devletleri kendi dil, din ve kültürlerini yayarak siyasi nüfuzlarını artırmak için bu okulları gibi kadın yazarların yazıları da yer almıştır. Bu dergide kadınların mesleki olarak bir araç olarak görüyordu. sınırlandırılmalarına tepki gösterilmiştir. -Osmanlı Devleti'nin bu okullar üzerinde bir denetim hakkı yoktu. -Tanzimat döneminde Rumlar 1844'te Heybeliada'da papaz yetiştirmek için ilahiyat okulu 3.OSMANLI DEVLETİ'NDE EĞİTİM ALANINDAKİ DEĞİŞMELER kurdular. -II. Mahmut yeniçeri ocağını kaldırdıktan sonra modern yöntemlere uygun eğitim alanındaki -Yahudiler 1854'te Musevi Asri Mektebi'ni kurdular. Allians İsraelit (Alyans İsrailit) adlı Yahudi ıslahatlarına başladı. örgütü de çok sayıda okul açtı. - Yurt dışına öğrenci gönderildi. - Ermeniler de birçok yeni okul açtılar. - Medreseler aynen korunurken diğer taraftan da yabancı dil, matematik, fen gibi bilim -Yabancı ve azınlık okulları sorunu 3 Mart 1924'te çıkarılan Tevhidi tedrisat kanunu ile büyük alanlarında eğitim yapan okullar açıldı. ölçüde çözülmüştür. -Bir yandan yeni anlayışla eğitim yapan okullardan mezun olanlar, diğer yandan geleneksel medrese eğitimi alanlar nedeniyle iki farklı düşünce oluştu. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun Yabancıların Açtığı Özel Okullar - Osman Hamdi Bey 1881'de Müzeyihümayunun başına geçirildi. II. Abdülhamit'in emri ile a)Katolik Okulları İstanbul'daki arkeoloji müzesini (Asarıatika) kurdu. Onun çalışmaları ile Osmanlı arkeolojisi Bu okullar dinî örgütler, misyonerler ve kişiler tarafından açılmıştır. 1839'da İstanbul'da 21 uluslararası bilim dünyasındaki yerini aldı. erkek, 19 kız okulu bulunuyordu. İlk ve orta öğretim düzeyinde eğitim veriyorlardı. En -Batıdaki bütün üsluplar ile Osmanlı mimari üslubu aynı anda kullanıldığı eserler ile karşımıza tanınmışları, Saint-Benoit, Saint-Louis, Saint-Joseph erkek okulları ile, Nötre Dame de Sion kız çıkar. Beylerbeyi ve Çırağan Sarayları bu anlayışla inşa edilmiştir. okuludur. -XIX. yüzyıl Osmanlı mimarisinde, ampir üslubunun etkisi ile Ortaköy Camisi, Dolmabahçe b)Protestan Okulları Camisi, Nusretiye Camisi ve II. Mahmut'un türbesi inşa edildi. Taşrada çok sayıda açılan bu okullardan İstanbul'daki en önemlileri şunlardı: -XIX. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'ya duyulan tepki nedeniyle Avrupa seçmeciliğinin yerini •Robert Koleji milliyetçilik akımının mimariye yansıması ile millî tarz aldı. Bu döneme mimaride neoklasik New Yorklu bir tüccar olan Mr. Robert'in girişimi ile, Rumeli Hisarı'nın üzerindeki arazide dönem denir. kurulmuş ve 16 Eylül 1863'te açılmıştır. Okulun yöneticileri, uzun vadeli hesaplar yaparak en çok Bulgar ve Ermeni öğrencileri almış, bunların siyasi bakımdan bilinçlenmeleri ve Osmanlı 6.Müzik, Eğlence ve Spor Devleti'ni parçalamaları amacını gütmüşlerdir, özerk Bulgaristan'daki Amerikan misyonerleri, - II. Mahmut Mızıkayıhümayunu kurarak modern anlamda müzik eğitiminin başlamasını sağladı. Bulgar gençlerini bu okula gitmeye yöneltmişlerdir. 1879'da toplanan Bulgar Parlamentosu, Avrupa'dan getirttiği Donizetti'ye askerî bandoyu kurdurttu. yetiştirdiği Bulgar aydınları, Bulgar çetecileri ve devlet adamları için Robert Koleji'ne teşekkür -I.Abdülmecit döneminde Osmanlı saraylarında Batı operaları seslendirildi. Buna rağmen klasik etmiştir. Türk müziği de gelişmesini sürdürdü. Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Zekai Dede, bu dönemin •Kız Koleji sanatçıları oldular. 1871'de açılmıştır. Sonradan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji adını almıştır. -XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti'nde eğlence türleri arasına tiyatro da girdi. I. Abdülmecit döneminde Güllü Agop modern Osmanlı tiyatrosunu kurdu. I.Abdülmecit ve II. Abdülhamit, Dolmabahçe ve Yıldız Saraylarında tiyatro oyunu sahnelettiler. 5. XIX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ'NDE KÜLTÜR, SANAT VE MİMARİ ALANINDAKİ -Şinasi Şair Evlenmesi adlı ilk Türk tiyatro eserini yazdı. Oyun halkın büyük ilgisini çekti. GELİŞMELER -Spor alanında ilk değişiklik okullara jimnastik dersinin konması ile başladı. - Mimaride, resimde, musikide geleneksel anlayışın yanında Avrupa'nın etkisi ile yeni akımlar -1903'te Beşiktaş, 1905'te Galatasaray, 1907'de Fenerbahçe kulüpleri kuruldu. 1908'de Selim başladı. Sırrı (Tarcan) tarafından Osmanlı Millî Olimpiyat Cemiyeti kuruldu. -XIX. yüzyılda resim sanatında Avrupa'nın gerçekçi resim üslubu Osmanlı sanatçılarını da - Osmanlı Devleti ilk kez 1912 Stockholm (Stockholm) Olimpiyatlarına katıldı. etkiledi. - II. Mahmut, Avrupa'dan getirttiği ressamlara portresini yaptırıp Babıali'ye astırttı. Yine bu 6.KONU: XX. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ VE SAVAŞLAR dönemde okulların ders programlarına resim dersi kondu. Yurt dışına öğrenci gönderilirken resme yetenekli öğrencilerde gönderilmişti. Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa, bu öğrenciler 1.Trablusgarp Savaşı arasından yetişmiş ilk ünlü ressamlarımızdır. İtalya siyasi birliğini sağladıktan sonra giderek gelişen sanayisine kaynak bulmak amacıyla ham -Sultan Abdülaziz de II. Mahmut gibi Avrupalı ressamlara tablolar yaptırdı. Aynı zamanda madde ve pazar arayışına girdi. kendiside resim yapıyordu. -Trablusgarp'a asker çıkaran İtalya işgallere başladı. -Avrupa'da eğitim gördükten sonra yurda dönen Osman Hamdi Bey, Sanayiinefise Mektebi'ni -Osmanlı Devleti yerli halkı İtalya'ya karşı teşkilatlandırıp direnişe geçirmek için bölgeye gönüllü açtı. Avrupa'da eğitim görenler arasından Şevket Dağ gibi ressamlar yetişti. İbrahim Çallı, subaylarını gönderdi. Mustafa Kemal Derne ve Tobruk'ta, Enver Bey Bingazi'de önemli başarılar Feyhaman Duran, XX. yüzyılın ünlü ressamları arasında yer aldılar. elde ettiler. - XIX. yüzyılda Batı etkisi ile hat sanatı hariç diğer sanat dallarında değişme başladı. - Balkan Savaşlarının başlaması sonucu Osmanlı Devleti ile İtalya arasında 15 Ekim 1912 de - Bu yüzyılın tezhiplerinde Avrupa'nın barok ve rokoko tarzı motifleri yaygınlaştı. Ouchy(Uşi) Antlaşması imzalandı. - Millî karakterimiz hâline gelen desenler kaybolmaya başladı. Çinicilikte de gerileme yaşandı. Bu antlaşmaya göre: Seramik sanatında İznik, yerini kaybederken küçük kap kaçaklar yapan Kütahya önem kazandı. -Trablusgarp ve Bingazi, İtalya'ya bırakılacaktı. -Osmanlı sanatı içinde yer alan ciltçilikte gelişme yaşandı. Ciltlemede deri kullanımına devam -Balkanlardaki durum kesinleşinceye kadar Oniki Ada geçici olarak İtalya'da kalacaktı. edilirken kadife, sırma ve kumaşlarla süslenmiş eserler ortaya çıktı. -Trablusgarp halkı dini bakımdan Osmanlı halifesine bağlı olacaktı. TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun Not: Uşi Antlaşması ile Osmanlı Devleti Kuzey Afrika'daki son toprağını da kaybetmiş oldu. -Kavala ve Dedeağaç Bulgaristan'ın olacaktı. İtalya, Balkan Savaşları bitmesine rağmen adaları Osmanlı Devleti'ne geri vermedi. II. Dünya -Meriç Irmağı iki devlet arasında sınır olacaktı. Savaşı'ndan yenik ayrılınca Oniki Ada Yunanistan'a verildi (1947). -Bulgaristan'da yaşayan Türkler Bulgarlarla eşit haklara sahip olacaklardı. Atina Antlaşması (14 Kasım 1913) (Osmanlı-Yunanistan) 2.Balkan Savaşları -Yanya, Selanik ve Girit Yunanistan'ın olacaktı. a.Dömeke Meydan Savaşı -Yunanistan'da kalan Türk azınlığın hakları güvence altına alınacaktı. - Etniki Eterya Cemiyeti'nin etkinlikleri sonucunda 1896'da Girit'te isyan çıktı. Yunanistan Girit'e Not: Osmanlı Devleti, sınırları kalmamasına rağmen Sırbistan ile de İstanbul Antlaşması'nı asker çıkardı. Bu durum Osmanlı-Yunan Savaşı'nın çıkmasına neden oldu. Yunan Ordusu imzaladı. Bu antlaşma ile Sırbistan'da kalan Türklerin hakları güvence altına alınmış oldu. Dömeke Meydan Savaşı'nda ağır bir yenilgiye uğratıldı (1897). - Avrupa devletlerinin girişimiyle İstanbul'da bir konferans toplandı Girit'e özerklik tanındı. 3.I.Dünya Savaşı ve Osmanlı Devletinin Sonu Başına da Yunanlı vali atandı. Yunanistan Girit’i II. Meşrutiyet'in İlanı'ndan sonra Osmanlı Osmanlı Devletinin I.Dünya Savaşına Girmesi Devleti'nde yaşanan karışıklıklar sırasında topraklarına kattı (1908). . Osmanlı Devleti'nin Savaştığı Cepheler Cepheler b.I.Balkan Savaşı Taarruz Cepheleri Savunma Cepheleri Müttefiklere Yardım - Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki topraklarını -Kafkas Cephesi -Çanakkale Cephesi Amacıyla Açılan Cepheler paylaşmak için ittifak oluşturdular. -Kanal Cephesi -Irak-Musul Cephesi -Makedonya Cephesi - Osmanlı Devleti dört cephede birden savaşmak zorunda kaldı. Bulgarlar; Edirne, Kırklareli ve -Hicaz-Yemen Cephesi -Galiçya Cephesi Lüleburgaz'ı ele geçirip Çatalca'ya kadar ilerlediler. Yunanlılar Ege Adalarını ve Selanik'i ele -Suriye-Filistin Cephesi -Romanya Cephesi geçirdiler. Makedonya; Sırplar, Karadağlılar ve Bulgarlar tarafından işgal edildi. Osmanlı Devleti I.Dünya Savaşı Yıllarında Ermeni sorunu ile sınırı kalmayan Arnavutluk, bağımsızlığını ilan ederek Osmanlı Devleti'nden ayrılan son Ermeni Tehciri Balkan devleti oldu (1913). Lozan'a Göre Ermenilerin Yerleşim Sorunu ve Azınlık Sorunu -Avrupa devletler, Londra'da bir konferans topladılar. Ermeni İddiaları ve Asala - Londra Konferansı sürerken İttihat ve Terakki Partisi Babıali Baskını ile hükümeti ele geçirdi Kanal Harekâtı (23 Ocak 1913). -Osmanlı Devleti tarafından Almanya’nın isteği ile İngiltere’ye karşı açıldı. -İmzalanan Londra Antlaşması'na göre; -Cephenin açılmasındaki amaç; -Edirne, Kırklareli, Dedeağaç ve Trakya'nın tamamı Bulgaristan'a verilecek ve Midye-Enez hattı -Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngilizlerin sömürgelerine giden yolu kesmek. sınır olacaktı. -1882 yılından itibaren İngiliz işgali altında olan Mısır’ı yeniden ele geçirmek. -Güney Makedonya, Selanik ve Girit, Yunanistan'a bırakılacaktı. -İngiliz ordusunun iyi savunma yapması ve Almanya’nın yeterli yardımı yapamaması nedeniyle -Orta ve Kuzey Makedonya Sırbistan'a verilecekti. Osmanlılar başarısız oldu. c.II. Balkan Savaşı Hicaz ve Yemen Cephesi - Bulgaristan'ın daha fazla toprak aldığını öne süren Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ birleşerek Osmanlı Devleti; bu cephede kutsal yerleri korumak için savaşmış; ancak Arapların İngilizlerle Bulgaristan'a saldırdılar. Böylece II. Balkan Savaşı başlamış oldu (29 Haziran 1913). beraber hareket etmesinden dolayı başarılı olamamıştır. İngilizlerin 1917’de Akabe’yi ele - Bu savaşta Romanya da Bulgaristan'a savaş açarak savaşa dâhil oldu. geçirmeleri sonucunda bölgedeki Osmanlı egemenliği sona ermiştir. -Bu durumdan faydalanan Osmanlı Devleti, Bulgaristan'a savaş açarak Edirne ve Kırklareli'ni geri Cephenin Özellikleri: aldı. -Araplar arasında milliyetçiliğin güçlendiği ve İslamcılığın iflas ettiği görülmüştür. Savaşı Bitiren Antlaşmalar; Not: Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913) -Fahrettin Paşanın Medine savunması meşhurdur. -Balkan devletlerinin kendi aralarında yaptıkları antlaşmadır. -I.Dünya Savaşından sonra Arap bölgelerinde İngiltere ve Fransa mandater sistemler kurmuştur. İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913) (Osmanlı-Bulgaristan) Irak Cephesi -Edirne, Kırklareli ve Dimetoka Osmanlı Devleti'ne bırakılacaktı. -İngiltere’nin Basra Körfezi üzerinden Irak’a çıkartmak yapması TARİH 10 DERS NOTLARI www.tarihsinifi.com Yorgun -İngiltere’nin bu cephe ile amacı; -Bulgaristan, ittifak devletlerinin yanında savaşa girdi. -Irak’taki petrol bölgelerini ele geçirmek. -Mustafa Kemal bu savaş ile üne kavuştu ve Kurtuluş Savaşı’nda önder olarak kabul -Kuzeye doğru giderek Rusya ile birleşmek ve böylece Osmanlı güçlerinin İran’a girip Hindistan’ı edilmesine neden oldu. tehdit etmesine engel olmak. c.savaşın Sona Ermesi ve Yapılan Antlaşmalar -İngiltere’ye karşı kısa sürede başarılar kazanılmasına karşın (Kut – el Amare başarısı) İngiltere’nin Antlaşmalar ve İmzalayan Özellikleri bölgeye yeni güçler göndermesi sonucunda, Osmanlı başarısız oldu. Ülkeler Suriye-Filistin Cephesi Brest-Litowsk Antlaşması(3 -Sovyet Rusya savaştan resmen çekilmiştir. Türklerin Süveyş Kanalı’na yaptıkları iki taarruz gerek Türk Ordusunun zayıf olması gerekse Mart 1918) -Kars, Ardahan, Batum’u Osmanlı Devleti'ne bırakmıştır. Almanların söz verdiği yardımları yapmaması üzerine başarısızlıkla sonuçlandı. Bunun üzerine (Sovyet Rusya ve İttifak İngilizler Filistin’i işgal amacıyla karşı taarruza geçti ve Suriye Filistin Cephesi Osmanlı’ya karşı Devletleri) açılmış oldu. Versay Antlaşması (28 -Alsas-Loren, Fransa’ya verilmiştir. 1918 yılına kadar direnen Türkler, 400 bin kişilik büyük bir İngiliz ordusu karşısında 40 bin kişilik Haziran 1919) -Alman sömürgeleri İtilaf devletleri arasında paylaşılmıştır. bir ordu ile karşı koymaya çalışmışlarsa da uzun süre direnemediler. (Almanya-İtilaf Devletleri) -Yeni kurulan Polonya'ya toprak vermiştir. İngilizlerin Suriye içlerine ilerlemesi devam ederken Yıldırım Ordular Komutanı Liman Von -Ekonomik ve askeri sınırlamaya bağlı tutulmuştur. Sanders Halep’te savunma düzeni kurma görevini Mustafa Kemal Paşa’ya bırakıp, Adana’ya -Almanya ve Avusturya'nın birleşmesi yasaklanmıştır. gitti. Sen Cermen Antlaşması (10 -Avusturya ve Macaristan ayrılarak iki devlet olmuşlardır. Mustafa Kemal, bir yandan İngilizlerle mücadele ederken, diğer yandan Arap silahlı çeteleriyle Eylül 1919) -Yugoslavya ve Çekoslovakya bu devletin toprakları üzerinde mücadele etmek zorunda kaldı. Mustafa Kemal Paşa komutasındaki birliklerimiz İngilizleri (Avusturya-İtilaf Devletleri) kurulmuştur. bugünkü Suriye sınırında bir süre tutmayı başardı. 31 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi -Polonya'ya toprak vermiştir. imzalandı. Mustafa Kemal Paşa’da Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı’na atandı. - Ekonomik ve askeri sınırlamaya bağlı tutulmuştur. Nöyyi Antlaşması (27 Kasım -Makedonya’yı, Yugoslavya’ya bırakmıştır. Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephesi 1919) -Batı Trakya'yı Yunanistan'a bırakmıştır. Osmanlı Devleti bu cephelerde müttefiklerine yardım etmek ve Makedonya üzerinden geçen ve (Bulgaristan- İtilaf Devletleri) - Ekonomik ve askeri sınırlamaya bağlı tutulmuştur. Almanya ile kara bağlantısını sağlayan demir yolunun güvenliğini sağlamak için savaşmıştır. Triyanon Antlaşması (4 -Macaristan topraklarının büyük kısmını Çekoslovakya, Osmanlı bu cephelerde Rus, Sırp, Romen ve Fransız güçlerine karşı savaşmıştır. Brest Litowsk Haziran 1920) Romanya ve Yugoslavya'ya bırakmıştır. Antlaşması ile bu cephe kapanmıştır. Bu cephe Osmanlı’nın toprakları dışında savaştığı tek (Macaristan- İtilaf Devletleri) -Avusturya ile birleşmesi yasaklanmıştır. cephedir. - Ekonomik ve askeri sınırlamaya bağlı tutulmuştur. Çanakkale Cephesi Sevr Antlaşması (10 Ağustos -İmzalanmasına karşın uygulanmamıştır. -İngiliz ve Fransız ortak donanmasının Çanakkale önüne gelmesi ile açıldı. 1920) -Cephe ile ulaşılmak istenen amaç; (Osmanlı- İtilaf Devletleri) -Ekonomik ve siyasal bunalım içinde olan Rusya’ya yardım edilmesi d. Savaş Sonrası (1918-1922): -İstanbul’u ele geçirerek Osmanlı’nın savaş dışı bırakılmak istenmesi -I. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa’nın siyasi haritasında değişikliklere sebep oldu. -Sömürge yollarını Osmanlı tehdidinden uzak tutmak -İngiltere dünya ekonomisinde rakipsiz duruma gelerek savaştan en kârlı ayrılan devlet oldu. -Balkanlar üzerinden Almanya’ya karşı yeni bir cephe açmak -Osmanlı Devleti Avusturya-Macaristan imparatorluğu gibi çok uluslu imparatorluklar yıkıldı. -Akdeniz’e tam egemen olmak -Polonya, Yugoslavya, Letonya, Çekoslovakya ve Türkiye gibi yeni devletler kuruldu. -Savaşı Osmanlı Devleti’nin kazanması sonucunda; - Yeni kurulan devletlerde Cumhuriyet rejimi yaygınlaştı. -Rusya gerekli yardımı alamadığı için, ülkede ayaklanma çıktı ve Bolşevikler, çarlık - Savaştan istediklerini elde edemeyen devletlerde yeni rejimler ortaya çıktı. (Rusya'da yönetimine son verdiler. Komünizm, Almanya'da Nazizm, İtalya'da Faşizm gibi.). -Osmanlı Devleti, siyasal varlığını bir süre daha devam ettirdi. -Sömürgecilik anlayışı değişerek mandacılık (himayecilik) ortaya çıktı. -I. Dünya Savaşı uzadı. -Yarım milyona yakın insan öldü.

14. YÜZYILIN BAŞLARINDA YAKINDOĞU VE AVRUPA

Osmanlılar tarih sahnesine çıktıklarında Yakındoğu'da Balkanlarda şu devletler vardı.

1-ilhalılar:İran,Irak,Anadolu Kafkasya'da

2-Altınorda Hanlığı:Doğu Avrupa'da
3-Memlükler:Mısır,Suriye,Filistin,Güneydoğu Anadolu
4-Bizans:Trakya,Marmara'nın güneyi ve Kocaeli Yarımadası'nda

Bizans dışındaki Balkan topraklarında ise:
 -Bulgar Krallığı
 -Sırp Krallığı
 -Arnavutluk Beyliği

Ayrıca;
-Bulgaristan'ın kuzeyinde Eflak ve Boğdan Voyvodalıkları
-Sırbistan'ın kuzeyinde Macar Krallığı,
-Bosna ve Hırvat Krallıkları bulunuyordu

                       ANADOLU'DA DURUM
   BİZANS:Miryokefalon Savaşı'ndan sonra Anadolu'da etkinliğini tamamen kaybetmişti
  TRABZON RUM DEVLETİ:İlhanlılara vergi vererek varlığını sürdürüyordu.
   İzmir Kalesi,Biga çevresi,Karadeniz Ereğli'si Cenevizlilerin elindeydi.
   Anadolu'da,Türkiye Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından önce ve sonra kurulmuş birçok beylik vardı.

                              KURULUŞ DEVRİ

    Osmanlı Devleti'ni kuranlar,Oğuzların Kayı Boyu'ndandır.
    Kayılar,önce Selçuklularla beraber Horasan'a yerleşmişlerdi.Bir bölümü Malazgirt Savaşı'ndan sonra,bir bölümü de Moğol baskısıyla Anadolu'ya gelmişlerdir.
    Kayıların Osmanlı Devleti'ni kurmuş olan bölümü,Türkiye Selçuklu Hükümdarı I.Alaaddin Keykubat döneminde Ankara yakınındaki Karacadağ'a yerleştirildiler.Bu esnada başlarında Gündüz Alp bulunuyordu.
    Daha sonra kendilerine Söğüt ve Domaniç,yaylak ve kışlak olarak verildi.Buraya geldiklerinde başlarında Ertuğrul Gazi bulunuyordu.
    Bizanslılarla mücadelede önemli başarıları görülen Ertuğrul Gazi,Selçuklu Sultanı tarafından Uç Beyliğine atanmıştır.Ertuğrul Gazi'nin ölmesi üzerine yerine oğlu Osman Bey geçti.

              OSMAN BEY DÖNEMİ'NİN SİYASAL OLAYLARI

    İlhanlıların,Türkiye Selçuklu Sultanı III.Alaaddin Keykubat'ı sürgüne gönderdikleri ve Selçuklu tahtının boş kaldığı 1299,Osmanlı Devleti'nin kuruluş yılı olarak kabul edilmiştir.
    Osman Bey,faaliyetlerine Bizans toprakları üzerinde başladı.
Karacahisar,Yenişehir,Bilecik,Yarhisar ve İnegöl alınarak buralara Türkmenler yerleştirildi
    İpekçilik,dokuma ve demir madenleriyle tanınmış olan Bilecik merkez yapıldı.
    Osman Bey'in Bizans'a karşı yürüttüğü mücadele,iç bölgelerden ve diğer beyliklerden bir çok savaşçının gelip Osman bey'e akıncı olmalarını sağlamıştır.
    Osmanlıların ilerleyip İzmit'e kadar yaklaşmaları üzerine,Bizans Osmanlılara karşı bir ordu gönderdi.Yapılan Koyunhisar Savaşı'nı Osmanlılar kazandı.Bu savaş ilk Osmanlı -Bizans savaşı özelliğini taşımaktadır.Bu zaferle Bursa üç yönden kuşatıldı.

OSMANLI DEVLETİ'NİN HIZLA GELİŞMESİNİN NEDENLERİ

1.Osmanlıların Türk-Bizans sınırında bulunmaları.
2.Osmanlıyla komşu olan Türk beyliklerinin bu yeni beyliğe karşı düşmanca bir tavır almamaları
3.Anadolu'nun genel siyasi durumunun Osmanlıların rahat hareket etmelerine imkan sağlaması
4.Balkanlarda siyasi karışıklıklar olması ve kendi yönetimlerinden hoşnut olmayan halkın,Türk ilerleyişine karşı koymakta isteksiz davranmaları
5.Batı sınırlarına yığılan Türkmenlerin Osmanlı beyliğine güç katmaları
6.Osmanlıların dinsel hoşgörüyü bir devlet politikası haline getirmeleri
7.Osmanlıların Balkanlardaki ilk fetih hareketleri sırasında çok az kayıp vermeleri
8.İlk Osmanlı hükümdarlarının büyük kuruculuk ve örgütlenme yeteneklerine sahip olmaları

ORHAN BEY DÖNEMİNİN SİYASAL OLAYLARI

a.Bursa'yı alarak devlet merkezi yaptı (1326)
b.Maltepe (Palekanon)Savaşında (1329) Bizanslıları yendi.(Bizans'ın Anadolu'yu Türklerden almak için yaptıkları son saldırı.)
c.İznik'i alarak burayı geçici başkent yaptı.
d.İzmit'i alarak Kocaeli Yarımadası'nın kontrolünü ele geçirdi.
e.Taht kavgalarından yararlanarak Karesioğulları Beyliği'ne son verdi.
   Böylece;1-Tecrübeli Karesi komutanları Osmanlı hizmetine girdiler
                 2-Osmanlıların Rumeli'ye geçişi kolaylaştı
                 3-Karesi donanması Osmanlıların eline geçti

 

UYARI:Osmanlıların topraklarına kattığı ilk Türk beyliği Karesioğullarıdır
f.Ahilerin elindeki Ankara ele geçirildi

Rumeli'ye geçiş

    Bizans İmparatoru Kantakuzen'in yardım istemesi üzerine Orhan bey,oğlu Süleyman Paşa'yı bir orduyla Rumeli'ye gönderdi.
   Bu yardım sayesinde tahta geçen imparator,Gelibolu yakınlarındaki Çimpe Kalesini Osmanlılara verdi (1353)

UYARI:Çimpe Kalesi’ne asker koyulmasıyla Osmanlıların Rumeli’de yerleşme süreci de başlamıştır.
    Türklerin,Bizans'a yardım amacıyla birkaç kez Rumeli'ye geçmeleri onlara buranın kolayca fethedilebileceğini gösterdi.
-Süleyman Paşa,Çimpe Kalesini üs yaparak önce Gelibolu'yu aldı
-Arkasından Marmara kıyısındaki kasabalar ele geçirildi

Osmanlılar,ele geçirdikleri yerlere göçebe aşiretler getirerek yerleştirdiler.Böylece Rumeli'de kalıcı olduklarını gösterdiler.

-Edirne'ye kadar olan bütün Trakya,Osmanlıların eline geçince,Edirne'nin alınması için hazırlıklara başlandı.

Türklerin Balkanlardaki hızlı ilerleyişi karşısında Bizans,Balkan ülkelerini işbirliği yapmaya yönelterek Osmanlılara karşı haçlı savaşlarını başlattı

-Orhan bey ,beyliği aşiret yapısından kurtarıp devlet haline getirmek için önemli çalışmalar yaptı.ölümünden sonra yerine oğlu 1.Murat geçti.

1.MURAT DÖNEMİNİN SİYASAL OLAYLARI(1362-1389)

1.Murat dönemi,Osmanlıların Rumeliye yerleşmeleri ve burda egemenlik kurmaları bakımından oldukça önemlidir.

1.Murat taht değişikliği sırasında elden çıkan Ankara'yı geri alıp Anadoludaki diğer işleri yerine koyduktan sonra Rumeli’ye yöneldi.

SAZLIDERE SAVAŞI:Bu savaşın kazanılması Edirne’nin fethini kolaylaştırdı.


Edirne alındı (1362) .Edirne'nin alınması,Türklere balkan fetihlerinin yolunu açtı.Türkler Edirne'yi ikinci bir başkent gibi kullanmaya başladılar

SIRPSINDIĞI ZAFERİ(1364)

     Türklerin Edirne’yi alıp balkanlarda hızlı bir fetih hareketine geçmeleri üzerine Papa'nın da teşvikiyle Bulgar,Macar,Sırp,Bosna ve Eflak güçlerinden oluşan bir Haçlı ordusu Edirne üzerine harekete geçti
     Durumu öğrenmek için keşif seferine çıkan Hacı İlbey,Haçlıların düzensiz şekilde ilerlediğini görünce;ani bir baskın düzenleyerek onlara ağır kayıplar verdirtti ve haçlılar panik içinde dağıldı.


ZAFERİN SONUÇLARI

1-)Balkanlarda Haçlılara karşı ilk zafer kazanıldı.

2-)Bu başarı balkan fetihlerinin başlangıcı oldu.

3-)Türkler Adriyatik denizine kadar ilerledi.

4-)Edirne ve batı Trakya’nın güvenliği sağlandı

5-)Macarların Balkanlardaki etkisi kırıldı.

6-)Bulgar Krallığı,Osmanlı hakimiyetine girdi.

ÇİRMEN SAVAŞI(1371)

   Türklerin,Balkanların kuzeyindeki ilerleyişi karşısında Haçlılar yeni bir ordu hazırlayarak harekete geçti.
    Bunun üzerine,Osmanlı ordusu Haçlıları Çirmen'de yenerek dağıttı.

SONUÇLARI

1-)Bu savaş Makedonya'nın kazanılmasını sağladı.
2-)Sırp krallığı hakimiyet altına alınarak vergiye bağlandı.

3-)Osmanlıların balkanlardaki genişleme ve yerleşme faaliyetleri geniş ölçüde kolaylaştı.

Ploşnik Savaşı (1387):Osmanlıların Haçlı orduları karşısında karada aldığı ilk yenilgidir.


1.KOSOVA SAVAŞI(1389)

NEDENİ:

   Osmanlıların Anadolu’da uğraşmasını fırsat bilen Sırp krallığı'nın Balkan devletlerini yeni bir haçlı seferine kışkırtması.
   Kosova'da yapılan savaşta Haçlılara büyük kayıplar verildi.Balkanlardaki fetihlere devam edildi.
   Bu savaşla Sırp krallığı yıkılmış olurken Bizans da tümüyle kuşatma altına alınmış oldu.
   1.Murat zaferden sonra savaş alanını gezerken bir Sırplı tarafından öldürüldü.Yerine oğlu Yıldırım Bayezid geçti.

I. MURAT DÖNEMİNDE ANADOLU'DAKİ FAALİYETLER

a.I.Murat oğlu Yıldırım Bayezid'i Germiyanoğlu'nun kızı ile evlendirerek  
   Tavşanlı,Emet ve Simav'ı çeyiz olarak Osmanlı topraklarına kattı.
b.Hamitoğulları topraklarının bir kısmını para ile satın aldı.
c.Kızını,Karamanoğlu Beyi ile evlendirmesine karşın,Karamanoğullarının Osmanlıları  
   çekememesi üzerine ilişkileri bozuldu.
d.Karamanlıların Osmanlılara saldırması üzerine çıkan ilk Osmanlı-Karaman savaşını
   Osmanlılar kazandı.

YILDIRIM BAYEZİD DÖNEMİ'NİN SİYASAL OLAYLARI (1389-1402)

a)İstanbul kuşatıldı(1391) Bu kuşatma daha çok bir abluka niteliğindeydi.Bizans'a yardım için gelen haçlı ordusunun Osmanlı topraklarına girmesiüzerine kuşatma kaldırıldı.
b)1395'te İstanbul 2.kez kuşatıldı.Boğazın denetim altına alınabilmesi için Anadolu Hisarı'nın yapımına başlandı.Haçlıların yeniden harekete geçmesi üzerine kuşatma tekrar kaldırıldı.

NİĞBOLUSAVAŞI (1396)
    -Osmanlıların İstanbul'u kuşatması üzerine Bizanslılar Avrupa'dan yardım istemişlerdi.
    -Macar Kralı,Papa'nın da desteğiyle başta Fransa,Alman ve İngiliz kuvvetleri olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinden oluşan Haçlı ordusunun başına geçti.
    -Amaç,Türkleri Balkanlardan atmaktı
    -Osmanlı ordusu Niğbolu'da haçlıları ağır bir yenilgiye uğrattı.

Savaşın sonuçları:
1.Bulgaristan tümüyle Osmanlı topraklarına katıldı.
2.Haçlıların Osmanlıları Balkanlardan çıkarma hayali gerçekleşemedi.
3.Osmanlıların Anadolu beylikleri ve İslam alemi üzerindeki saygınlığı arttı
4.Halife,Yıldırım'a Sultan-ı İklim-i Rum ünvanını gönderdi

d)Bizans'la Anlaşma
    Yıldırım Bayezid Niğbolu zaferinden sonra İstanbul'u yeniden kuşattı.Ancak doğudan Timur tehlikesinin başgöstermesi üzerine Bizans'la bir anlaşma imzaladı.
     Buna Göre;
1.İstanbulda bir Türk mahallesi kurulacak ve cami yapılacak.
2.Türklerin davalarına bakmak için bir kadı görevlendirilecek.
3.Bizans,Osmanlılara yılda 10 bin düka vereceklerdi.
    Bu anlaşma ile Bizans,adeta Osmanlı Devleti'ne bağlı bir devlet durumuna düşmüştür.

      ANADOLU'DA SİYASİ BİRLİĞİN KURULMASI

    1389'daI.Murat'ın Kosova'da savaş meydanında şehit edilmesi üzerine Anadolu beylikleri Osmanlı topraklarına saldırıp,bir çok yeri ele geçirmişlerdi.
    -Yıldırm Bayezid,Anadolu'ya yaptığı 1390-1391 seferinde Germiyan,Aydın,Menteşe,Saruhan beyliklerine son verdi.Alınan topraklarda Kütahya merkez olmak üzere Anadolu Beylerbeyliği'ni kurdu.
    -1392'deHamitoğulları Beyliği'ne,1397'de Karamanoğulları Beyliği'ne son verdi.
    -1398'de Sivas-Kayseri hükümdarı kadı Burhanettin ölünce;Kayseri,Sivas,Tokat,Amasya,Aksaray alındı.
    -1399'da Malatya,Divriği,Darende,Kahta alındı.

Yıldırım Bayezid,Kösedağ Savaşı'ndan beri dağılmış olan Anadolu Türk birliğini büyük oranda sağlamıştır.

     ANKARA SAVAŞI (1402)

     Savaşın nedenleri
1.Timur'dan kaçan Bağdat Hanı Ahmet Celayir ile Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf'un Yıldırım'a sığınması,Timur'un istemesine rağmen Yıldırım'ın bunları vermemesi
2.Yıldırım Bayezid'in beyliklerine son verdiği Anadolu beylerinin Timur'un yanına giderek,O'nu Osmanlılara karşı kışkırtması.
3.İki hükümdarın birbirlerine üstünlük kurmaya çalışması.
4.Timur'un Anadolu'ya girerek katliamlarda bulunması.

    Ankara civarındaki Çubuk Ovası'nda yapılan savaşı Timur kazandı.Yıldırım esir düştü.Bir süre sonra öldü.

    Savaşın sonuçları
1.Başta Karamanoğulları olmak üzere Aydın,Menteşe,Saruhan,Germiyan ve Hamitoğulları Beylikleri yeniden kuruldu.Anadolu Türk birliği dağıldı.
2.Osmanlıların Rumeli'deki fetihleri durdu.
3.Bizans üzerindeki Osmanlı baskısı kalktı,İstanbul'un alınması gecikti.
4.Osmanlı Devleti dağılma tehlikesi geçirdi.
5.Yıldırım'ın oğulları arasında 11 yıl süren taht kavgaları dönemi başladı.(Fetret Devri)


     ÇELEBİ MEHMET DÖNEMİNİN SİYASAL OLAYLARI (1413-1421)

    Fetret Devri'ne son verip,devleti toparlayarak,büyümeyi başlattığı için devletin ikinci kurucusu diye anılır.
    Aydınoğullarından İzmir'i,Karamanoğullarından Beyşehir ve Seydişehir'i, Candaroğullarından Kastamonu ve Samsun'u aldı.
    İlk deniz savaşı Venediklilerle yapıldı.Osmanlı donanması yenildi.(1416)
    Eflak yeniden himaye altına alındı.
    Şeyh Bedrettin ve DüzmeceMustafa isyanları bastırıldı.

II.MURAT DÖNEMİNİN SİYASAL OLAYLARI (1421-1451)

a)II.Murat,hükümdarlığının ilk yıllarında amcası Mustafa Çelebi'nin isyanıyla uğraştı.Bu isyan bastırıldıktan sonra İstanbul kuşatıldı(1422)


b)Bunun üzerine Bizanslılar,Şehzade Mustafa'yı kışkırtarak isyan etmesine neden oldular.II.Muray kuşatmayı kaldırarak kardeşinin isyanını bastırdı.


c)Menteşeoğulları veAydınoğulları toprakları Osmanlı ülkesine kattı.Amasya ve çevresini tekrar ele geçirdi..Germiyanoğulları'da ölümünden sonra topraklarını Osmanlı'ya bıraktı.


d)Mehmet Çelebi,balkanları düzene sokmuştu.Ama kesin olarak buranın Osmanlı hakimiyetine girmesi II.Murat zamanında gerçekleşti.


e)Bu dönemde Osmanlı Timur'un neden olduğu sarsıntıyı atlatarak gelişimine kaldığı yerden devam etti.


f)Makedonya'nın kalan kısmı ve Selan,k'in Osmanlıların eline geçmesi,Osmanlıların balkanlardaki güvenliği açısından oldukça önemliydi.
    
    Balkanlarda Osmanlı'nın en büyük rakibi Macarlar'dı.Macaristan kralı,Osmanlı kuvvetlerine ağır hasarlar verdirtmiş,bu nedenle avrupada ün kazanmıştı.
    Papa'nında teşvikiyle,Osmanlılara karşı Macar,Leh,Ulah,Sırp,Alman,Fransız ve Belçika kuvvetlerinden oluşan bir ordu kuruldu.Karamanoğulları İbrahim bey'de bu ittifakta yer aldı.Amaç Osmanlıları balkanlardan atmaktı.
    Haçlı ordusu Sırbistan'ı geçerek Osmanlı topraklarına girdi.II.Murat'ın barış istemesi üzerine Segedin barışı yapıldı.

EDİRNE-SEGEDİN BARIŞI(1444)

1-)İki taraf,10 yıl birbirleriyle savaşmayacaktı.
2-)Sırbistan'ın bağımsızlığı geri verilecekti.
3-)Eflak beyliği,Macaristan'ın himayesinde olacak,ancak Osmanlılara vergi vermeye devam edecekti.
   
Bu antlaşmadan sonra II.Murat,tahtını 12 yaşındaki oğlu II.Mehmet'e bıraktı
   
VARNA SAVAŞI(1444)

    Osmanlılardaki taht değişikliği üzerine haçlılar,Segedin barışını unutarak yeniden savaşa hazırlandılar.Bu kötü durumda,devlet büyükleri ve II.Mehmet,II.Murat'a mektuplar yazarak Edirne'ye gelmesini ve ordunun başına geçmesini sağladılar.
    Osmanlılar,Varna'da haçlılara büyük kayıplar verdirttiler.

SONUÇLARI:
a-)Osmanlıların balkanlardaki egemenliği güçlendi.İslam dünyasındaki saygınlığı arttı.
b-)Yunanistan doğrudan Osmanlı yönetimine alındı.
c-)Bulgaristan birkez daha doğrudan Osmanlı yönetimine alındı.

II.KOSOVA SAVAŞI(1448)

   Sultan Murat,Balkanlar,Yunanistan ve Mora'da Osmanlı egemenliğni yeni baştan sağladı.
   Erdel beyi Hünyadi Yanoş,Alman ve Macarlardan oluşturduğu kuvvetleriyle Sırbistan'a girdi.Etrafa büyük zarar verdi.II.Murat bu haçlı ordusunu Kosova'da ağır bir yenilgiye uğrattı.

SONUÇLARI:

a-)Osmanlıları balkanlardaki egemenliği kesinleşti.
b-)Haçlıların Türkleri Balkanlardan çıkarma ümidi sona erdi.
c-)Osmanlılar savunmadan saldırı pozisyonuna geçti.

II.Murat'ın 1451'de ölmesi üzerine II.Mehmet padişah oldu.
  


OSMANLI DEVLETİ'NİN YÜKSELME DÖNEMİ (1453-1579)

   FATİH DÖNEMİ:(1451-1481)

    II. Mehmet ilk seferini Karamanoğulları üzerine yapmıştır.1451’deki bu seferiyle Fatih,İstanbul’u kuşattığı zaman Karamanoğullarının tehlikeli olmasını önlemiştir.

       İSTANBUL'UN FETHİ:

İSTANBUL’UN FETHİNİN SEBEPLERİ

1.Osmanlılar,Bizans’ın varlığı sebebiyle Anadolu-Rumeli bağlantısını tam olarak

   kuramıyorlardı.

2.Bizans’ın Osmanlı taht kavgalarına karışması,bazen de taht kavgaları çıkarmaya çalışması.

3.Bizans’ın Osmanlı devleti üzerine haçlı seferleri yapılmasına neden olması.

4.Bizans’ın Osmanlı devleti aleyhine her ittifaka destek vermesi ya da katılması.

5.Bizans’ın Anadolu beyliklerini Osmanlı’ya karşı kışkırtması.

6.İstanbul’un coğrafi konumunun jeopolitik öneme sahip olması.

7.Hz. Muhammed’in İstanbul’un fethi hakkında hadisinin olması. 

FETİH İÇİN YAPILAN HAZIRLIKLAR

1.Rumeli hisarı yapıldı.Amaç,Bizans’a Karadeniz yoluyla gelecek yardımları önlemekti.

2.Bütün Balkan devletleriyle antlaşmalar yapıldı.

3.Bizans toprağı olan Mora’dan,Bizans’a yardım gelmesi ihtimaline karşı akıncılar Mora’ya gönderildi.

4.İstanbul etrafındaki köy ve kasabalar alındı(Saray ve Vize kaleleri)

5.Surları yıkacak büyük toplar döktürüldü.

6.Marmara denizindeki bütün adalar alındı.

7.400 parçalık bir donanma hazırlandı.

8.Çanakkale boğazının girişine Kilid-i Bahir kalesi yaptırıldı.

BİZANS’IN KARŞI HAZIRLIKLARI

1.İstanbul’un surları tamir edildi,halk surların içersine alındı.

2.Haliç’in girişi eski gemilerin birbirine zincirlenmesiyle kapatıldı.

3.Cenevizlilerden asker yardımı alındı.

4.Gıda ve cephane stoğu yapıldı.

5.Papadan yardım istendi.

KUŞATMA VE FETİH( 6 Nisan-29 Mayıs 1453 )

    Bütün hazırlıklar tamamlandıktan sonra Osmanlı orduları karadan ve denizden İstanbul’u kuşattılar.Bizans’ın direnişi Osmanlı donanmasının Haliç’e indirilmesiyle kırıldı.29 Mayıs 1453’de İstanbul alındı.

İSTANBUL’U FETHİNİN SONUÇLARI

OSMANLI DEVLETİ AÇISINDAN

1.Anadolu –Rumeli bağlantısı kuruldu.Osmanlı toprak bütünlüğü sağlandı.

2.Karadeniz ticaret yolunun denetimi Osmanlıların eline geçti.

3.Osmanlıların Batıdaki ilerleyişi hız kazandı.

4.II.Mehmet,”Fatih” ünvanını aldı.

5.İstanbul başkent yapıldı.

6.Osmanlı Devleti’nin yükselme dönemi başladı.

DÜNYA TARİHİ AÇISINDAN

 

1.Bizans yıkıldı

2.İstanbul’dan İtalya’ya kaçan Bizanslı bilim insanları Rönesans’ın başlamasında etkili oldular.

3.Ateşli silahların önemi anlaşıldı.Osmanlıları örnek alan Avrupalı krallar büyük toplar yaptırarak derebeylerin şatolarını yıktılar.Feodalite yönetiminin yerini merkezi krallıklar aldı.

4.Doğu ticaret yollarının Türklerin eline geçmesi Coğrafi keşifleri bir sebebini oluşturdu.

5.İstanbul’un fethi Ortaçağın sonu Yeniçağın başlangıcı sayıldı.

NOT:Fatih,Katolik-Ortodoks çekişmesinin sürmesi için İstanbul’un fethinden sonra Ortadoks patrikhanesini kapatmamıştır.

NOT:Fatih,İstanbul’un fethinden sonra bir ferman yayınlayarak işçi,tüccar,zanaatkar ve alimleri İstanbul’a davet etmiştir.Amacı,İstanbul’u canlı bir ticaret ve kültür merkezi haline getirmektir.

NOT:Fatih,Mora yarımadası ve Trabzon’u alarak Bizans’ın yeniden canlandırılması tehlikesini ortadan kaldırdı.

FATİH DEVRİNDE BALKANLARDAKİ GELİŞMELER

A)Belgrat dışında bütün Sırbistan alındı (1459)

B)Mora yarımadası bazı limanlar hariç Osmanlı egemenliğine katıldı (1460)

C)Eflak,Osmanlı eyaleti haline getirildi.(1462)

D)Boğdan,Osmanlı Devleti’ne bağlandı (1476)

E)Bosna,Osmanlı egemenliğine alındı (1463)

F)Hersek Dükalığı,Osmanlı yönetimini kabul etmek zorunda kaldı.(Hersek kesin olarak

   II.Bayezid zamanında fethedildi)

G)Arnavutluk,Osmanlı topraklarına katıldı.(1478)

OSMANLI-VENEDİK MÜCADELESİ

     Denizlerde Osmanlıların en büyük rakipleri Venedik ve Ceneviz’di.Bu iki devlet de XV.yüzyılın en güçlü donanmalarına sahipti.

     Osmanlıların İstanbul’u alması,Karadeniz,ege,Batı Akdeniz kıyıları ile Yunanistan’ı ele geçirmiş olması Venediklilerin ticari çıkarlarını geniş ölçüde zedelemişti.

      1463-1479 yılları arsında denizlerde ve karada savaşlar yapıldı.1479’d yapılan Osmanlı-Venedik Anlaşmasıyla Osmanlı Devleti ilk kapitülasyonları Venedik’e verdi.

       Buna göre:

1.İstanbul’da bir Venedik elçisi bulunacak. (Balyos)

2.Venedik gemileri Osmanlı sularında serbestçe dolaşacak.

3.Venedikliler Osmanlılara yıllık vergi verecek.

ANADOLU’DA GELİŞMELER

a)Bir Ceneviz kolonisi olan Amasra alındı.Amasra’nın alınmasının hem ticari açıdan,hem de Karadeniz hakimiyeti açısından önemi vardır.

b)Sinop alınarak İsfendiyaroğulları Beyliği’ne son verildi (1460).Böylece Osmanlı Devleti,hem Anadolu Türk birliği için hem de Karadeniz hakimiyeti için önemli bir adım atmış oldu.

c)Trabzon Rum Devleti’ne son verildi(1461).Trabzon Rum İmparatoru,Osmanlı Devleti’ne karşı Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan ile ittifak yapıp,vergilerini kesince Fatih bu devlete son vermiştir.Karadeniz hakimiyeti için ve ticari açıdan önemli bir fetihdir.

d)14666’da Karamanoğulları üzerine sefer yapıldı.Karaman topraklarının tamamına yakını alındı.1487’de II. Bayezid zamanında tamamen ortadan kaldırıldılar.

e)Doğu Anadolu’daki  Akkoyunlu devleti hükümdarı Uzun Hasan,Karamanoğulları ve Avrupa devletleriyle,Osmanlı aleyhine ittifaklar yaparak,Anadolu’yu ele geçirmeye çalışınca Otlukbeli savaşı yapıldı.(1473).Bu savaşı Osmanlı kazandı ve Akkoyunlu devleti zayıflama sürecine girdi.Doğu sınırları güvenceye alındı.

f)Fatih devrinin sonlarına doğru Hicaz su yolları probleminden dolayı Osmanlı-Memlük gerginliği başladı.

DENİZLERDE GELİŞMELER

   İlk önce,İmroz,Taşoz,Limni,Gökçeada,Bozcaada,Semadirek alındı (1456).Hemen arkasından  Midilli(1462) ve Eyriboz(1470) adalarıda ele geçirildi.

  

KIRIM’IN ALINMASI:

   1475’de Gedik Ahmet paşa komutasındaki Osmanlı donanması Kefe,Menküp ve Azak gibi Ceneviz şehirlerini ele geçirdi.1478’de ise Kırım Osmanlılara bağlı bir devlet haline getirildi

Kırım’ın alınmasının sonuçları:

1.Osmanlılar ipek yoluna ve Karadeniz ticaret yollarına sahip oldular.

2.Karadeniz’in güvenliği sağlandı.Karadeniz bir Türk gölü haline geldi.

3.Karadeniz’deki son Ceneviz kolonileri de ortadan kaldırıldı.

Sonraki gelişmeler

Rodos adası üç kez kuşatıldı ama alınamadı.

Napoli krallığından Zanta,Ayamavra ve Kefalonya adaları alındı.

İtalya’nın güneyindeki Otranto kalesi fethedildi.(1481)

   Aynı yıl Fatih’in ölmesi sebebiyle Osmanlı kuvvetleri Otranto’yu boşalttı.

NOT:Fatih,”Kanunname-i Ali Osman”denilen kanunlarında tüm devlet mensuplarının görev ve yetkilerini belirlemiş,devletin düşmanlar karşısında zor duruma düşmemesi için hükümdar olanın kardeşlerini öldürmesini yasal görmüştür.Fatih,devlet yönetiminde devşirme kökenli devlet adamlarına ağırlık vermiş,merkezi otoriteyi hep güçlü tutmak istemiştir.

II.BAYEZİT DÖNEMİ(1481-1512)

CEM OLAYI:Fatih öldüğünde,biri Amasya sancakbeyi Bayezid,diğeri karaman sancakbeyi Cem olmak üzere iki oğlu bulunuyordu.Bayezid devşirme kökenli devlet adamlarının desteği ile tahta geçti.Bayezid’in hükümdarlığını kabul etmeyen Cem Bursa’da hükümdarlığını ilan etti.Ancak Bayezid’e yenilerek Memlüklere sığındı.1482’de Anadolu’ya tekrar geldiyse de tekrar yenildi ve Rodos Şövalyelerine sığındı.Bu durum Cem olayının uluslar arası bir sorun haline gelmesine yol açtı.Papalık,Venedik ve Fransa Cem’i Osmanlı Devleti’ne karşı kullanmaya çalıştılar.Cem 1495’te Roma’da öldü.

NOT: II:Bayezid döneminin sönük geçmesinde Cem olayının etkisi büyüktür.Padişah’ın kişisel yapısı da fetihlerin duraksamasında etkili olmuştur.

Osmanlı-Memlük İlişkileri (1485-1491)

      Osmanlı Devleti ile Memlükler arasında Fatih döneminde başlayan gerginlik II Bayezid döneminde savaşa dönüştü.Bu savaşın başlamasında etkili olan sebepler şunlardır.

1.Fatih döneminde başlayan Hicaz su yolları meselesi

2.Her iki devletin de Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları üzerinde hakimiyet kurmak istemeleri.

3.Memlüklerin Cem’e destek vererek Osmanlı içişlerine karışmaları.

4.Osmanlı Padişahı için Hindistan’dan gönderilen hediyelere Memlüklerin el koyması.

Yapılan savaşlarda az da olsa Memlükler üstünlük sağladı.Çukurova Memlüklere bırakıldı.

Osmanlı-Venedik İlişkileri.(1499-1502)

       Mora,Fatih zamanında alınmıştı ancak kıyıdaki bazı limanlar alınamamıştı.II Bayezid döneminde;Modon,Koron,İnebahtı ve Navarin alındı.Böylece Mora’nın fethi tamamlanmış oldu.

Osmanlı-İran İlişkileri

Otlukbeli savaşı ile yıkılma dönemine giren Akkoyunlu Devleti’ne 1501’de son veren Şah İsmail Safevi Devleti’ni kurmuştu.Safevi devleti insanlar arasındaki mezhep farklılıklarını kullanarak Anadolu’ya sahip olma politikasını güdüyordu.II. Bayezit’in pasifliğindende yararlanan Safevi Devleti Anadoluda’ki Şiiler üzerinde etkili olmuş,Şahkulu ve Nur halife isyanlarını çıkartmıştır.Osmanlı bu isyanları zorlukla bastırmıştır.

Anadolu’nun bölünme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören trabzon2daki Şehzade Selim II.Bayezit’e karşı mücadele başlatmış ve tahtı babasının elinden almıştır.

Sonuç olarak II.Bayezit dönemi fetihler bakımından sönük geçsede bilimsel faaliyetler ve imar faaliyetleri bakımından oldukça parlaktır.Özellikle Edirne’de Dar’üt-Tıp adıyla açıklanan akıl hastanesi güzel bir anlayışı ifade eder.

I.SELİM(YAVUZ SULTN SELİM)DÖNEMİ (1512-1520) 

I.Selim’in babası sağken taht mücadelelerine başlamasında şunlar etkilidir:

-II.Bayezit’in büyük oğlu Şehzade Ahmet’i tahta geçirmeye çalışması.

-Tahta geçenin Fatih Kanunnamesine göre diğerlerinin öldürecek olması.

-II.Bayezit’in Safevilere karşı pasif kalması.

Bu nedenlerden dolayı I.Selim babasıyla Çorlu civarında savaşmış ve yenilmiştir.Bu savaşta I.Selim’in cesaret maharetini gören yeniçeriler I.Selim’in hükümdar olmasını isteyince.II.Bayezit tahtı oğluna bırakmak zorunda kalmıştır.

ÇALDIRAN SAVAŞI (1514) : Savaşın en önemli sebebi Safevi Devleti’nin mezhep farklılıklarını kullanarak Anadolu’yu ele geçirmek istemesidir.Van’ın doğusunda Çaldıran’da yapılan savaşta Osmanlılar Safevileri bozguna uğrattı.

ÇALDIRAN ZAFERİ İLE ;

-Anadolu’ya yönelen tehdit ortadan kalktı.

-Doğu sınırının güvenliği sağlandı.

-Terbiz’den Anadolu’ya gelen küçük ipek yolu Osmanlılara geçti.

NOT:Çaldıran Savaşı’ndan dönerken Maraş civarında yapılan Turnadağ Savaşı ile Dulkadiroğulları Beyliği’ne son verildi.Memlüklerle komşu olundu.Anadolu siyasi birliği büyük ölçüde sağlandı.

MISIR SEFERİ (1516-1517)

SEBEPLERİ;

1-Memlüklerin,Yavuz’un Çaldıran savaşında yendiği Safevilerle Osmanlıya karşı ittifak yapması.

2-Dulkadiroğulları beyliğinin ortadan kaldırılmasına Memlüklerin çok sert tepki göstertmesi.

3-Fatih devrinden beri gelen Hicaz Su Yolları sorunu.

4-Mısır’ın zenginliği.

5-Yavuz’un İslam aleminin başı olmak için halifeliği almak istemesi.

6-Hint Okyanusu’na yerleşen Portekizlilere karşı Memlüklerin başarısız olması üzerine halkın Osmanlıları istemesi.

Bu nedenle Yavuz Sultan Selim Mısır fethine çıktı. Osmanlı ordusu Çukurova’ya geldiğinde Ramazanoğulları Beyliği kendiliğinden Osmanlı’ya katıldı ve Anadolu’da hiç beylik kalmadı.

Osmanlı ordusu Suriye’ye girdi. Halep civarında yapılan Mercidabık Savaşın’da(1516) Memluk sultanı öldü .Suriye ve Filistin alındı.Sefere devam eden Yavuz Sultan Selim,Kahire yakınlarında yapılan Ridaniye Savaşı’nda Memlükleri birkez daha yendi(1517).Memlük devleti yıkıldı.

MISIR FETHİNİN SONUÇLARI:

1.Memlük Devleti ortadan kaldırıldı.

2.Suriye,Filistin,Hicaz ve Mısır alındı

3.Halifelik,Osmanlılara geçti.Yavuz Sultan Selim halife olan ilk Osmanlı padişahı oldu.

4.Kutsal emanetler İstanbul’a getirildi.

5.Baharat yolu Osmanlılara denetimine geçti.Ancak coğrafi keşiflerle ticaret yolları yön değiştirdiğinden,Baharat yolu önemini kaybetmişti.

6.Venedik,Kıbrıs için Memlüklere ödemekte olduğu yıllık vergiyi Osmanlı Devleti’ne ödemeye başladı.

Bozoklu Celal İsyanı (1518) :Yozgat’ta,Devletin çeşitli haksızlıklar yaptığını ileri süren Celal adlı biri isyan çıkarmıştır.İsyan kısa sürede bastırılmıştır.

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ (1520-1566)

Kanuni,Yavuz’un tek erkek evladı olduğu için taht kavgası yapmadan hükümdar olmuştur.

İÇ İSYANLAR:

1.Canberdi Gazali İsyanı(1521):Memlük Devleti’ni canlandırmak isteyen Canberdi Gazali,Suriye’de isyan etmiş ancak başarılı olamamıştır.

2.Ahmet Paşa İsyanı (1524):Vezir-iAzamlığa getirilmediği için Mısır’da isyan başlatmış,ancak kısa sürede bastırılmıştır.

3.Baba Zünnun İsyanı (1526):Yozgat taraflarında ayaklanan baba Zünnun.Devletin Tımar dağıtımında adaletsizlik yaptığını ileri sürmüştür.İsyan bastırılmıştır.

4.Kalenderoğlu İsyanı (1527):Dini-Siyasi karakterli bir ayaklanmadır.Karaman’dan Maraş’a kadar uzanan bölgede etkili olmuş,sonunda bastırılmıştır.

BATIDA GELİŞMELER

Belgrat’ın Fethi (1521):Fatih’in kuşatıp alamadığı Belgrat’ı,Kanuni Macarlardan aldı.Orta Avrupa’ya yapılacak seferlerde Belgrat askeri üs olarak kullanıldı.

Mohaç Savaşı (1526):

Sebepleri:

1-)Macarların Belgrat’ı geri almak için Osmanlı sınırlarına saldırıları

2-)Avrupa Hıristiyan birliğini kurmaya çalışan Alman imp. Şarlken’in Fransa kralı Fransuva’yı esir alması ve Fransuva’nın annesinin Kanuni’den yardım istemesi.

Kanuni bir yandan Şarlken’e güvenen Macarlara ders vermek bir yandan da Fransa’yı Şarlken’in baskısından kurtarmak için sefere çıktı.Mohaç ovasında Macarları yendi.Macar kralı II.Layoş öldürüldü.

Kanuni,Jan Zapolyo’yu(Yanoş) Macar kralı yaptı,Macaristan’ı Osmanlı devletine bağlı hale getirdi.

I.Viyana Kuşatması  (1529):

 Avusturya arşidük'ü Ferdinant'ın,Yanoş'un Macar krallığını tanımayarak Macaristan'a saldırması üzerine Kanuni sefere çıktı.Budin'i geri alarak Yanoş'u tekrar Macar kralı yaptı.Ferdinand'ın bulunduğu Viyana üzerine yürüdü.Burayı kuşattıysa da büyük topların getirilmemiş olması ve kış mevsiminin yaklaşması gibi sebeplerden dolayı başarılı olamadı.

Alman Seferi1532):
Ferdinat'ın Budin'i kuşatması üzerine Kanuni Macaristan üzerine bir sefer daha düzenledi.Viyanayı geride bırakarak Alman topraklarına girdi.Şarlken ve kardeşi Ferdinant Osmanlı ordusunun karşısına çıkamadı.Mevsimin ilerlemesi ve Şah Tahmasb'ındoğu sınırlarını tehdit etmesi sebebiyle geri dönüldü.

İstanbul Anlaşması (1533)
Ferdinant'ın barış istemesi sebebiyle aşağıaki şartlar üzerinden bir anlaşma yapıldı.

1.Avusturya Arşidük'ü protokolde Vezir-i Azam'a eşit sayılacaktır.
2.Ferdinant,Yanoş'un (Jan Zapolyo) Macar krallığını tanıyacaktır.
3.Ferdinant,elindeki Macar toprakları için Osmanlı'ya her yıl 30.000 bin altın vergi ödeyecektir.
4.Antlaşmanın süresi Avusturya'nın isteğine bırakılacaktı.

UYARI:Osmanlı Devleti bu anlaşmayla Avusturya üzerinde kesin üstünlük kurmuştur.

MACARİSTAN’IN OSMANLILARA KATILMASI (1541)

1540’da Yanoş ölünce Avusturya Arşidük’ü Ferdinant barışı bozdu.Kanuni sefere çıkarak Macaristan’ın güneyini Osmanlı topraklarına kattı.Macaristan üçe bölündü.

a)Avusturya’ya bağlı Kuzey Macaristan

b)Osmanlı’ya bağlı Budin Beylerbeyliği

c)Sigismund’a bırakılan Erdel Beyliği

ZİGETVAR SEFERİ (1566)

Kanuni’nin son seferi olup,Avusturya üzerine yapılmıştır.Kuşatma sürerken hastalanan Kanuni öldü.Zigetvar Kalesi alındı.

OSMANLI-FRANSIZ İLİŞKİLERİ VE KAPİTÜLASYONLAR

Osmanlı-Fransız ilişkileri,Pavye Savaşı’nda (1524) Şarlken’e esir düşen Fransa Kralı Fransua’nın Kanuni’den yardım istemesiyle başlar.Kanuni Şarlken’in kurmya çalıştığı Avrupa Hıristiyan birliğini bozmak için Fransa’yı destekledi.

1535’de Fransa’ya kapitülasyonlar denilen şu ayrıcalıkları vermiştir.

a)Fransız gemileri Müslümanlar kadar vergi vererek Osmanlı limanlarına serbestçe gelebilecek.

b)Osmanlı ülkesinde ölen Fransız tüccarların malları Fransa’ya gönderilecek.

c)Osmanlı ülkesinde Fransızlar arasındaki anlaşmazlıklara Fransız konsoloslar bakacak.

d)Osmanlı ülkesinde Osmanlı-Fransız anlaşmazlıklarına Osmanlı mahkemeleri bakacak,bir   Fransız tercüman bulunacak.

e)Osmanlı vatandaşları da Fransa’da aynı ayrıcalıklardan yararlanacak.

f)Ayrıcalıklar iki hükümdarın sağlığında geçerli olacak.

UYARI:Kanuni,kapitülasyonları,Fransa’yı kendi yanına çekerek Avrupa Hıristiyan birliğini parçalamak ve coğrafi keşiflerden sonra sönükleşen Osmanlı ticari hayatını yeniden canlandırmak için vermiştir.

DOĞUDA GELİŞMELER

İran Seferleri

I.İran Seferi (Irakeyn Seferi)(1534):İran’ın doğu sınırlarını tehdit etmesi üzerine düzenlenen bu sefer sonucu savaş yapılmadan Tebriz ve Bağdat ele geçirildi.

II.İran Seferi (1548):Osmanlıların Avusturya ile savaşmasını fırsat bilen Şah Tahmasp,Tebriz’i geri alarak Van’a kadar ilerledi.Kanuni II.İran seferine çıkarak Van ve Tebriz’i ele geçirdi.Van Beylerbeyliğini kurdu.

III.İran Seferi (Nahçıvan Seferi) (1553):Kanuni Avusturya seferi ile uğraşırken,Şah Tahmasp bir kez daha saldırarak Osmanlı topraklarına girdi.Kanuni III.İran seferine çıkarak;Nahçıvan,Erivan ve Karabağ’ı ele geçirdi.

AMASYA ANLAŞMASI:İran Şahının isteyi ile Amasya Anlaşması imzalandı.Buna göre;

1-Van,Kars,Bağdat ve Basra Osmanlılarda kalacak

2-Gürcistan ve Tebriz İran’da kalacak

UYARI:Bu antlaşma Osmanlı Devleti ile İran arasında imzalanan ilk resmi antlaşmadır.

UYARI:Osmanlı-İran Savaşları,Osmanlı Devleti’nin Avrupa seferlerini ve Hint Deniz Seferlerini olumsuz etkilemiştir.

 

DENİZLERDE GELİŞMELER

Rodos’un Fethi (1522)

Rodos’taki Papalığa bağlı St. Jean şövalyeleri Osmanlı hac ve ticaret gemilerine zarar veriyorlardı.Üstelik Cem Sultan’ın oğlu Murat ellerindeydi.Her an bir taht mücadelesi çıkarabilirlerdi.Bu sebeple Rodos kuşatıldı.St. Jean şövalyeleri Malta’ya serbestçe gitmek şartıyla Rodos’u teslim ettiler.

UYARI:Rodos’un fethiyle,Kanuni  Devri’nde Akdeniz hakimiyetinin ilk adımı atılmış oldu.

Korfu Kuşatması (1537)

Venedik’in elindeki Korfu kuşatıldı.Ama alınamadı.

Preveze Deniz Savaşı (1538)

Şarlken’in çabalarıyla Malta,Venedik,Papalık,Portekiz ve İspanyol gemilerinden oluşan büyük bir Haçlı donanması hazırlandı.Amaç Osmanlı devletini Akdeniz’den atmaktı.Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması,İnebahtı mevkiinde haçlı donanmasını bozguna uğrattı.Bu zaferle Akdeniz’in hakimiyeti Osmanlı’nın oldu.

UYARI:Preveze Deniz Zaferi ile Akdeniz’deki üstünlük Osmanlı Devleti’ne geçmiştir.

Trablusgarp ve Korsika’nın Fethi (1553)

Turgut Reis, Trablusgarp’ı St. Jean şövalyeleri’nden aldı.Yine Turgut Reis Korsika Adası’nı Venediklilerden aldı.

Cerbe Savaşı (1560)

Trablusgarp’ın Osmanlı hakimiyetine geçmesi üzerine,Malta şövalyelerinin isteğiyle yeni bir haçlı ordusu oluşturuldu,Cerbe  Adası önlerinde Turgut Reis idaresindeki Osmanlı Donanma’sı Haçlıları bozguna uğrattı.

UYARI:Bu zaferle Batı Akdeniz ve Kuzey Afrika’daki Türk üstünlüğü kesinleşti.

Malta Kuşatması (1565)

Osmanlı Devleti’nin aleyhine olan her ittifaka katılan Malta kuşatıldı.Ancak Turgut Reis’in şehit düşmesi üzerine askerlerin morali bozuldu ve Malta alınamadı.

Hint Deniz Seferleri

Coğrafi keşiflerle Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistan’a ulan ve Hint Deniz ticaretini denetim altına alan Portekizlileri bölgeden çıkartmak,Baharat Yolu’nu dolayısıyla Akdeniz ticaretini canlandırmak için Osmanlı Devleti,Hint Deniz Seferlerine başladı.1538’de Halım Süleyman Paşa I.Hint Deniz Seferi’ni,1551’de Piri Reis II.Hint Deniz Seferi’ni,1552’de Murat Reis III.Hint Deniz Seferi’ni,1553’te Seydi Ali Reis IV.Hint Deniz Seferi’ni gerçekleştirdiler.Bu seferlerin hepside başarısız oldu.

Başarısızlığın Sebepleri
   

1. Seferlere gönderilen Osmanlı Donanmalarının açık denizlere uygun olmaması.

2. Osmanlı Devleti’nin aynı zamanda Avustralya,İran ve Akdeniz Savaşları yapıyor olması.

3.Yöredeki Müslüman devletlerin Osmanlı donanmalarına destek olmamaları.

4.Toprak kazanma söz konusu olmadığından,askerin istekli olmaması.

Hint Deniz Seferleri’nin Sonuçları

1. Portekizliler Hindistan’dan çıkarılamadı Baharat Yolu önemini tamamen kaybetti.

2. Kızıldeniz ve Basra Körfez’i yabancı gemilere kapatıldı.

3. Yemen ve Habeşistan Osmanlı Devleti’ne bağlandı

4. Süveyş ve Basra donanmalarının açık denizlere uygun olmadığı anlaşıldı.

II. SELİM DÖNEMİ

Kıbrıs’ın Fethi (1571) :

Padişah II. Selim’in isteği üzerine, Kıbrıs Lala Mustafa Paşa tarafından fethedildi. Adaya Konya ve Karaman çevresinden Türkler yerleştirildi.(1571)

Kıbrıs’ın Fethinin Sebepleri:
– Kıbrıs’ın jeopolitik konumu,
– Doğu Akdeniz’e egemen olma,
– Anadolu, Mısır ve Suriye arasındaki deniz yolu ticaretinin güvenliğini sağlama,
– Anadolu’nun güney kıyılarının güvenliğini sağlama,
– Venedik’in Kıbrıs üzerinden yaptıkları korsanlık faaliyetlerine son verme,

Kıbrıs’ın Fethinin Sonuçları:
— Doğu Akdeniz’de Osmanlı kesin egemenlik kurdu,
— Anadolu, Mısır ve Suriye arasındaki deniz yolunun güvenliği sağlandı,
— Osmanlının Akdeniz’deki üstünlüğü pekişti,
— İnebahtı Deniz Savaşı’na zemin hazırlandı.

inebahtı Deniz Savaşı

İnebahtı Deniz Savaşının Tarihi: 1571

İnebahtı Deniz Savaşında Donanma Komutanı: Müezzinzade Ali Paşa

İnebahtı Deniz Savaşının Nedeni:

– Haçlıların Kıbrıs’ın fethinin intikamını almak istemesiBirleşik Haçlı donanması İnebahtı’da (Leponto)Osmanlı donanmasını yaktı. Sadece Uluç (Kılıç) Ali Reis filosuyla birlikte kurtulmayı başardı.

İnebahtı Deniz Savaşında Osmanlı

İnebahtı Deniz Savaşının Sonuçları:

– Osmanlı Devleti Akdeniz’de prestij kaybetti. Akdeniz egemenliğine gölge düştü.

– 6 ay içinde donanmanın yeniden yapılması, Osmanlı ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunun kanıtıdır.

Tunus’un Fethi(1574):
Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Reis İspanyolların eline geçmiş olan Tunus’u yeniden Osmanlı egemenliğine aldı. Böylece Fas sınırına kadar, Kuzey Afrika Osmanlı egemenliğine girmiş oldu.

 

 

KANAL PROJELERİ

 

 

Don-Volga Kanal Projesi

1) Don ve İdil nehirlerini bir kanal ile birleştirerek Osmanlı’nın Akdeniz donanmasını Hazar Denizi’ne geçirmek
2) Bu donanma sayesinde Kırım’ın güvenliğini sağlamak,
3) Rusya’nın Karadeniz’e ve dolayısıyla sıcak denizlere inmesini önlemek,
4) İran ile yapılacak savaşlarda Akdeniz donanmasından yararlanmak ve Rusları Hazar kıyılarından çıkarmak,

 

Süveyş Kanalı Projesinin Amaçları

– Akdeniz donanmasını Kanal vasıtasıyla Kızıldeniz’e dolayısıyla Umman Denizi ve Basra Körfezi’ne ulaştırmak,

– Ümit Burnunun keşfiyle önemini kaybeden Baharat yolunu tekrar canlandırmak,

– Güney Asya’daki Müslümanların yardım isteklerine cevap verebilmek,

 

Marmara- Karadeniz Projesi

 

Karadeniz bölgesindeki kerestelerin kanallarla taşınarak Marmara’daki tersanelere ulaştırılmasını amaçlıyordu

 III.MURAT

Lehistan’ın Osmanlı Himayesine Alınması(1575)

Osmanlı Devleti Fransa’nın desteğini alarak Erdel prensi Baturi’yi Lehistan kralı seçtirdi. Böylece Lehistan Osmanlı himayesine girdi.

Lehistan’ın Osmanlı himayesine girmesiyle Osmanlı Devleti’nin egemenlik sahası Baltık Denizi’ne kadar ulaştı.

Fas’ın Osmanlı Himayesine girmesi (1578)

Osmanlı devleti ile Portekiz arasında Tanca’ya yakın Kasrü’l-Kebir’de Vadi’üs Sebil Savaşı yapıldı (Vadi-‘üs-Seyl). Savaşı Osmanlı Donanması kazandı.

Bu savaşla Fas’ta Osmanlı hakimiyeti pekişti. Sınırlar Mısır’dan Atlas Okyanusu’na kadar bütün Kuzey Afrika bölgesini içine aldı.

Osmanlı Devleti Tarihi (Tamamı) Özeti

ANADOLU’DA SİYASİ DURUM

Kösedağ savaşın­dan sonra Anadolu Selçuklu Devleti yıkı­lış sürecine girmiş ve bu dönemde Anadolu’da beylik­ler kurulmuştur. Böylece siyasi birlik bozulmuştur. Kara­man beyliği, siyasi birliği kuracağını iddia etmiştir.

Yıkılış sürecinde olan Anadolu Selçuklu Devleti ve Beylikler, İran’daki İlhanlılara bağlıydılar. Doğu Karade­nizde Rum Pontus devleti ve Adana ve G.D. Anadolu’da Memluklu devletinin üstünlüğü bulunmak­taydı.

BİZANS’TA DURUM

Taht kavgalarıyla merkezi otorite zayıflamıştı. Ordu ve donanma yok denecek du­rumdaydı. Ekonomik hayat, Venedikli ve Cenevizli tüc­carların elinde idi. Ayrıca Bi­zans derebeyleri (tekfurları), halkı baskılar altına al­mış­lardı.

 BALKANLARDA DURUM

  1. En güçlü devletler Macar ve Sırp krallıkları idi. Bulgar krallığı zayıflamıştı.
  2. Eflak, Boğdan, Bosna ve Hersek beylikleri zayıftı.
  3. Balkanlı uluslar arasında toprak kazanmak ve mezhep çatışmaları nedeniyle savaşlar olmaktaydı.

OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞU (1299)

Kayı boyuna ait Ertuğrul Gazi yönetimindeki aşiret, Anadolu Selçukluları zamanında Ankara dolaylarına yerleştirilmiş­lerdi. Sonraki süreçte Osman Bey idaresin­deki kayı Türkleri Eskişehir ve Söğüt çevresine yerleşti­ler.

Osman Gazi, Karacahisar, İnegöl, Yenişehir ve Bile­cik yörelerini fethedince çevredeki Bizans tekfurları ordu kurdular. Bu ordu, Osman Gazi idaresindeki birlikler ta­rafından Koyunhisar (Bafeon) Savaşındayenilgiye uğ­ratıldı (1302). Böylece Osmanlılar ilk zaferlerini ka­zandı­lar.

ORHAN GAZİ DÖNEMİ (1324–1362)

  1. Bursa fethedildi ve başkent yapıldı.
  2. İznik’in fethine girişildi. Bunu önlemek isteyen Bi­zans kralının kurduğu ordu Maltepe (Pelekonon) Sa­vaşında yenilgiye uğratıldı (1329). Böylece Osmanlılar, Bizans devletiyle doğrudan yaptıkları bu sa­vaşı kazandı­lar. Savaştan sonra İznik başkent yapıldı.
  3. Bizansta taht kavgasına giren Kantakuze’ne yar­dım edildi. Bu yardım karşılığında Geliboludaki Çimpe Kalesi kazanıldı. Gelibolunun fethine girişildi. Kazanılan Tekirdağ dolaylarına Anadolu’dan getirilen Türkler yer­leştirildi.
  4. Karesi Beyilğine son verildi. Rumeliye geçiş yolu Çimpe kalesiyle birlikte açılmış oldu.
  5. Divan teşkilâtı kuruldu. Yaya ve Müsellem (atlı) askerlerden ilk düzenli ordu kuruldu. Böylece beylikten devlete geçiş sağlandı.

I. MURAT DÖNEMİ (1362–1389)

  1. Karamanlıların kışkırtması nedeniyle Ankara’yı id­relerine alan Ahiler’den Ankara geri alındı.
  2. Rumeli’de yapılan Sazlıdere Savaşıkazanıldı. Bundan sonra Edirne fethedildi (1363).
  3. Papalık, Edirne’nin fethine tepki olarak propo­ganda yaptı. Bunun sonucu Balkanlı uluslar Haçlı Or­dusu kurdular. Haçlılar Sırpsındığı Savaşındayenil­giye uğratıldı (1364).
  4. Sırpların kurduğu haçlı ordusu Çirmen Sava­şında yenilgiye uğratıldı. (1371)
  5. Hamitoğulları Beyliğinden toprak satın alındı.
  6. Karamanlılar, Osmanlıların Anadoluya yönelme­sine karşı çıktılar. Osmanlıların yaptıkları savaşla kara­manlılara üstünlüklerini kabul ettirdiler.
  7. Balkanlarda bir Osmanlı akıncı birliği Ploşnik Sa­vaşındayenilgiye uğratıldı. Bundan yararlanan Sırplar Osmanlıları Balkanlardan atmak için birleşik Haçlı or­dusu kurdular. I. Murat, bu haçlı ordusunu I. Kosova Sava­şında yenilgiye uğrattı (1389). Ancak Savaş so­nunda I. Murat bir Sırplının saldırısıyla öldü.

YILDIRIM BEYAZIT DÖNEMİ (1389–1402)

  1. I. Murat’ın kararı üzerine hükümdar oldu. Taht kavgasına gireceğinden şüphelendiği kardeşi Yakup’u öldürttü.
  2. Karamanlılar dahil Batı Anadolu’daki beyliklere son verdi. Böylece büyük ölçüde siyasi birliği sağladı.
  3. İstanbul’u ilk kez kuşattı. Bunun üzerine Batı Av­rupa uluslarının katılımıyla büyük bir Haçlı ordusu ku­ruldu. Yıldırım Beyazıt bu orduyu Niğbolu Savaşındayendi (1396).
  4. Yıldırım Beyazıt Bizans’ı ikinci kez kuşattı. Kara­denizden Bizans’a gelecek yardımları önlemek için Ana­dolu Hisarını (Güzelce Hisarı) yaptırdı. Kuşatma sü­rerken Doğu Anadolu’da Timur tehlikesi belirdi. Bunun üzerine Bizans’la anlaşma yapılarak kuşatma kaldırıldı. Bu an­laşmaya göre:

a) Bizans yıllık vergi verecek.

b) İstanbulda bir müslüman mahallesi kurulacak

c) Haliç’e bir Osmanlı birliği yerleştirilecek.

ANKARA SAVAŞI (1402)

Nedenleri:

  1. Timur’a topraklarını kaptıran Karakoyunlu ve Ce­layir hükümdarlarının Osmanlı Devleti’ne sığınmaları Ti­mur’un bunları kendisine teslim edilmesini istemesi.
  2. Yıldırım Beyazıt’ın, beyliklerine son verdiği Ana­dolu bey­lerinin Timur’dan yardım istemeleri.
  3. Timur’un, kendi üstünlüğünün tanınmasını iste­mesi.

Ankara Savaşını Timur kazandı.

Sonuçlar:

  1. Anadolu’da siyasi birlik bozuldu. Bu durum sava­şın en önemli sonucudur. Çünkü beylikler yeniden ku­rulmuştur.
  2. Yıldırım Beyazıt öldü ve oğulları arasında taht kavgaları başladı.
  3. Yıldırımın oğulları arasındaki taht kavgası döne­minde (fetret devrinde) devlet dağılma tehlikesi geçirdi. 11 yıl süren bu kavgayı Çelebi Mehmet kazanmıştır.

ÇELEBİ MEHMET DÖNEMİ (1413–1421)

  1. Bozulan devlet kurumlarını yeniden sağlamlaş­tırdı. Anadolu’da otoriteyi yeniden sağladı. Böylece dev­leti dağıl­maktan kurtardı. Bu çalışmalarından dolayı Çe­lebi Mehmet devletin ikinci kurucusu sayılmıştır.
  2. Ege denizinde Venediklilere ait adalardan Ana­dolu kıyılarına saldırılar oldu. Bundan dolayı Venedikli­lerle ilk büyük deniz savaşı yapıldı. Osmanlının deniz gücü zayıftı. Osmanlılar yenildi. Bizans’ın araya girme­siyle anlaşma yapıldı.
  3. Fetret dönemindeki siyasi ve sosyal sorunları ge­rekçe gösteren Şeyh Bedrettin isyan çıkardı. Rumelide çıkan bu isyan bastırıldı. (1420)
  4. Timur’un Semerkant’a götürdüğü Mustafa Çelebi geri dönerek taht kavgasına girdi. Mücadeleyi kaybe­dince Bizans’a sığındı. Bu kişinin gerçek Şehzade Mus­tafa Çelebi olmadığı iddia edildi. Bundan dolayı bu olaya “Düzmece Mustafa Olayı” denilmiştir.

II. MURAT DÖNEMİ (1421–1451)

  1. Bizans Devleti Mustafa Çelebi’nin başlattığı taht kavgasını yeniden destekledi. II. Murat bu mücadeleyi kazandı. Mustafa Çelebi öldürüldü.
  2. Karaman ve Germiyan Beyleri Osmanlının otori­tesini sarsmak için II. Muratın kardeşi Şehzade Mustafa­’yı taht kavgasına sürüklediler. II. Murat bu mü­cadeleyi kazandı.
  3. Osmanlı orduları Balkanlarda Macarlarla yaptık­ları savaşları kaybettiler. Bunun üzerine II. Murat barış istedi. Macarlarla Edirne Segedin Anlaşması imzalandı (1444). Anlaşmaya göre

a) 10 yıl savaş olmayacak.

b) Tuna sınır sayılacak.

4. II. Murat iktidarı küçük yaştaki II. Mehmete bı­raktı. Ancak devlet adamları arasında sorunlar çıktı. Macarlar anlaşmayı bozdular. II. Murat yeniden padi­şah­lığa geldi. Macarlar Varna Savaşındayenilgiye uğra­tıldı (1444).

5.II. Murat iktidarı tekrar bıraktı. Yine aynı sorunlar çıktı. II. Murat tekrar padişahlığa geldi. Macarların yöne­timindeki haçlı ordusunu II. Kosova Savaşında yenilgiye uğrattı (1448). Balkanlı uluslar bir daha saldırı düzenle­mediler. Böylece Osmanlıların Balkanlara yerleşmesi kesinleş­miştir.

OSMANLI YÜKSELME DÖNEMİ

II.MEHMET (FATİH) DEVRİ

İSTANBUL’UN FETHİ SIRASINDA BİZANS’IN DURUMU

Bizans, adı imparatorluk olmasına rağmen, İstanbul ve çevresindeki birkaç kasabaya egemen olan küçük bir devlet haline gelmiştir.

Osmanlı Devleti’nin giderek baskısının artması üze­rine Kral Konstantin Avrupa’dan yardım alabil­mek için Katolik ve Ortdoks kiliselerinin birleşmesini sa­vunuyor­lardı. İstanbul halkının Ortadoks olmaları ve Patriğin karşı çıkması nedeniyle bu birleşme olmadı. Bizans’ta bu fikrin oluşmasında Osmanlıların din ve vic­dan hürriyetine önem vermesi de etkili olmuştur.

İSTANBUL’UN FETHİ (1453)

İstanbul’u almak amacıyla yeniçeri ocağına düzen verildi. Boğazlardan gelecek yardımı önlemek için Ana­dolu hisarının karşısına Rumeli hisarı (Boğazkesen Hi­sarı) yaptırıldı. Edirne’de şahi denilen bü­yük toplar yaptı­rıldı. Karamanoğulları ve Aydınoğulları beylikleri kuşat­maya yardım gönderdi. 400 parça­lık bir donanma oluştu­ruldu. İlk defa aşırma gülle atan havan topları ya­pıldı.

Fatih’in, İstanbul’un kan dökülmeden teslim edilme­sini istedi. Bizans yönetimi kabul etmedi. Bunun üzerine saldırılar başlatıldı. İstanbulu’n kalın surları yıkıldı. Haliç’e Osmanlı gemileri indirildi. Cenevizlilerin Bizans’a yaptığı yardım etkisiz oldu. Yıkılan Bizans surların­dan Osmanlı akıncıları şehre girdi. Fatih, halka kötülük yapılmamasını bildirdi.

İSTANBUL’UN FETHİNİN SONUÇLARI

Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) yıkıldı.

Tarihçilere göre Osmanlı Devleti İmparatorluğa dönüşmüştür.

İstanbul Osmanlı devletinin başkenti oldu.

Karadenizdeki ipek ticareti Osmanlı dene­timine girdi.

Avrupalılar, ipek ve baharat ticaret yollarının Doğu Akdeniz’de ve Karadeniz’de Türklerin kontrolüne girmesi nedeniyle, başka deniz yolları aramaya başladı­lar. Bu durum Coğrafya Keşiflerinin bir nedeni oldu.

Ateşli silahlardan topun önemi bir kez daha an­la­şıldı.

İtalya’ya giden Bizanslı bilginler Eski Yunan eserlerini tanıtarak Rönesans’ın başlanmasına katkıda bulundular.

Avrupalı devletler Osmanlı devletinin askeri üs­tün­lüğünü gördüler.

Yerli halkın güvenini kazanmak papanın haçlı bir­liği çalışmalarını önlemek ve Balkan fetihlerini kolaylaş­tır­mak amacıyla Ortadoks Kilisesinin haklarına dokunul­madı.

BALKANLARDA FETİHLER 

SIRBİSTAN’IN FETHİ

Macarlarla ittifak yapan Sırpların saldırılarını dur­dur­mak için Belgrad kuşatıldı. Belgrad Macarlar’da kaldı. Sırbistan Osmanlı topraklarına katıldı (1459).

MORA’NIN FETHİ (1460)

Mora’daki Rum despotları arasında olan çatışmalar­dan bıkan halkın isteği üzerine sefer yapıldı. bunun so­nunda Yunanistan’ın güneyindeki Mora alındı.

EFLAK VE BOĞDAN’IN ALINMASI

Eflak Beyi Vlad (Kazıklı Voyvoda) Macarlarla anlaşa­rak, vergi göndermedi ve gönderilen elçileri öldürdü. Fa­tih tarafın­dan yapılan seferle Eflak alındı (1462).

Boğdan (Moldavya) yapılan sefer sonucu, Osmanlı devletine bağlı beylik haline getirildi. (1476)

BOSNA VE HERSEK’İN FETHİ

Bosna kralı Macarlarla anlaşarak vergi vermeyince Fatih Bosna seferine çıktı. Bölge Osmanlı topraklarına katıldı (1463). Bosna halkı İslamiyete girmeye başladı. Hersek ise 1465 yılında alındı.

ARNAVUTLUK’UN FETHİ

Osmanlı ordusunda yetişmiş olan İskender Bey önemli bir Arnavut ailesindendi. II. Murat zamanında ayaklana­rak Arnavutluk’ta prenslik kurmuştu. Venedikli­ler ve diğer Avrupa devletleri İskender Beyi destekledi­ler.

Fatih Arnavutluk seferine çıktı. İskender’e bağlı güç­lerle doğru­dan savaş yapılmadı. İskender Beyin ölü­mün­den sonra Kroya ve İşkodra şehirleri alındı. (1479) Dal­maçya kıyıla­rı Osmanlı topraklarına katıldı.

ANADOLU’DA GELİŞMELER

Fatih İstanbul’un alınmasından sonra, Anadolu Türk birliğini kurmak ve Karadeniz ticaret yoluna egemen ol­mak için Anadolu’da seferlere çıktı.

AMASRA’NIN ALINMASI (1459)

Cenevizliler’in elinde bulunan Amasra kuşatıldı. Ce­nevizli’ler şehri teslim ettiler.

İSFENDİYEROĞULLARI (CANDAROĞULLARI) BEYLİĞİNİN YIKILMASI (1460)

İsfendiyar Beyi, İsmail Bey savaşa gerek görmeden Sinop’u Osmanlılara verdi. İsmail Bey’e de Balkanlar’daki Filibe sancağı dirlik olarak verildi.

TRABZON RUM DEVLETİNİN YIKILMASI (1461)

Trabzon Rum Devleti, Dördüncü Haçlı seferi sıra­sında İstanbul’dan kaçan Rumlar tarafından 1204 yılında kurulmuştu.

Trabzon Rum kralı Davit Kommen Akkoyunlu hü­kümdarı Uzun Hasan’a güvenerek vergiye bağlanmayı kabul etmeyince, Trabzon denizden ve karadan kuşa­tıldı. Uzun Hasan’dan yardım alamayan kral şehri Fatih’e tes­lim etti.

KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNİN YIKILMASI

Karaman Beyliğinde yönetim için çatışmalar olmak­taydı. Fatih, Karaman Beyi olmak isteyen Pir Ahmet’e yardım etti. Beyliğin başına geçen Pir Ahmet Osmanlı egemen­liğini kabul etti.

Pir Ahmet, Osmanlı – Venedik savaşından yararla­na­rak, Osmanlılara verdiği yerleri geri almak istedi. Os­manlılara karşı Venediklilerle anlaştı.

Fatih, çıktığı seferde Konya ve Karaman yörelerini aldı. Osmanlıların Anadolu’da en güçlü rakibi ortadan kalktı. Pir Ahmet, Uzun Hasan’a sığındı. Osmanlı Akko­yunlu ilişki­leri bozuldu. Bir kısım Karaman beyleri Aksa­ray, Niğde ve İçel yörelerinde etkinliklerini sürdür­meye çalıştı. II. Bayezıd bu beylerin çalışmalarına son verdi (1487).

OTLUKBELİ SAVAŞI (1473)

Akkoyunlu devleti Doğu Anadolu’da kurulmuştur. Devletin sınırı Maveraünnehire kadar genişlemişti.

Uzun Hasanın, Trabzon Rum devletini ve Anadolu beylerini, Osmanlılara karşı desteklemesi, ilişkilerin bo­zulmasına neden olmuştu. Uzun Hasan’ın Tokata gir­mesi ve Karaman – Akkoyunlu ordularının Akşehir’i al­mak istemeleri, Fatih’in harekete geçmesine neden oldu. Erzincan yakınlarında yapılan Otlukbeli Savaşını Fatih kazandı (1473).

Akkoyunlu Devletinde, Otlukbeli savaşından sonra ik­tidar mücadelesi başladı. Bunun sonucunda Akkoyunlu devleti parçalandı. Yerine Safevi devleti ku­ruldu.

OSMANLI – MEMLÜKLÜ İLİŞKİLERİ

Yıldırım Beyazıt’ın, Memlüklü himayesindeki, Dulkadir Beyliğinin topraklarını alması sonucu ilişkiler bozulmuştu. Çünkü, Memlüklü devletinde Dulkadir Beyliği’ni toprakla­rını alma amacındaydı.

  • Fatih Hac yolundaki su kuyularını onararak kutsal topraklarda etkinlik göstermek istedi. Memlüklüler, Fatih­’in isteğini iç işlerine mü­dahale saydılar. Bunun so­nu­cunda ilişkiler bozuldu.

Memlüklüler, Çukurova’da Osmanlı ordusunu yenil­giye uğrattı.

DENİZLERDE GELİŞMELER

EGE ADALARI’NIN FETHİ VE OTRANTO SEFERİ

Çanakkale Boğazına hakim olan Cenevizlilerin yöne­timindeki İmroz, Taşoz, Limni, Bozcaada, Semadirek alındı. Böylece Çanakkale boğazının güvenliği sağlandı.

Gelibolu’da tersaneler yapıldı. Boğazın her iki tara­fına istihkamlar yapıldı.

Adriyatik denizindeki Ayamavra, Kefalonya ve Zanta adaları alındı. Bu fetihlere karşı çıkan Napoli Krallığına ait olan Otranto limanı alındı. Fatih’in ölümü üzerine do­nanma geri çağırılınca Otranta tekrar Napoli Krallığının eline geçmiştir.

KIRIM HANLIĞI’NIN BAĞLANMASI

Kırım hanlığında iktidar mücadelesi vardı. Karadeni­zin kuzey sahillerinde Ceneviz kolonileri bulu­nuyordu. Moskova prensliğinde ileride tehlike yaratabi­lirdi. Bu ne­denlerden dolayı Kırım hanlığı Osmanlı ida­resine bağ­landı. Ceneviz kolonilerine son verildi. Karadeniz kıyıla­rına ulaşan doğu ticaret yolları Osmanlıların eline geçti. Karadeniz Osmanlı gölü haline geldi. Karadeniz kıyıla­rındaki İpek yolu tamamen Osmanlının eline geçti.

II.BEYAZIT DÖNEMİ (1481 – 1512 )

II.Bayezıt, İshâk Paşa ve yeniçerilerin yardımıyla padişah oldu. Sadrazam Karamanlı Mehmet Paşa, Cem’i padişah yapmak istiyordu. Fakat başarılı olamadı. Bu olaydan sonra iktidar mücadelesi başladı.

CEM OLAYI:

Temel neden, veraset sisteminde belirli bir seçim usulünün olmamasıdır.

Cem, yapılan savaşı kaybetti, Karaman beylerine ve daha sonra Memluklulara sığındı. Cem Rodos’a gidip bu­radan da Rumeliye geçip kuvvet toplayarak İstanbul’a yürümeyi düşündü. Rodos şovalyeleri Cem’i tutuklaya­rak Fransa’ya götürdüler. Fransa ve Papalık Osmanlı üze­rinde Haçlı baskısı kurdular. Fransa kralı Osmanlılara karşı yapacağı haçlı seferinde Cem’den ya­rarlanmayı düşündü. Cem Fransa kralıyla Napoliye gel­diğinde öldü.

OSMANLI – MEMLÜKLÜ İLİŞKİLERİ

Fatih zamanında başlayan sorunlar ve Cem olayın­dan dolayı ilişkiler bozulmuştu. Memlükler Çukurova çev­resinde Osmanlı ordularını yenilgiye uğrattı. Tunus sul­tanının teklifiyle barış yapıldı. Adana ve Tarsus kale­leri Mekke ve Medine evkafına ait olduğundan Memlüklülere bırakıldı (1491).

ŞAHKULU AYAKLANMASI (1511)

Safevi sultanı Şah İsmail Anadoluda ege­menlik kur­mak için din adamlarını Anadolu’ya göndermişti. Bunlar­dan Şahkulu, Antalya ve göller yöresinde isyan çıkardı. İsyan zor bastırıldı. Ayaklanmalara katılanlar Ege deni­zindeki Modon ve Koron adalarına sürüldü (1511).

OSMANLI – VENEDİK İLİŞKİLERİ

Venediklilerin elindeki Moradaki yerler ile İnebahtı ve Navarin limanları alındı. Bu fetihler II. Beyazıt zamanın­daki tek önemli toprak kazancıdır.

Not: Endülüs müslümanları Haçlı katliamıyla karşı­laşmışlardı. Bunlara yardım edildi. Müs­lümanlar Kuzey Afrika’ya taşındı.

II.BEYAZIT’IN PADİŞAHLIKTAN ÇEKİLMESİ

Bayezıt, son zamanlarında ülke yönetimini vezir­lere bırakmıştı. Kendini dine ve tasavvuf fikirlere ver­mişti.

Beyazıt ve devlet adamları şehzade Ahmeti padi­şah yapmak isteyince, I. Selim Rumeli’de kuvvet hazır­ladı ve isyan etti. Yenilgiye uğradı. Bu durum bir şehza­denin padi­şahlık için ilk isyanıdır. Yeniçerilerin desteğini almış olan I. Selim isyanını sürdürdü. Bunun üzerine II. Beyazıt padişahlığı oğlu I. Selim’e bıraktı.

YAVUZ SULTAN DÖNEMİ (1512 – 1520 )

I.Selim kardeşlerini ve yeğenlerini, tahtını sağlam­laştırmak için öldürttü.

ÇALDIRAN SAVAŞI (1514)

Safevi devletinin kışkırtmasıyla çıkan Şahkulu isya­nını dikkate alan I. Selim İran seferi düzenledi. Safevi devletinin Anadolu’daki taraftarları olan Şii Türkmenleri öldürttü.

İran seferine çıkan I. Selim Dulgadir beyliğinden yar­dım istedi. Bu yardım gelmedi. Çaldıran ovasındaki sa­vaşı Safevi devleti kayıpetti. Yavuz İran’ı almak için iler­lemek istedi, ancak askerlerin isyanı üzerine bu isteğin­den vazgeçti.

Turnadağ savaşında Dulgadir beyliği yenildi ve orta­dan kaldırıldı. (1515). Her iki savaş sonunda Doğu Ana­dolu Osmanlı egemenliğine girdi. Anadolu Türk bir­liği kesin olarak sağlandı. Safevi tehlikesi zayıfladı.

I.Selim Tebrizden ayrılırken buradaki bilim ve sanat adamlarını İstanbul’a gönderdi.

MISIR SEFERİ

Osmanlı tarihinin en uzun seferidir.

NEDENLERİ

Fatih zamanından itibaren başlayan anlaşmazlık­lar

Memlüklü korumasında olan Dulkadir beyliğinin yı­kılması

Mısır’a Osmanlıların saldırmasından çekinen Memlüklerin, Şah İsmail ile anlaşma yapması (I. Selim bunu Osmanlıya karşı büyük bir tehdit saymıştır).

İran’a gönderilen Osmanlı askerlerine Memlükle­rin topraklarından geçiş izni vermemesi

I.Selim’in Kutsal toprakları alarak İslâm dünya­sı­nın lideri olmayı amaçlaması.

MERCİDABIK SAVAŞI (1516)

Osmanlı ordusuyla Memlüklü ordusu Suriye’de Mer­cidabık’ta karşılaştı. Kansu Gavri yönetimindeki Mem­lüklü ordusu yenildi. Suriye Osmanlı ülkesine ka­tıldı.

RİDANİYE SAVAŞI (1517)

Kansu Gavrinin, Mercidabıkta ölümünden sonra ye­rine Tomanbay geçti. Venediklilerden top ve ateşli silah­lar aldı. Memluklar yenilgiye uğratıldı (1517).

 MISIR SEFERİNİN SONUÇLARI:

Suriye, Filistin, Hicaz ve Mısır Osmanlı egemen­li­ğine alındı.

Mısır’ın alınmasıyla Osmanlı geliri arttı.

Venedikliler Kıbrıs için verdikleri vergiyi Osmanlı­lara vermeye başladılar.

Baharat ticaret yolunda Osmanlı üstünlüğü arttı. Portekizlilerin Hint deniz yolunu bulmaları nedeniyle (1498). Bu ticaretle ilgili beklenilen kazanç sağlana­madı.

Kutsal emanetler İstanbul’a getirildi.

Son Abbasi Halifesi III. Mütevekkil Ayasofa cami­inde düzenlenen törenle Halifelik makamını I. Selim’e devretti. (Osmanlı padişahları Fatih kanunnamsiyle mut­lak otorite olmuşlardı, Halife ünvanını almalarıyla da Te­okratik nitelik kazanmışlardır.)

Mısırdaki bilim ve sanat adamları İstanbul’a geti­rildi.

Avrupa’ya doğru hiçbir sefer düzenlemeyen I. Selim Macaristan ya da İran’a doğru olacağı sanılan sefer ha­zırlığı sırasında öldü. (1520)

KANUNİ DÖNEMİ (1520 – 1566 )

Kardeşi olmadığından rakipsiz olarak padişah oldu. Osmanlı devletinin sınırlarını en geniş noktalara ulaştı. Bu dönemde Osmanlı imparatorluğu kültür ve uygarlık ala­nında en ileri düzeye gelmiştir.

İÇ İSYANLAR 

CANBERD GAZALİ İSYANI:

Önceleri Memlüklülere hizmet eden, Canberd Gazali Osmanlı devletinin Şam beylerbeyliği görevini yerine ge­tiriyordu. Halifeliği almak ve Memlüklü devletini ye­niden kurmak için ayaklandı. Ferhat Paşa komutasında Os­manlı ordusu isyanı bastırmıştır. (1521)

AHMET PAŞA İSYANI:

Kanuni geleneğe göre Ahmet Paşayı sadrazamlığa getirmesi gerekirken, Ahmet Paşayı Mısır valiliğine atadı. Ahmet Paşa Memlüklü devlet adamlarını çevre­sinde toplayarak isyan etti. Yeni bir devlet kurmak için para bastırdı ve hutbe okuttu. Kanuni’ye bağlı askerle is­yanı bastırdı (1524).

BABA ZÜNNUN İSYANI:

Yozgat’ta Bozok Türkmenleri kendilerine tespit edilen vergiyi ağır buldular. Türkmenler Baba Zünnun çevre­sinde toplanarak isyan başlattılar. Baba Zünnun yakala­narak öldürüldü. İsyan bastırıldı (1527)

KALENDEROĞLU İSYANI:

Nedenleri:

1)         Devletin göçebe yaşam sürdüren şii Türkmenleri denetlemek istemesi

2)         Dulkadir Beyliğine bağlı olan sipahilerin dirliklerini kaybetmesi

Hacıbektaş soyundan olan Kalenderoğlu Türkmen­ler, kendisine katılan sipahilerle, birlikte ayak­landı. Mer­kezi otoritenin baskısına karşı yapılan bu isyan (1527) yı­lında bastırıldı.

BATIDA GELİŞMELER 

BELGRAD’IN ALINMASI (1521)

Kanuni padişahlığını kutlamayan ve vergiye bağlan­mayı reddeden Macarlara karşı sefer düzenledi.

Kuşatma sonucu Belgrad ile çevresindeki kaleler alındı. Belgrad Avrupa’ya yapılacak seferler için önemli bir merkez haline getirildi.

MOHAÇ SAVAŞI VE MACARİSTAN’IN ALINMASI (1526):

Macar Kralı, Alman imparatoru Şarlken ve Avusturya İmparatoru Ferdinand’la, akrabalık ilişkilerin­den dolayı, askeri ve siyasi bir ittifak kurdu. Böylece Osmanlı Devle­tine karşı kurulan ittifakın öncüsü oldu.

