pas zehirler mi / PASLI SU TETANOS YAPAR MI - Tekdez Kurumsal

Pas Zehirler Mi

pas zehirler mi

Bulaşırsa öldürebilir!

Bulaştığında ölüme yol açabilen tetanos mikrobunun sadece paslı yüzeylerin yol açtığı kesiden değil, mısır koçanı, tığ ile vuran ayakkabıdan dahi bulaşabildiği bildirildi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, tetanosun aşı ile korunulabilen bir hastalık olduğunu söyledi.

Tetanosun çocukluk yaş grubunun en önemli aşılarından birisi olduğunu belirten Köksal, “Normal koşullarda baktığımız zaman Türkiye'de tetanos hastalığından ölümlerin olmaması lazım ama maalesef kırsal kesimde aşılamanın ihmal edilmesi, hala aşılanmamış bir kesimin olması nedeniyle ölümler meydana geliyor. Erişkin yaşa gelindikten sonra aşılamanın yapılmaması büyük tehdit oluşturuyor” dedi.

HER 10 YILDA BİR AŞI YAPTIRILMALI
Prof. Dr. Köksal, özellikle kırsal kesimde tarımla, hayvancılıkla ya da işi gereği kesici aletlerle uğraşan insanların tetanos açısından büyük risk altında olduklarını ifade ederek, “Maalesef aşı ile korunulabilen bir hastalık olmasına rağmen biz hala vaka görüyoruz. Erişkinlere her 10 yılda bir tetanos aşısını yaptırmalarını öneriyoruz. O zaman kişinin hiçbir şeyden korkmasına gerek yok. Tetanos olma riski de yok. Ancak aşısını tamamlamamış ve kazaen mikrobu barındıran tozla, toprakla teması olmuş, vücudunun herhangi bir yerinde kesi bulunan kişilerin de en kısa zamanda sağlık kuruluşuna başvurması lazım” diye konuştu.

Tetanos mikrobunun sporlarının her yerde bulunduğunu ve ortamda çok dayanıklı olduklarını anlatan Köksal, şöyle devam etti:

“Tetanos mikrobu toprakta, hayvan dışkısında, paslanmış yüzeylerde vardır ve çok kolay bulaşabilir. Dolayısıyla küçük bir kesi, bulaşma da olsa bunu ihmal etmemek lazım. Yüzeysel kesilerde bile bulaşma olduğunda hastalık ortaya çıkabilir. Tetanos maalesef geliştikten sonra ölüm riski yüzde yüze yakın bir hastalıktır. Ciddi yoğun bakım desteği gerektiren hastalıktır. Dolayısıyla saatler çok önemli. Yaralanmadan sonra sağlık kuruluşuna başvurulması, hemen yaranın temizlenmesi, içeride varsa yabancı cismin çıkarılması, bunun yanı sıra tetanos aşısının ya da tetanos immünglobilinin verilmesi hayat kurtarır ve yüzde yüz koruyucudur.”

40 YAŞIN ÜZERİNDE RİSK ARTIYOR
Prof. Dr. Köksal, mısır koçanının batmasına bağlı olarak çok sayıda tetanos vakası gördüklerine dikkati çekerek, “Bölgemizde çay, fındık gibi tarım ürünleri var. Bunları toplarken, harmanlarken yaralanmalardan sonra gelişen vakalarımız mevcut. İhmal etmemek lazım, tetanos sadece paslı yüzeylerle bulaşmaz” dedi.
Tetanos mikrobunun sinir hücrelerini tutan bir hastalık olduğunu belirten Köksal, şöyle devam etti:

“Tetanos, yavaş yavaş ilerleyerek bütün vücudu etkileyen bir hastalıktır. Hastanın bilinci asla kapanmaz ama kaslarını etkilediği için kaslarını hareket ettiremez ve bir süre sonra solunum kasları da etkilendiği için solunum yetmezliğinden yaşamını yitirir. Bu kadar önemli bir hastalık. Maalesef toplumda sadece paslı şeylerden bulaşır diye yanlış bilgi var. Hayır tetanos sadece paslı şeylerden değil, bu sporların bulunduğu her türlü ortamdan bulaşabilir. Evde beklemiş, kullanılmamış bıçak bile böyle bir temas olduysa eli kestiği zaman tetanos bulaştırması açısından risk oluşturur. Biz bunları kirli yaralar olarak adlandırıyoruz. Ev içindeki aletlerle kesilen yaralarda bile risk olabilir. Tığ batması sonucu tetanos gelişen hastamız vardı.

Ayakkabı vurmaları da tetanos açısından ciddi ve ihmal edilen risktir. Ayakkabıdaki herhangi bir metalin batması da tetanos açısından risk oluşturabilir. Bu nedenle en kısa sürede sağlık kuruluşuna gidilmesi lazım. Hastalıktan korunmak için kolay olan yol, her 10 yılda bir tetanos aşısının yapılmasıdır. Tetanos vakalarımızın yaş ortalamasına baktığımız zaman 40 yaşın üzerinde daha fazla olduğunu görüyoruz. Bu da gençlikte yapılan tetanos aşılamasının koruyuculuğunun kalmamasından kaynaklanmaktadır.”

Sofradaki Gizli Tehlike

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. K. Sinan Dayısoylu, ülkemizde değişmeyen damak tadı olan mangalda kullanılan eski kebap şişlerinin sağlığa zararlı olduğunu öne sürerek, “Pas materyalleri insan sağlığını ve gıda güvenliğini tehdit eden bir boyutta” dedi.
Günlük hayatımızda sık sık kullandığımız demirden yapılan kebap şişlerinin üzerinde oluşan oksidasyon nedeniyle sağlık sorunlarına neden olduğunu ifade eden Doç. Dr. K. Sinan Dayısoylu, “Malumunuz piyasada çoğunlukla kullanılan bu şişler demirden olmakta ve pas tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Dolayısıyla bu paslanma da hava ile havadaki oksijen ile yüksek sıcak koşullarında ve nemli koşullarda, havadaki oksijene maruz kalmasıyla, oksidasyona maruz kalmasıyla paslanma söz konusu olmaktadır. Bu da insan sağlığını ve gıda güvenliğini tehdit edici bir boyut, bir hal kazanmaktadır" diye konuştu.
Eskiden ekmek yapımında hamur tekneleri, peynir yapımında işlem tekneleri kullanıldığını hatırlatan Doç. Dr. Dayısoylu, "Şu anda genellikle bu tür üretimlerde paslanmaz çeliklerden, krom nikel alaşımlardan yararlanılmakta ve gıda güvenliğini ve insan sağlığını tehdit etmeyen madde ve malzemeler ön plana çıkmaktadır. Gıda ile doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak temas eden veya etmesi beklenen madde ve malzemelerin insan sağlığının yüksek seviyede korunmasının sağlanması ve tüketici ihtiyaçlarının karşılanması dikkate alınarak üretim, işleme ve dağıtımın tüm aşamalarındaki özellikleri belirlemektir" dedi.
Gıda ile temas eden metal esaslı madde ve malzemeler için özel kuralların olduğunu belirten Doç. Dr. Dayısoylu, şöyle devam etti:
“Gıda ile temas eden metal esaslı madde ve malzemeler için özel kurallar verilmiştir. Bu kurallar; gıda ile temas eden paslanmaz çelik dışındaki metal esaslı madde ve malzemeler gıdanın özelliğine göre kalay, krom ve oksitle kaplanır. Az önce biz paslanmadan bahsettik. İşte bu çok çeşitli demir oksitler var. Paslanma dediğimiz olayın esası bu aslında. Bu pas materyalleri insan sağlığını ve gıda güvenliğini tehdit eden bir boyutta. Bir şekilde paslanmaz çelik olmayan diğer malzemeler, işte şiş de bunlardan bir tanesi örnek vermek gerekirse, eğer paslanmaz çelikten olmayan bir şişse illa ki bunlar kaplanmak durumunda. İşte korozyona karşı bunlar çünkü metallerde en ciddi problem korozyondur. Korozyon tehlikesiyle karşı karşıya kalınmakta ve bir şekilde de tüketim zinciriyle sağlığımızı tehdit etmektedir. Dolayısıyla bu alanda yapılan teknolojik iyileştirmelerden ve geliştirmelerden toplum olarak haberdar olmamız ve desteklememiz son derece yerinde olur. Galveniz de aslında bir nevi kaplamadır.Yani biz az önce ne dedik, kaplama metallerine ihtiyaç var. Çünkü korozyon tehlikesiyle karşı karşıya. Mevzuatta çok önemli bir madde olarak paslanmaz çelik dışındaki diğer malzemelerin bir şekilde kaplanması gerekiyor. Bu kaplama materyali ne olabilir? Mesela lak olabilir. Lakların üzerine mesela laminasyon tabakaları olarak birbirini destekleme açısından kalay, lak bir şekilde farklı laminasyon tabakalarıyla ne yapıyorlar, bu demirden gelebilecek pas tehlikesini bir şekilde ne yapıyorlar? Önlemeye çalışıyorlar ama işte bunlardan daha da önemlisi, paslanmaz çelik olması, çok daha kendini ön plana çıkarıyor. Dolayısıyla kaplanmış materyallerle dolu şişler piyasada mevcut. Fakat paslanmaz çelik varsa hangisini tercih etmemiz gerekir? Paslanmaz çelik. Neden? Çünkü zaten mevzuatta da amir hüküm olarak ne diyor, paslanmaz çelik dışındaki madde ve malzemelerin bir şekilde şu şu şu kaplamalarla kaplanmaları gerekir diyor. Eğer vatandaş olarak gittik, şiş alacağız. Paslanmaz çelikten varsa onu tercih etmek yararımızadır, bunu söylemeye çalışıyoruz.”
Eski kebap şişlerini yenisi ile değiştiren kebap ustası Süleyman Akdere ise, “Eskisi demir olduğundan temizliği zor oluyordu. Paslanma riski oluyordu. Bir kişi sürekli temizliğiyle uğraşıyordu. Şimdiki çelik şişler daha hijyenik, daha temiz, daha güzel. Temizlemesi kolay. Çok memnunuz” dedi.

'Nadir görülen bakteri'den zehirlenen çift yoğun bakımda (Paslı konservelere dikkat)

Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde, yedikleri gıdadan dolayı "clostridium botulinum" bakterisi nedeniyle zehirlendikleri belirlendi.

İlçeye bağlı Kayıkçılar köyünde ikamet eden Ramazan Yıldız (54), rahatsızlanması üzerine yakınları tarafından Çaycuma Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından Yıldız, özel bir hastanenin yoğun bakım servisine sevk edildi.

Yıldız'ın tedavisi sürdüğü sırada eşi Zuhriye Yıldız (53) da rahatsızlandı. Yediği gıdadan zehirlendikleri şüphesiyle Zuhriye Yıldız, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine kaldırıldı.

Burada yapılan testlerde, Yıldız'ın basınç ve sıcaklığa dayanıklı bir mikroorganizma olan "clostridium botulinum" bakterisi nedeniyle zehirlendiği tespit edildi. Çift, yedikleri gıdadan zehirlendiklerinin belirlenmesi üzerine bu hastanenin yoğun bakım servisine yatırıldı.

Yıldız çiftinin bilinçlerinin açık olduğu ancak sinir sistemlerine zarar veren bakteri nedeniyle hareket edemedikleri ve hayati tehlikelerinin sürdüğü öğrenildi.

''ÇOK TEHLİKELİ BİR ZEHİR''

Zonguldak BEÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Başhekim Yardımcısı Özcan Pişkin, gazetecilere yaptığı açıklamada, bu tür zehirlenmelerin nadir görüldüğünü söyledi.

Zehirlenme vakalarının konserve, fırında alüminyum folyoda pişirilen patates, ev yapımı salça ve süt ürünleriyle bulaşabileceğine dikkati çeken Pişkin, şöyle konuştu:

"Geçen pazartesi günü Çaycuma Devlet Hastanesindeki doktor arkadaş bizleri aradı. Bir hastasını, solunum sıkıntısı nedeniyle yatırdığını ve tanıyı koyamadığını aynı şekilde eşinin de bir gün önce solunum sıkıntısı yaşadığını Zonguldak merkezdeki özel bir hastanenin yoğun bakımına kaldırıldığını söyledi. Biz de hastayı bize göndermesini istedik. Hasta bize geldikten sonra yaptığımız tetkiklerde, vaka bizim normalde gördüğümüz zehirlenme tablosuna benzemiyordu, çünkü bütün tetkikler normaldi. Ulusal Zehir Danışma Merkezi ile irtibata geçtik. Yaptığımız görüşmeler, tetkikler neticesinde clostridium botulinum bakterisinin sebep olduğu botulinum toksini tanısını koyduk. Bu toksin oldukça nadir görülen yeryüzündeki en zehirli toksinlerden biri. Çok tehlikeli bir zehir. Bir gramı uygun verildiği takdirde 1 milyon insanı öldürecek kadar güçlü bir zehir."

''24 SAATTE MÜDAHALE GEREKTİYOR''

Pişkin, "Biraz geç kalsak da Ankara'dan hızlı bir şekilde antitoksinini onaydan geçirttik ve tedaviye başladık ancak çok fazla yanıt alamadık çünkü antitoksinin etki edebilmesi için ilk 24 saatte müdahale edilmesi gerekiyor. Şu an karı koca yoğun bakımda tedavileri devam ediyor." dedi.

Pişkin, çiftin en son ne yediğini bilmediklerini ve yakınlarının söylemlerinden yola çıktıklarına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Botulinum toksini nadir görülüyor ama yapılan çalışmalarda uygun koşullarda iyi pişirilmemiş konservelerden bulaşıyor. Yine yapılan çalışmalarda alüminyum folyoda fırında pişirilmiş patateste, ev yapımı salçada, süt ürünleriyle bulaşabildiği biliniyor. Ülkemizde en çok uygun ısıda ve uygun pişirilmemiş ev yapımı konservelerden bulaştığını biliyoruz. Hastamızın ne yediğini bilmiyoruz. Hasta yakınları net bir şey ifade etmiyorlar. Evde konserveleri varmış ama emin değiliz. Bir de hasta yakınları deve sucuğu yediğini ifade ettiler. Tarım İl Müdürlüğü konu hakkında çalışmalarını sürdürüyor."

''PASLI KONSERVELERE DİKKAT''

Kapağı şişen veya paslı olan kutu ve kavanozdaki konservelerin kesinlikle tüketilmemesi konusunda uyaran Pişkin, "Ayrıca renk değişimine uğramış kokusu değişmiş ürünlerin de tüketilmemesi ve bütün gıdaların uygun ısıda pişirildikten sonra tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Daha önce bu tip zehirlenme vakaları literatür çalışmasında var. Yine toplu yenen yemeklerden sonra Trabzon'da 24 vakalık bir seri var." ifadelerini kullandı.

Bu arada Ramazan Yıldız'ın ağabeyi Osman Yıldız da geçen hafta hastaneye kaldırdıkları kardeşi ve eşinin ne yediklerini bilmediklerini belirterek, "Ne yediklerine dair hiçbir fikrimiz yok. Bize söyledikleri sadece konserve kavanozundaki turşuyu açmışlar, bir de pekmez yemişler. Bizim kendimizin yaptığı doğal pekmezden yemişler." diye konuştu.

VİDEO: KAVANOZ KAPAKLARI KARABORSA OLDU

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır