Amaç: Erken başlangıçlı ve geç başlangıçlı preeklampside maternal risk faktörleri ve erken dönem neonatal sonuçların karşılaştırılması. Gereç ve Yöntem: Hastanemizde preeklampsi tanısı almış hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalar erken başlangıçlı preeklampsi (≤34 hafta) ve geç başlangıçlı preeklampsi (>34 hafta) olmak üzere 2 gruba ayrıldı. İki grup arasında demografik data, maternal risk faktörleri ve neonatal sonuçları karşılaştırmak için istatistiksel analiz yapıldı. Bulgular: Preeklampsi tanısı alan 92 hastanın, 45 (%49)’i erken başlangıçlı preeklampsi ve 47 (%51)’si geç başlangıçlı preeklampsi idi. Erken başlangıçlı preeklampsi grubunda, sezaryen doğum ve intrauterin büyüme kısıtlılığı (İUBK) oranları anlamlı şekilde daha yüksek bulundu (p=0.01, p=0.025). Lojistik regresyon analizinde, gebelikte yüksek vücut kitle indeksinin geç başlangıçlı preeklampsi için bağımsız bir risk faktörü olduğu saptandı (p=0.012). Erken başlangıçlı preeklampsi grubunda, neonatal morbidite ve yenidoğan yoğun bakım ünitesine (YDYBÜ) yatış oranları anlamlı şekilde daha yüksek bulundu (p<0.05, p=0.005, sırasıyla). Bunun yanında, lojistik regresyon analizinde erken başlangıçlı preeklampsinin, İUBK (OR 2.96; 95% CL: 1.12–7.81), SGA (OR 2.5; 95% CL: 1.05–5.95), respiratuar distres sendromu (OR 15.34; 95% CL: 3.06–76.99), patent duktus arteriosus (OR 11.43; 95% CL: 1.36–96.16) ve YDYBÜ’ne yatış (OR 2.48; 95% CL: 1.06–5.77) riskini anlamlı şekilde artırdığı saptandı. Sonuç: Çalışmamızda, erken başlangıçlı preeklampsi, olumsuz neonatal sonuçlar için önemli bir risk faktörü olarak bulunurken, gebelikte yüksek vücut kitle indeksi geç başlangıçlı preeklampsi ile ilişkili bulundu.
Preeklemsinin kesin bir tanımlanmış sebebi bulunmamaktadır, birkaç risk faktörü sayılabilir:
Fizyolojik olarak, araştırmalar preeklapsiyi şu fizyolojik değişikler ile ilişkilendirmiştir: ailevî immün cevap ve plesenta arasındaki değişim, plasental yaralanma, endotel hücre yaralanmaları, damarsal reaktivitelerin değişimi, oksitatif stres, vazoaktif maddeler arasında dengesizlik, intravasküler volüm azalması ve yaygın damar içi pıhtılaşma.
Eklemsinin sebebinin kesin olmaması, ana sebebinin preekemsiye yatkınlığı olan kadınlarda plasentasının anormal bir şekilde rahim duvarına tutunması görülmektedir. Bu anormal implante plasentanın bir hipoksi durum ve artmış oksidatif stres ve inflamatuar mediatörler ile birlikte annenin plazmaya antianjiyogenik proteinlerin salgılanmasının hasıl, zayıf uterin ve plasental perfüzyona neden olduğu düşünülmektedir.
Daha önce normal tansiyonu olan bir kadının 20. gebelik haftasından sonra yüksek tansiyon, idrarda protein çıkışı ve bacakta pretibial ödem ile karakterli hastalığıdır. Bu durum anne ve bebek için ölümcül olabilir. Hastalığın tek tedavisi bebeğin doğurtulmasıdır. Eğer Preeklampsi tanısını erken gebelik haftalarında aldıysanız, sizin ve bizim için zorlu bir süreç başladı demektir. Bebeğinizin olgunlaşması için zamana ihtiyaç vardır ama bu süreçte zaman sizin Preeklampsi açısından aleyhinize işlemektedir. İşte burada Preeklampsili bir gebeyi en iyi şekilde takip edebilen deneyimli ,bilgi ve becerili bir Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanının önemi ortaya çıkmaktadır.
Preeklampsinin tanı ve tedavisinde hekimin kan basıncını kendisinin ölçmesi, hastalarının her gelişte kliniklerini dikkatli bir şekilde takip etmesi, rutin kan ve idrar testlerini özellikle gebelikte 20. haftadan sonra sıkı takip etmesi, bebekte gelişme geriliği var mı? yok mu? Ultrason ile dikkatli bir şekilde bakması, Amnion mayisinin miktarını, Plasentayı, göbek kordonu kan akımının Doppler ile ölçümlerini yaparak bebeğin durumunu yakından takip edip, Preeklampsinin erken tanınması ve kontrol altında tutulması için elinden geleni yapması gereklidir. Hamilelikte yüksek tansiyon ÇOK ÖNEMLİ bir gebe hastalığıdır. Tedavisi uzman hekim tarafından mutlaka yapılmalıdır
Preeklampsi Tedavisi
Preeklampsi tanısı için;
Hipertansiyonu olan Gebede, Proteinüri ve Ödem’in ortaya çıkmasıyla oluşan bir problemdir.
Preeklampsi gebeliğin 20.haftasından sonra aniden veya yavaş yavaş başlayabilir. Hafiften şiddetliye doğru değişen klinik tablolarda olabilir.
Hamilelikte yüksek tansiyon; Yedi gün ve günde iki kez yapılan kan basıncı ölçümlerinde en az iki defa 130/90 mm Hg’nin üzerinde değer bulunmasıdır.
Preeklampsi Belirtileri
Bu belirtilerden ilk üçü Patognomonik yani tanı koydurucudur.
Şişkinlik (özellikle el ve ayakalrada) preeklemisinin en önemli belirtisi olarak değerlendirilmiştir. Fakat, şişkinlik hamilelikte ortak bir olgudur, preeklempside ayırt edici faktör olarak bunun faydası yüksek olmasıdır. Çukurlaşan ödem (beklenmedik şişkinlik,; özellikle ellerde, ayaklarda, veya yüzde, üzerine basıldığında çukurlaşan) kayda değer olabilir ve bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekebilir.
Umumiyetle, preeklemsinin hiçbir belirtisi kendine özgü değildir ve hamilelikte konvülsyon gelişmesi bile, eklempsinin modern uygulamalarından başka nedenler olması daha muhtemeldir. Ayrıca, epigastrik ağrının bir bulgusu kalp yanması olarak yanlış yorumlanabilir. Tanı, bu nedenle, birçok preeklamptik özellikleri tesadüfî, doğumdan sonra kendisinin regresyon olmasının nihai kanıtı bu bulguya bağlıdır.