XI. yüzyıldan XX. yüzyıl başlarına kadar geçen zaman diliminde Müslüman Türklerin hakim olduğu geniş coğrafyada İslam'ın şekillendirdiği kültür ve mana iklimi, Osmanlıcanın gelişmesine olanak sağladı. Arapça, Farsça, Türkçe sözcüklerden oluşan bu "yazı dili" yüzyıllar içinde daha da zenginleşti. Bir zamanlar bütünüyle yokluğa terk edilen ilim ve kültür hazinesi Osmanlıcaya artık sahip çıkılıyor. Bu medeniyet eserlerini okuyup öğrenmek isteyen pek çok kişi bulunuyor. İşte sizler için Osmanlıca öğrenirken karşılaşacağınız az bilinen 33 kelimeyi derledik.
Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
tazip : sıkıntıya sokma, üzme
mütenasip : orantılı
mefhum : kavram , mazi : geçmiş , akıbet : sonuç
zillet : aşağılanma
insiyak : içgüdü
tasvip : onama , uygun bulma
içtimai : toplumsal
müstehzi : alaycı (istihza : gizli ve kinayeli biçimde alay)
iltica : sığınma
muzdarip : ızdırap ve acı çeken
garabet : gariplik, tuhaflık
muvaffakiyet : başarı
iptidai : ilkel , mübalağa : abartı
Derin ve Güzel Anlamlı Osmanlıca Kelimeler
müteessir : üzülmüş, üzgün
aksülamel : Tepki, reaksiyon
saik : sebep
tevarüs : Kalıtım yoluyla birinden diğerine geçme.
tezahürat : Belirti
ihtiras : aşırı güçlü istek, tutku
mütemadiyen : sürekli, ara vermeden
intikal : geçiş
itidal : ölçülülük , soğukkanlılık
amil : etken, sebep
fazilet : erdem
mukadderat : yazgı
zail : ortadan kalkan
umum : tüm, kamu iştirak : ortaklık (müşterek : ortak)
cüda : çok sevilen bir şeyden ayrı kalmak (Farsça)
müphem : belirsiz , galebe : yengi , muğlak : anlaşılması güç
meşakkat : güçlük
tazip : sıkıntıya sokma, üzme
tecessüs : görme, anlama merakı
mütalaa : ayrıntılı düşünme ile oluşan görüş ve yorum
müfrit : aşırı
ifrat : ölçüyü aşma
peyda : belli, açık (Farsça) hasıl : ortaya çıkan görünen
mütenasip : orantılı
istidat : yetenek
rikkat : naziklik
reva : uygun, yakışır , tedhiş : yıldırı
sakil : çirkin
hülasa : özetle, kısaca
levazım : gerekli olan şeyler, araç ve gereçler
muhtelif : çeşitli , müteşekkil : oluşmuş
memba : kaynak
müşahede : gözlem
vakfetmek : adamak
istinat : dayanma
muvazene : denge
riyazet : nefsin isteklerini kırma
müteyakkız : uyanık, tetikte
nedamet : pişmanlık
elzem : çok gerekli , telakki : kabul etme
tahakkuk : gerçekleşme
tevekkeli : boşuna
ilhak : katma, bağlama
mahiyet : öz, esas
müsavat : eşitlik, denklik
intiba : izlenim
takim : verimsizleştirme , kıtal : vuruşma , birbirini öldürme
ihtilaf : ayrılık , uyuşmazlık
temayül : bir tarafa eğilme, meyletme
lalettayin : Eskimiş, sıradan
intibak : uyum
veçhe : yön
mihnet : sıkıntı
vakar : ağırbaşlılık
metanet : dayanıklılık
müsamaha : hoşgörü
tefsir : yorumlama
mütefekkir : düşünür
taassup : bağnazlık
mukavemet : dayanma, karşı koyma
vecize : özdeyiş
ihsan : iyilik etme
icabet : bir çağrıya gitme
istitrat : sırası gelmişken söylenen söz
mülaki : kavuşan
müşfik : sevecen
teferruat : ayrıntı
efkar : düşünce, fikir
mamafih : bununla birlikte
teşci etmek : cesaretlendirmek , yüreklendirmek
vasıl olmak : ulaşmak, varmak