oğuz atay tutunamayanlar teması / Tutunamayanlar Üzerine Bir İnceleme – Darağacı Sanat

Oğuz Atay Tutunamayanlar Teması

oğuz atay tutunamayanlar teması

kaynağı değiştir]

Selim Işık'ın intihar ettiğini öğrenen Turgut Özben, ihmal ettiğini düşündüğü arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve Selim'in tanıdığı insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Her insana farklı bir yönünü gösteren Selim'in görüntüsü, Turgut'un bu insanlarla konuşması sonucu okuyucunun ve Turgut'un gözünde netlik kazanacaktır. Romanda birçok kişi vardır ama her biri aslında Selim'in hayatındaki kişilerdir ve tüm anlatılanlar Selim Işık'ı aydınlatır. Selim Işık, düşünen ve sorgulayan insanın simgesidir ve bu yüzden hayata tutunamamış ve bir tutunamayan olmuştur.

Yıldız Ecevit'in yazdığı "Ben Buradayım..." başlıklı Oğuz Atay biyografisinin ardından, romanın pek çok otobiyografik öğe taşıdığı anlaşılmıştır. Berna Moran'a göre küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay, saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar.

Romanın yeniden keşfedilişi[değiştir kaynağı değiştir]

Tutunamayanlar, 1970 TRT Roman Ödülü'nü almasına rağmen, pek bir ilgi görmemiş ve hatta bir, iki sene sonra unutulmuştu. Oğuz Atay da Günlük'de "Ben, yaşarken unutulmuş biriyim." diyerek bu durumu betimlemiştir.[5]

12 Mart 1971 Askerî Muhtırası sonrasında cezaevine giren Ömer Madra 1973 yılında, koğuşun 250-300 kitaptan ibaret kitaplığında Tutunamayanlar'ın birinci baskısına rastlar. Kitabın kapağı ve adı ilgisini çeker, TRT Roman Ödülü aldığını da görünce, adını sanını duymadığı bu yazarın, adını sanını duymadığı romanını Tutunamayanlar'ı okumaya karar verir. Daha ilk sayfalarından itibaren Tutunamayanlar'dan ve yazarı Oğuz Atay'dan olağanüstü etkilenir. Cezaevinden çıkar çıkmaz, Oğuz Atay ile bir şekilde iletişim kurmaya karar verir.[6]

Ömer Madra, bu emeline hiç ulaşamaz ve Oğuz Atay ile görüşmeyi ve tanışmayı beceremez. Hapishaneden çıktıktan sonra, akademik görevinden ayrılır. Hapishanede tanıştığı Altan Öymen aracılığıyla Milliyet gazetesinde çalışmaya başlar. Madra burada Enis Batur, Oruç Aruoba ve Sevin Okyay ile birlikte kültür servisinde çalışmaya başlar. Burada Sevin Okyay'ın Oğuz Atay ile tanıştığını öğrenir. Bu şekilde Oğuz Atay'ın o zamana kadar kayıp olarak addedilen günlüğünün aslında kayıp olmadığını öğrenirler ve günlüğü bulurlar. 1982 yılında Oğuz Atay'ın bu günlüğü Milliyet gazetesinde tefrika hâlinde yayınlanır. Günlüğün yayınlandığı günlerde Milliyet'in tirajı 10.000 artar. Fakat Ömer Madra ve Enis Batur, gazetenin yayın yönetmenleri Altan Öymen ve Tarhan Erdem'in dahi Oğuz Atay'ı tanımadıkları, Tutunamayanlar'ı da hiç duymadıklarını fark ederler. Bu durum, Tutunamayanlar'ın ilk neşrinin yapıldığı 1972 yılından 1982 yılına kadar geçen sadece 10 yıl zarfında Oğuz Atay'ın tamamen "unutulmuş" bir isim olduğunu da ortaya koyar.[6]

Ömer Madra ve Enis Batur, bu ilgi üzerine Oğuz Atay'ın ilk romanı Tutunamayanlar'ı İletişim Yayınları'na götürürler. İletişim Yayınları, 1984 yılının Ocak ayında Ömer Madra'nın ve Enis Batur'un önsözleriyle Tutunamayanlar'ı yeniden neşreder. Tutunamayanlar yeniden keşfedildikten ve yeniden yayınlandıktan sonra adeta bir patlama yaratır. 2021 yılı Nisan ayı itibarıyla 102'inci baskıya ulaşır[7] ve Türk edebiyatının en çok satılan ve en meşhur eserlerinden biri hâline gelir. Tutunamayanlar'ın ardından İletişim Yayınları Oğuz Atay'ın 7 kitaptan oluşan bütün eserlerini yayınlar.

Hakkında yazılanlar[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır