peygamberimizin hayatı yazısı / Muhammed - Vikipedi

Peygamberimizin Hayatı Yazısı

peygamberimizin hayatı yazısı

Muhammed

Başlığın diğer anlamları için Muhammed (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Muhammed[a] (Arapça:&#;مُحَمَّد, y. - 8 Haziran ),[b]Arap dinî ve siyasi lider. Muhammed, dünyanın en geniş ikinci diniİslam'ın kurucusu ve merkezî figürüdür. Arap Yarımadası'nın tamamını ele geçirerek Müslüman hâkimiyetini tek bir yönetim altında birleştirmiş ve böylece İslam'ın kutsal kitabı olan Kur'an'ın yanı sıra, öğretileri ile uygulamalarını güvence altına alarak İslami dinî inancın temelini oluşturmuştur. İslami öğretiye göre; Âdem, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerin daha sonradan tahrif edilmiş tek tanrılı dinlerini onaran ve tamamlayan kişi ve Allah'ın insanlara gönderdiği son peygamber olduğuna inanılır.[c]

Kaynaklara göre MS civarında Arabistan'ın Mekke şehrinde, o zamanlar ticaret, bilim, sanat ve kültür merkezlerinin çok uzağında olan, dünyanın geri kalmış bir yerinde doğan Muhammed, hayatının ilk yıllarında hem öksüz hem yetim kalınca, amcası Ebu Talib'in koruması ve gözetimi altında büyüdü. 25 yaşındayken, Mekke'nin zengin ve dul kadınlarından biri olan Hatice isminde birisiyle evlendi. Kırk yaşında, düzenli olarak bazı geceler inzivaya çekildiği Hira Mağarası'nda iken, MelekCebrâil'in kendisine gelerek Allah'ın ilk vahyini ilettiğini duyurdu. Aldığını söylediği vahiylerle birlikte üç yıl sonra, "tevhit" inancını açıkça ilan ederek insanları yeni bir dine[d]davet etmeye başladı ki bu, İslam inancına göre diğer peygamberlerin de öğrettiği[6][7] "Allah'a teslimiyet"tir.[8] İslamî kaynaklar, okuma ve yazmasının olmadığını belirtmektedir.[9]

Başlarda Muhammed kendisine az sayıda destekçi buldu ve kimi Mekkeli kabilelerin ve hatta akrabalarının düşmanlıklarıyla karşı karşıya kaldı. Kendisine ve kendi inancını benimseyenlere yapılan eziyetten kaçmak için ilk önce bazı Müslümanları yılında Habeşistan'a gönderdi, ardından 'de destekçileriyle birlikte Medine'ye göç etti. "Hicret" adı verilen bu olay, daha sonradan Hicrî takvim olarak da bilinen İslamî takvimin başlangıcı kabul edildi. Muhammed Medine'ye geldiğinde, "Medine Sözleşmesi" adı verilen bir anayasayla kabileleri tek bir çatı altında topladı ve İslam'ı buradan yaymaya devam etti. Mekkeli kabileler ile aralıklarla sekiz yıl süren çatışmaların ardından büyük bir Müslüman ordusu kurarak 'da Mekke'yi ele geçirdi. Ayrıca döneminde Habeşistan Krallığı, Doğu Roma İmparatorluğu, Sasani İmparatorluğu, Gassaniler, Mısır Valiliği, Umman ve Yemen krallıkları başta olmak üzere birçok devletin hükümdarlarına elçiler aracılığıyla mektuplar gönderdi.[10][11]

'de, Veda Haccı'nı tamamladıktan ve Veda Hutbesi'ni verdikten birkaç ay sonra hastalandı ve Medine'de öldü. Ölümünden önce Arap Yarımadası'nın büyük bir kısmının İslam'ı benimseme süreci tamamlanmıştı.[12]

İslam'a göre, Muhammed'in ölümüne kadar Allah tarafından vahyedilen tüm sözler (ayet), dinin temeli olarak kabul edilen kutsal kitap Kur'an'ı oluşturdu. Kur'an'ın yanı sıra; Muhammed'in hayatı, uygulamaları ve sözleri de Müslümanlar tarafından kabul görerek İslam hukukuna kaynak teşkil etti.

İsim ve unvanlar

Ana madde: Muhammed'in isimleri

İslam toplumunda Muhammed'e verilen çok sayıda isim (unvan) bulunur. Bu isimler, Muhammed'e Kur'an'da verilenler, hadislerde verilenler, ilahi kitaplarda verildiği ileri sürülen isimler ve Esma-ül Hüsna ile aynı olan isimler olarak sınıflandırılmıştır. Osmanlı âlimi Müstakimzâde Süleyman Sadeddîn (), "Mir'âtü’s-Safâ fî Nuhbeti Esmâi’l-Mustafa" isimli risalesinde Muhammed’in 99 ismini açıklamıştır.[13][14][15][16]

Tam adı "Ebû’l-Kâsım Muhammed ibn-i 'Abd Allâh ibn-i 'Abd’ûl-Muttâlib ibn-i Hâşim ibn-i 'Abd Menâf El Kureyşî" (Arapça:&#;محمد بن عبد الله بن عبد المطلب بن هاشم بن عبد مناف القرشي) ya da daha kısa olan "Ebû'l-Kâsım Muhammed bin 'Abd Allâh bin 'Abd’ûl-MuttâlibEl Hâşimî" olarak geçer. Bu isim Türkçeye, "Kureyşli 'Abd'ûl-Menâf oğlu Hâşim oğlu 'Abd’ûl-Muttâlib oğlu 'Abd Allâh oğlu Kâsım’ın babası Muhammed" olarak tercüme edilebilir.

Ayrıca, yaşadığı toplumda onun El-Emin (emin kişi, dürüst kişi) manasında Muhammed-ül Emin olarak adlandırıldığı da söylenmektedir.[17]

Muhammed, Arapçada "övgü" kökü olan hamd fiilinden türetilmiştir. "Övgü alan, övülen" manasına gelir. Ayrıca halk tarafından "Mustafa, Mahmud veya Ahmed" isimleriyle de anılır. Mustafa, Arapçada "seçilmiş"; Ahmed ise "daha çok övülen" demektir. Künyesi ise Ebu'l-Kasım, yani "Kasım'ın Babası"dır. Künye, Arap toplumlarında, kişinin ilk doğan erkek çocuğunun ismine nazaran verilir. Bunun yanı sıra Muhammed, kendisini Ebu'l benat, yani "Kızlar Babası" olarak da tanıtmıştır. Zira O'nun 7 çocuğundan 4'ü kızdır.

Kur'an'a göre Muhammed'in geleceği Tevrat'ta ve İncil'de bildirilmiştir.[18][19] Konuyla ilgili olan bir hadise göre, Muhammed kendisiyle ilgili olarak, "Benim ismim Kur'an'da Muhammed, İncil'de Ahmed, Tevrat'ta Ahyed'dir." demiştir.[20][21][22]

AlmanoryantalistVolker Popp, Muhammed (kutsanmış olan) ve Ali (yüce olan) sözcüklerinin isim olarak değil, unvan olarak ortaya çıktığını öne sürmüştür.[23]

Erken yaşam

Ana madde: Muhammed'in tarihselliği

Soyu

Ana maddeler: Adnaniler, Kureyş ve Muhammed'in soyu

Muhammed'in anne ve babasının, ortak ataları olan Mürre bin Ka’b'a dayanan soy haritası.

Rivayet kültürüne göre Muhammed, İbrahim'in büyük oğlu İsmail'in soyundan, Adnaniler kavmine uzanan bir soy hattından, Kureyş kabilesinin Haşimoğulları sülalesinden gelir. Buna göre soy silsilesi şöyledir: Muhammed, Abdullah, Abdülmuttalib (Şeybe), Hâşim, Abd-i Menaf (Muğire), Kusayy, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Hüzeyme, Müdrike (Amir), İlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan.[24][25][26][27][28]

Ayrıca Muhammed, kendi soyunun İbrahim'den geldiğini de ifade eder: "Allah, İbrahimoğullarından İsmail'i, İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyş'i, Kureyş'ten Benî Hâşim'i, Benî Hâşim'den de beni seçmiştir."[29]

Revizyonist tarih araştırmacılarının söyledikleri ve iddia ettiklerine göre, Muhammed Tay kabilesine aittir. Bu kapsamda, Kur'an içeriğinde yer alan kelimelere geleneksel olarak yüklenen karşılıkların yeniden anlamlandırılması gerekecektir. Örneğin Tebbet Suresi'ndeki "Ebu Leheb ve eşi", rivayetlerde geçtiği gibi Muhammed'in ona kötülük yapan amcası ve eşinin değil, ateşperestİran şahı II. Hüsrev ve eşi Şirin'in sembolik anlatımı olur.[30]Kureyş ise, Muhammed'in mensubu olduğu kabilenin değil, yine İran'da Ahameniş İmparatorluğu'nu kurarak YahudileriBabil Sürgünü'nden kurtaran ve Yahudiler arasında büyük bir saygınlıkla anılan Pers İmparatoru Büyük Kiros'un adıydı.[31][32] Muhammed'in kabilesi Kureyş'in, antik bir Arap uygarlığı olan Nebatîlerin bir kabilesi olduğu da kayıtlardadır.[33]

Doğum tarihi

Ana maddeler: Fil Yılı ve Mevlit

Muhammed'in zamanında Arap Yarımadası'ndaki büyük kabileler ve yerleşimleri.

Lawrence Conrad sözlü dönem sonrası[34] erken dönemde yazılan biyografi kitaplarını inceler ve bu eserlerde Muhammed'in doğum tarihiyle ilgili 85 yıllık bir zaman aralığının sergilendiğini görür. Conrad bunu hikâyedeki "akışkanlığın (evrimsel süreç) halen devam etmekte olması" olarak tanımlar.[35] Ancak yaygın kabul gören rivayetlerde Muhammed, İslam tarihinde "Fil Yılı" olarak adlandırılan dönemde Mekke'de doğmuştur.[36] Bahsedilen bu tarih, rivayetlere göre Habeşistan'daki Aksum Krallığı'na bağlı olan Yemen kralı Ebrehe'nin büyük bir fil ordusuyla birlikte Kâbe'ye yaptığı başarısız saldırı girişiminin gerçekleştiği yıldır. Bu tarih kesin olarak bilinmemekte ve geriye dönük yapılan hesaplamalar ile bazı kaynaklarda 17 Haziran ,[36] ,[37]Mısırlı bilgin Mahmud Paşa el-Felekî gibi bazı kaynaklarda ise 20 Nisan [38] olarak geçmektedir. İngiliz yazar Beaumont Burnaby Sherrard, el-Felekî'nin hesaplamalarındaki bazı yanlışları ortaya koymuştur.[39]

İslami kaynaklarda ağırlıklı olarak Muhammed'in, milattan sonra yılında, "Fil Vakası"nın olduğu yılda, 12 Rebiülevvel (20 Nisan) Pazartesi gecesi, yani Arapların takvim başı olarak kullandıkları "Fil Vakası"ndan yaklaşık 52 gün sonra doğduğu belirtilmektedir.[38]Siyer ve İslam tarihi yazarları, bu doğumun Rebiülevvel ayında bir pazartesi günü sabaha karşı, gün doğumundan hemen önce olduğu konusunda genel olarak ittifak etmişlerse de, ayın kaçıncı günü olduğu konusunda bir görüş birliğine varamamışlardır.[38]

Bu konudaki ihtilafların rivayet çeşitliliğinden kaynaklanmasının yanı sıra, Ay takvimininGüneş takviminden farklı olması ve Araplardaki nesi[40][41] uygulamasından da kaynaklandığı günümüzde ifade edilmektedir.[42]

Biyografik bilgi kaynakları

Ana maddeler: Revizyonist İslam Araştırmaları Okulu, Erken İslam Tarihçiliği ve Muhammed'in aştinamesi

Sözlü kültür ve hadisler

Muhammed ve çağdaşları ile ilgili en dikkat çeken konu hadis ve siyer olarak derlenen bilgilerin yıllık bir sözlü kültür dönemi sonrasında yazılmaya başlanması ve hikayenin bundan sonra bile "evrimleşerek" ilerlemesidir.[43][44] Bu rivayetlerin bazıları İslam dışı kaynaklarca desteklenmemekte ve bazıları da kendi içerisinde çelişkiler taşımaktadır.[45] Rivayetlere dayalı olan kayıtlarda olayın yaşandığı günlerde anlatılanlar büyük ölçüde gerçekliğini korurken, zaman içerisinde değişikliğe uğrayarak birkaç nesil sonra tarihi realiteden tamamen uzaklaşır.[46][47] Hadis ve siyer kaynaklarında Muhammed'in hayatı ile hiçbir bağlantısı olmayan hikâyelerin, Muhammed'in hikâyesine birtakım değişiklikler yapılarak eklemlenmiş olabileceği sıklıkla dile getirilen konulardandır. Filistinli profesör Sami Ezzib, bu konuda dikkat çeken bir ifade ile, Muhammed'e isnat edilebilmiş olan Hayber Muharebesi ve Kureyza Muharebesi gibi olayların Yahudi kutsal kitabında yer aldığını, ancak bu kaynağa göre Yahudilerin Yahudi olmayanları katlettikleri bilgisini vermektedir.[48]

Rivayet kültürüne dayalı eserler dışında; İslam'ın erken tarihi, ne zaman ortaya çıktığı, hangi coğrafyada doğup dünyaya yayıldığı konusu günümüzde tartışmalığını korumakta, bu konuda geleneksel anlatımların işaret edildiği Mekke'yi dışlayan ''Petra'' başta olmak üzere farklı coğrafyalara işaret eden teoriler ve iddialar ileriye sürülmektedir.[49] Söz konusu tartışmalarda Petra, Petra'nın kuzeyinde bir bölge, Kufe ve Hîre (Güney Irak) bölgeleri öne çıkmaktadır. Bizans kronikleri, Hristiyan din adamlarının kayıtları, basılı paralar, Abbâsîler döneminde İslam’ın erken hikâyesinin yazılma sürecine katılan hadisçi ve tarihçilerin yaşam bölgeleri, Hîre ile Medine gibi bazı antik şehirlerin isimleri ve diğer bulgular, Muhammed’in ve erken dönem İslam coğrafyasının Güney Irak bölgesi ile ilişkilendirilmesine ve Muhammed’in hayat hikâyesinin birden fazla kişinin hikâyelerinin birleşimi olabileceği kanaatine yol açmıştır.[50][51][52][53]

Kur'an

Kûfistiliyle yazılmış erken dönem Kuran'dan bir folyo (Abbasidönemi, 8. – 9. yüzyıllar)

Kur'an, İslam'ın ana kaynağı olan kutsal metindir. Müslümanlar tarafından Allah'ın son sözü olduğuna ve Cebrâîl aracılığıyla ilki 'da olmak üzere 22 yılda Muhammed'e bildirildiğine inanılır.[54] Kur'an, Muhammed'in kronolojik biyografisi hakkında bilgi edinilmesine çok az yardım eder ve ayetlerin çoğunda söylenme sebebini öne çıkaran herhangi bir tarihsel bağlamdan bahis bulunmamaktadır.[55][56][57]

Kanadalı yazar Dan Gibson, Kur'an'da kullanılan dilin başlangıçta saf Arapça olmadığı ve yazım dönemi itibarıyla sadece Petra bölgesinde kullanılan bir Arap dil yapısının Kur'an'da kullanıldığını söylemektedir.[58]

Arkeolojik bulgular

İslam coğrafyasında saklanan ve zaman zaman ziyaret ve dolaşıma sokulan, Muhammed'in yaşamı ile ilgili belge değerleri tarihleme, genetik aidiyet testi gibi metotlarla kanıtlanmaya muhtaç Medine sözleşmesi, Muhammed'in aştinamesi, devlet başkanları ve valilere yazdığı ileri sürülen mektuplar yanında kıl, sakal, hırka, nalın vb. malzemelerden oluşur.

İslamiyet öncesi Arap Yarımadası

Ana maddeler: İslam öncesi Arabistan ve Arap mitolojisi

İslam öncesi Arap Yarımadası'nda, sert çevre koşullarına ve yaşam tarzına uyum sağlayarak çöl koşullarında hayatta kalabilmek, insanların ortak bir şekilde yaşamasına yol açmıştı. Böylece, ortaya çıkan aşiretlerin oluşumu kan bağına dayanmaktaydı.[59] Yerli Araplar, hem göçebe hem de yerleşik bir hayat sürüyorlardı. Göçebeler daha fazla su ve mera bulmak için topluca sürekli bir yerden diğerine giderken, yerleşik hayat sürenler ise ticaret ve tarımla uğraşıyorlardı. Kervanlara ya da vahalara saldırmak da göçebelerin hayatının bir parçasıydı ve bunu bir suç olarak görmüyorlardı.[60][61]

Bizans ve Sasani imparatorlukları, İslamiyet öncesinde Orta Doğu'yu kontrol eden iki büyük güçtü. Yüzyıllarca devam eden Pers-Roma Savaşları bölgeyi iyice zarara uğratmıştı. Bölgede PerslerinLahmîler ve Romalıların da Gassaniler gibi vasal devletçikleri bulunuyordu. Arabistan Yarımadası, oldukça kurak ve volkanik olduğu için, vaha ve su kaynaklarının olduğu yerler haricinde burada tarım yapılması zordu. Genel görünümü, çöl içerisinde dağılmış nokta şeklindeki köyler ve şehirler gibiydi. Mekke ve Medine bu şehirlerin en önemlilerindendi. Medine, gelişmekte olan büyük bir tarım yerleşim yeriyken, Mekke ise birçok aşiretle çevrilmiş önemli bir finans ve hac dolayısıyla bir ziyaret merkeziydi.[62] Muhammed'in yaşamının ilk yıllarında, ait olduğu Kureyş kabilesi Batı Arabistan'da baskın bir güç hâline geldi.[63][64] Kureyşliler, Batı Arabistan'daki birçok kabilenin üyelerini Kâbe'ye bağlayan ve bu Mekke mabedinin prestijini pekiştiren bir kült birliğini kurdular.[64]

Cahiliye argümanı

Ana madde: Cahiliye Dönemi

İslamî literatürde, Arap toplumunun İslam öncesi dönemine ''Cahiliye Dönemi'' adı verilmektedir. Terim, Kur'an ve hadislerde Arapların İslam'dan önceki inanç, tutum ve davranışlarını İslamî dönemden ayırt etmek veya benimsetmek için kullanılır. Fuhuş, zina, hırsızlık, putlara tapılması, adaletsizlik ve köleliğin olağan görülmesi bu dönemin özelliği olarak görülür.[65]

İslam tarihçiliğine göre, Cahiliye Dönemi şiirlerindeki kadın algısı sosyal hayata yansımamıştır. Kadınlar alt tabaka insanı olarak görülmüştür. Üst sınırı olmayan çok eşli evlilik yaygındı. Fuhuş bir meslek hâlini almıştı ve köle sahipleri de kölelerini bu işe zorlamaktaydı. Kadınlar, babalarının veya eşlerinin miraslarından pay alma hakkına sahip değildi. Evlatlar isterlerse, babalarının ölümünün ardından üvey anneleriyle evlenebilirdi. Boşanma hakkı da erkeğe ait ve sınırsızdı. Soylular, kızları olduğunda bunu bir utanç kaynağı olarak görüp onları öldürebilmekteydi.[66] İslam toplumunun belleğinde, bu dönemde kızların diri diri toprağa gömüldüğü yönündeki rivayetler de önemli yer tutar.[67]Kurban sunma veya diğer nedenlerle yapılan çocuk katliamı konusunda Arapların diğer milletlerden çok da farklı olmadıkları, ifade edilen bir diğer noktadır.[68]

Tapınma

İslam öncesi Arabistan'da her bir aşiret, kendi tanrı ve tanrıçalarını koruyucu olarak görür, bu tanrı ve tanrıçaların ruhları kutsal ağaçlar, taşlar, su kaynakları ve kuyularla ilişkilendirilirdi. Arap mitolojisindeputlar, sembolize ettikleri tanrı veya tanrıçalar nedeniyle kutsal sayılmaktaydılar ve en önemli tapınım aracıydılar. İslam öncesinde, Arap Yarımadası'nda çok sayıda kutsal mekan ve buralarda inşa edilen kübik ilah evleri (Kâbe) bulunduğu, kutsal kabul edilen mekanlar ve ilah evlerinin Araplarca haram aylar boyunca ziyaret edilerek buralarda değişik tapınmaların gerçekleştirildiği bilinmektedir.[69]

Mekke'deki Kâbe, aşiretlerin koruyucu tanrılarının tane put heykeline ev sahipliği yapıyordu. Kâbe'deki El-Manât, El-Lât ve El-Uzzâ ismindeki üç tanrıçanın baştanrı Al-İlah'ın kızları olduğuna inanılıyordu. Buna karşılık Hristiyanlar ve Yahudiler dahil olmak üzere Arabistan'da tek tanrı inancına sahip çeşitli topluluklar da vardı.[70] Yerli Araplardan olan Hanifler de bunlardan birisiydi[71] ve bazen yanlış bir şekilde Hristiyanlar ve Yahudiler arasında sınıflandırılıyorlardı.[72] Müslüman inancına göre, Muhammed de bir Hanif idi ve İbrahim'in oğlu İsmail'in soyundan gelmekteydi.[73][74]

Peygamber beklentisi

Klasik dinî anlatılarda, İslam öncesinde, kendilerine mistik özellikler de atfedilen Haniflik inancına sahip Arap şairlerinin, kendi nutuklarında yakın zamanda bir peygamberin geleceğini bildirdikleri söylenir. Kur'an'da kehanet ve benzeri uygulamalar hoş karşılanmadığı hâlde, İslam toplumunda bu tür konuşmalar önemsenen konuşmalardı.[75]

Kur'an ifadesine göre Muhammed'in geleceği İsa tarafından müjdelenir: "Hani, Meryem oğlu İsa, "Ey İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici (olarak gönderdiği) peygamberiyim!" (Saff Suresi: 6)

Muhammed'e isnat edilen bir sözde de "Benim ismim Kur'an'da Muhammed, İncil'de Ahmed, Tevrat'ta Ahyed'dir." ifadesi kullanılır.[76]

Ancak bahsedilen isimler Kanonikİncillerde bulunmamaktadır. Buna karşılık bazı İslam bilginleri, Yuhanna İncili'nde geçen "Faraklit" sözcüğünün Muhammed'i işaret ettiğini savunur.[77] Faraklit'in anlamı ise Kutsal Ruh'tur. Yuhanna bölümde geçen ayetlere göre İsa, Faraklit ("Gerçeğin Ruhu") ile ilgili olarak, "Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür, ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır." demiştir.[78][79]

yüzyıl Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi,[80][81]Seyahatnâme adlı eserinde, İslam'da İsa'nın havarilerinden biri olarak kabul edilen Şem'un-u Safa'nın[82] (Simun Petrus) Lübnan'ın güneyindeki Nakura şehri yakınlarındaki türbesinde bulduğu İncil nüshasını incelediğini, Muhammed'i müjdeleyen ayetin o nüshada mevcut olduğunu iddia etmektedir.[83][84] Evliya Çelebi'nin, bizzat Şem'un-u Safa tarafından yazıldığını naklettiği bu elyazması İncil bulunamamıştır.

Mekke hayatı

Ana madde: Muhammed'in Mekke dönemi

Genel bakış

Muhammed, bazı kaynaklara göre ,[37][85][86] bazı kaynaklara göre ise [38] yılında Arabistan'ın Mekke şehrinde dünyaya geldi.[37][85] Doğumundan önce babasını, 6 yaşında ise annesini kaybeden Muhammed, amcası Ebu Talib tarafından büyütülüp gözetildi. İlerleyen yıllarda çobanlık yaptı, çoğunlukla ise tüccar olarak çalıştı. İlk kez 25 yaşındayken, 40 yaşındaki zengin bir dul olan, Mekke'nin ünlü ve soylu şahsiyetlerinden Hatice ile evlendi.[87][88]

Muhammed'in bazı geceler, Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası'nda düzenli aralıklarla inzivaya çekilip dua etme alışkanlığı vardı. Bu alışkanlık 35 yaşından sonra yaygınlaştı. 40 yaşında oradayken,[37] İslami inanışa göre Kur'an'da yer alacak ilk ayetler Muhammed'e indirildi ve Muhammed, bunların kendisine görünen Cebrail meleği aracılığıyla indirildiğini söyledi. İlk başta yakınlarını uyaran Muhammed, üç yıl sonra da insanları topluca İslam'a davet etmeye başladı. Allah'ın bir olduğunu, Allah tarafından kabul görmenin tek yolunun Allah'a teslim olmak olduğunu öğretti. Kendisinin Allah'ın peygamberi ve resulü olduğunu, diğer peygamberler ile aynı kandan geldiğini anlattı.[6][7][89]

İlk başta kendisine az sayıda takipçi bulan Muhammed, Mekke'de bazı aşiretlerin, hatta bazı akrabalarının düşmanlığıyla karşılaştı. Bu dönemde taraftarlarının şiddet içeren ağır muameleler görmesi sebebiyle, bazı takipçilerini yılında Habeşistan'daki Aksum Krallığı'na gönderdi. yılına gelindiğinde de, kendisine inananlarla birlikte topluca Medine'ye göç etti

Muhammed, Medine'ye geldiğinde Medine Sözleşmesi ile oradaki aşiretleri tek çatı altında birleştirdi. Mekke kabileleri ve paganları ile aralıklı olarak süren sekiz yıllık savaşlardan sonra, kendisine iman edenlerin sayısı 'i aşmıştı. yılında, kişilik büyük bir Müslüman ordusunun başında,[90] Mekke'nin kuşatılması sonrasında yapılan antlaşma ile kansız bir şekilde Mekke'nin kontrolünü eline aldı.[90][91] Şehre girip tüm putları yıktı ve daha sonra takipçilerini Doğu Arabistan'da geriye kalan tüm putperest tapınakları yıkmaları için yolladı.[92][93] Kısa sürede yapılan birçok sefer ve gazadan sonra Arabistan'ın büyük bölümünü ele geçirdi. Muhammed yılında, Veda Haccı'ndan ve Veda Hutbesi ile Arafat Dağı'nda 'den fazla Müslümana topluca seslendikten sonra Medine'ye döndü. Bundan birkaç ay sonra hastalandı ve Medine'de öldü. Ölüm vaktine kadar Arap Yarımadası'nın çoğu Müslüman olmuş, Arabistan'ı tek devlet altında birleştirmişti.[94][95]

Çocukluğu ve gençlik yılları

Mekke'de günümüzde kütüphane olarak kullanılan bu yapının Muhammed'in bizzat doğduğu yerde bulunduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle yapı, "Beytü'l Mevlid" olarak da anılmaktadır.

Muhammed'in babası Abdullah bin Abdülmuttalib, annesi ise Hazrec kabilesinden Nennaceler'den, Vehb bin Abdülmenaf'ın kızı Âmine'dir. Muhammed, doğumundan yaklaşık beş-altı ay önce babası Abdullah'ı kaybetti. Bunun üzerine, yetiştirilmesini dedesi Abdülmuttalib üzerine aldı ve torununa "Muhammed" adını verdi. Annesi Amine, çocuğunu iyice emziremedi. Muhammed'i bir süre, amcası Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe emzirdi.[42] Sonra, o sıralarda Mekke'ye süt çocuğu bulmak için gelen, Beni Sa'd kabilesinden Halime adlı bir kadına süt anneliği yapmak amacıyla emanet edildi.[38][96][97] Muhammed yaklaşık dört yaşına kadar, annesi Amine'nin de gözetimiyle birlikte süt annesi Halime'nin yanında kaldı, daha sonra da Mekke’ye, annesinin yanına geri döndü. Dört yaşından altı yaşına kadar, öz annesi Amine ile birlikte kaldı, onun şefkat ve özeni ile yetişip büyüdü.[38]

Muhammed'in annesi Amine'nin 'de tahribata uğrayan eski mezarı.

Muhammed altı yaşındayken, annesi Amine ve dadısı Ümmü Eymen ile birlikte babasının kabrini görmek ve bazı akrabalarını ziyaret etmek için Medine'ye gitti. Medine'de, akrabaları Neccâroğulları'nda bir ay kadar kaldıktan sonra, Mekke'ye dönüş yolundaki Ebva köyüne ulaştıklarında annesi hastalandı. Annesi orada öldü ve orada defnedildi. Dadısı Ümmü Eymen, Muhammed'i Mekke’ye getirip dedesi Abdülmuttalib'e teslim etti.

Altı yaşından sekiz yaşına kadar, ona dedesi Abdülmuttalib baktı. Abdülmuttalib, yaş itibarıyla seksen yaşını aşmış bir ihtiyardı. Muhammed sekiz yaşında iken, dedesi de hastalandı ve öldü. Dedesi ölmeden önce, onu yetiştirmesi için, oğlu Ebû Tâlib'e emanet bıraktı. Kimi kaynaklara göre ise Abdülmuttalib, Muhammed'in iki öz amcası olan Ebu Talib ile Zübeyr arasında kura çekilmesini istedi ve kura Ebu Talib'e çıktı.[38]

Rivayetlere göre Muhammed 12 yaşındayken, amcası Ebu Talib ticaret yapmak için gittiği Suriye'ye onu da götürmüş, bu gezide Bizans hakimiyetindeki Busra kasabasında Bahira isminde Hristiyan bir rahip, onun son peygamber olacağını haber vermiştir. Sonraki yıllarda Muhammed, 17 yaşındayken diğer öz amcası Zübeyr bin Abdülmuttalib ile ticaret için Yemen'e gitti. Yapılan bu gezilerin Muhammed'in bilgi, görgü ve zihinsel alt yapısının oluşumunda etkin bir rol oynadığına inanılmaktadır. Ayrıca gençliğinde amcaları ile birlikte Kureyş ve Kays kabileleri arasındaki Ficâr Savaşları'na da katıldı. Bu savaşlarda kılıç kullanıp dövüşmek yerine, atılan okları toplayıp amcalarına veriyordu.[65]

Hatice ile evliliği

Muhammed, zaman zaman Mekke'ye beş kilometre uzaklıktaki Nur Dağı'nda bulunan Hira Mağarası'na çekilip orada tefekkür ederdi.

Muhammed ilk başlarda, amcası Ebu Talib'e maddi yardım sağlamak amacıyla çobanlık yaptı. Biraz daha büyüyünce ticaretle uğraşmaya başladı. Ticarete olan ilgisi, daha sonra kendisi ile evlendiği Hatice ile tanışmasına neden oldu ve onunla iş birliği yapıp onun sermayesi ile ticarete başladı.[98] Muhammed, ticaretindeki dürüstlüğünden dolayı Mekke halkı tarafından "güvenilir" anlamına gelen "El-Emin" (الامين) olarak tanındı ve zaman zaman kimi anlaşmazlıklar için tarafsız bir hakem olarak arandı.

Hatice, birkaç ticari iş ortaklığından sonra Muhammed'in dürüstlüğüne hayran kaldı, ondan iyice etkilendi ve arkadaşı Nefise bint Ümeyye aracılığıyla ona evlenme teklif etti. Muhammed, Hatice'nin teklifini kabul etti ve amcaları aracılığıyla gidip Hatice'yi istediler. Evlendiklerinde Muhammed'in 25, Hatice'nin ise 40 yaşında olduğu söylenir.

Muhammed'in, gençliğinde çevresinden gelen paganist görüş ve uygulamalarla ilgilenmediğine inanılır. Buna göre kendisi, aynı dönemde herhangi bir puta tapmamakla birlikte, başkalarının tapınmalarına da açıkça karşı çıkmadı. Mekke halkının adaletsiz, çirkin ve şirk dolu yaşamını pek beğenmiyor, o da çareyi yalnız kalarak ve tefekkür ederek buluyordu.

Kur'an'daki şu ayetler, Muhammed'in İslam öncesi durumunu anlatmaktadır:[99]

Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin [Şûrâ Suresi: 52]
(Allah), seni yolunu kaybetmiş (şaşırmış) olarak bulup da yola iletmedi mi? [Duha Suresi: 7]

Kâbe hakemliği yapması

Muhammed'in 35 yaşlarındayken, Kâbe'nin bazı kısımlarının Mekke'de sık sık yaşanan ani su taşkınlarından dolayı aşınması ve birileri tarafından tahrip edilmesinden sonra, Kâbe'nin tamirinde rol oynadığı söylenir.[]

Yaşananlardan sonra Kureyş kabilesi, Kâbe'yi İbrahim'in yaptığı temele kadar yıktı. Yeniden inşa etmeye karar verdiler ve Kâbe'yi yeniden yapmaya başladılar. Cidde sahilinde de bir gemi kaza yapmıştı ve gemide mimarlık işlerinden anlayan bir usta vardı.[] Bu geminin tamir aletlerini de satın alarak Kâbe'nin yapımında kullandılar. Yeniden yapılanma neredeyse tamamlandığında, kabile liderleri arasında Hacerü'l Esved taşını yerine koyma şerefine kimin sahip olacağına dair anlaşmazlıklar çıktı. Oradaki ihtiyarlardan biri, Kâbe'nin bulunduğu bölgeye, yani Mescid-i Haram'a giren bir sonraki kişinin tavsiyesinin alınmasını ve kendisini hakem olarak tayin etmeyi önermiştir. Bu gelen kişi Muhammed oldu. Halk, Muhammed'in kararını heyecanla bekliyordu. Muhammed düşündükten sonra bir örtü getirilmesini istedi veya örtü olarak kendi elbisesini açtı, taşı örtünün ortasına koydu ve dört büyük kabilenin liderlerinden onu kaldırmasını istedi. Sonra taşı eline aldı ve yerine koydu. Abası, bu olay ve Ehl-i Abâ Hadisi'nde anlatıldığı gibi daha sonra olanlar nedeniyle daha sonraki şair ve yazarlar için önemli bir sembol hâline geldi.[]

İlk vahiy

Ana maddeler: İslam'da ilk vahiy ve Hira Mağarası

Siyere göre, Muhammed 40 yaşına yaklaştığında çoğunlukla kalabalıklardan uzaklaşmaya ve yalnız başına bir yerlerde inzivaya çekilmeye başlamıştı. Bu durum yıl kadar devam etmiştir. Muhammed, Mekke'ye yaklaşık beş kilometre uzaklıkta olan Nur Dağı'ndaki Hira Mağarası'nda, dedesi Abdülmuttalib gibi her yılın Ramazan ayı boyunca tek başına kalarak inzivaya çekiliyordu. yılında, bir Ramazan gecesi (Kadir Gecesi) hırkasına bürünüp Hira Mağarası'nda tefekküre daldığı bir sırada ilk vahyi almıştır. Muhammed'in yılından başlayarak, öldüğü yıl olan 'ye kadar aldığını söylediği vahiyler Kur'an'ı oluşturur. İslam'da inanç, ibadet, şeriat, ahlak, tasavvuf gibi uygulamaların dayandırıldığı ana kaynak Kur'an'dır.[37][85][87][89][]

Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır. Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir.

— Kur'an'ın inen ilk ayetleri, Alak Suresi,

Rivayetlere göre, Muhammed ilk vahiylerini aldıktan sonra çok korktu, ancak Cebrâil yaklaştı ve ona Allah'ın bir elçisi olarak seçildiğini söyledi. Muhammed ardından eve döndü ve karısı Hatice ile birlikte Hatice'nin amcasının oğlu ve Hristiyan bir keşiş olan Varaka bin Nevfel'in yanına gittiler. Varaka, Muhammed'i teselli etti ve kendisine son peygamber olduğunu açıkladı. Bunlara ters olarak Şii geleneği, Muhammed'in Cebrail'in ortaya çıkışına ne şaşırdığını ne de korktuğunu, aksine onu bekliyormuş gibi karşıladığını savunur.[]

İlk vahyi, Muhammed'in kendini dualara ve ibadetlere daha fazla teslim ettiği ve korkuyla geçirdiği üç yıllık bir zaman dilimi (fetret-i vahiy) izledi. Vahiyler yeniden başladığında rahatladı ve uyarmaya başlaması emredildi. Konuyla ilgili bazı ayetler şöyledir:

Ey örtünüp bürünen (Peygamber)! Kalk da (insanları) uyar. Rabbini yücelt. [Müddessir Suresi: ]
Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı. [Duha Suresi: 3]

İslam'a çağrı, ilk Müslümanlar ve tepkiler

Muhammed, Mekkeli paganların yanı sıra, Yahudi ve Hristiyanları da dinlerinin aslının bozulduğunu söyleyerek İslam'a davet etti.[][][][][]

Sünnilere göre Muhammed'in çağrısına ilk uyan kişi, ilk vahyi alıp eve geldiğinde eşi Hatice olmuş, onu amcası Ebu Talib'in oğlu Ali, azatlı kölelerinden Zeyd bin Harise ve en yakın arkadaşı Ebû Bekir izlemiştir. Şiilere göre ise ilk Müslüman, amcasının oğlu Ali bin Ebu Talib'dir.

Necm Suresi'nin son ayeti: "Haydi Allah'a secde edin ve ona kulluk edin." Muhammed'in monoteizminancı, geleneksel düzene meydan okur.

Muhammed, üç yıl boyunca sadece akrabalarını ve en yakınlarını İslam'a davet etti. Ardından, inanca göre "Ey Muhammed! Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça ortaya koy ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme." mealindeki ayetin (Hicr: 94) inmesinden hemen sonra Safâ Tepesi'ne çıkarak tüm Mekke halkını açıktan açığa Müslüman olmaya çağırdı. Ancak tepkiler genelde olumsuz oldu. Bu sebeple ilk Müslümanlar, vahyi şüphe ile karşılayan Mekkelilerce ağır hakaret ve işkencelere katlanmak zorunda kaldılar. Çünkü Muhammed'in bu çağrısı, kendi mevkilerinin tehlikeye girebileceğini düşünen geleneksel seçkin kişileri tedirgin etti. Özellikle Kâbe'den putların kaldırılması, ticaretin engelleneceği ve birtakım alışkanlıklara son verileceği düşüncesine yol açtı ve bu da büyük tepki ile karşılandı. Bu dönemde İslam dinini kabul edenlerin çoğunluğu dinlerini gizlemek zorunda kaldı.

Bu işkenceler artınca, bazı inananlar Muhammed'in tavsiyesiyle 'te Habeşistan'a göç etmek zorunda kaldı. İki dalga hâlinde göç edenler, bir süre sonra Muhammed'in Mekkelilerin Müslüman oldukları ve Muhammed ile anlaştıkları (Garanik) yolunda aldıkları bir haber üzerine geri döndülerse de, Mekke'ye geldiklerinde bunun doğru olmadığını öğrenince yeniden gittiler.

Müslümanların yılında göç ettikleri Habeşistan'ın haritası (Aksum Krallığı)

Bu sıralarda, Mekke'nin iki güçlü ve önemli mevki sahibi kişisi olan Ömer ve Hamza'nın üst üste ve ani bir şekilde Müslümanlığı kabul etmeleri, Müslümanların moral ve cesaretlerini artırdı; bu nedenle de Kâbe'ye gidip açıkça namaz kıldılar. Muhammed'in, amcası Ebu Leheb dışındaki akrabalarından yardım görmesi ve Mekke'nin bazı önde gelenlerin Müslüman olmaları, paganist inanca sahip kişilerin tepkilerini daha da artırdı ve Müslümanlara yönelik olumsuz tavırlar şiddetlendi.

Muhammed, Mekkelilerin yapmış oldukları büyük bir boykot sonrası, 'da üst üste eşi Hatice ve amcası Ebu Talib'i kaybetti; Mekkelilerin Müslüman olmaları konusunda ümitsizliğe kapıldı ve Taif'e yerleşmek istedi. Ancak burada tepki daha da büyük oldu ve Muhammed, evlatlığı Zeyd ile birlikte taşlanarak geri döndürüldü. Tüm bu olaylara karşın peygamberliğine olan inancı, düşüncelerini sürekli yaymasını sağladı. Bu inancından cesaret alarak din alanındaki çalışmalarını Mekke dışına taşımaya yöneldi.

Mucizeleri

Muhammed'e atfedilen sözlerin sayıları gibi mucizeler ve bunların sayıları da yüzyıllar içerisinde sürekli artış göstermiştir. İsra Suresi'nin 1. ayetinde geçen, İsra ve Miraç olayı

Hz. Muhammed (Sav) Kimdir? Hz. Muhammed'in Hayatı Ve Mucizeleri Nelerdir?

Hz. Muhammed (SAV) Kimdir?

Kendisine Kuran'ı Kerim'in indirildiği Hz. Muhammed son nebidir. Hayatı boyunca insanları Hak dini olan İslam'a çağırdı ve bu uğurda mücadele etti.

Sabrı, hoşgörüsü ve dürüstlüğüyle bilinen peygamber efendimiz, örnek bir şahsiyetti. Hayatı boyunca bir kez bile yalan söylemedi. Kendisine yapılan çirkin saldırılara bile sabretti. ''Bir elime ayı bir elime güneşi verseler, bu davadan vazgeçmem'' diyerek son nefesine kadar İslam'ın yayılması için mücadele etti.

Hz. Muhammed ilmiyle de herkese örnek oldu. ''Ölmeden önce ölünüz'' diyerek iman edenlere içlerindeki nefsi öldürmelerini öğütledi. Kerpiç evlerden birinde yaşayan peygamber efendimiz gösterişten ve zenginlikten uzak bir yaşam sürdü.

Hz. Muhammed'in Hayatı ve Mucizeleri Nelerdir?

Hz. Muhammed, dedesi Abdülmuttalip'in yanında büyüdü. 40 yaşında inzivaya çekildiği Hira mağarasında ilk vahyin gelmesi ile birlikte peygamberliğini ilan etti. Önce Hz. Hatice sonra Hz. Ali, İslamiyet'i seçen ilk Müslümanlardan oldu.

İslam'ın yayılmasından rahatsız olan Mekkeli Müşrikler, Müslümanlara yıllar boyunca işkence yaptı. Bunun üzerine Hz. Muhammed sahabesi ile birlikte yılında Mekke'den Medine'ye göç etti. Ancak kafirlerin saldırıları devam edince Müslümanlar ile Müşrikler Bedir Savaşında karşı karşıya geldi.

Bedir Savaşını Müslümanların kazanması ile birlikte İslamiyet hızla yayıldı. Ardından yapılan Uhud Savaşı kaybedilmiş olsa da Hendek Savaşının kazanılmasının ardından Müslümanlar yeniden güç kazandı. yılında Hz. Muhammed'in önderliğinde Mekke fethedildi. Kabe'deki putların hepsi kırıldı ve Kabe yeniden Müslümanların mescidi oldu.

Peygamber efendimiz yılında nübüvvet görevini tamamlayarak Mekke'de vefat etti.

Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed'in Kısaca Hayatı (Özeti), ders ve çalışma notu

Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed'in Kısaca Hayatı (Özeti)

Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed'in Kısaca Hayatı (Özeti)

Peygamberimiz Hz. Muhammedin Hayatı özet

DOĞUMU - AİLESİ - ÇOCUKLUĞU - GENÇLİĞİ

Sevgili Peygamberimiz monash.pwed(s),20 Nisan yılında Mekke’de doğmonash.pwnin adı Amine,babasının adı ise Abdullah’tır.
Peygamberimizin babası Abdullah,O daha doğmadan önce ölmüştü.Ana Muhammed ismini dedesi Abdulmuttalip vermişti. O’nun dört tane ismi vardır:
1 – Muhammed
2 – Ahmet
3 – Mustafa
4 – Mahmut
Doğduktan bir süre sonra Mekkedeki geleneklerden dolayı bir süre için süt aneye verild.Süt annesi Halime O’na 4 yaşına gelinceye kadar baktı.Böylece daha iyi bir havada yetişti.
4 yaşından sonra annesi Amine Onu yanına geri aldı.6 yaşına geldiğinde ise annesi Amine de öldü
6 yaşından sonra kendisine dedesi Abdulmuttalip bakmaya başladı
8 yaşına geldiğinde dedesi de vefat edince amcası Ebu Talip’in yanında kalmaya başladı.Amcası O’na hem çocukluğunda ve gençliğinde baktı hem de Peygamber olduktan sonra Mekkelilerin Ona karşı yaptığı saldırıların çoğunu monash.pwı zamanda Mekkeliler kendisine zarar vermek isteseler bile,Ebu Talip’ten çekindikleri için ,bu planlarını terk etmek zorunda kaldımonash.pwberimiz de O’nun bu iyiliğini hiçbir zaman unutmamıştımonash.pwberimize Mekkelilerin yaptığı kötülüklerin hemen hemen hepsi Ebu Talip öldükten sonra olmuşmonash.pw Talip ticaretle uğraşan birisidi.
Peygamberimiz 12 yaşında iken Onunla beraber Suriye’ye doğru ticaret mallarını satmak için yola çıkmışlarken,yolda Busra denilen bir yerde mola monash.pw papaz olan Bahira,orada,ondaki değişik durumların olduğunu fark etti.O’nun daha önce Hz. İsa’nın İncil’de de bildirdiği gönderilecek olan son peygamberin olduğunu anladımonash.pwından O’nu daha fazla ileriye götürmemesini, aksi halde Yahudilerin kendisini öldürebileceğini söyledi.Çünkü Yahudiler de son bir peygamberin geleceğini biliyorlardı. Fakat onlar bu son peygamberin kendi içlerinden birisinin olmasını istiyorlardı.
Bunun üzerine Ebu Talip,ticaret mallarını orada satarak,Mekke’ye hemen geri döndü. 25 yaşına geldiğinde artık ticaretten de anlayan bir delikanlı olmuşmonash.pw zamanlarda40 yaşına ulaşmış,ahlak ve terbiye konusunda son derece ileri durumda olan Hatice isminde zengin ve dul bir hanımefendi vardı.Bu hanım çok zengindi. Fakat kendisi kadın olduğu için ticaret mallarını satmak için uzak yerlere gidemiyordu.O da,başka erkeklerle ticaret ortaklığı kurup,elde edilen karı paylaşımonash.pw ahlakı bozuk olan bu toplumda,sürekli aldatılıyor ortakları elde ettikleri gerçek karı,açıklamımonash.pw işten iyice canı yanan monash.pw bu sefer gerçekten kendisine güvenebileceği bir ortak aramaya başladı.Kendisine 25 yaşındaki O genci,monash.pwed’i tavsiye ettiler.
monash.pwed’le yaptığı ortaklıktan iyi bir gelir elde monash.pwığı ortağını bulmuşmonash.pw de ne ortak.O ilk başta ticarette kazanayım derken Allah onlara öyle bir kader çizmişti ki ,bu ticaretin sonunda,birbirlerine ne kadar da yakıştıklarını anlayıp,hayatlarını da ortak monash.pweye karar monash.pw bir törenle monash.pw ticaret ortaklığı öyle bir ortaklık olmuştu ki,sonunda birbirlerinin hayatlarına,dertlerine,tasalarına,sevinçlerine kadar herşeyleriyle ortak olmuşlardı.
Peygamberimizin Hz Hatice ile olan evliliklerindei Altı çocukları dünyaya geldi:
1 –Abdullah,
2 – Zeynep,
3 – Rukiye
4 – Ümmü Gülsüm
5 –Kasım
6 – Fatıma
Bunlardan monash.pwıma hariç bütün çocukları Peygamberimizden önce vefat etmişlerdir.
monash.pw,aynı zamanda İslam’a giren ilk insan olmuş,asalet,dürüstlük,üstün ahlak ve fedakarlığı ile Haticetül-Kübra (Büyük Hatice)lakabını da almıştır.
35 yaşına geldiğinde ise Kabe hakemliği yapmış,buradaki hakemliğiyle bütün Mekkelilerin saygısını kazanmıştır.
Olay şudur:
Araplar tarafından da kutsal sayılan Kabe,şiddetli sel ile yıkılmştı.Bunun üzerine Mekkeliler bir araya gelerek O’nu yeniden inşa monash.pw bugün bizim için de kutsal olan Hacerül-Esved(Türkçe’mizde Karataş anlamına monash.pwten geldiğine inanılır.)denen taşı eski yerine koymaya sıra gelince,herkes bu işi kendisi yapmak,bu şerefi kendisi elde etmek istedi.İş öyle cidileşti ki, aralarında sonu savaşa kadar gidebilecek tartışmalar başladı.Bunun üzerine tarafsız bir hakem bulmaya karar verdiler.:Sabahleyin Kabe sınırlarına ilk kim gelirse O hakem olacak ve O’nun vereceği karara herkes uyacaktı.Sabah olunca öyle güzel bir olay olur ki;içeriye ilk gelen monash.pwed’dir.O’nun gelişi herkese derin bir nefes aldırdı.Çünkü haksızlık yapmayacak,harkesin güvendiği bir insandı monash.pwberimiz elbisesini çıkardı.Hacerül –Esved’i üzerine monash.pw her kabileden birer kişinin taşı kaldırmasını monash.pwş yeterli yüksekliğe çıkınca da kendi elleriyle yerine yerleşmonash.pw bu olaydan memnun olmuşmonash.pwıl memnun olmasınlar ki,hem taşı yerine koyma işine herkes katılmış hem de en önemlisi çıkabilecek bir savaş engellenmişmonash.pw olaydan sonra Peygamberimize Muhammedül-Emin (Güvenilir Muhammed)lakabı takılmıştır.
monash.pw’dan beri yaklaşık yıldan beri peygamber gelmemişmonash.pwık bir Peygambere,bir rehbere muhtaçtı. İlahi kitaplar değiştirilmiş,ahlak ve manevi değer diye bir şey kalmamıştı.Bütün çirkin işler son derece yaygınlaşmıştı.Hatta insanlar köle olarak satılmaya,kız çocuklar canlı canlı toprağa gömülmeye başlanmıştı.
Peygamberimiz bütün bu çirkin işlerden uzak duruyordu.Özellikle 35 yaşlarından sonra sık sık Mekke’nin dışına çıkıyor,Hira Mağarasında yalnızlığa çekiliyordu.
40 yaşlarında yine böyle bir durumda ( yılında)Cebrail (as) O’na görünüp kendisinden ‘’Okumasını istedi.O da okuma bilmeği cevabını monash.pw durum birkaç kez tekrarlanınca,’’Ne okuyayım’’diye monash.pwl (as) da (Yaratan Rabbinin adıyla oku………diye başlayan )ALAK suresinin ilk beş ayetini kendisne monash.pw olayla Peygamberimizin Peygamberlik görevi başlamış oldu.
Bu vahyin sonunda O’na ilk inanan insanlar şunlardır:
1 –İlk müşlüman Kadın :monash.pw ( Hanımı)
2 – ilk müslüman Erkek :monash.pwir (Çok samimi arkadaşı)
3 – İlk müslüman Köle :monash.pw (Köle olarak alıp,sonra Onu serbest bıraktığı kimse.
4 – İlk müslüman Çocuk :monash.pw (Amcası Ebu Talip’in oğlu.)
Peygamberimiz insanları 3 yıl boyuca İslam’a gizlice davet monash.pw sonra açıktan açığa davet etmeye başladı.Bu durum doğru yola ulaşmak istemeyen Müslümanlara karşı olmadık işkenceler yapmaya başladılar. Bu işkenceler dayanılmaz hal almaya başladı.Bunun üzerine Peygamberimiz bir grup müslümanı Habeşistan’a gömonash.pw; Müslümanların İLK HİCRET’İ monash.pw ilk hicret yılında olmuştur.
Peygamberimiz 13 yıl boyunca Mekkelileri İslam’a çağırdı.Bu uğurda her türlü sıkıntıya katlandı.
Peygamberliğinin yılında Medine’den gelen bir grup insan Müslüman olmuşlardı.Ertesi sene daha büyük bir grup gelerek Müslüman oldular. Peygamberimizi canları,malları ve evlatları gibi koruyacaklarına söz monash.pwini Medine’ye davet ettiler.
Bu arada Mekkelilerin Müslümanlara karşı olan tutumları hiç değişmemiş,hatta daha da artmıştı.Bunun üzerine peygamberimiz Allah’tan gelen izinle Medine’ye hicret etmeye karar monash.pw’ye gitmesi halinde bunun kendileri için daha da büyük bir tehlike olacağını anlayan Mekkeliler,Darun-Nedve(Mekke İdare Meclisinde) toplanarak Peygamberimizi öldürmeye karar monash.pw bunu gerçekleşmonash.pwir ile uzun ve tehlikeli bir yolculuktan sonra Medine’ye vardımonash.pw hicret İslam tarihi bakımından çok önemlidir.Çünkü:
1 – İslam Medine’de yükselip büyümüş ve bütün dünyaya bu şehirden yayılmıştır.
2 – Hz.Ömer’in halifeliğinden itibaren de bu olay müslümanlar tarih başlangıcı olmuştur.
MUHACİR VE ENSAR
MUHACİR : Dinleri ve inançları uğruna,Mekke’den Medine ye göç eden Müslümanlara denir.
ENSAR : Mekkeli Müslümanlara yardım eden Medineli Müslümanlara da Ensar denir
Peygamberimiz Ensar ve Muhaciri kardeş ilan etmiş,onlar da bu kardeşliği gerçekten uygulamışlardır.

MEDİNE DÖNEMİ VE SAVAŞLAR
Mekkeliler,Müslümanların Medine’de de yaşamalarını istemiyorlardı.Çünkü,eğer orada rahat ederlerse Müslümanlığın her tarafa yayılacağını biliyorlardı.Bunun için de Müslümanları resmen savaşa zorluyorlardı.Oysa peygamberimize henüz savaşma emri ve izni verilmemişmonash.pw yüzden kimseyle savaşa girmiyordu.Yüce Allah’ın savaş emrini verdikten sonra monash.pwber Mekkelilerle 3 önemli savaş yapmıştır:

PEYGAMBERİMİZİN SAVAŞLARI :
1 – BEDİR SAVAŞI : (MART – Hicretin 2.yılı )
Müslümanlar kişi
Mekkeliler : kişi
Savaşın Sebebi Mekkelilerin;ellerinden kaçırdıkları Müslümanlardan intikam almak,ve onları yok etmek istemeleri.
Savaşın Sonucu :
1-Müslümanlar bu savaşı kazandı.
2-Mekkeli müşriklerin bazı elebaşıları öldürüldü.
3-Mekkelilerden 70 kadar kişi öldü,70 kadarı da esir alındı.
4-Müslümanlardan da 14 kişi şehit oldu..
Esirlere ne yapıldı?
1-Maddi durumları iyi olanlar para karşılığı serbest bırakıldı.
2-Bunlardan okuma-yazma bilenler;10 Müslüman’a okuma yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakıldı.
3- Fakir esirler ise karşılıksız olarak serbest bırakıldılar
Bedir Savaşının Önemi :
1-Bedir Savaşı İslam’ın ve Müslümanların artık kendilerini kabul ettirdiği bir savaş olmuştur.
2-Bu savaşla Medine İslam Devletinin temeli atılmıştır.
3-Zaferle sonuçlanan bu savaşla hem İslam Dini ve hem de Müslümanlar kuvvetlendiler.
4-Bu savaştan sonra Mekkeliler Müslümanlardan korkmaya başlamışlardır.


UHUD SAVAŞI (MART -Hicretin 3.yılı.)
Müslümanlar: kişi Mekkeliler kişi
Savaşın Sebebi : Bu savaş Mekkelilerin Bedir Savaşının yenilgilerinin intikamını almak istemeleridir.
Savaşın Sonucu: Bu savaşta da Müslümanlar galip gelmek üzere iken,peygamberimizin ısrarla hiç ayrılmamalarını istediği okçuların savaşı kazandık zannederek yerlerini terk etmeleri sebebiyle,Müslümanlar büyük zararlar verdiler.
1-Peygamberimizin amcası monash.pw bu savaşta şehit oldu.
2-Müslümanlardan 70 kişi şehit oldu.
3-Peygamberimiz hafifçe yaralandı.
Uhud Savaşının Önemi: Bu savaşın sonunda Müslümanlara komutanın ve Peygamberin sözlerini her zaman dinlemenin gerektiği anlaşılmıştır


HENDEK SAVAŞI(MART )
Müslümanlar kişi Mekkeliler : kişi
SAVAŞIN SEBEBİ : Mekkelilerin,Müslümanları tamamen ortadan kaldırmak için Medine’yi kuşatmaları.
SAVAŞIN SONUCU :Müslümanlar Şehrin ovaya bakan kısmını,hendekler(çukurlar)ka zarak,savunma yaptımonash.pwiler 20 gün boyunca kuşatmayı sürdürdüler. Erzaklarının da tükenmesi ve son gecede çıkan bir fırtına ile bütün malzemelerinin dağılması ile kuşatmaya son verip geriye dönmüşlerdir.


HUDEYBİYE BARIŞI VE MEKKE’NİN FETHİ
Hendek Savaşından bir yıl sonra hicretin 6.yılından Mekkelilerle Müslümanlar arasında bir anlaşma yapıldı.Hudeybiye denilen yerde yapılan bu anlaşmanın şartları görünüşte Müslümanların aleyhine gibi görünmüştü,fakat anlaşmanın maddeleri zamanla Müslümanların işine yaramıştır.


HUDEYBİYE BARIŞININ ÖNEMİ
Bu anlaşma Mekke’nin fethedilmesini sağlamış bir anlaşmadır.
Anlaşma maddelerinin bir kısmı şöyledir :
1 – İki taraf da 10 yıl boyunca barış içinde bulunacaklardır.
2 – Mekkelilerden,Medine’ye kaçan olursa Müslümanlar o’nu Mekkelilere geri vereceklerdi.
3 – Medine’den Mekke’ye kaçan olursa Mekkeliler ise geri vermek zorunda olmayacaklardı.
4 – Müslümanlar bu yıl umre yapmayıp,gelecek yıla monash.pwk yıl ise Mekkeliler şehri terk edecekler,,Müslümanlar da şehre silahsız olarak gireceklerdi.Şehirde en fazla 3 gün kalacaklardı.
Ancak Mekkeliler bu anlaşmaya uymadımonash.pw üzerine monash.pwber de kişilik bir ordu ile Mekke üzerine yürümek zorunda kaldı
Mekke civarına geldiklerinde İslam Ordusu konakladı.Peygamberimiz (s)in emriyle on bin terde ateşler yakıldı.Bu kalabalığı gören Mekkeliler;karşı koymaya cesaret monash.pwin 8.yılında ( yılında,kan dökmeden Mekke’ye girdi. Yıllarca kendisine ve Müslümanlara eziyet eden Mekkelileri de bağışladı Bu davranışı ile O büyüklüğünü gösterdi. Bunun üzerine Mekkeliler gruplar halinde Müslüman oldular.

VEDA HACCI VE VEDA HUTBESİ
Hz Peygamberin Hicretin yılında Veda niteliğindeki yaptığı son Hacca ‘VEDA HACCI ‘ denir. Bu hacda yaptığı son hutbeye(konuşmaya) da ‘VEDA HUTBESİ’ denir.
Veda Hutbesinde İslamın genel prensiplerini,kendisini dinleyen kişi ye birkez daha hatırlattı.
Veda Hutbesini daha önce yayınladığımız şu haberimizden okuyabilir ya da dinleyebilirsiniz.

VEDA HUTBESİNDE YER ALAN KONULARIN BAZILARI ŞUNLARDIR:
1 – Allah’tan başka ilah monash.pw de Onun kulu ve peygamberiyim.
2 – Birbirinizin malları ve kanları birbirinize haramdır.
3 – Emanetlere ihanet etmeyin.
4 _Faiz yemeyin.
5 – Kimseye zulmetmeyin.
6 – Dininizi korumak için küçük günahlardan da kaçınız..
7 – Kadınların haklarını çiğnemeyin.
8– Size iki emanet bırakımonash.pw sımsıkı sarılırsanız yolunuzu şaşırmazsınız :Bunlar Kuran-ı Kerim ve Benim Sünnetimdir.
9 – Birbirlerinizin mallarını haksız yere yemeyin.
VEFATI
Bu büyük haccın arife gününde şu ayet inmişti:’Bugün dininizi tamamladımonash.pw nimetimi tamamladımonash.pw din olarak size İslamı seçtim.’’Hz.Ömer bu ayeti işitince ağladı.Çünkü Peygamberimizin vefatının yaklaştığını anladı.
Peygamberimiz sanki bir ayrılık toplantısı niteliğinde olan Veda Haccından bir süre sonra hastalandı yaşında Hicretin yılında, 8 Haziran yılında vefat etmişmonash.pw halen Medine şehrindedir.

addmonash.pw

tagPeygamber EfendimizHz. Muhammed'in HayatıÖzetiders notudin kültürü ve ahlak bilgisikonu özetiçalışma notlarıözetlerders anlatımeğitimöğretim kaynakları

Benzer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Notları

Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed'in Kısaca Hayatı (Özeti) Hakkında Yorum Yazın

Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed'in Kısaca Hayatı (Özeti) Hakkında Yazılan Yorumlar

mstreous fazla uzun

asli çok iyi fakat uzun

çok güzel bu çok güzeldi

Buse korkmaz Güzeldi ama çok kısaydı bana çok şey öğretti

Ebu Kisa olmuş ama buda baya bir şey ogretiyor bize

fırat boru ya kısa özeti yazmışınızda hani bu kısa falan değil okuya okuya öldüm neyse bu konuyu sınav için okuyanlara Allah yardım etsin inşallah 90 altı almazlar.

A Güzeldi ama biraz çok uzundu ☺☺☺

larry hiç beğenmedim çook uzundu

Elfida muti Çok güzel olmuş fakat yorumdaķi kızın dediği gibi kısa ölmüş ama güzel

asya ödevime çok yardımcı oldu teşekkürler fakat biraz daha kısa olabilir

deniz akkuş hiç kısa değil bir sayfaya yetmedi!

Ben Sayenizde ödevimi güzel bir şekilde bitirdim

.. HARİKAYDI, BENCE SINAVDA KİM OKURSA YÜKSEK ALABİLİR HERKESE BAŞARILAE DİLİYORUM.

İsimsiz cocuk Cok faydalıdır inşallah sınavında alırım

elisa hepsi çok güzeldi sınavım var diye bazılarını yazdım ama çok kağıt oldu heryer kim yaptıysa çok teşekkür ederim Allah razısı olsun

Müslüman Çok güzel olmuş

Azra yıldırım Çok teşekkürler proje ödevime çok yardımcı oldu

???? uzun ama bayaa iyiii

isimsiz çok güzeldi çok beğendim emeği geçen herkese teşekkür ederim çok açıklayıcı olmuş ellerinize emeğinize sağlık.

Anonim kişi Ödevime yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim

ismini vermek istemiyor emeği geçenlerin eline sağlık

ömer cok güzelmiş

Allah bilir Harikaa, mük, mühtişim olmuş abü.

Boş ver sen Abicim. Harika olmuş amaa Özet ve kısa demişsiniz, sonunu zor buldum. Ama yinede güzel olmuş, ellerinize sağlık ödevime çok yardımı dokundu tşk.

Ceylin. Çok çok iyi ama çoook uzun. Ama yinede harika. ❤️????

Diyar Hekim Kaymaz Çok güzel yazmışsın ve aynı zamanda da uzun çok teşekkür ederim inşallah huzurlu yaşıyorsundur

Güzellik Çok güzel olmuş ellerine sağlık bununla ödevimi yaptım çoook iyi birisiniz

Evet Teşekkürler

Enes çok güzwl olmuş

emre çetintaş ellerinize sağlık çok güzel

blinklisa çok uzun öğretmen deftere hazreti muhammedin hayatını yazın dedi 80 sayfa defterin 70 bitti ama sağlun öğretmen 99 verdi

Çok seviyorum Çok seviyorum.

Yazılan 35 yorum görüntüleniyor

Peygamber Efendimizin Hz. Muhammed'in Kısaca Hayatı (Özeti) Ders Notu

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır