proaktif ve reaktif halkla ilişkiler örnekleri / Pazarlama Halkla İlişkileride Proaktif ve Reaktif Pazarlama Halkla İlişkileri « STRATEJİK İLETİŞİM

Proaktif Ve Reaktif Halkla Ilişkiler Örnekleri

proaktif ve reaktif halkla ilişkiler örnekleri

HALKLA İLİŞKİLERDE PROAKTİF VE REAKTİF STRATEJİLER

HALKLA İLİŞKİLERDE PROAKTİF VE REAKTİF STRATEJİLER Başak SOLMAZ* Özet Halkla ilişkiler, bir yönetim fonksiyonu olarak kabul edildiğinde, durum analizi, planlama, eylem, iletişim ve değerlendirme gibi aşamaları da içermektedir. Halkla ilişkiler çalışmaları doğrudan kurumsal hedeflere katkıda bulunmalıdır. Kurum itibarının korunması ve yönetilmesinin kuruma dikkate değer faydalar sağlaması gerekir. Halkla ilişkiler çalışmalarını sadece ürün ya da hizmet tanıtımına yönelik kampanya süreci şeklinde düşünmek yanlış olur. Halkla ilişkiler çalışmaları, müşterinin memnun edilmesi ve bekledikleri hizmet kalitesini en iyi şeklide vermeyi amaçlar. Organizasyonun uzun dönem planlarının, stratejilerinin oluşturulmasında da rol oynamalıdır. Halkla ilişkiler; kurumu, kurumun ürün ya da hizmetini tanıtmaya yönelik olarak diğer iletişim araçlarıyla bütünleşik olarak kullanılmaktadır. Bu amaca yönelik halkla ilişkiler, proaktif ve reaktif yaklaşımlarla kuruma hizmet etmektedir. Proaktif halkla ilişkiler, iletişim unsurlarını da içine alarak ürün ya da hizmet tanıtımına bir haber özelliği ve değeri katmaktadır. Reaktif halkla ilişkiler ise kurumların karşı karşıya kaldığı olumsuz durumları başarıyla atlatabilmesine yönelik giriştiği halkla ilişkiler çabalarıdır. Bu çalışma, halkla ilişkiler çerçevesinde uygulanan proaktif ve reaktif yaklaşımlara stratejik bir bakış açısı getirmeyi amaçlamaktadır. Her konuda olduğu gibi halkla ilişkiler alanında da değişimler gerçekleşmekte ve halkla ilişkilerin gelecek yıllarda stratejik olarak var olan öneminin daha da artacağı görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Proaktif strateji, reaktif strateji, stratejik iletişim yönetimi Abstract:Proactive and Reactive Strategies In Public Relations Public relations contains situation analysis, plannings, action, communication and evaluation if it is assumed that public relations have management functions. Public relations studies should directly contribute corporate aims. Protection and management of corporate consideration should reap remarkble benefits to the corporation. It is a false valuation that evaluating public relations only as a promotion-oriented campain process. Public relations which aim to please customers and to offer then their expected service quality in the best way. Long term plans of organization have to take a part in building strategies. Public relations are used together with the other means of communication for promoting corporations and corporation s services or products. Public relations serves corporations by proactive and reactive approaches in this purpose. Proactive public relations adds information feature to the service promotion including communication components. Reactive public relations is public relations that made for repelling successfully bad situations corporations faced. And this study aims to make a strategical point of view to proactive and reactive approaches applied within the framework of public relations. As is like every matter, changes happens in the public relations area too. And this indicates that strategical importance of public relations will be increase by the coming years. Key words: Proactive strategic, reactive strategic, strategic communication management *Yrd. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi.

GİRİŞ Etkin halkla ilişkiler tutarlı hareketler üzerine inşa edilir ve sözcükler kadar eylemleri de içerir. Böylece kişi amaçlarına ulaşmayı başarırken eylem stratejilerine de odaklanır. Stratejik iletişim, kurumların amaçlarını gerçekleştirmek için hem proaktif hem de reaktif stratejileri kullanmaları gerektiğini anlatır. Proaktif stratejiler, bir kurumun ilgi alanını en iyi şekilde gerçekleştirmek için belli bir iletişim programını yerine getirme yaklaşımını kapsar. Reaktif stratejiler de, tam aksine sadece kurumun çevresini etkilemek için geliştirilen stratejilerdir. Proaktif stratejiler, kamuya açık ve halkın ihtiyaçlarını dikkate alan, reaktif stratejiler ise sadece kurumsal faydayı düşünen stratejilerdir. Proaktif stratejiler hem eylemi hem de iletişimi içermektedir (Smith, ). İşletmelerde stratejik yönetim, bir anlamda gelecekteki varlığını sürdürebilmesiyle ilgilidir. Bu durumda işletme varlığını sürdürebilmek için değişen çevre koşullarına da uyum sağlamalıdır. Burada genellikle kabul edilen ve uygulanan yaklaşım, işletmenin çevreye uyum göstererek kendini değiştirmesi gerektiğidir. Bazı düşünürler ise daha proaktif bir yaklaşımla stratejik yönetimi, işletmenin faaliyette bulunduğu çevreyi değiştirmesiyle ilgili faaliyetler, kararlar ve uygulamalar olarak görmektedir. Onlara göre esas olan, işletmenin değil, çevrenin işletme amaçlarına uygun olarak hazırlanması hatta değiştirilmesidir. Her iki durumda da işletmenin, reaktif (çevreye uyum sağlayan) veya proaktif (çevreyi değiştiren) olarak (Ülgen ve Mirze) çevre ile karşılıklı bağımlılığı ve çevreyle etkileşimi söz konusudur. Halkla İlişkiler İçin Bir Stratejik Planlama Modeli Halkla ilişkiler, bir organizasyon ve bu organizasyonun seslendiği kitle ile arasında iletişim, anlayış, yardımlaşma ve kabule dayanan bağlar oluşturmayı ve bu bağları korumayı amaçlayan yönetimsel bir fonksiyondur. Halkla ilişkiler yönetsel sorunlarla da ilgilidir. Kurum yönetiminin halkın fikir ve görüşlerinden haberdar olması ve uygun karşılıkları vermesini sağlar, kurum yönetiminin kamu yararına hareket etmesi gerekliliğini vurgular, trendleri önceden tahmin ederek kurumun değişime ayak uydurmasına yardımcı olur, temel araçlar olarak da araştırma ve ahlaki iletişim tekniklerinden faydalanır (Theaker, 16). Halkla ilişkiler, çeşitli kitlelerle ikna, temsil, eğitme, bilgilendirme, imaj oluşturma ve itibar yapılandırma gibi amaçlarla uzun soluklu ve sağlıklı ilişkiler kurmaya dayalıdır. Bu geniş kapsamı nedeniyle halkla ilişkiler, stratejik ilişkiler yönetimi olarak da görülebilir. Yönetim kavramı; planlama, kontrol, geri besleme ve performans ölçümünü, strateji kavramı ise; planlama, üstün olma, eyleme yönelme ve organizasyonun amaçlarına en uygun bağlantılarına odaklanmayı ifade eder. Sonuç olarak ilişkiler, etkili iletişim, karşılıklı uyum, karşılıklı bağlılık, ortak değerler, güven ve taahhüdü içerir (Hutton, ). Halkla ilişkiler bir kurum ve o kurumu ilgilendiren kamular arasındaki iletişimin yönetimi olarak düşünüldüğünde, halkla ilişkiler ya da iletişim yönetiminin gerek iletişim tekniklerinden gerekse medya ilişkileri ve tanıtım gibi uzmanlaşmış halkla

ilişkiler programlarından daha geniş kapsamlı olduğu ortaya çıkmaktadır. Halkla ilişkiler ve iletişim yönetimi, bir kurumun iç ve dış kamularla başka bir ifadeyle kurumun hedeflerine ulaşma yeteneğini etkileyen gruplarla kurduğu iletişime ait planlama, yürütme ve değerlendirme etkinliklerinin toplamını ifade etmektedir (Grunig, 15). Halkla ilişkilerde planlama süreci, birbiriyle birbiriyle örtüşen mantıksal bir yol takip eder. Buna göre (Jackson ve Center, ): 1. Gerçek bulgular ve veriler toplanmalı, genellikle formal araştırmaları içerir, spesifik problemleri veya fırsatları tanımlar, 2. Planlama ve programlama yapılmalı, bir strateji tasarlanmalı ve hazır hale getirilmeli, 3. Eylem ve iletişime geçilmeli, stratejiyi gerçekleştirmek için, 4. Değerlendirme yapılmalı, reaksiyonu saptamak ve sırada ne yapılacağına karar vermek ya da farklı olarak bir şey yapmak. Stratejik planlama, stratejiyi kâğıda dökmekten daha fazlasıdır: kültüre, yapıya ve organizasyondaki sistemlere önem vermelidir, onun için kurumun her bir unsuru stratejiyi etkin kılmak için seferber olabilmelidir (Hussey, 1). Stratejik yönetim süreci ise, kurumlar açısından genel yönetim sürecinden ayrı düşünülmelidir. Genel anlamda kuruluşun yönetimi, kuruluşun amaçlarını gerçekleştirebilmesi için, yapılması gereken faaliyetlerin planlanması, örgütlenmesi, koordinasyonu, uygulanması ve kontrol edilmesi sürecidir. Stratejik yönetim, kuruluşların genel yönetim süreçlerin bir parçası olarak görülmelidir. Başka bir ifadeyle, stratejik yönetim, kurum hiyerarşik olarak düşünüldüğünde üst yönetimin ilgilendiği özel bir yönetim alanı olarak karşımıza çıkar (Taştan, 1). Gerek stratejik planlama gerekse stratejik yönetim sürecinin, stratejik bilince sahip olmakla başlaması gerektiğini söylemek mümkündür. İletişim performansının ölçümlenmesi ve kanaatlerin etkilenmesinde mesajların oluşturulması stratejik iletişim yönetimi olarak tanımlanan tekniklerin kullanımını zorunlu hale getirmiştir (Kadıbeşegil, ). Bu tekniklerin kullanılması ve ilişkilerin stratejik boyutu kurumlarda hem iletişimin hem de ilişkilerin stratejik olarak yönetilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Stratejik yönetim kuramlarında, dış ortamların gözetimine ve kurumun misyonunun onlarla uyumlu hale getirilmesine verilen önem, bu süreçte halkla ilişkilere de çok önemli roller düştüğünü göstermektedir. Kurumun misyonuna verilen önem ise, halkla ilişkilerin kurumsal etkinliğe katkıda bulunabilmesi için kurumun hedefleriyle kurması gereken bağlantıyı sağlamaktadır. Halkla ilişkiler, stratejik yönetime genel anlamda katkıda bulunmakla birlikte, stratejik yönetim ilkelerine uygun olarak kendi programlarını da stratejik olarak yönetmek zorundadır. Bu bağlamda düşünüldüğünde stratejik yönetim üç düzeyde gerçekleşmektedir (Grunig ve Repper, ): Kurumsal Düzey: Bu aşamada, Yönetim kurulu, CEO ve başkan yardımcıları genel stratejiler oluşturmakta, paydaşların ve toplumun çıkarlarını yansıtmaktadırlar. Faaliyet Alanı ya da Uzmanlık Düzeyi: bu düzeydeki stratejik yönetim, pazar segmentleriyle ilgilenmekte ya da uzmanlaşmış çeşitli hizmetler sunmaktadırlar.

İşlevsel Düzeyler: Ürün yöneticilerinden, coğrafi bölgelerden ya da pazarlama ve halkla ilişkiler gibi işlevlerden oluşmaktadır. Stratejik ilişkiler yönetimi tanımı altında halkla ilişkilerin durumsal rolleri; ikna edici, temsil edici, eğitici, yenilikçi, bilgi yöneticisi ve itibar yöneticisi şeklinde sıralanmaktadır. Uygulamada birincil işlevi ise, araştırma, imaj oluşturma danışmanlık, yönetim, erken uyarı, yorum, iletişim, arabuluculuk şeklinde ifade edilebilir. Taktikler ya da yararlanılan araçlar olarak da; duyurum, ürün konumlandırma, haber yayınları, konuşmalar, kişiler arası iletişim, web siteleri, yayınlar, kurumsal reklam yayınlarını sayabiliriz (Hutton, ). O halde halkla ilişkilerin, yöneticiler, planlama departmanına ve paydaşlara gerekli girdileri sunarak stratejik yönetimin bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Halkla ilişkilerde stratejik planlama modeli çerçevesinde, Ketchum un organizasyonel modeli, profesyonellerin ve müşterilerin benzer olarak, müşterinin genel amaçlarına uygun plan yapmayı gerektiren kesin bir durum analizine yönlendiği yorumunu yapmaktadır ve şu yaklaşımlarda bulunmaktadır. Ketchum a göre (Wilcox ve Cameron, ): Faktörler Kategori faktörleri. Son zamanlardaki sektör eğilimleri nelerdir? Ürün/hizmet sorunları. Ürün, servis veya sorunun önemli karakteristikleri nelerdir? Rekabet faktörleri. Rakipler kimdir, rekabete dayalı olan dayanıklılıkları, benzerlikleri ve farklılıkları nelerdir? Müşteri faktörleri. Ürünü kim ve niçin kullanır? Hedefler Ticari amaçlar. Şirketin ticari amaçları nelerdir? Zaman sınırlaması nedir? Halkla ilişkilerin rolü. Halkla ilişkiler nasıl pazarlama karışımına uygun hale gelir? Yeni ticari kaynaklar. Hangi sektörler büyüme gösterecek? Dinleyiciler/İzleyiciler Hedef dinleyiciler/izleyiciler. Hedef dinleyiciler/izleyiciler nedir? Geçerli kafa yapısı. Dinleyiciler/izleyiciler ürün, servis ya da sorun için ne hissediyor? Arzu edilen kafa yapısı. Onların nasıl hissetmesini istiyoruz? Anahtar Mesaj Temel nokta. Kafa yapısını değiştirmek ya da desteklemek için bir anahtar mesaj neyi iletmelidir? Bununla beraber halkla ilişkiler planlama süreci çeşitli değişimlerin de olduğu sekiz temel basamağa ayrılır. Bunlar; (1) Durum, (2) Hedefler, (3) İzleyici/Dinleyici, (4) Strateji, (5) Taktik, (6) Zamanlama, (7) Bütçe ve (8) Değerlendirmedir. Durum: Doğru amaçlar, halkla ilişkiler programına ihtiyaç duyulduğu sonucuna rehberlik eden, net bir anlayış olmaksızın tayin edilemez. Üç durum sık sık halkla ilişkiler programını harekete geçirir: (1) Organizasyon bir problemin veya olumsuz bir durumun üstesinden gelmek için çare niteliğinde olan bir programı yönetmek zorundadır; (2) Organizasyon tek seferlik, spesifik bir projeyi yönetmek zorundadır; veya (3) Organizasyon, itibarını ve kamu desteğini korumak için devam eden bir çabayı desteklemeyi istemektedir. Amaçlar: Durum ya da problem bir defa kavrandığında sonraki adım program için amaçları saptamaktır. Tespit edilmiş bir amaç şunları sormak yoluyla değerlendirilmeli: (1) Gerçekten duruma hitap ediyor mu? (2)

Gerçekçi ve ulaşılabilir mi? (3) Başarı, anlamlı bir vadede ölçülebilir mi? (Wilcox v.d. ). Dinleyiciler/İzleyiciler: Halkla ilişkiler programları spesifik ve tanımlanmış dinleyici-izleyicilere ya da genele hitap etmelidir. Her ne kadar bazı kampanyalar genele hitap etse de, bu tip örnekler istisnadır. Strateji: Bir strateji ifadesi, tasarımda, bir amacın nasıl elde edileceğini, kapsamlı program için proje ana hatlarını ve temaları sağlayarak tarif eder. Strateji ifadeleri, planlanan eylemler ve program unsurları için mantıksal bir temel önerir. Genel bir stratejinin ana çerçevesi çizilmiş olabilir veya programın amaçlara ve belirlenmiş dinleyicilere bağlı olarak, birkaç stratejisi olabilir. Taktik: Taktik, stratejileri operasyona yerleştiren ve belirlenmiş amaçlara ulaşmada yardımcı olan spesifik aktiviteleri tanımlar. Taktik, anahtar mesaj ile birincil ve ikincil dinleyici-izleyicilere ulaşmak için iletişim araçlarını kullanmayı da içerir. Takvim/Zaman Çizelgesi: Program planında zamanlamanın üç yönü (1) bir kampanyanın idare edilmesi gerekirken karar vermek, (2) aktiviteler için uygun bir sıralama belirlemek ve (3) mükemmel bir ürün üretmek için tamamlanması gereken adımlar derlemek. Bu üç yönün hepsi maksimum verimliliğe ulaşmak için önemlidir. Bütçe: Hiçbir program bütçesiz tam değildir. Müşteri ve işverenlerin ikisi de sorar, Bu programın maliyeti ne olacaktır?. Birçok durumda ters yaklaşım gösterilir. Organizasyonlar güçlerinin yeteceği bir meblağa onay verirler daha sonra halkla ilişkiler personelinden ya da firmasından tahsis edilen miktarı yansıtan bir program planı isterler. Değerlendirme: Bir planın değerlendirme öğesi doğrudan programın belirlenmiş amaçları ile ilgilidir. Daha önce tartışıldığı gibi, amaçlar, müşterilere ve işverenlere amaçlarına ulaştığını göstermek için bazı yollarla ölçülebilir olmalıdır (Wilcox ve Cameron, ). Proaktif Halkla İlişkiler Stratejileri Halkla ilişkiler stratejileri, kurumlar tarafından proaktif olarak adlandırılan stratejilerle başlar. Bu stratejiler en etkin stratejilerdir çünkü kurumlardaki planlamaların yürütülmesi ya da uygulanmasına imkan tanır. Bu stratejiler kurumdaki performansı ve etkiyi arttırmayı, dinleyici katılımını, özel olayları, durumları, anlaşmaları, birleşmeleri ve sponsorları içine alır. Proaktif iletişim, haber değeri olan bilgiler verir ve açık iletişim adımları sunar(smith, ). Proaktif Halkla İlişkiler Stratejilerinin Sınıflandırılması Eylem Stratejileri Kurumsal performans Dinleyici katılımı Özel olaylar Anlaşmalar ve birleşmeler Sponsorluk Stratejik hayırseverlik Faaliyetler İletişim Stratejileri Tanıtım Haber değeri olan bilgi Şeffaf iletişim Proaktif halkla ilişkilerde, işletmenin pazarlama hedefleri, şirket tanıtım çalışmaları, ürün ve hizmetleri geniş ölçüde kabul görmektedir, ortada bir sorun yoktur. Bu durumda kurumsal strateji savunucu olmaktan çok hücuma yöneliktir, sorun çözmekten çok fırsat kollayıcı, düzeltici olmaktan çok destekleyici niteliktedir (Odabaşı ve Oyman, ). Başka bir deyişle proaktif halkla ilişkilerin uzun vadeli ve hedefe yönelik olduğu söylenebilir.

Eylem Stratejileri Etkin halkla ilişkiler stratejilerinin ilk aşamasını eylem stratejileri oluşturur ve altı basamağa ayrılır. Bunlardan birincisi kurumsal performans tır. Burada önemli olan, müşterilere yönelik en yüksek kaliteyi sunmaktır. Bir kurumun iyi bir ismi ya da itibarı olması kurumun iyi bir performans sergilediği anlamına gelmez. Ürün ya da hizmetler, halkın beklentileri, ihtiyaçları, ilgi alanları ve istekleri doğrultusunda sunulmalıdır. O halde müşteriler ne ister? Kaliteli ürün, değer, müşteri hizmeti, uygun fiyat. Etkin halkla ilişkiler ilkelerinden biri de uyumdur. Kurumlardaki isteklilik ve yeterlilik hem kurumun kendi içinde hem de hedef kitlede iletişimin yayılmasını sağlar. Bazı kurumlar da kendi hedef kitlelerini organizasyon yapılarına uydurmak için ikna etmeye çalışırken stratejik iletişimi kullanırlar. Halkla ilişkiler etkinliğinde rol oynayan bir diğer önemli ilke de kurumlar ile kamular arasında karşılıklı ilişkiyi sağlamak ve geliştirmektir. Başka bir deyişle kurum, yönetim kurallarından daha çok karşılıklı ilişki veya kamunun isteklerini, düşüncelerini göz önüne alarak programlar hazırlamalıdır. Eylem stratejilerinden bir diğeri dinleyicilerin/izleyicilerin katlımı dır. Dinleyici ya da izleyici katılımı her zaman, içinde aktiviteleri barındırır. Dinleyici/izleyici için yararlı olabilecek bilgilerin aktarılması ve yine onların katılımının sağlanması adına geribildirimin sağlanması gerekmektedir. Özel olaylar, dinleyicilerin/izleyicilerin katılımını sağlayan bir diğer eylem stratejisidir. Özel olaylar, kurumların gelişimini destekler ve eğer medya o kurum hakkında haber yapmaya değer bir olayı yayınlıyorsa bu özel bir olaydır. Özel olayların pek çok türü vardır; Artistik programlar; resitaller ve sanat şovları, Yarışmalar; spor olayları ve yarışmalara hazırlık, Toplumsal olaylar; törenler, festivaller ve fuarlar, Tatil kutlamaları; kentsel, kültürel, etnik dini ve diğer özel olaylar, Görenekler; yıldönümleri, doğum günleri, özel günler ya da aylar gibi, Devamlılığı olan aktiviteler; meydan seremonileri ve görkemli açılışlar gibi. Anlaşmalar ve Birleşmeler, iki veya daha fazla organizasyon ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere bir araya geldiklerinde, stratejik iletişimi başlatmak adına güçlerini sabit bir noktada birleştirirler. Anlaşmalar, informal eğilimlidir, az yapılandırılmış ve kurum içindeki önemsiz ilişkileri kapsarken, birleşmeler ise, anlaşmalara göre daha resmidir ve yapılanmış ilişkileri kapsar. Sponsorluk, sponsorlar organizasyon ve kamuyla sıkı bir ilişki içindedir ve stratejik bir öneme sahiptir. Programı doğrudan yöneten, finansal destek sağlayan, kurumun ihtiyaçlarını karşılayan maddi kaynaklardır. Stratejik hayırseverlik, başarılı bir şekilde sponsorluğu yapılan kurumlar, tekrarları olacak şekilde desteklenirler. Pek çok şirket, o kurumu, çalışanlarını ve müşterilerini destekler ama bu hayırseverlikten öte bir şeydir. Şirketler elindekileri vermek veya yatırımı maksimum tutmak amaçlı yapmış oldukları sponsorluklarla aslında stratejik anlamda kendilerine yatırım yapmaktadırlar. Faaliyetler ise, halkla ilişkilerin temel olarak ikna edici ve savunucu modellerine odaklanır. Faaliyetler genellikle, sosyal konular, çevresel sorunlar, politik meseleler gibi sebepler ve eylemler ile ilgilidir (Smith, ). Proaktif Stratejide Etik Kararlar Nasıl Verilir? Gerek eylem gerekse iletişim stratejileri açısından önemli olan karar vermede kimin etkili olacağı ve bunun sonucunda ne gibi yaptırımların uygulanacağı sorularının

cevabıdır. Uygulanması gereken beş yaptırım vardır (Smith, ): 1. Kendimize karşı görevlerimiz; kendi ahlaki değerlerimiz ile başkalarının ilgileri ya da ahlaki değerlerinin farklı olması gerektiği konusunda bilgili ve dikkatli olmalıyız. 2. Müşterilere karşı görevlerimiz; müşterilerimiz elbette organizasyonların kamuları ve dinleyicileridir. Onlar çabaların en iyisini hak ediyorlar hele bir de faturayı ödüyorlarsa, ama onlara da körü körüne bağlanmamalıyız. 3. Şirketimize ve patronumuza karşı görevlerimiz; şirkete bağlılık ve maşa olma arasında iyi bir denge kurulmalıdır. Şirketin sahip olduğu ilkeler, bunların etkisi ve motivasyon gibi durumlar göz önünde bulundurulmalıdır. 4. İş arkadaşlarımıza karşı görevlerimiz; işinizde arkadaş ilişkilerinizin prestijinizi ve mesleki itibarınızı etkisini hesaba katın. 5. Topluma karşı görevlerimiz; insanlar için ne yapmalı ve bunları gerçekleştirmek için ne yapılmalıdır? İletişim Stratejileri İnsan davranışının sebepleri nedir, insanlar neden iletişim kurarlar ve iletişim insanları nasıl etkiler? Davranış bilimcileri, davranışları açıklayabilmek için, gereksinimler, motivasyonlar, tutumlar, algılar, bilişler, duygular ve sorunlar gibi kavramlar kullanmışlardır. İletişim bilimcileri de, insanların neden iletişim kurduğunu ve iletişimin etkilerini açıklamak için bu kavramların birçoğunu iletişim davranışıyla ilişkilendirmiştir. İletişim etkileri ise pasif iletişim davranışından çok, aktif iletişim davranışı sonucunda ortaya çıkar ve kurumun, halkla ilişkiler stratejileri için belirlenebilecek hedeflerin büyük kısmını içine alır (Grunig, ). Daha önce bahsettiğimiz proaktif staratejiler organizasyonun eylemlerine odaklanırken bir diğer strateji grubu daha çok iletişimle ilgilidir. Bunlar; tanıtım, haber değeri olan bilgi ve şeffaf iletişimdir. Tanıtım, pek çok kurum öncelikle tanıtımın önemini ortaya koyar. Program yönetmenleri, organizatörler kamunun ilgisini çekmek için tanıtıma önem verirler. Haberleri halka duyurmak ve medyayı bilgilendirmek amacıyla basın toplantıları düzenlerler. Ancak bazı medyalar diğerlerine göre daha inandırıcı kabul edilirler ve bu medyalar halkla ilişkiler stratejilerini kullanarak daha da etkin hale gelerek hedef kitleye ulaşırlar. Bu arada kurumlar haber oluştururken on temel basamağa dikkat etmelidirler, bunlar; 1. Olaylara veya değerlere dikkat çekmek için ödül sunulması 2. Sizin değer ve yargılarınıza katılımı sağlamak için rekabet ortamı oluşturulması 3. Programı yönetecek ve yeni projelere başlayacak personelin seçilmesi 4. Yerel ihtiyaç ve problemlerin yorumlanması 5. Yerel ihtiyaç ve problemler hakkında araştırma yapılması ve rapor hazırlanması 6. Bir şeyleri başarmak için kampanya başlatılması 7. Belli bir topluluğa konuşulması ve bilgilerin medya ile paylaşılması 8. Kurumun şöhretiyle ilgili bir konunun kişiyle de ilgili olması, 9. Kamunun ya da medyanın gündemde olan bir konuya yönlendirilmesi ya da kurumun gündemdeki haberlere yönlendirilmesi Genel bir rapor hazırlanmasıdır. Olumlu tanıtımlar açık bir şekilde kuruma yardımcı olurken olumsuz tanıtımlar bazı yıkıcı etkilere sahip olabilmektedir. Ancak bazen olumsuz tanıtımların kurumlara fayda

getirdiği de görülmektedir. Olumsuz tanıtımlar, özellikle potansiyel izleyici ve dinleyiciler arasında ilgi uyandırmak için olumlu bir etkiye sahiptir. İzleyiciler, haberleri habercilerden aktif, görsel hatta daha eğlendirici sunmalarını isterler, haberciler de halkın bu isteklerini yerine getirmek için gerekeni yaparlar. Ancak elle tutulur bir bilgi görsel bir şekilde kamuya ulaştırılamazsa bu mesajı hedef kitleye ulaştıracak iletişim aracını bulmak da zor olacaktır. Haber değeri olan bilgi ; haber değeri olan mesajları yayınlamak kamunun ilgisini çekmek için gereklidir. Haber nedir? Haberin özü, izleyici/dinleyicilere yeni bir fikir veya en son gelişmeleri duyurmaktır. Haberin değerini ortaya çıkaran iki unsur vardır, ünü ve farklılığıdır. Haberi oluşturan ana unsurlar ise, önemi, yerelliği, dengeli olması bulara ek olarak ünü ve farklılığıdır. Haber önemli bir bilgidir, yerel olanlarla ilgilenir, dengeli ve objektif bir bilgidir, halkla ilişkiler uzmanları kurumu desteklemek adına bilgiyi kullanmalı ancak tarafsız olmalıdır, haberi oluşturan sonuç kısmı haberin gündemi yani halkın ve medyanın günlük olaylarla bağlantılı olduğu kısmıdır. Bütün bunlara ek olarak, habere ilgi olağanüstü durumlarda ya da bilgi ve şöhret içermesi hallerinde daha da artmaktadır. Halkla ilişkiler profesyonelleri haber değeri oluşturan üç unsuru analiz etmelidir. (1) Organizasyon aktiviteleri ve mesajlar, (2) Medya gündemi, (3) Hedef kitlenin ilgisidir. Şekil I: Organizasyonel aktivite, mesaj, medya gündemi ile zhedef kitle ilgisi arasındaki ilişki Yukarıdaki şekilde; AB bölgesi, organizasyonun haber değeri olan bilgisine işaret eder. Kurumun haber medyası aracılığıyla duyurduğu aktivite ve mesajları içerir. ABC bölgesi medya ilişkilerine odaklanırken, BC bölgesi, tanıtım yoluyla kamuya tanıtılacak ya da aktarılacak bilgiyi içerir. Bu bölgede, halkla ilişkiler uzmanının hedef kitlenin ilgisini çekmek için bilgiyi yeniden düzenleyip şekillendirmesi gerektiğine işaret eder. AC bölgesi ise, medya ve kamu gündemini kapsar. Stratejik iletişim uzmanları, gündemi fırsat olarak kabul edip, kurumu gündemle birleştirmeye çalışırlar. Açık iletişim ise; kamunun kurumu anlaması ve kurumu desteklemesine yardımcı olur. Açık iletişim basit bir şekilde, bilginin anlaşılması ve farkına varılmasını sağlar (Smith, ). Yine açık iletişim sayesinde insanlar

körü körüne bilgiye inanmaz ve bağlanmazlar. Reaktif Halkla İlişkiler Stratejileri Organizasyonlar kendilerine yönelik suçlamalar ya da eleştiriler yapıldığında reaktif moduna girer. Organizasyonlar dışarıdan gelen tepkilere cevap verirken, halkın güvenini sağlayacak ve desteğini arttıracak hedefler geliştirmelidir. Kurumlarda özellikle kriz durumlarında karşı stratejiler geliştirilir ve savunma durumu ortaya çıkar. Savunma ise kurumun, düşünce yapısı ve eylemleri için zorunlu bir durumdur. Ancak burada savunma ve özür dilemeyi karıştırmamak gerek çünkü savunma özür dilemeye göre daha geniş bir alan yaratmaktadır. Keith Michael Hearit () savunmayla ilgili olarak kurumun itibarını da korumaya yönelik üç basamak önerir, (1) Savunma gerektiğinde açıklama yapma, (2) Pişmanlık ifadeleri ve (3) Organizasyonu sorundan ayıran bağımsız taktikler. Organizasyonlar karşı tepki gösterirken ya da krizden kurtulma aşamalarında sözel ve davranışsal eylemlerde bulunurlar. Bu eylemler reaktif halkla ilişkiler stratejileri olarak basamaklara ayrılmaktadır (Smith, ); Reaktif Halkla İlişkiler Stratejilerinin Sınıflandırılması Hata! Ön Hazırlık Stratejileri Delillerle çürütme, reddetme Saldırma Stratejileri Saldırı Küçük düşürme Şok Tehdit Savunma Stratejileri İnkar etme Özür Haklı çıkarma Hedef Şaşırtma Stratejileri Kabul etme Sevdirme Ayrılma Yeniden isimlendirme Paylaşım Stratejileri İlgi Teselli Pişmanlık Özür Düzeltme Stratejileri Araştırma Çare Onarma Tövbe Stratejik Eylemsizlik Sessizlik Reaktif halkla ilişkilerde ise, pazarda meydana gelen değişiklikler, tüketici davranışlarındaki değişiklikler, hükümet politikası ya da rekabet koşullarındaki değişiklik gibi durumlarda harekete geçilir. Bunlar genellikle olumsuz değişikliklerdir ve kurumun zedelenen itibarını kazanmak gibi amaçlar sözkonusudur (Odabaşı ve Oyman, ). Kurumlarda, krizlerin ve sorunların ele alınması durumlarında reaktif halkla ilişkiler devreye girmektedir. Ön hazırlık stratejilerinde, organizasyona karşı saldırı (muhalefet) başlamadan alınacak önlemler stratejinin ön-hazırlık eylemlerini gerektirir. Bu strateji önleyici olarak nitelendirilir. Kelime kendi başına delil yoluyla çürütmek kelimesinden türetilmiştir. Ama buradaki anlamı; kötü haber kaçınılmaz olduğunda önleyici tedbirler almaktır. Saldırma stratejileri ; halkla ilişkiler planlamacıları eleştirileri cevaplamak adına zaman zaman saldırı, küçük düşürme ve tehdit gibi stratejileri kullanırlar. Saldırı, bir organizasyonun itibarına zarar vermek üzere kötü niyetle yapılan eylemlere karşılık olarak kullanılan stratejilerden bir tanesidir. Özellikle rakipler kurumun açıklarını büyüterek kuruma karşı kullanır ve saldırıya geçerler. Saldırı stratejisi aynı zamanda küçük düşürmeyi de içerir. Bu stratejide organizasyon, rakibin etkisini küçük düşürme ya da utanç verici unsurlar kullanarak azaltmaya çalışır. Ancak küçük düşürme stratejisini kullanırken dikkatli olmak gerekir. Çünkü kamu kurumun rakiplerine karşı haksız bir şekilde davrandığını anlarsa strateji ters tepebilir.

Bazen küçük düşürme yerini şoka bırakır. Şok ; kasıtlı olarak ortaya çıkarılan durumlar, zihnin bulandırılması ya da duyguların dalgalanmasıdır. Tehdit de saldırma stratejilerinden bir tanesidir. Burada rakipler birbirlerinin açıklarını yakalamaya çalışır ve buldukları anda bunu rakibe karşı çok iyi kullanmasını bilirler. Bu strateji en son başvurulması gereken strateji olmalıdır. Savunma stratejileri ; inkar etme, özür dileme, ya da haklı çıkarma stratejilerini içeren savunma stratejileri diğer iletişim stratejilerine göre daha yumuşaktır. İnkar etme stratejisi, suçlamayı kabul etmez, problemin olmadığını iddia eder. Buradaki açıklamalar, kendilerinin yapmadığına, başkalarıyla karıştırıldıklarına ya da suçu başkalarına yükleme yönündedir. İnkar etme stratejisi kamu tarafından desteklendiği zaman anlamlı olur. Kurum ya da ilgili kişilerin olaya karıştıklarının ispatlanamaması, stratejinin en iyi kullanma zamanıdır. Özür dilemede ise, organizasyonda yanlış bir şey yapıldığında bu stratejinin sorumluluğu artmaktadır. En güçlü savunma stratejisi özür dilemedir. Çünkü burada savunulan bir amaç vardır. Haklı çıkarma stratejisi, organizasyonda yaşanan problemin başkasından miras kalmasıyla ilgilidir. Burada başarısızlık kabul edilir ancak iyi bir de neden ortaya konulur. Haklı çıkarma da kendi içinde belli stratejileri kullanır. Bazen iyiniyete dayalıdır, bazen de şartlar ve çevre etkilidir. Bazen, etik değerlerle ilgili bir idealizm bazen de suçu hafifletmektir. Hedef şaşırtma stratejileri ; kabul etme, sevdirme, ayrılma ve yeniden sınıflandırma basamaklarından oluşur. Kabul etme stratejisinde, organizasyon durumu kabul ederek kamunun beklentilerine cevap vermiş olur. Bu stratejide dikkat çekilmesi gereken nokta, kabul etmenin, hem kurum hem de kamu tarafından değer gördüğüdür. Sevdirme stratejisi ise genellikle organizasyonun olumsuz durumlarını atlatmada kullanılır. Kurum kamuyu etkiler ve kurumla ilgili kayda değer bazı şeyler yapar. Bunu yapmasının sebebi, dikkati suçlamalar ve eleştirilerden uzak tutmaktır. Sevdirme ve kabul etme birbirinden farklıdır; kabul etme kamuya karşı doğallığı içerirken sevdirme yapmacıktır. Ayrılma stratejisi; organizasyonu yanlıştan uzaklaştırmak için kullanılır (Smith, ). Ayrılma stratejisini, herhangi bir durumun kuruma zarar vermesi durumunda o durumu savunanlardan uzaklaşma olarak ifade edebiliriz. Bir diğer hedef şaşırtma stratejisi de yeniden isimlendirme dir. Burada organizasyon eleştirilerden uzak tutulmaya ve oluşan olumsuz imaj mantıklı bir şekilde değiştirilmeye çalışılır. Eğer kurumun hedef kitlesi yeniden isimlendirmeyi aldatıcı ya da yalan olarak nitelerse bu strateji ters teper. Paylaşım stratejileri, empati ya da kamunun sıkıntılarını anlama amaçlı kullanılır. İlgi, teselli, pişmanlık ve özrü içine alır. İlgi stratejisinde, organizasyon kurum içinde gelişen sorunlarla ilgilidir ancak bu sorunun yaşanmasındaki payını kabul etmeyerek geçiştirir. Teselli etme ise en çok kullanılan resmi strateji tipidir. Burada kurum, kayıplar ya da felaketler karşısında kendini sorumlu hissedip acısını ifade etme yoluna gider. Pişmanlık stratejisi, bir durum için sözkonusu olan kederi ve acıyı kabul eder ancak teselli stratejisinde olduğu gibi hatayı kabul etmez. Bu strateji halkla ilişkiler uzmanlarının kriz dönemlerinde kullandıkları önemli bir stratejidir ve pişmanlık dile getirilerek halkın tepkisi azaltılabilir. Organizasyon üzerine en az yoğunlaşan strateji, özür stratejisi dir. Özür stratejisini uygulamak bütün sorumlulukları kabul etmeyi ve af

dilemeyi içerir. Bu strateji, organizasyonun kesin bir biçimde hatalı olduğu ve ilişkilerin uzun dönemde yeniden düzenlenmesinin daha önemli olduğu durumlarda kullanılır. Gönülsüz yapılan özürler hiç yapılmamasından daha kötüdür ve özür dilemenin zamanı olmalıdır. Burada, kamunun özre nasıl karşılık vereceği önemlidir ve bu özürler genellikle kamunun amaçlarıyla ilgilidir. Düzeltme strateji leri de, araştırma, çare, onarma ve tövbe stratejilerini içerir. Araştırma stratejisinde, kurum durumu incelemeye söz verir ve sonra da gerçekleri garantilemeye çalışır. Araştırma stratejisi kısa dönemlidir, az zaman alır ve gerçeklerin garanti altına alınmadığı durumlarda kullanılır. Çare ; güçlü bir strateji örneğidir. Bu strateji sorunu çözmese de zararı önlemeye çalışır böylece hem kurumun hem de kamunun karşılıklı faydalanmasını sağlar. Bu stratejiyi bir kurum sorunlarla karşılaştığında veya kurum hatalı bulunduğunda kullanılır. Ancak bu strateji, kurumun, sorunu çözmedeki sorumluluğunun farkına vardığı zaman daha etkili olur. Onarma stratejisi ise, durumu bir öncekinden daha etkin hale getirir. En güçlü düzeltme stratejisi tövbe dir. Bu hem eylemde hem de merkezdeki değişikliği ifade eder. Pek çok organizasyon tövbe eder, daha iyi işler yapacakları yönünde söz verir ama bunu çok azı başarır. Organizasyonlar bu stratejiyi sıklıkla kullanırlar. Halkla ilişkilerde reaktif strateji olarak kullanılan bir diğeri de etkisiz stratejilerdir. Bu stratejiye göre, sessiz kalındığında kamu kurumuna güvenir ancak rakipler bu sessizlik karşısında kuruma daha çok yüklenirler. Sessiz kalma stratejisi, olumsuz eleştirileri engellemeyi risk altına alır ve bu da kuruma zarar verebilir. Ayrıca güçlü bir rakip kurumun üstüne giderse kurumun bu sessizliği sürdürmesi zor olabilir. Unutmamak gerekir ki, sessizlik sadece rakibe karşı alınan bir tavır değil duruma karşı da alınan bir tavırdır (Smith, ). Kurumun yaşadığı sorunlarda ya da kriz dönemlerinde bazen sessiz kalmak kadar gerekli açıklamaları yapmak da önem taşır. Kurum hedef kitleden gelen tepkiler karşısında sessiz kalma ya da açıklama yapma stratejilerini belirleyebilmelidir. TARTIŞMA VE SONUÇ Kurumlar, iletmek istediği mesajın ne kadarının nerelerde çıkması gerektiğini, ne kadarının kitlelere ulaşacağını ve kitlelerin bu mesajların ne kadarını anlamaları gerektiğini ve ne kadarının hatırlanmasının hedeflendiğini tanımlamalıdır. Önemli olan, hedefler doğrultusunda ulaşılan kişi, kitle ve kurumlarda hedeflediğiniz algılamaya ulaşıp ulaşılmadığıdır. Bu hedeflere ulaşmanın yolu da stratejik bir planlama ve stratejik halkla ilişkiler politikalarının kullanılmasıyla mümkün olur. Halkla ilişkilerin kısa ya da uzun vadede belirleyeceği stratejiler kurumun yönetim anlayışı içinde yer bulmalıdır. Gerektiğinde proaktif gerektiğinde de reaktif yaklaşımlarla kuruma ve kurumun geleceğine yönelik uygulamalar yapılmalıdır. Proaktif halkla ilişkiler uzun dönemli politikalardır ve uygulamaya, problemi tanımlamakla başlar sonrasında hedefleri belirler, mesajı ve araçlarını seçer, programı uygular ve sonuçları da değerlendirir. Proaktif halkla ilişkiler aynı zamanda, uzun vadede kurumun imajını arttırmaya yöneliktir. Reaktif halkla ilişkiler politikaları, kurumun zarar gören itibarini tamir etmekle birlikte, kaybolan pazar payını önlemede, satışları yeniden arttırmada kurumun varolan statüsünü korumaya çalışır. Başka bir ifadeyle, proaktif halkla ilişkiler

kurumun güçlü taraflarını ele alıp stratejiler geliştirirken, reaktif halkla ilişkiler de kurumun zayıf yönlerini ele alır ve bu zayıflıkların nasıl telafi edileceği konusunda stratejiler oluşturur. Sorun çözme aşamasında devreye reaktif halkla ilişkiler stratejileri girerken yine kurumun zayıf yönlerine bakarak savunma stratejisi kullanır. Dolayısıyla bu yönde geliştirilen reaktif halkla ilişkiler stratejileri yakın ve kısa dönemde meydana gelen değişimleri kapsar. Özellikle kriz dönemlerinde kurumun gücünün ve imajının azalmaması için kurumun da çaba göstermesi ve uygun stratejileri kullanması gerekir. Kurumun hedef kitlesine tanıtımında gerek proaktif gerekse reaktif yaklaşımlar önem gösterir. Organizasyonlarda yönetimlerin, daha ileriyi görerek, değişen ve gelişen rekabet ortamlarında kurumlarını ayakta tutabilmeleri, hem proaktif hem de reaktif stratejileri kullanmalarıyla mümkündür. Sonuç olarak; organizasyonların uzun dönemli amaçlarını gerçekleştirmelerinde halkla ilişkilerin belirleyici bir rolü vardır ve halkla ilişkiler stratejilerinin kullanımı da bir o kadar etkilidir. KAYNAKLAR Grunig, J.E. (). Halkla İlişkiler ve İletişim Yönetiminde Mükemmellik, İstanbul: Rota Yayınları. Grunig, J.E & Repper, F.C (), Stratejik Yönetim Kamular ve Gündemler, Halkla İlişkiler ve İletişim Yönetiminde Mükemmellik, Elif Özsayar(Çeviren). İstanbul: Rota Yayınları. Hussey, D. (), Strategy and Planning A Manager s Guide, John Wiley&Sons Ltd., U.S.A. Hutton, J. G. (). Halkla İlişkilerin Tanımı, Boyutları ve Etki Alanları, Başak Solmaz (Çeviren). Kurgu, S, s Jackson, P.& Allen H. Center, E.H. (). Public Relations Practices, USA: Prentice Hall, Inc. Kadıbeşegil, S. (). İtibar Yönetimi, İstanbul: Media Cat Yayınları. Odabaşı, Y. & Oyman M. (), Pazarlama İletişimi Yönetimi, İstanbul: Media Cat Yayınları. Smith, R.D. (). Strategic Planning For Public Relations, USA: Lawrence Earlbaum Associates, Inc. Tekinalp Ş. (). Camera Obscura dan Synopticon a Radyo ve Televizyon, İstanbul: Der Yayınları. Theaker, A (), Halkla İlişkilerin El Kitabı, Murat Yaz (Çeviren). MediaCat Kitapları, İstanbul. Ülgen, M. & Mirze,K. (). İşletmelerde Stratejik Yönetim, İstanbul: Literatür Yayınları. Wilcox, D.L. & Cameron, G.T. (). Public Relations Strategies and Tactics, USA: Pearson Education, Inc. Wilcox, D.L., Ault, P.H., Agee, W.K. (). Public Relations Strategies and Tactics, USA: Addison-Wesley Educational Publishers, Inc.

Reaktif Halkla İlişkiler Nedir?

Halkla ilişkiler uygulamaları tek bir anlayış ya da duruma bağlı olarak harekete geçmez. Genellikle hedef kitle ile olan iletişim durumuna göre uygulamaya geçen stratejik planlar, söz konusu durumu ya olumlu etkiler ya da olumsuz bir sonuca neden olur. Adına proaktif ve reaktif iletişim dediğimiz kavramlar da süreci yönetmeye yönelik halkla ilişkiler yaklaşımlarıdır.

Reaktif halkla ilişkiler, proaktif halka ilişkilerden daha karmaşık bir süreçtir ve olumsuz bir çağrışıma sahiptir. Bildiğiniz üzere halkla ilişkiler gücünü iletişim ve hedef kitleden alır. Reaktif halka ilişkiler süreci, bir tepki gösterebilme çabasını ifade eder ve daha çok olumsuz durumlardan kurtulmaya yönelik bir çaba harcar.

Reaktif halka ilişkiler, ideal bir iletişim biçimi değildir. İşletme ve markaların proaktif bir iletişim kurmaları her zaman daha olumlu bir durumdur. Peki neden reaktif halkla ilişkileri uygulamak zorunda kalan işletmeler var ve bu durumun ortadan kalması için neler yapılmalı?

Reaktif Halkla İlişkiler İletişimi

Halkla ilişkiler iletişimi, aktif iletişimi benimsemektedir. Proaktif olarak ifade edilen aktif iletişimde, fırsat yaratmaya yönelik bir çaba söz konusudur. Yani, iletişimsel strateji, düşünme, planlar, bir tehdit ya da olumsuzluk olmadan da harekete geçirilir. Reaktif iletişim ise tepki göstermek için uygulanan süreci ifade eder. Buradaki tepki, olumsuz bir duruma ya da olaya karşı gösterilmesi zorunlu tepkidir. Örnek reaktif iletişim süreci şöyle meydana gelmektedir:

  • Daha Çok Olumsuz Bir Olayın Yaşanması

  • Olaya Tanıklık Etme ya da Olayı Nakletmek (Resmi ve gayri resmi kanallar aracılığıyla)

  • Zorunlu Açıklama

  • Algı/ İmaj 

Reaktif iletişime neden olan durum, sarsıcı ve olumsuz algıya yol açabilecek şiddette olabilir. Buna önlemeye yönelik de işletmeler, reaktif iletişimden yararlanır. Reaktif iletişim; pazarlama, halkla ilişkiler ve imaj/algı çalışmaları için kullanılabilmektedir. Reaktif iletişim uygulamalarında, var olan ya da olabilecek krizlere bir tepki niteliğinde çözümler üretilir. Bununla birlikte reaktif iletişimi benimseyen bazı kurum ve işletmelerde ise olayı akışına bırakma gibi bir iletişimsizlik çabası da vardır. Bu durum ise hedef kitlenin olayı büyütebilmesine ya da olayı unutmasına yol açar. 

Reaktif halkla ilişkiler, proaktif halka ilişkilerden farklı olarak yoğun bir strateji ve çaba göstermekten uzaktır. Ayrıca reaktif iletişime yol açan çoğu durum da işletmenin vizyonsuzluğu ve zayıflığıyla açıklanabilir. 

Reaktif Halkla İlişkiler Neden Uygulanır?

Reaktif halkla ilişkileri uygulayan çoğu işletme ve kurum, savunmacı yaklaşımı benimser. Proaktif iletişimde olan fırsatları yakalama, değerlendirme gibi aşamalar yerine çözümü bekleyen sorunlar, krizler ve önlemler, reaktif iletişimde yer alır. Reaktif halkla ilişkiler iletişimi; var olan olumsuz durumu onarmaya, olası zararları önlemeye ve satışı tekrar canlandırmaya yönelik enerji harcar. İşletme benimsediği reaktif strateji nedeniyle sadece olumsuz durumlarda kaybı önlemek için bir adım atar ve aslında reaktif iletişimi benimsediği için de kaybının önüne geçemeyecek anı kurtaran tepkiler verir. Bir döngü hâlinde işlenen reaktif süreç, işletmenin yönetim plansızlığından meydana gelir. 

İşletmenin mevcut durumu göremeyecek kadar ürün ya da hizmet odaklı olması, proaktif iletişimi de engellemektedir. Ayrıca bir misyon ve vizyona sahip olmayan işletmeler de yalnızca bugünle ilgilenmekte ve geleceğe taşınacak hedeflerden uzaktırlar. Sadece tepki vermekle yetinen bir işletmenin, yüksek başarılar elde etmesi de zordur.

Reaktif İletişime Sebep Olan Durumlar

Proaktif halkla ilişkilerde marka, imaj ve itibar çalışmalarına büyük önem verilir. Reaktif iletişimi benimseyen bir işletme ise olumsuz durumlarla ilgilenmeyi, halkla ilişkiler sanmaktadır. Fakat günümüzde daha iyi biliyoruz ki halkla ilişkiler, hedef kitleyi temel almadan çalışmalar yürütemez. Proaktif iletişimde sıklıkla, bilgi verme yoluyla halkla ilişkiler etkinleştirilmektedir. Günümüzün imaj ve algı çalışmaları açısından yalnızca bilgi vermek, epey geride kalmış bir halkla ilişkiler yöntemidir. 

Reaktif bir iletişime neden olan ve işletmenin proaktif sürece geçmesine engel kimi durumlar şunlardır; işletmenin yönetim biçimi, kurumsal iletişim biriminin yokluğu, işletmenin olayları değerlendirme yetersizliği ve hedef kitleyi tanıyamama. Bu durumları daha geniş açıyla inceleyelim. 

İşletmenin yönetim kadrosu ve yönetim biçimi, reaktif iletişime sebep olabilmektedir. Genellikle yönetici sınıfının kâr odaklı olması ve diğer süreçlerden bihaber olması, halkla ilişkiler çalışmalarını da engellemektedir. Öngörü yetersizliği, yönetici kadrosunun tam hakimiyeti, diğer departmanların eksikliği gibi olumsuzluklar, işletmenin yönetim zayıflığıdır. Aynı zamanda kendi durumunu ve fırsatları göremeyen işletme, dolaylı yollardan önlem almaya çalışır ve zayıflığını sürdürür. İşletmenin yönetim zayıflığından kurtulması için işe dayalı departmanlara ayrılması ve yönetici kadronun durumun farkına varması gerekir. Özellikle halkla ilişkiler açısından planlama, strateji ve öncelik belirleme gibi süreçlerden haberdar olunması, büyük fayda sunacaktır. 

  • Kurum İçi Halkla İlişkiler Biriminin Yokluğu

Bir diğer önemli sorun ise halkla ilişkiler biriminin yokluğudur. Yönetime sıkı sıkı bağlı olan yönetici kadronun halkla ilişkiler görevlerini de üstlenmesi, bir vizyonsuzluk yaratabilmektedir. Halkla ilişkiler birimi; iletişim ve halkla ilişkiler konusunda belli bir birikime sahip olduğundan süreci yönetebilecek potansiyele de sahiptir. Fakat, birimin yokluğu; plansızlık, strateji eksikliği, önceliği belirleyememe ve etkin tepki verememe gibi durumlara sebep olur. Kısacası halkla ilişkiler birimi, halkla ilişkiler stratejileri üretmek konusunda bilgi ve uygulama yetkinliğine sahiptir. Yönetici kadronun da reaktif halkla ilişkiler geliştirmekten ziyade, strateji üretebilecek ve fırsatları yakalayabilecek bir departmana ihtiyacı vardır. 

  • Hedef Kitleyi Tanıyamamak

Yalnızca tek bir anlayışa bağlı kalarak hedef kitleyle olan iletişim sürdürülemez. Reaktif bir iletişim sürecinde, iç ve dış hedef kitleye yönelik yapıcı bir uygulama yoktur. Genellikle, ürün veya hizmet odaklı bir pazarlama söz konusudur. Var olan olumsuz bir durumda da hedef kitleye yalnızca bilgi verilir, gerekirse algıyı düzeltmeye yönelik çaba harcanır. Oysa reaktif iletişime sebep olan şey, hedef kitlenin algısını değiştirmeye uğraşmamaktır. Bir tepki göstermeden önce hedef kitle çalışmaları yapılsa büyük ölçüde daha az sarsıcı bir süreç yaşanabilir. Yine olası bir fısıltı ve söylenti karşısında da işletmenin sürece hakim olması ve spekülasyonun sebebini hedef kitleye etkili iletişim yollarıyla anlatması gerekir. 

Görüldüğü üzere reaktif halkla ilişkiler, ideal bir yöntem değildir. Artık halkla ilişkilerin gerçek değerinin anlaşıldığı bir süreçte, proaktif iletişime geçecek altyapıya sahip olmak gerekir. Belli bir halkla ilişkiler birikimi ve sermayesi, işletmenin de tepki göstermekten öte hareket edebilmesine önayak olacaktır.

Halkla ilişkiler iletişimi, proaktif ve reaktif iletişim süreçleriyle hedef kitleye ulaşır. Reaktif halkla ilişkiler, olumsuz bir duruma karşı tepki gösteren savunmacı bir yöntemdir. Reaktif iletişim sürecinde, yanlış bilgi önlenmeye çalışılır ve konu hakkında hedef kitleye bilgi vermekle yetinilir.

Proaktif halka ilişkiler ya da iletişim, gereksinim, istek ve fırsatları değerlendiren bir süreci ifade eder. Günümüzün başarılı ve bilindik markaları, amaçları doğrultusunda hedeflere ulaşmak için planlama, analiz etme, öncelik belirleme ve uygulama gibi aşamaları etkinleştirir. Proaktif iletişimde; imaj, itibar, marka yönetimi ve stratejiler düşünülür. 

Reaktif iletişime sebep olan şey, işletmenin yönetim sıkıntıları ve zayıflığıdır. Reaktif iletişimi benimseyecek bir yönetim, öngörü ve planlamadan yoksun olarak yalnızca olaya tepki vermekle yetinir. Reaktif iletişimi benimsemek şu durumlarla ilişkilidir: Halkla ilişkiler biriminin yokluğu, yönetici kadronun tam hakimiyeti, hedef kitleyle olan iletişim zayıflığı ve değerlendirme eksikliği.

Reaktif halkla ilişkilerin amacı, şirketlerin veya organizasyonların farkındalıklarını artırmak, müşteri sadakatini ve ilişkilerini geliştirmek ve kurumsal imajını çoğaltmak için kamuyla doğrudan iletişim kurmak ve etkileşim sağlamaktır. Reaktif halkla ilişkiler, kurumsal kimlik ve itibarının yönetimi ile de ilgilenir.

1. İyi halkla ilişkiler, tüketici ve kamuoyu desteğini arttırır.

2. İyi halkla ilişkiler, sosyal ve çevresel çıkarların korunmasına yardımcı olur.

3. İyi halkla ilişkiler, marka bilinirliğini arttırır ve ticari başarıyı geliştirir.

4. İyi halkla ilişkiler, potansiyel müşterilerin seçimlerini etkileyerek satışları artırır.

5. İyi halkla ilişkiler, çevresel ve toplumsal sorumlulukların yerine getirilmesine yardımcı olur.

6. İyi halkla ilişkiler, çalışanların motivasyonunu arttırır ve verimliliği artırır.

7. İyi halkla ilişkiler, ortaklar ve diğer önemli gruplar arasındaki ilişkileri geliştirir.

8. İyi halkla ilişkiler, şirketin cazibesini arttırır ve potansiyel çalışanları çeker.

1. Halkla ilişkilerin hedeflerinin ve amaçlarının belirlenmesi.
2. Halkla ilişkiler stratejisinin oluşturulması ve yönetilmesi.
3. İletişim kanallarının seçilmesi ve kullanımının öğrenilmesi.
4. Hedef kitleye mesajların doğru bir şekilde iletilmesi.
5. İletişim araçlarının etkin kullanılması.
6. Toplumsal etki ve tepkilerin değerlendirilmesi.
7. Halkla ilişkiler çalışmalarının düzenli olarak değerlendirilmesi.
8. İç ve dış iletişimin yönetilmesi.

Reaktif İletişim Yaklaşımının Uygulanması

Reaktif iletişim, olumsuz durumlar karşısında hızlı ve etkili tepki verme sürecini ifade eden bir halkla ilişkiler yaklaşımıdır. Bu tür bir iletişim stratejisi, özellikle kriz anlarında veya olumsuz bir olayın ortaya çıkması durumunda işletmelerin imajını ve hedef kitle ile olan ilişkisini korumak amacıyla devreye sokulur.

Önemli Noktalar

Reaktif iletişim sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. İlk olarak, doğru bir hedef kitle belirlenmesi ve mesajlarının onlara doğru bir şekilde ulaşması önemlidir. İkinci olarak, olumsuz durumların ortaya çıkması halinde hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçilmesi büyük önem arzeder. Üçüncü olarak, iletişimin sürekliliği, işletme ve hedef kitle arasındaki iletişimi sağlam tutmak için önemlidir.

Reaktif İletişim Stratejisi

Reaktif iletişim stratejisi, önlem alarak olumsuz durumların etkilerini en aza indirmeye yönelik olmalıdır. İşletmeler, olumsuz durumlar karşısında geliştirilen hızlı ve etkili çözüm önerilerini hedef kitle ile paylaşarak, olumsuz durumun etkilerini hafifletmeye çalışır. Böylece, hedef kitle güvenini kaybetmekte olan işletmelerin itibarını korumak ve yeniden kazanmak amacıyla hareket ederler.

Olumsuz Durumlardan Kurtulma

Reaktif iletişim sürecinde doğru stratejiler uygulanarak, olumsuz durumların etkisini en aza indirgeme ve işletmenin itibarını koruma hedeflenir. Bu süreçte, hızlı ve etkili çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve hedef kitle ile paylaşılması büyük önem taşır. Uygun kriz yönetimi ile birlikte olumsuz durumlardan kurtulma süreci daha başarılı bir şekilde gerçekleştirilir.

Sonuç

Özetle, pazarlamada reaktif iletişim yaklaşımı, olumsuz durumlar karşısında hızlı ve etkili tepkiyle işletmelerin itibarını korumayı amaçlayan bir stratejidir. Bu sürecin başarılı bir şekilde yürütülmesi için, doğru hedef kitleye ulaşma, hızlı tepki verme ve sürekli iletişimin sağlanması gibi unsurlara özellikle dikkat edilmelidir. Bu sayede, işletmeler zarar gören itibarlarını kısa sürede onarabilir ve hedef kitlelerinin güvenini yeniden kazanabilirler.

Asimetrik Halkla İlişkiler Kavramı ve Reaktif İletişim Arasındaki Temel Farklar

Halkla İlişkiler Yaklaşımları: Proaktif ve Reaktif İletişim

Halkla ilişkiler uygulamaları, duruma bağlı hareket ederek hedef kitle ile iletişim stratejilerini belirler. Bu süreçte proaktif ve reaktif iletişim kavramları devreye girer. Proaktif iletişim, fırsatlar yaratmaya yönelik ve olumsuz durumlar olmadan harekete geçirilebilen bir süreci ifade eder. Reaktif iletişim ise, olumsuz bir duruma ya da olaya karşı gösterilmesi zorunlu olan tepkiyi ifade eder.

Reaktif İletişimin Karmaşıklığı ve Olumsuz Çağrışımı

Reaktif halkla ilişkiler, proaktif halkla ilişkilere göre daha karmaşık bir süreçtir ve genellikle olumsuz durumlardan kurtulmaya yönelik bir çaba içerir. İşletme ve markalar için ideal iletişim biçimi proaktif iletişimdir, ancak bazı durumlarda reaktif iletişim uygulanması kaçınılmazdır ve bunun önlemesi için çalışmalar yapılmalıdır.

Fırsat Yaratma ve Tepki Gösterme: Proaktif ve Reaktif İletişimin Ayrımı

Proaktif iletişimde, düşünme ve planlama süreçlerine önem verilir ve hedeflenen fırsatları yakalamaya yönelik adımlar atılır. Reaktif iletişimde ise, var olan ya da olabilecek krizlere karşı tepkisel çözümler üretilir. Reaktif iletişimi tercih eden işletmelerde zaman zaman iletişimsizlik çabaları da görülebilir, bu da hedef kitlenin olayı büyütebilmesine ya da olayı unutmasına neden olabilir.

Savunmacı Yaklaşım ve Yönetim Plansızlığı: Reaktif İletişimin Başlıca Sebepleri

Reaktif halkla ilişkileri uygulayan işletmeler genellikle savunmacı bir yaklaşım sergiler. İşletmenin vizyonsuzluğu ve yönetim plansızlığı reaktif iletişimin başlıca sebepleri arasındadır. Bu durum, işletmenin var olan olumsuz durumu onarmaya, olası zararları önlemeye ve satışı canlandırmaya yönelik enerji harcamasına neden olur. Ancak, reaktif strateji uygulaması sadece olumsuz durumlarda kaybı önlemek için atılan adımlarla sınırlıdır ve sürekli kayıpların önüne geçilemez.

Sonuç olarak, asimetrik halkla ilişkiler kavramı ve reaktif iletişim arasındaki temel farklar, hedeflerine yönelik iletişim stratejileri ve kriz yönetimi süreçlerinde yaşanan ayrımlardır. Proaktif iletişim, fırsat yaratma ve değerlendirme süreçlerine odaklanırken, reaktif iletişim çoğunlukla olumsuz durumları onarmaya ve tepkisel çözümler üretmeye dayalıdır. İşletmelerin başarısı, bu iki yaklaşım arasında dengeli bir strateji geliştirerek, hem fırsatları değerlendirebilmesi hem de kriz anlarında doğru tepkiler verebilmesine bağlıdır.

Reaktif Politika Hataları ve Kaçınılması

Reaktif politika uygulamalarında düşülen en büyük hatalar, çoğunlukla, işletmelerin savunmacı yaklaşımları, yönetim plansızlığı ve iletişimsizlik çabalarından kaynaklanmaktadır. Reaktif halkla ilişkiler, karmaşık ve olumsuz bir çağrışıma sahip bir süreç olduğunden, işletmelerin bu hatalardan kaçınabilmesi için uygun stratejiler ve yöntemler benimsemeleri önemlidir.

Stratejik Planlamaya Önem Verin

İşletmeler, reaktif iletişime yol açabilecek olumsuz durumların ortaya çıkışını engellemek ve kriz yönetimini kolaylaştırmak için stratejik planlamalar yapmalıdırlar. Bu planlamalar, hedef kitlelerle olan etkileşimleri sürdürürken ve olası risklerin önceden tespit edilmesine yardımcı olarak, reaktif iletişim süreçlerini daha etkin bir şekilde yönetmelerine olanak sağlar.

Proaktif İletişimi Benimseyin

İşletmelerin reaktif politika hatalarından kaçınabilmeleri için proaktif iletişimi benimsemeleri gerekmektedir. Proaktif iletişim, fırsat yaratmaya yönelik bir çaba gösterip, olumsuzluklar ve tehditlerle karşılaşılmadan hedef kitleyle etkileşim sağlamayı amaçlamaktadır. Bu sayede işletmeler, reaktif politika uygulamalarında düşülen savunmacı yaklaşım ve plansızlık hatalarından kaçınılabilen bir iletişim süreci gerçekleştirebilirler.

İletişimsizliği Engelleme

Reaktif iletişimi benimseyen bazı işletmelerde maalesef olayı akışına bırakma gibi bir iletişimsizlik çabası bulunmaktadır. İşletmelerin bu hatalardan kaçınmak için hedef kitleleriyle sürekli olarak etkileşime geçmeleri; olumlu değerlendirmeler, dönütler ve açıklamalar yoluyla olayları büyütmemeleri gerekmektedir.

Sonuç olarak, reaktif politika hatalarından kaçınmak, işletmelerin proaktif iletişim stratejilerini benimsemeleri ve yönetim plansızlığını aşarak, hedef kitleleriyle sürekli ve etkili bir etkileşim gerçekleştirmelerini sağlar. Bu sayede işletmeler, reaktif halkla ilişkiler sürecinde düşülen hataların ve olumsuz sonuçların önüne geçebilir.

Proaktif ve Reaktif Halkla İlişkiler Stratejileri Arasındaki Temel Farklar

Proaktif iletişim stratejisi

Proaktif halkla ilişkiler, hedef kitle ile olan iletişimi olumlu yönde etkilemeyi hedefleyen ve önleyici bir yaklaşımla hareket eden stratejik planlardır. İşletmeler bu yaklaşım ile olumsuz durumlar öncesinde iletişimi güçlendirir ve potansiyel krizleri önlemeye yönelik adımlar atar. Proaktif iletişimde fırsat yaratma, değerlendirme ve tehdit ya da olumsuzluklara karşı önlemler alınarak hedef kitle ile olan ilişkilerde başarılı sonuçlar elde edilebilir.

Reaktif iletişim stratejisi

Reaktif halkla ilişkiler ise, zorunlu tepki verme çabası içinde olan ve daha çok olumsuz durumlar ile başa çıkmaya yönelik bir süreçtir. Bu strateji, işletmelerin olumsuz durumlar veya krizler sonrasında var olan sorunları çözmek, zararları önlemek ve iletişimi tekrar canlandırmak için yoğun çaba harcar. Reaktif iletişim, işletmelerin savunmacı yaklaşımları benimsedikleri ve yönetim plansızlığından kaynaklı bir süreç olarak görülür.

Yoğun strateji ve çaba gerektirmeyen reaktif yaklaşım

Reaktif halkla ilişkiler stratejisi, proaktif halkla ilişkilere göre daha az yoğun strateji ve çaba gerektirir. Reaktif iletişim süreci, işletmenin vizyonsuzluğu ve zayıflıkları nedeniyle çoğu durumda olayı akışına bırakarak hedef kitleyi karışıklığa ve olumsuz algıya yönlendirebilir. Bu durum, hedef kitle üzerinde olumsuz etkiler yaratır ve işletme imajının zedelenmesine yol açar.

Proaktif ve reaktif iletişim süreçlerinin önemi

Özetle, proaktif ve reaktif halkla ilişkiler stratejileri arasındaki temel farklar; proaktif iletişim sürecinin olumsuz durumları önlemeye ve fırsatları değerlendirmeye yönelik önleyici bir yaklaşımla hareket etmesi ve reaktif iletişim sürecinin ise olumsuz durumlar ve krizler doğrultusunda var olan sorunları çözmeye, zararları önlemeye ve iletişimi tekrar canlandırmaya yönelik savunmacı bir yaklaşım benimsemesidir. İşletmelerin başarılı bir halkla ilişkiler yönetimi için proaktif iletişim stratejilerini benimsemeleri ve reaktif iletişimden kaçınmaları önerilir.

Proaktif Halkla İlişkilerin Avantajları

Proaktif halkla ilişkiler, işletmelerin ve markaların iletişim stratejilerini olumsuz durumlar yaşanmadan önce planlayarak harekete geçmesini sağlayan bir yaklaşımdır. Bu stratejik yöntemin sağladığı avantajlar ve başarıya katkısı, hedef kitle ile olan iletişimin sürekli ve yapıcı bir şekilde yönetilmesi sayesinde gerçekleşmektedir. Proaktif iletişimin reaktif iletişime göre daha başarılı bir yöntem olduğu, çeşitli çalışmalarda ortaya konulmuştur. İlk olarak, proaktif halkla ilişkilerin sağladığı avantajları incelemekte fayda vardır.

Fırsat Yaratma ve Olumsuzlukların Önlenmesi

Proaktif iletişim, işletmelerin fırsatları değerlendirerek kendi avantajlarına çevirebilmesi için uygun zemin hazırlar. Böylece hedef kitle ile sağlıklı bir bağ kurulur ve olumsuz durumlar önceden tahmin edilerek önlem alınabilir. Reaktif iletişimin aksine, proaktif halkla ilişkiler zorunlu tepkiler vermekten çok, gündemi olumlu yönde belirleyebilme gücüne sahiptir.

İmaj ve Algı Yönetimi

Proaktif halkla ilişkiler uygulamaları sayesinde, işletmelerin ve markaların imaj ve algı yönetimi daha etkin bir şekilde gerçekleşir. Olumsuz durumlarla başa çıkmak yerine, proaktif halkla ilişkilerle hedef kitleye olumlu mesajlar iletilir ve marka değeri yükseltilir.

Proaktif Halkla İlişkilerin Başarıya Katkısı

Proaktif halkla ilişkilerin başarıya önemli katkıları bulunmaktadır. Öncelikle, sürekli iletişim stratejileri planlayarak uygulamaya geçen işletmeler, hedef kitlelerinin güvenini kazanır ve müşteri sadakatini artırır. Ayrıca, bu yaklaşımın sağladığı avantajlar sayesinde işletmeler, pazarlama ve satış hedeflerine daha kolay ulaşır ve sürdürülebilir başarı elde edebilir.

Sonuç olarak, proaktif halkla ilişkilerin sağladığı avantajlar ve başarıya katkısı, işletme ve markaların hedef kitle ile efektif iletişim kurmalarını ve olumsuz durumlarla baş etmeden önce önlem alarak fırsatlardan yararlanmalarını sağlar. Hem imaj ve algı yönetimi açısından hem de işletme performansı açısından, proaktif halkla ilişkiler uygulamalarının benimsenmesi büyük önem taşımaktad.

Reaktif İletişim Planının Ana Bileşenleri

Reaktif iletişim planı, işletmelerin olumsuz durumlarda hedef kitleyle etkili bir iletişim sağlamayı amaçlayan yöntemler bütünüdür. Bu planın ana bileşenleri; kriz yönetimi, hedef kitle analizi, iletişim hedefleri, mesajlar ve kanallar olarak sıralanabilir.

Kriz Yönetimi Süreçleri

Reaktif iletişim, işletmelerin başlarına gelen olumsuz durumlara karşı hazırlıklı olmasını sağlar. Kriz yönetimi süreçleri içerisinde, işletmelerin önceden belirlediği kriz ekipleri, kriz iletişim stratejilerini belirleyerek, hedef kitle nezdinde olumsuz etkileri azaltmaya çalışır.

Hedef Kitle Analizi ve İletişim Hedefleri

Reaktif iletişim planının uygulanmasında atılması gereken ilk adım, hedef kitle analizidir. Hedef kitle, yaşanan olumsuz durumdan en çok etkilenen kişi veya gruplardır ve bu analiz sayesinde işletme, iletişim hedeflerini ve stratejilerini belirler.

Mesajlar ve İletişim Kanalları

Efektif bir reaktif iletişim süreci, hedef kitleye ulaşacak mesajların doğru ve tutarlı şekilde oluşturulmasıyla başlar. İşletmenin yaşadığı krizi onarmaya yönelik mesajlarla birlikte, hedef kitlenin yaşadığı endişeleri ve sorunları ele alarak düzeltici adımlar atılması gerekmektedir. Ayrıca, iletişimin gerçekleşebilmesi için doğru iletişim kanallarının seçilmesi de büyük önem taşır.

Sonuç

Reaktif iletişim planı, işletmelerin olumsuz durumlar karşısında etkili ve hızlı tepkiler vermesine olanak tanır. Bu planın başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için kriz yönetimi, hedef kitle analizi, iletişim hedefleri, mesajlar ve kanallar gibi süreçlerin doğru ve tutarlı şekilde işletilmesi gerekmektedir. Üstün bir reaktif iletişim süreci, işletmenin hedef kitlesi üzerinde olumlu bir etki yaratarak, yaşanılan krizin zararlarını en aza indirgeyebilir ve işletmenin imajını koruma amacına hizmet edebilir.

Reaktif İletişimin Dezavantajları

Reaktif iletişim süreci, işletmelerin olumsuz durumlara tepki gösterebilme çabasını ifade eder ve olumsuz durumlardan kurtulmaya yönelik enerji harcamak zorunda kalır. Reaktif halkla ilişkiler, proaktif halkla ilişkilerden daha karmaşık bir süreçtir ve olumsuz bir çağrışıma sahiptir.

Yoğun Strateji ve Çaba Eksikliği

Reaktif iletişime neden olan durumlar, işletme ve markalar için sarsıcı ve olumsuz algılara yol açabilecek derecede önemlidir. Fakat reaktif halkla ilişkiler, proaktif halkla ilişkilere kıyasla yoğun bir strateji ve çaba göstermekten uzaktır. Bu durum, işletmenin vizyonsuzluğu ve zayıflığıyla açıklanabilir.

Savunmacı Yaklaşım Benimsemek

Reaktif halkla ilişkileri uygulayan çoğu işletme ve kurum, savunmacı yaklaşımı benimser. Proaktif iletişimde olan fırsatları yakalama ve değerlendirme gibi aşamalar yerine, çözümü bekleyen sorunlar ve önlemler, reaktif iletişimde yer almaktadır. Bu durum, işletmeye hem zaman kaybı hem de olumsuz bir imaj yaratmaktadır.

Olayı Akışına Bırakma Riski

Reaktif iletişimi benimseyen bazı kurum ve işletmelerde ise olayı akışına bırakma gibi bir iletişimsizlik çabası da söz konusudur. Bu durum ise hedef kitlenin olayı büyütebilmesine ya da olayı unutmasına yol açabilir. Bu nedenle reaktif iletişim, işletmeler için ideal bir iletişim biçimi değildir.

Yönetim Plansızlığından Kaynaklanan Sorunlar

Reaktif iletişim süreci, işletmelerin yönetim plansızlığından meydana gelir. İşletme, benimsediği reaktif strateji nedeniyle sadece olumsuz durumlarda kaybı önlemek için adım atmakta ve aslında reaktif iletişimi benimsediği için de kaybının önüne geçemeyecek anı kurtaran tepkiler vermektedir.

Sonuç olarak, reaktif iletişim uygulayan işletmeler, daha çok olumsuz durumlardan kurtulmaya yönelik enerji harcamak zorunda kalır. İdeal bir iletişim biçimi olan proaktif halkla ilişkilerin benimsenmesi, işletmeler için daha olumlu sonuçlar doğuracaktır.İşletmelerin yönetim ve iletişim stratejilerini gözden geçirerek reaktif iletişimin dezavantajlarını ortadan kaldırmak ve daha proaktif bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

Hedef Kitle Üzerindeki Etkilerin Araştırılması

Proaktif ve reaktif halkla ilişkiler uygulamalarının hedef kitle üzerindeki etkileri arasındaki temel farklar, uygulanan stratejiler ve süreçlerin doğasıyla ilişkilidir. Bu iki yaklaşım, söz konusu duruma ve hedef kitlenin beklentilerine göre olumlu ya da olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Proaktif İletişimin Özellikleri

Proaktif iletişim, fırsat yaratmaya yönelik çabalarla hedef kitlenin beklentilerini önceden tahmin eder ve olumsuzluklar ortaya çıkmadan stratejik planlar geliştirir. Bu yaklaşım, hedef kitle ile sürekli ve etkili bir iletişim kurmayı amaçlar ve işletmelerin imajını güçlendiren bir etkiye sahiptir.

Reaktif İletişimin Dezavantajları

Reaktif iletişim ise, olumsuz durumlar karşısında tepki göstermeye çalışan ve bu durumları düzeltmeye yönelik enerji harcayan bir süreçtir. Bu iletişim biçimi, savunmacı yaklaşımlar sergiler ve var olan sorunları çözmeye odaklanarak işletmenin imajını korumak için çaba gösterir. Ancak bu çabalar, hedef kitlenin olayların akışına bırakılmasıyla sonuçlanabilen bir iletişimsizlik sürecine de yol açabilir.

İşletmelerin Proaktif İletişime Yönelmeleri Gerekir

İdeal olarak işletmeler ve markalar, proaktif iletişim kurarak hedef kitlenin beklentilerini önceden saptayıp bu yönde çalışmalıdır. Bu durum, hedef kitleye pozitif etkiler sağlarken, işletme ve markaların imajını da güçlendirmeye katkı sağlar. Reaktif iletişim ise daha çok kriz ve olumsuz durumlarla baş etme amacıyla tercih edildiğinde, işletmenin vizyonsuzluğu ve zayıflığıyla ilişkilendirilir ve enerjisi daha çok olumsuz durumları düzeltmeye harcanır.

Sonuç ve Öneriler

Sonuç olarak, proaktif ve reaktif halkla ilişkiler uygulamalarının hedef kitle üzerindeki etkileri arasındaki temel farklar; stratejik planlama, iletişim yöntemleri ve süreçlerin yönetiminde ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin proaktif iletişimi benimsemeleri ve hedef kitlenin beklentilerini sürekli olarak göz önünde bulundurmaları, işletmenin başarısı ve hedef kitlenin memnuniyeti açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle işletmeler, reaktif iletişim yerine proaktif iletişim stratejilerini benimseyerek, daha başarılı ve güçlü bir imajı hedef kitleleri üzerinde sağlamlaştırmalıdır.

İşletmelerin Reaktif İletişimden Proaktif İletişime Geçiş Süreci

Proaktif ve Reaktif İletişimin Özellikleri

Proaktif iletişim, fırsat yaratmaya yönelik bir çaba gösteren iletişim biçimidir, olumsuzluklar olmadan da harekete geçirilebilir. Reaktif iletişim ise, olumsuz bir duruma ya da olaya karşı tepki göstermek için uygulanan bir süreçtir. Reaktif halkla ilişkiler, ideal bir iletişim biçimi olmayıp, işletme ve markalar için proaktif iletişimin benimsenmesi daha olumlu bir durumdur.

Stratejik Planlar ve Reaktif İletişimin Sınırlılıkları

Reaktif iletişim uygulamalarında, var olan ya da olabilecek krizlere tepki niteliğinde çözümler üretilir. Ancak reaktif iletişimi benimseyen bazı işletmelerde, hedef kitlenin olayı büyütebilmesine ya da olayı unutmasına yol açabilen iletişimsizlik çabası da vardır. Reaktif iletişime yol açan durumların çoğu, işletmenin vizyonsuzluğu ve zayıflığıyla açıklanabilir.

Reaktif İletişimden Proaktif İletişime Geçişin Önemi

İşletmeler, reaktif iletişim süreçlerini proaktif iletişime çevirerek daha başarılı bir halkla ilişkiler uygulaması gerçekleştirebilirler. Reaktif iletişim modelini benimseyen işletmelerin yerine, proaktif iletişim sayesinde fırsatları yakalayarak değerlendirme aşamalarını gerçekleştirmeleri önemlidir. Reaktif iletişim biçiminde geçici çözümler uygulayan işletmeler, sürekli kayıplarla karşılaşabilecekleri için proaktif iletişim anlayışını benimsemelidirler.

İşletmelerin Proaktif İletişim Stratejileri

İşletmeler, proaktif iletişime geçiş süreçlerinde şu adımları izlemelidir: İlk olarak, işletmenin ortak bir vizyon oluşturarak hedeflerini ve değerlerini belirlemesi gerekmektedir. Ardından, proaktif iletişim stratejisinin bir parçası olan hedef kitle analizinin yapılması önemlidir. Hedef kitle analizi ile işletme, iletişim konularını ve mesajlarını netleştirebilir ve hedef kitleye etkin bir şekilde ulaşabilir. Ayrıca, proaktif iletişim sürecinde işletmelerin düzenli izleme ve değerlendirme yapmaları, başarılı bir halkla ilişkiler uygulaması için gereklidir.

Sonuç olarak, işletmelerin reaktif iletişimden proaktif iletişime geçiş sürecinde, ortak bir vizyon oluşturarak stratejik planlama ile hedef kitle analizini yönetmemeleri, düzenli izleme ve değerlendirmelerin yapılması önemlidir. Bu süreç, işletmelerin başarılı halkla ilişkiler uygulamalarını gerçekleştirmeleri ve sürekli başarı elde etmelerinde önemli bir rol oynamaktadır.

reaktif halkla ilişkiler proaktif halkla ilişkiler reaktif iletişim halkla ilişkiler iletişimi halkla ilişkiler stratejileri halkla ilişkiler birimi
Emine Büşra Kanat

Ankara Üniversitesi Halkla ilişkiler ve tanıtım bölümünden mezun oldu. Lisans öğreniminde sosyal farkındalık kampanyalarında görev aldı. İstanbul İşletme Enstitüsü’nde fotoğrafçılık, iletişim, kişisel gelişim ve diğer farklı konularında yazmaya başladı.

Açılımı Public Relations olan PR, Türkçe&#;de &#;Halkla İlişkiler&#; olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde küçük büyük her şirketin kullandığı, kullanmayanların da sosyal medyada iyi bir konum yakalaması için kullanması gereken bir stratejidir. Hatta PR çalışmaları, bir kişi için bile oldukça etkili olmaktadır. Aynı zamanda PR, reklamla aynı gibi algılanan ama reklamdan oldukça farklı stratejiler izleyen sistemler bütünüdür. İsterseniz öncelikle bu iki kavramın farklarını inceleyelim.

PR ve Reklam Arasındaki Farklar Nelerdir ?

ReklamvePR

Genel kullanımda bu iki kavram, birbirinin aynısı veya eşanlamlısı gibi algılanabiliyor. Aslında birbiri ile, bağlantılı ve benzer yönleri olsa da kullanım amaçları ve stratejileri noktasında ayrılıyorlar. Aralarındaki en temel fark; reklam, doğrudan iletişime geçerek iletmek istediği mesajı direkt verirken; PR, dolaylı yoldan mesajlarını ileterek hedef kitlenin sürece dahil olmasını sağlamaya çalışıyor.

İlgili içerik: Swot analizi nedir?

Şimdi biraz daha detaylara inelim.

Reklam genel olarak; şirket veya şahısların varlığından kitleleri haberdar etmek, sağlamış olduğu ürün veya hizmetleri tanıtmak, müşterilerde satın alma içgüdüsü uyandırmak, pazar paylarını artırmak gibi ağırlıklı olarak ticari amaçla kullanılan planlama ve eylem türüdür. Reklamda, reklamı veren kişi ya da kuruluşu açık bir şekilde belirtiriz. Reklam maliyetleri de günümüzde oldukça yüksektir ve yaptığımız yatırımın geri dönüşümünü, hedeflediğimiz süre içerisinde ölçülebilir bir şekilde almak isteriz. Ayrıca reklam çalışmalarını, kesintili ve dönemsel olarak gerçekleştiririz.

Reklam yaptıktan sonra beklentilerimizi;

  • Hedeflediğimiz satış başarısına ulaştık mı ?
  • Yaptığımız yatırımın karşılığını ne oranda aldık ?
  • Marka bilinirliğimize hedeflediğimiz seviyede katkısı oldu mu ?
  • Reklamımıza ve tanıtılan ürün veya hizmetimize olan ilgi, istediğimiz düzeyde gerçekleşti mi ?

gibi sorular üzerinden ölçeriz.

PR ise marka veya kişilerin; toplum karşısında imajını ve saygınlığını korumak, bilinirliği artırmak, düşünce ve fikirlerini yaymak, belirli bir politika sürecine destek vermek, halk nezdinde kişi ya da kurum hakkında istenilen fikir ve düşüncelerin oluşmasını sağlamak adına algı oluşturmak gibi geniş zamanlı stratejiler doğrultusunda uygulanan bir sistemler bütünüdür. Geniş zamanlıdır; çünkü belirtilen hedef ve amaçlara kısa sürede ulaşmak mümkün değildir. Bu yüzden PR çalışmaları, uzun süreli ve kesintisiz bir şekilde gerçekleşir.

PR çalışmalarımızdan sonra beklentilerimizi;

  • Kişi, kurum veya marka hakkında ilgili mecralarda ve sosyal medya gibi alanlarda haber, yayın, tartışma gibi etkileşimler oluşturduk mu ? Yeterince ilgi gördü mü ?
  • Vermek istediğimiz mesajı, doğru bir şekilde ilettik mi ?
  • Oluşturmak istediğimiz algıyı doğru bir şekilde oluşturduk mu ?

gibi parametreler üzerinden değerlendiririz.

Birbirine çok benzer ama bir o kadar da farklı kulvarlarda hizmet eden PR ve reklam arasındaki en temel farklara kısaca değindik. Her ne kadar benzerlikleri ve farklılıkları olsa da kurum veya kuruluşlar için ikisinin de büyük öneme sahip olduğu tartışmasız bir gerçektir.

Öneri içerik: Basın bülteni örnekleri

PR Nedir? halkaliliskilernedir2

PR, bir kişinin veya şirketin, sosyal medya gibi halka ulaşan kanalları kullanarak markasını tanıtma ve toplum üzerinde olumlu bir etki bırakma stratejisidir.

Markanızın doğru PR çalışmaları aracılığıyla doğru hedef kitlelerine ulaşabilmesi, marka bilinirliği ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Çünkü markanıza ait topluma yansıyan etki, PR çalışmaları ile şekillenir. Ancak, yanlış yapıldığı takdirde beklenmeyen olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Fakat PR çalışmaları öyle önemlidir ki, istemeden oluşturduğunuz kötü bir algıyı bile doğru PR çalışmalarıyla olumlu bir algıya çevirebilirsiniz. Günümüzde PR çalışmalarını en çok kullanan firmaların, genellikle e-ticaret firmaları olduğu görülmektedir. Çünkü PR çalışmalarının etkili olmasının ana sebeplerinden biri de üçüncü şahısların, stratejinin içine dahil olmasıdır. İnsanlar, oluşturduğunuz bir markanın güvenilirliği konusunda, sizin sözlerinizin yerine üçüncü şahısların sözlerini daha çok dikkate alırlar. Dolayısıyla, herhangi bir e-ticaret sitesinden alışveriş yaptığınızda ve bunu arkadaşlarınıza önerdiğinizde, siz de o marka için bir PR çalışması yönetmiş olursunuz. Şimdi sırasıyla PR&#;ın dünyada ve ülkemizdeki tarihine göz atalım ve doğru bir PR çalışmasının nasıl yapılması gerektiğini inceleyelim. Gelin bu konulara göz atıp halkla ilişkiler konusunda detaylı bilgiye erişelim.

Dünyada PR&#;ın Tarihçesi

Halkla ilişkiler kavramı daha çok Amerika Birleşik Devletleri’nde rağbet gördü ama ilk olarak Fransa’da ortaya çıktı. Günümüzde ise internetin ve sosyal ağların getirdiği yeniliklerle kitlelerle yürütülen karşılıklı, geri bildirime dayalı, simetrik iletişim faaliyetleri halini almıştır. Temelinde ise dört ana model vardır:

  • Basın ajansı modeli
  • Kamuyu bilgilendirme modeli
  • İki yönlü asimetrik model
  • İki yönlü simetrik model

Halkla ilişkilerin Avrupa’ya girişi ’de İngiliz Başbakanı I. George’un seçim kampanyası ile olmuştur.

Dünyanın İlk PR Çalışması

lucky-strike-halkla-ilişkiler

İlk halkla ilişkiler kampanyasını yürüten ve “Halkla İlişkilerin Babası” olarak anılan kişi ise Edward Bernays’tır. Ünlü psikolog Sigmund Freud’un yeğeni olan Bernays aynı zamanda ilk halkla ilişkiler dersini veren ve ilk halkla ilişkiler kitabını (Public Opinions) yazan kişidir. Kadınların sigara içmesinin uygunsuz bulunduğu bir dönemde Bernays, kadınlara sigara içerken yaptırdığı yürüyüş ile bu çalışmasına başlamıştır. Bu eylem daha sonra “Özgürlük Meşalesi” olarak anılmıştır.

Bernays’ın bilinen en başarılı kampanyalarından biri (aynı zamanda dünyanın ilk PR çalışması) Lucky Strike sigaraları için yaptığı kampanyadır. Şirket sahibinin söylemlerine göre Lucky Strike markasının kadınlara yönelik sigara satışlarında istenilen rakamlar bir türlü yakalanmıyordu. Bunun sebebi ise Lucky Strike sigara paketlerinin yeşil renginin kadınların elbiselerinin rengine uymamasıydı. Bu durumu gören Bernays bir dergi yardımıyla yeşil rengin ifade ettiği değerleri halka aktarmıştır. Ayrıca moda defilelerinde yeşil renklerin kullanılmasını sağlayarak kadınlar arasında yeşil rengin kullanımını arttırarak Lucky Strike’ın kadınlara satışını dolaylı yoldan etkilemiştir.

Türkiye&#;de PR&#;ın Tarihçesi

Ülkemizde ise PR’ın profesyonelleşme süreci ’lı yıllarda başlamıştır. Öncelikle kamu kurumlarında başlayan bu süreç sonrasında özel sektöre de yayılmıştır. yılında, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne bağlı Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nda ilk halka ilişkiler dersleri verilmeye başlanmıştır. Bu dersleri ise ABD’de halkla ilişkiler konusunda yüksek lisans yapmış M. Alâeddin Asna vermiştir. Bu kuruluştan üç yıl sonra yani yılında Asna bir halkla ilişkiler kitabı da yazılmıştır. Birkaç yıl içinde ise İzmir, İstanbul ve Ankara’da Gazetecilik Yüksek Okulları’nın ders müfredatlarında halkla ilişkiler yer almaya başlamıştır.

İlerleyen yıllarda ise;

  • yılında Halkla İlişkiler Derneği Kurulmuştur. Derneğin ilk başkanı yine M. Alâeddin Asna’dır. yılında ise başkanlık görevini Betül Mardin devralmıştır.
  • yılında ilk halkla ilişkiler ajansımız olan A&B Alâeddin Asna tarafından kurulmuştur.
  • yılında başkanlık görevini Asna’dan devralan Betül Mardin tarafından IMAGE Halkla İlişkiler Ajansı kurulmuştur.
  • yılında Bersay, Global Tanıtım ve Orsa isimli halka ilişkiler ve iletişim ajansları faaliyete geçmiştir.

PR&#;ın Önemi Nedir? 

Halkla ilişkiler, bir kurumun veya işletmenin kurum ile hedef kitlesi arasında sağlıklı bir ilişki ve iletişim geliştiren stratejik bir yaklaşımdır. Bir kuruluş için en önemli şeylerden biri de bu iletişimi yönetmektir. PR da iletişime odaklandığından bu noktada önem kazanıyor.
Halkla ilişkiler stratejisi oluşturmak, kriz anlarında nasıl tepki vereceğinizi, soruları nasıl cevaplayacağınızı ve her zaman ne söyleyeceğinizi bilmenizi sağlar. PR tarafından ilgilenilmesi gereken çokça alan vardır. Halkla ilişkiler stratejileri oluşturmak, basın bültenleri hazırlamak, etkinlikler düzenlemek ve kurumun daha iyi tanıtmak için çalışmalar yapmak bunlardan bazılarıdır.
Özetlemek gerekirse, rakiplerin gürültüsü içinde boğulmamak ve pazarda öne çıkmak adına hedef kitle ile iletişim kurmak için her kurumun halkla ilişkilere ihtiyacı vardır.

Basın bülteni ile ilgili içeriğimizi inceleyebilirsiniz :  monash.pw

PR Çalışması Nasıl Yapılır? halklailiskilernedir3

Markanızı halka doğru bir şekilde tanıtmak konusunda PR çalışmaları büyük rol oynamaktadır. Tabii bu çalışmalar, genel olarak uzun vadede verimli sonuçlara ulaşmaktadır. PR çalışmalarını bir ağaca benzetebiliriz. Kökleri ne kadar sağlam olursa sürekliliği de o kadar uzun olur. Dolayısıyla PR çalışmaları, markanızın yaratacağı etki için doğru strateji ve hedeflerle yapılmalıdır. Bu hedef ve stratejileri sırasıyla;

  • Amacınızın Net Olarak Belirlenmesi,
  • Hedef Kitlenizin Belirlenmesi,
  • Hazırlayacağınız İçerikler,
  • İçerikleri Kullanacağınız Kanallar

olarak başlıklandırabiliriz.

Amacınızın Net Olarak Belirlenmesi:

PRamac

PR çalışmalarına etkili başlayabilmek için, her şeyden önce markanızın amacını net olarak belirlemeniz oldukça önemlidir. Eğer belli bir amacınız yoksa, markanızın hedef kitlesini de belirleyemez ve hangi kanalları kullanacağınızı da saptayamazsınız. Dolayısıyla da PR çalışmalarınız büyük bir kargaşa içerisinde kalır ve etkili olamaz. Bu noktada markanızın amacının ne olduğunu, kimlere nasıl hitap etmeniz gerektiğini, nasıl bir etki uyandırmak istediğinizi saptamalısınız.

Hedef Kitlenizin Belirlenmesi:halklailiskilernedir1

Etkili PR çalışmalarınızda, hedef kitlenizin amacınıza uygun olarak doğru belirlenmesi gerekmektedir. Bu noktada, belirleyeceğiniz hedef kitleler;

  • Çalışanlar,
  • Öğrenciler,
  • Yerel Yönetimler,
  • Siyasi Partiler,
  • Medya,
  • Bayiler,
  • Yatırımcılar,
  • Mağaza Sahipleri,
  • Sivil Toplum Kuruluşları

gibi birçok farklı gruba ayrılabilir. Bunların yanında hedef kitlenizi, daha spesifik bir şekilde pek çok farklı faktöre göre de belirleyebilirsiniz.

  • Yaş,
  • Cinsiyet,
  • Medeni Hal,
  • Uyruk,
  • Coğrafi Yerleşim,
  • Meslek,
  • Kişilik,
  • İnançlar,
  • Sosyal Statü

gibi faktörler, hedef kitlenizin daha spesifik belirlenebilmesine örnektir. Bu noktada, siz de kendi markanızın hedef kitlenizi belirleyerek, bu kitlelere uygun PR çalışmaları uygulayabilirsiniz.

Hedef kitlenizi oluşturmak konusunda, yazımıza göz atabilirsiniz! : Hedef Kitle ve Persona Nedir Nasıl Oluşturulur (Örnekleri ile Birlikte)

Toplum ile Etkileşim Kurmak:

toplumileetkilesimkurmak

 

Medyada olmak en güçlü tanıtım şekli olsa da, hikayenizi her zaman kendiniz de anlatabilirsiniz.

Bunu yapmanın kolay bir yolu, haber bültenini şirketinizin web sitesinde yayınlamaktır. Bu şekilde, herhangi bir ziyaretçi onu kolayca bulmaktadır.

Bir başka yolu da sosyal medyada haberlerden bahsetmektir. Bu yol, size markanızın kişiliğini ve sesini kullanma şansı sunar. Onunla biraz eğlenin! Sosyal medya yalnızca web sitenize trafik çekmekle kalmaz, aynı zamanda muhabirleri de çeker. Sohbet başlatmak için muhabirlerin kişisel Twitter kullanıcılarına her zaman tweet atabilirsiniz.

Gönderilerinizde aldığınız herhangi bir etkileşimle etkileşime geçmek için her gün zaman ayırdığınızdan emin olun! Kimseyi asılı bırakmak istemezsin.

İlginizi çekebilir: Medya Planlaması Nedir? Nasıl Yapılır?

Hazırlayacağınız İçerikler:

Adsıhazirlayacaginiziceriklerz

Hedef kitlenizi ve amaçlarınızı belirledikten sonra, markanızın insanlar üzerinde olumlu etki yaratma çalışmaları başlayacaktır. Bu çalışmaları ise, kitlenize ve amacınıza uygun üreteceğiniz kreatif ve özgün içerikler ile oluşturmalısınız. Buradaki önemli nokta, üreteceğiniz içerikler tamamı ile hedef kitlenize uygun içerikler olması gerektiğidir. PR çalışmaları kapsamında hedef kitlenizi yanlış belirlerseniz ya da hedef kitlenize uygun içerikler üretmezseniz etkili sonuçlar alamazsınız. Bu yüzden içeriklerinizi kitlenizle buluşturacağınız her kanalda etkin olmalısınız. Dolayısıyla da kaliteli içerik oluşturmak için oldukça çaba sarf etmelisiniz.

İlginizi çekebilir: Kaliteli İçerik Oluşturmak İçin 7 Ücretsiz Araç

İçerikleri Kullanacağınız Kanallar:

İçeriklerinizi oluştururken dikkat edeceğiniz bir diğer nokta ise, içeriklerinizi hangi kanallar yoluyla kitlenize ulaştıracağınızdır. Hedeflediğiniz her kanal için, uygun içerikler üretmeniz gerekmektedir. Örneğin; marka bilinirliliğinizi arttırmayı hedef alıyorsanız, PR çalışmalarınızı daha çok sosyal mecralar vasıtasıyla yapabilirsiniz. Ayrıca, etkileşiminizi artıracak viral reklamlar ile markanızı oldukça güçlendirebilirsiniz. Tabii viral içerik nasıl hazırlanır sorusunun cevabından tam olarak emin değilseniz, iyi bir viral içerik oluşturmak karmaşık bir hal alabilir.

İlginizi çekebilir: Viral İçerik Nedir? Viral İçerik Nasıl Hazırlanır?

Proaktif ve Reaktif Halkla İlişkiler Nelerdir?

publicrelations

Güçlü bir halkla ilişkiler stratejisi, işletmenin potansiyel müşterileri için olumlu bir imaj inşa etmesine yardımcı olur. Bu, sosyal medya platformları ve çeşitli ortamlar yardımıyla yapılır. Halkla ilişkileri proaktif ve reaktif halkla ilişkiler olarak iki başlıkta inceleyebiliriz. İşletmeler için iki tarafta da strateji belirlemek önemlidir. Şimdi hep birlikte bu başlıklara bir göz atalım:

Proaktif Halkla İlişkiler

Proaktif halkla ilişkiler, bir işletmenin hedef kitlesi ve amacı doğrultusunda planladığı bir halkla ilişkiler stratejisidir. Bu anlayışı benimseyen şirketler, potansiyel müşterilerini bulmaya ve işletmelerini hedef kitlelerine doğru biçimde tanıtmaya odaklanırlar. Şimdi hep birlikte proaktif PR&#;ın nasıl yapılacağını inceleyelim:

Öncelikle hedef kitlenize ne aktarmak istediğinize odaklanın. Hedef kitlenizi ve onlara ulaşacağınız yolları belirleyin. Güçlü bir içerik planlaması yapın ve aktarmak istediklerinize yönelik ilgi çekici içerikler üretin. Böylece potansiyel müşterilerinize kim olduğunuza dair fikirler vereceksiniz.
İkinci olarak, içeriklerin zaman planlamasını ayarlayın. İçeriğinizi ne zaman yayınlarsanız daha büyük bir etkileşim alırsınız? Bunun gibi sorulara cevap vererek bir halkla ilişkiler içerik takvimi oluşturun.
Üçüncü olarak, sosyal medya platformlarında hedef kitlenize ulaşabileceğiniz fırsatlar arayın. Bu bir röportaj, yorum veya blog yazısı olabilir.
Görüldüğü üzere proaktif halkla ilişkiler, aktif iletişimi benimseyen ve imajı güçlendiren bir PR anlayışıdır. Tüm bunları yaparak işletmenizi müşterilerinize tanıtıp daha güvenilir bir tablo çizebilirsiniz.

Reaktif Halkla İlişkiler

Reaktif Halkla İlişkiler, işletmeniz hakkında çıkabilecek olumsuz haberlere karşı nasıl bir aksiyon alacağınızı planladığınız anlayıştır. Bu açıdan baktığımızda kriz yönetimi bu stratejide büyük yer kaplar. Proaktif halkla ilişkilerin aksine hızlı kararların alındığı bir halkla ilişkiler çeşididir. Amaç, çoğunlukla olumsuz bir olay sonucunda gerçekleşen imaj hasarını en az zararla atlatmaktır.

Örneğin, bir işletme veya ürün hakkında olumsuz bir haber çıktığını düşünelim. Bu olumsuz haberin işletmede bıraktığı hasarı onarmada reaktif pr görev alabilir. Böylece, krizin etkisini minimize edebilir ve güveni tekrar inşa etmeye odaklanabilirsiniz. Burada dikkat etmeniz gereken şeylerden biri yine hedef kitlenizi tanımak ve ne söylemenizi istediklerini tahmin edebilmektir.

Reaktif PR’ın zor noktalarından biri, tahminler yapmanın her zaman mümkün olmamasıdır. Çünkü reaktif PR genelde olumsuz durumlarda devreye girer ve şirketinizin hangi olumsuzlukla karşılaşacağını her zaman bilemeyebilirsiniz.

Reaktif PR için kullanabileceğiniz kanallar ise sosyal medya platformları, basın konferansları veya röportajlar olabilir.

PR Çalışmaları Örnekleri

  • Norm Ender&#;in Başlattığı Fidan Challenge

Son zamanlarda artan orman yangınları ve çevreye verilen zararlar tehlikeli hale gelmeye başladı. Bu konuyla ilgili olarak, Türk rapçi Norm Ender ise sosyal medyanın gücünü doğa için kullanarak &#;Fidan Challenge&#; isimli bir kampanya başlattı. Norm Ender&#;in başlattığı bu kampanyaya, Türk televizyonun ünlü isimleri de dahil oldu. Bu sayede iki günde fidan bağışı yapıldı ve yükselen rakamlarla devam etti.

  • Nusret Gökçe PR Çalışması

Hepimizin bildiği ve dünyanın en ünlü et restoran zinciri sahiplerinden biri olan Nusret Gökçe, yaptığı tuzlama hareketiyle bir viral haline geldi. Bu tuzlama hareketi sayesinde ve yaptığı şovlar ile dünyanın gözdesi haline gelmeyi başardı. Aslında bu şöhretin altında, oldukça başarılı bir PR çalışması yatmaktadır. Günümüzde Nusret Gökçe&#;nin tuzlama hareketi, Narcos dizisinin Nusret Gökçe&#;nin şovuna yer vermesiyle beraber, futbol camiasında da adını duyurmuş başarılı futbolcuların gol sevinçlerinde tuzlama hareketi yapmasına kadar uzanmıştır. Bu sayede insanlar arasında dilden dile dolaşacak bir hareketi ikonlaştırarak başarılı bir PR çalışmasının ne denli sonuçlara varacağını ispatlamış oldu.

  • İnteraktif Magazin

    Caras dergisi, 25 bin okuyucudan oluşan abone havuzuna interaktif bir deneyim sundu. Okuyucular, dergi kapağında, “Neutrogena Deep Clean” ıslak mendilinin makyaj temizleme özelliğini keşfetti.

  • Van için Kumbara &#; Turkcell

Van’da yaşanan büyük deprem sonrasında şehir, oldukça zarara uğramıştı. Deprem sebebiyle oluşan ihtiyaçların karşılanması adına Turkcell, Van için Kumbara adlı bir kampanya başlatarak sosyal medyada ön plana çıkmayı başardı. Turkcell bu kampanyası ile, Van’da öğrenci yurdu, öğretmen kampüsü ve öğrencilere burs imkanı çalışmalarını hedeflemişti. Yapılan kampanyaya birçok ünlü isim de destek verdi ve Van için büyük bir adım atıldı.

Geçtiğimiz yılda Coca Cola etkili bir PR çalışması başlatmıştı. Kutu ve litrelik kolaların üstüne coca cola yazmak yerine, kişilerin isimlerini yazmaya başlamıştı. Bu kampanya, kısa sürede insanlar arasında yayılarak herkesin hoşuna giden olumlu bir etkiye bıraktı. Birçok insan arkadaşına hediye etmek için ya da kendi isminin yazılı olduğu bir kolayı içmeyi hoş bulduğu için bu kampanyaya oldukça olumlu şekilde etkileşim verdi. Böylece Coca Cola firması, PR çalışmasını başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş oldu.

Muhtemelen, zamanında batmak üzere olan Marlboro’nun nasıl yeniden ayağa kalktığını duymuşsunuzdur. Fakat biz yine de anlatalım.
Hikayenin doğruluğu şüpheli olsa da Marlboro, çok uzun yıllar önce batmak üzereyken harika bir PR çalışması ile günümüze kadar gelmiştir. Bu çalışma ile de (her ne kadar sigara kullanımını tavsiye etmesek de) en popüler sigara markalarından biri olmayı başarmıştır. Marlboro firması, artık olarak düşündüğü sigara paketlerini topladı ve paketlerin hepsini kullanılmış süsü vermek için ezdi. Bu paketleri şehrin tüm sokaklarına bıraktı. İnsanlar, her gün yerdeki “kullanılmış” Marlboro paketlerini görünce, o sigara markasının çok tercih edildiğini düşünüp, Marlboro marka sigaralara yöneldiler. Bu harika PR çalışması ile Marlboro markası, neredeyse batmak üzereyken kendisine büyük bir şans daha yaratmayı başarmıştır.

Hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişkiyi olumlu yönde geliştirmek, hayvanları ve yaşam alanlarını korumak ve iyileştirmek için çalışmalar yapan Humane Society International tarafından hazırlanan kısa film, büyük ses getirdi. Kısa filmde, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin test edilmesi aşamasında hayvanların denek olarak kullanılıyor olması, bir tavşanın gözünden anlatılıyor. Kısa filmin amacı denek hayvanları ile empati kurulmasını sağlamak. Kampanyadaki amaç, insanların satın alma tercihlerini test aşamasında denek hayvanları kullanılmayan &#;cruelty-free&#; ürünlere çevirmek. Tavşan Ralph, çok kısa süre içerisinde dünya çapında çok büyük bir ilgi ile karşılandı. Bu kampanya sayesinde denek hayvanları konusunda dünya çapında büyük bir farkındalık başladı. Belki de bu konu üzerinde hiç düşünmemiş kişiler üzerinde bile.

Bu yazımızda PR çalışması nedir, doğru PR çalışması nasıl yapılır ve günümüzde hepimizin bildiği fakat belki de fark etmediğimiz PR çalışmaları örneklerine değindik. Umarız sizler için açıklayıcı bir içerik olmuştur. Sizler de düşüncelerinizi ve aklınıza gelen başka örnekler varsa yorum kısmından bizlere iletebilirsiniz.

İlginizi çekebilir:
Bütünleşik Pazarlama Nasıl Yapılır Bileşenleri Nelerdir?
Dijital pazarlama ajansı nasıl seçilir?
Dönüşüm Oranı Nedir Nasıl Arttırılır? 8 Özgün Teknik
E-Ticaret Pazarlama Taktikleri, Online Satış Rakamlarınızı Arttırın!

Share on FacebookShare on Twitter

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır