İnsanlara dilek dileme hakkı verilse; sağlık, para, huzurdan sonra belki de en çok istenen şey olurdu aşk. Öyle ki doğum günlerinde mum üflenirken mutlu bir aşk dilenir, kişinin inancına göre dilek veya adak yerlerinde mutlu bir ilişki istenir.Kültürden kültüre, kişiden kişiye değişiklik gösterse de aşk, en genel tabiri ile bir kişiye olan sevgi ve o kişiye bağlanma duygusu ile tabir edilir. Platonik aşk ise tek taraflı olan karşılığı olmayan bir aşktır.
Özellikle ergenlik döneminde sık görülen platonik aşk, duygularını yeni tanıyan ergenin genellikle ünlü, popüler bir kişiye çok yoğun hayranlık duyması, sanatçı hakkında her detayı bilmesi ve hayranı olduğu kişiyi gözünde çok yücelterek, aitlik geliştirme ve böylelikle kendini değerli hissetmesi ile sonuçlanımonash.pwnin aksine platonik aşk sadece ergenlik döneminde görülmez. Yetişkin hayatta da sıklıkla görülmektedir.
Nedir bu platonik aşk? Neden karşılıksız aşka tutulur insan?
Neden söylemeye cesaret edemez ya da bu duyguyu bitiremez? Bile bile lades midir yoksa duyguların takıntılı bir hal alması mı ?
Platonik aşk yaşayan kişiler sevdikleri kişinin her hareketinden anlam çıkartarak sevildiğine dair hislere kapılarak umutlanır. Platonik aşkını gözünde çok değerli bir yere koyar ve o tek kelime ile mükemmelin vücut bulmuş halidir kişi için ve bu duyguyu çok yoğun bir biçimde yaşarlar. Platonik aşk yaşayan kişi için; hayatta sadece aşık olduğu kişi kendisini mutlu edebilir, her şey onunla çok güzel, o olmazsa hayatın bir anlamı monash.pwşi duygularına karşılık alamadığı zaman ise karamsarlık ve depresyona girme eğilimde monash.pw takıntı ileri boyutlarda olursa aşık olduğu kişiyi takip etme, zarar verme, taciz, tecavüz gibi platonik aşkına zarar vermeye yönelik yıkıcı eylemlerde bulunacağı gibi; kendine zarar vermek, acısını hafifletmek için alkol ve madde kullanmak, intihar etmek gibi kendine yönelik yıkıcı eylemler de görülebilmektedir.
Kişi aslında kavuşamadığı kişiye mi aşıktır yoksa o kişiye yüklediği anlam mı çok fazladır. Bu sorunun cevabı kişinin aşkayüklediği anlamın ne olduğu, aşk ile ilgili beklentisinin neler olduğu çok önemlidir. Çünkü platonik aşk yaşayan kişi hayallerine aşıktır aslında. Hayallerinde oluşturduğu kişiyi karşısındaki bedene yükler ve onu hayal ettiği gibi olduğuna inanır, böylelikle gerçekte olanı değil, görmek ya da inanmak istediğine inanır kişi. Bir süre sonra duygularının karşılığının olmaması ise kişiyi umutsuzluğa sürükler.
Bazı platonik başlayan aşklar gerçek aşka dönüşebileceği gibi, bazı kişiler ise bunu gerçek aşka dönüştürmek yerine platonik aşk düzeyinde bırakabilir. Bunun bir çok nedeni vardır; hayallerinde kurduğu aşkın gerçekleşmemesi, kişiden ret cevabı alma kaygısı, kişinin kendisini beğenmeyeceğini ve eleştireceğini düşünmesi bu nedenlerden bir kaçıdır. Kişi öncelikle yaşadığı aşkın gerçekleşme ihtimalinin olup olmayacağını netleştirmelidir. Bunun için ilk adım kişinin ne istediğini bilmesi ve kendine inanması; ikinci adım ise bu aşkın karşılığının olup olmadığını öğrenebilmesi için platonik aşkı ile iletişim kurabilmesidir. Bu süreçtekarşı taraftan ya duygularının karşılıklı olduğunu öğrenip bir ilişkiye başlayacaklardır ya da karşı tarafın olumsuz cevabına saygı duyarak platonik aşk saygı çerçevesinde kişide beğeni ve hayranlık olarak kalacaktır.
Kişisel yatkınlıklar ve kişilik biçimi platonik aşkın belirleyicisidir. Genellikle;
*Bebeklik ve çocukluk çağında bakım vereni tarafından yeterince ilgi ve sevgi göremeyip, güvenli bir bağ oluşturamayan kişiler
*Çocukluk çağı travmaları
*Kendinde fiziksel olarak eksiklik olduğunu düşünenler
*Yetersizlik duyguları olanlar
*Sosyal ilişki kurmakta sıkıntı çeken
*Bağımlı kişilerde Platonik aşk yaşama oranı daha fazladır.
Platonik aşk yaşayan kişilerde beklenen; bir süre hoşlanma durumunun olması, ardındanzaman içinde bu duygunun bitmesi ile birlikte kişinin sosyal uyumunu bozmaması normal karşılanan bir durumdur. Bunun aksine gerçek dünya ile uyumunun bozulmaya başlaması ya da hayatının merkezine koyduğu kişinin kurduğu hayallerini gerçekleştirememesi ile duygularına karşılık alamayan kişi kızgınlık, öfke ve takıntı geliştirdiği durumlarda ise kişinin mutlaka bir uzmandan destek alması gerekmektedir.
karsiliksiz duyulan ask .
(bkz: ben guzele guzel demem guzel benim olmayinca)
eger yanlis hatirlamiyorsam, kafamdaki seyleri birbirine yanlis baglamiyorsam, bu kavram surdan gelmektedir:
platon "devlet" isimli eserinde (the republic) -socrates'in agzindan- bir toplumda gerçek düzenin, adaletin ancak o toplumda herkesin kendi üzerine düsen rolü en iyi sekilde yapmasiyle gerçeklesecegini savunur, bu fikirlerini sayfalarca gelistirir, gelistirir ve sonunda toplumda "guardians" denilen askerlikle ugrasan kesimin kendi eslerini kendilerinin seçmemeleri gerektigi, bunun yerine toplumun iyiligi için en saglikli çiftlerin yüksek merciler tarafindan önceden belirlenip sonra festivallerde, toplantilarda vs. "iste, kura çektik siz birbirinize çiktiniz" seklinde gençlere dayatilmasi gerektigi sonucuna varir. bu düzene göre birbirlerini sevenler varsa ancak reprödüksiyon çaglarinin geçmesinden sonra birbirlerine kavusabilirler. arada geçen zamanda "platonik"tir asklari.
umuyorum dogru seyler söylemisimdir.
seks olmadan aşk. "seks, aşkın yanında nedir ki?" düşüncesi platon'un lysis, symposion diyaloglarında belirgindir. dikkat edilmesi gereken sekse kötü denmemesi, gereksiz denmesidir.. ey ulu idea
neymiş karşılıksız aşk platonik değilmiş. çünkü platon'a göre karşılıksız bir aşk olmaz..
lysis a,b,c. inanmayan pg'den texti indirip bakabilir.
-and i say, my boys, that no one who loves or desires another would ever have loved or desired or affected him, if he had not been in some way congenial to him, either in his soul, or in his character, or in his manners, or in his form.
-yes, yes, said menexenus. but lysis was silent.
-then, i said, the conclusion is, that what is of a congenial nature must be loved.
-it follows, he said.
-then the lover, who is true and no counterfeit, must of necessity be loved by his love.
son cümleyi sokrates soyluyor. yani platon'un mantığı..
sayısız,
kadınla yattım,
elim değmedi hiç birine,
kadınlar sevdim umut renginde,
renk vermedim
ölü kadınlar sevdim,
ben yaşarken ölen kadınlar,
beni yaşamadan ölen kadınlar
ve beni yaşamımdan öpen kadınlar,
küçük kadınlar sevdim,
islak saçlı, hüzün gözlü, yaz dudaklılar,
gözgöze geldiğim, göz göze kaldığım, göz göze sustuğum
ve kaçıp gittiğim kadınlar da var,
kadın yâr, diyemedim, demezdim.
sevmek ama dokunamamakuzaktan izleyip bir gun seni fark edeceğini seni seveceğini beklemek hayal kurmak
o gune kadar hep sizin pesinizden kosmuslarsa o kadar agir gelirkihic bilmediğiniz bir sevgiyi ve acıyı birlikte yasarsınız..
en guzel a$k ce$idi.. oturdugun yerden sever, hayalini kurar ya$arsin..
beklenti duymak asil izdirap.. platonik adam kendine yakinla$ir, kendini anlar
kar$ilikli a$klarda bu firsat yoktur.. hep kar$inizdakini anlamak zorunda oldugunuzdan kendinizi unutabilirsiniz, bu dengeyi kurabilmi$ insanlar vardir, ornekleri ya$amaktadir ama cok nadir kar$ila$ilabilir..
oysa platonikte sadece siz, hayalleriniz, hayalllerinize giydirilmi$ bir kilif(beden) vardir.. sizin neye ihtiyaciniz varsa onda yaratirsiniz
ama giydirdiginiz ve yarattiginiz ki$iligi bekleyip kar$inizdakinden acilirsaniz i$te o vakit huzun, husran zamanidir..
platonikseniz platonikliginizi bilip ko$enizde oturacaksiniz o kadar kurdugunuz hayalden sonra bir ili$ki olsada hic hayal ettiginiz gibi olamayacagindan veya yakinda olsa siz daha fazlasini beklediginizden asla tatmin olmaz uzulursunuz..
"duygularinizi parmaklarinizla co$turamazsiniz" ama seks ihtiyacinizi giderebilirsiniz..
platonik a$k duygularimizi co$turan, aglatan, gulduren, hayal gucumuzu geni$leten a$k bicimidir..
bu noktada bi (bkz: badakizm)..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
Oha benim de vardı bundan bir adet! diyeceğiniz, bir aşk türü bu platonik aşk. Herkesin bir defa tatmış olduğu veya tatması gereken, belki çocukluk aşkından bile önce gelen, anlayana aşkların en güzeli en hatırda kalanı. Kendin çalar kendin oynarsın. Elde etmek pek de önemli değildir aslında. Bir süre sonra sevmeyi sevdiğini fark edersin.
Platonik aşk koparmadan çiçek koklamaya benzer. Koparmadığınız sürece güzel kokusu ve görüntüsü gitmez. Neyse daha fazla lafı uzatmadan:
Platonik bir aşkın ardından ajansta çalışsan yeridir, o derece yani. O süreç içerisinde malum kişinin hesaplarındaki bütün aksiyonları an be an inceledin. RT’ler, fav’lar, mention’lar derken resmen bir analist olmuşsun güzelim sen.
Ooooo kanks, oooo başkan, şşşşt şşttt bak bak seninki
Öylesine naif, öylesine dokunaklı…
Bir esprine gülmeyiversin. “Hah işte bak işte o da benden hoşlanıyor Sedat” tarzı tepkilerin ağzından eksik olmaz.
yaaaa Miro geliyormuş, çok iyi gitmesek mi?
Ya bu konuda ne düşünüyorsun? Hani, sen bununla ilgili şöyle bir şey demiştin ya ondan sana sordum. ”
İş güç, ders falan yalan şekerim.
Az önce ben ne dedim yaaa?!?!?!