Fransa kralı I. Fransuva ve Alman Kralı Şarlken ara­sındaki Avrupa’da üstünlüğü ele geçirmek için yapılan mücadele neticesinde Alman kralı Şarlken, Fransa kralı I. Fransuvayı esir almıştı. Ayrıca Şarlken, Osmanlıların Orta Avrupaya kadar ilerlemesini önlemek amacındaydı.

Kanuni Osmanlı imparatorluğu aleyhine hazırlanan ittifakı bozmak ve Fransa’ya yardım etmek amacındaydı.

Kanuni düzenlediği seferde Macar ordusunu Mohaç ovasında yenilgiye uğrattı.

Kanuni Macar topraklarını ülkesine kat­madı. Koru­ması altına aldı. Tampon bir bölge yaptı. Erdel beyi Jan Zapolya’yı Macar Krallığına atadı.

BİRİNCİ VİYANA KUŞATMASI (1529):

Nedenleri:

  1. Avusturya Kralının savaşta ölen Macar Kralı ile akraba olduğunu belirterek Macar tahtının kendine ait ol­duğunu öne sürmesi
  2. Avusturya’nın kutsal Roma Germen İmparatoru Şarlken’le ittifak yapması
  3. Avusturya’nın Macaristan’ı işgal etmesi
  4. Kanuni’nin Şarlken’e karşı Fransa’ya yardım et­meyi amaçlaması

Kanuni yukarıdaki nedenlerden dolayı sefere çıktı. Macaristan’ı işgalden kurtardı. Fransa Kralı Fransuva Av­rupa’da en büyük kral olmak için Alman Kral Şarlken’le yaptığı savaşı kaybedince Kanuni’den yardım istedi. Ferdinand ve Şarlken savaşmaktan kaçındılar. Viyana şehri kuşatıldı. (1529) etkili topların getirilmeyişi, yeterli hazırlığın olmayışı ve kış şartları, kuşatmanın kal­dırılma­sına neden oldu.

ALMANYA SEFERİ (1533)

Ferdinand Macaristanı kazanmak için Budin şehrini kuşatınca Kanuni yeniden sefere çıktı. Avusturya ve Al­man kralları yine savaşmadılar. Avusturya Kralı Osmanlı Devletinin güçlü olduğunu anladı ve barış is­tedi.İstanbul Antlaşması İmzalandı (1533). Antlaşma şartları:

  1. Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı sad­razamına eşit sayılacak. (Bu kararlı Osmanlı Avusturya­’ya karşı siyasi üstünlük sağladı)
  2. Avusturya, Osmanlılar’ın atadığı Yanoş’u Macar Kralı olarak tanıya­cak.
  3. Avusturya bozmadıkça barış geçerli olacak.
  4. Bu barışın yapılmasının, diğer bir nedeni de Sa­fevilerin doğuda karışılıklıklar yaratmasıdır.

MACARİSTANIN OSMANLI ÜLKESİNE KATILMASI (1541)

Kanuni’nin Macar Krallığına atadığı Jan Zapolyan’ın ölümü üzerine oğlu Yanoş krallığa getirildi. Bu yeni du­rum üzerine Avusturya, Macaristan’ı almak için Macaris­tan’daki Budin’i işgal etti. Kanuni çıktığı seferde Budini aldı. Macar topraklarını Osmanlı ülkesine kattı. Sigis­mund’u, Erdel krallığına atadı. Kuzey Macaristan Avus­turya’ya kaldı.

ZİGETVAR SEFERİ, KANUNİNİN ÖLÜMÜ (1566)

Yeni Avusturya Kralı 1533 İstanbul antlaşmasına uymayarak Macaristan’a yeniden saldırdı. Sokullu Meh­met Paşa sefer kararı aldı. Zigetvor kalesi Osmanlıların eline geçti.

Not: Kuşatma sırasında ağır hasta olan Kanuni öl­müştür. II. Selim padişahlığa getirilmiştir.

Kanuni, Avrupa Hristiyan birliğini bozmak ve Fran­sayı, Osmanlı yanına çekmek istediğinden, yardım ede­ceğini bildirmiştir.

Fransa, ilişkileri kuvvetlendirmek için elçi göndererek siyasi ve ticari nitelikli, bir antlaşmanın yapılmasını is­tedi. Osmanlı tarihinde Uhud – u Atik ya da İmtiyaz–ı Mah­susa olarak bilinen ticaret anlaşması yapıldı. Başlıca maddeler;

  1. Her iki devletin gemileri denizlerde ve limanlarda serbest dolaşabileek
  2. Fransız tüccarlardan daha az gümrük vergisi alı­nacak
  3. Fransız tüccarların, aralarındaki sorunlara Fransız yargıçlar bakacak
  4. Fransız tüccarlar ile Osmanlılar arasındaki sorun­lara Türk yargıçlar bakacak ve bunun için Fransız ter­cü­manlar görevlendirilecek.
  5. Fransızlara din ve mezheplerinde tam serbestlik tanınacak
  6. Osmanlı vatandaşları Fransa denizlerinde ve top­raklarında aynı haklardan yararlanacak
  7. Bu anlaşma hükümdarların sağ kaldıkları sürece geçerli olacak.

Kanuni kapitülasyonlarla Almanya’ya karşı, Avrupa­’ da denge ve güç kurmayı amaçladı. Kapitülasyon an­laşması, Osmanlılar için önemli siyasi bir başarıdır.

Fransızlar her padişah değişiminde anlaşmayı yeni­leyerek zamanla, Osmanlı aleyhine siyasi ve ticari üstün­lükler kazandılar. 1740 yılında kapitülasyonlar süresiz ola­rak uzatıldı. Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğünden ya­rarlanan diğer Avrupalı devletler de kapitülasyonlar ka­zandılar. Bu durum, Osmanlı devleti’nin sanayileşmiş devletlerin açık pazarı olmasına neden oldu. Kapitülas­yonlar Lozan anlaşmasıyla kaldırıldı.

DOĞUDA GELİŞMELER

İRAN SEFERLERİNİN NEDENLERİ

a) Safevilerin, Bağdat ve çevresini alarak Osmanlı sınırına yakın bölgelerde hareketlenmesi

b) Safevilerin, ortak sınırı bölgesinde kendi halkına karşı izledikleri baskılı yönetimin, Osmanlının ipek ve ba­harat ti­caretini aksatması

c) Osmanlı yönetimindeki Bitlis emirinin, Safevilere, Safevilerin, Azerbeycan valisinin Osmanlılara geçmesi

d) İran’ın, Bağdat valisinin, Osmanlı tarafına katıl­ması, Safevilerin bu duruma müdahele etmesi

IRAKEYN SEFERİ (1534)

Kanuni Bitlis Emiri Şeref Hanı cezalandırmak ve Bağdatı almak için sefere çıktı. Azerbeycan alındı. Bağ­dat alındı. Gilan ve Şirvan’daki ipek tica­reti Osmanlıların denetimine girdi.

İRAN SEFERİ (1548)

İran’da taht kavgasına giren şehzadenin Osmanlılara sığınması sonucu, Safeviler, Tebriz’i, Nahçevan’ı ve Van çevresini aldı.

Kanuni, Safevi tehlikesini bitirmek, Azerbeycanı bü­tünüyle almak için sefere çıktı. Van ve Tebriz’i aldı.

NAHÇEVAN SEFERİ (1554)

Safeviler, Avusturya savaşlarından yararlanarak Doğu Anadolu’yu almak için Doğu Anadolu’ya girdi. Ka­nuni Safevilere kesin bir darbe vurmak için üçüncü defa sefere çıktı. Safeviler’e ait olan Nahçevan, Revan ve Ka­rabağ alındı.

Bu savaşlar her iki devlet için zararlı olmuştur. Ka­nuni Avusturya savaşlarından dolayı Safeviler’in barış teklifini kabul etti.

AMASYA ANTLAŞMASI (1555)

Bu anlaşma, Osmanlılar ile İranlılar arasındaki ilk resmi antlaşma­dır. Buna göre:

  • Azerbaycan, Tebriz, Doğu Anadolu ve Irak Os­manlıların oldu.
  • Sınır bölgesinde saldırılar yapılmayacak
  • Selim devrinden itibaren başlayan savaşlar durdu.

DENİZLERDE GELİŞMELER

RODOS’UN FETHİ (1522):

Rodos, Fatih zamanında kuşatılmış, fakat alınama­mıştı. Osmanlı gemilerine saldıran Sen Jan şovalyeleri Batı Anadolu kıyılarını tehdit ediyorlardı. Mısır ve Suriye­’nin alınma­sından sonra bu adanın alınması ge­rekli oldu.

Şovalyeler Avrupa’dan yardım gelmeyince adayı bo­şalttılar. Şarlken şovalyeleri Malta adasına yerleştirdi.

PREVEZE DENİZ SAVAŞI (1538)

Alman kralı Şarlken, Doğu Akdenizde Osmanlı üs­tün­lüğüne son vermek için, Andrea Dorya yönetiminde bir­leşik haçlı donanmasını kurdu.

Kanuni Barbarosu İstanbul’a çağırdı. Barbaros Kap­tan–ı Derya oldu. Cezayir’in Beylerbeyi olduğu ilan edildi.

Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz de­niz kuvvetlerinden oluşan haçlı donanması, Barbaros tara­fından yenilgiye uğratıldı.

Savaştan sonra, Venedikliler ticaretlerinin aksayaca­ğını gördüler ve barış yaptılar. Buna karşılık Mora, Dal­maçya kıyılarındaki kaleleri Osmanlılara bıraktılar.

TRABLUSGARB’IN ALINMASI (1551)

Şarlken Tunus’u almak için Malta’daki Sen Jan Şo­valye­leri aracılığıyla saldırılar başlattı. Bunun üzerine, Turgut Reis şovalye­lerin elindeki Trablusgarb’ı aldı. Trablusgarb beylerbeyi oldu.

CERBE ADASININ FETHİ (1559)

Turgut Reis, önceleri kendisine bağlı olan Cerbe adasını, Trablusgarb körfezinin güvenliği için, İspanyol­lardan almak istedi. Turgut Reis ve Piyale paşa, Andrea Dorya yönetimindeki haçlı donanmasını yendiler. Ada Turgut Reis’in yönetimine bırakıldı.

MALTA SEFERİ (1565)

Malta adasına yerleştirilen Sen Jan Şovalyeleri Os­manlı gemilerine saldırıyorlardı. Haçlı donanması bu adayı üs olarak kullanıyorlardı.

Kanuni, Cezayir ve Trablusgarbın güvenliği için Maltanın alınmasını kararlaştırdı.

Yapılan kuşatma başarıszlıkla sonuçlandı.

HİNT SEFERLERİ

NEDENLERİ

  • Portekizlilerin, Ümit burnu yoluyla Uzakdoğu mallarını Avrupa limanlarına taşımaları.
  • Portekizlilerin, Hint okyanusunda ve Kızıldeniz çevresinde, müslümanların ticaretlerini engellemeleri
  • Deniz yoluyla hac’a giden müslümanların güven­liğinin bozulması
  • Hindistan’daki Müslümanlara portekizlilerin sal­dırması
  • Osmanlı Devleti’nin kendisini İslâm Dünyasının koruyucusu olarak görmesi

Mısır ve Hicaz’ın Osmanlı topraklarına katılmasıyla, Portekizliler ile Osmanlılar karşılaşmışlardır. Hint ticaret yolunu yeniden müslümanların denetimine almak ve Hint müslümanlarına yardım etmek amacıyla, dört deniz se­feri düzenledi.

BİRİNCİ HİNT SEFERİ (1538)

Gucerat sultanı Bahadır Şahın yardım istemesi üze­rine, Mısır Beylerbeyi Süleyman paşa komutasında yar­dım gönderildi. Yemen, Aden kıyıları alındı. Hindistanın Batı kıyılarındaki Gucerata varıldı. Yeni Gucerat Sultanı, Osmanlı egemenliğine girmemek için Osmanlılara yar­dım etmedi. Hint okyanusunda Portekiz’e karşı güç olu­nacağı gösterildi.

İKİNCİ HİNT SEFERİ (1551)

Piri Reis Basra Körfezindeki Hürmüz boğazını Por­tekizlilerden alamadı. Donanmayı kuvvetlendirmek için Mısır’a döndü. Piri Reis savşatan kaçmakla suçlana­rak idam edildi.

 ÜÇÜNCÜ HİNT SEFERİ (1552)

Murat Reis, Basrada’ki Osmanlı donanmasıyla Por­tekizlilerle savaştı. Başarılı olamadı.

DÖRDÜNCÜ HİNT SEFERİ (1553)

Seydi Ali Reis, Basra’daki Osmanlı donanmasıyla Hürmüz boğazını geçti. Portekizlileri yenilgiye uğrattı. Hint okyanusundaki fırtınalara Osmanlı donanması da­yanmadı. Seydi Ali Reis İstanbul’a geri döndü. Başından geçen olayları yazdığı Mir’atül – memalik adlı eserde anlattı.

HİNT SEFERLERİNİN SONUÇLARI:

  • Osmanlı devlet adamlarının Hindistan’ın gelecek­teki ekonomik önemini anlayamadılar. Portekizliler bu önemi kavradılar.
  • Akdenize göre yapılan Osmanlı gemilerinin Hind okyanusuna dayanaklı olmadığı anlaşıldı.
  • Portekizlilere karşı kesin üstünlük kazanılmadı.
  • Yemen, Habeşistan kıyıları, Osmanlılara katıldı. Kızıldeniz, Basra körfezinde egemenlik sağlandı.
  • Osmanlı devleti Habeş, Yemen, Basra, Lahsa ol­mak üzere yeni eyaletler kurarak bu bölgeleri yönetti.

SOKULLU MEHMET PAŞA

Sadrazam Sokullu aslen Hırvat kökenlidir. Devşirme olarak Enderun’da yetiştirildi. Kanuni zamanında sıra­sıyla Kaptan–ı Derya, Rumeli Beylerbeyi, Vezir ve Veziri azamlık (Sadrazam) görevlerine atanmıştır.

Sokullu, Kanuniden sonra II. Selim ve III. Murat dö­nemlerinde de sadrazamlık yaptı. Bu süreçte devlet işle­rinde birinci derecede sorumlu oldu. Bundan dolayı So­kullu’nun yönetimde aktif olduğu döneme Osmanlı ta­ri­hinde “Sokullu Devri” denilir. Sokullu Devri, III. Murat zamanında (1579) yılında Sokullu Mehmet Paşanın öldü­rülmesiyle sona ermiştir.

II.SELİM DÖNEMİ (1566-1574)

–          Sakız adası Cenevizlilerden alındı (1568).

–          Yemen tamamen Osmanlıya bağlandı (1568).

–          Güney Doğu Asya’daki Endonezya adalarından biri olan Sumatra adasında yaşayan Müslümanlara Por­tekiz saldırıları nedeniyle yardım gönderildi.

–          Kıbrıs Venediklilerden alındı (1571). Doğu Akde­niz’deki ticari ve siyasi çalışmalar tamamen Osmanlıların egemenliğine alındı.

–          İnebahtı deniz savaşı oldu (1571). Kıbrıs’ın Os­manlılara geçmesine tepki olarak kurulan Haçlı do­nan­ması Osmanlı donanmasınıııı Mora’daki İnebahtı li­ma­nında yaktı. Sokullu donanmayı kısa zamanda oluş­turdu. Bunun üzerine Venedikliler ticari çalışmalarını sürdürmek için Osmanlı Devletiyle barış yaptı.

–          Tunus İspanyollar’dan geri alındı (1574).

III. MURAT DEVRİNDE

1574 – 1579 YILLARI ARASINDA OLAYLAR

–          Lehistan kralı ölünce ülkede taht kavgaları çıktı. Sokullu Fransa’nın desteğini alarak, Erdel Beyini Lehis­tan Kralı yaptı. Böylece Osmanlı Devletinin etkinliği Baltık denizine kadar ulaştı.

Fas sultanlığında iktidar çekişmesi vardı. Sokullu, Cezayir beylerbeyi Ramazan Paşa’yı, Portekizlilerin, bu­rada üstünlük kurmasını önlemek için görevlendirdi. Por­tekiz kralı, Vadi–üs Sebil savaşında yenilgiye uğ­ra­tıldı. Fas sultanlığı Osmanlı himayesine girdi (1577). Atlas ok­yanusuna ulaşıldı.

Safeviler’de iktidar çekişmesi olunca, Kafkasya seferine çıkıldı. Kafkasya’da bir kısım yerler alındı. Kırım Hanlığı ile karadan bağlantı kuruldu.

SOKULLU MEHMET PAŞA VE TÜRK–İSLAM DÜNYASI

DON – VOLGA KANAL PROJESİ

Don–Volga Kanal Projesi, Sokullu Don (Ten) ve Volga (İdil) ırmaklarını bir ka­nalla birleştirerek, donan­mayı, Karadenizden, Hazar denizine geçirmeyi düşün­müştür. Bu projedeki başlıca amaçları şun­lardır:

Altınordu devletinin yıkılmasıyla kurulan Türk han­lıklarını, Osmanlı egemenliğine almak.

Türk hanlıklarını, Rus egemenliğinden kurtarmak.

İran savaşlarında asker ve malzeme göndermeyi kolaylaştırmak ve İran’ı almak.

Orta Asya Türkleriyle yakın ilişkiler kurmak.

SÜVEYŞ PROJESİ

Amaçları:

Hindistandaki ve Endonezya’daki müslümanlarla bağlantı kurmak

Hind deniz ticaretinden yararlanmak, Uzakdoğu Asya ülkeleriyle ilişkiler kurmak

Portekizlilerin Hint okyanusundaki etkinliğini sona erdirmek, Ortadoğuda kara ticaretini geliştirmek

Akdeniz ticaretini yeniden canlandırmak

MARMARA – KARADENİZ KANAL PROJESİ

Sakarya nehri, Sapanca gölü ve İzmit körfezini birbi­rine bağlayarak Karadeniz ve Marmara arasında deniz yolu kurulmasını sağlamak. Mimar Sinan bu projeyle gö­revlendirildi. Çalışmalar sonuçsuz kaldı.

–          Don ve Volga kanal projesi, Kırım Han’ın gücünü ve yetkilerini kaybedeceğini düşünerek işçileri isyana teşvik etmesi, projeyi başarısızlıkla sonuçlanmasına ne­den oldu.

SOKULLUNUN ÖLDÜRÜLMESİ

Kanuni dönemi dışında, hiçbir sefere katılmaması, sefer­lere karşı olması, çevresndekileri görevlere ata­ması, Sokulluya eleştiriler yapılmasına neden oldu. Bu durumlar Sokullunun öldürülmesine neden oldu (1579). Osmanlı tarihçilerine göre Sokullunun öldürülmesiyel Yükselme Devri sona erdi. Duraklama Devri başladı.

KURULUŞ VE YÜKSELME DEVRİNDE

OSMANLI KURUMLARI-KÜLTÜR VE UYGARLIK

DEVLET YÖNETİMİ 

Padişah: Devletin başında Osman Beyin soyundan gelen Bey, Gazi, Han, Hakan, Hünkar Sultan gibi ünvan­larla anılan, hükümdarlar bulunurdu. Saltanat babadan oğula geçerdi. Büyük şehzade padişah olurdu.

Fatihin hazırladığı Kanunname–i Ali Osmani ile hü­kümdarlık mutlak hale getirildi. Bu kanunname ile devle­tin bütünlüğü için kardeş katli gelenek haline geldi. Bu gelenek I. Ahmet tarafından kaldırıldı.

Şehzadeler sancak beyi olarak atandıklarında Lala denilen hocaların bilgileriyle, devlet tecrübesi kazanır­lardı.

I.Selim’in, Mısır’ı fethinden sonra Osmanlı padişah­lar Halife ünvanı aldılar. Halife Rüy–yı zemin (Dünya hali­fesi), Zıllulahi Filâlem (Allahın yeryüzünde gölgesi), Hali­fet’ül Müslümin (Bütün müslümanların halifesi) sıfat­larını aldılar. Böylece Teokratik yetkilere de sahip ol­du­lar.

Tahta gelen padişah, para bastırır, hutbe okutur, kılıç kuşanır ve komşu ülkelere haberciler gönderirdi.

Divan: Devletin siyasi, idari, adli, mali ve diğer konu­larda kararlar aldığı kuruldur. Topkapı sarayında Kubbe­altı denilen yerde toplanırdı. Son karar padişaha aitti.

Fatih ve diğer padişahlar divan başkanlığını vezira­zama bıraktılar. Padişahlar Divan çalışmlarını kafes ar­kasından takip ederlerdi.

Divan üyeleri, kararları birlikte padişaha sunarlardı.. Vezirazam, daha önce Arz odasında padişaha bilgiler verirdi. Divan dağıldıktan sonra vezirazam, Paşakapısı, sonradan Babiâli denilen makamda çalışmasına edvam ederdi.

Divan üyeleri Vezirazam (Sadrazam), Vezirler, Ka­zeskerler, Defterdar, Nişancı, Müftü, Asıl üye olmayan Reisülküttap, Kaptan–ı Derya ve Yeniçeriağası toplantı­lara katabilirdi.

Vezirazam: Padişahın vekili ve divan başkanıdır. Padişahın mühürünü taşırdı. Padişah, sefere çıkmadı­ğında, orduyu komuta ederdi. Bütün işlerden sorum­luydu.

Vezirler: Ulema (bilginler) sınıfından seçilirdi. Resmi ünvanları Kubbealtı vezirleridir. Divan’da görüşlerini bil­dirirler, padişaha ve sadrazama devlet işlerine yardımcı olurlardı. Serdar (Komutan) olarak seferlere katılırlar ve emirlerinde asker bulunurdu. Maaş yerie Has denilen toprak alırlardı.

Kazaskerler: Vezirlerden sonraki üyelerdir. Önceleri bir kazasker vardı, daha sonra Rumeli ve Anadolu ka­zas­keri olmak üzere sayıları iki oldu. Rumeli kazaskeri rütbe ba­kımından daha önde idi. Divan’daki büyük hu­kuki davalara bakarlardı. Bölgelerindeki kadıların ve mü­derrislerin gö­revlendirilmesini yaparlardı. Kazaskerlere Sadr ünvanı verilirdi.

Defterdarlar: Kuruluş döneminde bir defterdar vardı. Fatih döneminde Rumeli ve Anadolu Defterdarı olarak sayı ikiye yükseldiiki defterdarlık oluşturuldu. Sadra­zamla birlikte devletin mali işlerine bakardı. Başdefter­darın onayı olmadan harcama yapılamazdı. Rumeli def­terdar, Kazaskerlerden sonra gelen üye idi.

Nişancı:Devletlerarası yazışmalarla ilgilenirdi. Fer­man ve beratlar üzerine padişahın tuğrası (imzası)’nı çe­kerdi. Has, zemet, tımar defterlerini tutar, bunların dağı­tımına bakardı. Kanunları çok iyi bilirlerdi, gerekti­ğinde Divan’a bilgiler verirlerdi.

Müftü: Divan kararlarının İslam dinine uygun olup olmadığı konusunda fetva verirdi. Halife ünvanını alın­ma­sından sonra önemleri arttı. Resmi bir makam olarak, müftülüğün ne zaman kurulduğu belli olmamakla bera­ber, devletin başlangıcından beri, divan çalışmalarında yer almıştır. Kanuni devrinde Şeyh–ül İslam adı verilmiş olup sadrazama eşit sayılmıştır.

Reisülküttap: Doğrudan divan üyesi değildi. XVII yy’dan sonra önemi arttı. Katipler sınıfından bilgili kişiler arasından seçilirdi. Devletin gizli yazışmalarını yapardı. Zamanla dış ilişkilerle ilgili görevleri yerine getirdiler.

Kaptan–ı Derya (Kaptanpaşa): Deniz kuvvetlerinin başkomutanıydı. Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumlu idi. İlk zamanlarda devlet içerisinde makam ola­rak yeri Anadolu beylerbeyinden sonraydı. XVI. yy’ın ikinci yarısıda, vezir rutbesiyle Divan üyesi oldu.

Yeniçeriağası:Yeniçeri ocağının amiriydi. Ve­zir rüt­besini almışsa, Divana katılırdı. Vezir değilse top­lantıya katılmaz, padişahla doğrudan görüşürdü.

MEMLEKET YÖNETİMİ

Ülke toprakları yönetim bakımından üçe ayrıldı.

  1. Merkeze bağlı eyaletler,
  2. Merkeze bağlı hükümet ve beylikler,
  3. Özel yönetimi olan beylikler 

Eyaletler san­caklara, sancaklar kazalara ve kazalar da köylere ayrılmıştı.

MERKEZE BAĞLI EYALETLER

Rumeli beylerbeyi ve Anadolu beylerbeyliği olarak ikiye ayrılmıştır. Rumeli beylerbeyi makamca yüksekti. Beylerbeyleri başarılı olduktan sonra vezir olurlardı. Beylerbeyinin eyalet merkezine paşasancağı denilirdi. Memleket idaresindeki başlıca görevliler şunlardı:

Kadı: Kazaları yönetir ve adalet işlerine bakardı.

Subaşı: Sancak ve kazalarda güvenliği sağlayan, askeri yetkileri olan görevliler idi.

Eyaletler toprakları dirliklere ayrılarak maaş karşılığı askerlere ve devlete hizmet edenlere verilirdi. Başlıca eyaletler Rumeli, Bosna, Anadolu, Trabzon, Şam, Budin, Temeşvar, Halep, Diyarbakır.

İstanbulun yönetimi: Başkent olduğundan, yönetimi ayrıydı. Güvenliği Yeniçeri ağası ile Subaşı sağlardı. Be­lediye işlerine şehir emini bakardı. Adalet işlerine de taht kadısı yürütürdü.

 MERKEZE BAĞLI HÜKÜMET VE BEYLİKLER

İç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlı devletine bağlı yerlerdir. Başlıcaları Kırım Hanlığı, Eflak beyliği, Boğdan beyliği, Erdel beyliği, Hicaz emirliği. Hicaz emir­liği dışındakiler, savaşta orduya kuvvet gönderirler, yıllık vergi verirlerdi.

 ÖZEL YÖNETİMİ OLAN EYALETLER

Merkeze uzak eyaletlerdir. Bağdat, Mısır, Trablus­garp, Tunus, Cezayir, Yemen ve Basra. topraklar dirlik­lere bölünmezdi. Bu eyaletlerin valilerine ve komu­tan­la­rına Saliyane (yıllık) denilen maaş verilirdi. Bundan do­layı bu eyaletlere saliyaneli eyaletler adı da verilmiştir. Bu eyaletlerin geliri ilitzama verilirdi. İltizam usulünde eyaletlerden alınacak vergi, önceden hazineye, mültezim denilen kişilerce peşin verilirdi. Mültezimler verdikleri vergiyi eyaletlerden toplardı.

Trablusgurp, Tunus ve Cezayir’den oluşan üç eya­lete Garp ocakları denirdi.

TOPRAK YÖNETİMİ

Köylerde yaşayanların nüfusu, ekonomik faaliyetleri, yazılarak gelirleri belirlenirdi. I. Murat zamanında toprak­ların dağıtımına başlanmıştır. Kanuni zamanında bu usul daha düzenli hale getirilmiştir. II. Selim döneminde ise topra­ğın dağıtımı kanunla yapılmaya başlamıştır. Bu iş­leri Nişancı yapmıştır.

Toprakların yönetimi devlet elindeydi. Üç yıl ekilme­yen toprakları, devlet başkasına verirdi.

Toprak hukuki yönden öşür, haraç, miriolmak üzere üçe ayrılmıştır.

Öşür arazi: Müslümanlara ait topraklardır. Ürünün onda biri oranında vergi alınırdı.

Haraç arazi: Hristiyan halkın elindeki topraklardır. Toprak sahipleri haraç denilen vergi verirlerdi.

Miri arazi: Devlete ait olan arazilerdir.

MİRİ ARAZİ ÇEŞİTLERİ

Vakıf arazi: Gelirleri medrese, hastahane, imaret, kervansaray ve dini yerlere verilen topraklardır. Vakıf arazi satılamazdı.

Yurtluk Arazi: Gelirleri sınır boylarındaki beylere bı­rakılan topraktır.

Ocaklık Arazi: Geliri kale muhafızlarına ve tersane giderlerine ayrılan topraktır.

Yurtluk ve Ocaklık araziler satılamaz, bağışlanmaz, vakıf yapılamazdı.

Mukataa: Geliri hazineye gelen topraklardır. Bu top­raklar iltizama verilir. Mültezimler hazine adına geliri toplardı.

Dirlik: Görev karşılığı olarak başarılı kişilere verilen topraktır. Dirlikler devlet malı olup gelirlerine göre Has, Zeamet, Tımar olmak üzere üçe ayrılır.

Has: Yıllık geliri yüz bin akçeden çok olan dirliktir. Padişahlara divan üyelerine, yüksek dereceli memurlara verilirdi. Göreve karşılık, Has alanlar devlete sipahi ya da Cebeli denilen (atlı asker) yetiştirirdi.

Zeamet: Yıllık geliri yirmi bin ile yüz bin akçe arasın­dadır. Orta dereceli memurlara ve komutanlara görev karşılığı verilirdi. Zeamet alanlar o bölgede oturmak ve asker yetiştirmekle yükümlüydü.

Tımar: Yıllık geliri üç bin ile yirmi bin akçe arasında olan dirliktir. Görev karşılığı verilen Tımar, veraset yo­luyla kimseye bırakılamaz. Tımar alanlar üç bin akçeyi kendi geçimlerine ayırırlardı. Buna kılıçtımarı denilir. Diğer ge­lirlerle, Cebeli ve Eşkinci denilen askerler yetiş­tirir­lerdi.

TIMAR ÇEŞİTLERİ

a) Eşkinci Tımarı: Savaşlarda yararlılık gösteren askerlere verilirdi.

b) Mustahfaz Tımar: Cami imamlarına ve hatiple­rine, saray görevlilerine verilirdi.

Dirlik sahipleri ile toprağı işleyen köylü ara­sında ilişki­leri ve vergi oranını belirleyen sancak kanun­name­leri denilen kanunlar vardı. Arazinin geliri ve işle­teni tah­rir defterlerine yazılırdı.

MALİYE

Devletin mali işleri Başdefterdar tarafından yürütü­lürdü.

Osmanlı maliyesinde bulunan hazineler:

Dış hazine: Devletin asıl hazinesidir. Bu hazineye Hazine–i Ami­re verilmiştir.

İç hazine: Savaş ve diğer önemli işlerin masrafları­nın karşılandığı hazinedir.

Ceb–i Hümayun hazine: Padişahın şahsına ait ha­zinedir. Has gelirleri ile gönderilen hediyelerden oluş­muştur.

BAŞLICA GELİR KAYNAKLARI

Öşür: Devlet malı olan topraklardan müslümanların onda bir oranında verdiği vergidir.

Haraç: Hristiyan ve Musevi vatandaşlardan, gelir ve kazançları üzerinden alınan vergidir.

Cizye: Müslüman olmayan sağlıklı erkeklerden, yılda bir kere alınan vergidir. İhtiyar ve çocuklardan alınmazdı. Cezyedar denilen memurlar toplardı.

Ağnam: Hayvancılıkla uğraşanlardan alınan vergidir.

DİĞER GELİRLER

  • Tüccar ve şehirliden alınan Tekâlif–i örfiye vergisi
  • Gümrük vergileri
  • Maden, orman, tuzla gelirleri
  • Savaş giderlerini karşılamak için alınan avarız vergiler
  • Savaşlarda kazanılan ganimetlerin beşte biri. Buna Hums–u şeri adı verilirdi.
  • Salıyeneli eyaletlerden ve bağlı beylik, hükümet­lerden alınan vergi

ORDU

Osmanlılarda ilk ordu Gaziler ve boy halkından seçi­lenlerden, oluşturuldu. Temelde bu ordu gaziler örgü­tüydü.

İlk askeri teşkilat Orhan Bey zamanında veziri Ala­eddin Paşa ile kadı Çandarlı Kara Halilin tavsiye ve ça­lışmalarıyla kurulan Yaya ve Müsellem adlı asker­lerdi.

Yayalar maaşlı, piyade askerlerdi. Müsellemler vergi vermeyen atlı askerlerdi. Savaşta ulufe alırlardı. Bu as­kerler kapıkulu askerlerinin çoğalması üzerine geri hiz­mete alındı.

Yükselme devrinde ordunun teşkilatlanması tamam­landı. Avrupa devletlerinden, üstün duruma gelindi. Ordu üç bölümden oluşmuştur.

A) Kapıkulu Askerleri

B) Tımarlı Sipahiler

C) Yardımcı Kuvvetler

 A) KAPIKULU ASKERLERİ

Padişaha bağlı de­vamlı ve maaşlı askerlerdi. Bu as­kerler, Osmanlı ordu­sunun temelini teşkil etmiştir. İstan­bul’da ve sınır boyla­rındaki şehir ve kale­lerde yaşarlardı. Yaptıkları iş bakı­mından 1) Kapıkulu pi­yadeleri 2) Kapı­kulu süvarileri şeklinde ikiye ayrılmıştır.

Kapıkulu Piyadeleri:

Yedi ocaktan oluşurdu. Bunlar Acemioğlanlar, Yeni­çeriler, Topçular, Cebeciler, Toparabacıları, Humbaracı­lar, Lağımcılar

Acemioğlanlar ocağı:

I.Murat zamanında Çandarlı Karalı Halil çalışmala­rıyla, Gelibolu’da savaş esirlerinden kuruldu. Hristiyan ailelerin çocukları Türk ailelerin ya­nında Türk–İslam ge­leneklerine göre yetiştirildikten sonra ocağa alınır, daha sonra Yeniçeri ocağına gönde­rilirdi.

Yeniçeriler:

I.Murat zamanında Çandarlı Kara Halil­’in çalışmala­rıyla kuruldu. (1363). Acemioğlanlar ocağın­dan oluştu­ruldu. İstanbulda kışlalarda otu­rurlar, başka bir işte ça­lışmazlar, emekli oluncaya kadar ev­lenmezlerdi. Savaşta padişahın yanında bulunurlardı. Üç ayda bir ulufe demi­len maaş alırlardı.

Cebeciler:

Yaya askerlerin silahlarını onaran ve cephane hazır­layan ocaktı.

Topçular:

Top döken, savaşlarda top kullanan ocaktı. Osmanlı ordusunda top ilk kez I. Kosova sava­şında kullanıldı. Bu ocak Fatih Sultan Mehmet zama­nında geliştirildi.

Top arabacıları:

Top arabalarını yapan ve topları taşıyan yaya asker­lerdi.

Humbaracılar:

Havan toplarını, humbaraları (el bombaları) yapan ve kullanan ocaktı.

Lağımcılar:

Kalelerin kuşatılması sırasında tünel ka­zan, barutla kale duvarlarını ve surlarını yıkan sınıftı.

Kapıkulu Süvarileri:

Yeniçeriler gibi ulufe alırlardı. Altı ocaktan oluşmuş­tur.

  1. Sipahi
  2. Silahtar
  3. Sağ ulufeciler
  4. Sol ulufeciler
  5. Sağ Garipler
  6. Sol Garipler

B) EYALET ASKERLERİ (TIMARLI SİPAHİLER):Eyalet askerleri, tımar sistemine ve toprak yönetimine dayanırdı. Ordunun en büyük bölümünü meydana ge­tirmiştir. 1) Tımarlı Sipahiler, 2) Akıncılar olmak üzere ikiye ayrılırdı.

Tımarlı Sipahiler:Dirlik sahiplerinin yetiştirmekle yükümlü oldukları, Cebeli denilen atlı askerlerdir. Sipahi­lerin giderlerini Tımar sahipleri karşılardı. Ordunun en büyük ve en güçlü hareketli birlikleri idi.

Akıncılar:Sınır boylarında otururlar, düşman toprak­larına akınlar ve keşifler yaparlardı.

C) YARDIMCI KUVVETLER:

Yayalar, Musellemler, Yörükler: İlk düzenli Os­manlı kuvvetleriydi. Yörükler Rumelide, Yayalar Anadolu­’da bulunurlardı. Müsellemler atlı askerlerdir. Savaşta yol açmak, yiyecek taşımak buna benzer işler yaparlardı.

Azaplar: Savaşta düşman kuvvetlerini oyalayarak kuşatılmasını sağlayan askerlerdi.

Saka Ocağı: Savaşlarda ve seferlerde su ihtiyacını karşılayan ocaktır.

DONANMA

İlk Osmanlı tershanesi Yıldırım Beyazıd zamanında Gelibolu’da kurulmuştur. İstanbul’un fethi ve Mısır’ın alın­ması donanmanın kuvvetlendirilmesini sağlamıştır. Ka­nuni devrinde, donanma en parlak çağını yaşamıştır.

Donanma başkomutanına Kaptan–ı Derya (Kaptan Paşa) komutanlarına Reis, askerlerine Levent denilmiş­tir.

Başlıca tershaneler İstanbul, İzmit, Gelibolu, sonra­dan Suveyş, Rusçuk. İstanbul tershanesi (Tershane–i Amire) en büyük tershanedir. Venedik tershanesi düze­yinde idi.

Akdeniz’de Osmanlı donanmasının en büyük yar­dımcısı Cezayir, Tunus, Trablusgarp’ta kurulu olan Garp ocakları idi.

HUKUK

Osmanlı hukuku, İslam hukukuna (şer’i hukuk) da­yanmaktaydı. Kamu hukukunun gelişmesinden dolayı örfi hukuk da gelişti.

Fatih’in hazırlattığı Kanunname–i Al–î Osmani örfi hukukla ilgili bir kanundu. Bu kanunname Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılan konularla daha da zengin­leştirilmiştir.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Eğitim ve öğretim düzenli şekilde ilkokul düzeyindeki okullar ile medreselerde yapılırdı.

Bu okullarda, okuma, yazma ve kuran–ı kerim ders­leri görü­lürdü.

Medreseler: Orta ve yüksek öğrenim kurumlarıdır. Genellikle camiler ve vakıfların çevresinde kurulmuştur. Medreselerin çalışması ve ihtiyaçlarıyla ilgili vakfiyeleri bulunurdu. Ders verenlere müderris, yardımcılrına muid denirdi.

İlk Osmanlı medresesi İznik’te Orhan Bey zama­nında açıldı. Osmanlı medreseleri Fatihin yaptırdığı Sahn–ı seman medresesi ile Kanuni devrinde yapılan medrese­lerle gelişmiştir.

Medreselerden mezun olanlar kadılık, müderrislik, müftülük, nişancılık, defterdarlık, tabiplik gibi görevleri ya­parlardı.

Medreselerin dışındaki en önemli okul Enderundur. İlk önce Edirne sarayında açılmıştır. Enderun Devlet adamı yetiştiren bir okuldur.

DİL VE EDEBİYAT

Devletin resmi dili Türkçeydi. Yükselme döneminde sınırların genişlemesiyle Türkçe yaygınlaştı. Türkçe XVI. yy.’da Arapça ve Farsça’nın tesiri altına girmiştir. Böylece Osmanlıca denilen yeni bir dil ortaya çıkmıştır.

BİLİM VE KÜLTÜR

Osmanlı kültür hayatında en etkili sınıf ülema sını­fıydı. İstanbul bilim ve kültür merkeziydi. Fatih Eski Yu­nan, Latin, Arap, Fars dillerinde yazılı önemli eserleri ter­cüme ettirdi.

Önemli bilim ve kültür adamları şunlardır:

Ali Kuşçu:Semerkanttan geldi. Fatih zamanında Ayasofya medresesinde müderrislik yaptı. Matematik ve astronomi bilginidir.

Sinan Paşa: Tazaruname adlı eseri yazdı, matema­tik ve astronomiyle ilgilenmiştir.

Takiyüddin:Türkiye’de ilk rasathaneyi kurmuştur. III. Murat çalışmalarını desteklemiştir. Gericiler tarafın­dan çalışmaları durduruldu ve kurduğu rasathane yıktı­rılmış­tır.

Sabuncuoğlu Şerefaddin: Cerrahname–i İlhani adlı eseri yazan tıp bilginidir. Fatih döneminde yetişmiş­tir, diğer tıp bilginleri Ahi Almet, Altıncızade

Piri Reis:Kitab–ı Bahriye ve Dünya haritası eserle­riyle tanınan coğrafyacı ve denizcidir.

Seyd Ali Reis:Muhid adlı coğrafya eseri, bir seya­hatname olan Mir’atül – Memâlik adlı eseri yazmıştır.

Ahmedi: Bilinen ilk Osmanlı tarihi olan “İskender­name” adlı eseri yazdı.

Hoca Saadddin: Tac–üt Tevarih adlı ilk büyük resmi Osmanlı tarihini yazdı.

Ebusuud Efendi: Kanuni devrinin ünlü fıkıh bilgini­dir.

SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT

Sosyal hayat: Halkın büyük çoğunluğunu müslü­manlar oluşturmuştur.

Hristiyan ve Musevi halka dini inançlarında serbestlik tanınmıştır.

Türkler, yerleşik ve göçebe hayat sürdürürken,. Müslüman olmayanlar kasaba ve şehirlerde yaşarlardı.

Halk yöneticiler ve Reaya olmak üzere ikiye ayrıl­mıştı. Reaya Müslüman ve Hristiyan halka denilirdi. Re­aya deyimi sonradan müslüman olmayan halk için kul­landı.

Şehrin en yüksek sivil yöneticisi Kadı idi, yargı işle­rine bakarlardı. Malların fiat tespitinde bulunur­lardı.

Lonca teşkilatı, esnafları ve sanatkarları denetlerdi. Loncalarda, çıraktan kalfaya; kalfadan, lonca ustalarına kadar belirli sınıflaşma vardı. Buralardaki Esnaf ve za­na­atkarlar ara­sında karşılıklı yardımlaşma sağlanırdı.

EKONOMİK HAYAT

Tarım:Topraklar düzenli yazılır ve gelirlerine göre dirliklere ayrılırdı. Toprağı üç yıl arka ar­kaya ekmeyen­den toprak alınırdı. Devlet Tımar sipahile­rine her türlü yardımı ederdi.

Anadolu’da ve Rumeli’de halk hayvancılıkla geçinirdi. Osmanlı ekonomisi esas olarak tarıma dayanmıştır. Top­rağını ekmeyen ve göç edenlerden çift bozan ver­gisi alınırdı.

Zanaat: Başta İstanbul olmak üzere, şehirlerde za­nat gelişmişti. Dericilik, demircilik, bakırcılık, kuyumcu­luk, kunduracılık, terzilik meslekleri yapılmıştır.

Osmanlı sanayisi genelde harp sanayi alanında ge­lişmişti, tershane, baruthane, demirhane gibi tezgahlar vardı.

Ticaret:Osmanlı toprakları coğrafi bakımdan tica­rete elverişliydi. İpek yolu ve Baharat yolu kervanları, ti­cari canlılığı sağlamıştır. Kırım, Trabzon, Suriye, Mısır, Trab­lusgarp ve Şam önemli ticaret merkezleriydi. Deniz tica­re­tiyle Hristiyan ve Museviler, Kara ticaretini Türkler ile di­ğer Müslümanlar yapardı.

Para: Osmanlılar’da ilk parayı Orhan beyin bastırdığı bilinmekteydi. Son yapılan araştırmalarda Osman Gazi’­nin bastırdığı para bulundu. Osman Gazi’nin hangi ta­rihte para bastırdığı saptanamadı. Orhan beyin bastır­dığı pa­raya Akçe denir (1327). İlk Osmanlı darphanesi Bursa’da idi. I. Murat bakır para bastırdı. II. Murat bastır­dığı para­larda Sultan ünvanını kullandı. İlk altın para Fatih tarafın­dan bastırıldı.

SANAT

Osmanlı sanatında en önemli ilerleme mimaride gö­rülmüştür. İlk çalışmalar İznik’te başlamıştır. Camiler, köprüler, çeşmeler, bedestenler, çarşılar önemli mimari eserlerdir.

Fatih zamanından itibaren Osmanlı sanatı gelişmeye başladı. Mimar Sinan çok sayıda cami, köprü, medrese yapmıştır. En önemli eserleri Manisa’daki Şehzade, İs­tanbul’daki Süleymaniye, Edirne’deki Selimiye camile­ri­dir.

Çinicilik, kakmacılık, oymacılık, nakkaşlık, tezhip, minyatür ve hat (yazı) gibi süsleme sanatları çok geliş­mişti. Kitaplar tezhip ve minyatürlerle süslenmiştir.

Fatih, İtalyan Belleniye kendi portrelerini ve İstanbu­lun çeşitli manzaralarını yaptırmıştır. II. Bayezıt bu sana­tın gelişmesine önem vermiştir. Resim sanatının yerine minyatür sanatı gelişmiştir.

OSMANLI DEVLETİNDE DURAKLAMA DÖNEMİ

OSMANLI DEVLETİNDE 17.Y.Y. SİYASİ DURUM

DURAKLAMA DÖNEMİ

DURAKLAMANIN İÇ NEDENLERİ

PADİŞAHLARIN VE DEVLET ADAMLARININ YETERSİZLİĞİ

Orduların başında sefere katılmayan, devlet işleriyle ilgilenmeyen, saraydaki zevkli hayata kendini kaptıran, zayıf iradeli padişahlar yönetimde bulunuyordu. I. Ahmet zamanında şehzadeler, sancaklara gönderilmedi, sa­rayda eğitimleri başladı, bundan dolayı devlet tecrübesi kazana­madılar. Padişahlar niteliksiz olmaya başladı. Bu şart­larda saray görevlileri, yeniçeri ağaları ve ülemalar yö­netime karıştılar.

Devletin önemli görevlerine rüşvetle atamalar ya­pıldı. Yönetimde yolsuzluklar arttı. Halkın devlete güveni azaldı.

İMPARATORLUĞUN YAPISI VE KARAKTERLERİNİN BOZULMASI

Devlet mutlakiyetle yönetilen, teokratik bir devletti. İmparatorluk, farklı din ve kültürlerden milletlere dayanı­yordu. Kuvvetli ve eşitlikçi yönetim devam ettiği sürede milletler bir arada rahatça yaşamışlardır. Ancak yönetim bozulunca milletler imparatorluktan ayrılma hareketlerine yöneldiler.

ORDU VE DONANMANIN BOZULMASI

Yeniçeri Ocağına kanuna aykırı asker alındı (III. Mu­rat devrinden itibaren). Yeniçeri Ocağı ile Kapıkulu asker­leri zamanında ulufe (maaş) alamadıklarından ayaklandı­lar. Padişahların ve sadrazamların değiştiril­mesini istedi­ler.

Has, zeamet ve tımar dağıtılmasında rüşvetçi yol iz­lendi. Bu durum dirliklerin işleyişini bozdu. Tımarlı sipahi­lerin sayısı azaldı. Bu durum devletten maaş alan kapı­kulu askerlerinin sayısını arttırdı, tarım ve hayvancılık gerilemeye başladı.

Girit’in fethinden sonra donanmaya verilen önem azaldı. Denizcilikten anlamayan kişiler donanma teşkila­tına alındı.

 EKONOMİ VE MALİYENİN BOZULMASI

Uzun süren savaşlar harcamaların artmasına neden oldu. Ganimetler, vergiler azaldı. Tımar sisteminin bo­zulmasıyla toprak gelirleri azaldı. Her padişah değişi­minde cülus bahşişinin verilmesi hazineyi etkiledi.

Kapitülasyonların Fransa’dan başka diğer ülkelere verilmesi gümrük gelirlerini azalttı. İltizam usulünün bo­zulması para sıkıntısına düşürdü. Ayarı düşük akçe bas­tırıldı, askerler ayarı düşük akçeyle maaş almak iste­medi­ler. Maaşları gecikti. Bu durum isyan etmelerine neden oldu.

 İLMİYE SINIFININ BOZULMASI

Medreselerde eğitim bozuldu. Küçük yaşta Müderris “beşik ülemalığı” yapılanlar oldu. Yüksek memurluklar rüşvetle alınıp satılmaya başladı.

DURAKLAMANIN DIŞ NEDENLERİ

 İMPARATORLUĞUN DOĞAL SINIRLARA ULAŞ­MASI

Doğuda Kafkasya dağları, güneyde Umman denizi, Kuzey Afrikada Büyük Sahra ve Atlas Okyanusuna, Av­rupada Baltık Denizine ulaşıldı.

Avrupa’da siyasi ve askeri yönden güçlü Avrupa devletleriyle karşılaşıldı. (Almanya, Lehistan, Avusturya ve İtalyan Cumhuriyetleri, Rusya Çarlığı) doğuda Safevi­ler ile savaşıldı. Avrupanın güçlü devletleri, Osmanlı Devletine karşı ittifak kurdular.

BÜYÜK COĞRAFYA KEŞİFLERİ

İpek yolu ve baharat yolu Avrupalı devletlerin dene­timine girdi. Akdeniz ticareti önemini kaybetti.

Kapitülasyonlar ülkeyi açık pazar haline getirdi. Coğ­rafya keşifleri sonucunda Avrupa devletleri zengin­leşti. Rönesansla birlikte bilim ve teknikte gelişmeye başladı. Osmanlı devleti bu gelişmelere yönelmedi.

XVII.Y.Y. DA OSMANLI DEVLETİNİN SİYASAL DURUMU

OSMANLI–İRAN (SAFEVİ) SAVAŞLARI (1577–1639):

Amasya anlaşması 1577 yılına kadar barışı devam ettirdi. Başlayan savaşlar 1639 Kasr–ı Şirin anlaşmasına kadar sürdü.

I. DÖNEM İRAN SAVAŞI (1577 – 1590)

III. Murat Doğu Anadoludaki valilerin isteğiyle sefere karar verdi. İran’daki taht kavgalarından yararlanıldı. So­kullu Mehmet Paşa sefere karşı çıktı. Hazar denizine ka­dar toprak kazanıldı. İranlıların isteğiyle Ferhat Paşa (İstanbul) antlaşması imzalandı.

Azerbeycan, Gürcistan, Luristan, Dağıstan Osmanlı­ların oldu (1590). Osmanlı devleti doğuda en geniş sı­nıra ulaştı. 

II. DÖNEM İRAN SAVAŞI (1603 – 1611)

I.Ahmet zamanında Osmanlılar Avusturya ile sava­şıyordu. Anadoluda Celali isyanları vardı. İran Hükümdarı Şah Abbas bundan yararlandı. Ferhatpaşa anlaşmasıyla kaybettikleri yerleri geri aldılar. Nasuhpaşa anlaşması yapıldı (1611). Osmanlılar Ferhatpaşa ile aldıkları top­rakları geri verdiler. İran 200 deve yükü ipek vermeyi ka­bul etti.

III. DÖNEM İRAN SAVAŞI (1617 – 1618)

II.Osman zamanında İranlılar Nasuhpaşa anlaşm­sı­nın şartlarını yerine getirmediler. Savaşlar yeniden çıktı. Serav anlaşması imzalandı (1618). İran Nasuh­paşa anlaşmasının şartlarını yerine getirmeyi kabul etti.

