Prednol, vücutta iltihaplanmaya neden olan maddelerin salınmasını önleyen bir kortikosteroid ilacıdır. Etken maddesi metilprednisolondur. Artrit, lupus, sedef hastalığı, ülseratif kolit, alerjik bozukluklar ve daha pek çok enflamatuar hastalıkların tedavisinde kullanılır. Piyasada tablet, ampül, krem ve pomad formlarında bulunur. Prednol tüm steroid ilaçlar gibi kullanırken ve bırakırken bazı yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle doktor kontrolünde ve dikkatli kullanılması son derece önemlidir.
Prednol iltihap tedavisinde ve vücudun bağışıklık tepkisinin değiştirilmesi gereken durumlarda reçete edilen bir tür kortikosteroiddir. Etken maddesi metilprednisolondur. Piyasada tablet, ampül ve krem formlarında bulunur.
İltihap neden olur? Belirtileri, tedavisi ve kurutan diyetler
Menenjit nedir? Belirtileri, nedenleri, tedavisi ve aşısı
Göz kapağı şişmesi ve iltihabı neden olur? Tedavisi ve ameliyatı
Almanız gereken doz hastalığınıza ve tedavi sürenize göre doktorunuz tarafından belirlenir. Bazı durumlarda yetişkinlerde başlangıç dozu mg’a kadar çıkabilir.
Genellikle başlangıç dozu günde mg’dır. Doz, 1 ya da 2 seferde alınır. 1 haftanın sonunda doz günlük 64 mg’a düşürülür ve bu tedavi 1 ay sürer.
Multipl Skleroz (MS) hastalığı neden olur? Belirtileri ve tedavisi
Günlük başlangıç dozu 1 ya da 2 seferde mg’dır. Hasta ilaca iyi cevap verirse doktor mümkün olan en düşük doza ulaşana kadar dozu yavaş yavaş azaltabilir.
Yaşlılarda böbrekler eskisi kadar iyi çalışmadığı için vücut ilaçları yavaş işleyebilir ve vücuttan atmakta zorlanabilir. Bu nedenle ilacın vücutta birikmesini önlemek için yaşlılarda daha düşük doz tercih edilebilir.
Kortizon nedir? Neden kullanılır? Kortizonun faydaları ve yan etkileri
Kortikosteroid grubu ilaçlar çocukların büyümesini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle çocuklarda mümkün olan en düşük doz tercih edilmelidir. Genellikle başlangıç dozu günlük 80 mg’ı aşmayacak şekilde 0,,5 mg/kg’dır.
Kullanmanız gerekenden fazla dozda ilaç aldıysanız, yüksek tansiyon, kol ve bacaklarda şişme, halsizlik ve kas krampları gibi belirtiler yaşayabilirsiniz. Derhal doktorunuza ya da eczacınıza danışın.
Prednol aşağıdaki ilaçlarla birlikte kullanıldığında yan etkilere ya da ilaçta etki azalmasına neden olabilir. Bu ilaçlardan herhangi birini kullanıyorsanız doktorunuza bilgi verin:
Prednolün yan etkilerinden biri baş dönmesidir. Alkol kullanmak, durumu daha da kötüleştirebilir. Bu nedenle ilacı kullanırken alkol almamaya özen gösterin. Ayrıca bazı araştırmalar ilacın etken maddesi olan metilprednizolon ile alkol kullanımının mide kanaması riskinde artışa neden olduğunu göstermektedir.
Greyfurt ve greyfurt suyu ilacın yan etkilerini artırabilir. Bu nedenle Prednol kullanırken greyfurt tüketmemeye özen gösterin.
Greyfurt nasıl tüketilmeli? Faydaları nelerdir? Yağı ve suyu neye iyi gelir?
Aşağıdaki durumlardan birine veya birkaçına sahipseniz Prednol’ü dikkatli kullanmalısınız.
Zona nedir, neden olur? Zonanın belirtileri ve tedavisi
Gebelikte Prednolün kullanımı anne karnında bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir ya da düşük doğum ağırlığı gelişebilir. Ayrıca gebelikte uzun süreli kortikosteroid kullanımının bebeklerde katarakta neden olabildiği gözlenmiştir. Hamileyseniz ya da ilacı kullanırken hamile kalırsanız mutlaka doktorunuza danışın.
Emzirirken Prednol kullanmanızın gerekliliğine doktorunuz karar vermelidir. İlacın etken maddesi anne sütüne geçmektedir ve bebeğe zarar verebilir.
Bu yan etkiler hafif seyrettiğinde birkaç gün veya birkaç hafta içinde kaybolabilirler. Ancak şiddetliyse ve geçmiyorsa doktorunuza danışın.
Aşağıdaki yan etkilerden herhangi birini yaşarsanız hemen doktorunuzu arayın veya en yakın hastanenin acil servisine başvurun.
İKI UCU KESKİN KILIÇ: KORTİZON
monash.pw Ahmet Mesut Onat
Romatolojik hastalıkların tedavisinde özellikle son 10 yıldır yaşanan değişim göz kamaştırıcı boyutlardadır. Halk arasında ‘iltihaplı romatizma’ olarak bilinen özellikle romatoid artrit, ankilozan spondilit, sistemik lupus ve Behçet hastalığı bu hastalıkların ilk akla gelenleridir. Ön planda eklem şişliği ve ağrısı ile seyreden hastalıklar, hastaların hayat kalitesini ve günlük yaşam aktivitelerini de hızlı bir şekilde kısıtlamaktadır. Kişi, kendisini hayli rahatsız eden bu şikayetinden bir an evvel kurtulmaya çalışmakta ve bunun yollarını aramaktadır. Önce ağrı kesiciler ve derken kortizonlu tedaviler hayatına girmektedir. Hele de başvurduğu romatoloji uzmanı hastalığının uzun yıllar süreceğini kendisine söylemiş ise bir anda bu ilaç hasta için korkutucu bir hal almaktadır.
Bizlere başvuran hastalarımızın kortizondan bu denli korkmalarının pek çok nedeni vardır. Ancak en etkili sebep, çevrede bu ilacı kullanan birisinin yüzü ve vücudunda gelişen değişikliklerdir. Bir de bu ilacın kemik erimesine yol açtığı kendisine söylenmiş ise, mutlak bir çöküntü hali gelişir.
Peki hastalarımız kortizondan gerçekten bu kadar korkmalı mıdır, ya da, ölürüm de bu ilacı almam diye doktoruna karşı koyması normal bir tepki midir.
Malesef ki, ülkemizde gelişen boş magazin anlayışı ve yanlış sağlık haberleri biz hekimleri zor durumda bırakmaktadır. Hastalarımızın konu-komşu, eş-dost ve gezmelerdeki sohbetlerden edindikleri mesnetsiz bilgiler, kafalarında aşılmaz engeller oluşturmakdır.
Romatizmal hastalıklarda sıklıkla başvurduğumuz, bazen uzun bazen de kısa süre kullandığımız kortizonlu ilaçlar, şu anda insanlığın kullandığı tüm diğer ilaçlar kadar yan etkilere sahiptirler. Nasılki araba kullanırken uyduğumuz trafik kuralları bizlerin kaza yapmasını önlemekteyse, her türlü tedavi yöntemi de hastaların belli kurallara uymasını zorunlu kılar.
Kortizonlu ilaçlar, kendi içlerinde kısa-orta ve uzun etkili olarak ayrılırlar. Özellikle iltihabi romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan diğer ilaçların etkileri yavaş ortaya çıkmaktadır. Şikayetlerin yoğun olduğu zamanda belki de birkaç ayı bulacak bu etkisizlik döneminde kullanılan kortizon tedavileri hastaları rahatlatmaktadır. Zaman içinde tedavide kullanılan temel ilaçların etkileri geliştikçe kortizon dozları da azaltılır. Her zaman ihtiyacı karşılayan en düşük doz verilmeli ve uygun olur olmaz da azaltılmaya çalışılmalıdır. Uzun süreli tedavilerde tablet seçenekleri tercih edilmelidir. En sık kullanılan kortizonlar metilprednizolon ve prednizolondur. Düşük doz olarak kast edilen ise 10 mg’ın altındaki dozlardır. Lupus, damar iltihabı (vaskülitler) ve Behçet hastalıklarında bazen çok yüksek dozlarda kortizon ihtiyacı gelişir. Burada günde 60 mg tablet veya mg serum dozları kullanılır. Amaç hastanın hayati tehlikesini gidermektir. Yüksek dozların kullanıldığı bu durumlarda ise ilaç dozu çok daha yavaş olarak azaltılır. Aksi takdirde benzer sorunlar yeniden ortaya çıkacaktır.
Uzun etkili kortizon enjeksiyonları da, özellikle eklem içine veya mecburi haller var ise romatizmanın tedavisinde kullanılan yöntemlerdir.
Tehlike, tanısı konmayan hastaların sürekli olarak bu ilaçları kullanmaya devam etmeleriyle başlar. Hasta kortizon ile rahatladığını düşünür, ancak bu ilaç hastalığı tedavi edemez sadece maskeler. Zamanla gelişecek eklem hasarları önlenemez hal alır. Burada unutulmaması gereken nokta ise, bu ilaçların bazı hastalıkları tedavi edebildikleri bazılarında ise temel tedavilerin yanında destek amacıyla kullanıldıkları gerçeğidir. Örneğin lupus hastalığında, vaskülitlerde tedavi edici iken romatoid artritte destek amacıyla önerilirler.
Kortizonlu ilaçlar hangi yöntemle kullanılırlarsa kullanılsınlar (tablet, enjeksiyon, damla veya solunum yoluyla ör: astım) değişmeyen bir gerçek vardır. Uzun süreli kortizon kullanımında doz aşımı var ise yan etkiler gelişir. Peki o halde neden hala doktorlar bu ilaçta ısrarcı olmaktadırlar… Kortizonun uzun süreli kullanımında kemik erimesi (osteoporoz), katarakt, damar sertliği ve hipertansiyon, kalp hastalıkları, kan şekeri yüksekliği, tüylenmede artış, sivilcelenme, iştah artması neticesinde kilo alma ve özellikle yüz ve gövdede farklı yerlerde yağ birikimleri başlar.
Hayatı, normal ve sağlıklı yaşamı korumak biz doktorların temel hedefi iken bu yan etkiler bizleri de hastalarımız adına korkutmaktadır. Şu anda belli hastalıklarda ve belli amaçlar için daha iyi alternatifleri bulunana kadar kortizon tedavileri çok kıymetli ilaçlardır. Vazgeçemediğimiz kortizonlu ilaçları kullanırken eğer tedavi süresi 1 ayı geçecek ise mutlaka hastalarımıza tavsiyelerde bulunuruz. Bu tavsiyeler:
Neticede hasta, hastalığı ile ilgili doğru bilgileri ilgili uzmandan aldığı sürece ve dikkat edilmesi gereken hususlarda iradesini kullanarak takiplerini sürdürebilirse sorunlar ve yan etkiler minimuma inecektir. Hekim de hastanın ihtiyacı olan en az kortizon dozunu vermeye çalışacaktır. Hastanın sağlığı ve hasta olmaması için gayret sarfetmek biz doktorların en temel görevidir, bunula beraber hastalarımızı da zaman zaman bilgilendirmek kötü sonuçlara engel olacaktır.