kaynağı değiştir]
Selçuklu ordusu 10 Eylül veya 18 Eylül 1048 tarihinde Pasinler Ovasında 50.000 kişilik Rum, Ermeni, Gürcü ve Abazalardan kurulu bir Bizans ordusuyla karşılaştı. Selçuklu ordusunu Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yınal Bey'le amcaoğlu Kutalmış kumanda ediyordu.
Pasinler Muharebesi güneş battıktan sonra başladı ve tüm gece sürüp sabah "horoz ötümü" saatine kadar devam etti. Bizanslı güçler ve Bizanslı generaller Katakalon Kekavmenos ve Aaronios iki kanat komutanı idiler. Bizanslıların orta kanadı Gürcü ve onlara müttefik güçlere verilmişti ve orta kanat komutanı Gürcü prensi IV. Liparit idi. Selçuklular o zamana kadar Bizans ordularının alışmadığı çok değişik bir bozkır ordusu taktiği kullandı. Çarpışmalar Selçuklular hafif süvarilerinin tüm cephede saldırısı ile ve gayet şiddetli yakın savaşa girişmeleri ile başladı. Bizans iki kanadında bulunan Bizanslı general ve güçler Selçuklu ordusunu bu iki kanatta geri püskürttüler. Fakat orta kanatta İbrahim Yinal Bey ordusu Gürcüleri yenip komutanları olan IV. Liparit'i esir almayı başardılar. Bizanslıların bu orta kanadının çökmesi ve komutan IV. Liparit'in esir alınma haberi Bizanslı iki kanada ve komutanlarına erişmedi. Bizanslı güçler gece yapılan Selçuklu direnişine karşı ilerlemeye devam ettiler. Gün ağırıp "Horoz sesleri" duyulmaya başlayınca bu ilerlemeleri ve "galibiyetlerinin" Tanrı'nın kendilerine yardımı ile olup ona şükür etmeye başlamışlardı. Ama tam bu arada Bizans orta kanatın çöküp IV. Liparit'in yenilip esir alınma haberi onlara yetişti. Bu da yetişmezmiş gibi yaptıkları gece savaşının Selçuklu artçılarına karşı olduğunu ve İbrahim Yinal Bey'in ana ordusunun düşmanlarına hiç sezdirmeden muharebe alanından toplamış olduğu ganimetler ve almış olduğu tutsaklar ile birlikte gayet az bir zayiat vererek geri çekilmiş olduğunu anladılar.[2]
Savaşın sonunda Bizans İmparatorluğu’nun talebiyle iki devlet bir barış antlaşması imzalamıştır. Bu barışın hükümlerine göre Bizans İmparatorluğu; İstanbul’da Emeviler tarafından yaptırılan cami ve medresenin tamir edilmesini ve camiye Tuğrul Bey’in simgesi olan ok ve yay işaretlerinin işlenmesini kabul etmişlerdir.
Pasinler Savaşı Nedenleri
1048 yılında gerçekleşen ve Selçuklu Devleti’nin galibiyetiyle sonuçlanan Pasinler Savaşı nedenleri şu şekildedir:
Pasinler Savaşı Sonuçları
Pasinler Savaşı; Anadolu’nun kapılarını Türklere aralayan savaş olarak değerlendirilmektedir. Öne çıkan Pasinler Savaşı sonuçları ise şunlardır:
Pasinler Savaşı Önemi
1048 yılında gerçekleşen Pasinler Savaşı; 1306 yılına kadar sürecek olan Selçuklu – Bizans savaşlarının ilki olması açısından büyük bir öneme sahiptir. Selçukluların çok önemli bir stratejik galibiyet aldıkları Pasinler Savaşı ile Anadolu’nun kapıları Türkler için aralanmış ve Selçuklular büyük bir moral üstünlüğü sağlamışlardır. Ayrıca Pasinler Savaşı; Selçukluların Bizans İmparatorluğu’na karşı aldığı ilk savaş galibiyeti olarak da tarihi kaynaklarda yerini almıştır.
Pasinler Savaşı, 18 Eylül1048 tarihinde, Selçuklular ile Bizanslılar arasında yapılmış olan meydan muharebesine verile nisim.
Pasinler Savaşı Bizanslılarla yapılan yüzyıllık çarpışmalardaki ilk büyük meydan muharebesidir. Ayrıca Bizans'ın gücünü anlamak amacıyla yapılan bir savaştır.Selçuklu ordusu 18 Eylül 1048 tarihinde Pasinler Ovasında 50.000 kişilik Rum, Ermeni, Gürcü ve Abazalardan kurulu bir Bizans ordusuyla karşılaştı. Selçuklu ordusuna Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yınal Bey'le amcaoğlu Kutalmış kumanda ediyordu. Sabahtan akşama kadar süren bu muharebede, Malazgirt Savaşı gibi bozkır taktiği ile kazanılmış ve böyle bir taktiğe alışık olmayan rakiplerinin yok edilmesiyle sonuçlanmıştır. Bizans ordusuna kumanda eden Gürcü kökenli Liparit tutsak edilip ordusu yok edilmiştir. İbrahim İnal Bey, bu başarısından dolayı Tuğrul Bey'in kendisine vermek istediği büyük maddi hediyeleri kabul etmediği gibi, Tuğrul Bey de Liparit'in salıverilmesi için teklif ettiği büyük fidyeyi kabul etmeyerek Liparit'i salıvermiştir.
Bizans ve Gürcü kuvvetleri Pasinler çevresinde akınlarda bulunan Musa Yabgu’nun oğlu Hasan Bey komutasındaki Selçuklu birliklerini pusuya düşürdüler. Zap Suyu yöresindeki savaşta Hasan şehit oldu. (1047/8). Tuğrul Bey bu duruma çok üzüldü. Hasan’ın intikamını almak için İbrahim Yınal ve Kutalmış’ı görevlendirdi. İki komutan Erzurum’a doğru ilerlediler. Bizans, Gürcü ve Ermeniler’den oluşan düşmanı Pasinler Ovası’nda karşılayan Selçuklular büyük bir zafer kazandılar (1048). Gürcü Kralı Liparit esir alındı.Pasinler Savaşı düzenli Selçuklu ordularının Anadolu’da kazandığı ilk büyük savaş olması sebebiyle önemlidir. Daha önceki devrede mücadele vur kaç taktiği güden Türkmenler tarafından gerçekleştirilirken, bu savaşta Selçuklu hanedanına mensup kişilerin komutasındaki ordu kullanılmıştır. Nitekim Bizans yenilgiyi kabul ederek Selçuklu devletiyle barış anlaşması yapar. Bu barışa göre Bizans imparatoru, IX. yüzyılda yapılan ancak sonra yıkılan İstanbul’daki camiyi tamir etmeyi ve burada Tuğrul Bey adına hutbe okutmayı kabul eder. Ancak vergi vermeyi reddeder.Tuğrul Bey’in Anadolu Seferi: Vergi ödemeyi reddeden imparatorun Doğu Anadolu’ya ordu sevk etmesi üzerine Tuğrul Bey bizzat sefere çıkar (1054). Erciş, Bayburt, Kemah ve Erzincan ele geçirilir.
Malazgirt’i kuşatan Tuğrul Bey, kışın yaklaşması üzerine ordusunu geri çekerek, Rey‘e döner. Bu seferden sonra Anadolu’nun fethi için Çağrı Bey’in oğlu Yakuti görevlendirilir (1057). Yakuti Yakuti Sivas’ı alır ve Kayseri’ye kadar ilerler. Öte yandan Kars ve Ani kuşatılır. Dinar Bey’e bağlı birlikler de Malatya civarına inerler. Bu akınlar Alp Arslan zamanına kadar devam etmiştir.
Bizans imparatoru IX. Konstantinos güney Kafkaslar bölgesinde Bizans gücünü göstermekte idi. 1040'ta çocuksuz varissiz ölen Ermeni Bagratuni Krallığı kralının yokluğunda başkent Ani'de hüküm süren vali Başpiskopos Petros Getadarts 1045'te Ani'yi Bizans İmparatorluğu'na vermişti. Bu topraklar Bizanslılar tarafından ilhak edilmiş ve "İberya Theması" ile birleştirilip Bizans İmparatorluğu'na bağlı "İberiya-Ani Theması" kurulmuştu. Bizanslılar ayrıca Gürcü KralıIV. Bagrat'a karşı önce destek sağlayıp sonra isyan etmiş olan geleneksel Gürcistan'ın en önemli soylu Liparitid-Baguaşı klanının başında olan "Kldekarı ve Trialeti Dükü" IV. Liparit'a bu mücadelesinde askeri destek sağlamışlardı ve onu Bizans İmparatorluğu, "magistros" unvanı ile taltif etmişler ve bu görevle onu bir Bizans yöneticisi olarak kabul etmişlerdi.
Bu gelişme ile, Bizans İmparatorluğu ile güneyden Azerbaycan üzerinden Türkmen göçleri ile ilerlemekte olan Selçuklular ile komşu olmuşlardı. Selçuklular Bizans'ın gücünü anlamak amacıyla Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yınal Bey'in önderliği altından Anadolu'ya 1048 yazında bir askeri akın yapmıştı. Bu akından dönmekte iken Selçuklular ordusu Bizans'ın "İberya ve Ani Theması" içinde çok hareketli bir ticaret merkezi olan (modern Erzurum yanında bulunan) "Arzen" veya "Arte" kentini de ele geçirip yakmışlardı.
Bizans İmparatoru olan IX. Konstantinos Bu Selçuklular akınını durdurmak için "İberiya-Ani Theması"ndaki Bizans ordusunun generalleri Katakalon Kekavmenos ile Aaronios'u görevlendirmişti. Ama bu generallere Gürcü Krallığı ordularının yetişip onlara bağlanmadan gayet temkinli davranıp Selçuklularla çatışmama emri vermişti. İmparator Bizans devleti görevi ve Bizans "magistros" unvanı taşıyan Gürcü "Kldekarı ve Trialeti Dükü" IV. Liparit'i kendi Gürcü ordusu ile Bizans ordusuna destek sağlamaya çağırmıştı. Böylece Bizans generalleri Kekavmenos ile Aaronios ve Gürcü IV. Liparait komutasında yaklaşık 50,000 askerlik bir Bizans-Gürcü ordusu toplandı. Bu büyük Bizans-Gürcü ordusu akıncı Selçukluları durdurma ve elimine etme hedefi ile Pasinler ovasında (o zamanki Kapetrou) da Selçuklu ordusu ile muharebeye girişmek için düzen aldılar.