IV. DÖNEM İRAN SAVAŞI (1624 – 1639)

Bağdat valisini öldüren Bekir Subaşı adlı isyancı, Osmanlılara karşı, İran devletinden yardım istedi. İran Bağdat’ı işgal etti. IV. Murat Revan ve Bağdat seferle­rini düzenledi. Bağdat geri alındı. Görüşmeler sonucu Kasr–ı Şirin anlaşması imzalandı (1639). Azerbaycan, Revan İran’a bırakıldı. Bağdat Osmanlıların oldu. Zagros Dağları sınır oldu. Uzun süren barış dö­nemi başladı. Bu­günkü Türkiye – İran sınırı çizildi.

GİRİT’İN FETHİ (1645 – 1669)

Girit Venedik tarafından yönetiliyordu. Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika kıyıları arasında önemli bir coğrafi ko­numa sahipti. Adadaki korsanlar Osmanlı gemilerine saldırdılar. Osmanlılar adayı kuşattı. Venedikliler Çanak­kale boğazını ablukaya alarak Girit kuşatmasına yardım gönderilmesini önlediler. Köprülü Mehmet za­manında Venediklilerin ablukası kaldırıldı. Fazıl Ahmet Paşa za­manında ada alındı.

LEHİSTAN SEFERLERİ

Genç Osman’ın Lehistan Seferi ve Hotin Antlaş­ması: Genç Osman Lehistan’ın Erdel ve Boğdan içişle­rine karışması üzerine sefer kararı aldı. Hotin kalesi ku­şatıldı. Yeniçeriler yapılan meydan savaşında başarılı olamadılar. Lehistan barış istedi. Hotin antlaşması ya­pıldı (1620). Buna göre Lehistan Osmanlı topraklarına saldırmayacak ve Kırıma vergi vermeye devam edecek.

IV. MEHMET’İN LEHİSTAN SEFERİ VE BUCAŞ ANTLAŞMASI

Lehistan Osmanlı korumasındaki Ukraynadaki Ka­zaklara saldırdı. Lehistan’a sefer düzenledi. IV. Mehmet­’in yönettiği seferde Lehistan topraklarına girildi. Lehis­tan’lılar barış istedi. Bucaş anlaşması imzalandı (1672). Lehistan vergi vermeyi kabul etti. Podolya böl­gesi Os­manlıların oldu. Ukrayna Osmanlı korumasına alındı. Osmanlı vergiden vazgeçti. Leh’liler vergiye bağ­landı. Leh’liler vergi vermeyince savaşlar başladı. Osmanlılar vergiden vazgeçti. Bucaş ikinci defa imza­landı (1676). Bu anlaşma Avrupa’da devlete toprak kazandıran en son anlaşmadır.

OSMANLI – AVUSTURYA SAVAŞLARI (1593-1699)

I.DÖNEM AVUSTURYA SAVAŞI (1593 – 1606)

Avusturya Bosna Beylerbeyini Avusturya’ya yaptığı bir akında öldürünce III. Murat savaş ilan etti. Savaşlarda başarılı olunmadı. III. Mehmet savaşları de­vam ettirdi. Sefere çıktı. (Kanuniden itibaren ordunun başında se­fere ilk çıkan hükümdardır.) Haçova Meydan Savaşı (1596) kazanıldı. Eğri, Kanije, Estergon kaleleri alındı. Avusturya’lılar Kanije kalesini geri almak istedi­ler. Kale komutanı Tiryaki Hasan Paşa emrindeki kuvvetlerle ka­leden çıkarak Avusturyalıları yenilgiye uğ­rattı. Bundan sonra Eflak, Boğdan, Erdel yeniden Osmanlı egemenli­ğine alındı. Avusturya barış istedi. İran savaşları ve Ce­lali isyanları nedeniyle barış teklifini Osmanlılar kabul etti. Zitvatorok Antlaşması yapıldı (1606).

  1. Eğri, Kanije, Estergon kaleleri Osmanlıların oldu.
  2. Avusturya bir defaya mahsus olmak üzere büyük miktarda savaş tazminatı verecek.
  3. Avusturya Kralı Kutsal Roma – Cermen İmpara­toru kabul edilecek. Protokol bakımından Osmanlı Padi­şahıyla eşit sayılacak.

Önemi: Osmanlı’ların 1533 İstanbul anlaşmasıyla Avusturya­’lılara karşı kazandığı üstünlüğü sona erdi.

II.DÖNEM AVUSTURYA SAVAŞI (1662 – 1664)

Erdel Beyi, Eflak ve Boğdan beylerini kendi tarafına çekerek isyan ettirdi. Köprülü Mehmet Paşa Erdel isya­nını bastırdı. Bu beyliklerin yöneticilerini değiştirdi. Avus­turya’lılar eski Erdel beyinin kışkırtmasıyla Osmanlı top­raklarına doğru saldırılar düzenledi. Fazıl Ahmet Paşa sefere çıktı. Alınması imkansız görülen Uyvar ka­lesi alındı. Avusturya barış istedi. Fazıl Ahmet Paşa sa­vaşa devam etti. Fakat Sen Gotar denilen yerde Osmanlı or­dusu yenild. Avusturya kralının onaylayarak sunduğu antlaşma kabul edildi. (1664) Vasvar Antlaşması.

  1. Erdel Osmanlıların olacak, Avusturya Osmanlıla­rın atandığı beyi tanıyacak.
  2. Uyvar ve Növigrat kaleleri Osmanlıların olacak.
  3. Avusturya savaş tazminatı ödeyecek.

İKİNCİ VİYANA KUŞATMASI (1683)

  1. Avusturya yönetimindeki Macarların bağımsız krallık kurmak istemeleri.
  2. Avusturya Kralının Ortodoks ve Macarları kabul etmeleri

Merzifonlu son bir saldırıyla şehrin alınma durumu varken, saldırmayarak, şehrin kendiliğinden teslimini bekledi. Ancak geçen zamanda Lehistan kuvvetleri Tuna kıyısındaki Kırım Kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Viyana önlerinde, Osmanlı kuvvetlerine arkadan saldırdı. Yeni­len Osmanlı kuvvetleri Budine sonrada Belgrata çekildi. IV. Mehmet Merzifonlu Mustafa paşayı idam et­tirdi. Bu yenilgiden sonra Papa Osmanlılara karşı kutsal bağlaş­mayı kurdurdu.

KUTSAL BAĞLAŞMA (1699):

II.Viyana’da Os­manlılar yenilince Papa Osmanlılara karşı bağlaşmayı kurdurdu. Kutsal Bağlaşmaya Katılan Devletler: Avus­turya, Lehistan, Venedik, Malta ve Rus Çarlığı (sonradan ka­tıldı.)

 KUTSAL BAĞLAŞMA DEVLETLERİYLE SAVAŞLAR

Avusturyalılar Macaristanı, Erdeli, Belgratı alarak Bulgaristana doğru ilerlediler.

Lehliler Podolyayı aldılar, Boğdana girdiler.

Venedikliler Mora Dalmaçya kıyılarına saldırdılar.

II.Süleyman Köprülü Fazıl Mustafa Paşayı sadra­zamlığa getirdi. Avusturyaya saldırıldı. Tuna aşıldı. Bel­grat alındı. Salankamen Savaşı’nda sadrazam Fazıl Mustafa Paşa öldü. Ordu yenildi (1691).

II.Mustafa’nın Macaristan’a düzenlediği seferde, ya­pılan Zenta savaşında Osmanlı ordusu yenildi. (1697) Ruslar’da Azak kalesini aldı.

KARLOFÇA ANTLAŞMASI (1699):

II.Mustafa Avusturya ile savaşmak amacındaydı. Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa barış taraftarıydı. İngil­tere ve Hollanda devletlerinin aracılığıyla barış ya­pıldı.

Anlaşma; Avusturya, Lehistan, Venedik devletleriyle ayrı ayrı imzalandı. (1699)

  1. Macaristan, Erdel Avusturya’nın oldu. Banat yay­lası, Temeşvar eyaleti Osmanlılara kaldı.
  2. Podolya, Ukrayna Lehistana verildi. lehlilerin Kı­rım hanlığına verdikleri vergi kaldırıldı.
  3. Mora, Dalmaçya kıyıları Venediklilere verildi. Karlofça anltlaşması Osmanlıların ilk toprak kaybet­tiği anlaşmadır. Osmanlı devletinde duraklama devri sona ermiş gerileme devri başlamıştır.
  4. Antlaşma 25 yıl geçerli olacak ve Avusturyanın garantisinde olacak.

 İSTANBUL ANLAŞMASI (1700)

Karlofçanın devamı olarak Rusya ile imzalanan Osmanlı Rus anlaşmasıdır.

  1. Rusya İstanbul’da bir elçi bulunduracak. (İlk kez)
  2. Ruslar Kudüse serbestçe gidebilecek.
  3. Azak Kalesi ve çevresi Rusyanın oldu. Dinyeper çevresindeki kaleler Osmanlıların oldu.

İSYANLAR

XVII.yy’da idari, askeri, mali alanlarda bozulmalar yüzünden çıkan isyanlar üç bölüme ayrılır.

1)         İstanbul isyanları

2)         Celâli İsyanları

3)         Bağlı beylik ve özel yönetimli eyalet isyanları

ÖNEMLİ İSTANBUL İSYANLARI

 III. MURAT DEVRİ İSYANI

Asıl neden iktidar mücadelesine girenlerin askeri sı­nıf kışkırtmasıdır.

Yeniçeriler ile sihapilerin ayarı bozuk akçeyle maaş verilmesine karşı çıkmalarından dolayı. İsyana, bazende ulema ve halkta katılmıştır. Yeniçeriler ilk kez Fatih za­manında cülus bahşişi için ayaklanmışlardır. İstekleri karşılanınca her padişah değişiminde ayaklandılar. Bu ni­telikte isyanlar Yavuz, Kanuni, II. Selim zamanında ol­muşur. Sonuçta yeniçeriler devlet içinde önemli büyük kuvvet olduklarını anladılar.

İSTANBUL İSYANLARI 

  1. III. Murat zamanında yeniçeriler ayarı bozuk ak­çeyle ulufe alacaklarını duyduklarında saraya yürüdüler, istek­lerini gerçekleştirdiler. Sipahilerde aynı nedenle sa­raya yürüdüler. Saray görevlileri isyancıları öldürdüler.
  2. Genç Osman’ın Öldürülmesi:

Hotin seferinde yeniçeriler başarısız, disiplinsiz ha­re­ketler gösterince, Genç Osman bu ocağı kaldıracağını söyledi. Yeniçeriler Genç Osmanı öldürdüler. Padişahla­rın dokunulmazlık geleneği bozuldu.

  1. IV. Murat Dönemi’nde:

Yeniçeriler saraya yürümüşler, sadrazamı öldürmüş­ler devlet yönetiminde kendilerine karşı olan devlet adamlarına gözdağı vermişlerdir.

  1. IV. Mehmet Dönemi’nde:

Sipahileri, saray adamlarının devlet yönetiminde oto­ritelerini arttırmalarına tepki gösterdiler. İsyan ederek sa­raya yürüdüler. Saray adamlarının kendilerine teslim edilmesini istediler. Tepki gösterdikleri Saray adamlarını Sultanahmette bir çınar ağacına astılar. (Vakay–i vak­va­kiye)

CELÂLİ İSYANLARI

XVII’da ekonomik durum bozulmuş, uzun süren Avusturya ve İran savaşları maliyeyi olumsuz etkilemişti. Buna bağlı olarak artırılan vergiler pek çok köylünün çiftçilikten, hayvancılıktan uzaklaşmasına neden olmuş­tur. Köylüler maaşlı asker olmaya yöneldi. Eyalet ve sancaklarda maaşlı askerlerin sayısı arttı. Bu askerler maaş alamayınca eşkiyacılığa başladılar. Devlet bu is­yanları bastırınca, halk isyancılarla devlet kuvvetleri ara­sında kaldı. Bazen isyanlara medrese öğrencileri de ka­tılmışlardır.

Nedenleri:

  1. Devlet ve eyalet yönetimlerinin bozulması
  2. Vergilerin ağırlığı, köylünün tarımı bırakması
  3. Ekonominin bozulması, akçenin ayarının bozul­ması
  4. Memuriyetlerin rüşvetle verilmesi
  5. Tımar sisteminin bozulması
  6. Dirliklerini kaybeden sipahilerin ve Haçova sava­şından kaçan askerlerin eşkiyalık yapması, halkı kış­kırt­ması
  7. Devlet görevlilerinin disiplinsizlikleri, rüşvetin yay­gınlaşması

Celâli İsyanlarının En Önemlileri:

Karayazıcı (Abdülhalim), Deli Hasan, Cambolatoğlu, Kalenderoğlu, Katırcıoğlu, Kör Mahmut, Gürcü Nebi, I. Ahmet zamanında Celalilerin kuvvet ve otoriteleri arttı. Veziriazam Kuyucu Murat Paşa sert tedbirlere başvurdu. İsyancılar ortadan kaldırıldı. İsyanların asıl nedenleri üzerinde durulmadığından isyanlar ileride devam etmiş­tir.

Celali isyanlarından biri olan Abaza Mehmet Paşa Genç Osmanın intikamını almak amacıyla yeniçerilere karşı isyan etti. IV. Murat, Mehmet Paşayı haklı buldu. Vardar Ali Paşa ise Deli İbrahimin yanlış yönetimine karşı ayaklanmıştır.

EYALET İSYANLARI

XVII’de devlet otoritesinin zayıflamasından yararla­nan Eflak, Boğdan, Erdel gibi beylikler devletten ayrıl­mak için ayaklandılar. İsyanlar bastırıldı. Yemen, Bağdat, Basra, Trablusgarp gibi uzak eyaletlerde de yerli dere­beylerin bağımsız hareket etmeleriyle başladı. İsyanlar daha sonra bastırıldı.

DURAKLAMA DÖNEMİ ISLAHATLARI

Avrupa’daki gelişmelerden yararlanma olmamıştır. Islahatlar kişilere bağlı olarak yapılmış, kişilerin etkinliği sona erince ıslahatlar duraksadı. Köklü değişiklik yapıl­mamıştır. Devletin düzenini sağlamak için kaba kuvvete baskıya başvurulmuştur. Devletin gerilemesi geciktirilmiş oldu. İlerleme sağlanamadı. Başlıca islahatçı padişah ve devlet adamları şunlardır:

Kuyucu Murat Paşa

I.Ahmetin Veziriazamıdır. Celali ayaklanmalarını şid­detle bastırmıştır. Huzursuzluklar önlenemedi. Çünkü is­yanların siyasi ve ekonomik nedenleri ortadan kaldırı­la­madı.

II.Osman (Genç)

Lehistan seferinde Hotin kalesi kuşatılmış, alına­ma­mıştı. Başarısızlığı Yeniçerilerle Kapıkulu sipahilerin­den kaynaklandığını açıkladı. Geleneğe aykırı olarak sa­ray dışı evlilik yaptı. Sarayı halka açtı. Şeyhülislamların kadı, müderris atama yetkilerini aldı. Çıkarcı İlmiye sınıfını et­kisizleştirmeye çalıştı. Yeniçerileri ve sipahileri kaldır­maya karar verdi. Fakat genç ve tecrübesiz oluşu, ge­rekli kadroya sahip olmayışı fikirlerini zamansız açıkla­ması çıkarı bozulabilecekler tarafından öldürülmesine neden oldu.

 IV.Murat

İçkiyi yasakladı. Rumeli’de Anadolu’da sipahileri saydırdı. Eyalet isyanlarını bastırdı. Devletin gerilemesi­nin asıl nedenleri üzerinde durdu. Devlet adamlarından bozulmanın nedenleri ile ilgili raporlar aldı. En önemlisi Koçibey raporudur.

 Tarhuncu Ahmet Paşa

IV.Mehmet zamanında Sadrazamlığa getirildi. Görev alırken Girit sorunu, donanmanın ve Maliyenin düzeltil­mesi için başarılı çalışmalarda bulunacağını be­lirtti. Has ve Zeametleri hazineye bağladı. Gelir ve gider­leri göste­ren bir bütçe hazırladı. Sarayda çıkarları bozu­lanların en­trikaları sonucu öldürüldü.

Köprülüler Devri:

Köprülü Mehmet Paşa Sadrazamlık görevi teklif edildiğinde ancak kendisinin koşulları benimsenirse gö­rev alabileceğini belirtti. Koşulları şunlardır:

  1. Saray devlet işlerine karışmayacak
  2. Devlet işleriyle ilgili olarak sunduğu öneriler kabul edilecek
  3. Devlet memurluklarına istediği kimseler atanacak
  4. Kendisi hakkında şikayet olduğunda veya gö­revde alınacağı sırada savunmasi istenecek. İlk defa bir sadrazam bu şekilde tam bağımsız olarak göreve atan­mış oldu. Sipahilerin isyanını bastırdı. Eflak ve Boğdan beylerini isyana teşvik eden Patriki idam ettirdi. Celali is­yanlarını bastırdı. Güvenliği sağladı. Her türlü alanda devletin düzenini yeniden kurdu. Köprülü Ahmet Paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Köprülü Fazıl Mustafa Paşa devletin düzenini koruyucu çalışmalarda bulundu­lar. Devlet 16.yy.daki gücüne ulaştı.

I.AHMET’İN SALTANAT HUKUKUNDA YAPTIĞI DEĞİŞİKLİKLER

Fatih Kanunnamesindeki devletin düzeni ve devamı için kardeş katli maddesini değiştirdi. Osmanlı Haneda­nından yaşlı ve akıllı olanın (erşet ve ekber olan) padişah olması kanunu kabul etti. Şehzadelerin sancak valisi ol­malarını yasakladı. Böylece şehzadelerin san­cak­larda taht yarışmalarına girmeleri önlendi. Şehzadelerin sa­rayda yetiştirilmeleri kararlaştırıldı. Ancak bu durum ile­ride padişah olabilecek şehzadenin devlet yönetimi ile ilgili bilgiler kazanmasını önledi. Saraydaki baskılı eğitim, entrikalar şehzadelerin ruh sağlıklarını bozdu.

OSMANLI DEVLETİNDE GERİLEME DÖNEMİ

GERİLEME DÖNEMİ PADİŞAHLARI

  1. II. Mustafa (1695–1703)
  2. III. Ahmet (1703–1730)
  3. I. Mahmut (1730–1754)
  4. III. Osman (1754–1757)
  5. III. Mustafa (1757–1774)
  6. I. Abdülhamit (1774–1789)
  7. III. Selim (1789–1807)

GERİLEME DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

–          Karlofça Antlaşmasıyla Avusturya, Lehistan ve Venedik’e verilen toprakların geri alınması amaçlanmış­tır.

–          1700 İstanbul Antlaşmasıyla Rusya’ya verilen Azak’ın geri alınması hedeflenmiş ve Rusya’nın Karade­niz’de kuvvetlenmeye başlamasının engellenmesi amaçlanmıştır.

–          Ordunun kuvvetlenmesi için Avrupa ordul düzeni ve tekniği örnek alınmıştır.

–          Askeri yenilikler Yeniçeriler tarafından tepkiyle karşılanmıştır.

–          Avusturya, Venedik, Lehistan, Safevi ve Rusya devletleriyle savaşılmıştır.

–          Fransa’ya verilen kapitülasyonlar sürekli hale gelmiştir. Kapitülasyonlar diğer Avrupa devletlerine ve­rilmiştir. Bunların sonunda gümrük gelirleri azalmış ve ülke Avrupalıların açık pazarı haline gelmiştir.

–          İlk kez Avrupa’daki bazı teknik gelişmelerden ya­rarlanılmaya başlanmıştır.

–          Osmanlı yönetimi kaybedilen toprakların geri alı­namaması ve toprak kaybının devam etmesi üzerine Av­rupa devletleri arasındaki çatışmalardan yararlanarak el­deki toprakları korumaya çalışmıştır. Osmanlının bu poli­tikasına “denge politikası” adı verilmiştir.

OSMANLI–RUS SAVAŞI VE PRUT ANTLAŞMASI

Savaşın Nedenleri:

  1. Rusya’nın Lehistan’ı almasına karşı çıkan İsveç Kralı’nın Osmanlı ülkesine sığınmak zorunda kalması
  2. Rusya’nın İsveç Kralını yakalamak bahanesiyle Osmanlı topraklarına saldırması
  3. Rusların Eflâk, Boğdan Beylikleriyle Sırp ve Kara­dağlıları Osmanlı’ya karşı kışkırtması
  4. Osmanlıların 1700 İstanbul antlaşmasıyla Rus­yaya kaptırdığı Azak kalesini almak istemesi

Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı or­dusu Rus ordusunu Prut ırmağı yakınında kuşattı. Rusya barış teklif etti. Baltacı Mehmet Paşa Yeniçerilere güve­neme­diğinden barış önerisini kabul etti.

Prut Antlaşmasına Göre (1711)

a) Azak kalesi Osmanlı devletinin olacak

b) İstanbul’daki Rus elçiliği kaldırılacak

c) Rusya Lehistan’a müdahale etmeyecek

d) İsveç kralı ülkesine serbest dönecek

MORA’NIN GERİ ALINMASI

Venedikliler, Rusların teşvikiyle isyan eden Kara­dağlılara yardım etmişlerdi. Bu sırada Mora halkı da Ve­nedik baskısına karşı Osmanlı Devletinden yardım is­te­mekteydi. Ayrıca Venedik Akdeniz’de Osmanlı Devletine karşı yapılan korsanlık hareketlerini destekli­yordu. Bu olumsuzluklar üzerine Osmanlı Mora’yı aldı (1715). Ay­rıca Dalmaçya kıyılarında yeniden toprak ka­zandı.

OSMANLI–AVUSTURYA SAVAŞI VE PASAROFÇA ANTLAŞMASI (1718)

Nedenleri:

1.Avusturya’nın Karlofça Antlaşmasının garantörü olarak Mora’nınve Dalmaçya kıyılarını Venediklilere geri verilmesini istemesi (Karlofça Antlaşmasının Avusturya’­nın garantisinde 25 yıl sürmesi kararlaştırıl­mıştı)

2. Osmanlı Devletinin Avusturya’nın isteklerine karşı çıkması

Avusturya’nın tehdidi üzerine, Osmanlı Avusturya’ya savaş açtı. Osmanlı ordusu Macaristan’da yapılan Pe­tervaradin Savaşını kaybetti (1716). Sadrazam Nev­şehirli Damat İbrahim Paşa barış yapılmasını uy­gun gördü. İngiltere ve Felemenk (Hollanda) hükümetle­rinin araya girmesiyle Pasarofça Antlaşması imzalandı (1718). Antlaşmaya göre;

  1. Yukarı Sırbistan, Belgrat ve Küçük Eflâk Avusturya­’ya verilecek
  2. Mora yarımadasıve Girit limanı Osmanlılarda ka­lacak
  3. Bosna ve Arnavutluk kıyılarındaki bazı limanlar Venediklilerin olacak

1724 İSTANBUL ANTLAŞMASI

Antlaşma Ruslarla yapılmıştır. Antlaşmanın yapılma­sına yol açan gelişmeler şun­lardır:

  1. Safevilerin Azerbeycan’da ve Afganistan’da is­yan­larla karşılaşması
  2. Safevilerin isyanı bastırmakta zorluk çekmesi
  3. Rusların Kafkasya’ya girmesine karşı olan Os­manlı Devletinin Azerbeycan’a asker göndermesi
  4. Rusların, Osmanlıların Kafkasya’ya girmesine bü­yük tepki göstermesi

Osmanlı ve Rusya arasında savaş hali ortaya çı­kınca Fransa araya girdi. İstanbul Antlaşmasının ya­pılmasını sağladı. Antlaşmaya göre

a) Dağıstan ve Hazar kıyıları Rusya’nın olacak

b) Karabağ, Revan, Tebriz ve Gence Osmanlıların olacak

Not: 1724 İstanbul antlaşması Osmanlıların ve Rus­ların ilk defa uluslararasında işbirliğini ortaya koyan bir anlaşma oldu.

OSMANLI–İRAN SAVAŞLARI VE II. KASR–I ŞİRİN ANTLAŞMASI (1746)

Nedeni:Safevilerin 1724 İstanbul antlaşmasıyla topraklarının Osmanlı ve Rusya arasında paylaşılmasına tepki gös­termesi.

Safeviler Osmanlıların aldığı toprakların bir bö­lümünü geri aldı. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Savaş kararı alınmasına rağmen gereken hazırlıkları yapma­ması nedeniyle tepkiyle karşılandı. Bu durum Pat­rona Halil isyanının bir nedeni oldu. İsyan’da Nevşehirli İb­rahim Paşa öldürüldü, III. Ahmet’in yerine I. Mahmut Padişah oldu. Bu süreçte Safevilerle savaş sür­dürüldü. Safeviler barış istedi. Ahmet Paşa Antlaşması imza­landı (1732). Antlaşmaya göre

  1. Dağıstan ve Tiflis Osmanlıların olacak
  2. Tebriz, Kirmanşah ve Hemedan Safevilere ait olacak

Afşar Türklerinin önderlerinden olan Nadir Han Ah­met Paşa antlaşmanın Safevi Devletinin aleyhine ol­du­ğunu belirterek, hükümdarı iktidardan indirerek “Şah vekili” ünvanını aldı. Osmanlı Devletine savaş açtı. Os­manlılara karşı başarılı seferler yaptı. Bağdat’ı almak is­tediğinde yenilgiye uğradı. Nadir Han savaşları sona er­mesi için barış yapılmasını istedi. Osmanlı yönetimi Avusturya ve Rusya savaşları nedeniyle barış teklifini kabul etti. 1639 yılında IV. Murat zamanında yapılan Kasr–ı Şirin antlaşması esas tutularak antlaşma yapıldı. (1746). Bu antlaşmadan sonra günümüze kadar süren bir barış dönemi başladı.

Not: Ahmet Paşa Antlaşması uygulanmamıştır.

OSMANLI RUS VE AVUSTURYA SAVAŞLARI BELGRAT ANTLAŞMALARI

Savaşın Nedenleri

  1. Rusya ve Avusturya’nın Osmanlı topraklarını ele geçirmek için aralarında gizli anlaşma yapmaları
  2. Rusya’nın Kırım’ı almak ve Osmanlı Ortodokslarını kendisine bağlamak istemesi
  3. Avusturya’nın Sırbistan’ı ve Bosna ve Hersek’i almayı amaçlaması
  1. Rusya’nın, Osmanlılara İran savaşı için yardıma giden Kırım kuvvetlerini engellemesi
  2. Rusya’nın Kırım’a saldırmaları ve Lehistan’a ege­men olmayı amaçlaması

Osmanlı Rusların Kırım’a girmeleri üzerine, Rusya’ya savaş ilân etti. Osmanlı birlikleri Rusları Kırım’dan çıkar­dı­lar. Diğer taraftan Bosna’yı almak isteyen Avusturya yenilgiye uğradı. Osmanlılar karşı taarruzla Belgrat’ı geri aldılar. Fransa’nın araya girmesiyle Avusturya ve Rusya ile Belgrat Antlaşmaları imzalandı. 

AVUSTURYA İLE İMZALANAN BELGRAT ANTLAŞMASI (1739)

Avusturya Temeşvar dışında Pasarofça antlaşması ile Osmanlılardan aldığı yerleri geri verdi. Rusya Avus­turya’nın savaştan çekilmesiyle yalnız kaldı. Bu sı­rada İsveç’te Osmanlı devletinden yana savaşa hazır­landı. Bu durum karşısında Rusya Fransa’nın aracılığıyla İkinci Belgrat Antlaşması imzalandı (1739). Antlaşmaya göre

a) Azak kalesi yıkılacak, fakat Azak Rusya’nın ola­cak

b) Rusya, Karadeniz’de savaş ve ticaret gemisi bu­lundurmayacak

c) Rus çarı protokol bakımından Avusturya impara­toruna ve Fransa kralına eşit sayılacak

Rusya ile yapılan bu antlaşmanın ortaya koyduğu kazançlar şunlardır:

–          Karadeniz Rusya’ya kapatıldı.

–          Rusya’nın Avrupa’nın güçlü devletlerinden biri ol­duğunu Osmanlı kabul etti.

 

OSMANLI – RUS SAVAŞI (1768 – 1774)

Nedenleri

1)         Çariçe II. Katerina’nın Petro’nun yayılmacı politi­kasını izlemesi.

2)         Rusyanın Lehistanın içişlerine karışması ve ege­menliğine almak istemesi

3)         Rusyanın Karadenize inmek Kırım ve Kafkasya’yı almak istemesi

4)         Balkanlarda Rusya’ya bağlı krallıklar kurmak Ka­radağlıları ve Bosnalıları Osmanlılara karşı ayaklan­dır­mak.

5)         Leh yurtseverlerinin Rusya’nın kendinden yana kral seçtirmesine karşı Rusya’ya direniş göstermeleri, Osmanlıdan yardım istemeleri.

6)         Lehli yurtseverlerin Osmanlı topraklarına sığın­ma­ları ve Rusların izlemek bahanesiyle Osmanlı toprak­la­rına girmesi.

Rus kuvvetleri Kafkasya, Gürcistan, Ukrayna ve Ba­sarabya üzerine yürüdü.

Hotin kalesini alarak Eflak, boğdanı istila ettiler, Yaş ve Bükreşi aldılar.

Osmanlıdan yardım alamayan Kırım, Rus işgaline uğ­radı. 1771 yılında Baltık denizine de hazırlanan Rus do­nanması İngilizlerin yardımıyla Akdenize gelerek Mora Rumlarını ayaklandırdı, isyan bastırılınca Ege Denizinde Osmanlı donanmasına saldırdılar. Çeşmede Osmanlı donanmasını yaktılar (1771). Ruslar Ege Denizine ege­men oldular.

Prusya Kralı II. Frederik savaşa son vermek için Rusya ile görüşmelere başladı. Ancak anlaşma sağlan­mayınca savaş yeniden başladı.

Ruslar, Rusçuk ve Silistreyi işgal ettiler, Akdenizdeki donanmaları da Mısır’da isyancılara yardım etti. III. Mus­tafa öldü, yerine I. Abdülhamit geçti.

Ruslar Şumnu yöresinde Osmanlı ordusunun üze­rine yürüdüler. Sadrazam Muhsinzade Mehmet paşa güçlü Rus ordularına karşı konulmayacağını gördü. Barış iste­mek zorunda kaldı. Küçük Kaynarca Antlaşması imza­landı. (1774) 

Küçük Kaynarca Antlaşması Şartları (1774)

1)         Kırım’a bağımsızlık verilecek, Kırım Hanları din bakımından Osmanlı halifesine bağlı kalacak.

2)         Kerç, Yenikale, Kılburnu Kaleleri ile Azak çevresi Rusya’ya verilecek.

3)         Rusya işgal ettiği Eflak, Basarebya ve Ege adala­rından geri çekilecek.

Ancak Osmanlı devleti bu yörelerde af ilan edecek, halktan vergi almayacak, halka din mezhep özgürlüğü tanıyacak, Rus hristiyanları ve rahipleri kutsal yerleri serbestçe ziyaret edebilecek.

4)         Ruslar Karadeniz ve Akdeniz’de Osmanlı liman­la­rında serbestçe ticaret yapacaklar, Fransa, İngiltere’ye tanınan kapitülasyonlardan yararlanacak.

5)         Ruslar uygun buldukları yerlerde konsolosluklar açabilecekler. İstanbul’da sürekli elçi bulunduracaklar.

6)         Ruslar, Osmanlı uyruğundaki Ortadokslarla Eflak ve Boğdan beyliklerinin haklarını koruyacaklar.

RUSLARIN KIRIMI İŞGALLERİ VE AYNALIKAVAK TENKİHNAMESİ (SÖZLEŞMESİ) (1779) 

Ruslar Küçük Kaynarca antlaşmasından sonra Kırı­mın işlerine karıştılar. Destekledikleri Şahingirayı han seçtirmek için Kırıma ordu gönderdi. Şahingiray’ı zorla Han seçtirdiler.

Osmanlı Devleti Şahingirayın Hanlığını tanımadı. Sa­vaş tehlikesi belirince Fransa araya girdi, antlaşma ya­pıldı. Antlaşmaya göre

1)         Ruslar kırımda askerlerini çekecekler.

2)         Osmanlı Devleti de Şahin Girayın Hanlığını tanı­yacak.

OSMANLI RUS VE AVUSTURYA SAVAŞLARI (ZİŞTOVİ – YAŞ ANTLAŞMALARI)

Nedenleri

1)         Rusyanın Kırımı kendisine bağlamak için Kırıma ordu göndermesi

2)         Rus çarı II. Katerine ile Avusturya Kralının Os­manlı devletini paylaşma planları. Bu paylaşma pla­nına göre:

  1. a) Hotin, Küçük Eflak, Sırbistan, Bosna, Hersek, Dalmaçya kıyıları Avusturya’nın olacak.
  2. b) Boğdan ve bir kısım Eflak topraklarında Rusya, Dakya adıyla devlet kuracak.
  3. c) Osmanlılar Rumeliden çıkarılacak, İstanbul alına­cak Bizans devleti yeniden kurulacak.

3)         Paylaşma planını öğrenen İngiltere’nin Osmanlı devletini kışkırtması

4)         Rusya ve Avusturyanın kuvvetlenmesini isteme­yen Prusyanın Osmanlı devletini kışkırtması.

Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş açtı, iki cephede savaşmak zorunda kaldı. Savaşlar sürerken 1. Abdül­hamit öldü, yerine III. Selim geçti (1789).

Avusturya Fransa’da olan 1789’da ihtilal ile ilgilendi.

Avusturya Belgrat’a girdi. Prusya, Avusturya – Rus-ya ittifakının daha fazla ilerlemesini istemiyordu. Prusya Osmanlı devletiyle bağlaşma yaptı. Prusya Avusturya’yı barışa zorlamak için ordularını harekete ge­çirdi. Yerkökü kalesini almak isteyen Avusturya ordusu yenilgiye uğ­radı. Rusya’dan ayrılan Avusturya Ziştovi antlaşmasını imzaladı 1791:

1)         Avusturya savaşta aldığı yerleri geri verecek.

2)         Orsova, Ünna ırmağı çevresi Avusturya’ya bıra­kıldı.

YAŞ ANTLAŞMASI (1792)

Rusya Osmanlı Devletinden bir çok kaleleri almıştı. (Bender, Kili, Akkerman) Zişotvi antlaşmasının imzalan­masıyla yalnız kalan Rusya barış istedi. 1792 Yaş Ant­laşması imzalandı:

1)         Kırım’ın Rusya’ya ait olduğu kabul edildi.

2)         Rusya işgal ettiği yerleri boşaltacak, Osmanlı Ef­lak ve Boğdan’a verdiği imtiyazları yenileyecek.

3)         Doğuda Osmanlı – Rus savaşı çıkmadan önceki sınır aynen kalacak.

4)         Ruslar Akdenizde ve Ege Denizinde rahatça tica­retlerini sürdürecekler.

Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti’nin gerileme devri sona erdi. Dağılma devri başladı.

DAĞILMA VE ÇÖKÜŞ DÖNEMİ

DAĞILMA (PARÇALANMA) VE ÇÖKÜŞ DÖNEMLERİNİN PADİŞAHLARI ŞUNLARDIR:

  1. III. Selim (Gerilemenin son, Parçalanma dönemi­nin ilk padişahıdır (1807 – 1808).
  2. IV. Mustafa (1807 – 1808)
  3. II. Mahmut (1808 – 1839)
  4. Abdülmecit (1839 – 1861)
  5. Abdülaziz (1861 – 1876)
  6. II. Abdülhamit (1876 – 1909)
  7. V. Mehmet Reşat (1909 – 1918)
  8. IV. Mehmet Vahdettin (1918 – 1922)

DAĞILMA VE ÇÖKÜŞ DÖNEMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ 

–          Osmanlı Devleti Rusya, İngiltere ve Fransa’nın sömürgeci saldırılarıyla toprak kaybına uğramıştır.

–          Osmanlı Devleti topraklarını tek başına koruya­mamıştır. Bu nedenle Avrupalı devletlere karşı denge politikası izlemiştir.

–          Avrupalı Devletler Osmanlı Devletinin topraklarını paylaşma politikasını “Şark Sorunu” olarak nitelemişler­dir.

–          Osmanlı yönetimi milliyetçilik hareketleriyle toprak kaybını önlemek batılı anlamda hukuki ıslahatlara yö­nelmiş ve meşrutiyet yönetimini kurmuştur.

–          Kapitülasyonlar ve Duyun–u Umumiye teşkilatının kuruluşuyla Osmanlı Devleti Avrupalı sanayileşmiş dev­letlerin açık pazarı ve yarı sömürgesi haline gelmiştir.

OSMANLI – FRANSIZ İLİŞKİLERİ VE NAPOLYON’UN MISIR’I İŞGALİ

1739 Belgrat antlaşmasının imzalanmasında yararı görülen Fransa’ya 1740 yılında Kapitülasyonlar sürekli olmak koşuluyla genişletilerek verildi. I. Mahmut zama­nında sürekli verilen kapitülasyonlar Fransa’nın diğer devletlerden üstün olmasını sağladı.

Fransa’da 1789 yılında olan ihtilalle yeni bir rejim ik­tidara geldi. Avrupalı devletler bu rejime karşı cephe alır­ken Osmanlı devleti Fransa’ya dost olduğunu gös­ter­mişti. 3. Selim Nizam–ı Cedit yeniliklerinde Fransa’dan destek almıştı. Direktuvar hükümeti zama­nında Fransa, Osmanlı devletine karşı politikasını değiş­tirdi. Mısır’ı al­mayı planladı.

MISIR’IN İŞGALİNİN NEDENLERİ

1)         İngiltere ile yaptığı savaşlarda Hindistan’ı İngilte­re­’den almayı amaçladı. Böylece İngiltere’yi ye­nebi­le­cekti.

2)         Avusturya ve Rusya tarafından yıkılacağını dü­şündükleri Osmanlı topraklarından pay almaktı.

Napolyon Bonopart başkomutanlığında Fransız or­dusu Kahire’yi işgal etti. (1789) İngiltere ve Rusya Os­manlı devletine yardım önerdiler. Rusya yardım amacı ile gel­mesine rağmen Ege’de bazı adaları işgal etti.

Amiral Nelson komutasında İngilizler Fransız do­nanmasını Ebukır limanında yaktı. Napolyon donanma­sının yakılması üzerine Osmanlıyı barışa zorlamak için Akka kalesini kuşattı. Cezzar Ahmet Paşa komutasın­daki Nizam–ı Cedit askerleri Napolyon kuvvetlerini ye­nilgiye uğrattı. Osmanlılar Mısır’a ordu gönderdi. Napolyon Mısır­’dan ayrıldı. İngiliz ve Osmanlı kuvvetleri karşısında zor duruma düşen Fransızlar El – Ariş mu­kavelesini imzaladı 1801

1)         Fransa Mısır’ı boşaltacak

2)         İngilizlerde Fransız askerlerini Fransaya taşıya­cak

İngiltere Mısır’ın önemini kavradı. Stratejik Malta ada­sını aldı. Doğu ticaretini tehdit eden Fransa etkisiz­leşti­rildi. Böylece Osmanlı devletinin kendi gücü ile top­rakla­rını koruyamadığı anlaşıldı.

XIX. YY. BAŞLARINDA OSMANLI–FRANSIZ, RUS VE İNGİLİZ İLİŞKİLERİ

Avrupa’da meydana gelen olaylar Osmanlı Devletini yakından etkilemiştir. Bu olaylar şunlardır:

  1. Napolyon kendisini İmparator ilân ettiğinde Fransa, İngiltere ve Rusya tarafından tepkiyle karşılandı.
  2. Napolyon Mısır’ın işgali nedeniyle bozulan Os­manlı–Fransız dostluğunu yeniden kurmaya başladı.
  3. İngiltere ve Rusya Avrupa’da rekabet halinde ol­dukları Fransa’nın Osmanlı Devletine yaklaşmasını çı­kar­larına aykırı buldular.
  4. İngiltere ve Rusya Osmanlı Devletine baskı yapa­rak, Osmanlıyı Fransa’dan ayırmayı amaçladılar. III. Se­lim bu baskılara karşı çıktı.
  5. Rusya Osmanlı aleyhine yerleştiği Ege adala­rında, Mora’da, Sırbistan’da, Eflakta ve Boğdan’da Os­manlı aleyhinde panislavizm propagandasına girişti.

OSMANLI – RUS VE İNGİLİZ SAVAŞLARI 

Avrupa’da meydana gelen olaylar Osmanlı–Rus ve Osmanlı–İngiliz ilişkilerinin bozulmasına neden olmuştur. Bu durumun oluşumunda sırasıyla aşağıdaki olaylar ya­şanmıştır.

  1. Fransa’da iktidarı ele geçiren Napolyon Bonapart İmparatorluğunu ilân etmişti. İngiltere ve Rusya Napol­yon’un iktidarını tanımadılar. Bunun üzerine Napolyon İngiltere ve Rusya’ya karşı savaş başlattı.
  2. İngiltere ve Rusya Osmanlı’ya baskı yaparak kendilerinden yana olmasını istediler. Padişah III. Selim Rusya’nın Balkanlar’da izlediği Panislavizm propagan­dası nedeniyle Rusya’ya karşı tepki içerisindeydi. Bu ne­denle III. Selim Rusya’ya güvenmiyordu. Baskılara rağ­men Napolyon’un iktidarını tanıdı. Bunun üzerine İngil­tere ve Rusya Osmanlı Devletine savaş açtı.
  3. Fransa İmparatoru Osmanlı–Rus ve Osmanlı–İngiliz Savaşını fırsat bilerek Rusya’ya savaş açtı ve Rusya’yı yenilgiye uğrattı. Bu savaşın sonunda Tilsit antlaşması imzalandı. Napolyon Bonapart antlaşmada Rusya’nın Osmanlı Devletinden toprak almasını kabul etti. II. Mahmut Fransa’nın bu ikili politikasına tepki göte­rerek Rusya ile Bükreş Antlaşmasını imzaladı.

BÜKREŞ ANTLAŞMASI (1812)

  1. Ruslar Eflak ve Boğdanı geri verdi. Besarabya Rusya’ya kaldı.
  2. Prut nehri sınır oldu. Ruslar Tuna’da serbest tica­ret yapacak.
  3. Sırplar içişlerinde serbest bırakılacak.

Not:

–          Bükreş antlaşması Sırpların Osmanlıya sadece vergi veren bir toplum haline gelmelerine neden oldu. İlk kez Balkanlı bir toplum Rusyanın baskısıyla ayrıcalık ka­zandı.

–          Ruslar Tuna’da ticaret gemisi görüntüsü altında askeri gemi dolaştırmaya başladılar.

OSMANLI DÖNEMİNDE ULUSÇULUK HAREKETLERİ

SIRP İSYANI (1806 – 1830): 

Sırbistan Fatih zamanında Osmanlı devletine katıl­mıştı. Osmanlıların Hristiyanlara din ve kültürel özgürlük­lerine karışmamaları Sırpların devlete bağlı kalmalarına yardımcı olmuştu. XVIII yy. boyunca Osmanlı Rus ve Avusturya savaşları Sırp topraklarında olmuş ve yaşam­ları zorlaşmış ayrıca diğer Avrupalı milletlerle ilişkileri ge­lişmişti.

Osmanlı merkezi yapısının bozulmasıyla Sırbistanı yöneten Dayı denilen yeniçeri kodamanları Sırplara bas­kıda bulunmaya başladılar. Sırplar yönetimden uzaklaş­maya başladılar. Ruslar ve Avusturyalılar Sırplara milliyet ve özgürlük fikirlerini kabul ettirdiler ve kışkırtmaya baş­ladılar. Sırplar Bükreş antlaşmasına da­yanarak Kara Yorgi liderliğinde bağımsızlık istediler. Kara Yorgi Avus­turya’ya kaçtı. Sırpların başına Miloş İbronoviç geçti. Osmanlı devleti Rusya’nın işe karışma­masını ön­lemek için Miloşu prens (baş Knez) olarak ta­nıdı. Yönetimde Osmanlıya bağlı imtiyazlı Sırbistan prensliği kuruldu. (1816) Ruslarla yapılan Edirne antlaş­masıyla (1829) Sırbistan Osmanlıya bağlı, içişlerinde serbest bir devlet haline geldi. Tam bağımsızlığını 93 Harbi sonunda yapı­lan Berlin antlaşmasıyla kazandı (1878).

YUNAN İSYANI VE YUNAN DEVLETİNİN KURULMASI (1820 – 1829) 

Fransız ihtilalinin fikirlerini benimseyen Rumlar Rus­ya’nın yardımıyla Etniki Eterya cemiyetini kurdular. Bu cemiyetin esas amacı Bizans devletini yeniden kur­maktı. İstanbul’daki Patrik ve Rusya bu cemiyeti destek­ledi. Aleksandr İplisanti başkanlığında bu cemiyet Rumları is­yana hazır­ladı. Yanya valisi Tepedelenli Ali paşa Rum­lara fırsat vermiyordu.

Tepedelenli Ali Rumların siyasi çalışmalaını II. Mah­mut yönetimine bildirdi. Fakat yönetim bu konuda gerekli dikkatli bir çalışma göstermedi. Tepedelenli Ali Paşanın kendi başına hareket etmesi üzerine, II. Mahmut ceza­landırılmasını istedi. Ali Paşa isyan etti. Bu isyan Rumla­rın rahat çalışmalarına yaradı.

Etniki Eterya başkanı Aleksandr İplisanti Rusya’dan gelecek yardımı da düşenerek Eflak ve Boğdan’da hare­kete geçilmesini uygun gördü. Böylece Romenlerle Sırpları ve Bulgarları isyana katmayı amaçladı. Ancak planları gerçekleşmeyince İplisanti Avusturya’ya kaçtı.

Mora Rumları 1821 ayaklandılar, isyan adalara ya­yıldı.

İsyanın bastırılmasında güçlük çekince Mısır valisi Mehmet Ali Paşadan yardım istendi. Mehmet Ali paşa Mora ve Girit valilikleri kendisine verilirse yardım edece­ğini bildirdi. İsteği kabul edildi. Mehmet Ali Paşa oğlu İb­rahim paşa idaresinde kuvvetli bir donanmayı gön­derdi. Morada ve adalarda isyan bastırıldı.

NAVARİN OLAYI (1827) 

Yunan isyanını para ve silah bakımından destekle­yen İngiltere ve Rusya, İbrahim paşanın Moradaki halka baskıda bulunduğunu belirterek Sen – Petersburg şeh­rinde toplandılar. “Yunanistanın, Osmanlıya vergi ile bağlı mustaki bir devlet olması ve Osmanlıların Yunanis­tan’dan çıkarılması” kararını aldılar. Bu karar bağımsız Yunanistanın kurulması yolunda atılan ilk adımdı. Avus­turya bu konudaki kararı ret etti, çünkü Yunan devletinin kuruluşu Rusyanın güdümünde gerçek­leşmiş olacaktı.

İngiltere, Rusya ve Fransa Osmanlı devletine bir ülti­matom vererek Yunanistana bağımsızlık verilmesini is­tediler. 2. Mahmut bu teklifi ret etti. İngiltere, Rusya ve Fransa, Mora’yı kuşattı. Rus donanması, Osmanlı – Mısır donanmala­rını Navarin’de kuşattı.

 

OSMANLI – RUS SAVAŞI VE EDİRNE ANTLAŞMASI (1829) 

Osmanlı devleti Navarin olayından dolayı üç devlet­ten tazminat istedi. Bu devletler suçu Osmanlı kaptanla­rına yüklediler. Fransızlar Yunan sorunu çözülene kadar Mora’da asker bulundurmak için Morayı işgal etti. İngiliz­ler’de İbrahim paşa kuvvetlerini Mısır’a taşımayı üstlendi.

Ruslar Osmanlı devletinin politikasına karşı savaş açtı. Yeniçeri ocağı iki sene önce kaldırılmış, donanma Navarinde yakılmıştı. Ruslar bu zayıflıktan yararlandı. Eflak, Boğdan, Doğuda Kars, Ardahan ve Erzuruma girdiler.

Osmanlı barış istedi, Edirne antlaşması imzalandı. 1829. Antlaşmaya göre:

1)         Yunanistan’a bağımsızlık tanındı.

2)         Eflak, Boğdan ve Sırbistan’a imtiyazlar verilmesi ka­rarlaştırıldı.

3)         Rus ticaret gemileri Boğazlardan serbestçe geçe­cek.

4)         Tuna ağzındaki adalar, Doğuda bazı kaleler Rus­ya’ya bırakıldı.

Bu antlaşma, Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra imzalanan ilk en ağır antlaşmadır.

MISIR SORUNU 

Fransa’nın Mısır’ı işgali sırasında Mısır’a gönderilen askerlerden biri olan Mehmet Ali Paşa kısa zamanda başarılı bir politika izleyerek Osmanlı devletine kendisini kabul ettirdi, vali oldu. Hicazda Vehabi isyanını bastırdı. Mısır’da ekonomiyi düzeltti. Fransa’dan teknisyen ve su­bay getirdi. Modern bir ordu ve donanma kurdu. Mora is­yanına ordu gönderdi. Mora isyanı Yunanistan devletinin kurul­masıyla sonuçlandığından dolayı vaat edilen Mora valiliği verilemedi. Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa, Girit ve Suriye valiliklerini istedi. Yalnız Girit valiliği verildi. Mehmet Ali Paşa II. Mahmut’a danış­madan Moradaki kuvvetlerini çekti, ayrıca Osmanlı –Rus (1828) sava­şında kuvvet göndermedi. Mehmet Ali Paşa Suriye ve Girit va­liliklerinin verilmesinde çok ısrarlı oldu. Görevden alınma durumu ortaya çıkınca isyan etti. Oğlu İbrahim paşayı Suriye üzerine gönderdi. Mısır ordusu Adana’yı ge­çerek, Konya’da Sadrazam Reşit Mehmet Paşa komu­tasında Osmanlı ordusunu yendi (1833).

II.Mahmut Rusya’dan yardım isteyince Mısır sorunu Avrupa sorunu oldu. Fransa ilk başlarda Mehmet Ali Pa­şayı tutuyordu. Rusya yardım amacıyla İstanbul’a ordu gönderince İngiltere ve Fransa Osmanlının Rusya’nın egemenliğine gireceğini anladılar, araya gire­rek Kü­tahya antlaşmasını imzalanmasını sağladılar. (1833) Buna göre:

1)         Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerine ek olarak Suriye valiliği verildi.

2)         İbrahim Paşa’ya Cidde valiliğine ek olarak Adana valiliği verildi.

HÜNKAR İSKELESİ ANTLAŞMASI (1833) 

Ruslar Mısır sorununda Osmanlı devletini destekle­mişti. Kütahya antlaşmasının imzalanmasına rağmen II. Mahmut İngiltere ve Fransa’ya güvenmiyordu. Ayrıca, Mehmet Ali Paşanın ileride saldıracağından çekindi. Böyle bir tehlike halinde Ruslardan yardım al­mak için Ruslarla anlaşma yapmak zorunda kaldı. (8 Temmuz 1933) imzalanan Antlaşmaya göre:

1)         Osmanlılar ve Ruslar savaş durumunda birbirle­rine yardım edecekler.

2)         Osmanlı devletine bir saldırı olursa, Rusya kara ve deniz kuvveti gönderecek, Rusya’ya bir saldırı olursa Osmanlı kuvvet göndermeyecek, fakat boğazları kapa­ta­cak.

Bu antlaşma İngiltere ve Fransa tarafından tepkiyle karşılandı. Boğazlar sorunu ortaya çıktı.

NİZİP SAVAŞI VE MISIR SORUNU ÇÖZÜMÜ 

1)         II. Mahmut Kütahya antlaşmasıyla Mehmet Ali paşaya büyük eyaletlerin valiliklerinin verilmesine karşı çıkması

2)         Mehmet Ali Paşa ile oğlunun yönetimlerine bırakı­lan yerlerde saltanat kurmaya yönelmeleri, yıllık vergiyi göndermekten vazgeçmeleri

3)         Doğu Akdeniz’de ticari ilişkileri aksayan İngiltere­’nin Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’da güçlü bir dev­let kur­masını istememesi.

4)         Fransa’nın Mehmet Ali Paşa’ya Mısır’daki yenilik­lerde yardımcı olarak güçlenmesini istemeyen İngiltere’­nin II. Mahmut’u kışkırtması.

  1. Mahmut Mısır’da bağımsız bir devlet kurmaya ça­lı­şan Halifeliği yeniden Mısır’a alınmasını savunan Meh­met Ali Paşaya karşı savaş kararı aldı. Osmanlı or­dusu Nizip Savaşında Mısır ordusuna yenildi (1839).

Bu süreçte I. Abdülmecit padişah oldu. Başta İngil­tere ve diğer Avrupalı devletler araya girererek Londra antlaşmasının imzalanmasını sağladılar (1840). Ant­laşmaya göre:

1)         Mısır hukuki bakımdan Osmanlıya bağlı kalacak, yönetimi Mehmet Ali Paşa ve oğullarına bırakılacak.

2)         Suriye, Adana ve Girit tekrar Osmanlıya verile­cek.

3)         Mısır yıllık vergi verecek ve Osmanlı donanma­sını geri gönderecek.

Mehmet Ali Paşa Londra antlaşmasını kabul etmele­ri­yince savaş yeniden çıktı. İngiliz ve Osmanlı donan­ması Mehmet Ali Paşaya ait kuvvetleri yendi. Mehmet Ali Paşa Londra antlaşmasının şartlarını kabul etti. Mısır içişlerinde serbest dış işlerinde Osmanlıya bağlı bir imti­yazlı eyalet oldu.

BOĞAZLAR SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ,LONDRA BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (1841) 

İngiltere Hindistan merkez olmak üzere sömürge İm­paratorluğu kurmuştu. Cebelitarık boğazına ve Malta adasına sahip olarak Akdeniz’e büyük önem verdi. Fransa ise kapitülasyonlara dayanarak Akdenizde ticari ve siyasi üstünlük kazanmıştı.

Bu politikaları izleyen İngiltere ve Fransa Mısır soru­nunu çözümledikten sonra Rusya’nın Hünkar İskelesi antlaşmasıyla kazandığı Akdeniz’e inmeye yönelik hak­ları ortadan kaldırmak için Londra’da yeni bir toplantı yaptılar.

İngiltere, Fransa, Rusya, Prusya ve Avusturya top­lantıya katıldı. Sözleşmeye göre:

1)         Boğazlar, Osmanlı egemenliğinde olacak.

2)         Barış zamanında Boğazlardan hiç bir savaş ge­misi geçmeyecek.

Not: Bu antlaşma boğazlarla ilgili ilk antlaşmadır.

 

KIRIM SAVAŞI (1853 – 1856)

Nedenleri: 

1)         Tanzimatla birlikte batılılaşma amacıyla yapılan yeniliklerle, Osmanlı devletinin güçlenmesine Rusya’nın karşı olması

2)         Ruis çarı 1. Nikola Osmanlı devletini hasta adam ilan ederek, Osmanlı topraklarını İngiltere ile paylaşma planını ileri sürmesi ve İngiltere’nin bu teklifi red etmesi.

Not:      İngiltere Osmanlı devletinin parçalanması fik­rine karşı çıkıyordu. Çünkü 1838 Balta limanı Ticaret Antlaşması ile bir çok ayrıcalıklar kazanmıştı. (Bu ticaret antlaşması Mısır sorununda 2. Mahmut Avrupalı devlet­lerin desteğini almak istemişti. İngiltere Mısır sorununda yardım edeceklerini, ancak ticaret anlaşması yapılmasını istemişti. 16 Ağustos 1838 imzalanan bu anlaşma İngil­tere’ye geniş ticaret olanakları verilmiştir.)

3)         Osmanlı Devletinin Avusturya’ya karşı ayaklanan Macar Milliyetçilerini desteklemesi. Buna Avusturya ve Rusya’nın büyük tepki göstermesi.

4)         Kutsal yerler sorunu: Fransa’nın 1740 kapitülas­yonu gereği kutsal yerlerin onarım ve yönetiminin kendi­lerine verilmesini istemesi, buna karşın Rusyanın da 1774 Küçük Kay­narca antlaşması gereği bu hakkın kendilerine ait oldu­ğunu ileri sürmesi.

Gerçekte Rusya’nın amacı Osmanlının paylaşılma­sında en büyük payı almaktı. Osmanlı devleti Fransa ve Rusya’ya kutsal topraklarda Katolik ve Ortadoks Hristi­yanlara eşit haklar verildiğini bildirdi. Bu devletlere hiç bir yönetim hakkı verilmiyece­ğini açıkladı.

Rusya İstanbul’a gönderdiği elçisi Mençikof aracılığı ile kutsal yerler sorununun Ortadokslar lehinde çözül­mesini ve Ortodoksların himayesinin Rus çarlığına ve­ril­mesini istedi. Rusya’nın istekleri reddedildi.

Rusya isteklerine savaş yoluyla ulaşmak için Eflak ve Boğdan’a girdi. Sinop’ta Osmanlı donanmasını yaktı. (1853)

Boğazlarda Rus tehlikesini önlemek isteyen İngiltere ve Fransa Osmanlı devletiyle anlaşma yaptılar. Diğer ta­raftan Avusturya’da Ruslar’ın Balkanlarda güçlenmesini iste­mediğinden Osmanlıyı destekledi.

İngiltere, Fransa ve Sardunya Krallığı (Piyemonte hü­kümeti de denilen bu krallık İtal­yan birliğini kurmakta Fra­sa’nın desteğini almayı amaç­lı­yordu. Bu nedenle ken-dini kanıtlamak istiyordu.) Rusya’ya savaş açtılar. Si­vas-topolu aldılar. Rusya barış istedi. Paris Konferansı top-landı.

PARİS ANTLAŞMASI (1856) ve KIRIM SAVAŞININ SONUÇLARI 

1)         Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, Av­rupa devletler hukukundan yararlanacak.

2)         Topraklarının bütünlüğü Avrupalı devletlerin ga­rantisi altına alınacak.

3)         Osmanlı devleti ve Rusya Karadenizde donanma bulundurmayacak. Karadeniz tarafsız bir deniz olacak.

4)         Boğazlar 1841 Londra mukavelesine göre yöneti­lecek.

5)         Eflak ve Boğdan Avrupa devletlerinin kefilliği al­tında özerk olacak.

6)         Tuna üzerindeki ticaret gemileri serbestçe dola­şacak. Bu işi antlaşmaya katılan devletlerin kuracağı bir komisyon yönetecek.

7)         İki tarafta savaşta aldıkları yerleri geri verecek.

8)         Osmanlı devleti konferans öncesi ilan ettiği Isla­hat Fermanı ile Hristiyan halka haklar vermesi, Avrupalı devletler tarafından dikkate alınacak. Avrupalılar hiç bir şekilde hristiyan halklara karışmaya­caklar.

Osmanlı devleti bu savaş nedeniyle Avrupalı devlet­lerden borç para aldı. Borçların faizini ödemekte zorluğa düştü.

Paris konferansına galip bir devlet olarak katılma­sına rağmen Karadenizde yenilen Rusya ile aynı şart­larda anlaşmaya zorlanarak haksızlığa uğratıld.

İngiltere Rusya’nın Akdenize girmesini önleyerek ti­caretini, sömürgelerini korumuş oldu. Aynı şekilde Fransa’da Akdenizdeki çıkarlarını korudu.

Osmanlı topraklarının Avrupalıların kefilliği altına alınması, Osmanlı devletinin sınırlarını koruyacak kuv­vet­ten olmadığını gösterdi.

Padişah Abdülmecit Avrupalı devletlere mülk alma, maden çıkarma deniz taşımacılığı yapma hakları verdi. Yeni borçlanmalara girdi. Böylece Avrupalı devlet­lerin Osmanlı üzerindeki etkileri arttı.

PANİSLAVİZM HAREKETLERİ VE OSMANLI DEVLETİ

Rusyanın Balkanlarda Slav ırkından olan halkları birleştirme üzere geliştirdiği Panislavizm politikası doğ­rudan Osmanlı devletinin Balkanlar’daki topraklarını par­çalamayı hedeflemişti. Bosna – Hersek, Sırbistan, Bul­garistan’da gizli cemiyetler kurdu.

Rusya’nın bu politikası sadrazam Mahmut Nedim paşa zamanında hızlandı. Rusya’nın Bulgar kilisesinin Rum Ortodoks kilisesinden ayrılmasına izin verdi. Bu du­rum Bulgaristanın siyasal bağımsızlığına yol açtı.

BALKANLARDA İSYANLAR VE İSTANBUL KONFERANSI (1876) 

Rusya Panislavizm cemiyet­leri aracılığıyla Bosna, Hersek, Sırbistan ve Bulgaristan’da isyanlar çıkardı. İlk isyan Hersek’te çıktı. Osmanlı devleti Karadağ ve Sırbis­tan isyanlarını bastırdı. Rusya ateşkes ve barış anlaşma­ları yapılması için ültimatom verdi. İngiltere’nin araya girmesiyle Balkan sorununu görüşmek üzere İstanbul konferansı düzenledi.

Bu sırada, Avrupalı devletlerin içiş­lere karışmamaları için Kanun–ı Esasi ilan edildi. (23 Aralık 1876).

Konferansa Rusya, İngiltere, Fransa, Avusturya, Al­manya ve İtalya katıldı.

1)         Osmanlı Sırbistan ve Karadağ’daki askerlerini çe­kecek

2)         Bulgaristan doğu ve batı olarak iki eyalete ayrıla­cak. Bu iki eyaletle birlikte Bosna – Hersek’e özerklik verilecek. Osmanlı bu kararları kabul etmedi. İngiltere Osmanlı ve Rusya arasında savaşı önlemek için Londra­’da konfe­rans düzenledi. Bu konferansta İstanbul Konfe­ransının kararları hafifle­tildi. Ancak Osmanlı bu değişikliği kabul etmedi.

1877 – 1878 OSMANLI RUS SAVAŞI VE AYASTEFANOS–BERLİN ANTLAŞMALARI 

Rusya İstanbul ve londra Konferanslarıyla istek­lerini Osmanlı devletine kabul ettiremedi. Rusya Romanya ile bağlaşma yaparak saldırıya geçti.

Ruslar Ardahan’ı ve Kars’ı aldı, Ahmet Muhtar Paşa yönetimindeki Erzurum savunması Rusların ilerleyişini durdu. Ruslar batı cephesinde Plevne kalesinin savun­masını aşarak, İstanbul’a girdiler.

  1. Abdulhamit İstanbul’un Rusların eline geçeceğin­den korktu barış istedi. Bu savaşta tarafsız kalan İngil­tere, İstanbul’daki İngilizlerin mal ve can güvenliğini ko­rumak bahanesiyle Çanakkaleyi geçerek Mudanya’ya geldi.

Ruslarda bu duruma tepki gösterdiler. Çatalcayı ge­çerek Ayastefanosa (Yeşilköye) geldiler.

Ruslarla 3 Mart 1878’de Ayastefanos Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre; Bulgaristan, Sırbistan, Romanya, Karadağ bağımsız olacak, Bosna – Hersek’e özerklik verilecek, Doğu’da Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Ruslara verilecek.

İngiltere Rusya’nın Akdeniz’e inmeye yönelik kazanç­lar elde ettiğini görerek antlaşmaya karşı çıktı. Avusturya ise Bosna–Hersek’i alamadığından anlaşmaya tepki göstermiştir. Bu nedenlerden dolayı İngiltere ve Avus­turya antlaşmanın uygulanmaması için savaşacak­larını açıkladılar. Almanya’yı yan­larına alarak Ayastefanos antlaşmasının uygulanmasını önlemek is­tediler.

Rusya bu üç devlete karşı savaşı göze alamadı. Al­man başbakanı Bismark yönetiminde Berlin kongresi toplandı.

BERLİN ANTLAŞMASI (13 Temmuz 1878) 

  1. Bulgaristan üçe ayrıldı. Asıl Bulgaristan Osmanlı devletine vergi veren prenslik yapıldı. Makedonya ıslahat yapılma koşuluyla Osmanlıya bırakıldı.
  2. Karadağ, Sırbistan, Romanya bağımsız devlet ol­dular.
  3. Bosna – Hersek Osmanlı devletine bağlı olacak ancak Avusturya tarafından ve idare edilecek.
  4. Kars, Ardahan ve Batum Rusya’da kalacak. Do­ğubeyazıt’ı tekrar Osmanlı Devletinin olacak.
  5. Doğu Rumeli Osmanlıların olacak. Rumelide ve Ermenilerin oturdukları bölgelerde ıslahat yapılacak. (Ermeni sorunu başladı)
  6. Teselya Yunanistana bırakılacak.
  7. Osmanlı devleti Rusya’ya savaş tazminatı vere­cek.

OSMANLI DEVLETİNİN KAYBETTİĞİ SON TOPRAKLAR

Berlin Antlaşması, Avrupalı devletlerin Osmanlıdan pay alma için katıldıkları bir antlaşmadır. II. Abdulhamit Avrupa devletleriyle yeni siyasi sorunlar çıkarmamak ve savaşlara girmemek için dış politikada tavizkar bir yol izledi.

KIBRIS’IN İNGİLİZLER TARAFINDAN İŞGALİ (1878)

İngiltere Berlin kongresi öncesinde, Rusya’nın Ak­deniz’e inme tehlikesi karşısında Kıbrıs’ın kendi koru­ma­sına bırakılmasını istedi. Ayrıca Ayastefanos’un ko­şulla­rının hafifletilmesi için Osmanlı Devletinden yana politika izleyeceğini bildirdi. Bu olaylar üzerine Osmanlı, İngiltere­’nin Kıbrıs’a asker yerleştirmesini kabul etti. İngiltere I. Dünya Savaşında adayı resmen aldığını açıkladı.

TUNUS’UN FRANSIZLAR TARAFINDAN İŞGALİ (1881)

Garp ocaklarından biri olan Tunus Osmanlı merke­zinden uzaktı. Berlin kongresinde Almanya ve İngiltere­nin desteğini alan Fransa 1881’de Tunus’u top­raklarına kattı.

Not: Fransa Cezayir’i 1830 yılında işgal etmişti.

MISIR’IN İNGİLİZLER TARAFINDAN İŞGALİ (1882)

1869’da Süveyş Kanalının açılmasıyla Mısır’ın siyasi ve ekonomik önemi artmıştı. İngiltere Hindistan deniz yolu için önemli gördüğü Mısırı almayı hedefledi. Mısır va­lisi Hidiv İsmail Paşa Mısır ekonomisini iyi yönetmedi. İngiltereden, Fransadan borç aldı. Borçlar ödenemedi. Süveyş tahvillerini İngiltere’ye satmak zorunda kaldı. Bu durum İngiltere’nin ve Fransa’nın Mısır’ın içişlerine ka­rışmalarına neden oldu. İngiltere çıkan bir isyan üzerine, kendi tüccarlarının haklarını korumayı gerekçe göstere­rek Mısır’a asker çıkardı (1882). Osmanlı devleti İngilte­reyi Mısır’dan çıkaracak askeri güce sahip değildi. 1885’de II. Abdülhamit İngiltereyle anlaşma yaptı. İstan­bul’da yapı­lan bu anlaşmaya göre Osmanlı ve İngiliz hü­kümetlerine ait yüksek komiserler Mısır yöne­timinde Hi­div İsmail pa­şaya yardım edecekler. İngiltere, Mısır’ın hukuken Osmanlıya ait olduğunu kabul edecek, İngiltere Mısır’dan çıkmayarak işgalini sür­dürdü. Mısır’ın Osmanlı devletiyle ilişkisi giderek zayıf­ladı. İngiltere, 1. Dünya Sa­vaşı yıllarında Araplara milli­yetçilik fikirlerini benimsetti ve Mısır’ı egemenliği altına aldı.

 GİRİT’İN YUNANİSTAN’A KATILMASI

Girit’e ilk isyan Mehmet Ali Paşa’nın kuvvetlerini çekmesinden sonra çıkmıştır. Osmanlı – Yunan savaşını önlemek üzere Paris’te yapılan toplantıda Girit’e idari özerklikler verildi.

Girit’te isyanlar yeniden başlayınca II. Abdülhamit Halepa fermanı’nı yayınladı (1886). Giritlilerin imtiyazları genişletildi. Buna rağmen Giritlilerin isyanı sürdü. Yuna­nistan adaya asker çıkardı. Osmanlı – Yunan sa­vaşı çıktı. Yunanlılar yenildi. İngiltere, Fransa, İtalya ve Rusya Yunanistan’ı destekledi. İstanbul’da antlaşma yapıldı (1897).

  1. Yunanlılar Girit’ten askerlerini çekecek.
  2. Girit’e özerklik verilecek. Yunan kraliyet ailesin­den bir prens adaya vali atanacak.

 DOĞU RUMELİ SORUNU VE BULGARİSTAN KRALLIĞI’NIN KURULMASI

Berlin antlaşmasından sonra Doğu Rumeliye Hristi­yan vali atanmıştı. Bulgarlar Osmanlıların bu yöne­timine karşı Filibe’de isyan çıkardılar. Doğu Rumeliyi Bulgaris­tan’a bağladıklarını açıkladılar. Rusya’ya ve Osmanlıya karşı olan Bulgarlar Alman prenslerinden Ferdinant’ı Bulgar prensliğine getirdiler.

Bu gelişmeler Bulgaristan devletinin kurulmasını sağladı. II. Meşrutiyetin ilanı zamanındaki iç çekişmeler­den yararlanan Bulgaristan 1908’de bağımsızlığını ilân etti.

 BOSNA – HERSEK SORUNU

Berlin antlaşmasıyla Bosna – Hersek’in yönetimi ge­çici olarak Avusturya’ya bırakılmıştı. II. Meşrutiyetin ilan edildiği sıralarda Osmanlı devletinin içerisinde bulun­duğu karışıklıktan yararlanan Avusturya, Bosna – Hersek’i top­raklarına kattı. Osmanlı devleti bu durumu ancak pro­testo edebildi.

Avusturya ile Osmanlı devleti arasında İstanbul’da yapılan antlaşmada Bosna – Hersek Avusturya’ya bıra­kıldı. Avusturya yönetimindeki Yenipazar Osmanlı dev­le­tine verildi. Avusturya Bosna – Hersek’te müslüman­lara ait okul ve camilerin bakımını üstlendi (1908). Böylece Avusturya, Sırbistan’ın ve Karadağın Adriyatik denizine inmesi önledi.

ISLAHAT HAREKETLERİ

XVIII.Y.Y.ISLAHATLARI

Bu yenilikler 17. yy. ıslahatlarına göre daha köklü olmuştur. Çünkü 17. yy. ıslahatları devleti kuvvetlendir­mek için eskiye dönmeyi amaçlamıştır. 18. yy. ıslahatları ise Avrupa’yı örnek alan ilk batılılaşma hareketleridir. Yenilikler ilerici devlet adamlarının iktidarda kaldığı sü­rede devam etmiştir. İlerici kişilerin yönetiminden uzak­laştırılması yeniliklerin durmasına ve yapılan yenilikle­rinde ülkede etkili olmasını önlemiştir, özellikle yeniçeri­lerin isyana teşvik edilmesi bu durumlara neden olmuş­tur.

LALE DEVRİ (1718 – 1730) 

Pasarofça anlaşmasını izleyen barış döneminde III. Ahmet ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim tarafın­dan birlikte başlatılan yenileşme dönemidir.

  1. Avrupayı tanımak amacıyla Viyana’ya bir elçi he­yeti gönderildi. İlk elçilik Londra’da açıldı, daha sonra Vi­yana, Paris, Berlin elçilikleri açıldı.
  2. Sait Efendi ve İbrahim Müteferrika 1727’de ilk matbaa’yı kurdular. Matbaa dini olan hariç, diğer kitapla­rın basılabileceği fetvasından sonra çalışmıştır. Basılan ilk eser Vankulu Lugat adıyla bilinen Arapça – Türkçe sözlüktür. Matbaa’nın kurulmasından sonra kültür faali­yetleri arttı. Yalova’da ilk kâğıt fabrikası kuruldu.
  3. Yeniçerilerden ilk itfaiye teşkilatı kuruldu. İstanbul­’da bir kumaş fabrikası açıldı. Çinicilik canlandı­rıldı. İlk çi­çek aşısı kullanıldı.

1 SINIF OSMANLI TARİHİ Ders Notları MURAT KILINÇ (Tarih Öğretmeni)

2 I. ÜNİTE BEYLİKTEN DEVLETE A-OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞU B-OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ ( ) A-OSMANLI DEVLETİNİN KURULUŞU KAVRAMLAR: fetret-tahrir defteri-dirlik-tekfur-yaylak-kışlak-iskan-diyar-ı rum İŞLENİŞ: Not: 9. Sınıf konuları ile 10. Sınıf konuları arasında ilişkilendirme yapılarak tarihi sürecin devamlılığı sağlanacak, öğrencilerin önceki bilgileri harekete geçirilecek ve yeni konuya geçiş yapılacak.bu kapsamda şu konulara kısaca değinilecektir: Malazgirt Savaşı ile Türklerin Anadolu ya girişleri Anadolu daki ilk beylikler dönemi Anadolu Selçuklu Devletinin kuruluşu ve Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması Kösedağ Savaşı ve Anadolu Türk siyasi birliğinin bozulması Anadolu da 2. Beylikler dönemi ve Osmanlı beyliğinin kuruluşu. 1. OSMANLI BEYLİĞİNİN KURULDUĞU SIRADA (14.yy) BÖLGENİN DURUMU (ANADOLU-AVRUPA-BALKANLAR) *ANADOLU DA DURUM Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ savaşı yenilgisinden sonra yıkılma dönemine girmiş, Moğol İlhanlılara bağlı duruma gelmişti. Anadolu Selçuklu Sultanları İlhanlıların atadığı birer vali durumundaydı. Bu siyasi boşluk ortamında Anadolu da çok sayıda Türk Beyliği kuruldu. Anadolu Türk Beylikleri: Karamanoğulları, Germiyanoğulları, Karesioğulları, Aydınoğulları, Menteşoğulları, Saruhanoğulları, Candaroğulları, Hamitoğulları ve Osmanlı beyliği kurulmuştu. Bu beylikler de başlangıçta İlhanlılara bağlıydılar. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla bu beylikler arasında Anadolu hakimiyeti konusunda mücadele başladı. 2

3 Trabzon Rum İmparatorluğu: IV. Haçlı seferi sonunda Haçlıların İstanbul u işgal etmeleri üzerine Bizans'tan kaçanlar tarafından Trabzon ve çevresinde kurulmuştu. 13. yüzyılda İlhanlı baskısı altındaydı. İlhanlı Devleti: Cengiz İmparatorluğunun parçalanmasıyla İran'da kurulan TÜRK-MOĞOL devletidir. Dönemin en güçlü devletlerindendir. Altınorda Devleti: Cengiz İmparatorluğu'nun parçalanmasıyla Karadeniz'in kuzeyinde kurulan Türk devletidir. *BALKANLAR DA DURUM : Balkanlarda siyasi birlik yoktu. Balkan devletleri kendi aralarında savaşlar yapıyorlardı. Var olan devletler şunlardır: 1. Bulgar Krallığı 2. Sırp Krallığı 3. Macar krallığı En güçlü devlet Sırp Krallığı idi. Bunların dışında Bosna Hersek, Eflak,Boğdan,Erdel ve Arnavutluk beylikleri gibi küçük devletlerde vardı.trakya ve mora ise Bizans egemenliğinde idi. Bizans: 13. yüzyıla girildiğinde sınırları küçülmüş, eski askeri ve ekonomik gücü kalmamıştı. Taht kavgalarının yarattığı istikrarsız bir dönemi yaşıyordu. Halk TEKFUR(Vali)ların ağır vergileri altında eziliyordu. *AVRUPA DA DURUM: Osmanlı Devleti kurulduğu sırada Avrupa da feodalite(derebeylik) rejimi yaygındı. Güçlü merkezi krallıklar olarak İngiltere, Fransa ve Kutsal Roma-Germen İmparatorlukları bulunmaktaydı. 2.OSMANLI BEYLİĞİNİN KURULUŞU *Osmanlı Soyu: Osmanlılar; Oğuzların, Bozok kolunun, Gün Han soyunun, Kayı boyunun, Karakeçili, aşiretine mensuptular. Kayılar Malazgirt Zaferi'nin ardından Anadolu'ya gelmişler, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından kendilerine yurtluk olarak verilen Ankara yakınlarındaki KARACADAĞ yöresine yerleşmişlerdir. Burada bir süre kalan Kayılar Ertuğrul Gazi yönetiminde Söğüt ve Domaniç yöresine yerleşmişlerdir. Osmanlılar 1299 yılında Osman Bey tarafından kurulmuştur. Osman Bey in 1299 da bağımsızlığını ilan etmesine zemin hazırlayan gelişme; İlhanlıların Selçuklu Sultanı III. Alâeddin Keykubad ı İran a götürmeleri üzerine Anadolu da ortaya çıkan otorite boşluğudur. *Osmanlı Beyliğinin Kısa Sürede Gelişmesini Sağlayan Etmenler: Merkeziyetçi bir devlet anlayışına sahip olması (Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak hanedan üyeleri arasında bölünmemiştir.) Bir UC BEYLİĞİ olması (Gaza sebebiyle diğer beyliklerden destek görmüştür, beylikler arasındaki mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.) Bizansın, Balkanların ve Anadolu nun karışıklık içinde bulunması. Sürekli doğudan gelen Türkmen göçleriyle nüfusunun ve askeri gücünün artması Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının izlenmesi Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele etmemeleri Ahilerin,şeyhlerin,erenlerin desteğini almaları. 3 AHİLİK: Her meslek ve sanat örgütlenmesinin kendi içinde küçükten büyüğe doğru sıralanması sonucunda oluşur. Ahılik: yy da Anadolu da; İslami kurallar çerçevesinde, sosyal dayanışmayı ve üretimde kontrolü sağlayan esnaf meslek örgütüdür.

4 Takip ettikleri mükemmel İSKAN siyaseti. Avrupalıların Yüzyıl Savaşları ile uğraşmaları. (YERME-YERLEŞTİRME) İLK OSMANLI FETİHLERİ (ANADOLU FETİHLERİ) Koyunhisar Bursa nın Maltepe (Palekanon) İznik ve İzmit in Karasioğulları Beyliğinin Savaşı Fethi Savaşı Fethi Alınması Koyunhisar Savaşı (1302): Osman Bey döneminde, Osmanlıların İzmit'i kuşatması üzerine Bizans imparatorunun Bizans Tekfurları ile anlaşarak Osmanlılar üzerine yürümesi. Sonucu: Mudanya fethedilmiş, Bursa kuşatılmıştır. (BİZANS VALİSİ) Önemi: Bizans ile Osmanlı arasındaki ilk savaştır. Bursa nın Fethi (1326): Orhan Bey dönemin feth edilmiştir.bursa nın fethi ile; 1) Beyliğin merkezi Bursa ya taşındı. 2) Anadolu daki Moğol idaresine olan şekli bağlılık tamamen koptu. 3) Böylece Osmanlılar, bir Uc beyliğinden başkenti, sınırları ve yerleşik hayatı olan gerçek bir devlete dönüşmeye başladı. Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329) : Sebep: Osmanlıların Kocaeli Yarımadasındaki fetihleri ve İznik'i kuşatmaları Savaş: Bizans imparatoru III.Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı Orhan Bey arasında yapıldı (1329).Yenilen Bizans imparatoru İstanbul a kaçtı. Sonuçları ve Önemi: 1- O güne kadar dikkat çekmeyen Osmanlılar ön plana çıktı. 2- Bizans Anadolu daki askeri direnişlere ve Bizans şehirlerine yardımdan vazgeçti. İznik ve İzmit in Fethi : İznik(1331) Ve Gemlik in(1333) Fethi: Maltepe savaşından sonra İznik fethedildi, bu arada zahire ambarı konumundaki Gemlik te alındı. İzmit in Fethi(1337):İzmit in fethi ile Kocaeli yarımadasının tamamı Osmanlıların eline geçti. Karasioğulları Beyliğinin Alınması: Karesi Bey'in ölümüyle, oğulları arasındaki taht kavgasından yararlanan Orhan Bey Balıkesir çevresine sahip olan bu beyliği Osmanlı sınırlarına kattı. Sonuçları: 1- Osmanlılar karesi topraklarına sahip olarak, Marmara kıyılarına ve Çanakkale boğazına ulaştılar. 2- Osmanlılar Karesi Donanmasına sahip oldular. 3- Hacı İlbey, Evrenus Bey, Ece Halil gibi değerli Karesi komutanları Osmanlı hizmeti girdiler. 4- Karesi oğullarının Balıkesir, Manyas ve Kapıdağı gibi şehirleri alındı. Önemi: Karesioğulları beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla Anadolu Tiirk birliğini sağlama yolunda ilk adım atılmıştır. Osmanlılara kendi isteği ile katılan beylikler Osmanlılara ilk katılan beylik Karesioğulları, Germiyanoğulları Karesioğulları NOT: Osmanlı Devleti ne katılan ilk beylik Karesioğulları dır.ankara Savaşı'ndan sonra kurulmamıştır. Osmanlılara son katılan beylik Ramazanoğulları Osmanlıları en çok uğraştıran beylik Karamanoğulları 4

5 BALKAN FETİHLERİ Çimpe Kalesi in Edirne nin Sırpsındığı Çirmen I.Kosova Niğbolu İstanbul un Alınması Fethi Savaşı Savaşı Savaşı Savaşı Kuşatılması Çimpe Kalesi in Alınması (1353) : Olay: Bizans İmparatoru Kantakuzen,Yuannis in Sırp ve Bulgar desteğine karşı imparator olmak için önce Aydınoğlu Umur Bey den sonra da Orhan Bey den yardım istedi. Edirne'yi kuşatan Sırp ve Bulgarlara karşı Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa'yı yardıma gönderdi. Edirne'yi kuşatan Sırp ve Bulgarları yenen Süleyman Paşa'nın yardımlarına karşılık Bizans Gelibolu Yarımadası'ndaki ÇİMPE kalesini Osmanlılara verdi.(1353) Not: Osmanlıların Rumeli de elde ettiği ilk toprak parçası olan Çimpe kalesidir. Bu kale Osmanlıların Balkanlardaki fetihleri için önemli bir üs olmuştur. Edirne nin Fethi (1363) :Edirne I. Murad döneminde yapılan Sazlıdere Savaşı ile Osmanlı toprağı oldu. Osmanlı Başkentleri 1-Bursa 2-Edirne 3-İstanbul Sazlıdere Savaşı (1362) Taraflar: Osmanlı X Bizans + Bulgar ittifak güçleri Sebebi: Osmanlıların Edirne yi fethetmek istemesi. Sonuç: 1- Edirne alındı ve devletin başkenti yapıldı. 2- Bizans ın Bulgar ve Sırplarla olan bağlantısı kesildi. 3- Balkanlarda fetih yolları açıldı. 4-Gümülcine ve Filibe alınarak Çatalca ya kadar ulaşıldı. Sırpsındığı Savaşı 1364): I.Murad döneminde yapılmıştır. Sebep: Edirne ve Filibe'nin Osmanlıların eline geçmesi Sırp ve Bulgarları rahatsız etmiş, bunların papaya başvurmaları üzerine Balkan Devletlerinden oluşan (Sırp, Bulgar, Macar, Eflak- Boğdan ve Bosnalılar) Sırp kralı 1.Layoş komutasında bir Haçlı ordusu kurulmuştur. Savaş: Haçlı Ordusunu HACI İLBEY komutasındaki bir akıncı birliği ani bir baskın sonucu yok etmiştir. Sonuçları: Bu zaferle Balkan Devletleri üzerindeki Macarların etkisi kırılmış, Türklerin Balkanlardaki ilerlemeleri hız kazanmıştır. Tuna nehrine kadar olan yerler Türklerin eline geçmiştir.. Önemi: Sırp Sındığı Savaşı Osmanlıların Balkanlarda haçlılar ile yaptığı ilk savaştır. Çirmen Savaşı (1371) : I.Murad döneminde yapılmıştır. Sebep: 1-Türkleri Balkanlardan atmak 2-Bulgar krallığının Osmanlı hâkimiyetinden kurtulmak istemesi.3-osmanlıların Makedonya yı ele geçirmek istemesi. Savaş: Makedonya bölgesini almakla görevlendirilen Evranos Beye karşı Sırplar birleştiler. Çirmen Savaşı ile düşmanı yenilgiye uğrattı Sonuçları: 1-Makedonya nın yolu Osmanlı ya açıldı..2- Sırp kralı Osmanlı hakimiyetini tanıdı.3-bundan sonraki fetihlerle Batı Trakya ve Makedonya nın bir kısmı alındı. Evranos Beye bağlı akıncı kuvvetleri Kavala, Drama, Serez ve Selanik gibi şehirler aldılar. I.Kosova Savaşı (1389) :I.Murad döneminde yapılmıştır. Sebep: Sultan Murat ın Anadolu da Karamanoğulları ile uğraşmasını fırsat tanımaları Ploşnik bozgunu sonucu Osmanlıların Balkanlarda ilerleyişini durdurmak için Sırp Kralı LAZAR'ın öncülüğünde Haçlı Ordusunun kurulması. Sonuç: I. Murat komutasındaki Osmanlı Ordusunun zaferiyle sonuçlandı. I. Murat şehit oldu, yerine oğlu Yıldırım Bayezıd geçti. 5

6 Tuna ya kadar topraklar Osmanlıların eline geçti. Osmanlıların karşısında sadece Macar kralı kaldı. Osmanlı Devleti ilk kez bu savaşta düşmanı korkutmak için top kullandı. Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı. Önemi: Haçlılar ile yapılan ilk büyük meydan savaşıdır. Niğbolu Savaşı(1396): Sebepleri: Kuşatma altında bulunan Bizans'ın Avrupa'dan yardım istemesi, Macarlar'ın Osmanlıların Balkanlar'daki ilerleyişi karşısında papadan yardım istemesi. Savaş: Avrupa Devletlerinin ordularından oluşan (Macar, Fransız, Alman, İngiliz, Polonya, Venedik ve diğerleri)haçlı ordusunun Niğbolu kalesini kuşatması üzerine, Yıldırım Bayezid İstanbul kuşatmasını kaldırarak, Niğbolu önlerinde Haçlı ordusunu yendi. Sonuç: Bu zaferden sonra Bulgaristan tamamen Türk topraklarına katıldı. Rum Diyarı : ANADOLU Bu zafer Anadolu Türk Birliğinin sağlanmasında da etkili oldu. Mısır'daki halife Yıldırım'a "Rum Diyarının Sultanı" unvanını verdi. İstanbul un Kuşatılması (1391) : Sebep: Yıldırım Bayezid, Bizans imparatoru Manuel den İstanbul da bir Türk mahallesi kurulmasını, bir cami yapılmasını ve Osmanlılara ödenen verginin arttırılmasını istedi, imparator bu istekleri kabul etmeyince İstanbul u kuşattı. Sonuç: İmparator Yıldırım Bayezid in isteklerini kabul edince kuşatma kaldırıldı. OSMANLI DEVLETİNİN RUMELİDEKİ FETİH VE İSKAN SİYASETİ Fethedilen bölgelere Anadolu dan Türk göçmenler yerleştirildi. Bundaki amaç göçmenleri yerleşik hayata zorlamak ve fethedilen yerlerin Türkleşmesini sağlamaktı.. Bu göç gönüllü ve sürgün olmak üzere iki şekilde gerçekleştirildi. Göçmenler, iskân yerlerine yakın bölgelerden seçilirdi. İklim şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. Böylece halkın yeni yere uyumu daha kolay olurdu. Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık içinde olan ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki amaç kan davalarını engellemekti. Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi alınmazdı. Göç edenler yeni yerleşim yerlerini terk edemezlerdi. Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma ihtimali olanlar başka yerlere göç ettirilirdi. Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve düzeninin bozulmamasına dikkat edilirdi. İstimalet sisteminin amacı: Fethedilen yerlerde Türk nüfusunu arttırmak ve Türk kültürünü yaymaktı. Osmanlı Devleti nin Rumeli de takip ettiği iskân siyasetinin sonuçları: Göçebe Türklerin yerleşik hayata geçmeleri sağlandı.. Fethedilen yerlere Türklerin yerleşmesi sağlanarak o bölgenin elde tutulması kolaylaştı. Fethedilen yerlere Türk-İslam kültürü yayıldı. Gayrimüslim halka hoşgörülü bir tavır sergilenerek Osmanlıya bağlılıkları sağlandı. ANADOLU DA SİYASİ BİRLİĞİ SAĞLAMA ÇALIŞMALARI NOT: Osmanlılar Anadolu da siyasi birliği sağlarken ; çeyiz, savaş, satın alma olmak üzere üç yol izlemiştir. Türk Beyliklerinin Osmanlı Devletine Katılması : YILDIRIM BAYEZID Anadolu birliğini sağlamak için iki sefer düzenledi. Bu seferler sonucunda: Batı Anadolu'daki beyliklerden Germiyan, Aydın, Saruhan, Menteşe ve Hamitoğullarına son verildi. Candaroğullarına son verildi. Kadı Burhanettin Beyliği (Eretna devleti) ile yapılan KIRKDİLİM savaşında Osmanlı kuvvetleri yenildi. Şehzade Ertuğrul şehit oldu. Kadı Burhaneddin'in Akkoyunlu Devletiyle yaptığı savaşta ölmesi üzerine bu beyliğin toprakları da Osmanlılara katıldı yılında Karamanoğullarına son verildi. Dulkadiroğulları Beyliği Osmanlılara bağlandı. 6

7 İstanbul Kuşatmaları: Yıldırım Bayezıd yılları arasında İstanbul'u 4 kez kuşatmış, bu kuşatmalar sırasında Bizans'a Karadeniz den gelecek yardımı engellemek için boğazın Anadolu yakasına Anadolu Hisarını(Güzelce hisar) yaptırdı.(1397) AnadoluHisarı: Yıldırım Beyazıt / Rumeli Hisarı: Fatih sultan Mehmet İlk İstanbul Kuşatması Sebep: Yıldırım Bayezid, Bizans imparatoru Manuel den İstanbul da bir Türk mahallesi kurulmasını, bir cami yapılmasını ve Osmanlılara ödenen verginin arttırılmasını istedi, imparator bu istekleri kabul etmeyince İstanbul u kuşattı. Sonuç: İmparator Yıldırım Bayezid in isteklerini kabul edince kuşatma kaldırıldı. Önemi: Osmanlıların ilk İstanbul kuşatmasıdır Bu kuşatmaların başarısız olma sebepleri: Karamanoğullarının problem çıkarması Haçlı Saldırıları (Niğbolu) Timur tehlikesi Osmanlı-Bizans Antlaşması: Yıldırım Timur tehlikesinin belirmesi üzerine Bizans ile anlaşma imzalayarak 4. kuşatmayı kaldırdı. Bu antlaşmaya göre: İstanbul'da Türk mahallesi kurulacak ve bir cami yapılacak. Türkler ticaret amacıyla serbestçe İstanbul'a girebilecek. İstanbul'da Türklerin davalarına bakmak için kadı bulunacak. Bizans Osmanlı Devletine vergi verecek. Ankara Savaşı (1402): Yıldırım Bayezid Dönemi 15. yüzyıl başlarında Osmanlılar doğuda Memluk ve Timur Devletiyle komşu olmuşlardı. Timur Çağatay Hanlığına son vererek büyük bir devlet kurmuş, Altınorda devletinin parçalanmasına yol açmış, İran,Irak ve kuzey Hindistan'ı topraklarına katıp, 1400 yılından itibaren Osmanlı topraklarına saldırmaya başlamıştı. Sebepleri: a. Yıldırım tarafından toprakları alınan Anadolu Beylerinin Timur'a sığınarak, onu kışkırtmaları. b. Timur tarafından toprakları alınan Irak hükümdarı Celayiroğlu Ahmet ve Karakoyunlu hükümdarı Kara Yülük Osman'ın Yıldırım'a sığınmaları c. Timur'un Çin'e yapacağı sefer öncesinde arkasında güçlü bir devlet bırakmak istemeyişi. d. Timur'un Osmanlı'dan kabul edilemez istekleri. NOT: Timur Yıldırım Bayezıt'dan Anadolu Beylerinin topraklarını iade etmesini, Celayiroğlu Ahmet ve Kara Yülük Osman'ın kendisine teslim edilmesini, Osmanlı Devletinin kendisine bağlılığını bildirmesini istemişti. Savaş: İki ordu arasında savaş, Ankara'da Çubuk ovasında yapıldı. KARATATARLAR'ın ve Anadolu beylikleri askerlerinin saf değiştirmesi Osmanlı ordusunun savaşı kaybetmesine ve Yıldırım Beyazıt ın esir düşmesine neden oldu. Sonuçları: a. İlk ve son kez bir Osmanlı padişahı savaşta esir düştü. b. Osmanlı Devleti 11 yıl sürecek Fetret devrine girdi. c. Anadolu Türk birliği yeniden bozuldu, beylikler yeniden kuruldu. (Karesi ve Kadı Burhaneddin beylikleri hariç) d. Balkanlar'da Osmanlı ilerleyişi bir süre durdu, hatta bazı topraklar kaybedildi. e. Bizans'ın alınması 50 yıl gecikti. FETRET DEVRİ ( ) Timur'un asıl amacı kendisine rakip olabilecek büyük bir Osmanlı Devleti'nin oluşmasını engellemekti. Bu nedenle savaşı kazandıktan sonra Anadolu Beylerinin topraklarını geri vererek, Anadolu Türk birliğini parçaladı. Osmanlı ülkesini Yıldırım'ın oğullarına bıraktı. 7

8 Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra Yıldırım Bayezid'in 4 oğlu arasında başlayan ve 11 yıl süren taht kavgası dönemine Osmanlı Tarihinde FETRET DEVRİ denir.fetret Döneminde Yıldırım Bayezit'in oğulları Musa, Süleyman, İsa ve Mehmet Çelebiler iktidar mücadelesine giriştiler. Bu mücadeleyi l. Mehmet kazanmıştır. Not: Fetret döneminde Rumeli'de Osmanlı yönetimine karşı önemli bir ayaklanma olmamıştır. Aynı zamanda Osmanlı Devleti bu dönemde ciddi bir toprak kaybına uğramamıştır. Bunun sebepleri: Balkanlardaki adaletli ve hoşgörülü yönetim. Uç beylerinin başarılı çalışmaları Avrupa'daki Yüzyıl Savaşları. Niğbolu Savaşının etkisi ANADOLU DA SİYASİBİRLİĞİN YENİDEN SAĞLANMASI ÇELEBİ MEHMET DÖNEMİ OLAYLARI Kardeşleri Süleyman, İsa ve Musa Çelebiyle giriştiği taht kavgasından başarıyla çıktı. Devleti kardeşleriyle paylaşma fikrine katılmadı. Böylece Osmanlı Devletini parçalanma ve yıkılmaktan kurtardı. Bu nedenle Çelebi Mehmet devletin 2. KURUCUSU sayılır. Şeyh Bedreddin İsyanı( ) Osmanlı devletinde kazaskerliğe kadar yükselmiş olan Şeyh Bedreddin mülkiyetin ortak olduğu şeklinde fikirlerle ve İslam'a aykırı düşüncelerle etrafına çok sayıda mürit topladı. Fetret döneminin oluşturduğu siyasi ve ekonomik bozukluklardan yararlanarak ayaklandı, sonunda yakalanarak idam edildi. NOT: Şeyh Bedreddin İsyanı devletin gücünü sarsan, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde meydana gelen BABA İSHAK isyanına benzer. Önemi: Osmanlı Devleti ndeki ilk dini ve sosyal nitelikli isyandır Mustafa Çelebi İsyanı (Düzmece Mustafa) Timur Ankara savaşından sonra Yıldırım Beyazıt ın oğlu şehzade Mustafa Çelebiyi rehin alarak yanında Semerkant'a götürmüştü. Timur'un ölümüyle serbest kalarak Anadolu'ya gelen Mustafa'nın gerçek Mustafa olup olmadığı bilinmediğinden "Düzmece Mustafa" da denilmiştir. Mustafa Çelebi,kardeşi Mehmet Çelebi'ye karşı taht kavgasına girmiş, ancak yenilerek Bizans'a sığınmıştır. Çelebi Mehmet Mustafa'nın gözaltında tutularak kontrol edilmesi için Bizans'la anlaşmıştır. Anadoluda Gelişmeler: Saruhanoğulları beyliğine kesin olarak son verilmiştir (1416). Not: Ankara savaşından sonra Osmanlı Devletine katılan ilk beylik Saruhanoğulları'dır. Saruhanoğulları'nın, Osmanlı Devleti'ne katılmasıyla Anadolu'da Türk siyasi birliğini sağlama faaliyetleri yeniden başlandı. BALKANLARDA OSMANLI HAKİMİYETİNİN GÜÇLENMESİ Edirne Segedin Antlaşması(1444) II.Murat Döneminde yapılmıştır. Sebep: Macar, Sırp, Bosna ve Eflak kuvvetlerinin oluşturduğu Haçlı ittifakına karşı Osmanlı kuvvetleri başarısız olunca, bu antlaşma imzalanmıştır. Osmanlıların bu antlaşmayı imzalamak zorunda kalışlarının bir nedeni de Karamanoğullarının problem çıkarmasıdır. Taraflar: Osmanlı- Macar+Sırp Edirne-Segedin Antlaşması na göre: a) İki taraf 10 yıl savaşmayacak, b) Tuna Nehri iki taraf arasında sınır olacaktı. c) Bulgaristan da Osmanlı hakimiyeti tanınacak d) Eflak beyliği Macar egemenliğinde kalacak e) Önemi:0smanlı Devleti'nin haçlılar ile yaptığı ilk antlaşmadır. 8

9 Sonuçları: Bu antlaşma,balkanlarda Osmanlı üstünlüğünü sarsmıştır Bu antlaşmadan sonra tahta II.Murat ın 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet geçmiştir.bu durumdan faydalanmak isteyen haçlılar bu antlaşmayı bozarak Osmanlı Devleti'ne saldırmışlardır. Varna Savaşı(1444): II.Murat Döneminde yapılmıştır. Sebep: II. Mehmet'in küçük yaşta tahta geçmesini fırsat bilen Haçlıların Edirne-Segedin Antlaşmasını bozmaları. Sonuç: II. Murat tekrar tahta geçerek Haçlı ordusunu Varna'da yendi. Hıristiyanların Osmanlıları Avrupa dan atma ümitleri sona erdi. II. Kosova Savaşı (1448) II.Murat Döneminde yapılmıştır. Taraflar: Osmanlı X Haçlılar ( Macar, Erdel, Eflak, Alman) Sebep: Haçlılar Varna yenilgisinin izlerini silmek istediler. 2- Türk düşmanı Hunyadi Yanoş un Macar kralı olup Haçlıların yardımı ile Osmanlılara saldırmak istemesi. Önemi: a) Balkanlardaki Osmanlı egemenliği kesinlik kazandı. b) Hıristiyan Avrupa Türklere karşı bir daha Haçlı seferine girişemeyerek, savunmaya çekildi. (1683 tarihine kadar) Osmanlı da Devlet Anlayışı : B-OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ ( ) Hakimiyet anlayışı İslam Hukukuna ve eski Türk geleneklerine dayanmıştır. İslam hukukuna göre hâkimiyet, Allah a aittir. Hükümdar, Allah ın vekili olarak halkı adaletle yönetmek,yönetilenler de hükümdarın emirlerine uymak zorundaydı. Türk geleneklerine göre ise İslamiyet öncesi Türk devletlerinde hükümdarlara devleti idare etme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılıyordu. Tanrı nın verdiği siyasi iktidar kavramı ile açıklanıyordu. Osmanlının ilk dönemlerinde tahta kimin geçeceği konusunda bir kesinlik yoktu, bu durum taht kavgalarının yaşanmasına ve devletin parçalanma riski ile karşı karşıya kalmasına sebep oluyordu. Zaman içerisinde tahta kimin geçeceği belirli kurallara bağlandı ve VERASET SİSTEMİ geliştirildi. Veraset Sisteminin Gelişim Aşamaları : 1. Murat a kadar ülke tüm Osmanlı Hanedanına aittir anlayışı hakimdir. Hanedan : Sülale, kan bağı olan herkes; çocuklar amcalar, amca oğulları vb. 1. Murat tan itibaren ülke padişah ve oğullarınındır anlayışı hakimdir. Fatih kanunnamesi ile devletin geleceği için kardeş katlinin serbest bırakılması hükmü getirilmiştir. HER KİMESNE EVLADINDAN SALTANAT MÜYESSER OLA,NİZAM-I ALAEM İÇİN KARINDAŞIN KATLİ VACÜPTÜR. EKSER ULAMA TECVİZ İTMÜŞTÜR. ANINLA AMİL OLALAR. I.AHMET zamanında yapılan değişiklikle EN YAŞLI ve AKILLI olanın (EKBER VE ERŞED) padişah olması esası benimsendi. osmanlıda idari birim Şehzadelerin devlet yönetiminde deneyim kazanmaları için sancaklarda vali olarak görevlendirilirlerdi.bu uygulamaya SANCAĞA ÇIKMA USULÜ denirdi. Sancak yöneticisi Sancağa Çıkma Usulü : 16. yüzyılın sonlarına kadar şehzadeler yaşlarına gelince, Anadoludaki sancaklara SANCAKBEYİ olarak gönderilirlerdi. Burada bir LALA'nın yanında devlet yönetiminde tecrübe kazanmaları sağlanırdı. III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin SANCAĞA ÇIKMA usulü kaldırıldı. (Şehzadeler sarayda Kafes Hayatı yaşadılar.) NOT: Lala'yı Büyük Selçuklular'daki ATABEYLERE benzemektedir. Padişahlar Devleti yönetirken şeri (dinî) ve geçmişten gelen geleneksel kurallara uymak zorundaydılar. Osmanlı devlet yöneticileri, kuruluştan I. Murat dönemine kadar bey ve gazi unvanlarını kullandılar. I. Murat ile beraber hüdavendigar, sultan, padişah ve han gibi unvanlar da kullanılmaya başlandı. 9

10 NOT: Yavuz Sultan Selimin 1517 Mısır seferi sonucu HALİFELİK Osmanlı padişahlarına geçmiştir.böylelikle Osmanlı hükümdarları padişah olarak Devletin Başı, halife olarakta müslümanların başı olma özelliği taşımışlardır. Osmanlıda Devlet Teşkilatı : Osmanlı padişahları kanun koyma, kanunları uygulatma ve bazı yargı yetkilerini (, kadıaskerleri görevlendirme, örfi davalarda müdahil olma vb.)ellerinde bulundurmaktaydılar. Orhan bey döneminden itibaren devletin sınırlarının genişlemesiyle beraber devlet teşkilatı oluşmaya başlamıştır.ülkenin yönetiminin kolaylaştırılması için padişah tarafından görevliler tayin edilmiştir. Ülke yönetimiyle ilgili konuların görüşülmesi ve kararların alınması için ilk defa Orhan Bey döneminde DİNAN-I HÜMAYUN oluşturuldu.bu divana Veziri Azam, defterdar, nişancı, vezirler vb. gibi görevliler katılıyordu. Devletin sınırlarının genişlemesiyle I. Murat zamanında beylerbeyilik ( eyalet ) kurularak ülke yönetim bölümlerine ayrıldı. Böylece ülke eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar ise köylere ayrıldı. İlk olarak Rumeli Beylerbeyliği daha sonra da Anadolu Beylerbeyliği kuruldu. Orhan bey döneminde Osmanlı Ordusunun temeli olan YAYA VE MÜSELLEMLER oluşturuldu. 1. Murat döneminde Ordu teşkilatında düzenlemeler yapılarak KAPIKULU OCAKLARI oluşturuldu. Karasioğulları Beyliğinin Osmanlıya katılmasıyla ilk deniz gücü ( DONANMA) elde edildi.yıldırım Bayazit döneminde Geliboluda ilk Tersane açıldı. Gemi yapımı ve tamiri İLK Osmanlı parası ( Akçe ) Osman Bey döneminde bastırıldı. 1. Murat döneminde ülke toprakları ( dirlikler), has. zeamet ve tımar olarak bölümlere ayrıldı ve Tımar Sistemi oluşturuldu. İlk Osmanlı Medresesi Orhan Bey döneminde İznik te açıldı.!!! Tımar sistemi ve gelirlerine göre toprak çeşitleri ( has, zeamet, tımar ) hakkında kısaca bilgi verilecek.medrese kavramı açıklanacak. OSMANLI ORDUSU A-KARA ORDUSU : Yaya ve Müsellemler : İlk defa Orhan bey döneminde kurulan ve Osmanlı ordusunun temelini oluşturan birliklerdir. Piyade askerlerin oluşturduğu gruba Yaya ; atlı gruba ise Müsellem denirdi. Kapıkulu Ocakları : I.Murad zamanında oluşturuldu. Bu ordunun asker ihtiyacı devşirme sistemi ve pençik usulü ile karşılandı. PENÇİK USULÜ : İslam hukukuna göre savaş esirlerinin beşte biri hükümdara ayrılırdı. Padişah da bunları özel hizmetlerinde kullanırdı. Bir bölümü de saray hizmetlileri arasına alınırdı. I. Murad zamanında pençik oğlanı denilen bu savaş esirlerinin sayısı arttı.bunun üzerine bu esirlerden düzenli bir ordu kurularak yararlanılmak istendi.bu sisteme "Pencik Usulü" denildi. DEVŞİRME USULÜ: Kapıkulu ocakları kurulduktan sonra bu ocaklara sürekli bir kaynak bulmak amacıyla DEVŞİRME USULÜ oluşturuldu. Buna göre özellikle Balkanlar'da yaşayan hırıstiyan ailelerin çocukları ailelerinden alınarak İslam dinini,türkçeyi ve Türk gelenek ve göreneklerini öğrenmek üzere Türk ailelerinin yanına gönderilirdi. Tek çocuklu ailelerin çocukları alınmazdı.daha sonra bu çocuklar Acemi Oğlanlar ocağına gönderilirlerdi. Kapıkulu askerlerinin yaya birliklerine Kapıkulu Piyadeleri, atlı birliklerine Kapıkulu Süvarileri adı verildi. 10

11 KAPIKULU PİYADELERİ 1)- ACEMİ OĞLANLAR OCAĞI: Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarına asker yetiştirmek için kurulmuştur. Türk ailelerinin yanından gelen devşirme çocukları burada yapılan askeri eğitimden sonra sınavdan geçirilir, başarılı olanlar Enderûn'a alınırdı. Diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırlardı. ( Devlet adamı,bürokrat yetiştiren saray içindeki okul) 2)- YENİÇERİ OCAĞI: Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir. Savaş zamanında merkezde bulunur ve padişahı korurlardı. Barışta ise Divân muhafızlığı yapmak, İstanbul'un güvenliğini sağlamak,sınırlardaki kalelerde muhafızlık yapmak gibi görevleri vardı.yeniçerilere üç ayda bir "ulufe" denilen maaş, padişah tahta çıktığında "culüs bahşişi", ilk sefere çıktığında da "sefer bahşişi" verilirdi. Yeniçerilerin komutanına "yeniçeri ağası" denilirdi. 3)- CEBECİLER: Komutanlarına "cebecibaşı" denilirdi. Yeniçerilerin silahlarını ve zırhlarını yapar, onarır ve silah anbarlarında muhafaza ederlerdi. 4)- TOPÇU OCAĞI: Bu ocağın görevi top dökmek, ve topları kullanmaktı. Osmanlılar topu ilk defa I.Kosova Savaşında kullandılar. 5)- TOP ARABACILARI OCAĞI: Top arabalarını yapan ve topları taşıyan ocaktı. Komuutanlarına "arabacıbaşı" denirdi. 6)- HUMBARACILAR OCAĞI: Havan denilen toplarla, humbara denilen gülleleri hazırlayan ve kulanan ocaktı.komutanına "humbaracıbaşı" denirdi. 7)- LAĞIMCILAR OCAĞI: Kale kuşatmalarında,hendek kazarak veya fitil döşeyerek surları yıkan teknik bir sınıftı. Komutanına "lağımcıbaşı" denirdi. 8)- SAKALAR: Kapıkulu askerlerinin sularını taşırdı.komutanına "sakabaşı" denirdi. KAPIKULU SÜVARİLERİ Altı Bölük halkı da denirdi.derece ve maaş yönünden yeniçerilerden üstündüler. Sipah ve silahtar; savaş sırasında padişah çadırını, Sağ ve Sol ulufeciler; Saltanat sancaklarını Sağ ve sol garipler; ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı. EYALET ASKERLERİ : OCAĞIN ADI MEVCUDU GÜNLÜK ULÛFESİ Acemiler ,5 akçe Yeniçeriler akçe Cebeciler akçe Topçular akçe Top Arabacıları akçe Kapıkulu Süvarileri akçe 1)- TIMARLI SİPAHİLER( TIMAR SİSTEMİ) : Tımar sistemi daha önceki Müslüman Türk devletlerinde gördüğümüz IKTA sisteminin Osmanlılar tarafından geliştirilmiş şekliydi. Tımarlı Sipahiler kendilerine DİRLİK verilen kişilerin beslemek zorunda oldukları tamamı Türklerden meydana gelen atlı askerlerdi.tımar sistemi ile yeişen askerlere CEBELÜ denirdi.savaş sırasında ordunun sağ ve sol kanatlarında durarak,ordu merkezini yanlardan gelecek saldırılara karşı korurlardı.kanuni Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en önemli ve en büyük askeri gücüydü. Tımar sisteminin faydaları Devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır büyük bir atlı askerî birlik yetiştirmiştir. Tımar toprakları boş kalmamış, tarımsal üretimin sürekliliği sağlanmıştır. Aynı toprak üzerinden köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçlarıkarşılanmıştır. Tımarlı sipahiler tımar bölgelerinin güvenliğini sağlanmıştır. Devlet merkezî otoritesini ve gücünü ülkenin en uç noktalarına hissettirmiştir. 11

12 2)- AKINCILAR: Sınır boylarında oturan Türklerden meydana gelen hafif süvari kuvvetleriydi. Başlıca görevleri; ordunun keşif hizmetlerini görmek, kaçan düşmanı kovalamak, düşmanı oyalamaktı. 3)- AZAPLAR: Kelime anlamı bekâr demektir. Masrafları kendi şehir ve kasaba halkı tarafından karşılanan gönüllü kuvvetlerdi. 4)- DELİLER: Düşmana korkusuzca saldırmaları nedeniyle "deli" olarak adlandırılmışlardır. 5)- GÖNÜLLÜLER: Sınırdaki kasaba ve şehirleri korumakla görevliydiler. 6)- BEŞLİLER: Her beş haneden bir kişi alınarak oluşturulan bu birlikler sınırdaki kalelerin korunmasında görevlendirilirdi. B-DENİZ ORDUSU (DONANMA) Osmanlılar Orhan Bey zamanında Karesi Beyliğini ele geçirince bu beyliğin donanmasına da sahipolmuşlardır. Yıldırım Bayezıt tarafından Gelibolu'da bir tersane yapılmıştır. Fatih zamanında gelişmeye başlayan donanma, II.Beyazıt zamanında Kemal Reis'in, Kanunî zamanında da Barbaros Hayrettin Paşa'nın Osmanlı hizmetine girmesiyle Akdeniz'de en üstün güç haline gelmiştir. Donanma komutanına Kaptan-ı Derya veya Kaptan Paşa, deniz askerlerine ise LEVENT denirdi. Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Salih Reis, Pirî Reis, Murat Reis, Seydi Ali Reis, Kılıç Ali Reis meşhur Türk denizcileridir. OSMANLI EKONOMİSİ İnsan : Osmanlılarda Reaya diye adlandırılan insanlar, yaptıkları işlerin özelliğine göre şehirlerde, kasabalarda ve köylerde yaşarlardı. Bu insanlar akıl ve beceriyle ekonominin temel amacı olan üretimi gerçekleştirir, karşılığında da kendisine imkân sağlayan devlete vergilerini vererek görevlerini yaparlardı Toprak: Osmanlılarda ekilebilen toprakların çoğu devletin malıydı. Bu toprakları kullanma hakkı ise reayanındı. Devlet malı olan topraklara Miri Arazi denird Reaya toprağın kullanma hakkını çocuklarına miras olarak bırakabilirdi. Tımar sistemi içinde köylülere dağıtılan bu topraklara ÇİFT denirdi. 12

13 Üretim : a)-tarım: Osmanlı Devleti nin en önemli gelir kaynağını tarım oluşturuyordu. Devlet tarafından ekilip biçilmesi için toprak verilen köylü, kullanım hakkına sahip olduğu bu toprakları ekip biçerek kendi geçimini sağlar, öldüğünde ise toprakları çocuklarına geçerdi. Köylü; toprağı satamaz, vakfedemez ve devredemezdi. Bu durumdaki köylünün devlete karşı sorumlulukları vardı. Bunlar; toprağı habersiz terk etmemek, sebepsiz olarak üç yıl üst üste ekmemek ve ürettiği ürünün vergisini sipahiye ödemekti.toprağını 3 yıl üst üste ekmeyen köylüden çifbozan vergisi alınırdı. b)- Hayvancılık: Osmanlı Devleti nde, hayvancılıkla uğraşan en önemli halk grubu, konargöçerlerdi. Konargöçerler (yörük) özellikle küçükbaş hayvancılık ile uğraşırlardı. Devlet hayvancılıkla uğraşanlardan adet-i ağnam adlı vergi alırdı. Bu dönemde hayvancılık faaliyetleri en fazla, Balıkesir, Manisa, Aydın ve Bursa çevresinde yapılmaktaydı. Konargöçerlerin dışında köylüler de hayvan besliyordu. Osmanlılarda hayvancılık, devlet tarafından her dönemde desteklenmişti. Hayvancılığın önem kazanması sonucu Bursa da ipek, Selanik te çuha, Bulgaristan da aba, Ankara da tiftik üretim merkezleri olarak ün kazandı c)- Ticaret: Osmanlı Devleti nin kurulduğu topraklar, doğudan ve batıdan gelen ticaret yollarının birleştiği yerdi. Bu nedenle Osmanlılar, kuruluş yıllarından itibaren, ticaretin gelişmesine önem verdiler. Ticaret, devlet tarafından teşvik edildi. Ticaret yolları üzerindeki menziller arasında at, katır ve deve kervanlarının sefer yapmaları için gerekli imkân hazırlanmıştı. Menziller arasındaki uzaklık, atın ortalama hızına göre belirlenmişti. Ana yollar ve geçitler derbentçilerin gözetimi altındaydı. Şehirlere gelen mallar, bedesten, çarşı ve kapan hanlarında toplanır ve satışa sunulurdu. İlk bedesten, Orhan Bey zamanında yapıldı. Esnaflar, Ahiliğin birer kolu olan lonca teşkilatlarına bağlıydılar. Dükkân açma hakkına gedik denirdi. Gediğe sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp ustalık belgesini almak gerekirdi. Anadolu'da ticaret yolları: 1- Sağ Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana üzerinden Halep'e uanıyordu. 2- Orta Kol:İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol,diyarbakır'a buradanda Musul ve Bağdat'a kadar uzanıyordu. 3)-Sol Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve Kars'a uzanıyordu. Rumeli'de ticaret yolları: 1- Sağ Kol: İstanbul'dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel'e uzanıyordu. 2- Orta Kol: İstanbul'dan Edirne,Belgrad üzerinden Avrupa içlerine uzanıyordu. 3)-Sol Kol: İstanbul'dan Edirne, Selanik üzerinden Mora'ya uzanıyordu. Ticaretle ilgili deyimler: Menzil : Yol üzerindeki konaklama noktaları denirdi. Menzil Teşkilatı: Haberleşme TATAR denilen ulaklar tarafından yapılıyordu. Devlet habercilerin çabuk gitmelerini sağlayacak dinlenmiş atları ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için konaklama yerine yakın köy ve kasabalardaki bazı aileleri bu iş için görevlendirirdi. Bu teşkilata "menzil teşkilatı" denirdi. Derbentçi : Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu. Mekkâri Tâifesi : Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen ad. 13

14 1. ÜNİTE SONU ÖLÇME DEĞERLENDİRME ETKİNLİĞİ KLASİK SORULAR SORU 1 : Osmanlı Beyliğinin kurulduğu sırada Anadolunun siyasi durumu hakkında bilgi veriniz. CEVAP 1 : Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ savaşı yenilgisinden sonra yıkılma dönemine girmiş, Moğol İlhanlılara bağlı duruma gelmişti. Anadolu Selçuklu Sultanları İlhanlıların atadığı birer vali durumundaydı. Bu siyasi boşluk ortamında Anadolu da çok sayıda Türk Beyliği kuruldu. Anadolu Türk Beylikleri:Karamanoğulları, Germiyanoğulları, Karesioğulları, Aydınoğulları, Menteşoğulları, Saruhanoğulları, Candaroğulları, Hamitoğulları ve Osmanlı beyliği kurulmuştu. Bu beylikler de başlangıçta İlhanlılara bağlıydılar. Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılmasıyla bu beylikler arasında Anadolu hakimiyeti konusunda mücadele başladı. Trabzon Rum İmparatorluğu: IV. Haçlı seferi sonunda Haçlıların İstanbul u işgal etmeleri üzerine Bizans'tan kaçanlar tarafından Trabzon ve çevresinde kurulmuştu. 13. yüzyılda İlhanlı baskısı altındaydı. Bizans: 13. yüzyıla girildiğinde sınırları küçülmüş, eski askeri ve ekonomik gücü kalmamıştı. Taht kavgalarının yarattığı istikrarsız bir dönemi yaşıyordu. Halk TEKFUR(Vali)ların ağır vergileri altında eziliyordu. SORU 2 : Osmanlı Beyliğinin kurulduğu sırada Balkanlardaki siyasi durumu hakkında bilgi veriniz. CEVAP 2 : Balkanlarda siyasi birlik yoktu. Balkan devletleri kendi aralarında savaşlar yapıyorlardı. Var olan devletler şunlardır: Bulgar Krallığı, Sırp Krallığı, Macar krallığı En güçlü devlet Sırp Krallığı idi. Bunların dışında Bosna Hersek, Eflak,Boğdan,Erdel ve Arnavutluk beylikleri gibi küçük devletlerde vardı.trakya ve mora ise Bizans egemenliğinde idi. SORU 3 : Osmanlı Beyliğinin Kısa Sürede Gelişmesini Sağlayan etmenlerden 5 tanesini maddeler halinde yazınız. CEVAP 3 : 1.Merkeziyetçi bir devlet anlayışına sahip olması (Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak hanedan üyeleri arasında bölünmemiştir.) 2. Bir UC BEYLİĞİ olması (Gaza sebebiyle diğer beyliklerden destek görmüştür, beylikler arasındaki mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.). 3,Bizansın, Balkanların ve Anadolu nun karışıklık içinde bulunması. 4.Sürekli doğudan gelen Türkmen göçleriyle nüfusunun ve askeri gücünün artması 5.Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması 6.Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının izlenmesi 7.Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele etmemeleri 8 Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları. 9.Takip ettikleri mükemmel İSKAN siyaseti. 10.Avrupalıların Yüzyıl Savaşları ile uğraşmaları. SORU 4 : Osmanlı devletinin Rumelide uyguladığı İskan Ve Fetih siyaseti hakkında bilgi veriniz. CEVAP 4 : Fethedilen bölgelere Anadolu dan Türk göçmenler yerleştirildi. Bundaki amaç göçmenleri yerleşik hayata zorlamak ve fethedilen yerlerin Türkleşmesini sağlamaktı.. Bu göç gönüllü ve sürgün olmak üzere iki şekilde gerçekleştirildi. Göçmenler, iskân yerlerine yakın bölgelerden seçilirdi. İklim şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. Böylece halkın yeni yere uyumu daha kolay olurdu. Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık içinde olan ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki amaç kan davalarını engellemekti. Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi alınmazdı. Göç edenler yeni yerleşim yerlerini terk edemezlerdi. Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma ihtimali olanlar başka yerlere göç ettirilirdi. Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve düzeninin bozulmamasına dikkat edilirdi. SORU 5 : Ankara Savaşı hakkında bilgi vererek sebep ve sonuçlarını belirtiniz. CEVAP 5 : Sebepleri: e. Yıldırım tarafından toprakları alınan Anadolu Beylerinin Timur'a sığınarak, onu kışkırtmaları. f. Timur tarafından toprakları alınan Irak hükümdarı Celayiroğlu Ahmet ve Karakoyunlu hükümdarı Kara Yülük Osman'ın Yıldırım'a sığınmaları g. Timur'un Çin'e yapacağı sefer öncesinde arkasında güçlü bir devlet bırakmak istemeyişi. h. Timur'un Osmanlı'dan kabul edilemez istekleri. Timur Yıldırım Bayezıt'dan Anadolu Beylerinin topraklarını iade etmesini, Celayiroğlu Ahmet ve Kara Yülük Osman'ın kendisine teslim edilmesini, Osmanlı Devletinin kendisine bağlılığını bildirmesini istemişti. Savaş: İki ordu arasında savaş, Ankara'da Çubuk ovasında yapıldı. KARATATARLAR'ın ve Anadolu beylikleri askerlerinin saf değiştirmesi Osmanlı ordusunun savaşı kaybetmesine ve Yıldırım Beyazıt ın esir düşmesine neden oldu. Sonuçları: f. İlk ve son kez bir Osmanlı padişahı savaşta esir düştü. g. Osmanlı Devleti 11 yıl sürecek Fetret devrine girdi. h. Anadolu Türk birliği yeniden bozuldu, beylikler yeniden kuruldu. (Karesi ve Kadı Burhaneddin beylikleri hariç) i. Balkanlar'da Osmanlı ilerleyişi bir süre durdu, hatta bazı topraklar kaybedildi. j. Bizans'ın alınması 50 yıl gecikti. SORU 6 : Fetret Devri hakkında bilgi veriniz CEVAP 6 : Ankara Savaşı Sonrasında Osmanlı Devletinin yenilmesi ile, Anadolu Türk birliğini parçalandı. Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra Yıldırım Bayezid'in 4 oğlu arasında başlayan ve 11 yıl süren taht kavgası dönemine Osmanlı Tarihinde FETRET DEVRİ denir.fetret Döneminde Yıldırım Bayezit'in oğulları Musa, Süleyman, İsa ve Mehmet Çelebiler iktidar mücadelesine giriştiler. Bu mücadeleyi l. Mehmet kazanmıştır. SORU 7: Mustafa Çelebi İsyanı (Düzmece Mustafa) hakkında bilgi veriniz. CEVAP 7 : Timur Ankara savaşından sonra Yıldırım Beyazıt ın oğlu şehzade Mustafa Çelebiyi rehin alarak yanında Semerkant'a götürmüştü. Timur'un ölümüyle serbest kalarak Anadolu'ya gelen Mustafa'nın gerçek Mustafa olup olmadığı bilinmediğinden "Düzmece Mustafa" da 14

15 denilmiştir. Mustafa Çelebi,kardeşi Mehmet Çelebi'ye karşı taht kavgasına girmiş, ancak yenilerek Bizans'a sığınmıştır. Çelebi Mehmet Mustafa'nın gözaltında tutularak kontrol edilmesi için Bizans'la anlaşmıştır. SORU 8: Osmanlı devletinde Veraset Sisteminin ( tahta çıkma usulü) Gelişim Aşamaları hakkında bilgi veriniz. CEVAP 8: 1. Murat a kadar ülke tüm Osmanlı Hanedanına aittir anlayışı hakimdir. 1. Murat tan itibaren ülke padişah ve oğullarınındır anlayışı hakimdir. Fatih kanunnamesi ile devletin geleceği için kardeş katlinin serbest bırakılması hükmü getirilmiştir. I.AHMET zamanında yapılan değişiklikle EN YAŞLI ve AKILLI olanın (EKBER VE ERŞED) padişah olması esası benimsendi. SORU 9 : Osmanlı da uygulanan Sancağa Çıkma Usulü hakkında bilgi veriniz. CEVAP 9 : 16. yüzyılın sonlarına kadar şehzadeler yaşlarına gelince, Anadoludaki sancaklara SANCAKBEYİ olarak gönderilirlerdi. Burada bir LALA'nın yanında devlet yönetiminde tecrübe kazanmaları sağlanırdı. III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin SANCAĞA ÇIKMA usulü kaldırıldı. (Şehzadeler sarayda Kafes Hayatı yaşadılar.) SORU 10 : Pençik usulü hakkında bilgi veriniz. CEVAP 10 :İslam hukukuna göre savaş esirlerinin beşte biri hükümdara ayrılırdı. Padişah da bunları özel hizmetlerinde kullanırdı. Bir bölümü de saray hizmetlileri arasına alınırdı. I. Murad zamanında pençik oğlanı denilen bu savaş esirlerinin sayısı arttı.bunun üzerine bu esirlerden düzenli bir ordu kurularak yararlanılmak istendi.bu sisteme "Pencik Usulü" denildi. SORU 11 : Devşirme Usulü hakkında bilgi veriniz. CEVAP 11 : Kapıkulu ocakları kurulduktan sonra bu ocaklara sürekli bir kaynak bulmak amacıyla DEVŞİRME USULÜ oluşturuldu. Buna göre özellikle Balkanlar'da yaşayan hırıstiyan ailelerin çocukları ailelerinden alınarak İslam dinini,türkçeyi ve Türk gelenek ve göreneklerini öğrenmek üzere Türk ailelerinin yanına gönderilirdi. Tek çocuklu ailelerin çocukları alınmazdı.daha sonra bu çocuklar Acemi Oğlanlar ocağına gönderilirlerdi. SORU 12 : Aşağıda verilen Osmanlı ordusuna ait birimlerin görevlerini yazınız. CEVAP 12: ***YENİÇERİLER: Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir. Savaş zamanında merkezde bulunur ve padişahı korurlardı. Barışta ise Divân muhafızlığı yapmak, İstanbul'un güvenliğini sağlamak,sınırlardaki kalelerde muhafızlık yapmak gibi görevleri vardı. ***CEBECİLER: Komutanlarına "cebecibaşı" denilirdi. Yeniçerilerin silahlarını ve zırhlarını yapar, onarır ve silah anbarlarında muhafaza ederlerdi. ***HUMBARACILAR: Havan denilen toplarla, humbara denilen gülleleri hazırlayan ve kulanan ocaktı.komutanına "humbaracıbaşı" denirdi. ***LAĞIMCILAR : Kale kuşatmalarında,hendek kazarak veya fitil döşeyerek surları yıkan teknik bir sınıftı. Komutanına "lağımcıbaşı" denirdi. ***SAKALAR: Kapıkulu askerlerinin sularını taşırdı.komutanına "sakabaşı" denirdi. ***AKINCILAR: Sınır boylarında oturan Türklerden meydana gelen hafif süvari kuvvetleriydi. Başlıca görevleri; ordunun keşif hizmetlerini görmek, kaçan düşmanı kovalamak, düşmanı oyalamaktı. ***AZAPLAR: Kelime anlamı bekâr demektir. Masrafları kendi şehir ve kasaba halkı tarafından karşılanan gönüllü kuvvetlerdi. ***DELİLER: Düşmana korkusuzca saldırmaları nedeniyle "deli" olarak adlandırılmışlardır. ***GÖNÜLLÜLER: Sınırdaki kasaba ve şehirleri korumakla görevliydiler. ***BEŞLİLER: Her beş haneden bir kişi alınarak oluşturulan bu birlikler sınırdaki kalelerin korunmasında görevlendirilirdi. SORU 13 : Tımar Sistemini açıklayarak; devlete sağladığı yararlar hakkında bilgi veriniz. CEVAP 13: Tımar sistemi daha önceki Müslüman Türk devletlerinde gördüğümüz IKTA sisteminin Osmanlılar tarafından geliştirilmiş şekliydi. Tımarlı Sipahiler kendilerine DİRLİK verilen kişilerin beslemek zorunda oldukları tamamı Türklerden meydana gelen atlı askerlerdi.tımar sistemi ile yeişen askerlere CEBELÜ denirdi.savaş sırasında ordunun sağ ve sol kanatlarında durarak,ordu merkezini yanlardan gelecek saldırılara karşı korurlardı.kanuni Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en önemli ve en büyük askeri gücüydü. Tımar sisteminin faydaları Devlet, hazineden para harcamadan, her an savaşa hazır büyük bir atlı askerî birlik yetiştirmiştir. Tımar toprakları boş kalmamış, tarımsal üretimin sürekliliği sağlanmıştır. Aynı toprak üzerinden köylü, tımar sahibi ve yetiştirdiği askerlerin ihtiyaçları Karşılanmıştır. Tımarlı sipahiler tımar bölgelerinin güvenliğini sağlanmıştır. Devlet merkezî otoritesini ve gücünü ülkenin en uç noktalarına hissettirmiştir. SORU 14 : Aşağıda verilen ve Osmanlı Toprak sistemi içerisinde yer alan toprak çeşitlerini tanımlayınız. CEVAP 14: MÜLK ARAZİ : Kişilere ait olan topraklar ÖŞRİ TOPRAK: Mülkiyeti Müslümanlara ait olan toprak HARACİ TOPRAK : Mülkiyeti gayri Müslimlere ait olan toprak DİRLİK: Gelirleri devlet görevlilerine verilen toprak ( has, zeamet, tımar) PAŞMAKLIK :Gelirleri padişahın kızları,eş ve annelerine ayrılan topraklar OCAKLIK : Gelirleri kale muhafızları ve tersanelere ayrılan topraklar MALİKANE : Üstün hizmet gösteren devlet görevlilerine verilen topraklar. YURTLUK: Gelirleri sınır boylarında görev yapan askerlere verilen topraklar VAKIF TOPRAK :Gelirleri sosyal hizmetlerde yapılan harcamalarda kullanılan topraklar. MUKATAA: Gelirleri doğrudan devlet hazinesine aktarılan toprakla 15

16 KAVRAM BİLGİSİ: ULUFE : Yeniçerilere üç ayda bir verilen denilen maaş CÜLUS : Padişahların tahta çıkması CEBELÜ: Tımar sistemi ile yetişen askerler MİRİ ARAZİ: Devlet malı olan topraklardır. REAYA: Osmanlı halkı KAPTAN-I DERYA : Donanma komutanı LEVENT: deniz askerleri DERBENTÇİ : Ana yolların, boğaz ve geçitlerin güvenliğinden sorumluydu. MEKKÂRİ TÂİFESİ : Yolcu ve mal taşıma işlerini meslek edinen esnaflara verilen ad. ADET-İ AĞNAM: Hayvancılıkla uğraşanlardan alınan vergi. ÇİFBOZAN VERGİSİ : Toprağını 3 yıl üst üste ekmeyen köylüden alınan vergi EŞLEŞTİRME: Aşağıdaki açıklamaların karşısına ilgili olan beyliklerin adını yazınız Aydınoğulları, Candaroğulları, Germiyanoğulları, Karamanoğulları,Çaka Beyliği, Karasioğulları,Ramazanoğulları, Menteşeoğulları, Danişmentliler,Artuklular Osmanlılara kendi isteği ile katılan beylikler Karesioğulları, Germiyanoğulları Osmanlılara ilk katılan beylik Karesioğulları Osmanlılara son katılan beylik Osmanlıları en çok uğraştıran beylik Ramazanoğulları Karamanoğulları SAVAŞLAR EŞLEŞTİRME :Aşağıdaki savaşların gerçekleştiği dönemleri karşılarına yazınız. Orhan Bey dönemi - Osman Bey dönemi - II.Murat Dönemi - Yıldırım Bayezid Dönemi - I.Murat Dönemi II. Kosova Savaşı (1448) II.Murat Dönemi Varna Savaşı(1444) II.Murat Dönemi Ankara Savaşı (1402 Yıldırım Bayezid Dönemi Niğbolu Savaşı(1396): Yıldırım Bayezid Dönemi I.Kosova Savaşı (1389) : I.Murad dönemi Çirmen Savaşı (1371) I.Murad dönemi Sazlıdere Savaşı (1362) I.Murad dönemi Koyunhisar Savaşı (1302): Osman Bey dönemi Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329 Orhan Bey dönemi BOŞLUK DOLDURMA Osmanlılar; Oğuzların, Bozok kolunun, Gün Han soyunun, Kayı boyunun, Karakeçili, aşiretine mensuptular. Osmanlılar 1299 yılında Osman Bey tarafından kurulmuştur. Kayılar, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından kendilerine yurtluk olarak verilen Ankara yakınlarındaki KARACADAĞ yöresine yerleşmişlerdir Koyunhisar Savaşı Bizans ile Osmanlı arasındaki ilk savaştır. Bursa Orhan Bey dönemin feth edilmiştir. Karesioğulları beyliğinin Osmanlıya katılmasıyla Osmanlı Devleti ilk deniz gücüne ( donanma) sahip olmuştur. Osmanlıların Rumeli de elde ettiği ilk toprak parçası olan Çimpe kalesidir. Bu kale Osmanlıların Balkanlardaki fetihleri için önemli bir üs olmuştur. Edirne I. Murad döneminde yapılan Sazlıdere Savaşı ile Osmanlı toprağı oldu. Edirne Osmanlı Devletinin ikinci başkentidir. İstanbul Osmanlı Devletinin son başkentidir. Bursa Osmanlı Devletinin ilk başkentidir. Sırp Sındığı Savaşı Osmanlıların Balkanlarda haçlılar ile yaptığı ilk savaştır. Anadolu Hisarını(Güzelce hisar) İstanbul un kuşatılması sırasında Yıldırım Bayezit tarafından yaptırılmıştır. Yıldırım Bayezit İstanbul u kuşatan ilk Osmanlı padişahıdır. Şeyh Bedreddin İsyanı Osmanlı Devleti ndeki ilk dini ve sosyal nitelikli isyandır Edirne Segedin Antlaşması 0smanlı Devleti'nin haçlılar ile yaptığı ilk antlaşmadır. Ülke yönetimiyle ilgili konuların görüşülmesi ve kararların alınması için ilk defa Orhan Bey döneminde DİNAN-I HÜMAYUN oluşturuldu Devletin sınırlarının genişlemesiyle I. Murat zamanında beylerbeyilik ( eyalet ) kurularak ülke yönetim bölümlerine ayrıldı. Böylece ülke eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar ise köylere ayrıldı. Orhan bey döneminde Osmanlı Ordusunun temeli olan yaya ve müsellemler oluşturuldu. 1. Murat döneminde Ordu teşkilatında düzenlemeler yapılarak kapıkulu ocakları oluşturuldu. Yıldırım Bayazit döneminde Geliboluda ilk Tersane açıldı İlk Osmanlı parası ( Akçe ) Osman Bey döneminde bastırıldı. 1. Murat döneminde ülke toprakları ( dirlikler), has. zeamet ve tımar olarak bölümlere ayrıldı ve Tımar Sistemi oluşturuldu. İlk Osmanlı Medresesi Orhan Bey döneminde İznik te açıldı. 16

17 II. ÜNİTE: DÜNYA GÜCÜ: OSMANLI DEVLETİ ( ) Konular 1. KONU: İSTANBUL UN FETHİ 2. KONU: OSMANLILARDA YÖNETİM, ASKERÎ TEŞKİLAT VE EĞİTİM 3. KONU: AVRUPA DAKİ GELİŞMELER 4. KONU: I. SELİM (YAVUZ) DÖNEMİ ( ) 5. KONU: OSMANLI DEVLETİ NDE EKONOMİK GELİŞMELER VE TOPLUM YAPISI 6. KONU: KANUNİ DÖNEMİNDEKİ SİYASİ OLAYLAR 7. KONU: OSMANLI DA HUKUK, BİLİM, TEKNOLOJİ VE SANAT ALANINDAKİ GELİŞMELER 8. KONU: REFORM HAREKETLER 17

18 1.KONU İSTANBUL UN FETHİ İstanbul un Fethi nin Nedenleri 1- Osmanlı toprakları arasında kalan Bizans ın Osmanlıların sınır güvenliğini tehlikeye düşürmesi 2- Bizans ın Anadolu beyliklerini ve Osmanlı şehzadelerini Osmanlıya karşı kışkırtması 3- Bizans ın Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması ve Osmanlı Devleti nin güvenliği açısından tehlike oluşturması 4- Peygamberimizin hadisi 5- Bizans ın Haçlıları Osmanlı Devleti ne karşı kışkırtması 6- Avrupalı devletlerin Türkleri Balkanlardan çıkarma ümitlerine son verilmek istenmesi 7- Türklerin Avrupa içlerine ilerleyişinin kolaylaştırılmak istenmesi 8- İstanbul un jeopolitik konumu ve önemli ticaret yolları üzerinde olması İstanbul un Fethi için Yapılan Hazırlıklar 1. Anadolu Hisarı nın (Güzelce Hisar) karşısına Rumeli Hisarı (Boğazkesen) yaptırıldı. 2. İstanbul yakınlarındaki Silivri ve Vize kaleleri alındı. 3. Edirne de Şahi denen büyük toplar döktürüldü. 4. Surlara tırmanışı kolaylaştırmak için tekerlekli kuleler yaptırıldı. 5. Güçlü bir donanma oluşturuldu. İstanbul un Fethi Öncesi Bizans ın Durumu: Bu dönemde mezhep kavgaları ve iç karışıklıklar yaşayan Bizans fetihten önce surları onardı,haliç in ağzını surlarla kapattı,askerleri ve halkını silahlandırdı,grejuva denen Rum ateşini hazırladı ve Avrupa dan yardım istedi. İstanbul un Fethi (29 Mayıs 1453) Hazırlıklar tamamlandıktan sonra 6 Nisan günü Osmanlı ordusu Edirne den İstanbul a hareket etti.istanbul hem karadan hem de denizden kuşatıldı.ii.mehmet bir gecede kızaklarla gemileri karadan Haliç e indirdi.29 Mayıs günü İstanbul fethedildi.bizans ın Avrupa dan aldığı yardım işe yaramadı Kuruluş Dönemi İstanbul un Fethinin Türk Tarihi Açısından Sonuçları Yükseliş Dönemi Duraklama Dönemi 1. II.Mehmet ülke alan,ülke açan anlamına gelen Fatih unvanını aldı Gerileme Dönemi 2. Osmanlının kuruluş dönemi son erdi. Yükseliş dönemi başladı Yıkılış Dönemi 3. Başkent Edirne den İstanbul a taşındı. 4. Anadolu ve Rumeli arasında Osmanlı toprak bütünlüğü sağlandı. 5. Türklerin Avrupa içlerine ilerleyişi kolaylaştı. 6. İstanbul Boğazı nın kontrolü Türklerin eline geçti. 7. Karadeniz ticaret yolu Osmanlıların eline geçti. 8. Fener Patrikhanesi nin Osmanlı Devleti ne bağlanmasıyla Osmanlı Ortodoks halkın koruyucusu durumuna geldi. İstanbul un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Sonuçları 1- Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) yıkıldı. 2- Avrupalıların Türkleri Balkanlardan çıkarma ümidi kalmadı. 3- Ortaçağ kapanıp, Yeniçağ açıldı. 4- Ticaret yollarının Osmanlı denetime geçmesi ile Avrupalılar yeni ticaret yolları aradılar. Böylece Coğrafi Keşifler başladı. 5- Bizans tan Avrupa ya giden bilim adamları burada Rönesans ve Reform Hareketlerinin başlamasına katkıda bulundu. 6- Kale ve surların top mermileriyle yıkılabileceğinin görülmesi üzerine Avrupa da Derebeylik rejimi (feodalite) yıkıldı yerine merkezi krallıklar güçlendi. Not: İstanbul fethedilmeden önce Hunlar, Avarlar ve Bulgarlar tarafından kuşatılmıştı.osmanlı Tarihinde Fatihten önce Yıldırım Beyazıt, Musa Çelebi ve II.Murat da İstanbul u kuşatmış fakat alamamıştır. ASKERÎ VE SİYASİ GELİŞMELER ( ) Fatih Sultan Mehmet, İstanbul un fethedilmesinden sonra Osmanlı Devleti nin siyasi, ekonomik ve askerî alandaki güvenlik ve istikrarını sağlamaya yönelik yeni fetih hareketlerine girişti. Bizans ı Diriltme Umutlarının Söndürülmesi: Bizans ın fethi sonrası Bizans imparatorluk ailesi, Mora ya kaçmıştı. Ayrıca, Trabzon da da Rum Devleti vardı. Her iki bölgede de Bizans ın yeniden diriltilmesi mümkün olabilirdi. Bu sebeple, Fatih Mora yı (1460) ve Trabzon u (1461) ele geçirdi. Böylece, Bizans ın yeniden kurulma umudu kalmadı. 18

19 Balkanlarda Fetihleri - Sırbistan ın Fethi (1459) - Eflak ın Osmanlılara bağlanması (1462) - Bosna Hersek ( ) - Boğdan ın Osmanlılara bağlanması (1476) - Arnavutluk un Fethi (1479) Anadolu da Egemenlik Mücadelesi da Cenevizliler den Amasra alınmıştır da Candaroğulları ndan Sinop alınmıştır de Trabzon Rum İmparatorluğu na son verilmiştir da Karamanoğulları ndan Konya ve Karaman alınmıştır de Akkoyunlular la Otlukbeli Savaşı yapılmıştır. Akkoyunlu Devleti ile İlişkiler ve Otlukbeli Savaşı (1473) Sebepleri Fatih in Trabzon u ele geçirmesi Karamanoğulları beylerinin Uzun Hasan a sığınması Uzun Hasan ın kendisini Timur gibi görmesi Her iki hükümdarın da Anadolu ya hâkim olmak istemesi İki hükümdarda da cihan hâkimiyeti düşüncesi olması Akkoyunlular ın Tokat ı yağmalamaları Savaşta teknik üstünlüğe sahip olan Osmanlılar galip gelmiş, Akkoyunlular yıkılış sürecine girmişler ve Osmanlı için bir tehlike olmaktan çıkmışlardır. Doğu Anadolu toprakları Osmanlı nüfuzu altına girmiştir.fatih in Anadolu daki faaliyetlerinin temel sebebi Anadolu Türk birliğini sağlamak istemesidir. Denizlerde Kazanılan Başarılar - Ege Adalarının Fethi : Limni, Eğriboz, Taşoz, Semadirek, İmroz, Midilli gibi adalar fethedildi. - Rodos un Kuşatılması RodosAdası, Sen-Jan (Saint-Jean) şövalyelerinin elindeydi. Bunlar, ege de korsanlık yapıyor, Osmanlı Devleti ni huzursuz ediyorlardı. Mesih Paşa tarafından kuşatıldı, ama alınamadı (1480). Osmanlı-Venedik Savaşları ( ) Fatih in gerçekleştirdiği faaliyetler Venedik in ticaretine zarar vermiş özellikle denizlerdeki ve Balkanlar daki fetihler 16 yıl süren savaşlara sebep olmuştur. Karada genellikle Osmanlılar, deniz de ise genellikle Venedikliler üstün gelmiştir da yapılan İmtiyazlar Antlaşması na göre; Her iki taraf aldıkları yerleri geri verecek Kroya ve İşkodra kaleleri Osmanlılar da kalacak Arnavutluk, Mora, Dalmaçya kıyılarının bir kısmı Venediklilere bırakılacak Venedikliler yıllık vergi ve savaş tazminatı ödeyecektir. Buna karşılık; Venedikliler İstanbul da balyoz (elçi) bulundurabilecekler. Venedikliler Osmanlı sularında serbestçe ticaret yapabilecekler Osmanlı ülkesinde yaşayan Venedikliler in davalarına kendi hâkimleri bakacak. Venedik bayrağı taşıyan gemilere saldırılmayacaktır. Not :İlk imtiyazlar (kapitülasyonlar), Fatih tarafından ticareti geliştirmek ve Hıristiyan birliğini parçalamak amacıyla Venediklilere verildi. Kırım ın Fethi Kırım ın fethiyle Karadeniz ticaret yolları denetim altına alınmış, bu durum coğrafi keşiflere sebep olmuştur. Ayrıca Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir (1475). Yunan Adalarının Fethi Kefalonya, Ayamavra, Zenta adaları fethedildi (1479). 19

20 Otronto nun Fethi Gedik Ahmet Paşa komutasındaki donanma, İtalya nın Otranto kalesi fethetmişse de (1480), Fatih in ölmesiyle başlayan taht kavgaları yüzünden gerekli yardım yapılamadığı için tekrar kaybedilmiştir. Fatih in Fetih Stratejisi: Karadeniz ticaretine egemen olmak, Anadolu Türk birliğini sağlamak, Anadolu'da faaliyet gösteren devletleri etkisiz kılmak, Ege ve Akdeniz ticaretine egemen olmak, Bizans'ın yeniden dirilmesini önlemek, Katolik Roma'yı ele geçirmek. Fatih Devri Yenilikleri: Devrinde ilk altın para bastırıldı. Kazasker ve defterdar sayıları ikiye çıkarıldı. Divan'a başkanlık yapmak yetkisi büyük vezirlere devredildi. Rönesans hareketlerine ilgi duydu. Kendi portresini İtalyan ressam Bellini'ye yaptırdı. İstanbul'da Fatih medreselerini (Sahnı Seman) ve devlet memuru yetiştirmek amacı ile Enderun okulunu açtı. Hazırlattığı Kanunnamei Ali Osmani ile kardeş katliamını yasal hale getirdi. Cem Sultan Olayı Fatih in ölümünden sonra çocukları Cem ve Bayezit arasında taht kavgası başladı. Cem Sultan II. Bayezit a karşı Memlûkler in de kışkırtmasıyla birkaç kez taht mücadelesine girişmişse de mağlup olarak Rodos şovalyelerine esir düşerek onlar tarafından papaya götürülmüştür. Avrupalı devletler Cem sultanı bir koz olarak kullanmışlardır.osmanlı büyük miktarda paralar ödemek zorunda kalmıştır.böylece olay uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Cem sultan ile II.Beyazıt arasındaki Mektuplaşma; Cem sultan SEN PİSTER-İ GÜLDE YATASUN ŞEVK İLE HANDAN, BEN KÜLİ DÖŞENEM KÜLHAN-I MİHNETTE SEBEP NE? II. Beyazıt ÇÜN RUZ-İ EZEL KISMET OLUNMUŞ BİZE DEVLET TAKDİRE RIZA VERMİYESUN BÖYLE SEBEP NE? HACCÜ L HARAMEYNÜM DİYÜBEN DAVİ KILARSUN BU SALTANAT-I DÜNYEVİYE BUNCA TALEP NE? Cem Olayının Sonuçları ve Osmanlı Devletine Etkileri: Cem'in Hıristiyanların eline geçmesi, batılı devletlerin Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasına neden olmuştur. Osmanlıların batıdaki fetihlerinin durmasına neden olmuştur. Cem Sultan ın Memlûklere sığındığı dönemde bu devlet tarafından padişah gibi karşılanıp, himaye görmesi, Osmanlı- Memlûk ilişkilerinin daha da bozulmasına sebep olmuştur. Papa'nın bakım masrafı diye yüklü miktarda para alması Osmanlı maliyesini zayıflatmıştır. Bu olay, II. Bayezit'in Safevî tehlikesine karşı gereken önemi vermemesine neden olmuştur. Bu olaydan dolayı Endülüs Emevileri ne gereken yardım yapılamamıştır. II. Bayezit döneminin sönük geçmesine sebep olmuştur. Papa ve Avrupa tarafından baskı unsuru olarak kullanılmıştır. 2.KONU OSMANLILARDA YÖNETİM, ASKERÎ TEŞKİLAT VE EĞİTİM OSMANLILARDA YÖNETİM a. Merkezî Yönetim Osmanlı devlet yönetiminin merkezinde padişah ve ülkenin yönetildiği saray teşkilatı bulunuyordu. Devletin yönetim merkezi olan İstanbul da bulunan saray, merkez ve taşra birimlerinin bağlı olduğu yerdi. SARAY Birun Enderun Harem Sarayın dış bölümüdür. Sarayın iç bölümüdür. Hükümdarın ve ailesinin 20

21 Doğrudan padişaha bağlı yeniçeri ağası bu bölümde bulunurdu. Altı bölük halkı, cebeciler, topçular, çaşnigirler, seyisler, müteferrikalar burada bulunur. Birun, Babussade kapısı ile Enderun a bağlanırdı. Padişahın güvenilir hizmetkârları bu bölümdeydi. Büyük Oda, Küçük Oda, Seferli Odası, Doğancılar Odası, Kiler Odası, Hazine Odası ve Has Oda olmak üzere yedi odadan oluşurdu Devletin ihtiyaç duyduğu devlet adamları bu bölümde yetiştirilirdi. bulunduğu bölümdür. Saray kadınları burada eğitim - öğretim görürlerdi. Harem ağası haremin Yöneticisiydi. 1)- BİRUN: Sarayın dış bölümüne denirdi. Bîrûnda geniş bir yönetici kadro yer alırdı. Bîrûndaki görevliler ve teşkilatları şunlardı: a)-yeniçeriler b)-altı Bölük halkı (sipahiler,silahdar,sağ ve sol garipler,sağ ve sol ulûfeciler.) c)-topçular ve Cebeciler d)-mehterler e)-müteferrikalar: (Enderundan çıkma içoğlanlar, beyzade çocukları,devlet ileri gelenlerinin çocukları.) Birunda başka görevlilerde vardı. Başlıcaları: Padişah Hocası: Şehzadelerin eğitimiyle meşgul olur. Hekimbaşı: Cerrahbaşı da denilen doktor. Çavuşlar ve Çavuşbaşı: Haberleşme ve elçilik görevini yapar. Ayrıca Müneccimbaşı,Mimarbaşı,seyisler,okçular, rikabdarlar, Darbhane emini vb.. Üstün başarı gösterenler, saray dışındaki görevlere atanarak ödüllendirilirlerdi. 2)- ENDERUN :Padişahın özel hayatının geçtiği sarayın iç bölümüdür. Burada padişahın hizmetine bakan güvenilir kimselerin bulunduğu hizmet ve eğitim odaları ve harem bulunuyordu. Enderundaki odalar şunlardır: a)-hasoda: Padişahın günlük himetine bakarlardı. b)-hazine ODASI: Padişahın özel hazinesine bakarlardı. c)-kiler ODASI: Yemek ve sofra hizmetlerini yaparlardı. d)-seferli ODASI: Berber,terzi,müzisyen gibi görevliler bulunurdu. Devşirme usulüyle toplanan oğlanlar, Acemi oğlanlar ocağına götürülmeden önce, içlerinden seçilenler Topkapı sarayına alınarak, sıkı bir disiplin altında yetiştirilirlerdi. Bunlara dini bilgiler, Arapça, Farsça gibi dersler ve pratik el sanatları öğretilirdi.bunlara İÇOĞLANI denilirdi.amaç saraya alınan bu içoğlanlarını gerçek bir dindar, devlet adamı, asker ve seçkin nitelikli bir kişi olarak yetiştirmekti. Hasoda,kiler odası,hazine ya da seferli odalarında hem hizmet ederler,hemde eğitim ve öğretimlerini sürdürürlerdi. Daha sonra ÇIKMA denilen bir atama usulüyle Birun da görevlendirilir, bu odaların başındaki ağalar da sancak beyliği gibi önemli görevlere tayin edilirlerdi. 3)- HAREM: Sarayda kadınların yaşadığı bölüme denirdi.saraya alınan kızlar tıpkı iç oğlanları gibi sıkı bir eğitim görürlerdi. Eğer padişah tarafından sarayda tutulmazlarsa Çıkma ile saray dışında görevlendirilen Kapıkullarıyla evlendirilirlerdi. NOT: Osmanlılar'da ilk saray Bursa da yapılmıştı. Başkent Edirne olunca burada daha büyük bir saray yapılmış,istanbul'un fethiyle Fatih Beyazıt'taki mevcut sarayda oturmuş, buranın yeterli gelmemesi üzerine aynı yerde başka bir saray yaptırılmıştı. Eski Saray denilen bu sarayın da yeterli olmaması üzerine Topkapı Sarayı(yeni saray) yapılmıştır. Padişahlar 19. yüzyıla kadar burada oturmuşlar, 19. yüzyılda Dolmabahçe, Beylerbeyi, Çırağan ve Yıldız sarayları yapılmıştır. DİVANI HÜMAYUN SEYFİYE KALEMİYE İLMİYE Vezir-i Azam Kubbe altı Vezirleri Kaptan-ı derya Nişancı Defterdar Kazasker Şeyhülislam DİVAN-I HÜMAYUN Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun önceleri DİVANHANE'de toplanırken, Kanuni zamanında yapılan KUBBEALTI denilen yerde toplanmaya başlamıştır. 21

22 Divan teşkilatı ilk defa ORHAN BEY zamanında kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet padişahların divân toplantılarına katılma geleneğine son vererek,toplantıları kafesli bir pencerenin arkasından takip etmiştir. Divan-ı hümayundan başka toplanma zamanına ve yerine göre farklı divanlar da vardı. DİĞER DİVANLAR: Sefer Divânı:Vezir-i azam sefere çıkarken toplanan divan Ulufe Divânı:Yeniçeri maaşları için toplanan divan Galebe Divânı:Yabancı elçilerin kabulü sırasındatoplanır Ayak Divânı:Olağanüstü durumlarda toplanan divan. At divânı:sefer sırasında at üzerinde yapılan toplantı. DİVANIN-I HÜMAYUN ÜYELERİ PADİŞAH VEZİR-İ AZAM(SADRAZAM) 1-Kubbealtı Vezirleri 2-Defterdar 3-Kazaskerler 4-Nişancı (Seyfiye) (Kalemiye) (İlmiye) (Kalemiye) Rumeli Anadolu Rumeli Anadolu Kazaskeri Kazaskeri Defterdarı Defterdarı (başdefterdar) NOT: Bunlardan başka eğer vezir rütbesine sahiplerse YENİÇERİAĞASI ve KAPTAN-I DERYA da divan üyesi olur ve görüşmelere katılırlardı. DİVANIN YAPISI: Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak yada emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divânda temsil edilirdi. Bu sınıflar şunlardı: 1-Seyfiye (Ehl-i Kılıç= Ehl-i Örf) 2-İlmiye (Ehl-i Şer) 3-Kalemiye (Ehl-i Kalem) 1)- SEYFİYE (Ehli Örf): Osmanlı Devletinde yönetim ve askerlik görevini yerine getiren zümrelere denirdi. Ehli örf,ehli seyf ve ümera gibi isimler verilen bu sınıfın divan-ı hümayundaki temsilcileri vezir-i azam ve vezirlerdi. Divan dışında beylerbeyleri, sancak beyleri,kapıkulu askerleri,tımarlı sipahiler bu grubun içindedir. VEZİR-İ AZAM(Sadrazam): Bugünkü başbakan durumunda olan veziri azam, padişahın vekili olarak görev yapar ve onun altın mührünü taşırdı. Divana başkanlık eder, padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer,bu görevi sırasında SERDARI EKREM sıfatıyla padişahın bütün yetkilerini kullanırdı. KUBBE ALTI VEZİRLERİ: Bugünkü devlet bakanları durumunda olan kubbe altı vezirlerinin sayıları 5-7 arasındaydı. 2)- İLMİYE (Ehli Şer) Medreselerde iyi eğitim görmüş, devletin adalet,eğitim ve yargı görevlerini üstlenen gruptu.ulema da denilen bu grubun üç önemli görevi vardı: a)-tedris Görevi:Eğitim-Öğretim görevidir.bu görevi müderris,muâllim gibi kişiler yürütürdü. b)-kaza Görevi:Yargı görevidir. Bu görev kadılar tarafından yürütülürdü. Kadılar İslam hukukuna göre davalara bakar ve karar verirlerdi. c)-ifta Görevi: Fetva görevidir.yapılanların şeriata uygun olup olmadığı konusunda fikir beyan etme görevidir. Fetva verme yetkisine sahip olanlara MÜFTİ denilirdi. Müftilerin en üst rütbelisi Şeyhülislam ve kazaskerlerdi. ŞEYHÜLİSLAM: Divana katılan fakat oy kullanmayan şeyhüislamın protokoldeki sırası veziri azamla aynıydı.hem ilmi kişiliği, hem de fetva verme yetkisi dolayısıyla şeyhülislama büyük saygı gösterilirdi. Bayramlaşma sırasında padişah sadece şeyhülislamın karşısında ayağa kalkardı. Önemli devlet işleri hatta padişahların görevden alınması için şeyhülislamın fetvası gerekiyordu.şeyhülislam idam cezasına çarptırılamaz, tutuklanamaz ve hapsedilemezdi. 17. yüzyıla kadar görevden alınması bile söz konusu değildi. Tanzimattan sonra şeyhülislamların yönetimdeki önemi azalmaya başladı. 22

23 KAZASKERLER (KADIASKERLER): Divanı Humayun üyesi olan kadıaskerler şer'i hükümler veren en yüksek görevlilerdi. Fatihten itibaren Anadolu ve Rumeli kadıaskerleri olmak üzere sayıları ikiye çıkarıldı. Rumelideki kadılar Rumeli, Anadoludaki kadılar Anadolu kadıaskerine bağlıydılar. KADILAR: Başlıca görevleri şunlardı: a)-merkezden gelen emirleri halka iletmek, halkın şikayetlerini merkeze bildirmek. b)-her türlü davaya(miras,ticaret,ceza) bakarak karar vermek.(yargıçlık) c)-nikah sözleşmesi, şirket kurulması, Vakıf kurulması gibi sözleşmeleri yapardı.(noterlik) d)-avarız denilen olağanüstü durumlardaki vergileri toplar, merkeze gönderirdi. PADİŞAH HOCALARI: Osmanlı şehzadelerine ulemadan bir kimse hoca olarak tayin edilirdi. Şehzadeler hükümdar olduklarında onları PADİŞAH HOCASI olarak tayin ederlerdi. SEYYİD VE ŞERİFLER: Hz.Peygamberin torunları Hz.Hasanın soyundan gelenlere Şerif, Hz. Hüseyinin soyundan gelenlere ise Seyyid denirdi. Seyyid ve şerifler Osmanlı toplumunda büyük saygı görürlerdi. Devlet de bunların işleriyle meşgul olmak için NAKİB'ÜL EŞRAFLIK denilen bir kurum kurmuştu. Yukarıdaki görevlilerden başka ilmiye zümresi içinde müderrisleri,müneccimleri,hekimleri, tarikat şeyhlerini, imam ve müezzinleri sayabiliriz. 3)- KALEMİYE(Ehli Kalem): Günümüzde bürokrasi diye adlandırılan bu sınıfın en üst rütbelileri NİŞANCI VE DEFTERDARLAR'dır. NİŞANCI (TEVKİİ=TUĞRAİ): Divandan çıkarılan belgelerin üstüne padişahın nişan olan TUĞRA 'yı çektiği için TUĞRACI'da denirdi. Nişancı kendisine bağlı REİSÜL KÜTTAB başkanlığında çeşitli kalemler vasıtasıyla merkez bürokrasisinin her türlü işlemlerini yapardı. Reisülküttab'a bağlı kalemler şunlardı: a)-beylikçi Kalemi b)-tahvil Kalemi c)-ruus Kalemi d)-amedi Kalemi Nişancının görevleri: Nişancı tuğra çekmenin yanısıra yukarıdaki kalemler vasıtasıyla şu görevleri yapardı: A)- Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak MÜHİMME DEFTERİNE(Divan Defteri) kaydetmek. B)- Ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak. C)- Sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan yazışmaları hazırlamak. D)- Tapu Tahrir Defterlerini tutmak. DEFTERDAR: Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden sorumlu en üst görevlilerdi. Osmanlılarda İç ve Dış Hazine olmak üzere iki tür hazine vardı. İç hazinede padişahın özel serveti ve değerli eşyaları saklanırdı. Dış hazine ise devletin maliye teşkilatını oluştururdu. İlk dönemde defterdar sayısı bir iken, sonraları mâli işlerin artmasından dolayı sayıları ikiye yükselmiştir.bunlar; Rumeli defterdarı ve Anadolu Defterdarı idi. Rumeli Defterdarı Başdefterdar idi. Defterdara bağlı kalemler şunlardı: a)-ruznamçe kalemi b)-maliye emirleri kalemi c)-tarihçi kalemi d)-gelir ve gider kalemi Defterdara bağlı üst düzey görevliler şunlardı: a)-başbakı kulu b)-veznedarbaşı c)-sergi nazırı d)-sergi halifesi İstanbul'un Yönetimi Başkent olmasından dolayı istanbul'un yönetimi ayrıca düzenlenmişti. Şehrin genel düzen ve güvenliği doğrudan sadrazamın sorumluluğundaydı. Sadrazam, sefere çıktığında istanbul'la ilgilenmek üzere bir Sadaret Kaymakamı bırakırdı. Şehrin güvenliği, yeniçeri ağası, subaşı ve asesbaşı tarafından sağlanırdı. Belediye hizmetlerinden şehremini, adalet işlerinden taht kadısı sorumluydu. Sivil kuralları çiğneyen yeniçeriler ve diğer askerler arasında düzeni Muhzır Ağa sağlardı, istanbul'daki her türlü ticaret faaliyetlerinin denetlenmesi "muhtesib" in göreviydi. b.taşra ve Eyalet Yönetimi Osmanlı ülkesi idari bakımdan EYALETLERE, eyaletler SANCAKLARA, Sancaklar KAZALARA, kazalar NAHİYELERİNE Nahiyeler de KÖYLERE ayrılmıştı. 1)- EYALETLER (BEYLERBEYİLİK): Eyaletlerin başında BEYLERBEYİ bulunuyordu. Eyalet içinde beylerbeyinin bulunduğu sancak PAŞA SANCAĞI adıyla anılırdı. Beylerbeyi Divan-ı Hümayûnun küçük bir kopyesi olan "Eyalet divanı"nın başıydı. 23

24 Osmanlı Devletinde eyaletler SALYANELİ ve SALYANESİZ olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Salyaneli (Yıllıklı) Eyaletler: Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanma, vergiler yıllık olarak toplanırdı. Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Yemen, Tunus, Cezayir, Trablus salyaneli eyaletlerdendi. Salyanesiz (Yıllıksız) Eyaletler: Tımar(dirlik) sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerdeki topraklar has,zeamet ve tımar olarak ayrılmıştır.merkeze yakın eyaletlerdir. Rumeli, Budin, Anadolu, Karaman, Dulkadir, Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Trablusşam salyanesiz eyaletlerdendir. Özel yönetimli ( imtiyazlıeyaletler ): Osmanlı devletinin hakimiyetini tanıyan Kırım Hanlığı, Mekke Emirliği, Eflak, Boğdan ve Erdel Beylikleri,Sakız Cumhuriyeti imtiyazlı yönetimlerdi. Bunlar iç işlerinde serbest olup, yöneticileri Osmanlı tarafından kendi soyluları arasından atanırdı. Bu hükümetlerden Kırım Hanlığı ve Mekke Emirliği dışındakilerden yıllık belli bir vergi alınırdı. 2)-SANCAKLAR: Kazaların birleşmesiyle meydana gelmişti. En üst dereceli yöneticisi SANCAK BEYİ'dir.Sancaklarda asayiş sûbaşı ve Yasakçılar(asesler), kalenin korunması da kale dizdarları tarafından yapılırdı. 3)-KAZALAR: Hem adlî hem de idarî birimdir. Kazaların başında yönetici olarak kadı bulunurdu. TAŞRA TEŞKİLATINDAKİ DİĞER GÖREVLİLER: Muhtesib: Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı.satılan mal ve fiatları kontrol ederlerdi.(zabıta) Kapan Eminleri: Şehirlere gelen sebze-meyvenin toplandığı yerlere "kapan" denirdi. Kapan emiri buraya gelen malın vergilendirilmesini sağlardı.(hal müdürü) Beytülmal Emini:Herhangi bir yerleşim yerinde kamuya ait çıkarları korumakla görevliydi. Gümrük ve Bac Eminleri: Kasaba veşehirlerde sanat ve ticaretle ilgili vergileri toplarlardı. TAŞRA TEŞKİLATINDA MEYDANA GELEN DEĞİŞMELER: 1864'te yayınlanan "vilayet nizamnamesi" ile ülke idarî bakımdan yeniden teşkilatlandırıldı.buna göre taşra yönetimi vilayet, liva(sancak), kaza ve köy birimlerine ayrıldı. Livaların yönetimi MUTASARRIF'lara verildi. 1871'de kaza ve köy arasına NAHİYELER eklendi, bunların başına nahiye müdürleri seçimle getiriliyordu. MAHALLİ TEŞKİLAT: Mahalle veya köy cemaatinin önde gelen kişisi İMAM'dır. İmam cemaatin isteğiyle belirlenir ve kadı'nın onayıyla göreve başlardı. Mahalle ve köy halkının ortaklaşa karşıladığı giderler şunlardır: 1)- Cami,okul,çeşme gibi yapıların onarımı ve ihtiyaçlarının karşılanması, 2)- İmam, müezzin, muallim gibi görevlilerin ücretlerinin ödenmesi, 3)- Divan-ı Hümayûn tarafından olağanüstü durumlarda konulan AVARIZ adı verilen vergilerin ortaklaşa ödenmesi. OSMANLIDA ASKERÎ TEŞKİLAT ( Yükselme Dönemi) 24

25 Lağımcılar: tünel kazarak ve fitil döşeyerek kale duvarlarının yıkılmasında görevliydiler. Humbaracılar: el bombası ve top mermisi yapımı ve kullanımını gerçekleştiren askerî sınıftı. Bostancılar : saray ve köşklerin korunmasında görevli askerlerdi Yörükler: Eyalet askerleri içinde konargöçerlerin oluşturduğu yardımcı birliklerdi Deliler: sınır boylarını koruma görevini üstlenmişlerdi Sakalar : ordunun su ihtiyacını karşılayan gruptu Beşliler : bulundukları kasaba, şehir ve kalelerin muhafazalarıyla görevliydiler. Yardımcı kuvvetler: Osmanlı Devleti ne bağlı beylik ve devletlerden ihtiyaç duyulduğunda alınan askerlerdi. Ulufeciler: savaş ve konak yerlerinde saltanat sancaklarını korurlardı. Garipler: ordu ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı. 25

26 OSMANLI DA EĞİTİM a. Mesleki Eğitim Türkiye Selçuklu Devleti nde esnaf teşkilatı olan AHİLİK, Osmanlı Devleti nde LONCA adıyla devam ettirildi. Bu teşkilat esnaf, zanaatkâr ve çalışanları bir çatı altında toplamıştı. Ahilik kurumu bu özellikleri nedeniyle sanat okulu düzeyindeydi. Lonca teşkilatına alınanlar teşkilatın eğitim öğretim kurallarına uyarak çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa kadar yükselebilirdi. Ustalık belgesi almaya İCAZET denirdi. İcazet alanlara iş yeri açma izni ( GEDİK) verilirdi. b. Saray Eğitimi Sarayda eğitim verilen kurumlar enderun, harem ve şehzadegan mektebidir Enderun : Enderun devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkar yetiştirmek amacıyla kurulan bu saray okulu ilk olarak II. Murat zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti nin son zamanlarına kadar (1908) varlığını sürdüren bir saray okuludur. Enderun Mektebine Hıristiyan tebânın yetenekli çocukları alınırdı ki bu çocuklar akıllı ve zeki, kâbiliyetli ve de yakışıklı idiler. Devşirme sistemiyle toplanan bu çocuklar Enderun da iyi bir müslüman, güvenilir ve nitelikli bir devlet adamı ve usta bir sanatkâr olarak yetiştirilirdi.. Daha sonraları Enderun a Müslüman ailelerin çocukları da alınmıştır. 26

27 Enderûn mektebine alınan çocuklara, Kur an-ı Kerim, tefsir, hadis, kelâm gibi dini dersler, edebiyat, inşa (şiir), dil bilgisi, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müspet ilimler dersleri okutulurdu. Bir taraftan da Osmanlı saray geleneği ve görgüsüyle, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi. Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi. Bu önemli eğitim kurumu Osmanlı devlet hayatına çok sayıda sadrazam, vezir, yüksek rütbeli asker ve bir çok hattat, şair, müzisyen, ressam ve minyatür ustası yetiştirmiştir. Harem : Hareme alınan cariyeler, kalfaların sıkı disiplini altında eğitimden geçirilirdi. Bu cariyeler özel yeteneklerine göre müzik, resim, edebiyat, örgü gibi dersler alır, bu arada dinî bilgileri öğrenmelerine de önem verilirdi. Belirli günlerde özel öğretmenler sarayda saz dersleri verirlerdi. Harem halkı, günlerini kitap okumakla özellikle tarih öğrenerek geçirir ve musiki ile uğraşırlardı. Ayrıca padişahların erkek çocukları olan şehzadeler saray içerisinde açılmış Şehzadegan mektebinde ilköğrenim eğitimlerini görürlerdi. c. Askerî Eğitim Kapıkulu ordusunun içerisinde birçok ocak bulunmaktaydı. Her ocak uzmanlaştığı alanda kendi eğitimini verirdi.acemi ocağına alınan devşirmeler Türk-İslam geleneklerine göre eğitilir Yeniçeri Ocağı na geçerlerdi. Yeniçeriler kışlalarda düzenli askerî talim yapar savaşa her an hazır durumda olurlardı Padişahların zaman zaman düzenledikleri sürek avları da tatbikat niteliğinde eğitim çalışmaları olmuştur. d. Medrese Eğitimi İlk öğretim SIBYAN MEKTEBİ( Mahalle mektebi) denilen kurumlarda veriliyordu.sıbyan mekteplerinin temel amacı çocuklara okuma yazma ve temel İslami kuralları öğretmekti. Osmanlı da orta ve yükseköğretimin temeli medreselerdi.osmanlı fetih politikasında fethedilen yerlerde ilk önce cami ve yanına medrese kurulurdu. Medreseler ile topluma ve devlete gerekli din,ilim ve devlet idaresinde ihtiyaç duyulan elemanlar yetiştiriliyordu. Osmanlı da ilk medrese 1330 yılında İZNİK te açılmıştır.(orhan Bey)İlk dönemlerde Suriye,Mısır,İran ve Türkistan dan gelen alimler ders vermiştir. Selçuklular dan Fatih Dönemine kadar Osmanlı medreselerinde eğitim Nizamiye medreselerinin eğitim sistemi kullanılıyordu yılları arasında SAHN-I SEMAN MEDRESELERİ ( Fatih ) açılmıştır. Kanuni,Mimar Sinan a İstanbul da Süleymaniye Camii ve medresesini yaptırmıştır. Orta düzeydeki medrese öğrencilerine SOFTA(suhte);yüksek öğretim düzeyindeki öğrencilere DANİŞMEND denirdi.sahn ı bitiren öğrencilere İCAZETNAME denen diploma verilirdi. Her medresede esas olarak bir müderris bulunurdu.müderrisin yardımcısına MUİD denirdi.müderrisler,sahn ı bitirenler arasından MÜLAZEMET denilen bir sistemle alınırdı. Medreselerden mezun olanlar müderris,müftü,kadı,defterdar,hekim vb. olurlardı..büyük medreselerde öğrencinin yeme,içme,giyim masrafları da medreselerce karşılanırdı. 3. KONU AVRUPADAKİ GELİŞMELER 1. COĞRAFİ KEŞİFLER 27

28 15. yy sonrasında Avrupalıların bilinmeyen ülkeleri bulmak için yaptıkları gezilere Coğrafi Keşifler denir.coğrafi keşiflerin öncülüğünü Portekiz ve İspanya yaşmıştır. Coğrafi Keşiflerin Nedenleri: 1-İpek ve Baharat yollarının Müslümanların elinde olması. 2-Coğrafya bilgisindeki ilerlemeler. 3-Pusulanın Avrupalılarca kullanılmaya başlaması. 4-Gemicilik sanatının ilerlemesi ve okyanuslara dayanıklı gemilerin yapılması. 5-Cesur gemicilerin yetişmesi. 6-Matbaanın yayılması ile fikirlerin de yayılmaya başlaması. Yapılan Keşifler: * Coğrafi keşifleri ilk olarak Portekizliler başlatmış daha sonra bu ülkeye İspanyollar katılmıştır. * Portekizli gemici Bartelmi Diyaz Ümit Burnu nu (Fırtına Burnu) keşfetmiştir. * Portekizli gemici Vasko de Gama 1498 de Ümit Burnu nu geçerek Hindistan a ulaştı ve Hint Deniz yolunu keşfetti.böylece İpek ve Baharat yolları Hint Deniz Yolu na kaydı. * Kristof Kolomb Atlas Okyanusu na açılarak Bahama Adalarına ulaştı. Amerika Kıtasını keşfetti ama buranın yeni bir kıta olduğunu anlamadı. * Amerika Vespuçi Kristof Kolomb un bulup farkına varamadığı Amerika kıtasını buldu ve Amerika ismini verdi. *Portekizli gemici Macellan, Macellan Boğazı nı keşfetti. Macellan Dünyanın yuvarlak olduğunu ispat için yola çıktı. Macellan ın ölümü üzerine arkadaşı Del Kano başlatmış oldukları dünya turunu tamamladı. Böylece dünyanın yuvarlaklığı ispatlanmış oldu. Coğrafi Keşiflerin Sonuçları: 1. Akdeniz Ticareti, İpek ve Baharat yolları önemini kaybetti yerine Atlas Okyanusu kıyısındaki limanlar (Lizbon,Amsterdam,Rotterdam ve Londra) önem kazandı.bu durum özellikle Osmanlı devletini ekonomik açıdan olumsuz etkilemiştir. 28

29 2. Yeni bulunan ülkelerden Avrupa ya bol miktarda altın ve gümüş girdi. 3. Keşfedilen yerlere özellikle Amerika kıtasına Avrupa dan göçler oldu.avrupa kültürü bu bölgeye yayıldı. 4. Avrupa da zengin ve sanattan zevk alan bir sınıf ortaya çıktı.(burjuva sınıfı) Bu durum Rönesans hareketlerinin başlamasında etkili olmuştur. 5. Avrupalılar bilinmeyen birçok bitki ve hayvan türünü Avrupa ya taşıdı. 6. Avrupalılar keşfedilen yerlerde sömürge imparatorlukları kurdular. 7. Hristiyanlık dini geniş alanlara yayıldı. Fakat bilimsel gelişmeler sonucu ortaya çıkan gerçekler kiliseye ve din adamlarına olan güveni azalttı. 2. RÖNESANS 15. ve 16 yüzyıllarda Avrupa da bilim, edebiyat ve sanat alanında yeniliklerin meydana geldiği döneme Rönesans denir. Rönesans yeniden doğuş anlamına gelir. Rönesans ın Sebepleri: 1. Kâğıt ve matbaanın icadı. 2. Coğrafi keşiflerden sonra Avrupa da sanattan zevk alan zengin bir sınıfın ( mesen sınıfı) ortaya çıkması. 3. İstanbul un fethinden sonra birçok bilim adamının İtalya ya giderek çalışmalarda bulunması. 4. Coğrafi keşiflerin etkisi. 5. Antik kültürün ( Eski Yunan kültürü ) incelenmesi. Rönesans ilk olarak İtalya da başladı.daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayıldı. Bu dönemde insan ve insana ait değerlere ön palana çıkaran hümanizm akımı ortaya çıkmıştır.bu dönemde edebiyat alanında Dante, Petrark ve Makyavel,resim alanında Leonardo da Vinci, heykeltıraşlık alanında Mikelanj, mimarlık alanında Rafael önemli sanatçılardır. Rönesansın İtalya da başlamasının sebepleri : İtalya nın İslam uygarlıklarıyla yakın ilişki içinde olması, İstanbul un fethinden sonra İtalya ya giden bilginlerin Latince eserleri çevirmeleri, Zengin şehir devletlerine sahip olan İtalya da bilimsel ve kültürel çalışmaların desteklenmesi, İtalya nın ticaret merkezi olması, değişik medeniyetlerle sürekli bir etkileşim içinde olması Rönesans ın Sonuçları: 1-Bilim ve teknik alanında gelişmeler oldu. 2-Hür düşünce ve yeni sanat anlayışları ortaya çıktı. 29

30 3-Skolastik düşünce yerini bilimsel düşünceye bıraktı. Gözlem ve deney önem kazandı.akılcılık egemen olmaya başladı. 4-Avrupa da gelişmenin ve ilerlemenin hız kazanmasına neden oldu. 5-Avrupa da bilim ve teknik alandaki gelişmelerin önünü açtı. 4. KONU 1. SELİM ( YAVUZ ) DÖNEMİ Hiç Batıya sefere çıkmamış ve hep doğuya seferler yapmıştır. Amacı doğudaki Müslüman devletleri alarak büyük bir İslam imparatorluğu kurmaktır. Babasına karşı ayaklanan ilk şehzadedir. OSMANLLI SAFEVİ ( İRAN ) İLİŞKİLERİ İRAN SEFERİ (Çaldıran Savaşı) 1514 Nedenler: a) İran'daki Safevi hükümdarı Şah İsmail'in Anadolu'da yaptığı Şiî propagandası (Temel Amaç; Anadolu'da toprak elde etmek) b) Şah İsmail'in Yavuz'un yeğenlerini koruması c) Yavuz'un Anadolu'nun güvenliğini sağlamak, doğu sınırlarını korumak düşüncesi. Sonuçlar: a) Osmanlıların zaferi ile sonuçlandı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ele geçirildi. b) Şiî tehlikesi kısmen önlendi. c) İpek Yolu üzerinde İran etkisi azaldı. d) Tebriz'deki sanatçılar ve değerli kimseler İstanbul'a getirildi. Osmanlı sanatında İran etkisi başladı. NOT: 1515'te sefer dönüşü TURNADAĞ SAVAŞI ile Dulkadiroğluları Beyliği ele geçirildi. Böylece Anadolu Türk Birliği kesin olarak tamamlandı. OSMANLI MEMLÛK İLİŞKİLERİ MISIR SEFERİ ( Mercidabık Ridaniye 1517 Savaşları) Nedenleri: a) Yavuz'un İslâm dünyasının liderliğini ele geçirmek düşüncesi. b) II. Bayezid ve Fatih devirlerinden süregelen anlaşmazlıklar. c) Mısır'ın zenginlikleri ve Baharat Yolu'nun buradan geçmesi. Sonuçlan: a) Yavuz 1516 Mercidabık Savaşı ile Suriye yi ele geçirdi. Burada hazırlıklarını tamamlayarak Ridaniye seferine çıktı Ridaniye Savaşını kazanarak, Memlûk Devleti'ni yıktı. b) Suriye, Mısır, Hicaz ve Filistin Osmanlılar'ın eline geçti. c) Baharat Yolu Osmanlı kontrolüne girdi. d) Venedikliler Kıbrıs adası için ödedikleri vergiyi Osmanlılara vermeye başladılar. e) Osmanlı padişahları halife unvanını aldılar. f) Kutsal emanetler ve Mısır'daki birçok sanat eseri İstanbul'a getirildi. NOT: Mutlakıyet (Monarşi): Tek kişi egemenliğine dayanan yönetim biçimi. Meşrutiyet: Kral, padişah gibi bir kişi yanında meclisin (parlamentonun) olması. Teokrasi: Dine dayalı devlet yönetimi. Oligarşi: Bir grup yada topluluğun yönetimi. (Mesela; zenginler sınıfı yönetirse Aristokrasi denir.) NOT: Yavuz sekiz yıl gibi kısa sürede devletin yüzölçümünü iki katma çıkarmış, oğlu Kanuni'ye çok güçlü bir devlet hazinesi devretmiştir. 5. KONU OSMANLI DEVLETİ NDE EKONOMİK GELİŞMELER VE TOPLUM YAPISI 30

31 1. EKONOMİK GELİŞMELER Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalı idi. Tarım üretiminde tımar sistemi uygulanmaktaydı. Tımar sistemi sayesinde topraklar boş kalmıyor ve üretimin devamlılığı sağlanıyordu. Osmanlı Devleti, ticareti geliştirmek ve korumak için çeşitli önlemler almış ve birtakım teşkilatlar oluşturmuştur. Bunlar: MENZİL TEŞKİLATI : Osmanlı topraklarından geçen yol ağının her biriminde, taşımacılığın en hızlı şekilde yapılmasını sağlıyorlardı. DERBENTÇİLER : Bu görevliler, ana yollar üzerindeki geçitlerin denetimini yapıyor ve güvenliğini sağlıyorlardı. MEKKARİ TAİFESİ : Ticaret yolları üzerinde taşımacılığı meslek edinmişlerdi. Güvenlik eksikliği nedeniyle zarara uğrayan tüccarlar olursa kayıpları devlet tarafından karşılanırdı. ( SİGORTA SİSTEMİ) Yeni ticaret yolları yapılarak bu yollar üzerine belirli aralıklarla han ve kervansaraylar inşa edilmiş böylece ticaret ile uğraşanların ihtiyaçlarını gidermeleri sağlanmıştır. 2. TOPLUM YAPISI OSMANLI TOPLUMU YÖNETENLER( Askeriler) Yönetilenler ( Reaya) Seyfiye İlmiye Kalemiye Müslümanlar Gayr-i Müslimler Yönetim ve askerlik görevi bulunan sınıfı ifade eder. Beylerbeyi, sancak beyleri, kapıkulu zabitleri, neferler, tımarlı sipahiler ile deniz askerleri seyfiye sınıfına mensuptu İlimle meşgul olan topluluğu ifade eden ilmiye sınıfı eğitim, öğretim işini yapan müderrisler, noterlik ve hâkimlik görevi bulunan kadılar ve cami görevlilerinden oluşurdu Devlet dairelerinde görevli bürokrat ve memur olarak çalışan bu sınıfın en yüksek makamları Anadolu ve Rumeli defterdarlığı, nişancılık, reisülküttaplık, defter eminliğidir. Türkler Araplar Acemler Boşnaklar Arnavutlar Rumlar Eflâk - Boğdanlılar Karadağlılar Sırplar Bulgarlar Ermeniler Museviler Süryaniler Nasturiler Keldaniler MİLLET SİSTEMİ :Osmanlı toplumunda İdari,Hukuki,siyasi ve toplumsal düzenlemeler Irk esasına göre değil ;inanç esasına göre yapılmıştır.buna göre toplum Müslümanlardan ve Müslüman olmayanlardan oluşmuştur. 3.GÜNLÜK YAŞAM Osmanlı şehirlerinde günlük yaşam İslam gelenekleri gereği sabah namazıyla başlardı. Mesai saatlerini belirleyen unsur sabah ve akşam namazı arasında geçen vakitti. Osmanlı günlük yaşamında, mahallelerin de ayrı bir önemi vardı. Mahalleler aynı dinden ve sosyal gruptan, genelde hemşerilik anlayışı ile bir araya gelmiş gruplardan oluşuyordu. Fakat en önemli özellikleri mahalle yapılanmasında sınıf farklılıkları yoktu. Yardımlaşma her mahalle sakininin bir görevi gibi algılanır; düğün, cenaze ve hastalık gibi durumlarda birlik içerisinde sıkıntılar giderilmeye çalışılırdı. Kışın kışlaklarda yazın ise yaylaklarda yaşayan konargöçerlerin en önemli ticari faaliyetleri hayvancılıktı.az da olsa tarım ve küçük çaplı ticari faaliyetlerle meşgul olurlardı 4. VAKIF SİSTEMİ: Vakıf : Kişilerin kendilerine ait menkul, gayrimenkul mallarını veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din, sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimî kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya oluşturmasıdır. Vâkıf : Vakfeden kişiye denir. Mevkûf : Vakfedilen mala denir. Mütevelli: Vakıf yöneticisine denir. Vakfiye : Kadı huzurunda düzenlenen, vakıf şartlarını belirten sözleşmeye denir. Vakıfların faydaları: Osmanlı Devleti sınırları içinde uygulanan iskân faaliyetlerinde, 31

32 Yerleşim yerlerinin sosyo - kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasında, Yolların, han, kervansaray gibi binaların yapım ve işletiminde, Halkın sağlık, eğitim ve öğretim alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanmasında, İhtiyacı olan tüccarlara vakıflarda biriken paradan kredi kullandırılarak ticaretin desteklenmesinde etkili olmuşlardı 6. KONU KANUNİ DÖNEMİNDEKİ SİYASİ OLAYLAR * En uzun süre saltanat süren Osmanlı padişahıdır (46 yıl). * Yavuz'un tek oğlu olup, sorunsuz olarak başa geçmiştir. * Devri her yönü İle Osmanlıların en parlak devridir. * Kanuni padişahlığının ilk yıllarında iç isyanlarla uğraştı. Anadolu ve Mısır'daki isyanları bastırdı. İÇ İSYANLAR CANBERDİ GAZALİ İSYANI: Yavuz tarafından Suriye Valiliğine atanan eski Memlük komutanlarından Canberdi Gazali, Yavuz'un ölümünü fırsat bilerek ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır. AHMET PAŞA İSYANI: Kanuni tarafından Mısır'a vali olarak gönderilen Ahmet Paşa ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır. NOT: Bu iki isyan Memlük Devletini yeniden kurmak amacıyla ortaya çıkmıştır. BABA ZÜNNUN İSYANI: Yozgat'da arazi meselesinden çıkmış gibi gösterilen bir Şii ayaklanmasıdır KALENDEROĞLU İSYANI: Konya'da Hacı Bektaş-ı Veli soyundan geldiğini ileri süren Kalenderoğlu tarafından çıkarılmış bir şii ayaklanmasıdır. A.Osmanlı Macar İlişkileri BATIDAKİ GELİŞMELER Belgrad'ın Alınması (1521) Nedenler: 1)- Orta Avrupa'ya açılan önemli bir konumda olması 2)- Macarlar'ın Osmanlı topraklarına saldırması ve Avrupa devletlerini kışkırtması 3)- Macarlar'ın vergilerini ödememeleri ve gönderilen Osmanlı elçisini öldürmeleri. Sonuçlar: 1)- Tuna ve kara yolu ile kuşatılarak ele geçirildi. 2)- Avrupa seferleri için önemli bir üs elde edildi. 3)- Sırbistan'ın güvenliği sağlandı Mohaç Meydan Savaşı (1526) Nedenler: 1)- Belgrad'ın fethi, Osmanlı Macar gerginliğini daha da arttırdı. 2)- Osmanlılar'ın Orta Avrupa'ya egemen olma düşüncesi. 3)- Şarlken'e esir düşen Fransa Kralı'na yardım edilmek istenmesi (Avrupa Hıristiyan birliğini parçalamak için). Sonuçlar: 1)- Top üstünlüğü ile kısa sürede Osmanlılar büyük bir zafer kazandı. 2)- Budin ele geçirildi. 3)- Macaristan Osmanlılara bağlı bir krallık durumuna getirildi. Kanuni, Macar Krallığına Yanoş'u getirdi. ** Avusturya Macar topraklarına durmadan saldırınca Kanuni Macaristan ı Budin Beylerbeyliği adıyla 1541 de tamamen Osmanlıya bağladı. B. Osmanlı -Avusturya İlişkileri VİYANA KUŞATMASI (1529) 32

33 Nedenler: 1)- Mohaç Savaşından sonra Avusturya Osmanlı ilişkilerinin gerginleşmesi. 2)- Mohaç'tan sonra Şarlken'in Avusturya Kralı Ferdinand'ı Macar kralı ilân etmesi, Ferdinand'ın Yanoş'a savaş açması, Yanoş'un Kanuni'den yardım istemesi. 3)- Şarlken'in Avrupa'daki üstünlüğüne son verilmek istenmesi. 4)- Fransa Kralı'na yardım edilmek istenmesi. Sonuçlar: Osmanlı ordusu Macaristan'a girdi. Yanoş yeniden Kral yapıldı. Ferdinand'ı cezalandırmak için ileri gidildi, Viyana kuşatıldı. Ancak kuşatma başarılı olamadı. Başarılı olamamanın nedenleri: 1- Yolun uzun olması nedeniyle ağır topların götürülememesi 2- Kışın gelmesi 3- Viyana nın sağlam surlarla çevrili olması ALMAN SEFERİ İSTANBUL ANTLAŞMASI 1533 Nedenler: 1)- Osmanlı ordusu geri dönünce Ferdinand'ın yeniden harekete geçip, Macaristan'a girmesi ve Budin'i kuşatması. 2)- Kanuni'nin Şarlken ile bir meydan savaşı yaparak Avrupa'daki üstünlüğü ele geçirmek düşüncesi. Sonuçlar: Kanuni orduları ile Macaristan ve Avusturya'yı geçerek Almanya'ya girdi. Ancak Şarlken ortaya çıkmadı. Kışın yaklaşması ile geri dönüldü. Ferdinand barış istedi. Doğuda İran tehlikesi ortaya çıktığından anlaşma kabul edildi. 1533'te Avusturya ile İstanbul Antlaşması yapıldı. Maddeleri: a)-ferdinand Macar topraklarına saldırmayacak. b)-ferdinand elindeki Macar toprakları için yıllık vergi verecek. c)-avusturya hükümdarı protokolde Osmanlı veziriazamına eşit sayılacaktı. (Böylece Osmanlı Avusturya ya karşı siyasi üstünlük sağlamış oldu.) Önemi: Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti Avusturya'ya karşı siyasî üstünlük kurmuş oldu. Osmanlı Avusturya ilişkileri 1541'de yeniden bozuldu. Ferdinand yeniden Budin'i ele geçirince yeni bir sefer düzenledi. Sonunda Macaristan tamamen Osmanlı topraklarına katıldı. Budin Beylerbeyliği kuruldu. Osmanlı valileri yönetmeye başladı. Sonuçta Macaristan üçe ayrıldı: 1. Budin Beylerbeyliği adı ile Osmanlılara katılan Macaristan 2. Yanoş'un oğluna bırakılan Macaristan (Erdel) 3. Ferdinad'a bırakılan Kuzey Macaristan Zigetvar Seferi (1566): Kanuni 1566'da Erdel sorunu yüzünden Avusturya üzerine sefere çıktı. Yolda Zigetvar Kalesi kuşatıldı. Kale alındı. Kale kuşatılırken Kanuni öldü. DOĞU DAKİ GELİŞMELER Osmanlı İran İlişkileri ( ) Nedenler: a) Sık sık meydana gelen sınır olayları b) Sınırda bulunan bazı valilerin karşılıklı olarak diğer tarafa sığınmaları ve yaptıkları savaş kışkırtıcılığı c) İran Şahı'nın Ferdinand ve Şarlken ile anlaşması Başlıca İran Seferleri: 1)- Irakeyn Seferi (1533): Tebriz ve Bağdat alındı. 2)- II. İran Seferi (1548): İran'ın ele geçirdiği Van, Tebriz ve Bağdat geri alındı. Gürcistan fethedildi. 3)- Nahçevan Seferi (1553): Nahçevan, Erivan ve Karabağ ele geçirildi. Amasya Antlaşması (1555): Kanuni, İstanbul'a dönerken Amasya'ya gelen İran elçilerinin barış isteğini kabul etti. Yapılan Amasya Antlaşmasına göre; Tebriz, Erivan, Irak ve Doğu Anadolu Osmanlılara verildi. Önemi: Osmanlılarla Safeviler (İran) arasında yapılan ilk resmî antlaşmadır. KANUNİ DÖNEMİNDE DENİZLERDEKİ GELİŞMELER 33

34 Rodos'un Fethi (1522)Rodos Sen Jan şövalyelerinin elinde idi. Mısır, Suriye ve Anadolu'nun güvenliğini, Akdeniz'deki Osmanlı çıkarlarını sağlamak için denizden ve karadan kuşatıldı. Ada ile beraber Bodrum alındı. Buradan çıkartılan Sen Jan şövalyelerini Şarlken Malta adasına yerleştirdi. Cezayir'in alınması (1533)Kanuni denizlerde de Şarlken'e üstünlük sağlamak istiyordu. Cezayir'de bir devlet kuran Barbaros Hayrettin Paşa'yı, İstanbul'a getirerek Kaptanı Derya yaptı ve Cezayir Beylerbeyi ilân etti. Böylece Cezayir doğrudan Osmanlı ülkesine katıldı. Preveze Deniz Savaşı (1538) Nedenler: a) Barbaros'un Ege Denizinde Venediklilere ait bazı kaleleri ele geçirmesi. b) Kanuni'nin Akdeniz de üstünlüğü ele geçirmek düşüncesi. Papa'nın çağrısı ile oluşan Haçlı donanması ile Osmanlı donanması arasında Preveze Körfezi önlerinde yapılan savaşı Osmanlılar kazandı. Sonuçları: a) Akdeniz'de üstünlük Osmanlılara geçti. Akdeniz bir Türk gölü haline geldi. b) Turgut, Salih ve Murat reisler ün kazandı. Savaş sonunda Venedikliler Osmanlılarla bir antlaşma yaptı. Barbaros'un aldığı yerler, Osmanlılarda kaldı. Venedikliler savaş tazminatı ödedi. Hint Deniz Seferleri ( ) Nedenler: a) Hint Müslümanlarına yardım etmek. b) Gücerat İslâm Hükümdarı'nın Kanuni'den yardım istemesi. c) Portekizliler'in kapattığı Baharat Yolu'nu yeniden açmak. d) Portekizliler'in Müslüman tüccar ve hacı gemilerine saldırması yılları arasında Hadım Süleyman Paşa, Piri Reis, Murat Reis ve Şeydi Ali Reis komutasında dört Hint Deniz Seferi düzenlendi. Sonuçları: Aden, Yemen, Maskat, Habeşistan ele geçirildi. Kızıldeniz in kontrolü Osmanlıya geçti. Ancak istenilen başarı gösterilemedi. Bunun Nedenleri: 1- Yeteri kadar önem verilmemesi 2- Yerli halktan yeteri kadar destek alamaması 3- Osmanlı gemilerinin okyanuslara uygun olmayışı 4- Gelecekteki öneminin kavranamayışı. Trablusgarp'ın alınması (1551):Turgut Reis, 1551'de burayı Sen Jan şövalyelerinden aldı. Buranın Beylerbeyliğine Turgut Reis getirildi. Cerbe Adası'nın Fethi (1559):Trablusgarp'ın güvenliği için İspanyolların elindeki ada Turgut Reis ve Piyale Paşa tarafından ele geçirildi. Malta Adası'nın Kuşatılması (1565):Sen Jan şövalyelerinin Osmanlı gemilerine saldırması, buranın bir haçlı üssü olarak kullanılması ve K. Afrika topraklarının güvenliği için kuşatıldı. Ancak yanlış kuşatma plânı nedeniyle alınamadı. Turgut reis şehit düşünce geriye dönüldü. OSMANLI FRANSIZ İLİŞKİLERİ VE KAPİTÜLÂSYONLAR (1535) Kanuni, l. İran Seferinden döndükten sonra Fransa Kralı l. Fransuva'nın istediği bazı imtiyazları) vermeyi kabul etti. Böylece Fransa ya kapitülasyon verildi. Not: Kapitülasyon : Bir ülkenin başka bir ülkeye tanıdığı ticari, gümrük ve hukuksal alandaki imtiyazlara (ayrıcalıklara) kapitülasyon denir. Kanuni şu amaçlarla Fransızlara kapitülâsyon verdi: a) Fransa yı yanına çekerek Avrupa Hıristiyan birliğini parçalamak b) Akdeniz ticaretini canlandırmak 1535 Kapitülâsyonlarının Önemli Maddeleri: 1) - Fransız ticaret gemileri Osmanlı denizlerinde serbestçe dolaşabilecek. 2) - Fransız tüccarlarından daha düşük vergi alınacak. 3) - Fransız tüccarları arasındaki anlaşmazlıklara Fransa'dan gönderilen yargıç bakacak. 4) - Fransız tüccarları ile Türk tüccarları arasındaki anlaşmazlıklara kadılar bakacak, ancak bu yargılamada bir Fransız tercüman bulunacak. 34

35 5) - Osmanlı ülkesinde çalışan Fransızlar angarya işlerde çalıştırılmayacak. 6) - Antlaşma, İki ülke hükümdarı sağ kaldıkça geçerli olacaktı. NOT: Zamanla diğer ülkelere de tanınan bu ayrıcalıklar, sonuçta Osmanlı Devleti nin ekonomik ve siyasal alanda dışa bağımlı olmasına yol açtı Lozan Antlaşması ile Kapitülâsyonlar tamamen kaldırıldı. 1. HUKUK ALANINDAKİ GELİŞMELER 7.KONU OSMANLI DA HUKUK, BİLİM, TEKNOLOJİ VE SANAT ALANINDAKİ GELİŞMELER Osmanlı Devleti nin temel aldığı iki hukuk sistemi vardı. Bunlar şeri hukuk ve örfi hukuktur. Şeri hukuk, İslam inancınına göre düzenlenmiş kurallardı. Örfi hukuk ise şeri hukuk kuralarına uymak kaydıyla eski Türk geleneklerinden gelen ve fethedilen yerlerdeki devam eden kurallardan oluşurdu. Osmanlı Devleti nde kanunların ilk defa yazılı hâle gelmesi Fatih döneminde gerçekleşmiştir.kendinden önceki kanunları da Kanunname-i Ali Osman adı ile bir araya toplamıştır. Böylece şeri ve örfi kanunlar yazılı hâle getirilmiş ve resmiyet kazandırılmıştır Osmanlı Devleti nde kanunların ilk defa yazılı hâle gelmesi Fatih döneminde gerçekleşmiştir.kendinden önceki kanunları da Kanunname-i Ali Osman adı ile bir araya toplamıştır. Böylece şeri ve örfi kanunlar yazılı hâle getirilmiş ve resmiyet kazandırılmıştır Osmanlı Devleti nde değişik milletler ve farklı dinler vardı. Hukukta İslam dinine ait kuralların geçerli olduğu Osmanlı Devleti nde, bu insanlar için İslami hukuk geçerli değildi. Ancak şeriata uygun olarak geliştirilen örfi hukuka uymak zorundaydılar Osmanlı Devleti nde, mahkemelerde hâkimlik yapan, aynı zamanda şehir ve kasabaların belediye işleri ile bugünkü noterlik işlerini yürüten, devletin mahallî uygulamalarında yetkisi olan kişiye KADI denirdi. Buna göre kadıların birinci görevi yargıçlık, ikinci görevi ise kazaları yönetmekti.kadıların küçük yerleşim birimlerdeki temsilcilerine KADI NAİBİ denirdi. 2. BİLİM VE TEKNOLOJİ Osmanlı Devleti nin ilk tıp medresesi Yıldırım Bayezit tarafından Bursa da kurulmuştu. Fatih döneminde tıp alanında büyük bilim insanları yetişti. Bunlardan Sabuncuoğlu Şerafettin in Türkçeye tercüme ettiği eser, Cerrâhiyetü'l Hâniyye, çok ünlüdür. Kanuni döneminde ünlü coğrafyacı Piri Reis, KİTAB-I BAHRİYE adlı eserinde; dünyanın yuvarlaklığı, gelgit olayı, pusulanın kullanımı,amerika kıtasının varlığı gibi konulara değinmiştir Molla Lütfî, Sinan Paşa ve Müslihüddin bin Sinan, II. Bayezit döneminin matematik bilginleridir Matrakçı Nasuh matematik ve astronomi alanlarında çalışmış bilim adamıdır. Matematikçi ve astronomcu Takiyüddin Mehmet, İstanbul da bir rasathane kurmuştu (1578). Takiyüddin, rasathanede ilk olarak Güneş ve Ay tutulmaları ile çeşitli gözlemler yapmıştır. Enverî, Amasyalı Şükrullah, Tursun Bey, Kemal Paşazade, Âşık Paşazade, Hoca Saadettin, Neşri ve Mustafa Selanikî i ünlü Osmanlı tarihçilerindendir. 3. EDEBİYAT 4. GÜZEL SANATLAR Minyatür : El yazması eserleri süslemek ve metnin aydınlatılmasını sağlamak için perspektif olmadan yapılan resimlere denir. Osmanlı Devleti nde minyatür yapımına tasvir veya nakış, bunları yapan sanatçılara ise denmiştir Hat sanatı: Güzel yazı yazma sanatı olan hat, Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle önem kazanmıştır. Bu sanatla uğraşanlara hattat denir. Tezhip : El yazması kitapları süsleme sanatıdır. Ciltçilik: El yazması eserlerin dağılmasını engellemek için yapılan ve çeşitli malzemelerle süslenen sanat türüdür. 35

36 Ebru:Kâğıt süsleme sanatı olan ebru özel karışımlı suyun içine boya serpiştirmesiyle yapılan bir süsleme sanatıdır. Osmanlılarda ebru sanatı ciltçilikte, levhaların iç ve dış cephelerinde kullanılmıştır. Kakmacılık:Ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir desen şekillendirerek açılan oyuklara gümüş, sedef, altın gibi madenlerin gömülerek yapıldığı süsleme sanatıdır. Çinicilik:Özel olarak hazırlanmış toprağın sırlanarak çeşitli nakışlarla süslenip pişirilmesiyle ortaya çıkan süsleme sanatıdır. İznik, Kütahya, Diyarbakır, Bursa ve İstanbul da çini atölyeleri açılmıştır. Bursa Yeşil Cami, Yeşil Türbe ve Topkapı Sarayı çini sanatının en güzel örneklerinin verildiği 5. MİMARİ Sivil Mimari Örnekleri : Saraylar, köşkler, hanlar vb. Askeri mimari Örnekleri : kaleler, surlar, hisarlar vb. Mimari alanda döneme damgasını vuran kişi Mimar Sinan dır. Osmanlı ordusuna yeniçeri olarak katılan Mimar Sinan, Mohaç Meydan Savaşı nda gösterdiği yararlılık sayesinde terfi etti. Kısa süre sonra mühendis olarak görev aldı yılında baş mimar olan Mimar Sinan yaşamı boyunca 81 cami, 51 mescit, 55 medrese, 26 darülkurra, 17 imaret, 3 darüşşifa, 7 su kemeri, 8 köprü, 18 kervan saray, 6 mahzen, 33 saray, 35 hamam, 17 türbe yapmış Türk tarihinin yetiştirdiği en büyük ustalardan biridir. Sinan ın Çıraklık Eseri: Şehzadebaşı Camisi, Kalfalık Eseri : Süleymaniye Camisi, Ustalık Eseri: Selimiye Camisidir. 8.KONU REFORM HAREKETLERİ Engizisyon Mahkemeleri : Kilisenin başkanlığında toplanır, genellikle kilisenin öğretilerine karşı çıkanlara ölüm cezası verirdi. Afaroz : Kişiyi dinden çıkarma cezasıdır. Aforoz edilen kişi ile toplum bütün ilişkilerini keserdi. Kral bile aforoz edilebilirdi. Enterdi : Belli bir bölgede kilisenin bir süre nikah, vaftiz, ölü gömme gibi dini törenleri durdurmasıdır. Endülüjans : Günahlardan kurtulmak amacıyla kiliseden satın alınan belgedir. Reform, XVI.yy.da Avrupa' da dinsel alanda görülen yenilik hareketlerine denir. Kelime anlamı yeniden şekil vermek, düzenlemektir. Reform önce Almanya' da başlamıştır. Nedenleri : Matbaanın Etkisi : Tevrat ve İncil gibi kitaplar çok sayıda basılmış, Hümanizma hareketleri sırasında da, milli dillere çevrilmiştir. Avrupalılar aracısız, doğrudan kitapları okumaya başlamışlar ve kitaplarda yazılanlarla, Kilise uygulamalarının farkını görerek, Kiliseye tepki duymaya başlamıştır. Rönesans' ın Etkisi : Avrupa' da Hümanist düşüncenin doğmasıyla, ortaçağ skolastik düşünce ve felsefesi eleştirilmeye başlandı. Katolik Kilisesinin Bozulmasının Etkisi : XVI.yy.da kilise, halka karşı yapması gereken dinsel ve sosyal görevleri, ihmal etmeye başlamış, kaynaklarını başka alanlarda harcadığı için halkın dini duygularını sömürerek, halktan para toplamaya başlamıştı. Endüljans Sorunu : Hıristiyanların günahlarından kurtulmaları için Kiliseye para ödemeleri yoluydu. XVI.yy.da papa, bu işi daha ileri götürmüş, ölen insanların yerine de endüljans alınabileceğini belirtmişti. GELİŞMELER Almanya 'da : Reform hareketlerinin önderi, bir ilahiyat ( Teoloji ) Profesörü olan, " Martin Luther " dir. Luter, 1517 ' de Wittenberg Kilisesinin kapısına astığı 95 maddelik bir bildiri ile Endüljans satışlarına itiraz etti. Luter bildirisinde " Tanrı ile kul arasına kimse giremez. Tanrı kullarının günahlarını ancak kendisi bağışlar" " Öbür dünyada selamete ermek için imanın yeteceğini, Hıristiyanların Endüljans alarak günahlardan kurtulamayacaklarını " söylemiştir. Bunun üzerine Papa X. Leon, Luter' i Aforoz etmiş, Luter' de Wittenberg ' de halkın gözü önünde, Aforoznameyi yakarak, Papa ile bağlarını koparmıştır. Papa'nın, Alman İmparatoru Şarlken' den Luter'i cezalandırma isteği ile toplanan Worms şehrindeki diyet meclisi, Luter'i ölüme mahkum etmiş ve yakılmasına karar vermiştir. Ancak dostlarından, Saksonya Elektörü Akıllı Frederik, Luter'i kaçırtarak kendi malikanesinde saklamıştır. Luter bir yıllık süre içinde İncil'i Almanca'ya çevirmiştir. Luter'in düşüncelerinde " Kilise'yi düzeltmek için, onun elindeki bütün servetini almak lazımdır.kilise ancak o zaman kendisine düşen görevleri yapar" vardı. Bu düşünceyi kendi çıkarları için uygun bulan, köylü-şövalye ve prensler, kilisenin Almanya'daki topraklarına saldırdılar. Şarlken, Diyet meclisiyle önce başka yerlere yayılmaması koşuluyla, Luterciliği kabul etmiş( 1529 ), bunun üzerine bu karara uymayıp onunla mücadele edilmesi üzerine ( bu kararların 36

37 protesto edilmesi üzerine Luterci'lere Protestan denilmiştir.) Ogsburg Antlaşmasıyla ( 1555 ), Luterciliği ( Protestanlık ) resmen kabul etmiştir. Not Ogsburg Antlaşması ( 1555 ) ( Alman İmparatoru - Protestan Prensler ) : 1. Protestan mezhebi ve kilisesi resmen tanındı. 2. Alman prensleri, istedikleri mezhebi seçmekte ve seçtikleri mezhebi kendi uyruklarına da kabul ettirmekte serbest oldular 3. Prensler kendi ülkeleri içindeki din işlerinin mutlak amiri oldular. 4. Prenslerin mezheplerini kabul etmek istemeyen Almanlar, başka yerlere göç edebilecekti. Fransa 'da : Kalven adlı bir Fransız, Luter'e benzeyen görüşlerini, Fransa ve İsviçre'de yaymaya başladı. ( Fransa' da Protestanlık resmen yasaklanmış olduğu için etkili olamamış, İsviçre'ye geçmek zorunda kalmıştır ) Kral IV.Hanri zamanında Nant Fermanı ile ( 1598 ), Kalvenist ve Protestanlara mezhep özgürlüğü tanındı. İngiltere' de : Kral VIII. Hanri, eşinden boşanıp sevdiği kızla evlilik yapmasına izin vermeyen Papa'dan ayrılmış, Kalvenizm ve Katolikliğin birleşmesinden oluşan "Anglikanizm" mezhebi ve kilisesini kurmuştur. Kraliçe I. Elizabet zamanında ( ) Anglikanizm resmi mezhep olarak tanınmıştır. İskoçya ' da : Reform hareketleri halk tarafından gerçekleştirildi. İskoçya'da din işleri halk tarafından seçilen "Presbiteri" denilen meclis tarafından yapıldığından, İskoçya'daki Kalvenizm Presbiteriyen olarak adlandırılmıştır. Diğer : İsveç,Norveç, Danimarkalılar "Protestanlık" mezhebini kabul ettiler. Sonuçları : Avrupa' da mezhep birliği bozuldu. Katolik ve Ortodoks mezheplerinin yanında, Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıktı. Papa'lar eski güçlerini ve itibarlarını kaybettiler. Papa' ya bağlılık azaldı. Okullar Kilise'den alınarak halka verildi. Böylece laik eğitim sistemi kuruldu. Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde, kilisenin malları ve topraklarına el konuldu. Katolik kilisesi, kendisini düzeltmek zorunda kaldı. Katolik olarak kalan ülkelerde, başka mezheplere karşı mücadele edebilmek amacıyla " Engizisyon Mahkemeleri" kurulmuş, binlerce insanı ölüme göndermiştir. Avrupa'nın mezhep birliğinin bozulması, birliği sağlamaya çalışan Şarlken'in amacına ulaşamamasına neden olmuştur. Not: Osmanlı Hıristiyanları, tam bir din ve mezhep serbestliğine sahip olarak, reform hareketlerinden etkilenmemişlerdir. 2. ÜNİTE SONU ÖLÇME DEĞERLENDİRME ETKİNLİĞİ KLASİK SORULAR S1 ) İstanbul un Fethinin sebeplerinden 5 tanesini maddeler halinde yazınız. 37

38 C1)- 1- Osmanlı toprakları arasında kalan Bizans ın Osmanlıların sınır güvenliğini tehlikeye düşürmesi 2- Bizans ın Anadolu beyliklerini ve Osmanlı şehzadelerini Osmanlıya karşı kışkırtması 3- Bizans ın Anadolu Türk siyasi birliğinin sağlanması ve Osmanlı Devleti nin güvenliği açısından tehlike oluşturması 4- Peygamberimizin hadisi 5- Bizans ın Haçlıları Osmanlı Devleti ne karşı kışkırtması 6- Avrupalı devletlerin Türkleri Balkanlardan çıkarma ümitlerine son verilmek istenmesi 7- Türklerin Avrupa içlerine ilerleyişinin kolaylaştırılmak istenmesi 8- İstanbul un jeopolitik konumu ve önemli ticaret yolları üzerinde olması S2)- İstanbul un Fethinin Türk Tarihi Açısından Sonuçlarından 5 tanesini maddeler hakinde yazınız. C2)- 9. Osmanlının kuruluş dönemi son erdi. Yükseliş dönemi başladı. 10. Başkent Edirne den İstanbul a taşındı. 11. Anadolu ve Rumeli arasında Osmanlı toprak bütünlüğü sağlandı. 12. Türklerin Avrupa içlerine ilerleyişi kolaylaştı. 13. İstanbul Boğazı nın kontrolü Türklerin eline geçti. 14. Karadeniz ticaret yolu Osmanlıların eline geçti. 15. Fener Patrikhanesi nin Osmanlı Devleti ne bağlanmasıyla Osmanlı Ortodoks halkın koruyucusu durumuna geldi. 16. II.Mehmet ülke alan,ülke açan anlamına gelen Fatih unvanını aldı. S3)- İstanbul un Fethinin Dünya Tarihi Açısından Sonuçlarından 5 tanesini maddeler hakinde yazınız. C3)- 1- Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) yıkıldı. 2- Avrupalıların Türkleri Balkanlardan çıkarma ümidi kalmadı. 3- Ortaçağ kapanıp, Yeniçağ açıldı. 4- Ticaret yollarının Osmanlı denetime geçmesi ile Avrupalılar yeni ticaret yolları aradılar. Böylece Coğrafi Keşifler başladı. 5- Bizans tan Avrupa ya giden bilim adamları burada Rönesans ve Reform Hareketlerinin başlamasına katkıda bulundu. 6- Kale ve surların top mermileriyle yıkılabileceğinin görülmesi üzerine Avrupa da Derebeylik rejimi (feodalite) yıkıldı yerine merkezi krallıklar güçlendi. S4)- Cem Sultan Olayı hakkında bilgi vererek Osmanlı devletine etkilerini belirtiniz. C4)- Fatih in ölümünden sonra çocukları Cem ve Bayezit arasında taht kavgası başladı. Cem Sultan II. Bayezit a karşı Memlûkler in de kışkırtmasıyla birkaç kez taht mücadelesine girişmişse de mağlup olarak Rodos şovalyelerine sığınmış ve onlar tarafından papaya götürülmüştür. Böylece olay uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Cem Olayının Sonuçları ve Osmanlı Devletine Etkileri: Cem'in Hıristiyanların eline geçmesi, batılı devletlerin Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasına neden olmuştur. Osmanlıların batıdaki fetihlerinin durmasına neden olmuştur. Cem Sultan ın Memlûklere sığındığı dönemde bu devlet tarafından padişah gibi karşılanıp, himaye görmesi, Osmanlı-Memlûk ilişkilerinin daha da bozulmasına sebep olmuştur. Papa'nın bakım masrafı diye yüklü miktarda para alması Osmanlı maliyesini zayıflatmıştır. Bu olay, II. Bayezit'in Safevî tehlikesine karşı gereken önemi vermemesine neden olmuştur. Bu olaydan dolayı Endülüs Emevileri ne gereken yardım yapılamamıştır. II. Bayezit döneminin sönük geçmesine sebep olmuştur. Papa ve Avrupa tarafından baskı unsuru olarak kullanılmıştır. S5)-Osmanlı saray teşkilatını oluşturan bölümleri yazarak bu bölümler hakkında kısaca bilgi veriniz. C5)- Osmanlı sarayı birun,enderun ve haremden oluşmaktadır. BİRUN: Sarayın dış bölümüne denirdi. Bîrûnda geniş bir yönetici kadro yer alırdı ENDERUN :Padişahın özel hayatının geçtiği sarayın iç bölümüdür. Burada padişahın hizmetine bakan güvenilir kimselerin bulunduğu hizmet ve eğitim odaları ve harem bulunuyordu. HAREM: Sarayda kadınların yaşadığı bölüme denirdi.saraya alınan kızlar tıpkı iç oğlanları gibi sıkı bir eğitim görürlerdi. Eğer padişah tarafından sarayda tutulmazlarsa Çıkma ile saray dışında görevlendirilen Kapıkullarıyla evlendirilirlerdi. S6)-Divanı Hümayunu oluşturan sınıfları yazarak bunların görev alanları hakkında kısaca bilgi veriniz. C6)- Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak yada emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divânda temsil edilirdi. Bu sınıflar şunlardı: 1-Seyfiye (Ehl-i Kılıç= Ehl-i Örf) 2-İlmiye (Ehl-i Şer) 3-Kalemiye (Ehl-i Kalem) SEYFİYE (Ehli Örf): Osmanlı Devletinde yönetim ve askerlik görevini yerine getiren zümrelere denirdi. İLMİYE (Ehli Şer)Medreselerde iyi eğitim görmüş, devletin adalet,eğitim ve yargı görevlerini üstlenen gruptu. KALEMİYE(Ehli Kalem): Bürokratik işlerle ilgilenen sınıftır. S7)-Aşağıda verilen Divanı Hümayun üyelerinin görevlerini kısaca yazınız. C7)- 38

39 VEZİR-İ AZAM(Sadrazam): Bugünkü başbakan durumunda olan veziri azam, padişahın vekili olarak görev yapar ve onun altın mührünü taşırdı. Divana başkanlık eder, padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer,bu görevi sırasında SERDARI EKREM sıfatıyla padişahın bütün yetkilerini kullanırdı. KAZASKERLER (KADIASKERLER): Divanı Humayun üyesi olan kadıaskerler şer'i hükümler veren en yüksek görevlilerdi. Fatihten itibaren Anadolu ve Rumeli kadıaskerleri olmak üzere sayıları ikiye çıkarıldı. Rumelideki kadılar Rumeli, Anadoludaki kadılar Anadolu kadıaskerine bağlıydılar. NİŞANCI (TEVKİİ=TUĞRAİ): Nişancı tuğra çekmenin yanısıra yukarıdaki kalemler vasıtasıyla şu görevleri yapardı: Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak MÜHİMME DEFTERİNE(Divan Defteri) kaydetmek.ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak.sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan yazışmaları hazırlamak.tapu Tahrir Defterlerini tutmak. DEFTERDAR:Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden sorumlu en üst görevlilerdi. S8)- Aşağıdaki verilen görevliler yaptıkları işleri dikkate alındığında SEYFİYE, KALEMİYE, İLMİYE sınıflarından hangisi içerisinde yer alırlar? Karşılarına yazınız. Vezir-i Azam Defterdar Nişancı Şeyhülislam Kadı Kaptan-ı derya Yeniçeri ağası Kazasker Reisu l küttab Subaşı S9)- Aşağıda verilen Osmanlı yönetim birimlerini büyükten küçüğe doğru sıralayınız. **Kaza ** eyalet **sancak **köy ** nahiye C9)-eyalet sancak kaza- nahiye - köy S10)- Aşağıdaki eyalet çeşitleri hakkında kısaca bilgi veriniz. C10)- Salyaneli (Yıllıklı) Eyaletler: Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanma, vergiler yıllık olarak toplanırdı. Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Yemen, Tunus, Cezayir, Trablus salyaneli eyaletlerdendi. Salyanesiz (Yıllıksız) Eyaletler: Tımar(dirlik) sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerdeki topraklar has,zeamet ve tımar olarak ayrılmıştır.merkeze yakın eyaletlerdir. Rumeli, Budin, Anadolu, Karaman, Dulkadir, Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Trablusşam salyanesiz eyaletlerdendir. Özel yönetimli ( imtiyazlıeyaletler ): Osmanlı devletinin hakimiyetini tanıyan Kırım Hanlığı, Mekke Emirliği, Eflak, Boğdan ve Erdel Beylikleri,Sakız Cumhuriyeti imtiyazlı yönetimlerdi. Bunlar iç işlerinde serbest olup, yöneticileri Osmanlı tarafından kendi soyluları arasından atanırdı. Bu hükümetlerden Kırım Hanlığı ve Mekke Emirliği dışındakilerden yıllık belli bir vergi alınırdı. S11)-Osmanlı Devletinde görülen Lonca Teşkilatı hakkında kısaca bilgi veriniz. C11)- Türkiye Selçuklu Devleti nde esnaf teşkilatı olan AHİLİK, Osmanlı Devleti nde LONCA adıyla devam ettirildi. Bu teşkilat esnaf, zanaatkâr ve çalışanları bir çatı altında toplamıştı. Ahilik kurumu bu özellikleri nedeniyle sanat okulu düzeyindeydi. Lonca teşkilatına alınanlar teşkilatın eğitim öğretim kurallarına uyarak çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa kadar yükselebilirdi. Ustalık belgesi almaya İCAZET denirdi. İcazet alanlara iş yeri açma izni ( GEDİK) verilirdi. S12)- Coğrafi Keşiflerin Nedenlerinden 5 tanesini maddeler halinde yazınız. C12)- 1-İpek ve Baharat yollarının Müslümanların elinde olması. 2-Coğrafya bilgisindeki ilerlemeler. 3-Pusulanın Avrupalılarca kullanılmaya başlaması. 4-Gemicilik sanatının ilerlemesi ve okyanuslara dayanıklı gemilerin yapılması. 5-Cesur gemicilerin yetişmesi. 6-Matbaanın yayılması ile fikirlerin de yayılmaya başlaması. S13)- Coğrafi Keşiflerin sonuçlarından 5 tanesini maddeler halinde yazınız. C13)- 1.Akdeniz Ticareti, İpek ve Baharat yolları önemini kaybetti yerine Atlas Okyanusu kıyısındaki limanlar (Lizbon,Amsterdam,Rotterdam ve Londra) önem kazandı.bu durum özellikle Osmanlı devletini ekonomik açıdan olumsuz etkilemiştir. 2.Yeni bulunan ülkelerden Avrupa ya bol miktarda altın ve gümüş girdi. 3.Keşfedilen yerlere özellikle Amerika kıtasına Avrupa dan göçler oldu.avrupa kültürü bu bölgeye yayıldı. 4.Avrupa da zengin ve sanattan zevk alan bir sınıf ortaya çıktı.(burjuva sınıfı) Bu durum Rönesans hareketlerinin başlamasında etkili olmuştur. 5.Avrupalılar bilinmeyen birçok bitki ve hayvan türünü Avrupa ya taşıdı. 6.Avrupalılar keşfedilen yerlerde sömürge imparatorlukları kurdular. 7.Hristiyanlık dini geniş alanlara yayıldı. Fakat bilimsel gelişmeler sonucu ortaya çıkan gerçekler kiliseye ve din adamlarına olan güveni azalttı. S14)-Rönesans nedir tanımlayınız ve Rönesansın sebeplerinden 4 tanesini maddeler halinde yazınız. 39

40 C14)- 15. ve 16 yüzyıllarda Avrupa da bilim, edebiyat ve sanat alanında yeniliklerin meydana geldiği döneme Rönesans denir. Rönesans yeniden doğuş anlamına gelir. Rönesans ın Sebepleri: 1.Kâğıt ve matbaanın icadı. 2.Coğrafi keşiflerden sonra Avrupa da sanattan zevk alan zengin bir sınıfın ( mesen sınıfı) ortaya çıkması. 3.İstanbul un fethinden sonra birçok bilim adamının İtalya ya giderek çalışmalarda bulunması. 4.Coğrafi keşiflerin etkisi. 5.Antik kültürün ( Eski Yunan kültürü ) incelenmesi. S15)- Rönesansın sonuçlarından 4 tanesini maddeler halinde yazınız. C15)- 1-Bilim ve teknik alanında gelişmeler oldu. 2-Hür düşünce ve yeni sanat anlayışları ortaya çıktı. 3-Skolastik düşünce yerini bilimsel düşünceye bıraktı. Gözlem ve deney önem kazandı.akılcılık egemen olmaya başladı. 4-Avrupa da gelişmenin ve ilerlemenin hız kazanmasına neden oldu. 5-Avrupa da bilim ve teknik alandaki gelişmelerin önünü açtı. S16)- Çaldıran Savaşı nın sebep ve sonuçları hakkında bilgi veriniz. C16)- Nedenler: a) İran'daki Safevi hükümdarı Şah İsmail'in Anadolu'da yaptığı Şiî propagandası (Temel Amaç; Anadolu'da toprak elde etmek) b) Şah İsmail'in Yavuz'un yeğenlerini koruması c) Yavuz'un Anadolu'nun güvenliğini sağlamak, doğu sınırlarını korumak düşüncesi. Sonuçlar: a) Osmanlıların zaferi ile sonuçlandı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ele geçirildi. b) Şiî tehlikesi kısmen önlendi. c) İpek Yolu üzerinde İran etkisi azaldı. d) Tebriz'deki sanatçılar ve değerli kimseler İstanbul'a getirildi. Osmanlı sanatında İran etkisi başladı. S17)- Mısır Seferi hakkında kısaca bilgi vererek sonuçlarından 4 tanesini yazınız. C17)- Memluklular ile Osmanlılar arasında yaşanan anlaşmazlık üzerine Yavuz S.Selim tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu sefer kapsamında Mercidabık Ridaniye 1517savaşları yapılmıştır Sonuçlar: a) Yavuz 1516 Mercidabık Savaşı ile Suriye yi ele geçirdi. Burada hazırlıklarını tamamlayarak Ridaniye seferine çıktı Ridaniye Savaşını kazanarak, Memlûk Devleti'ni yıktı. b) Suriye, Mısır, Hicaz ve Filistin Osmanlılar'ın eline geçti. c) Baharat Yolu Osmanlı kontrolüne girdi. d) Venedikliler Kıbrıs adası için ödedikleri vergiyi Osmanlılara vermeye başladılar. e) Osmanlı padişahları halife unvanını aldılar. f) Kutsal emanetler ve Mısır'daki birçok sanat eseri İstanbul'a getirildi. S18)- Osmanlı Toplum yapısını oluşturan unsurlar nelerdir?açıklayınız. S18)-Osmanlı Toplumu YÖNETENLER ve YÖNELİLENLER olmak üzere 2 ana bölüme ayrılır. YÖNETENLER : Seyfiye, kalemiye ve ilmiyeden oluşur. Seyfiye : Yönetim ve askerlik görevi bulunan sınıfı ifade eder. Beylerbeyi, sancak beyleri,kapıkulu zabitleri, neferler, tımarlı sipahiler ile deniz askerleri seyfiye sınıfına mensuptu Kalemiye : Devlet dairelerinde görevli bürokrat ve memur olarak çalışan bu sınıfın en yüksek makamları Anadolu ve Rumeli defterdarlığı, nişancılık, reisülküttaplık, defter eminliğidir. İlmiye : İlimle meşgul olan topluluğu ifade eden ilmiye sınıfı eğitim, öğretim işini yapan müderrisler, noterlik ve hâkimlik görevi bulunan kadılar ve cami görevlilerinden oluşurdu YÖNELİLENLER: Müslümanlar ve Gayr-i Müslimler S19) Osmanlı toplum yapısının oluşumunda etkili olan MİLLET SİSTEMİ ni açıklayınız. C19)- Osmanlı toplumunda İdari,Hukuki,siyasi ve toplumsal düzenlemeler Irk esasına göre değil ;inanç esasına göre yapılmıştır.buna göre toplum Müslümanlardan ve Müslüman olmayanlardan oluşmuştur. S20)-Vakıf sistemi ve yararları hakkında bilgi veriniz. C20)- Vakıf sistemi, Kişilerin kendilerine ait menkul, gayrimenkul mallarını veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din, sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimî kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya oluşturmasına dayanan bir sistemdir. Vakıfların faydaları: Osmanlı Devleti sınırları içinde uygulanan iskân faaliyetlerinde, Yerleşim yerlerinin sosyo - kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasında, Yolların, han, kervansaray gibi binaların yapım ve işletiminde, Halkın sağlık, eğitim ve öğretim alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanmasında, İhtiyacı olan tüccarlara vakıflarda biriken paradan kredi kullandırılarak ticaretin desteklenmesinde etkili olmuşlardı S21)-Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılan Hint deniz seferlerinin sebep ve sonuçları hakkında bilgi veriniz. 40

41 C21)- Nedenler: a) Hint Müslümanlarına yardım etmek. b) Gücerat İslâm Hükümdarı'nın Kanuni'den yardım istemesi. c) Portekizliler'in kapattığı Baharat Yolu'nu yeniden açmak. d) Portekizliler'in Müslüman tüccar ve hacı gemilerine saldırması yılları arasında Hadım Süleyman Paşa, Piri Reis, Murat Reis ve Şeydi Ali Reis komutasında dört Hint Deniz Seferi düzenlendi. Sonuçları: Aden, Yemen, Maskat, Habeşistan ele geçirildi. Kızıldeniz in kontrolü Osmanlıya geçti. Ancak istenilen başarı gösterilemedi. Bunun Nedenleri: 1- Yeteri kadar önem verilmemesi 2- Yerli halktan yeteri kadar destek alamaması 3- Osmanlı gemilerinin okyanuslara uygun olmayışı 4- Gelecekteki öneminin kavranamayışı. S22)- Aşağıdaki açıklamaların hangi sanat dalına ait olduğunu karşılarına yazınız. AÇIKLAMA El yazması eserleri süslemek ve metnin aydınlatılmasını sağlamak için perspektif olmadan yapılan resimlere denir. Güzel yazı yazma sanatıdır. Türklerin İslamiyeti kabul etmesiyle önem kazanmıştır. El yazması kitapları süsleme sanatıdır. özel karışımlı suyun içine boya serpiştirmesiyle yapılan bir süsleme sanatıdır. Özel olarak hazırlanmış toprağın sırlanarak çeşitli nakışlarla süslenip pişirilmesiyle ortaya çıkan süsleme sanatıdır. El yazması eserlerin dağılmasını engellemek için yapılan ve çeşitli malzemelerle süslenen sanat türüdür. Ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir desen şekillendirerek açılan oyuklara gümüş, sedef, altın gibi madenlerin gömülerek yapıldığı süsleme sanatıdır. SANAT DALI Minyatür Hat sanatı Tezhip Ebru sanatı Çinicilik Ciltçilik Kakmacılık S23)- XVI.yy.da Avrupa' daortaya çıkan reform hareketinin sonuçlarından 5 tanesini maddeler halinde yazınız. C23)- Avrupa' da mezhep birliği bozuldu. Katolik ve Ortodoks mezheplerinin yanında, Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıktı. Papa'lar eski güçlerini ve itibarlarını kaybettiler. Papa' ya bağlılık azaldı. Okullar Kilise'den alınarak halka verildi. Böylece laik eğitim sistemi kuruldu. Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde, kilisenin malları ve topraklarına el konuldu. Katolik kilisesi, kendisini düzeltmek zorunda kaldı. Katolik olarak kalan ülkelerde, başka mezheplere karşı mücadele edebilmek amacıyla " Engizisyon Mahkemeleri" kurulmuş, binlerce insanı ölüme göndermiştir. Avrupa'nın mezhep birliğinin bozulması, birliği sağlamaya çalışan Şarlken'in amacına ulaşamamasına neden olmuştur. KAVRAM BİLGİSİ: Dizdar: kale muhafızı Muhtesib: Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı.satılan mal ve fiatları kontrol ederlerdi.(zabıta) Kapan Eminleri: Şehirlere gelen sebze-meyvenin toplandığı yerlere "kapan" denirdi. Kapan emiri buraya gelen malın vergilendirilmesini sağlardı.(hal müdürü) Beytülmal Emini:Herhangi bir yerleşim yerinde kamuya ait çıkarları korumakla görevliydi Avarız: Doğal afetler,savaşlar gibi olağanüstü durumlarda alınan vergi çeşiti. Danişmend: Medreselerde yüksek öğretim düzeyindeki öğrenciler Softa: Orta düzeydeki medrese öğrencileri Vakıf : Kişilerin kendilerine ait menkul, gayrimenkul mallarını veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din, sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimî kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya oluşturmasıdır. Vâkıf : Vakfeden kişiye denir. Mevkûf : Vakfedilen mala denir. Mütevelli: Vakıf yöneticisine denir. Vakfiye : Kadı huzurunda düzenlenen, vakıf şartlarını belirten sözleşmeye denir. Engizisyon Mahkemeleri : Kilisenin başkanlığında toplanır, genellikle kilisenin öğretilerine karşı çıkanlara ölüm cezası verirdi. Afaroz : Kişiyi dinden çıkarma cezasıdır. Aforoz edilen kişi ile toplum bütün ilişkilerini keserdi. Kral bile aforoz edilebilirdi. Enterdi : Belli bir bölgede kilisenin bir süre nikah, vaftiz, ölü gömme gibi dini törenleri durdurmasıdır. Endülüjans : Günahlardan kurtulmak amacıyla kiliseden satın alınan belgedir. BOŞLUK DOLDURMA 41

42 İlk ticari imtiyazlar (kapitülasyonlar), Fatih Sultan Mehmet tarafından ticareti geliştirmek ve Hıristiyan birliğini parçalamak amacıyla Venediklilere verildi. Fatih döneminde Kırım ın fethiyle Karadeniz ticaret yolları denetim altına alınmış, bu durum coğrafi keşiflere sebep olmuştur. Ayrıca Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir Fatih Sultan Mehmet Devrinde ilk altın para bastırıldı. Fatih Sultan Mehmet Rönesans hareketlerine ilgi duydu. Kendi portresini İtalyan ressam Bellini'ye yaptırdı. Fatih Sultan Mehmet Hazırlattığı Kanunnamei Ali Osmani ile kardeş katliamını yasal hale getirdi. Osmanlılar'da ilk saray Bursa da yapılmıştı Kazaların başında yönetici olarak kadı bulunurdu. Mahalle veya köy cemaatinin önde gelen kişisi İMAM'dır. 1864'te yayınlanan "vilayet nizamnamesi" ile ülke idarî bakımdan yeniden teşkilatlandırıldı.buna göre taşra yönetimi vilayet, liva(sancak), kaza ve köy birimlerine ayrıldı. Enderun devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkar yetiştirmek amacıyla kurulan bu saray okuludur. 15. yy sonrasında Avrupalıların bilinmeyen ülkeleri bulmak için yaptıkları gezilere Coğrafi Keşifler denir. Coğrafi keşiflerin öncülüğünü Portekiz ve İspanya yaşmıştır. Kristof Kolomb Atlas Okyanusu na açılarak Bahama Adalarına ulaştı. Amerika Kıtasını keşfetti ama buranın yeni bir kıta olduğunu anlamadı. Amerika Vespuçi Kristof Kolomb un bulup farkına varamadığı Amerika kıtasını buldu ve Amerika ismini verdi. Portekizli gemici Bartelmi Diyaz Ümit Burnu nu (Fırtına Burnu) keşfetmiştir. Rönesans ilk olarak İtalya da başladı.daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayıldı. Yavuz Sultan Selim,Batıya sefere çıkmamış ve hep doğuya seferler yapmıştır. Amacı doğudaki Müslüman devletleri alarak büyük bir İslam imparatorluğu kurmaktır. Babasına karşı ayaklanan ilk şehzadedir. Kanuni Sultan Süleyman En uzun süre saltanat süren Osmanlı padişahıdır (46 yıl). Preveze Deniz Zaferi ile Akdeniz'de üstünlük Osmanlılara geçti. Akdeniz bir Türk gölü haline geldi. Amasya Antlaşması Osmanlılarla Safeviler (İran) arasında yapılan ilk resmî antlaşmadır. İstanbul Antlaşması Avusturya hükümdarı protokolde Osmanlı veziriazamına eşit sayılacaktı. (Böylece Osmanlı Avusturya ya karşı siyasi üstünlük sağlamış oldu.) Fransa ya Kapitülasyon hakları ilk defa Kanuni Sultan Süleyman döneminde verilmiştir. Şeri Hukuk Osmanlıda, İslam inancınına göre düzenlenmiş kurallardır. Örfi hukuk, şeri hukuk kuralarına uymak kaydıyla eski Türk geleneklerinden gelen ve fethedilen yerlerdeki devam eden kurallardan oluşan hukuktur. Osmanlı Devleti nde kanunların ilk defa yazılı hâle gelmesi Fatih Sultan Mehmet gerçekleşmiştir.yazılı hale getirilen kanunlar bütününe Kanunname-i Ali Osman adı verilmiştir. Osmanlı Devleti nde, mahkemelerde hâkimlik yapan, aynı zamanda şehir ve kasabaların belediye işleri ile bugünkü noterlik işlerini yürüten, devletin mahallî uygulamalarında yetkisi olan kişiye KADI denirdi. Osmanlı Devleti nin ilk tıp medresesi Yıldırım Bayezit tarafından Bursa da kurulmuştu Fatih döneminde tıp alanında büyük bilim insanları yetişti. Bunlardan Sabuncuoğlu Şerafettin adlı bilim adamınıntürkçeye tercüme ettiği eser, Cerrâhiyetü'l Hâniyye, çok ünlüdür. Kanuni döneminde ünlü coğrafyacı Piri Reis, kitab-ı bahriye adlı eserinde; dünyanın yuvarlaklığı, gelgit olayı, pusulanın kullanımı,amerika kıtasının varlığı gibi konulara değinmiştir Matematikçi ve astronomcu Takiyüddin Mehmet, İstanbul da bir rasathane kurmuştur, rasathanede ilk olarak Güneş ve Ay tutulmaları ile çeşitli gözlemler yapmıştır. Reform, XVI.yy.da Avrupa' da dinsel alanda görülen yenilik hareketlerine denir. Reform ilk olarak Almanya' da başlamıştır. Reform hareketlerinin önderi, bir ilahiyat ( Teoloji ) Profesörü olan, " Martin Luther " dir. 3. ÜNİTE 42

43 ARAYIŞ YILLARI (XVII. YÜZYIL) 1. KONU: XVII. YÜZYILDA ASYA VE AVRUPA 2. KONU: XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI 3. KONU: IV. MEHMET DÖNEMİ ( ) a.avrupa nın Genel Durumu XVII. YÜZYILDA ASYA VE AVRUPA 1. XVII. YÜZYILDA AVRUPA, ASYA VE OSMANLI DEVLETİ NİN DURUMU XVII. yüzyılda Avrupa devletlerinde yönetim şekli olarak mutlak monarşi hâkimdi. Coğrafi keşiflerin etkisiyle ekonomik yönden zenginleşen ve gelişen Avrupa da İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, Portekiz sömürgecilik yarışı içine girdiler. Uzak Doğu ve Hindistan bölgesi ile Atlas Okyanusu limanları bu dönemde Avrupa devletlerinin yeni paylaşım bölgeleri olmuştur. Bu rekabet Avrupa devletleri arasında savaşlara neden olmuştur. (Otuz Yıl Savaşları) b.asya nın Genel Durumu XVII. yüzyılda Rusya, Asya da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Altın Orda Devleti nin yıkılmış ve bu devletin toprakların üzerinde Özbekler güçlenmiştir. Yine bu dönemlerde Kazak Hanlığı, Kırgız, Kaşgar ve Babür Devleti özellikle Orta Asya ve Hindistan da hem önemli bir siyasi güç olmuşlar hem de Türk kültürünün bu bölgede yaşamasına ve yayılmasına katkıda bulunmuşlardır. c.osmanlı Devleti nin Genel Durumu XVII. yüzyılda bütün Balkan yarımadası dâhil olmak üzere Polonya nın güneyinden Kafkasya ya; Kuzey Afrika ve Habeşistan dan Mora ya ve Dalmaçya kıyılarına kadar olan bölge Osmanlı Devleti nin denetimindeydi. XVII. yüzyıldaki ayaklanmalarda özellikle merkezi otoritenin zayıflamasının etkileri görülmektedir. Veraset sistemindeki değişiklik merkezi otoritenin bozulmasının en önemli nedenlerindedir. I. Ahmet döneminde uygulanmaya başlanan ekber ve erşed sistemi ile taht kavgaları önlenmek istenmiştir. Ancak şehzadelerin sancağa çıkma usulleri ortadan kaldırılmıştır. Yönetim tecrübesinde yoksun kalan şehzadeler, padişah olunca otorite kurmakta zorlanmıştır. Saray kadınlarının ve devlet adamlarının etkisinde kalmasında neden olmuştur. a. Osmanlı-Avusturya İlişkileri 2. XVII. YÜZYILDA OSMANLI-AVUSTURYA VE OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ Kanuni döneminde oluşturulan barış ortamı 1593 te sınır ihlalleri ve vergi yüzünden ilişkiler bozuldu. III. Mehmet döneminde 1596 Haçova Meydan Muharebesi nde Osmanlı ordusu Avusturya yı yendi. Kanije ve Estergon Kaleleri alındı yılına kadar süren savaşlar sonunda 1606 Zitvatorok Antlaşması imzalandı. Buna göre; Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlı Devleti ne bırakıldı. Avusturya savaş tazminatı ödedi. Avusturya arşidükası bundan böyle Osmanlı padişahına eşit sayılacak ve kendisine ceasar (imparator) denecekti. Osmanlı Devleti nin Avusturya üzerinde üstünlüğünü kaybetmesinin nedeni; 1.Celali ayaklanmaları 2.İran ile yapılan savaşların devam etmesidir. NOT Osmanlı Devleti, 1533 İstanbul Antlaşması ile Avusturya üzerinde sağladığı üstünlüğü 1606 Zitvatorok Antlaşması ile kaybetti 43

44 b Sonrası Osmanlı-İran İlişkileri 1590 Ferhatpaşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti Doğu da en geniş sınırlara ulaşmıştır. XVII. Yüzyılda I. Ahmet, II. Osman ve IV. Murat dönemlerinde İran ile mücadele edilmiştir yılları arasında yapılan savaşlar 1612 Nasuh Paşa Antlaşması ile, yılları arasındaki savaşlar 1618 Serav Antlaşması ile yılları arasındaki savaşlar ise 1639 Kasrışirin Antlaşması ile sona ermiştir. NOT: Osmanlı Devleti nin İran ve Avusturya ile yaptığı savaşlar ülkede askeri yapının ve ekonomik düzenin bozulmasına neden olmuştur. İç İsyanların Genel Nedenleri 3. İÇ İSYANLAR 1.Veraset sistemindeki değişiklikler (Siyasi) 2.Yönetimde saray adamlarının ve valide sultanların etkili olması (Siyasi) 3.Rüşvet ve adam kayırmanın artması (Siyasi) 4.Yeniçeri ocağının bozulması (Askeri) 5.Halktan ağır vergiler alınması ve köylünün toprağının terk etmesi (Ekonomik) 6.Tarımsal üretimin azalması (Ekonomik) 7.Tımar sistemin bozulması (Askeri ve Ekonomik) 8.Ordunun bozulması (Askeri) 9.Savaşların uzun sürmesi ve masrafların artması (Ekonomik) a.istanbul Ayaklanmaları İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinden yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılmıştır. Temel Nedeni: Merkezi otoritenin zayıflamasıdır. Diğer Nedenleri: 1.Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri 2.Kapıkulu sisteminin değişmesi ve ocağa askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması 3.Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük paralarla ödenmesi 4.Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmek istemeleri 5.Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtması 6.Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri 7.Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması 8. Ocak devlet içindir anlayışının yerine Devlet ocak içindir anlayışının hâkim olması. gibi nedenler etkili olmuştur. Not: İstanbul isyanları devlet düzenini değiştirmeye yönelik olmayıp, yönetimdeki şahıslara karşı yapılmıştır. İstanbul isyanları Fatih döneminde başlamış III. Murat, II. Osman, IV. Murat ve IV. Mehmet dönemlerinde de çıkmıştır. Sonuçları: 1. Merkezi otorite zayıfladı. 2. Yönetimde ordunun etkisi arttı. 3. Islahat hareketleri başarılı olamadı. 4. Sık sık idareciler değişti. 5. Padişahların yönetimdeki etkisi azaldı. 6. Halkın orduya karşı olan güveni azaldı. 7. İstanbul da huzur ve güven bozuldu. Vaka-i Vakvakiye (Çınar Vakası): 1648 de IV. Mehmet in tahta çıkışında kapıkulu askerleri, ayarı düşük aylık verilmesiyle tekrar isyan ettiler.1656 daki isyanda ise idamlarını istedikleri bazı yöneticilerin isimlerini liste hâlinde padişaha verdiler. Listedeki isimlerin idamıyla sonuçlanan bu ayaklanmayavaka-i Vakvakiye (Çınar Vakası) denildi. b.celali Ayaklanmaları XVII. yüzyılda Anadolu da çıkan isyanlara Celali İsyanları denilmiştir. Temel Nedeni: Ekonominin bozulmasıdır. Diğer Nedenleri: 44

45 1. Eyaletlerde devlet yönetiminin bozulması ve vergi toplamada adaletsiz davranılması 2. Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında haksızlıkların yapılması 3. XVII. Yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu da eşkıyalığa başlaması 4. Devşirme asıllı devlet adamlarının Anadolu halkıyla kaynaşamamaları 5. Merkezi otoritenin zayıflaması 6. Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı hareket ederek halkı zor duruma düşürmeleri 7. Uzun süren Osmanlı-İran ve Osmanlı-Avusturya savaşlarının halkı yıpratması NOT: İlk Celali isyanı Yavuz döneminde meydana geldi. Celali isyanları içinde devleti en çok uğraştıranlar: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut, Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanları. Sonuçları: 1. Vergiler düzenli toplanamadığı için devlet gelirleri düştü. 2. Kırsal kesimde güvenlik kalmadı, köylü toprağını terk etti. 3. Üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi. 4. Anadolu nun büyük bir kısmı harabe haline geldi. 5. İsyancılardan, askerlerden ve halktan birçok insan hayatını kaybetti. 6. Avusturya ve İran savaşlarını olumsuz yönde etkiledi. c.eyalet Ayaklanmaları Merkezi otoritenin zayıflamasından faydalanan eyalet yöneticileri imparatorluktan ayrılmak amacıyla Yemen, Bağdat, Basra, Trablusgarp, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel de çıkan isyanlardır. Devlet bu isyanları zorlukla bastırdı. 4. AVRUPA NIN GELİŞİMİNE SEYİRCİ KALAN OSMANLI Günümüz Avrupa sının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal temelleri, XV. yüzyıldan başlayarak atılmaya başlamıştır. İnsan hakları ve demokratikleşme çabaları, özellikle İngiltere ve Fransa nın başını çektiği devletlerarasında yarış başlamıştır. Reform ve Rönesans, Avrupa da köklü değişikliklere yol açmış. Özgür düşünce ve bilim alanındaki çalışmalar devletlerin gelişmesini sağlamış ve Avrupalı devletler arasında rekabete yol açmıştır. Avrupalı devletler arasında rekabet Coğrafi Keşiflerin başlamasına sömürgecilik faaliyetlerinin başlamasına yol açmıştır. Coğrafi keşifler sonucunda ticaret yolları yön değiştirmiştir. Osmanlı devleti iç çalkantılar ve dış savaşlar nedeniyle gelişmelere ilgisiz kalmıştır. a.coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devleti ne Etkileri Coğrafi keşifler nedeniyle ticaret yollarının yön değiştirmesi Akdeniz ticaretinin önemini kaybetmesine yol açmıştır. Coğrafi keşifler sonucunda Avrupa ya bol miktarda altın ve gümüş girmiştir. Altın ve gümüşün Osmanlı piyasasında kullanılmaya başlanması ile Osmanlı ekonomisi büyük zarar görmüştür. Piyasada pahalılık ve enflasyon yaşanmasına neden olmuştur. b.avrupa ya Tavizler Verilmesi Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupalı devletler denizcilik alanında geliştiler. Keşiflerle beraber gelen ekonomik zenginlik deniz ticaretinin gelişmesin, gelişen deniz ticareti de Avrupalı devletlerin ekonomik anlamda daha da güçlenmesine neden olmuştur. Osmanlı Devleti deniz ticaretini canlı tutmak ve ekonomik kaybı önlemek için Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermek zorunda kaldı. Gümrük vergilerinin düşürülmesi, ticarette serbestlik içeren bu kapitülasyonlar sonunda vergi gelirlerinde kayıplar oldu. Piyasaya ucuz Avrupa malları hâkim oldu. Avrupa mallarının Osmanlı coğrafyasında yaygınlaşması Osmanlı üreticisine büyük darbe indirdi. c.yeni Ekonomik Model: Merkantilizm Coğrafi keşifler neticesinde XVII. Yüzyıl Avrupa sında yeni bir ekonomik model ortaya çıktı. Gelirlerini daha çok artırabilmek için Avrupalı devletlerin geliştirdiği merkantilizme göre bir ülke ne kadar çok madene ve paraya sahipse o kadar zengin sayılıyordu. Zengin devlet statüsünde yer almak isteyen Avrupalı devletler iç ve dış ticarete önem verdiler. Yeni yollar bulma ve sömürgeler sayesinde ham madde ve Pazar sahibi olma isteğinin altında yatan etken de budur. Bir diğer etkense gelir düzeyini ve tüketim isteğini artırmaktır. Osmanlı Devleti nin Avrupalı devletlere tanımış olduğu kapitülasyonlar sonucunda Osmanlı piyasası Avrupalı mallara dolmaya başladı. Osmanlı da üretim çökerken ithal mallar Osmanlı piyasasını ele geçirdi. Ortaya çıkan yeni ekonomik model merkantilizm ile gelişirken, gelişmeleri takip Osmanlı Devleti süratle çökmeye başladı. 45

46 2. KONU XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI 1. II. OSMAN (GENÇ OSMAN) DÖNEMİ VE ISLAHATLARI Islahatlar: Şeyhülislam ın fetva vermek dışındaki yetkilerini elinden aldı. Böylece ilmiye sınıfının devlet işlerine karışmasını önlemiştir. Maliyeye önem verdi. Din adamlarına ve askerlere fazladan verilen paraları kesti. Genç Osman, saray dışı evlilik yaparak sarayı halka açmaya çalışmıştır. Genç Osman bu yönü ile sosyal alanda ıslahat yapan ilk padişahtır. Başkenti İstanbul dan Anadolu ya taşımayı düşünmüştür. İlk kez Yeniçeri Ocağını kaldırmayı düşünmüştür. Bunu haber alan yeniçeriler Genç Osman ı öldürmüşlerdir. Siyasi Olaylar: Lehistan ın Osmanlı Devleti ne bağlı Boğdan ın iç işlerine karışması üzerine sefere çıkan II. Osman Hotin Kalesi ni kuşattı. Ancak yeniçerilerin disiplinsizliği yüzünden alınamadı ve Lehistan ile 1621 Hotin Antlaşması imzalandı. Buna göre; İki taraf birbirinin topraklarına saldırmayacak Lehistan, Osmanlı ya bağlı Kırım Hanlığı na vergi vermeye devam edecek Not: II. Osman Hotin Seferi nden sonra Yeniçeri Ocağı nı kaldırma fikrini ilk kez ortaya atmıştır. II. Osman bu fikri duyan yeniçeriler tarafından öldürülmüştür. 2. IV. MURAT DÖNEMİ (SİYASİ OLAYLAR-ISLAHATLAR) Islahatlar: Devletin kötü gidişinin nedenleri ve bu kötü gidişin durdurulması için alınabilecek tedbirlere ilişkin devletin ileri gelenlerine raporlar hazırlattı. (Koçi Bey Risalesi bu alanda en önemlisidir.) IV. Murat, başta annesi Kösem Sultan olmak üzere ıslahatların önündeki engelleri ortadan kaldırdı. Yeniçeri içindeki zorbaları ortadan kaldırdı ve fazla olan yeniçeri sayısını azalttı. Böylece gücünü arttırarak askeri itaat altına aldı. Hak etmeyenlerden dirlikleri geri aldı. İçki ve tütün yasağı getirdi. Birlikte sokağa çıkma yasağını uyguladı. Siyasi Olaylar: Venedik, Lehistan ve İran ile savaşlar yapılmıştır. İran, Osmanlı-Avusturya savaşlarını ve iç isyanları fırsat bilerek sık sık Osmanlı topraklarına saldırmaya devam ediyordu. Bu nedenle IV. Murat, İran üzerine bir 1635 diğeri ise 1638 de olmak üzere iki sefer düzenledi. Yapılan seferler sonunda Revan ve Bağdat alındı. IV. Murat Bağdat Fatihi olarak anıldı. İran ın isteği üzerine 1693 da Kasrışirin Antlaşması imzalandı. Buna göre; Bağdat Osmanlı ya, Revan ve Azerbaycan a İran a bırakıldı. Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu. ÖNEMİ: Kasrışirin Antlaşması bugün de geçerli olan Türkiye-İran sınırını büyük ölçüde belirlemiştir. TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASI Temel Nedeni: Tımarların hak eden kişilere değil de rüşvet karşılığında başkalarına verilmesidir. Merkezi otoritenin zayıfladığı bu dönemde tımar dağıtımındaki adaletsizlikler birçok tımar sahibinin dirliğini kaybetmesine neden oldu. Tımarlarına kaybeden pek çok dirlik sahibi ayaklanmalar çıkartmış ve Celali ayaklanmalarına sebep olmuştur. Tımar Sisteminin Bozulması ile; Üretim azalmıştır. Üretimin azalması nedeniyle devlet halktan yeterince vergi toplayamadı. Bu nedenle halka ağır vergiler koymak zorunda kaldı. Devletin koyduğu ağır vergileri karşılamayan köylüler topraklarını terk ederek göç etmiştir. Böylece ekonomik anlamda önemli bir kaynağını kaybeden devlet ayrıca işsizlik ve göç gibi yeni bir sosyal problemle karşı karşıya kalmıştır. Toprağı terk eden köylülerin şehirlere göç etmesiyle şehirlerde asayiş problemleri arttı. Tımar sisteminin bozulması ile askeri teşkilatta da bozulmalara neden olmuştur. Sistem sayesinde hazineden para harcanmadan hazır ordu kuruluyordu. Sistem bozulunca devlet ücretli asker olmak zorunda kaldı. Sekban adı verilen ücretli askerler savaş zamanı asker, barış zamanı işsizdi. İşsiz kalan sekbanlar halktan haraç alıyorlardı. 46

47 Tımar sistemi sayesinde ülkenin en uç bölgelerine dahi devlet otoritesi ulaştırıyorken tımar sisteminin bozulmasıyla bu asayiş ve otorite ortamı da yok oldu. İLTİZAM VE MUKATAA Fatih sultan Mehmet zamanında tımar dışında kalan bölgelerin vergilerini toplamak için getirilen bir düzendir. Bir bölgenin kanunla belirlenmiş vergisini toplayıp hazineye yatırma işidir. İhale ile belirlenen sistemde vergi kaynağı araziye Mukataa, ihale sistemine iltizam, bu işi yapan kişilere de mültezim denirdi. İltizam Sisteminin Yararı: Devlet, Mültezimlerden bölgenin vergilerini peşin olarak alırdı. Böylece nakit sıkıntısı giderilirdi. İltizam Siteminin Zararları:Mültezimler devlete verdiği verginin kat be kat fazlasını halktan alabiliyordu. halk mültezim baskıları nedeniyle vergi ödeyemeyince toprağını terk etmek zorunda kalıyordu. Bu da üretimin düşmesine neden oluyordu. 3. XVII. YÜZYILDA AVRUPA DA SİYASİ DURUM Otuz Yıl Savaşları ( ) Bu savaşlar Reform hareketlerinin sonuçlarına bağlı olarak doğmuştur. Katolik Alman imparatoru ile Protestan Alman prensleri arasında başlayan savaşlara; İsveç, Fransa, Danimarka ve İspanya da katılmıştır. Fransa Katolik olmasına rağmen Almanya'nın güçlenmesini önlemek için Almanya'nın karşısında yer almıştır. İspanya ise bu savaşlar sırasında müttefiki Almanya ile birlikte hareket etmiştir. Bu savaşlar sonunda Katolik Alman imparatorluğu yenilmiştir Westfelya Antlaşması ile 30 Yıl Savaşları sona ermiştir. Westfelya Antlaşmasına göre; 1. Protestanlık resmen tanınırken, halka da mezhep özgürlüğü verildi. 2. Almanya, Prusya Dükalığı çevresinde birçok prensliğe bölündü. 3. Alsas - Loren Bölgesi Fransa'ya bırakıldı 'da kurulmuş olan Hollanda ve İsviçre'nin de bağımsızlıkları onaylandı. 5. İspanya ile de 1639'da Pirene Antlaşması yapılmıştır. 4. XVII. YÜZYILDA AVRUPA DA BİLİM VE TEKNİK ALANDAKİ GELİŞMELER Avrupa da Rönesans ve Reform ile modern düşünce ortamı oluşurken akıl ön plana çıkmıştır. Bu sayede modern bilimin temelleri atıldı. XVII. Yüzyılda Bilime Yön Veren Bilim İnsanları: Kopernik: Polonyalı astronom ve matematikçidir. Dünyanın ve diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını açıklamıştır. Galile: Modern fiziğin ve teleskopik astronominin kurucularındandır. Bacon (Beykın): İngiliz filozof ve devlet adamıdır. Kepler: Alman gök bilimci, fizikçi ve matematikçidir. Pascal (Paskal): Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürdür de bir hesap makinesi icat etti. Newton (Nivtın): İngiliz fizikçi, matematikçi ve astronomdur. Yer çekimini kanunu bulmuştur. Yapılan bilimsel çalışmalar sonunda bu dönem, Akıl Çağı olarak nitelendirilmiştir. Bu dönemdeki çalışmalar Avrupa da sanayinin hızla gelişmesini sağladı. Gelişen sanayi bir sonraki yüzyılda yaşanacak olan Sanayi İnkılabı nın da zeminini hazırlamıştır. Sanayisi gelişen Avrupa devletleri, dünya siyasetinde daha sözü geçen bir güç haline geldi. 1. IV. MEHMET DÖNEMİ ISLAHAT ÇALIŞMALARI 3. KONU IV. MEHMET DÖNEMİ ( ) IV. Mehmet çocuk yaşta iken (6 yaşında) tahta geçmiştir. Kendisi yönetecek yaşa gelince kadar ülkeyi IV. Mehmet in annesi (Hatice Tarhan Sultan) ve vezirler yönetmiştir. IV. Mehmet in Görevlendirdiği Bazı Devlet Adamları ve Yaptıkları Islahatlar Şunlardır: Tarhuncu Ahmet Paşa: 47

48

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır